22-08-2011, 15:26 | #391 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-06-2010
Şehir: İzmir
Mesajlar: 2,129
|
Sayın Halil Önen; Biz şanslımıyız, yoksa şanssız mıyız bilmiyorum. O kadar ot çıkıyor ki, her gidişimde o fotoğraftaki çimlerden iki-üç misli ot temizliyorum ben. |
22-08-2011, 18:11 | #392 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-03-2010
Şehir: Istanbul / Karamürsel
Mesajlar: 202
|
Bizim de otlarla başımız belada..Bu yıl pek birşey yapamadık ama gelecek yıl için planımız şu; Meyve ağaçlarının arasında bayağı bir alanımız var, oraya Fiğ /Yonca karışımı ekmek. Mayıs sonu, Haziran başı gibi biçip gerekli yerlere bunu yayarak malç olarak kullanmak. Böylece hem meyveler fiğ/yonca kökünde oluşan azotu kullanmış olacak hemde malç için malzeme aramak zorunda kalmayacağız. |
27-08-2011, 01:05 | #393 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Fiğ/buğday karışımı daha iyi olur. Fiğ tek yıllıktır. Yonca ise çok yıllıktır ve öğle olarak dikilir. Yoncayı _ yılda_ her 3-4 ayda bir biçer yem olarak kullanırsın. Bu ise yabani fiğ... Ve toprak ile ilişkisi. Yaptığım gözlemlere göre; gelişmiş zeytin ağaçlarının altına dönüşümlü fiğ ve buğday dikiminde _ ki buğday önerilmiyor genç zeytin ağaçlarında _ her yıl aynı oranda zeytin alınıyor. Hemde bol... Ayrıca fiğ ve buğday dikiminde pamuklu bit ve zeytin sineği çok az oluyor. Fiğ ve buğdayın yeşil iken toprağa karıştırılmasına _ önce azotu havadan alır toprağa verir, çiçeklenme sonrası topraktan bünyesine alır dense de, bu o kadar önemli değil diye düşünüyorum_ gerek yok. Fiğ/buğday karışımı _ ya da tek başına_ iyi bir hayvan yemi olarak maliyeti düşürdüğü gibi, yabancı otları tamamına yakın baskılıyor, toprağın çatlamasını önlüyor ve tarladan kalktıktan sonra toprağın yüzeyi esmerleşiyor bulgur gibi oluyor. Yalnız meyve fidanları küçük iken fiğ değil ama buğday köklere yakın dikilmemeli. Hava almasına engel olabilir. En azından tarlaların ya da hobi bahçelerinin kullanılmayan alanlarına fiğ mutlaka dikilmeli. Özellikle bahçe /tarla sınırlarına_ anlara_ dikilen fiğ avcı böçeklerin üssü olur. Fiğ kuruduktan sonra ağaç/fidan diplerine kalınca konması harika malç oluşturyor. Saygılar Düzenleyen Halil Önen : 27-08-2011 saat 01:07 Neden: diğer meyve ağaçlarında da verimi yükselteceğine inanıyorum. |
|
27-08-2011, 05:05 | #394 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 200
|
yonca
halilbey kardeşim benim bildiğim yonca 1 ile1,5 ayda bir engeç ve yılda 6ile 8 defa biçilir.Ve her hafta veya ihtiyaca göre 10 günde bir mutlaka (toprağın durumuna göre) sulanır.Ömrü de 5 ile 7 yıldır. |
27-08-2011, 10:06 | #395 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
eğer haftada bir yoncayı sularsan 1,5 ayda da biçime gelir. Ki hayvan yetiştirici bol sulama ile böyle yapar. Yonca bu şekli ile hobi bahçelerinde ve fidanlık/ ağaçlık alanlarda _azot ihtiyacı için_ ekilmemeli. Özellikle yonca ekimi yapılan zeytin fidanlarının kuruduğu _ fazla sudan_ görülmüştür. Saygılar |
|
27-08-2011, 21:22 | #396 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-03-2010
Şehir: Istanbul / Karamürsel
Mesajlar: 202
|
Halil Bey , Bilgiler için çok teşekkürler. Bu durumda bizim karışımı fiğ/buğday şeklinde revize edeceğiz. Tekrar teşekkürler. |
28-08-2011, 17:03 | #397 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-05-2009
Şehir: EDİRNE
Mesajlar: 1,576
|
sayın halil bey solcan gübresi ile yetiştirmeye çalıştığmız kuru fasulyeler son hali,önceki sayfalarda ilk halleri mevcut http://81.22.102.157/forum/showthrea...=20890&page=13 sayın halil bey gülleci bulamacını hazırladık usulune göre kaynattık soğutup hazır,,, size sorum ne oranda bitkiler püskürtüceğiz **** ağaçların gövdesine ,toprağa karıştıracağız yağni 100 litre suya hazırladığımız saf gülleci bulamacı ne oranda olacak **** direkmi kullanıcağız.teşekkür ederim Düzenleyen idris şenol : 28-08-2011 saat 19:34 Neden: soru ekleme |
28-08-2011, 22:19 | #398 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 200
|
azot toplama
Alıntı:
toprağa azot toplama işini susuz yapmak için bakla veya fiğ eker ve çiçeklenme zamanı yeşil gübre için tarlayı sürerriz veya kurumasını bekler samanını alır tohumunu da alır tekrar toprağa verirsek hem susuz(masrafsız)hem de faydalanmış olmazmıyız. |
|
29-08-2011, 15:25 | #399 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Ama hasattan sonra tarlayı sürdürmemeniz gerekti, bir kaç tane kanyaşı için. Saygılar Düzenleyen Halil Önen : 12-09-2011 saat 11:19 |
|
11-09-2011, 22:08 | #400 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Bu yıl Menemen ve Manisa ovası yağmura yakalanmadan üzümlerini kuruttu. Burada _potasada_ bandırıldı... Bununla _bandırılanlar_ çekildi... Ve beton sergiye serildi. Kurumaya bırakıldı... Geceleri bağ evimin üzerinde üzerinde yattım. Bu bölgenin 'gece bekçiliği' bana verildi. Ne yazık ki her yıl olduğu gibi_ daha tam kurumadan_ sergiden üzümleri çalınanlar oldu. Bir yıllık emekleri boşa gitti. Çaldırmayanları ise sistemin _ borsanın_ ayak oyunları bekliyor. |
11-09-2011, 22:42 | #401 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Menemen Belen Köyünün önde gelen genç ve üreticilerinden, Mustafa Girgin... beton sergisi yetmeyince örtüye sermişti üzümlerini... Köyün en fazla üzüm üreticisinden biri. Yeniliklere açık. Bu yıl en az kimyasal kullanarak yetiştirmeye çalıştı. Üzümün en kötü yerini çekiyorsun?...Alacağın olsun dedi. İki üç kg. kuru üzüm verdi. Tuzak soruya hazırdım. Yarı organik yetişirdim, bi bakıver sen seversin, hoşafı tatlı olacak mı? Keşke sattığın borsa da benim kadar anlasa... Bereketli olsun |
11-09-2011, 23:26 | #402 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Üzümün çöpü...
Kuruyan üzümlerin çöpleri ayrılır Elekten geçirilir. Önde pek satılmayan ama koyunlara verilen 'kara büçükler'.., Arkada oraya buraya atılan iri kurumuş salkım çöpleri. Bize ise düşen kompost yapmaktır. Köy kahvesinden toplanan _ kayıco sağolsun_ çay atıkları.. Kepekten yapılmış bukaşi... Üzümün çöpü+Çay atığı +Bukaşi kepek Bir büyük bidona karıştırılarak doldurulur. Daha sonra toprakla karıştırılıp viyollerde kullanılmak üzere bekletilir. Doğa bunu sever ama çimlenecek tohumlar sever mi bilinmez. Hoşça kalın doğa ile kalın. Saygılar |
12-09-2011, 09:24 | #404 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-02-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 495
|
Sn.Halil Önen, çay posalarını genellikle, bahçemde çiçek toprağına karıştırırım.Toprağı gevşetmesi için. Siz yukarıdaki yazınızda tohum çimlendirmek için hazırladığınız malzemeye kariştırıyorsunuz. Çimlenecek tohumlar için başkaca bir faydası var mıdır. Su tutucu olması ve toprağı gevşetmesi haricinde. Bu posa başka bir şekilde değerlendirilebilir mi? Bu konularda ilginiz, bilginiz ve de deneyimlerinizden yararlandırdığınız için teşekkürler. Düzenleyen gultar : 12-09-2011 saat 10:36 |
12-09-2011, 12:50 | #405 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Tazesini tercih ediyorlar, üzüm bol olunca belli olmuyor. Ama benim gibi 11 oyuncu _civciv_ ve başlarında bir antrenör olunca, 50 asmanın taze üzümünü yok bilin. Üzümlerle beraber büyüdüler. Üzüme tatlı su yürüdüğünde kaolin bile aldatamadım. Karpuz kabuğu bile fayda etmedi, iki dönümün börtü böceği yetmedi, kahvaltıya saydılar yeşil üzümleri... |
|
12-09-2011, 13:22 | #406 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Çay atığının besin değerini bilmiyorum. Çay atığı ile ema yı karıştırmak ve üzüm çöplerini ilave etmeyi ilk defa deniyorum. 'Kara böce' dediğimiz kavruk üzüm tanelerinin içinde olması besin değerini artırdığı gibi etkin mikroorganizmalar için besin kaynağı olmasını düşünmüştüm. Ama sadece çay atığı ve bukaşi kepek ( 1 lt. ema ( aktif) yı 10 lt. suya koymak ve kepeğe spreyleyip, havası alınarak çöp torbasına koyup altı ay kullanmak) de uygulanabilir. Sonra bu kompost 1 e 1 toprak ilave edilerek saksı toprağı ve viyollerde kullanmayı düşünüyorum. Saygılar |
|
16-09-2011, 01:03 | #407 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
|
16-09-2011, 09:37 | #408 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Mısır mı darı mı?
Mısır mı darı mı? İkisi de buğdaygiller denmiş. Mısırın latincesi Zea mays, darının ki Panicum miliaceum... Darı hani şu eskiden flim izlerken yenirdi. Küçüğüne 'cin darı' büyüğüne 'koca darı' denir bazı yörelerde, kavrulup süt ya da ayranla karıştırılıp lezzetli ekmeği yapılır. Mısır 1600 yıllarında Mısırdan İstanbula 'mısır buğdayı' ismi ile gelmiş yarısı terk edilince 'mısır' olarak kalmış dilimizde... Bol ve kolay yetişmesine rağmen üzerinde en çok oyun oynanmış oynanamakta... G.D.O yani Genetiği Değİştİrİlmİş Organizma lı olmuş en son... Diğer ülkelerde hayvan yemi olarak tüketilen ama bizde unu yapılıp değişik şekillere sokulup _ mısır nişastası, mısır şurubu (sıvı şekeri) gibi genlerden genlere geçişi sağlanmış... Dünyanın en büyük mısır üreticisi Mosanto firmasına görev olarak verilmiş. Kuruması için değil kurutulması! için asılmış... |
16-09-2011, 11:02 | #409 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
Halil bey sabah sabah 12 den vurdun. Bu konuda yeterli çoğunluk oluşturmakta zorlanıyoruz. Bu satırları okuyan herkesden daha bilinçli olmalarını, kampanyalara destek vermelerini rica ediyorum. Konu son derece önemli. http://www.agaclar.net/forum/showthr...244#post859244 Zambia Kadar olamadık BT11 genleri mısır hakkında bilmediklerimiz |
17-09-2011, 10:47 | #410 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Tohum etkinliği
Teşekkürler Sn. Mrduran. İlk tohumu aldım keyfim yerine geldi. (diğer sayfaya resim ekleyemedim, buraya yazdım.) Saygılar |
17-09-2011, 13:39 | #411 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-03-2011
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 892
|
Alıntı:
Hayırlısı olsun , başlangıç olduysa gerisi kolay artık , başlamak bitirmenin yarısıdır.. Teşekkürler Sn. Mrduran . |
|
18-09-2011, 23:22 | #412 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Önde hünnap ağacı... arkasında çileğin altın olanı... Her ikisi de... Kanında şeker olanın canını çekecek gibi görünüyor. |
|
21-09-2011, 14:44 | #413 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-03-2010
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 627
|
Halil abi merhaba.. Bu uzumleri calma isini anlamadim yani gece birileri geliyor 2 ton uzum calip gidiyorlarmi hic kimse bunlari gormuyor mu? |
23-09-2011, 13:14 | #414 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Üzüm 6 ya da 7 günde kurur. Sergiden kaldırılmasına bir iki gün kala 4 kişi yarım saatte 2 ton üzümü sıyırıp kasalar koyup komyonete atıp gidebiliyor. Herkes üzümünü bekliyor ama yarım saatlik bir boşluk _ ki bunu bir kişi gözlüyor olamalı_ bir zayıf anlık çalınmaya yol açıyor. Bu yıl Menemen ve Belen köyü arasına Gediz nehri üzerine köprü yapıldı ve yol asvaltlandı. Yola sıfır olan üzüm bağları sanki talan edildi. Bir iki dakika içinde..Her geçenin bir poşet topladığını düşünün. Bir iki salkıma göz hakkı denir kimse bir şey demez. Yola yakın asma sıralarına kaolin attık. Ne yapacaklar diye. Tarla sahibi 'ne yapıyorsun onlar zehirli' dediğinde bile 'olsun bize bir şey olmaz, sen hakkını helal et' diyenler bile oldu. Halbuki; tarla sahibi oradaysa 'bereketli olsun' dediğinde birkaç salkım taze üzüm ya da bir iki kg. kuru üzüm dolduruverir. Para istemez versen bile almaz. Ya da 5 10 sepek üzüm kesiver _yardım et_ bir sepek üzümü al git. Ya da çok istiyorsan pazar fiatının çok altında üçret ödeyerek de alabilirsin. Yoksa 'yumurta çalmak ile tavuk çalmak arasında hiç bir fark yoktur' der köylü... Saygılar |
|
25-09-2011, 00:03 | #415 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-03-2010
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 627
|
Ne diyeyim ki bizim meslekte hayvan calani gorduk,duyduk iyi bilirim fakat uzum u ilk kez duyuyorum...yazik desem ne ise yarayacak... |
25-09-2011, 01:45 | #416 |
Ağaç Dostu
|
Bazı yazılarım da toplumun zihniyeti bozuldu dediğimde, bazı arkadaşların hoşuna gitmiyor. Peki siz hiç duydunuz mu? Ceviz kalemi hırsızlığını. Bayram sabahı herkesin bayram namazına gittiği bayram namazını kılıp herkesle bayramlaşmak herkesle selamlaşmak dinimizin gereklerini yerine getirelim düşüncelerindeyken, birileri de senin ağaçlarındaki kalemlere göz dikmiş, ona bayram orada, adam bayram namazına gideceğine nasıl olsa herkez namazda deyip, arkadaşımın bahçesine giriyor ve tüm ağaçlardaki kalemleri (filizleri) kesip alıyor. Bu nasıl bir zihniyettir ki, haram helal bilmez nasıl bir toplum olduk ki, herşeyi mübah olur gördük, işte halil beyin dedikleri. "olsun bize bir şey olmaz, sen hakkını helal et' diyenler bile oldu." Yani sen ister helal et, ister helal etme ben alıyorum arkadaş demek gibi bir şey. Hani bir söz var, üzüm üzüme baka baka kararır, bu toplum nereye baktı da bu hale geldi? Bazen ayağımdaki don duruyormu şüphelerine kapılır oldum. |
25-09-2011, 11:58 | #417 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-06-2010
Şehir: İzmir
Mesajlar: 2,129
|
Sayın Lilium; Çok hoşsunuz, ailecek okuyup güldük traji komik halimize. Burada yollarda, parklarda, her yerde belediyenin diktiği dolu dolu imrenilcek düzenlemelerle güzel çiçekleri görüp gözümüzü gönlümüzü şendiriyoruz. Bazen düşünüyorum iyi ki çalmıyorlar bunları diye. Yoksa belediye habire uğraşır dururdu. Duydum ki tohum yapmaya başladığında gelen geçenler, tohumlarını alıyorlarmış. Belediye de çiçekler geçince söküp mevsime göre yenilerini ekiyor zaten. Şimdi belediye bir güzellik daha yaptı nostaji bitkilerimizi yeniden yaşatalım diye kampanya başlatmışlar. Çoluk çocuk ayrım yapmaksızın, standa gelen herkese başta sardunya olmak üzere bi çok çiçek dağıtıyorlar. Böylesi daha güzel değil mi? İnsanlar mutlu, belediye mutlu... Yaklaşık bir buçuk senedir araziyi aldığımız köye gidip geliyoruz. Bize sınır komşu olan tarla ve bahçelerde incirler oluyor, yerlere dökülüyor. Bize de sahipleri komşular, incirlerden toplayın bari size faydası olsun , biz her zaman toplamıyoruz dediler de anca ikna olduk. Eşim benim hanım karşı gelir demiş te, yahu hanımına da ayrı mı söyleyelim demişler. Sonra söylediler de... Bu vesile ile bir kaç seferdir topluyoruz. Ben yine de eşime, ne yapıp yapıp biz de komşuya bir şeyler ikram edeceğiz diyorum. Biz Allah korkusuyla, Rabbimizi kızdırıp elimizdekileri kaybetme korkusuyla büyüdük. Çalanlar ne ile büyüdü ki acep..? |
27-09-2011, 01:54 | #418 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Bir dostu olmalı insanın...
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... ''Nereden çıktın bu vakitte'' dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; gözünün dilini' bilmeli; dinlemeli sormadan, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen her daim onun orda durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesinde yaslanabilmeli, kavuklarında saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları. ...dalları bitkin başına omuz, yaraları kanayan ruhuna merhem olmalı... En masum sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp göstermelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlamayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, sövdüğünde de bunu iyilikten olduğunu bilmelisin, 'hak ettim' diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana sendan çok güvenen bir sırdaş... Göz bebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Sen ağladığında, onun gözlerinden gelmeli yaş... +++ Böyle bir dostum var benim. Pek sık görüşmesemde hep yanımda olduğunu bildiğim, yalansız riyasız dertleşebildiğim. Kuşağımın en iyisiydi hilafsız... Beraber okuduk, birlikte koştuk son 20 yılın amansız parkurunu... Katılasıya ağladık, doyasıya güldük yol boyu...ekmeğimizi ve acılarımızı bölüştük. Çocuklar doğurduk, büyükler gömdük. Sonunda yara bere içinde oraya buraya savrulduk. Buluştuk geçenlerde... Bitaptı; kayan bir yıldız kadar ışıltılı, bir o kadar yorgun: ''N'apıyorsun'' diye sordum. ''Seyrediyorum'' dedi; '' çaresizce, öfkeyle, şaşkınlıkla ama sadece seyrediyorum'' Seyrettiği; kuşağımızın en kötülerinin, pespayelik yarışında ipi ilk göğüsleyenlerin zirveye hak, kazanmalarındaki akıl almaz garıplikti. İyiliğin ve ustalığın bu kadar eziyet gördüğü, kötülüğün ve yeteneksizliğin bunca ödüllendirildiği bir başka coğrafya var mıydı acaba? Okuldaki ideallerimizden, gençlik çoşkumuzdan söz ettik bir süre; tozlu raftaki bir kitabı yıllar sonra merakla karıştırır gibi... Ülkemizin kaderini değiştirmeye azimliydik mezun olurken; lakin karanlığa boğmaya yemin ettiğimiz ülke, karanlığa boğmuştu bizi... Pazarda görsek tezgahından meyve almayacağınız adamların cendersinde bir ömür geçirmiş, tünelden çıkış sandığımız ışığın, üstümüze gelen kamyonun farı olduğunu çok geç fark etmiştik. Velhasılı ne sevebilmiş, ne terk edebilmiştik. Krizde geçmişti bütün gençliğimiz; ve şimdi çocuklarımıza tek devredebildiğimiz, çok daha ağırlaşmış bir kriz... '' İşte' diye iç geçirdi kadim dostum, ... bunları seyrediyorum bir kenardan sesizce...'' +++ İşte en çok da böyle zamanlarda bir dostu olmalı insanın... Yıllarca aynı ip üstünde çalışmış, cesaretle ihanet arasında gidip gelen bir salıncağın sınavında birbiriyle kaynaşmış iki trapezci gibi güvenle kenetlenmeli elleri... '' Parkurun bütün zorluğuna rağmen dostluğumuzu koruyabildik, acıları birlikte göğüsleyebildik ya; yenildik sayılmayız'' diyebilmeli... Issızlığın, yalnızlığın en koyulaştığı anda, küçücük bir kağıda yazdığımız kısa ama ümitvar bir yazıyı, yüreğe benzer bir taşa bağlayıp birbirimizin camından içeri atabilmeliyiz; '' Bunu da aşacağız! imza: Bir dost!...! Can Yücel (Yıllar sonra tekrar buluştuğum kadim dostuma saygılarımla...) |
27-09-2011, 10:38 | #419 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-03-2010
Şehir: Istanbul / Karamürsel
Mesajlar: 202
|
Halil Abi, Güzel bir yazı, daha güzel olan ise böyle bir DOSTunuzun olması. Ne mutlu size.Dileğim çok uzun yıllar sağlık ve mutlulukla ve özlemini duyduğunuz/duyduğumuz , terketmeden, severek yaşadığımız günleri görmeniz/görmemiz. Saygılar,selamlar.. |
28-09-2011, 12:18 | #420 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Bir eşi olamalı insanın
Alıntı:
Yaşlanmaya mı başladım ne... Değerli dostum muttalip bey (mttb, sitemizin üyesi) aradı; 'dostum Can' ları karıştırmış olmayasın, şiir Can Dündar' a ait değil mi? '' diye sordu. Bir yere bir zamanlar yazmış altına Can Yücel demişim. Ama kendimi af ettirmek için bir şiir daha yazayım dedim. .......................................... Bir eşi olamalı insanın! Sabah yolcularken işine, içi acımalı, daha yollardaken özlemeye başlamalı. Seni şimdiden özledim! ... ...Akşam dönüşünü beklemeli sabırsızlıkla. Gözleri yollarda kalmalı ve kapıyı çalmadan açmalı. Aşkla karşılamalı, hasretle sarılmalı boynuna, özlemle koklayıp, öpmeli, Yıllarca uzak kalmışcasına! Her günü bir başka olamalı Yaşamın, bir başka özel, bir başka soluklanmalı her anında, Verdiği hiç bir şeyin yeterli olmadığını düşünüp, kahrolmalı, Daha fazla ne yapabilirim diye düşünmeli. Mutluluk saçmalı etrafına. Bir eşi olmalı insanın, Cennetten köşe almışcasına sevdiği, Sakındığı, bakmaya kıyamadığı... Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı, Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı! Can Yücel. |
|
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|