Hayat her şeye rağmen devam ediyor...
Yaz dedik, son bahar dedik geldi, geçtiler elimizde kalan sebze meyve bitki artıkları tekrar toprak olma yolunda ilerliyor...
Yapraklar döküldü, evsel artıklar da daha fazla sebze meyve artıkları artmaya başladı... Bunlar birer aslında hazine, yapraklar toplanıp iki ayrı yaptığım depoya doldurulup sıkıca bastırıldılar, ilk zamanlar kuru oldukları için biraz ıslatıldı sonrasında üzeri naylon ile kapatıldı amaç nemin korunması..
Solucanlar, sümüklü böcekler, mikroorganizmalar yardımıyla kısa sürede humus olmaya başladılar..
Aslında amacım direk humus oluşturmak değil, amacım mikroorganizma solucan gibi canlılarla birlikte bu yaşayan yapıyı sebzelerin kök sisteminin ulaşabileceği yerlerde bulundurarak bu mineral dolu artık yapıyı bitkilerin kullanmasını sağlamak.
Bu yöntemi bir Japon bahçıvandan öğrendim ilk zamanlar saçma gelse de aslında bu yöntemin çok başarılı olduğunu keşfettim.
Geçen sene ilk deneme fırsatım oldu ve bu artıkları toplayıp ilk baharda domates, salatalıkların ve bir kısım fasulye ekeceğim alanlara sıra sıra 40-50 derinlikte olacak şekilde gömdüm. Daha sonra bitkilerin bu artıkları gömdüğüm sıraların üzerine gelmeyecek şekilde ekim yaptım.
Bu işlemi yapınca ilk önce pişman oldum bitki köklerinin 50 cm derinlikteki bölgeye ulaşamayacağını düşündüm... Yanılmışım ki gömdüğüm bölgeleri kontrol ettiğimde artıkların tamamında beyaz kök sisteminin yayıldığını gördüm... Sonuç olarak hedefime ulaşmıştım gübre maliyetini azaltarak elimdeki yaprak, sebze ve meyve artıklarını kullanarak bitkileri yaz boyu besleyecek düzeyde toprak altında depo oluşturmuş oldum...
Bu yöntemin diğer güzel yanı toprağı nemli tuturak bitkinin su ihtiyacını minimum düzeye düşürüyor.
