![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Mızraklı kaktüsüm :)
![]() Bu da Kaleiçi' nde karşıma çıkan mızraklı devden aldığım çeliklerden bir kısmı. Bunların dikeni çok uzun, sert ve battığında epey can yakıyor. Bunları dikmek gerçekten epey zahmetli oldu. Nasıl yapsam diye düşünürken kızartma maşası aklıma geldi. Tutarken bazı dikenleri kırıldı maalesef ama başka şansım yoktu. Tutmasına tuttum ama bu sefer de toprağını doldururken ve sıkılaştırırken ne yapacağımı şaşırdım. Elimi yaklaştıramıyordum bile. Aklıma havan tokmağı geldi. Ahşap tokmağın iki tarafını da kullanarak çeliklerin dibindeki toprağa bastırarak sıkılaştırabildim. Torfa bolca kum karıştırdığım için toprak kolayca birbirine yapışmıyordu. O da zorlaştırdı işimi. Sonunda başardım. ![]() ![]() ![]() Geçen gün merak edip bir tanesini çıkardım köklenmiş Hemen geri diktim. Çok beğeniyorum bu kaktüsümü. Dikenleri ayrı güzel, saç örgüsü gibi gövdesi ayrı.![]() |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Kılıç kalkan ekibi:)
Bu dev opuntia kardeşimin sokağındaydı. Dikensiz tahta gibi sert bir yapısı var. Kopardığım boğum kısmında içe doğru yara açılmıştı. Kuruması için epey bekledim bunu da. Henüz bir sürgün vermedi.Mızraklı kaktüsün en iri çelikleriyle birlikte diktim. Kıbrıs' tan döndüğüm gece, balkonda dona yakalanıp öldüğünü gördüğüm opuntia ficus indicamın saksısına diktim. Bol kumlu, bahçe toprağı biraz torf karışımlı bişr harcın içindeler. Hiç su vermedim sayılır. Çeliklerin dikiminde uzun zaman su vermemek gerekiyor diye biliyorum. Ama artık köklenmişlerdir herhalde. Saksı kenarlarına doğru azıcık su versem mi acaba? ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Sn sonerordo teşekkür ederim yönlendirme için. Bilgi ekledim hemen. Ben inanın özellikle bu mami türlerinde çok kararsız kalıyorum. İsimsiz satış yapılması yasaklansın vallahi ![]() Sn selenn, kardeşimin komşusu resmen olmasa da fahri olarak bizim üyemiz bence. Şimdi ben ne yapayım akıl verin. Bu komşu ya ters birisi çıkarsa? 2-3 çeliği çok görür de reddederse. Aşırayım mı ben bunlardan? Yürek nasıl dayanır. Aklım oradaki birçok türde hala. Aslında Kıbrıs' da yaygın olan türler bunlar. Dediğim gibi, annem eğer rahatsızlanıp eve mahkum olmasaydık ben ne sukulent safarileri planlıyordum ama kısmet 13 türle dönmek oldu( Allah gözümüzü doyursun, sanki bir tanecik buldum der gibi ). Aslında köyler arası arabayla giderken çok müthiş başka sukulentler de gördüm ama inip evlerin kapısını çalamıyorsun işte kafana göre Haziran sonu mezuniyete gidebilirsem köyleri, şehirleri turlamayı düşünüyorum. Kardeşim ve damadım alıştı zaten benim manyaklığıma. |
|
|
|
|
|
#4 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 31-05-2011
Şehir: Bursa
Mesajlar: 277
|
Bir hayli mücadele veriyorsunuz. Onlar bu çabanın karşısında yüzünüzü güldürecektir. Kıbrıs'ta beş yıl yaşadım. İklim o kadar müsait ki, su sorunu çözüldüğünde yetiştirilemeyecek hiçbir bitki yok. Ayrılmadan son sene oldukça fazla bitkim vardı. Daha sonra onları bırakıp Türkiyeye dönmüştüm. Magosa ara ara burnumda tüter. |
|
|
|
|
|
#5 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Teşekkür ederim Sayın MKurtoğlu. Bizim kafalar pek normal değil onu anladım artık. Yolda beride giderken gözüm habire bitkileri özellikle sukulentleri arıyor. Yoğun geçtiğim güzergahlardaki her bahçe, kaldırım, camönü vs. bitkilerin envanterini dökebilirim yani Aslında çocukluğumdan beri durum böyleydi. Tabi üzülüyorum aslında bitki yönünden çok fakir bir halkımız var. O çirkin yüzbinlerce binanın, evin önünde, balkonlarında vs. en azından birer saksı olsa daha çekilir olmaz mıydı metropoller. Hergün monoton şekilde işe-okula vs giderken camlardan, balkonlardan sarkan çiçekleri, bitkileri görsek toplumsal ruh sağlığımız daha iyi olmaz mıydı? Belediyelerin yol kenarı, refüj gibi yerlere diktiği tek tip, bir elin parmağını geçmeyen türde bitkiler midir reva olan? İstanbul gibi iklimi elverişli bir şehirde bile durum bu mu olmalı? İçimi size döktüm bir an kusura bakmayın![]() Kıbrıs' la 1998 den beri bağım var. Her sene olmasa da yıl aşırı veya 3 senede bir gittim. Kızkardeşim artık orada evlendi ve kaldı. Bu nedenle daha sık aşındıracağım Kıbrıs yollarını. Bir yanım özler orayı. Belki dinginliğini, belki denizini, belki de memleketin rutininden kaçıp daha farklı bir kültürle kısa süreliğine ilişki kurmayı. |
|
|
|
|
|
#6 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Uzun zamandır istediğim türlerden birisini dayanamayıp aldım. Cuma okul dönüşü çarşıya uğradım. Bir çiçekçiye bakınacaktım. Öğretmen arkadaşım, kaynanasına anneler gününde hediye etmek için benden çiçek önerisi istemişti. Bitki manyaklığımı biliyor O çiçekçinin yakınında oturuyor bende bakınayım oraya dedim ama çok pahalıya satıyorlardı. Bir kutu kaktüs vardı ama. Miniklerden. Bunu dayanamayıp aldım. 5 TL. ![]() Daha sonra çarşıda dolaşa dolaşa epey yürüdüm ve sabah okula giderken otobüsle önünden geçtiğim, arka mahalledeki Migros' a kadar yürüyeyim dedim. O sabah geçerken yeni bitkiler geldiğini görmüştüm çünkü. Markete gelince büyük sürpriz oldu. Kocaman ve bol yumrulu-dallı kaktüsler gelmişti 12 TL ye. Ayrıca turuncu, beyaz, pembe renkli Paskalyalar ve kalanşolar vardı. Sarı şeritli sansevierialar, sardunya vs başka bitkiler. Paskalyalara dayanamadım özellikle. Hemen öğretmen arkadaşımı aradım ve paskalyaları önerdim. '' Sana güveniyorum hocam, al 2 renk '' dedi. Paskalyalar 6.90 TL idi. Pembe ve beyazdan aldım. Tabii rahat durur muyum, turuncudan ve diğer saksılardan da çelik aşırdım Biliyorum ki bu bitkilerin yarısı zaten markette heder olacak her zamanki gibi. Hem zaten 2 paskalya 1 de kaktüs aldım o kadarcık eşantiyon normal değil mi![]() Bir iki dalcık da arkadaşımın saksılardan aşırayım diyorum yedekleme babında ![]() ![]() ![]() ![]() Hırsızlık malları ![]() ![]() Kasada görevliyi de uyardım bu arada. Kaktüsler sulanmıştı ama sırılsıklamdı toprakları. Altta da su kalmıştı. Ne kadar umursarlar bilmem ama ben yine de üzerime düşeni yapayım dedim. Umarım bir an önce satılırlar da ziyan olmazlar. |
|
|
|
|
|
#7 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Migros' dan aldığım kaktüsüm de bu. Adını unuttum. Üyelerde görüp heveslendiklerimden birisi. Benim gördüklerimin dikenleri kırmızımsı oluyordu ama bununkiler pembe renkte. Epey yavru var. 11.90 TL idi. Bütçemi bu ay da tarumar ettim ama ne yapayım artık battı balık yan gider. Bunlarla kalsa iyiydi, pazar günü de Eminönün' den aldım yeni kaktüsler Allah şifa versin vallahi.![]() Bunlar da diğer 2 türden aşırdığım çelikler. Bir gün yakalanıp rezil olacağım ama arsızlığa vurup bahane uydururum herhalde Hem ne olmuş canım, coğrafya öğretmeniyim, akademik araştırma için numune topluyor olamaz mıyım yani Kamu hizmeti bir yerde![]() ![]() |
|
|
|
|
|
#8 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Pembe paskalya çeliklerinden birini ertesi gün arajmanıma diktim. Çiçek açtı ve hala canlı. Bu arada, parmak kaktüsler hızla yeni yumru veriyorlar. Opuntialar da aynı şekilde. ![]() |
|
|
|
|
|
#9 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Kaz ayağı
Haftasonu arkadaşımın yanına gittim. Ahırkapı Hıdırellez Şenlikleri' ne katıldım yıllar sonra. Gül ağacına geceden dileklerimizi yazıp astık. Ertesi gün de denize attık ![]() Bu öğretmen arkadaşım da benim gibi çiçek meraklısı. Hatta yoldan çıkarıyorum iyice. Pazar günü Samatya sahilde dolaştık. Yabani aslanağızları bulmuştu surlarda ve beni gezdirdi orada da. Tohum topladık hatta. Dolaşırken yol kenarında zamanı geçmiş solmuş lalelerin soğanlarını eşelemeye başladık. Epey mesafede topladık soğanlardan. Bizi görenler eminim anlam vermeye çalışmışlardır. Caddenin ortasındaki refüjde kaz ayakları dikiliydi ve çiçeklenmişti. Dayanamadım o trafikte refüje geçtim fotoğraf çektim. bir dalı tutunca zaten elimde kaldı. Kocaman kaz ayağını da koydum heybeme Elimizde poşetlerde soğanlar, aslanağızları, bir ağacın dibinden aldığım köklü dal vs. Yörük gibi sahil yolundaki görüntümüz cidden komikti. ![]() Bitki mitki uğraşmadan bir haftasonu geçireyim, insan içine karışayım dedim ama kendimi yine böyle bir halde buldum. O torbalarla Samatya' dan Eminönü' ne gelip daldım mı çiçek pazarına? Oradan da 2 kaktüs alıp vapurla Üsküdar, oradan binbir meşakkatli bir otobüste Çekmeköy' e gelişim, sıkış tepiş otobüste kendimi ve bitkilerimi ezilmeden, dökülmeden korumaya çalışmam, zarar gelmesin diye kaktüs poşetini elimde tutup elimin uyuşması, getirdiğim bitkiler ölmesin diye o yorgunlukla hemen bahçeye dalıp akşam karanlığında kazma salla, ağaç, bitki dik, komşunun çocuklarını bahçeye zarar vermemeleri için pedagojik ikna çabalarına giriş filan derken gece oldu eve zor attım kendimi. ![]() Çok ciddi rehabilitasyona ihtiyacım var ![]() |
|
|
|
|
|
#10 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 14-01-2014
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 42
|
Elıne saglık cok guzeller |
|
|
|
|
|
#11 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2009
Şehir: k.maraş
Mesajlar: 3,132
|
Çok güzeller ellerinize sağlık. |
|
|
|
|
|
#12 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: İzmir
Mesajlar: 746
|
Bitkilerinizin görüntüleri çok güzel. Maaşallah. |
|
|
|
|
|
#13 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 159
|
Yürüttüm demenize çok güldüm! : ' ) Her bitkiseverin gözü hep dışarıda değil mi? Şundan bir çelik alsam, şunun tohumu var sanki üstünde, hmmm bu iyi bakılmamış ben daha iyi ilgilenirim... gibi gibi. Elinize sağlık! |
|
|
|
|
|
#14 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Alıntı:
İşin komiği tadına bakıp tuzlu gelmediği halde emin olamıyorum. Paranoya yaptım ya bir kere Geçen sene dediğiniz gibi yapmıştım. Süt süzgecine el koyup kum yıkayıp duruyordum ama evin içini, banyoyu, balkonu aylarca batırınca vazgeçtim artık Aslında balkonuma lavabo koymayı istiyorum. Küçük bir lavabo da var evde. Annemler daha büyüğünü takınca ıskartaya çıkan. Balkon biraz daha büyük olsa hiç düşünmem ama kaldı işte. Teknik işlere de pek elim gitmiyor galiba. Matkap bile almıştım ama kutudan çıkardığım yok. Yerim dar oynayamıyorum hesabı Lavabo takılırsa banyoyu ya da mutfağı batırmaktan kurtulurum belki. |
|
|
|
|
![]() |
|
|