24-04-2012, 12:30 | #151 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Opuntia ...
Gece harekatından elde ettiğim opuntialarım bunlar da. Çelikleri köşeli balkon saksısına diktim. Köşeli saksılar kök gelişimi için daha elverişliymiş sanırım. Bu opuntiamı diktikten sonra bir hata yaptım sanırım. Kaktüs çelikleri ilk dikildikleri zaman su verirlmemeli ve ben bir ara yanlışlıkla sanırım sağ taraftaki 3. çeliğe su döktüm. Bir süre sonra o çelikte kararma başladı. Ellediğimde yumuşadığını gördüm. Hemen çıkarıp baktığımda aşağıdaki görüntüyü fark ettim. Dibi jöle gibi olmuştu. Halbuki bu çelikler de epey zaman beklemiş ve açık kısımları kurumuştu. Su vermenin zararını deneyimlemiş oldum. En üstte kalan sağlam küçük kısmı kestim ve yeniden kurumaya bıraktım. Geçen gün paylaştığım ilk kaktüs aranjmanımdaki yassı opuntia işte o kurtardığım çelik. |
24-04-2012, 12:35 | #152 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Opuntia ...
Opuntiamın yeni hali de buradaki fotoğraflarda. Havalar ısındığından beri balkonda duruyor. Yağmur gelmeyecek dip kısımda tutuyorum. Önceki mesajda, su nedeniyle birini çürüttüm derken şimdi de sanırım susuzluktan pörsümeye başladılar. Saksının kenarlarına doğru, gövdeye su değmeyecek şekilde biraz su verdim. Umarım sağlam kalırlar. |
24-04-2012, 12:43 | #153 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Opuntia ficus indica
Bu minik çelikleri de akşamüstü kaktüs safarilerimden birinde, yol kenarındaki bahçelerden birinden aşırdım Kaldırıma yakındı zaten, elimle 4 tane çeliği kırıverdim. En yaygın ve rahat bulabileceğim tür aslında. 1 tane çelik kaktüs aranjmanımda yerini aldı. Diğer üçü hala bekliyor. Ne ayıp değil mi, hala ne yapacağıma karar veremedim. En iyisi yukarıdaki diğer opuntianın saksısına dikeyim ben bunları. Aranjmana eklediğim, zaten minicik kök salmıştı dikimden önce. Geçen gün baktım tepeden yeni sürgün vermiş bile. Toprakla buluşur buluşmaz büyümeye başladı. Harikulade bitkiler bu kaktüsler. |
24-04-2012, 12:47 | #154 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Aeonium arboreum
Kardeşimin komşusundan aşırdığım çeliklerden birisi Anaç bitki yukarıdaki fotolarda var. Kocaman olmuşlar hatta çiçeklenmişlerdi. Çok güzel bir sukulent. Hatta böyle tek rozet halinde daha etkileyici görünüyor bence. Toprakla ilk buluşturduğum çeliklerden birisi. Küçük bir saksıya kum-torf-bahçe toprağı karışımına dikmiştim. Hala iyi durumda. Muhtemelen tuttu. |
24-04-2012, 13:04 | #155 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Crassula ovata mı arborescens mi?
Netteki, başlıklardaki fotolara bakıyorum kararsız kaldım. crassula ovata mı arborescens mi bu arkadaşlar? Epey iri yaprakları var. Anaç bitkiyi kardeşimin komşusunun saksılarında paylaşmıştım. İlk önce bir yaprak aşırmıştım ama sonra dayanamayıp ertesi gün dal çaldım Çook güzel bir sukulent bu da. Kocaman etli dolgun yapraklar müthiş bir his veriyor. Dalı da yaprağı da aynı saksıya diktim. Aşağıdaki foto ilk diktiğimdeki görüntüsü. Yaprak hiç çürümedi henüz bir yavru da göremedim. Henüz erken muhtemelen. Biraz fazla beklediğinden dal halindeki çeliğin bir yaprağı sarardı ama gerisi iyi. Yeni yaprak açmaya devam ediyor ağır ağır. Alttakiler de yeni görüntüsü. Geçen günki toz fırtınasında tozlanmışlardı. Dikimden sonra 2 kez azar azar su vermiştim. Tozlandığını ve toprağının da kuruduğunu görünce fısfısla yıkadım ve su verdim. |
24-04-2012, 13:18 | #156 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Gasteria bicolor
Bunu da kardeşimin sitedeki bir saksıdan köklü olarak yürüttüm. Ben bir kök çıkarmak isterken yandaki başka bir köklü yavru da geldi Benekli hali çok hoşuma gidiyor. Köklü olduğu halde epey zaman bunu da toprakla buluşturamadım Dayaklık biriyim vallahi. Balkonda yağ tenekesine kum, bahçe toprağı-torf karışımına ipomea ekiyorum 2 yazdır ama teneke epey çürümeye başlamıştı. İçindeki toprağı boşalttım. Tabii tenekeden, paslı demir parçaları açısından zengin bir harç haline geldi Kışın çeliklerle geldiğimde elimde uygun sukulent harcı yoktu. En uygunu buydu. Gasteria da dahil bazılarında bu harcı kullandım. Demirin zararı olmaz umarım. Aşağıdaki foto ilk dikildiğindeki görüntüsü. Bunlar da yeni görüntüler. Havalar ısınınca bunu da balkona almıştım. Uzun süre fazla su vermedim. 2 kez filan azıcık suladım ama kaktüs muamelesi yapmayıp daha fazla mı sulamalıydım? Aslında kökleri de vardı ama çürütmekten çekinmiştim. Şöyle bir durum var: Çelikleri aldığımda renkleri daha yeşildi. Bir süredir renkler soldu ve kahverengiye döndü. Geçen gün yapraklarını yıkarken bir şeyi fark ettim: Öndeki büyük yaprakların örttüğü küçük yapraklar ilk zamanki yeşil renkteydi. Hatta bir yaprağın yarısı güneşte yarısı altta kalıyordu ve açıktaki kısım kahverengi kapalı kalan yer yeşildi. '' aha '' dedim bu arkadaş sanırım gölge seviyor. Düşününce, bunu aldığım saksı da bir ağacın gölgesinde duruyordu aslında. Ne yapsam, gölgede mi dursa? |
24-04-2012, 13:30 | #157 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Aloe ...
Kıbrıslı komşunun çitlerinden aldığım aloe çeliklerini geç dikmek en büyük aptallık oldu aslında. Sukulentlere kaktüs muamelesi yaptım resmen. Halbuki daha kolay su kaybedeceklerini düşünmeliydim. Onları da ektim ve uzun süre salonda kaldılar. Bir süredir salonun mini balkonunda güneşteler. Yanına da geçen yaz Kıbrıs' tan getirdiğim buz çiçeği çeliğini diktim. Onun hikayesi de ayrı. Toz fırtınasında sanırım kirlendi. İlk gördüğümde hastalık sandım. Ama daha çok kurumuş gibiydi. Emin de değilim hala. Biraz canlılığını yitirdi. Geçen günki sağanak yağışlarda epey ıslandı ondan da olabilir. Şimdi balkonun içteki kısmında tutuyorum. Güneş ve yağmurdan daha az etkilensin diye. Umarım kurtulur. Yoksa yeni hırsızlık operasyonuna girişilecek |
25-04-2012, 18:21 | #158 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Paskalya Kaktüsü ( Rhipsalidopsis gaertneri )
Bugün okul dönüşü TEDİ Mağazasına uğradım. Yeni çiçekler gelmiştir belki umuduyla. İyiki gecikmemişim. Çanta çiçeği vs bir iki yeni çeşit gelmiş. Bakınırken bir an ne göreyim: Bir saksı paskalya kıpkırmızı çiçekleriyle arada duruyordu. Son kalana yetişmişim neyseki. Ranunculuslar 2 TL ye inmişti. Son kalan ranunculusu da alıp kasaya yöneldim. Biraz daha ucuz olmasını isterdim ama Paskalya 6 TL idi. Yine de Bauhaus' tan ucuzdu( oradakiler daha büyüktü galiba). Kaç gün önce geldiğini sordum çünkü hırpalanmış olmasından endişeliydim. 3-4 gün olmuş. Bazı çiçekler solmuş ve gövdenin dip kısmında renk biraz sararmıştı ama dokunduğumda sert duruyordu. Umarım bir şey olmaz. Geçen yaz aldığım 2 yılbaşı saksıma bir de paskalya eklendi. Bir iki çelik ayırıp ayrı bir saksıda köklendirmeye çalışacağım çoğaltmak ve yedeklemek için. Diğer renklerdeki paskalyaları da edinmek istiyorum. Satın almaktan ziyade kendim köklendirsem daha zevkli olur. |
25-04-2012, 19:44 | #159 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 31-05-2011
Şehir: Bursa
Mesajlar: 277
|
Bir hayli mücadele veriyorsunuz. Onlar bu çabanın karşısında yüzünüzü güldürecektir. Kıbrıs'ta beş yıl yaşadım. İklim o kadar müsait ki, su sorunu çözüldüğünde yetiştirilemeyecek hiçbir bitki yok. Ayrılmadan son sene oldukça fazla bitkim vardı. Daha sonra onları bırakıp Türkiyeye dönmüştüm. Magosa ara ara burnumda tüter. |
26-04-2012, 14:50 | #160 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Teşekkür ederim Sayın MKurtoğlu. Bizim kafalar pek normal değil onu anladım artık. Yolda beride giderken gözüm habire bitkileri özellikle sukulentleri arıyor. Yoğun geçtiğim güzergahlardaki her bahçe, kaldırım, camönü vs. bitkilerin envanterini dökebilirim yani Aslında çocukluğumdan beri durum böyleydi. Tabi üzülüyorum aslında bitki yönünden çok fakir bir halkımız var. O çirkin yüzbinlerce binanın, evin önünde, balkonlarında vs. en azından birer saksı olsa daha çekilir olmaz mıydı metropoller. Hergün monoton şekilde işe-okula vs giderken camlardan, balkonlardan sarkan çiçekleri, bitkileri görsek toplumsal ruh sağlığımız daha iyi olmaz mıydı? Belediyelerin yol kenarı, refüj gibi yerlere diktiği tek tip, bir elin parmağını geçmeyen türde bitkiler midir reva olan? İstanbul gibi iklimi elverişli bir şehirde bile durum bu mu olmalı? İçimi size döktüm bir an kusura bakmayın Kıbrıs' la 1998 den beri bağım var. Her sene olmasa da yıl aşırı veya 3 senede bir gittim. Kızkardeşim artık orada evlendi ve kaldı. Bu nedenle daha sık aşındıracağım Kıbrıs yollarını. Bir yanım özler orayı. Belki dinginliğini, belki denizini, belki de memleketin rutininden kaçıp daha farklı bir kültürle kısa süreliğine ilişki kurmayı. |
08-05-2012, 13:12 | #161 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Uzun zamandır istediğim türlerden birisini dayanamayıp aldım. Cuma okul dönüşü çarşıya uğradım. Bir çiçekçiye bakınacaktım. Öğretmen arkadaşım, kaynanasına anneler gününde hediye etmek için benden çiçek önerisi istemişti. Bitki manyaklığımı biliyor O çiçekçinin yakınında oturuyor bende bakınayım oraya dedim ama çok pahalıya satıyorlardı. Bir kutu kaktüs vardı ama. Miniklerden. Bunu dayanamayıp aldım. 5 TL. Daha sonra çarşıda dolaşa dolaşa epey yürüdüm ve sabah okula giderken otobüsle önünden geçtiğim, arka mahalledeki Migros' a kadar yürüyeyim dedim. O sabah geçerken yeni bitkiler geldiğini görmüştüm çünkü. Markete gelince büyük sürpriz oldu. Kocaman ve bol yumrulu-dallı kaktüsler gelmişti 12 TL ye. Ayrıca turuncu, beyaz, pembe renkli Paskalyalar ve kalanşolar vardı. Sarı şeritli sansevierialar, sardunya vs başka bitkiler. Paskalyalara dayanamadım özellikle. Hemen öğretmen arkadaşımı aradım ve paskalyaları önerdim. '' Sana güveniyorum hocam, al 2 renk '' dedi. Paskalyalar 6.90 TL idi. Pembe ve beyazdan aldım. Tabii rahat durur muyum, turuncudan ve diğer saksılardan da çelik aşırdım Biliyorum ki bu bitkilerin yarısı zaten markette heder olacak her zamanki gibi. Hem zaten 2 paskalya 1 de kaktüs aldım o kadarcık eşantiyon normal değil mi Bir iki dalcık da arkadaşımın saksılardan aşırayım diyorum yedekleme babında Hırsızlık malları Kasada görevliyi de uyardım bu arada. Kaktüsler sulanmıştı ama sırılsıklamdı toprakları. Altta da su kalmıştı. Ne kadar umursarlar bilmem ama ben yine de üzerime düşeni yapayım dedim. Umarım bir an önce satılırlar da ziyan olmazlar. |
08-05-2012, 13:20 | #162 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Migros' dan aldığım kaktüsüm de bu. Adını unuttum. Üyelerde görüp heveslendiklerimden birisi. Benim gördüklerimin dikenleri kırmızımsı oluyordu ama bununkiler pembe renkte. Epey yavru var. 11.90 TL idi. Bütçemi bu ay da tarumar ettim ama ne yapayım artık battı balık yan gider. Bunlarla kalsa iyiydi, pazar günü de Eminönün' den aldım yeni kaktüsler Allah şifa versin vallahi. Bunlar da diğer 2 türden aşırdığım çelikler. Bir gün yakalanıp rezil olacağım ama arsızlığa vurup bahane uydururum herhalde Hem ne olmuş canım, coğrafya öğretmeniyim, akademik araştırma için numune topluyor olamaz mıyım yani Kamu hizmeti bir yerde |
08-05-2012, 13:35 | #163 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Pembe paskalya çeliklerinden birini ertesi gün arajmanıma diktim. Çiçek açtı ve hala canlı. Bu arada, parmak kaktüsler hızla yeni yumru veriyorlar. Opuntialar da aynı şekilde. |
08-05-2012, 13:51 | #164 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Kaz ayağı
Haftasonu arkadaşımın yanına gittim. Ahırkapı Hıdırellez Şenlikleri' ne katıldım yıllar sonra. Gül ağacına geceden dileklerimizi yazıp astık. Ertesi gün de denize attık Bu öğretmen arkadaşım da benim gibi çiçek meraklısı. Hatta yoldan çıkarıyorum iyice. Pazar günü Samatya sahilde dolaştık. Yabani aslanağızları bulmuştu surlarda ve beni gezdirdi orada da. Tohum topladık hatta. Dolaşırken yol kenarında zamanı geçmiş solmuş lalelerin soğanlarını eşelemeye başladık. Epey mesafede topladık soğanlardan. Bizi görenler eminim anlam vermeye çalışmışlardır. Caddenin ortasındaki refüjde kaz ayakları dikiliydi ve çiçeklenmişti. Dayanamadım o trafikte refüje geçtim fotoğraf çektim. bir dalı tutunca zaten elimde kaldı. Kocaman kaz ayağını da koydum heybeme Elimizde poşetlerde soğanlar, aslanağızları, bir ağacın dibinden aldığım köklü dal vs. Yörük gibi sahil yolundaki görüntümüz cidden komikti. Bitki mitki uğraşmadan bir haftasonu geçireyim, insan içine karışayım dedim ama kendimi yine böyle bir halde buldum. O torbalarla Samatya' dan Eminönü' ne gelip daldım mı çiçek pazarına? Oradan da 2 kaktüs alıp vapurla Üsküdar, oradan binbir meşakkatli bir otobüste Çekmeköy' e gelişim, sıkış tepiş otobüste kendimi ve bitkilerimi ezilmeden, dökülmeden korumaya çalışmam, zarar gelmesin diye kaktüs poşetini elimde tutup elimin uyuşması, getirdiğim bitkiler ölmesin diye o yorgunlukla hemen bahçeye dalıp akşam karanlığında kazma salla, ağaç, bitki dik, komşunun çocuklarını bahçeye zarar vermemeleri için pedagojik ikna çabalarına giriş filan derken gece oldu eve zor attım kendimi. Çok ciddi rehabilitasyona ihtiyacım var |
08-05-2012, 16:05 | #165 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2009
Şehir: k.maraş
Mesajlar: 3,132
|
Çok güzeller ellerinize sağlık. |
12-02-2014, 13:06 | #166 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 14-01-2014
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 42
|
Elıne saglık cok guzeller |
11-04-2014, 12:46 | #167 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 14-01-2014
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 42
|
avea
kolay gelsın bende evın yakınlarında bır aveya bıtkısı var celıkle urettım dedınız yapragınımı kestınız nasıl yaptınız soylermısınız |
11-04-2014, 12:53 | #168 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 14-01-2014
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 42
|
kıbrslı komsu
Alıntı:
|
|
21-04-2014, 22:14 | #169 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: İzmir
Mesajlar: 746
|
Bitkilerinizin görüntüleri çok güzel. Maaşallah. |
01-04-2017, 01:40 | #170 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 159
|
Yürüttüm demenize çok güldüm! : ' ) Her bitkiseverin gözü hep dışarıda değil mi? Şundan bir çelik alsam, şunun tohumu var sanki üstünde, hmmm bu iyi bakılmamış ben daha iyi ilgilenirim... gibi gibi. Elinize sağlık! |
|
|