04-02-2012, 23:38 | #691 |
Ağaç Dostu
|
Endivyen Tohumu « hibrittohum.com Malesef rodos f1... Şunu belirtmeliyim ki endivyen hibrit-f1 bir bitki ...... ve tohumlarından tekrar aynı bitkiyi üretmek mümkün değil. |
05-02-2012, 00:23 | #692 |
Ağaç Dostu
|
Rhodos Endive Seeds for Sale Seeds of Change | Item Detail http://www.osborneseed.com/product-d...ve--rhodos--op Endive Rhodos - William Dam Seeds Bejo, specialist in vegetable seeds bunların hiçbirinde f1 ibaresi yazmıyor. Türkiye`de aynı ürüne yazilmasının amacı ne olabilir???? |
05-02-2012, 00:44 | #693 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Keşke endivyen F1 olmasaydı.... Ama karahindiba var , evet endivyen gibi yaprakları fazla değil , endivyen gibi tatlı değil ama heryerde ve çok fazla... |
|
05-02-2012, 00:56 | #694 |
Ağaç Dostu
|
melez ile hibrit arasındaki farkı karıştırmamak lazım. her melezlemenin f1(melez azmanlığı) özellik göstermesi mümkün değil. siz hiç f1 buğday f1 marul f1 pamuk vs duydunuz mu? ama bunlar kendi aralarında yeni varyeteler öluşturabiliyorlar. |
05-02-2012, 01:32 | #697 |
Ağaç Dostu
|
sc 2121 diye menemen in çok meşhur bir domates çeşidi var. bunu halil abi çok iyi bilir. E.Ü. Zir. Fakültesinde 21 ayrı melezlemenin ürünü. adını da oradan alır, ama yıllarca köylüler kendi ürettikleri tohumları kullandılar. |
05-02-2012, 01:34 | #698 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Evet bazı arkadaşlar yıllarca aynı tohumla devam ediyorlar. |
05-02-2012, 01:36 | #699 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Sn. Uzaylının T.T. Etkinliğine gönderdiği endivyenler de sizin tohumlardan mı? |
05-02-2012, 11:16 | #700 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Endivyenin aklanmas
Alıntı:
Bunlar Sn. Uzaylı/Dünyalının T. T. 1. Etkinliğe paylaşılması için gönderdiği ve bir çok üyeye gönderdiğim eldivyenler. Yani tatlı radikalar... Ne kadar tohum, o kadar dünyaya merhaba... Sn Uzaylı/Dünyalı ikilisi geçen yıl ektikleri endivyenlerin dökülen tohumlarından bu yıl tekrar çıktığını kendi sayfalarında anlatmışlardı. (Aslında betül önen tohumları tabloya yerleştirirken araştırma yapmış ve endivyenin türkiye'de satışlarında F1 olarak çıkıyor diye uyarmıştı. Şüphe duyulan bazı tohumları da deneme _ küçük kaplarda çok az ekim yapılarak_ denemeye almıştım.) Sn.Dermana'da bir otel bahçesinde yetişen endivyen tohumlarını tarlasında ekmiş ve güzel verim de almıştı. Bunlar bizim için yeterlidir... Sn. Dermana T.T.1. Etkinliğe Endivyen tohumlarından göndermişti ve bir çok talep buradan da karşılandı... Türkiye'de _nasıl yapılıyor bilmiyorum ama_ hibrit olamayan tohum hibrit, hibrit olanlar da hibrit değilmiş gibi gösterilebiliyor. Bu durumla çok karşılaşır olduk. Onun için iyi araştırmak ve denemeler yapmak gerekiyor. Çünkü her iki yolla üretici kandırılıyor. Bu dağıtılan broşürlerle destekleniyor. Endivyen diğer adı ile tatlı radika oldukça faydalı bir bitki. Tam radika gibi değil belki ama aynı besinleri içerdiği kesin... Sn. Denizakvaryumuna ve Dermanaya duyarlılıkları için çok teşekkür ediyoruz. Hibrit (F1) tohumlar için bizi bilgilendirmeye devam ederseniz çok seviniriz. Sanırım tohum paylaşımına katılan bir çok yetiştiricinin de isteği bu... Teşekkürler |
|
06-02-2012, 15:15 | #701 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-12-2011
Şehir: Adana
Mesajlar: 159
|
Gülleci Bulamacı + EtiDot67
Sayın Önen, Çalışmalarınızı imrenerek takip ediyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi, babamın sahip olduğu zeytinliğin işlerini yavaş yavaş üzerime almaktayım. Hepimizin özlemini duyduğu doğal yetişmiş ürün üretimi yolunda da sizleri model olarak görmekteyim. Buradan hareketle de babamın yıllardır süregelen bordo bulamacı uygulamasını bu sene terk ederek yerine Gülleci Bulamacını uygulamak niyetindeyim. İlk serumumuzu hazırlayıp, uygulamayı başlattım bile... Yalnız uygulama hakkında benim açımdan eksik görünen bir bilgiyi rica edeceğim; Forumun birçok yerinde seyreltik çözeltinin yüzde oranları verilmiş olsa da ağaç başına püskürtülmesi gereken çözelti miktarı belirlenmemiş. Çözelti içinde binde beş EtiDot67 olduğundan hareketle, üreticinin tavsiye ettiği doz 70 gr/ağaç olduğuna göre, bu dozu tutturmak için 14 lt/ağaç çözelti uygulamak gerekiyor. Çözeltinin içinde de %1 Gülleci Bulamacı olduğuna göre 140 ml/ağaç uygulama yapılmış olacaktır. Bu doz ayarı da benim gibi 1.200 ağaç ile uğraşan birisi için 200 lt kapasiteli pulvarizatörü 84 defa doldurmak anlamına gelmektedir. Açıkçası ben bu işlemi pratik olarak uygulanabilir görmüyorum. Kısa zamanda size ulaşabilme imkanım olmadığı için uygulamamı şu şekilde planladım; %0,5 Gülleci Bulamacı + %0,5 EtiDot 67 çözeltisi ve 2 lt/ağaç uygulama. Bu şekilde 10 ml/ağaç Gülleci Bulamacı ve 10 gr/ağaç EtiDot67 ürünü vermiş oluyorum. Acaba uygun gördüğünüz doz bu uygulamanın ne kadar dışındadır? Müsaadenizle aşağıda serumun yapılışı ve pulvarizatörün resimlerini ekliyorum. Saygılar, |
06-02-2012, 20:50 | #703 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
%1 gülleci bulamacı uygulamasının altına hiç düşmedik. Yaptığınız kış uygulaması _ eğer zeytinlerde dal kanseri yoksa_ bence de uygun. Ancak bahar ve yaz uygulamalarında _ yani zeytin kabuklu bit, meyve güvesi, zeytin uc zararlısı ve zeytin sineği için _ 100 lt. suya 2 kg a kadar gülleci bulamacı atılmalı. Gülleci bulamacı oldukça ucuz bir ilaç olduğundan oranları yükseltmek maliyeti pek arttırmıyor. Etidot67_ yani yüksek bor içeriği_ nin kış aylarında kullanılması çok doğru. Çünkü bor zeytinde, tane verecek salkım doğuşu sağlıyor. Bu salkımlarda daha çok tane tutunması için saçma iriliğine geldiğinde _ yani çiçekten sonra_ bir ya da iki defa daha atılmalı... Gülleci bulamacı uygulamasına geçmenize çok sevindim Mehmet bey. Sn denizakvaryumunun dediği gibi yani gülleci+etidot 67 ile bordo bulamacının papucunu dama atabilecek miyiz, bakalım. Kolaylıklar diliyorum. |
|
07-02-2012, 19:44 | #704 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
Halil bey daha önce bu konuda yazışma yapılmıştı. Gülleci bulamacı fungusit; bordo bulamacı fungusit, bakterisit. Dolayısıyla zeytin dal kanserine karşı şimdilik bakırın rakibi yok gibi |
08-02-2012, 11:01 | #705 | |||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-12-2011
Şehir: Adana
Mesajlar: 159
|
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim Sayın Önen, Aşağıda belirtmek istediğim bazı hususlar ve sormak istediğim bir kaç soru var. Bir göz atmanızı rica edeceğim. Alıntı:
Gülleci Bulamacı + EtiDot67 karışımı ile yapılan bir uygulamada da EtiDot67'nin ağaç başına verilen dozu kontrolden çıkmış oluyor. Sizce bunun bir sakıncasını görürmüyüz? Alıntı:
Alıntı:
Ayrıca sormak istediğim bir husus Pazartesi günü bu şekilde 1.000 lt çözelti ile yaklaşık 500 adet zeytine uygulama yapıldı ve arkasından dün sağanak yağmur yağdı. Bu durumda yaprak uygulamasını yenilemek ne kadar gerekli? Bir de sulama suyu ile yapılan uygulama ile yaprak uygulamalarının etkinlikleri sizce neleri kapsar acaba? Saygılar, |
|||
09-02-2012, 23:43 | #706 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Evet katılıyorum. Eğer ağacımda bir hastalık belirtisi varsa veya şüpheleniyorsam _verilen oranlarda_ ağacı adeta yıkarım. Yoksa atar geçerim. Ağaca kaç gr. ilaç gider hesabı yapmam. Onun için ağaça şu kadar ilaç ya da gübre atılır konusu kafama basmıyor. Zaten bunu hesaplamak da kolay değil. Bence etidot67 meyve ağaçlarına _ zeytinlere_ en çok üç defa atılmalı. İkisi çiçekten önce olmalı. Biride meyve tutunsun ve beslensin diye meyveler bir az irileştiğinde yani zeytin saçma iriliğine geçtiğinde. İlaç satıcısının çiçekten önce bir defa atılır _bor içerikli yaprak gübreleri için_ görüşlerine katılmıyorum. Buradaki amaç meyve oluşumunu sağlayacak salkımlarım doğuşunu sağlamak, ikici atım ise salkımlarda meyve oluşumu içindir. Yani ne kadar salkım varsa o salkımlarda o kadar meyve... (arbeguena) Örneğin bir dalda normalde 10 salkım doğuyorsa ve 3 erden 30 zeytin tanesi demektir. 12 salkım doğarsa 36 zeytin tanesi demektir. Meyve tutuktan sonra yani çiçekten sonra ilaç firmalarının aksine iki değil bir defa atılmalı. Bence etidot67 veya gülleci bulamacı ile karışımı atıldıktan sonra, yağışsız bir gündüz bir gece yeter. Zaten atılan aynı zamanda bir gübredir _ mantar hastalıkları için kullanılmış olsa dahi_ yağmurla toprağa karışacak ve faydası olacaktır. Gülleci bulamacı tek başına damlama ya da salma veya şırlama,dökme suyu ile verilebiliyor. Etidot67 +gülleci bulamacı verilirse hem topraktaki nematot ve mantar hastalıklarına iyi geliyor hemde gübre olarak çok faydalı olduğuna inanıyorum. Sebzelerde ise bul bir yetişmiş domateste dozunu fazla kaçırarak_ bilerek_ bu karışımı uyguladım bitki üzerinde hiç bir zararını görmedim. Yani bu karışım, sebzelerde de sulama suyu olarak rahatça kullanılabiliyor. Ayrıca gülleci bulamacı+etodt67 ikisinin her yıl düzenli kullanımında _zeytinde dal kanseri dahil, eğer bu hastalığa yakalanmamışsa_ tek başına onlarca hastalığa yakalanmayacağına inanıyorum Sadece gülleci bulamacını 2 yıldır kullanıyorum ve meyvelerde özellikle şeftalide kıvırcık hastalığı bile görmedim. Halbuki bu hastalığın tek ilacı bordo bulamacı. Ben şuna inanırım, yazılıp çizilenlerle tarla uygulamaları bire bir uymuyor. Hava şartları toprak yapıları, ağacın yapısı yani tüm ortam koşulları, denemeyi gerektiriyor. İnsan yaşar, insan biriktirir ve paylaşır bu gerçek zenginliktir, zaten şansımız da yok gibi, düştük bu ikilinin _ gülleci+etdot67_ eline zırdeli olsak da zararı kendimize... Teşekkürler vede saygılar Mehmet bey. |
|
09-02-2012, 23:45 | #707 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 26-11-2011
Şehir: Trakya bea :)
Mesajlar: 1,359
|
Gübre Değerlendirmesi
Merhaba Halil Abi, Ben Gökhan. İki hafta önce sizi hem muhabbet etmek hem de birkaç soru sormak vesilesi ile rahatsız etmiştim. 32 yaşındayım. İstanbul'da yaşıyorum ve Kırklareli'liyim. Şu anda Kırklareli'de babadan kalma 2 dönümlük bir meyve bahçemiz var. Ben de bir şekilde bunu değerlendirmek istiyorum. İçerisinde 5 adet muşmula, 10 adet armut, 15 adet elma, 15 adet ceviz, 5 adet kiraz, 3 adet erik, 1 adet ayva ağaçlarımız ile 10-15 kök te asma mevcut. Bu bahsettiğim ağaçlar nerdeyse 35 yaşındalar. Kuruyan ya da kurumak üzere olan nerdeyse 15 ağacı da aralık ayında kesmek zorunda kaldık. Muhtemelen de sökmek zorunda olacağım birkaç tane daha ağacımız olacak. Sizinle ve sizi takip eden dostlarınızla paylaşmak istediğim birkaç sorum olacak izninizle. Geçtiğimiz yaza kadar kendi halimizde ufak çaplı hayvancılık yapıyorduk. Ve şu anda birikmiş 1 kamyon kadar büyükbaş hayvan gübremiz var. Sormak istediğim Halil Abi, havalar açınca bu gübrenin yanmış tarafından olduğu gibi ağaçların altına serip çapa makinası ile karıştırayım mı? Yoksa bu gördüğünüz gübreyi bir fermantasyondan geçirip mi kullanayım? Öyle ise nasıl yapmam gerekmektedir? Kesilen ağaçların yerlerine yenilerini dikmek istiyorum. Havalar açınca en kısa zamanda da bu işi halletmek istiyorum. Hem çeşit olsun hem de değerlendirilmesi kolay olsun diye 2 vişne, 2 ayva, 1 kocayemiş, 1 malta eriği, 2-3 Trabzon hurması, 2-3 naşi, 2 incir ve 2 dut fidanı dikmek istiyorum. Mevcut ağaçların arasına bunları dikmemin uyumluluk bakımından bir sakıncası olur mu? Uyumluluk sorun olmazsa hastalık bakımından bir zararı olur mu? Olur ise bu konuda neler yapabilirim? Şu anda elimde babadan kalma sadece tek bir defa kullanılabilmiş Oleo-Mac MH 230 RX 6.5 HP lik 2 ileri 1 geri çapa makinası ile fuardan almış olduğum Palmera PA 30 T 6.5 HP 3'' lik bir su motorum var. Bahçenin 150-200 m yakınından kanal ile su geçmektedir. Bahçenin kenar kısmında kesilen ağaçlardan dolayı hava alabilen, güneş gören boşluklar mevcut. Bu boşluklar için 1 tonluk ibc su bidonu alsam ve otomatik damla sulama sistemi kursam bana maaliyeti ne kadar olur ve 2 haftada bir köye gideceğimi varsayarsak bu bidon yeterli olur mu? Saygılarımla, Teşekkürler... |
10-02-2012, 13:41 | #708 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-12-2011
Şehir: Adana
Mesajlar: 159
|
Alıntı:
Tecrübelerinize saygım sonsuz. Teşekkürler bizden, |
|
10-02-2012, 19:24 | #709 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 10-02-2012
Şehir: İzmir/Aliağa
Mesajlar: 5
|
Merhaba Halil abi, Bende Aliağa'danım siteye yeni üye oldum, yolun başındayım çoook işim var, çocukluğum okumak dışında köyde geçti hafta sonları yaz tatilleri, o zamanlar küçüktüm elimden geldiği kadar çobanlık yaptım at eşek bindim, tütün, pamuk, bahçe ektim çapaladım suladım her sebzeyi ve bazı meyveleri dalından koparıp yiyen şanslı kişilerdenim, dedemden anneme miras kalan 1.300m2 bir tarlacığımız var 15 sene öncesine kadar pamuk ve arasında domates,bamya, börülce, karpuz kavun ekmiştik o zamandan bu yana ekilmiyor, biliyorsundur Çaltıdere ovasına yeraltından borularla su geldi 1.300 m2 başında suyu olan tarlacığımıza katma değeri yüksek veya para kazandıracak bir şeyler ekmek istiyorum arayıştayım katkılarını beklerim. msn:akmansa@gmail.com |
10-02-2012, 20:45 | #710 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Görüşelim... |
|
10-02-2012, 20:59 | #711 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 10-02-2012
Şehir: İzmir/Aliağa
Mesajlar: 5
|
Hoşbuldum, Çaltıdereli değilim, Aliağa'da doğdum Aliağa'da büyüdüm, sadece tarla Çaltıdere ovası diye anılan yerde, o ova aynı zamanda civar köylerin Çoraklar, Karaköy'ünde ovası. Forumu gezerken kar resimlerinizden nerde oturduğunuzu biliyorum, ben gün içinde müsaitim msn kullanıyorsanız adresimi eklerseniz görüşür tanışırız müsait olursanız benim aracımla gideriz tarla organize yolu üzerinde. |
10-02-2012, 21:33 | #712 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Siteyi biraz öğrendiğinde iyi dostlukların kurulduğunu da göreceksin ve Ağaçlar.net i daha iyi seveceksin. Geçen bu arkadaşlardan _ sizde ileride tanıyacaksınız_ bir Sn. Uzaylı ile tel ile görüşürken '' bazen böyle resimler çekiyoruz ama, bir az da kendimizi ele veriyoruz'' demişti. Bunun iyi yönleri de var ki, yeni arkadaşlıkların buluşmasına, tanışmalara vesile oluyor; dilerim hep böyle sürer. Yeriniz yakınmış gider bakarız. |
|
10-02-2012, 21:52 | #713 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
İki gün önce yine avdayım, av köpeğim telaşlandı bir şeyler arıyor, tam o sırada kıdemsiz müdür aradı, tüfeği boynuma astım, telefonu kulağıma açtım 'aloooooo' derken kocaman bir tavşan fırladı, köpek arkasında koşuyor; 'tavşan gidiyoooo, tavşan gidiyooo diye bağırıyorum... kıdemsiz müdür beni sanki başka yerde sanıyor ki; 'ne tavşanı ülen, iki ayaklı mı, at at diyor... Ama olsun kaçan tavşan olsun, culluk olsun sizin gibi dostları kazandım ya bana yeter... |
|
10-02-2012, 22:12 | #714 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
kesilen ağaçların yerine ağaç dikmek istiyorsa, mutlaka bir elin avucu kadar 3 avuç sönmemiş kireç tozu ile iyice sıvama atmalısın. **** 3 avuç sönmüş kireci 10 lt suda erit ve çukurlara dök. Bunu yapmazsan aynı yere ya da yakına dikeceğin yeni ağaçlarına kök hastalıkları yakalar, kurutur. Birde dut, incir, muşmula, ceviz gibi ağaçları bahçenin kenarlarına dikmelisin. Dutun 4 yaşından sonra, 4 tane dalını yanlara gönder ve ortasını boşalt. Her sene ortasınındaki dalları kesersen yanlara gider hem iyi hasat edersin hem gölgesinden yararlanırsın. Üzerine çıkmak da kolay olur. Hatta ileride ortasına birkaç kişinin oturacağı bir kuş yuvası bile yaparsın. |
|
10-02-2012, 22:29 | #715 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Ben de fermantasyon yap derim. Yeniden gübre özelliği kazandırmak için; gübreyi yan tarafa tekrar yığ, havalandır, 1 kamyon ahır gübresine karşılık, 20 kg. şeker gübresini 100 tl. suda erit ve üzeride dök. Süzgü ile dökebilirsin. Ya da sırt tulumbası ile spreyleyebilirsin. Üzerine naylon ile iyice kapa. 3, 4 ay beklesin. Burada 50-60 derece sıcaklık oluşacak. 70 C yi geçmez ama geçmesin. Sonra ağaçların taç izine ya da fidanların yakınına atar üzerinden çapa makinası ile karıştırırsın. Bu güzel olur... |
|
10-02-2012, 22:48 | #716 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Bidonu küçük su pompası_ benzinle çalışan_ alırsan _iyileri sanırım 800 tl. diğerleri 300-400 tl. gibi_ bağlarsın. İkilik su borusu döşerşen sana yeter. Bu plastik borular da 300 tl. gibi tutar. 6 top _100 er m. damlama borusu ve diğer sistemleriyle beraber 700,800 tl. gibi tutar. Tabii daha hesaplı bulabilirsin, araştırırsın... Damlama sistemini tavsiye ederim çok rahat oluyor ve su tasarrufu sağlıyor. Dilerim kenttin yorgunluğunu atabileceğin, zorunlu uğraşlarından bıktığında sığınabileceğin eşinle ve çocuğunla kaliteli keyifli zaman gecirebileceğini zehirsiz birşeyler yetiştirebileceğin, mutlu olabileceğin hayallerine kavuşursun... görüşmek üzere... |
|
10-02-2012, 23:22 | #717 |
Ağaç Dostu
|
Halil bey bir soru da ben sormak istiyorum Benim ki gayet acemice ama yardım lazım işte. Mesela fasulye, kiwano, börülce, salatalık gibi sarılıcılar ve domates, biber gibi sebzeler örneğin 5 litrelik su bidonlarında yetiştirilebilir mi? Bu bidon ve içindeki toprak bu bitkiler için yeterli olur mu? Mesela Altın çilek için yeterli olmadığını biliyorum, yeri dar geliyor ona Sizin gönderdiğiniz tohumları ektim ve bir çoğu çıkmaya başladı bile. Acele ettim galiba. Şimdi, bahçem olmadığı için yer sıkıntısı çekeceğim o yüzden soruyorum. Tohumları çıkmışken kaybetmek istemiyorum Bu arada Sayın Tura dan gelen ve sizin gönderdiğiniz Bağrıbütün kavun tohumu 24 saatte çimlenerek bana göre rekor kırdı Tekrar teşekkürlerimle. |
10-02-2012, 23:36 | #718 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Domates tohumu çimlendirme...
Alıntı:
İzmir yöresi için tohum çatlatma yani çimlendirme zamanıdır... Önce pembe ve deşti domatesler... Ubyi de yetiştirilecek daha doğrusu denenecek... Sn. Mr. Duran ve Sn. Tekin beye teşekkürler... Klorsuz su sirke oranı 9 a 1... Yani 9 çay kaşığı su, 1 çay kaşığı sirke. Burada 18 çay kaşığına karsılık 2 kaşık kullanıldı. Sn. Aydın ve Sn. Turaya teşekkürler... ...(ikiz değil iri kazyağı domates olacaktı) Sn. Bahcedenn ve Sn. limon_sever e teşekkürler... tekrar teşekkürler Sn Ömer bey e de teşekkürler. Bu uygulama baklagil tohumlarına yapılırsa kurtlanmayı önleyeceği de iddia ediliyor, denemek gerekiyor... Bu tohumları yarın kurutacağım ve torfa ekeceğim. Düzenleyen Halil Önen : 12-02-2012 saat 20:49 |
|
11-02-2012, 18:02 | #719 | |
-
|
Sayın Önen merhaba... Öncelikle sayfalarınızdaki bilgiler ve tane tane aktardığınız tecrübeleriniz için teşekkür ederim. 212 numaralı mesajınızda "En ideal meyve fidanı çukuru nasıl hazırlanır" diyerek resimlerle detaylıca tarif etmiş, 215 numaralı mesajınızda da 3. yılın sonunda oluşan kök yapısını gözlemlemiş, Alıntı:
Köklerin neden yukarı ilerlediği konusu açık kalmıştı (en azından benim için)... - Dikilen fidanın zeytin olduğunu gözönünde bulundurduğumuzda bu durum normal midir?Eğer böyle ise, bu durumda Leonardit'i fidan çukuru izdüşüm alanının dışına sermek çözüm olabilir mi? Aşağıdaki gibi: |
|
11-02-2012, 19:50 | #720 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Kiwanoyu bilmiyorum. Ama 5 lt. kapta başlanır kaldırmayacağı anlaşılırsa kap büyütülebilir. Altın çilek de 5 lt. lik kapta yetişir. Tek gövde bırakılır, alt dallar kesilir, koltuk alma yapılır ve iyi gübrelenirse yetişiyor. Ben bir tane yetiştirdim ama devamlı yan dalları budadım. Saksı harcını iyi hazırlamak gerekiyor. Eğer saksı toprağı iyi hazırlanırsa ve iyi gübreleme yapılırsa bir çok bitki 5 lt. kapta yetişir diye düşünüyorum. |
|
|
|