19-01-2012, 22:22 | #661 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Kolaylıklar dilerim. |
|
21-01-2012, 20:38 | #662 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-04-2009
Şehir: Balıkesir /Bandırma
Mesajlar: 336
|
Araç yolun sağında olmasa (yani trafik sağdan akmasa), o kuçu kuçu nun ön yolcu koltuğunda olduğunu düşüneceğim ama maalesef ve galiba polis kuçu kuçu ya ehliyet vermiş. Şaka şaka.. İşin esasını açıklıyorum: Araba ingiliz arabası ve sağdan direksiyonlu. Fransaya gezmeye gelmiş.. Bu arada, yaş ile ilgili yakını görememe genellikle 50 cm ye kadar sınırlıdır Halil Bey. Yani 50 cm den ötesini net görebilmemiz lazım.. Düzenleyen Yakup : 21-01-2012 saat 21:38 Neden: kelime ekleme |
22-01-2012, 23:01 | #663 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Siz bu emeklilerin _ benim hanımın benzetmesiyle_ kart horozların arasına girmeseniz iyiydi... Zaten, Amerika'da yapılan son bilimsel araştırmaya göre evli erkekler, bekarlardan en az 5 yıl önce gidiyormuş. Boşuna dememişler bekarlık sultanlık diye... |
|
23-01-2012, 00:51 | #664 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 200
|
Alıntı:
|
|
23-01-2012, 01:22 | #665 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-08-2011
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,536
|
Bir horoz ancak bu kadar güldürebilir insanı. Demek ki resimlerde bile ''tenakuz'' olabiliyormuş. Aynı objede hemde. O menşur horoz duymasın lafımı..alınabilir. Hasan abimizin lafının üzerine laf deyemem. Merhaba ve de saygılarımla lütfen. |
24-01-2012, 00:05 | #666 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-04-2009
Şehir: Balıkesir /Bandırma
Mesajlar: 336
|
"Uzağı görememe genetik iken yakını görememe yaşlılıktan sayılırmış." Esas yaşlılık hissi de genetik bence. Eskiler boşuna dememişler, kişi yedisinde neyse yetmişinde de odur diye. Kendimi yaşlı hissediyorum. Bu durum bekarlığımda da böyleydi, evliliğimde de böyle. |
24-01-2012, 00:43 | #667 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 200
|
Alıntı:
yakup bey ben çocukken de çok yaramazmışım.Her türlü yaramazlık varmış.gençliğimde öyle geçti .Şimdiki durumum oradan mı geliyor acaba .Size bir danışayım dedim.ne dersiniz?saygılar.(yaş oldu 70.çaktırma)selamlar |
|
24-01-2012, 00:46 | #668 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 200
|
Alıntı:
gönlün bol sağlığın ziyade neş'en hep daim olsun. saygı ve sevgiler. |
|
24-01-2012, 14:30 | #669 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Çaypos ile tohum çimlendirme
Çay posası ile tohum çimlendirme... Burada bir tohum çimlenmiş. Evde demlenen çayların atıklarına bir tohum düşmüş. Ne tohumu bilmiyorum. Belki tohum sayarken düşmüştür. Büyütüp göreceğim. Acaba çaypos cocopeat ın yerine alabilir mi? Şu bitkisel çayların posalarının_ çayposun_ cocopeattan daha iyi olduğunu düşünüyorum. O zaman çaypos ile kabak da çimlenir. Ne kadar büyür bir bakalım. Çaypos btkisel besinlerde içeriyor. Bir defa demlenip atılması haksızlık gibi duruyor. Belki birçok deneme yapmak gerekecek... Sadece bitkisel çay posalarından yapılanlar 3-5 tohum çimlendirmek için çok ideal gibi duruyor. |
24-01-2012, 14:54 | #670 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Sayın Uzaylı/Dünyalının gönderdiği endivyen yaşama merhaba dedi... Ve serpilmeye başladı... Marul da aynı günlerde yaşama tutundu belki endivyene benzediğindendir. Diğerlerinin zamana ihtiyacı var gibi... Mutfak sıcaklığı! yeterli gibi... Çay kahve tadında keyifli geldi bana... |
24-01-2012, 15:29 | #671 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-06-2010
Şehir: İzmir
Mesajlar: 2,129
|
Sayın Halil Önen; Güle güle büyütüp, yemek ve üretmek nasip olsun dilerim. Siz bizden daha tecrübelisiniz ama ben söylemeden geçemedim. Marul, endivyen, turp gibi serin iklim sebzelerini hiç çekinmeden bahçeye serpin gitsin. Belki tedbir olsun diye bir kısmını ayırırsınız. Ama inanın bizim ev içinde çimlendirdiğimiz marul ve diğer sebze tohumları daha zayıf büyümüşken, bahçeye serpilenler daha geç çıkmasına rağmen evde çimlendirilenleri geçmişti ve daha güçlü yapıları oldu. Bir de öyle deneyin derim. Bizim bu sene endivyen fideleri bedavadan bahçede kendilinden çimlendiler. Bahçede çimlendirdiğim Iceberg fideleri iyi gelişebilirse, bir kısmını paylaşmaktan mutlu oluruz. Şimdilik iyi büyüyorlar. Tabi koyunlara yem olmazlarsa... Çay posasını ben de bu sene deniyorum. Bazı çalı türü bitki tohumlarını bahçe toprağı, çay posası karışımana ektim. Bir sonrakileri çay posası, elenmiş kompost gübre ile karışıtırıp deneyeceğim. Çünkü çok güzel torf haline gelmişler. Bakalım sonuç nasıl olacak? Kolaylıklar diliyorum. |
24-01-2012, 16:13 | #672 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-02-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 538
|
Alıntı:
|
|
24-01-2012, 22:41 | #673 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
En güzeli bir yerde _ karıştırıp_ kurutup saksılarda kullanmak. |
|
24-01-2012, 23:48 | #674 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Uzun süre kapalı bir kapta bekletmemek gerekiyor. Bozuluyor. Toprağa döküp kurumasını beklemek daha iyi. Bende gübreye karıştırıyorum. Toprakla karıştırınca saksılarda kullanıyorum. Denemenin amacı sadece _ hiç bir şey karıştırmada_ çay posasında tohum çimlenir mi diye düşünmüştür. Özellikle siyah çayın dışında _sıcak su üzerine dökülerek_ kullanılan diğer bitki çaylarının kurutulduktan sonra tohum çimlenmede kullanılması çok ideal gibi geliyor bana... Bu sıcak su ile haşlanmış bitki çay poslarının besin değeri olarak yüksek olduğunu düşünüyorum, belki iki üç kez haşlanıp çayının içilmesi gerekiyor. Ev de 3-5 tohum çimlendirmek _özellikle çicek_ için çok uygun gibi geliyor bana... Çok nemli kalırsa küflenme yapabiliyor. Ama bu çay atıklarını yetişmiş saksı bitkilerinin dibine döküp karıştırmak iyi gibi duruyor. Dediğiniz doğru tohumu direk toprakla buluşturmak _ ki bu doğanın yaptığı_ onun gelişimini güçlendiriyor. Çimlenmede yani tohum çatlatmada gübreye ihtiyaç duymuyor. Şaşırıtmada harç iyi hazırlanmışsa ve zamanında toprağa dikilirse _ hava ve toprak ısısı uygunsa_ o da iyi gelişme gösteriyor. Endivyeni bilmiyordum. Bildiğimiz radikamış. Yabanisi toplanır börek şeyler gibi yapılır. Bu yıl salatalarda kullanmaya başlayacağım. Sevgili Dermana Menemen'de tarlasında ticari olarak yetiştiriyormuş. Tarlasını bilseydim bir kaç demek yürütürdüm. Menemene bir dükkana paylaşılması için iki defa tohum bıraktı_ ki çiçek tohumları çok değerliydi_ alabilirsin dedi. Çok teşekkür ediyorum. Ama ne adres var elimde ne de bir tel...Hani iyilik yapıp denize atan ve arkasına bile bakmayan bir dost gibi geldi bana... Dünyalı'ya sizin aracılığınızla selam söylüyorum. 'Dünyalı' adıyla üye olduğunu gerçekten bilmiyordum. Rastgele yazmıştım. Süprizini bozdum. Ama kalp karşı sözü bunu gibi durumlarda söylenirmiş. Siz gerçekten imrenilecek ve örnek alınacak ikilisiniz. Yetişen çoçuklarınızın _zorunlu uğraşlarında sonra _ sizin yaşınıza geldiğinde aynı şeyleri sürdürüp, yaşatacağına inanıyorum. Sanırım bu onlara bırakılacak en güzel _yatırım_ mirastır. Artık çıraklık dönemi bitiyor, soru sorma ve öğrenme sırası bize geliyor. İstekli uğraşlarınızda keyifler, sağlıklar mutluluklar diliyorum. |
|
25-01-2012, 01:50 | #675 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-02-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 538
|
çayın demi
Alıntı:
Biber tohumları için bu yöntemi Sn. macuroğlu'ndan öğrenmiştim. İncik biberi daha tarlaya dikilmeden çiçeğe durmuştu. Çok etkilenmiştim. Bizim fideler 3-4 yaprakta iken onunkiler gövde ve yan dallar oluşturmaya başlamıştı. Kesinlikle gübre niteliği taşımakta... |
|
25-01-2012, 16:21 | #676 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 05-07-2009
Şehir: adana
Mesajlar: 83
|
Sayın Halil bey, sen hala horoza benzetiyorsan iyi, bazen düşünüyorumda ben evde civcivmiyim, serçemiyin (32 yıllık evlilik) neyim diye. Neredeee ...horoz. Neyseki bahçe var da kaçıyoruz evden.Biraz birşeyler yetiştirsek bahçede başımız hafif dikleşecek. Bir sene kabuklu bit, bir sene kabuksuzu, bir sene pamuklusu, pamuksuzu. Hani avcılıkta bir tabir vardır' 40 gün taban eti, bir gün av eti' diye. Artık sizin kıymetli deneyimlerinize sığınıyoruz. Bu sene Meyvelitepe, sebzelerini yatırarak dikmiş, çok iyi oldu diye yazıyor. Sağ olsun anlatmışta, bu konuyu biraz daha detaylarına inerek anlatabilirmisiniz? Yarım metre kök yaptırmış domateslarine bu usul mesela salatalıkta'da uygulanabilirmi ? Teşekkür ederim. |
25-01-2012, 16:50 | #677 | ||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Yaklaşık 1 aydır evde demlediğimiz çayların posalarını, kompos çukuruna atmatıp, ayrı bir yerde biriktiriyoruz. Bunun bir kısmını toprakla karıştırıp çiçek tohumu çimlendirmekte kullandık, henüz çıkmadılar. Bir kısmı ile mantar yetiştirmeyi deneyeceğiz. Mantar sporları ile buluştular. Şubat sonu gibi bahçenin güneş almayan, kuytu bir köşesine sereceğiz. Bir kısmına da kırmızı elma, yeşil elma, çekirdeksiz mandalin, selvi tohumları ektik. (10 gün oldu) Bakalım sonuç ne olacak, merakla beklemekteyiz. Alıntı:
Çıraklık dönemine daha yeni başladık. Bu güne kadar seyirci idik, hep uzaktan bakıyorduk. Sizin gibi ustaların yanında, biz çıraklara söz düşmez. Bizler, ancak sizlerden aldığımız bilgilerle, bayrağı biraz daha ileriye götürebilirsek, ne mutlu bize. Düzenleyen Dünyalı : 25-01-2012 saat 17:51 Neden: Düzeltme |
||
27-01-2012, 20:02 | #678 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-06-2010
Şehir: İzmir
Mesajlar: 2,129
|
Sayın Halil Önen; Evet, Sayın Dermana, Endivyen'in diğer adının tatlı radika olduğunu söylemişti. Ama ben yabani radika hiç bilmiyorum. Bizde endivyeni görenler aaa radika, ama şekli daha yuvarlak demişlerdi. Yabanisi daha koyu renkli ve daha acımsı oluyormuş. Endivyen de marul gibi bir salata yeşilliği, ama biraz daha kuru bir tadı var. Marul gibi değil. O yüzden marul gibi iri iri parçalar halinde yemek iyi olmuyor. Ancak ince ince kıyıldı mı harika bir tadı var. Hele de marul ile karışık olursa daha da güzel olabilir. Biz çok sevdik. Hiç zahmet istemeyen bir bitki. İyi tohum elde etmek istiyorsanız, etrafta yabanisini bulundurmamak gerekirmiş. Sayın dermana bence çok iyi biri, bizi hiç tanımadan telefon edip bahçemize misafir olmuştu ve kendi elleri ile hediye getirdiği domates fidelerini dikmişti. Domates fidelerini ilginç bir dikim şekli vardı. Biz de diğer fideleri gösterdiği şekilde diktik. Sonuçtan da memnun kaldık. Dünyalı'ya selama gerek kalmamış, kendi de yazmış zaten... Eşimin üye olmasını ne zamandır istiyordum. Çünkü Şuna bir baksana , cevap ne demişler? dedikçe, "kendin üye olup sorarsan daha iyi olur" dedim. Hem bize de özelden elektrik ve kuyu ile ilgili sorular çok geldi. Yardımcı olabimek için detay verdik. Teknik bilgileri kendi verdiği zaman daha iyi oluyor. Hem artık bahçede de tatlı rekabete giriştik. Amaç işimizi eğlenceli hale getirmek tabi... Böyle daha iyi olacak inşallah... Doğum gününde üye olmuş meğer, ben günler sonra farkettim. Güzel iltifatlarınız için çok teşekkür ederim. Umarım bu sözlere layık oluruz. İnşallah çocuklara da bahçeyi daha bir sevdiririz. Umarım herkesin gidip kalmak için can atacağı bir yer yapabiliriz. Tüm dileğimiz bu... Çok teşekkür ederim, ben de size sağlık ve mutluluklar dilerim. Dilerim icebergler sağ salim fide olur da, bir gün bahçenizde görüşürüz... Saygılar... Düzenleyen Uzaylı : 29-01-2012 saat 11:46 Neden: harf hatası ve noktalama hatası |
27-01-2012, 23:26 | #679 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Evlilik, bekarların özlediği, evlilerin yolunduğu _ içeride ve dışarıda_ ve dulların kaçırdığı bir şeymiş; yani kaçış yok gibi duruyor... ... Domatesler dahil bir çok bitkinin iyi kök salması ve gelişmesi için mutlaka 3 defa en az 2 defa çapalanması gerekir. İkinci ve üçüncü çapada fidenin kök bölgesine _ çapalama sırasında fazla yaklaşılmamalı_ mutlaka toprak yığılmalı. 'İki çapa bir su eder' sözü bunun için söylenmiştir. Domates _ oturak domates_ belirli bir büyüklüğe geldiğinde sırta yatırılmalı ve kök bölgesine toprak atılıp ayakla basılmalı ve arkasından hemen sulanmalı... Sn. Meyvelitepe domatesleri nasıl yetiştirdi bilemiyorum ama çapalama yapmadan gelişmesi mümkün gibi gelmiyor bana. Sırık domates bile yetişirseniz_ toprakda_ toprağın havalanması için cocopeat kullansanız bile en az iki defa çapalamanız gerekir diye düşünüyorum. Çapalama olmazsa fide büyümez, bodur kalır. Çapalama toprağın ve kökün hava almasını daha çok kök salmasını sağlar. Hatta bitkinin çok iyi gelişmesi isteniyorsa; her sulama sonrası toprak tava geldiğinde çapa yapılmalı. Bu 5 kere çapaya kadar yükselir. Meyveye yattığında çapa yapılmaz ama yabancı ot mücadelesi yapılır. Otlar yolunur ya da çapayla kesilir. Bu da bir çeşit hafif çapadır. Bunların dışında_ gübreleme hariç_ bir yöntem bilmiyorum. |
|
02-02-2012, 19:45 | #680 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Bende biraz düşünüyor gibiyim. Gelişmeleri Uzaylı/Dünyalı sayfasından takip ederim... |
02-02-2012, 19:50 | #681 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Kendisine selamlar... |
|
02-02-2012, 20:16 | #682 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
İzmir'e 21 yıl sonra kar yağdı.
Kar kapıyı aldı... Kıvırcık_betül önen_ kıtlık ihtimaline karşı ekmeğe koştu. Sabah kalktı bir sola baktım... bir daha sola baktım... bir öne baktım... bir daha öne baktım. Zaten sağıma bakmama gerek yok. Ülkenin yarı oraya bakıyor.... bu defa kızıma baktım; hımmm karda yürüyor izini bırakmıyor, hemde sabahın köründe, tek başına... Böyle bir kar buralara, 21 değil belki daha çok önceleri_ ilk okula yani başladığım yıldı hatırlıyorum_ yağmıştı, 45 yıl gibi önceydi... Dışarı çıkıp karların üzerinde yürümeyeli çok olmuştu. Gart_gurt sesi hoşuma gitti, her adım attığımda... Nedense aklıma, ataları Urartulara dayanan ve bir halkı öteleyen devlet politikaları geldi, nedense... Şöyle 'doğru dürüst düşünemeyecek miyim, karın güzelliğini seyrederken' diye kendime kızdım... Kentli adam olmak ne kadar zormuş, alışamadım gitti... |
02-02-2012, 20:24 | #683 |
Ağaç Dostu
|
okulu sevmeyen haylaz çocuklar gibi mi siz bir ekolsünüz ve sizden öğrenecek çok seyler var |
02-02-2012, 22:23 | #684 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Köylünün birine hanımı _yokluktan olsa gerek _ yetiştirdikleri kuru fasulyeden yediriyormuş, hergün... Adamın kırk yılın başı şehre yolu düşmüş 'karnımda fasulye bitecek değişik bir şey yiyeyim' demiş. Garson yemekleri saymış ama pek bir şey anlamamış. ''Tamam demiş 'lobiye' getir, getir değişiklik olsun''...Yanına da pelte tatlısı istemiş. Garson bir tabak kuru fasulyeyi _ ki şehirli adı lobiyemiş_ getirmiş. Adam bir kuru fasulyeye bakmış bir garsona; çekmiş silahını kuru fasulyeye ateş etmiş bir kaç kere...'adını değiştirdik burada mı beni buldun' diye bağırmış. Tabii bu arada çok sevdiği pelte tatlısı sallanmış. 'Sen titreme, korkma sana sözüm yok demiş. Endivyen in radika olduğunu öğrenince bu aklıma geldi... Kolaylıklar diliyorum |
|
02-02-2012, 23:04 | #686 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
03-02-2012, 15:56 | #688 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-05-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 204
|
Sayın Halil bey; Endivyenin radika olduğunu şimdi bende sizden öğrendim. |
03-02-2012, 21:55 | #689 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Benim bildiğim piyasada satılan tüm endivyenler F1... Yani tohumlarından aynı bitki üretilmesi mümkün değil... Sizin ürettiğiniz endivyenlerin tohumlaından yine aynı tür endivyen üretilebiliyor rmu? Markası-türü-kaynağı nedir? |
|
03-02-2012, 23:40 | #690 |
Ağaç Dostu
|
Rhodos (OG) - Johnny's Selected Seeds türkiye de f1 dışarda değil,,, |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|