View Full Version : Zeytin (Olea)
Sayfalar :
1
2
3
4
5
[
6]
7
8
9
10
Halil Önen
05-04-2010, 23:26
Kasim sonu asili fig, bakla,birazda yulafla beraber ekmistik, bir hafta once izgarayla bicip, capayla topraga karistirdik, cok da iyi oldu hem topragimizi kisin koruduk, hemde
azot sagladik.
O güzelim baklalar gitti. Hani bakla yiyecektik.
Şöle içi çıkarılmış, sadece kaynatılmış ve üzerinie nar ekşisi dükülmüş. Ya da fava mı yapsaydık. Yanında da ....!!
(Konu dışına çıkılmıştır, bu mesaj tarafımdan silinecektir):p
Not: Gübre için ekilen bakla tam olgunlaşmadan biçilmesi gerekiyormuş. Eskiden beri böyle deniyor. Bilimsel bir yönü var mıdır? (baklalar gitti ya açık arıyorum.)
Saygılar
Halil Önen
05-04-2010, 23:59
Sn. Halil bey ,
Zeytin cinslerinin soğuğa dayanımının hepsinin aynı olduğu konusundaki düşüncenize katılmıyorum. İzmir Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsünün Zeytin Çeşitleri Kitabını incelerseniz orada hangi cinslerin soğuğa dayanıksız , hangi cinslerin ise soğuğa dayanıklı olduğu belirtilmektedir. Selamlar . .
Doğrudur sn. syıldıran,
bunu bu yıl bir arkadaşın tarlasında yaşadık zaten. 5 yaşındaki gemliklerin birçok ince dalına soğuk vururken, aynı tarla içinde Ayvalık çeşitlerine_ çeşit demek daha mı doğru_ hiç bir şey olmadı. Hava sıcaklığı da eksi iki gibiydi.
Çevrede başka gemlik çeşitleri de vardı. Onlarda bir şey yoktu.
Yukarıdaki iletide anlatmak istediğim buydu. Sn. Acemi'nin de dediği gibi sanş gibi bir şey bu.
O gece bir şey esiyor_ biz eser diyoruz_ geçtiği yerleri vurup geçiyor.
Üzümde de böyle olur, bazen erken soğuklar vurur, yanındaki sırada bir şey yoktur.
Bu yıl eksi 2 ile Gemliklerine soğuk vuran _hafif soğuktu, atlattı_ bizim müdürün ve Ayhan kapta'nın yeni yapraklanmış nar fidanlarına soğuk vurdu. Gövdeye kadar, kabuk onunsu kısımdan ayrıldı. Ama 800 m. aşağıda benim 3 nar fidanımda bir şey yoktu. Şans iste. (Yoksa şanş değil değil mi?:rolleyes:)
Saygılar
Zeytinlibahçe
06-04-2010, 07:38
Örneğin biz tarlaya yeşil gübreleme yapmak amacıyla baklagil diktiğimizde de 1/3 oranında çiçeklenince sürer toprağa kariştırız. Çünkü o aşamadan sonra bitki bağladığı azotu kendi kullanmayı başlıyor.
-yukarida sn Mine Pakkaner hanimefendinin -bir bilene soralim bolumunde-bir cumlesini aktardim
-Halil bey tam zamaninda suruldu,mudur hicbirine acimamis,kiyida kosede belki kalmistir ben daha gormedim.
saygilarimla
acemi_caylak
06-04-2010, 09:05
Arkadaşlar aslında kayıt altına almak amacıyla hepimiz bu yıl neler kullandık ne tür etkiler bekliyoruz beraber tartışsak. Böylelikle herkes bir diğerinin deneyinden yararlanmış olur. Çünkü burada zeytin konsunda yıllarca yetiştiricilk yapan oldukça fazla arkadaş var. Örneğin Syıldıran'ın da bu konudaki tecrübelerini dinlemek gerekir. Aslında ilk olması açısından ben başlatayım isterseniz.
Tarih| Uygulanan Madde
15.11.2009| Bütün küçük ağaçlar budandı.
03.01.2010| 550 ağaç için 1300 Kg Biofarm Gübre uygulaması yapıldı
12.02.2010| Leonardit, Ponza Taşı, Biofarm, Kükürt ve Çinko Sülfat uygulaması, 2,5 Ton Leonardit, 2,5 Ton Ponza Taşı, 75 Kg Çinko Sülfat, 50 Kg Kükürt
15.02.2010| Bütün ağaçlara 1,5/100 lük Bordo Bulamacı Uygulaması
07.03.2010| Büyük Zeytin ağaçlarının sert budanması, küçük ağaçlardan bazıları çok hafif budandı
10.03.2010| Sert budanan ağaçlara ve uç zararı olan ağaçlara 1/500 lik EM5 + EM FPE uygulaması
13-14.03.2010| Bütün ağaçlara 3/100 lük Bordo Bulamacı Uygulaması
Zeytinlibahçe
06-04-2010, 13:49
Sn acemi çaylak selamlar
Güzel bir öneri, katılıyorum, böylelikle güzel yaptıgımız çalışmalar örnek alınır, yanlış yaptıklarımızı öğrenir düzeltiriz.
19.11.2009 Rhizobium bakteri aşılı fiğ, bakla ekildi (aralarına da biraz yulaf, arpada olabilirdi)
22.02.2010 Agaçlara Lubicuper (sistemik bakır)(bu sene cok yagmurlu geçti, halkalı leke başta olmak üzere faydalı olacagını düşünüyorum) atıldı
13-14.03.2010 Tüm ağaçlar budandı.
22.03.2010 2.Lubicuper uygulaması yapıldı.
23.03.2010 Fiğ ve baklalar ızgarayla sürüldü.(niyetimiz sürülmeden önce üzerlerine 1/500 oranında EMA spreylemekti fakat vakit yetersizliğinden ikinci sürüme bırakmak zorunda kaldık)
24.03.2010 Dönüme 125 kg klino (5 torba umdemin) , 75 kg leonardit (3 torba biotar organik gold ) uygulanarak sürülüp toprağa karıştırıldı.
05-06.04.2010 Bu çalışmamız bugün tamamlanmış olacak, tüm ağaçların taç izdüşümüne en alta umdemin /üstüne bütün kış boyunca 1/10 1/20 oranlarında EMA spreyleyerek iyice karıştırdığımız keçi gübresi (2-3 uygulama yeterli olmasına rağmen biz sayısını unuttuk ),(gübrenin içinde daha önceden ilave ettigimiz umdemin ve leonardit ) ilave edildi,en üste ve ağacın çevresine leonardit ve umdemin ilave edilerek homojen bir şekilde karıştırıldı.
Halil beyin demesine göre hırsız gelse traktörü degil, bizim gübreyi çalarmış.
Yaz müddetince damlamadan uygun dozda (miktarına henüz karar vermedik)sıvı humik fulvik asitle beraber düzenli olarak EMA vereceğiz.
Yakın bir köydeki keçi çiftliğiyle anlaştık,ilk bahardaki tamamen dogal beslenmiş gübreleri bizim için kompost yapımında kullanmak üzere biriktirmeye başladılar.
Bu seneki kompost çalışmamız yeterli olmadı, 3 ad. 1 cbm kompost kaplarından çıkacak olan gübreleri yaz müddetince ağaçlara ilave edecegiz.
Kaolin ve mikro klino umdemin uygulamasına kadar agaclara 15 günde bir 1/500 EMA ve delfin uygulaması yapacağız.
Zeytinlibahçe
06-04-2010, 14:01
Sn acemi caylak
Çalışmalarızda başarılar diliyorum.
Genç agaçların bahardan önce budanması riskli olabilir.
Budanan yerlere kullanıyormusunuz bilmiyorum ama ardıc katranı sürmenizi tavsiye ederim.
Mart ayında 3% bordo bulamacı biraz fazla olabilir,bence 1.5% koruyucu olması açısından
yeterli
saygılarımla
MeyveliTepe
06-04-2010, 15:12
Yaptıklarınız mükemmel. Bölgede en sıhhatli ağaçlar olacağı kuşku götürmez.
Zaman olarak bizim bölgenin bir ay kadar önündesiniz.
Biz mart ortasında bir kez labicuper uygulaması yaptık.
10 gün içinde budama başlayacak. Takiben bir labicuper daha yapacağız.
Sonbaharda toprağı tavında yakalayamamıştık, sürülmedi. Bu hafta fazla derine girmeden sürmeye çalışacağız.
Bu yıl gübre vermiyoruz. Geçen kış ağaç başına 1-2 çuval sığır gübresi vermiştik. Fazla sürgün yaptılar. Geçen bahar çok iyi budanmasına rağmen şimdiki budamada en az o kadar işimiz var.
Budamadan 2 hafta sonra EMA + Delfin yapacağız. Sonra da çiçeklenme ve meyve tutumunu bekleyeceğiz. Meyve tutumundan sonra delfin + EMA + Kaolin başlayacak.
Hoş bir durum oldu. Geçen yılki kaolin uygulamamız köyde infial yarattı. Kooperatif vasıtasıyla tüm köye yetecek kaolin getirttik. Herkes malzemesini aldı. Bu yaz köyün tamamı bembeyaz olacak gibi :)
acemi_caylak
06-04-2010, 16:38
Sn acemi caylak
Çalışmalarızda başarılar diliyorum.
Genç agaçların bahardan önce budanması riskli olabilir.
Budanan yerlere kullanıyormusunuz bilmiyorum ama ardıc katranı sürmenizi tavsiye ederim.
Mart ayında 3% bordo bulamacı biraz fazla olabilir,bence 1.5% koruyucu olması açısından
yeterli
saygılarımla
Ayhan Bey,
Halil Bey'in dediği doğru bence. Sadece gübreyi değil ben sizin bahçeden toprak çalsam bile iyi para eder:)
Bordo bulamacını don zararı için fazla kullandık. Şimdilik bir yan etkisi görülmedi. İlk Halil Bey uyarmaıştı o günden beri kaygıyla iziliyorum, ancak kardeşim her şeyin yolunda olduğunu söylüyor.
Budanan yerlere de aşı macunu sürdük merak etmeyin.
Zeytinlibahçe
06-04-2010, 16:55
Hayatta duragan olan hicbirsey yoktur,ya iyiye (pozitif) dogru gideriz,**** kotuye
(negatif),yaptigimiz iyi seyler etkilesim meydana getirir,cevremizi etkileriz.
Bizimde yaptigimiz calismalar ilgiyle izleniyor,bugun bahcemizde yakin koyden yardimcimiz olan bayanlara muhtar,orda ne yapiyorsaniz kagida yazin demis,koy kahvesinde konusuluyor,onlarda bos torbalari alip goturmusler.
Yapmamiz gereken daha cok sey var,once kendi bahcemizde basariyi gostermeliyiz,yakinda(izinde) aksamlari koy kahvesinde kimyasallar ve zararlari hakkinda konusmalar yapmayi dusunuyorum,pozitif etkilesim basladi,bizde etkilenmistik,simdi cevremizi etkilemeye basladik,bu bizim icin bir borc,gorev
saygilarimla
MeyveliTepe
06-04-2010, 19:09
Kelebek etkisi mi deniyordu buna? Tuhaf belki ama çok güzel. Yepyeni bir anlayış, memleketin bir çok yerinde, işleri sebze, meyve, zeytin olanları bile küçük ama tereddütsüz adımlarla, önce göstere göstere, sonra anlatarak, eğiterek etkiliyor.
İki yıl önce bunların olabileceğini hayal bile edemezdim. Bizim cephede de durum farklı değil. Biliyorum ki başka yerlerde de benzerleri oluyor. Karamsar bir dünyada çok umut verici şeyler bunlar.
Dogasever
06-04-2010, 19:28
Hayatta duragan olan hicbirsey yoktur,ya iyiye (pozitif) dogru gideriz,**** kotuye
(negatif),yaptigimiz iyi seyler etkilesim meydana getirir,cevremizi etkileriz.
Bizimde yaptigimiz calismalar ilgiyle izleniyor,bugun bahcemizde yakin koyden yardimcimiz olan bayanlara muhtar,orda ne yapiyorsaniz kagida yazin demis,koy kahvesinde konusuluyor,onlarda bos torbalari alip goturmusler.
Yapmamiz gereken daha cok sey var,once kendi bahcemizde basariyi gostermeliyiz,yakinda(izinde) aksamlari koy kahvesinde kimyasallar ve zararlari hakkinda konusmalar yapmayi dusunuyorum,pozitif etkilesim basladi,bizde etkilenmistik,simdi cevremizi etkilemeye basladik,bu bizim icin bir borc,gorev
saygilarimla
Ayhan Bey selamlar
Bu örnek davranışınızdan ötürü sizi kutluyorum. İnşallah bir gün bu ülkede tüm insanlarımız kimyasalların zararını anlayacaklar. Bahsettiğiniz etkileşimin dalga dalga yayılacağı günler yakındır. Çukurova Bölgesinde de çok güzel şeyler oluyor! Yakında buradan raporlayacağım. Selam ve saygılarımla
syıldıran
06-04-2010, 20:00
Arkadaşlar aslında kayıt altına almak amacıyla hepimiz bu yıl neler kullandık ne tür etkiler bekliyoruz beraber tartışsak. Böylelikle herkes bir diğerinin deneyinden yararlanmış olur. Çünkü burada zeytin konsunda yıllarca yetiştiricilk yapan oldukça fazla arkadaş var. Örneğin Syıldıran'ın da bu konudaki tecrübelerini dinlemek gerekir. Aslında ilk olması açısından ben başlatayım isterseniz.
Tarih| Uygulanan Madde
15.11.2009| Bütün küçük ağaçlar budandı.
03.01.2010| 550 ağaç için 1300 Kg Biofarm Gübre uygulaması yapıldı
12.02.2010| Leonardit, Ponza Taşı, Biofarm, Kükürt ve Çinko Sülfat uygulaması, 2,5 Ton Leonardit, 2,5 Ton Ponza Taşı, 75 Kg Çinko Sülfat, 50 Kg Kükürt
15.02.2010| Bütün ağaçlara 1,5/100 lük Bordo Bulamacı Uygulaması
07.03.2010| Büyük Zeytin ağaçlarının sert budanması, küçük ağaçlardan bazıları çok hafif budandı
10.03.2010| Sert budanan ağaçlara ve uç zararı olan ağaçlara 1/500 lik EM5 + EM FPE uygulaması
13-14.03.2010| Bütün ağaçlara 3/100 lük Bordo Bulamacı Uygulaması
Sn. acemi çaylak ,
Merhaba . Tevazu gösterek , nik olarak acemi çaylak ismini seçmişsiniz ama bence siz hiçde acemi değilsiniz ve sizden öğreneceğimiz çok şey var. Yukarıdaki mesajınızda yaptığınız işleri kronolojik olarak ayrıntılı bir şekilde bir çalışma tabolusu , bir iş programı gibi vermeniz takdire şayan bir durum , fikir ve emeğiniz için tebrik ederim. Ayrıca , sizlerin bilgi birikiminiz yanında ,benim acizane bilgilerime değer verdiğiniz için ayrıca teşekkür ederim. Ben emekli bir elektrik mühendisiyim. Emekli olsamda hem kendi mesleğimi icra etmeye devam ediyorum , hemde doğayı çok sevdiğim için (Özellikle ağaçları) amatör bir ruhla ama profösyonel bir mantıkla elimden geldiğince çiftçilik yapmaya çalışıyorum. Yetiştirdiğim ürünler portakal ve zeytin. Zeytin ağaçlarımın büyük çoğunluğu dağlık ,sulanmıyan kurak yerlerde . Traktörle işleme imkanı olmadığından , şu günlerde diplerini çapalatmakla meşgulüm. Saygı ve selamlar . .
acemi_caylak
06-04-2010, 21:22
Sn. Meyvelitepe, dışarıdan herhangi biri kabaca bu sitedeki yazılanlara bir göz atsa, agaclar.net üyelerinin kültür seviyesinin Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu rahatlıkla söyleyecektir.
Bu yüzden burada sözü edilen her yeni deneme bir çok kişinin dikkatini çekiyordur. Yazmasalarda sessizce sizi ve Ayhan Bey'i izleyen bir çok arkadaş olduğuna eminim. Hatta bir çok kişi sizin blogunuzu ne zaman güncelleğeceğinizi yakından takip ediyor. (Buna ben kendim bizzat şahidim.)
İşte sizin kelebek etkisi dediğiniz şey bu. Hiç birimizin çabasının boşuna olmadığını görmek! İşte bizim mutluluğumuz bu. Birlikte öğrenmek ve öğretmek. Ayhan Bey'in köy kahvesi örneği çok güzel. Hatta belki ütopik gelebilir ama, bir üniversitenin Ziraat Fakültesi'ne Meyvelitepe'nin konferans vermek üzere davet edilmesi bence hiçte uzak değil.
Sn. Syıldıran, bizim bahçenin durumuda sizinkinden çok farklı değil. Tamamen kıraç toprak. Yazın tankerle su taşıyıp ağaçlara can vermeye çalışıyoruz. Hatta bizim bahçenin 1/3 ünde kireç oranı %97 'nin üzerinde. Bir yandan da başka yerden toprak taşıyıp toprağı iyileştirmeye çalışıyoruz. Ama inanın hiç birimizin çabası boşa gitmeyecek. Hepimizin ortak sevdası çocuklarımıza yaşanabilir bol ağaçlı bir dünya bırakmak değil mi? Öyleyse kim tutar ki bizi.
Sn. Lilium zeytinleri keserken elleriniz titrediğine göre sizinde anlatacak çok şeyiniz vardır.
Zeytinlibahçe
06-04-2010, 22:07
-Sn acemi caylak, haydi herkes uygulamalarını anlatsın önerisi cok güzeldi tesekkürler.
-Sn Dogasever,tesekkürler, nekadar keyifli, evrensel bir işiniz var.
-Sn Meyvelitepe kendisi benim kahramanım dır her zaman tesekkür ederim.
Sihirli sözcük İLETİŞİM ,Agaclar net bunu bize cok güzel saglıyor, evde.okulda, sokakda, bahçe komsumuzla konuşacagız dert dinleyip, derdimizi anlatacagız, tam burada
aklıma güzel bir film geldi ''the crash'' catışma, hepimizin kaderi gelip bir yerde birleşiyor.
Etkileşim başta hic yokmuş gibi gelebilir, aslında vardır,bir tohumun çimlenmesi gibi
kök salmayı bekliyordur, sonra cıg gibi büyüyecektir.
saygılarımla
bir üniversitenin Ziraat Fakültesi'ne Meyvelitepe'nin konferans vermek üzere davet edilmesi bence hiçte uzak değil.
Gurur duyarız, Sevinç duyarız
Sn. Lilium zeytinleri keserken elleriniz titrediğine göre sizinde anlatacak çok şeyiniz vardır.
Yaramı deşmeyin arkadaşlar bugünlerde çok hüzünlüyüm.
Anlatılacak çok şey varda. Bazan anlatırken yanlış anlaşılıp bir sürü gereksiz sürtüşmeler oluyor. Bazanda işine gelmedimi doğru söyleyeni dokuzuncu köye yolluyorlar.
Sohbetlerinizi keyifle izliyorum
syıldıran
07-04-2010, 17:14
Yaramı deşmeyin arkadaşlar bugünlerde çok hüzünlüyüm.
Anlatılacak çok şey varda. Bazan anlatırken yanlış anlaşılıp bir sürü gereksiz sürtüşmeler oluyor. Bazanda işine gelmedimi doğru söyleyeni dokuzuncu köye yolluyorlar.
Sohbetlerinizi keyifle izliyorum
Sn. Lilium ,
Merhaba , sizinle aynı fikirdeyim. Selamlar . .
Sayın acemi çaylak ve ayhan dukel arkadaşları canı gönülden kutlarım çok önemli bir çalışmaya imza attılar s yıldıran arkadaşın da dediği gibi acemi çaylak arkadaşımızın da sadece adı acemi deneyim ve tecrübelerini burada paylaşmak çok güzel bir şey bizim gibi yıllardır zeytin ağacları olup ta yetiştiriciliğin sağlıklı bir şekilde yapılmadığı hala at gözlükleri takmış sadece atadan dededen gördüğü gibi üretim yapan yenilikleri kabullenmeyen bir topluma bilinçli üretimi en önemliside sağlıklı üretim şeklini deneyimlerini paylaşarak uygulamalarını listeleyerek göstermek yapılacak en doğru hareket kutlarım arkadaşlar bilgide (sevgi )gibi paylaştıkça büyüyen ender degerlerdendir esen kalın
Halil Önen
08-04-2010, 01:14
7 Nisan 2010 zeytin pamuklu biti ortaya çıktı. Daha doğrusu komşuda pişti bize de döşecek gibi. Şimdilik yok.
Bir defa EMA+delfin,
İkinci defa, sadece EMA,
Bu günde EMA+delfin attım.
Geçen yıl Delfini pamukcuklar oluştuğunda atmıştım. Başarılı olamadım. Bu yıl tekrar denememin sebebi, birincisi erken başlamak _ bitler beyaz saraylarına yerleşmeden önce _ ikinci nedenim ise;
delfin içindeki bakteri zeytin uc zararlısına _ki o da bir böcek_ve salkım güvesini önlüyorsa;
buna EMA takviyesi de yaparsam bu pamuklu biti öneyebilirim diye düşünüyorum.
Eğer hakkından gelemezsem basınclı suya talim edeceğim ama bu defa motorlu sırt tulumbasıyla.(Bunu genç fidanlarda deniyorum.)
Bu arada Sn.Doğasever'e ;) kırpıyorum.
Bir de merak ettiğim bir şey var. Sn. Mine Pakkaner'ın da İzmir'de, bir yerde, yerli zeytin bahcesi var.
Sn.Mine hanım pamuklu bit ve zeytin sineğine karşı nasıl başa çıkıyor doğrusu merak ediyorum. (bu konuda hiç sesi çıkmadığına göre muzdarip olabilir):p
Aslında nimiks kullanırım ama bu yıl kafamı karıştırmıyacağım.
Saygılar
Maşallah halil bey bu ayda pamuklu bit çok erken değilmi?
acemi_caylak
08-04-2010, 10:14
Sayın acemi çaylak ve ayhan dukel arkadaşları canı gönülden kutlarım çok önemli bir çalışmaya imza attılar s yıldıran arkadaşın da dediği gibi acemi çaylak arkadaşımızın da sadece adı acemi deneyim ve tecrübelerini burada paylaşmak çok güzel bir şey bizim gibi yıllardır zeytin ağacları olup ta yetiştiriciliğin sağlıklı bir şekilde yapılmadığı hala at gözlükleri takmış sadece atadan dededen gördüğü gibi üretim yapan yenilikleri kabullenmeyen bir topluma bilinçli üretimi en önemliside sağlıklı üretim şeklini deneyimlerini paylaşarak uygulamalarını listeleyerek göstermek yapılacak en doğru hareket kutlarım arkadaşlar bilgide (sevgi )gibi paylaştıkça büyüyen ender degerlerdendir esen kalın
Sn. Okay-55, amaç deneyleri paylaşmak ve birlikte en iyiyi bulmak zaten. Genelde zeytin fazla bakım istemez diye bir kanı var herkeste. ancak bu doğru değil. Eğer iyi ürün almak istiyorsanız herhangi bir meyve ağacı kadar zeytinde bakım ister. Sadece su gereksinimi diğerlerine oranla daha azdır. Ancak sulamanın perdiyositeyi azalttığı da bir gerçek.
Bu arada bizi o kadar abartmayın. Bizimde sizden öğreneceğimiz çok şey vardır. Sizinde tecrübelerinizi dinlemek isteriz.
Hatta burada bir öneride daha bulunacağım. Birbirine yakın arkadaşlar hafta sonu bir gün belirleyip, toplanarak gönüllü arkadaşların bahçesini gezmeye gidebiliriz. Böylelikle uygulamaları yerinde görmüş oluruz. Çünkü burada anlatılanların bazen ayakları havada kalıyor. Yerinde görmek sayfalarca yazmaktan daha etkili olabilitor.
Antep bölgesi genel forum ahalisine uzak. Bu yüzden ilk ben olayım demiyorum. Ama Marmara Bölgesindekiler Meyvelitepe'nin, Ege Bölgesidekiler AyhanDükel'in bahçesine bir gezi organize edebilirz. Tabi önce bahçe sahipleri izin veriyorsa.
acemi_caylak
08-04-2010, 10:23
7 Nisan 2010 zeytin pamuklu biti ortaya çıktı. Daha doğrusu komşuda pişti bize de döşecek gibi. Şimdilik yok.
[B]
Halil Bey,
Gerçekten erken davranmış sizinkiler. Geçmiş olsun.
Arap Sabunu + İspirto denemeye ne dersiniz? Gaziantep fıstık araştırma merkezi bu konuyla ilgili deneme yapmıştı. Ancak pamuklu bit ve zeytin dahil miydi bilmiyorum şu anda dökümanı bulamadım. Telefonla arayıp bir bilgi alın derim bence.
100 lt suya 3 lt arap sabunu + 3 lt ispirto karışımının yaprak bitinde etkili olduğunu yazıyordu. Bence bir iki ağaçta denemek lazım ne dersiniz?
Antep Fıstığı Araştırma Enstitüsü'ne aşağıdaki linkten ulaşbilirsiniz.
http://www.antepfistigiarastirma.gov.tr/
Forumun iyi takipçileri bilir. Ayrıca bu forumda ev yapımı ilaçlar bölümünde Mine Hanım'ın güzel tarifleri var. Bunlarda denenebilir. Linki aşağıda.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=3062
Birde bu yazışmayı Zeytin zararlıları kısmında yapsak daha iyi olur gibi. Yoksa Malina'dan haklı olarak uyarı alabiliriz.
''Hoş bir durum oldu. Geçen yılki kaolin uygulamamız köyde infial yarattı. Kooperatif vasıtasıyla tüm köye yetecek kaolin getirttik. Herkes malzemesini aldı. Bu yaz köyün tamamı bembeyaz olacak gibi ''
Sayın Meyvelitepe;
kooperatifinizde kaolin kili kaldımı acaba,bizde isteriz,bende seni takip eden sessiz
çoğunluktan biriyim.(kelebek etkisi işte)
MeyveliTepe
08-04-2010, 11:00
3-5 torba fazladan istemişlerdi ama birine verdiler mi bilmiyorum.
Bu güzel sonuçlardan sonra kaolin kili demek pek hoş olmayacam galiba, kaolinmeyvelitepe mi desek açaba :)
Dogasever
08-04-2010, 13:43
Halil Bey merhaba
Kırptığınız göz hedefine ulaştı! EM5 + EM FPE kullanmanızda fayda var. Size birer litre ücretsiz gönderteceğim. Bana mesaj atarak adresinizi bildirin lütfen.
Bulaşmasını önlemek için 1 hafta - 10 gün arayla 2-3 defa kullansanız yeterli ama size de bulaşacak olursa, daha sık uygulamak gerekir. Uygulama yapmanızın hiçbir zararı yok!
Bu arada EM5'i köpeğinize de spreyleyebilirsiniz. Saygılar
7 Nisan 2010 zeytin pamuklu biti ortaya çıktı. Daha doğrusu komşuda pişti bize de döşecek gibi. Şimdilik yok.
Bir defa EMA+delfin,
İkinci defa, sadece EMA,
Bu günde EMA+delfin attım.
Geçen yıl Delfini pamukcuklar oluştuğunda atmıştım. Başarılı olamadım. Bu yıl tekrar denememin sebebi, birincisi erken başlamak _ bitler beyaz saraylarına yerleşmeden önce _ ikinci nedenim ise;
delfin içindeki bakteri zeytin uc zararlısına _ki o da bir böcek_ve salkım güvesini önlüyorsa;
buna EMA takviyesi de yaparsam bu pamuklu biti öneyebilirim diye düşünüyorum.
Eğer hakkından gelemezsem basınclı suya talim edeceğim ama bu defa motorlu sırt tulumbasıyla.(Bunu genç fidanlarda deniyorum.)
Bu arada Sn.Doğasever'e ;) kırpıyorum.
Bir de merak ettiğim bir şey var. Sn. Mine Pakkaner'ın da İzmir'de, bir yerde, yerli zeytin bahcesi var.
Sn.Mine hanım pamuklu bit ve zeytin sineğine karşı nasıl başa çıkıyor doğrusu merak ediyorum. (bu konuda hiç sesi çıkmadığına göre muzdarip olabilir):p
Aslında nimiks kullanırım ama bu yıl kafamı karıştırmıyacağım.
Saygılar
Zeytinci
08-04-2010, 15:49
Nazar değmesin. Yetiştirme tarafı iyi gelişiyor. Geleneksel mi? Modern mi? Sadece burada sis var gibi...
İyi yetiştirilmiş zeytinin;
- üstün sofralık zeytin olarak işlenmesi.
- üstün yağlık olarak işlenmesi,
- pazarlanması,
bu konularda zincir nasıl kırılacak, heyacan nasıl yaratılacak.
Biraz da bu konulara kafa yoralım. Yoksa sonunda satarak ve kesmek zorunda kalarak hayal kırıklığı yaşamayalım.
3-5 torba fazladan istemişlerdi ama birine verdiler mi bilmiyorum.
Sayın meyveli tepe kaolin kili kaldı ise bende bir torba alabilirmiyim **** nereden temin edebiliriz adres telefon bilgilerini verebilirmisiniz teşekkürler
acemi_caylak
08-04-2010, 20:40
Nazar değmesin. Yetiştirme tarafı iyi gelişiyor. Geleneksel mi? Modern mi? Sadece burada sis var gibi...
İyi yetiştirilmiş zeytinin;
- üstün sofralık zeytin olarak işlenmesi.
- üstün yağlık olarak işlenmesi,
- pazarlanması,
bu konularda zincir nasıl kırılacak, heyacan nasıl yaratılacak.
Biraz da bu konulara kafa yoralım. Yoksa sonunda satarak ve kesmek zorunda kalarak hayal kırıklığı yaşamayalım.
Sn. Zeytinci aslında geleneksel olanla modern olan arasında çok büyük farklılık yok. Geleneksel olanla modern olan aslında iç içe geçmiş durumda.
Mısırlılar Maya'dan milattan önce 6000 yılında ekmek yapmışlar. Bugün aynı mayalar geleneksel kullanım alanlarının yanında (ekmek, şarap, bira vs), protein üretiminden biyodizele kadar bir çok alanda kullanılıyor. Üstelik hem maliyeti düşük hemde zehirsiz. Ayrıca herkes evinde kolaylıkla üretebilir. Ez üzümü, karıştır halis buğday unuyla sonra 30-40 derecede beklet. Her gün karıştırarak biraz daha un ekle. İşte sana doğal gübrenin hammaddesi.
Bu topikte geçen gün sordum. Ayhan Bey hariç hiç kimse baklagil ekmemiş. Oysa Ortaokul 1 de seçmeli olan tarım dersinde biz beklagillerin gübre özelliğini öğrenmiştik. Bu ülkede kaç çiftçi uygulamıştır, tartışılır. Ama bugün organik tarımın vazgeçilmezleri arasında.
Çağımız teknoloji çağı. Oysa bir dönem DDT çağı vardı. Çünkü sıtmadan milyonlarca insanın kırıldığı bir ortamda DDT tek kurtarıcı ilaçtı. Zararlarını şimdi öğrendik. Örneğin cep telefonu zararsız diyenlere Finlandiyada'daki kanser oranlarındaki değişimi izlemelerini öneririm. Şimdiyse biyoteknolojinin hakimiyeti var. 1916 da kurgulanmış frankenstein tiplemesi nerdeyse gerçekleşecek.
İşte buradaki bir avuç ağaç sevdalısı bu frankensteinlere karşı alternatif üretmeye çalışıyor. Becerirler mi bilinmez. Ancak çok güzel bir noktaya parmak bastınız. Sadece üretmek yetmez birde pazarlaması var bu işin. Şimdilik onu beceremiyoruz. Ben zeytinyağını ucuza satmaktansa bekletiyorum. Ama tek geçim kaynağı zeytin olan ne yapacak? Ne kadar direnebilir? Çünkü evdekiler ekmek ister, şeker ister, ısınmak ister.
Belki bu konuda da kooperatifleşme gibi alternatifler oluşturulabilir. Tartışmak lazım.
MeyveliTepe
08-04-2010, 20:55
Sayın meyveli tepe kaolin kili kaldı ise bende bir torba alabilirmiyim **** nereden temin edebiliriz adres telefon bilgilerini verebilirmisiniz teşekkürler
Orfe Teknik'den isteyebilirsiniz. İletişim bilgileri internette var.
Nasıl ellerim titremesin, bahçe böyleydİ.
135009
135010
135011
135012
135013
Böyle oldu
135016
135017
135018
Eyvahlar olsun !
Soğuk zararı mı bu?
Çanakkale bölgesi, Geyikli civarları da böyle olmuş...
Beni teselli edenler
Kirazım
135020
Cevizlerim
135021
135022
135023
acemi_caylak
12-04-2010, 21:46
Burada İspanyol çeşitleri tartışılırken, tamda karşıma bir ispanya seyahati çıktı. Bol bol zeytin görmeyi umuyordum. Ancak Madrid sahilden 400-500 km içeride olduğu için bu şansım yokmuş gibi duruyor.
Ama bulunduğum semtte evlerin bahçeleinde ve yol kenarlarında bolca zeytin ağacı var. Ne zaman bizde de zeytin evlerin bahçelerine dikilir, işte o zaman zeytine gereken önem verilir diye düşünüyorum.
İşte resimler. Son ağaçta dallarda mantar var (açık kahverengi olanlar). Bu mantarı bir çok ağaçta gördüm. Ne olduğunu öğrenmeye çalışacağım.
135885
135886
135887
135888
135889
Halil Önen
12-04-2010, 22:38
Burada İspanyol çeşitleri tartışılırken, tamda karşıma bir ispanya seyahati çıktı. Bol bol zeytin görmeyi umuyordum. Ancak Madrid sahilden 400-500 km içeride olduğu için bu şansım yokmuş gibi duruyor.
Ama bulunduğum semtte evlerin bahçeleinde ve yol kenarlarında bolca zeytin ağacı var. Ne zaman bizde de zeytin evlerin bahçelerine dikilir, işte o zaman zeytine gereken önem verilir diye düşünüyorum.
İşte resimler. Son ağaçta dallarda mantar var (açık kahverengi olanlar). Bu mantarı bir çok ağaçta gördüm. Ne olduğunu öğrenmeye çalışacağım.
135889
Sn. acemi, iyi tatiller _iş için gitmiş olsanız bile _ diliyorum. Birşeyleri paylaşacağınızı (yediğiniz içtiğiniz olursa daha iyi olur) ;)biliyordum.
Son resimdeki hastalık mıdır? bende merak ettim.
İnsan katalanların tarafına yani Barselona' ya giderdi. Bodur zeytinler oradaymış. :)
Bu adamları dünya birincisi yapan nedir? Zeytin ağacıyla, meyvesi ve yağıyla nasıl bir yaşam biçimi oluşturmuş da İspanya denince aklımı düşüyor?
Sofralarında zeytini ve onun yağını nasıl tüketiyorlar? Küçük işletmeler nasıl çalışıyor? Nasıl pazarlıyorlar? Gerçekten bir çoğu sadece zeytincilikle mi geçiniyor? diye ben düşünüyor olsam bile siz aldırmayın.
İşinizde başarılar dilerim.
Saygılar
Melih Bakırlıoğlu
13-04-2010, 13:25
Dal knserine benziyor. Bir müddet sonra iletim yollarını kesecek ve dal kuru çalı görünümüne gelecek. Minicik de olsa dalda meydana gelen yaralanmalara virüsün yerleşmesi ile bu hale geliyor. Bulaşıcı diye biliyorum. Hoşçakalın.
Böyle oldu
135016
135017
135018
Sevgili Lilium, zeytin ağaçlarınıza inanın çok üzüldüm benzetmek gibi olmasın hepsi 18 lik delinkanlıymış.Bizim köydede bahçemizde ninelerimizden kalma belki 80 yaşlarında 3-5 ağaç kurudu.İnsan üzülmeden edemiyor.
acemi_caylak
13-04-2010, 22:33
Dal knserine benziyor. Bir müddet sonra iletim yollarını kesecek ve dal kuru çalı görünümüne gelecek. Minicik de olsa dalda meydana gelen yaralanmalara virüsün yerleşmesi ile bu hale geliyor. Bulaşıcı diye biliyorum. Hoşçakalın.
Melih Bey,
Teşekkürler. Ne kadar zeytin hastalıkları hakkında okumuş olsakta, görmek ve yaşamak apayrı oluyor. Evet aşağıdaki resimdekilere benziyorlardı.
Not: Resim Antepfıstığı Araştırma Merkezi'nin Zeytin Yetiştiriciliği El Kitabı'ndan alıntıdır.
136108
Zeytinci
14-04-2010, 21:50
Fotoğrafı görünce ben de dal kanseri olduğunu anladım. İnsanın yaşamına yakın olan zeytinlerde sık görüyorum.
İnsanoğlunun çevreye verdiği zararı zeytin kanser olarak gözümüze sokuyor.
Fotoğraflardaki ağaçlar da yerleşim yerlerinde. Eminim uzak bahçelerde yoktur.
Halil Önen
17-04-2010, 00:01
Maşallah halil bey bu ayda pamuklu bit çok erken değilmi?
Atalarımız boşuna dememiş ' pire it' de, bit yiğitte bulunur' diye. :D
Bu pamuklu bit her yıl beni buluyor.
Suçlu olarak yan komşuyu sorumlu tuttum. Onun haberi yok.
Sahibi Alamanmış. Ağaçlar büyük, çok sık, taneyi iyi beslemiyor, yaşlanmışlar, gençleşmeli' gibi sözlerle adamın kafasını karıştırdım. Ve bu yıl motorlu testere ile bir budama yaptı ki; tüm pamuklu bitler bana göç etti. Ve daha edecek gibi.
Sayın acemi, teşekkür ederim.
İspirto suyu daha çiçek açmamış zeytin salkımlarını silkebilir diye düşündüm.
Onun yerine;
Arapsabunu ve zeytinyağında ezdiğim sarımsakları ema ile karıştırdım attım.
Zaten yarın Özlem( yeşil adım) hanımdan em5 alacağım. Şimdilerde zaman kazanmak için yaptım.
Bir iki fidanda kloroz gördüm. Yapraklarda hafif sararma ve uc kısımlarında yarıya kadar kızarma (yanmış gibi) gördüm.
Bitkilerde kloroz, potasyum eksikliğidir.
5 litre suya, 1 kg ısırgan otu parçalayıp attım. Bunu bir hafta bekleteceğim. Tabii ağzı kapalı (havasız) ve güneşte kalacak.
Bunu yine ema ile karıştıracağım.
Biliyorsun, ısırgan otu potasyum kaynağı ve aynı zamanda güçlü bir antibiyotik.
Bu karışımı fidanlara biraz su verdikten sonra, dökeceğim.
Aslında bu ısırgan otu işini büyütebilirim ama...!
Saygılar
fatmadundar
17-04-2010, 15:39
Ben bu başlıkları nasıl atlamışım. Meğer burada ne kadar faydalı paylaşımlar varmış.
Zeytinle ilgili yaptığınız bütün çalışmalar çok takdire değer. Özellikle kaolin kili ile alınan sonuç, kansere bulunan çare ile eşdeğer.
Bu kaolin kilinin böyle bir faydasının olması çok akla yatkın geliyor. Bu bahar çamurlu bir yağmur yağmıştı hatırlarsınız. Babam; bahçedeki badem ağacında böceklenme olduğunu, yaprakları kıvrıldığını, bu çamurlu yağmurdan sonra ağaçların böcekten temizlendiğini anlattı. Daha başkalarından da güllerdeki böceklerin temizlendiğini duydum. Biz eskiden tütün yetiştirirken de tütün kırarken böcekli tütünlerin üstüne yerden iki elimizle toprak alır, tütünün tepesinden aşağı dökerdik. Bunun bile çok faydası olurdu. Karpuzlar için Babam yol tozunu (çok ince olduğu için) çuvala koyar üzerlerinde silkelerdi. ;)
Geçen yıl Babamın zeytinlerinin tamamı kurtlandığı için toplama zamanından önce yere döküldüler. Bu yüzden yağların asidi çok yüksek oldu. Doğru dürüst sofralık zeytin seçemediğimiz için de kahrolmuştuk.:(
Babam da ilaçlamalar, gübrelemeler yapıyor ama… Açıkçası ben neler uyguladığını bilmiyorum.
Bu sizlerin deneyimlerinizi babama aktaracağım. Umarım ilk uygulama için geç kalınmamıştır.
Değerli paylaşımlarınız için hepinize teşekkür ederim.
Zeytinlibahçe
17-04-2010, 16:19
Sn fatmadundar
size ve babaniza selamlarimi sunarim, uygulamada herhangi bir sorunuz olursa hazir oldugumuzu bildiririm.
fatmadundar
17-04-2010, 17:12
Teşekkür ederim Ayhan Bey.
Yardım edeceğinizi biliyorum. Sizler kaolin kilini nasıl temin ediyorsunuz? Bu yılın ilk uygulamasını henüz yapmadık galiba.
Zeytinlibahçe
17-04-2010, 19:52
Sn fatmadundar selamlar
Kaolini www.orfeteknik.com.tr temin edebilirsiniz.
uygulama icin henuz erken, zeytinler sacma iriliginde oldugunda kullanacagiz
fatmadundar
17-04-2010, 21:05
Tamam buna sevindim. O zamana kadar ancak getirtebilirim. Hemen işe koyulmalı.
Kolay gelsin.
acemi_caylak
19-04-2010, 08:05
Arkadaşlar, bu tabloyu yayımladıktan sonra EMA ve SUTUT uyguladık. Güncellenmiş tablo aşağıdadır.
Tarih| Uygulanan Madde
15.11.2009| Bütün küçük ağaçlar budandı.
03.01.2010| 550 ağaç için 1300 Kg Biofarm Gübre uygulaması yapıldı
12.02.2010| Leonardit, Ponza Taşı, Biofarm, Kükürt ve Çinko Sülfat uygulaması, 2,5 Ton Leonardit, 2,5 Ton Ponza Taşı, 75 Kg Çinko Sülfat, 50 Kg Kükürt
15.02.2010| Bütün ağaçlara 1,5/100 lük Bordo Bulamacı Uygulaması
07.03.2010| Büyük Zeytin ağaçlarının sert budanması, küçük ağaçlardan bazıları çok hafif budandı
10.03.2010| Sert budanan ağaçlara ve uç zararı olan ağaçlara 1/500 lik EM5 + EM FPE uygulaması
13-14.03.2010| Bütün ağaçlara 3/100 lük Bordo Bulamacı Uygulaması
10-11.04.2010| Bütün ağaçlara kökten 2/1000 lük EMA uygulaması
16-17.04.2010| Yaşlı ağaçlara ağaç başına 100 gr, genç ağaçlara ağaç başına 75 gr SUTUT uygulaması
Dogasever
19-04-2010, 10:13
Atalarımız boşuna dememiş ' pire it' de, bit yiğitte bulunur' diye. :D
Bu pamuklu bit her yıl beni buluyor.
Suçlu olarak yan komşuyu sorumlu tuttum. Onun haberi yok.
Sahibi Alamanmış. Ağaçlar büyük, çok sık, taneyi iyi beslemiyor, yaşlanmışlar, gençleşmeli' gibi sözlerle adamın kafasını karıştırdım. Ve bu yıl motorlu testere ile bir budama yaptı ki; tüm pamuklu bitler bana göç etti. Ve daha edecek gibi.
Sayın acemi, teşekkür ederim.
İspirto suyu daha çiçek açmamış zeytin salkımlarını silkebilir diye düşündüm.
Onun yerine;
Arapsabunu ve zeytinyağında ezdiğim sarımsakları ema ile karıştırdım attım.
Zaten yarın Özlem( yeşil adım) hanımdan em5 alacağım. Şimdilerde zaman kazanmak için yaptım.
Bir iki fidanda kloroz gördüm. Yapraklarda hafif sararma ve uc kısımlarında yarıya kadar kızarma (yanmış gibi) gördüm.
Bitkilerde kloroz, potasyum eksikliğidir.
5 litre suya, 1 kg ısırgan otu parçalayıp attım. Bunu bir hafta bekleteceğim. Tabii ağzı kapalı (havasız) ve güneşte kalacak.
Bunu yine ema ile karıştıracağım.
Biliyorsun, ısırgan otu potasyum kaynağı ve aynı zamanda güçlü bir antibiyotik.
Bu karışımı fidanlara biraz su verdikten sonra, dökeceğim.
Aslında bu ısırgan otu işini büyütebilirim ama...!
Saygılar
Bitkilerde kloroz, potasyum eksikliğidir.
5 litre suya, 1 kg ısırgan otu parçalayıp attım. Bunu bir hafta bekleteceğim. Tabii ağzı kapalı (havasız) ve güneşte kalacak.
Bunu yine ema ile karıştıracağım.
Halil Bey selamlar
Yukarda bahsettiğiniz ısırgan otunu parçalayıp suya attığınız anda suyun %5'i hacimde EMA ve %5 hacimde pekmez ilave edin ve ağzı kapalı bir bidonda yaklaşık 25-35 C derecede fermantasyona bırakın. Gazını almayı unutmayın. Gaz çıkışı bitince çözeltiyi 1/500 seyreltip kullanın. Daha iyi sonuç alırsınız. Kolay gelsin.
acemi_caylak
19-04-2010, 11:14
Bu karışımı fidanlara biraz su verdikten sonra, dökeceğim.
Aslında bu ısırgan otu işini büyütebilirim ama...!
Saygılar
Halil Bey, ısırgan otu üzerinde gerçekten fazla durmalıyız. Bence kimyasallara karşı bir insektisit olarak her zaman ilk seçenek olmalı.
Bu arada Dogasever güzel bir yöntem de vermiş. EM ile fermente etmek fana fikir değil.
Selamlar.
Halil Önen
19-04-2010, 12:17
Arkadaşlar, bu tabloyu yayımladıktan sonra EMA ve SUTUT uyguladık. Güncellenmiş tablo aşağıdadır.
Tarih| Uygulanan Madde
15.11.2009| Bütün küçük ağaçlar budandı.
03.01.2010| 550 ağaç için 1300 Kg Biofarm Gübre uygulaması yapıldı
12.02.2010| Leonardit, Ponza Taşı, Biofarm, Kükürt ve Çinko Sülfat uygulaması, 2,5 Ton Leonardit, 2,5 Ton Ponza Taşı, 75 Kg Çinko Sülfat, 50 Kg Kükürt
15.02.2010| Bütün ağaçlara 1,5/100 lük Bordo Bulamacı Uygulaması
07.03.2010| Büyük Zeytin ağaçlarının sert budanması, küçük ağaçlardan bazıları çok hafif budandı
10.03.2010| Sert budanan ağaçlara ve uç zararı olan ağaçlara 1/500 lik EM5 + EM FPE uygulaması
13-14.03.2010| Bütün ağaçlara 3/100 lük Bordo Bulamacı Uygulaması
10-11.04.2010| Bütün ağaçlara kökten 2/1000 lük EMA uygulaması
16-17.04.2010| Yaşlı ağaçlara ağaç başına 100 gr, genç ağaçlara ağaç başına 75 gr SUTUT uygulaması
Kış aylarında ben de bir defa fidanlarda _soğuğunda etkisini azaltmak için_ hazır bordo bulamacı kullandım. Aslında budamadan sonra dal kanseri için kullanılıyor.
Bakır içerikli ilaçların kullanımı, içersindeki bakır oranı düşürülerek ortadan kaldırılmaya, terk edilmeye çalışılıyor.
Hazır bordo bulamacları bile _şeftalide klog, asmada külleme gibi_ bazı hastalıklarda etkisiz kalıyor. İki üç defa atmak gerekiyor.
Zeytin kabuklu bitinde Malation kullanılıyordu, bu yıl yasaklı ilaçlar listesine alındı.
Bordo bulamacı yerine Mastercop ya da Ecocert sertifikalı (labicuber) kullanılması hem Sn. Meyvelitepe hem Sn. Denizakvaryumu tarafından sık sık uyarılarda bulunuldu.
Gelecek sezon hazır bordo bulamacını da bırakacağım. Ancak bu ilaçların yerine kullanılacak olanlar ne kadar etkilidir. Bunun denemesinin bedeli ağır olabilir. Çünkü bordo bulamacının önlediği hastalıklar_ asmada külleme, zeytinde dal kanseri, şeftalide klog, elmada kara leke_ oldukca amansız ve hata kaldırmıyor.
Bordo bulamacı avrupa ülkelerinde bakır oranları düşürülerek tamamen kaldırılmaya gidiyor.
Bizde burada bu sorunu mulaka çözmek zorundayız. Ama nasıl?
Saygılar
MeyveliTepe
19-04-2010, 12:27
Mastercop'u iki senedir kullanıyorum. Labicuper'i de bu yıl kullandım. Şeftalilerimi mastercop kurtarmıştı. Neticede bu preperatlar da bakırlı. Ne var ki, bakır oranları bir hayli düşük. Bakırın elde ediliş biçimi de değişik. Bir farkı, gerektiğinde yaprağa da atılabilir. Bunun için önemli.
Elmada karaleke için potasyum tuzları içeren organik bir ilaç öneriliyor.
acemi_caylak
19-04-2010, 13:20
Aslına bordo bulamacı hep tartışılıyor. Sn. Meyvelitepe ve Sn. Ayhan Bey'in bu konudaki tecrübeleri önemli.
Labicuber'i pek bilmiyorum. Ancak Mastercrop'u daha önce de araştırmıştım. Mastercrop ile normal bakır sülfatın formülleri pek farklı değil. Sadece üretim ortamlarının farklılığından belki içerdikleri diğer metallerin oranları (binde seviyelerde) farklı olabilir. Mastercrop için 65,82 g/l Bakıra eşdeğer Bakır Sulfat Pentahidrat diyor. Benim bildiğim Pentahidrat 5 tane su molekülü bağlı olduğu anlamına geliyor. Normal göztaşının formülü de CuSO45H2O şeklinde. 5H2O, 5 su molekülü içeriyor anlamına geliyor. Yani ikisi birbirinden farklı değil. Böyle olunca da ben daha ucuz olan göztaşını seçmiştim.
Bakır sülfata en fazla karşı çıkılmasının nedeni topraktan yok olmasının yıllar alması ve suda çözünerek akarsulara ve göllere karışması. Akarsu ve göllere karıştığında 1mg/litre si bile sulardaki yararlı bakteriler, algler ve balıklar için öldürücü olabiliyor.
Ayrıca ilaçlama yapan kişilerde akciğer kanserinde artışa neden olduğu söyleniyor, ancak veriler yeterli değilmiş.
Bu durumda aslında kanser hastası için nasıl kemoterapi öneriliyorsa bitkiler içinde başka çare yoksa bakır sülfat kullanılabilir. Ki kemoterapi sağlıklı hücreleri de öldüren bir yöntemdir. Eğer kansere alternatif bir yol bulunabiliyorsa nasıl kemoterapiye karşı çıkmak gerekirse, bakır sülfata alternatif yöntemlerde buldukça bakır sülfattan vazgeçmeliyiz.
Bu durumda dal kanseri ve çeşitli mantar hastalıklarına alternatif yollar bulmalıyız. Bakırı bitkinin ihtiyacı olan iz element oranları dışında hiç kullanmamalıyız. Ancak alternatif bulana kadar başka çare yok gibi duruyor.
syıldıran
20-04-2010, 09:05
Böyle oldu
135016
135017
135018
Sn. Lilium ,
Zeytin ağaçları , çıkan büyü bir orman yangının sirayet etmesi nedeniyle çok büyük oranda yanan biri olarak sizi çok iyi anlıyor , üzüntünüzü paylaşıyorum. Büyük ihtimalle kökleri sağlam kalmıştır ve ağaçlarınız ümit ederim ki tekrar sürgün verecektir. Geçmiş olsun dileklerimle . Selamlar . .
syıldıran
20-04-2010, 09:19
Aslına bordo bulamacı hep tartışılıyor. Sn. Meyvelitepe ve Sn. Ayhan Bey'in bu konudaki tecrübeleri önemli.
Labicuber'i pek bilmiyorum. Ancak Mastercrop'u daha önce de araştırmıştım. Mastercrop ile normal bakır sülfatın formülleri pek farklı değil. Sadece üretim ortamlarının farklılığından belki içerdikleri diğer metallerin oranları (binde seviyelerde) farklı olabilir. Mastercrop için 65,82 g/l Bakıra eşdeğer Bakır Sulfat Pentahidrat diyor. Benim bildiğim Pentahidrat 5 tane su molekülü bağlı olduğu anlamına geliyor. Normal göztaşının formülü de CuSO45H2O şeklinde. 5H2O, 5 su molekülü içeriyor analmına geliyor. Yani ikisi birbirinden farklı değil. Böyle olunca da ben daha ucuz olan göztaşını seçmiştim.
Bakır sülfata en fazla karşı çıkılmasının nedeni topraktan yok olmasının yıllar alması ve suda çözünerek akarsulara ve göllere karışması. Akarsu ve göllere karıştığında 1mg/litre si bile sulardaki yararlı bakteriler, algler ve balıklar için öldürücü olabiliyor.
Ayrıca ilaçlama yapan kişilerde akciğer kanserinde artışa neden olduğu söyleniyor, ancak veriler yeterli değilmiş.
Bu durumda aslında kanser hastası için nasıl kemoterapi öneriliyorsa bitkiler içinde başka çare yoksa bakır sülfat kullanılabilir. Ki kemoterapi sağlıklı hücreleri de öldüren bir yöntemdir. Eğer kansere alternatif bir yol bulunabiliyorsa nasıl kemoterapiye karşı çıkmak gerekirse, bakır sülfata alternatif yöntemlerde buldukça bakır sülfattan vazgeçmeliyiz.
Bu durumda dal kanseri ve çeşitli mantar hastalıklarına alternatif yollar bulmalıyız. Bakırı bitkinin ihtiyacı olan iz element oranları dışında hiç kullanmamalıyız. Ancak alternatif bulana kadar başka çare yok gibi duruyor.
Sn. acemi çaylak ,
Merhaba . Göztaşı (Bakır sülfat) konusunda sizinle benzer düşünüyorum. Bordo bulamacını gerekiyorsa kullanıyorum. Benimde kendi çapımda yaptığım araştırmalar sonucu bulduğum , Hektaş. ürünü mikronize sıvı Bakır Hidroksit ihtiva eden Champ Formula FL. adlı ilacı var. Diğer bakırlı preparatlar gibi yüksek konsantrasyonda kullanılmıyor. 250 cc/100 lt. oranında kullanmak yeterli oluyor. Suda dağılımı da çok iyi , çökelme de yapmıyor. Saygı ve selamlar . .
acemi_caylak
20-04-2010, 12:48
Biraz daha netleştirmek açısından organik tarım yönetmeliğinden bazı bölümleri buraya alıyorum.
Organik tarımda geleneksel olarak kullanılan maddeler özet olarak aşağıdaki gibi.
Mantari hastalıklardan korunmak için 3 kg Cu/da dozunu geçmeyecek şekilde Bakır hidroksit, Bakır oksiklorür, (tribazik) bakır sülfat ve bakır oksit Bakır hidroksit, Bakır oksiklorür, (tribazik) bakır sülfat, bakır oksit, bakır oktanoate,
Muz, kivi ve Trabzon hurması olgunlaşmasının sağlanması, ananasların çiçek indüksiyonu için etilen,
Böcek öldürücü olarak Arap sabunu (potasyum sabunu),
Muzların olgunlaşmasının geciktirilmesinde potasyum alum (kalinite),
Böcek öldürücü, kırmızı örümcek öldürücü ve mantari hastalıklarla mücadelede kireç-kükürt (kalsiyum polisülfit),
Sadece meyve ağaçları, asmalar, zeytin ağaçları ve muz gibi tropik ürünlerde böcek öldürücü ve kırmızı örümcek öldürücü olarak, Parafin yağları,
Sadece meyve ağaçları, zeytin ağaçları ve asmalarda mantari hastalıklara karşı ve bakteri öldürücü olarak potasyum permanganat,
Zararlıları uzaklaştırıcı olarak kuvars kumu,
Mantari hastalıklara karşı, kırmızı örümcek öldürücü ve zararlı uzaklaştırıcı olarak kükürt,
Mantari hastalıklar ve fidanlıklar da dahil olmak üzere sadece meyve ağaçlarında Nectria galligena’yı kontrol altında tutmak için kalsiyum hidroksit kullanılır.
Mantari hastalıkları önleyici (Fungusit) olarak aşağıdaki bakır bileşikleri belirtilen koşullarda kullanılabiliyor.
Kullanım Koşulları:
-Yetkilendirilmiş kuruluş tarafından kullanımına onay verilmelidir.
-31 Aralık 2005 tarihine kadar, maksimum 8 kg saf bakır/ha/yıl,
1 Ocak 2006 tarihinden itibaren maksimum 6 kg saf bakır/ha/yıl kullanılır.
-Ülkede bitki koruma ürünleri ile ilgili yasal mevzuatta bakır kullanımına ilişkin sınırlamalar mevcut ise izin verilen limitler dahilinde kullanılır.
-Yukarıda belirtilen miktarlardan farklı olarak, çok yıllık bitkiler için kullanılabilecek en fazla bakır miktarı aşağıdaki gibidir:
-31 Aralık 2006 tarihinden itibaren 4 yıl geriye gidildiğinde kullanılacak toplam bakır miktarı 38 kg. saf bakır /ha’ı aşamaz.
-1 Ocak 2007 tarihinden geçerli olmak üzere her yıl için önceki dört yıl dikkate alınarak kullanılacak toplam maksimum saf bakır miktarı 2007 yılı dahil 36kg/ha, 2008 yılı dahil 34 kg/ha, 2009 yılı dahil 32 kg/ha, 2010 yılı ve takip eden yıllarda 30 kg/ha miktarını aşamaz.
icabikanbur
23-04-2010, 15:52
Edremit bölgesinde 400 zeytin ağacı takriben olan bir yer alıp geçimimi sağlamak istiyorum tavsiyelerinizi yazarsanız sevinirim. Böyle biryerin fiatı ne kadardır.
icabikanbur
23-04-2010, 17:30
Arkadaşlar ben şehir hayatında yaşamımı sürdürüyorum.Fakat doğa,yı çok seviyorum ALLAH nasip ederse zetinlik almayı düşünüyorum .Ağaçlarla ilgili bilgilerinizi paylaştığınız için çok TEŞEKKÜR ederim.Sizlerin sayesinde bayağı bilgi sahibi oldum.
Kesmiş olduğum zeytin ağaçlarının köklerini yararken ilginç bir kaç durumla karşılaştım ve fotoğraflamak istedim, bilgilenme açısından yararlı olacağını düşünerek resimlerini çektim, ilgimi çeken yumru kökün içinden oluşan kök ve bu kökü takip ettiğimde gövdeden çıkan iki üç yıllık bir dalın kökü olduğunu gördüm, yani sonradan oluşan bir dalın köküde apayrı bir kök. Tüm ağaçlarda da bu böylemidir bilmiyorum.
138737
138738
138739
Halil Önen
25-04-2010, 23:25
İşte bunun için 'ölmez ağaç' ya da 'Hayat ağaçı' demişler ya...
Akdeniz efsanelerine göre, Adem 930 yaşındayken öleceğini hisseder. Havva ile cennetten yeryüzüne kovulur ve Tanrı'dan kendisini ve tüm insanlığı bağışlamasını dilemeye karar verir.
Oğlu Şit' i cennet bahcesine gönderir.
Şit Bahcenin bekcisi Melek'ten duası üzerine İyi_Kötü Ağacı'ndan üç tohum alır. Melek ''baban ölünce bunları ağzına koy'' der.
Adem ölür ve Tabor Dağı' nın yanındaki Hebron Vadisine gömülür.
Adem'in ağzından üç ağaç filiz verir. Akdeniz' in simgesi üç ağaç.
Zeytin, sedir ve servi.
Sayılar.
Melih Bakırlıoğlu
26-04-2010, 13:28
Zeytin ağacının her ana dalının kokü ayrıdır.
acemi_caylak
28-04-2010, 10:07
Sn. Meyvelitepe,
Orfe Teknik'ten Turhan Bey, Kaolin kilinin çiçeklenmeden önce de uygulanabileceğini, böylelikle çiçek dökülme oranının azaldığını söyledi. Mersin civarında bu tür denemeleri olmuş ve başarılı olmuşlar. Sizin bu konuda denemeleriniz oldu mu?
MeyveliTepe
28-04-2010, 12:36
Hayır olmadı. Turhan bey ile geçen yıl bu konuyu tartıştığımda tozlaşmada negatif bir etkisi olup olmayacağı hakkında net bir bilgi yoktu. Yurt dışı kaynaklarda da özel olarak böyle bir şeye rastlamadım. Bu yüzden ağaçlarda meyve tutumu sonrasını daha garanti görüyorum.
Öte yandan geçen yaz sebzelerle uyguladığımda herhangi bir olumsuzluk ile karşılaşmadım.
Zeytinlibahçe
28-04-2010, 15:42
Kaolinin, ciçellenmeden önce uygulanması konusundaki şahsi görüşüm,
-Yagmur mevsımı devam ediyor uygulanan kaolin uzun süreli olmayabilir
-Ciceklerin tozlaşmasını etkileyebilir, ciceklerinde bir kısmının dökülmesi gerekir hepsi tutsa agac kırılır.
Zeytinlibahçe
28-04-2010, 16:58
Sn icabikanbur selamlar
zeytinbahcesi alma fikri cok güzel tebrikler, Edremit civarında fiyatların, bulundugu
yere göre cok degiştigini biliyorum, yazlıklara yaklaştıkca fiyatlar anormal artıyor
Size bir gelir getirecektir, nekadar olacagı agacların verim ve saglık durumları, sizin işleyip, işlememenizle yakından alakalı
Umarım alacagınız yerde zararlılarla dogal mücadele ve yetiştiricilik yaparsınız
saygılarımla
merhabalar sitenin yeni üyesiyim
ege bölgesinde manisa ilinde 5 dönümlük bir arazide zeytincilik yapmak istiyorum. zeytinciliği tercih etmemin nedeni çok fazla bir masrafı olmaması. bunun dışında herhangi bir bilgim yok. ve zeytinin hiç elde kalmadan satılabildiği.
küçük bahçemde 15 adet zeytinim var ama cinslerini bilmiyorum. yılda 150 kg zeytin veriyorlar yaşları değişiyor. en yaşlısı 5 yıllık sanırım.
z<eytin çeşitleri içerisinde de en verimlilerin ayvalık ve bodur zeytin olarak anılan ARBEQUINA I-18 olduğunu biliyorum.
yazılanların çoğunu okudum. ve zeytincilikde oldukça tecrübeli olan kişilerin olduğunu gördüm.
düşündüğüm şekilde bir zeytin bahçesi oluşturmak fizibıl mı dır?
görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Para kazanmak için 40-50 dönüm altı fizibl değil maalesef.
Hobi bahçeciliği olur anca o dediğiniz miktarda zeytinlik.
icabikanbur
04-05-2010, 11:19
Vermiş olduğun bilğiler için teşekkür ederim zaten almak istediğim yer insanlardan uzak olması insanlara yakın yerdeki ağaç,lara MİKROP hastalık bulaşıyor diye duydum.Beni cesaretlendirdiğin içinde teşekkür ederim.saygılar.
Babadan kalma 70-80 donumluk bir zeytinligim var Ayvalik'da. Yurt disinda yasadigimdan dolayi, yillardir kiraya veriyordum. Gelen gelir dusuk oldugu icin satmayi dusunuyorum. Ama ne yazikki anladagim kadariyla, yillardan beridir agac sayimizda azalma olmus, ve toplam sayi su an 675 civarindaki buda yanlis bimiyorsam donum basina dusen agac sayisi ortalamasinin altinda. Amacim bu zeytinligi elden cikarmak, ama once mumkunse agac sayisini artirmak ve oyle satmak. Cunku bu buyuklukte bir araziden alabilecegim potensiyel rakamin altinda bir fiyat alacagimi dusunuyorum agac sayisi eksikliginden dolayi. Bu konuda karar vermeden once, kafamdaki sorulari silzere sorayim istedim.
1- Gunumuzdeki verimli 100 yillik ve uzeri agac satis rakami avaraj olarak nedir Ayvalik civarinda?
2- Eger simdi degilde daha cok agac diktikten sonra satarsam daha mi mantik li olur? Eger dikip, bakip, verimli bir duruma gelmelerini beklersem, yapmis olacagim masraflar cikinca elde edebilecegim satis geliri sizce su anda satmakdan daha mi karli olur.
Eger bana bu konuda yardimci olabilirseniz cok memnun olurum.
faruk kara
08-05-2010, 13:30
arkadaşlar ben 1,5 yıl önce 3000 adet gemlik çeşidi zeytin fidanı diktim. dikmeden önce fidan yalaklarını 80 Cm derinlik olacak şekilde kepçe yardımı ile oluşturdum. 5-6 gün sonrada dikimi yaparak can sularını verdim. yılda 2 defa gübreleme ve diplerini çapalatma işlemi yapıyorum. ayrıca yılda iki kez çapraz sürme işlemi yapmaktayım. fidanlar çok iyi gelişti . 2011 yılında ürün almaya başlayacağımı tahmin ediyorum. aynı yıl 500 kadar fidanı ise kürek yardımı ile yeri kazarak diktim. aynı işlemleri uygulamama rağmen onda bir fidan fire verdi. hiçbir şekilde de diğer gruba yetişemedi. yılda (yazları ) 4 kez sulama yapmakta vede ilaçlamalarını muntazaman yapmaktayım.
yeni dikm yapacak arkadaşların fidan çukurlarını mutlaka kepçe ile açmalarını kürekle **** delme makineleri ile açmamalarını öneririm. fidan yalağının sıkışık olması fidanın kök atmasını ve gelişmesini önlediği gibi suya olan ihtiyacını arttırıyor.
saygılarımla
bahtiyar02
08-05-2010, 13:47
Sevgili faruk kara Öncelikle aramıza hoşgeldiniz;
Forum'a göz atın derim.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2892
Zeytinlibahçe
09-05-2010, 07:52
Sn zerdust
Bu bölümde size, ne yaparsanız zeytin bahcenizi nasıl daha iyi satacagınız konusunda ben dahil pek kimseden yardım gelecegini zannetmiyorum.
Eger kendiniz samimi bir şekilde yetiştirir, yardım isterseniz gelecek olan yardımlara şaşırırsınız.
Yok eger ugraşamıyorum, vaktim yok derseniz, mevcut haliyle, kıymetini bilen birine satıp, bu bölümüde kendisine tavsıye ederseniz bence en iyisini yapmış olursunuz.
saygılarımla
syıldıran
10-05-2010, 08:26
Sn zerdust
Bu bölümde size, ne yaparsanız zeytin bahcenizi nasıl daha iyi satacagınız konusunda ben dahil pek kimseden yardım gelecegini zannetmiyorum.
Eger kendiniz samimi bir şekilde yetiştirir, yardım isterseniz gelecek olan yardımlara şaşırırsınız.
Yok eger ugraşamıyorum, vaktim yok derseniz, mevcut haliyle, kıymetini bilen birine satıp, bu bölümüde kendisine tavsıye ederseniz bence en iyisini yapmış olursunuz.
saygılarımla
Sn. Ayhan Dukel ,
Mesajınıza aynı duygularla katılıyorum. Eminim ki forumdaki arkadaşların büyük çoğunluğuda aynı düşüncededir. Saygı ve selamlar . .
Böyle oldu
135016
135017
135018
Şimdi de böyle oldu
143604
143605
143606
143607
Cevizleri bu boyda mı diktiniz?
Hayır sevgili köknar, üç yıl önce zeytinlerin arasına ekmiştim, büyümelerini bekliyordum, iki yıl daha zeytinler duracaktı fakat don vurunca fırsat bu fırsat zeytinleri kökledim, başka türlü hiç kıyamazdım.
143693
Cennet bahçesi gibi olsun dilerim. Sizin emeklerinize çabucak yanıt verecektir eminim.
Zeytinlibahçe
12-05-2010, 21:16
Sn lilium
Cevizlerinizide en az zeytinleriniz kadar güzel yetiştirmişsiniz, agaclar netin bir kurmayı olarak siz bu işi biliyorsunuz.
Zeytinlerden sonra bahçenizi bu şekilde görmek çok güzel
İyi dileklerinize teşekkür ederim arkadaşlar, bu başlıkta ceviz konuşamayacağız tabi ki, zeytin bahçesiyken ceviz bahçesi olunca zeytin başlığında ceviz de oldu.
Kusurumuzu bağışlarsınız umarım.
Fotoğrafları koymamın sebebi de bonboş kalan bahçenin, cevizlerin yeşermesi ile bahçenin tekrar dolması moralimi biraz olsun düzeltti, sizlerle paylaşmak istedim.
evdeki balkonlarda zeytin yetiştirilebilirmi
acemi_caylak
14-05-2010, 16:10
Fotoğrafları koymamın sebebi de bonboş kalan bahçenin, cevizlerin yeşermesi ile bahçenin tekrar dolması moralimi biraz olsun düzeltti, sizlerle paylaşmak istedim.
Sn. Lilium,
Böyle güzel bir bahçenin sahibini uzak bahçelerin yakın işbirliği katılımcıları arasında görmek güzel olurdu.
Selamlar.
yalıçapkını
28-06-2010, 14:56
Resimdeki masum bir örümcek,yumurtaları için zeytin ağacını seçmiş.
Yapraklardaki sararmaya gelince,fazla sulamaya bağlı olarak Azot Eksikliği meydana gelmiş olmalı,büyütecek bir sorun yok ağacınızda.
Eser İlhan
28-06-2010, 16:04
Zeytin ağacını çok sevdiğim için bahçemin batıya bakan yönüne geçtiğimiz sonbaharda 8-10 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim büyükçe bir zeytin ağacı diktim. Bahçenin etrafı açık oldğu için güneş alması oldukça iyi. Bu baharda bolca çiçeklendi şu anda da büyümekte olan epeyce zeytin var üzerinde.
Beni üzen konu özellikle iç kısımlarda sararan yaprakların gittikçe çoğalması. Çok dikkatle üzerini araştırmama rağmen buna neden olacak herhangi bir zararlıya rastlayamadım . Yalnız bolca, örümcek ağına benzer oluşumlar görüyorum dallar arasında,geçen gün de ne olduğunu bilmediğim koza gibi birşeyi dürterken içinden bir örümcek ve yumurtalar fırladı (galiba örümceğin yuvasını bozdum) Bu bir zeytin zararlısı olabilir mi?
Sararan yaprakların ve örümceğin resimlerini ekliyorum. Benim zeytin ağacım çim alanda dikili, gün aşırı otomatik sistem ile sulama yapıyorum, acaba sulama buna yol açar mı ?( Gerçi dikildikten sonra kışa girdiğimiz için sulama kapalıydı,yeni yeni yağmurlama ile sulamaya başlıyoruz)
Yoksa yeni dikildiği için henüz alışma dönemi mi yaşıyor? Bunları tek tek kendime soruyor ama cevap veremiyorum. Sizler cevaplarımı bulmamda yardımcı olabilirseniz çok sevinirim :))
Eser İlhan
28-06-2010, 17:41
Çok teşekkürler yalıçapkını. Azot eksikliğini gidermek için hemen şimdi gübrelemeli miyim? Yoksa belli bir zamanı var mı?
yalıçapkını
29-06-2010, 10:50
Sulama sorununuz olmadığına göre Amonyum Sülfat(şeker) gübresini suda eriterek verebilirsiniz.Ağacınızın her bir yaşı için 50 gr yeterli olur .Organik olsun derseniz iyi yanmış 1-2 kova ahır gübresini 100 lt su içinde bekletip şerbetini verirseniz ağacınız gerekli ihtiyaçlarını karşılamış olur.
Piyasada bolca bulunan sıvı gübreleride kullanıp temiz bir şekilde sorununuzu halledebilirsiniz.
Eser İlhan
29-06-2010, 20:03
Teşekkürler. En kısa zamanda gübreleyeceğim ağacımı.
Eser İlhan
30-06-2010, 18:48
Birşey daha sormak istiyorum gübrelemeyle ilgili olarak: Internette araştırırken meyve irileşme döneminde azot eksikliğine karşı yapılacak gübrelemenin yapraktan potasyum nitrat verilerek ( yaklaşıl 600 g / 20 lt) yapılmasının önerildiğini gördüm. Bana kolay gözüktü. Buna ne dersiniz? Yoksa amonyum sülfatla topraktan daha mı uygun olur ?
yalıçapkını
01-07-2010, 10:01
Okuduğunuz bilgi doğru,p.nıtrat meyve gelişimini teşvik eden bir gübredir,yapraktan veya sulama suyuyla uygulanması kolaydır.Ancak Potasyum nitrattaki azot miktarı azdır.Azot toprakta çok hızlı hareket ettiği için özellikle sık sulanan alanlarda kolaylıkla azalmaktadır.
20.20.20 npk ve iz elementleri içeren kaliteli bir yaprak gübresi ağacınızın ihtiyacını karşılayacaktır.
yalıçapkını
01-07-2010, 10:09
Sonuçta sizin bir tanecik zeytin ağacınız var ben bu ağacı organik tarım uygulayarak yetiştirmenizi şiddetle tavsiye ederim.Kimyasal gübre ve ilaçlara bulaşmadanda bu işi çok kolay yapabilirsiniz.Forumda araştırırsanız ve meyvelitepenin blogunda herşey mevcut.
Ağacınızın toprağına mutlaka leonardit uygulamanızı şiddetle tavsiye edebilirim.kolay gelsin
cumaöğretmen
09-07-2010, 21:11
Aslına bordo bulamacı hep tartışılıyor. Sn. Meyvelitepe ve Sn. Ayhan Bey'in bu konudaki tecrübeleri önemli.
Bakır sülfata en fazla karşı çıkılmasının nedeni topraktan yok olmasının yıllar alması ve suda çözünerek akarsulara ve göllere karışması. Akarsu ve göllere karıştığında 1mg/litre si bile sulardaki yararlı bakteriler, algler ve balıklar için öldürücü olabiliyor.
Ayrıca ilaçlama yapan kişilerde akciğer kanserinde artışa neden olduğu söyleniyor, ancak veriler yeterli değilmiş.
Bu durumda dal kanseri ve çeşitli mantar hastalıklarına alternatif yollar bulmalıyız. Bakırı bitkinin ihtiyacı olan iz element oranları dışında hiç kullanmamalıyız. Ancak alternatif bulana kadar başka çare yok gibi duruyor.
Arkadaşlar, kaynatılmış Eşek Isırsanı suyunun yapraktan verilmesinin balsıra ve benzeri mantari hastalıklara karşı iyi geldiğini ben de duymuştum. Bu yıl denemekte kararlıydım, ancak bazı nedenlerden dolayı uygulayamadım. Bu yöntemin bakırlı ilaç ve kükürt uygulamasını azaltacağını düşünüyorum.
Saygılar.
cumaöğretmen
09-07-2010, 23:06
Arkadaşlar, bu böceği kiraz yapraklarının üstünde gördüm. Tanıyan var mı? Zararlı mıdır, faydalı mıdır? Bilgi veren olursa sevinirim. Saygılar.
Samsunlu55
10-07-2010, 12:58
Osuruk böceğine (http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=osuruk%20b%C3%B6ce%C4%9Fi) benziyor genelde yeşil renkte olur. Çok pis kokar...
Eser İlhan
11-07-2010, 18:48
Sonuçta sizin bir tanecik zeytin ağacınız var ben bu ağacı organik tarım uygulayarak yetiştirmenizi şiddetle tavsiye ederim.Kimyasal gübre ve ilaçlara bulaşmadanda bu işi çok kolay yapabilirsiniz.Forumda araştırırsanız ve meyvelitepenin blogunda herşey mevcut.
Ağacınızın toprağına mutlaka leonardit uygulamanızı şiddetle tavsiye edebilirim.kolay gelsin
Sevgili Yalıçapkını,yardımlarınız için çok teşekkürler.Evet,ağacım bir tanecik. Ama onu o kadar çok seviyorum ki :)))
Üzerinde irileşmeye başlayan zeytinleri gördükçe nasıl mutlu oluyorum anlatamam..
Meyvelitepenin blogunu ara sıra okuyorum.Ama zeytin bakımı için oraya başvurmak aklıma gelmemişti,teşekkürler :)
kayastop
17-07-2010, 18:38
Arkadaşlar, bu böceği kiraz yapraklarının üstünde gördüm. Tanıyan var mı? Zararlı mıdır, faydalı mıdır? Bilgi veren olursa sevinirim. Saygılar.
görüntü biraz bulanık ama tahminimce bizim burada ivava derler kiraz için zararlı olduğunu biliyorum .
zeytindalı17
21-07-2010, 16:55
merhaba sızlere bır sorum olacak zaytın fıdanı çimlendirme solüsyonu diye bırsey varmış bılgısı olan varsa ve paylaşırsa sevinirim...
yasarugur
09-08-2010, 07:56
Akşam Toprak Tv seyrederken Alaçatı'da Çamdede lakaplı bir amca , 4 yaşındaki zeytin fidanlarını işaret etti gözlerime inanamadım ,fidanların her biri neredeyse 5 m boyda idi,bu yaşta fidanın o boyda olması normal midir? Çok merak ettim.
Halil Önen
09-08-2010, 22:36
Akşam Toprak Tv seyrederken Alaçatı'da Çamdede lakaplı bir amca , 4 yaşındaki zeytin fidanlarını işaret etti gözlerime inanamadım ,fidanların her biri neredeyse 5 m boyda idi,bu yaşta fidanın o boyda olması normal midir? Çok merak ettim.
Aslında 8 yaşındadır.
Diktiği yılı hesaplıyordur.
Örneğim,
4 yaşında fidan almıştır. 4 yıl da yetiştirmiştir. 5 m. olmuştur.
Köylü kurnazlığıdır. ( Ben de bazen yaparım.):)
1 yaşında bir fidanı dikin bir de 4 yaşındaki fidan dikin yanına, 4 sene sonra 1 yaşındaki fidan ,4 yaşındakini geçecektir.
Güzel bir bakım yapılmışsa neden olmasın , 4-5 metre uzunluğa erişebilir zeytin fidanı 4 senede.
Arkadaslar, Canakkale yoresinde 3.5 yasinda Trilye zeytinligim var. Fidanlar bakimli, sulaniyor ve keyifli. Tum yaz boyunda Zeytin Fidan Tirtili (Palpita Unionalis) ile mucadele ettim ve halen de mucadeleye devam ediyorum. Taze surgunlere cok ciddi zarar veriyorlar ve fidanlarin buyumesine engel oluyorlar. Bu zararlinin ruhsatli bir ilaci yok. Simdiye kadar Decis, Prestige ve Proteus ile larva donemlerinde birer hafta ara ile ilacladim ancak populasyonu dusuremedim. Bu hafta Dursban 4 adli ilaci deneyecegim. Mucadelesinde basari saglamis arkadaslarim tecrubelerini paylasirlarsa sevinirim. Saygilar
syıldıran
11-08-2010, 11:11
Arkadaslar, Canakkale yoresinde 3.5 yasinda Trilye zeytinligim var. Fidanlar bakimli, sulaniyor ve keyifli. Tum yaz boyunda Zeytin Fidan Tirtili (Palpita Unionalis) ile mucadele ettim ve halen de mucadeleye devam ediyorum. Taze surgunlere cok ciddi zarar veriyorlar ve fidanlarin buyumesine engel oluyorlar. Bu zararlinin ruhsatli bir ilaci yok. Simdiye kadar Decis, Prestige ve Proteus ile larva donemlerinde birer hafta ara ile ilacladim ancak populasyonu dusuremedim. Bu hafta Dursban 4 adli ilaci deneyecegim. Mucadelesinde basari saglamis arkadaslarim tecrubelerini paylasirlarsa sevinirim. Saygilar
Sn. oakcan ,
Merhaba . Aynı sorun benim diktiğim fidanlarda da vardı . Bende bir çok ilaç denedim. Bir çok denemeden sonra sonuç aldım. Birer ay ara ile Dimethothe etkili madde ihtiva eden (Rogor , Poligor , Korumagor , Cansagor vb.) bir ilaç ile Methidathion etkili maddeli (Supracide , Suprathion vb.) bir ilacı dönüşümlü olarak kullanıyorum ve baya iyi sonuç veriyor. Mesajınızda kullanmayı düşündüğünüz Dursban 4 adlı ilacı hiç kullanmadım , ayrıca bildiğim kadarıyla zeytinde kullanılmıyor. Selamlar . .
yasarugur
11-08-2010, 12:15
Sn oakcan,Muğla tarım il müdürlüğü yayınladığı dergide konuyla ilgili Beta Cyflutrin formülasyonu EC dozu 25 mm/100lt suya önermiş.
http://webdeyim.net/tr/e_dergi/mugla-tarim-il-mudurlugu/muglada-tarim-ve-gida/1/81
acemi_caylak
11-08-2010, 12:54
Arkadaşlar, Zeytin Hastalıkları bölümünde yazdım. Delfin WG ile güzel sonuçlar alındı. Organik olduğu için Delfin WG kullanılsa daha iyi olur derim.
acemi_caylak
11-08-2010, 15:12
Tecrübeli arkadaşlara bir sorum olacak, bu yıl ilk kez bir ağaçta deneme amaçlı gençleştirme budaması yaptık. Gençleştirmeyi ana gövdeyi komple keserek değil, ana gövdeden ayrılan 3 kalın dalı 1/2-1 metre yukarıdan keserek yaptık. Sonuç başarılı gözüküyor. Sıfırdan öyle çok yeni filiz verdi ki şaşırdım desem yeridir. Sonbaharda yeniden seyreltme yapacağız ve en güçlü 5-6 filizi yeni taç oluşumu için bırakacağız. Güneşten zarar görmesin diye seyreltme işini sonbahara bıraktık. Sizce doğru mu yaptık?
165715
Halil Önen
11-08-2010, 15:33
Tecrübeli arkadaşlara bir sorum olacak, bu yıl ilk kez bir ağaçta deneme amaçlı gençleştirme budaması yaptık. Gençleştirmeyi ana gövdeyi komple keserek değil, ana gövdeden ayrılan 3 kalın dalı 1/2-1 metre yukarıdan keserek yaptık. Sonuç başarılı gözüküyor. Sıfırdan öyle çok yeni filiz verdi ki şaşırdım desem yeridir. Sonbaharda yeniden seyreltme yapacağız ve en güçlü 5-6 filizi yeni taç oluşumu için bırakacağız. Güneşten zarar görmesin diye seyreltme işini sonbahara bıraktık. Sizce doğru mu yaptık?
165715
Sn. Acemi, ustaca düşünüyorsuz.
Gençleştirme için uzun dal budaması yapmışsınız. Benim gibi.
Çok sürgün vermesi budamadan iyi tahrik olduğunu ve kök sisteminin güçlü olduğunu gösterir.
5_ 6 sürgünü aynı noktadan değil, birer veya ikişer karış ara ile bırakmak gerekiyor.
Uzun budamalarda, hakim rüzgara karşı güçlü bir dal bırakmak ağacın dengesi için çok önemli.
Saygılar
acemi_caylak
11-08-2010, 16:01
Halil Bey,
Siz bu yıl mı yaptınız? Sanırım bu bırakılan 5-6 güçlü filiz, gelecek yıl meyve bile verir diye düşünüyorum.
Zeytinlibahçe
11-08-2010, 17:00
Acemi usta selamlar
Halil beye katılıyorum.
Topraktan tek beden üzerine, birazda yüksekten üç,dört ana dalla taç oluşturmak benimde tercih ettiğim yöntemdir, agacın hava almasını sagladığı gibi hem etrafında çalışması, elleçlemesi kolaydır, bazıları hemen topraktan itibaren taç oluşturur tercih meselesidir
Gençleştirme budaması üründen düşmeye yakın tek ana dalla başlanır o dal verime yattığında diğerleri bir, iki yıl arayla takip eder, bu sebepledir ki bir kaç yüzyıllık agaçlardan mükemmel, tam verim elde edilir.
Resimdeki ağacınızın gençleştirme budaması için çok yaşlı olduğunu sanmıyorum, belki uzun zamandır budanmadığından mı gerek gördünüz.
acemi_caylak
11-08-2010, 17:27
Sevgili Zeytinlibahçe,
Doğru ağaç çok yaşlı değil. Ancak babamın hastalığı döneminde iyi budanmamıştı. 2 yıldır üst üste sert budama yapsakta çalılaşmayı tamamen ortadan kaldıramadık. Bu yüzden bu yıl deneme amaçlı bir ağaçta bu işlemi yaptım. Seneye bu şekilde budanacak 10-15 ağacımız daha var. Bu ağaçta 3 tane dal var. Her dalda Halil Bey'in dediği gibi 3-4 filizi bırakıp diğerlerini alacağım.
Sn. syıldıran, Sn. yasarugur, Sn. acemi caylak tecrübelerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Deneyip sonuçları forumda paylaşacağım. Saygılar.
Merhaba,
Size garip gelebilir ama benim Ankara'da saksıda yetiştirdiğim bir zeytinim var. Bana geldiğinde kaç yaşındaydı bilmiyorum ama küçüktü. Şimdi epeyce büyüdü ve bu yıl çiçek açtı. Ama onun çiçek açtığı sıralarda Ankara'da hava çok fırtınalı olduğundan mıdır bilmem sadece 3 tane zeytin oldu.
Şimdi diyeceksiniz bir ağaçta 100 tane zeytin olsa ne fark eder diye ama ben dallarında bir sürü zeytinle hayal ediyorum ağacımı. Burada yazdıklarınızı okuyorum, acaba benim de budama yapmam gerekiyor mu? Budama yapacaksam nasıl yapacağım?
Zeytinci
13-08-2010, 10:25
Sn. Acemi,
Benim toprak seviyesine yakın yerden kestiğim uygulamalar var. Bu tarz, alçaktan taçlandırma avantajı sağlıyor. Ağacın beslenme yolunu kısalttığı için yüksek tac oluşturan çeşitlerde tercih edilebilir. Ayrıca ürün toplanması kolay olur.
acemi_caylak
15-08-2010, 20:48
Sn. Acemi,
Benim toprak seviyesine yakın yerden kestiğim uygulamalar var. Bu tarz, alçaktan taçlandırma avantajı sağlıyor. Ağacın beslenme yolunu kısalttığı için yüksek tac oluşturan çeşitlerde tercih edilebilir. Ayrıca ürün toplanması kolay olur.
Sn. Zeytinci,
Tam olarak kaç santim yukarıdan kesmek gerekiyor? Birde kaç yılda yeniden meyve verebilir duruma geliyor?
Eser İlhan
17-08-2010, 09:48
Merhaba,1331 no.lu mesajımda bahçeme bir zeytin ağacı diktiğimi ve yaprak sararması sorunum olduğunu belirtip yardım istemiştim.Sayın yalıçapkınının önerileri doğrultusunda 20.20.20 formülasyonlu ve ayrıca Fe,Mn,Zn içeren bir gübreyle hem yapraktan hem de suda çözüp toprağına vermek suretiyle gübreledim.Sararma durdu ve sürgün vermeye başladı.Zeytinlerim de irileşmeye devam ediyorlar,herşey yolunda gözüküyor.
Sorum : Bu gübrelemeyi tekrarlamalı mıyım ve ne sıklıkta? Bir de internette araştırırken zeytin gübrelemesi ile ilgili karşılaştığım bilgileri derledim ve bir "zeytin gübreleme takvimi" oluşturmaya çalıştım.Bunu aşağıya ekliyorum ve yorumlarınızı rica ediyorum.Sizler bu gübreleme işlemini hangi düzende yapıyorsunuz? Bilgilendirirseniz sevinirim.
--Sonbaharda organik gübre (leonardit vb) toprağı iyileştirmek amacıyla toprağa karıştırılır.Ayrıca noksanlıkları tespit edilen iz elementleri de mutlaka verilmelidir
--Fosforlu (Triple Süper Fosfat) ve potasyumlu (Potasyum Sülfat) gübreler taç izdüşümüne ve 15-20 cm derine verilmelidir. Bu gübreler sonbahardan ilkbahara kadar verilebilirler.
--15.15.15 Kompoze gübre Ocak/Şubat aylarında ağaç tacı iz düşümündeki daire çevresine açılacak 15-20 cm derinlikteki çiziye verilerek üzeri toprakla kapatılır.
--CAN-Kalsiyum Amonyum Nitrat gübresi Nisan veya Mayıs aylarında ağaç tacı altında gövdeden 50cm. çapındaki alan dışına toprak yüzeyine serpilir, tırmık veya çapa ile işlenip, toprak altına karışması sağlanır.
--Yazın yapılacak gübrelemeler ise sulamadan önce veya yaprak gübresi şeklinde verilmelidir.
acemi_caylak
29-08-2010, 19:58
Sn. Jel77,
Ben sadece kasım ve şubat ayında kompostlaşmış hayvan gübresi kullanıyorum. Ayrıca sulama suyu ile birlikte bu yıl 3 defa EM verdim ve sonuçlarından memnunum.
MeyveliTepe
29-08-2010, 21:48
Bu sene hiç bir gübre vermedim. Kaolin ve delfin ile birlikte EM de karıştırdım, hepsi bu.
acemi_caylak
30-08-2010, 22:29
Egeli bir arkadaşın çektiği, tarihi zeytin ağaçlarından bir tanesi. Çevresi tam 7 metre imiş.
168429
168430
savagegarden
14-09-2010, 05:05
iyi günler.foruma yeni girdim ve gece boyunca okumaya çalıştım,çok güzel fikirler konular var yazan herkese teşekkürler.ben gölmarmara da göl çevresinde ama %20-30 meyilli bir arazide zeytinlik kurma fikrim var,bu civardada hep tirilye var ama ben şüphe içindeyim,acaba bendemi tirilye ekmeliyim yoksa sizler ne önerirsiniz?domat düşünüyorum.okudukça öğrenmeye çalışıyorum sağolun..
brainsaw
18-09-2010, 13:27
Merhabalar;
Zeytinle ilgili arama yaparken tesadüf eseri sitenize rastladım,yazılanların bir kısmını okuyabildim,biliyorum genellikle üretim üzerine soru-cevaplar var ama eğer mümkünse(moderatörlerinde hoşgörüsüne sığınarak)zeytinin pazarlamasıyla ilgili de herkes bildiklerini paylaşabilir mi?
Benim Mersin/Merkezde 34 dönüm arazide ,6 yaşında 2900 ağaç zeytinim var(%90 ı gemlik ,%10'u ayvalık)Üretim yönünden bir sıkıntım yok,geçtiğimiz sene 30 ton zeytin aldım.Fakat ürünün satışında bu bölgede herhangi birlik veya büyük alıcının olmaması,ürünümün yağlık olmaması nedeniyle satışta sorun yaşamaktayım.Önerilerinizi ve bilgilerinizi paylaşmanızı rica ediyorum.
Tekrar merhaba;
Uzun zamandır işlerimin yoğunluğunda siteye giriş yapamıyordum,bu sene mahsulün bir önceki seneye göre az olmasından mıdır bilemiyorum ama forumda da sessizlik var. Bu hafta Mut bölgesini gezdim, çiftçiler ürünün az olduğundan bahsettiler, kendi bahçemde de geçen sene aldığım miktar kadar ürün alabileceğimi düşünüyorum. Zamanında ilaçlama yapamadığımızdan ,zeytinleri az da olsa sinek vurdu, havanın mevsim normallerinin üzerinde sıcak olması da susuzluğunu arttırdı, bu sene biraz zorlansak da , zeytinlerimizi seviyor gözümüz gibi bakıyoruz. Umarım herkes için iyi bir hasat dönemi olur, emeklerimizin karşılığını alabiliriz.
Saygılarımla.
Halil Önen
18-09-2010, 23:24
Merhaba,
Size garip gelebilir ama benim Ankara'da saksıda yetiştirdiğim bir zeytinim var. Bana geldiğinde kaç yaşındaydı bilmiyorum ama küçüktü. Şimdi epeyce büyüdü ve bu yıl çiçek açtı. Ama onun çiçek açtığı sıralarda Ankara'da hava çok fırtınalı olduğundan mıdır bilmem sadece 3 tane zeytin oldu.
Şimdi diyeceksiniz bir ağaçta 100 tane zeytin olsa ne fark eder diye ama ben dallarında bir sürü zeytinle hayal ediyorum ağacımı. Burada yazdıklarınızı okuyorum, acaba benim de budama yapmam gerekiyor mu? Budama yapacaksam nasıl yapacağım?
Sn. resama hoşgeldiniz.
Niye garip gelsin ki...
Saksıda zeytin yetiştiren ve verim alanlar da var.
Tabii, aşağıya 80-90 cm. ve yanlara 8 m. kadar kök salabilen bir ağaç, zeytin.
Budama için bir resmi olsaydı daha iyi düşünürdük. İlk 2 yıl için budama yapılmıyor. Sadece dipten çıkan sürgünler kesiliyor.
Diğer yıllar için hafif budama gerekiyor. Böylece ağacın dengesi ve taç verme gerçekleştiriliyor.
Hangi zeytin çeşidi olduğu da önemli. Tozlama isteyen bir çeşit mi? Kendine verimli mi?
Bazı çeşitler biraz geç_ 5-6 yıl sonra_ verime yatıyor.
Halil Önen
18-09-2010, 23:51
Tekrar merhaba;
Uzun zamandır işlerimin yoğunluğunda siteye giriş yapamıyordum,bu sene mahsulün bir önceki seneye göre az olmasından mıdır bilemiyorum ama forumda da sessizlik var. Bu hafta Mut bölgesini gezdim, çiftçiler ürünün az olduğundan bahsettiler, kendi bahçemde de geçen sene aldığım miktar kadar ürün alabileceğimi düşünüyorum. Zamanında ilaçlama yapamadığımızdan ,zeytinleri az da olsa sinek vurdu, havanın mevsim normallerinin üzerinde sıcak olması da susuzluğunu arttırdı, bu sene biraz zorlansak da , zeytinlerimizi seviyor gözümüz gibi bakıyoruz. Umarım herkes için iyi bir hasat dönemi olur, emeklerimizin karşılığını alabiliriz.
Saygılarımla.
Sn. brainsa, siz de hoşgeldiniz.
Sessizliğin sebebi bir çok şeyin söylenmiş olduğundadır belki.:)
Ancak zeytinin ve 'o'nun yağının pazarlanması konusu çok konuşulmuş değildir.
30 ton zeytin üretiyorsunuz ve zeytincilik konusunda bilgi birikimine sahipsiniz.
UBYİ ( Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği) bahçelerinde kendinize bir sayfa açabilirseniz, sizin sayfanızda da pazarlama konusunu tartışabiliriz.
Zeytini ve yağını pazarlama kadar, nasıl ürün elde ettiğiniz de önemli. Gübreleme ve zaralılara karşı izlediğiniz yol, UBYİ' ye uyuyorsa bu bizim için _Ağaçlar.net _ zenginliktir.
Elbette böyle bir oluşum konusunda düşünceleriniz ve önerileriniz de önemli.
Saygılar
ciceksever70
26-09-2010, 10:44
Bahcemize zeytin agaci dikmek istiyoruz. Illa meyvesini yemek amacli degil de bahcede bir de zeytin agaci bulunsun düsüncesi ile. Ancak saksiya degil de topraga ekmek istiyoruz. Deniz seviyesinden 350 mt yüksekteyiz ve kislari -10, -15 derece birkac ay boyunca sürebiliyor cok ender de olsa -20 dereceyi gördügümüz de oldu. Zeytin agaci bu donlara dayanabilir mi? Koruma örtüsü, malc kullanmak yeterli olur mu? Tesekkürler.
MeyveliTepe
26-09-2010, 11:17
Zeytin bu kadar soğuğa dayanamaz. -7'nin altında bir günü geçen soğuk zeytini öldürür.
Kaan Uğurlu
04-10-2010, 17:12
Em Teknolojisi ile bulduğum bir yazuyı sizinle paylaşmak istedim:
II - EM Teknolojisinin Zeytinde Uygulanması
Muzun yanı sıra üretiminde kimyasal maddelerin en bol kullanıldığı ürünlerimizden biri de zeytindir. Ülkemizde neredeyse insan başına bir zeytin ağacı bulunmaktadır. Bu kadar bol kimyasal madde kullanılmasına rağmen, zeytin üretimindeki sorunlar yıllardır bitmemiş aksine katlanarak artmıştır. Bu sorunların içinde en önemlilerinden biri de zeytin solgunluğudur (vertisilyum).
Zeytin solgunluğu Nedir?
Vertisilyum, bir mantarın yolaçtığı bir hastalıktır ve bugün için herhangi bir ilaçla tedavisi söz konusu değildir. Yurdumuzdaki birçok zeytin ağacı bu hastalığın pençesindedir. Artık EM ile bir çözüm vardır!
Zeytin ağaçlarında belirtiler önce yapraklarda başlar. Yapraklar, gümüşümsü yeşil rengini kaybeder ve mat gri bir renk alır. Daha sonra açık kahverengi ve kahverengileşir. Odunsu bitkilerdeki belirtilerin değişim hızı çok değişkendir. Çok yavaş ilerleme olabileceği gibi, aniden ölüm de gerçekleşebilir.
Nasıl oluşur?
Topraktaki vertisilyum mantarı, toprakta nematod varsa bu nematodların ağacın köklerine vereceği hasarlı noktalardan kolayca ağacın köklerine girerek yerleşir. Vertisilyum köke girdikten sonra ağacın su iletim dokuları (vasküler doku) boyunca ilerleyerek dallara ulaşır ve istila eder. Bu istila genellikle kış mevsiminin sonlarında ve ilkbaharda oluşur. Yazın sıcaklıklar yükseldiğinde, mantar etkinliğini yitirir. Ancak bu zamana kadar vereceği hasarı vermiştir. İstilaya uğramış ağaçlarda/dallarda köklerden yapraklara giden su iletimi azalır. Vertisilyum solgunluğunun belirtilerine, doğrudan mantarın ürettiği toksinler neden olabileceği gibi, köklerden yapraklara su gidişinin önlenmesi de neden olabilir.
Doğal çözüm
Vertisilyuma zararlı mikroorganizma olan bir mantar neden olmaktadır. Zararlı mikroorganizmaları, yine doğada varolan yararlı mikroorganizmaları (Etkin Mikroorganizmalar, EM) kullanarak yenebiliriz. Bir başka deyişle, bu hastalığı yine doğada varolan bir silahla yenmeyi düşünmeliyiz. Aslında her şeye kimyasal yollardan (doğal olmayan yollardan) çare bulmakta ısrar eden bizler bu hastalığın ana nedeniyiz! Bunu unutmamalıyız! Bu doğal çözüm zararlı mikroorganizmalara karşı yararlı mikroorganizmaları kullanmaktır. Bunu yukarda bir çeşit iyilerle kötülerin savaşı olarak da nitelendirebileceğimizden bahsetmiştik. Bu savaşı iyilerin kazanması için zeytinliğin her alanında yararlı mikroorganizmaların çoğalmasını sağlamalıyız. Toprakta ve ağaçların üzerinde yararlı mikroorganizmalar ne kadar çok olursa, hastalığı yenme şansımız o kadar artacaktır. Ayrıca, yararlı mikroorganizmalar, ağaçlarımızın daha iyi yetişmesini ve ürünümüzün bol ve sağlıklı olmasını da sağlayacaktır! Ayrıca, yararlı mikroorganizmaların ağaç üzerinde yerleşmeleri için kaolin kili ile birlikte uygularsak, hem mikroorganizmaların yerleşmeleri için doğal bir ortam (tutunma yerleri) sağlayan bir malzeme ile ağaçlarımızı kaplamış oluruz hem de EM mikroorganizmalarının etkisini daha da artırmış oluruz. Kaolin kili birçok zararlıya karşı mekanik bir bariyer oluşturarak ağacı koruduğu gibi, EM mikroorganizmaları için de doğal barınak sağlar. Uygulamayı basitçe ifade etmek gerekirse, kaolin kilinin uygulandığı çözeltinin içine %1 oranında EMA ilave edilmesi yeterli olacaktır.
EM’nin zeytindeki diğer yararları
(a) Filizlenmeyi, çiçeklenmeyi, meyve vermeyi ve olgunlaşmayı teşvik eder.
(b) Toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik ortamını iyileştirir ve topraktaki patojenleri ve zararlıları (haşaratı) bastırır.
(c) Fotosentez yapma kapasitesini yükseltir.
(d) Daha iyi filizlenmeyi ve bitki büyümesini garanti eder.
(e) Organik maddenin gübre olarak verimliliğini artırır.
(f) Verim ve kaliteyi artırır.
Şimdi de zeytinde yapılan uygulamaları biraz daha ayrıntılı olarak inceleyelim.
Zeytin solgunluğundan ötürü kurumakta olan ağaçlara özel uygulama yöntemi
Hastalığın tamamen yayıldığı ağaçlar artık ölüme doğru gitmektedir. Bu nedenle acilen müdahale edilmeleridir (Şekil 4).
Bu tür kurumaların başladığı ağaçlara uygulanacak olan EM miktarının normal şartların birkaç misli üzerinde olması gerekmektedir.
Kurumakta olan ağaçların kök çevresinde ağaçların büyüklüğüne göre 1-5 metre çapında olmak üzere ağaçların çaplarına uygun çaplarda havuz açılır. Açılan havuzlar 10-30cm derinliğinde olmalıdır. Bu havuzlara önce birinci su doldurulur. Sonra ikinci su ile birlikte EMA ilave edilir. Açılacak havuzların çapı, havuzlara doldurulacak birinci ve ikinci su hacimleri ve kullanılacak EMA miktarları Çizelge 1’de verilmektedir.
Örneğin, 40-50cm çapındaki kuruyan ağaç için ağacın kökü etrafında 5 metre çapında havuz oluşturulur. Bu havuza önce 400 litre su doldurulur. Toprağın suyun bir miktarını çekmesi beklenir ve yine 400 litre su içine 5 litre EMA ilave edilerek havuza doldurulur.
Şekil 4 - Zeytin solgunluğuna yakalanmış bir ağaca EM Teknolojisi uygulanıyor
Genel arazi uygulamaları
Çizelge 2’de ise toprakta genel olarak yapılacak EM uygulaması verilmektedir. Daha fazla uygulama yapmanın hiçbir zararı yoktur!
Bizler, toprakları solgunluk hastalığının derecesine göre 4 sınıfa ayırdık:
I SINIF: İYİ TOPRAKLAR - Hastalığın görülmediği bu topraklarda EM, koruma ve bol ve sağlıklı ürün elde etmek amacıyla kullanılır.
II. SINIF: NİSPETEN İYİ TOPRAKLAR - Zararlı mikroorganizmaların faaliyete başladığı topraklardır. Tek tük kuruma gözlenebilir. Mutlaka müdahele gerekir.
III. SINIF: ORTA DERECEDE KÖTÜ TOPRAKLAR - Bir dekarda 2-3 ağaç kurumuştur. Patojenler hızla toprağı esir almaktadır.
IV. SINIF: ÇOK KÖTÜ TOPRAKLAR - Bir dekarda 4 veya daha fazla ağaç kurumuştur. Tamamen patojenlerin istilası altındadır. Acilen müdahele gerektirir.
EM5+EMFPE uygulaması, her bir üründen 250 cc, 500 litre su ile seyreltilerek yapılmalıdır.
Dikkat edilmesi gerekenler
Uygulamaları akşam geç veya sabah erken saatlerde yapınız.
EM’yi su ile seyreltirken hiçbir şekilde zehir bulaşığı olan kap, holder, tanker, pulvarizatör kesinlikle kullanılmayınız. EM canlı ve yararlı bakteriler topluluğudur zehir bunları öldürür. Bu nedenle kullanacağımız ekipmanları daha önce zehir kullanmış isek mutlaka tertemiz yıkamalıyız.
EM ağzı sıkıca kapalı (Hava almayacak şekilde) ve güneş ışığına maruz olmayacak şekilde muhafaza edilmelidir. Buzdolabına konulmamalıdır.
Önerilen dozların altına düşülmemelidir. Hava ısısının 10 derecenin altına düştüğü zamanlarda uygulama yapılmamalıdır. Hava ısısı 10 derecenin üstüne çıktığı her zaman uygulama yapılabilir.
Çizelge 1 – Ağaç çapına göre verilen EMA miktarları
Çizelge 2 – Zeytinde EM5 ve EMFPE uygulamaları
Sonuç
Yukarda Muz ve Zeytin yetiştiriciliği çerçevesinde açıklamış olduğum EM Teknolojileri uygulamaları, genelde tüm tarımda yaygınlaştırılabilir. Burada unutulmaması gereken, hem mikroorganizmaların kendilerinin hem de bitki ve ağaçlarımızın organik madde ve suya ihtiyaç duymalarıdır. EM Teknolojileri seralarda ve tarla bitkilerinde de başarıyla uygulanmaktadır. EM’nin daha etkili olabilmesi için ortamda organik madde (Bukaşi, Kompost, EM Kompost) bulunması ve sulama yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Her yıl hem muz hem de zeytin üretiminde milyonlarca dolarlık kimyasal madde harcamaktayız. Bu harcamalar zeytin ve muz çiftçisinin cebinden çıkmaktadır. Ayrıca, kimyasal madde uygulamaları sorunları çözmediği gibi, daha da artmasına neden olmaktadır. EM, doğada da bulunan doğal mikroorganizma kokteylidir ve organik madde ile birlikte uygulandığında tarımda karşılaştığımız önemli sorunları çözmekte, daha az maliyetli, daha bol ve kalıntı pestisitler içermeyen daha sağlıklı ürünler yetiştirilmesini sağlamaktadır. Bitkisel ve hayvansal atıklar yararlı Bukaşi veya EM Komposta dönüştürülerek tarım için önemli bir girdi sağlanmakta ve bu sayede kullanılan kimyasal madde miktarı kademeli biçimde azaltılarak üç yıl içinde tamamen organik üretime geçilerek, çiftçimiz için hem sağlık hem de ekonomik açıdan iyileşme sağlanmaktadır. Ayrıca, tarımdaki hastalıkların çoğunun kaynağında nematod sorunu yer almaktadır. Nematodların zedelediği köklerden bitkinin bünyesine giren patojenler bitkiye zarar vermekte, tarımsal verimin düşmesine neden olmaktadır. EM Teknolojisi sayesinde nematodlar kolayca kontrol altına alınabilmekte ve verim kaybı önlenmektedir.
çok güzel bilgiler var vaktim oldukça girip bakıyordum siteye .. bugünde üye oldum ..benim aslında bi sorum olucak izmir urlada 2 tane zeytin ekili tarlamız var .. toplamda 12 dönüm.. buraya sanırım 4-5 sene önce 400 zeytin ektik .. çok fazla ilgilenemedik aslında ama sulatma gübreletme felan yaptırıyoruz .. ben ist.da yasıyorum abim ilgileniyor .. çok küçük fidan olarak dilikmisti ama baya büyümüşler .. .tam anlamıyla nezman verim almaya başlarız merak ediyorum .. vede bukadar ağaçla ileride bi ticaret yapılabilirmi **** bi kazanç sağlayabilirmiyiz teşekkürler
acemi_caylak
11-10-2010, 08:45
Sn. gkhnasl,
Verime yatma olayı ekilen zeytinin cinsi ve sonrasında gerçekleştirilen bakımla çok ilgili. Ortalama olarak tam olarak verime yatmaları 7-8 yılı bulabilir.
Ayrıca 400 seytin ağacı bir ailenin geçimini kesinlikle sağlamaz. En az 1000'in üzerinde ağaç olması gerekir. Ayrıca böyle bir planınız varsa sizde şimdiden yakınen igilenseniz çok daha iyi olur. Bu başlığı baştan sona okursanız size yararlı çok fazla bilgi var.
Sn. gkhnasl,
Verime yatma olayı ekilen zeytinin cinsi ve sonrasında gerçekleştirilen bakımla çok ilgili. Ortalama olarak tam olarak verime yatmaları 7-8 yılı bulabilir.
Ayrıca 400 seytin ağacı bir ailenin geçimini kesinlikle sağlamaz. En az 1000'in üzerinde ağaç olması gerekir. Ayrıca böyle bir planınız varsa sizde şimdiden yakınen igilenseniz çok daha iyi olur. Bu başlığı baştan sona okursanız size yararlı çok fazla bilgi var.teşekkürler evet okumaya başlıyorum .. buarada cinsi delice zeytinmiş.. köyümüzde zeytin yetiştiriciliği çok elverişli ama 1000 ağaçta çokmuş :)
Izmir Dikili, Salihler köyünde 9 dönüm de zeytin yetistirmeye ugrasiyorum. 2007. 02 diktigim fidanlarim, 2metreden fazla oldular. Gecen sene kendim budadim. Bu sene 294agactan 1330 Kg zeytin aldim. Agac üzerinden Kg 2 Tl ye sattim. Bu ilk defa oldu. Agaclarim Trilye dir. Malesef 5-6 tanesi Kaan Ugurlun arkadasimin dikkat cektigi solgunluk belirtisi ile kaybettim. Ben cok su biriken yerlerden kaybettigimi düsünüyordum. Simdi kafam karisti. Belkide ayni yere zeytin degil ceviz dikmeliyim. Damlama sitemini kendim kurdum. Suyumuz kanaldan geliyor ve asiri yosunlu. Direk damlamaya veremiyorum. önce tanka filitre edip oradan sebekeye yayiyorum. Böyle de oluyor. Her sene 10-15 Litre benzin ve su motoru karsiliginda o da oluyor. Belki soru soracak veya yardimci olacak arkadaslar aramizda vardir. Saygi dolu selamlarimla...
Sayin "agaclar.net" üyesi arkadaslara bir sorum daha olacak. Zeytin agaclarimin dibi, yazin ot oluyor. Agaclarin etrafini, taci kadar bir plastik ile örtsem. 3-5 m2 plastigin altindan damlamam calisacak zaten. Ot büyümesinin önüne gecebilirmiyim? Olursa nasil bir örtü kullanmaliyim? kalinlik, renk gibi?
Simdiden tesekkürlerimle...
Zeytinci
31-10-2010, 20:26
Nylon tabir edilen siyah renk Polietilen film örtebilirsin. Piyasada hazır bulabileceğini düşünüyorum.
Siyah ışığı geçirmediği için başarılı olur. Piyasada hangi kalınlıkta bulabileceğini bilmem ama en az 50 mikron kalınlığında olması gerekir.
Serdiğinde üzerini rüzgarın uçurmaması için bastırmayı unutmazsın.
Bu yöntem toprak işlemesinin terk edildiği (moda olacak gibi) uygulamalarda ot gelişimini önlemek için uygundur.
Topraktaki dogal mikroorganizma faaliyetlerini nasıl engeller, bunu gözden kaçırmamak gerek.
Sn. ZEYTINCI. Bilgi icin tesekkürler. Her sene o sicaklarda dip capalattiriyorum. 2 hafta sonra otlar yine cikiyor. Üstelik cok hizli büyüyorlar. Capalama malesef üstünkörü yapiliyor. Insanlara sicaktan dolayi bir sey söyliyemiyorum da. Naylon isi rahatlatacak.
Zeytinlibahçe
03-11-2010, 07:47
Sn interbekir selamlar
Genelde seralarda kullanılan polyetylene naylonlarla yapılan malçlama, yabani otların çıkmasını engelliyecektir fakat yazın açık arazilerde özellikle öğle saatlerinde hava sıcaklığının kırk derecelere yaklaştığı düşünülürse siyah renk naylonun toprak sıcaklığını bitkinin aleyhine olacak şekilde yükseltecektir. Patojenlere karşı solarizasyon uygulaması bu sebeple yapılır.
Tavsiyem samanla malç yapmanız olacak.
Sn interbekir selamlar
Genelde seralarda kullanılan polyetylene naylonlarla yapılan malçlama, yabani otların çıkmasını engelliyecektir fakat yazın açık arazilerde özellikle öğle saatlerinde hava sıcaklığının kırk derecelere yaklaştığı düşünülürse siyah renk naylonun toprak sıcaklığını bitkinin aleyhine olacak şekilde yükseltecektir. Patojenlere karşı solarizasyon uygulaması bu sebeple yapılır.
Tavsiyem samanla malç yapmanız olacak.
Tesekkürler. Meseleyi daha iyi anladigimi düsünüyorum. solarizasyon uygulamasınin ne oldugunu bilmiyordum. Assagidaki sayfadan ögrenmis oldum.
Sagolun varolun...
http://www.forumpaylas.net/ziraat-tarim-hayvancilik/34370-solarizasyon-uygulamasi.html
savagegarden
09-11-2010, 20:39
iyi günler birşey öğrenmek istiyorum;20 yıl üzerinde iyi bakımlı bir edremit ve trilye ağacı ne kadar ürün verir acaba..saygılar
savagegarden
18-11-2010, 15:47
evde veya küçük bir yerde zeytinyağı elde etmek için kullanabilecek bir makina varmıdır?kullanıp kalitesi hakkında bilgisi olan varmı?3-4 ton zeytini fabrikada değilde kendimiz yağını çıkarabilrmiyiz?saygılar
Halil Önen
20-11-2010, 23:21
iyi günler birşey öğrenmek istiyorum;20 yıl üzerinde iyi bakımlı bir edremit ve trilye ağacı ne kadar ürün verir acaba..saygılar
Türkiye ortalaması 16.. 17 kğ/ ağaçtır. Diğer zeytin yetiştiren ülkelere göre çok düşük. Onlarda 40.. 50 kğ/ ağaca kadar çıkıyor.
Periyodiside önemli. Yani varlı_ yok yılı bizde daha şiddetli.
20 yaşında iyi bakımlı bir edremit _ var yılında_ bence 40 .. 50 kğ/ ağaç verebilir. Ortalama... Gemlik ise her yıl verimlidir.
Bu da değişebilir...
Ağacın iyi bakımı kadar,
iklim şartları, toprak yapısı da verimi etkiler. Sizin elinizde değildir. Karadeniz bölgesinde türkiye ortalaması 7.. 8 kğ/ağaçtır.
Ayrıca kültürel uygulamalar da verimi belirler.
Örneğin,
var yılında erken hasat periyodisiteyi azaltır. Erken hasat çiçek oluşumunu ve sürgün gelişimini _ gelecek yıl için_ teşvik eder. Geç hasatta periyodisite şiddetli olur.
İspanya ve İtalya gibi zeytin üretiçisi ülkelerde, aile tipi kontinü yaygındır. Aileler küçük kontinülerle kendi yağlarını kendileri çıkarır. Fazlalağını satar.
Eski usul yağ çıkarma ekonomik değildir. Çocukluğumdan bilirim...Zahmetlidir.
tunceromer
24-11-2010, 02:34
evde veya küçük bir yerde zeytinyağı elde etmek için kullanabilecek bir makina varmıdır?kullanıp kalitesi hakkında bilgisi olan varmı?3-4 ton zeytini fabrikada değilde kendimiz yağını çıkarabilrmiyiz?saygılar
aşağıdaki adrese bak istersen
http://www.toreci.com.tr/bitkisel_yag/homepage.htm?http://alternatifyasam.blogspot.com/search/label/G%C4%B1da?updated-max=2009-11-17T19%3A32%3A00%2B02%3A00&max-results=20|http://www.toreci.com.tr/machines/SmallScale/OliveOil.htm
savagegarden
24-11-2010, 09:56
iyi günler.cevaplar için sağolun.geçengün zeytin araştırma enstitüsüne gttm.2 kitap aldım okumaya başladım.ayrıca toprak ve yaprak analizi için nasıl alınır önemi nedir onları öğrendim.sanırım yavaş yavaş bişeyler öğrenmeye başlıcam ama burada okuduklarım bana cesaret ve güç veriyor teşekkür ediyorum.saygılar..
Dostlar, merhaba. 300 zeytin agacim var. Bu sene farkina vardik`ki, bende ve cevredeki herkes de, tavsan yüregi, manzanilla, gibi 35-40 agacim trilya (gemlik) degilmis. Tavsan yüregi neyse ama manzanillanin alicisi yok. En azindan Dikili bölgesinde istenmiyen ürün.
Ben bu kis agaclari asilamak istiyorum. Gövdeye degil, gövde den cikan 5-6 dal baslangiclarina göz asisi yapmayi düsündüm. Mevsim olarak subat ve mart 15`e kadar bosum. Bu zaman dilimi asi yapmamda bir mahsur varmi? Veya en iyisi hangi asiyi yapmaliyim? Asidan sonra 1 sene hic dal kesmeyi dusunmuyorum. 2 inci sene yarsini keserek 3 senede agaclarimi trilye`ye döndürürüm düsüncesi normalmidir?
Katkida bulunacak herkese simdiden tesekkürler...
seyyah53
01-12-2010, 10:43
Bir soruda benden...
Bu bayram trakya gezimizde çanakkaleden bir abimin zeytin bahçesinden zeytin toplarken aynı zamanda 3-5 yaşlı aşılı zeytin ağaçlarından da 5-6 tane çelik aldım (üzerlerinde hala yaprakları var )
bu yaprakların yarısnı koparıp zeytinleri önceden ıslattığım toprağa batırdım üzerlerinide sera misali poşet torba ile (delikleri var) örttüm haftada bir toprağı ıslatıyorum..
soru-1;bu çeliklerin tutma şansı varmı?
soru-2;tutan çelikler aşılı zeytin kadar zeytin verirlermi?
şimdiden cevplayan **** yorum yapan dostlarıma teşekkürler...
HALİL ERDOĞAN
02-12-2010, 19:39
[QUOTE=interbekir;721073]Dostlar, merhaba. 300 zeytin agacim var. Bu sene farkina vardik`ki, bende ve cevredeki herkes de, tavsan yüregi, manzanilla, gibi 35-40 agacim trilya (gemlik) degilmis. Tavsan yüregi neyse ama manzanillanin alicisi yok. En azindan Dikili bölgesinde istenmiyen ürün.
Ben bu kis agaclari asilamak istiyorum. Gövdeye degil, gövde den cikan 5-6 dal baslangiclarina göz asisi yapmayi düsündüm. Mevsim olarak subat ve mart 15`e kadar bosum. Bu zaman dilimi asi yapmamda bir mahsur varmi? Veya en iyisi hangi asiyi yapmaliyim?
Aşılama 15 Nisan ile 15 Mayıs gibi yapılır.Sıcak bölgelerde nisan a kaydırılmalı,Çoban aşısı yapmanız daha uygun olur.
mustafa2092
03-12-2010, 15:11
merhabalar
bana dedemden ortalama 30 dönum arsa kaldı
şimdi dıyecegım sukı
ben zeytın dıkerek degerlendırmek ıstıyorum
köyun rakımı 700
yakınında adı guzel barajı ve buyuk menderes geçmekde ama buyuk menderes cok fazla yakın degl burada zeytın ıyı olurmu
ve ne tur dıkmemı önerırsınız zeytını
ayrıca 5 er metre ara ıle dıkmeyı dusunuyoruz sızce uygun olurmu ?
seyyah53
03-12-2010, 22:23
Selamlar Mustafa...
Ben böle sorulara pek karışmam fakat naçizane sana bir arkadaş tavsiyesi...
30 dönüm az yer değil iyi bir toprak analizi,iyi bir çeşit ve iyi bir bakımla mükemmel bir tesis kurabilirsin kendin ekmek yersin hatta 15 -20 yıl sonra senden sonrakine çokda güzel bir miraz bırakmış olurusn ...
ha şimdi diyeceğim şuki ****** burdan üstatlardan arkadaşlardan fikir al ,fakat hiçbiri senin toprağını arazi yapını bilmez o yüzden madem denizlidesin bi hafta içi izmire git bornovada ege üniversitesinin hemen yanında zeytin araştırma geliştirm enstitüsü var ordan yetkililere danış çekinme sonuna kadar seninle ilgileneceklerdir...hatta giderken yanında birde toprak örneği götür orada **** bornova araştırma ve kontrol merkezinde tahlili yaptırabilirisn toprak analizine göre sana en uygun türü söyleyeceklerdir...
saygılarımla
mustafa2092
03-12-2010, 22:40
önerını dusunecegım tesekur ederm :)
suan ögrencıyım pek fazla ılgılenemıyorum ama bu yaza kalmaz dıkecegım zeytın mutlaka :)
Merhabalar. Ben de Aydın'da zeytin işine yeni başlayacağım. Silkeleme ve çırpma makinelerini kullanan arkadaşlara birşey danışmak istiyorum.
Aydın'daki dağlık bölgelerdeki ağaçların bu tip makinelerle zor silkelendiğini duydum. Meyveler tam dökülmüyor, dallarda kalanlar oluyormuş. Kullanan birini kardeşim seyretmiş.
Acaba bunu kullanan kişiler;
1- Vuruş gücü düşük makina kullanmış olabilirler mi?
2- Yoksa dağlık yöredeki, eski ağaçlar doğası gereği zor mu silkeleniyor?
Eğer zor silkelenmesi sözkonusu ise aklıma şu yöntem geliyor.
Önce silkeleme makinası ile olduğu kadar silkeleme yapılır. Uçlarda kalan, dökülmeyen meyveler ise taraklı çırpma makinasi düşürülür.
Siz ne dersiniz?
seyyah53
21-12-2010, 18:47
Bir soruda benden...
Bu bayram trakya gezimizde çanakkaleden bir abimin zeytin bahçesinden zeytin toplarken aynı zamanda 3-5 yaşlı aşılı zeytin ağaçlarından da 5-6 tane çelik aldım (üzerlerinde hala yaprakları var )
bu yaprakların yarısnı koparıp zeytinleri önceden ıslattığım toprağa batırdım üzerlerinide sera misali poşet torba ile (delikleri var) örttüm haftada bir toprağı ıslatıyorum..
soru-1;bu çeliklerin tutma şansı varmı?
soru-2;tutan çelikler aşılı zeytin kadar zeytin verirlermi?
şimdiden cevplayan **** yorum yapan dostlarıma teşekkürler...
Selam Dostlar...
Bir zeytin üstadı bana cevap yazabilirmi ...yoksa amerikayı yeniden keşfedicem...:)
Halil Önen
21-12-2010, 21:13
Bir soruda benden...
Bu bayram trakya gezimizde çanakkaleden bir abimin zeytin bahçesinden zeytin toplarken aynı zamanda 3-5 yaşlı aşılı zeytin ağaçlarından da 5-6 tane çelik aldım (üzerlerinde hala yaprakları var )
bu yaprakların yarısnı koparıp zeytinleri önceden ıslattığım toprağa batırdım üzerlerinide sera misali poşet torba ile (delikleri var) örttüm haftada bir toprağı ıslatıyorum..
soru-1;bu çeliklerin tutma şansı varmı?
soru-2;tutan çelikler aşılı zeytin kadar zeytin verirlermi?
şimdiden cevplayan **** yorum yapan dostlarıma teşekkürler...
Sn. seyyah53,
Damızlık ağaçdan bir yıllık ve odunlaşmış genç sürgünler, 20_30cm lik kesilir torf ve perlit gibi karışımlara dikilir.
Köklendiriciler kullanılır. Bir yıl sonra şaşırtılır. Sonraki yıllar _fidanlar_ toprağa dikilir.
Köklendirici kullanmazsanız çelik üretimi _ özellikle zeytinde_ çok fire verir.
Çelik alma ilkbahar ve sonbahar da, iki kez alınabilir. Yaprakları dipten kesilir. (Aşılama işleminde yaprakların 1/3 ü belki yarısı kesilir)
Ağaçlardan alınan sürgünlerden üretilen _ çekirdekten üretilene göre_ fidanlar daha erken üretime yatar.
Sizin yöntemle tutma şansı yok gibi. ( tutarsa beni utandırır):)
Şöyle yapsanız tutardı.
Zeytin ağacının kökünün toprakla birleştiği yerden, yumrunun (buralarda
bu yumruğa 'tosbağa' denir) üzerinden küçük bir balta ile ;
_ya da çektiğinizde ayrılır ve yanak oluşturur_ sürgün alırsanız tutar.
Genelde yumru aşının üzerinde oluştuğundan alınan sürgün aşı istemez.
Yumrunun altında, yani aşının altında olan sürgünler Ege de bazı yerlerde 'kelemçe' buralarda ' piç' denir. O aşı öncesi zeytindir, delicedir. Verimsizdir.
Kelemçe ya da piçlerden de _ kökten ayırma şeklinde_ alınan çelikler bir yerde köklendirilir ve aşılanır. Bu durmda köklendiricilere pek gerek kalmaz.
En iyi ve erken verime yatma yöntemi delicenin aşılanmasıdır. Deliceden aşılanan zeytin susuzluğa dayanıklı olur.
seyyah53
21-12-2010, 21:49
Selam Halil Abi..
Bende tam senin sayfasını okudum bitirdim ...baktım sen burayı cevaplamıssın ...yanıtın için çok tşekkürler...
bulentaltay
22-12-2010, 10:04
Herkese selam,
Üç sene önce Manavgat'ta başlayan oya ve palmiye yetiştirme girişimlerimize bu sene Aydın Söke'de zeytincilik ile devam etmeye karar verdik. 5 ay önce inşaatına başladığımız ekolojik sistem zeytinyağı fabrikamız bu sezona yetişti ve zeytin kabulune başladık. 40 dönüm kadar da bir zeytin bahçesi de alarak aynı zamanda yetiştirici olmanın da heyecanı içindeyiz.
Bulunduğumuz yörede çiftçinin en büyük sıkıntısı hasat maliyeti. Çiftçinin toplam maliyetin neredeyse % 50-60'ı hasat maliyeti.Halen daha en yaygın hasat sırık ile yapılan maalesef ve periodisite çok belirgin. Çiftçi ekonomik olarak zayıf olduğu için az sayıda işçi ile ürününü uzun bir sürede toplamakta ve zeytin fabrikaya geldiğinde ürünün büyük kısma 6-7 gün önce toplanmış ve çuvallarda ezilip kalitesi düşmüş durumda. Hala daha dip zeytinini, o gün topladığı taze zeytine karıştırıp o şekilde sıktırmaya çalışanlar çok. Hal böyle olunca zeytinyağının asitliği de yüksek olmakta ve ekonomik değeri düşmekte. Çiftçimiz kaliteden çok yağın miktarı ile ilgileniyor.
Sırf kaliteli yağ üretebilmek için biz fabrika olarak makinalı hasat, nakliye gibi işleri maliyetine üstlendik, en geç 6-8 saat içinde dalından makineye ulaştırıyoruz, 27-30 derecede sıkım yapıyoruz ve sonuçlar mükemmel. Hasat için bulabildiğimiz en son teknoloji hasat makineleri kulanmaktayız.
Kaliteye önem vermezsek ne iç ne de dış pazarda söz sahibi olamayız diye düşünüyorum.
herkese iyi hasatlar.
Bu arada zeytin yetiştiricilerimizden B5a kullanan arkadaşlar var mı? Sonuçları nasıl?
zeytunsever
03-01-2011, 09:29
iyi günler http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=16187 adresine gönderdiğim resimlereki budamalar nasıl olmuş?
zeytunsever
03-01-2011, 09:34
iyi günler. bu resimlerdeki budamalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
187146
187147
Dünyada tarım alanında gidişe bakıldığında tohumların genetik analizleri, dayanıklı, daha verimli türler üretmek adına ilerleme göstermekte. Ülkemizde bu konuda ortaya çıkmış çok çalışma olmasa da, ithalatın getirdiği baskı ve devletin yönlendirmesi ile bir çok çiftçi genetik olarak düzeltmeler yapılmış tohumlar kullanmakta. Genetiği ile oynanmış tohum üretiminde her ne kadar İsrail'in adı çok geçse de, Fransa bu alanda öncü durumda. Amerika'da hibrid mısır tohumu dışında mısır ekmek bile yasak. Yani atadan kalma yöntemle yetiştirdiğiniz mısırın bir kısmını seneye tekrar ekmek için ayırma gibi bir yöntem kalmadı. Bu konuyu çok bilmeyen bazı mısır yetiştiricilerden, geçen yıl aldıkları mısır çok güzel olduğundan tekrar tohumu ektiklerinde koçanların boş veya seyrek çıkması ile ilgili şikayetler duyuyorum.
Yine İsrail üzerine yapılan bir spekülasyonda, ülkemiz genelindeki zeytin türlerinin gen analizlerini kayda almaya çalıştıklarını duyuyorum.
Aklıma buna bağlı olarak bir soru geldi: Acaba kendi türlerimizin genetik açılımlarının patentini kişi bazında satın alabilir miyiz?
Ülkemizde bulunan zeytin türlerinin genetik anlamda sahiplenmesini nasıl yapabiliriz?
Yani ileride başka ülkeler "Tamam, bunlar sizde yetişen türlerdir, ancak genetik sahiplenmesi bizde, dolayısı ile bu gen üzerinde hızlı büyüme, ağaç başına alınan zeytin miktarında artış, vb düzenlemeleri olan fidanları biz satacağız, devletiniz de bize izin verdi. Hatta yeni dikimlerde bu fidanları almak zorundasınız" diyebilirler mi?
Konu hakkındaki fikirleriniz merak ediyorum.
Dr.Behlül BAYDAR
Zeytinlibahçe
03-01-2011, 15:08
Sn Zeytunsever
Sanırım Trilye cinsi, iyi bakmışsınız, gelişmeleri iyi gözüküyor.
Ben biraz daha yukarıdan taçlandırmayı tercih ediyorum. Ağaçlarınız henüz çok genç dolayısıyla kış öncesi, kasım ayında budanması biraz riskli.
zeytunsever
04-01-2011, 09:24
iyi günler. bu resimlerdeki budamalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
187146
187147
sayın zeytinlibahçe teşekkürler.başka arkadaşlarda resimleri inceleyip fikir verseler memnun olurum. zeytin budama bölümünde de 5adet resim var.istişarede hayır vardır diye düşünüyorum. birde şumu çok merak ediyorum. budayma yaparken testere bir dalı keserken başka bir dala veya ana gövdeye çarpıp tırtıl halinde zeytinin kabuğunda çizikler oluşturuyor. budayan arkadaşlara nekadar da dikkat edin desende ondan bişey olmaz mantığı var. bordo bulamacı atınca oyaralar kapanır diyolar. doğru mu? birde bordo bulamacı soğuktan korumaz diyolar,mantara karşı korur diyolar,soğuktan korumaya faydası olmaz mı?saygılarımla.
zeytunsever
04-01-2011, 09:46
iyi günler. bu sene şubat ayında ağaçların gövdelerinde resimdeki gibi çatlamalar oluştu. sizce bunun sebebi nedir? bu durumda ne yapmamız lazım?187284
187283
Halil Önen
04-01-2011, 11:37
iyi günler. bu sene şubat ayında ağaçların gövdelerinde resimdeki gibi çatlamalar oluştu. sizce bunun sebebi nedir? bu durumda ne yapmamız lazım?187284
187283
Soğuk vurmuş.
(Aradan bir yıl geçmiş, sorun çözülmüş görünüyor.)
Hastalık kapmasın diye bakırlı ilaç kullanılır. Bordo bulamacı gibi... Bordo bulamacı belki bir iki derece soğuğa dayanıklılığı arttırır. Ama soğuk vurmasına engel olamaz.
Soğuk vurduğunda dallar, nisan, mayıs aylarına kadar beklenir. Ağaçlara su yürüdüğünde vuruk etkisi _ genelde kalkar_ gözlenir ve kuruyan dallar budanır, ilaçlanır.
Ağaçların dibine malç yapılırsa soğuk vuruğu etkisi azalır.
Don olacağı gece _ bilinirse_ ağaçlara su spreylenir.
Saman yakılır, dumanı kuruma sağlar.
Yine don olacağı _ bilirse_ kaolin atılır.
Zeytin ağaçlarının kışın en soğuk rüzgarının aldığı yöne yaprağını dökmeyen sıra ağaçları dikilerek koruma sağlanır.
Zeytinlibahçe
04-01-2011, 11:48
Sn Zeytunsever
Budama esnasında testerenin başka bir dala zarar vermesi kesinlikle doğru değil, Halil beyin belirttiği ardıç katranından sürün. Budamacılar bahçe sahiplerinin etraflarında dolaşmasını pek sevmezler.:)
Bordo bulamacının dondan koruduğuna dair yaygın bir inanış var fakat bunu doğrulayan hiç bir literatüre rastlamadım.
Donlardan sonra zarar gören ağaçlara bordo bulamacı, daha doğrusu bakırlı sistemik bir ilaç uygulanmasında fayda var. (biz lubicuper i tercih ediyoruz)
Ağaçlarınızdaki yarılmalar normal değil, dondandan sonramı ortaya çıktı? aynı şekilde ardıç katranı sürün.
MeyveliTepe
04-01-2011, 12:44
iyi günler. bu sene şubat ayında ağaçların gövdelerinde resimdeki gibi çatlamalar oluştu. sizce bunun sebebi nedir? bu durumda ne yapmamız lazım?187284
187283
Bu çatlamalar don zararı, yalnız bu kadar kalın dal ve gövdede olması bana biraz fazla göründü. Gövde böyleyse daha ince dallar ne oldu kimbilir.
Sayın Sn Zeytunsever, zeytinlerde ki durum don zararı, arkadaşlar güzelce açıklamışlar bende bir şeyler ekliyeyim, Tabi soru cevap şeklinde olsaydı daha iyi olurdu.
Bölgeniz sanırım soğuk olarak -7 veya altına düşüyor. Asıl sorum bahçeniniz toprak yapısı veya bahçenize bu çatlamalar olmadan önceki sonbaharda sürüm çapalama yapıp yeri kabarttınızmı? Ve o yıl ki yağış miktarı nasıldı?
187324
Resimdeki alka alka lekeler kuruma belirtileri hatta oradaki küçük çatlamalar bir önceki yılın don çatlamaları, alka alka lekeler bana kök sistemindeki bir rahatsızlığı var gibime geldi. Arazinizi üstte yazdığım gibi işleyip kabarttıysanız kışında çokça yağış aldıysa donla birlikte kılcal göklerin çürümesinden meydana gelen bir rahatsızlık gibime geldi. Ayrıca sulamalarınızı ne zamana kadar yaptınız gibi bir çok neden var.
Tüm gözlem ve bilgilere siz sahipsiniz.
zeytunsever
05-01-2011, 07:47
Sayın Sn Zeytunsever, zeytinlerde ki durum don zararı, arkadaşlar güzelce açıklamışlar bende bir şeyler ekliyeyim, Tabi soru cevap şeklinde olsaydı daha iyi olurdu.
Bölgeniz sanırım soğuk olarak -7 veya altına düşüyor. Asıl sorum bahçeniniz toprak yapısı veya bahçenize bu çatlamalar olmadan önceki sonbaharda sürüm çapalama yapıp yeri kabarttınızmı? Ve o yıl ki yağış miktarı nasıldı?
187324
Resimdeki alka alka lekeler kuruma belirtileri hatta oradaki küçük çatlamalar bir önceki yılın don çatlamaları, alka alka lekeler bana kök sistemindeki bir rahatsızlığı var gibime geldi. Arazinizi üstte yazdığım gibi işleyip kabarttıysanız kışında çokça yağış aldıysa donla birlikte kılcal göklerin çürümesinden meydana gelen bir rahatsızlık gibime geldi. Ayrıca sulamalarınızı ne zamana kadar yaptınız gibi bir çok neden var.
Tüm gözlem ve bilgilere siz sahipsiniz.
ben adana -osmaniye bölgesindeyim. ağaçları 2006 şubt ayında diktik.arazimizi sürüp kabartmıştıkve kışın çokda yağış olmuştu. ama 2009 yazın hiç sulamadık.2010 yazıda sulamadık. bu yılda arazimizi sürdük,kurban bayramından sonra.her yıl zaten sonbaharda bu bölgede herkes sürer araziyi,bizde çapa ile sürdük.hatta bu yıl 03/ocak 2011 de en son tarladan budama artıklarını dalları dışarı çıkardık. hani toprak kasım ayında sürülü olduğundan sonrada yağmur yağmıştı,dalları mecburen dışarı traktörle taşıdık,bordo bulamacı attık,yani traktör depelentisi nedeni ile zeytin aralarının hepsi traktör izi nedeniyle toprak sıkıştı pekişti nerdeyse beton gibi oldu.bende tarlayı sürdürecektim 03/ocak 2011 de. ama baktım sabah bizim burda kırağı derler hava soğuk,arabanın camı buz tutmuş. korktum sürmedim. bazı çiftçilere sordum sür toprağı havalandır sıkışmasın dediler. bazılarıda sakın sürme soğuk havada zeytin arası sürülmez kılcal kökler zarar görür dediler. bende sürmedim. doğrumu yaptım yanlışmı bilmiyorum? şu an geceleri 2 derece filan oluyor.ama 30 aralık 2010 31 aralık 2010 da -1 veya-2 olmuş ki arabanın camlarında buz vardı.bende ilerleyen günlerde de - sıcaklık olurdiye sürmedim. doğrumu? yanlışmı yaptım. saygılarımla.
iyi günler. bu sene şubat ayında ağaçların gövdelerinde resimdeki gibi çatlamalar oluştu. sizce bunun sebebi nedir? bu durumda ne yapmamız lazım?
Bu dediğiniz yılı yani şubat ayına kadar o sezonu iyi düşünün ne gibi işlemler yaptınız.
Sonbaharda toprak işlemesi yaptınızmı? ve o yıl ki yağış neydi? Toprağınız nasıl bir toprak, traktörle içene girdiğinizi söylüyorsunuz, yeri tabanlaştırmış olabilirsiniz, sonbaharda sürüm yaptıysanız toprağın altı taban üstü sürülmüş yağan yağmurları sürülü toprak emecek toprağın altı taban olmasından akıp gitmesi toprağın kuruması uzun zaman alacak, bu kaba çabur içerisinde olan kılcal köklerin çürümesine neden olacak.
Bunlar tabi ki, karşıdan bir tahmin, onun için diyorum ki, O sezon neler yaptınız bunu en iyi bilen sizsiniz. Yaptıklarınızı bir düşünün hatayı da bulacaksınız.
Buna benzer olayı ben de yaşadım, başıma geldiği için yazıyorum.
Sıkılmazsanız anlatayım;
Sanırım zeytinler üçüncü yılındaydılar, ve üçüncü yılına kadar aralarını traktörle işliyor kaz ayağı çektirerek ot mücalesi yapıyordum, her traktörle girişimde ya bir dalını kırıyor ya da bir yerlere zarar yapıyorlar. O neden le çapa makinesi almaya karar verdim ve aldım.
Meraklıyız hevesliyiz ya bahçeyi temiz tutacağım bir tane ot bırakmayacağım, ben o sene çapa makinesiyle yeri öyle bir işledimki 30-40cm toprağı bulgur gibi yaptım, ve kış geldi o yılda öylesine yağışlı gitti ki havalar, haftada bir yağmur, havalar bir kaç gün açmıştı bahçeye gittim bahçe dize kadar batıyordu.
Uzatmayayım yaz geldi, sanırım nisan mayıs aylarıydı, gövdelerdeki kuruma ve lekeler dikkatimi çekti, (Sizinki gibi) Ağaçların üzerlerine bakıyorum yapraklarında bir bozulma yok, fakat bu gövdelerinde oluşanın sebebini bulmalıydım, Ziraat mühendisi arkadaşımı alıp geldim, bu nedir dedim? öyle baktı böyle baktı, vallah nebileyim ya hiç bir şey anlayamadım. Eniştem, ziraat mühendisi onu da aldım gittim, ondan da ona benzer bir cevap alınca öfkeyle ulan sizi mühendis yapanı da sizide .. bir güzel fırçaladım.
Sonra bir arkadaşım, sen edremit zeytincilik araştırmaya bir sor dedi, sordum hiçbir netice yok. İzmir zeytincilik araştırmaya günlerce uğraşlardan sonra ulaştım, Durumu anlatıyorum ya böyle bir şey literatürlerde yok diyorlar, son baharda yaprak analizlerini getir analizlerini yapalım diyorlar. Ben sonbahara kadar bekliyemem ki, kafayı bozacağım, o gece sabaha kadar uyuyamadım düşündüm.
Ama yanlışı bulmuştum, güzel bir uykudan sonra rahatlamıştım.
Üstte yazdığım gibi "kışın bahçeye gittiğimde dize kadar batıyordu", Bu çamurun içinde duran üst saçak kılcal kökler ne olur çürür, çürürse ne olur, Ağacı besleyemez iletişimi sağlayamaz iletişimi sağlayan ne kabuk. Evet benim sorunum bu.
Şimdi ne yapmalıydım.
Havaların ısınmasıyla toprak iyice kuruduktan sonra biz burada tekli patlatma deriz toprağa 80-100 cm giren arkasında topuzu olan bir aletle yanlamasına enlemesine boylamasına bahçenin tabanını oynattık, bir sonraki kış gittiğimde bahçede neredeyse terlikle gez. Ve sorun bitmişti ağaçlar kendilerini toparladılar, bir daha da sonbaharda derin sürümler yapmadım, öyle bir şeylede karşılaşmadım.
zeytunsever
05-01-2011, 15:49
ben adana -osmaniye bölgesindeyim. ağaçları 2006 şubt ayında diktik.arazimizi sürüp kabartmıştıkve kışın çokda yağış olmuştu. ama 2009 yazın hiç sulamadık.2010 yazıda sulamadık. bu yılda arazimizi sürdük,kurban bayramından sonra.her yıl zaten sonbaharda bu bölgede herkes sürer araziyi,bizde çapa ile sürdük.hatta bu yıl 03/ocak 2011 de en son tarladan budama artıklarını dalları dışarı çıkardık. hani toprak kasım ayında sürülü olduğundan sonrada yağmur yağmıştı,dalları mecburen dışarı traktörle taşıdık,bordo bulamacı attık,yani traktör depelentisi nedeni ile zeytin aralarının hepsi traktör izi nedeniyle toprak sıkıştı pekişti nerdeyse beton gibi oldu.bende tarlayı sürdürecektim 03/ocak 2011 de. ama baktım sabah bizim burda kırağı derler hava soğuk,arabanın camı buz tutmuş. korktum sürmedim. bazı çiftçilere sordum sür toprağı havalandır sıkışmasın dediler. bazılarıda sakın sürme soğuk havada zeytin arası sürülmez kılcal kökler zarar görür dediler. bende sürmedim. doğrumu yaptım yanlışmı bilmiyorum? şu an geceleri 2 derece filan oluyor.ama 30 aralık 2010 31 aralık 2010 da -1 veya-2 olmuş ki arabanın camlarında buz vardı.bende ilerleyen günlerde de - sıcaklık olurdiye sürmedim. doğrumu? yanlışmı yaptım. saygılarımla.
öncelikle ilgilenip düşüncelerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler sayın lilium.resimlerini yolladığım zeytinleri bu yıl budadık 1 hafta önce yeni bitti daha.budama artıklarını yani budanmış zeytin dallarını tarladan toplarken haliyle çok traktör depelentisi oldu. şu günlerde havalar gece 2 derece cıvarı. depelnti olduğu için toprak sertleşti. şu an sürmek mi doğru,sürmemek mi?bunu cevaplarsanız memnun ulurum. saygılarımla. birde massey 240 traktör o dediğiniz tekli patlatmayı çeker mi?şu an uygulanır mı?uygulama zamanı ,özel bir ayı var mı?
Halil Önen
05-01-2011, 19:34
Bu dediğiniz yılı yani şubat ayına kadar o sezonu iyi düşünün ne gibi işlemler yaptınız.
Sonbaharda toprak işlemesi yaptınızmı? ve o yıl ki yağış neydi? Toprağınız nasıl bir toprak, traktörle içene girdiğinizi söylüyorsunuz, yeri tabanlaştırmış olabilirsiniz, sonbaharda sürüm yaptıysanız toprağın altı taban üstü sürülmüş yağan yağmurları sürülü toprak emecek toprağın altı taban olmasından akıp gitmesi toprağın kuruması uzun zaman alacak, bu kaba çabur içerisinde olan kılcal köklerin çürümesine neden olacak.
..............
Buna benzer olayı ben de yaşadım, başıma geldiği için yazıyorum.
Sıkılmazsanız anlatayım;
Sanırım zeytinler üçüncü yılındaydılar, ve üçüncü yılına kadar aralarını traktörle işliyor kaz ayağı çektirerek ot mücalesi yapıyordum, her traktörle girişimde ya bir dalını kırıyor ya da bir yerlere zarar yapıyorlar. O neden le çapa makinesi almaya karar verdim ve aldım.
Meraklıyız hevesliyiz ya bahçeyi temiz tutacağım bir tane ot bırakmayacağım, ben o sene çapa makinesiyle yeri öyle bir işledimki 30-40cm toprağı bulgur gibi yaptım, ve kış geldi o yılda öylesine yağışlı gitti ki havalar, haftada bir yağmur, havalar bir kaç gün açmıştı bahçeye gittim bahçe dize kadar batıyordu.
Uzatmayayım yaz geldi, sanırım nisan mayıs aylarıydı, gövdelerdeki kuruma ve lekeler dikkatimi çekti, (Sizinki gibi) Ağaçların üzerlerine bakıyorum yapraklarında bir bozulma yok, fakat bu gövdelerinde oluşanın sebebini bulmalıydım, ...........................................
.................................................. ...............
Ama yanlışı bulmuştum, güzel bir uykudan sonra rahatlamıştım.
Üstte yazdığım gibi "kışın bahçeye gittiğimde dize kadar batıyordu", Bu çamurun içinde duran üst saçak kılcal kökler ne olur çürür, çürürse ne olur, Ağacı besleyemez iletişimi sağlayamaz iletişimi sağlayan ne kabuk. Evet benim sorunum bu.
Şimdi ne yapmalıydım.
Havaların ısınmasıyla toprak iyice kuruduktan sonra biz burada tekli [/B[B]]patlatma deriz toprağa 80-100 cm giren arkasında topuzu olan bir aletle yanlamasına enlemesine boylamasına bahçenin tabanını oynattık, bir sonraki kış gittiğimde bahçede neredeyse terlikle gez. Ve sorun bitmişti ağaçlar kendilerini toparladılar, bir daha da sonbaharda derin sürümler yapmadım, öyle bir şeylede karşılaşmadım.
Sn zeytunsever,
sorununuzun cevabı yukarıda ve Sn. Lilium çok güzel açıklamış. Bu öğretim kurumlarında okutulması gereken bir tecrübe...
Benim de 'soğuk vurmuştur' diye geçiştirmekle açıklanacak bir durum da değil.
Evet soğuk vurmuştur ama hangi şartlarda; vurmuştur. Zeytinde soğuk vurmanın koşullarını biz hazırlıyoruz. Aynen Sn. Lilium' un açıkladığı gibi...
Geçen yıl yaşadık, bu yıl da aynı;
bir tarla düşünün çok işlenmiş, toprak bulgur gibi, toprak çırılcıplak; çok işlemeden dolayı taban taşı oluşmuş, 40_50 cm. nin altına su işlemiyor, toprak suyu emmiyor, yani bir çeşit kök boğulması yaşıyor ağaçlar...
Bu tarladaki zeytinlere _ geçen yıl gibi_ soğuk vurmuş.
Dibindeki tarla işlenmemiş _ traktörü yoktu, geçen yılda işlenmemişti_ her tarafına ot basmış.
Ama bu tarlada _ hemen dibinde_ zeytinlere soğuk vurmamış... Çok işlenen ağaçlara soğuk vurmuş, işlenmeyenlerde bir şey yok ya da yok denecek kadar az.
Sizin zeytunsever, sizin zeytinlerde vitamin eksikliği de yok. Yaprakların uclarındaki yanık şeklindeki kızarmalar; ağacın taban suyundan _ 50cm. kadar toprağın balcık gibi olmasından_ dolayı ağacın topraktaki _ var olan_ vitaminleri alamamasındandır diye düşünüyorum.
Sn Lilium' un teçrübesi bizim yaşadıklarımızla örtüşüyor. Şimdi sorun daha çok netleşti.
Doğayı gözlemle ve taklit et... Dağlardaki _ sadece meyve zamanı hatırladığımız_ zeytin ağaçların böyle bir sorunu yok...
Saygılar
Sergomil L60 kullanan var mı? Bordo bulamacı yerine kullanılığında daha iyi sonuçlar veriyormuş. Tecrübeleriniz varsa cevaplarınızı bekliyorum.
Samsunlu55
05-01-2011, 20:34
öncelikle ilgilenip düşüncelerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler sayın lilium.resimlerini yolladığım zeytinleri bu yıl budadık 1 hafta önce yeni bitti daha.budama artıklarını yani budanmış zeytin dallarını tarladan toplarken haliyle çok traktör depelentisi oldu. şu günlerde havalar gece 2 derece cıvarı. depelnti olduğu için toprak sertleşti. şu an sürmek mi doğru,sürmemek mi?bunu cevaplarsanız memnun ulurum. saygılarımla. birde massey 240 traktör o dediğiniz tekli patlatmayı çeker mi?şu an uygulanır mı?uygulama zamanı ,özel bir ayı var mı?
240 Massey Ferguson'da kullanılan bir dipkazan (http://www.google.com.tr/search?hl=tr&biw=1280&bih=866&&sa=X&ei=AMwkTeTRD8Gt8gPuybX5Ag&ved=0CBkQBSgA&q=dipkazan&spell=1) videosu (http://www.izlesene.com/video/240-massey-ferguson-dipkazan-pullugu/631788).
Zeytinci
05-01-2011, 21:46
Sn. Zeytunsever,
Kabuk yarılması/çatlaması dalların güneye bakan yüzünde midir? Aşırı sıcaklarda güneşin etkisi ile benzer durumlar olabilir. Benim zeytinlerin de başına benzer durum gelmişti.
Budamada tacın güneye bakan tarafında gün ışığının genç dallara uzun süre ve dik olarak gelmesini engelleyecek şekilde bir dalcık bırakılması benim tercihimdir.
Budama tarzınız benim beğendiğim şekildir. Yaralanmalar ardıç katranı (ideali)veya duruma göre aşı macunu iyidir.
[B]öncelikle ilgilenip düşüncelerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler sayın lilium.resimlerini yolladığım zeytinleri bu yıl budadık 1 hafta önce yeni bitti daha. budama artıklarını yani budanmış zeytin dallarını tarladan toplarken haliyle çok traktör depelentisi oldu. şu günlerde havalar gece 2 derece cıvarı. depelnti olduğu için toprak sertleşti. şu an sürmek mi doğru,sürmemek mi? bunu cevaplarsanız memnun ulurum. saygılarımla. birde massey 240 traktör o dediğiniz tekli patlatmayı çeker mi?şu an uygulanır mı?uygulama zamanı ,özel bir ayı var mı?
Yararlı olabildiysem ne mutlu, :)
Arkadaşlar hep derim don yapan bölgeler de budamaları ilkbaharda yapın, şimdi yapılan budama yanlıştır. Böyle bir tecrübem de var ama şimdi anlatarak başınızı ağırtmayayım.
Şu an sürmenizi hiç tavsiye etmem, büyüklerimden öğrendiğim bir söz, "tarlayı çamur sürersen ne yaparsan yap seneyede çamur sürersin"
Tavında olmayan yer sürülmez yeri hasta edersin, kolay kolay da düzeltemezsin.
O nedenle şimdilik bir şey yapmanı tavsiye etmem, massey 240 traktör tek çekermi çift çekermi bilmiyorum. Çift çeker güçlü bir traktörle daha derinlere gitme şansını kullan derim. Zaman olarakta yazın toprağınız tavındayken kuruduğu zaman, dip kazan girip çıktığında çamurlu çıkmayacak.
Sn zeytunsever,
sorununuzun cevabı yukarıda ve Sn. Lilium çok güzel açıklamış. Bu öğretim kurumlarında okutulması gereken bir tecrübe...
Sayın Halil önen teşekkür ederim teveccühünüz, Eğitim kurumları bizlere dikkat etmez ki, diplomaya bakar, yoksa, ya çobanın teki işte der atar.
Hayat bazen çok şeyler öğretiyor, bazı büyüklerim der ki, Bilgiyi istemeyen birine bedava da versen almayacaktır, o nedenle vermeye çalışma almayacaklardır. İstediği zaman da ücretli olarak ver o ondan anlar. :)
Bazen, bazı bilgi ve tecrübelerimi arkadaşlarımla paylaşmak isterim, çoğu zaman da, yahu başımıza ziraat mühendisi kesildin gibi tepkiler alıyorum. ( diplomam yokya itibar etmiyorlar) O itibar etmeyen arkadaşlar soruyorlar soruşturuyorlar sonun da gelip bana soruyorlar. O zamanda ben ziraat mühendisi değilim ki niye bana soruyorsunuz deyince morarıyorlar.:)
Onun için bilgiye hep açık olmalıyız. Örneğin: Bazen bir şey soracağız, ya o çoban adam ne anlayacak der hakir görürüz, bir çobanın da çok iyi bir konuda tecrübesi olabileceğini hiç düşünmeyiz.
Ahkam kesenlere hep kızarım, şimdi ben de o duruma düşmek istemem, Ondan dolayıdır ki, hep derim. Neler yaptığınızı en iyi bilen sizsiniz. Yaptıklarınızı bir düşünün hatayı da bulacaksınız.
MeyveliTepe
05-01-2011, 23:30
Bilgi dolu bir başlık oldu burası. Çok teşekkürler.
Bilgi dolu bir başlık oldu burası. Çok teşekkürler.
Sevgili meyvelitepe, fazla ya da gereksizse silebilirsiniz. Doğrumu anlıyorum?
MeyveliTepe
06-01-2011, 00:43
Bilginin fazlası ya da gereksizi nasıl olur bilmiyorum :) Ben genelde tam tersini düşünürüm. Deneyime dayanan paylaşımlarınızın çok değerli olduğunu vurgulamak istemiştim.
Zeytinlibahçe
06-01-2011, 09:29
Sn Liliumun tecrübeleriyle bizimkilerde aynı, tamamen katılıyorum.
Çevremizde gördüğümüz, yapılan o kadar çok hata var ki, bu yıl biz zeytin topladık çevremizdekilerin çoğu ağaçlarını dövdüler:) bize de güldüler.
Zeytini sıktırdılar, zeytin bidonlarının ağzını günlerce açık bıraktılar, acılığı gidecekmiş diye
zeytinyağının içine tuz atan o kadar çok kişi var ki
Son yıllarda yalnızca fiğleri, yeşil gübre olarak toprağa karıştırmak için ızgara kullanıyoruz , sürme işlemini tamamen bırakıyoruz, ağaçların etrafına malç yeterli.
Zeytinlerin aralarını, toprağı en az yedi defa sürmek gerikir diye o kadar yaygın bir inanış var ki. Sürmeyen de kınanıyor.
Eğitim şart, Halil bey yapacak çok işimiz var, değil mi?
Sn zeytunsever araştırıp, sorguladığınız için tebrikler, sizde uzak bahçeler katılımcılarına ait özellikleri görüyorum :)
yasarugur
06-01-2011, 09:50
Bahçemize nisan ayında diktiğimiz minik fidanların soğuk ve donla bu kış ilk mücadelesi,bakalım kaç cengaver fidan bu donlardan ilkbahara sağ salim çıkacak,bu arada kendi köylülerimizin davranış biçimleri bana ilginç geliyor, birbirine bakarak bahçelerini işliyorlar,içlerinden birisi göktaş ya da bordo bulamacı dona karşı fidanı korur diye uygulama yapıyor ondan gören diğerleri de fidanlarına aynı şeyi yapıyor,birisi tarlasını sürüyor haydi diğerleri de başlıyor tarlayı sürmeğe,bilerek uygulama yapan az, örneğin bizim zeytinliğimizin yarısı yamaç yarısı düzlükte,yamacı sürdükçe yağmurla beraber toprak düzlüğe doğru yavaş yavaş taşınıyor,oysa burada okudum,sonbaharda böyle yerleri sürmemek lazımmış ,otların kökleri toprağı tutacağı için erozyonla kısmen başa çıkılıyormuş,toprağı yılda bir kez baharda işlemek daha doğru bir uygulama gibi görünüyor,zaman zaman eşime, Aydın'ın dağlarında zeytin ağaçlarının dibi sürülüyor mu ,zaten imkanı yok,oralarda da zeytin oluyor ,öyleyse ikide birde niye toprağın faydalı kısmı aktar dönder edilip duruluyor diyorum,bu arada Masanobu Fukuoka'nın Ekin Sapı Devrimi kitabını aldım okuyorum,onun topraklarında 1950 den beri toprak sürülmez,tarım makineleri ,tarım ilaçları ve suni gübre kullanılmazmış,ilk başlarda bazı kayıpları olmuş ama zamanla gerek bitki olsun gerekse böcek olsun,zararlıları doğal yöntemlerle baskılamayı öğrenmiş,bize ise sanki en büyük traktörü,en zehirli zirai ilacı kullandığımızda daha çok ürün alacakmışız gibi geliyor,bu yılbaşında bahçenin toprağı yağmurdan dolayı çamurdu ve ardından hava don yaptı,ustaların yazdıklarına göre demek ki fidanların kılcal kökleri soğuktan donacak ve belki fidan da ölecek,ölen fidanların yerine yedekte torbasında duran fidanlar dikilip daha bilinçli olarak yaşama devam edilecek.Bilgisini ve tecrübesini paylaşan herkese teşekkürler.
zeytunsever
06-01-2011, 12:17
bugün tarım il müdürlüğünden ziraat mühendisi arkadaşlarla zeytin bahçesine gittik. yapılan budamayı gördüler. sıfır dediler. böyle budama olmaz. ağacın içi bu kadar açılmaz.yazık olmuş ağaçlara ,mahvolmuş dediler. bu sene çok meyva kaybın olur,ağaç kesilen yerlerden tekrar ışgın verecektir. ağaç çıplanan gövdesini kapatmak isteyecektir. çok sürgün verecek gövdeyi kapatmak için meyva tutumu az olacaktır. yazın çok güneş yanığı olabilir,kireç badanası yapman lazım dediler.daha önce göderdiğim resimlerin birinde gövdede çatlama ve halka halka lyuvarlak leke gibi olan şeylere güneş yanığı dediler.
ağacın ortasından BİLEK KALINLIĞINDA KESİLEN DALLARI GÖRÜNCE ne vicdansızlık,böylede kesilmezki,dediler.MORALİM SIFIR OLDU,ALT ÜST OLDUM,ŞAŞIRDIM. ÜSTÜNE ÜSTELİK budamadan sonra esen rüzgardan mı oldu acaba bazı ağaçların rüzgar alan tarafında resimdeki gibi dallar solmuş,kurumaya başlamış.yani ağacın rüzgarın önden vurduğu yerdeki dallarda solgunluk,buruşma,kuruma var. diğer tarafı normal.
çok kesmişsiniz havada soğuyunca ağaç zorsunuyor dediler.yaprakları kuru olmuş dalı hoparınca dal yaş.çok kıymetli siz zeytin gönüllülerinden fikir bekliyorum.şimdi bu zeytinlik 2 senede kendine zor gelir dediler.
senin ağaçların 5-6 yaşında sert budama olmaz. zeytin bir çalı bitkisidir. çalı formunda budamak lazım, ORTASINI KUŞ YUVASI GİBİ AÇACAN DİYE BİR ŞEY YOK,İÇİNE SOFRA KURUP YEMEK Mİ YİYECEN DEDİLER.,,,,,,V.S.VS SAYGILARIMLA.
SİZİN ORALARDA 5 6YAŞINDA AĞAÇ RESMİ VARSA YOLLASANIZ BUDANMIŞ HALDE ÇOK MEMNUN OLURUM. BİRDE BİZİM BÖLGE ADANA ÇOK SICAK YAZIN. ZEYTİN HAVA ALACAK ORTASI AÇIK OLACAK DER KÖYDEKİ AHMET AMCA,MEHMET ABİ.HATTA BUGÜN 200-250 KÖK AĞACI OLAN AHMET AMCAYA SORDUM. BİZDEN ÇOK ÇOK VERİM ALAN BİRİDİR. SORDUM BEN ETEĞİNİ İYİCE ÇEMRİYOM,ORTASINI AÇIYOM,ÖYLE MEYVA TUTUYOR,ORTASI AÇMADIĞIM TUTMUYOR DED
İ,ayrıca adandan bir prof,zeytini çalı formunda budayacan tepelerinden az miktarda kesecen, alt tarafta yere değenlerinde uçlarını kes ,dalı tüm çıkarmana gerek yok,ortasının çok açılmasına gerek yok,ortayı açmasanızda olur,üstüste binen dallardan aralama yapın.v.s demiş.KISACASIçalı formu budama en ideal budamaymış,ortasını açma tarihe karışmış. saygılarımla.
BU ÇALI FORMU BUDAMAYI YAPAN UYGULAYAN VARMI ERANIZDA.ÇOK YAZDIM KUSURA BAMAYIN,RESİMDEKİ DAL BURUŞMUŞ,KURUMAYA MEYİLLİ,SİZCE NE,RÜZGAR MI?
187518
Yukarıdaki mesajlarımı tekrar okuyunca sanki ziraat mühendisleri bir şey bilmiyormuş gibi bir şey anlaşılabilir, asla öyle birşey diyemem.
Asıl demek istediğim şu cümlenin içinde, "Neler yaptığınızı en iyi bilen sizsiniz. Yaptıklarınızı bir düşünün hatayı da bulacaksınız".
Siz tarlanıza en iyi çiftçiyi en iyi ziraat mühendisini de götürseniz toprağa ne gibi işlemler yaptığınızı söylemezseniz iyi anlatamazsanız, rahatsızlığın ne olduğu tespitinde varsayımlarla hareket edilecek ya tohumda suç denecek ya fidanda denecek, buda sizlerin tam bir neticeye varmanızda kafanızda açaba gibi soru işaretleri bırakacak.
Toprağın hiç işlenmemesine katılamayacağım, toprak işlenmeli kültürel mücadele yapılmalı, Ama bu uygun şarttlarda yapılmalı, şartları uygun olmayan kültürel mücadele daha fazla zarardan başka bir şey değildir.
Örneğin: hayvan gübresi veriyorsun bunu toprak altı yapmalısın ki, atılan gübreden yarar göresin, gübrenin verildiği yer bir bahçeyse gübre kapanacak kadar sürüm yapılmalı, daha derin sürümlerde köklere vereceği zarar düşünülmeli.
Sonbahar da sürüm yapılamaz yapmamalıyız gibi bir şey de çıkarmayınız lütfen bu tamamı ile sizin bölge iklim toprak şartlarızınla (vs) ilgilidir, şartlarınız neyi en iyi gerektiriyorsa öyle yapmalısınız.
zeytunsever
06-01-2011, 12:59
yukarıdaki mesajlarımı tekrar okuyunca sanki ziraat mühendisleri bir şey bilmiyormuş gibi bir şey anlaşılabilir, asla öyle birşey diyemem.
Asıl demek istediğim şu cümlenin içinde, "neler yaptığınızı en iyi bilen sizsiniz. Yaptıklarınızı bir düşünün hatayı da bulacaksınız".
siz tarlanıza en iyi çiftçiyi en iyi ziraat mühendisini de götürseniz toprağa ne gibi işlemler yaptığınızı söylemezseniz iyi anlatamazsanız, rahatsızlığın ne olduğu tespitinde varsayımlarla hareket edilecek ya tohumda suç denecek ya fidanda denecek, buda sizlerin tam bir neticeye varmanızda kafanızda açaba gibi soru işaretleri bırakacak.
Toprağın hiç işlenmemesine katılamayacağım, toprak işlenmeli kültürel mücadele yapılmalı, ama bu uygun şarttlarda yapılmalı, şartları uygun olmayan kültürel mücadele daha fazla zarardan başka bir şey değildir.
örneğin: Hayvan gübresi veriyorsun bunu toprak altı yapmalısın ki, atılan gübreden yarar göresin, gübrenin verildiği yer bir bahçeyse gübre kapanacak kadar sürüm yapılmalı, daha derin sürümlerde köklere vereceği zarar düşünülmeli.
Sonbahar da sürüm yapılamaz yapmamalıyız gibi bir şey de çıkarmayınız lütfen bu tamamı ile sizin bölge iklim toprak şartlarızınla (vs) ilgilidir, şartlarınız neyi en iyi gerektiriyorsa öyle yapmalısınız.
sayın lilium bu cevap bana mı YOKSA YAŞAR UĞUR ARKADAŞA MI. Bugün saat 13,17de yazdığım son yazımı bir değerlendirseniz,saYın meyvelitepe,ve diğer arkadaşlar sizde değerlendirseniz çok memnun olurum. Saygılarımla.
Karadeniz Zeytinlerinin fidanlarından bulabileceğimiz bir yer var mı?
Özellikle de Artvin Butko Zeytini... Bu Zeytinin yağı uluslararası lezzet ödülü almış olmasına rağmen fidanı bulunmuyor. ayrıca baraj yapımı nedeni ile de sayısı oldukça azaldı. ben bu Artvin Butko zeytinini çanakkalede dikmek istiyorum
Karadenizde hep alternatif meyve çeşitleri üzerinde tartışmalar olur, fakat kimse zeytin de dikebileceğini düşünmez... oysa sadece karadenize özel zeytin çeşitlerimiz var.
ve kivi de malesef gereksiz şekilde çok fazla alana dikildi...
Karadenize, Karadenizliye kendi Zeytin çeşitlerinin tanıtımı, reklamı yapılmalı...
Yok yukarıda ki mesaj size değil, genel yazmıştım.
bugün tarım il müdürlüğünden ziraat mühendisi arkadaşlarla zeytin bahçesine gittik. yapılan budamayı gördüler. sıfır dediler. böyle budama olmaz. ağacın içi bu kadar açılmaz.yazık olmuş ağaçlara ,mahvolmuş dediler.
Budama fotoğraflarınızı görmüştüm, yanlışların çok olduğunu yazmaya çekindim, daha doğrusu cümleleri tam kuramam yanlış anlaşılırım, vay efendim sen bunu demek istedin o öyle dedi, o yanlıştır deyip forumu başka konularla dağıtmamak için çekindim.
İkincisi, don konusuna girince budamadaki yanlışlar daha fazla morelin bozulmaması için, "budamanın bu mevsimde yapılması yanlıştır" la yetindim.
Budama konusuyla ilgili şu (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=447388&postcount=1)başlığı okudunmu bilmiyorum, bence şu başlığı iyice sindire sindire iyice okuyup ne dediğini anlamak lazım.
Dikkat etmeniz gereken sadece orada ne yazdığı değil, orada yazanla sizin bölge iklim şartlarına uyacak budama isteği budama şekline siz karar vereceksiniz.
--------------------------------------------------------------------------
Üstte fotoğrafını çekmiş olduğunuz zeytin dalının nedenlerini resimden anlamak oldukça güç, Tamam bu bir kuruma ama nedeni ne derseniz bir sürü nedenleri var, şu deyip tahlil etmek oldukça güç, orada yerinde bunu gören mühendisler tanı koyamadıysalar biz burada hiç koyamayız, sadace şuda olabilir deriz.
Budama ile ilgili de bir tecrübem var demiştim ya daha önceki mesajlarımda yeri gelmişken onu da anlatayım belki faydalı olabilirim.
Ağaçlarım üç yaşlarındaydı, bayram tatiline girmiştik, aylardan şubat 10 veya 15 şi, bahçeye gittim, hava o kadar güzel ki, adeta yaz gelmiş gibi bir hava var, gezinirken can sıkıntısıyla bir ağaç budayayım dedim, bir, ki, üç, derken onbeş tane ağaçı budadım. Bir hafta on gün havalar adeta yaz gibi gitti, daha sonra bir kar bir fırtına tabi gece don,
Uzatmayayım o budadığım ağaçlarda sizin resmini koyduğunuz gibi kurumalar oldu, diğerlerinde bir şey yok. Nedenlerini çok düşündüm, benim nacizane kararım şu idi. Düşünün ki, bir ağaçta beş dal var, ikisini kestin kaldı üç dal, ağaça su yürüdüğü zaman, hangi ağaça daha çok su yürür beş dallıya mı? üç dallıya mı? Üç dallıya daha çok su yürür. Neden? çünkü ağaç beş dalı besleyecek kök sistemini kurmuştur, ikisini kesersen bu kestiğin dalların suyuda diğer kalan üç tanesine gidecektir ve ağaç gövdesindeki su miktarı artmış ve dondan etkilenme oranı daha fazla olacaktır.
Nedeni budur diyemem ama, bu değildirde diyemem.
O tecrübe bana mart onbeş gelmeden elime makas almamayı öğretti.:) Katılır veya katılmazsınız buda benim görüşüm.
Sevgili zeytunsever, fotoğraf makinenizin güzel çekimleri var, markasını öğrenebilirmiyim.:)
zeytunsever
06-01-2011, 14:46
sayın lilium.budama resimleri sony ericson k750 i cep telefonu,en son yolladığım kurumaya yüz tutmuş dal resmi ise sony dscs2100 modelifotoğraf makinesi. Sayın lilium budamadaki yanlışlıklar resimlere baktığınızda nelerdir.siz ağaçların içinin,ortasının çok açık olmasına karşımısınız. çalımsı budama ne duydunuz mu?birde bizim burda herkes,çoğunluk toplarken buduyor. Don olayı bir kaç gün oluyor ama -7 lere pek düşmez -2-3 felan,olur.saygılarımlaayrıca bizim burda şubatın ilk haftasından sonra ağaçlara su yürümeye başlıyor.saygılarımla.
MeyveliTepe
06-01-2011, 14:49
Soğuk zararı ile ilgili net bir gözlemimi aktarayım.
Geçen yıl bizim buralar 3-4 kere -10'a düştü ve herhalde her seferinde 7-8 saat sürmüştür.
Bunun sonunda belli bir zarar oldu tabii. 2 yaşındaki fidanların gövdelerinde değil ama ana dallarında ve devamındaki ince dallarda çatlamalar oldu. Buna mukabil, yaşlı ağaçlarda hemen hemen hiç problem olmadı (uçlardaki az sayıda bir kaç ince dal hariç), daha da ilginç olan, bir önceki baharda yapılan taze aşılar (ki kalınlıkları 2 yaşındaki fidanlardan daha ince) hiç etkilenmedi, en küçük bir çatlama bile olmadı.
Buradan çıkardığım sonuç, güçlü, sağlıklı ve büyük kökün varlığı zeytinin dondan etkilenme olasılığını düşürüyor.
Buradan çıkardığım sonuç, güçlü, sağlıklı ve büyük kökün varlığı zeytinin dondan etkilenme olasılığını düşürüyor.
Buna bende katılıyorum, ek bir şey söyleyim, büyük yaşlı ağaçlarda kabuk yeşil değil de daha odunlaşmış daha kalın bir kabuğa sahip olduğundan dona daha fazla mükavemet gösterir.
Küçük aşılı fidanların zarar görmemesi gerçekten ilginç, ama mutlaka bir nedeni vardır.
Bizim burada kışın fidanların diplerine az miktarlarda yaş hayvan gübresi koyarlar, nedenini sorduğumda sıcak tutması için derler, mantıklı düşünmeye çalışıyorum yararı var gibime geliyor, yaş hayvan gübresinin kızışması sonucu bir ısı sıcaklık oluşturabilir, bu bir etken olabilir, ama bu kızışma hava yoluyla üst dalları etki edermi hani bir kaç derece düşürürmü bilemiyorum.
MeyveliTepe
06-01-2011, 16:13
Yanlış anlaşılmasın. Zarar görmeyen aşılar yaşlı ağaçların dip sürgünlerine yapılan aşılar. Yani yaşlı ağacın kökünü kullanıyor. Bu bakımdan çok bariz bir fark var.
Zeytinlibahçe
06-01-2011, 17:11
Sn Zeytunsever
http://img214.imageshack.us/img214/9678/budama2.jpg
Doğru ya da yanlış yaptınız demiyorum, budamadan önceki formunuda görmek gerekir, fakat ben bu şekilde budardım.
İlk iki yıl hiç budamazdım. Sonraki yıllarda fazla abartmadan fidanı tek gövde üzerine bırakırdım.
Kırmızıyla işaretlediğim yerleri, önceki yıllarda bu seviyeye gelmeden budar, bu yıl da fazla boya gitmesin diye yalnızca mavi yerden uç alırdım.
Bu şekilde güclü, kalın tek beden üzerine bırakırdım.
seyyah53
06-01-2011, 23:31
Karadeniz Zeytinlerinin fidanlarından bulabileceğimiz bir yer var mı?
Özellikle de Artvin Butko Zeytini... Bu Zeytinin yağı uluslararası lezzet ödülü almış olmasına rağmen fidanı bulunmuyor. ayrıca baraj yapımı nedeni ile de sayısı oldukça azaldı. ben bu Artvin Butko zeytinini çanakkalede dikmek istiyorum
Karadenizde hep alternatif meyve çeşitleri üzerinde tartışmalar olur, fakat kimse zeytin de dikebileceğini düşünmez... oysa sadece karadenize özel zeytin çeşitlerimiz var.
ve kivi de malesef gereksiz şekilde çok fazla alana dikildi...
Karadenize, Karadenizliye kendi Zeytin çeşitlerinin tanıtımı, reklamı yapılmalı...
Artvinli agaclar.net üye dostlarımız illaki burda vardır sayın AÇakıcı bize yardımcı olacaklardır...artvini gezmişliğim vardır fakat o zaman gençlik işte bunları bilmiyorduk....
Ben işim gereği ülkenin birçok yerine gittim, Ülkemizin her yeri birbirinden güzel. gerçekten dünyadaki cennette yaşıyoruz. Artvin çok daha ilginç çünki Karadeniz'in en son noktası aynı zamanda da doğunun en son noktası. Ama gerçekten de bambaşka bir ülke gibi. aslında köylüsü ve çiftçisi bile en çok okur yazar olan en çok kültürlü meraklı bir halkı var. böyle gelmiş böyle gider, eski köye yeni adet getirmeyin, gibi klasik köylü anlayışı kesinlikle yok. bunun aksine ben en iyisini nasıl yapabilirim. ben daha fazla nasıl bir fark oluşturabilirim anlayışındalar. Bu malesef ülkemizde çok sık gözlenen birşey değil.
Ben Erzincan'lıyım benim çocukluğumun geçtiği yerlerde domates, karpuz, kavun, mercimek, fasulye dikilirdi. sonra bir kiremit fabrikası suyu kirletti birçok şey dikilemedi herkes sadece buğday, şekerpancarı dikmeye başladı. şimdi suyu tertemiz ama kimse eski refah günlerine dönmek istemiyor. o günleri hatırlamıyor bile :) bir kaç kişi kavun dikse eski köye yeni adet getirmiş gibi alay konusu oluyor...
Oysa Artvin'de adam tarlasını birden Yaban Mersini'ne **** Kumkuat'a çevirebiliyor.
Her ilçesi birbirinden tuhaf ve farklı. şehir bile dev bir kayanın üstüne kurulu :)
Ben Karadeniz Zeytin çeşitlerinin peşindeyim özellikle de uluslararası kalite ödüllü Artvin Butko'nun... Neden Karadeniz Zeytin çeşitleri satan fidanlık yok...!? Düşünsenize belki de dünyada soğuğa en dayanıklı Zeytin çeşitleri, belki de en değerli çeşitler...
Samsunlu55
09-01-2011, 21:06
Karadeniz Zeytinlerinin fidanlarından bulabileceğimiz bir yer var mı?
Özellikle de Artvin Butko Zeytini... Bu Zeytinin yağı uluslararası lezzet ödülü almış olmasına rağmen fidanı bulunmuyor. ayrıca baraj yapımı nedeni ile de sayısı oldukça azaldı. ben bu Artvin Butko zeytinini çanakkalede dikmek istiyorum
Karadenizde hep alternatif meyve çeşitleri üzerinde tartışmalar olur, fakat kimse zeytin de dikebileceğini düşünmez... oysa sadece karadenize özel zeytin çeşitlerimiz var.
ve kivi de malesef gereksiz şekilde çok fazla alana dikildi...
Karadenize, Karadenizliye kendi Zeytin çeşitlerinin tanıtımı, reklamı yapılmalı...
Haklısınız Sn. AÇakıcı, Zeytincilik Araştırma Enstitüsünün sitesi (http://www.zae.gov.tr/islah/3.asp)nde yöresel zeytin çeşitlerinin isimleri geçiyor. Mesela Samsun'da 4 çeşit zeytin var (http://www.zae.gov.tr/islah/3.asp#KARADENİZ BÖLGESİ) cinslerin hakkında bir bilgi yok, çoğunda olmadığı gibi...
Ben Karadeniz Zeytin çeşitlerinin peşindeyim özellikle de uluslararası kalite ödüllü Artvin Butko'nun... Neden Karadeniz Zeytin çeşitleri satan fidanlık yok...!? Düşünsenize belki de dünyada soğuğa en dayanıklı Zeytin çeşitleri, belki de en değerli çeşitler...
Bir iki yer hariç Karadeniz sahilini tamamen gördüm sayılır. Mesela Samsun'da kaç Samsunlu Samsuna özel zeytin olduğunu bilir? Trabzon'da alternatif olarak zeytin dikebilirsiniz deseniz sizinle dalga geçerler... Karadeniz'liye göre zeytin Akdeniz bitkisidir. bence orada yazan çeşitlerin bazılarının soyu tükenmiş bile olabilir.
Samsunlu55
10-01-2011, 20:17
Haklısınız Sn. AÇakıcı, Zeytincilik Araştırma Enstitüsünün sitesi (http://www.zae.gov.tr/islah/3.asp)nde yöresel zeytin çeşitlerinin isimleri geçiyor. Mesela Samsun'da 4 çeşit zeytin var (http://www.zae.gov.tr/islah/3.asp#KARADENİZ BÖLGESİ) cinslerin hakkında bir bilgi yok, çoğunda olmadığı gibi...
Evet kimse bilmez. Buralarda birkaç zeytin bahçesi görmüşlüğüm var en büyüğü 100 ağacı geçmiyor ve eminim ki hiçbiri yerli cins değil. Bende ektim zeytin yakın bahçelerde birkaç ağaç gördüm fakat yetiştiremiyoruz. Kar oluyor dalları kırılıyor, buz oluyor çiçekleri donuyor şöyle tam verimli bir ağaca rastlayamadım(Şehir içinde tarihi bir binanın bahçesinde görmüştüm dalları yıkılıyordu). Bu çeşitler olmuş olsa iklime uyum sağlayacakları muhakkaktır.
omer.tuncer
10-01-2011, 21:42
Sayın samsunlu elinizden alanmı var. madem bol ürünlü ve çevreye uyumlu bir çeşit var siz de o cinsi kendi fidanlarınıza aşılayın. sizinde Samsun'a ve Karadenize katkınız olsun.
Siz biz... :) Aslında ne yapılması gerektiğini hepimiz çok iyi biliyoruz... bu türler hızla toplanmalı ve yok olmadan önce çoğaltılmalı. seleksiyon çok daha sonraki iş. öncelikle bu soğuğa dayanıklı karadeniz zeytin çeşitlerini bir araya toplayalım. Çanakkale'de 3 dönüm arsam var boş duruyor. Artvin Butko zeytini fidanlığına çevirebilirim.
Bakın ıslah çalışmalarında Karadeniz zeytinleri ile neredeyse hiç ilgilenilmemiş. Islah çalışmaları için alınan bazı türlere isim bile verilmemiş. Zaten üretimi yapılan bir kaç türün kendi ismi var. Fakat o da yetersiz örneğin; ben Artvin Yusufelinli de 5 çeşit ekonomik zeytin türü dikildiğini biliyorum. Ama ıslah çalışmalarına Artvin'den sadece 2 çeşit alınmış. muhtemelen sadece "bilgimiz var, bizde yok yok" demek için isimleri yazılmıştır. ıslah çalışmalarına alınıp alınmadıkları bile meçhul.
Turunçgillerde üçyapraklı adında bir çeşit var. soğuğa çok dayanıklı ve onun sayesinde turunçgillerin bir çoğu yetişmesi imkansız görünen iklim şartlarında üçyapraklıya aşılanarak yetişebiliyor.
Acaba soğuğa ençok dayanıklı zeytin türü hangisi...
KARADENİZ BÖLGESİ
SAMSUN TUZLAMALIK;
Orijini :SAMSUN
SAMSUN YAĞLIK;
Orijini :SAMSUN
GÖRVELE;
Orijini :SAMSUN
TUZLAMALIK;
Orijini :SAMSUN
TRABZON YAĞLIK;
Orijini :TRABZON
MARANTELLİ;
Orijini :TRABZON
HASTOS;
Orijini :TRABZON
BUTKO;
Orijini :ARTVİN
OTUR;
Orijini :ARTVİN
AĞAÇ NO 1;
Orijini :SİNOP
AĞAÇ NO 2;
Orijini :SİNOP
AĞAÇ NO 4;
Orijini :SİNOP
AĞAÇ NO 5 ;
Orijini :SİNOP
AĞAÇ NO 6;
Orijini :SİNOP
Merhabalar;
Uzun zamandır sitenin takipçisiyim ve aynı zamanda zeytinlik sahibiyim. 1407 ve 1419 no'lu mesajlarımda 2 sorum oldu; hiçbir ilgi alamadım. Tekrar sorularıma bakmanızı rica ediyorum. Fikirleriniz benim için önemli.
Saygılarımla.
Dr.Behlül BAYDAR
omer.tuncer
11-01-2011, 10:33
Merhabalar;
Uzun zamandır sitenin takipçisiyim ve aynı zamanda zeytinlik sahibiyim. 1407 ve 1419 no'lu mesajlarımda 2 sorum oldu; hiçbir ilgi alamadım. Tekrar sorularıma bakmanızı rica ediyorum. Fikirleriniz benim için önemli.
Saygılarımla.
Dr.Behlül BAYDAR
sayın thebe: bu sitede zeytinle uğraşanlar ve diğerleri ile iştigal eden kişiler profesyonel kişiler değil dir. onun için 1407 nolu mesajınıza cevap veren çıkarmı bilmem.
Ama şunu biliyorum ki devletin araştırma enstitüsü diye açtığı yerler. bazı kişiler haricinde kapak atıp yatma yeri olarak görülüyor. Gerçi bu benim fikrim kimseyi bağlamaz ama araştırın adı araştırma enstitüsü diye geçen yerlerin 1-2 tanesi hariç 20 yıldır doğru dürüst bir araştırma yapılmamış yeni tür geliştirilmemiştir.
İkinci sorunuza gelince yine yukarıdaki yazılanlarla ilişkili olarak hiç bir yetkili bulamazsınız çünkü adamların litaratür takibi gibi bir sıkıntıları yok. ancak bu sene alır denersiniz. deneyimlerinizi yazarsınız bizde kendi deneyimlerimize göre size fikir beyan ederiz.
örnek mi: Kaolin kili meyveli tepe araştırdı uyguladı tecrübe edip siteye yazdı bizde uygulamaya başladık.
kusura bakmayın size cevap değil ama yine de belki yol haritanızda belirleyici olur.
Oğuz Karsan
11-01-2011, 15:46
Merhaba.
Yazılanları okudukça daha da utandım. Çünkü bırakınız bakımı, budamayı bu sene ürün olmasına rağmen, daha Zeytinlerimi toplayamadım.
Esasında bahanem yok değil, tayfa bulamadım. Bulup toplasam da, arabanın geldiği yere kadar indirecek (At, Eşek)hayvan yok. Hadi indirdim diyelim, (eski sistem, taş baskı) sulubaskı sistem fabrika kalmadı kalanlar da çalışmıyor. Kısaca, kontinüye mahkumuz.
Masrafını da hesapladım. Toplanmış zeytin alıp sıktırsam neredeyse aynı para. 65. Kuruşa zeytin var. Çuvalı 50.TL gibi. Değip değmemesi bir yana yazık günah. Ayrıca toplamayınca ağaç küsüyormuş. Seneye hiç vermiyormuş.Ne yapacağıma da hala karar veremedim. Belki yarısı da dökülmüştür.
Saygılar
omer.tuncer
11-01-2011, 17:05
Merhaba.
Esasında bahanem yok değil, tayfa bulamadım. Bulup toplasam da, arabanın geldiği yere kadar indirecek (At, Eşek)hayvan yok. Hadi indirdim diyelim, (eski sistem, taş baskı) sulubaskı sistem fabrika kalmadı kalanlar da çalışmıyor. Kısaca, kontinüye mahkumuz.
Masrafını da hesapladım. Toplanmış zeytin alıp sıktırsam neredeyse aynı para. 65. Kuruşa zeytin var. Çuvalı 50.TL gibi. Değip değmemesi bir yana yazık günah. Ayrıca toplamayınca ağaç küsüyormuş. Seneye hiç vermiyormuş.Ne yapacağıma da hala karar veremedim. Belki yarısı da dökülmüştür.
Saygılar
Oğuz bey: Yukarıda yazdıklarınız hepimizin sorunu ama kendi yağınızı yiyeceksiniz saf ve katkısız. Döküntüyü satın yağ yaptırmayın çok ucuza gidiyorsa otla karıştırıp malç yapın tarlada ağaçların altında kalır yorulmazsınız. Ama anlamıyorum kontiniden niçin çekiniyorsunuz. hem daha sağlıklı hem de sıkan şahısı tanıyorsanız hamur yapımında 25-30 C sıcaklıkta su kullandırırsanız. %2 gibi bir kaybınız olur ama zeytin aromasını alırsınız. Zaten taş değirmenin özelliği zeytin ezilirken açıga çıkan gazın taş tarafından emilmesi (şayet taş yeni ise) diger sistemde o işi bir aspiratör yardımı ile zeytin hamurundan uzaklaştırıyorlar.
Ama şunu diyebilirim çok gecikmişsiniz.
Halil Önen
11-01-2011, 19:38
..................
Masrafını da hesapladım. Toplanmış zeytin alıp sıktırsam neredeyse aynı para.............................................. ......
Saygılar
Sn. Oğuz bey,
Toplanmış zeytin alıp sıktırsanız ; eğer doğal değil kimyasallar ile yüklü ise aynı para değildir. Sağlığın ölçüsü ise hiç değildir.
Saygılar bizden...:)
Samsunlu55
11-01-2011, 20:35
Sayın samsunlu elinizden alanmı var. madem bol ürünlü ve çevreye uyumlu bir çeşit var siz de o cinsi kendi fidanlarınıza aşılayın. sizinde Samsun'a ve Karadenize katkınız olsun.
Dalları yıkılıyor dediğim ağaç şehrin içinde binaların koruması altında o yüzden yazmıştım, aynı ağaç orada değilde rüzgara açık bir yerde olsaydı dona maruz kalacaktı.
Teşekkür ederim Ömer Bey;
Genetik sahiplenme konusunu araştırmaya devam edeceğim. Sergomil için de bir deneyip size bilgi versem iyi olacak sanırım.
Saygı ile.
Behlül BAYDAR
omer.tuncer
12-01-2011, 17:00
doktor (kusura bakma nik yerine böyle yazmak kolayıma geliyor.) bey: bildiğim kadarıyla Sergomil ithal bir ürün üstelikte bakır biraz fazla miktarda. biz UBYİ olarak ucuz, yerel, doğal ve kimyasal olmayann ürünleri kullanmayı tercih ediyoruz.
Oğuz Karsan
14-01-2011, 21:54
Merhaba.
Sn. omer.tuncer,
On yılda sadece iki kez layıkıyla toplayıp, sulubaskı sıktırabildim. Tadı damağımda kaldı. Kontinü bana suni gibiymiş geliyor. Hatta zeytinleri sarmısak sıkacağıyla tek tek sıkmayı bile düşündüm.
Tabi hepsini değil.Kontinü daha hijyenik olsa da, tadı aynı olmuyor. Bir de kontinüden sonra biraz beklemek gerekiyor. Onu da sevmiyorum. Haklısınız bu sene galiba geçti.
Saygılar
ayazkentli
15-01-2011, 12:38
ZEYTİNLİKLERİN ÖLÜM FERMANI:
http://www.aksam.com.tr/zeytinliklerin-olum-fermani--12077h.html
Oğuz Karsan
16-01-2011, 12:16
Merhaba.
Toplanmış zeytin alıp sıktırsanız ; eğer doğal değil kimyasallar ile yüklü ise aynı para değildir. Sağlığın ölçüsü ise hiç değildir.
Sn. Halil Önen
Düşüncelerinize % 100 katılıyorum. Ne var ki Edremit Körfezindeki durum hakikaten kötü. Şu anda Asit altı yağ 5.5TL gibi bir fiyatta. Tariş alımlara yetmiyor. Tabi tüccar da bu durumdan faydalanmaya çalışıyor.
Topladığı yağı 3 ay sonra en az 10 TL'ye piyasaya sürecektir.
Köylünün elinde düz arazide Zeytinlik kalmadı denecek kadar az. Bayırları toplamak hem zahmetli hem masraflı. Yol kenarı ve Kazdağının eteklerinde sürekli bir yapılaşma var. Devamlı yazıyorum ama yetkililer göz yumuyor. Akçay ile Altınoluk arasında hem asırlık hem de tarihi Ağaçlar var. Birkaç sene içinde diğerleri gibi onları da kesip yazlık yapacaklar.
Tapusunu alamayanlar zaten Zeytinliklerini gözden çıkardılar. Budama ve bakım yapan pek yok. Geçen yıl bir sürü ağaç kuruma tehlikesi atlattı. Bakalım bu yıl ne getirecek?
Saygılar
Ömer Bey;
Dediğiniz ürünü de araştıracağım. Teşekkürler.
Behlül BAYDAR
omer.tuncer
17-01-2011, 16:41
Sn. Halil Önen
Düşüncelerinize % 100 katılıyorum. Ne var ki Edremit Körfezindeki durum hakikaten kötü. Şu anda Asit altı yağ 5.5TL gibi bir fiyatta. Tariş alımlara yetmiyor. Tabi tüccar da bu durumdan faydalanmaya çalışıyor.
Topladığı yağı 3 ay sonra en az 10 TL'ye piyasaya sürecektir.
Saygılar
Bundan şunu çıkarıyoruz tariş ve marmara birlikle iş olmuyor yerel kooperatif kurmaya çalışmalıyız. sanırım kooperatiflerde tesis kurmaya hibe destekleride var. o zaman tüccar tek tek garibanı değil kooperatifi muhatap alacak veya kooperatif kendi pazarlıyacak aradaki kazancı üretici palaşacak.
köylü çok kötü bir durumda ürünü para etmiyor, ürünün fiyatı bir kaç tüccarın ağzına bakıyor
çiftçiden iki,üç liraya alınan zeytin marketlerde sekiz,on liraya satılıyor çiftçiden çok aracılar kazanıyor işin cefasını üretici olan köylü çiftçi çekiyor, kazancını diğerleri kazanıyor bu gidişe görede bu düzen pek değişeceğe benzemiyor .
en garip olanıda böyle haksız bir durumla karşı karşıya olan çiftçi hiç bir birlik dernek vs. oluşumuna yönelmiyor inşallah köylümüz birlik olma yolunda başarılı olur.
Merhaba Arkadaslar,
Geyikli (Canakkale) yakinlarindaki zeytin bahcemde dikili 4 yasindaki Gemlik fidanlarimi (5500 adet), Gemlik fidani budamasindan (sekil budamasi) anlayan bir ekibe Mart ayinda budatmak istiyorum. Boyle bir ekibi taniyan forum uyesi arkadasim varsa bilgi verebilirse minettar olurum.
Saygilar
Zeytinlibahçe
30-01-2011, 19:31
Sn Oakcan
Yenişakranlı Deli Bekir (lakabı bu şekilde başka türlü bulamassınız)
Bölük kahvesi :0232 6288475
Arkadaşlar merhaba,
Ben Burdur'da yaşıyorum. 3 yıl önce bahçeli bir eve taşındığımızda 2 zeytin fidanı dikmiştim. Gemlik türü olan bu zeytinler geçen yıl yarım kilogram kadar zeytin verdi. Siyah zeytin olarak kurdum, hoşuma gitmedi.
Ben sofralık yeşil zeytin olarak Burdur'da hangi türü yetiştirmeliyim ?
Evim göle yakın, dikeceğim yer korunaklı, toprak kireçli, sulayacağım su 7-8 Fransız sertliği civarında olacak. Cevabınıza teşekkürler.
bulentaltay
01-02-2011, 10:10
Merhaba.
Sn. omer.tuncer,
On yılda sadece iki kez layıkıyla toplayıp, sulubaskı sıktırabildim. Tadı damağımda kaldı. Kontinü bana suni gibiymiş geliyor. Hatta zeytinleri sarmısak sıkacağıyla tek tek sıkmayı bile düşündüm.
Tabi hepsini değil.Kontinü daha hijyenik olsa da, tadı aynı olmuyor. Bir de kontinüden sonra biraz beklemek gerekiyor. Onu da sevmiyorum. Haklısınız bu sene galiba geçti.
Saygılar
selamlar,
Kontinue sistem 2 fazlı çalışan makinemiz ile bu sene zeytinin tamamını 25-30 c sıcakılıkta sıktık, Halil beyin söylediği gibi anlamlı bir verim kaybımız olmadığı gibi dip zeytini hariç tüm ürün <1 asit çıktı, geçen hafta İtalyan bir tadım uzmanı yağımıza tam not verdi ve fabrikanın fotoğraflarını çekip İtalyan sektör dergisinde yayınlama sözü verdi....çıkan yağ filtre edilmez ise bulanık görünür, rengin berraklaşması için yağ içine kaçan zeytin posasının (pirina) dibe çökmesi için beklemek gerekir..sanırım kontinüden sonra beklemek gerek sözünden kastınız bu..Beklemek istemez iseniz basit bir filtrasyon, sorunu çözer..Hatta son günlerde bazı ünlü firmalar filtre edilmemiş yağları daha yüksek fiyatla pazarlamaktalar..ama bilinmeli ki yağ içinde kalan posa peroksit oluşumunu hızlandırmakta...depo öncesi filtrasyonda oksidasyonu provake eder....Özetle, bakımları-temizliği düzenli ve özenli yapılan ekolojik sistem ( 2 fazlı) kontinu sistemde 27 derecede sıkılan yağ taş baskıyı aratmaz, kaldıki ben pekçok taş baskı sistemde kaynar suyun hamura boca edildiğini gördüm ki facia...Yağın 4 düşmanı vardır sırasıyla > 27 derece sıcakılık, ultraviole (güneş),oksijen ile temas ve nem...bunlara özen gösterirsek ülkemiz bu konuda lider olur inanın...
Halil Önen
02-02-2011, 10:07
selamlar,
..............Hatta son günlerde bazı ünlü firmalar filtre edilmemiş yağları daha yüksek fiyatla pazarlamaktalar..ama bilinmeli ki yağ içinde kalan posa peroksit oluşumunu hızlandırmakta...depo öncesi filtrasyonda oksidasyonu provake eder....Özetle, bakımları-temizliği düzenli ve özenli yapılan ekolojik sistem ( 2 fazlı) kontinu sistemde 27 derecede sıkılan yağ taş baskıyı aratmaz, kaldıki ben pekçok taş baskı sistemde kaynar suyun hamura boca edildiğini gördüm ki facia...Yağın 4 düşmanı vardır sırasıyla > 27 derece sıcakılık, ultraviole (güneş),oksijen ile temas ve nem...bunlara özen gösterirsek ülkemiz bu konuda lider olur inanın...
Bülent bey,
doğru söylüyorsunuz. Organik yetiştiricilik adı altında tüketicinin kurtlu meyve sebzelerle olduğu gibi; filtre edilmemiş zeytin yağı ile de _yüksek fiyatla_ tüketici, son dönemlerde kandırılmaktadır. Güzel bilgiler vermişsiniz, teşekkürler.
Halil Önen
02-02-2011, 10:46
Arkadaşlar merhaba,
Ben Burdur'da yaşıyorum. 3 yıl önce bahçeli bir eve taşındığımızda 2 zeytin fidanı dikmiştim. Gemlik türü olan bu zeytinler geçen yıl yarım kilogram kadar zeytin verdi. Siyah zeytin olarak kurdum, hoşuma gitmedi.
Ben sofralık yeşil zeytin olarak Burdur'da hangi türü yetiştirmeliyim ?
Evim göle yakın, dikeceğim yer korunaklı, toprak kireçli, sulayacağım su 7-8 Fransız sertliği civarında olacak. Cevabınıza teşekkürler.
En güzeli Burdur bölgesi iklimine uyum sağlamış yerli bir çeşit düşünülmeli ve özellikle Burdur'un Buca kasabası yöresinde _ Akdeniz ikliminin ulaştığı_ yetişen bir çeşidi denemek.
Dikim alanının göle yakın ve korunaklı oluşu her çeşit zeytin için _ ki gemlik yetişmiş_ uygun habitat oluşturur.
Siz yeşil sofralık zeytin istiyorsunuz. Kırmalık olarak da güzel olan '' çekişteyi'' memeli çeşidini deneyebilirsiniz.
Tüm zeytin çeşitlerine _7 C ile _ 12 C arsında soğuk vurur, önce ince uc dalları ve daha kalın dallar çatlar ve kurur, ama bu şartlarda bile zeytin ağacı ölmez. Tekrar sürgünler verir. Bu tekrarlanır ve verim alınamaz. Birkaç yıllık ılıman giden hava şartları onu aldatır ve bizi de umutlandırır.
Bence bodur zeytin _ zaten bir tane olacak_ :) de deneyebilirsiniz. Toprak isteği pek olmayan, soğuğa bir iki derece daha dayanıklı, yağ kalitesi iyi, sofralık olarak da kullanılan erken verime yatan bir çeşit, çeşitlilik getirir.:)
Saygılar
Halil Bey özelden de yazdım, cevabınıza teşekkürler :)
emekli olduk, inşallah burhaniye yerleşeceğiz arazime hurma zeytin,domat ve eşek zeytini fidanları dikmek istiyorum .nasıl temin edebilirim
Gokhan Sahin
14-02-2011, 12:38
Merhaba,
Denizli'de zeytin tarımı için tarla arayışı içindeyim. Zaman zaman içinde özellikle gemlik türü zeytin fidanı dikilmiş tarlalara denk geliyorum. Ancak benim niyetim yağlık zeytin tarımı yapmak. Bu konuda Denizli'ye uygun hangi türü dikmeliyim. Ayvalık veya memecik türü fidanlar uygun olur mu?
Oğuz Karsan
16-02-2011, 16:31
Merhaba.
selamlar,
Kontinue sistem 2 fazlı çalışan makinemiz ile bu sene zeytinin tamamını 25-30 c sıcakılıkta sıktık, Halil beyin söylediği gibi anlamlı bir verim kaybımız olmadığı gibi dip zeytini hariç tüm ürün <1 asit çıktı, geçen hafta İtalyan bir tadım uzmanı yağımıza tam not verdi ve fabrikanın fotoğraflarını çekip İtalyan sektör dergisinde yayınlama sözü verdi....çıkan yağ filtre edilmez ise bulanık görünür, rengin berraklaşması için yağ içine kaçan zeytin posasının (pirina) dibe çökmesi için beklemek gerekir..sanırım kontinüden sonra beklemek gerek sözünden kastınız bu..Beklemek istemez iseniz basit bir filtrasyon, sorunu çözer..Hatta son günlerde bazı ünlü firmalar filtre edilmemiş yağları daha yüksek fiyatla pazarlamaktalar..ama bilinmeli ki yağ içinde kalan posa peroksit oluşumunu hızlandırmakta...depo öncesi filtrasyonda oksidasyonu provake eder....Özetle, bakımları-temizliği düzenli ve özenli yapılan ekolojik sistem ( 2 fazlı) kontinu sistemde 27 derecede sıkılan yağ taş baskıyı aratmaz, kaldıki ben pekçok taş baskı sistemde kaynar suyun hamura boca edildiğini gördüm ki facia...Yağın 4 düşmanı vardır sırasıyla > 27 derece sıcakılık, ultraviole (güneş),oksijen ile temas ve nem...bunlara özen gösterirsek ülkemiz bu konuda lider olur inanın...
Sn. bulentaltay,
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür derim. Bir dahaki sene eğer yeterli ürünüm olursa, zeytin sıkımı konusunda, sizden yardım isteyebilir miyim?
Saygılar
ayazkentli
18-02-2011, 15:22
17 sivil toplum örgütü taradı, 41 zeytinyağı raftan indirildi.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/17053616.asp?gid=373
bulentaltay
23-02-2011, 07:55
Merhaba.
Sn. bulentaltay,
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür derim. Bir dahaki sene eğer yeterli ürünüm olursa, zeytin sıkımı konusunda, sizden yardım isteyebilir miyim?
Saygılar
oğuz bey merhaba,
Elbette, ne zaman arzu ederseniz her konuda yardıma hazırım, eğer yakında iseniz fabrikamızı ziyarete bekleriz..(oliva zeytinyağı fabrikası söke, Aydın) ihtiyacınız olduğunda özelden telefonumu yazabilirim...
bulentaltay
23-02-2011, 08:35
17 sivil toplum örgütü taradı, 41 zeytinyağı raftan indirildi.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/17053616.asp?gid=373
Selamlar,
Çok önemli bir konuyu foruma taşımışsınız, teşekkürler..ülkemizde gıda sektöründe pekçok alanda olduğu gibi zeytinyağında da sahtekarlık ileri boyutlarda inanın....içerisinde doğal olarak vitamin ve fenol bileşikleri bulunduran tek yağ, naturel sızma zeytinyağıdır, diğer tüm yağlar (ayçiçek vs) ve rafine zeytinyağları içerisinde gliserol (yağın ana bileşeni) dışında yararlı birşey yoktur çünkü bu yağlar fabirkalarda çeşitli ısıl ve kimyasal işlemler ile muamele edilerek yenebilir hale gelen yağlardır...gelelim işin üçkağıt kısmına..bugün büyük market raflarındaki pekçok ünlü marka kilosu 7.5 TL ye paketlenmiş, sızma zeytinyağı olduğunu iddia ettiği zeytinyağını rafına koymuş durumda (genellikle fason üretim yağlar)...bu yağların tamamına yakını içerisine rafine ya da pamuk-fındık vs yağı karıştırışmış yani tağşişli ürünlerdir..gazete haberindeki araştırma bunu bilimsel olarak ispat eden ülkemiz insanı için çok yararlı bir çalışmadır...benzeri bir çalışma geçen sene ABD'de de yapılmıştı..Tanıdıklarınızı uyarın ucuz zeytinyağı, sızma zeytinyağı olamaz !!! etikette yazan bilgiler ile içindeki ürün aynı olmayabilir marka ne kadar ünlü olursa olsun...gerçek sızma zeytinyağını bir kere tadan farkı kolayca anlar zaten...maddi menfaatlerin insan onurunu çiğnemediği bir ülke umuduyla...
Oğuz Karsan
07-03-2011, 12:06
Merhaba.
Bundan şunu çıkarıyoruz tariş ve marmara birlikle iş olmuyor yerel kooperatif kurmaya çalışmalıyız. sanırım kooperatiflerde tesis kurmaya hibe destekleride var. o zaman tüccar tek tek garibanı değil kooperatifi muhatap alacak veya kooperatif kendi pazarlıyacak aradaki kazancı üretici palaşacak.
Sn. omer.tuncer,
Çok doğru demişsiniz. Ancak, Çanakkale Bayramiçte birkaç köyü biraraya getirip süt birliği kuralım diye düşündük, karşımıza bir sürü engel çıktı. Bürokratik engellerden daha zorlu olanı ise, birbirimize güvenemeyen bir yapımız var. Kimse kooperatif ortağı olacak komşusuna güvenmiyor. Hatta 65 haneli köyde 30 hane diğerlerine dargın.
Saygılar.
omer.tuncer
07-03-2011, 12:32
Dargın olmayanlarla kooperatifi kurun diğer katılmayanlar kazancı görünce geleceklerdir. Üstelik güvenip güvenmemek gibi bir lüks yok herkez hissesi kadar sorumludur. Zaten tarım politikaları nın tam olmaması ve yetersiz, vasıfsız sorumlu kimselerin bazı ilişkilerden dolayı başa getirilmesi bizi bu duruma getirmedimi.
Zeytin agaci
08-03-2011, 17:08
Merhaba Mine Hanim
20/30 yaslarinda verimsiz/kalitesiz zeytin agaclari asilama yoluyla verimli/kaliteli hale gelir mi? Agac basina asilama ortalama (tahminen) ne kadar tutar? Asilama sonrasi verim alinmasi kac sene sürer?
Saygilarimla
Mine Pakkaner
13-03-2011, 09:04
Başlıkta son hafta konuşulan solgunluk problemi zeytin hastalıkları başlığına taşınmıştır.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=5276&page=14
Mine Pakkaner
13-03-2011, 09:12
Merhaba Mine Hanim
20/30 yaslarinda verimsiz/kalitesiz zeytin agaclari asilama yoluyla verimli/kaliteli hale gelir mi? Agac basina asilama ortalama (tahminen) ne kadar tutar? Asilama sonrasi verim alinmasi kac sene sürer?
Saygilarimla
Başka çeşide çevirdiğinizde verim düşüklüğünü etkileyen faktörleri ortadan kaldırmayacaksanız sonuçta değişiklik beklememelisiniz. Aşılama sonrası verim almanız da uzun sürer. Çünkü 20-30 yaşında ağacı çevirmek için aynı anda radikal budamalar yapmak gerekebilir. Verim almanız da yine gelişmelerine ve sizin bakımınıza göre değişir.
Önce yaprak ve toprak analizine göre bir besleme, budama, sulama ve çırpmadan hasat etmek yöntemlerini deneseniz? Gerekiyorsa bahçeyi bir anda değil parça parça çevirirsiniz.
Ancak dediğim gibi verim düşüklüğünün ana sebebi kültürel eksikliklerdir.
Aşıcı ücretlerini bilmiyorum. Ancak çevirme aşısını tutturmak iççin ehil bir el gerekir.
Selam arkadaşlar,
siteye yeni üye oldum, sizlere bir merhaba demek istedim.
Zeytinci
14-03-2011, 20:52
20/30 yaslarinda verimsiz/kalitesiz zeytin agaclari asilama yoluyla verimli/kaliteli hale gelir mi?
Saygilarimla
Sn.Zeytin ağacı,
Mine hanıma sormuşsunuz. İlaveten birkaç tecrübemi aktarayayım.
Verimli ve kaliteli hale gelir.
1-Verim;
- zeytin çeşidi
- bölgenize uyumlu olması,
- bakım şartları,
ile alakalıdır.
2-Ürün alabilmek için en az 5 yılı gözden çıkarmanız gerekir.
3-Bu işi zamana yaymanınızı öneririm. Şöyle ki;
Genç dalların bir kısmını tercihen 3 veya 4 daldan birini bu yıl kesip aşılayın. Tercihen toprağa yakın (ya da uzak) Mevcut çeşidin diğer dallarından ürün almaya devam edersiniz. Bu arada aşınız büyür gelişir. Gelecek yıl diğer dalı aşılarsın.
4-Aşılamayı kendin yapabilirsin. Aşıcıya dikkat et, sen de yaparsın. Unutma yaşama ensıkı sarılan meyveli ağaçlardan biridir Zeytin.
serkanhoca
16-03-2011, 21:46
-Selamlar Saygılar-
Sizlere bir konuda daha danışmak ihtiyacı duydum. Her ne kadar gerekli tahliller, iklim vb. özellikler önemli olsa da, fikirlerinizi almak istedim.
Ova olarak geçen bazı yerlerinde taban suyu yakın olarak duran, dört tarafı hendeklerle çevrili Manisa'da bulunan bahçeme 6X7 mesafe ile gemlik ve edremit zeytini dikmiştim. Çoğunluğun dediği gibi taban arazilerde zeytin verimi iyi olmaz dese de, onların yeişl olarak kalmaları bana yetiyor. Gelişimleri de güzel.
Şimdi aralarına başka meyveler de dikmek istiyorum. Hangi meyve ağaçlarını önerirsiniz?
Zeytinlerle aynı hizaya mı dikeyim yoksa zeytinlerin ortalarına mı dikeyim? (Zardaki 5 sayısında ki gibi mi olsun yoksa 6 sayısı gibi ?)
savagegarden
20-03-2011, 09:01
selamlar.eğer yeniden zeytin ağacı dikecek olsanız hangi cinsi dikmek isterdiniz?ben akhisardayım heryer trilye doluyor gibi!!ancak bizim bu bölgede böyle,yeni dikim yapayı düşündüğüm 6+14 dönüm yerim var,siz olsanız ne önerirsiniz?edremit mi trilyemi?yetişme süresi,verimi,zorluğu ve ilerde getireceği gelir açısından hangisi sizce uygun?cevap veren olursa çok sevinirim.
Halil Önen
20-03-2011, 22:08
-Selamlar Saygılar-
Sizlere bir konuda daha danışmak ihtiyacı duydum. Her ne kadar gerekli tahliller, iklim vb. özellikler önemli olsa da, fikirlerinizi almak istedim.
Ova olarak geçen bazı yerlerinde taban suyu yakın olarak duran, dört tarafı hendeklerle çevrili Manisa'da bulunan bahçeme 6X7 mesafe ile gemlik ve edremit zeytini dikmiştim. Çoğunluğun dediği gibi taban arazilerde zeytin verimi iyi olmaz dese de, onların yeişl olarak kalmaları bana yetiyor. Gelişimleri de güzel.
Şimdi aralarına başka meyveler de dikmek istiyorum. Hangi meyve ağaçlarını önerirsiniz?
Zeytinlerle aynı hizaya mı dikeyim yoksa zeytinlerin ortalarına mı dikeyim? (Zardaki 5 sayısında ki gibi mi olsun yoksa 6 sayısı gibi ?)
Sn. serkanhoca,
ben olsam zardaki 5 sayısındaki gibi dikerdim. Düşeş gibi değil., dübeş gibi:)
Daha çok mesafe kazanırsınız.
Şöyle ki...
6x7=42
6x7=42
+_____
....84 ... aradaki mesafe hipotenüsü mü deniyor; 8.4 m (gibi)dir. Yani dik üçgenin uzun kenarının ortası.
Bu durumda tarlanızı traktörle işleyecekseniz çapraz işlemeniz gerekecek, traktör dönüyorsa sorun yoktur.
Zeytinlerin arasına her türlü meyveyi dikebilirsiniz benim gibi.:) Hem zeytinleriniz daha leziz olur.
Gemliklerin arasına bodur kiraz, erik, elma ve trabzon hurması, armut, nar;
ayvalıkların arasına şeftali, kayası, badem, mandalina, portakal çeşitleri dikerdim.. ( zaten öyle yaptım);)
Kolay gelsin
Halil Önen
20-03-2011, 22:21
selamlar.eğer yeniden zeytin ağacı dikecek olsanız hangi cinsi dikmek isterdiniz?ben akhisardayım heryer trilye doluyor gibi!!ancak bizim bu bölgede böyle,yeni dikim yapayı düşündüğüm 6+14 dönüm yerim var,siz olsanız ne önerirsiniz?edremit mi trilyemi?yetişme süresi,verimi,zorluğu ve ilerde getireceği gelir açısından hangisi sizce uygun?cevap veren olursa çok sevinirim.
''Yeniden zeytin ağacı dikecek olsaydınız hangi cinsi ( çeşidi olacaktı, cins olmaz) dikmek isterdiniz'' sorunun doğru yanıtı.... Hiçbiridir.
Çünkü aynı meyve ağacı hatta ötesinde sebze bile aynı yere dikilmez. Mübadele şarttır.
savagegarden
20-03-2011, 22:41
Halil bey haklısınız cins değil çeşit olmalıydı:(( ama neden yanıt olarak hiçbiri dediniz?Tekrar zeytin ağacı dikmek istemezmiydiniz?
Yağlık için; Bodur Zeytin Arbequina I-18
Google ile bulabileceğiniz bir siteden alıntı bilgileri aşağıya kopyaladım. ;
BODUR ZEYTİN ARBEQUINA I-18®
NASIL KARAR VERECEĞİZ?
Yıllık 500-600 ml. Yağışınız var (Adana’nın yıllık yağış miktarı 650 mm’dir), ancak suyunuz yok ise 1,35x7m sistemiyle dikim yapabilirsiniz.
Yüksek yoğunluklu (bodur) yetiştiricilikte sulama sistemi mutlaka olmalıdır 1,35x4m aralıklarla dikim yapılmalıdır.
Eğer daha az suyunuz varsa 5x5 m. Yoğunluklu (standart) yetiştiricilik yapabilirsiniz
Bodur zeytin yetiştiriciliğinde ilk yatırım maliyeti biraz yüksektir. Ancak uzun vadede daha avantajlıdır. Eğer finansman probleminiz yoksa hemen başlayabilirsiniz
ARBEQUINA I-18®’ ‘in AVANTAJLARI
Arbequina I-18 hem yoğunluklu (40-50 bitki/da) hem de yüksek yoğunluklu (150-250 bitki/da) yetiştiricilik için uygun YAĞLIK ÇEŞİTTİR.
Sofralık çeşitlerin %99’u büyük yapılıdır ve sık dikime uygun değildir.
Zeytininin önemli hastalıklarından biri olan Verticillum’a en dayanıklı çeşit Arbequina’dır
ARBEQUINA I-18®’ makineli hasata uygun bir çeşittir.10 da alanı 1.5 saatte hasat edebilirsiniz. Makinenin 1 saatlik kira bedeli 150 €’dur. Meyveler hiç zarar görmeden hast edildiği için yağ asitliği yüksek olmuyor.
Bir işçi çıplak elle hasatta günde 200-250 kg, manuel aletler kullanarak 500-700 kg toplayabiliyor. Ancak meyveler zarar gördüğü ve toprakla temas ettiği için elde edilen yağın asitliği çok yüksek oluyor.
Zeytin hasat zamanı çok önemlidir, erken hasat yapıldığında yağ oranınız çok düşük olacaktır, geç hasat yaptığınızda meyvelerin çoğu yere dökülecek ve fermentasyon başladığı için yağ kaliteniz düşecektir, makineli hasat sayesinde meyvenizi optimum koşullarda topladığınız için verim ve kaliteniz yüksek olacaktır.
ARBEQUINA I-18®’ tozlayıcıya ihtiyacı yoktur kendine verimlidir.
Çok verimli bir çeşittir. Bu çeşitle bodur yetiştiricilik yapılırken en önemli konu yeterli miktarda suya sahip olmak ve ağacın formunu kontrol altında tutma yani budamadır. Ağacın yüksekliği makinanın rahat çalışabilmesi için max. 2.5 metre olmalıdır.
Zeytin sineği ile mücadele kolay ve ucuzdur.
Dünyanın bir çok yerinde denemeleri yapılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır.
Bodur yetiştiricilik yapan insanlar mutlu çünkü yaptıkları yatırımın geriye dönüşü çok hızlı olur.
Bodur zeytin (yüksek yoğunluklu) yetiştiriciliğinde 2. yaştan itibaren verim başlar ve 4. yılda ekonomik verime ulaşır. İspanya’da optimum koşullarda alınan ortalama verim 1,5-2 ton’dur.
Yıllık üretim maliyetinde en fazla gider budamaya yapılmaktadır. Bu sistemde ilk yıllarda mekanik budama denenmiş ancak bir sonraki yıl verimin çok düştüğü saptanmış ve budamanın kesinlikle elle yapılması gerektiğine karar verilmiştir.
omer.tuncer
20-03-2011, 23:43
(Bir işçi çıplak elle hasatta günde 200-250 kg, manuel aletler kullanarak 500-700 kg toplayabiliyor. Ancak meyveler zarar gördüğü ve toprakla temas ettiği için elde edilen yağın asitliği çok yüksek oluyor.)?
Sayın AÇakıcı uyguladınızmı 200 kg zeytin ne kadar yapıyor biliyormusunuz. değil arbequina ben 2 kişi ile tirilyadan 200 kg toplayamıyorum. Arbequina çeşidi gibi sap kopması zor olan bir zeytinde dikinde görün internette yazması kolay.
ben de google'ın yalancısıyım :)
Ömer bey,
Siz bu zeytin çeşidini gördünüz galiba,
bu çeşit hiç mi yenilmez? sofralık olarak tüketilemez mi?
Halil Önen
21-03-2011, 01:03
Halil bey haklısınız cins değil çeşit olmalıydı:(( ama neden yanıt olarak hiçbiri dediniz?Tekrar zeytin ağacı dikmek istemezmiydiniz?
Mecbur değilsem aynı ağaçtan aynı tarlaya tekrar dikmem.
Eğer dikeceksem _yani mecbur kalırsam_kök çukurlarına kireç dökerdim. Dikimde ise mutlaka nogal kullanırdım.
Bunu denedin mi derseniz; hayır denemedim. Şeftali vb. meyve ağaçlarında kazdılar ve tekrar diktiler kök hastalıklarına yakalandı, olmadı.
Zeytin ölümsüz ağaçtır. Meyve ağaçları gibi ömrü kısa değildir.
Neden zeytin kazılmıştır ve yerine tekrar zeytin dikilecektir...
Zeytin kazılıp tekrar zeytin dikildiğini yeni duyuyorum, yaşlı ise gençleştirme yapılırdı.
Sorun solgunluksa hiç dikilmemeli.
Meyve ağaçlarından yola çıkarak _ ki düz mantıktır belki_ ben olsam tekrar zeytin dikmem... Riski göze almam... Denerseniz biz de öğrenmiş oluruz.:)
Halil Önen
21-03-2011, 01:17
ben de google'ın yalancısıyım :)
Ömer bey,
Siz bu zeytin çeşidini gördünüz galiba,
bu çeşit hiç mi yenilmez? sofralık olarak tüketilemez mi?
Yenilir...:))
İspanya' nın katalonya bölgesine _ bir barselona taraftarıyımdır_ gittiğinizde bir yemek haneye ilk olarak önünüze bu zeytinden bir tabak içinde getirirler, yemek öncesi aperatif gibisinden..
Yağ kalitesi olarak ABD de birinciliği vardır.
Hiçbir zeytin toplanırken taneler toprakla temas etmemeli bu _ her çeşit zeytin içindir_ zeytin yağının asitikliği yüksek olur.
Sap kopmasının zorluğu erkenci olması _ ki ayvalık da erken toplanırsa zor kopar_ yeşil hasat edilmesindendir. Bunu bir başka avantajı vardır ki, yerden dip zeytin toplamazsın.:)
omer.tuncer
21-03-2011, 01:29
ben de google'ın yalancısıyım :)
Ömer bey,
Siz bu zeytin çeşidini gördünüz galiba,
bu çeşit hiç mi yenilmez? sofralık olarak tüketilemez mi?
Halil beyin hediyesi 2 adet verime gelmemiş fidanım var. deniyeceğiz. 1-2 yıla kadar deneyimlerimizi size daha iyi aktaracağız.
serkanhoca
21-03-2011, 12:42
Sayın Halil Önen verdiğiniz bilgi (zardaki sayı) için teşekkürler...
Bodur Zeytin Arbequina I-18 fidanı vermek isteyen olursa ben de tarlamda denemek isterim.
omer.tuncer
21-03-2011, 15:45
Sayın Halil Önen verdiğiniz bilgi (zardaki sayı) için teşekkürler...
Bodur Zeytin Arbequina I-18 fidanı vermek isteyen olursa ben de tarlamda denemek isterim.
verim alırsak çoğaltırız neden olmasın.
serkanhoca
21-03-2011, 16:12
Abi (ömer tuncer) tarlayı kimden aldın, eski sahibini tanıyor musun?
Çıkartamadım senin tarlanı.
omer.tuncer
21-03-2011, 17:55
armağanlardan erol lakabını bilmem. galiba senin hanımda oralıymış
hatipali74
21-03-2011, 20:23
selamlar.eğer yeniden zeytin ağacı dikecek olsanız hangi cinsi dikmek isterdiniz?ben akhisardayım heryer trilye doluyor gibi!!ancak bizim bu bölgede böyle,yeni dikim yapayı düşündüğüm 6+14 dönüm yerim var,siz olsanız ne önerirsiniz?edremit mi trilyemi?yetişme süresi,verimi,zorluğu ve ilerde getireceği gelir açısından hangisi sizce uygun?cevap veren olursa çok sevinirim.
Ben Domat cinsi diktim.:p
serkanhoca
21-03-2011, 20:35
evet hanım oradan, senin blogda başlığı görünce şaşırdı(Armağanlar Günlüğü) ve korkarım ben de oralı oluyorum gibi.
Zeytinci
22-03-2011, 19:38
Sn. Savagegarden,
Domat çeşidi sizin yöreye uygun.
Alternatif önerim, Ak delice. Yani yabani zeytin. Yağ oranı yüksek olamasa da kaliteli. Sık dikim ve bodur yetişmeye uygun. Verimli. Dayanıklı. Kültür çeşidi değil. Bunlar gözlemim. Türkiyede ilk olur.
Fark yaratırsın.
savagegarden
23-03-2011, 23:30
sağolun sanırım bir kısmını domat bir kısmını trilye ekicem:))
savagegarden
26-03-2011, 13:26
selamlar.2 sorum olacak. ilki küçük tarlalarda çapa makinası işe yarıyormu?3-5 dönüm.bir arkadaş makinanın %50 sini devlet hibe ediyor dedi,araştıracam.
2.sorum:zirrat mühendis arkadaşım 5-6 dönüm yerinde 4,5*2,5 metre den trilye dikimi yapacağını,fazla büyütmeden bodur tarzda büyütüp 3-4 yılda ürüne başlatacağını söylüyor.sizce nasıl bir tarz bu?olabilirmi,deneyen varmı?bana 4,5*2,5 çok dar geldi.saygılar
seyyah53
26-03-2011, 20:40
İzmir dolaylarından bir abi var..ismi lazım değil pek sevmiyor öyle ön planda olmayı...
birgün dedimki abi ben öyle hazır fidan almak istemiyorum herşeyi ya tohumdan **** çelikten üretmek istiyorum bana zeytin çeliği gönderirmisin..?
bu kadar...daha mevzusu geçmedi ..aradan geçti iki ay bir baktım kargo kapımda...
güzel çelikleri hazırlamış yanınada ülkemizde pek bulunmayan bir zeytin çeşidi daha eklemiş(eşantiyon)...üstüne üstelik birde kargo parasını o vermiş...
aynı benim lisedeki arkadaşım,edebiyat öğretmenim, öğretmen olmasına karşın 'proleteryayım' diyordu zaten ilk ondan duymuştum bu kelimeyi...bu abi de öyle diyor...demekki bunların hepsi böyle...
iş te bu bahsi geçen çelikler ahanda aşağıda...
hertürlü yoruma düşünceye sonuna kadar açıktır...bana bişey öğretecekse hakarete bile razıyım...:)
saygılarımla
Halil Önen
26-03-2011, 22:54
...
birgün dedimki abi ben öyle hazır fidan almak istemiyorum herşeyi ya tohumdan ya da ;) çelikten üretmek istiyorum bana zeytin çeliği gönderirmisin..?
... ..aradan geçti iki ay...
aynı benim lisedeki arkadaşım,edebiyat öğretmenim, öğretmen olmasına karşın 'proleteryayım' diyordu zaten ilk ondan duymuştum bu kelimeyi...bu abi de öyle diyor...demekki bunların hepsi böyle...
hertürlü yoruma düşünceye sonuna kadar açıktır...bana bişey öğretecekse hakarete bile razıyım...:)
saygılarımla
Teşekkür ederim, böyle baktığın için...:)
İki ay gecikmesinin nedeni çeliklerin _ özellikle asma çeliklerinin_ baharla beraber uyanması içindi. Onlara iyi bakacağını biliyorum. :)
Böyle giderse elinde çok zengin çeşitler olacak gibi kim bilir bende sizden isterim sonra. Çalışkanlığına ve merakına hayranım. Ayrıca Sevgi ile öğrenilenler unutulmayanlardır.
Zeytin çeşidi saksıda yetişmeye ve bol meyve vermeye çok uygun. Artık sen ne yapacağını biliyorsun. ;)
Kolay gelsin.
serkanhoca
27-03-2011, 06:19
Bende aynı şekildeki gibi köklendirmek üzere çeşitli meyvelerden (zeytin,dut,kayısı,şeftali,armut,erik) çelikler alıp iba ile bir ay önce uyguladım. Toplam 100 kadar var. Sitede anlatılanlardan yararlandığım kadaarıyla, yalancı uyanmaların ve patlamaların olduğu söylendiği için şu an bekleme aşamasındayım. İnşallah kök salmaya başlarlar. Sonuçları buradan paylaşırım, özellikle zeytinleri merak ediyoum.
seyyah53
27-03-2011, 09:53
Teşekkür ederim, böyle baktığın için...:)
İki ay gecikmesinin nedeni çeliklerin _ özellikle asma çeliklerinin_ baharla beraber uyanması içindi. Onlara iyi bakacağını biliyorum. :)
Böyle giderse elinde çok zengin çeşitler olacak gibi kim bilir bende sizden isterim sonra. Çalışkanlığına ve merakına hayranım. Ayrıca Sevgi ile öğrenilenler unutulmayanlardır.
Zeytin çeşidi saksıda yetişmeye ve bol meyve vermeye çok uygun. Artık sen ne yapacağını biliyorsun. ;)
Kolay gelsin.
Asıl ben teşekkür ederim Halil Abi...Bunları senin gibi bir önder çiftçiden duymak daha güzel...
Merhaba,
Artvin Butko zeytini bulamayacağıma kesin olarak emin olduktan sonra;
bodur zeytin dikmeye karar verdim.
5-6 aydır işsizim ve kısıtlı bir bütçem var.
Bu nedenle nakliye fiyatlarını düşürmek ve yolda oluşacak hasarları önlemek için;
Çanakkale Lapseki'ye yakın bir yerden bodur zeytin fidanı almak istiyorum.
Fiyat uygun olursa 150 adet Arbequina I-18 bodur zeytin fidanı alabilirim.
Fidanları nereden alabilirim, fiyatları nedir? bir bilginiz var mı?
Zeytinci
27-03-2011, 20:32
Asıl ben teşekkür ederim Halil Abi...Bunları senin gibi bir önder çiftçiden duymak daha güzel...
Sn. Seyyah 53,
Çeliklerdeki yapraklar için Halil ağabeyine danış.
Kannatim odur ki yapraklar çeliğe su kaybettirir. Ben olsam yaprak diplerindeki gözlere zarar vermeden yaprakları keserim. Çelikler dikildikten sonra oynatılmamalı/kıpırdatılmamalı. Bir süre güneşe çıkarma, zira sıcaklar geliyor.
Söylediklerimi Halil ağabeyin onaylarsa yap. Ben söyledim diye değil.
Başarılar.
seyyah53
27-03-2011, 20:43
Sn. Seyyah 53,
Çeliklerdeki yapraklar için Halil ağabeyine danış.
Kannatim odur ki yapraklar çeliğe su kaybettirir. Ben olsam yaprak diplerindeki gözlere zarar vermeden yaprakları keserim. Çelikler dikildikten sonra oynatılmamalı/kıpırdatılmamalı. Bir süre güneşe çıkarma, zira sıcaklar geliyor.
Söylediklerimi Halil ağabeyin onaylarsa yap. Ben söyledim diye değil.
Başarılar.
Sağolun Sayın Zeytinci...
Zaten forumda ne kadar sayfa varsa okuyor bunu da okuyacaktır...
Yapraklarda bende kararsız kaldım ama zaten dikerken yarıdan fazlasını kopardım...
Seranın içindeler kalın örtü var üzerlerinde olmazssa örtünün üstünü birde siyah bir şeyle örteyim...
Ortalama tutma belirtisi ne zaman görülür ?...
Halil Önen
27-03-2011, 21:33
Sn. Seyyah 53,
Çeliklerdeki yapraklar için Halil ağabeyine danış.
Kannatim odur ki yapraklar çeliğe su kaybettirir. Ben olsam yaprak diplerindeki gözlere zarar vermeden yaprakları keserim. Çelikler dikildikten sonra oynatılmamalı/kıpırdatılmamalı. Bir süre güneşe çıkarma, zira sıcaklar geliyor.
Söylediklerimi Halil ağabeyin onaylarsa yap. Ben söyledim diye değil.
Başarılar.
Buna topu taca atmak denir, hem de maçın ortasında..:)
İnanın hiç çelikten zeytin yetiştirmedim. Seyyah, sizi de bu yüzden sıkı sıkı takip ediyorum.
Bende çelikten yetiştirmeye çalışacağım. Sizlerden öğrenerek.
Seyyaha özenip 5 asma çeliği köklendirmeye aldım, biz hep toprağa dikerdik.
Yukarıdaki bilgilerin doğru olduğunu söyledi bilen bir dostum. Zeytin, çelikten zor köklenen mutlaka köklendirci ve perlit kullanmak gerekiyormuş. Buna rağmen tutma oranı her zaman farklı olurmuş. Bazen az bazen çok tutarmış.
......
Seyyah sizin başarınız bize ışık tutacak ancak Sn.zeytinci de bu köklendirme işini biliyor gibi geliyor bana...:p
MeyveliTepe
27-03-2011, 21:53
Çelikten köklendirme çeşide göre çok değişiyor. Söz gelimi, trilye iyi kökleniyor, bizim buralardaki karamürsel-su da iyi kökleniyor (%60-70 gibi) ama samanlı çok zor kökleniyor (%15). İba +naa uygulanıp bol perlitli (klino da olur) torf karışımında, ya da altına üstüne klino döşenmiş özel tabletlerde (ben öyle yapıyorum) ılık ve nemli çelik köklendirme kaplarında, ilk 3-4 hafta her gün çeliklere su fısfıslayarak iyi sonuç alınıyor.
Çelikler sera ortamında bir sene hiç dokunulmadan kalacaklar. Bir sene sonra köklenenler kökler dağıtılmadan (tablet bunun için iyi) uygun saksıya alınabilir.
15 santim kadar kesilen çeliklerin üst tarafında 2-3 yaprak olması, köklenene kadar yapraktan nem alması için gerekli. Zaten çeliklerin tuttuğu da bu yapraklardan izleniyor (6 ay sonra).
Her sene bir kaba 20-30 samanlı çeliği dikiyorum. 3-4 tane kalıyor :)
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.