agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Topraksız Tarım
(https)




Beğeni Düzeni1486Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 03-11-2013, 21:40   #91
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
01-02-03 Kasım 2013 3. parti

01-02-03 Kasım 2013 3. parti

Eklenen Resimler
     
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-11-2013, 23:48   #92
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Yeniden merhabalar,

Bugün fideleri ektiğimizin 13. günü. Son resimlerde konu mankeni(!) ile çekilmiş resimler bugüne ait. 13 günde marullardaki bu büyüme inanılması güç bir büyüme. İlgilenenler başa dönüp kıyaslama yapabilirler. İlk 4 günlük hiç büyümeme, kendini toparlamama durumları, doğru EC ölçümü ile 24 saatte kendini gösterdi. Toprağa ektiğimiz marulların resimlerini de yarın ekleyeceğim buraya mukayese yapılabilmesi adına.

Pompa sıkıntımızı giderip, düzgün sulama başladığından bugüne bir kaç gün içerisinde hemen tüm domates ve biberler çiçek açtılar. Ve onlar büyüdükçe benim seraya ayırdığım zaman da doğru orantılı olarak artıyor. İki ayrı ürün ekmenin iki ayrı çocuk gibi bakımları gerekiyor. Ayrı ayrı EC lerinin ölçümü, besin ya da su takviyesi, ph ölçümü vs. derken göz açıp kapayana kadar bir kaç saat geçmiş oluyor.

Bu arada EC kayıt programımızı biraz geliştirdik. İhtiyaçlarımız doğrultusunda. Ben ısıyı ve ölçtüğüm EC miktarını yazdığımda seçili olan ürüne göre kaç litre su takviyesi ya da kaç ml besin eriyiği vermemiz gerektiğini o söylüyor bize. Ve her ölçümü kayıt ediyor veri tabanına. Sera içini bugün düzene soktuğum için yarın gönül rahatlığıyla resimlerini çekip buraya koyabilirim. Ayıplarımızın bir çoğunu örttük, ortalıktan kablo karmaşasını kaldırdık.

Sipariş ettiğim elektronik parçalar geldiğinde de (sanırım salı günü gelir) ısı ve nem ölçme sorunundan kurtulacağız bunu da bilgisayara otomatik girdireceğiz. Bayağı bir araştırıyorum ve test de edeceğim, EC ölçümü kolay ama PH bayağı bir zor olacak, sensörünü kendim yapmaya çalışacağım. Bu aşamaları da kat edebilirsek, burada uygun bir dozaj pompası bulamadım, Çin'den getirtmeyi düşündüğüm amatör işlerde kullanılan gayet de fiyatı uygun dozaj pompasıyla ölçülen ve karar verilen miktarda besin eriyiklerini ya da suyu sisteme bilgisayar aracılığıyla yaptıracağız. Tabi bunlar bir süreç içinde olacak ve ben bunları buradan paylaşmaktan zevk duyacağım.

Bu mahsülde değil ama bir sonraki marul ekimi ile birlikte bir deney yapacağız. Buradan ve araştırmalarımızdan edindiğimiz bilgiler ışığında bitkinin alması gereken besin eriyikleri bir süre sonra kullanılmaz hale geliyor ve değiştirilmesi gerekiyor. Sebebi içerisinde eksilen madde miktarının bilinememesi ve bunun tespitinin labaratuvarlardaki ücretinin yüksek olması. Tabi bu da çevre kirliliğini ve maliyeti artıran bir unsur. Eğer şu ana kadarki yapmış olduğumuz araştırmalar sonuç verirse ve biz de bunu serada test ederde istediğimiz sonuçlara ulaşırsak, YSA (Yapay Sinir Ağı) sistemiyle bu soruna bir çözüm getirmeye çalışacağız. Yani herkesin anlayacağı dilde söylemek gerekirse, testlerimiz sonucunda oluşan değerler ve sonuçları YSA'ya öğretilecek (diğer bir anlamla bilgisayara öğretilecek) ve bu besin eriyiği içerisinde bulunan maddelerden hangisinin eksildiğini ve ne oranda eksildiğini tespit etmeye çalışacağız. Eğer bunu labaratuvara yakın değerlerde başarabilirsek (ümit ediyoruz) bu suyu dökme yerine kullanmaya devam edebileceğiz. Tabi bunu başarabilmemiz için öncelikle Ar-Ge ye destek verebilecek bir labaratuvarı bulmamız gerekiyor. Bu hafta girişimlerini yapacağız nasipse...

Topraksız tarım mucize gibi bir şey. Özellikle toprağı olmayanlar, toprağı verimsiz olanlar ya da hava, su şartlarından dolayı ekim zorluğu olan alanlarla ilgili. Ancak hiç de kolay bir sistem değil. Bu konu öyle oradan buradan okumakla da olmuyor. Bizzat içinde yaşamak gerekiyor. İşi ciddiye almadığınız zaman ya da yanlış bir uygulama yaptığınız zaman, elektronik devre gibi duruyor sistem. Ciddiyetle, uzmanca yaklaşımla ve zaman ayırarak oluyor bu iş. Toprağa ekilen çiçek gibi arada bir hatırlanacak bir iş değil. Ya otomasyon ya da otomasyonun yaptığı her şeyi siz kontrol ederek düzgün bir verim alabilirsiniz. Bu işin amatörünün olmadığını düşünüyorum. Zaten cesaret eden ve başlayan ister istemez yarı profesyonel oluyor.

Ufaktan başlayıp bir de bakıyorsunuz bir sürü alet-edevatınız olmuş. Yetmiyor ve her defasında bir eksiklik daha çıkıyor.

Örnek vermek gerekirse:

1- EC metre
2- PH metre
3- Güzel bir devirdaim pompası
4- Damlama sulama boru ve edevatları
5- Ya kendinizin yapacağı ya da uygun bir kasa alıp iyi bir drenaj sistemi (perlit vs. gibi ekimler için) ya da akansu kültürü için PVC boru vs.
6- Su deposu
8- Termometre
9- Nem ölçer
10- Besin Eriyiği
11- 50 ml enjektör
12- Sürfürik Asit (PH düşürmek için)
13- Sodyum Hidroksit (PH yükseltmek için)
14- Zamanlama saati (sulama için)

bu yazdıklarım olmazsa olmaz şeyler. Bunlardan birinin bile eksikliği kabul edilemez. Sistem çalışmaz mı? Çalışır. Topraksız tarım olmaz mı? Olur. Ama bu bir hevesle eve süs köpeği almaya benzer. Eğer zaman ayırıp iyice eğitmezseniz bir zaman sonra neşe yerini kedere bırakmakla kalmaz, kurtulmanın çareleri aranır ve ağzına kadar dolmuş hayvan barınakları aranır duruma gelinir.

Buraya yazmayı unuttuğum şeyler de vardır elbet maddeler içerisinde. Ama yukarıdaki 14 maddeyi maddiyata dökseniz 400-600 TL arası tutar. (Para tutan kısmı EC,PH metre, Pompa, Isı-Nem ölçer, Zamanlama Saati). Asıl sorun bu işe zaman ayırıp ayırmamanızda. Ayırdığınız da ne mi oluyor? İnsan uğraşırken, izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyor ve son üç resimdeki mutluluğu yaşayabiliyor.

Müsait yeri olup sera yapmayı düşünenler ilave olarak profil, boru ve sera naylonunu içine katmalılar. Tabi yaptırılacaksa bir de işçilik ücreti.

Asıl soru şu? Herkes yapabilir mi?
Birkaç resim gördükten sonra heveslenen arkadaşlar forumda önüne gelen başlığı okumazlarsa EVET. Özellikle de daha işin en başında besin eriyiği formüllerine takılıp kalanlar. Türkiye gibi (hoş bu konu dünya istatistiklerinde de böyle) matematik, kimya, biyoloji gibi öcü görünen ve büyük bir kısmımızın sorunlu olduğu bu konu başlıklarda dolaşmaya başladığınız an gözünüz korkar, içiniz daralır, yok bu benim yiyeceğim bir halt değil dersiniz. Kaldı ki bir zaman ben de demiş bulundum.

Eğer birkaç yüz metre ya da dönümlerce arazide bu uygulamayı yapmayı düşünmüyorsanız ki, foruma gelip dolaşanların büyük çoğunluğu bu işi ticari düşünmüyor ve hobi amaçlı düşünüyor, 10 tl ye alacağınız besin eriyiğiyle matematik, kimya, biyoloji, tartı, ölçü, nereden bulurum derdinden kurtulacağınız gibi size işin zevkini tatmak kalır.

İçinde heves beliren, bende yapsam mı diyen arkadaşlara tavsiyem YAPIN. Yapın ama ÖCÜ başlıklardan (en azından 1 yıl ) uzak durun. Her şeyi değil hoşunuza giden bir bilemediniz iki ürün ekin. O ürünü yetiştirirken bile hayatınız boyunca ilgi duymadığınız neler öğreneceksiniz ve hemde zevkle.

Ve bu işe karar verdiğiniz anda amatörlüğünüz bitiyor yarı profesyonel oluyorsunuz, o yüzden amatör gibi davranıp aç gözlülük yapmayın. Unutmayın! Bu iş yorulmak için değil, yorgunluk atmak için yapılıyor. Stres olmak için değil, stres atmak için yapılıyor.

Yapı itibariyle ben geç öğrenen birisiyim. Hele ki içinde ÖCÜ'ler varsa. Ama öğrendiğim bir şeyi iyi aktarırım. Çok öcüyse öğrenir, program yazarım sonra unuturum. Lazım olduğunda açar o programı kullanırım.

Serada yaşanan tecrübeler:

1- İster istemez işin içine elektrik giriyor. Ve ister istemez Besin eriyiği. Ne alakası var Demeyin! Zira su gibi durduğuna bakmayın, besin eriyiği eklenmiş suyun elektrik iletkenliği çok yüksek. Bugün bir aksilik yüzünden pompadan çıkan su hortum aracılığıyla yere ve tam da pompanın üçlü pirizinin üzerine. Koşup durdurmayı düşünmeye bile fırsat kalmadan sigorta attı. İyi bir ders oldu. Erteleyip durduğumuz elektrik aksamına biraz da olsa çeki, düzen verdik. Ama artık yerden yüksekte kablo kanalıyla yapacağız bu hafta itibariyle. Zira hem toprakta değiliz zemin beton, hemde sera metal. Şakaya gelmiyormuş, öğrendik.

2- Köpük bardaklar içerisine perlit koyarak (köpük bardakların altı ve yanlarına delik açtık) fideyi içerisine suya değecek şekilde koymuştuk. Su borusu dengesiz ve ön arka arasında farklılık var. Mahsül sonuna kadar da giderilmeyecek, sonra sehpayı yeniden tecrübeye göre yapacağız. Resimlerde de göreceğiniz üzere her boruya A,B,C,D diye ve her borunun ürünlerine 1,2,3...15 diye rakamlar yazdık. Ürünlerin büyümelerini izlemek için. Farklı yerlerdeki ürünlerden 3-4 adedinde büyüme yavaşlığı gördük. Baktık ki diğerleri gibi suya kök indirememişler. Perlitini boşaltıp altını komple kestik. Yaprakları fide zamanından büyük olduğu için yapraklar bardağın ağzından destek alarak sadece kökü suya değecek şekilde ayarladık. Resimlere bakarsanız A sırasında 1 ve 2 no'lu ve D sırasında 2 no'lu marullarda 48 saatte inanılmaz büyüme gördük. Bugün kontrol ettik bayağı bir kök salmışlar suya.

3- Bardağı yanlarından 4 çizgi şeklinde havya ile kesmiştim. Altlarını da yine havya ile 6-8 delik delmiştim. Bu 4 sayısının az geldiğini düşünüyorum. Hatta bir sonraki ekime, hidroponic için üretilmiş saksıları düşünüyorum.

4- Perlit konusunda bayağı şikayeti olanlar vardı. Ben herhangi bir olumsuzluk yaşamadım. Bardağa koyacağım perlitleri, akvaryum kepçesinden süzerek, suyla yıkayarak küçük parçalarından ayırdım. Daha iri perlitleri kullandım. Depoya şu ana kadar gelen perlit parçacığına rastlamadım.

5- Gündüzleri hala hava çok sıcak oluğundan içeride vantilatör çalıştırmaya devam ediyorum.

6- Bugün marullar gün boyu su tükettiler. Yaklaşık 7.5 lt. Çok az bir besin tüketimleri oldu.

7- Elimde 2 mt 110'luk bir boru mevcut. Bugün onların deliklerini deldim. 2 domates ve 4 biber fidanını bu boruya ekeceğim. Perlitte mevcutlar. Aynı suyla bunları da akan su kültürüyle deneyeceğim. Yarından itibaren gelişimlerini birlikte buradan gözleriz.

8- Domateslerden konu açılmışken, inanılmaz besin tüketiyorlar. Akşam 19'da son sulamadan sonra EC'sini tamamlıyorum, ertesi gün son sulamadan sonra yeniden ölçüyorum ve verdiğim besinin yarıdan fazlası gitmiş. 2 gündür üst üste 250 ml A ve B besini koyuyorum depoya. Bu arada deposu resimlerden de göreceğiniz üzere plastik sebze kasası içerisine naylon çekerek oluşturduğum bir depo. Tahminim 30-40 lt var içerisinde. Hatta hata mı yapıyorum diye birkaç kez ölçtüm.Sonuç doğru. Eksilen suyu tamamlayıp EC sini ölçüp, çıkan sonuca göre ml olarak depoyu besinle tamamlıyorum. Ayrıca 2.5 litre de su tüketmişler bugün.

9- Son resim topraksız tarım denemelerimizin hor görülen garibi Taze Soğan. Sıskadan ekmiştim. Sebze kasasına perlit dökerek ekimini yaptığım ilk deneme. Günlerce boy vermedi. Su döktüm, besin eriyiği verdim, güneşe koydum, gölgeye koydum, olmadı olmadı. Dedim ya hor görülen garibi diye. Çünkü sulamayı unuttuk, fazla su verdik, fazla besin eriyiği verdik, vermeyi unuttuk vs. vs. vs. bir sürü hatalar yaptık. Buna rağmen, Aşık Veysel'in dediği gibi "... Bir tohum verdim, dört bostan verdi..." bostanımızı verdi. Bunlar viyol içerisine ektiklerimdi. Fazla büyümediler. Bugün hepsini söküp bir güzel yedik.

İlginç bir tecrübe, soğanın büyümemesi üzerine bir kıskayı çıkartıp bakmıştım bayağı bir kök var ama büyümüyor. Yeni fark ettim ki büyümenin hızlanması, soğan kökünün kasa dibine deymesinden sonra başlaması. Tesadüf mü bilmiyorum ama kasanın dibine kökler deyene kadar boy uzaması çok yavaş, deydikten sonra çok hızlı oldu. Bu arada kasaya 30 cm yüksekliğinde perlit dökmüştüm. Kökün tabana değmesi konusunda bilgisi, tecrübesi olan varsa ve açıklarsa buradan sevinirim.

Bugünlük bu kadar.
Saygı ve sevgilerle...

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-11-2013, 10:48   #93
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Önemli! Bilgi ve Yardımınıza ihtiyacım var!

Hayırlı günler,

Bugün dikkatimi çeken ve sorun olduğunu düşündüğüm resimleri aşağıda paylaşıyorum.

1. Resim EC-PH ölçümleri, tabloya bakıldığında günlük besin ve su tüketimi mevcut normal olup olmadığını bilemiyorum

2-3-4-5-6. resimler (marul resimleri) birkaç marulda tespit ettiğim şekil bozukluğu. Sanki yaprakları farklı kıvrılıyor ve iki adet marul varmış gibi. Kök resimleri gayet sağlıklı. Bu 5-6 marulda mevcut ve buna doğru bir eğilim var.

Bugün akşam seranın kapısını tam kapatmışım, sanırım terleme olmuş içeride ve marullar üzerine de damlamış. Ama farklı olan marul çeşidine baktığınızda sanki kabarmalar var. Bu bugünden önce de vardı ama bugün bayağı bir hissettiriyor kendini.

Aynı şey diğer cins marullarda da mevcut. Bugün hariç herhangi bir damlama olmamıştı bugüne kadar.

7-8-9. resimler domatesle ilgili.

7 ve 8 . resimlerde kökten yaklaşık 5 cm lik kısmı kahverengi ve bir kaç mm incelmiş. Aslında bu fideleri aldığımda birkaç tanesinde vardı. 9. resimde bu yok örneğin.

Sorular:

1- Sulama kazığı çok mu yakın? Uzaklığı ne olmalı. (08:00-19 :00 arası 45 dakikada 15 dakika sulama yapılıyor. Motor durduğunda drenaj suyu 2 dakika içinde boşalıyor.)

2- Fideleri iplere bağlamadım. Bağlanma zamanı var mıdır ? Sanırım bağlama zamanını erkene almam gerekecek zira perlitin direme gücü yok denecek kadar az.

Bilgi verecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.

Eklenen Resimler
     
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-11-2013, 10:50   #94
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
resimlerin devamı

resimlerin devamı

Eklenen Resimler
     
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2013, 20:10   #95
Ağaç Dostu
 
Adalet Yağcı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-06-2008
Şehir: MERSİN
Mesajlar: 11,099
Galeri: 260
Topraksız tarım denemeniz hayırlı olsun Levent bey.
Seranız çok güzel olmuş, iki boru uzatacak kadar yeriniz var daha.

Marullardaki gelişim sahiden inanılmaz, bu kadar çabuk büyüdüklerine şahit olmamıştım.
Kök kısmında beliren, sizin sorun olarak gördüğünüz, yaprakların aksi yöne kıvrılması, iki kök var gibi görülmesi normal diye düşünüyorum.
Toprağa diktiğimizde de bu tarzda oluşumlara rastladım.

Son yüklediğiniz mesajdaki domates fidesi(2. foto) sanki kök çürüklüğü yaşıyor gibi.
Belki de fotoğraf yanıltıyor beni, diğerlerinin de kök kısımları koyu renk ama gövde ve kökler sağlam görünüyor.
2. fotodaki ise kök kısım rengi değişmiş ve zayıflamış sanki.

Azminizi, emeğinizi kutluyorum, başarılar diliyorum.

leventali beğendi.
Adalet Yağcı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2013, 21:01   #96
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
05-Kasım-2013 resimler

önce resimler sonra yorumlar

Eklenen Resimler
     
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2013, 21:03   #97
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
06-Kasım-2013 resimler -1

06-Kasım-2013 resimler -1

Eklenen Resimler
     
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2013, 21:05   #98
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
06-Kasım-2013 resimler-2

06-Kasım-2013 resimler-2

Eklenen Resimler
     
SambaMustafa beğendi.
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2013, 21:07   #99
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
06-Kasım-2013 resimler-3

06-Kasım-2013 resimler-3

Eklenen Resimler
   
SambaMustafa beğendi.
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2013, 22:03   #100
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Yeniden merhabalar,
Marullarımızın, domates ve biberlerimizin günlük resimleri. En sondaki toprakta ekilen marullar, hidroponic sistemden bir gün sonra toprağa dikildi. İki ayrı resim var ön bahçe ve arka bahçe.

Topraklı ve topraksız arasındaki ilginç fark gözler önünde. Elbette lezzet kıyaslaması da yapılacak ve buraya yazılacak.

Lütfen yetiştirenler bilgi verirse sevinirim. Marullar 18. günü buldu. 1.2 EC devam ediyordum. Sitede daha önce ekenleri okuyorum 2 EC, 2.4 EC ye çıkan bile mevcut. Kaynak taraması yaptım, 1.2 ile 2.2 arasında. Değişik dönemlerde oynanıyor.

Bende sistem EC'sini (yani marul sabit EC sini) dün gece itibariyle 1.4'e çıkardım. İki gündür su tüketimi de EC tüketimi de arttı. 10 gün içerisinde gün gün yavaş yavaş EC'yi artırmayı düşünüyorum. Gerçi gelişimleri gayet iyi. Ama sanki büyümelerinde bir duraklama oldu. Çok belirli olmuyor ama bugün sanki biraz daha kendindelerdi.

Sudaki oksijeni artırmak için pompa düzeneğini değiştirdim. İki kanal pompaydı. Birini sulamaya diğerini de suyu yukarıdan depoya düşürerek oksijen sağlamaya ayırdım.

Bir de burası önemli, daha önceki sistemde her bir kanal 2 boruyu besliyordu ve çok hızlı akıyordu. EC tüketimleri gayet düşüktü. Günlük 20-30 ml civarında. Yeni sistemde damlama spagatti borusu diye anılan 3 mm'lik boruyu, damlama borusuna bağlayarak suyu tek kanaldan 4 boruya dağıttım. Dolayısıyla su daha yavaş akmaya başladı. Yani akıntı daha yavaş. Öyle ki pompayı durdurduğumda fazla bir su gelmiyor borulardan. EC tüketimi 100-130 ml ye yükseldi. Oysa eski sistemde neredeyse 50-60 lt su boşalıyordu depoya pompayı durdurduğumda.

Bir de iki gündür güneş çok keskin ve yakıcı görünmediği için jütü aşağı indirdim.

Şimdi burada şöyle bir durum var. İki değişikliği de aynı gün yaptığımdan dolayı çok da kesin sonuçlar olmayacak:

1- EC değeri 1.4'e çıkartıltıktan sonra beslenmeye hız verdiler ve EC tüketimleri arttı.
2- Su akıntısı yavaş olduğundan beslenmeyi daha rahat yapabiliyorlar.
3- %50'lik jüt ışık eksikliği yaratıyor besin almaları yavaşlıyor. jüt kalkınca beslenme hızlandı.
4- Her üçünün de etkisi olabilir.

Gelişimleri gayet iyi gidiyordu ise bu değişikliklerin nedeni nedir diye sorabilirsiniz. Daha önce de sormuştum, EC 1.2 başlayıp hasada kadar 1.2 mi gideceğiz diye. Kimse cevap vermedi. Araştırmalarımda da ne ararsanız var. Dün yurtdışı bir kaç kaynaktan detaylı anlatımları okuduğumda fidenin ilk ekim ve gelişim sürecinde 1.2 ile başlıyorlar ve bitki büyümesine göre 4 ayrı aşamaya kadar getiriyorlar EC'yi. Bu aşamalarda EC miktarlarını marulun cinsine göre belirlediklerini belirtiyorlar. 1.2 ile 2.2 ve hatta 2.4. Besin eriyi formüllerini de vermişler. Şu an öğrenmeye zaman ayırmayı düşünmediğim için o bölümle ilgilenmedim. Ancak, bir gelişme durgunluğu hissettim, eski hızlarında büyümüyorlardı. Duraklama dönemine girdiler. Ve 1.2'den 1.4 de çıkarmaya karar verdim. 130 ml besin eriyiği tüketmişler bugün. Bende şaşırdım.

Bu besin tüketiminin nedeni yapmış olduğum pompa düzeneği değişikliği de olabilir. Depodaki su yeniden depodaki suya yukarıdan dökülüyor. Acaba herhangi bir kimyasal bu esnada uçup, EC değerini mi düşürüyor?

Bu konularda yorum yapacak arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.

Bu arada soru sormak isteyen arkadaşlardan ricam, özelden mesaj atmak yerine buraya direk yazarlarsa, konuyu okuyan arkadaşlara da bir faydamız olur, belki bizim yanlış bildiğimiz bir hususu buradan bilgili bir arkadaş düzeltebilir ve daha uygun olur kanısındayım. Bu mesajım bana özelden mesaj atmayın anlamında değildir lütfen doğru anlaşılsın.

Çok sık ölçüm yapıyorum. Bazan günde 4-5 kez. Bunun ne derece doğru olduğunu bilemiyorum. Yani bu ölçümlerde su eksilmelerini tamamlıyor, EC eksilmelerini besinle tamamlıyor PH yükselmişse düşürüyorum. Bunun sık yapılmasının doğru olup olmadığı konusunda emin değil ama bazı kaynaklar EC değişikliklerini bitkiye hissettirmeyin anlamında açıklamalar yapmışlar. Yani EC sık değişiklik gösteriyorsa sık kontrol edilmesini, yavaş hareket ediyorsa seyrek kontrol ve tamamlama yapılmasını öneriyor. Okuduğum kaynakların bir çoğu yabancı. Marul ile ilgili olanlardan önemli gördüğüm bölümlerini ve kaynağın kendisini toplu olarak bir süre sonra buradan yayınlayacağım.

Ne yazık ki her konuda olduğu gibi bu konuda da bir tarama yaptığınızda binlerce belki on binlerce yabancı kaynak bulabiliyorsunuz, yerli kaynaklar ise birkaç profesörün kitaplarında kalmış.

Sadece bu yüzden bile Agaçlar.Net'i kuranlar, bu güne getirenler, amatörce gibi yapılan ki bana kalırsa bir çoğu son derece profesyonel, çalışmaları yapanlar Türk tarım tarihinde önemli bir yere sahip olacaklardır.

Çok sık ölçüm yapıyorsanız ölçü aletlerinizin dijital olmasında fayda var. PH metreyi dijital sipariş ettim. Hediye geleceği için marka modelini bilmiyorum.

EC metreyi Kudret Bey'den getirtmiştim. Analog. Son derece kullanışlı. El emeği, göz nuru. Ellerine sağlık. Bir üst modelini, değerleri dijital olarak veren, bekliyoruz. Birden fazla farklı besin deposu ölçümleri sık yapıldığında bayağı zorlanıyor insan. Ama dijitalleri bile arada bir doğruluğunu kontrol etmek için edinilmesi gerek bir cihaz olduğu kanısındayım.

Saygı ve sevgilerle...

SambaMustafa beğendi.
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2013, 22:05   #101
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
İyi dilekleriniz ve bilgilendirmeniz için teşekkür ederim Adalet Hanım.

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-11-2013, 18:28   #102
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
08-11-2013 Resimler-1

08-11-2013 Resimler-1

Önce resimler sonra yorumlar...

Eklenen Resimler
     
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-11-2013, 18:29   #103
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
08-11-2013 Resimler-2

08-11-2013 Resimler-2

Eklenen Resimler
   
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-11-2013, 18:46   #104
/
 
Giriş Tarihi: 29-03-2007
Şehir: Usa
Mesajlar: 98
Eklemek istediğim bir konu var. Gece gündüz sıcaklık farkları bulunduğum bölgede 30 dereceyi geçtiği günler oluyor. harika bir seraya sahip değilim ve harika bir ısıtma sistemi kullanmayacağım. fakat bu bitkideki stresi engellemek için bir denemem olacak. bakteri desteği yarayışlı bakteri olarak bilinen bir çok bakteri var bunlardan biri trichoderma hazelnut olarak arama motorlarına geniş araştırma yapabilirsiniz.
aslında bu bakteriler senelerce topraklardan izole edildi ve topraklı tarımda kullanıldı ( aslında kullanılmış) ama hydroponicde de kullanıldığı köklenmeyi arttırdığı destek sağladığı besin alınımını hızlandırdığı yazıyor internette fakat kafamdaki tek soru bunu solüsyonda kullandığımızda mevcut ec ve phı etkileceğinden durum nasıl olur.benim kullanma tarzım. aslında thrikoderma ve mikozira mantarları birlikte kullanıldığında tek seferlik olarak mikoriza içerden trikoderma dışardan sağlam ( kök içinden ve kök etrafından ) bir destek oluyormuş gözle görmedim bu sene göreceğimi umuyorum.

Tam bir çözüm sunamadım ama bu konuda araştırma yapabilir ve denemeler yapabilirsiniz. ben elimden geldiğince durumları paylaşmaya devam edeceğim.. Saygılarımla ..

merdefe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-11-2013, 18:55   #105
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Resimler bugüne ait. Marullarımız da, domateslerimiz de, biberlerimiz de gayet güzel büyüyorlar. Son resimde domates ve biberlerimizin ilk çiçekten meyveye dönüşmüş hali. Muhteşem görünüyorlar.

Tüm gün su tüketmişler yine. Hava sıcaklığı eskiye oranla düşük. 3-4 gündür vantilatör çalıştırmıyorum. 25 yer yer 30'a çıktığı oluyor içerisinin. Ancak kapı ve arka pencere sürekli açık. Gece de gündüz de. Gece sıcaklığı 15 derecelerde.

Daha önce de bahsetmiştim. Bulamadığımdan 3 mm'lik damlatma kazığı kullandım domates ve biberlere. Sürekli tıkanıyorlar. Yarın Adana'da Tarım fuarına katılacağım. Bulabilirsem 5 ve 7 mm'liklerinden de alacağım.

Domateslerin sulama rejimini 2 gündür 45 dakikada bir 5 dakikaya indirmiştim. Sebebi biberlerle aynı kasadalar. Biberler sanırım fazla sulamayı sevmiyor. Özellikle drenajın sağlandığı yerde ister istemez daha fazla ıslaklık oluyor demek ki drenaj bitene kadar. Orada iki biber fidesi ekili. Onların kazıklarını çıkardım. Sebebi yaprakları aşağıya doğru inmişti. Şimdi gayet iyiler.

İlginçtir. Marullar akşam saat 18, 19'dan sonra EC tüketiyorlar. Gündüzleri su tüketiyorlar. Biraz önce EC'lerini ölçtüm biraz düşmüş. 3-4 saat sonra yeniden ölçeceğim. Kayıtlara baktığım zaman bunu görebiliyorum. Akşamları EC tüketimi yapıyorlar.

Bunun birkaç nedeni olabilir.
- Isının o saatlerden sonra düşmesi,
- Işık meselesi

İncelemeye değer. Bir sonraki üründe kayıtlar daha sık ve otomatik yapılacağı için deneylerimizi yorumlamada biraz daha rahat davranabiliriz düşüncesindeyim.

Tecrübeler:

1- Marulları ektiğim boruların aralıkları 20 cm idi. Bu ölçü kıvırcık marul türleri için uygun bir ölçü değil. Yapraklar bir birine girmeye başladı. 25-30 civarında olmalı. Hatta 30 diyebiliriz.

2- 110'luk boru kullanmıştım. Bir daha ki ürün ekiminde 75'lik borulardan da kullanacağım. Sanki bu boru çapı biraz fazla gibi (marullar için). Kıyaslamayı o zaman daha rahat yapabiliriz.

Bu günkü tecrübeler bu kadar.

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-11-2013, 19:03   #106
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Teşekkür ederim Sayın Merdefe. Bugün seranızı anneme gösterdim. Çok beğendi. Bayağı bir dua aldınız. Dilerim her şey gönlünüzce olur, güzel ürünler çıkartır ve Türk tarımına örnek teşkil edersiniz. Dualarımız siz ve sizin gibi, mesleğinin icrasını yapmaya cesaret bulan kişilerin üzerinedir.

Yıllarca ziraat mühendisleri bu topluma yük gibi görüldü. Aklınıza gelecek her mesleği icra etmek zorunda kaldılar. Ama bugün görülüyor ki, ziraat mühendisliği Türk tarımının geleceğini teminat altına alıyor. Cesaretiniz diğer mühendis arkadaşlara örnek olsun.

Yaşayacağınız tüm zorluklarda Hak yanınızda olsun..

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-11-2013, 00:02   #107
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Gözlemim bugün de doğru çıktı. Biraz önce Saat 00:10'da yaptığım ölçümde marul tankında hem su hemde EC azalması oldu. 200 ml A ve B eklenerek sabit tuttuğumuz 1.4'e ayarlandı. Yaklaşık 2.5 litre de su eksilmiş. Yine besin tüketimi akşam 5'ten sonra artmış. Bu konuya açıklık getirebilecek bir arkadaşımız olursa ne iyi olur.

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-11-2013, 19:50   #108
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
09-11-2013 resimler-1

09-11-2013 resimler-1

Geleneği bozmayalım ve önce resimler sonra yorumlar.
Bugün sabah çekilen marul resimlerimiz. Diğer cins marullar çok büyüdüğünden yerleri değiştirildi. Ne garip "Yerleri değiştirildi!".

Name:  aaa_01.jpg
Views: 3786
Size:  61.0 KB

Name:  aaa_02.jpg
Views: 3860
Size:  69.5 KB

Name:  aaa_03.jpg
Views: 3649
Size:  69.8 KB

Name:  aaa_04.jpg
Views: 5041
Size:  69.0 KB


Öğleden sonra Adana Tarım Fuarına gittim. Buradan da bir kaç kare ekleyelim ve fuar konusundaki yorumlarımızı da sona bırakalım.
Name:  aaa_07.jpg
Views: 3842
Size:  71.5 KB

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-11-2013, 19:56   #109
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
09-11-2013 resimler-2

09-11-2013 resimler-2

Çocukları unutmamışlar!

Name:  aaa_08.jpg
Views: 3486
Size:  45.9 KB

Name:  aaa_09.jpg
Views: 3542
Size:  45.5 KB

Köylü kızlarımızı ve keçilerimizi de...
Name:  aaa_10.jpg
Views: 3503
Size:  39.4 KB

Name:  aaa_11.jpg
Views: 3575
Size:  70.8 KB

Tayfun Talipoğlu'yla resim çektirmek de kısmet oldu.
Name:  aaa_12.jpg
Views: 3475
Size:  51.9 KB

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-11-2013, 20:04   #110
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
09-11-2013 resimler-3

Fuardan aldığımız bağlama ipi ile (4-5 mm boru şeklinde yumuşak bir plastik) domateslerimizi askıya aldık.

Name:  aaa_13.jpg
Views: 5988
Size:  70.8 KB

Sera yeni yeni şeyler görüyor, biz de yeni yeni şeyler öğreniyoruz. İsmini bilmiyorum ama ip bağlama aparatı. Hayır böyle bağlanıp bağlanmadığını da bilmiyorum. Denedik gayet güzel oldu. Seranın üst borularını tutan iki vida arasına tel çekip, bu aparatı da tele astık.
Name:  aaa_14.jpg
Views: 4541
Size:  38.3 KB

Nazarlık ilk domatesimizi konu mankeni yaparak, sera klipsi (bunun ismini öğrendim) ile gövdeden bağladık.
Name:  aaa_16.jpg
Views: 3712
Size:  73.5 KB

Depomuzdaki suyu borulara aktaran düzeneği biraz değiştirdik. Böyle daha rahatlar. Ancak çok küçük damla halinde de olsa sızıntı mevcut spagettilerin bağlandığı yerden. Bugün fuarda bulurum ümidiyle gitmiştim ama neyse yorum sona...
Name:  aaa_17.jpg
Views: 3921
Size:  45.2 KB

Seranın bir eksiği daha giderildi. Fuarda dağıtıyorlardı, birkaç tane aldık. Atamızın resmi de eksik olmasın dedik.
Name:  aaa_18.jpg
Views: 3507
Size:  70.9 KB

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-11-2013, 21:28   #111
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
09-11-2013 yorumlarımız...

Ürünlerimizin keyfi yerinde. Marullar akşama kadar 5 litre su tüketmişler ekledik. EC ölçük bayağı tüketmişler. Sistem EC miz olan 1.4'e tamamlamak için 300 ml A ve B besin eriyiği ekledik. Karıştırıp bir 5 dakika sonra yeniden ölçtük ve 100 ml A ve B ekleyerek 1.4'e ulaştırdık. PH 7'ye yükselmişti, 2 ml Sürfirik Asit ekleyerek PH'ı da 6.5 e çektik.

400 ml besin eriyiği eksilmesi bana biraz fazla gibi geldi. 20 gündür başladığından beri komple su değişimi yapmadım. Aslında bugün düşünüyordum ama hafta sonuna bıraktım. bundan olabilir mi acaba. Yorumu olan olursa sevinirim.

Burada ilginç bir tecrübeyi paylaşmak istiyorum. Suyu tamamlıyorum. EC yi ölçüyorum. Gereken miktarı zaten yaptığım program bana söylüyor. Çok yüksek çıktığı durumlarda iki kez kontrol ediyorum yine de doğru çıkıyor.

Buraya kadar her şey normal. Besin eriyiğini döküp bayağı bir karıştırdıktan sonra EC'yi ölçüyorum ya çok yüksek çıkıyor, ya da düşük. Karıştırıp 5-10 dakika bekledikten sonra yeniden karıştırıp ölçüyorum EC miktarı tam çıkıyor. Sanırım maddelerin sudaki karışımı bir miktar zaman alıyor. Bunu bir hafta önce fark etmiştim o günden beri karışımı ekledikten sonra bir iyice karıştırıp, 5-10 dakika bekleyip öyle ölçüyorum.

Bugün yine denemek için karıştırdıktan sonra beklemeden ölçtüm 1 EC düşük çıktı. 10 dakika bekledim ölçtüm 1 EC yükselerek tam geldi.

Bu konuyu da aydınlatmak isteyen olursa sevinirim.

Domatesler çok az bir EC tüketmemiş. 2.5 litre su ekledim. Domateslerin sistem EC si 1.5. Bir hafta daha bu şekilde gitmesini planlıyorum.

Gelelim fuarla ilgili görüşlerimize:

Nedense hiç hüsrana uğramadım! Yaklaşık 10 yıldır fuarlara gitmiyordum pek bir şey değişmemiş fuarcılık anlayışımızda. Hakkını yememek lazım ilerlemeler olmuş. Bolca dönerci, peynirci, kolonyacı, ekmek arası ne ararsanız...

Fuara katılan traktör firmalarını kaldırsanız, ha bir de kravatlı çiftçiler için getirilen cipleri, Adana'nın büyük caddelerini gezerken göreceğiniz şeylerin daha azını görürsünüz. Hayır dışarısı böyle içerinin yarısı da böyle.

Mesela bir tane seracı yoktu. Vardı ise de bir sürü işinin içinde sera da yapıyorlarsa ben fark edemedim. Topraksız tarımın T'si bile yoktu. Ha bir ümit bir şeyler bulurum umudunun kırıntıları vardı ama nafile.

Üç beş tane damlama sulama firması vardı. Vallahi de billahi de benim yukarıda damda daha fazla sergileyeceğim şey var. Benim serayı kapıp fuara götürsem izlenme rekorları kırar. Soruyorum:
- spagetti hortumu, damlatma kazığı...
- Hepsi var abi, ama işyerinde.
- Anlıyorum fuar satış alanı değil de teşhir alanı arkadaş bunlardan niye getirmediniz?
- Abi ıvır zıvır zor oluyor, broşürde hepsi var.

Alıyorum broşürü eviriyorum, çeviriyorum (iki dal zaten) yok.
Soruyorum:
- Saydıklarınız burada yok?
- Abi o eski broşür, yenisi yetişmedi ama ne isterseniz hepsi var.

Sanırım 300 m2 bir yerdeler. Duvarlarında kocaman resimler, ortada bir masa, masada üç beş kağıt...

Hakkını yememek lazım bir konunun. Otomobil fuarında olmayan kadar güzel stant mankenleri vardı. Yurdum insanı işte... Soru uzamış ki, karısı çekiştirip duruyor, bir kaç dakika sonra patlayacak saatli bomba durumuna gelmiş, adam hala fidanlar hakkında soru sormaya devam ediyor 1.80'lik fidana! Sonra bir daha karşılaşmadım o aileyle fuarda

Dedim ya yurdum insanı, kimisine de baktım, gerçekten ihtiyacı var, soru soracak, fidanlarla ilgili, kafasını bir o tarafa bir bu tarafa bakıştırıp duruyor ki, anlatacak erkek bir stant görevlisi var mı diye. Kılığı, kıyafeti tam tarım fuarına yakışır babanın. Tüm sülieti bağırıyor "Ben çiftçiyim, ben çiftçiyim" diye ama, koymuşlar 1.80 mankeni, asıl görevliler ortaya kurdukları masada koyu sohbetteler.

Yardım ettik tabi babaya. Zeytin bahçesi varmış. Ceviz ekecekmiş yanına. Gel babacım deyip, oturanların sohbetlerini bozarak, "Kardeşim neden babayla ilgilenmiyorsunuz?"diye biraz da sitem ederek babayı 1.80'den kurtardık. 1.80'likle tebessüm eşliğinde oradan ayrılıp fuarı gezmeye devam ettik.

Ne garip değil mi? Bir türlü ortayı tutturamıyoruz. Babanın ezildiğine mi yanarsın, babayı ezmek için stant açtığının farkında olmayan satıcıya mı yanarsın, ilgilensin broşür dağıtsın diye günlüğü 60 tl'den çalışan dünya güzeli kıza mı yanarsın, Türk filmlerinin bir dönem önemli isimlerinden biri olan Adana'nın haline mi yanarsın.

"Yiğidi öldür hakkını yeme.", derler. Biz topraksız tarım ve sulama amaçlı kendi ihtiyacımız olanları bulamasak da, topraklı tarımla ilgili inanılmaz güzel yerli makineler üretilmiş ve teşhir için üşenmeden getirilmiş stantlar da mevcut.

Elimdeki broşür yığınını gören bir stant görevlisi hanımefendi , "Poşet verebilirim" diyerek koridordan geçenleri boş boş izlemediğini göstererek beni eziyetten kurtarması buradan da teşekkürü hak ediyor. Bir birine geçmeli saclardan modüler su deposu yapan bir firma. Gerçekten çok güzel düşünülmüş bir depo. Büyütmek istiyorsanız ilave yapabiliyorsunuz mevcut deponuza. Paslanmaz çelikten.

5 kiloluk plastik askı ipini beni kıramayıp açıp 1 kilosunu bana veren esnafa da buradan teşekkür ederim. Esnaf esnaftır, tüccar tüccar. Hiç değişmeyecek bu...

Çukurova Üniversitesi'nin iki sandalye, 1 küçük masanın zor sığdığı standı(!) içimi çok burktu. Bu mudur, dedim içimden. İçeride oturan, yarı uyumak üzere olan görevliye doğru yöneldiğimde, kafasını çevirince vazgeçtim. Yerine ulaşır mı bilmiyorum ama, "Yakışmamış bu stant Çukurova Üniversitesi'ne", diyecektim. Yetkililere iletirseniz sevinirim, diyecektim. Daha neler neler diyecektim de neyse...

Büyük emekler harcanmış. İnsan üzülüyor. Bunca emek, bunca para, bunca reklam yapılarak ortaya konulan bir fuardan, acı ama böylesi sonuçlar çıkarmak canını yakıyor adamın...

Arka tarafta bir traktör firmasının açtığı stantta bir zamanların "Bam Teli" programı ile efsane olup, Tayfun Talipoğlu'nun bulunduğu duruma mı yanarsın? Onun yol hikayelerinde ülkemin nerelerini, ne insanlarını tanıdı bu toplum. Eşşekle su taşınan, elektriği bile olmayan ülkemin insanlarını, cennetin dünyadaki adreslerini gördü. Orda bir köy var uzakta, gitmesek de demedi ve gitti... Gitmesi gerekenlerin seçimden seçime gittiği, hatırladığı...


Ayak üstü birkaç dakika sohbet ettik:
- Özledik sizi, dedim. En çok da yol hikayelerinizi. Yurdumun görmediğimiz yerlerini görmeye, tanımadığımız insanlarını tanımaya ne zaman yeniden kavuşacağız?

Gelmişi, geçmişini boşverin. Kimdir Tayfun Talipoğlu biliyor musunuz?
Türkiye'e Unicef'in ve Unicef Türkiye Milli Komitesi'nin ortak karar alarak atadığı tek Unicef İyi Niyet Elçisidir.

Verdiği cevabı buraya yazmayacağım. Zira bir çok değerli gazeteci, yazar, düşünür, araştırmacı, akademisyen, yapımcı gibi o da siyasi görüş ayrılığı nedeniyle kanallarda yok.
Vereceği cevabı üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirsiniz.

Tayfun Talipoğlu'nun her hikayesinin sonunda dediği gibi bitirelim biz de cümlemizi.
Yolumuz uzun, şartlar çetin...

Saygı ve Sevgilerle...


Düzenleyen leventali : 09-11-2013 saat 22:00 Neden: Eksik yazılanlar...
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-11-2013, 17:41   #112
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
10-11-2013 tarihi itibariyle, marul ve domates tanklarımızın sularını yeniledik. Aslında birkaç gün daha bekleyecektim. Ancak bugün bir tek marulda, genç içten gelen yapraklarında uç yanıklığı (umarım doğru tabir kullanmışımdır) gördüm. Bu, bugün suyu değiştirmeme büyük etken oldu. 23 gün olmuştu zira.

Marulların suyunu 1.4 EC ye çıkarmıştık. Okuduklarımızdan anladığımız, bu besin eriyiği hazırlanırken mevcut ürünün EC sine göre ayarlanıyor içindeki maddeler. Marul EC si 1.2 olarak söylenmişti. Biz 1.4'e çıkardığımızda şaşılacak kadar EC tükettiğini düşündüğümüz olay sanırım bu. Yeniden marul tankımızı 1.2 EC ye ve 6.5 ph a göre ayarladık. Sistemi çalıştırdık.

Su tankını şu şekilde boşalttım:

1- Motoru çıkartıp tank içindeki suyu başka bir depoya boşalttım.
2- Borular içerisindeki mevcut suyu da eğerek boşalttım. (Ne garip değil mi?).
3- Boşalan borulara normal su doldurdum. Zira tankı temizlemem ve yeniden eriyik hazırlamam zaman alacaktı.
4- Tankı su ile doldurup, daha önceki su seviyemize gelince suyun EC sini ölçtüm. 0,2 çıktı. Bu değer iyi diye düşünüyorum. Zira yazılarda okuduğum kadarıyla böyle söylüyor.
5- İlk hazırladığımız tecrübeden 1'er litre A ve B besininden ekledim. Bunu şu şekilde yaptım. Tanka fiskiyeyle su doldururken belli bir miktara geldiğinde A besin eriyiğinden döküp, doldurmaya devam ettim. Bu arada suyu arada bir karıştırdım. Sonra B eriyiği için de aynı şeyi yaptım ve su işaretlediğim yere gelene kadar devam ettim. EC'yi ölçtüm, eksik kalan kısmını tamamladım. PH için 4 ml sülfürik asit döktüm. Borular 4 adet ve 25'er litre su alıyor. Bunlarında sisteme karıştığında yaklaşık 100 litre su temiz su hazırladığım besin eriyiğine. Bu yüzden her boru için 100 ml ilave ederek sistemi çalıştırdım.

Birkaç saat sonra EC ve PH ı yeniden ölçeceğim.

Domateslerimiz 1.5 EC ye ayarlanarak onun da sistemi çalıştırıldı.

Tecrübeler:

1- Tankı boşaltmak için mutlaka bir sistem kurulmalı. Pompa düzeneğini bu yönde ayarlamadığımdan sürahiyle boşaltmak durumunda kaldım. Ayrıca borular içerisindeki suyun da tahliyesi için bir şeyler düşünmek gerekir.

Çıkmam gerekli, diğer tecrübeler gelince...

SambaMustafa beğendi.
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2013, 00:36   #113
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Aynı gün gece -1

Önce resimler.

Eklenen Resimler
     
SUDEM ve SambaMustafa beğendi.
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2013, 03:07   #114
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Aynı gün gece devamı...

Merhabalar,

Bu topraksız tarım işinin ne kadar ince bir iş olduğu, her tecrübede yeni yeni şeyler öğrenildiği, hiç kuşkusuz titiz yapılan çalışmada verime çok çabuk etki ettiği, uygulamadaki anlık değişikliğin saatler içerisinde bitkiye yansıdığı kaçınılmaz bir gerçek.

Forumda bir sera uygulamasında, bir üyemiz şöyle diyordu: "Eve gidiyorum, sabaha kadar aklım serada kalıyor. Zira bu kadar hızlı büyüyen bir bitkide anlık değişiklikleri takip etmek gerekiyor.".

Gerçekten de bu cümlenin bu etkisini bugün gözlerimle gördüm. Sizlere de göstermek amacıyla iki resmi birleştirerek ekliyorum.

Name:  karst.jpg
Views: 3477
Size:  62.5 KB

Yorum sizin.

Bu vesile ile buraya not düşebiliriz: Suyun 15 max 20 gün içinde mutlaka komple yenilenmesi. Buradan dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu yorum tamamen benim sistemimle ilgili. 60 marul, 300 lt tank. 15. gün değiştirilseydi marulların şimdikinden daha farklı büyümüş olacağını (abartı olmasın biraz daha) tahmin ediyorum. Marulların büyüklüğüne bakılırsa bir kez daha suyunun değişmesi gerekebilir düşüncesindeyim. Çünkü artık boyları o kadar da küçük değil. Yani ilk zamanlar küçük olduklarından 15-20 gün aralığı iyi ama, kayda değer büyüme sonrası bu suyun da 1 hatfa (7-10) gün içinde değişmesi gerekli diye düşünüyorum.

Marullarımız yeterli büyüklüğe 7-10 gün içerisinde gelirse, sistemi boşaltıp yeni ürünler için hazırlık yapacağız. Bu da gösteriyor ki tüm otomasyonun (bu konuyla ilgili) bitirilmesi ve marul için besin eriyiğinin kendimiz tarafından hazırlanması gerekiyor. Bunun birkaç nedeninden en önemlisi, YSA (yapay sinir ağı) çalışmalarını yeni ürünle başlatacağız. Bunun çalışmasını yapabilmek için besin eriyiğindeki her bir maddenin detaylı özelliklerini ve kullanım miktarlarını bilmemiz gerekiyor. Alacağımız test numunelerini kayda alacağız, her komple su değişikliğinde tank içinden numuneler alarak labaratuvarda test ettireceğiz ve bunun sonuçlarıyla YSA'mızı eğiteceğiz.

Bu deneme tamamen deney aşamasıdır. Sonuçlar çıkmadan ve hatta çıktıktan sonra bile yanılgı payı mutlak olacaktır. Bu çalışmadaki titizlik ve etkenler sonuçları mutlaka etkileyecektir. Sonuçlara göre belirli yorumları o zaman daha rahat yapabileceğiz.

Bu deneyin amacı şu: Hazırlanan ve sisteme eklenen besin eriyiğindeki bitki tarafından kullanılan maddelerin oranını tespit edip, belirli bir süre sonunda hangi maddeden ne kadar eksildiğini olabilecek en yakın değerle bulabilmek. Bu da bize besin eriyiği tankını komple yeniden boşaltıp değiştirmemiz yerine eksilen maddeleri ilave ederek mevcut suyu kullanmaya devam etmeyi sağlayacak. Temennimiz ve deneyin yapılış amacı budur. Asla ve kata şu aşamada şu olur diyemeyeceğim bir durumdur. Zira kimya ve kimyasallar konusunda bugüne değin hiç bir çalışmam olmamıştır.

labaratuvar testlerinin ücretlerini de bilmiyorum. Bu hafta bir araştırıp buraya da yazacağım. Bu deneyin sonuçları çok pahalıya mal olacaksa (birkaç bin tl gibi) o zaman bu deneyi yapmayı bir miktar düşüneceğiz.

Aslında başından beri atladığım bir konuyu, önümüzdeki üründe mutlaka yerine getireceğim. O da gün gün belirli marulları tartarak gramajını da not etmek.

Okuyan arkadaşlara önemli bir not olması açısından, ben deneylerimi marul bitkisini baz alarak yapıyorum. Diğerleri de ekmiş olmak ve takip etmek için yaptığım bir çalışma. Ama ağırlık marul bitkisinde. Sebebi birini izlemek, takip etmek, kayıt tutmak daha kolay. Aynı zamanda marulun olgunlaşma süreci de buna etki.

Bu hafta yoğun bir ödev beni bekliyor. Bunun yanında işlerim tabi ki.
Forumda besin eriyiklerinin hazırlanma şeklini okudum bir kaç gündür. Bayağı bir not aldım. Ancak kendimi hazır hissettiğimde başlayacağım öğrenme çalışmasına ki bu da uzun zaman alacaktır. Zira öğrenme kabiliyetim son derece düşüktür. O yüzden bu gibi formülasyona dayanan konuları, öğrenir, hemen programa döker, sonra unuturum. Öğrenemesem de bir bilen yardımıyla programa dökerim. Sonrasını zaten program yapıyor. Bununla ilgili yabancı kaynaklı bir program mevcut aslında. HydroBuddy. Programın kullanımı (Kimyasallar hakkında hiç bir bilgim olmadığından) bayağı karmaşık geldi bana. Belli ki benim kapasitemdeki birinin kullanabileceği bir seviyede, yeniden bir program yazmam gerekecek. Kullanımı da benim kapasitemi aşmayacak

Programı ilk önce marul için programlayacağım. Gelişmeleri buradan birlikte yaparız. Bittiğinde ağaçlar.net'e bir katkımız da bu olur. Zira bu programı da buradan ücretsiz paylaşmak istiyorum. Bu hem üyelerimize hemde bu alanda okuyanlar için örnek bir çalışma olur.

Tecrübelerin devamı :
2- Kesinlikle ve kesinlikle borulardaki deliklerin bir birinden uzaklığı 30 cm yi bulmalı. Merkezler arası değil iki delik arası teğet noktaları. 60 mm bir delik deliyorsanız iki merkez arasını 45 yapmalısınız. Ya da 40 cm. Tabi bu ölçünün kıvırcık marulla ilgili olduğunu unutmadan. Daha önce de belirtmiştim ama yeniden vurgulamak istedim.

Nedenleri:

a-) Marulların yaprakları çok çabuk büyüyor ve bir birlerine değmeye başlıyor. Hemde hasattan bayağı bir önce.

b-) Bazı fideler dengesiz büyüyor. Arada küçük kalabiliyor. Yerleri değiştirildiğinde anında etkisini görebiliyorsunuz. A2 borusunda ve D2 borusunda bu değişikliği yaptık. Zira bu ürünlerdeki gelişme diğerlerine nazaran %50 daha küçük. Diğerleri hızlı büyüdüğünden arada kalan bu fidenin gün ışığını etkiliyorlar. Bugün bunu bizzat test ederek gördüm.

c-) Nedenini bilmemekle birlikte, borunun sonundaki (suyun verildiği değil, döküldüğü taraf) deliklerde ve ortalarda gelişme çok hızlı. Suyun ilk verildiği yerde gelişme buralara nazaran daha yavaş.
Tahminime göre bunun nedenlerinden bir tanesi, daha önce suyun akışı hızlıydı. Şimdi ise yavaş. Bundan dolayı suyun ilk verildiği yerde deliklerdeki akıntı sondaki akıntıdan kat kat daha fazla. Bu yüzden gerekli besini almakta zorlandılar. Aynı zamanda EC ve PH (Eriyik ve Sülfirik asit ekleme durumlarında) değişikliklerinde anlık etkiyi ilk hissedecek bir yer. Suyun akıntısı da buna eklenince böyle bir etki olduğunu düşünüyorum.

Olası bir başka nedeni de borunun dengesiz oluşundan kaynaklı ilk büyüme evrelerinde kökleri tam suya inmeden yaşanan sorunlar. Ama akıntı hızının kesinlikle bir etkisi olduğu düşüncesindeyim. Çünkü akıntıyı yavaşlatan sistemi kurduğum günden beri marullardaki gelişim daha hızlı. Bu belki büyüme evresinden de kaynaklanıyor olabilir. Ama ciddi bir etkisi olduğu kanısındayım.

3-) Topraksız tarımı amatör yapmak istiyorsanız mutlaka çalıştığınız alanın ve ürün sayınızın (çeşit değil adet) az olması gerekiyor. Bu deneylerin hepsi 1 adet 70'lik boru ve 50'litrelik bir depo, 20 tl'lik akvaryum pompasıyla da yapılabilecek deneyler. Biz işi biraz abartmışız. Tabi bu da beraberinde maliyet ve ilave zahmet getiriyor. Ekonomik olsun bende bunu denemek istiyorum diyorsanız, projeniz küçük, minyatür olmalı. Hatta evin içinde 150 cm lik bir akvaryum boyutunda yerde bile hevesinizi yerine getirebilirsiniz.

Yarı profesyonel yapim diyorsanız besin eriyiğini kendiniz hazırlamanız gerekecek. Bir sürü alet edevat almak durumunda kalacaksınız. Amatörce bu deneyi yapmak istiyorsanız bir iki kök domates ekin ama 10 domates ekiyorsanız artık yarı profesyonelsiniz.

Yarı profesyonellikten kastım, ticari düşünmediğiniz bir ürünü fazla yetiştirmek ve bolca para, bolca emek harcamak, bir yığın, nerede bulacağınızı bilmediğiniz bilgiyi araştırmaya, öğrenmeye çalışmak, minik bir bilgi kırıntısı için forumlarda polemikler, karmaşalar arasında saatlerce zaman geçirmek vs.vs.vs...

Bence bir dershane bu topraksız tarımın hoby kursunu açmalı. Parası, vakti, hevesi olan da gidip birinci ağızdan, tecrübeden öğreneceği şeyleri öğrenmeli, zevkle, sinire kalmadan bu işin tadını çıkartmalı.

Bugünlük bu kadar. Değerli yorumlarınızı esirgemezseniz beni mutlu edersiniz.
Saygı ve Sevgilerle...

cemo ve SambaMustafa beğendi.
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2013, 10:54   #115
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 01-10-2012
Şehir: ankara
Mesajlar: 166
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi leventali Mesajı Göster
10-11-2013 tarihi itibariyle, marul ve domates tanklarımızın sularını yeniledik. Aslında birkaç gün daha bekleyecektim. Ancak bugün bir tek marulda, genç içten gelen yapraklarında uç yanıklığı (umarım doğru tabir kullanmışımdır) gördüm. Bu, bugün suyu değiştirmeme büyük etken oldu. 23 gün olmuştu zira.

Marulların suyunu 1.4 EC ye çıkarmıştık. Okuduklarımızdan anladığımız, bu besin eriyiği hazırlanırken mevcut ürünün EC sine göre ayarlanıyor içindeki maddeler. Marul EC si 1.2 olarak söylenmişti. Biz 1.4'e çıkardığımızda şaşılacak kadar EC tükettiğini düşündüğümüz olay sanırım bu. Yeniden marul tankımızı 1.2 EC ye ve 6.5 ph a göre ayarladık. Sistemi çalıştırdık.

Su tankını şu şekilde boşalttım:

1- Motoru çıkartıp tank içindeki suyu başka bir depoya boşalttım.
2- Borular içerisindeki mevcut suyu da eğerek boşalttım. (Ne garip değil mi?).
3- Boşalan borulara normal su doldurdum. Zira tankı temizlemem ve yeniden eriyik hazırlamam zaman alacaktı.
4- Tankı su ile doldurup, daha önceki su seviyemize gelince suyun EC sini ölçtüm. 0,2 çıktı. Bu değer iyi diye düşünüyorum. Zira yazılarda okuduğum kadarıyla böyle söylüyor.
5- İlk hazırladığımız tecrübeden 1'er litre A ve B besininden ekledim. Bunu şu şekilde yaptım. Tanka fiskiyeyle su doldururken belli bir miktara geldiğinde A besin eriyiğinden döküp, doldurmaya devam ettim. Bu arada suyu arada bir karıştırdım. Sonra B eriyiği için de aynı şeyi yaptım ve su işaretlediğim yere gelene kadar devam ettim. EC'yi ölçtüm, eksik kalan kısmını tamamladım. PH için 4 ml sülfürik asit döktüm. Borular 4 adet ve 25'er litre su alıyor. Bunlarında sisteme karıştığında yaklaşık 100 litre su temiz su hazırladığım besin eriyiğine. Bu yüzden her boru için 100 ml ilave ederek sistemi çalıştırdım.

Birkaç saat sonra EC ve PH ı yeniden ölçeceğim.

Domateslerimiz 1.5 EC ye ayarlanarak onun da sistemi çalıştırıldı.

Tecrübeler:

1- Tankı boşaltmak için mutlaka bir sistem kurulmalı. Pompa düzeneğini bu yönde ayarlamadığımdan sürahiyle boşaltmak durumunda kaldım. Ayrıca borular içerisindeki suyun da tahliyesi için bir şeyler düşünmek gerekir.

Çıkmam gerekli, diğer tecrübeler gelince...


Merhabalar,

Yakın bir zamanda marula tekrar bir başlangıç yapacağız gibi duruyor. Sizden bir kaç şeyi farklı yapacağım zannedersem.

Okuduğum kadarıyla EC 1,2 uç yanmalarına sebep olabiliyormuş bu da ileri zamanlarda mantar hastalıklarına davetiye çıkartırmış (burası garip geldi ancak uç yanması mantar olmasa bile pek iyi değil). Açıkçası ECyi 1,6 civarı tutmak mantıklı geliyor şimdilik (ilk denememizde biz de 1.2 tutmutuk zannedersem)

pH için 5,5-5,8 aralığında tutmayı planlıyoruz. pH düşürmek için ise nitrik asit. Hazırladığım solusyonda zaten sülfat isteği az bu yüzden sülfürik asit vermek biraz sülfat fazlasına neden olabilir.

Hydrobuddy den hazırladığım stok formülü şu şekilde (burada distile su kullanılacağı baz alındı ve 100'er litrelik stok tankları üzerinden hesap yaptım) otomazyon kullanılmayacak ana tanka EC istenilen seviye olana kadar boşaltma yapılacak.

A tankı

Kalsiyum Nitrat: 10680 gram (10,68 kg)
Demir EDTA: 666 gram (Squestrene 138 kullanılırsa 333 gram)
Amonyum Nitrat: 466 gram
Potasyum Nitrat: 3500 gram (3,5 kg)


B Tankı

Mangan Sülfat: 15 gram
Bakır Sülfat: 3,9 gram
Sodyum Molibdat 1,2 gram
Zinc Sülfat: 3 gram
Borax: 44 gram
Magnezyum Sülfat: 4560 gram (4,5 kg)
Potasyum Monobasic Fosfat(KH2PO4): 2447 gram (2,45 kg)

smnvrl ve leventali beğendi.
ankafar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2013, 18:22   #116
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 28-04-2013
Şehir: tahran iran
Mesajlar: 1,314
Sayin Levenali

Merhaba, heyacanla basladiginiz projeyi hep okuyorum, teknik tecrubenizi yansittiginiz bolumler takdiresayan, basarilar.

Izin verirseniz yumurta kapiya dayanmadan cozumunu bulacaginiz sorularla ilgili yazmak istiyorum. 1,5 yil Mersin`de kaldim, bilirim yazin nemi ve sicakligi nasildir. Siz kurdugunuz akansu sisteminin icinde surekli dolanan suyun yazin nasil isinacagini ve nasil sogutacaginizi hesapladiniz mi? Siz bu sorun icin cozum biliyorsaniz bilgi verebilirsiniz, veya konuyu tartismaya acarsaniz deneyimli olanlar sizi simdiden deneyimleri ile yonlendirebilirler biz de faydalanmis oluruz.saniyorum.asiri isinma sorun olacak, bunu okumustum. soguk hava sorununuz Mersin`de olmayacak saniyorum.

Youtube da dolasirken yuvarlak bir hidroponik system gordum, hem durgunsu hem akansu olabiliyor, yuvarlak olmasi nedeniyle iklimlendirmede homojenlik kolayligi var. istenildigi kadar buyutmek, bir kisiyle hem dikip hem toplamak mumkun. incelediginizde goreceksiniz ki marul buyudukce strafor uzerinde seyreltme yapmak sorunu kesinlikle hallolmus. sistem yuvarlak oldugundan geceleri tavani indiren bir yapi kurulsa hacmi azaltip iklimlendirme masrafindan ekonomi saglamak gibi birseyleri deneyebilirim. Sanirim yuvarlak yerine hilal sekli de olabilir.

Iran dayim, kullandigim internet yavas oldugundan bazen fotograf yukleyemiyiorum. Bu yuvarlak sistem ilginizi cekerse sanirim denersiniz cunku cok kucuk de yapilabilir. Burada hava mart sonu nisan ilimanlasiyor, ozamama kadar hardware isini halledersem kucuk bir ornegini denemek istiyorum amatorce ve sadece yapilabilirligini gormek icin.

Lutfen youtube aramasinda " amazing farm japan gandpa " yazarak aratiniz. Ingilizce alt yazilidir.
Incelemek zahmetine katlanirsaniz degerli fikirlerinizi beklerim.

Arastirmalarinizda basarilar dilerim, saygilarimla
Engin KIZILTAN

kiziltan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2013, 20:55   #117
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Sayın Vetman, benden yana hakkım helal olsun ama siz de hakkınızı helal edin zira yazıları sildireceğim. Varsa bu alanda başka bir başlığa taşıtacağım.

Sayın Fozada, yorumlarınız için teşekkür ederim.

Sayın Kızıltan, örnek gösterdiğiniz videoyu daha önce izlemiştim. İnsanın içi eriyor bu tip videoları görünce. Umarım bizde de ilham kaynağı olur ve bu tip uygulamaları ve daha güzellerini görebiliriz.

Benim seram 20 m2. Yazın inanılmaz sıcak olacağı aşikar. Eğer ticari düşünmüş olsaydım su ve besin depolarını yerin 5 metre altına gömdürürdüm. Bu yönde ciddi çalışmalar yapılmış. Hem yaz hemde kış için. Zira yerin 4 metre altından sonra ısı hep 14 dereceymiş. Su için böyle birşey düşünülebilir ama sera içi soğutma mutlaka olmalı bizim Tarsus'ta. Hele ki damda. İlk yatırım maliyeti yüksek ama yerin altına gömülen bu sistemde (bu arada yerin altına borular çakılıyor dikine ya da yatay sistem, su bu borular içerisinden dolaştırılıyor) uzun vadede çok verimli bir sera yapılabilir. İklimlendirme açısından tabi ki. Asıl sorun yine dönüp dolaşıp kaynak ayırmaya geliyor.

Benim 20 m2 lik seranın şu ana kadar yaptığım masraflarını göz önüne aldığınızda birkaç dönüm için bu maliyet hayli yüklü olacaktır. Ama uzun vadede çok karlı bir yatırım olacaktır düşüncesindeyim.

Ben, şu anda sıcaklık 25 derecenin çok üzerine çıkarsa içeride vantilatör çalıştırıyorum. Sera küçük olduğundan tavan vantilatörü düşünmedim de değil. Önümüz kış olduğu için şu anda duruyorum ama mayıs-haziran 2014'te nasip olurda hayatta kalırsak, bunları da deneyerek göreceğiz.

Aslında evin damı 200-220 m2 civarında. Yüksek sera şeklinde tamamını kapatmayı da düşünüyorum. Tabi seneye artık. Bu sene AR-GE ile geçecek günlerimiz. Böylece daha geniş alanda, daha çok bitki yetiştirebilirim, deneyebilirim.

Sizlere yakın zamanda yaşadığım güzel bir anekdotu aktarmak istiyorum.

Serayı kurduğum ve sistemi çalıştırdığımdan bu yana sokağımızın çocukları oldukça ilgi gösterdiler. Mersin toplantısında Sayın Almira'nın vermiş olduğu bolca çiçek fidelerini, çeliklerini ve tohumlarını, ben kendim ektiğim gibi, her bir çocuğa da beğendiği bir bitkiyi ektirdim.

Yetinmediler elbette. Hergün gelip çiçeklerini sulamakla kalmıyorlar, boruların üzerindeki harfler ve rakamlarla ekilen marullar hakkında ilginç yorumlar yapıyorlar. Hepsine izlemesi için iki marul verdim. Tohumdan viyollere ekmiş olduğum marul fidelerine de gözleri gibi bakıyorlar.

Her sabah okula gitmeden çıkıp suluyorlar (bu arada fisfisle sulatıyorum çok az bir şekilde, anlaşamadıkları için sıraya koymuşlar sabah sen, akşam ben gibi), marulların büyümelerini not ediyorlar ki özellikle diğerlerine göre küçük kalan fideleri izliyorlar.

Onlarla birlikte EC ölçümü yapıyorum her gün. Besin eriyiği veriyorum. Onların görevi besin tankına dereceyi daldırıp suyun kaç derece olduğunu söylemek ve enjektörün ucuna bağladığım hortum vasıtasıyla numune almak. Diğer işlemleri ben yapıyorum.

Besin tankındaki suyun onlara zarar vermemesi konusunda verdiğimiz bilgiler ışığında işlerimiz bittiğinde hepsi ellerini sabunla yıkıyorlar.

Onların bu şevkleri çok hoşuma gidiyor. Buraya kadar güzel ama asıl bu yazıyı yazmama neden olan olay farklı. Yarın resmini çekip buraya ekleyeceğim bir icat yapmışlar. 1 litrelik kola şişesine benden lazım diye aldıkları 30-40 cm lik damlama sulama borusunu yerleştirip onun ucuna da akvaryum hava hortumu bağlamışlar. Yaptıkları her şeyi de ısrarla ne yapacaklarını söylemeden aldıkları siyah bantla bantlamışlar.

Sonra bana sürpriz yapıp buldukları hidroponic sistemi getirdiler ve bayağı bir anlattılar. Şeklen ne işe yarayabileceği konusunda hiç bir fikrim yok. Tabi içerisine suyu koyunca her tarafından sular boşaldı ama ona rağmen anlatmaya devam ettiler ve benden marul fidelerinin birini bunda yetiştirmek için istediler.

Oturup onlara sistemi yeniden anlattım. Ellerindeki sistemin aslında bu sistem olduğunu, çok başarılı bir çalışma olduğunu ama üzerinde düşünülmesi gereken şeyler olduğunu anlattım. Cumartesiye kadar yeni bir proje yapacaklar. Projelerini götürmüşler o yüzden bugün resmedemedim. Ama yarın bu ilk okul çağındaki çocukların tasarımını buraya resimleyeceğim.

Bayağı bir malzeme için izin istediler. Bende sulama sistemi için almış olduklarımı önlerine koydum. Buradan ne istiyorsanız kullanabilirsiniz diye. Projeleri yine sürpriz olacakmış. Bende bu sürprizi merakla bekliyorum.

Çilek ekmem için sıkıştırıyorlar beni. Biz besleriz diyorlar. Yer darlığı nedeniyle bu isteklerini yerine getirmem zor ama dikey sistem bir su kültürü düzeneği kurabilirim. Onlara anlattım bunu. Biri toprak olmazsa yetişmez, diyor, diğeri benim cevaplamama gerek duymadan marullara baksana diyor, bir diğeri ama bu yatay su, dikine nasıl duracak diyor, diyor, diyor...

Sanırım küçük de olsa bir düzenek kuracağım dikey sistem. Veriminde değilim.

İnsan bu çocukları, kızlı-erkekli bir şeyler yapmak için çabalarken görünce geleceğe daha bir umutla bakıyor.

Saygı ve sevgilerimle...


Düzenleyen leventali : 11-11-2013 saat 21:13 Neden: isim yanlışlığı
leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2013, 22:59   #118
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
11-11-2013 Resimler

Seramızın bugünkü resimleri
Name:  sera_01.jpg
Views: 6734
Size:  55.8 KB

Name:  sera_02.jpg
Views: 3603
Size:  58.6 KB

Name:  sera_03.jpg
Views: 3549
Size:  67.9 KB

Name:  sera_04.jpg
Views: 4190
Size:  62.8 KB

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2013, 23:02   #119
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Mucitlerimizin buluşunu ele geçirdik.

Çalışma prensibi hakkında detaylı bilgi verildiği halde, sistemin nasıl işleyeceği konusunu çözemedim. AR-GE hırsızlığı(!) olduğunu biliyorum ama sistem bir çok yeni fikirleri beraberinde getirecektir. Türk tarımına katkı sunması temennisiyle...


Name:  icat_01.jpg
Views: 9392
Size:  30.3 KB

Name:  icat_02.jpg
Views: 7470
Size:  34.0 KB

Name:  icat_03.jpg
Views: 6177
Size:  33.4 KB

Name:  icat_04.jpg
Views: 3572
Size:  27.3 KB

Name:  icat_05.jpg
Views: 6673
Size:  31.0 KB

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2013, 23:14   #120
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 28-04-2013
Şehir: tahran iran
Mesajlar: 1,314
Sayin Levent Ali Bey

Cevabiniza tesekkurler, topraga gomulu borulari ve bunlarin isitma ve sogutma icin kullanilirligini biliyorum ama sizing projeniz damda olunca kafamda soru olusmustu.

Isitma sorun olmaz, sizin oralarda herkesin daminda gunes enerjili su isitma vardir, oradaki suyu soguk gecelerde sera icerisinde bir kamyon radyatorunde dolandirip arkasina ufak ventilator koysaniz birkac derece isitir, o cagrafyada yeterli olabilir.

sogutma icin, belki ucuk olacak ama, gubreli suyunuzu normal musluk suyunizin gectigi boruyu cift katli yapip ( iciice) borunun icinden gecirerek birkac derece sogutabilirsiniz.

Sn Leventali benden boyle ucuk seyler gelirse sasirmayin, ben beyin firtinasina ( brain storm ) inanirim, her fikir ucuk bile olsa soylenmeli, birgun biryerde ise yarar.

calismalarinizi ilgiyle izliyorum, prensipte marula karsiyim, ama sizin arastirma yaptiginizi biliyorum, ekonomik olmasi su anda onemli degil sizin icin, siz sistemin temel felsefesini deniyor ve arge nizin metodolojisini oturtmaya calisiyorsunuz. ilerisi icin katma degeri yuksek olan urunleri, brokoli, bruksel lahanasi, gibi deneyebilirsiniz ama hele isin alfabesi bir kez denensin, sisteminiz otursun, otomasyon isleri denenip otursun bakarsiniz sonrasina.

evde, spor olsun diye, yedigimiz marul, ispanak, kereviz sapi gibi sebzelerin diplerini suda bekletiyorum, 4-5 gunde koklenip yesillenince saksiya dikiyorumm yeniden urun veriyorlar, tohum ekmeye gerek kalmiyor. siz bunu bir ufak portakal kasasinda deneseniz elinizdeki besinden birikac litresini durgun su verseniz iyi sonuc alir ve mahallenin kucuk afacanlarinin ilgisini ceker.
basarilarinizin devami geleceginden eminim, saygilarimla

leventali beğendi.
kiziltan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 15:12.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024