agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üyelerin Balkonları, Bahçeleri > Üyelerin Bahçeleri
(https)




Beğeni Düzeni14669Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 24-11-2016, 15:28   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 23-08-2013
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 114
Bu güzellik içinde kumkuatsız olmaz tabi

Yalnız demir ve/veya mangan eksikliği var sanki. Ne ile besliyorsunuz ağacı acaba?

anarius Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-11-2016, 19:44   #2
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi anarius Mesajı Göster
Bu güzellik içinde kumkuatsız olmaz tabi

Yalnız demir ve/veya mangan eksikliği var sanki. Ne ile besliyorsunuz ağacı acaba?

Sayın anarius; çok teşekkür ederim... Hiç bir şey kullanmadım açıkçası bende düşünüyorum bir şeyler ters gidiyor eksiklik var bu eksiklik azot olabilir....

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2016, 16:29   #3
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536



Bu Mevsimde Frambuaz



- İklimler değişiyor mevsimler farklılaşıyor... Kışlar kuru soğuk ve az yağışlı, ilk bahar ve yazlar yağışlı geçiyor iklimimiz sanırım tropikleşiyor... Yakında buğday yerine pirinç ekersek şaşırmayın... Bu değişim rüzgarına uyum sağlayan toplumlar sanırım hayatta kalacaklar...

- Mevsim kış aylardan kasım sonu ancak yağış yok gündüzleri güneşli akşamları kuru soğuk, haberler yağmurlar gelmeden karın geleceğini söylüyor...

Name:  frambuaz.jpg
Views: 997
Size:  45.6 KB

Name:  frambuaz2.jpg
Views: 743
Size:  35.3 KB

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2016, 16:47   #4
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536



Kışlık ürünlere devam..



Kıvırcıklar hasat ediliyor, yerlerine hemen yenileri dikiliyor.

Name:  kıvırcık2.jpg
Views: 756
Size:  56.6 KB

Name:  kıvırcık1.jpg
Views: 760
Size:  57.6 KB

Parçalı yapraklı kıvırcık (İsmini bilmiyorum.)

Name:  parcalıyapraklı.jpg
Views: 751
Size:  57.3 KB

Dere otu

Name:  dereotu.jpg
Views: 787
Size:  69.8 KB


Iceberg

Name:  ice.jpg
Views: 742
Size:  78.3 KB


dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2016, 19:41   #5
Ağaçsever
 
brs_murat's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-11-2013
Şehir: BURSA
Mesajlar: 31
Merhaba Sn Dongyul,
Büyük merak ve zevkle iki gün içinde tüm bahçe yazılarınızı ve tüm yorumları okudum.Bir çok not aldım,baharın gelmesini şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum,benim gibi bir şeyler yapmak isteyen neyi nasıl yapacağını bilmeyenlere yol göstermeniz, zaman ayırmanız değerli bilgi ve tecrübelerinzi paylaşmanız beni çok mutlu etti.doktoraya hazırlandığınızı yazmıştınız sizin gibi akedemisyenlere memleketin çok ihtiyacı var.
Allah yardımcınız olsun.

brs_murat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2016, 20:40   #6
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi brs_murat Mesajı Göster
Merhaba Sn Dongyul,
Büyük merak ve zevkle iki gün içinde tüm bahçe yazılarınızı ve tüm yorumları okudum.Bir çok not aldım,baharın gelmesini şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum,benim gibi bir şeyler yapmak isteyen neyi nasıl yapacağını bilmeyenlere yol göstermeniz, zaman ayırmanız değerli bilgi ve tecrübelerinzi paylaşmanız beni çok mutlu etti.doktoraya hazırlandığınızı yazmıştınız sizin gibi akedemisyenlere memleketin çok ihtiyacı var.
Allah yardımcınız olsun.

Sayın brs_murat; güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim çok mutlu oldum...

Bizde sizin bahçenizi tecrübelerinizi görmek çok isteriz ^^

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-11-2016, 22:09   #7
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536



Sabah sakinliği

Sabahın ilk saatleri, sessizlik eşliğinde huzur, hava buz gibi de olsa ilk iş sıcak yataktan çıkarak evlatlarıma gitmek...

O hayat kargaşasının gürültüsünden uzakta, bu saatlerde bahçede olmaktan o kadar mutlu oluyorum ki... Sebzelerin o büyürken çıkarttıkları sesi bile duyabiliyorsunuz....

Beklenen bereket başlamış bahçe neşelenmiş hepsi mutluluktan uçuyor...

Name:  20161128_173136.jpg
Views: 678
Size:  27.2 KB

Brokoliler tam gaz devam ediyor bu sene rekor denemesi amaçlıyorum kocaman bir brokoli elde etmek istiyorum o yüzden sonuna kadar bekleyeceğim... Fotoğraf da belli değil ancak büyük bir baş oluşturdu tahmini 2 - 2.5 kiloyu geçecektir diye düşünüyorum..Tohumdan yetiştiriyorum ancak tohumu kendim elde edemiyorum hibrit tohum kullanıyorum... Kendi tohumumu elde edip ektiğimde yeni bireyler her seferinde gevşek değersiz bireyler oluyorlar... Yani demek istediğim hibretleniyorlar... Bu tohum işi canımı sıkıyor nasıl hibritlendirmeden tohum elde edebilirim fikri olan?

Name:  20161128_172636(0).jpg
Views: 670
Size:  27.9 KB


Karalahanaların üzerindeki yağmur damlaları o kadar mutlu görünüyorlar ki...

Karadenizlilerin bahçesinde karalahana eksik olmazmış çok tuhaf bir sebze ilginçtir, taze yaprakları dolma, küçük parçalanmış alt yapraklarından mısır unlu çorbası, kart yapraklarından barbunyalı yemeği, düz sert yaprakları ekmeğin altında yapışmasın diye kullanılıyor, çiçek açtığında soğanla kavurması yapılıyor, yaprak sapları ile aynı şekilde diplesi yapılıyor... Daha ne olsun diceksiniz, kökü ve gövdesi de kompost oluyor... Eminim daha neler neler yapılıyordur...

Bu 5. kırım yapılıyor yani 5. kez topluyorum... Her topladığımda 20'li yapraklı bağlar yapıyorum, en az 5-6 bağ çıkıyor... Bağın tanesi 2.5 - 3 lira...

Aşırı emek istemez sıcak günlerde belki tırtıl zarar verir ancak kendini tekrar toparlar... Sayın Meyveli Tepe'nin verdiği ilaçla bir ilaçlama yaptım yetti de arttı bile.. Yaprakları görebiliyorsunuzdur çıtır çıtır ve deliksiz... Tam anlamıyla dolmalık kaliteli ürün ^^


dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2016, 09:25   #8
Ağaç Dostu
 
Mücevher Çalısı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-04-2015
Şehir: Antalya
Mesajlar: 2,194
Galeri: 4
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi dongyul Mesajı Göster
...Tohumdan yetiştiriyorum ancak tohumu kendim elde edemiyorum hibrit tohum kullanıyorum... Kendi tohumumu elde edip ektiğimde yeni bireyler her seferinde gevşek değersiz bireyler oluyorlar... Yani demek istediğim hibretleniyorlar... Bu tohum işi canımı sıkıyor nasıl hibritlendirmeden tohum elde edebilirim fikri olan?...
Benim bi fikrim var

Şimdi bu gevşek ve değersiz özellikler satın aldığımız tohumun içinde kodlu olarak gelmiş, değil mi?. Biz (dünya insanları) bu şekilsizliği kabul etmedikçe, içinde ne kadar yamuk kod barındırsa da, dışarıdan düzgün görünsün dersek, uğraşıp duracağız işte hibritlerle. Lakin 'Şekilsiz Domates-Biberdeki artan değer' değer kaybetmez ve diğer canlılar için örnek olursa birgün "Şekilsiz ve Değerli" brokolilerimizle mutlu mesut yaşarız

Mücevher Çalısı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-11-2016, 22:14   #9
Ağaç Dostu
 
YeniGine's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-05-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 9,354
Öyle güzel anlatmışsın ki sevgili Dongyul, benim bile içimi huzur kapladı...

YeniGine Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2016, 09:48   #10
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi YeniGine Mesajı Göster
Öyle güzel anlatmışsın ki sevgili Dongyul, benim bile içimi huzur kapladı...
Sayın YeniGine; çok teşekkür ederim ^^

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Mücevher Çalısı Mesajı Göster
Benim bi fikrim var

Şimdi bu gevşek ve değersiz özellikler satın aldığımız tohumun içinde kodlu olarak gelmiş, değil mi?. Biz (dünya insanları) bu şekilsizliği kabul etmedikçe, içinde ne kadar yamuk kod barındırsa da, dışarıdan düzgün görünsün dersek, uğraşıp duracağız işte hibritlerle. Lakin 'Şekilsiz Domates-Biberdeki artan değer' değer kaybetmez ve diğer canlılar için örnek olursa birgün "Şekilsiz ve Değerli" brokolilerimizle mutlu mesut yaşarız
Sayın Mücevher Çalısı; ne demek istediğinizi anladım aslında durum biraz farklı bir brokolinin başı 1 kilo gelebilir ve rahat rahat satışını yapabilirsiniz buna talep vardır ancak standart tohumdan elde ettiğiniz baş 100 gr civarında olabilir... Bir kök brokoliden 100 gr ürün alacağınıza hibrit ekip daha fazla ürün alınabilir brokoli baş yapması için en az 3 4 ay geçmesi gerekir yani bu uzun süre sonunda elde ettiğiniz 100 grlık ürün beni asla mutlu etmez ve gelecek seneler asla ekmem...

Hibrit konusuna gelirsek eğer hibrit tohumdan yeni nesil bireyler elde edebiliriz şaşırıcaksınız belki ama hibrit tohumlardan elde ettiğim yetiştirdiğim ürünler ilk hibretten bile bazen daha güzel tatlı ve verimli bireyler elde ettim.....

Lahanagillerde yani brokoli, karnabahar, beyaz lahanadan tohum elde etmek çok zor aslında nedeni çicek açım zamanında tozlaşma nedeni ile hibritlenme meydana geliyor yani başka ürünlerden etkileniyor ve elde ettiğiniz tohum o etkilendiği bitkiden genler taşıyor sonuç olarak da gelecek yıllarda iyi bireyler gelmeyebiliyor...

Sizin demek istediğiniz elimizde var olan yamuk yumuk ürünlerden mutlu olabilmeliyiz demek ise... ben buna katılmıyorum bir ürünün en iyisi düzgünü kalitelisi verimlisi varken neden daha düşük kalitedeki verimsiz bir bireyi yetiştireyim ki... Yerim az olduğu için yüksek verim elde etmek istemem çok doğal...

Birazcık dolaylı da olsa anlatmaya çalıştım...

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2016, 10:19   #11
Ağaç Dostu
 
Mücevher Çalısı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-04-2015
Şehir: Antalya
Mesajlar: 2,194
Galeri: 4
Alıntı:
bir ürünün en iyisi düzgünü kalitelisi verimlisi varken neden daha düşük kalitedeki verimsiz bir bireyi yetiştireyim ki
Dünya da bunu istiyor, hep yüksek verim, derli toplu sebzeler olsun istiyor ve örnek; pazardaki domateslerimiz. Lakin biz mutlu muyuz?

(Belirtmek isterim, ben çözüm sunmuyorum. Sadece fikir yürütüyorum...)

Mücevher Çalısı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2016, 10:56   #12
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 17-04-2014
Şehir: İstanbul, Tekirdağ
Mesajlar: 598
Okuduğum kadarıyla lahanagiller tozlaşma konusunda oldukça problematik hepsi birbirini çapraz tozluyabiliyor. Dolayısıyla çok iyi izole etmek gerekiyormuş.

kerkenez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2016, 15:09   #13
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi kerkenez Mesajı Göster
Okuduğum kadarıyla lahanagiller tozlaşma konusunda oldukça problematik hepsi birbirini çapraz tozluyabiliyor. Dolayısıyla çok iyi izole etmek gerekiyormuş.

Sayın Kerkenez; dediğiniz gibi problemliler ancak bunun tohumunu elde edenler kesinlikle bir yolunu biliyorlardır..

Detaylı bir araştırma yaptım. Karnabahar, lahana, yaprak lahana, Brüksel lahanası, alabaş gibi bitkiler kendileri içinde tozlaşma yapabiliyormuş... Benim bahçem ufak olduğu için ve bu sebzeler aynı dönemde çiçeklenme yaptıkları için olasılığı çapraz tozlaşma olasılığı artıyormuş... Bir yazıda bir birinden çok uzak bölgelerde tohuma bırakılmalıymış....

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2016, 17:41   #14
Ağaç Dostu
 
Mücevher Çalısı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-04-2015
Şehir: Antalya
Mesajlar: 2,194
Galeri: 4
Alıntı:
Karnabahar, lahana, yaprak lahana, Brüksel lahanası, alabaş gibi bitkiler kendileri içinde tozlaşma yapabiliyormuş.
Hıımmm, benim gözümden kaçan bi durum, bu Lahanagillerin hepsinin kardeş olmasıymış yaaa (Brassica oleracea var. da var.) Dediğiniz gibi tabii birbirleri ile yakın ekilirse kendi içlerinde tozlaşacaklar, haklarıdır Siz ve Sayın kerkenez açıklayınca farkettim, bana da bugünün vurgusu bu oldu, güzel

Sayfanızı ilgiyle takip ediyorum. Kolay gelsin...

Mücevher Çalısı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2016, 20:49   #15
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Mücevher Çalısı Mesajı Göster
Hıımmm, benim gözümden kaçan bi durum, bu Lahanagillerin hepsinin kardeş olmasıymış yaaa (Brassica oleracea var. da var.) Dediğiniz gibi tabii birbirleri ile yakın ekilirse kendi içlerinde tozlaşacaklar, haklarıdır Siz ve Sayın kerkenez açıklayınca farkettim, bana da bugünün vurgusu bu oldu, güzel

Sayfanızı ilgiyle takip ediyorum. Kolay gelsin...
Sayın Mücevher Çalısı; takipte kalın sizi diğer arkadaşları sayfamda görmek beni mutlu ediyor ^^

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2016, 21:58   #16
/
 
Giriş Tarihi: 23-09-2016
Şehir: Mersin
Mesajlar: 323
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Mücevher Çalısı Mesajı Göster
Hıımmm, benim gözümden kaçan bi durum, bu Lahanagillerin hepsinin kardeş olmasıymış yaaa (Brassica oleracea var. da var.) Dediğiniz gibi tabii birbirleri ile yakın ekilirse kendi içlerinde tozlaşacaklar, haklarıdır Siz ve Sayın kerkenez açıklayınca farkettim, bana da bugünün vurgusu bu oldu, güzel

Sayfanızı ilgiyle takip ediyorum. Kolay gelsin...
Oluşan tohumlar kısır olabilir mi ( hibrit) ? At ile eşek birleşiminden olan katır kısır mesela

aslama1994 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2016, 22:03   #17
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536



Her zaman olduğu gibi merakıma yenik düştüm

Name:  20161126_113344.jpg
Views: 618
Size:  67.3 KB


Kaçıncı posta olduğunu artık unuttuğum kıvırcık fidelerinden lollo rossolar asıl yerlerine dikildiler. Bunları bahar aylarında tüketmek için tohumunu ekim sonu ektiğim fideler.


Name:  20161126_140521.jpg
Views: 624
Size:  78.4 KB

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2016, 22:34   #18
Ağaç Dostu
 
Galip Kuzucu's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-10-2015
Şehir: Balıkesir/gönen
Mesajlar: 1,489
Sayın:dongyul o merak edipte çıkarttığınız havuçları suya koysanız gelişmeye devam etmezlermi acaba

Galip Kuzucu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-11-2016, 07:42   #19
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 17-04-2014
Şehir: İstanbul, Tekirdağ
Mesajlar: 598
Çapraz Tozlaşma Hakkında

Çapraz tozlaşmayı engellemek için ben biber ve patlıcanda tül keseler kullanıyorum ama lahanagillerin çiçekleri uzun olduğu için bu biraz zor olur. Geçen yıl kese yoktu elimde sağ olsun kayınvalideme resimdeki tülden korumaları diktirmiştim.

http://www.agaclar.net/forum/1401517-post27.htm

Bunlar lahanagillerde kullanılabilir. Çiçek açmadan önce bitkiyi sararsan çapraz tozlaşmayı engelleyecektir. Tek dikkat edilmesi gereken konu lahanagiller kendi kendine tozlaşmazmış dolayısıyla her bir türün kesesini ayrı ayrı iki üç gün açık bırakılırsa bu sorunda hallolur diye düşünüyorum.

Ya da her sene tek bir türden 2-3 bitkiyi tohuma bırakmak. Tohumları 5 yıl çimlenme özelliğini kaybetmez deniyor. Dolayısıyla sırayla tohumlar alınabilir.

kerkenez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-11-2016, 09:27   #20
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Galip Kuzucu Mesajı Göster
Sayın:dongyul o merak edipte çıkarttığınız havuçları suya koysanız gelişmeye devam etmezlermi acaba
Bence suda gelişimine devam etmez diye düşünüyorum aramızda kalsın ben onları yedim



Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi kerkenez Mesajı Göster
Çapraz tozlaşmayı engellemek için ben biber ve patlıcanda tül keseler kullanıyorum ama lahanagillerin çiçekleri uzun olduğu için bu biraz zor olur. Geçen yıl kese yoktu elimde sağ olsun kayınvalideme resimdeki tülden korumaları diktirmiştim.

http://www.agaclar.net/forum/1401517-post27.htm

Bunlar lahanagillerde kullanılabilir. Çiçek açmadan önce bitkiyi sararsan çapraz tozlaşmayı engelleyecektir. Tek dikkat edilmesi gereken konu lahanagiller kendi kendine tozlaşmazmış dolayısıyla her bir türün kesesini ayrı ayrı iki üç gün açık bırakılırsa bu sorunda hallolur diye düşünüyorum.

Ya da her sene tek bir türden 2-3 bitkiyi tohuma bırakmak. Tohumları 5 yıl çimlenme özelliğini kaybetmez deniyor. Dolayısıyla sırayla tohumlar alınabilir.

Sayın kerkenez; gerçekten güzel fikir bu sene deneyeceğim bu işi çözeceğim ^^

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-12-2016, 14:43   #21
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536



Dikenli Kabak; uzun zamandır bende yetiştirmek istiyordum en sonunda arkadaşım bulmuş ve bana hediye etti...

Name:  20161205_162357.jpg
Views: 559
Size:  27.4 KB

Turplarımız tüm hızıyla oluyor, tatlı sulu sulular...

Name:  turp.jpg
Views: 558
Size:  52.1 KB


En son dikilen kıvırcıklar; bir sıra kıvırcık (Bu çeşit biraz farklı Belçika'dan geldi tohumu bizim kıvırcıklara benzemiyor ileri ki dönemde sizlere tanıtacağım..) bir sıra lollo rosso şeklinde dikildiler. Büyüdüklerinde görsel olarak da güzel görünecekler ^^


Name:  kıv1..jpg
Views: 553
Size:  63.5 KB

Name:  kıv2.jpg
Views: 589
Size:  64.4 KB

Kasımpatılar; her ne kadar kasım geçse de burada daha yeni yeni açıyorlar...

Name:  20161205_160521.jpg
Views: 558
Size:  81.3 KB


dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-12-2016, 12:41   #22
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536


Hayat her şeye rağmen devam ediyor...


Name:  kompost1.jpg
Views: 559
Size:  70.2 KB


Yaz dedik, son bahar dedik geldi, geçtiler elimizde kalan sebze meyve bitki artıkları tekrar toprak olma yolunda ilerliyor...

Yapraklar döküldü, evsel artıklar da daha fazla sebze meyve artıkları artmaya başladı... Bunlar birer aslında hazine, yapraklar toplanıp iki ayrı yaptığım depoya doldurulup sıkıca bastırıldılar, ilk zamanlar kuru oldukları için biraz ıslatıldı sonrasında üzeri naylon ile kapatıldı amaç nemin korunması..

Solucanlar, sümüklü böcekler, mikroorganizmalar yardımıyla kısa sürede humus olmaya başladılar..

Aslında amacım direk humus oluşturmak değil, amacım mikroorganizma solucan gibi canlılarla birlikte bu yaşayan yapıyı sebzelerin kök sisteminin ulaşabileceği yerlerde bulundurarak bu mineral dolu artık yapıyı bitkilerin kullanmasını sağlamak.

Name:  kompost2.jpg
Views: 556
Size:  63.5 KB


Bu yöntemi bir Japon bahçıvandan öğrendim ilk zamanlar saçma gelse de aslında bu yöntemin çok başarılı olduğunu keşfettim.

Geçen sene ilk deneme fırsatım oldu ve bu artıkları toplayıp ilk baharda domates, salatalıkların ve bir kısım fasulye ekeceğim alanlara sıra sıra 40-50 derinlikte olacak şekilde gömdüm. Daha sonra bitkilerin bu artıkları gömdüğüm sıraların üzerine gelmeyecek şekilde ekim yaptım.

Bu işlemi yapınca ilk önce pişman oldum bitki köklerinin 50 cm derinlikteki bölgeye ulaşamayacağını düşündüm... Yanılmışım ki gömdüğüm bölgeleri kontrol ettiğimde artıkların tamamında beyaz kök sisteminin yayıldığını gördüm... Sonuç olarak hedefime ulaşmıştım gübre maliyetini azaltarak elimdeki yaprak, sebze ve meyve artıklarını kullanarak bitkileri yaz boyu besleyecek düzeyde toprak altında depo oluşturmuş oldum...

Bu yöntemin diğer güzel yanı toprağı nemli tuturak bitkinin su ihtiyacını minimum düzeye düşürüyor.

Name:  kompos3.jpg
Views: 586
Size:  58.3 KB

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-12-2016, 16:24   #23
Ağaç Dostu
 
Taşlıbahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2006
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 710
Galeri: 2
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi dongyul Mesajı Göster


Hayat her şeye rağmen devam ediyor...


Eklenti 635338


Yaz dedik, son bahar dedik geldi, geçtiler elimizde kalan sebze meyve bitki artıkları tekrar toprak olma yolunda ilerliyor...

Yapraklar döküldü, evsel artıklar da daha fazla sebze meyve artıkları artmaya başladı... Bunlar birer aslında hazine, yapraklar toplanıp iki ayrı yaptığım depoya doldurulup sıkıca bastırıldılar, ilk zamanlar kuru oldukları için biraz ıslatıldı sonrasında üzeri naylon ile kapatıldı amaç nemin korunması..

Solucanlar, sümüklü böcekler, mikroorganizmalar yardımıyla kısa sürede humus olmaya başladılar..

Aslında amacım direk humus oluşturmak değil, amacım mikroorganizma solucan gibi canlılarla birlikte bu yaşayan yapıyı sebzelerin kök sisteminin ulaşabileceği yerlerde bulundurarak bu mineral dolu artık yapıyı bitkilerin kullanmasını sağlamak.

Eklenti 635339


Bu yöntemi bir Japon bahçıvandan öğrendim ilk zamanlar saçma gelse de aslında bu yöntemin çok başarılı olduğunu keşfettim.

Geçen sene ilk deneme fırsatım oldu ve bu artıkları toplayıp ilk baharda domates, salatalıkların ve bir kısım fasulye ekeceğim alanlara sıra sıra 40-50 derinlikte olacak şekilde gömdüm. Daha sonra bitkilerin bu artıkları gömdüğüm sıraların üzerine gelmeyecek şekilde ekim yaptım.

Bu işlemi yapınca ilk önce pişman oldum bitki köklerinin 50 cm derinlikteki bölgeye ulaşamayacağını düşündüm... Yanılmışım ki gömdüğüm bölgeleri kontrol ettiğimde artıkların tamamında beyaz kök sisteminin yayıldığını gördüm... Sonuç olarak hedefime ulaşmıştım gübre maliyetini azaltarak elimdeki yaprak, sebze ve meyve artıklarını kullanarak bitkileri yaz boyu besleyecek düzeyde toprak altında depo oluşturmuş oldum...

Bu yöntemin diğer güzel yanı toprağı nemli tuturak bitkinin su ihtiyacını minimum düzeye düşürüyor.

Eklenti 635340
Farklı yapıdaki ve farklı ayrışma aşamalarındaki türlü türlü organik maddeyi ben de bahçede alabildiğine kullanıyorum ama hepsinin yeri, zamanı farklı. Şimdi müsadenle biraz bilmiş bilmiş yazayım


Henüz ayrışmamış organik maddeler (karbon veya azot ağırlıklı olsun farketmez) çok yoğun bir şekilde -en çok- bakterilerin hücumuna uğrar. Beslenirler ve hızlıca ürerler, bu esnada da oradaki azotun büyük bölümünü kullanırlar. Toprağın PH dengesi de bir süre için bozulur. Bu ayrışmamış takviyeyle aynı zamanda dikilmiş, ekilmiş bitkiler varsa ihtiyaçları olan azotu teminde zorlanırlar. Bu duruma da "azot kilitlenmesi" deniyor. Bu durumdan bilhassa bol azot tüketen bitkiler olumsuz etkileniyor, kimileriyse pek aldırmıyor. Neyse, zaman içinde her şey yoluna giriyor zaten. Bakterilerin beslendiği malzemenin azalması, ortamın ilk başta asidik olması, sonra değişmesi ve bu esnada farklı mikroorganizmaların çoğalıp yok olması, bakterilerle beslenen protozoalar sayesinde bakterilerin bünyesindeki azotun çoğunun toprağa dönmesi derken her şey bu toprakta kök salacak bitkiler lehine dengeleniyor.


Bu nedenle ben, ilkbahar ve yaz sezonunda, ayrışmış ve bitkilerin alımına uygun halde bulunan, negatif etkisi olmayan malzemelerle takviye yaparken sonbaharda, ayrışmamış malzemeyi gömüp üzerlerine de kendi aklımca kendi azotunu temin edebilecek olan bakla gibi bir baklagil ekiyorum.

Bahara kadar onlar büyüyor, çiçeklenme döneminde biçip, parçalayıp toprağa karıştırıyorum, üç-dört hafta sonra da yazlık fideleri dikiyorum. Havaların da ısınıyor olması toprağa karıştırılan bu yeşil malzemenin bir aya kalmadan aynı süreçlerden geçerek erimesini sağlıyor. Ama, sonbaharda eklenen malzemenin miktarı bunun hayli üzerinde oluyor ve bu süreçleri aşması soğukların da etkisiyle çok daha fazla zaman alıyor.

Uzun lafın kısası: Ayrışmamış ancak zamanla toprağı canlandıracak nitelikteki malzemenin sonbaharda kullanılmasını tavsiye ederim.

Bahsettiğin Japon bahçivanın yöntemi de uygun ancak bitkilerden biraz daha uzağa eklenirse ve sonraki yıl bitkiler bu yığının gömüldüğü yere ekilirken, geçilen sezonda büyüdükleri yere de yine böyle bir gömü yapılırsa sistem daha iyi işler. Belki o da öyle yapıyordur. Bu arada ismi ne japon üstadın?

Kolay gelsin, sevgiler, saygılar

Taşlıbahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-12-2016, 17:09   #24
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Taşlıbahçe Mesajı Göster
Farklı yapıdaki ve farklı ayrışma aşamalarındaki türlü türlü organik maddeyi ben de bahçede alabildiğine kullanıyorum ama hepsinin yeri, zamanı farklı. Şimdi müsadenle biraz bilmiş bilmiş yazayım

Bahsettiğin Japon bahçivanın yöntemi de uygun ancak bitkilerden biraz daha uzağa eklenirse ve sonraki yıl bitkiler bu yığının gömüldüğü yere ekilirken, geçilen sezonda büyüdükleri yere de yine böyle bir gömü yapılırsa sistem daha iyi işler. Belki o da öyle yapıyordur. Bu arada ismi ne japon üstadın?

Kolay gelsin, sevgiler, saygılar

Sayın Taşlıbahçe; olur mu öyle şey bilmiş olun istediğinizi yazın sizin sayenizde bir çok bilgi öğreniyoruz bilgi için teşekkür ederim ^^


İlk olarak ben bu biriktirdiğim malzemeleri gömmüyorum depo yaptığım yığınlarda en az 4 5 bazen 6 ay bekletiyorum yaprak ve bitki artıkları dekomposite oluyor ve sonrasında gömüyorum... Eğer direk olarak dekomposite olmadan gömmek hastalığa ve zarara neden olabileceğini az çok kestiriyorum. Sadece balık iç organlarını direk olarak gömüyorum onun dışında direk gömme işlemi yapmıyorum.

Japon amcama gelecek olursak kendisi yaban mersini yetiştiriciliği ve her türlü sebze yetiştiriciliği yapıyor. Çok yetenekli eğer sayfalarını inceleyecek olursanız Japon bahçeciliği ve becerikli oluşlarını göreceksiniz...

Resmi sayfası;
T&F fukuberry.com

Youtube kanalıda çok popüler;

https://www.youtube.com/user/f104ryo/featured

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-12-2016, 06:52   #25
Ağaç Dostu
 
saleri's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-05-2015
Şehir: SAMSUN
Mesajlar: 303
Sn Dongyul

Japoncam türkçem kadar iyi değil

Bu japon amca tohumların kafalarına niye tokmakla vuruyor ?

saleri Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-12-2016, 12:24   #26
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536
Sayın Saleri; Japonya'da olsun genel olarak uzak doğuda toprak yapısı çok fazla kumul rüzgarla yağmurla birlikte toprak aşınıp gidiyor.

Videolarda görmüşsünüzdür zaten her zaman siyah malç naylonu kullanıyorlar bunun amacı çok fazla yağış olduğu için yabancı ot çıkımını engellemek ayrıca yağmurlarla topraktaki mineralin topraktan kaçıp gitmesini engellemek ayrıca diğer nedeni de fazla sıcaklarda topraktaki su buharının kaçıp gitmesini engellemek...

Şimdi gelelim sizin sorunuza tohumlar kumul toprakta rüzgar ve yağmurla birlikte yüzeyde kalmasını engellemek için toprağı sıkıştırıyor...

Bu uygulamayı bizim topraklarda yapacak olursak tohum sıkışıp kalır çıkım düzeyleri çok düşük olur...


Bu japonlardan tarım konusunda bilgi öğreneceksek yapmamız gereken bize yararlı olanları almak geri kalanını bırakmak... Aslında aldığımız bilgileride geliştirmek ve kendi topraklarımızda uygulamak olması gerekir.

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-12-2016, 18:47   #27
Ağaç Dostu
 
Taşlıbahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2006
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 710
Galeri: 2
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi dongyul Mesajı Göster
Sayın Saleri; Japonya'da olsun genel olarak uzak doğuda toprak yapısı çok fazla kumul rüzgarla yağmurla birlikte toprak aşınıp gidiyor.

Videolarda görmüşsünüzdür zaten her zaman siyah malç naylonu kullanıyorlar bunun amacı çok fazla yağış olduğu için yabancı ot çıkımını engellemek ayrıca yağmurlarla topraktaki mineralin topraktan kaçıp gitmesini engellemek ayrıca diğer nedeni de fazla sıcaklarda topraktaki su buharının kaçıp gitmesini engellemek...

Şimdi gelelim sizin sorunuza tohumlar kumul toprakta rüzgar ve yağmurla birlikte yüzeyde kalmasını engellemek için toprağı sıkıştırıyor...

Bu uygulamayı bizim topraklarda yapacak olursak tohum sıkışıp kalır çıkım düzeyleri çok düşük olur...


Bu japonlardan tarım konusunda bilgi öğreneceksek yapmamız gereken bize yararlı olanları almak geri kalanını bırakmak... Aslında aldığımız bilgileride geliştirmek ve kendi topraklarımızda uygulamak olması gerekir.


"Bu japonlardan tarım konusunda bilgi öğreneceksek yapmamız gereken bize yararlı olanları almak geri kalanını bırakmak... Aslında aldığımız bilgileride geliştirmek ve kendi topraklarımızda uygulamak olması gerekir."

Doğru söze ne hacet. Tabii ki yalnızca Japonlar'la ilgili değil ama söz oradan açılmışken: Masanobu Fuku Oka. Büyük üstad, pirim desem yeridir, tam olarak izinden gittiğim için değil, gitmek istediğim için.

2004 yılında arkadaşım bize elinde beş on sayfa bir yazıyla gelip yeni çevirdiği kitaptan bahsetti. Kitabın ismi "Ekin Sapı Devrimi" veya "Tek Saplık Devrim" olacakmış. Fuku Oka'nın felsefesi ve öğretisiymiş. İlk bölümü çevirdim deyip bıraktı. Okumaya başladıkça içim açıldı, içimde kapılar, pencereler açıldı.

Çevirdikçe getirdi, getirdikçe okudum. Aradan zaman geçti, 2 yıl sonra kitap basıldı (sonra ikinci kitap da basıldı "Doğal Tarımın Felsefesi"). Kitabın basılmasından sonra olan oldu. Anadolu topraklarında olduklarını unutan pek çok kişi orada anlatılanları harfiyen uygulamaya çalıştı. Sonra şöyle şeyler duydum sağda solda: Fuku Oka olmuyo!

Fuku Oka'nın felsefesi tüm insanlar ve dünyanın her yeri için geçerli, kesinlikle böyle ama geliştirdiği yöntemin "detayları" büyük ölçüde yaşadığı yerle ilgiliydi. Muson yağmurlarıyla sulanan bir adada geliştirilen yöntemlerin zaman dizgisi de oraya göreydi. O sazdan şapkasıyla yağmurdan korunurken damla susuz bir yazda şapkasıyla güneşten korunan adam aynı yöntemleri uyguladı, uyguladılar. Sonra da "Fuku Oka olmuyo!"

Tabii ki yöntemin detayları bölgeye, iklime, toprak yapısına uyarlanırsa, bunu yapabilecek yeteneğe, öngörüye, bilgiye sahip isek "Fuku Oka oluyor" diyebiliriz.

Fuku Oka'nın olmamasından bir süre sonra da daha başka ve daha çok, çok daha çok kişi bu kez "permakültür"e koştu, öğrendi, uyguladı ve "permakültür olmuyo!" dedi. Bu kader değilse nedir? Biliyorum kader değil ama nedir?

Permakültür ne bir din, ne bir mezhep... İncelendiğinde öğeleri ilişkilendirmeye dayalı, mantıklı bir bilgi örüntüsü olduğu açık. Tabii ki bir kutsal kitap değil ve tüm koşullara hazır bir cevabı yok. Ama, problem çözmeye yönelik bir formülü var.

Örnekler çoğaltılabilir. Ne diyordum, evet, doğru söylemişsin diyordum

Sevgiler...

Taşlıbahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-12-2016, 20:10   #28
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536
Sayın Taşlıbahçe; güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim öyle bir gün gelsin ki yüz yüze bunları konuşalım çok güzel olur...

Biz insanların en büyük hatalarının aslında okusa bile okuduğuna hemen inanmak oluyor her yazılanın doğru olduğunun yanılgısına kapılıyor... Ben her yazılana inanmıyorum kendim yapıp göreceğim bunun sonucunda onun doğruluğunu hakkında konuşabilirim... Bilim öyle bir duruma gelmiş ki para ile bilim yapan büyük şirketlerin yalan yanlış programlarını destekler olmuş...


Bizim en büyük hatamız yazılanların doğruluğundan emin olmak ve hemen işe koyulmak onlar yapmış bizde yaparız alt yapı olmadan işe koyuluyoruz sonra Fukuoka işe yaramıyor... Bizim insanımız maddi olarak bu ülkeye sıkışmış kalmış durumda gidip o ülkeleri göremiyor ve kendi ülkemiz ile kıyaslayamıyor gelişmişlikten tutun iklime eğitime daha bir çok konuda kıyaslama fırsatı yakalayamıyor. Sonuç olarakta onların yaşam tarzını görmeden işe koyulursak sonuç fiyasko... Ve en büyük hatamız atalarımızın biriktirmiş olduğu bilgileri silip atmak ya da yaptıkları hataları halen sürdürmek....

Uzakdoğuda Fukooka gibi insanlarla dolu... İlk kabak aşısının Güney Kore'de 1300'lerde (Tarihden emin olamadım bir seminerde duymuştum.) yapılmış olması beni çok şaşırtmıştı. Toprağı nasıl işleyebileceklerini, doğa ile nasıl uyum içinde yaşama anlayışı olduğunu gördüm o insanlarda...
Örneğin; yılda iki defa patates ekilebileceğini, kabakgiller tohumlarının cıtlatma yöntemi ile ekildiğini, crysantemden ilaç yapıldığını, bioenzim çalışmaları gibi bir çok konuda onlardan öğrendim.

Keşke öyle bir imkanım olsa da her lise öğrencisini Uzakdoğuya götürsek ve o at gözlükleri ile dünyaya bakmayı bıraksalar.

Biraz derin konulara girdim ^^

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-12-2016, 09:32   #29
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 23-08-2013
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 114
Masanobu ve Permakültür yaklaşımlarına ilgi duyan ve denemek isteyen birisi olarak merak ettiğim şey, bu "felsefelerin" Türkiye topraklarında uygulanabilir olması için ne gibi değişiklikler yapılmalı, fikir verebilir misiniz? Çok bir şey ifade etmedi çünkü bende. Peşinen teşekkürler.

anarius Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-12-2016, 19:27   #30
Ağaç Dostu
 
dongyul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi anarius Mesajı Göster
Masanobu ve Permakültür yaklaşımlarına ilgi duyan ve denemek isteyen birisi olarak merak ettiğim şey, bu "felsefelerin" Türkiye topraklarında uygulanabilir olması için ne gibi değişiklikler yapılmalı, fikir verebilir misiniz? Çok bir şey ifade etmedi çünkü bende. Peşinen teşekkürler.
Sayın anarius; başka ülkelerde yapılan çalışmalar bizim ülkemizde de aynıları yapılabilir ancak başarı oranı düşüktür bunun nedeni oradaki iklim, toprak yapısı, sulama şekli, yağmur döngüleri bizim ülkemizdekilerden farklıdır... Eğer dünyanın her yerinde aynı tür iklim aynı özellikler sergilenseydi sıradan olurduk.... Konu o kadar geniş ki toplayıpda yazabilecek baba yiğit olmalı...

Şimdi size azda olsa açıklamaya çalışayım... İlk olarak Taşlıbahçenin resmi bloğunu takip etmenizi yapılan çalışmaları dikkatli okuyup anlamanızı öneririm..

Taşlıbahçenin yapmış olduğu çalışmadan örnek veriyorum; Permakültürde genelde sebze yatakları hazırlanır ve bu yataklar toprak tabanından yüksekte yapılır amaç aşırı yağmur suyundan sebze yataklarını korumaktır ve kök sistemini geliştirmektir.. Bu sebze yataklarını yükseltirken odun ağaç dal artıkları filan kullanılır. Bu permakültürün çıkış yeri avrupadır.. Avrupa yağışlı bir bölge olduğu için bu sebze adalarını yükseltmek işe yaramış görünüyor.

Gelelim bizim sevgili ülkemize işler nasıl ilerliyor bu sebze adalarını yapılan çalışmaları Taşlıbahçede bizim ülkemize uyarlamış sebze yataklarını yükseltmek yerine derin çukur bölgeler oluşturarak o odun ağaç dallarını çukurlara gömmüş ve sebze adalarını yükseltmeden oluşturmuş olmuş.. Kesinlikle bu bir buluş... Böyle yapmasının neden bizim ülkemizdeki yağışların avrupadan uygulanan permakültürdeki bölgeden az olması....

Taşlıbahçenin yaşadığı bölge Çanakkale... Onun yaşadığı bölge için o sebze adalarını yükseltmek yerine yapmış olduğu çalışma işe yaramış gibi görülüyor.. Ancak Taşlıbahçe karadeniz bölgesinde yaşıyor olsaydı yağışın fazla olması onu sebze yataklarını yükseltmeye itecekti....


Yani yapılan çalışmalar onların ülkeleri için işlevsel olabilir ancak bizim ülkemizde işlevsel olmayabilir... Bunu gözlem yaparak bizim ülkemizdeki ve onların ülkelerindeki alt yapıyı bilmek şart...


Anlatabildim mi?

dongyul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Etiketler
birnefestoprak, tcm, telato


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 04:36.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025