Araçlar

Bookmark and Share




Salın köklerinizi aşka...
Bebek Yokuşu'nun alt başında, okulun hemen oralarda, belki de dünyanın en güzel manolya ağacı çiçek açmış.. Her biri bir yumruk büyüklüğünde bembeyaz çiçeklerle süslü, gelin gibi bir ağaç..
Kışın yaprakları dökülen bir cins bu.. "Liliflora" denilen türden.. Büyüklüğüne bakılırsa doğal büyüme sürecini tamamlamış olmalı. Artık daha fazla uzamasına imkan yok.. Kalın yeşil yapraklarını yıl boyu dökmeyen akrabası "grandiflora"lar kadar büyüyemiyor. Zaten çiçekleri ve yaprakları da onunkiler kadar büyük değil..
Bu söyleyeceğimin hiçbir bilimsel temeli olmadığını biliyorum elbette ama bana öyle geliyor ki iki ağacın gelişmesi, güzelliklerini insanlara sergilemelerindeki cömertlikle ters orantılı..
...

[ Devamı>>]


Apr 13, 2005 - 9:10 AM - Gönderen aybala

Ağacınız büyükse, statünüz de büyük
Bu yıl da Noel, İngiltere'ye bütün ihtişamı ile indi. Londra süslendi yine. Çamlar evlere geldi, donatıldı; altlarına armağanlar dizildi. Ağaçların altında pırıltılı kağıtlara sarılı paketler çekiyor çocukları. Onlar sabırsızlıkla bekliyorlar salı sabahını.

Noel ağacının kaynağı tam belli değil. Hıristiyanlık'tan evvel, yapraklarını dökmeyen ağaç ve dallar eşliğinde yapılan putperest ayinlerin Hıristiyan kutlamalarına dönüşmesi olarak düşünülüyor. Bilim adamları ilk süslenmiş ağacın Romalılar tarafından kutlanan "Saturnia"da görüldüğünü söylüyorlar. Saturnia, tarım tanrısı Saturnus için düzenlenen bir festivaldi.

Ortaçağ'da 24 Aralık'ta yapılan "Adem ve Havva" şöleninde Cennet Ağacı...

[ Devamı>>]


Apr 13, 2005 - 8:56 AM - Gönderen aybala

Erguvan mevsimi geçiyor
Erguvan - mor "İstanbul'un rengidir." Bizans İmparatorluk'ları, Sultanahmet'teki Büyük Saray'ın "mor oda"sında doğar, "erguvan" kaftan giyerdi. Semih Rıfat'a göre, Osmanlı nasıl ki, "İznik mavisi" ile simgelenir ise, Bizans'ın rengi de "erguvan veya morödur.

Bizans'tan bu yana "erguvan veya mor" İstanbul'un dağını taşını renklendirir.
Boğaz'ın iki yamacındaki erguvan ağaçları ne kadar kesilirse kesilsin, kalanlar gene de belli bir süre şehri renklendiriyor. Yeni dikilenler rengin kaybolmasını önlüyor.

Bu yıl soğuklar uzayınca erguvanlar doğru dürüst açamadı. Ama açanlar da uzun süre yaşadı. Bu hafta erguvanların son haftası. Artık...

[ Devamı>>]


Apr 13, 2005 - 8:51 AM - Gönderen aybala

Koklamaya kıyamam, benim güzel manolyam!
Âşık olduğum ağaç yine çiçek açtı..
Böyle söyleyince benim kulağıma da tuhaf geliyor aslında.
Bir insan, bir bitkiye âşık olabilir mi?
Pekâlâ olabiliyor, bunun için "bitkisel hayat"a girmek de gerekmiyor.
Sözünü ettiğim ağaç, Bebek'teki İnşirah Yokuşu'nun hemen başında, okulun bahçesinde..
(Daha önce de onunla ilgili bir yazı yazmıştım. Az önce arşivden baktım, 27 Nisan 2003 tarihinde.. Demek ki iki yıl kadar oluyor. Devamlı okuyucular hatırlayacaklardır. Yalçın Çınar'ın hafta içinde çektiği bu
...

[ Devamı>>]


Apr 12, 2005 - 3:56 PM - Gönderen aybala

Kururken
Ağaç acımıştı üşüyenlere. Üşüyorlardı titreye titreye, dişleri birbirine vura vura; üşüyorlardı, boyunları kısık, yüzleri mosmor, sokulacak bir yer arayarak. İlikleri, kanları, kemikleriyle üşüyorlardı.
Ağaç son bir defa daha baktı yeşil yapraklarına. Cıvıl cıvıldı yeşil yaprakları. Boyu dik ve uzundu ve dolaştıkça liflerinde hayatın cevherli özü, bir mutluluk titriyordu tepeden tırnağa bütün dallarında.
Vazgeçmek dalından, yeşilinden, serçesinden, bülbülünden. Ve kaskatı kurumak. Ve yanmak. Ve ısıtmak...
Isınacakların neşesindeki sıcaklığı düşündü... Gevşeyen kasılmış yüzler, beş parmağı ayrık uzanmış eller ve ortada alev alev yanan gövdesi...
Kurumalıyım, dedi ağaç, kurumalıyım.
Sararmaya...

[ Devamı>>]


Apr 12, 2005 - 3:39 PM - Gönderen aybala

Kleopatra'nın aşk iksiri Hipokratın ilacıydı
Sığla ağacı, Köyceğiz ve çevresinde yetişen nadir bir ağaç türü. Türkiye'den başka Rodos ve Çin'de yetişiyor. Günlük ağacı da denen bu ağacın salgısı kozmetik sanayiinin vazgeçemediği bir hammadde. Mısır Kraliçesi Kleopatra, yağını aşk iksiri ve parfüm olarak kullanmış. Hipokrat döneminden beri sağaltıcı etkileri nedeniyle ilaç olarak da kullanılmış. İyi bir antiseptik ve parazitlere karşı etkili. Türkiye'nin bu doğal zenginliği perişan durumda. Büyük sığla ormanları küçüle küçüle ufak korulara dönüşmüş. Kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bir tek etkinlik olsun diye sığla fidanı diken ilkokul öğrencileri var meydanda.

Anadolu bin bir çeşit bitkinin, börtü böceğin vatanı. Pek çok nadir bitki ve ağaç var. Bunlardan pek çoğu...

[ Devamı>>]


Apr 12, 2005 - 8:54 AM - Gönderen aybala

Atık kağıtlar ağaç kurtarıyor
Kullanılmış kağıtlardan özellikle gazetelerle eskiden torba yapılır ve manavlar tarafından kullanılırdı. Plastik denen madde piyasaya çıktığından bu yana, kesekağıdı eskilerde kalırken, çevreyi kirletmek suretiyle yok ettiği de acı bir gerçek.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, hem çevreyi hem de ormanlarımızı korumak amacıyla kullanılmış kağıtları yeniden sanayiye kazandırmak için 'Ver kağıt al ağaç' kanpanyasına devam ediyor. Belediye okul, hastane, site ve iş merkezi gibi 1828 noktada bu zamana kadar, 5 bin 811 ton kullanılmış kağıt topladı.

Şimdi bu kağıtların nelere bedel olduğunu görünce kampanyanın önemini anlayacak ve eminim siz de katılacaksınız.

Toplanan kağıtlarla:

98 bin...

[ Devamı>>]


Apr 11, 2005 - 4:35 PM - Gönderen aybala

Ağaç yetiştirmek evlat kadar yücedir
Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin 2002 yılında 'Daha Yeşil Bir Bursa' sloganıyla başlattığı '100 Bin Fidan Kampanyası'nda mutlu sona adım adım yaklaşılmakta olunduğunu tüm Bursa kamuoyu memnunlukla gözlüyor.

Geçtiğimiz günlerde Nilüfer'de Carrefoursa'nın arkasındaki alana dikilen 500 çınar fidanıyla bu zincirin bir halkası daha tamamlanmış bulunuyor.

Tüm finansmanı belediyece karşılanan kampanyanın aşamalarıyla ilgili bilgi veren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser, bugüne kadar dikilen fidan sayısının toplam 50 bini aştığını söyledi.

Kampanya kapsamında sadece 15 Kasım 2002'den bugüne dek kent içine çeşitli ağaç türlerinden oluşan 15 bini aşkın fidan dikimi gerçekleştirildi. Örneğin,...

[ Devamı>>]


Apr 11, 2005 - 11:55 AM - Gönderen aybala

Zaman ne güzel akıyor
Hastanenin hasta kalabalığı arasında fark etmiştim o bir çift parlak gözün sahibini. Bir süre önce sessiz sedasız emekli olup ayrılan hastanemizin emektar bahçıvanıydı karşılaştığım.

Kızıldan kıra dönmüş saçları posbıyığı ve esmer teni ile heybetli duruşunu koruyordu. Poliklinik kuyruğunda sıranın kendine gelmesini bekliyor, sessizce çevresine bakınıyordu. Biraz yorgun görünüyordu. Selam verdim. Yüzüne ışıltı yayıldı gülümsedi.

- Nasılsın doktorum, iyi misin?
- Sağ ol, iyiyim. Asıl sen nasılsın? Ne işin var buralarda?
- Emekli olduktan sonra önce yüksek tansiyon sonra şeker hastalığı çıktı. Tedavi için sık sık geliyorum hastaneye. Ama hastane çok kalabalık. Muayene olmak için kuyruklarda beklemek çok...

[ Devamı>>]


Apr 10, 2005 - 10:40 AM - Gönderen aybala

İnsan Uzun Süre Doğanın Efendisi Olacak mı?
AĞAÇLARIN HAKKI

Ekoloji filozofları arasında gelenekçilere karşı radikallerin savaşı başladı. Öne sürülen konu oldukça önemli: Denizler ve ormanlar, güzel kalabilmek amacıyla, insanlara karşı dava açabilecekler mi?

İnsan doğayı yağmalıyor. Hergün yüzlerce hektarlık orman kayboluyor, çöller genişliyor, beyaz balinalar artık üremiyor, ozon tabakasındaki delik gün geçtikçe büyüyor, İngiltere'de kuyu suları içilmez durumda....

Belirtiler çoğaldıkça çoğalıyor: gezegenimiz hasta! Bunalım hepimizi sardı. Harekete geçmek gerekir, ama nasıl? Almanya'da, ABD de ve yakın zamanlarda Fransa'da bazı kişiler hukukta bir devrim düzenlemekteler. Bunlar, ağaçların, ırmakların, havanın hakkını savunan "...

[ Devamı>>]


Apr 09, 2005 - 1:26 PM - Gönderen backyard

Ağaçlar komşumuzun evidir
Dün sabah trenle, Eskişehir Ekspresi, İstanbul'a dönerken, baharın usul bir mahcubiyet içinde yüzünü dökeceğini sanıyordum, dökmedi. Sabahın yedisinde sekizinde yağmur okul yoluna düşen küçük bir kız gibi yüzünü döktü: Uykulu, gördüğü rüyadan hiç uyanmamak için gözlerini sıkı sıkıya yummuş, biraz küskün fakat birazdan da gülüşünden güller dökecek gibi... Edebiyatın sonu yok, baharla ilgili bu yanılgıya sebep baharın kendisi değil, Adil'in ağaçlarıdır. Adil'in yazısını okuyunca bahar geldi sandım.

Adil İzci benim şair arkadaşım. Bu yıl Maraş'tan nane ve kekik getirmeyince bir şeylerin yolunda gitmediğini anladım. Telefon ettim, sevgili annesini yitirdiğini üzüntüyle öğrendim. 'Badem Ağaçları' yazısında söz ediyor annesinden:...

[ Devamı>>]


Apr 03, 2005 - 12:53 AM - Gönderen aybala

Havadaki kuşları sattılar...
DENİZLER, yaylalar, ovalar, koylar, koruluklar, ormanlar, yer, gök, bitti.

Bu kez havada uçan kuşları sattılar.

Satan; Orman Bakanlığı. Bakın:



Doğal zenginliklerimizi teslim ettiğimiz aşağı yukarı üç bakanlık var: Orman, Tarım ve Çevre bakanlıkları. Ne yazık ki bir cennet ülkeyi yok edip bitiren bunlar.


Hiç olmazsa tarım ürünlerinde kendi kendine yeten Türkiye'nin, neleri dışardan aldığı dünkü gazetelerden birisinde vardı:

Mercimek, mısır, pirinç, fasulye, barbunya, bakla, ayçiçeği, otuz çeşit meyve, buğday. Denizlerde balık?..



Bitti... Balıkçılar birbirlerinin bölgesine saldırıp,...

[ Devamı>>]


Mar 28, 2005 - 3:21 PM - Gönderen aybala

Sanayi için alternatif ormanlar
Kağıt ve endüstriyel üretim sebebiyle ormanların tamamen tükeneceği gerçeğinden hareket eden TEMA, orman tarımına başlıyor. Evliya Çelebi'nin ünlü Seyahatname'sinde Türkiye'nin ormanlarıyla ilgili olarak, "Kapalıçarşı'dan bir sincap kaçıp bir ağaca çıksa, ayağı yere değmeden Urfa'ya kadar gider" şeklinde bir benzetme yapılır.
Çelebi'nin hadiseleri biraz abarttığı doğru da olsa bu benzetme, bir zamanlar Anadolu'nun ne kadar geniş ormanlarla kaplı olduğunu anlatıyor. Oysa bugün İstanbul'dan Urfa'ya yaptığınız yolculukta sadece Bolu civarında ormana rastlanabiliyor. Tabii gördükleriniz de "doğal orman" olarak kabul edilen, başka bir ifadeyle kereste ya da endüstriyel üretime müsait olmayan ormanlar. Maymunun...

[ Devamı>>]


Mar 28, 2005 - 2:03 PM - Gönderen aybala

Onbeşlik-Kartal'ın Anıt Ağaçları
Çınar ağaçlarını koruma kurulu, yaşları 65-100 arasındaki otuz iki adet çınar ağacını Şubat/2004 den geçerli olarak korumaya alıp, anıt ağaç olarak tescil ve ilan etti. Çok iyi, çok güzel.


Bir varlığa çarpıcı bir sıfat verip, onu şu veya bu ilan etmekle iş bitmiyor. İş, kişinin aynası iştir, lafa bakılmazı uygulamakla mükemmel oluyor.


Kartal'ın bir bakıma simgesidir çınar ağaçları. Zamanında yetiştirdiği pırasa ve havuç ile ünlü bu ilçenin rozetinin havuç, pırasa yerine, çınar olacağı elbette doğaldır. Güç simgesi Kartal kadar, çınarda ilçemiz halkının benimsediği bir sembol olarak bilinir.


Bilimsel adı platanus olan, korunmaya alınmış, şu otuz iki ihtiyar çınarla gelin...

[ Devamı>>]


Mar 24, 2005 - 10:38 PM - Gönderen aybala

Çevre felaketleri kapıda
Kyoto Protokolü dün yürürlüğe girdi. Nedir bu Kyoto Protokolü, bilen kaç kişi, Türkiye'nin imza attığı bu anlaşmayla istenenlere bir hazırlığı var mı?

Kyoto, Japonya'da bir kent. Birleşmiş Milletler İklim değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 1997'de Kyoto'da görüşülmüş ve 16 Şubat 2005'te yürürlüğe girmesi kararlaştırılmış. Protokole imza atan 134 ülke var.

Özellikle sanayileşmiş toplumlarda birtakım gazlar yerkürenin üzerini sararak sera (greenhouse) etkisi yaratıyor ve gezegenin ısısını artırıyor. İşte bu Kyoto Protokolü sanayileşmiş ülkelerin sera gazı salımlarını 2012 yılına kadar 1990 yılı düzeyine çekmelerini, yani yüzde 5.2 oranında azaltmalarını istiyor. Bu sera gazlarının artması sonucu 21. Yüzyıl'ın sonuna...

[ Devamı>>]


Mar 23, 2005 - 10:02 AM - Gönderen backyard

Av sezonu kapandı
27 Şubat 2005 tarihinde kapatılması kararlaştırılan av sezonu, elverişsiz hava şartları nedeniyle Çevre ve Orman Bakanı Sayın Osman PEPE tarafından 20 gün önce kapatıldı. Hava şartlarının bazı bölgelerde normale döndüğünü ifade eden bazı avcı ve kuruluşların, avın tekrar açılması için yaptıkları yoğun çaba ise etkisiz kaldı. Bana göre kapanması ve tekrar açılmaması fevkalade isabetli olmuştur. Genel Müdür Sn. M.Kemal YALINKILIÇ ve bakan PEPE'yi kucaklayıp kutlamak istiyorum.

Ağaçlar uyandı, leylekler geldi..

Bu erken kapanışa, avcıların ve bayilerin tepki gösterip öfkelenmeye hiçbir hakları yoktur. Henüz tüyünü düzmemiş bıldırcın ve üveyik palazlarının, Ağustos ayının ilk haftası avlamaya ikram edilmesine...

[ Devamı>>]


Mar 23, 2005 - 9:49 AM - Gönderen backyard

Kıştan sonra bahçeye dönüş
Üç aylık kış arasından sonra bahçeye döndüm.
Önceki yıllardan biliyorum: Bahçıvanın kıştan sonra bahçeye geriye dönüşü, düşman istilasına uğradığı için kaçılmış bir kente geri dönüşe benzer. Baharla birlikte yeniden dost ellerdedir...
Dönüş yolunda içini merak kemirir durur. Geride bıraktıklarını merak eden bir baba gibi sorular geçer aklından: Acaba defne nasıl? Ya ılgın? Karabiberler? Zeytinler? Gingko biloba? Ötekiler?
Kışı atlattılar mı? Donlarda, fırtınalarda dolularda, saldırılarda kimler öldü, kimler kaldı? Kimler hasta, kimler yaralı?
Bahçeye varır varmaz koşar adım tekmil alınır:
'Fıstık çamları?'
'Yapraklarda hafif kavrulma var ama telefat yok.'
'Badem ağacı?'
'Çoktan açmış...

[ Devamı>>]


Mar 20, 2005 - 4:09 PM - Gönderen backyard

Ellenmez Ormanı
İNSANLAR doluşup bozmadıkları için birçok nadide ağacın, bitkinin ve hayvanın yaşadığı 'Ellenmez Ormanı'nı o sene koruma altına almaya karar verdiler.

Vali, 'Tabiatı korumak bizim görevimizdir' dedi.

Oraya kamyon kasası büyüklüğünde 'Ellenmez Ormanı Koruma Alanı' şeklinde büyük bir tabela diktiler.

Tabelayı görenler Ellenmez Ormanı'na bakmaya geldiler.

Gelip gidenler artınca yol yapıldı.

Yol yapılınca halk geldi.

Halk gelince kaldırım da koydular.

Kaldırımda yürürken kimse düşmesin diye elektrik direkleri dikip dört bir yanı aydınlattılar.

Yol yapılıp araçlar gelince, Ellenmez Ormanı'nın bir kısmını...

[ Devamı>>]


Feb 27, 2005 - 8:47 AM - Gönderen backyard

Yangın - Yeşil Atlas
Ormanları tehlikeye sokan etkenlerin başında yangınlar gelmektedir. Özellikle yaz aylarında ormanlarımız için büyük tehdit oluşturan yangınlar, yüzlerce yılda yetişen ağaçların bir anda elden gitmesine, doğal dengenin bozulmasına, ormanda yaşayan canlı türlerinin ve doğal yaşam ortamlarının yok olmasına, topraktaki organik maddelerin yitirilmesine neden olmaktadır.

Ormanları tehlikeye sokan etkenlerin başında yangınlar gelmektedir. Özellikle yaz aylarında ormanlarımız için büyük tehdit oluşturan yangınlar, yüzlerce yılda yetişen ağaçların bir anda elden gitmesine, doğal dengenin bozulmasına, ormanda yaşayan canlı türlerinin ve doğal yaşam ortamlarının yok olmasına, topraktaki organik maddelerin yitirilmesine neden...

[ Devamı>>]


Feb 24, 2005 - 3:55 PM - Gönderen backyard

3 sayfadan, 3.sayfa 12 3
Yazılım vBadvanced CMPS, Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024