Merhaba,
işimi gücümü bıraktım inanın bu yoğunluk arasında bir hevesle bugüne kadar konuyla ilgili yazılanları baştan sona atlamadan okumaya çalıştım. Tekrar üzerinden geçeceğim sonra. Evimde pc yok artık. uzun zamandır giremiyordum. Dün başka bir sayfadaydım ki adı geçen konuda yazışma olduğunu öğrendim. İnanın bunların konuşulmasına çok çok sevindim.
Bu oluşumun temelde, sağlıklı tohumla, anneannem zamanındaki gibi usule uygun tekniklerle üretilen ve amacı ticari amaçlarla bugünkü tekniklere yönelmek olmayan aradığımız doğru kişilerden, tüketicisini arayan üreticiden; bahsedilen ürünlere ulaşmaya çalışan tüketiciye ürünlerin ulaştırılması olarak (organik diyemeyeceğim, çünkü organikliğin sınırı veya nerede neleri bu sınıfa sokarak sınırsızlaştırıldığını konuşmak değil niyetim şu an) bir kısa devre olarak düşünüyorum. Aracısız, direk, üreticiden tüketiciye kırmızı hat. Böyle bir oluşumun, üreticin gerçekten emeğinin karşılığını da aldığında, istenen özelliklerde ürün üretmeye teşvik edeceği de açıktır.
Bugün sistem, aracıların bayram ettiği sistemdir. Tüketiciyi de istediği gibi parmağında oynatan yine aracılardır. Ürünün kaderini, üreticinin şevkini, tüketicinin mahrumiyetini aracılar istedikleri gibi şekillendirmektedir. Devlet politikalarını, bir şeylerin değişeceğini beklemek hatadır. Ancak böyle oluşumlarla, bir şeyler yapılabilir. Yurtdışında da buna benzer örnekler olduğunu duymuştum. Bir şekilde bölgesel kooperatifleşme gibi. Devletin ne kısa vadeli nede uzun vadeli anlamlı planları olduğunu görmüyorum, varsa da ben demek ki öğrenemiyorum.
Önceki yazılarda okumuştum, bir araya gelelim, bir kocaman arazi alalım olayı başka bir şeydir. Burada devlet üretme çiftliği mantığı değil, bahse geçen nitelikte ürünlerin tüketiciye ilk elden ulaştırılması önemli olan değil mi? Ne türden olursa olsun.
Hayvansal ürünler de bu oluşuma dahil edilmeli elbette. En kısa ömürlü ürün şu an klıma gelen süt. Süt günlük tüketime yönelik, çok dar bir alanda civarınızdaki üreticilerle sağlanabilir. Direk onlara ulaşılabilir. Bunun için herkes kendi çevresinde bir çalışma yapabilir. Süt de bu şekilde çevrime dahil olabilir aslında. Süt genel olarak hadi olmaz belki ancak, et ürünleri de girebilir. Nasıl girebilir? Ben Ankara'da yaşayan ailemin sağlıklı ete ulaşabileceğine kafa yormaktan bir hal oldum. Hayvan kestirecek yer arar olmuştuk. Nasıl otladığını bildiğim hayvanı yemek isteriz. Hayvan besleyen kişi, burada belki talep üzerine hayvan da büyütecek ve nerede yaşıyorsa o civardan talepleri alabilecektir. Ankara Kazan’da oturan birisinden neden gidip et almayayım? Kars’tan et getirtmek zor iştir ancak yakın yerlerde bu türden bir iletişim ağı için kullanılabilir bir oluşum olabilir burası. İstanbuldaki kendine yakın yerlerle, İzmir’deki kendine yakın yerlerle iletişime geçebilir. Kayseri’den sucuk, pastırma gelir ancak Kars’tan et gelmez gibi görünüyor. Süt alamayız belki ama peynir neden olmasın? Ha keza bal; zaten olamaz gibi zaten görünmemiş bal.
Ben bir Karaburun sevdalısı, bir zeytin sevdalısı olarak (kendi ürünümle direk olamasa da komşularımı mutlaka yönlendireceğim) bu oluşuma katkı koymak, hem de bir tüketici olarak oluşumdan iki yönlü de faydalanmak isterim.
Karaburun’da ticari başka bir ürün yetişmediği için, diğerlerinin ilaçlamasından etkilenme durumu da olmuyor doğal olarak. Bu ürünlerin değerlendirilebileceğini, kıymetini bilenlere ilk elden ulaştırılabileceğini düşünüyorum.
Yazılanları işyerinden de olsa takip etmeye çalışacağım.
Kıymeti bilinmeden dalında kalan onca ürünümüz var. Emekler boşa gitmesin. İnanın artık emeklerinin karışılığını alamayan üretici, ne hayvan beslemek, ne de tarlasını ekmek istiyor artık. Ancak Rahmetli amcam şöyle derdi: "Emeğimin karşılığını alamıyorum; ama ne yapayım ki boş mu oturayım, buna içim el vermiyor. Bu işi ben yapmazsam sen yapmasan kim yapacak? kim bizi doyuracak. Ama emeğimin karşılığını alamıyorum." İnanın üretici emeğinin karşılığını da suistimal edilmeden alırsa, alan da veren de memnun olacak. Bu uçlarda alanı da vereni de memnun edecek bir taban hareketi olabilir. Destek görecektir zaman içerisinde. Ancak temeli aceleye gelmeden sağlam kurulmalı bana göre.
Her ne kadar fikir aşamasında da olsa hayata geçeceğine inanmak istiyorum; emeği geçenlerin emeğine sağlık.
- Oluşumun başlangıcı için, bence elimizde neler var, kimler ne getirebilir bu ortama öncelikle onun bir çıkarılması gerekir. Ürünler az da olsa (ki böyle böyle başlar, bir bir derken eklenecek zamanla elbet) özellikleriyle bir yerde toplanmalı.
kiminle irtibata geçilecek,
ürün nedir,
nerede yetişecek,
ne zaman dağıtımı yapılabilecek
ne şekilde paketlenebilecek
yola ne kadar dayanır(bölgesel pazarlama mı Türkiye geneline mi) üretici bunları daha iyi bilebilir
ödeme ne şekilde yapılacak
vb...
- Bu gibi oluşumlar suistimale açık bırakılmamalıdır. Herkesin birbirini tanıyor olması mümkün olmasa da referans usulü diyebileceğimiz bir yöntem getirebiliriz. Ürününü dolaşıma koyan birisini en azından bir kişi tanıyor olsa bile yeter. Birbirinin nasıl iş yaptığını bilen, gidip ziyaret edenler burada özellikle yazabilirlerse ne kadar güven pekiştirici olur. Umarım yanlış anlaşılmam bu söylediklerimden. Memnuniyetlerimizi özellikle yazalım diyorum.
- Benim için malın güvenilirliği ve üreticinin de aynı zamanda tüketicinin de güvenirliği önemli. Daha önce bizim bu forumda bile oldu diye hatırlıyorum, alıp da ürünün parasını ödemeyen olmadı mı? Herhalde ödemeyi aldıktan sonra ürünün göndermesi yapılabilir.
- Üretici için yönlendirme olması açısında tüketicinin talepleri önemli olabilir bu tür oluşumda. Üretici ne üreteceğinden bahseden ve bir talep yoklamasına girerse başta, hep istenen özelliklere karar verebilir(ürüne göre mümkün olabilir bu), hem de ne kadar üreteceğini kestirebilir.