agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Agaclar.net Kullanıcı Hizmetleri > SIK SORULAN SORULAR / FORUM KULLANMA KILAVUZU
(https)




Beğeni Düzeni69Beğeniler

Sadece okunabilir konu
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 15-02-2012, 17:17   #121
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 07-06-2011
Şehir: sakarya
Mesajlar: 679
Teşekkürler mancozeb uygulamasının bilgisi sayfalarımızda vardır inşallah.

nılgun_dogan Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 15-02-2012, 17:30   #122
Kaybettik...
 
praecox's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-06-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 4,603
Galeri: 21
Vardır da ben yine yazayım.

Normal kullanımı dışında bir şey yazacağım.

yarım litre kadar suya bir veya iki kaşık mancozeb koyun ve lezyonlara fırça ile sürün. sonra normal seyreltip püskürtün. Diğer bitkilerinize de...

praecox Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 15-02-2012, 17:40   #123
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 07-06-2011
Şehir: sakarya
Mesajlar: 679
Çok teşekkür ederim inanın soru cavap olayını nasıl kısa tutupta sizi meşgul etmiyeyim diye elimden geleni yapıyorum okuyor okuyor okuyorum öğreniyorum işin içinden çıkamayınca sizi rahatsız ediyorum.

nılgun_dogan Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 22-02-2012, 16:42   #124
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 22-02-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1
Kaktüsümün gövdesinde açılma oldu

Kaktüsüm düşmediği halde, bir yere takılmadığı halde nedense gövdesinde açılma oldu. Çok endişeliyim kötü birşeyler mi oluyor? Yoksa iyi şeyler mi? Ve bu açılma sadece 1 günde gerçekleşti. İşte fotoğrafları:





Bir an önce yardım edin,bu konuyu bileniniz hiç yok mu?


Düzenleyen doğa23 : 23-02-2012 saat 16:27 Neden: Yazı ekliyecem.
doğa23 Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 29-02-2012, 11:41   #125
Ağaç Dostu
 
GÜLSEN_'s Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-03-2011
Şehir: GAZİANTEP
Mesajlar: 1,295
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi doğa23 Mesajı Göster
Kaktüsüm düşmediği halde, bir yere takılmadığı halde nedense gövdesinde açılma oldu. Çok endişeliyim kötü birşeyler mi oluyor? Yoksa iyi şeyler mi? Ve bu açılma sadece 1 günde gerçekleşti. İşte fotoğrafları:





Bir an önce yardım edin,bu konuyu bileniniz hiç yok mu?
sevgili doğa23 sanırım kaktüsünüzü çok fazla sulamışsınız suyu taman kesin hemde bahara kadar hiç vermeyin öylece kalsın açılmış artık orası zamanla kabuk bağlar ama gayet güzel görünüyo güle güle büyütün

GÜLSEN_ Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 11-03-2012, 03:09   #126
Ağaç Dostu
 
Talip Girgin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218
Fantom’u ziyarete Bangladeş'e gittim


Bundan “400 veya 500 yıl önce, gemisi korsanların saldırısına uğrayan genç bir adam, Bengali sahillerinin ıssız bir köşesinde bitkin vaziyette karaya çıkar. Onu pigmeler bulur ve iyileştirir. Genç adam, babasının katilinin kafatası üstüne yemin eder: Bütün hayatımı korsanlık, haksızlık ve zalimlikle savaşmaya adıyorum. Oğullarım da benim yolumdan gidecek...

Tüm denizciler ve yerliler Kızılmaske'yi ölümsüz sanmakta ve hatta ondan 'Ölümsüz Ruh' diye bahsetmektedirler. Adı ormanda bir efsanedir ve bu efsaneyle ilgili olarak sadece ormanda Fantom diye seslenin. O sizi bulur!”

Bir zamanlar hepimiz çocuktuk!
Teksas, Tommiks, Zagor, Kaptan Swing, Kızılmaske gibi çizgi romanlarını okul kitapları arasında bende herkes gibi çok okurdum. Kendimi bu çizgi kahramanlarının yerine koyar, kendi dünyamın kahramanı olurdum!

Çocukluk aklı işte, Kızılmaske’nin “Kafatası Mağarası”nı düşünür bir gün mutlaka oraya gideceğimi ve ormanda Kızılmaskeeeeee diye bağıracağımı, etrafımı pigmelerin saracağını ve beni ormanın efendisi Fantomun yanına götüreceklerini hayal ederdim.
Tabi bende ona; Fantom ağabey benim adım Talip Girgin seni görmek için çok uzaklardan, Türkiye’den geliyorum. Bana da ülkemde “Demirci Efe” derler. Aha da bak benim de kendi yaptığım bir yüzüğüm ve üzerinde kendi simgem var...
Demeyi çok istedim...


Yılların çok acelesi varmış birader... Benzinlik sayacı gibi hızla geldi geçti. Bizler birden ne olduğunu anlamadan büyüyüp çoluk çocuğa karıştık, kimimiz torun torba sahibesi oluverdik. Diğer taraftan Yaş’ta büyümüştük ama “baş’ta” halen bir çocuktuk biz! İnsanların yaşlandıkça çocuklaştığını ve hatta ender de olsa, doksan yüz yaşına gelenlerin bebekleştiğini, dişlerinin yeniden çıktığını ya görmüş ya duymuşuzdur.

Bir ömür bilinçaltında yaşattığımız o macera dolu “ben”liğimizi açığa çıkarıp bazen Zagor gibi AAHYAAKKK! Bazen, Ceyn’ini kaybetmiş Tarzan gibi AAAAOOOOooo diye, balta girmemiş (aslansız ormanlarda) bastık narayı! Bazen karanlığa kurşun sıktık “BANG BANG BANG!!!”, Boşalttığımız her fişeğin “barut kokusu” bizi kendine esir yaptı!

Bazen, “Rastgele” diyerek oltalarımızı serin sulara attık, bazen, “Mola” diyerek ağımızı derin sulara bıraktık. Bazen fotoğraf makinemiz ile o dağ senin bu dağ benim, o çayır senin bu bayır benim, dere tepe demeden hem gezdik hem deklanşörlerimize ŞRAK ŞRAK ŞRAK basıverdik. Vücudumuzdaki elektriği çıplak ayaklarımızla toprağa boşalttık. Akan çağlayanların yanı başında, ayaklarımızı sarkıtıp ıslık çaldık.
Bazen pür dikkat kesilip yaban hayata kulak verdik. Kâh bülbülü taklit eden kanaryaları dinledik, kâh kurbağa sesine hayran bakan çalı kuşlarını gözledik. Yavaş yavaş doğayı ve canlılarını sevmeye başladık. Bazen onlarla iletişime girmeye çalıştık; sessizce dinledik, dinledik, dinledik ama olmadı tüm yabaniler bizim varlığımızdan rahatsız oluyorlardı. Bir türlü onların dünyasına ayak uyduramıyorduk.
Neden rahatsız olmasınlar ki? Biz onların tanıdığı insan; “Tarzan” değildik! Bizler, yani birçoğumuz onlar için gözü dönmüş katillerdik! Uzun süredir evde beslediğim bir muhabbet kuşumuz, iki adet kaplumbağa, bir adet beta balığımız var. Daha önce de baktığımız yüzlerce akvaryum balığımız vardı. Kaplumbağaların yem almak için yaptıklarını görseniz şaşarsınız. Beta’nın yem verdiğinizde o olağan üstü elbisesi ile tavus kuşu gibi kabardığını ve bir hamlede yemi yuttuğu görülmeye değer.

Muhabbet kuşu evlere şenlik, kendini zorla sevdiriyor! Kafesin içine parmağınızı uzatıyorsunuz kuş, başını parmağınıza yaslayıp yatarken durmadan cıvıl cıvıl bir şeyler anlatıyor. Kafesinin kapağını açıyorum dışarı çıkıp elimin içine yatıyor. Bazen omzuma gelip kulağımın içine cıvır cıvır bir şeyler anlatıyor. Kafesinde ıslığıma cevap verip Arap kızı gibi bana yakın yerden, tellerinin arasından şaşkın şaşkın, meraklı gözlerle beni izliyor. Harika bir şey bu yahu...

Yaklaşık 15 yıldır hiçbir canlıya keyfiyetten kıyamaz oldum. Daha önceleri de aman aman öyle bir hırsım yoktu; üç beş bıldırcın birkaç ördek, birkaç çulluk, bir iki tavşan, yedi domuz, bir gergedan, iki fil, üç leopar, dört bizon; bir yabani manda... Allah aşkına biri şu “ÇAN”I sallandırsın yoksa tüm mahlûkatın neslini bitireceğim yahu! )

Bazen tüm bunlar yetmeyebiliyor!
Tıpkı yıllarca hiç bıkmadan usanmadan bilinçaltımızda yaşattığımız hayalimizin peşinde koşma isteğimiz gibi. Fırsatını yakaladığımızda hiç düşünmeden karar veririz. “Bu saatten sonra bir daha bu fırsat gelmez” deyip hayallerimizin peşine takıldığımız olur değil mi?

Talip Girgin Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 11-03-2012, 03:10   #127
Ağaç Dostu
 
Talip Girgin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218
İşte bende 2011 de öyle yaptım...

İçimdeki Tarzan’ı sınamaya kalktım. Hakikatten “Demirci Efe” efelendiği kadar cesaretlimiydi; yoksa beyaz perdenin yarattığı film kahramanı gibi, bir sanal kahraman mıydı?

Hemen, göklerin hâkimi “Mister No” dostumu arayıp ona bu dâhiyane fikrimi açtım. Bana bu işin çok tehlikeli ama aynı zamanda çok eğlenceli olacağını söyledi. “Keşke senelik iznimi kullanmamış olsaydım Talip Ağabey bende seninle kalırdım” dedi. Ve hazırlıklarımızı yapıp yola çıktık.
Çok uzun bir yolculuk oldu. Ermenistan ve İran hava sahasından sonra Afganistan’da mücahit kardeşlerimizin arasında bir gece dinlendik ve yakıt takviyesi yaptık. Ertesi gün tekrar mücahitlere el sallayıp, Pakistan ve Hindistan üzerinden geçerek Nepal de ikinci molamızı verdik. Nepal’da başımıza gelenleri anlatmaya kalksam asıl konudan çok uzaklaşacağım! Buraya parantez açıp “başka sefer inşallah” diyerek daha önce ziyaret ettiğim Katmandu’nun üzerinden Batı Bengali ormanlarını geçerek Hint okyanusuna geldik.

Edindiğim bilgiye göre, okyanusta küçük bir adacık olan Eden adasına kuşbakışı bakıldığında dilini çıkarmış bir Hintli kafatası sureti görecektik. Daha sonra o uzun dilinin istikametine doğru gidip, gerçek kafatası mağarasının bulunduğu tepeden bu adanın görünür olan yerinden aşağıya doğru inecek ve ormanın derinliklerinde Kızılmaske’yi çağıracaktım.

Dağların, şelalerin ve Okyanusun üzerinden geçip sonunda “Eden” adasını bulmuş ve adanın kuzeyindeki en büyük dağın tepesindeki düz bir araziye sevgili dostum Mister No beni bırakmıştı. Tam yirmi gün sonra beni bu kez aşağıdaki “Eden” adasının üzerinden alacaktı.
Sevgili dostum” yirmi gün sonra görüşürüz, Eden budur eden bulur” diyerek yanımdan ayrıldı. Ben hiç vakit kaybetmeden dağ bayır usanmadan hırsla yürüdüm. Attığım her adım beni hayallerime daha da yaklaştırıyor gibiydi.

Sırtımda ve elimde yaklaşık 30 kg yük ile bazen bayır aşağı iniyor, bazen bayır yukarı tırmanıyordum. Her bir tepenin ardında aradığımı bulacağımı ümit ediyordum!

Bazen içine düştüğüm labirent yollar yüzünden karamsarlığa kapılsam bile, ya bir sarmaşık, ya bir ağaç dalı beni çıkmaz denilen yerlerden çıkarıyor veya aşağı indiriyordu.

Talip Girgin Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 11-03-2012, 03:11   #128
Ağaç Dostu
 
Talip Girgin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218

Vahşi ormanın derinliklerinde bazen bir leopar kükremesi bazen çakalların uluması geliyordu. Allahtan gelirken mavi yolculuğum sırasında kendimi Adana’da bir hocaya efsunlattırmıştım! Bu nedenle vahşi doğanın hayvanlarının her daim korktukları bir Tarzan’dım ben! Beni vahşi hayvanlar değil susuzluk korkutuyordu. Yanımda yeterince suyun olmaması bu yorucu yolculukta beni güçsüz düşürebilirdi.
Dağ keçisi gibi taştan taşa atlıyor kayadan kaya’ya tırmanıyordum.

Kocaman kayalar önüme duvar gibi çıktıkça, bir o kadar daha yoruluyordum. Sırtımdaki yük, her adımda biraz daha ağırlaşıyor ve beni geriye doğru çekiyordu. Sık sık sırtımdaki ağırlık yüzünden denge kurmakta zorlanıyordum...

Saatlerdir taşlı, kayalı, bozuk güzergâhta, dengeli dengesiz, her an yere düşüp bir tarafımı kıracak risk ile birlikte yürüyorum. Nehir sesini duymaya başlamıştım ama sadece sesini duyuyordum. Bu sesin geldiği yöne doğru dudaklarım çatlamış, karnım acıkmış, boyum kısalmış şekilde giderken birden, nehirden taşan kaçak su birikintisi ile karşılaştım. Yaşasın!

Eğilip doya doya, kana kana suyumu içip yüzümü yıkadım.

Kısacık bir mola ile kendime gelmiştim. Daha o kadar yürüyebilirdim artık... Açılın yoldan Tarzan Talip geliyor... AAHHYAAKKK!..karamba karambita... Birden Zagor’laştım ne hikmetse... hatlar karıştı sanırım. AAAOOOOoooo...

Son kayalıklardan indikten sonra nehir yatağına ulaşmıştım. Bir an durup doğanın sesine kulak kabarttım. Medeniyetten o kadar uzaktım ki... Etrafımdaki kayalarda; ayılar pençeleri yani tırnaklarını bilemişler, suyollarındaki çamurlarda, domuzların devasa boyutlarda, birbirini takip eden taze ayak izleri vardı.
Süratle akşam olmadan çadırımı kurdum ve önüne ateşimi yaktım.

mandalinci beğendi.
Talip Girgin Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 11-03-2012, 03:15   #129
Ağaç Dostu
 
Talip Girgin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218
Yine bir dağcının olmazsa olmazlarından, yanımda getirdiğim olta takımımı hazırlayıp ya bismillah deyip suya salladım.

Te be ya, sankilim (!) sürüler halinde bana “hojgeldin” e gelmişlerdi! İçlerinden iki danesini ahşam yemeğim için soframın baş tacı ediverdim!


Bu balıkların bildiğimiz kırmızı benekli alabalıklardan farklı yanı, kırmızı beneklerinin deri altında silinik görünmesi. Sanki kırmızı beneğin üzerine şeffaf bir film kaplamışlar gibi. Oysa alışık olduğumuz kırmızı benekli dere alabalıklarının kırmızı benekleri daha belirgin oluyor. Yüksek rakımlarda, debisi çok yüksek buz gibi soğuk akarsularda yaşayan bu balıklardaki aksiyon ve dirilik, gökkuşağı alabalığında olduğu gibi çok ileri düzeydedir.

Nereye gidersem gideyim metremi yanımdan hiç ayırmam. Yakaladığım balığın boy ölçüsünü alır, limit altı olanları tekrar suya salarım...
Akşam yemeğini yedikten sonra yaban hayatın yaban hayvanlarından her ne kadar efsunlu da olsam hem kendimi hem eşyalarımı korumak için çadırımın başına yaktığım ateşi daha bir canlandırdım. Etrafta bulduğum kütüklerle kocaman bir ateş yakıp çadırıma istirahata çekildim...
Sabaha karşı ay ışığının altında, somon yakalamaya inen ayıların gölgeleri çadırıma düşüyordu ama akarsuda o kadar çok balık vardı ki, şu ana kadar “Gönül hoşluğu” ile hiçbir ayı’ya cazip gelmedim yani)

Hülya ve mandalinci beğendi.
Talip Girgin Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 11-03-2012, 03:18   #130
Ağaç Dostu
 
Talip Girgin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218

Aha da tünelin ucu göründü, velev ki kürekler yerinde olsun...

Bu ne güzellik yarabbi?
Burada biraz takılsam, bir iki dalsam serinlesem...

Len olum yolu kaybettim nerden dönecektik, nereye park edecektik. Jeneratörde çalışmıyor... Yok, mu bir tane ışık tabela; len Pigme Spinny nerdesin yahu kaldık anasını satim mağaranın içinde! Fenerin de pili bitmiş eyvah ki ne eyvah! Nerde bu devlet, nerde bu millet aloooo, kimse yokmuuuu?
-DÜMDÜZ GİT DÜMDÜÜÜÜZ

-Şiişt ne oluyor kim o?
Ben Yer altı Dünyasının karanlıklar prensi Yarasa Şadon’um...
-Tenkyu verimaç Yarasa Şadon sağ ol arkadaşım.(Hızır gibi yetişti vallah)
“Ben kalender meşrebim güzel çirkin aramam
Gönlüme bir eğlence isterim olsun
Saçları samur, gözleri mahmur, biraz da şirin olsun
Kaşı gözü kara olursa olsun, yanağında bir beni mutlaka olsun
Endamı şanlı, sohbeti tatlı, biraz da şahin olsun
Yan bakışı yaksın, cilvesi yıksın, olursa böylesi böylesi olsun
Gözleri şahbaz, gerdanı beyaz, biraz do tombul olsun...
Olsunnn...amaaann

Keyfim gıcır te beyaa..
İyi iyi ortalık fotoğraf makinesi ile aydınlandı biraz.

Tamam, şuradan çıkayım bakim... ne var ne yok.

Bunlarda ne böyle? Aaa totem!

Daracık yerlerden geçerek nihayet mağaranın çıkışı gördüm...

mandalinci beğendi.
Talip Girgin Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 11-03-2012, 03:23   #131
Ağaç Dostu
 
Talip Girgin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218

Günlük güneşlik bir ortama çıkınca azıcık körlük yaptı diye ortalığı kaldırdım ama sonra bunun geçici olduğunu öğrenince; Türk filmlerindeki kör rolü oynayan Hülya ablam gibi “Allah’ım şükürler olsun görüyorum, görüyorum” diye önüme çıkan ilk ayıya sarılasım geldi!

Nihayet dışarıya çıktım ve Pigme Spinny in dediği gibi çevrenin güzelliği beni müthiş etkiledi beni. Nerdeyse aşağı yuvarlanacaktım. Burası saklı bir cennet olmalı!

Fantom da nerede yaşayacağını biliyor hani vay çakal vay!
Rüya gibi yer burası beya...

Yeni bir sayfa, yeni bir dünya; reset durumundayım!
Tertemiz doğanın kucağına bir yağmur tanesi gibi saf ve duru’yum. Engin, dingin, zengin! Miltimilyoner gibiyim milti milti... süper burası yahu...

Çok dikkatli bir şekilde aşağıya iniyorum. Ayağım bir kayarsa tepe takla nehire kadar iner, o akıntı da beni okyanusa kadar götürürdü muhtemelen. Ondan sonra otur ağla, ayağım kaydı çamura düştüm üüü!

Yok, burası hakikatten cennet olmalı, kuş sesinden ve su sesinden başka bir şey yok. Doğa insanı çağırıyor... Bırakın çağırmayı yakaladığını sanki bırakmıyor. Hani geride yarım işlerim olmasa, burada gönüllü kalmaya razıyım arkadaş... Uzun taş kaplı bir yolda merakım büsbütün artmış vaziyette ilerliyorum... Vay anasını be rakım en az 1500; ciğerlerim bayram yapıyor, kalbim eş dost ziyareti... selamünaleyküm...

Hülya ve mandalinci beğendi.
Talip Girgin Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 11-03-2012, 03:25   #132
Ağaç Dostu
 
Talip Girgin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218

Sarkıklardan sarkan sümüğümsü koyu renkli sıvılar dikkatimi çekmişti...
Ayrıca insan siluetini andıran doğal heykellerin boynuma sarılacağı hissine kapılıyordum. Öyle çoklardı ki hemen her köşede nöbet bekleyen askerler gibi beni izlediklerini düşünüyordum. Benden başka birilerinin nefesini ve kalp atışlarını duyuyor ama kimseyi göremiyordum. Kızılmaske’nin bu kadar zor bulunacağını tahmin etmemiştim. Sözde adını seslendiğimizde o gelip bizi bulacaktı. Yedi sülalesini saydım tık yok!

Mağara gittikçe gizemli bir hal aldı. Tavandaki nefes borusuna benzeyen deliklerden içeriye sıcak hava geliyordu. O deliklerden aşağıya sarkan bir kurbağa dilinin beni sinek gibi avlayacağını düşünmeye başlamıştım. Bunların hepsini daha önce lunaparklardaki karanlık tünellerde yaşamış gibiydim. Birileri yine benim cesaretimi mi sınıyordu?

Yollar gittikçe daralmaya başlamıştı...

Geçit iyice daralmış ve ben iki kayanın arasına sıkışmıştım. Kayaların arasından geçerken sürtünme esnasında, kayalardan yüzüme ve gözüme bulaşan o sümüğümsü sıvı madde; benim etrafımı negatif görmeme sebep oldu. Her yer griydi. Yanımdaki kayanın içinden bir çocuk siluetinin çıktığını fark ettim ve korktum!

– Küçük çocuk bana sessizce “korkma, bu mağara seni istese de alamaz. Çünkü ben senin sayende yaşıyorum! Ve bu mağaradan seni ben çıkaracağım” dedi.
- Peki, ama sen kimsin?
Neden benim sayemde yaşıyorsun?
Kızılmaske nerede?
Beni buradan nasıl çıkaracaksın?

-Merak etme tüm sorularının cevabını alacaksın.

Devam edecek...

Not: Sağımdaki kayanın üzerindeki profili çıkan çocuk resmi orijinaldir. Kesinlikle üzerinde oynama yapılmamıştır.

tabiat ve mandalinci beğendi.
Talip Girgin Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 11-03-2012, 03:31   #133
Ağaç Dostu
 
Talip Girgin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218
Devamı için gerekli alan!-5

Bu yazının tamamını tek seferde bir çok sitede tek sayfaya yapıştırdım. Bu sayfaya da tek seferde yapıştırmanın bir imkanı yok mu? Daha fazla smly vs izin verilemez mi? Saygılar...

Talip Girgin Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 11-03-2012, 10:00   #134
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Galeri: 88
Sayfaların açılması ağırlaşıyor...

Bir de fotoğrafları foruma yükleseydiniz keşke...

http://www.agaclar.net/forum/forum-k...iniz/24488.htm

Bu sorunun yaşandığı birkaç mesajı burada topladım...

peyker beğendi.
malina Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 29-03-2012, 23:04   #135
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 29-03-2012
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 3
Forumu çok aradım ama problemime bir çözüm bulamadım. Yardım Eden Arkadaşlara şimdiden çok teşekkürler

2 ay önce çift dallı bir orkide aldım. çift dalda 4 çiçek 4 te tohum vardı. Eve getirdikten sonra 2 si döküldü daha sonra 2 si çiçek açtı. Ve şu anda çiçekler oldukça sağlıklı gözüküyor. bilmediğimden dolayı orkidemi aldığımda cam saksıya dikmiştim ama yaptığım hatanın farkına vardım ve plastik saksıya aktarıp sanırım iyi bir şey yaptım. Fakat orkidemin kökleri aldığım plastik saksıyı dolduracak kadar çok değil ve plastik saksının kenarından baktığımda gözükmüyorlar. hazır aldığım orkide torfu var saksının kenarlarında. Bu bir problem yaratır mı?

2. problemimde yapraklarda kesik şeklinde yarıklar oluşmaya başladı. Çok aramama rağmen bu gibi sorunla karşılaşan birine rastlayamadım forumda.

son 2 resimde haftasonu aldığım küçük orkidemin resimleridir. aldığımda 3 çiçek vardı. saksısını ve topragını değiştirdim çünkü yosunlaşmıştı. değiştirirken gördüğümde çok az kökü vardı bende bulabildiğim en küçük kaba plastik bardağa diktim ama bugün baktığımda köklerde küçük beyaz tanecikler oluşmuş ve hafta sonu gördüğümden daha cansızlaşmaya başlamış. Yapraklarının rendi hafif sarıya doğru dönmüş ve çiçeklerinden biri döküldü diğer ikisi de dökülmek üzere. Hayata döndürmek için ne yapmam gerekiyor.

Bu konularda yardımlarınızı bekliyorum.
ilgilenen arkadaşlara çok teşekkür ederim










erqanur Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 29-03-2012, 23:05   #136
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 29-03-2012
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 3
Resimlerin geri kalanları.

Daha detaylı fotoğraflar gönderebilirim.







erqanur Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 01-04-2012, 12:02   #137
Ağaç Dostu.
 
Giriş Tarihi: 07-11-2011
Şehir: zonguldak
Mesajlar: 97
iyi günler evimde kendi çapımda balkonda tohumdan yetiştirmeye calıstıgım çiçekler ve bir kaç ladin türü resimlere göre ne zaman şaşırtmam gerekiyor küçük fide poşetlerine... bu boyda iken mantar ilacı kullanmam dogru olurmu zarar verirmiyim fidelere 10 günde bir çiçekli bitkiler için satılan genel sıvı bitki besini kullanıyorum toplamda iki kere kullandım fidelerin durumuna göre degerli yorumlarınızı tavsiyelerinizi eksik etmezseniz sevinirim saygılarımla






myildiz Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 01-04-2012, 12:02   #138
Ağaç Dostu.
 
Giriş Tarihi: 07-11-2011
Şehir: zonguldak
Mesajlar: 97




myildiz Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-04-2012, 12:43   #139
Ağaç Dostu.
 
Giriş Tarihi: 07-11-2011
Şehir: zonguldak
Mesajlar: 97
iyi günler evimde kendi çapımda balkonda tohumdan yetiştirmeye calıstıgım çiçekler ve bir kaç ladin türü resimlere göre ne zaman şaşırtmam gerekiyor küçük fide poşetlerine... bu boyda iken mantar ilacı kullanmam dogru olurmu zarar verirmiyim fidelere 10 günde bir çiçekli bitkiler için satılan genel sıvı bitki besini kullanıyorum toplamda iki kere kullandım fidelerin durumuna göre degerli yorumlarınızı tavsiyelerinizi eksik etmezseniz sevinirim saygılarımla






myildiz Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-04-2012, 12:44   #140
Ağaç Dostu.
 
Giriş Tarihi: 07-11-2011
Şehir: zonguldak
Mesajlar: 97




myildiz Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 16-04-2012, 19:17   #141
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 23-11-2011
Şehir: adana
Mesajlar: 228
Foruma yüklenmediği için görünmeyen fotoğraflar

Geçen yılllardan örtü altında Fanny F1 ve Rest wıne F1 domates üretiminden görseller.














Ekrem Uslu Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 02-05-2012, 18:38   #142
dkk
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 20-02-2012
Şehir: Burdur
Mesajlar: 8
Foruma yüklenmediği için görünmeyen fotoğraflar

Selam,

Neneme civciv almıştım. O bakamam deyince civciv bana kaldı. Bu tavuk normal kahverengi bir yumurta tavuğu. Yanına horoz veya tavuk almadık. Hep tekti ve tek büyüdü. Şimdi yumurtluyor balkonda kümesi var 2 günde bir yumurtluyor. Bol bol toprak yeşillik böcek yiyor. Haftasonları kümesini temizliyorum. Pelet yem veriyorum. Kümesinin fotoğraflarını çektim sizlerinde değerli fikirlerinizi almak istedim.


dkk Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 03-05-2012, 12:44   #143
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 17-10-2011
Şehir: adana
Mesajlar: 15
Benim tavuğum öyle olcak Vay bee ligorin tavuğu galiba.

şenpınar Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 06-05-2012, 00:22   #144
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-02-2010
Şehir: izmir
Mesajlar: 130
Herkese iyi geceler dilerim. Önceden bahsetmiş olduğum ağacımızda bulunan hastalıkla ilgili resimleri aşağıya ekliyorum. Umuyorum ki önemli bir durum yoktur. Hastalıkla ilgili gözlemlediğim bazı husular şunlardır;
1- Yapraklardaki bu oluşum son 1- 1,5 hafta içinde ortaya çıktı.
2- Bu hastalıktan dolayı ağaçlar yapraklarını dökmeye başladı.
3- Yaprakların yanında bazen meyvelerin de düştüğünü görebiliyorum.
4- Bu hastalık sadece ilk uyanan cevizlerde söz konusu. Bahçede bulunan 2 adet ince kabuk cevizimizde bu hastalık hiç görülmüyor. Ki bu 2 adet ceviz ağacı, hastalığın görüldüğü cevizlerden hemen hemen 2 hafta sonra yapraklanmaya başladı.

Yorumlarınızı ve tavsiyelerinizi sabırsızlıkla bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.

Yapraklardaki lekeler şu şekilde;




Meyvelerdeki durumda şu şekilde;


Blacksoul1903 Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 07-05-2012, 01:05   #145
Ağaç Dostu
 
Çamtepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-12-2010
Şehir: İstanbul, Çanakkale, İzmir
Mesajlar: 646
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi BLaCKSouL1903 Mesajı Göster
Herkese iyi geceler dilerim. Önceden bahsetmiş olduğum ağacımızda bulunan hastalıkla ilgili resimleri aşağıya ekliyorum. Umuyorum ki önemli bir durum yoktur.
Antraknoz klübüne hoş geldiniz. Bu başlık altında mücadeleyle ilgili bilgiler mevcut.

Çamtepe Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 08-05-2012, 16:17   #146
dkk
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 20-02-2012
Şehir: Burdur
Mesajlar: 8
Bilmiyorum sanırım ligorin.





Şunun keyfine de bakın odama da alıyorum iğrenmeyin, o benim biriciğim.


dkk Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 28-05-2012, 09:40   #147
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 04-04-2012
Şehir: istanbul
Mesajlar: 77
Arkadaşlar bahsi geçen Antraknoz rahatsızlığı ile ilgili yazılarınızı ve görsellerinizi okudum. Sanırım bu rahatsızlık benimde başımda var. Ben fotoğraflarımı paylaşıp sizlerinde görüşlerinizi almak isterim. Teşhis gerçekten Antraknoz mu bunu öğrenmek istiyorum. Sizlerinde gözüne çarpan fark ettiğiniz farklı hastalıklar var ise bunuda öğrenmek isterim. Bahçemde ki hemen hemen bir çok meyve ağacında benzer görüntüler var.






ahanda Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 28-05-2012, 12:34   #148
Ağaç Dostu
 
Çamtepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-12-2010
Şehir: İstanbul, Çanakkale, İzmir
Mesajlar: 646
Çoğu antraknoz bence. Bir iki resimde siyahlık yaprağın ucundan başladığı için bir besin eksikliği de olabilir mi diye düşündüm. Yaprak analizi yaptırma ihtimaliniz var mı?

Eğer ağaçlarınız çok genç değilse, antraknoz belirtileri çok yaygın değilse ve su stresi yaşamıyorlarsa ilaçlı mücadele gerekmeyebilir. Suyuna ve azotlu gübresine dikkat edip, zararı sadece yapraklarla sınırlı tutabilirsiniz..

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ahanda Mesajı Göster
Bu biraz rüzgar yanıklığına benziyor

Alıntı:
Bu da sanki böcek yemiş ya da dolu vurmuş gibi. Hastalık olduğunu sanmıyorum.

Çamtepe Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 10-06-2012, 05:02   #149
Ağaçsever
 
gencmenn's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-06-2012
Şehir: lichtenfels
Mesajlar: 38
Web üzerinden fotoğraf küçültme

Fotograflarimizi program kullanmadan, online nasil büyültürüz veya kücültürüz.
Öncelikle
internette asagidaki online photoshop sitesine giris yapin.

Pixlr.com


OPEN IMAGE FROM COMPUTER `e tiklayin


Klasörden istediginiz fotografi secin


Asagidaki gibi fotografim acildi.


Menüde IMAGE yazan yeri tiklayin asagiya dogru bir liste acilacak, siz IMAGE SIZE ´ye basin




asagidaki gibi bir menü acildi, siz istediginiz ebatta secim yapabilirsiniz



Ben örnek amacli 800 pixel sectim, eger 640 pixel secerseniz, forumdaki grafiklerin boyutu gibi olur


islem tamam, simdi fotografimizi kaydedelim. Menüde en sol üstte FiLE yazan yere tiklayin ve asagiya acilan listede SAVE yazan yere tiklayin.


Acilan dosyanin icinde FORMAT olan yeri JPEG yapin ve onun altinda bulunan yerdende fotografin kalitesini belirleyin QUALITY yazan yeri 100 `e getirirseniz en kaliteli boyutta olur ve en son OK basin ve fotografinizi kaydedin



internette programsiz fotograf kücültme veya büyütme islemi bu kadar

Kolay gelsin
Gencer Seri 2012
Bu forumdaki fotograf ve grafikler Gencer Seri´ye aittir, izin alinmadan kopyalanmasi ve baska bir forumda kullanilmasi yasaktir.

gencmenn Çevrimdışı   Başa Dön
Eski 13-06-2012, 17:02   #150
Yeni Üye
 
lodi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-12-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 9
Thumbs up neye ihtiyacı var?

Benim orkidem yaklaşık 2 seneden fazladır bende toprağını hiç değiştirmedim.Değiştirmek için en uygun zaman ne zamandır?Çiçeklerini dökmesini mi bekleyeyim?Arkada sararan,birde ortadan yırtılmış yaprak var onları keseyimmi?Forumda epeyi araştırdım ama tam sorularımın cevaplarını bulamadım yardımcı olursanız sevinirim
[IMG][/IMG]
[IMG][/IMG]
[IMG][/IMG]


Düzenleyen lodi : 13-06-2012 saat 20:37 Neden: resim gösterememe sorunu
lodi Çevrimdışı   Başa Dön
Sadece okunabilir konu

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:12.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024