View Single Post
Eski 15-04-2010, 10:29   #25
anti gdo
Yeni Üye
 
anti gdo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-04-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2
Ekin sapı devrimi -Masanobu Fukuoka-



Kaos Yayınları tarafından 2006'da yayınlanan kitap çok önemli bilgiler içeriyor.

Masanobu Fukuoka, doğal tarım hareketinin Japonya'daki önemli sözcülerindendir. Japonya'nın küçük bir köyünde 60 yıldır sürdürdüğü doğal tarım yöntemiyle, doğanın kendini ve insanı nasıl onarabildiğini bu eserinde bütün açıklığıyla ortaya koyuyor. Kitap, doğal hayat, doğal tarım ve doğal beslenme üzerine pek çok felsefi bilginin yanı sıra önemli bir deneyimi sunuyor. Modern tarımın yok edici etkilerini tersine çeviren 60 yıllık bu doğal tarım çiftliğinde, 1950'den beri toprak sürülmüyor. Tarım makineleri, tarım ilaçları ve sûni gübre kullanılmıyor. Budama yapılmıyor, yabanî otlarla mücadele edilmiyor.
Buna karşın, alınan mahsûl endüstriyel çiftliklerin verimliliğiyle boy ölçüşüyor.
Dahası, bu doğal tarım yöntemi hiçbir kirlenme yaratmıyor. Üstelik diğer geleneksel ya da modern tarım yöntemlerinden daha az emek gerektiriyor.

Ekolojik yıkım senaryolarının gerçeğe dönüştüğü günümüzde M. Fukuoka, doğal dengeyi bozmadan yaşamanın yollarını yarım asırdır sürdürdüğü Doğal Tarım pratiğiyle ortaya koyuyor.

Yayınevi: Kaos (9/2006) ISBN: 9789757005230 182 sayfa, Dil: Türkçe, Türü: Ekoloji

************************************************** *******

Ekin Sapı Devriminin dört temel noktası var.

1) TOPRAĞI İŞLEMEMEK,
2) KİMYASAL GÜBRE **** HAZIRLANMIŞ KOMPORT KULLANMAMAK,
3) TOPRAĞI SÜRME **** HERBİSİT KULLANMA YOLUYLA YABANİ OTLARI TEMİZLEMEMEK,
4) KİMYASALLARA BAĞLI KALMAMAK

Lisede ne öğreniyoruz? Sadece ÖSS (benim zamanımda ÖYS sınavı da vardı.) sınavında çıkacak sorulara hazırlık. Amasya genelgesi, Sivas kongresi kararları arasındaki farkları bil ama işin özünden uzak ol. Vatana, millete sahip çıkma. Son yıllarda ÖSS sınavında derece alanlara, okullarına, okullarının çizgisine bir bakın, sınavda doğru şıkkı işaretlemişler ama kaçı gerçekten vatansever? Üniversite eğitiminde durum ne? Daha önce yazdığım bir fikri, birkez daha tekrarlamak istiyorum. Üniversitelerde Alternatif Yaşam Eğitimi veren bir bölüm olmalı. Kendi kendine yeten bir toplumun eğitimi verilmeli. Doğadaki bitkiler tanıtılmalı, şifalı bitkiler, yenilebilir bitkiler öğretilmeli. Temel ziraat ve veterinerlik bilgileri verilmeli. Yenilenebilir enerji kaynakları öğretilmeli. Mimari çözümler sunulmalı. Ziraat fakültelerinden bir heyet neden Masanobu Fukuoka çiftliğini ziyaret etmez? Neden Ekin Sapı Devrimi ziraat fakültelerinde deneysel olarak birkaç dönümlük alanda uygulanmaz? Ekin Sapı Devrimi kitabından bir cümle ekleyeyim. “Son günlerde düşünüyorum da, öyle bir noktaya ulaşmalıyız ki, bilimadamları, politikacılar, sanatçılar, filozoflar, din adamları ve tarlada çalışan herkes burada toplanmalı, bu tarlalara bakmalı ve birlikte herşeyi yeniden konuşmalılar. Öyle sanıyorum ki insanların uzmanlıklarının ötesini görmeleri için olması gereken böyle birşey.”(Sayfa 49)
Fukuoka’nın yaptıklarının akademik çevrelerce neden sorgulanmadığını, ciddeye alınmadığını, denenmediğini, Fukuoka’nın katıldığı tarım konferansında yaşadıklarına bakarak anlamaya çalışalım. Diyor ki Fukuoka; “Eğer mahsuller tarım kimyasalları, suni gübreler ve makinalar kullanılmadan yetiştirilseydi, dev kimya şirketleri gereksiz hale gelir, devletin tarımsal kooperatifler ajansı çökerdi. Konuyu bütün açıklığıyla gözler önüne sermek için, kooperatiflerin ve modern tarımsal politikaları belirleyenlerin, güçlerinin temeli olarak suni gübre ve tarım makineleri alanındaki büyük sermayeli yatırımlara bağımlı olduklarını söyledim. Makina ve kimyasalların bırakılması, ekonomik ve toplumsal yapılarda topyekün bir değişim getirecekti. Bu nedenle, Bay Içiraku’nun, kooperatiflerin ve devlet yetkililerinin açıkça kirlenme (tarımsal kirlenme) sorununu halletmek için önlemler alınmasından yana şeyler söylemelerini hiç mümkün görmüyordum.
Bu şekilde açık açık konuşunca, başkan “Bay Fukuoka, söylediklerinizle konferansa katılanları rahatsız ediyorsunuz” dedi ve ağzımı benim yerime kapattı.”

Şimdi tarlada yaptığımız mastürbasyon değilde ne?

Günlük iş yaşamınızı düşünün. Ne kadar nafile ve anlamsız birçok işi sırf birilerini ve kendinizi tatmin etmesi için yapıyorsunuz? Olmasa da olur toplantılar, pencerenin önünden kaç kuşun geçtiğini, bu kuşların kaçının martı, kaçının karga, kaçının güvercin olduğunu belirtmenizi isteyen raporlar (ki bu raporu iki ay önce göndermişsinizdir ama yine sorulur ve ayrıca şirket içinde kuş raporlarından sorumlu bir bölümünüz de vardır), birbiri ile çelişen hedefler (bir gözünüz görmüyor ve aksıyarak yürümenize rağmen, birileri sizin için Wimbledon tenis turnuvası tek erkekler/bayanlar birinciliği hedeflemiştir), daha neler neler? Günün sonunda işin özü İnsan’ı unutuyoruz.

“Organik Tarım” kelimesini ilk duyduğumda, İnorganik tarım da mı var? Organik tarımcılar domates üretirken, inorganik tarımcılar plastikten domates mi yapıyorlar? diye düşünmüştüm. Ocak ayında herbiri birbirinin aynı, yuvarlak, sert, kırmızı domatesler alıyoruz, yiyoruz. Eğri büğrü, herbiri birbirinden farklı görünüme sahip, kokulu, lezzetli doğal domatesleri hatırlıyor musunuz? Fukuoka’nın yazdıklarına dönelim tekrar; “Tüketici, belli bir şekle sahip, iri, parlak, lekesiz ürünler talep eder. Bu arzuları tatmin etmek amacıyla, beş altı yıl önce kullanılmayan tarım kimyasalları, hızlı kullanıma girdiler.” “Tüketicilerin, mevsim dışı üretilen gıdalar için yüksek fiyatlar ödemeye istekli oluşları da, yapay yetiştirme yöntemlerinin ve kimyasalların daha fazla kullanılmasına katkıda bulunmuştur.” “ Ama insanların, bu meyveyi bir ay erken yemelerinin ne kadar önemli olduğunu soracak olursanız, gerçek bunu hiç de önemli olmadığıdır ve böylesi bir düşkünlük için ödenen tek bedel para değildir.”
“Doğal olmayan bir yolla yetiştirilen ürünler, insanların değişken arzularını tatmin edebilir ama insan bedenini zayıflatır ve beden kimyasını böyle gıdalara bağımlı hale gelecek şekilde değiştirirler. Bu olduğunda, vitamin takviyesi ve ilaç kullanılması zorunlu hale gelir. Bu durumun yarattığı tek şey, çiftçiye zorluk, tüketiciye ise ıstıraptır.”
Son yaptığım alıntı sizde de mastürbasyon çağrışımı yapmıyor mu? Aslı gibi değil ama haz almamıza ve rahatlamamıza yarıyor.

Son olarak, Ekin Sapı Devrimi kitabından birkaç alıntı ile bitirelim:

* Fukuaka’ın çiftliği 5 dönüm tarla ve 50 dönüm mandalina bahçesinden oluşuyor.
* Çiftliğin aylık masrafı 35 dolar. ! ! !
* Bu düşünce çizgisi yalnızca tarım değil insan toplumunun diğer yönleri içinde geçerlidir. İnsanlar hastalıklı bir çevre yarattıkları zaman doktorlar ve ilaçlar gerekli hale gelir.
* Yapmakta olduğum her şey, burada, köyde tarım yapmam, insanlığın hiçbir şey bilmediğini gösterme çabasıdır.
* Modern tarımda, bir çiftçinin bir şiir yazması ya da bir şarkı bestelemesi için hiç zaman yoktur.
* Kişi hastalanıp, bunu ardından iyileşmek için doğal besinlere gömülmek yerine, doğal bir çevrede yaşayarak hastalığın ortaya çıkmasını önlemelidir.

Faik Murat

(Kaynak: http://alternatifyasam.blogspot.com/...strbasyon.html)

anti gdo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön