agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama)
(https)




Beğeni Düzeni366Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 20-09-2014, 14:33   #1
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
Zeytin başlığında bu yıl bizim köydeki zeytin verimlerinden bahsetmiştim..Buraya da birkaç satır yazayım..
Köyümüzde 15 kadar kişinin zeytinliği var..Fakat, benim fidanlık hariç diğer bahçelerdeki zeytinlerde zeytin ya hiç yok ya da çok az..
Köylüler bunu, çiçeklenme döneminde sık sık yağan yağmurlara yoruyorlar..
Ama, benim aklıma bor eksikliği de gelmiyor değil..
Çünkü, köyde zeytin ekili bahçelerin hemen hepsi kaba kumlu toprak..Cıgır cıgır kum, çakıl..
Bor'un da toprakta hareketli ve kolayca yıkandığını düşünürsek acaba özellikle bu yıl son zamanlarda yağan yağmurlar topraktaki bor eksikliğini iyice arttırmış olamaz mı ?

Aynı iklim koşullarında oldukları halde, sadece benim zeytin fidanlarımda özellikle 15 yılın en çok zeytin tanesi oluşunu, 3 yıldan beri yapraktan uyguladığım denizyosunundaki bor sayesinde olabileceğini de düşünmeden edemiyorum.

pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 15:34   #2
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi pria Mesajı Göster
Ama, benim aklıma bor eksikliği de gelmiyor değil..
Çünkü, köyde zeytin ekili bahçelerin hemen hepsi kaba kumlu toprak..Cıgır cıgır kum, çakıl..
Bor'un da toprakta hareketli ve kolayca yıkandığını düşünürsek acaba özellikle bu yıl son zamanlarda yağan yağmurlar topraktaki bor eksikliğini iyice arttırmış olamaz mı ?
Bunu pek zannetmiyorum. Bitkinin 1 ppm altı ihtiyaç duyduğu bir mineral yüzünden böyle bir şey olmaz. Yıkanma sorunu varsa önce esas elementler yıkanır ki, bitkinin yaşayabilmesi için öncelikle onlar hayati. Çiçeklerin meyve tutmasında benim bildiğim çinko çok daha etkili. Öte yandan bu yıl olan, çiçekteyken yağmur yağmasından çok yağmur aralarında birden bire parlayan güneş. Bir çok çiçek bu yüzden yandı. Bazı dallar zeytinden yıkılıyor, bazılarında hiç yok, aynı bahçede bazı ağaçlar tam yüklü bazıları bomboş.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 18:11   #3
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Bunu pek zannetmiyorum. Bitkinin 1 ppm altı ihtiyaç duyduğu bir mineral yüzünden böyle bir şey olmaz. Yıkanma sorunu varsa önce esas elementler yıkanır ki, bitkinin yaşayabilmesi için öncelikle onlar hayati. Çiçeklerin meyve tutmasında benim bildiğim çinko çok daha etkili. Öte yandan bu yıl olan, çiçekteyken yağmur yağmasından çok yağmur aralarında birden bire parlayan güneş. Bir çok çiçek bu yüzden yandı. Bazı dallar zeytinden yıkılıyor, bazılarında hiç yok, aynı bahçede bazı ağaçlar tam yüklü bazıları bomboş.
Bor, daha çok bitkisel yiyeceklerden eser olarak sağlanan bir elementtir. Özellikle kemikler ve dişlerin yapısında bulunmaktadır (McCoy ve ark., 1994). Son yıllarda daha çok Bor’un eklem ve kemik sağlığı açısından önemi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca beyin fonksiyonları ile ilgili çalışmalar da yapılmaktadır (Murray, 1998).
Bor vücuttaki kalsiyum, magnezyum ve fosfor absorpsiyonunu dengeleyici rolü ile kemik sağlığı açısından önemli bir elementtir. En yaygın olarak osteoartirit, osteoporoz ve romatoit artirit’in tedavilerinde kullanılmaktadır. Bor, bu hastalıkları önlediği gibi tedavilerinde de önemli yer teşkil etmektedir.

Bor bitki bünyesinde immobil olduğu için hareketi sınırlıdır. Borun bitkide yukarı doğru taşınmasında transpirasyonun etkili olduğu saptanmıştır (Michael, 1969).
Mevcut bilgilere göre, bitkiler tarafından bor alınımı ve farklı organlara taşınmasının bitkinin su alımı ve ksilemdeki hareketi ile yakından ilişkili olduğu ve ayrıca bor taşınmanın bitki türleri arasında farklılıklar olduğu belirlenmiştir (Marscher, 1976).

Birçok araştırmaya göre bor, bitki bünyesinde karbonhidrat ve protein metabolizmasında, hücre zarı, doku farklılaşmasında, oksin ve fenol metabolizmasında, membran permeabilitesinde, kök uzaması, nükleik asit, protein ve indol Asetik Asit (IAA) metabolizması üzerinde polen çimlenmesinde ve polen tüpü büyümesinde, bor sekerlerin taşınmasında, hücre duvarı yapısında, yaprağın uzama ve genişlemesinde, karbonhidrat, RNA ve IAA metabolizmalarında, solunum ve transpirasyonu düzenlenmesinde, virüs ve fungal hastalıklara karsı olduğu kadar böcek zararlarına karsı da dayanıklılık kazanmalarında önemli rol oynamaktadır (Marscher, 1995).

Verim çağındaki Manzanillo zeytin çeşidinin ağaçlarında çeşitli organlarındaki bor taşımını, mannitol ve glukoz konsantrasyonlarım ve bor uygulamalarının eriyebilir karbonhidratların düzeyi üzerine etkisini incelemişlerdir. Bu nedenle yapraktan bor uygulayarak floem yoluyla bazı meyve türlerinde kolayca ağacın farklı organlarına taşınabilmektedir. Bazı zeytin çeşitlerinde yapılan dışsal bu uygulamaların generatif organların B içeriğinin yükselterek dolaylı bir şekilde verim artısına yol açtığı bildirilmiştir. Aynı zamanda B noksanlığı belirtisi görülmeyen meyve ağaçlarında dahi yapraktan B uygulamasının badem, zeytin, elma, vişne gibi çeşitli meyve türlerinde meyve verimi arttırdığını göstermektedir (Perica ve ark. 2001).

Zeytinlerde çiçeklenmeden önce yapraktan bor uygulamasının meyve tutumu üzerine etkisini araştırmışlardır. Araştırıcılar, iki yıl süre ile yaptıkları denemede bor noksanlığı göstermeyen zeytin ağaçlarına dört aynı dozda bor çözeltisi püskürtmüşlerdir. Araştırmada yapraktan bor uygulamasının zeytinde çiçek ve meyve tutma yüzdesini önemli ölçüde arttırdığı saptanmıştır (Penca ve ark. 2001)


Bu bilgiler ''ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ-BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Şemsigül AYBABA
GEMLİK ZEYTİN ÇEŞİDİNDE DAL EĞME İLE BİRLİKTE YAPRAKTAN BOR VE ÇİNKO UYGULAMALARININ MEYVE VERİMİ VE KALİTE ÜZERİNE ETKİSİ-ADANA, 2010'' yüksek lisans tezinden alınmıştır.Tez Prof. Dr. Ömer GEZEREL Prof. Dr. Ali KÜDEN Prof. Dr.Zülküf KAYA tarafından kabul edilmiştir.

Sn. Meyvelitepe,

Generatif organların gelişimi, çiçeklenme, polen yapısı ve dolayısıyla meyve tutumu üzerine en az çinko kadar etkisi var bor'un da..
'' Bitkinin 1 ppm altı ihtiyaç duyduğu bir mineral yüzünden böyle bir şey olmaz'' gibi kesin yargılarda bulunulmamalı..

''Yıkanma sorunu varsa önce esas elementler yıkanır'' öngörünüz de biraz hatalı..Toprakta en hızlı yıkanan besin maddeleri azot, ca, mg ve bordur..
Ana besin maddelerinden potasyum ve fosfor toprak kolloidleri üstünde tutuldukları için yıkanmaları zordur.


Düzenleyen pria : 20-09-2014 saat 18:49
pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 18:51   #4
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2009
Şehir: Balıkesir /Bandırma
Mesajlar: 336
Sn. Pria,
Son yazdıklarınıza bir ekleme-düzeltme yapmak durumundayım.

Bor tamamen immobil değil. Şimdi adını hatırlamadığım bir şeker molekülüne bağlanarak hareket edebiliyor. Buna bademi örnek gösteriyorlar. Bor bitkilerin çoğunda yaprakta depo edilirken, badem yeşil kabuğunda yüksek oranda bor bulunmuş. Unutmazsam, hafta içi ilgili çalışmayı belirtirim.

Yıkanma için söylediklerinize ekleyecek bir şeyim yok. Ancak elementlerin topraktaki hareketi üzerine daha çok düşünürseniz neler söyleyeceğinizi merak ediyorum.

Bir de şu deniz yosunu. Onun hakkında çok olumlu konuşuyorlar.
Saygılarımla

Yakup Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 19:19   #5
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Yakup Mesajı Göster
Sn. Pria,
Son yazdıklarınıza bir ekleme-düzeltme yapmak durumundayım.

Bor tamamen immobil değil. Şimdi adını hatırlamadığım bir şeker molekülüne bağlanarak hareket edebiliyor. Buna bademi örnek gösteriyorlar. Bor bitkilerin çoğunda yaprakta depo edilirken, badem yeşil kabuğunda yüksek oranda bor bulunmuş. Unutmazsam, hafta içi ilgili çalışmayı belirtirim.
Yukarıda Şemsigül AYBABA tarafından yazılıp kabul edilmiş yüksek lisans tezinde aşağıdaki bilgiler var:

''Bor toprakta borik asit ya da borat şeklinde bulunur. Bitkilerce bor iyonize olmamış borik asit formunda alınmaktadır. Bitkide hareketi oldukça sınırlıdır ve bitkilerde xylem dokusunda transprasyon etkisi ile taşınır...

...Bor bitki bünyesinde immobil olduğu için hareketi sınırlıdır. Borun bitkide
yukarı doğru taşınmasında transpirasyonun (terleme) etkili olduğu saptanmıştır (Michael,
1969).
Mevcut bilgilere göre, bitkiler tarafından bor alınımı ve farklı organlara
taşınmasının bitkinin su alımı ve ksilemdeki hareketi ile yakından ilişkili olduğu ve ayrıca bor taşınmanın bitki türleri arasında farklılıklar olduğu
belirlenmiştir
(Marscher, 1976).
....Verim çağındaki Manzanillo zeytin çeşidinin ağaçlarında çeşitli
organlarındaki bor taşımını, mannitol ve glukoz konsantrasyonlarım ve bor
uygulamalarının eriyebilir karbonhidratların düzeyi üzerine etkisini incelemişlerdir.
Bu nedenle yapraktan bor uygulayarak floem yoluyla bazı meyve türlerinde kolayca ağacın farklı organlarına taşınabilmektedir.

...Topraktan Zn (çinko) uygulamasının meyve ağaçlarında çok iyi sonuçlar vermediğini çünkü meyve ağaçlarının köklerinin derinlere yayıldığını ve çinkonun da toprakta zor ilerleyen bir element olduğunu belirtmiştir. Yaprak gübreleri daha etkili olmalarına rağmen yapraklardan absorbe edilen Zn’nun bitkilerde zor taşınan bir element
olduğunu, bu yüzden yaprak uygulamalarında tekrarlamayı gerektirdiğini
ve bu
durumun yaprak gübrelerinin etkinliğini azalttığını, bütün bitki kısımlarında Zn
noksanlığına sebep olduğunu bildirmiştir. ''


transpirationtraglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/UjZwPdEh-2982013-25.pdf

pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 19:37   #6
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Yakup Mesajı Göster
Bir de şu deniz yosunu. Onun hakkında çok olumlu konuşuyorlar.
Saygılarımla
Forumda sanırım denizyosunu ile ilgili benden fazla konuşan-yazan yoktur.
O benim İstanbul'daki saksı biberlerime, nergislerime ve en önemlisi de zeytinlerime uyguladığım vazgeçilmez bir besin maddesi..
İçeriğinde yok yok..
Boru da, çinkosu da, azotu da, algnic asiti, gbberalini, proteini, karbonhidratı, azotu, fosforu potası da, yani herşey var sayılır..
Üç yıl oldu herhalde kullanmaya başlayalı..
Yapraktan yılda 5 kez veriyorum.
Çok çok memnunum..
Aşırı kaba kumlu, organik maddece çok fakir fidanlığımda beni her yıl çuval çuval yok 18x46, yok 15x15x15, yok %26 CAN yok bilmem ne kimyasal gübre kullanmaktan kurtardı..
Ama, yerli markalara kusura bakmasınlar güvenmiyorum..İlle de PROTON veya ACOTROP:
Organik Gübreler | DRT TARIM
DRT TARIM | Aylk E-Blten

pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 19:24   #7
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2009
Şehir: Balıkesir /Bandırma
Mesajlar: 336
Dedim ya hafta içi borun şekere bağlanması hk. Olan çalışmayı belirtirim inşaallah.

Fakat ben toprakta element hareketleri hakkında ne düşündüğünüzü merak ediyorum.

Yakup Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 19:24   #8
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Alıntı:
Generatif organların gelişimi, çiçeklenme, polen yapısı ve dolayısıyla meyve tutumu üzerine en az çinko kadar etkisi var bor'un da..
'' Bitkinin 1 ppm altı ihtiyaç duyduğu bir mineral yüzünden böyle bir şey olmaz'' gibi kesin yargılarda bulunulmamalı..

''Yıkanma sorunu varsa önce esas elementler yıkanır'' öngörünüz de biraz hatalı..Toprakta en hızlı yıkanan besin maddeleri azot, ca, mg ve bordur..
Ana besin maddelerinden potasyum ve fosfor toprak kolloidleri üstünde tutuldukları için yıkanmaları zordur.
O zaman kesin bor eksikliğidir, hemen ağaç başına 70 gr etidot vermeli, hasat sonrası bir 70 gr daha.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 19:53   #9
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
O zaman kesin bor eksikliğidir, hemen ağaç başına 70 gr etidot vermeli, hasat sonrası bir 70 gr daha.
Valla ne yalan söyliyeyim; eskiden biraz da gençlik heyecanıyla köyde her sorana, merak edene elimden geldiği kadar birşeyler söyleyip, bilgilerimi aktarmaya çalışıp ikna etmeğe çalışır ve zevk te alırdım..
Ama artık usandım bu laf anlatmanın zorluklarından..
Adama anlatıyorsun, tekrar tekrar anlatıyorsun, işin püf noktalarını, kullanımlardaki ölçü ve dikkat edilmesi gereken hususları ince ince anlatıyorsun..gene de gidip senin tam dediğin, istediğin, kastettiğin şekilde yapmıyor köydeki çiftçiler..
Sıkıştı mı da ''bişey olmaz abi, boşver'' deyiveriyorlar ki, insan kahroluyor..
Artık bu tür konulara girmek ve soruları yanıtlamaktan kaçınıyorum..

''Git ziraate sor'' deyip başımdan savıyorum..

Çünkü, karşınızdaki insana teknik altyapısı olmadığı için, kavram, yöntem bilgisi olmadığı için birşeyler anlatıp izah etmek deveye hendek atlatmaktan zor..

Adama uzun uzun anlatırsın yapması gerekenleri..Sonuç iyi olursa amenna..Ama sonuç kendi kişisel uygulama hatasından kaynaklansa bile sorumlu siz olursunuz.
Bu yüzden stresli mevzulara girmiyorum artık köyde..

pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 20:20   #10
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Tam da bunu kastediyorum. Dediginiz gibi, birilerinin "Birsey olmaz abi, bosver, gubre degil mi bu, bakalim verelim nasil olacak" demesi kacinilmaz. Eger, bu tip urunler, ciftcilere belli kriterlere bagli olarak dagitilmiyor da, her isteyene istedigi kadar veriliyorsa, gecmis olsun zaten.

Uluslararasi sertifikalarda urunun muadilinin belli izinlere tabi tutularak satilabilecegi belirtiliyor. Ciftci, organik tarimda kullanmak istiyorsa, ona organik tarim sertifikasi veren kurumla koordineli bicimde, gozlem ve olcumler yapilarak kullanilmasi gerekiyor. Organik tarim onayi veren kurum, ne kadar etkili calisiyor ve bu konularda teknik destek veriyor mu, konuyu takip ediyor mu hicbir fikrim yok. Ozellikle uzun vadeli etkilerinin gozlenmesi gerek. Bu sene iyi verim aldik, seneye ve sonraki sene de ya sonra? Her sene ekim mevsiminde gubre kullanir gibi kullanilmali mi, ara mi verilmeli? Ara verilmeliyse ne kadar ara verilmeli? Her sene doz asimi yapmadan, paket ustunde verilen sinirlar icinde uygulasaniz bile, bitkileriniz her sene verilen kadarin tamamini kullaniyor mu? Hic mi kumulatif sekilde, sonraki seneye aktararak birikmesi soz konusu degil? Biriken miktarin yarattigi kontaminasyon nedir?

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi pria Mesajı Göster
Sıkıştı mı da ''bişey olmaz abi, boşver'' deyiveriyorlar ki, insan kahroluyor..
Artık bu tür konulara girmek ve soruları yanıtlamaktan kaçınıyorum..

birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 19:31   #11
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2009
Şehir: Balıkesir /Bandırma
Mesajlar: 336
Benim çiftçi geri dönüşlerine göre düşüncem (iddia değil) çinkonun meyvenin bitkiye sağlam bağlanması yönünde. Ama polen miktar ve kalitesi üzerine borun çinkodan önemli olduğunu düşünüyorum.

Yakup Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 23:16   #12
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Sn.Pria,

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Pria
Sizin yaklaşımınız da sn.meyvelitepe'nin bor için kullandığı '' Bitkinin 1 ppm altı ihtiyaç duyduğu bir mineral yüzünden böyle bir şey olmaz.'' yaklaşımından pek farklı değil..
bu ifadem;

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Pria
Köyümüzde 15 kadar kişinin zeytinliği var..Fakat, benim fidanlık hariç diğer bahçelerdeki zeytinlerde zeytin ya hiç yok ya da çok az..
Köylüler bunu, çiçeklenme döneminde sık sık yağan yağmurlara yoruyorlar..
Ama, benim aklıma bor eksikliği de gelmiyor değil..
Çünkü, köyde zeytin ekili bahçelerin hemen hepsi kaba kumlu toprak..Cıgır cıgır kum, çakıl..
Bor'un da toprakta hareketli ve kolayca yıkandığını düşünürsek acaba özellikle bu yıl son zamanlarda yağan yağmurlar topraktaki bor eksikliğini iyice arttırmış olamaz mı ?
bu ifadeniz üzerine yazılmıştır.

bor bir mikro element olarak bitkiler için gereklidir, aynı demir, bakır,çinko,molibden vb. gibi. Eksikliğinde bitkiler çeşitli arazlar gösterirler.

Ana elementler Azot, fosfor,potasyum ve ikincil elementler kalsiyum, magnezyum ve kükürt ise bitkinin yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmeleri için elzemdir.

Naklettiğiniz durumda bir an için iklim kaynaklı dış fiziksel etkileri sıfır sayalım (ki sıfır sayamayız) ve ağaçların az çiçeklenmesi, çiçeklerin tozlaşamayıp az meyve bağlamasının tek sebebini bitki beslenmesinde arayalım.

Herhangi başka bir semptoma bakmadan ya da toprak veya yaprak analizi olmadan bor eksikliğine mi yorarız?

Neden çinko eksikliğine yormayız (Türkiye topraklarının %83'ünde çinko eksikliği varmış - alıntı yaptığınız tezde yazıyor)?

Dahası, haydi potasyumu geçelim, neden azot ve fosfor eksikliğine yormayız? Bitkinin bora göre 100 misli daha fazla ihtiyaç duyup kullandığı azotun çiçeklenmede ve meyve bağlamasında bir etkisi yok mudur sizce?

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 23:21   #13
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Pria
Azot fazlalığı ile bor fazlalığının sonuçları arasında bitki sağlığı açısından pek fark yoktur.Azotu da bol kepçe veremezsiniz.
Burada şöyle bir durum var, 100 ppm azot yerine 120 ppm azot verirseniz bir şey olmaz, ama 1 ppm bor yerine 21 ppm bor verirseniz bir şey olur.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 23:32   #14
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Burada şöyle bir durum var, 100 ppm azot yerine 120 ppm azot verirseniz bir şey olmaz, ama 1 ppm bor yerine 21 ppm bor verirseniz bir şey olur.
Tabi ki, azotu 100 ppm yerine %20 fazlasıyla 120 ppm olarak verirseniz pek birşey olmaz..
Bor'u 1 ppm yerine 21 ppm yani 20 kat fazlasıyla verirseniz sonuç tam bir felaket olur.
Aynı mantık ve oranla, azotu da 100 ppm yerine 20 kat fazlasıyla 2100 (ikibinyüz) ppm verirseniz o da bir felaket olur.
Kısacası, her aşırı olan oranda verilen bitki besin maddesi toksiktir.20 kat fazla verilen bor ile 20 kat fazla verilen azotun yarattığı kötü sonuçlar pek farklı değildir.
Azotu %20 fazla ama boru 20 kat fazla alarak kıyaslamanızı anlayamadım.

pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2014, 23:45   #15
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Her ikisine de sabit miktar arttırmanın çok basit bir mantığı var. Kullanımı şekli gereği mikro elementlere göre zaten çok kullanılan bir şeyi 20 misli fazla kullanmazsınız, en fazla bir kaç avuç daha fazla atarsınız. Fakat kullanılması gereken miktar çok az olduğunda bir kaç avuç fazladan atıvermek 20 misli fazla kullanıma sebep olur ki, bizim çiftçinin alışkanlığı bu yöndedir.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2014, 00:22   #16
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Her ikisine de sabit miktar arttırmanın çok basit bir mantığı var. Kullanımı şekli gereği mikro elementlere göre zaten çok kullanılan bir şeyi 20 misli fazla kullanmazsınız, en fazla bir kaç avuç daha fazla atarsınız. Fakat kullanılması gereken miktar çok az olduğunda bir kaç avuç fazladan atıvermek 20 misli fazla kullanıma sebep olur ki, bizim çiftçinin alışkanlığı bu yöndedir.
Mikro elementlere göre miktar bazında daha çok verilen azotlu, fosforlu veya potaslı gübreleri belki bir yıl içinde 20 misli verecek çılgın çiftçi çıkmaz ama, çiftçinin artık el alışkanlığı haline gelmiş bu 20.20, 3x15, Dap, potasyum sülfat veya nitrat gibi gübrelerin her yıl hiç tahlile gerek kalmadan toprağa verilmesi ülkemizde yaygındır.
Bir kerede 20 misli vermiyor ama 20-30-40 yıl üstüste bu gübreleri veriyor çiftçilerimiz ve topraklarımız bu yüzden çoraklaşıyor, zehirleniyor..Potasyum fazlalığı olan bir toprağa bor verseniz de almıyor zaten..

.................................................. ......


...Ürün verimi açısından en tehlikeli olanları fosfor ve potasyum gübrelemeleridir. Yıllarca toprak analizi yapılmadan kullanılan fosfor ve potas kaynaklı gübreler toprakta birikmekte ve de toprağın çoraklaşmasına ciddi etken olmaktadır. Özellikle kireç oranı yüksek olan alkali topraklarda fosfor dikalsiyum fosfat veya trikalsiyum fosfat şeklinde toprakta fikse edilmektedir. En önemli sıkıntısı ise bitkiler açısından hayati öneme sahip iz elementlerden Fe (Demir), Zn (Çinko) ve Cu (Bakır)’ ın ve makro besin elementlerinden potasyum ve ayrıca Kalsiyum’un alımını engellemektedir. Biz buna besinler arası geçimsizlik (Antagonizm) diyoruz. Bir kere kireçle bağ yapan biriken fosforun topraktan temizlenmesi de ayrıca masraf gerektirmektedir. Fazla Potasyum gübrelemesinde ise bitkinin Mg (Magnezyum) ve B (Bor) alımı engellenmektedir.
Özellikle İç Anadolu ve Akdeniz bölgesinde yaptığımız toprak analizlerinde bu sıkıntının ciddi boyutlarda olduğunu görmekteyiz. İç Anadolu bölgesi topraklarında daha çok fosfor kirlenmesi görülürken, Akdeniz bölgesinde topraktaki Fosfor ve Potasyum oranlarının çok yüksek olduğu görülmektedir. Örnek verecek olursak toprak analizlerinde toprakta bulunan Fosfor (P2O5) 12 mg/kg’dan yüksek ise fosfor oranının çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Yaptığımız analizlerde kimi zaman 24 mg/kg, kimi zaman 40 mg/kg’a kadar çıkabilmektedir. Yine toprak analizlerinde toprakta bulunan Potasyum (K2O) 300 mg/kg’dan yüksek olursa Zengin olduğunu söyleyebiliriz. Yine yaptığımız toprakta potasyum analizlerinde 1000 mg/kg’a varan oranlarda potasyum görülmüştür.
Bunun sebebi de yukarıda belirttiğim gibi toprak analizi yaptırmaksızın her yıl alışılmış gübrelemeye devam edilmesidir.


http://www.birlesimtarim.com/bilgi-N...MI.-62-tr.html

Bizim çiftçinin gerek asli gübrelerde gerekse tali besinlerde her zaman aşırılığı vardır..
Birini bir seferde 20 misli verirken, diğer ana gübreleri 20 yıl üstüste bilinçsizce toprağa vererek aynı kirlenmeyi bal gibi becerir maalef çiftçilerimiz (!!!)...

Tarımsal konularda öylesine sorunlar var ki..
Aslında ben cahil insanların çiftçilik yapmasının bile yasaklanmasını aklımdan geçiriyorum..Ama, cahil insanlar çiftçilik yaparken, Ziraat mühendis ve teknisyenlerinin çok çok azı çiftçilik yapıyor..Mühendis ve teknisyenler üreticilik yerine masa başı memuru olma sevdasında genellikle..
Yazık oluyor bu topraklara..
Adam kendi özel mülkü tarlasına sorumsuzca herşeyi atıyor, ilacını da gübresini de fazla fazla saçıyor..
Oysa o toprak sadece onun malı değil, hepimizin geleceği saklı o topraklarda..

pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2014, 01:26   #17
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Yakup bey, sorularımda ağaçların zeytin olduğunu belirtmiştim.

Söz konusu analiz neticeleri ise toprağa her ne gübre verdiysem ondan sonrası. Yani bor miktarı bakımından son durum.

Sorduklarımdan almayı umut ettiğim yanıtlar ile ürün ambalajında belirtilen kullanım miktarı önerileri arasında bir bağ kurmaya çalışıyorum, ki öneriler sanırım topraktan etidot verilmesiyle ilgili, yapraktan değil (belirtilmemiş).

Fakat anladığım kadarıyla siz topraktan etidot verilmesini önermiyorsunuz, %0,2 oranındaki çözeltinin yapraktan verilmesini öneriyorsunuz. Bu durumda yaprak analizinde 7 ppm bor çıkması halinde de %0,2'lik çözelti mi kullanılacak?

Yine bir bakkal hesabı yaparak, yaprak uygulaması için ağaç başına 5 lt su kullandığımızı var sayalım. %0,2'lik çözelti ile ağaç başına 10 gr etidot kullanmak lazım (ambalajdaki miktarın yedide biri). %20'den 2 gr (2000 mg) saf bor demektir. 5 litre suyla verildiğinde 400 ppm bor veriliyor anlamına gelir. Yapraktan verilen 400 ppm borun ne kadarının yapraklar tarafından emilmesi öngörülüyor?

İlave not: Yaprak uygulamalarında çözeltinin var saydığınız yüzey gerilimi nedir? Suyun standart değeri olan 72 milinewton mu, düşürülmüş seviye mi? Biliyorsunuz, düşürülmüş seviyede (22-23'e kadar düşürmek mümkün) çözeltinin emilim miktarı geometrik olarak artıyor.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2014, 08:35   #18
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2009
Şehir: Balıkesir /Bandırma
Mesajlar: 336
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Yakup bey, sorularımda ağaçların zeytin olduğunu belirtmiştim.

Söz konusu analiz neticeleri ise toprağa her ne gübre verdiysem ondan sonrası. Yani bor miktarı bakımından son durum.

Sorduklarımdan almayı umut ettiğim yanıtlar ile ürün ambalajında belirtilen kullanım miktarı önerileri arasında bir bağ kurmaya çalışıyorum, ki öneriler sanırım topraktan etidot verilmesiyle ilgili, yapraktan değil (belirtilmemiş).

Fakat anladığım kadarıyla siz topraktan etidot verilmesini önermiyorsunuz, %0,2 oranındaki çözeltinin yapraktan verilmesini öneriyorsunuz. Bu durumda yaprak analizinde 7 ppm bor çıkması halinde de %0,2'lik çözelti mi kullanılacak?

Yine bir bakkal hesabı yaparak, yaprak uygulaması için ağaç başına 5 lt su kullandığımızı var sayalım. %0,2'lik çözelti ile ağaç başına 10 gr etidot kullanmak lazım (ambalajdaki miktarın yedide biri). %20'den 2 gr (2000 mg) saf bor demektir. 5 litre suyla verildiğinde 400 ppm bor veriliyor anlamına gelir. Yapraktan verilen 400 ppm borun ne kadarının yapraklar tarafından emilmesi öngörülüyor?

İlave not: Yaprak uygulamalarında çözeltinin var saydığınız yüzey gerilimi nedir? Suyun standart değeri olan 72 milinewton mu, düşürülmüş seviye mi? Biliyorsunuz, düşürülmüş seviyede (22-23'e kadar düşürmek mümkün) çözeltinin emilim miktarı geometrik olarak artıyor.
Metodolojiniz içerisinde muhatabınız ben değilim ki (akademikler).

Bakın en başından beri şunu söylüyorum: Tarımda doğru tek bir sayı değil. Bunu akademik çalışmaları okuyunca görüyoruz. Öyleyse, bana mantıklı gelen bir metodu seçip bunun doğru olduğunu iddia ettiğimde, size "sizin metodunuz yanlış" demiş mi oluyorum?

Veya siz sorduğunuz soruların cevaplarının her koşul ve zaman diliminde aynı çıkacağını mı söylüyorsunuz?

Böyle bile olsa bu benim bir yanlışı savunduğum anlamına mı gelir?

En başından beri bu konunun teknik boyutunun tartışılmasını kendim de öğrenmek ve tartışmak için istiyorum. Bu konudaki bilgilerimin çiftçi geri dönüşleri üzerine olduğunu da anlamış olmalısınız.

Fukuokanın tarımı mı doğru, yoksa her şeyi analiz eden ancak yapılan analiz neticeleri farklı çıkabilen modern tarım mı?

Tarım hakkında, bitki besleme hakkında sizin kadar bilgim olmaması, yani kullandığınız metoda göre sizinle tartışacak seviyede olmamam, söylediklerimi yanlış mı kılar?

Tekrar edeyim, ki biraz empati rica ediyorum. Ben elimden geleni yapıyorum. Bu size eksik gelebilir. Ancak bazı konularda eksiğim diye söylenen her şeyi kabul etmem (gübrenin tanımı gibi, ya da uygulamaların neticesi gibi). Anlamaya çalışırım mümkün olduğunca.

Dedim ya, ben elimden geleni ortaya koymaya çalıştım. Zaman ve zemin müsait oldukça. Okuyucu da kendi bilgi seviyesine göre kanaat eder.

Yakup Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-09-2014, 00:19   #19
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Yakup bey,
Etidot 67 ile Eti Maden güzel bir ürün ortaya çıkarmış. Muhtemelen Türkiyeden daha çok başka ülkelerde de pazar bulma şansı olan bir ürün.

Bu ürünü fuarlarda tanıtıyorsunuz. Her ne kadar bu başlıkta hep belirttiğiniz üzere sıradan vatandaş olarak olsa da fuarlarda şayet ilgili TV'nin işgüzarlığı değilse ürün sorumlusu olarak ürün hakkında demeç verdiğiniz de görülüyor.


Bu videoda söylediklerinize katılıyorum.

Ürünün web sitesindeki;
Name:  etidot.JPG
Views: 2331
Size:  28.5 KB
ifadesine de katılıyorum. Aslında bir çok yerli ürüne göre çok daha sorumlu bir ifade biçimi.

Ne var ki eksik.

Belirli tahlil sonuçlarına göre ürününüzü kullanmak üzere doğru dozlar ne olmalı diye sorduğum soruya;
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Yakup Mesajı Göster
Metodolojiniz içerisinde muhatabınız ben değilim ki (akademikler).
dediniz.

Verdiğiniz demeçte kuvvetle tavsiye ettiğiniz üzere, katıldığınız fuarlarda hiç mi bir çiftçi eline tahlil raporunu alıp gelmiyor?

Sorduğum soru tam da böyle bir şeydi.

Web sitesinde ve ürün ambalajında da esas dozun topraktaki bor miktarına göre uzman yardımıyla belirlenmesi gerekir diyor. Ancak uzman kim ve nerede bulunur?

Kurumuzun ayrıca çiftçiye doz tesbiti yardımı yapan uzman hizmeti mi var, başka yerlerde uzman mı aranacak? Bunlar bana verdiğiniz yanıttaki gibi "akademikler" midir? Fuarda, elinde tahlil kağıdı ile gelen çiftçiye ne diyorsunuz?

Bir genelleme yapmak gerekirse, Türkiye toprakları bor bakımından genellikle zengin. Ciddi bor eksiği gösteren bölgeler fazla değil.
Name:  BOR.jpg
Views: 3362
Size:  55.0 KB
Tarım bakanlığı böyle bir harita hazırlamış.

Buna göre sadece ağır bor noksanlığı görülen bölgeler hariç, çiftçinin kullanması gereken etidot miktarı değişken olmak durumunda ya da hiç kullanmamalı.

Ürünü üretip, paketleyip piyasaya verebilmek tabii ki önemli, ama daha önemlisi doğru kullanılabilmesini de sağlayabilmek olmalı.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2014, 03:53   #20
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Sn MeyveliTepe,
Uygulamanin miktarini sorarken, cicek dollenmesini/meyve baglamasini iyilestirecek bir uygulamayi mi kastediyorsunuz?

birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2014, 23:31   #21
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Sn MeyveliTepe,
Uygulamanin miktarini sorarken, cicek dollenmesini/meyve baglamasini iyilestirecek bir uygulamayi mi kastediyorsunuz?
Hayır, gerek toprak gerek yaprak değerleri zeytin kök bölgesinde ve zeytin ağacı yapraklarında bor miktarının olması gereken değerlerin biraz altında olduğunu gösteriyor ve tamamlamak için gereken doğru dozajı soruyorum.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-09-2014, 07:33   #22
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2009
Şehir: Balıkesir /Bandırma
Mesajlar: 336
Misyonumu Tamamladım

Değerli ağaçlar.net üyeleri,

Etidot-67'nin internet ortamında duyurulması, tanıtımı ve tartışılmasını sağlamak için tamamen kendi kararımla açmış ve bugüne kadar iyi kötü sürdürmüş-ittirmiş olduğum bu sayfadaki misyonumu tamamladığıma inanıyorum.

Çünkü artık borun bir gübre olduğu ve eksikliğinin giderilmesi halinde verim ve kalite kayıplarında önemli azalmalar yaşanacağının duyurulması ve konunun bu basit seviyede tartışılması süreci tamamlandı.

Son günlerdeki tartışmalar bunun en bariz örneği. Artık tartışmanın içeriği, benim "giriş" olarak sınıflandırabileceğimiz dar, teorik ve çiftçi geri dönüşlerinden güç bulan bilgilerimin ötesine geçmiş durumda. Ben verebileceğim hemen hemen bütün cevapları verdim. Aynı cevapları bir kaç kez tekrar da ettim.

Düşüncelerimi gözden geçirmeme sebep olan ve bu konuda tartışan herkese de teşekkür ediyorum.

Etidot-67 için "Borlu Gübre" tabirini kullanmam da ne tamamen doğru, ne de tamamen yanlıştır. Bir iş yapacaksanız bunu en etkin şekilde yapmalısınız. Ben düşündüm, internette arama motorları aracılığı ile borlu gübrelere ulaşmak isteyen kişi neyi arar diye? Etidot-67 nin muadillerinin fahiş bir fiyatla ithal geldiği ve ziraat mühendislerimizce önerildiği, gübre bayilerimizce satıldığı bir ortamda, konu başlığını ve lansmanımı "Borlu Gübre Etidot-67" şeklinde yapmaya karar verdim. Bu kiminize göre doğrudur, kiminize göre yanlış. Fakat bu hiç önemli değil. Önemli olan amacıma çiftçiyi incitmeden ulaşmış olmam.

Bana bu amacıma ulaşmamda en büyük katkıyı sağlayan ağaçlar.net sitesi yöneticilerine de ayrıca teşekkür ediyorum.

Site üyeliğim devam ettiğinden, bana mesaj yoluyla ulaşabilirsiniz.

Artık bu sayfada yazmamam daha doğru. Yoruldum ve fazla vaktim olursa da arılarıma ayırmak istiyorum.

Selametle kalınız.

Yakup Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-09-2014, 20:38   #23
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Yakup Mesajı Göster
Site üyeliğim devam ettiğinden, bana mesaj yoluyla ulaşabilirsiniz.

Artık bu sayfada yazmamam daha doğru. Yoruldum ve fazla vaktim olursa da arılarıma ayırmak istiyorum.
Artık yazmamanızın daha iyi olduğunu düşünüyorsanız, neden mesaj yazarak ulaşabileceklerini söylüyorsunuz?
Mesajla rahatsız edilmemek daha iyi olur...

Alıntı:
Özel mesaj ile cevap istemeyin
Özel mesaj aracılığı ile cevap istemek, tüm üyeleri sorudan ve ona verilecek (başka kişilerin de işine yarayacak) cevaptan mahrum etmek demektir. Sadece sizin işiniz görülür, bencilce bir tavır sayılabilir. Bu nedenle sorularınıza özel mesaj aracılığıyla cevap istememelisiniz.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2019, 10:25   #24
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 26-11-2019
Şehir: DÜZCE
Mesajlar: 1
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Yakup Mesajı Göster
Değerli ağaçlar.net üyeleri,

Etidot-67'nin internet ortamında duyurulması, tanıtımı ve tartışılmasını sağlamak için tamamen kendi kararımla açmış ve bugüne kadar iyi kötü sürdürmüş-ittirmiş olduğum bu sayfadaki misyonumu tamamladığıma inanıyorum.

Çünkü artık borun bir gübre olduğu ve eksikliğinin giderilmesi halinde verim ve kalite kayıplarında önemli azalmalar yaşanacağının duyurulması ve konunun bu basit seviyede tartışılması süreci tamamlandı.

Son günlerdeki tartışmalar bunun en bariz örneği. Artık tartışmanın içeriği, benim "giriş" olarak sınıflandırabileceğimiz dar, teorik ve çiftçi geri dönüşlerinden güç bulan bilgilerimin ötesine geçmiş durumda. Ben verebileceğim hemen hemen bütün cevapları verdim. Aynı cevapları bir kaç kez tekrar da ettim.

Düşüncelerimi gözden geçirmeme sebep olan ve bu konuda tartışan herkese de teşekkür ediyorum.

Etidot-67 için "Borlu Gübre" tabirini kullanmam da ne tamamen doğru, ne de tamamen yanlıştır. Bir iş yapacaksanız bunu en etkin şekilde yapmalısınız. Ben düşündüm, internette arama motorları aracılığı ile borlu gübrelere ulaşmak isteyen kişi neyi arar diye? Etidot-67 nin muadillerinin fahiş bir fiyatla ithal geldiği ve ziraat mühendislerimizce önerildiği, gübre bayilerimizce satıldığı bir ortamda, konu başlığını ve lansmanımı "Borlu Gübre Etidot-67" şeklinde yapmaya karar verdim. Bu kiminize göre doğrudur, kiminize göre yanlış. Fakat bu hiç önemli değil. Önemli olan amacıma çiftçiyi incitmeden ulaşmış olmam.

Bana bu amacıma ulaşmamda en büyük katkıyı sağlayan ağaçlar.net sitesi yöneticilerine de ayrıca teşekkür ediyorum.

Site üyeliğim devam ettiğinden, bana mesaj yoluyla ulaşabilirsiniz.

Artık bu sayfada yazmamam daha doğru. Yoruldum ve fazla vaktim olursa da arılarıma ayırmak istiyorum.

Selametle kalınız.
yakup bey bende fındık bahçesi var. etidot-67 borlu gübreyi denemek istiyorum yardımcı olabilir misiniz.?

Kudretcabuk Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2014, 08:52   #25
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2009
Şehir: Balıkesir /Bandırma
Mesajlar: 336
Imkanım olsaydı, bir binde 2 ilk uygulamadan sonra, yapraktaki bor miktarlarını tespit eder ve sorunuzun cevabını verirdim.

Olmuyor işte, bu kadarını yapabiliyorum.

Saygılarımla

Yakup Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2014, 11:10   #26
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
Yapılan bazı bilimsel araştırmalara göre Türkiye topraklarının %90'ının çinko elementi bakımından fakir olduğu iddia edilirken, bunun da tarımda verim düşüklüğüne sebep olduğu savunuluyor. Çinko eksikliğinin hayvancılıkta yetersiz verim alınması ve sağlık problemleri yarattığı, çinko gübre katkısı ve hayvan yemi katkısı ile bu sorunların çözümüne yönelik olumlu etkilerin ortaya çıktığı belirtiliyor.Bir iddiaya göre gıdalardan dolaylı olarak alınan çinkonun insan zekası üzerinde olumlu etkilerinin bulunduğu, yiyecek döngüsünde yeterli çinko alabilen toplumların daha zeki olduğu savunulurken, Meb Ltd. Şti. Tarafından gerçekleştirilen bir çalışma ile, yiyecek döngüsü vasıtasıyla insanların çinko eksikliğinden dolayı yaşadığı sağlık sorunlarının giderilmesinin amaçlanıyor. Sanayi dışında çinko uzmanlığını farklı alanlarda da değerlendirdiklerini anlatan Meb Ltd. Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Kumcu “Çinko tarımda toprak , hayvancılıkta da yem için çok kritik bir ürün. DSM, Roche, Bayer gibi firmaların yurt dışındaki fabrikalarına Portekiz'den Avustralya'ya kadar geniş bir coğrafyaya ihracat yapıyoruz. Burada ikinci bir tesis kurduk ve sadece tarım ve hayvancılık için çinkolu ürünler üretiyoruz” şeklinde konuştu.
Öte yandan, teknolojik her yenilikte karşımıza çıkan ve Türkiye'nin en değerli milli serveti, geleceğin petrolü olarak görülen, adeta her derde deva sihirli bir mineral gibi algılanan Bor minerali, zeytincilikte de ilgi odağı oldu. Kadir Kumcu zeytin ağaçlarında var yılı, yok yılı uygulamasına son veren bor elementli gübreyi bu alandaki çalışmalara örnek olarak gösteriyor. Meb Ltd'nin tarım ve hayvancılık için ürettiği çinko takviyeli ürünlerine ilaveten geliştirilen bor elementli sıvı gübrenin zeytin ağaçları için özel olarak geliştirildiğini belirten Kumcu, konuyla ilgili olarak şunları söylüyor:“Zeytin ağaçlarındaki var yılı yok yılı meselesine el attık. Bu konu bor eksikliğinden kaynaklanıyor. Ancak bor elementinin zeytinlere verilebilecek özel forma getirilmesi oldukça güç bir iş. Ayrıca bor elementinin çinko ile birlikte kullanılmasını engelleyen kimyasal engelleri kaldırmayı araştırmalarımız sayesinde başardık. Geliştirdiğimiz bu formül dünyada bu konuda çığır açacak önemli bir buluştur. Çalıştık ve zeytin ağaçlarının alabileceği yapraktan verilen bor çinko sıvı gübresi üretmeye başladık. Borlu sıvı gübre Avrupa'da da üretiliyor. Biz farklı olarak çinkoyu da borla birlikte kullanabilmenin yolunu bulduk. İkisi reaksiyona girince normal şartlarda bozuluyor. Ancak bu sorunu çözdük. Çinko-bor karışımlı gübreyi ürettik. Zeytincilere tanıtmaya da başladık. Bor ve çinko gibi verimde önemli artma sağlayan iki elementi birleştirdik. Bor eklendiğinde zeytin ağaçlarındaki üretim 3 misline kadar artabiliyor. Çünkü çiçeklerin açma süreleri, dayanıklılıkları dolayısıyla polenleme dönemi uzamış oluyor ve meyve dökümü azalıyor.”

Zeytinde

MEBOR - Sıvı Çinko Bor Gübreleri

Ürünler | Meb Metal

Sırf bu çinko ile borun bitki tarafından birlikte alımını kolaylaştırdığı için MEBOR ürünü denenebilir..

Çiçeklenme öncesi ve sonrasında 100 litre suya %5 çinko ve %5 bor karışımı olan bu üründen 300 cc. karıştırılması önerilmiş.


Düzenleyen pria : 21-09-2014 saat 11:53
pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2014, 13:57   #27
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2009
Şehir: Balıkesir /Bandırma
Mesajlar: 336
Sn. Pria,
Ortak bir kıyaslama denemesi olmadan, ne E-67 için söylediklerime, ne bir başkasına inanırım. Keşke vatandaşın biri çıksa da bor içerikli gübreleri zeytinlerinde test etse.

O zaman daha iyi olacaktır. En azından hangi borlu gübre sorusunun cevabı çıkar ortaya. Ya da E-67 yi abartmış isek bu da çıkar.

Bakalım..

Saygılarımla

Yakup Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2014, 14:41   #28
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2009
Şehir: Balıkesir /Bandırma
Mesajlar: 336
Bor'un keşfi

Hem biraz harareti kısmak için, hem de ilginç olduğu için anlatmak istiyorum:

Eskilerde, Hindistan'da çobanlar bazı keçilerin cinsel anlamda daha istekli olduklarını görmüşler. Takip edince, bu keçilerin bazı otlara dadandığını tespit etmişler.

Konu Hint hükümdarına kadar gitmiş. Araştırınca Hükümdar, "kahve" keşfedilmiş.

Hükümdar akıllı adammış. Kahvenin canlı tohum ve fidelerinin yurt dışına çıkışını yasaklamış ve bir süre bu böyle devam etmiş.

Ancak bir zaman sonra, batılı kaşifin teki, kahveyi ülke dışına çıkarmayı başarmış. Sonra mı? Ver elini Amerika....

Zamanla Amerikalılar bir bakmış, Brezilyalıların kahveleri daha iyi. Konuyu araştırmışlar- incelemişler ve Brezilya kahvelerinin yetiştiği toprakların yapısının farklı olduğunu görmüşler.

Brezilya kahvelerinin yetiştiği alanlar bor yönünden daha zenginmiş. Adamlar da borun tarımda kullanılabilirliğini araştırmaya başlamışlar.

İşte Rio Tinto grubunun bor macerası buradan başlıyor.

Saygılarımla

Yakup Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2014, 22:50   #29
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Pria
Koca koca proflar dahi Yakup arkadaşımızı haklı kılacak şekilde boraks ve sodyum tetraborat'ı ''borlu gübre'' olarak tanımlamışlar.
Alıntı:
d) Gübre: Ana işlevi bitkilere besin maddesi sağlamak olan maddeleri,

e) Birincil bitki besin maddesi: Azot, fosfor ve potasyum elementlerini,

f) İkincil bitki besin maddesi: Kalsiyum, magnezyum, sodyum ve kükürt elementlerini,

g) Mikro bitki besin maddesi: Birincil ve ikincil bitki besin maddeleri ile mukayese edildiğinde çok daha az oranda kullanılan, bitkinin büyümesi için gerekli olan bor, kobalt, bakır, demir, mangan, molibden ve çinko gibi iz elementleri,

h) Kimyevi gübre: Beyan edilen bitki besin maddelerinin ekstraksiyon, fiziksel ve/veya kimyasal endüstriyel proseslerle elde edildiği, elde edilen bu bitki besin maddelerini içeriğinde mineral formunda bulunduran gübreleri; kalsiyum siyanamit, üre ve onun yoğunlaştırılmış ve ilintili ürünlerini, şelatlı veya kompleks halde mikro besin maddesi içeren ve kimyevi gübre olarak sınıflandırılan ürünleri, (bknz: TARIMDA KULLANILAN KİMYEVİ GÜBRELERE DAİR YÖNETMELİK-Resmi Gazete Tarihi: 18.03.2004 Resmi Gazete Sayısı: 25406)
Koca koca profları mahcup etmemek adına acele mevzuatı, tanımları vb. değiştirseler iyi olacak, neymiş öyle d,e,f,g filan

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2014, 23:25   #30
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Koca koca profları mahcup etmemek adına acele mevzuatı, tanımları vb. değiştirseler iyi olacak, neymiş öyle d,e,f,g filan
Yurtdışında da namlı üniversitelerde bile ''boron fertilizer'' diye bilimsel makale yazan hocalar var..sadece bizde değil yani:


An Error Occurred Setting Your User Cookie

Slow-release nitrogen and boron fertilizer from a functional superabsorbent formulation based on wheat straw and attapulgite

Bu da bizden:
An Error Occurred Setting Your User Cookie


Düzenleyen pria : 22-09-2014 saat 09:38
pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Etiketler
bor, eti maden, etidot-67, gübre, tarım


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 14:15.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025