agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Daha İyi Bir Yaşam İçin
(https)




Beğeni Düzeni49Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 10-03-2007, 22:56   #1
Ağaç Dostu
 
kürşad's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-10-2006
Şehir: Bayramiç / Çanakkale
Mesajlar: 949
Galeri: 25
Toprak sürülmeden tarım yapılması (No till)

Amerikada bir süre yaşamış olan bir arkadaşım mailinde yazmıştı.
Bir arazi sahibinin misafiri olmuş ve sülün avına gitmişler.
Arazi sahibinin arazisinin yüzlerce dönüm olduğunu bir kısmının mahsülünün hiç ellenilmeden dalında bırakılıp kışın sülünlere yem yapıldığını. (sülünün temel yiyeceği de mısırdır bu arada.) Anlattığı; hatta bu kişinin araziyi mahsülü aldıktan sonra sürmediğini sadece tohum ekimi esnasında mibzerin metal uçlarının toprağı çizerek içindeki kanaldan tohumun bırakıldığı ve bu sayede çiftçinin devletten de teşekkür ve prim aldığıydı.
İlk birkaç yıl az ürün devamında birkaç yıl normal ürün ve devamında senelerde eskiye oranla fazla ürün aldığını anlatmıştı.
Bahçeye uygulamayı düşündüm ancak ayrık ve fidanlara dolaşan borazan şeklinde çiçeği olan sarmaşıklar yüzünden aklıma pek yatmadı.
Birde bizim bahçede meyve ağaçları var bunlarda da uygulanır mı?
otları kesmeyelim desem ağacı ot boğacak, dibinde fazla ot çıktığında gövde kurdunda patlama yaşanacak, ağaç hava alamayıp sıcaktan yanacak gibi dertleri de var ayrıca ağacın dibini çapalayıp bakım gübre yapmazsak serpilip büyümeyecek.
konu hakkında bilgisi olan var mı?

gilan beğendi.
kürşad Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-03-2007, 23:20   #2
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Minimum toprak işleme giderek yaygınlaşacak olan bir tarım tekniği. İyi tarım uygulamalarında özellikle kullanılıyor. Önemli olan toprağın devrilmeden ve yüzeyden işlenmesi. Ancak arada pulluk tabanının oluşmasını engellemek veya oluşmuşsa yok etmek için dipkazan çekmek gerek. Bu toprağı yırtarak işler, devirmez. Bu şekilde toprağın biyolojik yapısı da bozulmuyor.

Meyveliklerde sadece ağaçların altlarını veya sıra üzerlerini işliyorsunuz, sıra araları otlu kalıyor. Bu erozyona da engel oluyor. Toprak neminin kaybını önlüyor. Otları gerekirse biçin, toprak yüzeyine serin, bu malçlamaya yarıyor.

Makine ile toprak işlerken kombine aletler kullanmak gerekiyor. Böylece her farklı iş için birçok kez bahçeye traktör sokmuyorsunuz.

gilan, pria ve Çamtepe beğendi.
Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2007, 00:30   #3
Ağaçsever
 
arodopman's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-08-2004
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 82
EKİN SAPI DEVRİMİ
doğal tarıma ve doğal hayata giriş
Masanobu FUKUOKA
Kaos Yayınları
2006 – İstanbul

Kış başında alıp satır satır altını çizerek iki kez okuduğum bu kitap bugüne kadar öğrendiğim pek çok bilgimi alt üst etti. Ne zamandır burada yazmak istiyordum bir türlü fırsat olmadı. Sayın Kürşad arkadaşımızın konuyu açıp sayın Mine Pakkaner’ in yanıtının ardından belki biraz olsun bir ışık verir düşüncesiyle bende katılayım dedim. Sayın Halit Togay, ‘’Buralardan Çekip Gitmek’’ topiğinde ilk kez sözünü ettiği bu kitabın tüm doğa severler tarafından okunmasını öneririm. İstanbul’da dahi bulmakta hayli güçlük çekip yayınevine kadar gitmek zorunda kaldığım kitabın tanıtım metni şöyle;


Masanobu Fukuoka, doğal tarım hareketinin Japonya'daki önemli sözcülerindendir. Japonya'nın küçük bir köyünde 60 yıldır sürdürdüğü doğal tarım yöntemiyle, doğanın kendini ve insanı nasıl onarabildiğini bu eserinde bütün açıklığıyla ortaya koyuyor. Kitap, doğal hayat, doğal tarım ve doğal beslenme üzerine pek çok felsefi bilginin yanı sıra önemli bir deneyimi sunuyor.
Modern tarımın yok edici etkilerini tersine çeviren 60 yıllık bu doğal tarım çiftliğinde,

. 1950'den beri toprak sürülmüyor.
. Tarım makineleri, tarım ilaçları ve sûni gübre kullanılmıyor.
. Budama yapılmıyor, yabanî otlarla mücadele edilmiyor.
. Buna karşın, alınan mahsûl endüstriyel çiftliklerin verimliliğiyle boy ölçüşüyor.
. Dahası, bu doğal tarım yöntemi hiçbir kirlenme yaratmıyor.
. Toprak günden güne canlanıp zenginleşiyor.
. Üstelik diğer geleneksel ya da modern tarım yöntemlerinden daha az emek gerektiriyor.
Ekolojik yıkım senaryolarının gerçeğe dönüştüğü günümüzde M. Fukuoka, doğal dengeyi bozmadan yaşamanın yollarını yarım asırdır sürdürdüğü Doğal Tarım pratiğiyle ortaya koyuyor.

Fukuoka bir bitki Mikrobiyoloğu. Yaşı hayli ilerlemiş olmasına karşın çiftliğinde yaşadığı deneyimlerini hoş bir anlatımla aktarıyor. Beklide konunun uzmanı olmadığım için ve bilgimin yetersiz olmasından dolayı okuduklarımın bir kısmından çarpıldım diyebilirim.

Yerin Japonya olmasından, iklimin, toprağın, insanın farklılıklar göstermesinden dolayı ülkemizdeki uygulamaları nasıl sonuçlar gösterir bilemiyorum. Ama benim deneyebilecek bir fırsatım olsa hiç düşünmeden kolları sıvardım. Küçücük bahçemde dahi yıllardan beri el ve akıl yordamıyla yaptıklarımla okuduklarımın örtüştüğünü görmenin sevincini de yaşadım sayfalar boyunca.

Sayın Kürşad’ a bu kitabı edinip, okumasını ve etrafında bulduğu tarımı sadece güncel, yaygın, popüler teknik bilgilerle yapan değil de, doğanın özünü ve felsefesini içselleştirmiş uzmanlara danışıp bir de bu yöntemi denemesini öneririm. Deneyimlerini bizlerle paylaşırsa da çok sevinirim.

Halit Togay, gilan ve pria beğendi.
arodopman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2007, 09:26   #4
Ağaç Dostu
 
Halit Togay's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-09-2005
Şehir: Ataköy-İstanbul
Mesajlar: 726
Galeri: 130
Ben denemeye başladım bile. Bir alanı göz kararı ayırdım. Yakında çitle çevireceğim. Ancak Fukuoka kitabında komşu tarlalarda yapılan ilaçlama ve sirayet eden zararlılardan nasıl korunduğundan bahsetmiyor. Todor'un da bahsettiği gibi arazi orman yanı olsa ormandan gelen zararlıların istilası var; tarla yanı olsa komşu tarlalara atılan ilaçlar ve yeraltı suları ile yayılan gübreler var. Fukuoka arazide yakılan ateşten kalan birkaç avuç külün bile bütün tarladaki örümcekleri öldürdüğünden ve bunun da mahsülü azalttığından bahsediyor.

Hep müşahede ettiğim bir başka nokta da tarlama gelen az buçuk tarımla ilgisi olmuş herkesin muhakkak bu tarla sürülmeli veya abi bu otu biçtirsene demesi. Senelerden beri buna karşı koymaya çalışıyorum . Daha o zamanlar Fukuoka'yı bilmezdim (ne de olsa kitap yeni yayınlandı). Ve sanki biryerlerden okumuş gibi bu tavsiye ve tekliflere karşı irade gösterdim. Gene de köylü dostlarımız benim haberim olmadan tarlamı sürdüler, otunu biçtiler ve hatta biraz uzakça olan bir başka tarlamı sürdükten sonra ektiler , ilaç ve gübre bile atmışlar. Bu sene de aynı tarlayı bir gün sürülmüş gördüm ve ekilmesine mani olabildim.

Bu sebeplerle doğal tarım uygulaması bende müthiş bir yakınlık yarattı. Bu uygulamanın Dünya'nın şu anki eğilimlerine ters olduğunu hepimiz görüyoruz, felakete gidiş hızımızın her an arttığını da görüyoruz, gene de bildik zıraat tatbikatından daha hala vazgeçemiyoruz. Bu toprağı sürme usulü azcık zıraatle meşgul olmuş insanların kollektif bilinçaltına öyle bir kazınmış ki benim tarlayı her gören yukardaki tepkileri gösteriyor.

Bu usüle yakınlık duyan herkes için benim tarla bundan sonra bizim tarla olabilir. Bir atölye çalışması şeklinde kullanabiliriz.

gilan, pria ve ahmetf beğendi.
Halit Togay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2007, 09:39   #5
Ağaç Dostu
 
Halit Togay's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-09-2005
Şehir: Ataköy-İstanbul
Mesajlar: 726
Galeri: 130
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi kürşad Mesajı Göster
Amerikada bir süre yaşamış olan bir arkadaşım mailinde yazmıştı.
Bir arazi sahibinin misafiri ..................
Birde bizim bahçede meyve ağaçları var bunlarda da uygulanır mı?
otları kesmeyelim desem ağacı ot boğacak, dibinde fazla ot çıktığında gövde kurdunda patlama yaşanacak, ağaç hava alamayıp sıcaktan yanacak gibi dertleri de var ayrıca ağacın dibini çapalayıp bakım gübre yapmazsak serpilip büyümeyecek.
konu hakkında bilgisi olan var mı?
Fukuoka'nın kitabını netten sipariş edebilirsiniz. İsmi Ekin Sapı Devrimi Kaos Yayınları.

Halit Togay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2007, 18:12   #6
Ağaç Dostu.
 
tourkana's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-11-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,494
Galeri: 21
D&R'larda da var....

Halit Togay beğendi.
tourkana Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2007, 20:47   #7
Ağaç Dostu
 
kürşad's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-10-2006
Şehir: Bayramiç / Çanakkale
Mesajlar: 949
Galeri: 25
Çok teşekkürler cevap verenlere.
Google dan arattım birkaç firmada buldu.
Sipariş için üye kaydı istedi hepsi. Benim de tepem attı, noter onaylı nüfus kağıdımın fotokopisini de isteseler şaşırmazdım.
Neyse Kaos Yayınları nın sitesinden buldum.
Kitabın kendisi 10 YTL olmasına rağmen 6 YTL ye indirimli satılıyor.PTT taahhütlü ücreti de 1,20 YTL toplam 7,20 YTL yi havale geçtim ve siteden de iletişim formu doldurdum, İnteraktifden bir adet de E-Dekont gönderdim.
Gecenin sekizinde yerimden kalkmadan kargo dahil 7.20 YTL ye işi bitirdim.

Veee yarın öss ye girmek için giriş formunu teslim ediyorum.
30 yaşın dan sonra bahçe ziraati ne girmeye karar verdim.
Daha önce babamın istediği bölümü okumuştum şimdi kendi istediğim bölümü okuyacağım

gilan, SAHIRE ve TCM beğendi.
kürşad Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2007, 21:21   #8
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi kürşad Mesajı Göster
...
Veee yarın öss ye girmek için giriş formunu teslim ediyorum.
30 yaşın dan sonra bahçe ziraati ne girmeye karar verdim.
Daha önce babamın istediği bölümü okumuştum şimdi kendi istediğim bölümü okuyacağım
Hayırlı uğurlu olsun. Yürekten kutluyorum.

gilan beğendi.
Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2007, 22:03   #9
Ağaç Dostu
 
Halit Togay's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-09-2005
Şehir: Ataköy-İstanbul
Mesajlar: 726
Galeri: 130
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi kürşad Mesajı Göster
Veee yarın öss ye girmek için giriş formunu teslim ediyorum.
30 yaşın dan sonra bahçe ziraati ne girmeye karar verdim.
Daha önce babamın istediği bölümü okumuştum şimdi kendi istediğim bölümü okuyacağım
Kolay gelsin. Hiç de geç sayılmaz.

Halit Togay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-03-2007, 07:09   #10
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Ben zaten çok gerekmedikçe ağaçlarıma ilaç atmıyorum. Sadece diplerini taç genişliğinde çapalayıp, belleyip hayvan gübresi atıyorum. Bunu yapma sebebim ise bazı zamanlar, aralarında koyun, buzağı otlatmam. Eğer ağacıma ilaç atarsam alttaki otlarda ilaçlanır ve bunu istemiyorum. Ama ben ticari meyve üreticisi değilim. Ağacım her halükarda benim tüketebileceğimden fazla meyve verecek.

Fakat şunu merak ediyorum. Bazı zararlı böcekler bu topraklara ait değil. Dışardan gelmişler. Acaba bitkilerim bu zararlılara karşı direnç gösterebilir mi?

Halit Togay, gilan ve pria beğendi.
Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-03-2007, 22:12   #11
Ağaç Dostu
 
kürşad's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-10-2006
Şehir: Bayramiç / Çanakkale
Mesajlar: 949
Galeri: 25
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Todor Mesajı Göster
Ben zaten çok gerekmedikçe ağaçlarıma ilaç atmıyorum. Sadece diplerini taç genişliğinde çapalayıp, belleyip hayvan gübresi atıyorum. Bunu yapma sebebim ise bazı zamanlar, aralarında koyun, buzağı otlatmam. Eğer ağacıma ilaç atarsam alttaki otlarda ilaçlanır ve bunu istemiyorum. Ama ben ticari meyve üreticisi değilim. Ağacım her halükarda benim tüketebileceğimden fazla meyve verecek.

Fakat şunu merak ediyorum. Bazı zararlı böcekler bu topraklara ait değil. Dışardan gelmişler. Acaba bitkilerim bu zararlılara karşı direnç gösterebilir mi?
Böceklere karşı birşey yapabileceklerini sanmam.
Ancak yaprak bitlerine karşı uğur böceğinin biyolojik mücadele aracı olarak kullanılması sözkonusu. Bahçede cebime koyup evdeki akvaryuma getiririm demiştim, kaybetmişim. Yine birkaç tane toplayacağım
Bir de bir belgeselde izlemiştim. Tapyoka adı verilen bir yumru bitkiye musallat olan larvalarla mücadele ediyorlardı.
Larvalardan ölmüş olanları toplayıp hastalıktan öldüğünü bulmuşlar.
Bu larvaları da mikserle bulamaç haline getirip diğer canlı larvalara uygulamışlar ve onlar da ölmüş.
Daha sonra bunu sıvı hale getirip uçak ile uygulamaya başlamış ve başarılı olmuşlar.
Tabii larvanın hangi hastalıktan nasıl öldüğünü ve bunun insan sağlığına zararlı olup olmadığını hatırlayamıyorum.

kürşad Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-04-2008, 09:15   #12
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-04-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 138
Toprağı sürmeden ürün yetiştirmek mümkün mü ?

Merhaba arkadaşlar,

Bu sitede okumuş olduğum (sanıyorum yabanil.net ten alıntıydı) Masanobu Fukuoka'nın uygulamakta olduğu doğal çiftçilik yöntemiyle ilgili yazıda dikkatimi çeken bir konu var. Fukuoka'nın toprağı sürmeden çiftçilik yaptığını ve verimin her geçen yıl arttığı yazıyordu. Bu yöntem nasıl uygulanır, toprağı sürmeden ekim nasıl yapılır, Türkiye şartlarında da uygulanabilir mi ?


Düzenleyen ServetAydoğan : 14-04-2008 saat 09:16 Neden: yazılım hatası
ServetAydoğan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-04-2008, 14:06   #13
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-04-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 138
Bu konunun daha önce konuşulduğunu fark edememiştim ve konuyu farklı bir başlık altında açtım. Kafamdaki soru işaretlerinin çoğunun cevabı mevcutmuş. Konuyu pratikte uygulama fırsatı bulan arkadaşlar tecrübelerini paylaşmaya devam ederlerse çok faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Başlığı buraya taşıyan yöneticilere ve konu hakkında bilgi vermiş olan tüm arkadaşlara teşekkürler.

ServetAydoğan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-04-2008, 20:40   #14
Ağaç Dostu
 
ihsankaya45's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2008
Şehir: demirci-manisa
Mesajlar: 110
şehirlerde ev bahçeleri kaldırımlarda hertarafı betonla çevrili yanlızca gövdeleri çıkmış meyve ve üzüm bağı ağaçlarını gelişiminin çok iyi olduğu ve bol meyvelerinin olduğunu görüyoruz. bizler meyve bahçelerimizdeki ağaçlara sürekli müdahalelerde bulunuyoruz,toprakları işliyoruz acaba yanlış mı yönlendiriliyoruz ?

ihsankaya45 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-04-2008, 21:06   #15
Ağaç Dostu
 
Selahattin Yılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 5,284
Galeri: 15
Minumum toprak işleme benimde desteklediğim ve uygulamaya çalıştığım bir yöntem. Bu yönteme geçmeden önce mekanik ve biyolojik bir uygulama ile kontrollü bir kaç yıl yabancı ot mücadelesi neticesinde bu işleme geçilmeli diye düşünüyorum. Ülkemiz o kadar çok büyük bir doğal çeşitlilik gösteriyor ki ve özellikle dikkat edilmediği için yabani otlar sürekli kendi generasyonlarını yenileyebiliyor o nedenlede ilk mücadele bununla başlamalı. Zaten eğer toprağı ilk 10 cm den kırarak yapılan işlemeyle olacağından minumum toprak işlemenin de başlangıcı mesabesinde bir durum.

Ayrıca inanıyorum ki bir kaç yıl zirai mücadele ilaçları yasaklanmalı ve bu zaman zarfında zararlı popülasyonları doğal dengeyi sağlayacaklardır. Ancak bilinçli bir gi,rişim gekertirdiğinden ülkemizin her yeri bu bilince sahip sanmıyorum ki olsun.

Halit Togay, gilan ve pria beğendi.
Selahattin Yılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-04-2008, 23:28   #16
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
izzeterisen's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-01-2007
Şehir: Muğla-Ortaca
Mesajlar: 1,316
Galeri: 66
İsrail'de turunçgil bahçelerinde yapılan bir araştırmayı okumuştum. Aklımda kaldığı kadarını buraya aktarmak isterim:
-Hiç toprak işleme yapılmadan, gelişen yabancı otlar çayır biçme makinaları ile biçilip bahçeden çıkartılarak (muhakkak ki gübreleme ve sulama damlama sulama yöntemiyle yapılıyordur) verimde toprak işlemesi yapılan bahçelere göre % 30 daha fazla verim artışı sağlanmış.
Bilgilerinize.

gilan beğendi.
izzeterisen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-07-2008, 16:13   #17
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 17-05-2008
Şehir: kütahya
Mesajlar: 104
toprak işlemesiz tarım veya minimum işlemeli tarım uygulaması yapanlar varsa tecrübelerini yazabilirler mi ?

çilek_2 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-07-2008, 16:18   #18
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 17-05-2008
Şehir: kütahya
Mesajlar: 104
Mazotun , kimyasal ilaçların pahalı olduğu bir ülkede tarım yapacaklara bir seçenek olabilir. Hobi amaçlıda olsa tarım yapmak masraflı bir iş.
Hem sağlıklı ürünler elde edilir hemde çok masraf edilmemiş olur.
Ayrıca mazot kullanımı azaltıldığı için karbondioksit salınımıda azaltılmış olur.

gilan beğendi.
çilek_2 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-07-2008, 14:00   #19
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 17-05-2008
Şehir: kütahya
Mesajlar: 104
Toprak işlemesiz tarım yapmak için traktör şart mı?

Traktör kullanılıyorsa toprak işlemesiz denilebilir mi?

İnternette araştırdığıma göre kültivatör, çizel, diskaro kulanılması gerektiği yazıyor. Bu aletleri ömründe hiç tarımla uğraşmamış biri kullanabilir mi?

Geleneksel tarım yapan köylünün uygulama yapılmadan bunları öğrenmesi mümkün olmadığına göre devletin bu yöntemleri öğretecek elemanları ve iller bazında projeleri var mı?

Anıza direk ekim nasıl yapılır?
Ve anıza ne ekilmelidir?

Anıza ekim metodu ile orman yangınları önlenebilir.

çilek_2 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-07-2008, 23:41   #20
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-04-2008
Şehir: Antalya
Mesajlar: 394
Mısır Ekimi Zaten Sürülmeden Ekilirki Sadece 5 cm Tohum kanalı Acıyor makine sonra tohumu bırakıyor.Burda böyle yapılıyor

Kemal Kutlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-07-2008, 17:24   #21
Ağaç Dostu
 
hexus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-07-2008
Şehir: Adana
Mesajlar: 240
Üniversitede Okurken Profesörün Anlattıgı Bir Teknik Vardı Çukurova Koşullarında Buğdaydan Sonra Anızın Yakılmadan ikinci Ürün Ekilmeden Önce İkinci Ürün Toprak Hazırlığı ile ilgili ...
1. Adım : Bugday hasat Ettirilir.
2. Adım : Tarlaya 20-20 Gübre Atılıyor ( 8kg/da )
3. Adım : Yagmurlama Sulama Yapılıyor
4. Adım : Tarla Sürülüyor Ve İkinci ürün için Ekime Hazırlanıyor.
Buğday Saplarının Gübre ile Çürüdüğünü Anlatmıştı...
Bu Uygulama Anız Yakılmadan Tarlanın İkinci Ürüne Hazırlanması İçin
Ziraat Mühendisi Arkadaşlardan Bu konu Hakkında Yorumlarını Bekliyorum Lütfen.
Saygılarımla

hexus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-07-2008, 14:19   #22
Ağaç Dostu
 
kürşad's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-10-2006
Şehir: Bayramiç / Çanakkale
Mesajlar: 949
Galeri: 25
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hexus Mesajı Göster
Buğday Saplarının Gübre ile Çürüdüğünü Anlatmıştı...
Saygılarımla
Bahsettiğiniz 20.20 ile gübre olma olayı kompost hazırlamada komposta karıştırılan malzemelerin C/N oranlarından dolayı kullanılıyor olabilir.
C/N oranı Karbon / Azot oranı oluyor ve kompostun fermentasyonunu hızlandırmak için azotlu gübre takviyesi yapılıyor. C/N oranı en yüksek olan sanırım yeşil çim bitkisi idi. En hızlı mineralize olan bitkisel materyal yani.
Gübredeki 20.20 de 100 kg da 20 kg saf azot ve 20 kg saf fosfor var demektir. Fosforu sanırım bir sonraki ürün için kullanıyorlar ancak aynı yıl verilmiş olan fosfor ikinci üründe de alınabilir zira toprak içinde fosforun hareketi yavaştır.

kürşad Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-07-2008, 18:11   #23
Ağaç Dostu
 
hexus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-07-2008
Şehir: Adana
Mesajlar: 240
Evet Kürşad Dogru N İçerikli Gübreler Fermentasyonu hızlandırmada kullanılıyor.
Aslında Tarımda Yeni Teknikler bulmak Gelecek kuşaklara İyi Bir Dünya Bırakmak açısından çok iyi olacaktır.

hexus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-07-2008, 01:07   #24
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 03-02-2007
Şehir: Sakarya/Sapanca
Mesajlar: 184
Merhabalar.
Bende ABD avagittiğim arkadaşımın tarlasında (Soya ekili)alt tabanda buyday anızlarının durduğu nu gördüm.Soyalar hasat edilecek duruma gelmişlerdi.Soyadan sonrada mısır ekeceklermiş hayvanlar için.(NC Wilson). Jimmy kendi evinin bahçesinide bellemediğini sadece sırayla ekelecek yeri özel aletleriyle havalandırıp oraya gübre atıyorlarmış( 4-8-4).(Bunun hariçindekilerde zaten yasak ABD de)
Hem işçilik azalıyormuş hemde toprağın su kaybı en aza indiriliyor demişti.Bende burada komşuma anlattım.Oda şimdilerde bahçeyi hiç bellemiyor.Ben bu sene hiçbir şey ekemedim.Bahçemi bende düzeltip bellemeden kışa hazırlık yapıyorum.Arkadaşım dünya varmış deyip her gördüğünde teşekkür ediyor.Saygılar.

gilan beğendi.
Wallnut Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-04-2010, 11:29   #25
Yeni Üye
 
anti gdo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-04-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2
Ekin sapı devrimi -Masanobu Fukuoka-



Kaos Yayınları tarafından 2006'da yayınlanan kitap çok önemli bilgiler içeriyor.

Masanobu Fukuoka, doğal tarım hareketinin Japonya'daki önemli sözcülerindendir. Japonya'nın küçük bir köyünde 60 yıldır sürdürdüğü doğal tarım yöntemiyle, doğanın kendini ve insanı nasıl onarabildiğini bu eserinde bütün açıklığıyla ortaya koyuyor. Kitap, doğal hayat, doğal tarım ve doğal beslenme üzerine pek çok felsefi bilginin yanı sıra önemli bir deneyimi sunuyor. Modern tarımın yok edici etkilerini tersine çeviren 60 yıllık bu doğal tarım çiftliğinde, 1950'den beri toprak sürülmüyor. Tarım makineleri, tarım ilaçları ve sûni gübre kullanılmıyor. Budama yapılmıyor, yabanî otlarla mücadele edilmiyor.
Buna karşın, alınan mahsûl endüstriyel çiftliklerin verimliliğiyle boy ölçüşüyor.
Dahası, bu doğal tarım yöntemi hiçbir kirlenme yaratmıyor. Üstelik diğer geleneksel ya da modern tarım yöntemlerinden daha az emek gerektiriyor.

Ekolojik yıkım senaryolarının gerçeğe dönüştüğü günümüzde M. Fukuoka, doğal dengeyi bozmadan yaşamanın yollarını yarım asırdır sürdürdüğü Doğal Tarım pratiğiyle ortaya koyuyor.

Yayınevi: Kaos (9/2006) ISBN: 9789757005230 182 sayfa, Dil: Türkçe, Türü: Ekoloji

************************************************** *******

Ekin Sapı Devriminin dört temel noktası var.

1) TOPRAĞI İŞLEMEMEK,
2) KİMYASAL GÜBRE **** HAZIRLANMIŞ KOMPORT KULLANMAMAK,
3) TOPRAĞI SÜRME **** HERBİSİT KULLANMA YOLUYLA YABANİ OTLARI TEMİZLEMEMEK,
4) KİMYASALLARA BAĞLI KALMAMAK

Lisede ne öğreniyoruz? Sadece ÖSS (benim zamanımda ÖYS sınavı da vardı.) sınavında çıkacak sorulara hazırlık. Amasya genelgesi, Sivas kongresi kararları arasındaki farkları bil ama işin özünden uzak ol. Vatana, millete sahip çıkma. Son yıllarda ÖSS sınavında derece alanlara, okullarına, okullarının çizgisine bir bakın, sınavda doğru şıkkı işaretlemişler ama kaçı gerçekten vatansever? Üniversite eğitiminde durum ne? Daha önce yazdığım bir fikri, birkez daha tekrarlamak istiyorum. Üniversitelerde Alternatif Yaşam Eğitimi veren bir bölüm olmalı. Kendi kendine yeten bir toplumun eğitimi verilmeli. Doğadaki bitkiler tanıtılmalı, şifalı bitkiler, yenilebilir bitkiler öğretilmeli. Temel ziraat ve veterinerlik bilgileri verilmeli. Yenilenebilir enerji kaynakları öğretilmeli. Mimari çözümler sunulmalı. Ziraat fakültelerinden bir heyet neden Masanobu Fukuoka çiftliğini ziyaret etmez? Neden Ekin Sapı Devrimi ziraat fakültelerinde deneysel olarak birkaç dönümlük alanda uygulanmaz? Ekin Sapı Devrimi kitabından bir cümle ekleyeyim. “Son günlerde düşünüyorum da, öyle bir noktaya ulaşmalıyız ki, bilimadamları, politikacılar, sanatçılar, filozoflar, din adamları ve tarlada çalışan herkes burada toplanmalı, bu tarlalara bakmalı ve birlikte herşeyi yeniden konuşmalılar. Öyle sanıyorum ki insanların uzmanlıklarının ötesini görmeleri için olması gereken böyle birşey.”(Sayfa 49)
Fukuoka’nın yaptıklarının akademik çevrelerce neden sorgulanmadığını, ciddeye alınmadığını, denenmediğini, Fukuoka’nın katıldığı tarım konferansında yaşadıklarına bakarak anlamaya çalışalım. Diyor ki Fukuoka; “Eğer mahsuller tarım kimyasalları, suni gübreler ve makinalar kullanılmadan yetiştirilseydi, dev kimya şirketleri gereksiz hale gelir, devletin tarımsal kooperatifler ajansı çökerdi. Konuyu bütün açıklığıyla gözler önüne sermek için, kooperatiflerin ve modern tarımsal politikaları belirleyenlerin, güçlerinin temeli olarak suni gübre ve tarım makineleri alanındaki büyük sermayeli yatırımlara bağımlı olduklarını söyledim. Makina ve kimyasalların bırakılması, ekonomik ve toplumsal yapılarda topyekün bir değişim getirecekti. Bu nedenle, Bay Içiraku’nun, kooperatiflerin ve devlet yetkililerinin açıkça kirlenme (tarımsal kirlenme) sorununu halletmek için önlemler alınmasından yana şeyler söylemelerini hiç mümkün görmüyordum.
Bu şekilde açık açık konuşunca, başkan “Bay Fukuoka, söylediklerinizle konferansa katılanları rahatsız ediyorsunuz” dedi ve ağzımı benim yerime kapattı.”

Şimdi tarlada yaptığımız mastürbasyon değilde ne?

Günlük iş yaşamınızı düşünün. Ne kadar nafile ve anlamsız birçok işi sırf birilerini ve kendinizi tatmin etmesi için yapıyorsunuz? Olmasa da olur toplantılar, pencerenin önünden kaç kuşun geçtiğini, bu kuşların kaçının martı, kaçının karga, kaçının güvercin olduğunu belirtmenizi isteyen raporlar (ki bu raporu iki ay önce göndermişsinizdir ama yine sorulur ve ayrıca şirket içinde kuş raporlarından sorumlu bir bölümünüz de vardır), birbiri ile çelişen hedefler (bir gözünüz görmüyor ve aksıyarak yürümenize rağmen, birileri sizin için Wimbledon tenis turnuvası tek erkekler/bayanlar birinciliği hedeflemiştir), daha neler neler? Günün sonunda işin özü İnsan’ı unutuyoruz.

“Organik Tarım” kelimesini ilk duyduğumda, İnorganik tarım da mı var? Organik tarımcılar domates üretirken, inorganik tarımcılar plastikten domates mi yapıyorlar? diye düşünmüştüm. Ocak ayında herbiri birbirinin aynı, yuvarlak, sert, kırmızı domatesler alıyoruz, yiyoruz. Eğri büğrü, herbiri birbirinden farklı görünüme sahip, kokulu, lezzetli doğal domatesleri hatırlıyor musunuz? Fukuoka’nın yazdıklarına dönelim tekrar; “Tüketici, belli bir şekle sahip, iri, parlak, lekesiz ürünler talep eder. Bu arzuları tatmin etmek amacıyla, beş altı yıl önce kullanılmayan tarım kimyasalları, hızlı kullanıma girdiler.” “Tüketicilerin, mevsim dışı üretilen gıdalar için yüksek fiyatlar ödemeye istekli oluşları da, yapay yetiştirme yöntemlerinin ve kimyasalların daha fazla kullanılmasına katkıda bulunmuştur.” “ Ama insanların, bu meyveyi bir ay erken yemelerinin ne kadar önemli olduğunu soracak olursanız, gerçek bunu hiç de önemli olmadığıdır ve böylesi bir düşkünlük için ödenen tek bedel para değildir.”
“Doğal olmayan bir yolla yetiştirilen ürünler, insanların değişken arzularını tatmin edebilir ama insan bedenini zayıflatır ve beden kimyasını böyle gıdalara bağımlı hale gelecek şekilde değiştirirler. Bu olduğunda, vitamin takviyesi ve ilaç kullanılması zorunlu hale gelir. Bu durumun yarattığı tek şey, çiftçiye zorluk, tüketiciye ise ıstıraptır.”
Son yaptığım alıntı sizde de mastürbasyon çağrışımı yapmıyor mu? Aslı gibi değil ama haz almamıza ve rahatlamamıza yarıyor.

Son olarak, Ekin Sapı Devrimi kitabından birkaç alıntı ile bitirelim:

* Fukuaka’ın çiftliği 5 dönüm tarla ve 50 dönüm mandalina bahçesinden oluşuyor.
* Çiftliğin aylık masrafı 35 dolar. ! ! !
* Bu düşünce çizgisi yalnızca tarım değil insan toplumunun diğer yönleri içinde geçerlidir. İnsanlar hastalıklı bir çevre yarattıkları zaman doktorlar ve ilaçlar gerekli hale gelir.
* Yapmakta olduğum her şey, burada, köyde tarım yapmam, insanlığın hiçbir şey bilmediğini gösterme çabasıdır.
* Modern tarımda, bir çiftçinin bir şiir yazması ya da bir şarkı bestelemesi için hiç zaman yoktur.
* Kişi hastalanıp, bunu ardından iyileşmek için doğal besinlere gömülmek yerine, doğal bir çevrede yaşayarak hastalığın ortaya çıkmasını önlemelidir.

Faik Murat

(Kaynak: http://alternatifyasam.blogspot.com/...strbasyon.html)

anti gdo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-05-2010, 01:39   #26
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
Kaç gündür apartmanın bahçesini boşuna mı belleyip, çapalıyorum Gerçi bizim 10 cm var yok, sonradan anakayaya dökülmüş dandik toprak pek de doğal bir yer sayılmaz. 2 yıldır öylece taş gibi oldu. Çiçek ekeceğim diye gevşetip, havalandırırım diye düşünüyordum. Şimdiye kadar hep toprağı bellememiz gerektiği belletilmişti

Bu yöntemin daha ekolojik ve verimli olduğunu öğrendiğime gerçekten çok sevindim. Kurmayı hayal ettiğim çiftliğimde, traktör vs. girmesi fikri beni rahatsız ediyordu hep. Madem derin kazmak için fazla güç gerekmiyor, toprağı üstten yırtacak basit bir alet yeterli olur sanırım. Olmadı, Kibar Feyzo gibi, karasabana kendimizi koşarız

Mümkün olduğunca, kapitalist-doğa düşmanı mekanizmadan soyutlanacağımız bir çiftlik kurma planında da, traktöre-suni gübreye-hormona-ilaca gerek kalmayınca, sanayi şirketlerinden, benzin kullanmayınca, doğa düşmanı petrol şirketlerinden, geleneksel tohumları bularak, kartelci uluslararası şirketlerden kurtulmuş oluyoruz.

Masanobu Fukuoka gibi insanlara gerçekten çok şey borçluyuz.
ukuoka

gilan ve pria beğendi.
Kedi Tırnağı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-05-2010, 22:32   #27
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
Topraklar'la ilgili paylaşımlarım.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Kedi Tırnağı Mesajı Göster
Kaç gündür apartmanın bahçesini boşuna mı belleyip, çapalıyorum Gerçi bizim 10 cm var yok, sonradan anakayaya dökülmüş dandik toprak pek de doğal bir yer sayılmaz. 2 yıldır öylece taş gibi oldu. Çiçek ekeceğim diye gevşetip, havalandırırım diye düşünüyordum. Şimdiye kadar hep toprağı bellememiz gerektiği belletilmişti

Bu yöntemin daha ekolojik ve verimli olduğunu öğrendiğime gerçekten çok sevindim. Kurmayı hayal ettiğim çiftliğimde, traktör vs. girmesi fikri beni rahatsız ediyordu hep. Madem derin kazmak için fazla güç gerekmiyor, toprağı üstten yırtacak basit bir alet yeterli olur sanırım. Olmadı, Kibar Feyzo gibi, karasabana kendimizi koşarız

Mümkün olduğunca, kapitalist-doğa düşmanı mekanizmadan soyutlanacağımız bir çiftlik kurma planında da, traktöre-suni gübreye-hormona-ilaca gerek kalmayınca, sanayi şirketlerinden, benzin kullanmayınca, doğa düşmanı petrol şirketlerinden, geleneksel tohumları bularak, kartelci uluslararası şirketlerden kurtulmuş oluyoruz.

Masanobu Fukuoka gibi insanlara gerçekten çok şey borçluyuz.
ukuoka
Sayın arkadaşım,Kedi Tırnağı Epsody'nin çalışmalarını izlersen ilgi duyduğun bu konularda daha ayrıntılı bilgiler edinebilirsin, öncelikle şu linkteki bilgilere göz atmanı ve ondan sonra açtığım konu başlıklarını izlerseniz sizin için mühim bilgiler bulacağınızdan eminim ilgine şimdiden teşekkür ederim, sevgiyle kalın.

http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=643276&pos=

tcount=29

http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=641983&pos=

tcount=17

epsody Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-05-2010, 00:34   #28
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
Sn Epsody, merak etmeyin siteye ilk dadandığım günden beri sizin yazılarınızı da zevkle takip ediyorum. Özellikle solucanlarla ve kompost yapımıyla ilgili aktarımlarınız faydalı oldu benim için. Solucanların ve kompostun önemini önceden de biliyordum ama sizin ve diğer arkadaşların yazılarını okudukça daha da perçinlendi.

Bahçeyi ilk kazdığım yerde( yağmur oluğunun aktığı ve hep nemli kalan kısım burası ama balkon sularının da yağmur borusuna verilmesi nedeniyle deterjan da içerdiğini düşündüğüm sularla) solucanların çıkmasına çok sevinmiştim ve dikkatli çapalamaya çalışmıştım( bir kaç tane agave dikmiştim).
Geçen gün bahçeyle daha yoğun çalışmaya başlayınca, solucanların daha az zarar görmesini istediğim için doğrudan çapalamak yerine kabaca bel küreğiyle kaldırmaya başladım( zaten o kadar sertleşmiş bir toprakki çapa işlemiyor). Böylece solucanlar varsa kaçmak için zaman tanımış olucaktım( hobi bahçesindeki çalışmalarda, yanlış hatırlamıyorsam Sn Gece idi, onun aktarımlarını hatırlayarak) Birkaç gün bellediğim kısıma dokunmuyorum, sonra çapalıyorum. Yalnız şöyle üzücü bir durum var; bellediğim yerlerde şimdiye kadar solucan çıktığını görmedim. Belki varlar ama ben göremedim ya da çok azlar. İlk çapaladığım kısımda solucan çıkmasını da yağmur oluğunun akması nedeniyle daha nemli bir ortam olmasına bağlıyorum.

Komposta gelirsek; 2 yıldır taşındığımızdan beri özellikle annemin dairesindeyken( aynı binada 2 ayrı dairedeyiz) organik mutfak atıklarını bahçenin o kısmına yukardan atıyorum Biliyorum kompost yöntemine uygun değil ama bahçede bir kompost köşesi oluştursam, apartman ahalisi '' aman pislik çıkarma, böcük-fare çekeceksin'' diye itiraz edecekler eminim. Ben de bu nedenle çaktırmadan, özellikle geceleri, yukardan elime geçen tüm sebze-meyve artıklarını bahçedeki uzun otların arasına( kamuflaj için) sallıyodum
Başka bir uygulamam da şu; boru döşemeyi planlayıp açtıkları ama sonradan vazgeçilen ve çok derin olmayan, hendek benzeri boşluk var. Oraya da bahçeden yolduğum tüm otları hatta vazo çiçeklerinden filan kalan tüm artıkları yığıyorum. Kil oranı yüksek bir toprak olduğu için humusunu arttırayım bari diye düşünüyodum. Hem de evdeki organik atıkların en azından bir kısmını bertaraf etmiş oluyorum.
Bayat ekmek, kraker vs. şeyleri de bahçeye atıyorum. Hem kuşlara yem olsun hem de belki yemlenirken, dışkılarını bizim bahçeye salarlar diye umut ediyorum

Anlayacağınız 2 yıldır sinekten yağ çıkarmaya çalışıyorum. Sevgiler.

gilan beğendi.
Kedi Tırnağı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-05-2010, 08:07   #29
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
Çalışmalarıma katılımlarınız bana güç veriyor.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Kedi Tırnağı Mesajı Göster
Sn Epsody, merak etmeyin siteye ilk dadandığım günden beri sizin yazılarınızı da zevkle takip ediyorum. Özellikle solucanlarla ve kompost yapımıyla ilgili aktarımlarınız faydalı oldu benim için. Solucanların ve kompostun önemini önceden de biliyordum ama sizin ve diğer arkadaşların yazılarını okudukça daha da perçinlendi.

Anlayacağınız 2 yıldır sinekten yağ çıkarmaya çalışıyorum. Sevgiler.
Sayın Kedi Tırnağı bana bahçenizi ölçülerini çıkararak bir tanımlama yaparsanız size organik atıkların bertarafını sağlıyarak toprağın yapısını düzenlemede büyük katkılar sağlıyacak size uygun projelerde paylaşımlarım olabilir.

Arkadaşım solucanlar topraklardaki organik yapının göstergesi durumunda olduğundan, onları topraklarında daha fazla görmek istiyorsan, evinden çıkan atıkları dışardan ilavelerle artırma yoluna gitmelisin, vaktin olduğu duruma göre çevrenin insanlarını yaptıklarına ikna ederek onlarında atıkların değerlendirebilirsin.

Arkadaşım kullanımayan o boş çukurları değerlendirme yöntemin güzel, lakin organik atıklar kesinlikle rast gele biriktirilerek vahşi ortama bırakılamaz, sebebine gelince fermantasyon başlığında açıkladığım gibi açıkta bırakılan bir yaprak çürüntüsü bile oksidasyona uğruyarak çürükçül bakterilerin faaliyet alanına dönüşerek koku sinek böcek, gibi oluşumlarla bu organik yaprak çürüntüsü olumsuzluk yaratır.

Açığa organik atık bırakma işleminden vaz geç, komşuların dediği sözlerde gerçek payı var, bıraktığın atıklardan yarar göremezsin, atıklarına sadece kuşlar değil diğer sürüngen ve kemiricilerde gelebilirler, atıklarını mümkün olduğuca ufaltmalısın.

Arkadaşım atıklarını değerlendirme konusunda bir fikir vermek istiyorum, gelecek seneye sebze yetiştireceğin bölüme karık şeklinde 30-35cm.derinliğinde çukur açarak atığını buraya doluncaya kadar koyacaksın, tabii atıkların üzerine yanı başında yeni açacağın çukurun toprağınla örterek çukur dolduğuda işlemi örtme toprağı aldığın çukura atıklarını koyarak aynı işlemi uyguluyarak devam ederek bahçenin ekim alanlarını geleçek sene için hazırlamış olacaksın, unutmadan söyliyeyim, atıkları çukura koyunca toprağın üzerini ıslatırsan çukurdaki atıkların daha iyi yerleştiğini göreceksin.

Bu çukurları nemli tutarakda solucanların oralarda bulunmalarını sağlıyabilirsin, solucanlar toprak için de besin ararken nemli topraklarda daha kolay dolaştıklarından,onları kuru topraklarda göremezsin, Arkadaşım çalışmalarımı takip ettiğin başlıklardada sorularını bekliyorum, işlerin kolay gelsin diyerek seni toprak çalışmalarına gösterdiğin ilgine şükranlarımı sunuyorum. iyigünler sevgiyle kal.

gilan beğendi.
epsody Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-05-2010, 23:33   #30
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
Sn epsody söylediklerinizde haklısınız. Bahçeye açığa atma işini genelde kışın yapıyordum. Hava sıcaklığı düşük olduğu için kokuşma sorunu olmuyordu. Şimdi yazdığınız gibi çukurlar açıp onların içine dolduruyorum. Bahçeye indiğimde de çukurun üzerini biraz toprakla dolduruyorum. Sulama işini de gene yukardan, sebze-meyve-pirinç vs. yıkanan suları bahçeye dökerek hallediyorum Nemli olursa kimyasal çözülmenin artacağını biliyorum. Hem bahçedeki birkaç servi için de bahçeyi çok kuru tutmamaya çalışıyorum.

Bahçeye sebze ekme işine gelince; 2 yıldır çok istesem de bahçeye birşey ekmedim çünkü ev yapıldıktan sonra bahçeye dökülen toprağın nerden geldiğini bilmiyorum. Sağdan soldan bahçeye akan( özellikle yukarda bahsettiğim, balkon sularının bahçeye salınmasının da etkisiyle) kimyasal maddelerden çok çekindim açıkçası. Ama çok da çekinmemem gerktiğini biliyorum. Zaten satın aldığımız sebze-meyvelerin çoğu da zirai ilaç kalıntısı, suni gübre, hormon vs. epey kirli durumdalar. Benim bahçede organik olarak yetiştireceğim ürünler eminim daha sağlıklı olacaklardır.

Aslında bahçe dediğim; apartmanın 3 yanını saran, önde 60 cm, yanda ve arkada 1 metreden geniş bir bant şeklinde. 40-50 metre vardır sanırım binanın çevresi. Aslında çok da az bir alan sayılmaz. Bahçe biraz kaldırımdan aşağıda kaldığı için sadece yan taraf yoğun güneş alıyor. 2 yıldır bahçeye inmeyişimin asıl sebebi; bahçe katında daireler olması ve oturanları rahatsız etmek istemeyişimdi. Ama artık yeter dedim bu sene bahçeye daldım Şimdilik balkonda domates, biber, patlıcan yetiştiriyorum, saksılarda. İyice deneyim kazanırsam seneye muhtemelen bahçenin bir köşesini de ekebilirim. Önerilerinbiz için tekrar teşekkürler.

gilan beğendi.
Kedi Tırnağı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:38.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024