Trabzonda ilk Topraksız Tarım serası

[garlangufa]

Merhabalar doğa dostları, topraksız tarım arkadaşlarım.
Trabzonda ilk topraksız tarım serası dedim ama belkide doğu karadeniz de ilk topraksız tarım serasıdır. Yalnış hatırlamıyorsam Sinop ta bir arkadaş akar suda marul yapıyor, bunun dışında da başka bilmiyorum.
Yer: Trabzon Merkez Kavala Köyü.
Bir şekilde topraksız tarıma 2-3 yıl kadar önce bulaştım. Üstadların dediği gibi bulaşıcı hastalıkmış, bulaştı. İstanbul gibi biryerde 6m2 balkonda, işyerinde saksıda durgun su içerisinde denemeler derken, buralara kadar geldim. Tamam bir sera gerekiyor, topraksız tarım ile ciddi uğraşmak için ama nerede ve nasıl ?. Henüz kendini emekliye ayırmamış ve halen İstanbul da aktif olarak çalışan bir Elektronik mühendisiyim ama biryandan da bir seram olsa diyip duruyorum. Göçbeyli mi ?, Fethiye mi ? derken, Nisan ayında memlekete yani Trabzona gittim. Bilirsiniz, doğukaradeniz de düz yer bulmak, bir çocuğun elmaşekeri bulması gibidir...
Annem-Babam ve 1 kardeşim hala Trabzonda yaşıyor. 30 dönüm yer var ama 100m2 düz yer yok. Biryandan da acaba burada sera olurmu, tarım il müdürlüğü seracılık Trabzonda verimli olmaz diyor. Yıl içerisinde güneşlilik oranı düşük diyor. Buna ek olarak inanılmaz bir nem var. Serayı kurarken birgün şehre giderken meteorolojinin önünden geçiyordum, baktım nem oranı %83...geçen hafta %98 e kadar çıkmış. Tüm bunlara rağmen yinede gönlüm memleketimde kaldı. Neyapıp edip oraya küçük te olsa bir sera kurmak lazımdı. Kuzey ülkelerinde oluyordu da orada neden olmasındı. Derken, doğup büyüdüğüm eski evimizin üstünün fındık kurutmak için beton yapıldığını ve orada sera kurulabileceğini düşündüm ama babamı ikna etmek gerekirdi. Alanı ölçtüm. 1230cmX683cm yani 84m2 alan üzerinde bir sera olacak.

İlk söylediğimde olmaz dedi. Tabi babam sera denince içine toprak dökeceğimi sandı, sonra ben topraksız tarımı biraz anlattım, bana toprak lazım değil, sen yine fındığı betonun üstünde kurut, üstelik artık gece bile fındık kurur, yağmur yağınca fındığı toplayıp üstünü örtme derdi yok. Yani bu sera Ağustos-Eylül ayında fındık kurutma amaçlı kullanılacak diyince, babamın hoşuna gitti. Yapacaksan yap ta görelim dedi. İyi güzel, babadan izni aldık ta şimdi de ben işlerimi ayarlamam gerekiyor, en az 2 hafta. Araştırmalarıma başladım, üstadlara sordum. malzeme ne olacak ?, naylon mu, cam mı, polikarbonat levha mı derken 4mm şeffaf polikarbonat levhada karar kıldım. Naylona göre 5 kat daha pahalı idi fakat artıları çok fazla. Isıyı daha çok içeride tutuyor, 10 yıl dayanıklı, buharlaşmadan dolayı damlama yapmıyor, UV korumalı. Zaten Trabzon da son 40 yılda tek bu yıl -4 dereceyi görmüşler bizim köyde. Üstelik Eylül ortasından yılbaşına kadar inanılmaz güzel ve çok fazla güneşli bir hava oluyor. işte tam o sürede Çilek yetiştirebilirsem sera amacına ulaşmış olacak. Neyse konuyu dağıttım yine. Polikarbonat levhada karar kıldım örtü malzemesi olarak. Buna göre profil seçmek gerekti. Zaten bu polikarbonat yüzünden 4 günde yapılacak serayı 3 haftada ancak yapabildik sabah 06:00 dan gece 12 ye kadar çalışmayla. Naylon olsa seranın iskeleti yap, at naylonu üzerine, tuttur kenarlarını, bitti. Ama bu malzeme yani polikarbonat 600cmX210cm. Tüm ölçüler ona göre olmalı. Alında 4x3 ve 3x3 profiller, çatı için eğimler yapıldı. Sera alanı 1230cm x 683cm, orta yükseklik 400cm, kenar yükseklikler 240cm. Hepsini ince ince hesapladım.

Devam edecek.............

[garlangufa]

............devam ediyorum

Ankara da 1 haftalık çalışmam vardı. Yükledim arabaya sera bekcisini, besin eriyiklerini, kendi ürettiğim domates fidelerini çıktım yola. Fideleri Ankarada kardeşimin evine bıraktım ölmesinler diye. 10 haziran günü Ankaradan Trabzon a yola çıktım. Trabzona gittiğimde fideler zor ayakta duruyordu. Hemen sera bekcisini göreve almalı diyerek işe koyuldum. Henüz ortalıkta sera olmadığı için fındık harmanının kenarına sera bitene kadar idare edebilecek, geçen yıl Antalya dan aldığım cocopeat torbalarını kullanarak derme-çatma bir sistem kurdum ve sera bekcisini göreve başlattım. Fotograflarda görülen 75 litrelik mavi çop kovası A, turuncu çöp kovası B (kilitli kapaklıdırlar) besin eriyiği kaplarıdır.

Bu arada demirleri aldık ta bu işi yapabilecek adam gibi bir kaynakcı ustası da bulmak gerekirdi, araki bulasın. yazbaşı ya, ustalar hep dolu, aklıma Şahin abi geldi (Kaptanzst) aradım ama onun usta da ev çatısı yapıyor, derken serası da olan bir akrabamız var, havaalanının hemen üstünde yerleri ve topraklı seracılık yapıyor. Bu yıl serada tamirat yapacaktı, nasıl yaptırdı, kime, o bilir diye aradım ve onun serada çalışan ustanın evinde soluğu aldım. 13 Haziran Çarşamba günü sabah 07:30 da Halil ustayı evinden alarak sera inşattına başladık. İşin zor, hatta başka yerde bir ustanın belki yapılamaz, imkansız diyebileceği tarafı, seranın bir evin üstüne kurulması. Yani seranın kuzeyindeki beton zaten yerden 7 metre yüksekte, kenarlarda tarla ve fasülye sırıkları dikili, iskele yok, kurmak ta çok çok zor ve astarı yüzünden pahalıya gelirdi zaten. Eeee bu durumda seranın üstündeki eğimde nasıl çalışacaktık ?, Polikarbon u, profile nasıl vidalayacaktık ? Halil Usta dan başkası da zaten bu işi yaparım diyemezdi sanırım. Oda en az benim kadar inatcı, çılgın ve olmazı, olur yapacak kadar zorlayan biri........devamı akşama...

[garlangufa]

...Kaldığımız yerden devam edelim...
600cm x 210cm polikarbonat levhanın boyutları. Dolayısıyla bu boyutlara uymak zorunluluğu var. Profil araları, boyları hep bu boyuta göre ayarlanıyor. Birde yapılacak yerin zaten yüksek biryerde olmasından dolayı, aklımıza boğazın altından geçen tünel yapımında kullanılan teknik geldi. Herşeyi yerde hazırla, kaldır yerine koy....işte...

Tabi bu arada yüksek nem ve sıcaktan dolayı sene boyu bilgisayar başında oturan ben, yorgunluktan adımını atamayacak durumda. Sabah 6, gece 12 ye kada çalışma...ne bu yaw...niye çekiyorum bu işkenceyi, vaz mı geçsem acaba...4 günde biter diye düşünüyürdum 1 hafta oldu ortada birşey yok...daha bunun birde içi var...offf...off

Beyaz çizgili t-shirt lü vede göbekli olan Halil usta diğeri kardeşim

Fena görünmüyor, güzel görünüyor...sol öndeki ağaç 4 yaşında yaklaşık 9-10 metrelik bir ceviz ağacıdır. Cevizin tepe noktası, seranın 240cm lik kenar yüksekliği seviyesinde ancak var. Artık nasıl biryerde çalıştığımızı siz düşünün...birilerinin bıyık altından tam karadeniz işi dediğini duyar gibiyim...

Neyse seri üretime geçmiş gibi, yerde tünelleri hazırlayıp, kaldırıp henardaki profiller üzerine koyuyoruz, araya silicon-mastik sürerek mümkün olduğu kadar su geçirmemezliğini sağlamamız lazım. Yoksa burada kurutulacak fındıktan tek 1 tane, gelebilecek bir su sızıntısından dolayı yağ olursa, babamın dilinden kurtulamayız. Bu arada birkaç bilgi de vereyim. Toplam 18 tane 4mm lik polikarbonat levha aldım (2250 TL). 800 tane bunlara uygun akıllı vida, işkence, matkap...daha aklıma gelmeyen birsürü malzeme aldık. Malzemelerin birkısmını ben, birkısmını kardeşim yaptığı için, henüz oturup neye nekadar harcamışız hesabını yapmadık. fakat kabaca yaptığım hesapla daha şimdiden 6000 TL yi geçti diyebilirim.

[garlangufa]

.....devam

Sera biryandan kurulurken harmanda açık havada kurup sera bekcisine teslim ettiğim domateslerin durumundan biraz bahsedeyim.
Diktiğimde, neredeyse ölmek üzere olan, solmuş, sararmış domates fideleri 3-4 gün içerisinde umduğumdan çok daha hızlı toparlanıp büyüme moduna geçtiler.

Kullandığım su hemen harmanın kenarında 70m derinlikteki artezyenden alınan su. Ölçüm değerleri mükemmel diyebilirim. EC yi İlk ölçtüğümde yalnış ölçtüğümü, hatta EC metrenin bozulmuş olabileceğini bile düşünmedim desem yalan olur. EC değeri 0.0...evet 0.1 bile değil. Dere den aldığım su örneğinin EC sini ölçtüğümde ise 0.1, belediyenin suyunu ölçtüğümde ise 0.5 çıktı buda EC metrenin doğru ölçtüğünün kanıtıydı. Kudret abi zaten bu aletleri kolay kolay bozulmayacak şekilde yapmış, ellerine sağlık.
Sonuç olarak kullandığım suyun PH ı 6.5, EC si 0.0 (sıfır.sıfır). Sera bekcisini EC 2.1 e ayarlayıp sabah 06:00 dan akşam 19:00 a kadar 3 saatte bir 15 dakika çalışacak şekilde zaman saatini ayarladım ve pompaya bağladım.

Domateslerin 5.günü...

Domateslerin 9.günü...
Sık sık yağmur yağıp güneş geldiği için, sera bekcisinin üzerini bir naylonla kapattım, aksi halde depo dolup taşardı.
Sera bekcisinden biraz bahsedeyim. Çalışmasını seyretmek bile çok zevkli. Diyelim tankı taze su ile doldurdum ve EC 2.1 e ayarlı. Tanktaki su başlangıçta EC0.0 olduğu için hemen hava pompası çalışıyor ve yoğunlaştırılmış besin eriyiklerinin olduğu A ve B kaplarına hava basıyor, kaplardan tanka eşit miktarda besin eriyiği akıyor, tanktaki küçük pompada besin eriyiği karışmış suyu sera bekcisinin EC metresine ölçüm için iletiyor. Eğer EC 2.1 olmamışsa hava pompası çalışmaya devam ediyor, 2.1 olmuşsa hava pompasının çalışması duruyor.
Bu arada henüz bağlamadığım otomatik taze su alma düzeneği de var sera bekcisinin üzerinde. Su seviyesi belli bir seviyenin altına düştüğünde manyetik şamandıra vasıtası ile durum algılanıp (çamaşır makinalarının su alma kısmında da kullanılan ) su borusuna bağlı Ventil e iletiliyor ve ventil suyu açarak depoya taze su gelmesini sağlıyor. Taa ki su seviyesi belli biryere gelip manyetik şamandıra devreyi kapatana (devre kapanınca elektrikle çalışan Ventil de suyu kesiyor) kadar...

Bu arada ileride kıyaslama olsun diye bahcedeki domateslerin (toprakta) fotograflarını da ekleyeyim...

Şu anda Babamdan aldığım haberlere göre sera içerisine alınan ve Sera bekcisine emanet edilen domateslerin hepsi çiçek açmış ve çok büyümüşler. Yakında bahcedekileri yakalarlar diyor. Tabi benden 1000 km uzakta olunca meraktan çatlamamak elde değil....fotograf çekip gönderecek kimse de yok orada...sadece Babama, depodaki su azalınca doldurursun yeter, gerisini Sera bekcisi halleder dedim. 4 günde bir dolduruyormuş Sera bekcisinin deposunu. A ve B eriyikleri de henüz yarıya gelmiş. Tekrar gittiğimde su işini de otomasyona bağlayınca ve birde web kamerası takınca, artık hem merakımı giderebileceğim, hemde depoyu taze su doldurma derdi bitecek.

Söylemeyi unuttum. Anneme ve babama düşen tek bir iş, domateslerde bakım yani koltuk alma, yaprak budama ve ipe alma. Babam da o işi zevkle yapıyor zaten.
...... devam edecek...

[garlangufa]

... devam..

Sera kurulumuna dönelim.
Yüksek nemden dolayı tereyağı gibi eriyerek sabah 6 gece 12 ye kadar çalışmalarımız devam etti. Bu arada çeşitli teknikler de geliştirdik. Serada toplam 7 adet pencere var fakat üst kısmına (kubbesi diyelim) pencere koyamadık teknik sebeplerden dolayı ona biraz takılmış durumdayım. Eğer çok olumsuz bir yanını görürsem ne yapıp edip üste de havalandırma penceresi koyacağım ileride.

Köydeki insanlarda da merak uyanmaya başladı. betonun üstüne sera olurmu ?..."haaa..israil de de toprak olmadan sebze yetiştiriliyormuş yoksa buda öylemi ?"...diyenler de var. Bizim ev hemen köyün Camii sinin altında olduğu için Cuma günleri Camii ye gidenler gelip hal hatır soruyor. Bende elimden geldiğince bilgilendiriyorum. Farklı birşeyler yapıldığını gören birçok insan memnun oldu, moral verdi...
Karadeniz insanı, gelenek-görenek lerine bağlıdır. Kolay kolay bildiği yöntemlerden kopamaz ama bir okadar da yeniliğe açıktır. Yeterki doğru birşekilde anlatılsın, inansın...Çok farklı bir yapısı var, ben bu yüzden her Trabzona gittiğimde sanki farklı bir ülkeye gitmiş gibi oluyorum. Hizmet sektörü neredeyse sıfır. Fakat bunun yanında bir işi yapmak, bitirmek, inat etmek, olmazı olur yapmak, kafayı kullanmak ta sınır yok...birde espri anlayışı varki bu anlatılmaz ancak yaşanır.

Gerçek bir olaydan bir örnek...
Hastahane de insanlar sıra bekliyor ve sıra hiç ilerlemiyor. Birisi soruyor;
- Bu sıra niye hiç ilerlemiyor, nekadar bekliyeceğiz ?
yaşlı bir amcadan sessiz sakin bir cevap,
- lambalar arizalanmiş, hep kırmizi yanay, ondan bekliyruk...

....devam edecek..

[garlangufa]

... devam...

6 gün oldu sera inşaasına başlayalı. Ben ençok 1 haftada bitiririz ve 1 hafta da bana kalır diye 2 hafta izin almıştım işten, ama bu gidişle serayı bitirmeden İstanbul a dönmek zorunda kalacağım gibi. Gerçi çok yorulduğumuzdan arada 1-2 gün kaçamak yapıp yaylaya çıktığımız da oldu. Yayla havası çok farklı köyden. Köyümüz Trabzon merkeze 15 km, havaalanına 5 km...yayla ise Trabzon merkezden 60km kadar.

Acısu yaylası

Yayladan sonra seranun üst kısmının montajını bitirdik, oradaki tüm aile fertlerinin yardımı ile. Kivi bağlığının altında dinleniyoruz...

...devam edecek...(bu max 5 fotograf koyabilme meselesinden dolayı)

[mrduran]

Merhaba efendim,

Karadeniz/Temel Reis fıkrası 6 m2- lik düzeneğinizde gerçekleşmiş, üzüldüm, geçmiş olsun.

Sıradışı bir inat/çaba/espri/başarı yeteği oralara biraz fazla bağışlanmış Yaradan tarafından. Başaracağınıza inanıyorum, inşallah.

- Rüzgara karşı önlem olarak üstten bastırmak amacı ile.....
-Tepe pencereleri için; Orta direklerden 55-60 cm.'lik ve üst uçlarında halka olan krom(üstten pas akıtmaması için) dikme yukarı çıksa ve her dikmeye sabitlenmek şartı ile sağ ve sol tarafına toplam 2 pencere yapılsa... 2 pencere tek kasa içinde ve tümden PVC ; şeffaf tavan üzerinde yağmur geçirmemesi için yapıştırılacak sertçe lastik su borusundan(benzeri madde) bir yastık/çerçeve üzerine oturtulsa (kare/dikdörtgen/ovallığı karşılayacak kadar yumuşak olması yeterli).... Her dikme için yapılacak 2 pencere tek bir kasa düzeneğinde(Çatı eğimine göre sağ ve sola ortadan meyilli). Pencereler dikme ucundaki halkadan geçirelecek iplerle aşağıdan ayarlansa/sabitlense(Tek iple 2 pencere açılması uygun ise ....)..

- 3000 çilek+su+düzenek+5 kat hemde+rüzgar+çatı+ vs. malzeme ağırlıkları veya teras eğimindeki ufak dahi olsa eğimin etkisi. ???? incelenmeye değer. Betonarme/karkas/yığma/temel/dikmeler/kolonlar/bina oturması-kayması.... vs.....

Anne ve babanıza hürmetler, kardeşinize, kuzeninize ve göbeğini geç gösterdiğiniz Halil Usta' ya selamlar.(Belki sizin de hafif göbekli olmanızdan...)

Kolay gelsin, sağlıkla yaşayın cümleten inşallah.

Saygılarımla lütfen.

EK; Pencere açılması için, şeffaf plastikler testere ve maket bıçağı benzeri alet kullanmadan sıcak elektrikli aletlerle kesilmeli...

[garlangufa]

Sn. Mrduran,
Cevabınız için teşekkürler. Uyarınız çok iyi oldu (EK; Pencere açılması için, şeffaf plastikler testere ve maket bıçağı benzeri alet kullanmadan sıcak elektrikli aletlerle kesilmeli...)
Rüzgar hiç olmuyor değil ama öyle çok fazla, çatıları uçuracak kadar rüzgar olmuyor bizim köyde. Biraz çukur gibi kalıyor bizim köy, Trabzon un geneline bakıldığında.

[Adil]

Sayın Garlangufa büyük bir azimle başladığınız bu güzel eserinizin sonuçlarıda güzel olur inşallah.Son görüşmemizde bu sistem hakkında muhabbetimiz olmuştu.Çalışmalarınız çok güzel ilerliyor,gayet başarılı.Sizi takdirle izlemeye devam edeceğim.Bir gün ziyaretinize gelip bir çayınızı içeriz inşallah.
Kolay gelsin Saygılar selamlar.

[Dima]

Sayın garlangufa seranız hayırlı olsun. Bu serada fındık için hem yapmur yağmaz hemde çok iyi kurur

[nicea]

Hayırlı olsun sayın garlangufa , emeklerinize değmiş , çok güzel olmuş.maşallah diyelim.

[idris şenol]

sizinle ilk tanıştığımızda tarbzon a seradan bahsetmiştiniz nihayet seranızı kurmuşunuz
sera bekçisiyle umuyorum çok güzel işler yapacaksınız,hayırlı olsun

[rise_com]

Eline emeğine sağlık hocam.

[sans43]

Sayın aobaki,

Evin üstüne sera yapmak, ancak tipik bir Karadenizli'nin yapabileceği işti başardın ya seni tebrik ederim. Geçen sene Fethiye'de http://www.topraksizkultur.com/forum...tid=252&page=6
bu projenden bahsederken bana hayal gibi gelmişti ama şimdi gerçek tüm ihtişamı ile karşımızda duruyor.

Bu serada çilek yetiştirmek isteğini biliyorum son durum nedir fide temin edebildin mi? Kasım ayına kadar çilek fidelerini dikmen lazım yoksa geç kalırsın. Son durum fotolarını bekliyorum.

Tekrar tebrik eder başarılar dilerim.

[garlangufa]

Orijinal Mesaj Sahibi sans43

Sayın aobaki,

Evin üstüne sera yapmak, ancak tipik bir Karadenizli'nin yapabileceği işti başardın ya seni tebrik ederim. Geçen sene Fethiye'de Soilless Mini Sera Yapımı ve Çilek Yetiştirme
bu projenden bahsederken bana hayal gibi gelmişti ama şimdi gerçek tüm ihtişamı ile karşımızda duruyor.

Bu serada çilek yetiştirmek isteğini biliyorum son durum nedir fide temin edebildin mi? Kasım ayına kadar çilek fidelerini dikmen lazım yoksa geç kalırsın. Son durum fotolarını bekliyorum.

Tekrar tebrik eder başarılar dilerim.

Şansal abi selamlar,
Bu yıl sanırım seranın içi boş kalacak. 1150 Km uzaktan serada birşey yapılamıyor. Kardeşimin fındık alım-satımından dolayı başını kaşıyacak vakti yok şu sıralar. Bende ençok 1 haftalık izinle gidebildim ama seranın iç düzeneğini yapmak için 1 hafta yetmez. Saygın plastiğe oluklar için telefon ettim fakat olukları göndermek için ambar ı benim bulmamı istedi, Trabzonda iken hiç şehre inemediğimden ambar sorgulayamadım. Fide de henüz bulamadım. Seranın faaliyete geçmesi için içine 12 metre uzunluğunda 2 adet katlı çilek sistemi yapılması lazım (kenarları 2 metre eşkenar üçgen), olukların gelmesi lazım, fide lazım, cocopeat lazım + en az 2 hafta izin lazım. Sistemi kurduktan sonra sera bekcisine emanet etsem yeter (otomatik suyu alma işini de sera bekcisine bırakmak gerek. işte ozaman 1150 km uzakta serada birşeyler yapılabilir.) Ama bunları yapamadığım için canım çok sıkkın...emekliliğimi mi istesem ne ?
Fotograflara gelince ancak akşam eve gidince ekleyeceğim.

Selamlar & Sevgiler

[idris şenol]

sevgili ağbim emekli olmak güzel bir şey gibi olsada, bence yaşınızdan ziyade siz aktif bir insanınız ,sizi ilk tandığım günkü enerjinize bakınca emekliğileğe daha henüz erken kanatindeyim)fotoğrafları bekliyoruz

[MehmetFatih]

son durum nedir seranız tamamlandımı?Çilekler ekildimi merakla beklemekteyiz

[garlangufa]

Nerede kalmıştık sevgili dostlar;

Serayı yaptık evin damına'da içinde birşey yoktu. Ha bugün, ha yarın derken, çilek fidesini zamanında bulamamak, bulsam bile işten izin alamamak derken emekliliğim 3 yıl önce dolduğundan 31 Ekim 2013 itibari ile emekliliğimi istedim ve emekli oldum. Eeee şimdi koca sera (96 m2) boş mu duracak, geldim Trabzon'a 17 Aralık 2013 te ve macera tekrar başladı. Oluklar geldi Saygın plastikten, Kokopit geldi istanbuldan, Kokopit torbaları ve şablonu geldi Antalyadan Oğuz Alper Yeğen'den. Bu arada İstanbulda Kudret abinin NFT sistemde marul çalışmasını görünce iyice gaza geldim fakat Trabzonda araki bulasın dikdörtgen yağmur iniş oluğu bende PVC pencere sistemlerinde kullanılan 6m lik oluk kullndım(biraz pahalı oldu 4 tane 6m lik oluk 150 TL)

Trabzon'a geldiğimde dışarıda kar ve soğuk bir hava vardı fakat ısı sıfırın altına hiç düşmedi. Sera içinde en düşük 4 dereceyi gördüm.

[garlangufa]

Sera içi sıcaklık iyi de dışarısı baya soğuk 8-10 derece biraz güneş çıkınca sera içi 20 dereceyi geçiyor.

Niye illa hep ters şeyler bizim Trabzonda olurki ?

En düşük 4 dereceyi gördüm sera içinde. Gece gündüz farkı normalde ençok 6-7 derecedir buralarda fakat sera biraz güneş görünce iç ısısı baya artıyor, gece ise Polikarbon sera olduğu halde hızlıca düşüyor. Pencerelerin kenarlarından zehir gibi soğuk giriyor, yalıtım gerekli, çilek için sorun olabilir.

[garlangufa]

Lolla-Rosa Marul fideleri dikimi bekliyor. Kaç gündür güneş olduğu halde hala kar var dışarıda ve araya yılbaşı da girdi.

Marullar için NFT sistem hazırlarken

ve Zafanoz(Şimdi Bulak köyü oldu, eskiden çilek ve sayfiye yeri idi) dan Trabzon un görünüşü


Pencereleri açmayınca sıcaklık çok yükseliyor polikarbon serada.

Drenaj dönüşü için çok düşündüm ve bu sistemi en uygun gördüm.

[ankafar]

Cidden şahane olmuş. Baya baya profesyonel olmuş. Bu parçası bu şekilde olsaydı dediğim pek bir kısım yok. (çileklerde farklı türleri yan yana dikmeniz sorun yaratmaz zaten tohum üreten bir tür değil. Özellikle farklı türleri aynı anda dikmeniz baya iyi olmuş bizde önümüzde ki sene tür değişikliği yapmak istiyoruz o yüzden de yakından takipteyim).

[serkaf]

ellerinize emeğinize sağlık. bu kadar fot çekip paylaştığnız için ayrıca teşekkür edeirm.

[duvane]

Başarılar.

[garlangufa]

DİKKAT !! 14 Mart 2014 teki duruma göre : Aşağıdaki bilgiler gözlemlerim sonucundaki bilgilerdir, kesinlikle uzman görüşü değildir yalnış anlaşılmasın. Yalnış görmüş veya eksik değerlendirmiş olabilirim.

Şimdiye kadarki gözlemlerim sonucu çilek cinsleri hakkında biraz bilgi aktarayım diyorum.

Ben ençok sweet-charlie dikmiştim (1000 kök). Evet çok kısa sürede çiçekleniyor, Festival - Rubigen e nazaran soğuğa ve yüksek neme daha dayanıklı fakat fiziksel gelişim daha zayıf. Yani adam daha 1 yaprak çıkartmış, yanında uzatmış kolu üzerinde 7 çiçek. Ondan sonra da onları beslemek için o küçük gövde ile yırtın. Karadeniz bölgesine en uygun Sweet-Charlie demişlerdi. Herhalde kısa gün çeşidi olduğu için sanırım.

Diktiğim çeşitlerde en iyi gelişim gösteren, %99 nemde banamısın demeyen, çiçeklenme ve gelişimi en iyi olan cins Albion. Diğer tüm cinsler yüksek nemden etkilenip bir şekilde tepki verdiler fakat Albion da ne yaprak renginde bir değişim, ne bir külleme, ne bir sap çürüklüğü nede çiçeklenme ve gelişimin yavaşlaması gibi bir şey görmedim. Meyve oluşumu da başladı ve şekil bozukluğu sadece Albion cinsinde yok (son 6 gün geceleri sera içi 5-6 dereceye kadar düşüyor, gündüz de ençok 10 derece sisli ve yağmurlu).

Rubigen cinsi en az çiçeklenme olan cins ve en duyarlı olanı. Nem yükseldiği anda Rubigen ve Festival cinsinde hemen yaprak kıvrılmaları başlıyor. Rubigende az çiçeklenme olduğu ve meyveye geçiş başlamadığı için bir şey diyemiyorum.

Gelelim Festival cinsine. Eğer soğuklar olmayıp, Aralık, Ocak ve Şubat aylarındaki güneşli günler şimdi olsa idi rekor büyüklükte çilek elde edebilirdim sanırım. Festivallerin yaprakları Lahana gibi oldu, kökten yaprak dibine kadar uzunluk 26 cm (çoğunda 20cm üzeri) olan var. Meyve tutumu var fakat şekil bozukluğu da var. PH a çok duyarlı, biraz yükselip 7 civarına PH çıkınca yapraklarda sararmalar başlıyor.

Kısaca Trabzon ve serayı yaptığım Havaalanından 6Km yukarı Kavala köyüne en uygun Çilek cinsi Albion, Sweet-Charlie, Festival ve Rubigen. Tabiiki diğer cinsleri de denemem gerekiyor seneye. Bunlar Fortuna, Benicia,Mojave, Portola ve Camarosa.

[garlangufa]

31 Mart 2014.
Merhaba değerli dostlar,
10 gün önce İstanbuldaki işlerim nedeni ile Trabzondaki çilek serasını sera bekcisine bırakarak İstanbul'a geldim ve yarın Trabzon'a döneceğim.
Ben Trabzondan ayrılalı beri hava çok güzel gitmiş taaki geçen Cumartesi ve Pazar(dün)'e kadar. Kış aylarında soğuk olmaz buralarda
pek fakat Nisan ayından korkulur buralarda derlerdi de pek inanasım gelmezdi.....doğruymuş. Bu yıl ilk defa Pazar gecesi -2 dereceye düştü ısı Trabzon'da.
Serada ısıtma yok, birçok çiçek yanmış görünüyor. Meraktan çatladığım için neyapıp edin fotograf çekip bana gönderin dedim de aşağıda sizinle paylaşacağım fotograflar geldi. Sera polikarbon olduğu için üstünde biriken(bazı fotolarda görülüyor) 20 cm kadar karı kaldırabiliyor.
Birde biraz bile ışık olursa hemen ısınıyor. Fotograflarda gördüğüm kadarı ile Albion cinsinde fazla bir şekil bozukluğu yok fakat Sweet-Charlie de var. Festival cinsi ise herhalde karadeniz bölgesinde olduğundan kendini lahana zannediyor...Smile kökten Yaprak dibine sap uzunluğu 36 cm olmuş, çiçeklenme az, kol atma çok.

[garlangufa]

Eveeeet...1 Nisan 2014 te tekrar döndüm Trabzon'a seraya. Oldukca fazla kızarma var
fakat 2 gün üst üste kar ve soğuk hava gelişmeyi durdurmuş biraz. Dışarıdaki Fındık, karayemiş, erik, ceviz, incir de soğuk kaynaklı zararlar var.
Birkaç fotograf ekleyeyim.



Selfie

Yapraklar lahana gibi oldu...

[garlangufa]

9 Nisan 2014,
Uzayan kollara rağmen nihayet ilk hasat'ı yapabildim. 5500 gr Sweet-Charlie, 2350 gr Albion, 860 gr Festival,
640 gr Rubigen olmak üzere toplam 9350 gr çilek topladım ve ortalama 7,40 Tl/kg fiyat ile satabildim...

Tad ve koku olarak mükemmel diyebilirim (kendim yaptığım için söylemiyorum, kime taddırsam aynı şeyi söylüyor). Sırf test etmek için
Trabzon haline Mersinden yeni gelen ve aynı şale içine konmuş görüntüsü benimkilerden farklı olmayan çileklerden aldım 3 TL ye (560 gr geliyor o şaleler) fakat tadım yaptırınca benim çilekler açık ara önde çıktı.

Trabzondaki bu topraksız tarım çalışmamda zorlandığım, bilgi gereksinimi ve moral gereksinimi hissettiğim durumlarda hiç sıkılmadan bana destek olan,
Besin eriyiği ve Sera bekcisi konusunda Sn.Kudret Tezel hocama (ki yaptığı sera bekcisi benim kaygı duymadan serayı bırakıp 10-15 gün ayrılabileceğim bir otomasyon sağladı bana. Şu anda 3 haftalığına İstanbuldayım fakat eksilen su otomatik alınıyor, ayarladığım EC değerinde besin eriyiğı alınıyor, günde 3 kez 5'er dakika. Daha ne yapsın, uzayan stolonlarıda kesseydi....),

Teknik bilgi, ROA uygulama, hastalık ve Moral konusunda Sn.Alper Yeğen bey'e ve
Yine hastalık ve kullanılacak en mantıklı ilaçlar ve fide üretimi konusunda Sn.Mehmet Tuğrul hocama

Çok çok çok Teşekkür ederim.
En az 3 dönümlük topraksız çilek serası yapma yolunda planlarımı yapıyorum şimdi.





Bu uzantılar 3 günde büyüyen kollar, 3 gün önce temizlik yapıp Kars'a gitmiştim.

[Benol Hazaroğlu]

Kutlarım sizi. Gönlünüzden geçeni gerçekleştirmişsiniz. Azminiz sizi başarıya götürmüş.
Emeklerinize sağlık.

[garlangufa]

Orijinal Mesaj Sahibi Benol Hazaroğlu

Kutlarım sizi. Gönlünüzden geçeni gerçekleştirmişsiniz. Azminiz sizi başarıya götürmüş.
Emeklerinize sağlık.

Teşekkürler Benol hanım,
Haziran başında Trabzon'a döneceğim, beklerim ziyaretinizi. 2.çiçeklenme 10 gün önce başlamıştı, ozamana kadar tekrar olurlar.

[İsmail Kuzucu]

Emeğinize sağlk fideler çok sağlıklı gözüküyor, çilekler zaten 10 numara olmuş. Fidelerde Roa kullandınız mı acaba?