![]() |
|
|
|
|
|
#1 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Alıntı:
![]() @ Dutlubahçe doğru hatırladınız bu arada cerrah değilim. Ceviz epey büyükçeydi, aşı değil, meyveleri küçük ve sert kabuklu. Gövdesi çok büyük olduğu için birisini tutup cevizlerini tıplatamıyorum, eleman düşse başına iş gelse evi satsak sorunu gideremeyebiliriz, o yüzden iş güvenliği olmayan şeylerden mümkün olduğunca uzak durmak lazım. Kaç yıldır altına dökülenleri topladık. Chandler olursa meyvesi daha iyi, toplaması daha kolay ve çevreye zararı daha az olur diye düşündük. Bu tip ağaçları genelde sınırlara dikerler, bizimki de öyle olmuş, ağacın neredeyse yarısı yan bahçede ve biliyorsunuz cevizin altında başka bir şey yaşamıyor. Komşum şimdiye kadar ortalıkta görünmedi ama dese 'senin bu cevizi ne kadar çekeceğiz daha' diyecek lafım yoktu. Büyük cevizin gitmesi her açıdan gerekli gibiydi, yoksa severek kesmedik. Yıldız elmayı kesmeyiz tabi de ilginç geldi bu yıl hiç meyvenin olmaması. Bahçenin girişindeki elmamızda da bir yıl tonla elma olup ertesi yıl olmuyor, hadi o yoruluyor tamam da buna ne oluyor ![]() Bu arada yukarıda resmini verdiğim armut gerçekten uyuz olmuş, tedavisi de sulandırılabilen kükürt ile ilaçlamakmış. |
|
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Cumartesi - pazar yayladaydık. Günlerdir süren kuraklık sonucu taşlaşan topraklar hafta başından beri devam eden ve hafta ortasında kesilen yağışlar sonrası ekim için uygun şartlara kavuştu. Önümüzdeki hafta boyunca artacak sıcaklıklar ve yüzünü gösterecek güneş önümüzdeki hafta sonuna kadar şartları ekime zorlaştırabilir. Biz de han'ımla iki kişi mümkün olduğunca elimizdeki işleri bitirelim dedik ve cumartesi öğleyin maça başladık. Bahçe önceden hazırlanmıştı, yağmurla fazla çökme oturma sıkılaşma olmadığı için işlerimizi yapan arkadaş gelip traktörüyle arık (karık - çizi - çizgi) ları açıverdi. Fideleri gruplandırdım. 10 ayrı çeşitten yaklaşık 120 kök domates dikildi. Geçen seneye göre ekim olarak 10 gün dikim olarak ta 20 gün kadar erkenciyiz. Yani fideler için tam dikim zamanı diyebiliriz herhalde. Geçen sene den farklı olarak bardakların dibine dört beş parça bardağın dibini kaplayacak kadar cüruf taşı atmıştım. Sonuç; hiç bir kökte bozulma yok, bu durum drenajın iyi olmasını sağlamış muhtemelen. Kökler çok güzel oluşmuş ve sarmış. ![]() İçeriğini kısaca hatırlatırsam; cürufun üzerinde cocopeat-torf-yanmış koyun gübresi-perlit mevcut. ![]() Hafize Baliçlerimiz; ![]() Toprağın altı börtü böcek dolu. Solucan dolu, tarım ilacı yok, yapay gübre yok, keçi gübresi, leonardit.. olacak o kadar diye düşünüyorum. Keçi gübreleri iki senedir naylonun altında, kimisi taşlaşmış, kırması zor... Kimisinin içerisinden bu böcekler çıkıyor, bok böcesi mi acep. Bu sene çok tel kurdu görmedik, kırkayaklar artmış sanki. ![]() |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Yazmayı unuttum; fideleri dikeceğimiz her çukura bir avuç içi granül leonardit, iki-üç avuç keçi gübresi ekledik. |
|
|
|
|
|
#4 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2017
Şehir: Milky Way
Mesajlar: 620
|
Alıntı:
Yalnız domatesler ne turlamış öyle bardağın dibini . Benimkiler de ekin beni diye bağırıyor. |
|
|
|
|
|
|
#5 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Alıntı:
Köklerin böyle güzel gelişip dağılması yayılması iyi de, fazla dolaştırınca kök ihtiyarlamaya başlıyor, yani toprakta geçirmesi gereken dönemi bardakta geçirmeye başlayınca çiçeklenmeye, meyve vermeye başlıyor. O zaman kötü; 15 yaşında dikilmesi gereken fideyi 30 yaşında dikersen çalışacağı yerde 'emeklilik hesapları' yapmaya başlıyor ve haliyle verim düşüyor. Mesela dün akşam üzeri bir arkadaştan sırık salatalık alıp yaylaya diktik, kimi fideler öyle gecikmiş ki, köklerinden toprak gözükmüyor ve üzerinde 10 un üzerinde meyve oluşturmuş. |
|
|
|
|
|
|
#6 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2017
Şehir: Milky Way
Mesajlar: 620
|
Alıntı:
. Nitekim pomza topraksız tarımda da kullanıldığı için piyasası bir hayli aktif. Çuvalı bir hayli pahalı o nedenle.Kök konusunda haklısınız. Bu sene o sorunu balkabaklarında yaşıyorum. Neredeyse çiçeğe duracaklar ki bu da çöp olmaları demek. Bakalım. |
|
|
|
|
|
|
#7 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-05-2016
Şehir: Tralleis
Mesajlar: 653
|
Sevgili doktorum, hocam; Çok faydalanıyorum sayfandan. Seneye mutlaka ama mutlaka yapacağım en önemli şey tohumları senin yönteminle dikmek olacak. Kök gelişimleri inanılmaz olmuş. Ayrıca bardakların üzerine ne tohumu olduğunu yazarak benim gibi karışıklığa sebebiyet de vermiyorsun. O bitki sana hiç sebze vermez mi şimdi. Afiyetle yiyin gari.. ![]() |
|
|
|
|
|
#8 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Alıntı:
ama; Mevlana ya sormuşlar; o kadar okursun, o kadar yazarsın da ne bilirsin? ... 'Haddimi bilirim' demiş adam O kadar basit değil, küçücük bir ekmeği bile sağolsun @ its_just_a_ride ın sayesinde üç dört aydır ancak bir şeye benzetebiliyoruz daha.Sadece bardakların üzerine yazmakla olmuyor, diktikten sonra da karışıyor keratalar Bu sene plastik bardakları fidesinin yanına toprağa gömdüm, biraz büyüyünce sarı tabelalarla değiştiririm. |
|
|
|
|
|
|
#9 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2017
Şehir: Milky Way
Mesajlar: 620
|
Alıntı:
. |
|
|
|
|
|
|
#10 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Öyle demeyeydiniz, hatırlatmayaydınız iyiydi, zaten kafamda deli düşünceler.. |
|
|
|
|
|
#11 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Domates fideleri dikim sonrası; hepsi neyse de can suyu verme uğraştırıyor adamı. ![]() Geçen sene tohumdan ekip elma ağacının altına diktiğimiz coreopsisler. İlk yıl çiçeklenmemişlerdi, denilen doğruymuş soğuktan etkilenmediler.![]() Yıllardır tohumdan yetiştirmeyi becerememiştim de en sonunda bir arkadaş saksıda hediye etmişti ya ekinezyayı. Sağ taraftaki o. Soldaki de üstteki coreopsis gibi ilk yıl çiçeklenmeyen, soğuktan etkilenmeyen tohumdan ektiğimiz ama adını unuttuğum çiçeğimiz. ![]() Biraz geriye çekilip bakalım. Küçük arık sağ tarafındaki dahliyaları sulamak için açıldı. Toprak sertleşince küçücük arığı açmak bile öldürüyor insanı, şimdiden yerini hazırlamalı. ![]() |
|
|
|
|
|
#12 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Resimleri ekliyeyim şimdiden akşama açıklamalarını yaparım. Bakliyat grubunu pazar günü ekmiştik. ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
|
|
|
|
#13 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2017
Şehir: Milky Way
Mesajlar: 620
|
Alıntı:
.Sulama yöntemi olarak vahşi sulama kullanıyorsunuz sanırım değil mi? Sulama periyotlarınız nedir haftalık olarak? |
|
|
|
|
|
|
#14 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Alıntı:
![]() Vahşi sulama yapıyorum, aslında elimde hortum ile (çiçekleri sulamak için) bir oraya bir buraya koş hoşuma gitmiyor ama damlama için yol gösteren mi arıyorum, parasından mı kaçıyorum (çok bir şey tutmuyor herhalde), insanlar ile uğraşmak mı istemiyorum bilemedim. Forumdaki bir ustanın vahşi sulamanın bitkiler için daha iyi olduğunu söylediğini hatırlıyorum ve teselli oluyorum ![]() Sulama için havanın durumu önemli malumunuz. Genel olarak bir haftayı bulmuyordu sulama sıklığı, yanlış hatırlamıyorsam beş altı günde bir idi. |
|
|
|
|
|
|
#15 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Gelelim bakliyatlardaki direk toprağa tohum ekimine. Bunları viyole ektiğinizde pek randımanlı olmuyor. Boyları uzuyor, gövdeleri inceliyor, yapraklar küçük oluyor ve toprağa diktiğinizde, hele ki geç kalırsanız kırılma yapıyor gövdeleri. Sonradan toprağa ektikleriniz viyole ekilenleri her açıdan geride bırakıyor. Yani mahallenin bıçkın delikanlısı 'pala fasulye', sizin pamuklarda yatırdığınız, kuş tüyü örtülere sardığınız 'fasulyecan' ı elinin tersiyle ittirip geçerek yoluna devam ediyor. Tohumları ekmeden önce 15-20 dk. suda bekletmek iyi olur diye düşünüyorum, en azından biz bekletiyoruz, tohumu uyandırmada faydası olur mutlaka. İlk sene; baktım domates-biber-patlıcan-darı-kavun-karpuz suda bir gün bekletilerek ekiliyor. Dedim ki hanıma 'fasulye-barbunya' ları da bekletelim suda, ertesi gün ekeriz'. Cumartesiden suya koyduk bakliyatları, pazar günü bahçeye çıktık, kayınpeder-kayınvalide de var. Sıra bakliyatları ekmeye gelince ben kasılarak suda ıslattığım, suyu yiyince şişip iki katına çıkmış fasulye-barbunyaları gösterdim. Neyse uzatmayalım o gün herkes kendi getirdiği tohumu ekti. Benim ektiklerim toprağın altında pişmiş neredeyse hiç biri çıkmamıştı. Boşa giden tohuma mı yoksa zamana mı yanayım bilemedim tabi.. Üst resimde sıraları (arık) açarken oluşan tepelerin üst kısımlarını küçük çapayla deviriyoruz ki, üst kısımdaki kuru toprak gitsin alttaki nemli - tavlı toprak ortaya çıksın. Nemli kısım ortaya çıkınca yine küçük çapayla tepenin üstünde tohumları içine yerleştireceğimiz ufak bir oluk oluşturuyoruz. Fasulye ekeceğim oluklara yanmış keçi gübresi, leonardit ve perlit koydum biraz, ancak bu kez ortam kuru geldi ve yarım çay bardağı kadar da su dökerek tam tohumun oturacağı bölgeleri ıslattım ve taze fasulye tohumlarını nemli kısımlara parmağımla bastırarak yerleştirdim. Aslında korkarak yaptım bu işlemi, ilavelerle ortamı kuruttuysam çimlenme hava da sıcak giderse olmaz. Su fazla gelirse bu kez yıllar önce yaptığım gibi tohumları pişirebilirim toprak altında Dün akşam üzeri bahçeye çıktığımda taze fasulyelerin başına geçtim ve bir bölgeyi eşeledim. İkinci gününde fasulyenin birincil kökünün çıkmaya başladığını görünce sevindim.Diğer bakliyatları ekerken, vakit yokluğundan oluklara sadece leonardit ve biraz su koyabildim. Bakliyatları ektikten sonra belki de en önemli sorun yağmurun yağması. Yağmur sonrası toprak yüzeyinde oluşan kaymak tabaka tohumların topraktan çıkmasını engelleyip zorlaştırıyor. Bu konuda en beceriksizi ise taze fasulye tohumları; eğer toprak yüzeyi sertleşmiş ise taze fasulye tohumlarının neredeyse tamamı topraktan çıkamıyor. Barbunya da ise tam tersi, tek tük çıkmayan yerlere sonradan ilave tohum koyuyoruz. Sertleşen tabakayı tahta parçası veya tırmık ile parçalamak çarelerden biri. Ben resimde de görüldüğü gibi sadece taze fasulyelerinin üzerini ince naylon (karpuz yetiştiricileri kullanır genelde ve bostan naylonu diye satılır) ile örttüm. Hafta sonu topraktan başlarını çıkarmadan naylonu kaldırırım. Barbunya-taze/kuru fasulye-börülce ekim araları birbirine benzer. Sorduğum yetiştiricilerde nüans farklılıkları olsa da kabaca; barbunya için 35 cm. aralık her ocakta 3-4 tane kalacak şekilde ekilir ve iki ocak arasına kargı dikilir sardırmak için. Fasulyelerde tane sayıları bir azaltılabilir. Börülce araları 30 cm. ve ocaklarda iki tane kalacak şekilde ekim yapılabilir. |
|
|
|
|
|
#16 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-05-2013
Şehir: DENİZLİ
Mesajlar: 188
|
Sayın TCM merhabalar dün forumda gezerken bahçenizin memleketimde olduğunu fark ettim.Daha önce de bir kaç yı önce bahçenizi dahliyaları araştırırken görmüş birkaç sayfayı dolaşmıştım. FAKAT memleket havası olduğunu görünce bir gram fazla alsam faydadır diyerek iki gündür notlar alarak hoş espirilerle süslemiş olduğunuz çalışma ve tecrübelerinizi takip ediyorum. Fakat işyerinde olduğumdan fırsat buldukça kaldığım yeri not alarak ilerliyorum. Bugünü 14 Kasım kabak pramitlerle kapatacağım. Yarın muhtemelen devam. Şimdi sizin Denizli şurası dediğinizi de duyar gibiyim ancak fazla akraba kalmayınca sadece bayramlarda ilk günü gelip geri dönüyoruz. ve muhteşem yayla havasını senelerdir içimize çekemiyorum. NEYSE yarın devam Bol çiçekli verimli sebzeli meyveli günler dilerim. Hayırlı Ramazanlar. |
|
|
|
|
|
#17 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Alıntı:
Yavaş sürdüm demek ki.. |
|
|
|
|
|
|
#18 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-05-2016
Şehir: Tralleis
Mesajlar: 653
|
Alıntı:
![]() |
|
|
|
|
|
|
#19 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Hafiften yeri gelince, geçen duyduğum hikayeyi aktarayım. Artık ne kadar doğruysa, eskilerin pratik zeka ve nezaketini gösteren güzel bir örnek. İsimlerde yanlışlık olabilir. Demirel Isparta da açılışta halka sesleniyor. 'Yolu açtık, Isparta Ankara arası artık üç saate düştü'...Alkışların arasında arka taraflardan kızın biri bağırıyor 'üç saat değil beş saat'...Demirel duymazdan geliyor 'artık Ankaraya üç saatte gidebileceksiniz'...Arkadan yine kızın sesi 'beş saaaattt'.. Bakıyor rahmetli olacak gibi değil eliyle arka taraftaki kızı işaret edip öndekilere sesleniyor kendi şivesiyle 'o yavaş gitmiştir' 90-100 ü geçmeyelim biz, yalancı çıkarmayalım rahmetliyi.. ![]() |
|
|
|
|
|
#21 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-05-2013
Şehir: DENİZLİ
Mesajlar: 188
|
Alıntı:
Yolunuz buralara düşerse beklerim her zaman. İş yerim yol üzeri tekstil sektöründe olduğumdan eşiniz de memnun olur bence (kaleyi içerden fetih etmeli) ![]() Bereketli bir sezon diliyorum. |
|
|
|
|
|
|
#22 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Az önce çiftçi bir amca geldi, konuştuk biraz. 'Ülker giriyor bugün, ayın 24 ünden sonra ek tohumları' dedi. Üç dört yıl önce ektiğimiz tohumların çoğu çıkmamış, çıkanlar da 'doğdu büyümez' kıvamında hastalıklı olmuştu. Bu da ne ki, nerede hata yaptık derken sonradan bir köylüden öğrendik, 'ülker' de ekmişiz tohumları. O zaman araştırmıştım kim bu 'ülker' diye. Fazla bilgi yok internette, sadece 'ülker fırtınası' denen bir olay varmış ve bir nevi mantari hastalığa sebep oluyormuş. Bu yıl tesadüfen o dönemi atlattık, fide dikiminde sorun olmuyormuş, özellikle baklagillerde bizim başımıza geldi. ![]() |
|
|
|
|
|
#23 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-05-2016
Şehir: Tralleis
Mesajlar: 653
|
9. sayfada kaldım. (kendime not) |
|
|
|
|
|
#24 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Alıntı:
Bildiğimiz, öğrendiğimiz üç beş konu var derya içerisinde, o konularda yeri gelince katkı sunmaya çalışıyorum, bilmediğim konuda gıkımı çıkarmam, şüphem varsa mutlaka belirtirim. Biliyorsunuz siemens tohumu Almanyadan ithal ve malumunuz euro çok yükseldi, önümüzü göremediğimiz için sipariş almıyoruz artık. ![]() |
|
|
|
|
|
|
#25 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Bahçenin üç gün önceki (27.05.2018) daha doğrusu bakliyatların ekimden tam iki hafta sonraki hali. Bu yıl pek çıkmayan yok; toprağın tavı önemli, geçen sene çıkmayan çok daha fazlaydı ve sonradan plastik bardağın altında eklemeler yapmıştım. Özellikle taze fasulyelerin fire vermemesi sevindirdi, ekerken yaptığım taktikler (ekilecek yere hayvan gübresi, granül leonardit, perlit, biraz su eklemek) ters tepecek diye korkmuştum. ![]() Bu yıl bal kabağı ekimini azalttım, toplam altı kök olacak galiba, 60 kg. luk kabak varmış, bakalım doğru mu Soldaki malumunuz kabak, viyolde karpuza göre daha çabuk gelişti ve toprağa aktardık, sağdaki ise karpuz, gelişimi daha yavaş olduğu için yeni aktardık toprağa ve yarısı da geri kaldı fidelerin kökleri sarmamış daha. Fideyi toprağa dikince verdiğimiz can suyu veya yağan yağmur sebebiyle fide köklerindeki toprak sertleşip fidenin gelişimini engelliyor. Bu sebeple fide toprağa tutunup başını kurtarınca hafiften eşeleyip, çapalayıp bu tabakayı kırmak ve fideyi esaretten kurtarmak lazım. ![]() Bir de çıplak kök ile bardakta yetişen fidenin farkını göstereyim. Gelişim olarak topraktaki daha gürbüz, afacan demiştik. Ancak yeterli kök oluşmadığı, etrafı sarıp sarmalamadığı için toprağa dikince bocalıyor, kurumalı oluyor ve sayıca az da olsa kimi fideler kuruyor. Resimde ön taraftaki taze fasulyelerin hemen solundakiler çıplak kök çarliston biberleri. Yaprakları kurudu kuruyacak. Arka sıradakiler ise bardakta kendi yetiştirdiklerim, toprağa tutunma ile ilgili hiç bir sorunları yok. ![]() Kırmızılı şey bizimki almış eline çapayı illa kenardaki yabani otların canını yakacak.![]() |
|
|
|
|
|
#26 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Bahçenin önden panoramik görüntüsü; ![]() Geçen sene de yazmıştım, 'alet işler el övünür'; evin etrafındaki yollar geçen hafta epeyce boylanmış otlarla doluydu. Misinalı yan tırpanı alırsın eline, 45 dk. da tamam. Sağ tarafta elma ağacının altındaki coreopsis orayı güzel doldurdu. ![]() Bu iki resim üç gün önceden, ![]() Son resim ise düne ait, sarı sarı açmaya başladı, hanım pek sevdi, çiçeklenmesi kadifeler gibi uzun süre olursa seneye resimde komşu ile sınırımızdaki leylandinin altına da doldurabiliriz. ![]() |
|
|
|
|
|
#27 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Ben gaillardia - gayret çiçeğini bir tık daha sevdim, gazania gibi...Her iki çiçek tohumu etkinlikten geçen sene gelmiş ancak ekip büyütmeme rağmen ilk yıl çiçeklenmemişti. ![]() Canlı canlı renklerle pek bi şirin değil mi..Her iki çiçek te top gibi duruyor, sanki bir sepete dizilmişler gibi, her ikisi de kalıcı ve soğuğa dayanıklı. Coreopsise göre gayret çiçeği daha bodur. ![]() Gül sadece @ Güler Hn. da mı olacak. Bizim de güllerimiz var.. ![]() Asma gülümüz de.. ![]() ![]() |
|
|
|
|
|
#28 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Kalan resimleri ekliyeyim; Kavulca buğdaylarının sınırlarını belirlemek için koyduğum kiremitin içinden çıkan ota bakın. Azmin elinden bir şey kurtulmuyor. ![]() ![]() Tek tük sağda solda hala görülmeye devam eden yabani lupin çiçeklerimiz. ![]() |
|
|
|
|
|
#29 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Sırık domateslerle nasıl başa çıkacağımızın yolunu bulmuştuk ancak oturak domatesler sürüncemedeydi. Bu yıl arık başlarında yarım saat düşündükten sonra farklı iki yöntem uyguladım. İlk olarak kargıları yan yana beşer cm. arayla yatırdım ve birbirine sera ipiyle bağladım. Baş, orta ve son kısmına da daha uzunca bir kargıyı toprağa gömebilecek şekilde sabitledim. Sadece kargıya güvenmedim ve metal bir aparatı 'V' şekline toprağa iyice gömerek kargıları bunlara yine sera ipi yardımıyla sabitledim. Daha sonraki sırada ise kargı yerine sadece 'V' şeklinde toprağa gömdüğüm metal aparatları ve sera ipini kullandım. Sera ipini yine üçer beşer cm. arayla demirlere, toprağa paralel kalacak şekilde bağladım. 'V' nin ileride ayrılamaması için üstten diğer iplere dik gelecek şekilde birbirine bağladım yine. ![]() Alttaki yöntemi de geçen sene uygulamıştım, ancak daha az tuğla kullandığım ve domatesler çok büyüdükten sonra yaptığım için randımanlı olmamıştı. Bu yöntemde büyük kiremitleri domateslerin aralarına yerleştirdim ve deliklerinden kargılar geçirerek dalların yere değmemesini sağladım. ![]() Domateslere genel bakalım. ![]() |
|
|
|
|
|
#30 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,895
|
Hani domates fidesini iyice kök yapması daha güzel gelişmesi için üzerinde ceviz kadar meyveleri görününce sulamaya başlıyorduk ya, bu sene yağmurlardan dolayı yalan oldu bu. Hatta biberler için de benzerini söyleyen çiftçi gördüm bu sene; verdiği çarliston biber fidesi için "ilk dikimden sonra biraz büyüyünceye kadar sakın sulama, ondan sonra çok zarar vermez ama yine de ilk biberler görününceye kadar sulama yoksa biberleri daha küçük olur" demişti. Tabi bu kadar yağmur çamur nem oranını sürekli yüksek tutarken mantari hastalıklara da davetiye çıkarıyor. Geçen sene yaz yağmurları daha geç olmuştu ve yağmurlardan iki gün sonra patlıcanlarda sorun başlamıştı. Bu kez daha erken başlayıp daha uzun süren yağmurlar sonrası, aslında sonrası demeyelim, geçen hafta artık yağmurlar bitti deyip tüm bahçeyi sulandırılabilen kükürt ile ilaçlamıştım. Bir kaç kök sırık domatesin alt yapraklarında renk değişikliği, güllerin yapraklarında da kararmalar görünce sadece bu arkadaşlara ilave bakır attım. Bir de taze fasulyelerde görmedim deseniz olacak; barbunyalarda tek tük, kuru fasulyede daha fazla (fazla derken 100 kök varsa 10 unda anca) yoğun küçük siyah böceklenmeler gördük. Bu böcekler daha çok hasat döneminde görülürken bu kez bir iki karış boyunda faaliyete başlamışlar. Parmaklarımla bitkiden sıyırdığımda ezilerek simsiyah tortu bırakıyor. Önce üzerlerine sıvı deterjan-sıvı yağ sıktım, bir kaç gün sonra değişen bir şey olmadığını görünce acetamiprid içeren toz ilaç attım, bakalım nasıl olacak. Bu sene bahçemizde maksimum ekim alanını kullanmakla birlikte sanki daha az yorulup, etrafı daha derli toplu yapabildik. Traktörün çapası sonrası tarlada boşa çıkan alana mısır-ayçiçeği ektik ki yağmurlar yağmasa bunları firesiz çıkarmak zor olacaktı. Fasulye-barbunyaları geçen sene mevcut inşaat demirlerine paralel çektiğimiz sera iplerine sardırmıştım, bir kısmını da kargıya bağlamıştık. Bu sene tamamını iplere sardım, hep yukarı gideceklerine biraz da yanlara uzasınlar. Böyle daha iyi oldu; kargı bulacam, yere saplayacam, saplayamazsam demirle delik açacam derdi yok, hem daha düzenli gözüküyor. ![]() Dahliyalarda da demir-sera ipi kullandım bu kez. ![]() Bu sene dahliya çeşit sayısı da zirvede; buyukcicek.com dan 20 nin üzerinde çiçek aldık, aldıklarımızdan sadece bir kök açmadı ancak bozulmadı da saksının içinde, tutabilirsek seneye açar herhalde. Boy ve kafa çapı olarak en büyüklerini almamıza rağmen bahçenin farklı taraflarına ektiğimiz dahliyalar 50-60 cm. olunca baş vermeye başladılar. Ekim sonrası bir süre toprağın kuru kalması, ilk kez ektiğimiz yerlerde toprağın işlenmemiş olması buna sebep midir bilmiyorum ancak ilk çiçeklerimizi görmeye başladık. ![]() |
|
|
|
![]() |
|
|