agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üyelerin Balkonları, Bahçeleri > Sürdürülebilir Doğal Tarım Bahçeleri
(https)




Beğeni Düzeni528Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 07-05-2010, 10:43   #211
Ağaç Dostu.
 
bahtiyar02's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-09-2006
Şehir: ADIYAMAN
Mesajlar: 2,459
Galeri: 3
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi denizakvaryumu Mesajı Göster
Sn.Bahtiyar02

siz de bahçenizde sıfır zehir, sıfır kimyasal gübre kullananlardansınız.

Bu sene elinizde bol miktarda sebze olacaktır

Forum üyesi birçok arkadaşın, bedeli mukabilinde bu lezzetli ve doğal ürünleri sizden talep edeceğine eminim.

http://www.agaclar.net/forum/forumdisplay.php?f=398

Konu başlığı altında sizin de oluşuma katılmanızı bekliyoruz.
Sevgili dostum çok teşekkür ederim.İnşallah sebzeler tutarda hepbirlikte yemek nasip olur.
Saygılar

bahtiyar02 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-05-2010, 10:53   #212
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Bu forumda öğrendiğim şeylerden biri, Halil bey bir şey söylüyorsa iki kere okumak ve muhakkak ciddiye almak gerekir. Şaka bile yazıyorsa bilgiye, deneyime ya da kararlılığa dair söylediği bir şey vardır. Yöresindeki bir takım köylülerden bahsetti ise bu rastgele değildir, bir şekilde kontrolü altındadır ve emindir.

Ayazkızı beğendi.
MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-05-2010, 12:16   #213
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,671
Galeri: 32
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Bu forumda öğrendiğim şeylerden biri, Halil bey bir şey söylüyorsa iki kere okumak ve muhakkak ciddiye almak gerekir. Şaka bile yazıyorsa bilgiye, deneyime ya da kararlılığa dair söylediği bir şey vardır. Yöresindeki bir takım köylülerden bahsetti ise bu rastgele değildir, bir şekilde kontrolü altındadır ve emindir.
Aynı fikirdeyim. Kendisinden çok şey öğrendim ve öğreniyorum.

Teşekkürler.


gece
bir harf...40 yıl kuralını işletirse, yandım ben diyen forum kişisi

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-05-2010, 12:18   #214
Ağaç Dostu
 
bayindirmevki's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever Mesajı Göster
Teşekkürler Sn Acemi,

İşin güzelliği de burada zaten: Hem bahçeler uzak hem insanlar (fiziksel olarak) ama hem işbirliği hem de gönüller çok yakın! Sevgiler...
isim arayan arkadaşlara dikkatimdir. Yukarıda ki alıntı yeterince açık.

bayindirmevki Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-05-2010, 00:41   #215
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Hepinize selam ve saygılar. Bu bölümde çok güzel fikirler ve öneriler paylaşıyorsunuz. Dilerim hareketiniz ve düşünceleriniz çığ gibi büyür. Aranıza çok kişi daha katılır. Hasbelkader ziraatçı oldum. 28 yıllık çalışmanın ardından emekli oldum. 10 senedir emekli hayatı yaşıyorum. Önemli olan zararlılarla biyolojik mücadele ve bitki besin maddesi olark ta doğal besinleri kullanmak. ( Çiftlik gübresi, yeşil gübre, şerbet, kombpost v.s.)

Ben mecburiyetten organik tarım yapıyorum. İşime geliyor. Bahçemizdeki meyveler ve sebzeler de olan çeşitli hastalıklara ve zararlılara karşı hiç bir şey yapmıyorum.

Hanımım da haklı olarak serzenişte bulunuyor. Sen nasıl ziraatçısın? Bunlara bir çare bulsana. İlaçlasana diyor haliyle.

Ben de'' Millet kurtlu elma, armut arıyor. Daha fazla para veriyor. Biliyorsun ki tüm kimyasallar insan sağlığı için zaralıdır. Organik tarım diye birşey duymadın mı? diye bütün hucumlarını püskürtüyorum.

YAŞASIN ORGANİK TARIM.

Ayazkızı beğendi.
Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-05-2010, 02:25   #216
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi gece Mesajı Göster
Aynı fikirdeyim. Kendisinden çok şey öğrendim ve öğreniyorum.

Teşekkürler.


gece
bir harf...40 yıl kuralını işletirse, yandım ben diyen forum kişisi
Meyvelitepe, bu sitede en çok soru sorduğum ve yanıt aldığım;

Gece, 'insan kendi felsefesini nasıl oluşturmalı'? sorusun cevabını bulduğum;

ağaçlar.net sitesinin iki güzide kişisi teşekkür ederim; ancak bu kadar övgüye haketmiyorum ve zor durumda kalıyorum.

Ayazkızı beğendi.
Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-05-2010, 02:31   #217
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Cumhur Tonba Mesajı Göster

'' Millet kurtlu elma, armut arıyor. Daha fazla para veriyor.

kimyasallar insan sağlığı için zaralıdır. .
Sevgili Cumhur,

kurtlu ve aynı zamanda kimyasal da olabiliyor. Ve tabii pahalı...

Ayazkızı beğendi.
Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-05-2010, 08:14   #218
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Cumhur Tonba Mesajı Göster
Ben mecburiyetten organik tarım yapıyorum. İşime geliyor. Bahçemizdeki meyveler ve sebzeler de olan çeşitli hastalıklara ve zararlılara karşı hiç bir şey yapmıyorum.
Sayın Cumhur Tonba,

Mecburiyetten olsa da kimyasal gübre ve zehir kullanmadan bir şeyler yetiştirmek ne güzel. Sizi de aramızda görmek isteriz.

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-05-2010, 08:25   #219
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Dün öğrendiğim bir bilgi, doğal yetiştiricilik ve zararlılarla doğal yollarla mücadele konusunda, ne kadar haklı ve doğru yolda olduğumuzu bir kez daha gösterdi.

Sağlık Bakanlığı'nın bir seminerine katılan doktor bir arkadaş, seminerde paylaşılan bir örneği anlattı.Tokat'ın köylerinden birinde, yoğun astım vakası görülmesi üzerine, yaptıkları araştırmada, gereğinden fazla azotlu gübre kullanıldığı ve bu azotlu gübreyi içeren toprakla evleri badana yaptıkları için astım vakasının yoğunlaştığına dair tespitte bulunmuşlar ve bu köyde azotlu gübre kullanımını durdurmuşlar. Topraklarda nerdeyse 10 yıllık ihtiyacı karşılayacak kadar azot fazlası varmış.
Doğal olarak seminere katılan arkadaşın fazla dikkatini çekmemiş bu olay. Ancak bizim için önemliydi bu bilgi. Arkadaş seminer notlarına bakarak köyün adını bizimle paylaşacak. Bu olaya Ensar'da tanıktır.

Ayazkızı beğendi.

Düzenleyen acemi_caylak : 20-05-2010 saat 09:45
acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-05-2010, 11:57   #220
Ağaç Dostu
 
tenar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-07-2007
Şehir: Yerdeniz
Mesajlar: 186
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster
Bu sayfada şunu yapabilir miyim? Örnek verirsem iyi anlatırım.
Örnek:
Menemen Belen Köyün'den Ahmet Karcı, bu yıl yetiştirdiği kabaklarında EMA kullandı. Başka kimyasal zehir kullanmadı. A. Karcı İzmir/ Çiğli pazarında, şu nolu tezgahında satış yapmaktadır.
Halil bey, bence bu türden bile olsa, arayan tüketiciyi doğru bir yerlere yönlendirebilecek kadar iyi tanıyorsak o üretici, burada yapılmak istenen işin ruhuna ters düşmez bana kalırsa.

Ben açıkcası Ankara için bunu bilmek isterim. Ankarada hiç bir semp pazarında bu kadar masum ürününü geitirip de direk pazara sokabilecek bir üratici olabileceğini sanmıyorum. Halden geçmeyen hiç bir şey pazara giremiyor benim bildiğim; keza İstanbulda da özel pazarla dışında da böyledir.

Ben haftaiçi Zonguldak Ereğlisinde yaşıyorum. Burada o kadar şanslıyım ki, her pazara köylü direk gelip bahçesinde ne kada rçıktıysa o kadarını satabiliyor, direk aracısız. İstersem kapıma getiriyor, sütten marula kadar. Gidiyorum, görüyorum ve biliyorum evinin arkasında yetiştiriyor ürününü; gidip sütü kendim alıyorum, görüyorum ki ineği evinin alt katında ve otladığı yer evinin az ilerisindeki çayırlar. Buralar şanslı, büyük şehirdekiler napsın?

Ayazkızı beğendi.
tenar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-05-2010, 13:20   #221
Ağaç Dostu
 
bayindirmevki's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak Mesajı Göster
Sağlık Bakanlığı'nın bir seminerine katılan doktor bir arkadaş, seminerde paylaşılan bir örneği anlattı.Tokat'ın köylerinden birinde, yoğun astım vakası görülmesi üzerine, yaptıkları araştırmada, gereğinden fazla azotlu gübre kullanıldığı ve bu azotlu gübreyi içeren toprakla evleri badana yaptıkları için astım vakasının yoğunlaştığına dair tespitte bulunmuşlar ve bu köyde azotlu gübre kullanımını durdurmuşlar. Topraklarda nerdeyse 10 yıllık ihtiyacı karşılayacak kadar azot fazlası varmış.
Doğal olarak seminere katılan arkadaşın fazla dikkatini çekmemiş bu olay. Ancak bizim için önemliydi bu bilgi. Arkadaş seminer notlarına bakarak köyün adını bizimle paylaşacak. Bu olaya Ensar'da tanıktır.
Arkadaşlar,

Yukarıda ki alıntıda anlatılanlar şu ana kadar yapılan yazışmalar içinde bu oluşumun görevini tanımlayacak en iyi örnektir. Bir pazarlama ve yanlış seçim sonucu, üzücü bir ağaç dramından yola çıksak da bu doğru bir örnek değildi. Kendi içinde hem doğru hem de yanlış var. İsmi ağaçlar olan bir forumda ne derece doğru?.. Sevdiğim bir arkadaşın sözü ile "Anlayan el sallasın".

Bu yazdıklarım şaşırtacak. Biliyorum. Ebeyidir beni rahatsız eden bir şeyi-bir şeyleri dile getirecek örneği bulunca lafımı sakınmak istemedim. Benim fikrim bu. Açık ve net. Yola çıkış nedenimiz olan kişisel pazarlama sorunlarını ve örneğimizi yanlış buluyorum. Esas olay toplum bilinci sağlamak, özelde de tarım bilinci. Bir manifesto yazılması isteniyorsa oluşuma anafikir olacak örnek bu alıntıda. Bilinçsiz çoğunluklar, bilgisiz tarım, ilgisiz devlet...

İşimizin sosyal sorumluluk olduğunu söylerken hala satış diyorum. Bir gelir ile özendirilmeyen değişimin hele bu kökten bir değişim olursa halk tabanında hiç bir zaman yankı bulmayacağını iddia ediyorum. Bugüne kadar kurulan tüm oluşumlar tabanın ihtiyaçlarını yadsıdığı için birer hobi derneğinden öteye gidemedi. İnsan önce karnının doymasını ister...Ve bunu sağlamak için gereken pazarlama gücünün en başta ısrarla üstüne düştüğüm için aldığım cevabı da sineye çekiyorum. Yeter ki söylediklerim anlaşılsın.

Saygılar

Ayazkızı beğendi.
bayindirmevki Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-05-2010, 16:41   #222
Ağaç Dostu
 
tenar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-07-2007
Şehir: Yerdeniz
Mesajlar: 186
Merhaba,

işimi gücümü bıraktım inanın bu yoğunluk arasında bir hevesle bugüne kadar konuyla ilgili yazılanları baştan sona atlamadan okumaya çalıştım. Tekrar üzerinden geçeceğim sonra. Evimde pc yok artık. uzun zamandır giremiyordum. Dün başka bir sayfadaydım ki adı geçen konuda yazışma olduğunu öğrendim. İnanın bunların konuşulmasına çok çok sevindim.

Bu oluşumun temelde, sağlıklı tohumla, anneannem zamanındaki gibi usule uygun tekniklerle üretilen ve amacı ticari amaçlarla bugünkü tekniklere yönelmek olmayan aradığımız doğru kişilerden, tüketicisini arayan üreticiden; bahsedilen ürünlere ulaşmaya çalışan tüketiciye ürünlerin ulaştırılması olarak (organik diyemeyeceğim, çünkü organikliğin sınırı veya nerede neleri bu sınıfa sokarak sınırsızlaştırıldığını konuşmak değil niyetim şu an) bir kısa devre olarak düşünüyorum. Aracısız, direk, üreticiden tüketiciye kırmızı hat. Böyle bir oluşumun, üreticin gerçekten emeğinin karşılığını da aldığında, istenen özelliklerde ürün üretmeye teşvik edeceği de açıktır.

Bugün sistem, aracıların bayram ettiği sistemdir. Tüketiciyi de istediği gibi parmağında oynatan yine aracılardır. Ürünün kaderini, üreticinin şevkini, tüketicinin mahrumiyetini aracılar istedikleri gibi şekillendirmektedir. Devlet politikalarını, bir şeylerin değişeceğini beklemek hatadır. Ancak böyle oluşumlarla, bir şeyler yapılabilir. Yurtdışında da buna benzer örnekler olduğunu duymuştum. Bir şekilde bölgesel kooperatifleşme gibi. Devletin ne kısa vadeli nede uzun vadeli anlamlı planları olduğunu görmüyorum, varsa da ben demek ki öğrenemiyorum.

Önceki yazılarda okumuştum, bir araya gelelim, bir kocaman arazi alalım olayı başka bir şeydir. Burada devlet üretme çiftliği mantığı değil, bahse geçen nitelikte ürünlerin tüketiciye ilk elden ulaştırılması önemli olan değil mi? Ne türden olursa olsun.

Hayvansal ürünler de bu oluşuma dahil edilmeli elbette. En kısa ömürlü ürün şu an klıma gelen süt. Süt günlük tüketime yönelik, çok dar bir alanda civarınızdaki üreticilerle sağlanabilir. Direk onlara ulaşılabilir. Bunun için herkes kendi çevresinde bir çalışma yapabilir. Süt de bu şekilde çevrime dahil olabilir aslında. Süt genel olarak hadi olmaz belki ancak, et ürünleri de girebilir. Nasıl girebilir? Ben Ankara'da yaşayan ailemin sağlıklı ete ulaşabileceğine kafa yormaktan bir hal oldum. Hayvan kestirecek yer arar olmuştuk. Nasıl otladığını bildiğim hayvanı yemek isteriz. Hayvan besleyen kişi, burada belki talep üzerine hayvan da büyütecek ve nerede yaşıyorsa o civardan talepleri alabilecektir. Ankara Kazan’da oturan birisinden neden gidip et almayayım? Kars’tan et getirtmek zor iştir ancak yakın yerlerde bu türden bir iletişim ağı için kullanılabilir bir oluşum olabilir burası. İstanbuldaki kendine yakın yerlerle, İzmir’deki kendine yakın yerlerle iletişime geçebilir. Kayseri’den sucuk, pastırma gelir ancak Kars’tan et gelmez gibi görünüyor. Süt alamayız belki ama peynir neden olmasın? Ha keza bal; zaten olamaz gibi zaten görünmemiş bal.

Ben bir Karaburun sevdalısı, bir zeytin sevdalısı olarak (kendi ürünümle direk olamasa da komşularımı mutlaka yönlendireceğim) bu oluşuma katkı koymak, hem de bir tüketici olarak oluşumdan iki yönlü de faydalanmak isterim.

Karaburun’da ticari başka bir ürün yetişmediği için, diğerlerinin ilaçlamasından etkilenme durumu da olmuyor doğal olarak. Bu ürünlerin değerlendirilebileceğini, kıymetini bilenlere ilk elden ulaştırılabileceğini düşünüyorum.

Yazılanları işyerinden de olsa takip etmeye çalışacağım.

Kıymeti bilinmeden dalında kalan onca ürünümüz var. Emekler boşa gitmesin. İnanın artık emeklerinin karışılığını alamayan üretici, ne hayvan beslemek, ne de tarlasını ekmek istiyor artık. Ancak Rahmetli amcam şöyle derdi: "Emeğimin karşılığını alamıyorum; ama ne yapayım ki boş mu oturayım, buna içim el vermiyor. Bu işi ben yapmazsam sen yapmasan kim yapacak? kim bizi doyuracak. Ama emeğimin karşılığını alamıyorum." İnanın üretici emeğinin karşılığını da suistimal edilmeden alırsa, alan da veren de memnun olacak. Bu uçlarda alanı da vereni de memnun edecek bir taban hareketi olabilir. Destek görecektir zaman içerisinde. Ancak temeli aceleye gelmeden sağlam kurulmalı bana göre.

Her ne kadar fikir aşamasında da olsa hayata geçeceğine inanmak istiyorum; emeği geçenlerin emeğine sağlık.

- Oluşumun başlangıcı için, bence elimizde neler var, kimler ne getirebilir bu ortama öncelikle onun bir çıkarılması gerekir. Ürünler az da olsa (ki böyle böyle başlar, bir bir derken eklenecek zamanla elbet) özellikleriyle bir yerde toplanmalı.
kiminle irtibata geçilecek,
ürün nedir,
nerede yetişecek,
ne zaman dağıtımı yapılabilecek
ne şekilde paketlenebilecek
yola ne kadar dayanır(bölgesel pazarlama mı Türkiye geneline mi) üretici bunları daha iyi bilebilir
ödeme ne şekilde yapılacak
vb...
- Bu gibi oluşumlar suistimale açık bırakılmamalıdır. Herkesin birbirini tanıyor olması mümkün olmasa da referans usulü diyebileceğimiz bir yöntem getirebiliriz. Ürününü dolaşıma koyan birisini en azından bir kişi tanıyor olsa bile yeter. Birbirinin nasıl iş yaptığını bilen, gidip ziyaret edenler burada özellikle yazabilirlerse ne kadar güven pekiştirici olur. Umarım yanlış anlaşılmam bu söylediklerimden. Memnuniyetlerimizi özellikle yazalım diyorum.
- Benim için malın güvenilirliği ve üreticinin de aynı zamanda tüketicinin de güvenirliği önemli. Daha önce bizim bu forumda bile oldu diye hatırlıyorum, alıp da ürünün parasını ödemeyen olmadı mı? Herhalde ödemeyi aldıktan sonra ürünün göndermesi yapılabilir.
- Üretici için yönlendirme olması açısında tüketicinin talepleri önemli olabilir bu tür oluşumda. Üretici ne üreteceğinden bahseden ve bir talep yoklamasına girerse başta, hep istenen özelliklere karar verebilir(ürüne göre mümkün olabilir bu), hem de ne kadar üreteceğini kestirebilir.

Ayazkızı beğendi.

Düzenleyen tenar : 20-05-2010 saat 16:50 Neden: paragraf eklendi
tenar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-05-2010, 20:18   #223
Ağaç Dostu
 
bayindirmevki's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
tenar kardeşim,

Baya için doluymuş. Herkes de senin gibi düşünüyor. Ve yanlışlık da burada. Aracı dediğimiz insanların bir çoğu şu veya bu şekilde üreticinin akrabası. Tarlasını satmış kamyon almış emmioğlu. Malı toplar köyünden hale getirir biraz komisyon ile devreder. Zaten küçük komisyoncu yerinden kalkmadan kamyondan beğenip alır. Köye gelmez.

Büyük pazarlamacılar ise ayrı bir konu. Malı toplayıp sandıkladıkları yerin üreticisinin karısı-kızı tasnifte çalışır.

Büyük marketler başka bir konu. Vasıfsız Türkiyenin işçi ambarıdır. Orda çalışan garibanların başka bir yerde çalışma imkanı yok.

Ayrıca işletme sermayesi olmayan üreticinin aracıya borcuda bir başka hikaye.

Bu iş sistemi yıkmak veya değiştirmek amacı ile yola çıkarsa sistem onu kendi dışına atar. Çünki aracı sistemi dediğimiz şey de halkın kendisi. Bir boşluğu doldurmuş. Biz o boşluktan bunu çekip atmaya kalktığımızda hepsi yıkılır.

Doğrusu sistem ile barışık ama sistemdeki bir başka boşluğu kullanarak ilerlemek ki sistemde bir boşluk var. Bütün mesele bu oluşumun o boşluğu dolduracak güçte olması. Yoksa bütün her şeyi kapsayalım, çok çok şeyler yapalım dersek kendi yarattığımız selde boğuluruz.

Zaten ilk başta her üreticinin ulaşım, toprak yapısı, işletme sermayesi, bölgesinin sosyal yapısı katılmaya el vermez. Bu durumda, bu insanlar da beğenmediğimiz aracı sistemi ile ürününü satacak. Çaresiz.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

Bu aracı olayı dışındaki diğer konulara katılıyor ve endişelerinizi hak veriyorum. UBYİ işlerlik kazanırsa çok şey yapacak. Yeter ki inanılsın.

Ayazkızı beğendi.
bayindirmevki Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-05-2010, 22:55   #224
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak Mesajı Göster
Sayın Cumhur Tonba,

Mecburiyetten olsa da kimyasal gübre ve zehir kullanmadan bir şeyler yetiştirmek ne güzel. Sizi de aramızda görmek isteriz.
Merhaba acemi _caylak.,
Teşekkür ederim. Zaman yaklaşıyor. Dünya ilerde mecburen organik tarıma geçecek. Zira kimyasallarla yok ettiğimiz her canlının yerini, o canlının baskı altında tuttuğu diğer canlı alıyor. Tamam. Bir grup canlı ölüyor fakat diğer grup çoğalıyor.
En güzeli mekanik ve biyolojik mücadele. Ot varsa çapalayacaksın. Zararlıları doğal düşmanları ile yeneceksin. (Diyebilirler ki, doğal düşmanını nereden bulacağız) Böcek ilacını 3-4 ene kullanmazsak doğal düşmanlarda çoğalacak vebirbirlerini dengede tutmaya başlayacaklardır.

Örneğin buğdayda uçakla ilaçlama yasaklandı. Süne yavaş yavaş normale dönmeye başladı.
Hep sizinleyim. Selam ve saygılar.

Ayazkızı beğendi.
Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-05-2010, 13:31   #225
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Lilium Mesajı Göster
...
Bir başka konu

Bugünler de muhtarlıklara gönderilen köy kahvelerine asılan bir yazı

İlaç atma belgesi

Belgesi olmayan zirai ilaç atamayacak, atan yüksek para cezasına çarptırılacak

Yahu böyle saçma bir şey olabilirmi,

Yo saçma değil, amaç köylüyü bir şekilde yolmak, bir belge verecek ver şu kadar para, onların amacı ilaç milac değil nasıl yolarız nasıl rant elde ederiz.

O belge düzenli ilaçlamamı yapacak çok merak ediyorum, yahu zehirin düzenlisimi olur.

Böyle kafalar tarımı yönlendiriyorsa biz daha çokkkk güvenli ürünü nasıl tüketeceğiz diye konuşuruz bu gidişle.
...
Sayın Lillium, acaba bu karar niye çıkmıştır diye hiç düşündü mü üreticiler?
Neden maalesef üretici ve satıcı tarafından suistimal edildiği için rayına bir türlü oturtulmayan reçete yasası çıkmıştı hiç değerlendirildi mi?

Konuyu dağıtmak istemiyorum ama size çok kısa bilgi vermek istedim;

Bizimle birlikte biraz gezseniz dehşete düşersiniz.

Her üretici sizler gibi bilinçli değil. Ne ileri tarım teknilerini kullanıyor, ne organik tarıma, ne de iyi tarıma inanıyor. İlacımı atarım paramı kazanırım diye düşünüyor. İlacı yanlış atınca hem hastalık zararlılara dayanım, hem kalıntı, hem çevreye zarar bir dolu sorun çıkıyor. Gezin bakalım, dere kıyıları, yol kenarları ilaç şişeleri, ambalajları ile dolu. Hani buraya attım ne olacak diye bile düşünmüyor. Dereden su alıp ilaç pompasını dolduruyor, sonra boşalınca çalkalayıp yine dereye döküveriyor. İlacın dozunu yanlış ayarlıyor. Uygun ilaçlama ekipmanını seçmiyor, ilaçlama hasat arasındaki zamana zaten dikkat etmiyor.

Tarım ilacı doğru uygulanmayınca sonuç da vermiyor. Bu sefer ilaç attım kar etmedi deniyor, üstelik organizma doğru ilaçla yanlış ilaçlanmaktan bağışıklık da kazanıyor.

İlaçlama ekipmanının doğru seçilmesinden, pompanın ucundaki çok basit pulun açıklığına, ilaçlama suyunun ph sına, ilaçlama saatine, ilaçlama hasat arası zamana vs. dikkat edilmesi gerekiyor. Uygulamanın nasıl yürüyeceğini bilmiyorum. Biz de izleyeceğiz ve değerlendireceğiz. Ancak yola iyi niyetle çıkıldığı ve amacın, çıkış noktasının
Alıntı:
...ilaç milac değil nasıl yolarız nasıl rant elde ederiz...
fikri olmadığını iyi biliyorum.

Bakalım nasıl yürüyecek...

Reçete sistemi şu anda başarılı yürümüyor, yine ne teşhis var ne birşey, çiftçi isteyince zirai ilaç bayisi ilacı veriyor, anlaştığı mühendis sonra reçeteyi yazıyor, üretici ya alıştığı ilacı, ya internetten duyduğunu (teşhis, uygunluk tespiti bile yok) vs. kullanıyor. Hatta internetten ilaç alıyor. Merdivenaltı ne olduğu belirsiz ürünler bidon bidon kapış kapış açık satılıyor.

Devlet düzenli denetleme yapmaya çalışıyor ama henüz uygulama başarıya ulaşmadı. Ha bu durumda elbette kalıntı yüzünden ürünler dönmeye devam edecek.

Herşeyi devlet denetiminden beklemek doğru değil. Çünkü devlet denetimlerini atlatmak için de insanlar ellerinden geleni yapıyorlar. Ahlaksıza yol çok. Burada önemli olan vicdan ve bilinçlenme.

Sizlerin bu işbirliğinin toplumu, tüketicisiyle, üreticisiyle bu yöne çevirmeye yardımcı olacağına eminim.

Ayazkızı beğendi.
Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-05-2010, 15:23   #226
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Mine Hanim
Söylediklerinizde yerden göğe kadar haklısınız ama devletin birinci görevlerinden biri de çiftçiyi bilinçlendirmek ona eğitim vermek değil midir? Belge zorunluluğu getirmek kolay. Çıkartırsınız genelgeyi, iş biter. UYmayana da basarsınız cezayı. Ancak, eğitmek bu kadar kolay değil tabii ki. Eğitim verme, bilinçlendirme komusunda devletin kapsamlı bir çalışması var mı? Ben bilmiyorum. Düşünceme göre, eğitim verilmesi çok daha önemli. Saygılar.

Ayazkızı beğendi.
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-05-2010, 15:57   #227
Ağaç Dostu
 
Lilium's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2008
Şehir: Balıkesir Gönen
Mesajlar: 7,546
Galeri: 106
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Mine Pakkaner Mesajı Göster
Sayın Lillium, acaba bu karar niye çıkmıştır diye hiç düşündü mü üreticiler?
Düşündüm hatta gidip sordum araştırdım da sevgili mine hanım. Ama bende çok da başarılı olunacağı kanaati bırakmadı. Top yekün ülke çapında devletinde elini taşın altına koyarak mücadele bilgilendirme yapılarak başarılı olunabilinir. Belge satarak başarı kazanılacağını sanmıyorum, ve bu da toplumda kuşku yaratıyor.
Neden maalesef üretici ve satıcı tarafından suistimal edildiği için rayına bir türlü oturtulmayan reçete yasası çıkmıştı hiç değerlendirildi mi?
Aslında aynı şeyleri söylüyoruz.

Konuyu dağıtmak istemiyorum ama size çok kısa bilgi vermek istedim;

Bizimle birlikte biraz gezseniz dehşete düşersiniz.

Her üretici sizler gibi bilinçli değil. Ne ileri tarım teknilerini kullanıyor, ne organik tarım, iyi tarım inanıyor. İlacımı atarım paramı kazanırım diye düşünüyor. İlacı yanlış atınca hem hasatalık zararlılara dayanım, hem kalıntı, hem çevreye zarar bir dolu sorun çıkıyor. Gezin bakalım dere kıyıları, yol kenarları ilaç şişeleri, ambalajları ile dolu. Hani buraya attım ne olacak diye bile düşünmüyor. Dereden su alıp ilaç pompasını dolduruyor, sonra boşalınca çalkalayıp yine dereye döküveriyor. İlacın dozunu yanlış ayarlıyor. Uygun ilaçlama ekipmanını seçmiyor, ilaçlama hasat arasındaki zamana zaten dikkat etmiyor.
Aynı şeyleri ben de bir çok yazılarımda söylemişimdir, katılıyorum. Bunlar ilaç şişelerinin üzerinde yazıyor zaten, ama uyguluyormuyuz, uygulamıyoruz. Şimdi ilaç atma belgesi verilerek uygulancak mı? Sanmıyorum. Belki de belgesi olan daha rahat daha fazla zehir atacak bu kişinin ne kadar bilinçlendiği ile ilgilidir.
Benim belgeye karşı çıktığım yok, benim karşı çıkışım bu kararlar uygulanmıyor bir türlü oturtulamıyor denetlenemiyor, ver belgeyi al parayı demem ondandır


Tarım ilacı doğru uygulanmayınca sonuç da vermiyor. Bu sefer ilaç attım kar etmedi deniyor, üstelik organizma doğru ilaçla yanlış ilaçlanmaktan bağışıklık da kazanıyor.
Bu da doğrudur da bunu kişiler mi yapacak kişiler mi uygulatacak, bunu yaptırım gücü olan devlet yapacak ve ya yetkili kişiler anlatacak izah edecek uygulatacak, ben çıkıp anlatsam beni kaç kişi dinler.

İlaçlama ekipmanının doğru seçilmesinden, pompanın ucundaki çok basit pulun açıklığına, ilaçlama suyunun ph sına, ilaçlama saatine, ilaçlama hasat arası zamana vs. dikkat edilmesi gerekiyor. Uygulamanın nasıl yürüyeceğini bilmiyorum. Biz de izleyeceğiz ve değerlendireceğiz. Ancak yola iyi niyetle çıkıldığı ve amacın, çıkış noktasının
Alıntı:
ilaç milac değil nasıl yolarız nasıl rant elde ederiz...
fikri olmadığını iyi biliyorum.


Bakalım nasıl yürüyecek...

Reçete sistemi şu anda başarılı yürümüyor, yine ne teşhis var ne birşey, çiftçi isteyince zirai ilaç bayisi ilacı veriyor, anlaştığı mühendis sonra reçeteyi yazıyor, üretici ya alıştığı ilacı, ya internetten duyduğunu (teşhis, uygunluk tespiti bile yok) vs. kullanıyor. Hatta internetten ilaç alıyor. Merdivenaltı ne olduğu belirsiz ürünler bidon bidon kapış kapış açık satılıyor.
Bu yazınız "ilaç milac değil nasıl yolarız nasıl rant elde ederiz"i doğruluyor, Alınan kararlarla bunlar hala oluyorsa ben buna nasıl rant kapısı demem. Bu ve bu gibi yanlış uygulamalara da biz müdahale edecek değiliz. Tamam toplum bunu yapıyor, yapıyorsada yetkili kişiler bune el koyacak, topluma bir başka şekilde bilgilenmesine yol acacak.

Devlet düzenli denetleme yapmaya çalışıyor ama henüz uygulama başarıya ulaşmadı. Ha bu durumda elbette kalıntı yüzünden ürünler dönmeye devam edecek.

Herşeyi devlet denetiminden beklemek doğru değil. Çünkü devlet denetimlerini atlatmak için de insanlar ellerinden geleni yapıyorlar. Ahlaksıza yol çok. Burada önemli olan vicdan ve bilinçlenme.
İnsanların anlatması yetmiyor işte, Ahlaksıza ne kadar anlatsak ta ahlaksızsa ahlaksızdır yapacaksa yapacaktır.
Benim devletten beklediğim doğru olan kararlar al ve bu kararları uygula uygulattır,(Belge verip parayı alıp bir kenara cekilme) yetki devlettedir. Benim gibi yetkisiz biri çıkıp köy köy gezip anlatsa ya bu keçileri kaçırmış derler. Üstelik alternatifini de söyle derler, devletin zararlılara karşı faydalı böcekler üretme gibi bir projesini sorarlar, sanırım onuda ben anlatamam.


Sizlerin bu işbirliğinin toplumu, tüketicisiyle, üreticisiyle bu yöne çevirmeye yardımcı olacağına eminim.
Ben de eminim ama ne kadar başarılı oluruz bilmiyorum.

Ayazkızı beğendi.
Lilium Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-05-2010, 16:29   #228
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Alıntı:
Bu yazınız "ilaç milac değil nasıl yolarız nasıl rant elde ederiz"i doğruluyor, Alınan kararlarla bunlar hala oluyorsa ben buna nasıl rant kapısı demem. Bu ve bu gibi yanlış uygulamalara da biz müdahale edecek değiliz. Tamam toplum bunu yapıyor, yapıyorsada yetkili kişiler bune el koyacak, topluma bir başka şekilde bilgilenmesine yol acacak.
Sayın Lillium, karar da var, denetleme de var ama ahlaksızlık daha çok var, biz devlet çok ağır önlem ve yaptırım koysun her saniye denetlesin diye bekleyemeyiz. Peki aslında uygulamaları doğru yapmayarak kimi kandırıyoruz sadece ve sadece kendimizi. Uygulama havada kalınca ne oluyor, sizin gözünüzde rant kapısı oluşuyor, öyle ki, ön yargılar oluşuyor, bakın daha yeni başlayan bir uygulamaya bile nasıl yaklaşıyorsunuz.

Eğitime gelince Sayın Doğasever, o da var ama yetmediği de ortada. Yayım çalışmaları devam ediyor, projeler oluşturuluyor, Köylere danışmanlar gidiyor, bizim gibi platformlar da hasbel kader bu işlevi üstleniyor. Ama yetişkin insanların köklü alışkanlıklarını değiştirmek, yeni bilgiyi vermek ve uygulatmak zaman alıyor.

Ben hiçbir zaman devlet memuru olarak çalışmadım, 26 senedir serbest çalışıyorum. Ancak bakanlıkta çalışan arkadaşlarımızın özellikle çiftçi eğitimi için bireysel olarak ne kadar gayret içinde olduklarını biliyorum. Elbette ki bu da devletin tarıma, eğitime ayırdığı bütçe ile tarım politikaları ile ilgili. Son senelerde yanlış tarım politikaları ile tarımımızın, çiftçimizin ne hale geldiği de ortada. Ancak yapılmaya çalışılan doğru işleri de görmezden gelmeye desteklememeye imkan yok.

Ayazkızı beğendi.
Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-05-2010, 19:14   #229
Ağaç Dostu
 
nazlı06's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-05-2007
Şehir: Tire
Mesajlar: 1,489
Mine hanımın son paragrafı çok doğru bir teşhis. Şu an Küçük Menderes Ovasındaki bütün verimli araziler hayvan yemi yetiştiriliciliğe tahsis edilmiş durumda. Herkes paranın yok olduğundan bahsediyor eskiden tütün versiye, pamuk veresiye alış veriş yapılırdı. Şimdi veresiye şatış yapılacak bişey yokki yeraltı sularımız ona keza. Tütün sulanmazdı pamuk da 3 kez sulanır biterdi. Mısır tarlarına günlük 24 saat su veriyorlar yine de yetmiyor.
Geçen yıl DSİ den Mühendis arkadaşlar tesadüfen bize uğramışlardı. Bizim bahçenin her tarafında damlama sulama borularını görünce tebrik ettiler. bende yukarıda yazdığım düşüncelerimi onlarla paylaştım bana hak verdiler ama alacağımın olmadığını söylediler. Acı ama gerçek.

Ayazkızı beğendi.
nazlı06 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-05-2010, 19:47   #230
Ağaç Dostu
 
Lilium's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2008
Şehir: Balıkesir Gönen
Mesajlar: 7,546
Galeri: 106
Alıntı:
Elbette ki bu da devletin tarıma, eğitime ayırdığı bütçe ile tarım politikaları ile ilgili. Son senelerde yanlış tarım politikaları ile tarımımızın, çiftçimizin ne hale geldiği de ortada. Ancak yapılmaya çalışılan doğru işleri de görmezden gelmeye desteklememeye imkan yok.
Hazır mine hanımı yakalamışken biraz öz eleştirimizi de yapalım.

Baştan sona kadar haklısınız ben de aynı şeyleri hep söylüyorum.
Yanlış tarım politikaları, tarım pilanlamamız yok, bu yapılan yanlışlıklarla da ben hala çok iyi yapılıyor çok iyi gidiyoruz demem kendimi kandırmış olurum. Tabi ki yapılan iyi şeyleride destekleyeceğiz, Ama hani derler ya adamın aynası işidir (Doğrumu kurdum cümleyi bilemiyorum. Şimdi ben bu aynada bir şey göremiyorsam bu iş iyidir nasıl derim. Şimdi ben bu yanlış politikalarla yeni başlanan bir uygulamaya da nasıl güvenle bakayım, ön yargılı olarak bakmakta haksızmıyım, kendimizi eleştirmeyelim mi?
Alıntı:
biz devlet çok ağır önlem ve yaptırım koysun her saniye denetlesin diye bekleyemeyiz.
Her saniye denetlesin demiyorum, ama bazı radikal kararlar alıp uygulasın ve arkasında dursun.

Bakın bir kaç gün önce almanyadan gelen bir arkadaşım türkiyeden herbisit alıp götürdü almanyada kullanımı yasakmış, demek bazı devletler aldıkları kararları uyguluyorlar.

Ayazkızı beğendi.

Düzenleyen Lilium : 29-05-2010 saat 20:25 Neden: ekleme
Lilium Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-06-2010, 10:01   #231
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
http://www.ekinhareketi.info/index.html

Bu oluşum da uzak bahçelere bir fikir verebilir.

-----------------------------------------

ORGANİK TARIM konusunDA FARKINDALIK!


3-4 Şubat 2009 tarihlerinde John Croft tarafından yapılan Sürdürülebilir Yaşam Çalıştayı'ndan sonra bir grup köylerde ve kentlerde yaşayanları organik tarım konusunda bir araya getirmek hayali üzerine toplandı. 7-8 değişik meslek gruplarından insanlar, kimyagerler, endüstri mühendisi, kimya mühendisi, ziraat mühendisi, şehir plancısı ve bir mimar Kırıkkale'nin Hisarköy isimli köyüne gidip bir Dragon Dreaming projesi başlattılar. Mart 2009'da soğuk bir kış gününde, Hisarköylülerle buluşup hayallerini paylaştılar, bu hayaller büyük kağıtlara yazıldı. Sonra ODTÜ'de yapılan başka bir toplantıya bu kişilerin yanısıra organik sertifikasyon kuruluşundan bir temsilci ve organik tarım yapan bir üretici daha eklendi. Nisan 2009'da tüm hayaller, 4 kategoride toplandı. bu projenin güçlü ve zayıf yanları çıkarıldı ve ana amaç ortaya konuldu.

Amaç: Ankaralıların organik tarım konusunda farkındalığını arttırmak ve onları Güneşköy-Hisarköydeki ve başka yerlerdeki üreticilerle tanıştırmak, ilişkilendirmektir. Karabirrdt adı verilen ve 4 etaptan oluşan bir ağ oluşturuldu. Burada herkesin sorumluluğunda değişik işler tanımlanmış ve birbiri ile ilişkilendirilmiştir. Projenin zaman tablosu hazırlanmıştır. Bir çekirdek grup tüm bu işleri kontrol etmektedir.

Bu grup her ay düzenli toplantılar yapmıştır. Türkiye, Ankara, Güneşköy ve Ayrancı Organik Pazarı ile ilgili birçok istatistiksel bilgi toplamıştır. Bu projedeki paydaşları belirlemiştir. Bunlar: Güneşköy'de tarlada çalışanlar, kutu ile sebze dağıtımını gerçekleştirenler, organik pazar müşterileri, toplum destekli tarım destekçileri ve bu projede düzenlenen etkinliklere katılanlardır. ODTÜ ve Gazi Üniversitesi'nden akademisyenler bu projede çalışmıştır. Çankaya ve Yenimahalle Belediyeleri, İç Anadolu Belediyeler Birliği, ilçe tarım müdürlükleri gelecek paydaşlar olabilir. Çevre ve Orman Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Kırsal Planlama Şubesi ve TBMM diğer ikinci paydaş grubu olabilir. Ulusal ve uluslararası fon kuruluşları, TÜBİTAK, AB, UNEP, SGP ve Dünya Bankası göz önüne alınabilir. Bu projenin etkinlikleri radyo programları, el ilanları, posterler ve e-posta grupları aracılığıyla duyurulmaktadır. Farkındalık yaratmak üzere 4 farklı etkinlik düzenlenmiştir. Bunun yanısıra Ayrancı organik pazarında üreticiler ve müşterilerle anketler yapılmıştır. Çankaya Belediye Başkanı ile kent çiftliği üzerine temasa geçilmiştir. Çocuk etkinliğine destek veren Yıldız İbrahimova ile kutlama etabı çerçevesinde birlikte yemek yenmiştir. Ayrıca Çankaya Belediyesi Organik Tarım Danışma Kurulu için bir takım raporlar hazırlanmıştır.

Çekirdek ekipte yeralanlar: Ali Gökmen, İnci Gökmen, Gökçen Yüksel, Özge Ercoşkun, Adnan Hazar

Destekleyenler: Osman Yüksel, Rana Türkkan, Dilek Ekşi, Ceyhan Temurcu, Mehtap Yakar, Güneşköy-Hisarköylüler ve Ayrancı Organik Pazara gelen üreticiler

Ayazkızı beğendi.
denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-06-2010, 23:41   #232
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 01-10-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 275
Arkadaşlar nette dolaşırken şöyle bir site buldum.https://www.toprakana.com.tr/index.php Burası ticari bir site ama bizim UBYİ için pazarlama safhasına örnek olabilir diye düşündüm, bir göz atabilirseniz iyi olur. Kullanım ve erişim çok kolaylaştırılmış.

Ayazkızı beğendi.
nkoksal Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-06-2010, 00:03   #233
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Önemli not.

Sim Derma konusu http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=21399 başlığı olarak taşınmıştır.

Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği başlığında üretim ve mücadalede teknikleri bilgi paylaşımlarında bulunmamanızı rica edeceğim. Bu, forumda aranan bilginin dağılmasına sebep olmakta. Lütfen teknik bilgi paylaşımlarını ilgili başlıklarda yapınız.

Ayazkızı beğendi.
Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-06-2010, 10:19   #234
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Lilium Mesajı Göster
Dayanamadım
Yazmadan edemedim işte

Biri bana domates iç kurduyla nasıl doğal olarak mücadele edeceğimizi anlatabilir mi?
Sevgili Lilium,
Domates iç kurdu nasıl birşey. İnan merak ettim.

Ayazkızı beğendi.
Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-06-2010, 16:47   #235
Ağaç Dostu
 
Lilium's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2008
Şehir: Balıkesir Gönen
Mesajlar: 7,546
Galeri: 106
Şöyle bir şey

Asıl adı yeşil kurt.

Name:  domateslerin sevimli düşmanı.jpg
Views: 1513
Size:  28.9 KB
Name:  sebze_15.jpg
Views: 1024
Size:  6.7 KB

Domatesteki zararı
Name:  TM_ic(3).jpg
Views: 1006
Size:  27.6 KB
Name:  yesilkurt.jpg
Views: 1449
Size:  9.5 KB
Name:  rs_del_3.jpg
Views: 1090
Size:  11.7 KB

Ayazkızı beğendi.
Lilium Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-06-2010, 19:47   #236
Ağaç Dostu.
 
bahtiyar02's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-09-2006
Şehir: ADIYAMAN
Mesajlar: 2,459
Galeri: 3
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Lilium Mesajı Göster
Şöyle bir şey

Asıl adı yeşil kurt.
İlk kez görüyorum.İnşallah benim domateslere de müsallat olmaz.Buna benzer bir tırtılı özellikle biberlerin yapraklarında görüyordum.Çok fazla olmadığından elle imha ederdim.Doğal mücadeleyi öğrenebilirsek çok güzel olurdu.
Saygılar

Ayazkızı beğendi.
bahtiyar02 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-06-2010, 01:18   #237
Ağaç Dostu
 
Cumhur Tonba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-07-2008
Şehir: EDİRNE-ANTALYA
Mesajlar: 11,420
Galeri: 80
Asıl zararı Ayçiçek tarlalarında yapar. Sen İç kurdu deyince anlam karışıklığı oldu herhalde.

Cumhur Tonba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-06-2010, 23:01   #238
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 23-06-2010
Şehir: izmir/menemen/haykıran köyü
Mesajlar: 5
http://www.or-tar.com/?gclid=CKzvurmWwaICFReZ2AodDzjw5w

süleyman girgin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-06-2010, 19:29   #239
Ağaç Dostu
 
sındırgılı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-12-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,953
Galeri: 13
Iyi aksamlar, Sevgili Lilium, o dedigin kurt bende de var. Bugune kadar 1 kg a yakin hasarli domates attim.Yokmudur biyolojik cozumu? Fayda saglamayacigini bilmeme ragmen Neemazal uyguladim;

Ayazkızı beğendi.
sındırgılı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-06-2010, 19:44   #240
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Selamlar,
Elma iç kurduna etkili olduğuna göre Delfin denenebilir diye düşünüyorum. Denemekte fayda var.

Ayazkızı beğendi.

Düzenleyen acemi_caylak : 30-06-2010 saat 12:22
acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Etiketler
baltaç, doğal çiçek balı, karakovan balı, meis balı, seksiyon balı


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 09:47.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025