View Full Version : Zeytin (Olea)
Sayfalar :
1
2
3
4
[
5]
6
7
8
9
10
Melih Bakırlıoğlu
18-08-2009, 15:56
Zeytinde sulama zamanını ve suyu kesme zamanını tespit etmek,dolayısı ile enerjiden tasarruf edebilmek için tansiyometre gibi bir alet arıyorum.Ankara toprak ve su araştırma enstitüsünde var ama fiyatı yüksek geliyor.
Zeytin için kullanacağım tansiyometreyi toprağa kaç santim batırmalıyım.
Sulamaya başlama ve bitirme değerleri ne olmalıdır.
Daha önce böyle bir uygulama yapan arkadaşlar var ise bilgilerini paylaşırlar ise sevinirim.hoşçakalın.
Zeytin Tarihi
Eski Yunanistan'dan bir zeytinyağı şişesi Zeytin ağacına ilişkin mevcut en eski veri Ege Denizi'ndeki Santorini Adası'nda yapılan arkeolojik çalışmalarda ortaya çıkarılan 39.000 yıllık zeytin yaprağı fosilleridir. Kuzey Afrika'daki Sahra bölgesinde gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalarda ise M.Ö. 12.000'e ait zeytin ağacı bulgularına rastlandı. İlk zeytin hasadının ne zaman ve hangi uygarlık tarafından yapıldığıysa bilinmemektedir. Tarih, zeytinyağı üretimine ilişkin en belirgin izlerin Akdeniz'in tam ortasındaki Girit Medeniyeti'ne, M.Ö. 4500 yıllarına dek uzandığını göstermektedir.
İnsanlık tarihinde önemli yeri olan bir "zeytin dalı" çizimiZeytinyağı kültürünün Akdeniz'deki diğer kavimlere yayılmasında en önemli rolü Giritliler oynamıştır; hem de yaklaşık 3000 yıl boyunca. Güçlü ticaret filolarına sahip olan Giritliler'in gerçekleştirdiği zeytinyağı ticaretinin günümüzdeki en canlı tanıkları, Knossos ve Faistos saraylarının yıkıntıları arasında bulunan 2 metrelik zeytinyağı küpleridir. "Pithoi" denilen bu dev küplerle beraber bulunan tabletlerde ise o günkü zeytinyağı ticaretinin nerelere yapıldığını ve zeytinyağının nerelerde üretildiğine dair bilgiler yer almaktadır. Aslında zeytinyağı kültüründe Anadolu, coğrafya olarak hep vardır; ama ön planda görünen Ege'nin karşı yakasıdır. Bunun sebebi, Homeros'un Batı Medeniyeti'ndeki tartışmasız ağırlığından ötürü zeytinyağı kültürünün merkezine sürekli olarak Antik Yunan'ın yerleştirilmesidir. Helen Medeniyeti'nin sadece Ege'nin karşı kıyısını değil Anadolu coğrafyasını da kapsadığı unutulur. Milet'in, Efes'in, Foça'nın, Klazomenai'nin (Urla), Erythrai'nin, Assos'un Anadolu'da olduğu ihmal edilir.
Üretimi
Zeytinyağı eldesi öncesi zeytinler
Zeytin ağacı (Olea europea) narin bir ağaçtır. Ağır ve zahmetli büyümesine karşın oldukça uzun ömürlüdür. Bir zeytin ağacının ortalama ömrü 300-400 yıldır, ancak 3 bin yaşında zeytin ağaçlarına da rastlanmıştır. Bu nedenle zeytin ağacının adı mitoloji ve botanikte "ölümsüz ağaç"tır. Derinlere uzayan kökleri sayesinde kalkerli, çakıllı, taşlı ve kurak topraklarda yetiştirilmeye elverişli olan zeytin ağacı için en verimli ortam yazları sıcak, kışları ise ılıman geçen iklimlerdir. Çünkü zeytin ağacı ışığı, güneşi ve 15° C üstündeki sıcaklığı sever. Yıllık ortalama 220 mm yağış zeytin ağacının verimli bir şekilde büyümesi için yeterlidir. Zeytin ağacı genellikle rakımı düşük coğrafyalarda yetişir. Ancak denizden 1000 metre yükseklikte de zeytin tarımı yapılabilmektedir. Çalı görünümündeki zeytin ağacının yapraklarının üst yüzü koyu, alt yüzü ise gümüş rengindedir. Yapraklar mükemmel bir düzen içinde dalın iki tarafından karşılıklı olarak çıkar. Ortalama 40 - 50 cm. genişliğindeki gövde çürümeye karşı çok dayanaklıdır. Ağaç yaşlanınca yamrulardan gelişen yeni uçlar gövdeyi tazeler. Ortalama boyu 4 - 10 m olan zeytin ağacı bir yıl bol, bir yıl az ürün verir. Çiçek verme mevsimi kuzey yarım kürede Nisan - Haziran ayları arasındadır. Yeşil zeytinler Ağustos ayı sonundan Kasım ayı başına kadar olan süre içinde olgunlaşır.
Zeytin hasatında toplama şekilleri binlerce yıldan bu yana neredeyse hiç değişmemiş, asırlar boyunca elle toplama ya da silkme yöntemi kullanılmıştır. Bir de, yere düşmüş zeytin meyvelerini toplama yöntemi vardır. Hasat, Kasım ile Mart ayları arasında yapılır. Ancak genel yöntem silkmedir. Elle toplamada, sağma veya taraklama yöntemi, yerden toplamada ise merdane veya fırça kullanılır. Günümüzde zeytin hasadında makineden de (sarsma ve yerdeki meyveleri emici ekipmanlarla toplama) yararlanılmaktadır. Uygulamada en fazla emek gerektiren yöntem, elle toplamadır. Saatte en fazla 9-10 kilogram zeytinin toplandığı bu yöntem, meyve sağlam ise en iyi kalitede zeytinyağı üretilmesini sağlar Zeytinyağı kültüründe, binlerce yıldan bu yana değişmeyen başka bir gelenek de zeytinden yağ çıkarma yöntemidir. Bunun nedeni zeytinyağının, zeytinlerin soğuk presten geçirilmesiyle elde edilmesi ve hiçbir kimyasal işleme gerek duymadan yenilebilmesidir. İşte bu yüzden, bugün hâlâ Ortadoğu'da rastlanan zeytin üretme yöntemiyle, yaklaşık 6 bin yıl önceki zeytinyağı elde etme yöntemi arasında hiç fark yoktur: Zeytinler ezilerek hamur haline getirilir. Daha sonra bu hamur sıkılır veya presten geçirilir. En sonunda ise yağ, zeytin meyvesinin suyundan (karasu) ayrıştırılır. 19. yüzyılın başında ise teknolojinin gelişmesiyle hidrolik pres makinelerine geçildi. Bugün hidrolik pres makinelerinin yanı sıra, zeytin hamuruna hiç pres uygulamadan merkezkaç kuvvetiyle zeytinyağı elde etmeyi sağlayan makineler de kullanılıyor. Bunların içinde de en yaygını "kontinü sistemi". Kontinü sisteme, tam otomatik sistem denir. Önce zeytinler türlerine göre ayrılır. Huni adlı çukura dökülen zeytinler makine sistemiyle yapraklardan temizlenir ve kırıcıda ezilip kırılır (makine, üçbin devirle çekirdeği unufak eder). Buradan çıkan hamur, karıştırma yoğurmadan sonra su verilir, posa ve şırası ayrıştırılır. Şıradan da yağ ve karasu ayrıştırılıp, yağ filtre tankına alınır, son tortuları ayıklanıp dinlenme tankına bırakılır. Buradan natürel yağ güğümlere, teneke ve şişelere doldurulur. Yağdan geriye kalan prina tekrar öğütülüp sabun yapmada kullanılır. Prina posasına pelet denir ve yakacak, yakıt olarak kullanılır. Kaliteli zeytinyağı elde etmek için: Zeytinlerin, hasattan sonra mümkün olan en kısa süre içinde işlenmesi gerekir. Çünkü zeytin bekletilirse fermante olur, bu ise zeytinyağının kalitesinin düşmesine yol açar. Ancak, zeytinin "bol" olduğu dönemlerde, bekletilme mecburiyeti de doğabilir. Bu durumda işlemeden bekletilen zeytinler, genellikle 20-30 santim yüksekliğindeki yığınlar şeklinde, iyi havalandırılmış ve serin depolarda saklanır. Natürel zeytinyağı kaliteli olması için şu işlemlerden geçirilir: Zeytin zamanında toplanır, fazla bekletilmeden yağhanede iyice temizlenir, en uygun kaplarda dinlendirilir, serin ve karanlıkta korunur. 4 çeşit kalite zeytinyağı vardır: Sızma (kusursuz), natürel (hafif kusurlu), natürel birinci (hafif kusurlu), lampant (kusurlu). Zeytinyağında renk, koku, tat değerlendirmesi yapan uzmanlar vardır. Uzmanlar yağın organoleptikini şu parametrelere göre belirler: taze, yakıcı, acı, meyvamsı, tatlı, kekremsi veya küflü, rutubetli, sirkemsi, ekşi, çamurlu, metalik, yanık, karasu, tuzlu, minder, kurtlu, salatalık.
Türleri
Tarım Bakanlığı'nın belirlediği ölçülere göre beş tür zeytinyağı vardır:
Naturel zeytinyağları: Zeytin ağacı meyvesinden doğal niteliklerinde değişikliğe neden olmayacak bir ısıl ortamda, sadece yıkama, sızdırma, santrifüj ve filtrasyon işlemleri gibi mekanik veya fiziksel işlemler uygulanarak elde edilen, berrak, yeşilden sarıya değişebilen renkte, kendine özgü tat ve kokuda olan doğal halinde gıda olarak tüketilebilen yağlardır.Natürel Zeytinyağı,tabiatın bize sunduğu en kaliteli besinlerden birisidir. Renginin tonu, üretim yerine göre değişir. Endülüs natürel zeytinyağlarının rengi sarıya bakarken, Akhisar ve Ayvalık'ta yeşil hakimdir. Natürel zeytinyağı düşük oranda doymuş yağ asidi, oleik asit, E A, D, K vitaminleri içermektedir. Cilt, saç, kemik sağlığında ve sindirimde yararlıdır. Kandaki kolestrolü azaltır, damar tıkanıklığı ve yüksek tansiyonu engeller. Mideyi ülsere karşı korur, hazmı kolaylaştırır. Safra taşını önler.
Organik zeytinyağı: Organik **** bir başka ifade ile ekolojik zeytinyağları, hiç bir kimyasal gübre, tarım ilacı kullanılmadan yetiştirilen üründür. Aynı zamanda zeytin bahçeleri fabrikalardan ve otoyollardan uzaktadır.
Naturel sızma zeytinyağı: Serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her 100 gramda 0,8 gramdan fazla olmayan yağlardır.
Naturel birinci zeytinyağı: Serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gramda 2.0 gramdan fazla olmayan yağlardır.
Naturel ikinci zeytinyağı: Serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gramda 3.3 gramdan fazla olmayan yağlardır.
Rafine zeytinyağı: Zeytin ham yağının doğal trigliserid yapısında değişikliğe yol açmayan metodlarla rafine edilmeleri sonucu elde edilen, sarının değişik tonlarında rengi olan, kendine özgü tat ve kokuda bir yağdır. Serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gramda 0.3 gramdan fazla olmamalıdır. Rafine yağ, ince, yemeklik yağdır. Temizleme işlemi damıtma, nötralizasyon, ağartma, deodorizasyon işlemleridir. Bunun natürelle harmanlanmasından yemeklik tipler (riviera ve A tipi)üretilir.
Riviera zeytinyağı: Rafine zeytinyağı ile gıda olarak doğrudan tüketilebilecek naturel zeytinyağları karışımından oluşan, yeşilden sarıya değişen renkte, kendine özgü tat ve kokuda bir yağdır. Serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gramda l.5 gramdan fazla olmamalıdır. Yemek ve kızartmada kullanılır.
Rafine prina yağı: Ham prina yağının doğal trigliserid yapısında değişikliğe yol açmayan metodlarla rafine edilmeleri sonucu elde edilen, rengi açık sarıdan kahverengi sarıya kadar değişebilen bir yağdır. Rafine prina yağı olduğu gibi veya naturel zeytinyağları ile karıştırılarak tüketime sunulabilir. Serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gramda 0.3 gramdan fazla olmamalıdır.
Karma prina yağı: Doğrudan gıda olarak tüketilebilecek naturel zeytinyağları ile yemeklik rafine prina yağı karışımından oluşan bir yağdır. Bu yağların duyusal özellikleri karışımda kullanılan yağların duyusal özellikleri arasında değişir.Serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her 100 gramda 1.5 gramdan fazla olmamalıdır.
Asit oranları
Çanakkale bölgesinde zeytinyağı üretimi yapan köylüler arasında asit yerine Dizem kullanılır. Örneğin 0,8 Asit olarak bilinen sızma zeytinyağı köylüler arasında 8 Dizem olarak geçer. Kısaca 1/10 Asit 1 Dizeme karşılık gelmektedir. Kaliteli natürel zeytinyağı üretiminde birçok ideal koşulun bir arada bulunması gerekir. Zeytinyağının tadını ve kalitesini, yöre ikliminden toprağın verimine, zeytinin toplanma şeklinden kullanılan gübreye ve mekanik ezme makinelerinin özelliklerine kadar her şey belirler. Riviera tipi zeytinyağında ise kalite, üretim tesisinin rafinasyon teknolojisi, natürel zeytinyağının yüzdesi ve niteliğiyle doğru orantılıdır. Üretilen zeytinyağının kalitesini belirlemek ise bambaşka bir uzmanlık alanıdır. Natürel zeytinyağında kalite dendiğinde, iki faktör önem taşır. Birincisi, kimyasal analizlerle ölçülebilen asit oranıdır. İkinci faktör ise lezzet ve kokuyu tespit etme ve ölçmedir. Tadım uzmanları tarafından gerçekleştirilen bu işleme "degüstasyon" adı verilir. Tadım uzmanlarının birikimine bağlı olarak gerçekleştirilen degüstasyon, zeytinyağına vurulan kalite damgasının en önemli aşamasıdır. Türkiye bulunduğu coğrafi konum ve sahip olduğu Akdeniz iklimi özellikleriyle İtalya, İspanya, Yunanistan ve Tunus gibi diğer Akdeniz ülkeleriyle birlikte dünyanın önde gelen zeytin ve zeytinyağı üreticilerindendir. Üretime gelince dane zeytin yoğunluklu olarak Akhisar, Aydın, İzmir, Balıkesir'de yapılıyor. Ortalama 100 Milyon olan zeytin ağacı sayısı da gün geçtikçe de artmakta. Devlet İstatistikleri Enstitüsü araştırmalarına göre, Türkiye'de üretilen zeytinlerin 68'i yağ üretimine ve 28'ide sofrada kullanılmak üzere yetiştiriliyor. Zeytinin ürününü 2 senede bir verdiği düşünülürse, verim alınan senede ortalama 150.000, az ürün verdiği senede elde edilen zeytinlerden ortalama 70,000 ton zeytinyağı üretilmektedir. Ortalama 850 zeytinyağı fabrikasıyla Türkiye dünyada zeytinyağı üretiminde 5. sırada yer alıyor. Dünyada 7.5 milyon alan üzerinde mevcut toplam 800 milyon adet zeytin ağacının yüzde 98'i Akdeniz havzasında bulunmaktadır. Dünya zeytinyağı üretiminin ise 95'i Akdeniz ülkelerinde yapılmaktadır.
Yapılışı
Zeytinyağı için zeytin sıkılır, hamuru çıkarılır, şırası elde edilir. Şırada su ve yağ karışıktır. Yağ, su ve tortudan ayrıştırılır. Sıkma için havan, dibek, ezme havuzu, tokmak, ayakla ezme, merdane, patos, delip, yuvgu, değirmentaşı, torku, falaka, pres, kontinü adlarıyla sistemler geliştirilmiştir. Bazı yörelerde elle sıkmadan suyağı, suzeyti; ayakla sıkmadan ayakyağı denilen saf zeytinyağı hala üretilmektedir. Çuvalda sıkılmayı beklerken kendiliğinden akan yağa burunyağı, gözyağı denir. Bez çuvala kese, kazana dağar, kazan karıştırmaya yarayan kabak kepçeye çomça, şaraphaneye sıkanak, teknelere innaz denir. Basit sıkmada siyah zeytinde 20 kilodan 4 kilo saf yağ çıkar. Basit usulde, Ekim-Aralık ayında zeytin toplanır, dal ve yapraklardan çamur ve topraktan temizlenir, çuvala konur, hortumla yıkanıp temizlenir. Çuvaldaki zeytin bir zemin üzerinde ağaç tokmakla kırılır, iki gün bekletilir, sonra ayakla ezilir, bir defa kuru sonra suyla ezilir ve yalaka şırası çıkartılır. Üste çıkan yağ kepçeyle alınır kazana konur, dinlendirilir. Tortusu dibe çöker, bundan sabun yapılır, üstteki temiz yağ kaplara doldurulur. Dağ köylerinde karayağhanelerde mengene (cırcır) ile sıkılır. Yağhaneye tasirhane, masara da denir. Zeytin sineğinden hastılıklı olan zeytinden çıkarılan yağa kıymalı yağ denir. Lodos ve poyrazda yapılan sıkma, yağ asidini yükseltir.
Saklanması
Zeytinyağı ışık, sıcak, hava, zaman faktörlerinden etkilenir. Alırken ve saklarken, kapalı ve ışıksız yerde korunmalıdır. Serin bir yerde durmalıdır. Buzdolabına konulmaz. Cam ve koyu renkli olan şişeler tercih edilmelidir. Hava almamalıdır. Zeytinyağı bekledikçe bozulur. Sızma tipi salatalar ve cacıkta, natürel tip kızartmalar ve yemeklerde kullanılır. Kızartmalarda birkaç kere aynı yağ kullanılabilir.
Kullanımı
Zeytinyağı, %75 oranında oleik asit gliseritleri taşır. A, E vitaminleri ve az miktarda fitoserol maddesi bünyesinde bulunur. Zeytinyağı, sabahları aç karnına 1-2 çorba kaşığı alındığında yumuşatıcı ve yatıştırıcı olarak etki yapar. Özellikle bağırsak hareketlerini düzenleyici ve safra söktürücü etkisi vardır. Safra kesesi tıkanıklığında ya da taş varlığında halk arasında sabahları aç karnına 50-100 gr. alınır ve tedaviye 1 hafta devam edilir.
Haldun Keskin
zeynep çam
26-08-2009, 17:29
sn.tekin bu ay zeytin için ne yapılmalı
zeynep çam
26-08-2009, 17:31
bu ay zeytin için ne yapılmalı
bu ay zeytin için ne yapılmalı
sn. zenep çam sorunuzun cevabını yollamıştım mesajlarınızı kontrol edin iyi günler.
bu ay zeytin için ne yapılmalı
zeytinleriniz daha küçük yaşta şuan için yapabileceğiniz ilk uygulama yeni filizlerin zararlılar tarafından yok edilmemesi için yapılması gerekli mücadeledir.Bunun dışında ise zeytinlerinizi bol bol sulayın Gaziantep'de suya baya bi ihtiyacları olacak.iyi günler.
Melih Bakırlıoğlu
27-08-2009, 14:29
Akhisar'da kabuklu bit ilaçlamasına başladık.İlaçla beraber yapraktan gübreleme yapıyoruz.Sulama imkanınız var ise toprağın tavına göre sulama yapabilirsiniz.
Tarlanız biraz otlu gibi yaylı kultüvatör(çapa) işliyor ise bir kat, yok işlemiyor ise dıskaro ile fazla derin olmamak şartıyla sürmenizi tavsiye edebilirim.
Halil Önen
27-08-2009, 23:33
Akhisar'da kabuklu bit ilaçlamasına başladık.İlaçla beraber yapraktan gübreleme yapıyoruz..
Sn.Melih Bakırcıoğlu,
Zeytin kabuklu bitine karşı ne tür ilaçlar kullanıyorsunuz?
Beraber kullandığınız gübre hakkında bilgi verebilir misiniz?
Saygılar
Melih Bakırlıoğlu
28-08-2009, 13:20
Kabuklu bit için bu sefer hektaşın ''HEKTHİON 65 EM'' sinini kullandım.
Yaptırdığım tahlile göre,ilçe tarımdaki arkadaşlar ile;2t ilaçlama için:
*5 kg üre
*5 kg mkp
*10 kg potasyum nitrat(kristal)
*0,5 kg fetrilon combi 2
*0,6 lt yayıcı-yapıştırıcı
karışımını ilaç ile beraber akşam-sabah arası rüzgar müsaade ettiği kadar atmaya çalışıyoruz.
Tahlil sonuçlarına göre atılmasında fayda var.Hoşçakalın.
ne dersiniz sivas ın karasal sert ikliminde zeytin yetiştirebilirmiyim?
hemen hayır demeyin geçen seneye kadar çok güzel 3 adet şeftali ağacım vardı ve harika meyveleri vardı ancak geçen sene kışın sert geçmesi ve topraktaki don seviyesinnin 80 - 90 cm lere inmesi 3 ağacımı da kuruttu
şimdi yeniden başladım o maceraya bakalım ne olacak ancak zeytin de olabilir gibime geliyor? ne dersiniz şansım var mı?
Samsunlu55
11-09-2009, 20:52
Sn. Ozan Ulas;
Bir arkadaşımın babasının Erzincan'da evinin önüne incir ektiğini ve 3 yaşına kadar anca geldiğini duydum. Aynı şekilde Rize'de şeftali yetiştirmeye çalışan bir kişi 3 yaşından sonra ağaçlarını yaşatamamış. Zeytine gelirsek bizim burdaki zeytinlerde kışın kardan dallarında kırılmalar oluyor. Samsun'da böyle olursa Sivas'ta kaçınılmaz olur ve bunun yanında soğuklarada dayanamaz. Ben Samsun'da 500 metreden sonra hiç zeytine veya zeytin bahçesine raslamadım.
Saygılar...
MeyveliTepe
11-09-2009, 21:09
Zeytinin yaşama sınırı -7'dir. Bu ısının altında ölür
Teşekkürler
ellerinize sağlık arkadaşlar
Bahçemden bugün topladığım yaklaşık 3 kg kadar olan zeytini evde nasıl hazırlayabilirim.İlk meyveler ve ilk denememiz olacak.
syıldıran
15-10-2009, 08:49
Merhaba ,
Akülü zeytin hasad makinalarından kullanan arkadaşlar var ise tecrübelerinden faydalanmak istiyorum. Zeytin toplanmasında iyi sonuç veriyor mu? Yeşil veya siyah zeytin toplama farklım mı? Selamlar . .
Merhaba arkadaşlar
Resimde görülen zeytin ağacım 10 yaşında ve hiç bir şekilde budama yapılmadı.Çünki çevremde zeytini nasıl budayacağıma dair örnek alabileceğim bir zeytin ağacı yok.Daha doğrusu bu bölgede yok.Kısaca tarif edebilirseniz hem ben hemde zeytin ağacım çok mutlu olacak.Geçen sene çok daha iyi ürün vermesine rağmen bu sene ancak 3 kilo kadar ürün alabildim.
Not:Bu sene aşırı derecede çiçeklenme olmasına rağmen çiçeklerin çoğu döküldü.Bu konuda yapmam gereken ne olabilir acaba.
MeyveliTepe
23-10-2009, 17:53
İyi bir budamaya ihtiyacı var gibi.
[QUOTE=MeyveliTepe;515931]İyi bir budamaya ihtiyacı var gibi.[/QUOTN
Nasıl yapacağımı bir bilsem.En azından hangi dalları kesmeliyim.Ana gövde üzerinde çıkan sürgünleri kesmelimiyim.Gövdede kaç tane ana dal bırakmalıyım vb .. konularda acilen bilgiye ihtiyacım var.
MeyveliTepe
23-10-2009, 20:07
Nisan ayında budarsınız. Etrafta deneyimli bir zeytin budamacısı varsa yardım isteyiniz. Temelde yapılan, ağacın iç sıkışıklığını azaltmak, dışa doğru yayılmasını sağlamak olmalı. Sizin ağaç genç olduğu için gençleştirme budamasına gerek yok. Budandıktan sonra dümdüz uçmakta olan bir kuş dala çarpmadan ağacın içinden geçebilmeli derler :)
Etrafımda zeyin ağacı yokki nasıl budamacısı olsun.
Benim ağacın içine bir kuş girse değil karşıya geçmek yolu bile bulamaz sanırım.Demekki bizim ağaca onun için hiç kuş konmuyor.Bundan sonra bizim 10 yıllık zeytin ağacının yeni ismi kuşkonmaz olsun.
Sayın akcan67, sanırım burada (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=447404#post447404) ki başlığı okudunuz.
İnanın iyi okuyup ne dediğini anlayabilirseniz, sizinde bu budamayı yapamamanız için bir neden yok, başaracağınızdan eminim, kolay gelsin.
Sn Lilium
Okumaya başlasam iyi olcak sanırım.Teşekkürler
arkadaşlar malum kasım ayı geldi şuan zeytin ağacından zeytin yetiştirebilmem için ne yapmam gerektiğim konusunda bana yardımcı olacak acil konu ehli kişi aranmakta...ben bu konuda bir bilgiye sahip değilim ve nasıl zeytin yetiştirebileceğimi bilmiyorum.:(:(:(
Samsunlu55
28-10-2009, 20:02
Bir fidanlığa gidip al en kolay çözüm bu:) Alırken gemlik çeşidi almaya çalış bizim Karadeniz'e daha uyumlu gözüküyor.
:):) zaten sorunda burdaya karadenizde(karabük/safranbolu)fidanlıklarda satışı bile yok ama ürün yetişiyor.gözlerimle 2-3 yerde gördüm.iide bunu nasıl ağacından yetiştirebilirizi soruyorum.ama burada zeytinle ilgili toprak istekleri gibi genel bir bilgi verilmiş detaylı bilgide bu anlamda bulamıyorum.ehil kişiler aranmakta anlayacağın...
Halil Önen
06-11-2009, 19:15
Yeşil zeytinin hasatının, daha doğrusu tanenin olgunluğu nasıl anlaşılır?
İzmir yöreside havalar ılıman gidiyor.
Yeşil zeytinler toplandı ya da toplanıyor.
Halbuki babalarımızdan öğrendiğimiz; havalar soğuyacak, zeytin kırağı yiyecek, olgunlaşacak, yani tane sapı zayıflayacak ve toplaması kolaylaşacak şeklindeydi.
Tanenin olgunlaşmadan toplanması, yağın kalitesini nasıl etkiler?
Kg. başına düşen yağ oranını düşürür mü?
Bir yağ haneye (kontine mi deniyor?) zeytin götürüyorsun, 6 kg dan 1 kg. yağ alıyorsu, aynı tarla zeytinini bir başka yerde 4 kg yağ alıyorsun, bu kadar farkın sebebi ne olabilir.
Bu uc bir örnek olabilir belki, geçen yıl bir arkadaşımızın başına gelen; yine de aynı tarla zeytininde 1 kg. ın altında ya da üstünde fark çok rastlanıyor. Sebebi neler olabilir?
Saygılar
zeytin fidelerini diktim üzerinden yaz geçti pekte su istemediler daha küçükler 50 cm ama baya dalı ve yaprakları mevcut ayrıca aşılılar ne zaman zeytin alabilirim
Geçen Nisan ayında Karamürsel'de diktiğim fidanların, yaklaşık yarısında 3er 5er tane zeytin oldu, sizinkilerde de engeç gelecek sene olması lazım diye düşünüyorum. BU hafta toplamadım, haftaya gittiğimde toplyacağım , belki küçük bir kavanoz zeytin kurarım :p bir kahvaltılık kadar.
Güngör Salman
13-11-2009, 00:36
Tohumdan yetiştirdiğim zeytinim.
Melih Bakırlıoğlu
13-11-2009, 10:03
Halil Bey, yağmurlar bize tatil fırsatı verdiği için sitemi zi incelemeye başladım.
Büyüklerinizin söylediği doğrudur. O dönemlerde zeytinlere hep yağ gözü ile bakıldığından 15 kasımdan önce hasata başlanmazdı. BU olgun meyvenin suyunu salıp, yağlanma oranının yükselmesi ile ilgilidir.
Yeşil zeytinin yağ oranı daha düşüktür ama meyvemsi aroması daha yoğundur.İlk sıktırdığım domat zeytinlerinin yağ oranını siz hesaplayın. 724 kg zeytin sıkılmaya gitti, çıkan yağ 73 kg,alınan hak 8,7 kg elime geçen yağ 64,3 kg. yani 10 kg da 1 kg yağ almışım bu yağdanda fabrikaya %12 hak vermişim.
Edremit zeytinindende 8,82 kg da 1 kg yağ aldık ve %12 hak verdik.
Yeşil zeytini limon sarısı renge geldiğinde toplarsanız en makbulü bana göre odur. Büyük tarlalarda bu iş için dört beş defa ayni ağaca gitmek demektir ki, büyük külfettir.
Hoşçakalın.
cukurovalı
13-11-2009, 10:49
İlçe tarımda Ziraat Mühendisi abimize sorduk bizde, Mor renge dönsün yoksa yağ asidi yüksek olur lezzeti bozulur dedi.
Bizde önümüzdeki haftayı bekliyoruz.
Samsunlu55
14-11-2009, 21:56
Tohumdan yetiştirdiğim zeytinim.
Muhtemelen aşı yapmanız gerekecek.
Güngör Salman
14-11-2009, 22:55
Sayın Samsunlu55 teşekkürler bir büyüsün bakalım.
Samsunlu55
15-11-2009, 00:02
Ben 1 metre boyda zeytin ekmiştim aşı yerinin altından 1 karış sürgünler vermiş aşısızı çok kuvvetli gelişiyor.
Bir Bilene soruyorum;
İzmir'in Menderes İlçesinin Çile köyünde bahçem var. Tüm zeytinlerim GEMLİK cinsidir. Yaşları 1-7 arasındadır.
İki yıl önce yeni yeni zeytin verdi 4,5 kg dan 1 kğ yağ almıştım.
Geçen yıl yine ortalama aynı oranda yağ aldım.
Ancak bu yıl ortalama 8 kg dan 1 kg yağ aldım.
Diğer komşularım da ortalama 4.5 kg dan 1 kg yağ aldı.
Bunun sebebini anlayamadım. Bir bilen var ise lütfen aydınlatırmısınız. Teşekkür ederim.
Edremitte bulunan 72 ağaçlıklı zeytinliğimde hasat sonucu, yaklaşık 400 kg zeytinden 40 kg yağ elde ettim.Yağın kalitesinin 6 dizem olduğunu söylediler. Gelecek sene için zeytin ve yağ miktarını arttırmak için ne yapmalıyım ?
Fotoğraftaki zeytini bu gün alıp bahçeye diktim. Ancak köyden komşum bu kadar kavruk deliceden aşılı fidan iyi olmaz, daha genç deliceye aşılıları seç bir daha alacak olursan dedi. Halbuki ben ağaç ne kadar yaşlı ise o kadar erken meyve verir hesabı ile bunu özellikle seçmişdim.
Hep sorarak davranmak şart.
Halil Önen
22-11-2009, 01:07
Bir Bilene soruyorum;
İzmir'in Menderes İlçesinin Çile köyünde bahçem var. Tüm zeytinlerim GEMLİK cinsidir. Yaşları 1-7 arasındadır.
İki yıl önce yeni yeni zeytin verdi 4,5 kg dan 1 kğ yağ almıştım.
Geçen yıl yine ortalama aynı oranda yağ aldım.
Ancak bu yıl ortalama 8 kg dan 1 kg yağ aldım.
Diğer komşularım da ortalama 4.5 kg dan 1 kg yağ aldı.
Bunun sebebini anlayamadım. Bir bilen var ise lütfen aydınlatırmısınız. Teşekkür ederim.
Sn.efe-can,
bi defa ben bir bilen değilim, ama aday adayıyım. :p Aynı dertten muzdaripdik ve konseyi topladık olasılıkları sıraladık. Dersimizi çalıştık.
Sn. scuba 65 de sormuş; 400 kg. zeytinden den 40 kg. yağ almış. Ve sormuş.
Şimdi 3 bilinmeyenli bir denklem bu ve uzun yazacağım sizden başka kimse okumuyacak. Olsun varsın...
10 kg. zeytin den 1 kg. yağ alınıyorsa... (millet burada 3 kg dan alıyor.)
1_ Zeytin kurtlanmıştır, yere düşmüştür yani dip zeytinidir.
Kesinlikle ayrı yağı çıkartılmalı, sağlam zeytinlere karıştırılmamalı. Tane içinde galeri açan kurt, tanenin yumuşak dokusunu bozar. yağın kaçmasına sebeb olur, kaliteyi düşürür ve asit oranını yükseltir. Tane toprağa deymemelidir. Asit oranı 1 ya da 2 idealidir.
2_ Toprakta mineral (besin) eksikliği vardır.
Zeytin ağacının kökleri en çok 90 cm. derinliktedir. Kazık kök 1 m. yi biraz geçer. Eğer toprak fazla geçirgen ise toprağın içindeki mineraller 80 cm. nin altına düşer ve kökler iyi beslenemez, tanede yağ oranı düşer. Toprak tahlili yapıp hangi mineraller eksiki se giderilmelidir.
3_ Toprak derin sürülmüştür.
Zeytinin kökleri yüzeye yakın olduğu için derin ve köke yakın sürülemez. Saban besleyeci ince kökleri keser ağaç yeterli besini alamaz. Diyelim ki, 3 yıl sabanla derin sürdünüz hep derin sürülmelidir. 3 yıl sığ sürdünüz (çapa) ertesi yıl derin sürerseniz o yıl kılcal kökler kesilir ve ağaç beslenemez. Ne ile hangi derinlikte sürüyorsanız ömür boyu öyle sürülmelidir. Ayrıca zeytin çok sürülmez. Unutmayın dağlarda hiç sürülmeden zeytin ağaçları da güzel meyve verir.
4_ Yağ hanede, yüksek oranda yağ prinaya kaçmıştır.
Kontinenin (yağı çıkaran sistem) su sıcaklığı iyi ayarlanamazsa yüksek oranda yağ prinaya (posa) gider. Prina yani posa kuru ve sıcak olmalıdır. Eğer bacadan lapa lapa düşüyorsa yağ oranı yüksek demektir. Yağ oranı yüksek prina para yapar diğeri pek yapmaz. Prina da satılır. Otamatik son model kontinelerde yağ çıkartılmalıdır. Onlada yağ asitik oranı da düşük olur.
5_ Fabika sahibi hak' ını fazla almıştır.
Bazı fabrikalar hak olarak % 8..% 10..% 12..% 15 hak alır. Bu kadarı; Hakkı mıdır? Ne kadar hakkıdır, Hakkı'ya sormak gerek.
6_ Siz diyelim ki; 40 kg. dan 10 çuval zeytin teslim ettiniz ve gözlerinizin önünde çekildi, 400 kg. geldi. Ertesi gün gel yağını al dendi. Elinizde 400 kg. zeytin var. Tabii kağıtta öyle yazıyor. Yağ çıkacağı zaman 2 çuvalı unutuldu, başkasınınkine karıştı ne bileyim 2 cuval uçtu diyelim. Siz aslında 38 çuval zeytinden yağ aldınız. Olamaz mı? insanlık hali.
7_ Zeytin hasatı erken yapılmıştır.
Yukarıda Sn. Melih Bakırcıoğlunun dediği gibidir. Önemlidir, okuyalım lütfen.
8_ Çalınmıştır.
Olmaz olmaz demeyin, tecrübeyle sabittir. Hiç bir yağ hane sahibi bunu yapmak istemez. Bu kötü bir reklamdır. Adama fabrika kapattırır, dedikodusu bile kötüdür. Çalan olduysa sahibinin mutlaka haberi yoktur.
9_ Bazı zeytinlerin yağ oranı düşüktür, susuz kalmıştır, ancak 10 da 1 yine yüksektir. 8 de 1 normal olabilir.
10 da 1 yağ alıyorsanız yukarıdaki seçeneklerden 8. seçenek hariç _ çünkü bunda sınır yoktur_ mutlaka en az 2 ya da 3 olasılığın bir araya gelmesi gerekir.
Not: Bu yıl zeytin sineği çok yoğun oldu buralarda insanlar yemeklik bile yapamadılar. Kalite düştü, asit oranı 4 den 8 lere kadar çıktı. Tabii ilaç kulanmayanlar...
Merhabalar ;
Zeytin macerama Agustos 2007'de başlamıştım, 18 dönüm arazi alarak temizlemiş, Ayvalık yağlık cinsi ve 59 adet Gemlik cinsi olmak üzere toplam 600 ağaç dikmiştim. Olive Park konsepti adı altında arkadaş grubu oluşturmuş ve hedefler belirlemiştim. Bu aşamada yaptıklarımı sizlerle paylaşmıştım. Şimdi, arazide yaptırdığım taş evim bitti, İzmir'e tayinim çıktı, arada kızımla çiftlik evimize gidip kalıyor ve zeytinlikte zaman geçiriyoruz. Ağaçlarım neredeyse 2 metre yüksekliğe erişti; hem hacimlendi, hem boylandılar. Bu yıl biraz zeytin bile aldık (normalde çiçek döneminde çiçekleri dökmüş olmama rağmen), anladığım kadarı ile Edremit körfez ve arazinin yeri nedeni ile inanılmaz lezzette zeytin yapacak ağaçlar. Bu sene 5. si düzenlenen Ayvalık Hasat Şenliklerine de katıldık, çok elit bir tabaka vardı, bedava dağıtılan Ege, Girit, Akdeniz yemekleri ve deniz ürünlerinin tadını anlatamam. Çokça bilgi paylaşımında bulunduk. Kendime, bir otel içinde hizmet veren zeytin ürünleri sattığım bir dükkan açtım, işletiyoruz. Bu arada da marka olmak için alt yapı hazırlıklarımı tamamlıyorum. Yakında konsept olarak kendi zeytin yağımızı satmayı hedefliyoruz.
Ben amatör bir ruhla, birçok arkadaşın hayalini kurduğu bir işe kalkıştım ve 2,5 yılda bu noktadayım. Grup olarak toplam 200 dönüm arazimiz oldu. Birlikten kuvvet doğurduğumuza inanıyorum. Hayallerinizi benimle paylaşın, hem çocuklarımız hem ülkemiz için; tüketici konumdan üretici konuma geçelim. Bilinçli üreticiler olalım, emekliliğimizde oyalanacak ve bize gelir getirecek bir yaşam sahibi olalım. Özellikle bana sormak istediklerinizi elimden geldiğimce cevaplamak isterim. Yürüdüğüm yolu sizlerle paylaşmak isterim. Hepinize multluluklar dilerim.
Saygı İle.
Dr.Behlül BAYDAR
behlulbaydar@hotmail.com
Halil Önen
22-11-2009, 20:59
Fotoğraftaki zeytini bu gün alıp bahçeye diktim. Ancak köyden komşum bu kadar kavruk deliceden aşılı fidan iyi olmaz, daha genç deliceye aşılıları seç bir daha alacak olursan dedi. Halbuki ben ağaç ne kadar yaşlı ise o kadar erken meyve verir hesabı ile bunu özellikle seçmişdim.
Hep sorarak davranmak şart.
Sn. hosseda, ( şimdi sesli düşünüyorum)
'kavruk' tan ne anlamalıyız. Yani kabuğun yeşil olmaması mıdır?
Aşı tutmuşsa bunun önemi yoktur. Genç delicenin yeşil kabuğu iyi aşı tutar, doğrudur.
peki, yaşlı bir anaçtan erken verim alınır mı? Vallahi bilmiyorum. Ama beraber düşünelim.
Niçin delice anacı terçih edilir, yaşlı olanı iyimi dir?
Bence yaşlı olanı ve aşı tutanı iyidir. Neden?
Delice, tüpte dikilen zeytin fidanına göre su istemez. Kıt ve zor koşullarda yetişmiştir, bu yapısını sürdürür, onun için terçih edilir.
Peki yaşlı delice erken verim anlamına mı gelir.
Bence hayır.
Diyelim ki deliceye gemlik aşıladınız, 4 yıl sonra tam verim verecektir.
Ayvalık aşıladınız 6 yıl sonra tam verime geçecektir.
Hadi diyelim arbequena İ_18 (bodur. ispanyol) aşıladınız 3 yıl sonra tam ve üç katı zeytin verecektir.
Bence ( diyorum yanılıyorsam biri desin, olabilir mi) deliceye ne aşılarsanız, onun genleri ve süresi geçerlidir.
Kısaca yaşlı delice anacının terçih edilmesi erken verim değil, zor koşullarda erken kök salması, sürgünleri güçlü büyütmesi, susuzluğa dayanıklı olması, toprağın hemen üstünde turp yapması ve sıkı tutunması olmasıdır.
Yanılıyor muyum? (şu felsefeciler takıldığımdan beri böyle düşünür oldum, nedense.:p
Ayrıca, orman kanununun bilmem kaçıncı maddesinin fıkrasına göre, delice zeytinini doğadan kazmak, taşımak ve hatta olduğu yerde aşılamak yasakmış.
Saygılar efendim
Halil bey,
Bu sene yeni aldığım için tecrübesizim. Ağaçlarda oldukça az zeytin vardı (72 ağaçta 400 kg zeytin). Yeterli bakımın olmaması,mevsim değişimleri nedeniyle de verimin az olduğunu düşünmekteyim. Gelecek sene belirtiğiniz 2.,3. ve 7. maddelere ayrı bir önem vereceğim. Açıklamalarınız için teşekkür ederim Halil bey.
Zeytinci
25-11-2009, 17:05
Hep sorarak davranmak şart.
Sn. Hosseda,
Seçtiğiniz fidan güzel bonsai olur gibi duruyor. Gerçi Bonsai ile uğraşan arkadaşlar daha iyi bilir. Ayrıca dipten gelen sürgünler yabani delice gibi.
Bence sizin fidan çok güzel. Bu şekilde değerlendirin.
Hoşça kalın.
akkelebek
25-11-2009, 19:37
merhaba,
Biz de bu sene ilk zeytin hasatımızı yaptık, 300 kg zeytinden 50 kg yağ aldık... ben zeytinlerin yeterince toplanmadığına kanaat getirip son 2-3 gündür, zeytinleri çırpıp (kolum et kesmiş durumda), toplayıp (parmaklarım diken içinde, belimi de sivrisinekler haşat ettiler) bir kısmı üstüne basarak ezdiğim, bir kısmı erik büyüklüğündeyken bir kısmı küçük üzüm boyutundaki toplam zavallı 13 kiloyu Üzümlü'deki fabrikaya götürdük....
herkesin çuvallarıyla geldiği yerde biz 2 kova zeytinle yeterince komik durmamızın yanısıra zeytinleri tesliim alan adamcağıza 23 adet soruyla boğduktan sonra, "yazık şehirli" bunlar diye sanırım, 4 kg yağ verdiler bize, Allah razı olsun ....
ama bu esnada zeytin çırpma , toplama yöntemlerini ve dahi "aman bunlar miniciik, topla topla bitmez" diye yarısını es geçtiğim deli zeytinin 150 kilosundan anca bir teneke yağ çıkıp ama değerli bir yağ olduğunu öğrenmiş oldum..
zeytinyağın kilosu 6 TL den satılıyor, bana sorsalar 20 TL civarında olmalı, bütün bu badirelerden sonra :)
seneye ağaçların altına birşeyler germe tekniği geliştirip, yere değmeden düzgün toplamak istiyoruz, bu kadar zeytin memleketinde yaşayıp hiç böyle bir toplama tekniği görmediğime göre acaba denk mi gelmedim yoksa var mıdır bir yolu? maliyetinin çok olduğu söylenebilir ama zaten yarıcıya giden pay, fabrikaya giden pay da epey maliyetli oluyor...
Hoşçakalın, sevgiler hepinize..
Sayın Halil Önen,
Fidana kavruk dedim. Kartamış (kartlaşmış) ama büyüyememiş anlamında yazdım. Dağda susuz gübresiz yıllarca mücadele vermiş, ölmemiş ama ya Allah deyip serpilememiş bir ağaç olduğu her halinden belli. Ben onu pazarda gördüm ve hiç düşünmeden satın aldım. Syın Zeytinci'nin de yazdığı gibi bonsai olabilecek bir fidandı ama şu anda bahçede ait olduğu yere geri döndü. Aşağıdan gelen 2 adet sürgün muhafaza edilecek ( bu konuda ordinaryüs prof. kabul ettiğim, fidanı bahçeme diken yaşlı köylü komşumun talimatıdır), kavrulmuş kabuklarla sarılı gövde gelişmede engel teşkil edecek gibi olursa o sürgünlere ilerde aşı yapılacak.
Hoşçakalın.
Halil Önen
25-11-2009, 21:36
...zeytinleri çırpıp .....
sivrisinekler haşat ettiler) ...
..... deli zeytinin 150 kilosundan anca bir teneke yağ çıkıp ama değerli bir yağ olduğunu öğrenmiş oldum..
... bir toplama tekniği görmediğime göre ....
Sn. akkelebek hoşgeldiniz,
elinizde sopayla gelmişsiniz:) ve zeytin ağaçlarını oldukca eski bir teknik kullanarak (çırpma) hasat etmişsiniz. Yani onları zeytin verdiği için dövmüşsünüz. Belki de bir yerlerini kırmışsınızdır.
Artık yeni yıla daha az vereceklerdir.
Halbuki plastik taraklar manuel toplama için çok uygundur. Ayrıca ağaç sayısı çok ise bele bağlanan toplama makinaları var.
Deli zeytini anlamadım. Şu bizim dağlarda olan delice ise, onun yağı çok acı biliyorum. Buralarda diğer yağların içine azcık karıştırıyorlar. Belki başka bir delicedir sizinki. Ben tek başına yağı yenmez biliyorum.
Sorduğunuz 23 soru içinde delicelerle ilgili soru var mıydı?
Kışın göbeğine geldik hala sivrisinek var mı oralarda?
Zeytinci
26-11-2009, 08:19
Sn. Hosseda,
O gövde antika araba gibi. Karşısında keyif kahvesi içersiniz, ruhunuzu besler.
Ona meyve verecek diye umut bağlamayın. Ayrıca tahmin ettiğiniz gibi aşağıdan gelenlerin besinine ortak olur. Toprağa yakın olan her zaman hızlı gelişir.
Zeytin ağacını ölümsüz kılan da bu değil midir? Yukarısı eskise de dipten hep yeni sürgün gelir.;)
Zeytinci
26-11-2009, 08:32
Sn. Halil Önen,
Bazı deliceler çok özeldir. Yok yılında öyle bir mahsul verir ki bilinen çeşitleri geçer. Birlikte fotoğraf çektirmek istersiniz. Biz onu ak delice diye isimlendiririz.
Kimisi ondan sofralık zeytin yapar. Kimisi yağını başka yağa değişmez.
Aykırı lezzetlerin geleceğinin parlak olacağını hep hatırda tutmamız lazım. Yerli delice bahçesi mi kurmalı ne?:)
akkelebek
26-11-2009, 22:05
Sayın Halil Önen Bey,
malesef ağaç dallarını uçlarından bi miktar kırdım evet, şu an vicdan azabını yaşıyorum, seneye az verirler dediğiniz için.. şüphesiz adetsel anlamda az olmalarından ziyade ağaçlara zarar verdiğim için.. bizim buradaki köylüler bu teknikle topladılar hem bizimkileri hem çevremizdeki zeytinlikleri.. ben de onlardan görünce... :( bizim topu topu 15 ağacımız var aslında ama seneye bahsettiğiniz yöntemleri araştıracağım..
deli zeyin de muhtemelen sizlerin bahsettiği delice olmalı, küçük taneli siyah üzüme benziyor daha ziyade.. zeytinyağı fabrikasından sonra da sabun fabrikasına gittik (elimizdeki 4 kg zeytinyağıyla!) sabun yapımı için 50 kg getirmemizi söylediler, delicenin yağının kıymetli olduğunu orada öğrendik.. yemelik sevenleri olduğu gibi, asit oranı 0'a yakın olduğu için hem tadı güzel olur hem de sabun yapımı için çok değerlidir dedi. kilosu 25 TL civarında olurmuş..
canını çıkaramadığım son zeytinleri de bugün elimle toplayıp küçük bir kavanoza ısladım (50 tane civarı). zeytin görmemiş yeni köylü olduğum için hiçbirini ziyan etmeyeceğim buradan okuduğum tarifleri uygulayacağım ve acısı çıkana kadar yolculuk sırası arabada bizimle dolaşacaklar :p
sivrisinekler ise maalesef yaz öğlenlerinde göz kapağınızdan nasıl ısırabiliyorlarsa, şu anda da kot pantolonun üstünden bile şişleyebiliyorlar.. "sivrisineklerin faydası var mıdır? yoksa nasıl kurtulunur?" konulu bi konu açmak istiyorum ama hem yakışık almaz hem de daha yeni üyeyim atarlar beni, faideli bilgilerden mahrum kalırım diye korkuyorum..
Sn Halil Önen;
Verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkür ediyorum. Sıraladığınız seçenekleri değerlendirdim. Az çok bir fikir edindim.
Ben bahçede yaşadığım için elim sürekli ağaçların üzerinde. Zeytinlerimde hiç kurt vs vs yok. Üstelik elimle topluyorum. Toprakla temas hiç yok. Toplanması ile sıkılması arasındaki süre bir iki günü geçmiyor. Toplamadan önce sıra aldım. Götürdüm ve hemen sıkıldı.
Geçen yıllarda asit oranı 0.7 idi. Bu yıl 2 oldu. Orada sıkılan diğer zeytinlerin kayıtlarının yapıldığı deftere baktım. 5-14 arası çoğunlukta. 1-4 arası ise azınlıkta idi.
Ben zeytin ağacını 10 yıldır tanıyorum. Bahçemde 1- 8 yaşları arasında 130 civarında zeytin ağacı var. Bu yıl yaklaşık 20 ağaçtan 600 kg topladım. Eş dost için 200 kg kadarını sofralık zeytin yaptım.
Öğrenmeye çalışıyorum.
Saygılarımla
hatipali74
29-11-2009, 19:34
Bir tanıdığım, zeytin ağacına keçi gübresinin, koyun gübresinden daha faydalı olduğunu söyledi.Bilen arkadaşların fikirleri bu konuda nedir? Zeytin için keçi gübresi mi, koyun gübresi mi?
Halil Önen
30-11-2009, 10:14
[QUOTE=hatipali74;538693]..
keçi gübresi....
koyun gübresi ....[/QUOTE
Hangisi daha iyidir?
Koyun her türlü ot ile beslenir. Çim yer. Her türlü tohumlu tohumsuz otlarla beslenir.
Koyunun gübresi de yediklerini içerir ve her türlü ot gübreyle toprağa karışır ve tekrar yeşerir.
Yediklerinin besin değeri, yediği otların besin değeridir.
Keçi ot yemez. Genelde yemez, çok az yer ve her otu yemez, seçicidir. Ağaçların yapraklarını, genç sürgünlerini, çalı formundaki maki türü bitkileri, gevenlerin sürgünlerini ( deliceleri, çam fidanlarını, meşe v.b.) yer.
Keçinin tükettikleri koyuna göre daha iyidir. Besin değeri daha yüksektir onun için keçi sütü koyun sütüne göre daha iyi ve değerlidir.
Buradan yola çıkarsak; keçi gübresi ot yapmaz ve koyun gübresine göre daha iyidir. derim.
Zeytin hayvan gübresini çok sevmez. Naranciyeler çok sever. Zeytin fidanı için 5 kürek toprak 1 kürek keçi gübresi iyidir. Teçrübeyle sabit.
Zeytin fidanı dikildikten bir yıl sonra 30 cm. uzaklıkta daire biçiminde, bir bel(kürek) derinliğinde çukur eşilir. İçine 5 ya da 6 bel dolusu keçi gübresi doldurulur,toprak ile hafif karıştırılır ve üstü örtülür. Bu işlem kışa girişte yapılır.
Eğer yaz dönemi yapılırsa ve sulanırsa toprak altında gübre yanar. Hele taze (yanmamış, bir yıl güneş altında tutulmamışsa) gübre ise fidanı yakar.
Zeytinin kökleri yüzeye yakındır ve 3. yıl gübreyle buluşan fidan hızlı ve sağlıklı büyür.
Kolay gelsin
Biraz bende katkıda bulunayım, koyun gübresi ile keçi gübresinin arasında çok bir fark yoktur, keçi gübresinin bir yıl daha fazla dayandığını söylemekteler.
Koyun gübresi otun yanın da meşe palamutu da yer ve gübre ile bahçeye gelir bir bakmışsın bahçende ekmediğin meşe ağaçların olur.
Keçi gübresi ise bahçeni her türlü tikenle doldurursun.
Büyük baş hayvan gübresi daha az dayanıklıdır, çim yapar.
Tercih sizindir hangisini kullanmak isterseniz onu kullanın
syıldıran
01-12-2009, 13:37
Merhaba ,
İki yaşındaki domat cinsi zeytin fidanlarımın taze sürgünlerinde sararmalar var. Geçen yıl olmadı. Bahar ve yaz aylarında da böyle bir sararma görmedim. Sonbahar döneminde böyle bir sararmanın nedeni ne olabilir ? Forumda biraz araştırdım ama ya yok veya ben bulamadım. Azot , demir , bor noksanlıklarına noksanlıklarına benziyor . Resimleri aşağıya ekledim. Selamlar . .115855
115856
Zeytinci
01-12-2009, 14:17
Sn. Syıldıran,
Endişe etmeyin. Fidanlarınız sonbahar da olsa sürgün vermeye devam ediyor. Taze yapraklar koyu yeşil olmaz. Bu taze yaprakları zararlılarından (taliplisi çoktur) koruyun.:)
Zeytinci
01-12-2009, 14:23
Keçi gübresini eskiler hiçbir gübreye değişmez. Birkaç yıl beklemiş (yanmış, siyah) ve kuru (topraklaşmış) olmalı. Bu gübre birkaç yıl etkisini devam ettirir.
Bence de keçi gübresi.
Mine Pakkaner
01-12-2009, 16:29
Hayvan gübreleri açıkta bekledikleri zaman içlerindeki besin maddeleri yıkanır. Bu yüzden dışarıda çok bekleyen gübre besin değerini kaybeder. Hava ve yağış etkisiyle içindeki besinler okside olur. Toprak yapısını iyileştirici gücünü ise korur. Keçi gübresi yabancı ot çıkışına sebep olmaması ile tercih edilir.
Günümüzde artık kompostlanmış hayvan gübresi bulunuyor, hem hastalık zararlı hem de ot tohumu barındırmıyor, hem de hemen kompostlanıp olgunlaştırıldığı için içindeki besin ögeleri korunuyor.
syıldıran
02-12-2009, 13:29
Sn. Syıldıran,
Endişe etmeyin. Fidanlarınız sonbahar da olsa sürgün vermeye devam ediyor. Taze yapraklar koyu yeşil olmaz. Bu taze yaprakları zararlılarından (taliplisi çoktur) koruyun.:)
Sn. Zeytinci ,
Merhaba , ilginize teşekkür ederim. Genç sürgünler normalde koyu yeşil olmaz , genelde açık yeşil renktedir biliyorum ama bunlar genelde sürgün uçlarında sararmalar var. Azot veya iz element eksikliği olabileceğini düşünmüştüm. Geçen sene yaptırdığım toprak tahlilinde azot , çinko ve bor noksanlığı görülmekteydi. Çinko noksanlığına pek benzemiyor. Toprak pH. ı biraz yüksek. Bu nedenlerle azot , demir veya bor eksikliği olabileceğini düşünmüştüm. Taze sürgünleri korumak için iyi bir öneriniz var mı ? İlginize tekrar teşekkür ederim. Selamlar . .
Zeytinci
03-12-2009, 14:35
Sn. Syıldıran,
Havalar serinledi ve zararlısı azaldı. Ancak yaz sıcakları ile beraber, başta çekirge olmak üzere yaprak bitleri/güve bu taze sürgünleri kemiriyor ve kurutuyor.
Maalesef kimyasal ilac (insectisit) kullanıyorum. Kaolin kili uygulamasını denemek uygun olabilir. Sn. Meyvelitepe'nin fikrini sormak gerekir.
Zamansız sararmalar dediğiniz gibi element noksanlığına işaret edebilir. Sizin ki taze olması sebebiyle bana normal gibi geldi.
Selamlar.
MeyveliTepe
03-12-2009, 15:01
Kaolin kili tek başına sürgün uçlarını yiyen zararlıyı engelleyemiyor. Kaolin kili zeytin sineğinde çok etkili (hatta her türlü zehirden bile daha etkili). Kaolin ile birlikte Delfin uygulandığı taktirde kelebek larvaları (her türlü tırtıl, güve vb.) bertaraf edilmiş oluyor. Henüz çekirgelere karşı bir önlem araştırmadım. Gelecek yıl, Kaolin + Delfin uygulamasına EMA'yı da dahil edeceğim. EMA'nın mikrobiyal özellikleri sebebiyle bilinen yararlarının yanısıra, zararlıların yaşam döngülerini de bizim lehimize etkileyeceğini düşünüyorum.
acemi_caylak
05-12-2009, 07:28
Merhabalar,
Bizim Gaziantep'te dededen kalma 40-50 ağaçlık bir bahçemiz vardı. Daha sonra biz bahçeye yeni fidanlar diktik. Ancak bu bölge, kurak ve yazları çok sıcak geçtiği için, yazın en azından 20 günde bir sulamak gerekiyor ve su tankerle taşındığı için maliyet çok üksek oluyor. İçinizde ECOSORB uygulaması yapan oldu mu acaba?
Cevabınız için şimdiden çok teşekkürler.
Samsunlu55
05-12-2009, 23:53
Zeytin fidanlarımdan birtanesini birşey yemiş ne yemiş olabilir? Şu anda tek şüpheli köpek çünki tarlanın etrafı sarılı 4 tanede köpek var başka birşeyin girip yeme olasılığı yok. Zeytinin gövdesinin ve/veya yapraklarının nelere faydası var?
sarı çizmeli
13-12-2009, 12:46
Arkadaşlar merhaba;
Bir süredir internette ağaç yetiştiriciliği alanında araştırma yapıyorum. En sağlıklı bilgiyi bu forumda alabileceğim kanaatine vardığım bugün itibarıyla siteye üye oldum. Edremit sahile yakın bir arazide 10 dönüm yer aldım, çitle kapattım. Şimdi içerisine ne ekebileceğimi düşünüyorum; tabi ki zeytin ağır basıyor. Ancak zeytin çeşitleri ve yöreye uyum konusunda pek bilgim yok. Ancak internette yaptığım araştırmalar sonucunda;
-desteklemenin daha fazla olması,
-ihracat potansiyelinin olması,
-erken verime yatması,
-bakımı yapıldığında ürününün bol ve iri olması,
-bodur olması sebebiyle toplamaya elverişli olması,
-yağının da edremit (ayvalık) kadar olmasa da nefasetini koruyabilir olması,
-arazimin sulak olması sebebiyle elverişli olması,
-tahil henüz yaptırmamış olsamda (en erken zamanda yaptıracağım) arazimin verimli kumlu toprak yapısına sahip olduğu kanaatinde olmam,
-arazinin deniz esintisi alabilmesi (ne kadar olumlu etki yapar emin ediğilim!!!)
hususlarını dikkate aldığımda; domat cinsi zeytin, yatırım karlılığım açısından en iyi seçenek gibi gözüküyor.
Değerli fikirlerinizi bekliyorum.
Halil Önen
13-12-2009, 17:48
Arkadaşlar merhaba;
Bir süredir internette ağaç yetiştiriciliği alanında araştırma yapıyorum. En sağlıklı bilgiyi bu forumda alabileceğim kanaatine vardığım bugün itibarıyla siteye üye oldum. Edremit sahile yakın bir arazide 10 dönüm yer aldım, çitle kapattım. Şimdi içerisine ne ekebileceğimi düşünüyorum; tabi ki zeytin ağır basıyor. Ancak zeytin çeşitleri ve yöreye uyum konusunda pek bilgim yok. Ancak internette yaptığım araştırmalar sonucunda;
-desteklemenin daha fazla olması,
-ihracat potansiyelinin olması,
-erken verime yatması,
-bakımı yapıldığında ürününün bol ve iri olması,
-bodur olması sebebiyle toplamaya elverişli olması,
-yağının da edremit (ayvalık) kadar olmasa da nefasetini koruyabilir olması,
-arazimin sulak olması sebebiyle elverişli olması,
-tahil henüz yaptırmamış olsamda (en erken zamanda yaptıracağım) arazimin verimli kumlu toprak yapısına sahip olduğu kanaatinde olmam,
-arazinin deniz esintisi alabilmesi (ne kadar olumlu etki yapar emin ediğilim!!!)
hususlarını dikkate aldığımda; domat cinsi zeytin, yatırım karlılığım açısından en iyi seçenek gibi gözüküyor.
Değerli fikirlerinizi bekliyorum.
Edremit' e edremit yakışır derim. Tabii yerli ise isteğin.
sarı çizmeli
13-12-2009, 21:42
Halil Bey cevabınız için teşekkürler. Aslında ben de sizinle aynı görüşteyim; lakin başta aklımda zeytin dışında başka mevya ağaçları da vardı. Ancak Ege'de özellikle Edremit'te zeytin dışında başka ürünün pek randımanlı olmayacağını düşünmeye başladım. Fakat alternatiflere açığım; akıl akıldan üstündür. Hele işin başında iken uygulamadan gelecek değişik fikirlere ihtiyacım çok fazla olacak. Değişik meyva alternatifi sunacak arkadaşları merakla bekliyor olacağım Mart'a kadar.
Bununla birlikte Halil bey, yaptığım yatırımın ürünlerini erken alarak, ek gelir de sağlamak istiyorum bir an önce. Domat zeytin bu yüzden bana uygun geldi. Tabii sofralık domat zeytinde beklenmedik riskler oluşabilir, internetten takip ettiğim kadarıyla. Okuduğum kadarıyla Edremit (Ayvalık) ilk yatırımdan sonra biraz geç ürün veriyor ve getirisi çok fazla olmuyor (yağlık ve sofralık düşünürsek).
Edremit'te domat ne kadar randımanlı olur, onu da uygulamadan takip etmek lazım. Forumu okurken Hatipali74'e sanırım Edremit Tarım'dan domat tavsiyesinde bulunulmuştu; aslında merak ediyorum tavsiye kendi yöresi (Muğla sanırım) için mi yapılmıştı. Edremit bölgesinde domat türü randımanı hakkında Edremit (Ayvalık) veya diğer cinslerle yapılabilecek karşılaştırmalı beyin fırtınasına açığım.
Şimdiden teşekkür ederim.
Halil Önen
13-12-2009, 22:10
.....diğer cinslerle yapılabilecek karşılaştırmalı beyin fırtınasına açığım.
.
Arbequena İ_18
( Bilgi dışında bildiğim yoktur. Soru sorarsanız çevap vermem, sizi etkileyemem; sarı çizmeli memed ağayımdır.):p
merhaba arkadaşlar.adanada 10 dönüm tarlam var.oraya zeytin ağacı ekmeyi istiyorum.adana için hangi zeytin ağacı uygun.hangi tür zeytin ektiğimde daha karlı olur.mesela yağlık zeytin ağacı ekmem uygun olur mu?yardımcı olursanız çok memnun olurum.şimdiden teşekkürler
Halil Önen
14-12-2009, 20:26
merhaba arkadaşlar.adanada 10 dönüm tarlam var.oraya zeytin ağacı ekmeyi istiyorum.adana için hangi zeytin ağacı uygun.hangi tür zeytin ektiğimde daha karlı olur.mesela yağlık zeytin ağacı ekmem uygun olur mu?yardımcı olursanız çok memnun olurum.şimdiden teşekkürler
Sn. mmtmam ve Sn. Sarı çizmeli;
Onar dönüm tarlanız var. Toprağınızı talil ettiniz.
Edremit ve Adana Akdeniz kuşağını yaşıyor ve çok güzel meyve ağaçları yetiştirilebilir.
Örneğin bodur meyve dikebilirsiniz. Bodur kiraz gibi. Normal kirazdan 3 kat verim alındığı anlatılıyor. Alara Fidancılıktan öğrenilebilir.
Çok verimli ve bodur erikler var. İç piyasada iyi gidiyor. Bunların ihracı da var.
Zeytin bir az tembel işidir. Gemlik hariç her yıl aynı verimi alamazsın. 7 ye 7 aralıkla dikmek gerekir en az Gemlik 5 e 5 de olur.
Halbuki bodur meyve 4 e 4 de dikilir. Yani 10 dönüme kaç meyve ağacı dikilir, kaç zeytin ağacı dikilir.?
Eğer tarlanız taşlı eğimli ve toprağı biraz iyi değilse elbette zeytin dikilmeli.
Ancak verimli bir arazi ise zeytin iyi bir yatırım değildir. Zeytinin sadece toplaması iş güçü gerektirir. Sonra çıkardığınız yağı nasıl satacaksınız. Artık Tariş' te yok ki alsın. 5 veya 6 kg. dan 1 kg. yağ alırsınız. Bir ağaçtan kaç kg. zeytin alacaksınız ki. Bu kaç para yapar.
Dediğim gibi, tarlanız verimli ise ve biraz zamanınız varsa bodur meyve ağaçları düşünün derim. Ayrıca tohurda (yani çiçekten hemen sonra) da pazarlayabilirsiniz.
Bana sorarsanız verimli, kaliteli toprak yapısına sahip arazilere zeytin dikilmemeli.
Kolay gelsin
sn halil önen öncelikle soruma cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.yalnız şunu yazmayı unutmuşum.ben öğretmenlik yapıyorum.yani zaman ayırabilirim.ama o kadar çok fazla zaman ayırma imkanım yok.sizin söylediğiniz erik bahçesi hakkında fazla bilgim yok.ama zeytini tercih etmemin en önemli özelliği fazla zaman istememesi.
yani erik bahçesi çok zaman alır mı?ve kaç yıl sonra meyve almaya başlanır.bilgilendirmenizi sabırsızlıkla bekliyorum.teşekkürler...
Halil Önen
14-12-2009, 22:40
sn halil önen öncelikle soruma cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.yalnız şunu yazmayı unutmuşum.ben öğretmenlik yapıyorum.yani zaman ayırabilirim.ama o kadar çok fazla zaman ayırma imkanım yok.sizin söylediğiniz erik bahçesi hakkında fazla bilgim yok.ama zeytini tercih etmemin en önemli özelliği fazla zaman istememesi.
yani erik bahçesi çok zaman alır mı?ve kaç yıl sonra meyve almaya başlanır.bilgilendirmenizi sabırsızlıkla bekliyorum.teşekkürler...
Sn. mmtmam, Alara fidancılık ve Beta fidancılık ile görüşün derim. İnternet sayfaları da var. Uzmanları toprağınıza bakıp hangi erik ağacının daha uygun olduğunu söylüyorlar.
Bir arkadaşım erik dikti 3. yılında güzel verim aldı. Kendisi pazarladı. İyi de kazandı. Yeni ve ağaçları küçük oldukca verimli erik ve kiraz ağaçları var ellerinde. Bakımı da zor değil. Erik de zaman istemiyor.
Sitemizde erik ile ilgili sayfalar var. Bilgi alabilirsiniz.
teşekkür ederim halil bey verdiğiniz bilgiler için.biraz daha arştırma yapmamızz iyi olacak sanırım
Halil Önen
14-12-2009, 22:50
Sn. mmtmam, Beta Sulama & Fidancılık Adana' da yani size yakın. Onlardan Bodur zeytin hakkında bilgi de alabilirsiniz.
Kolay gelsin
sn halil önen
söylediğiniz siteye girdim.2 tür zeytin fidanından bahsetmiş.bodur ağaçlar hakkında ne düşünüyorsunuz.kusura bakmayın anlamadığım için soruyorum.bu fidanları tarim il müdürlüğünce desteklenir mi acaba?
ayrıca 2 yılda ürün veriyormuş.4. yılda da çok iyi ürün veriyormuş.şimdiye kadar hiç kimse bu kadar kısa sürede ürün verir demedi.hatta tam tersini söylemişlerdir.iyi geceler..
merhaba arkadaşlar adanada zeytin bahçesi olan var mı acaba?
Samsunlu55
15-12-2009, 11:25
sn halil önen
söylediğiniz siteye girdim.2 tür zeytin fidanından bahsetmiş.bodur ağaçlar hakkında ne düşünüyorsunuz.kusura bakmayın anlamadığım için soruyorum.bu fidanları tarim il müdürlüğünce desteklenir mi acaba?
ayrıca 2 yılda ürün veriyormuş.4. yılda da çok iyi ürün veriyormuş.şimdiye kadar hiç kimse bu kadar kısa sürede ürün verir demedi.hatta tam tersini söylemişlerdir.iyi geceler..
Bodur ağaçlar 2. senesinde verime başlar hatta ektiğiniz senede tadacak kadar ürün alabilirsiniz. Tabi bu fidanı aldığınızdaki büyüklüğünede ve bakımına da bağlıdır.
sarı çizmeli
15-12-2009, 12:13
Benim de zeytini tercih etme sebebim farklı şehirde çalışıyor olmam. Halil Bey, önerdiğiniz bodur meyva benim için ömrünün 15 yıl olması ve çok fazla bakım gerektirmesi nedeniyle rantable gözükmüyor. Ama katılıyorum; emekli olsam gerçekten iyi bir yatırım olabilirdi.
Samsunlu55
15-12-2009, 18:51
Benim de zeytini tercih etme sebebim farklı şehirde çalışıyor olmam. Halil Bey, önerdiğiniz bodur meyva benim için ömrünün 15 yıl olması ve çok fazla bakım gerektirmesi nedeniyle rantable gözükmüyor. Ama katılıyorum; emekli olsam gerçekten iyi bir yatırım olabilirdi.
Sizinki apayrı ulaşım ve zaman söz konuşu ama sayın mmtmam çalıştığı şehirde meyveciliği düşünüp işi öğretmenlik olunca zaman ayırabilir. Sn. mmtmam yeriniz ovada veya düz biryer ise bodur meyveciliği mutlaka düşünün derim. Akrabalardan bodur elma ve yarı bodur armut eken 3-4 kişi oldu özel bir bakım gerektirmeden çok güzel ürün elde ediyorlar. Yol kenarında güzel fiyata satıyorlar.
Sn samsunlu55 öncelikle verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.Zeytinin bana daha cazip gelmesi bana daha yakın olması.yani çevrede zeytin bahçesi var ama hiç meyve bahçeciliği yok.Bir de zeytin daha karlı gibi geliyor bana.yanlış mı düşünüyorum.ayrıca meyvecilik kadar zaman almıyor diye biliyorum.Ayrıca çalıştığım yer tarlama biraz uzak.bilgilerinizi bekliyorum.teşekkürler şimdiden.
Samsunlu55
15-12-2009, 23:33
Sn samsunlu55 öncelikle verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.Zeytinin bana daha cazip gelmesi bana daha yakın olması.yani çevrede zeytin bahçesi var ama hiç meyve bahçeciliği yok.Bir de zeytin daha karlı gibi geliyor bana.yanlış mı düşünüyorum.ayrıca meyvecilik kadar zaman almıyor diye biliyorum.Ayrıca çalıştığım yer tarlama biraz uzak.bilgilerinizi bekliyorum.teşekkürler şimdiden.
Zeytin fiyatları hakkında bir bilgim yok zeytinle uğraşan tanıdığım yok. Meyvecilikle tabi ki bir miktar vakit ayırmak zorundasınız dediğim gibi zeytini bilemiyorum, buralarda ticari anlamda zeytin yetiştirenler çok az. Birde uzaklık derken kaç km uzaklıkta:confused: Tahminen...
zeytini tercih etmemin en önemli özelliği fazla zaman istememesi.
Bu düşünce ve ya görüş yanlış, Bitkilerin cins ve özelliklerine göre farklı zorlukları vardır. Ne ekerseniz ekin, ilgi alaka uğraş ve zararlılarla mücadele etmessen, her bitkinin uğraşı zaman istememesi azalır. Ama alacağın verimde verdiğin emekle orantılıdır.
.Bir de zeytin daha karlı gibi geliyor bana.yanlış mı düşünüyorum.ayrıca meyvecilik kadar zaman almıyor diye biliyorum.
Her ikisinin de farklı tarafları var, zeytincilikle meyvacılığı bir yere koyup düşünmemek lazım, her ikisinin de farklı kolay ve zor tarafları var, iyi araştırıp hangisi sizlerin şartlarınıza ve bölge şartlarına uyuyorsa ona uyunuz, Birde zeytini ticari anlamda ekecek olanlar zeytinin ilerideki durumunu göz önüne getirip, ve ya nasıl pazarlarımı iyi düşünsünler.
Halil Önen
16-12-2009, 00:14
sn halil önen
söylediğiniz siteye girdim.2 tür zeytin fidanından bahsetmiş.bodur ağaçlar hakkında ne düşünüyorsunuz.kusura bakmayın anlamadığım için soruyorum.bu fidanları tarim il müdürlüğünce desteklenir mi acaba?
ayrıca 2 yılda ürün veriyormuş.4. yılda da çok iyi ürün veriyormuş.şimdiye kadar hiç kimse bu kadar kısa sürede ürün verir demedi.hatta tam tersini söylemişlerdir.iyi geceler..
Sn. mmtmam ve Sn. Sarı çizmeli,
tamam meyve ağacı dikme taraftarı değilsiniz.
O zaman zeytin dikin derim. Ve dikecekseniz gelin bir değişiklik yapın;
Bodur zeytin olan Arbequena İ_18 dikin. Ne kaybedersiniz...
Bu sayfada bodur zeytin ile bilgiler var, inceleyin derim.
Ben beta fidancılıktan 170 adet Arbequena İ_18 için Haziran ayında sipariş verdim ve % 30 unu peşin ödedim. Tanesine 6 tl. den. Sözleşme imzaladım ve Şubat' ın 25. inde teslim alacağım. Zaten 80 adet ayvalık ve 60 adet gemlik dikmiştim 2 yıl önce.
Denemekten ne kaybederim ki. Zeytinde dünya birinci İspanya bu zeytini kullanıyor ve Amerikada kalite birinciliği var.
Tamam yerli zeytincilik korunmalı ama bir bakar mısınız şu sonuçlara. Bir karşılaştır mısınız?
Yerli zeytin dikiyorsun sanki çocukların için, onlara miras kalsın diye, gibi. 6. 7 yıl sonra verim alıyorsun ve bir yıl yok bir yıl var. Dedem böyle yapmış, babam böyle sürdürmüş ben neyin takipcisiyim ki.? Süreduran düşüncenin takipcisi mi olmalıyım.? Yeniliklere kapalı bir tarım olabilir mi?
Devlet bu zeytin için Aydın bölgesi için teşvik veriyormuş. Bölge bölge teşvik veriyor bazı bölgelere vermiyor. İl ya da İlçe Tarımdan öğrenebilirsiniz.
Beta Fidancılığın elinde İspanya'dan getirip çoğaltığı fidanlar çok önceden bitmiş. İtalya' dan getirtip Mayıs ayında teslim etmeyi düşünüyorlarmış yeni siparişler için. Tüpte olduğu için her mevsim dikilebilir.
Bana kalırsa 10 dönümü boşa harcamayın. Siz başkasından görüp iç çekeceğinize, başkaları sizde görsün. Örnek alınacak birileri bu işe başladı bile.
İnsanlar zeytinlerini kazıp bu zeytinleri mi dikecekler.? Anadolu' da çeşitliliğin artması başka bir şey değildir.
Ben iyice araştırdım uzmanlarından her türlü bilgi aldım ve karar verdim. Aynı yolu sizde izleyebilirsiniz.
Kolay gelsin
Halil Önen
16-12-2009, 00:34
,,,, Birde zeytini ticari anlamda ekecek olanlar zeytinin ilerideki durumunu göz önüne getirip, ve ya nasıl pazarlarımı iyi düşünsünler.
Sn. Lilium bu konuda haklısınız.
Bir düşünün İspanya Zeytin yetişticiliğine birinci ama italya zeytin yağı pazarlarını ele geçirmiş ve İspanyol zeytin yağını alıyor, ambalajlıyor ve kendisi pazarlıyor. Dünya'nın en iyi alış veriş merkezlerinde İtalyan ambalajlı İspanyol zeyti yağı satılıyor.
Üretmek kadar pazarlamak da marifet, ama gel bunu bizim yöneticilere anlat. Küçücük bir pazarı kapmak yıllar alıyor. Mücadele gerektiriyor.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, ben inanıyorum ki; Zeytin (ve onun yağı) tüm zamanların önemini yitirmiyecek tek bitkisidir.
sarı çizmeli
16-12-2009, 01:58
Sn. mmtmam ve Sn. Sarı çizmeli,
Bodur zeytin olan Arbequena İ_18 dikin. Ne kaybedersiniz...
Bu sayfada bodur zeytin ile bilgiler var, inceleyin derim.
Halil bey, Arbequena İ_18 öneriniz internetten ilk incelemelerime göre fena bir yatırım olmayacak gibi geliyor. Size de hayırlı olsun diyelim. Keşke biraz vaktim olsaydı da, dikim sonrası gelişmeleri sizden takip edebilseydim. Nette bu çeşit hakkında çok fazla bilgi yok gibi, bu konuda uygulamadan bilgi verebilecek arkadaşları bekliyoruz. Nette okuduklarım çoğunlukla fidan satıcılarının tavsiyeleri; tabi bunlara ne kadar itibar edilir. Kafamda dikim sonrası yaşanabilecek tecrübesizlikten yana pürüzler var açıkçası.
Bir an memlekette yedek parça servis hizmeti yaygın olmayan bir araba alıyormuşum gibi hissettim ama Halil bey, dediğiniz gibi yörede bir ilki gerçekleştirerek pazar şartları oluştuğu takdirde iyi gelir elde edilebilir. Söz konusu yatırım aslında bir risk primi de içeriyor, yumurtaları aynı sepete koymamak için sizin yaptığınız gibi her çeşitten biraz ekilebilir.
Konu hakkında biraz araştırdıktan sonra sizlere de aktaracağım, görüşmek üzere.
Zeytin (ve onun yağı) tüm zamanların önemini yitirmiyecek tek bitkisidir.
Buna katılmamak mümkün değil, çok doğru da.
Bu satılmış hükümetlerin tarım politikaları ile bu kadar oluyor, ne emirler alıyorlarsa onu uyguluyorlar. (Kimsede bunu hakaret olarak algılamasın) gerçek bu.
Kimsede şöyle ve ya böyle diye kendini avutmasın, ne öz kaynaklarımız kaldı ne olamayan sanayimiz ne de tarımımız, herkez günlük pilanlarla günü kurtarıyor.
Geleceğimize yönelik bir pilanlama var diyen, demeden önce o planları iyi analiz etsin.
Bir düşünün İspanya Zeytin yetişticiliğine birinci ama italya zeytin yağı pazarlarını ele geçirmiş ve İspanyol zeytin yağını alıyor, ambalajlıyor ve kendisi pazarlıyor.
Neden türkiye hadi zeytin olarak sevilmiyor pazarlayamıyor diyelim, yağ olarakta mı pazarlayamıyor, pazarlayamazsın çünkü bir hiristiyan kulübün de değilsin.
Büyük ortadoğu prejesine bakın, ve o prejelerde kimler eşbaşkan kimler o prejelere imza atmışlar.
Tüm bunları düşünerek iki elimizin arasına başımızı alarak iyi düşünelim. Osmanlının son dönemlerine düştüğümüz duruma ramak kaldı, herşeyimiz ithal, üretimimiz mi kaldı? ihracatımızmı arttı?
Bunları konuşacağımız yer değil ama bir ülkenin en son tarımı biter o da biterse ülkede biter.
Amerikanın ensemize vurması an meselesidir. Bu da böyle biline.
sn halil önen sanırım sizden öğreneceğimiz çok şey var.verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.ben dün Arbequena İ_18 bitkisini araştırdım.yetkililerle de görüştüm.dediğiniz gibi fiyatı 6 tl.yalnız lisanslı değil şimdilik.bu biraz kafamı karıştırdıyani destek de alınamıyor.bir de ağaç verimli halinde iken 10 - 15 kg zeytin veriyormuş.bu sizce de az değil mi bir zeytin ağacı için?
Halil Önen
16-12-2009, 21:40
sn halil önen sanırım sizden öğreneceğimiz çok şey var.verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.ben dün Arbequena İ_18 bitkisini araştırdım.yetkililerle de görüştüm.dediğiniz gibi fiyatı 6 tl.yalnız lisanslı değil şimdilik.bu biraz kafamı karıştırdıyani destek de alınamıyor.bir de ağaç verimli halinde iken 10 - 15 kg zeytin veriyormuş.bu sizce de az değil mi bir zeytin ağacı için?
Sn.mmtmam,
internek aynı zamanda hertürlü bilgiye ulaşma olanağı sunuyor. Çok yönlü araştırmak gerekiyor.
Yukarıda ismini verdiğimden daha nice fidancılık firmaları var. Birçoğu ellerinde kalan ürünlerini pazarlamak istiyorlar. Yeter ki sizi kararsız görsünler.
(sonra da buna ticari ahlak diyorlar)
syıldıran
17-12-2009, 08:39
Buna katılmamak mümkün değil, çok doğru da.
Bu satılmış hükümetlerin tarım politikaları ile bu kadar oluyor, ne emirler alıyorlarsa onu uyguluyorlar. (Kimsede bunu hakaret olarak algılamasın) gerçek bu.
Kimsede şöyle ve ya böyle diye kendini avutmasın, ne öz kaynaklarımız kaldı ne olamayan sanayimiz ne de tarımımız, herkez günlük pilanlarla günü kurtarıyor.
Geleceğimize yönelik bir pilanlama var diyen, demeden önce o planları iyi analiz etsin.
Neden türkiye hadi zeytin olarak sevilmiyor pazarlayamıyor diyelim, yağ olarakta mı pazarlayamıyor, pazarlayamazsın çünkü bir hiristiyan kulübün de değilsin.
Büyük ortadoğu prejesine bakın, ve o prejelerde kimler eşbaşkan kimler o prejelere imza atmışlar.
Tüm bunları düşünerek iki elimizin arasına başımızı alarak iyi düşünelim. Osmanlının son dönemlerine düştüğümüz duruma ramak kaldı, herşeyimiz ithal, üretimimiz mi kaldı? ihracatımızmı arttı?
Bunları konuşacağımız yer değil ama bir ülkenin en son tarımı biter o da biterse ülkede biter.
Amerikanın ensemize vurması an meselesidir. Bu da böyle biline.
Sn. Lilium ,
Görüşlerinize katılmamak mümkün değil , ancak at gözlüğü takmış sabit fikirli kişiler katılmıyabilir. Bundan 20-30 yıl öncesine kadar gıda konusunda kendi kendine yeterli olabilen ülkemizin , tarımın ihmal edilmesi ve ithal ürünlere yönelinmesi sonucu gelmiş olduğu noktayı görmemek mümkün değil. Dediğiniz gibi tarım da biterse , düşünmek bile istemiyorum. Selamlar . .
acemi_caylak
18-12-2009, 19:54
Sayın Mmtmam ve Sayın Sarı Çizmeli,
Fazla eski bir üye değilim ama burayı sürekli izleyen bir okuyucu ve 3-4 yıldır zeytin işine bulaşmış biri olarak benimde bazı gözlemlerim var.
Bizim dededen kalma bir yerimiz vardı. İçerisinde nerdeyse bodurlaşmış 40-50 yıllık ağaçlar vardı. İlk yıl bunları adam etmekle uğraştık. Sonrasında her yıl 100-150 ağaç zeytinde biz diktik. Şu anda toplam 450 civarı zeytin ağacımız oldu. İlk iki yıl dededen kalma yöntemlerle devam ettik. Sonrasında internet sayesinde bizde bir şeyler öğrendik ve özellikle son iki yıldır oldukça tecrübe kazandık.
Bölgemiz (Gaziantep) kurak bir bölge olmasına rağmen kimse zeytinleri sulamaz ve ekonomik gücü iyi olanlar sadece Mart - Nisan aylarında azotlu gübre kullanırdı. Biz her sonbahar ayında yanmış hayvan gübresi kullandık ve gübreyi 15 - 20 cm derine taç yaprakları etrafına gömdük. Yaz aylarında o yıl dikilen fidanları 15 günde bir, diğerlerini ayda bir suladık. Ayrıca hasat sonrası, Mart ve Haziran aylarında 3 kere sürdük. Yılda 3-4 kere çapaladık ve diplerindeki yabacı otları sürekli temizledik.
Sonuç, bizim bahçedeki 2 yılık ağaçlar komşu bahçelerdeki 5 yaşındaki ağaçlarla aynı boydalar ve onlardan daha gürbüz duruyorlar. Tabi bunda fidanları özenli seçmemizin de etkisi oldu. Bu yıl 30-40 yaşındaki ağaçlar yaklaşık 30-50 kg arası, 4 yıllık olanlar 7-8 kg, 3 yıllık olanlar 4-5 kg, 2 yılık olanların bazıları 1 kg civarında zeytin verdiler.
Geriye dönüp değerlendirdiğimde yazın döktüğümüz suyun parasını bile karşılayamadık. Ancak 3-4 yıl sonra maliyetleri karşılayabilir hale gelir diye bekliyoruz.
Yukarıda Sayın Lilium'un dediği gibi her ağacın kendine bakım zorluğu vardır ve iyi bir bahçe elde etmek istiyorsanız sürekli ilgilenmek zorundasınız. Bizim burada geleneksel yöntemle olduğu gibi sizde az ilgilenirseniz, inanın adam gibi verim alana kadar en az 8-10 yıl arası beklemek zorundasınız.
Umarım bu tecrübeler işinize yarar.
Bende buradan çok şey öğrendim. Örneğin bu yıl sulamadan tasarruf etmek amacıyla Ecosorb kullanacağım. Ayrıca Sayın Meyvelitepe'nin tecrübelerinden yola çıkarak bu yıl kaolin kili uygulamasını düşünüyorum.
Samsunlu55
18-12-2009, 21:47
Sn. acemi caylak, seni kutlarım, sadece yaptıkların için değil kendini geliştidiğin ve yenilikleri takip edip uygulamaya koyduğun için. Ecosorb gibi başka su tutucu ürünler gerçekten herkezde olması gereken ürün ama bayiliklerinin olmaması bu durumun önüne geçmektedir.
acemi_caylak
19-12-2009, 13:22
Sn. acemi caylak, seni kutlarım, sadece yaptıkların için değil kendini geliştidiğin ve yenilikleri takip edip uygulamaya koyduğun için. Ecosorb gibi başka su tutucu ürünler gerçekten herkezde olması gereken ürün ama bayiliklerinin olmaması bu durumun önüne geçmektedir.
Sayın Samsunlu55,
Ecosorb ve su tutucular hakkında bayağı okudum. Zeytin ağaçlarında uygulamasına henüz rastlamadım. En büyük korkum fidan dikerken uygulamadığımız için, sonradan uygulamanın zararının olup olmayacağı yönünde. Malum zeytinler yerlerine alışmış durumdalar ve bizim buralar kurak olduğu için diplerinde fazla nem yoktur. Ecosorb ve benzeri ürünler toprağı sürekli nemli tuttukları için, mantar oluşumundan korkuyorum. Ancak yinede su maliyetlerini düşürmek açısından 100 ağaç için bu yıl deneme amaçlı uygulacağız. Umarım başarılı oluruz.
Saygılarımla.
sn acemi caylak öncelikle verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.bu ecosorb ne işe yarar.biraz bilgi verir misiniz?
acemi_caylak
20-12-2009, 11:02
Sayın Mmtmam,
İstediğiniz bilgi bu forumda aşağıdaki linkte var.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=9583
Internetten arattığınızda sutut ve ecosorb olarak olarak 2 ürün bulabiliyorsunuz. İyice incelemekte ve uygulamasını yapanlara sormakta da yarar var. Özellikle fidan dikimi sırasında uygulanması daha verimli sonuç verecektir diye düşünüyorum.
Samsunlu55
20-12-2009, 18:34
2 ürün bulabiliyoruz demiyelimde en çok bilinenleri bunlar diyelim.
Zeytinci
20-12-2009, 19:10
Yerli çeşit (erkence) üzerinde yapraktan çok zeytin görünce bu işten para kazanılır diye düşünmüştüm.
Ağaç 30 yaşında ve kendi diktiğim ağaç idi. Bu ağaçtan 8 un çuvalı (yaklaşık 35-40 kg/çuval) zeytin toplamıştım. Toplam 320 kg zeytin eder. Bu ağac dibinin sürülmesinden başka gübre dahil hiçbir bakım görmemişti. Deniz seviyesinde ve yazın susuzluktan sıkılmayan bir yer de idi.
Erkence olgun döneminde 3 kg zeytinden 1 kg yağ verir. 320 kg zeytinin ne kadar yağ verdiğini ölçmedim zira diğerleriyle karışıp yağ elde edilmişti. Yağ oranı mutlaka düşmüştür.
Yukarıdaki bilgi zeytin ağacının verim açısından sınır tanımadığına dair bir örnektir.
Her bölgede yetiştiriciler buna benzer örnek görmüşlerdir.
Hemen kolları sıvayıp bir budama motoru aldım ve gereğini yaptım. Yıllanmış keçi gübresi için dağda ağıl kapatıp ağaç başına 3-4 çuval gübre döktüm. Toprağını zamanında ve uygun işlemeye özen gösterdim. Sulama imkanı yoktu.
Ağaçlarım güzelleşti ve gösterişli tane yaptı. Ortakçım toplamasına karşılık hasatın yarısını aldı. Masraflar benden olunca cebime birşey kalmadı.
Ağaçlardan elde edilen mahsülleri görünce aklıma geldi de paylaşayım diye düşündüm.:)
MeyveliTepe
20-12-2009, 19:32
Tek ağaçtan 320 kg mahsul. Muhteşem bir şey. Ortakçının hesabına bek aklım yatmasa da, zeytinin tümü yağlık olsa bile ciddi ürün demektir.
Zeytinci
20-12-2009, 19:58
Bizim orada toplayıcı ortaklar budama, gübreleme, işleme ve sulama masraflarına katılmıyor. Değirmenler %15'ini alıyor. Dolayısı ile onlar için karlı oluyor.
Bu olağan dışı örnek şöyle bir hesap yaptırdı bana:
Yaklaşık 500 ağacım var. Bu ağaçlara çok iyi bakım (Budama, gübreleme ve zamanında iyi işleme) uygulasam ve 60 kg zeytin (örnek ağacın 1/5'sı kadar az) ürün alsam ;
60x500= 30,000 kg. zeytin eder.
30,000/3= 10,000 kg yağ. Bana 5,000 kg kalır.
5tl/kg satsam = 25,000 TL yapar. Bereket versin derim.
Var yılında 25,000'in 1/5'i elime geçiyor. Yani araba patinaj yaptı. Karı ise benim bunun sebeplerini öğrenmem oldu.:)
MeyveliTepe
20-12-2009, 20:23
Bu ortakçılığın maliyeti biraz fazla yüksek geldi. Yevmiyeli adam çalıştırsanız çok daha ucuza gelir.
Zeytinin hepsi yağ olmak durumunda mı? Bu çeşitten sofralık olmuyor mu?
acemi_caylak
20-12-2009, 21:13
Sayın Meyvelitepe,
Bizim yöreden de örnek vereyim. Ortakçılık maalesef bizim yörede de öyle. Masrafı siz yaparsınız onlar sadece bakım ve toplama işini yaparlar ve zeytinin yarısını alırlar.
Zeytinin sofralık olarak değerlendirilmesi işine gelince, taneler küçük olduğu için pek tutulmuyor.
Samsunlu55
20-12-2009, 22:24
Sayın Meyvelitepe,
Bizim yöreden de örnek vereyim. Ortakçılık maalesef bizim yörede de öyle. Masrafı siz yaparsınız onlar sadece bakım ve toplama işini yaparlar ve zeytinin yarısını alırlar.
Zeytinin sofralık olarak değerlendirilmesi işine gelince, taneler küçük olduğu için pek tutulmuyor.
Alt komşunun Rize'de çay, fındık, kivi bahçeleri var senede 1 kere giderler bütün yılın bakımını sizlerin ortakçı diye bahsettiğiniz bizim yarıcı dediğimiz kişiler yapar ve aynı şekilde ürün yarı yarıya paylaşılır.
Melih Bakırlıoğlu
21-12-2009, 13:48
Bu sene 1 ağaçtan 17 kasa zeytin alındı .Her kasa 25 kg dan,425 kg zeytin eder. Bu herzaman olan bir şey değil.
Babam1960 lı yıllarda 5 dönüm (5000m2) tarla fiyatına 1 zeytin ağacı aldıklarını söylemişti. O sene bu ağaç 13 harhar cuvalı zeytin vermiş. 1350 kg zeytin aldık demişti.
bu ağacın büyüklüğü ve bakımı ile ilgili birşey. Bir tarlamda kıyıpta geçleştiremediğim ''İKİZ''adlı güzelim var. Sabahtan akşama altında 30 kişi piknik yapar yinede güneşi görmek için ağacın altından çıkması gerekir.Ağacımın büyüklüğünü belirtmek istedim. Hoşçakalın.
Zeytinci
21-12-2009, 15:44
Zeytinin hepsi yağ olmak durumunda mı? Bu çeşitten sofralık olmuyor mu?
Ortakçı/yarıyacı bakım adına hiç birşey yapmıyor ve masrafa katılmıyor. Ürünü toplayıp yarısını alıyor. Bu iş böyle maalesef yürümüyor. 80 sonrası yıllar, kırsal alanda gençlere gelir şansı bırakmadığından şehre göç oldu. Ortakçı/yarıyacı bulmak bile mesele oldu.
Sofralık az miktarda hurma zeytin oluyor.
Zeytinlibahçe
21-12-2009, 15:45
sn Bakırlıoglu salamlar
zeytin agacınızın cinsini ögrenebilirmiyim ,bildigim en heybetli cins edremittir ben bahcemdeki agaclardan o kadar iyi bakmama ragmen en iyi yılında 150 kg/agac gecemedim ,bu da istisnaydı belli bir kaliteyi yakalamak icin budanması şart aksi taktirde taneler kücük kalıp yag ve meyve kalitesi düşüyor
saygılarımla
Zeytinci
21-12-2009, 15:47
Melih bey,
Sizin örnek epeyce ilginç geldi. Zeytinin çeşidi nedir acaba?
Sizin uslu çeşidinin tadına doyum olmaz. Sizde var mıdır? Biraz uslu'dan bahsetseniz.:)
Bende 10 kg zeytinden 1 kg yağ aldım. Bana yardımcı olan kişi sadece o an yapmış olduğu masraflarını alıyor(karıda içinde tabii ),çıkan ürün bana kalıyor.Artık ne çıkarsa...
Zeytinci
23-12-2009, 08:00
Scuba 65,
Az yağ çıkmış. Sizin zeytin çeşidinin yağlık çeşit olmadığı anlaşılıyor.:)
Ağaçlarım Edremit. Yazın yeni aldığım için bakım yapamadım.2010 da her türlü bakımı yapacağım.Gerisi kısmet....
Zeytinci
24-12-2009, 14:56
Bildiğiniz gibi Edremit hem yağlık hem de sofralıktır. 10 kg zeytin'den alınan 1 kg yağ çok az. En azından 5 kg'dan 1 kg almanız gerekirdi.
Mine Hanım kıymetli bilgilerinizden istifade etmek istiyorum
Aydın Kuyucakta bulunan zeytin bahçeme 100 adet manzalina zeytin fidanını bir yıl önce diktim,şu an bir sorun yok beni endişelendiren sitede de okudum ve manzalina dikenlerden
duyduğuma göre manzalinalar kuruyor.
Manzalina nın kurumaması için önerileriniz ve tavsiyeleriniz nedir
Teşekürler
Sayın Zeytinci,
Verim konusunda haklısınız.Bende 5/1 gibi düşünürken 10/1 almak epey şaşırtı.Asit durumu 6 dizem. Gözlemlerimden bu sene ağaçlarda hiç ürün yoktu.Birde yeni satın aldığım için gübreleme,ilaçlama vs. hiçbiri yapılmamıştı.2010 da bunları yapıp sonucu göreceğim.Size ayrıca bir sorum olacak.Bombus arısı kullanmak zeytin çiçeklerinin tozlaşmasında etkili olabilirmi ?Deneyen birileri varmı bildiğiniz ?
http://img268.imageshack.us/img268/6518/img2458a1.jpg
Zeytinci
25-12-2009, 15:15
Arı ile tozlaşma hakkında bilgim yok.
Edremit çeşidi iyi tozlayıcıdır, ihtiyacın olmaması gerekir.
Merhabalar...Biz Tarsus'luyuz,toroslara yakın bir köydeyiz,yani zeytinlerimiz egedekiler gibi kaliteli olmaz.Bir yıldır aileme yalarıyorum,zeytin tikelim diye:)sonunda babam tamam dedi,100 adet zıraattan zeytin aldık,dikimi ikigün önce yapıldı,10 kadarda sofralık dikilecek...Benim şanssızlığım diyiyim,burayı bugün bulmam,bir ay kadar önce bulsaydım en azından fidanlar hakkında bilgim olurdu.Şimdi ise bundan sonra sizden tecrubelerini bizden esirgemeyin,bilinçsiz bir yola girdiğimizi anladım:(Önceden dikilmiş 5-6 adet zeytinimiz var,onlardada kurtlar oluşuyor,ailem elma ilaçlarından yapıyor ama ****** öylesine,ilerki günlerde ayrıntılı yazıp öğrenmek istiyorum her şeyi.Bizdeki amaç çok paralar kazanmak falan dağildi,kendi zeytinimizi ve yağımızı elde ediriz diye düşünmüştük,ama bakıyorum okuduğum kadarı ile bilinçli yapılınca nerşey olabiliyo:)
sayın site üyeleri manzalina hakkında kıymetli bilgilerinizden istifade etmek istiyorum
Aydın Kuyucakta bulunan zeytin bahçeme 100 adet manzalina zeytin fidanını bir yıl önce diktim,şu an bir sorun yok beni endişelendiren sitede de okudum ve manzalina dikenlerden
duyduğuma göre manzalinalar kuruyor.
Manzalina nın kurumaması için önerileriniz ve tavsiyeleriniz nedir
Teşekürler
syıldıran
31-12-2009, 09:11
sayın site üyeleri manzalina hakkında kıymetli bilgilerinizden istifade etmek istiyorum
Aydın Kuyucakta bulunan zeytin bahçeme 100 adet manzalina zeytin fidanını bir yıl önce diktim,şu an bir sorun yok beni endişelendiren sitede de okudum ve manzalina dikenlerden
duyduğuma göre manzalinalar kuruyor.
Manzalina nın kurumaması için önerileriniz ve tavsiyeleriniz nedir
Teşekürler
Sn. memm ,
Ziraat mühendisi veya teknisyeni değilim , zeytin ziraatide yapmakta olduğumdan bildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalışayım. Zeytin ağaçlarının ve özellikle manzalina türünün kurumasına sebep olan hastalık Verticilum denen bir virüsten kaynaklanan hastalık. Maalesef bu güne kadar pansuman tedbirler haricinde köklü bir çaresi yok. Bütün zeytin türlerine bulaşabiliyor. Bazı türler dayanıklı bazı türler dayanıksız. Dikmiş olduğunuz manzalina türüde bu hastalığa dayanıksız bir tür. Bu hastalık ülkemize İspanyadan getirilen manzalina türü zeytin fidanları ile beraber geldiği konusunda bir çok yazı var.
Delice üzerine aşılanmış türler bu hastalığa karşı biraz daha dayanıklı oluyorlar diye biliyorum. Fidan/ağaçlarınızı korumak amacıyla yapabilecekleriniz ; Toprağı derin işlemeyin , içerisinde su birikmesin ve yapabiliyorsanız damla sulama sistemi yapın. Selamlar .
acemi_caylak
05-01-2010, 06:16
Sayın Syıldıran'a katılmamak elde değil. Bizim yörede Vertisilyum hastalığı fazla yaygın değil. Sanırım ithal edilen türler henüz buralara ulaşmadığından olsa gerek.
Aslında o yöredeki yaygın türleri yetiştirmek yerine hızlı verim almak için ithal türlere yönelmenin GDO'lu ürün kullanmaktan farklı olmadığını düşünüyorum. Çünkü kafa karışıklığından dolayı GDO'nun ne olduğu bilinmiyor. GDO'lu ürün olarak hormonlu domatesler vb. televizyonlarda bolca gösteriliyor. Aslında GDO'lu ürünler, belli bir yöreye uyum sağlaması için genleriyle oynanmış ürünlerden başka bir şey değil. Örneğin kuraklığıa daha dayanıklı domates, şeker oranı yüksek şeker pancarı vs.
Bitki floraları milyonlarca yılda oluşan süreçler. Bir türü, bir başka bölgede yetiştirmek için uzun yıllar inceleme ve gözlem gerekir diye düşünüyorum. Ki Türkiye'de bunun yapıldığını düşünmüyorum. Birisi bir türü getiriyor bir kaç deneme yapıyor, iyi verim alırsa başlıyor pazarlamaya.
Oysa yukarıda belirrtiğim gibi bu süreç çok uzun olmalı, denetim altına alınan alanlarda üretilerek ayrıntılı gözlemler yapılmalı. Bu yüzden herhangi bir yörenin orjinal türlerini korumak, onların gelişimini ve yaygınlaşmasını sağlamak daha yaralıdır diye düşünüyorum. Böylelikle daha sağlıklı, dayanıklı ve ağaç başına verimi yüksek bahçeler kurmuş oluruz.
syıldıran
09-01-2010, 12:47
Sayın Syıldıran'a katılmamak elde değil. Bizim yörede Vertisilyum hastalığı fazla yaygın değil. Sanırım ithal edilen türler henüz buralara ulaşmadığından olsa gerek.
Aslında o yöredeki yaygın türleri yetiştirmek yerine hızlı verim almak için ithal türlere yönelmenin GDO'lu ürün kullanmaktan farklı olmadığını düşünüyorum. Çünkü kafa karışıklığından dolayı GDO'nun ne olduğu bilinmiyor. GDO'lu ürün olarak hormonlu domatesler vb. televizyonlarda bolca gösteriliyor. Aslında GDO'lu ürünler, belli bir yöreye uyum sağlaması için genleriyle oynanmış ürünlerden başka bir şey değil. Örneğin kuraklığıa daha dayanıklı domates, şeker oranı yüksek şeker pancarı vs.
Bitki floraları milyonlarca yılda oluşan süreçler. Bir türü, bir başka bölgede yetiştirmek için uzun yıllar inceleme ve gözlem gerekir diye düşünüyorum. Ki Türkiye'de bunun yapıldığını düşünmüyorum. Birisi bir türü getiriyor bir kaç deneme yapıyor, iyi verim alırsa başlıyor pazarlamaya.
Oysa yukarıda belirrtiğim gibi bu süreç çok uzun olmalı, denetim altına alınan alanlarda üretilerek ayrıntılı gözlemler yapılmalı. Bu yüzden herhangi bir yörenin orjinal türlerini korumak, onların gelişimini ve yaygınlaşmasını sağlamak daha yaralıdır diye düşünüyorum. Böylelikle daha sağlıklı, dayanıklı ve ağaç başına verimi yüksek bahçeler kurmuş oluruz.
Merhabalar ,
Şu dönemler bizim bölgede çekişte , memecik , palamut türü zeytin hasat dönemi. Bende zeytrin hasadıyla uğraşmaktan bir müddettir forumdan uzak kaldım. Sn. acemi_çaylak ile aynı görüşteyim. Manzalina türü zeytin fidanlarının ülkemize ilk getirilişi yaklaşık 25 yıl kadar öncedir. Bu fidanlar ile ülkemize gelen Verticilum hastalığı yaklaşık olarak 10 - 12 yıldır etkili olmaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere hastalığın etkili olması için yaklaşık olarak 15 yıl gibi bir zaman geçmesi gerekmektedir. Uzun uzadıya gerekli her türlü araştırma inceleme laboratuar analizleri yapılmadan getirilen ithal fidanlar ne yazıktır ki böyle sorunlara yol açabiliyor. Ve gene ne yazıktır ki uluslararası büyük firmalar ürettikleri ilaç , fidan vb. ürünleri için ülkemiz doğasını bir deneme tahtası olarak kullanmaktan çekinmiyorlar. Saygı ve selamlarımla . .
mustafa yılmaz
13-01-2010, 19:06
5 sene önce 1700 kadar Gemlik diktik.Çiftçi olmadığımız için minimum gider yaparak, ek gelir olsun düşüncesiyle azar azar yatırım yaptık.Bu yıl 2500 kadar daha dikim yapacağız.Bu nedenle bu işe daha da eğilmek istiyorum.
Toprak tahlilinde sorun yok, etrafımız da hep zeytinlik fakat arazi fiziksel olarak bozuk.Topraktan çok taş var, yer yer engebeli çoğuda lastikli makina giremeyecek kadar eğimli, sürmeye de müsait değil.Zaten çiftçi olmadağımız için bizde de tarım alet ve makinası yok.
Tüm bu nedenlerle ayrıca daha az gider ve emek istediğini düşündüğüm için yemeklik zeytini profesyonellere bırakarak, yağlık bir zeytin çeşiti dikmek istiyorum.Forumda neden Ayvalık'tan verim alamıyoruz diye çok soru okudum. Araştırmam sonucu Ayvalık çeşitinin sadece Kuzey Ege ve Doğu Akdeniz'in bazı bölgelerine adapte olabildiği, nedenin de uzun soğuklama ihtiyacı olduğunu öğrendim. Yani en mantıklı yağlık çeşit bölgemizin yerel çeşiti olan Memecik gibi gelmekte.
Fakat aylardır araştırma yapmama rağmen işin içinden çıkamıyorum.Forumun başından beri Gemlik ve Gemlik Yağı yerden yere vurulmuş yardımcı olursanız çok memnun olurum.
- Bir adet Gemlik fidanı 1,5 TL
- En ucuz Memecik fidanı 6 TL
Daha başlarken 4 kat fazla masraf yaptık.
- Gemliği 3'e 3 dikip 10-15 yıl sonra birer fidan arayla üçgen şeklinde sökmek mümkün.Hadi kitapa uyup 5'e 5 rahatça diktik diyelim.
- Memecik ise orta büyüklükte taç oluşturduğu için 6'ya 6 dikilmekte.
Buradan da mahsül kaybettik.
- Bu yıl kendi tesisimizde Gemlikten 1 / 2,8 oranında yağ aldık.
- Memecik ise ancak 1/5 hatta 1/6 yağ vermekte.
Burada da neredeyse iki kat fark yedik.
- Gemlik'te yıllık budama yapmıyoruz, gübre vermiyoruz, kolayca hasat yaptırıyoruz. Yine de periyodisite yok denecek kadar az.Komşularım zeytinlikte yatıp kalkıyor, biz yılda 3-4 kere gidiyoruz, aramızda aman aman bir fark yok.
- Memecik'te ne yaparsan yap iki yılda bir ürün alırsın diyorlar.
Buradan da neredeyse iki kat fark yedik.
-Gemlik iki yaşında ürün vermeye başladı
-Memecikte ki durumu bilmiyorum.
Peki tüm bu zahmete göre Gemlik yağı 4 lira ise Memecik yağı 16 TL olması gerekmez mi ? Oysa ben bugüne kadar hiçbir yağhanenin **** tüccarın seninki Gemlik seninki Memecik diye ayırdığına şahit olmadım.Sadece asitine göre fiyat değişmekte.Pimpirikliyimdir ama gurme de değilim elbette ama ne ailem ne yağ sattığım kişiler ne ikram ettiğim eşten dostan yağın hakkında olumsuz bir görüş gelmedi.Herkes bayıla bayıla yemekte ve devamını istiyor 6 TL'ye yirmişer yirmişer satıyorum, beğenmeyen çıkmadı.Üstelik iki sene önce yaptığım sele zeytini hala ilk gün yapıldığı gibi.Kırma da çok güzel oluyor.Sele zeytininin bir kısmının çekirdeğini çıkarıp blenderdan geçirdim ekmeküstü harika oluyor.
Lütfen açıklarmısınız : ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE ?
Toprak tahlili yaptırdım, düzenli gübreledim, organik ilaçlama yaptım, yıllık budama yaptırdım (düzgün bir 10 kişilik tımarcı ekibinden adam başı 100 TL yevmiye fiyatı aldım), diplerini çapallatım, elle hasat yaptırdım, soğuk sıkım yaptırdım diyelim.Kilosu 40 TL ye gelecek yağı kim ne kadar satın alacak ? Gemlik yağıyla nasıl rekabet edecek bu yağ ? Yaptığım yorum birşey bildiğimden değil gerçek merak ediyorum bu durumu.Neden Gemliğe bu kadar karşı çıkılmakta.Tamam Ayvalık, Memecik belki daha lezzetli olabilir ama lütfen Gemlik için tadı kötü demeyin çünkü mutfağımda var lokum gibi yağ.
Zeytinlibahçe
14-01-2010, 22:37
mustafa bey selamlar
Memecik cinsini fazla tanımıyorum bu kanuda yorum yapmak istemiyorum,trilye icin sofralık olarak degerlendilirse sunu kabul etmek gerekirki ideal yetisme ortamı marmara ve cevresi özellikle güneyi yazın nemli poyraz rüzgarını alarak geliştiginden meyvenin kabugu ince ve lezzetli oluyor,güneye indikce sıcak nedeniyle meyve kendini korumaya aldıgından kabugu daha kalın ve sert .Bu sorunu bu sene kullandıgım kaolin kiliyle cözdüm,bu seneki ürünümüz önceki senelerle kıyaslanmayacak kadar iri ve ince kabuklu oldu.
Trilyenin yagıda oldukca lezzetli,sanırım kötü imajını sofralık olarak para etmeyen kücük,ezik meyvelerin yag icin degerlendirilmesinden alıyor
saygılarımla
mustafa yılmaz
15-01-2010, 17:51
Yorumlarınız için teşşekkür ederim Ayhan Bey.Sizin ve sayın Meyvelitepe'nin kaolin kili uygulamalarınızı ilgiyle takip etmekteyim.Organize edebilirsem bende denemek istiyorum.
Bu arada bir tespitte bulanayım; forumda sık sık ek iş olarak, emeklilik uğraşı olarak ya da ayda bir giderek zeytinlik tesis etmek isteyenleri okuyorum.Sanırım onlarda benim gibi zeytin zaten fazla bakım istemez mantığındalar.Arkadaşlar yok öyle bir şey.Ben de ya adam gibi bu işi yapacağım ya da satacağım.
Bugün sıkı bir pazarlıkla Manisa tarafından 4 TL ye deliceye aşılı Memecik fidanı fiyatı aldım.Bu maliyeti oldukça düşürdü.Aslında periyodisite de kafama takılmasa hiç düşünmeden kendi yerel zeytin çeşitimizi dikeceğim.
Zeytinci
15-01-2010, 19:59
Sn. Mustafa bey,
Zeytin işine ciddi girmişsiniz.
Kalite ve yüksek miktar üretm ise varmak istediğiniz hedef yoğun dikim (1.2mt fidan arası x 3.5 mt. sıra arası) bahçelere göz atınız (www.olint.com).
Arazi yapısı sulamaya, traktörle işlemeye/ilaçlamaya, makina ile toplamaya/budamaya uygun olmalı.
Kalite ve sınırlı miktar butik üretim ise hedef geleneksel dikimde fark yaratmalı.
Yağ kalitesinde zeytin çeşidi elbette önemli ama tek şart değil. Zeytinyağ tadım eğitiminde verilen bilgilere göz atınız (www.alternatifyasam.blogspot.com)
Başarılar dilerim.
mustafa yılmaz
16-01-2010, 00:26
Teşekkürler sayın zeytinci verdiğiniz bağlantıları daha önce incelemiştim.Sanırım en büyük eksiğimiz yaptığımız işe saygı duymamak ve ekmek yediğimiz işler üzerinde bırakın uzmanlaşmayı temel bilgileri dahi öğrenmemek.Dediğiniz gibi iş çeşite gelene kadar öyle büyük ve basit yanlışlar yapılıyor ki insanlar çocukluktan zeytin yağından tiksindiriliyor. Böyle güzel bir site de böyle güzel insanlarla karşılaşmak beni çok mutlu ediyor.
Site de seviyeyi düşürüp insanları yanlış yola sevk etmek istemem.Daha önce de dediğim gibi ben bu konuda uzman değilim, uzman arkadaşlardan yanıt bekliyorum.Benim uzmanlık alanım iktisat.İktisatta iki temel üretim prensibi vardır.Birisi en kaliteliyi üretmek ikincisi en ucuzu üretebilmek.Maalesef genel kanının aksine en kaliteliyi değil en ucuzu üreten daha az riskle daha fazla kazanır.Hem sürümden kazanır hem pazar sıkıntısı yaşamaz.Üzücü olsa da lüks ekstantif yöntemleri bırakmalıyız.Bu açıdan Arbequina gibi çeşitler gelecekte ucuz fiyatıyla pazarda tehtit oluşturabilir.Sonuçta sokaktaki vatantaş gurme değil, sadece karnını doyurma peşinde.Salatayı bile ayçiçekyağı ile yiyiyor.
Fakat yeterince tanınmamış, rüştünü ispat etmemiş bir çeşite büyük çaplı bir yatırım yapmak cesaret ve inanç işi.Arazimin güney cephesinde bende bir miktar deneme üretimi yapmak istiyorum.Sizce Arbequina'yı saksıda yetiştirmek mantıklı mıdır?
Zeytinci
16-01-2010, 15:11
Saksıda zeytin zevk için yapılır. Ya da fideyi büyütmek için. Arbequina için varsa çevrenizde olan bir bahçeyi ziyaret ediniz.
Sizin gemlik çeşidi bahçenin belirli bir bölümünü pekala süper yoğun dikim olarak düzenleyebilirsiniz. Gemlik tacı küçük olduğu için bu tarza uygun olur.
Kolay gelsin.
Sayin Mine Pakkaner,
Merhabalar, ben 6 ayi yurt disinda (Fransa/Paris) 6 ay da Adana'da yasayan bir zeytin severiyim.
02/02/2006 yilinda Adana'dan (Adanaliyim) 60 dekar tarla aldim. Ben zeytincilige merak ettigimde destekleme vs yoktu. Benim ciftcilikle veya bahcecilikle alakam yoktu. Bilgili insanlarin destegiyle 2 700 adet gemlik cesidi zeytin fidani aldim ve diktirdim. O zaman arastirdigimda Gemlik kendine verimli, dolleyici gerekmez dediler. Agacalar.net'e dun girdim, basindan baslayarak butun Zeytin forumu okudum. Forumda , siz de dahil, dolleyici sart deniliyor. Agacalarim 4 yasinda. gecen kasim ayinda hasat yapildi; 5.5 ton zeytin toplandi, 1350 kg %0,3 asitli yag elde ettik. Onu da krom tankta sakliyorum.
Ben su anda Paris'den size yaziyorum.
Dolleyici icin ne yapmam gerekiyor ? cunku tamami Gemlik cesidi ekili ve 4 yasinda.
Onerilerinize ihtiyacim var, simdiden tesekkur ederim.
Arkadaşlar bahçede bir zeytin var, türünü de bilmiyorum. Yaprağından belli oluyor mu?
Eğer kendine döllenmiyorsa bir ağaç daha mı dikmem gerekiyor. Mevsim uygunken dikeyim bari!
Ne dersiniz?
mustafa yılmaz
18-01-2010, 10:15
Memecik yetiştiriciliği yapan var mı?
syıldıran
19-01-2010, 10:11
Memecik yetiştiriciliği yapan var mı?
Sn. mustafa yılmaz ,
Merhaba . Benim zeytin ağaçlarımdan 18 tanesi memecik cinsi . 1988 de dikmiştim. Selamlar . .
mustafa yılmaz
22-01-2010, 00:05
Selamlar Sayın syıldıray,
Memecik verimi konusunda bizi rakamsal olarak aydınlatıp diğer çeşitlerle karşılaştırabilir misiniz ?
Arkadaşlar bende bu sene 500 tane zeytin fidanı dikeceğim 6*6 aralık ile ayvalık zeytini dikeceğim.bunların arasına da şetali fidanı dikmek istiyorum sizlerin fikirlerini bekliyorum
syıldıran
22-01-2010, 20:42
Sn. mustafa yılmaz ,
Merhaba . Memecik zeytini Aydın ilimiz iklimine uyum sağlamış , sıcağa ve kuraklığa dayanıklı bir çeşittir. Malumunuzdur yaz ayları çok sıcak ve kurak geçmektedir. Özellikle sulanmıyan yerlerde diğer çeşitlere göre daha dayanıklıdır. Zeytinliklerde memecik cinsinden başka çekişte , palamut ve domat cinsi zeytin ağaçlarım var. Memecik , çekişte ve palamut (Biz buralarda eşek zeytini deriz.) cinsi zeytinler susuz şartlarda yetiştirilebilmektedir. Domat cinsi zeytin muhakkak sulanmalıdır. Benim memecik cinsi zeytin ağaçlarım sulanabilir yerde olup , gerekli ilaçlama ve gübrelemesi yapılmakta ve sırıkla hasat edilmediği için periosidite göstermemekte her yıl ürün vermektedir. 21 yaşındaki ağaçlarımdan her yıl ortalama 70-80 kg. zeytin almaktayım. Susuz şartlarda yetiştiriciliği yapılanlar periosidite göstermektedir. Araziniz Aydının neresinde ve sulanabilir mi ? Birde olduğunuz yerdeki pazar durumunuda bakmanız gerekir. Yöreye göre bazı cinslerin satışı daha kolay oluyor , pazarı hazır olması bir avantajdır. Birde yağlık mı sofralık mı dikmeyi düşünüyorsunuz bu parametreleri belirleyip ona göre bir veya birkaç tür seçebilirsiniz. Selamlar . .
Samsunlu55
22-01-2010, 21:07
Arkadaşlar bende bu sene 500 tane zeytin fidanı dikeceğim 6*6 aralık ile ayvalık zeytini dikeceğim.bunların arasına da şetali fidanı dikmek istiyorum sizlerin fikirlerini bekliyorum
Ben şeftaliyi tarlaya hiç sokmayın derim, illaki ara tarımı yapmak istiyorsanız bodur meyve cinslerini düşünebilirsiniz.
Çınarmunarı
26-01-2010, 11:01
Sayın Halil Önen, özelinize mesaj attım bakabilir misiniz?
bayindirmevki
04-02-2010, 22:58
Hepinize merhaba,
Bir kaç akşamdır süren okuma maratonu sayesinde zeytin (olea) konu başlığının sonuna geldim. Oldukça bilgilendirici. Emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ederim.
Ben bodur zeytin çeşidi Arbeguina ile ilgileniyorum. İzlediğim kadarı ile bu çeşidi Sayın Susurluk ve Sayın Halil Önen isimli arkadaşlarımız dikmiş. Kendilerinden ricam edindikleri deneyimi bana anlatabilirler mi?
Merak ediyorum: Dikimden bu yana adaptasyon sorunları yaşadınız mı. Fidanlarınızın durumu nedir. Telli sistem mi yaptınız? Kısaca, gelişimlerini ve bu süreçte yaşadıklarınızı merak ediyorum.
Ben bu çeşiti Çanakkale, Bayramiç'te bulunan arazimde değerlendirmek istiyorum. Şimdiden teşekkür ederim.
Saygılar
Halil Önen
05-02-2010, 00:14
...
Ben beta fidancılıktan 170 adet Arbequena İ_18 için Haziran ayında sipariş verdim ve % 30 unu peşin ödedim. Tanesine 6 tl. den. Sözleşme imzaladım ve Şubat' ın 25. inde teslim alacağım. .
Sn. bayındırmevki,
Hoşgeldiniz.
''Zeytin (olea) konu başlığını okudum ve bilgilendim'' diyorsunuz. Bu buradaki dostları ve beni sevindirir.
Ayrıca '' zeytin hastalıkları ile doğal mücadele'' başlığı da iktisas alanımızın ikinci bölümünü oluşturuyor.
Orayada ziyaret etmenizi önemle öneririz.
Tüm denemelerimizi orada ve burada paylaşıyor, tecrübe ediyoruz. Yeni şeyler öğreniyoruz.
Bazen kulağımıza geldikce_ ağaclar. net' te gördüm, böyle yazıyor, orada okudum, öğrendim _ sözleri hoşumuza gidiyor olsa da;
toprağı ve ağacı zehirlemeden en iyi ve en kaliteli, belki de en ucuza meyveyi nasıl alacağımızın, örnek oluşturacağımızı bilmek bizi mutlu ediyor.
Bodur zeytin için Çanakkale' de adaptasyon sorunu yaşamazsınız, çünkü Akdeniz ikliminin egemen olması yetiyormuş.
Gözden kaçmasın, bodur zeytinin taneleri küçüktür. Şu bizim ak delice dediğimiz zeytin tanelerinden biraz büyük.
Ön önemli özelliği ağaç küçük (bodur) yani sık dikime uygun ve enine değil boyuna uzuyor ve şekil budamasına da izin veriyor.
Yani bizim deliceler gibi bol meyve veriyor. Zaten deliceden _belki de bir zamanlar Anadoludan gitti_ aşı yöntemiyle bodurlaştırılmış, İspanya' da geliştirilmiş.
Telli sitem diye bir uygulama yok.
Bodur zeytinler 25 Şubat' (2010) ta elimde olacak.
Olumlu ve olumsuz tüm yönlerini burada ve Bahcesell form' da paylaşacağım.
Saygılar
hepinize merhaba,
bir kaç akşamdır süren okuma maratonu sayesinde zeytin (olea) konu başlığının sonuna geldim. Oldukça bilgilendirici. Emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ederim.
Ben bodur zeytin çeşidi arbeguina ile ilgileniyorum. Izlediğim kadarı ile bu çeşidi sayın susurluk ve sayın halil önen isimli arkadaşlarımız dikmiş. Kendilerinden ricam edindikleri deneyimi bana anlatabilirler mi?
Merak ediyorum: Dikimden bu yana adaptasyon sorunları yaşadınız mı. Fidanlarınızın durumu nedir. Telli sistem mi yaptınız? Kısaca, gelişimlerini ve bu süreçte yaşadıklarınızı merak ediyorum.
Ben bu çeşiti çanakkale, bayramiç'te bulunan arazimde değerlendirmek istiyorum. şimdiden teşekkür ederim.
Saygılar
merhabalar bende çanakkale bayramiçte yaşıyorum
bayindirmevki
05-02-2010, 22:27
Sayın Halil Önen
Öncelikle hızlı yanıtınız için teşekkürler. Aynı hız ile size yanıt veremediğim için mahçubum. Gün içinde yanıt verme olanağım yok. Akşamdan akşama geç saatlerde fırsat bulabiliyorum.
Önerdiğiniz '' zeytin hastalıkları ile doğal mücadele'' başlığını da okuyacağım. Elimde, arazimin kıyısında ki iki garip zeytin ağacından başka zeytin ile ilgili bir şey olmasa da fazla bilgi göz çıkarmaz diyorum.
Zeytin ile ilgilenmem; bahçesini kurmaktan çok Arbeguine çeşitidir. Toprağım tınlı ve birinci sınıf. Bu ay bir kısmına yarı bodur elma fidanı diktim. Yukarda bahsettiğim iki garip zeytin ağacının bittiği sınır boyuna hem çit görevi görür hem de meyvesini değerlendiririm diye Arbeguine düşünüyorum. Araştırdım. Bu çeşit de beni ilgilendiren dikine büyümesi ve sıra üzeri sık dikimi. Tam aradığım gibi. Hem ekonomik değeri var hem de perdeleme özelliği.
Adaptasyon sorunu yaşayacağımı sanmıyorum. Sadece dikim yapıp deneyim yaşamış olan insanları da bir dinlemek isterdim. O amaçla size bir merhaba dedim. Daha dikmemişsiniz. Olsun. Bu vesile ile tanışmış olduk. Hayırlısı ile fidanlarınızı teslim alır dikersiniz inşallah. Paylaşımınızı sabırsızlıkla bekliyorum. Ben seneye dikmeyi düşünüyorum. Şu an yeri hazır değil.
Saygılar
bayindirmevki
05-02-2010, 22:40
Merhaba rimed17
İstanbul'da oturuyorum ve Bayramiç, Türkmenli köyünde elma bahçesi kurdum. Bu güzel bölge ile tanışıklığım eşimin Bayramiç'li olmasından kaynaklanıyor. Sizinle tanışmak isterim. Bir aksilik olmazsa yarın ve ertesi gün bölgedeyim. Bahçede işim var. Özelime telefon numaranızı bırakırsanız görüşürüz.
Halil Önen
06-02-2010, 00:45
Arkadaşlar bende bu sene 500 tane zeytin fidanı dikeceğim 6*6 aralık ile ayvalık zeytini dikeceğim.bunların arasına da şetali fidanı dikmek istiyorum sizlerin fikirlerini bekliyorum
Sn.rimed,
bu yazınızdan sonra ki durumu bilmiyorum.
Umarım 6 ya 6 şeklindeki ayvalıkların arasına şeftali dikmemişsinizdir.
Arasına demişsiniz. Ben yanlış mıanladım? O zaman ağaçlar arası 3 metre kalır.
Şeftaliye taç vermeniz gerekiyor. 3 ana dal ve ona bağlı dallar. Ayvalık ise 4 ve 5 yıl gibi yukarı büyüyor sonra yanlara yatıyor.
Bu şartlarda dikim yaparsanız ağaçlar birbirine girer. Bence uygun değil.
Saygılar
Halil Önen
06-02-2010, 01:02
Sayın Halil Önen
Zeytin ile ilgilenmem; bahçesini kurmaktan çok Arbeguine çeşitidir. Toprağım tınlı ve birinci sınıf. Bu ay bir kısmına yarı bodur elma fidanı diktim. Yukarda bahsettiğim iki garip zeytin ağacının bittiği sınır boyuna hem çit görevi görür hem de meyvesini değerlendiririm diye Arbeguine düşünüyorum. Araştırdım. Bu çeşit de beni ilgilendiren dikine büyümesi ve sıra üzeri sık dikimi. Tam aradığım gibi. Hem ekonomik değeri var hem de perdeleme özelliği.
Saygılar
Sn. bayındırmevki,
iyi düşünmüşsünüz. Bende 40 kadar çeşitli meyve fidanlarının etrafına bir sıra dikmeyi düşünüyorum.
2,5 veya 3 metre tepeden budama yapıyorlar, ben o sıraları yapmıyacağım.
Zeytin ağaçları meyve ağacları için soğuğa karşı müthiş koruyucu görevi yapıyor.
Özellikle mandalin ve limon ağaçlarına yakın dikimde onları soğuktan koruyor.
Saygılar
Arkadaslar,
3 yasinda 5 x 5 araliklarla dikilmis 6000 adet Gemlik fidanim var. 5 x 5 in tam orta noktalarina badem fidani dikme fikri onerildi. Yer Canakkale Geyikli. Ne dersiniz ?
Saygilarimla.
Halil Önen
07-02-2010, 11:08
Arkadaslar,
... 6000 adet Gemlik ...
5 x 5 in tam orta noktalarina badem fidani dikme fikri onerildi..
Sayın oakcan,
bilgi paylaşım sitesine hoşgeldiniz.
Size yukarıdaki öneriyi yapan kişi ya zeytin dikmemiş, ya badem dikmemiş ya da dayak yememiştir.
5 e 5 arlıklarla Gemlik dikenler keşke 6 ya 6 dikseydim derken, aralarına badem dikmeyi düşünemezsiniz.
5 e 5 in tam ortası yani hipotenüsü olmalı. Hadi 7 m. olsun. 4 ağaca uzaklığı 3,5 m olur.
6000 ağaçı traktörle süreceksiniz. O zaman süremezsiniz. Arasına giremezsiniz.
Zira çarpraz sürmek zorundasınız.
Zaten 5 e 5 dikimde bile eğer iyi bakarsanız Gemliklerin arasına traktörle zor gireceksiniz.
Sonra mesafe uygun olsa bile zeytin ağaçlarının aralarına yine badem dikemezsiniz.
Zeytin sacak köklüdür, kazık kök en çok 90 cm dir. Yanlara 8 ya da 10 m. kadar giden sacak köklerin derinliği 80cm. çok geçmez.
Halbuki badem kazık köklüdür, sacak kökü azdır.
Yani sulama ihtiyaçları ve yöntemi farlıdır.
Örneğin zeytin fidanının kök bölgesinden sulama yaparken, kazık köklü olan badem için tam kök dibinden sulama yapamazsınız. Su köke zarar verir.
Sn. oakcan, toprağınız yeterince yüklüdür. Sizin yapacağınız şey, en iyi kalite ve irilikte daha az maliyetle sofralığı nasıl yetiştiririm, pazarlarım olmalı.
Yoksa burada olan birçok üretiçi gibi Gemliğin yağını çıkarır duruma düşmek çok acıdır.
Saygılar
demirgonenc
08-02-2010, 18:00
ispanyanın zeytinyagı internet sitelerini gezip inceledim. Bu arada burada yazılanların neredeyse tümünü okudum. Biz para ve gelir hesabı yaparken onlar bölgelerinin tadlarını ortaya cıkarmaya çalışıyorlar. 15 e yakın zeytin türleri var ve birine dahi kötü demiyorlar. Bakıyorum bizde tür ayrımı daha cok para kazandırmaya endeksli yapılıyor. Oysa ayrım tadlarda olmalı ve bütün türler yasatılmalı. İspanyol cinsini öneren var. Ondan daha iyi yapman mümkün degil. Sen kendi tadını yasat. İnanılmaz lezzetli bizim yaglar. Sen ispanyolun tadına baktın mı? Orjinali yasatmak lazım. Zaten baska türlü ilginc olamazsın. Eee kazanmak istiyorsun. Tabi kazan ama orjinal tadın sana kazandırır bırak kilo hesabı yapmayı. Ürettigini kalite yaptın ve basaramadında mı yabancı üretim yöntemlerini deniyorsun. Bu agac anadolulu herkes basını egsin utansın. binlerce yıldır burada. hangi ilac verdı eskiden? Bocekler mi degisiti. Nasıl yasadı o agac binlerce sene? Cok kazanacagım dersen o ilacı kullanırsın kalite düser sonra kısır dongu baslar. Kendine degil cinse takarsın ve kendi türünü asagılarsın. Kaliteli zeytin alıcısı var. Yag da oyle. Bence zeytin agaclarımız saygın olarak durmaya devam ediyor sadece biz ac gozlulukle bu onurlu türlerimizi utandırıyoruz.
demirgonenc
08-02-2010, 18:29
Bir de onların ne yaptıgına bakarken neden yaptıklarını da dusumek lazım. Adam 100. 300 yıl icin dikmiyor. 20 sene 30 sene sonra baska birseye gecmenin hesabında. Sık dikiyor. cok urun alacak kısa zamanda. Butun agacları 10 15 yasında yani yeni girmis bu ise. Trend yakalamıs. Moda olunca dogal urunler buna gecmis. yarın baska is yapar. 100 sene süren trend yok artık.Devlet vermiş arazi belli dag tepe dikmisler. Oyle arazi bizde sadece devlette var. Orman veriyordu TEMA iptal ettirdi. Haklı. Zeytin orman agacı degil dedi. Neye gore? yasaya gore. Peki dogaya gore ne agacı? Elma gibi degilki her yerde yetisiyor. Yayılıyor kendi kendine. Adam bilmem ne türü zeytinle trend yakaladıysa sen de 100 yıllık agacın ürünü ile cık piyasaya. Onlarda bu kadar olgun agac yok. sisesi 100 USD eder. 100. 200 yıllık agac dersen durup bakarlar. Zeytin denetim kurumu kurmalı onun ok vermedigi ürünün bırakın satışı tanıtımı bile olmamalı. Kötü ürün tüm ülkenin pazar sansını sarsıyor. Sansa bırakılmaz pazar mücadelesi. Rakiplerin hepsinde bu var. Trade commision of spain damgası vardır o cok meraklı oldugumuz ispanyollarda.
demirgonenc
08-02-2010, 21:05
benim amacım ispanyol cinsi onereni elestirmek degildi. oyle anlasılmıs. amacım kendi türlerimize sahip cıkmamıza vurgu yapmaktı. ornek vermekle hata yaptıgımı anladım. size yardım etmeye calısırım severek. ben ayrıca o türe olumsuz bakmadım ve sorunlu oldugunu soylemedim. iyi cinslerimiz var demek istedim. cok yaslı ve guclu türlerimiz varken en azından bu cografyada ispat edilmemis tür risklidir diye düsünürüm. ama isteyen de diker kim ne diyebilir.
demirgonenc
08-02-2010, 21:19
bu arada aktarayım arzu ettiginiz gibi oradan. internet verisi bunlar. 262 tür varmıs. 24 ü yaglik. sizin türünüz Arbeca diye bir kasba orijnli.45 bin hektara dikili. mekanik hasatı zor. oksidasyonu yüksek. 1.9 grm. yemeklere yani pisirmeye uygun degil. ızgara balık salata vs oneriliyor. agacın ozelliklerini bulunca aktarırım.
Sayın oakcan,
bilgi paylaşım sitesine hoşgeldiniz.
Size yukarıdaki öneriyi yapan kişi ya zeytin dikmemiş, ya badem dikmemiş ya da dayak yememiştir.
5 e 5 arlıklarla Gemlik dikenler keşke 6 ya 6 dikseydim derken, aralarına badem dikmeyi düşünemezsiniz.
5 e 5 in tam ortası yani hipotenüsü olmalı. Hadi 7 m. olsun. 4 ağaca uzaklığı 3,5 m olur.
6000 ağaçı traktörle süreceksiniz. O zaman süremezsiniz. Arasına giremezsiniz.
Zira çarpraz sürmek zorundasınız.
Zaten 5 e 5 dikimde bile eğer iyi bakarsanız Gemliklerin arasına traktörle zor gireceksiniz.
Sonra mesafe uygun olsa bile zeytin ağaçlarının aralarına yine badem dikemezsiniz.
Zeytin sacak köklüdür, kazık kök en çok 90 cm dir. Yanlara 8 ya da 10 m. kadar giden sacak köklerin derinliği 80cm. çok geçmez.
Halbuki badem kazık köklüdür, sacak kökü azdır.
Yani sulama ihtiyaçları ve yöntemi farlıdır.
Örneğin zeytin fidanının kök bölgesinden sulama yaparken, kazık köklü olan badem için tam kök dibinden sulama yapamazsınız. Su köke zarar verir.
Sn. oakcan, toprağınız yeterince yüklüdür. Sizin yapacağınız şey, en iyi kalite ve irilikte daha az maliyetle sofralığı nasıl yetiştiririm, pazarlarım olmalı.
Yoksa burada olan birçok üretiçi gibi Gemliğin yağını çıkarır duruma düşmek çok acıdır.
Saygılar
Sayin Onen,
Net cevabiniz ve bilgilendirmeniz icin tesekkur ederim. Cok faydali oldu.
Saygilar.
Sayın demirgonenc;
Profilinize baktım da mesleğiniz medya diye yazmışsınız, medyada da böyle yazıyorsanız vay okurlarınızın haline.
Yazınızı okurken gerçekten güçlük çektim hiç hatasız yazmak yazılarınızı daha okunur ve sizleri daha dikkate alınır kılar.
Sitemizin yazım kuralları var, türkçemizi iyi kullanmak (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=1669&highlight=t%FCrk%E7e+yaz%FDm+kurallar%FD)Yazımıza başlarken büyük harfle başlamak virgül ve noktadan sonra bir boşluk bırakmak, parantez açmak, paragraf yapmak gibi.
Sizlere burayı (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=11) ve burayı (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=11) okumanızı tavsite ederim.
demirgonenc
09-02-2010, 16:00
Diz üstü bilgisayarım Q klavye. Maalesef evde sadece o var. Harfleri filan bulamıyorum ve rahat yazamıyorum. Eski tip gazeteciyim ben. F klavyeye alışkınım. Mesajınızdaki ifadelerden mesajlarımdan hoşlanmadığınızı anladım. Yazım hataları icin özür dilerim. Ama dikkate alınmak gibi bir amacım da yok. Sadece amacım dışında anlamalara neden olduysam üzülürüm. Bunu da belirttim önceki mesajımda. Ama beni eleştirmek için yazım hataları ile mesleğim arasında bağlantı kurmak gibi bir zeka parıltısı içerir yöntemi de farketmedim sanmayın. Kendime olan güvenim sarsmayı başardınız :)
Ama beni eleştirmek için yazım hataları ile mesleğim arasında bağlantı kurmak gibi bir zeka parıltısı içerir yöntemi de farketmedim sanmayın. Kendime olan güvenim sarsmayı başardınız :)
Böyle bir düşünce ne ben de nede başka bir arkadaşımda asla olamaz,
Yazım hatası ile mesleğinizin arasında nasıl bir bağ kurdunuz anlayamadım, ben sadece medyada böyle yazıyorsanız vay o okurun haline dedim.
Siz yazdığınız yazı şekli beğeniyor olabilirsiniz, bu sitede bu şekil de yazamassınız.
Sizlerin ne şevkinizi ne de güveninizi kırmak gibi bir düşüncemiz asla olamaz, bilhassa yazıp bilgi paylaşımnda bulunmanız bizleri sevindirir. Ama hep birlikte biraz kurallara dikkat ederek.
Merhabalar!..
Benim mesajım zeytinle ilgili olmayacak ama; forumu ilgilendiren bir konu da yazacağım. Epeydir forumu takip ediyorum, bazen de yazıyorum. Forumda bazı kişiler sürekli yazışma kurallarına uymaya davet ediyorlar. Yazışma kurallarından dem vuranların, yazılarına baktığınızda "çok da dikkat ettikleri halde" kendilerinin de ufak tefek hata yaptıklarını görüyoruz. Bence, insanları ufak hataları için eleştireceksek, kendimiz hata yapmıyor olmamız lazım. Yazışma kurallarına uymayalım demiyorum ama; hoşumuza gitmeyen bir fikirle karşılaşırsak, neresinde nokta eksik, neresinde virgül fazla, diye aramayalım lütfen. Böyle yazım yanlışı arama yarışına girecek olursak bence forum amacından uzaklaşır.
Bende sizin yazdıklarınızı eleştireyim.
Profilinize baktım da mesleğiniz medya diye yazmışsınız, medyada da böyle yazıyorsanız vay okurlarınızın haline.
Bu kısım eleştiri sınırlarını aşmış.
Yazınızı okurken gerçekten güçlük çektim hiç hatasız yazmak yazılarınızı daha okunur ve sizleri daha dikkate alınır kılar.
güçlük çektim(burada nokta konup hiç kelimesi büyük harfle başlamalıydı)
Maksadım tartışma başlatmak değil.
bayindirmevki
09-02-2010, 22:57
Hayda!...
Nerelere geldik.
Arkadaşlar. Yok mu? Arbeguine ile ilgili yeni birşey söyleyecek.
Sayın Halil Önen diyeceğini dedi. Anladım ki aklın yolu bir. Gerisi artık 25 şubata kaldı. Başka diyeceği olan var mı? Bu çeşitin siparişini verip de tam dikecekken. Yahu, bu çeşitte şöyle idi böyle idi dediğinizde.
Neredeydiniz? dersem.
Biz o sırada türkçe dersindeydik demeyin. Sayılmaz. Verdiğim fidan paralarını sizlerden isterim.
Hoş kalın, Hoşcakalın.
Yazışma kurallarından dem vuranların, yazılarına baktığınızda "çok da dikkat ettikleri halde" kendilerinin de ufak tefek hata yaptıklarını görüyoruz.
Hiç hatasız olması tabi ki daha güzel. Ben dahil bir çok kişi belli bir yaştan sonra kılavye gördü, tabi ki ufak tefek hatalarımız olacak buna kimsenin bir şey dediği yok, ama olmaması içinde biraz mücadele edelim.
1143-1144 teki yazım şeklini beğenip, benim veya bir başkasının bir nokta eksikliğini eleştiriyorsanız pes yani.
hoşumuza gitmeyen bir fikirle karşılaşırsak, neresinde nokta eksik, neresinde virgül fazla, diye aramayalım lütfen.
Hoşumuza gitsin ve ya gitmesin, o fikire istiyen fikirle cevap verir, ve ya vermez, cevap vermeye kimsenin bir mecburiyeti yoktur.
Ama yazım kurallarına uymaya hepimizin mecburiyeti vardır.
demirgonenc
10-02-2010, 06:15
"Arbequina
Originally from the town of Arbeca, in Lérida. This olive is cultivated over 45,000 hectares (almost 110,000 acres) in Lerida, Huesca, Tarragona, and Zaragoza.
The olive, with an oval shape, has a low flesh-to-stone ratio. Due to its small size - an average of 1.9 grams - it is difficult to harvest mechanically, but it is very highly regarded because the tree produces a large amount of fruit with a relatively high oil yield of 20.5%. The Denominations of Origin of this variety are Les Garrigues and Siurana.
The oils produced by this variety have a high content of linoleic acid and therefore a certain tendency to oxidation, so they should be stored in a cool, dark place and consumed early in the season. These oils are dense and fluid, tasting of orchard fruits. Although they are highly regarded oils, the production tends to suffer due to the variations in climate in the areas of cultivation, especially during periods of drought"
----------------------
Yukarıdaki bir İspanyol sitesindren alıntı...ürünün küçük olmasından dolayı mekanik hasadın güç olduğunu söylüyor...
"Arbequina is the major olive tree of California and Catalonia in Northeast Spain. It is a relatively small tree with small fruit, it is suitable for dense planting but hard to harvest by conventional shakers. The oil is considered of high quality but not very stable in storage. The production starts early and is high, with relatively small alternating production.
It is the major cultivar in Catalonia particularly in Lleida and Tarragona. Traditionally planting was up to 200 trees per hectare but is planted considerably denser in new modern orchards. New hybrids of Arbequina are planted in high density plantings to maximize oil production.
Arbequina is considered frost hardy and well adapted to different soil types. In the Central Valley of California trees regularly take 22f winter nights without any problems. As the crown is small it is suitable for dense planting. In Catalonia the Arbequina is usually self-fertile. The yield is high and it is considered an early bearer. The fruit is small with oil content 20-22% under non-irrigated conditions. The oil is of high quality with a fruity flavor but its stability is not very high"
-----------------
Bu da bir Amerikan sitesi. Yaygın "sarsıcı" dediği mekanik alet veya makinalarla hasadın zor olduğunu söylüyor.
Bunların dışında benim anladığım, bu cinsin yağının saklanmasının zor olması. Tüketimin fazla olduğu ülkeler için iyi gibi. Çünkü böyle tanesiyle biraz yağ filan masaya konulsun yenilsin isteniyor. Birçok bilgi yağın saklanmasının ve kalitesini uzun süre muhafaza etmesinin zor olduğıunu söylüyorn. Yağ oranı ise iyi. Yine dediğimi gibi adamlar kendilerine göre bir türe ağırlık vermişler. Bana göre hemen tüketim için keyifli olabilir.
Bu arada bir zeytin fidanını Amerikalıların 14 dolar gibi yüksek bir rakama sattıklarını gördüm ve hayret ettim. Ya bizim fidanlarda bir gariplik ya bunların fidanlarında bir keramet var. Arbequina fidanı üzerinde bir iki meyve varsa 24 dolara kadar çıkıyor.
24 dolar verip bunu alsam sabah akşam gerginlik yaşar, düzenim bozulur aman başına birşey gelecek diye. Oysa benim amacım dertten tasadan kurtulmak.
Bu fidan için üzülüyorum. Bizim mahalleye gelirse bozulur bu çocuk. Bizim yerli türler bu sosyetik cocuğun huyunu filan de bozar.
Bu sene zeytin toplarken çektiğim sarı yaprak zeytini fotoğrafı..
http://img708.imageshack.us/img708/3408/zeytin.jpg (http://img708.imageshack.us/i/zeytin.jpg/)
eraendless
11-02-2010, 08:05
Merhabalar!..
150 adet Arbequina cinsi zeytin aldım ve dikimini(2*4) şubat ayının başıda yaptım.
Benim sorularım ise şu arkadaşlar.
(Dikim yapılan yer ise Antalya denizden 150m yüksek dere kenarı..)
1-Dikim yaptığım yerde çok çiğ durması.Çiğ in ağaca veya meyveye zarar verme durumu nedir.
2-Ağacın ve meyvenin Çiğ den etkilenmemesi için ne tür ilaç veya gübre atmalıyım..
Saygılar..
mustafa yılmaz
11-02-2010, 16:02
Önce ki sorumla ilgilenen arkadaşlara teşekkür ederim.Yeni tesis edeceğim zeytinlikte fidanı merkez alan 3 metre çapında 15-20 cm derinliğinde çukur açıp üstünü; pomza taşı, perlit veya zeolit ile birlikte kireçsiz ve tuzsuz kalın taneli kum karışımı ile örtmeyi düşünüyorum. Bunun fidanlara bir zararı olur mu?
bayindirmevki
11-02-2010, 19:12
Sayın mustafa yılmaz
Bu sorulara benden daha iyi yanıt verebilecek arkadaşlar var. Ben sadece sorularınızın daha anlaşılır olmasına yardımcı olacağım.
Öncelikle 3 metre çapına 20 cm derinlik ne için. Derinlik çok az çap ise fazla. Neden böyle bir şey yapmaya gerek görüyorsunuz?
Sizi masrafa sokacak ponza, perlit, zeolit neden? Hiç anlamadığım bir şey ise kum. Arazinin toprak yapısı ve sulama olanakları nasıl? Hangi çeşitten ekeceksiniz? Sorularınızın çıkış noktasını ve nasıl bir mantık yürüttüğünüzü anlatınız.
Samsunlu55
11-02-2010, 19:33
Sayın mustafa yılmaz
Bu sorulara benden daha iyi yanıt verebilecek arkadaşlar var. Ben sadece sorularınızın daha anlaşılır olmasına yardımcı olacağım.
Öncelikle 3 metre çapına 20 cm derinlik ne için. Derinlik çok az çap ise fazla. Neden böyle bir şey yapmaya gerek görüyorsunuz?
Sizi masrafa sokacak ponza, perlit, zeolit neden? Hiç anlamadığım bir şey ise kum. Arazinin toprak yapısı ve sulama olanakları nasıl? Hangi çeşitten ekeceksiniz? Sorularınızın çıkış noktasını ve nasıl bir mantık yürüttüğünüzü anlatınız.
Galiba Mustafa bey şöyle birşey düşündü. Toprağı 3 metre çapta ve 20 cm derinlikte açıp, açılan yere ponza, perlit, zeolit atarak toprağın su tutma kapasitesini artıracak, zeytinin kökünün rahat gelişebilmesi içinde kum ile birlikte kullanacak...
Halil Önen
11-02-2010, 19:59
Merhabalar!..
150 adet Arbequina cinsi zeytin aldım ve dikimini(2*4) şubat ayının başıda yaptım.
Benim sorularım ise şu arkadaşlar.
(Dikim yapılan yer ise Antalya denizden 150m yüksek dere kenarı..)
1-Dikim yaptığım yerde çok çiğ durması.Çiğ in ağaca veya meyveye zarar verme durumu nedir.
2-Ağacın ve meyvenin Çiğ den etkilenmemesi için ne tür ilaç veya gübre atmalıyım..
Saygılar..
Sn. eraendless,
Zeytin için mükemmel yetiştirme koşulu Akdeniz iklimidir. Tıpkı mandalin, limon, portakal vb. gibi.
Yani zeytin yazın sıcak ve kurak, kışın ılık ve yağışlı bir iklim ister.
Tıpkı Akdeniz havzası gibi. Tüm kıyı şeridi boyunca hemen hemen denize sıfır.
Nemi ve çiği bol bir kuşakta yetişir.
Çiğin zeytinde herhangi bir hastalık yapmaması gerekiyor. Ben duymadım. Bence kaygılanmanıza gerek yok.
Yıl içinde yaşanan kuraklık ya da don gibi hava olayları ağacın kendisinden çok zeytinin tadını etkiler.
Örneğin sıcak geçen yazlarda ya da iklimlerde yetişen zeytinlerden elde edilen yağ; kıvamlı, acı olmayan, besin değeri yüksek, hafif fındığa benzer bir kokuya sahiptir.
Serin iklimde yetişen zeytinlerden elde edilen yağ ise meyvemsi ve daha ham bir kokuya sahiptir.
Arbequenalar için nasıl bir dikim çukuru hazırladınız. Gübre kullandınız mı?
Kök hastalıkları özellikle kök kanseri için ilaç kullandınız mı?
Kaç metre ara ile diktiniz?
İki yıl sonra için budaması konusunda bilgi edindiniz mi?
Hadi hayırlı olsun. İyi haberler bekleriz. Mahsulünüz bol olsun.
Saygılar
bayindirmevki
11-02-2010, 20:00
Mustafa beyin daha önceki yazılarını okudum. Kendisi iktisatçı. Şu an sordukları ile bağlantı kuramadım. Bir mantığı olmalı her halde. Anlamadığım en önemli nokta bahsettiği işlemlerin masraf olması. İşçilik ve ekipman maliyeti malzemenin kendini aşar. Zeytin minimum masraf ile maksimum gelir getirmeli. Kazandırmadığını bir çok arkadaş belirtiyor. Ben olayın iktisadi yanını merak ediyorum. Tarımsal bilgi olarak söyleyeceğim yok.
Ben de bir varsayım da bulunup arazinin çok ucuza mal olması nedeniyle böyle bir iyileştirmenin maliyetini göze aldığını düşünüyorum. Araziyi merak ediyorum.
Halil Önen
11-02-2010, 20:16
Ben de bir varsayım da bulunup arazinin çok ucuza mal olması nedeniyle böyle bir iyileştirmenin maliyetini göze aldığını düşünüyorum. Araziyi merak ediyorum.
Bende öğle düşünüyorum.
Ancak zeytin böyle araziler için değil midir? Neden dikimde maliyet artırıcı bu ürünleri kullanır ki...? Zeytin zor toprak koşullarının ağacıdır.
Zira verimli topraklara zeytin dikilmemelidir.
Saygılar
bayindirmevki
11-02-2010, 21:04
Bence, Halil bey son noktayı koydu. Mustafa beyin açıklama borcu var.
Bir teknik detay da gözden kaçtı gibi. Toprak iyileştirme amaçlı bile olsa 20 cm derinlik çok yetersiz. Hatta komik gibi.
3 mt çap, 15-20 cm derinlik!...
Bu kadar az derinlik verilecekse bu şekilde uğraşılmasın. Malzeme tüm arazi yüzeyine uygun ekipman ile serpilip, pulluk ile derin sürüm yapılarak toprağa karıştırılsın. Madem ki zeytin yüzeye yakın köklerini çok uzağa uzatıyor, mantıklıdır. Ayrıca bu su tutucu ürünler ile tüm arazide yeşil doku oluşumu sağlanarak toprak nemi daha uzun süre muhafaza edilebilir.
omer.tuncer
11-02-2010, 23:10
Arkadaşlar birkaç fidancının oyununa gelmeyin. Arbeguine zeytini şöylemişde böyleymişte. yerli fidanların fiyatı 1-2 lira Arbeguine 8-10 lira niye her yerde yok mahkum olacaksınız hatta gelecek yılın fidanına talip olacak peşinat yatırıp adama sıfır maliyette korkuç rakamlar kazandıracaksınız. 20000 hatta 50000 fidandan bahsediyoruz üstelik ne için 20 -30 sene ömrü olan İspanyol Arbeguine zeytini için. Bari bizim gemlik zeytinini dikin aynı terbiye sistemi ile yetiştirebilirsiniz. Kaynak için fazla gezmenizede gerek yok bu içinde bulunduğunuz zeytin topiğini iyice inceleyin.
demirgonenc
12-02-2010, 09:59
Buradaki bir çok arkadaştan daha az zeytin konusunda bilgim var. Birkaç ağaca sahip veya birkaç bin ağacı olanların mesajlarını görünce daha dikkatli izliyorum. Dikimini yapan, bir bahçeye sahip olan birisi kadar zeytini bilmek mümkün değil. Bir zeytin bahçesi kurmayı düşünüyorum ve bunu da yaparken, dikeceğim bölgedeki köyde bu işe yıllarını vermiş olanların desteğini almaya çalışacağım. Ağaç dikiminde "el" e inanıyorum nedense. Bilmiyorum nereden bana bulaştı ama bazı insanların ellerinde sanki büyü var. Böyle bir amca bulup zeytin diktireceğim.
Bu işin başka tarafı. Sadece zeytin konusunda değil diğer meyvalar için daha doğrusu tüm ülke ziraati için temel sorun bence pazarlama yöntemi eksikliği. Damlama sulama teşvikleri, desteklemeler filan sürekli konuşuluyor, anladığım kadarıyla yararlı da oluyor bahçe kurulumlarını artırmada. Peki pazar stratejisi olmadan ne yapacağız bu ürünleri? Fındık örneği ortada. En önemli üretici olsan bile pazar kavgasında oyunu kuralına göre oynamak gerekli. Devletin ve birliklerin pazarlama anlayışı şudur; uluslararası fuara katılalım, yabancı uzmanları ülkemizde bedava misafir edelim. Bu bürokratik tipi görev anlayışıdır. Tanıtımı yaptım akşam 6'da çıkar gider yatarımdır bu anlayış. Burada bence pazarlama yöntemleri de tartışılmalı. Bir başka mesajımda anlatmaya çalışmıştım, kalitesiz ürünlerin iç ve dış piyasaya çıkışı engellenmelidir. Birisinin ürünü haklı sebeplerle yurtdışından dönerse o üreticinin üretim yapması en az 5 yıl engellenmelidir. Bütün ülkenin tarımını etkileyecek olumsuz örneklere sert yaptrımlar getirilmelidir. Türkün ürünü iyidir imajı oluşturulmalıdır. Birlikler vs. şişe ambalajından ürün tanıtımına kadar her konuda üreticilere eleman sağlamalıdır. Özellikle dış satıma yönelik ürünlerin ambalajından şisenin rengine kadar, etiket bilgileri gibi bütün unsurları bağımsız kuruluşların onayına tabi olmalıdır. Üreticinin pazarlama bilgisi olmaması normaldir ama pazar kavgasında yanlız bırakılamaz. Bu pazarlama konusunda daha fazla sözü olanların çıkacağını tahmin ediyorum. Dikim aralıkları vs kadar satışa da kafa yormalı. Kolay gelsin.
Dikimini yapan, bir bahçeye sahip olan birisi kadar zeytini bilmek mümkün değil.
Yeni başlayacaklar için güzel bir ip uçu, bence buradan başlayın, iyi araştırın her söylenene inanmayın, tüm bilgileri bir havuza atın ve özetini çıkarın.
Peki pazar stratejisi olmadan ne yapacağız bu ürünleri?
Burada bence pazarlama yöntemleri de tartışılmalı.
Tartışmak konuşmak tabi ki güzel, ama yaptırım gücümüz yok.
Maşallah bürokratlarımız üç kuruş kıradi alabilmek için vermedikleri taviz yok. Amerika şunu ekmiyeceksin diyor ekmiyoruz, sende maliyet pahalı benden al diyor, alıyoruz.
Bu akaryakıt fiatlarıyla ucuza maletmek mümkünmü? Akaryakıt fiatlarını artıran kim, amerika, neden, sen üretme benden al, ben de ucuz, e parayı nerden bulacağız?
Tarımda kendi kendimize yeten bir ülke iken bizleri tarımda da bitirdiler, ne tohumumuz kaldı ne ekeceğimiz bir şey.
İstediklerini söylemeye dilim varmıyor.
http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=271194&postcount=645
mustafa yılmaz
12-02-2010, 13:53
Tabi açıklayıcı bir yazı yazmadığım için hata bende ilginize teşekkürler.Benim öncelikli amacım yabancı bitkilerle mücadele.Mevcut zeytinlikten elime iki kuruş para geçiyor o da çapalamaya gidiyor.Zehir atmak istemiyorum.Zehir de kullansam bu sefer gübre verirken yine bir dünya yevmiye gidecek.Arazide çapa makinesini bırakın traktör bile zor işliyor mecbur elle çapalatıyorum.Eğer fidan çevresini kum ile ponza taşıyla örtersem hem çapadan kurtulurum hem sulama masrafını azaltırım hem gübre vermeyi kolaylaştırırım diye bir fikir geldi aklıma tabi maddi açıdan bir fayda-maliyet araştırması yapmadım henüz.
bayindirmevki
12-02-2010, 21:01
Sn.mustafa yılmaz,
Konu anlaşılmıştır. amacınız bir çeşit malçlama yapmak. Fakat yansıtış biçiminiz toprak iyileştirme algısı veriyor. Çünkü; kum hariç anlattığınız malzemeler su tutucu özellikte. Ve çukur açma amacınız yanıltıcı.
Amacınız yabancı ot mücadelesi ise, Doğal yöntemleri araştırınız. Bulunduğunuz bölgenin iklim şartları ve su olanaklarına göre en uygun bitkiyi zemin örtüsü olarak yetiştiriniz. Otun çaresi yine ottur. Ayrıca zeytin diplerine malçlama yapınız.
Uygun zemin bitkisi zeytine zarar vermemeli ve diğer otlara baskın olmalı. Bölgeye ve şartlarınıza uygun otu bölgeyi bilen bir ziraatcıya sormanız iyidir. Uygulamayı capa yaptıktan hemen sonra uygularsanız, yabani otların büyümesine fırsat vermezsiniz.
Kesinlikle zehir kullanmayınız. Zararlılar ile beraber yararlılarıda öldürür. Doğal dengeyi bozmayınız. Doğal tarım yöntemlerini araştırınız, işçilik maliyetinizi de azaltacak çözümleri içinde bulacaksınız.
Saygılar
bayindirmevki
12-02-2010, 21:48
Bari bizim gemlik zeytinini dikin aynı terbiye sistemi ile yetiştirebilirsiniz.
Sn.omer.tuncer,
Yukarıdaki alıntı yazınızdan. Açıklarmısınız. İlgimi çekti. Gemlik, Arbeguine gibi sık dikim, bodur boy olabilir mi?
MeyveliTepe
12-02-2010, 21:58
Bir zaman tartışılmıştı. Dikilir ve ona göre budamayla terbiye edilir denmişti. Bana mantıksız gelmiyor. Arbeguine gibi tuhaf, bize ait olmayan bir çeşit yerine bildik bir çeşit daha emin olur diye bir hissiyatım var. Üstelik de sofralık zeytininiz olur.
bayindirmevki
12-02-2010, 23:14
Merhaba Meyvelitepe
Ben tüm fikirlere açığım. Keşke yerli çeşitlerden bir çözüm olsada okunuşunu bilmediğim şu yabancı ismi (Arbeguine) sürekli yazmak zorunda kalmasam. Amacım arazimin bir sınırı boyunca sıra halinde zeytin ağacı dikmek. Leylandi veya servi dikmişim gibi sık olsun diye kafayı taktım.
Zeytinlibahçe
12-02-2010, 23:57
sn bayındırmevki selamlar
tanımadıgım icin arbeguine cinsini yazımın dısında tutuyorum.zeytin agacından sizin istediginiz gibi cit bitkisi gibi olmaz gunes agacıdır, mumkunse tüm dalları,yaprakları gunes gormeli,iri bir kus icinden rahatlıkla gecebilmeli,bu sekilde iyi ve kaliteli urun aldıgınız gibi bir cok hastalıktanda agacınızı korumus olursunuz
saygılarımla
omer.tuncer
13-02-2010, 07:14
arbeguine zeytini çit bitkisi oluyor bizim gemlik olmaz yok böylebişey şayet yapmak ister ve dal terbiyesi yaparsanız olur.
Ayrıca arbeguine zeytininin verimi yazılanlar kadar fazla olduğunu sanmıyorum üstelik meyvenin saptan kopmama problemi var toplama işçiliği yüksek maliyetli oluyormuş bunlar benim değil bornova zeytin araştırma enstitüsünün verileri.
syıldıran
13-02-2010, 08:00
Sn. bayındırmevkii ,
Merhaba . Forumdan takip ettiğim kadarıyla arazinizin etrafına çit için dikmeyi düşündüğünüz arbequina çinsi zeytine angaje olduğunuzu anlıyorum. O cins hakkında yeterli bilgim yok , ama tahminimce akdeniz iklimine uygun sıcak ortamı seven bir çeşit olduğunu düşünüyorum. Tahminimce araziniz İstanbul veya çevresinde. Akdeniz ve bizim Ege bölgesine göre nispeten soğuk bir bölge. Bu nedenle kış soğuklarından etkileneceğini düşünüyorum. Bu nedenle Marmara bölgesi şartlarına uygun bir tür seçmeniz daha uygun olacaktır. Sn. demirgönenç , Sn. omer.tuncer , Sn. Meyveli Tepe ' nin görüşlerine katılmamak mümkün değil. Selamlar . .
bayindirmevki
13-02-2010, 14:06
sn.syıldıran,
Arazim Çanakkale, Bayramiçtedir. Akdeniz geçiş bölgesi, karasal iklim özelliği gösterir.Çevrede yoğunluk Edremit çeşiti. Ben İstanbulda oturuyorum.
Arbeguineye takmamım tek nedeni iş planıma uyması. Bunu uygun bir resim bulursam görsel olarak ifade edeceğim.
Selamlar
bayindirmevki
13-02-2010, 14:14
sn.omer.tuncer,
Çok iddialısınız. Gemlik çeşiti amacıma uygun form alabilecek ise görsel bulgular ile ispat edin. Ben hiç bir çeşitte ısrarlı değilim. İş planıma uygun ise yerli çeşitlerde olabilir. İş planım nedir derseniz ilk yazılarımdan itibaren okuyun. Ben ne beklediğime dair görsel malzeme bulunca forumda paylaşacağım.
Ayrıca belirtmeliyim, Arbeguinenin olumsuz yanlarını iyi bildiğime emin olabilirsiniz.
Saygılar
omer.tuncer
13-02-2010, 14:56
Sayın bayındırmevki: benim sizin istediğiniz gibi bir isteginizi ispat etmeme bir mecburiyetim yok. Siz ısrarla arbeguine zeytini yok çit yapacam diye tutturduğunuz ve benimde arbeguine zeytinini. Bize para hırsıyla dayatan fırsatçılara kızdığım için size önerimdi. Yoksa sizin yapacağınız gibi uçuk fikirler peşinde koşmaya ne yaşım müsait nede sokağa atacak param var. Ben bu sitede kolay fikir beyan edecek kadar kendimi bilgili görmüyorum. Her zaman geneleksel yöntemlerle ama daha bilinçli bakım yaparak ürünün artırılabilindiğini. ağaçların da doğal yapılarının özellikle görünümlerinin korunması taraftarıyım. Yanlış anlaşıldıysam herkezden özür dilerim.
Zeytinci
13-02-2010, 16:17
Proje ucuza üretip rekabetçi olmak ve ihracat ise;
Arbequina veya benzeri çeşit, Ak delice, Gemlik,Kilis yağlık vb.olmalı. Tek gövde üzerinde mono koni tac budaması, ilaçlama, işleme, hasat traktöre bağlı ekipmanlarla niye olmasın.
Proje geleneğe saygı ve keyif almak, butik iş yapmak ise;
Herkes yöresine uyumlu çeşidi dilediği gibi yapar.
Her ikisine de saygı duyulur.
bayindirmevki
13-02-2010, 20:25
sn.omer.tuncer,
Yazıp, yazıp sonra özür dilemek yok. O uçuk fikirler peşinde koşamayan yaşınıza ulaşmama da az bir şey kaldı. Ayrıca uçuk fikirlerin yaş ile ne ilgisi var anlamadım. Sokağa atacak param olmadığı için de forumda bu konuyu paylaşıyorum ki olayı tüm yönleri ile göreyim. Ve para hırsı ile yabancı zeytin çeşitlerini bize dayatanlara para kaptırmayayım.
Bilmem anlatabildim mi?
Forumda fikir beyan edecek kadar bilgili olmaya bilirsiniz. Zaten bende çok bilgili değilim. Keyfinize bakın.
Şu çit olayına gelirsek bir arkadaş dışında kimsenin beni anlamadığı belli. Genele mesaj ile bir daha açıklayayım.
bayindirmevki
13-02-2010, 20:38
Sn.Zeytinci,
Yazdıklarınız biraz ilginç.''Tek gövde üzerinde mono koni tac budaması''. Nasıl bir şey. Gemlik çeşiti kontrol altında tutularak küçük hacim sağlanıp sık dikim yapılabilir mi? Zeytin üstüne hiç tecrübem yok. Gözümde canlandıramıyorum. Görsel bilgileri nerde bulabilirim?
Projem sadece kişisel yağ ihtiyacımı karşılamak için arazimin ölü alanlarını değerlendirmek.
bayindirmevki
13-02-2010, 21:13
Merhaba Arkadaşlar,
Projem: Arazimin bir kanadına zeytin dikmek. Arazi sınırı boyunca ve tel çitin biraz içinden. İstedim ki fazla boylu olmasın ve sık dikim yapayım. Boylu olmasını istemiyorum meyve fidanlarımı gölgeler. Sık dikimden amacımsa araziyi perdelemek. Yoksa fazla ürün almak değil. Ticari beklentim yok. Kişisel ihtiyacımı karşılasın yeter. Bunun için en uygun seçenek Arbeguine gibi görünüyor. Arbeguine ile ilgili bir kaç resmi aşağıda sunuyorum. Eğer bizim yerli çeşitler ile bu resimlerdeki gibi bir sıra oluşturulabiliyorsa. Bu işi çözen arkadaşın yaşına bakmadan elini öpeceğim.
Not: Lütfen, başka ağaç önermeyin. Konu zeytin.
Zeytinci
14-02-2010, 11:23
Sn. bayındırmevki,
Monokoni senin ilk resmindeki ağaç tipidir. Tek ana gövde üzerinde büyük yan dallanmaya müsade etmeyeceksin.
Deneyen olsa yazardı ama Arbequinaya alternatif siz Gemlik çeşidini monokoni ve çit biçiminde deneyebilisiniz. Projenize uyar. Hem sofralık hem de yağlık erken verimlidir.
omer.tuncer
14-02-2010, 12:19
yorumsuz
125167
bayindirmevki
14-02-2010, 23:39
Sn.Zeytinci,
Önerinizi araştıracağım ve vardığım sonucu forumda dile getireceğim.
Saygılar
bayindirmevki
14-02-2010, 23:42
Sn.omer.tuncer,
Sanırsam canınız sıkılıyor. Tavsiyem kafe bölümüne uğramanız.
Bol eğlenceler
demirgonenc
15-02-2010, 07:51
Sn.Bayindir Mevki
Pazarlama konusundaki görüşlerimi aktarırken bildiğim kadarıyla bu konuya ilgi çekmeye çalıştım. Zeytin ve bahçe konusundaki bir yoruma "romantik" nitelemesi yapmak nereden çıktı onu da anlamadım. "Hayal" demek istiyorsanız anlarım da "romantiği" çözemedim. "Romantik" saf ve hayal peşinde koşanlar için de kullanılıyor. Siz de bu kullanımını benimsemiş gibisiniz. Şimdi size buradan yola çıkarak bir yanıt mı versem, mesajınızın içeriğindeki konuları mı değerlendirsem bilmiyorum. Romantik değilim ama olmak isterdim. Bir de "romantik"in pek yabancı dil bilmeyen, kahve muhabbeti tarzında konuşanların, konuşmalarında arada bir yabancı kelime geçirmek isteyenler tarafından da kullanıldığını gördüm. 1970'li yıllarda böyleydi ama hala devam ediyor mu bilmiyorum. Telaffuzu kolay olduğu için sevilmişti. Neyse, bu başka bir konu değil mi? Sizinle ne ilgisi var neticede.
Mesajınız içeriğine gelince, mevcut duruma bakarak çözüm yolları üretmemek bence doğru değil. Köylü de dediğiniz gibidir, gerçek pazar da. Peki böyle diye devam etmesine seyirci kalmak mı gerekir? Belki önerilen yöntem doğru değildir diye başka bir yöntem deneyerek sorunlar çözülebilir. Burada görüşler ille böyledir diye algılamamak lazım. Sonuçta forumda tartışmak da böyle birşey.
Bu mesajıma tartışma yaratacak bir üslupla yanıt vermezseniz memnun olurum. Bilgi almaya geldiğim yerde, bazen Türkçe dersi vermek isteyenlere, bazen de Türkçe dersi alması gerekenlere yanıt vermek istemiyorum.
Kolay gelsin.
Halil Önen
15-02-2010, 21:57
Bir zaman tartışılmıştı. Dikilir ve ona göre budamayla terbiye edilir denmişti. Bana mantıksız gelmiyor. Arbeguine gibi tuhaf, bize ait olmayan bir çeşit yerine bildik bir çeşit daha emin olur diye bir hissiyatım var. Üstelik de sofralık zeytininiz olur.
Sn. İsmail bey,
sizin böyle düşünmenize anlam veremedim.
Halbuki 1984 yılında sonra Ege'de ve Akdeniz'de İspanyol Manzanilla çeşidi ithal edildi.
Bugün 200 bine ulaştığı söyleniyor bu ağaçların ve bulunduğu çevreye en iyi uyumu sağlıyor.
Manzanilla ile Ege ve Akdeniz sofralık zeytinciliğinin gelişmesinde yararlanılmıştır.
Buna rağmen Ege' de zeytin üretiminin kabaca % 80' i yağlık ve %20' si sofralıktır.
Ben bodur zeytin olan Arbequena' nın Ege ve Akdeniz yağlığına çeşitlilik katacağına inanıyorum.
Yoksa kimsenin Aliağa' nın Şakran' nını, Menemen' in Memeli' sini kazacağını ve yerine bodur zeytin dikeceğini sanmıyorum.
Ancak bodur zeytinin yeri dar olan ve zeytinyağını kendisi temin etmek isteyen insanlar için bir fırsat olabilir diye düşünüyorum.
Saksıda bile yetiştirilebilen bu zeytin çeşidi, yazlıkcıların dar ve küçük bahçelerinin, ya da emekli olmuş bir iki dönüm yeri olanlar için ideal diye düşünüyorum.
Saygılar
Halil Önen
15-02-2010, 22:45
Ortaya yazılan bu satırların olsa olsa üç muhatabı var. Biri uzun zamandır yazmıyor. Biri Arbeguinadan daha önce bahsettiğinde böyle bir yazı ile karşılaşmadı. Biri de ki o ben oluyorum, Arbeguine konusunda son yazışmaları başlattım. Demek ki söz bana düşüyor. Ben de ortaya yazıyorum muhatabı kendini bilir.
Arbeguine ile ilgim sık dikim olanağıdır. Arazimin sınırına perdeleyici olarak ekmek amacındayım. Aynı zamanda verdiği yağ ile kişisel ihtiyacımı karşılayacağım. Daha önceki yazılarımda da bunu belirttim. Gördüm ki sayın Halil Önen de aynı amaçta. Sen neyi anlamadın ki bu yazıyı yazma ihtiyacı duydun. Ve beni de hiç bir bilgi içermeyen bir cevabı vermeye mecbur ettin.
Varsa yerli bir zeytin çeşidi amacıma uygun, yaz. Varsa Arbeguine ile ilgili teknik bilgin beni ikna et, dikmeyeyim. Nedir bu çeşit? İnterneti incelediğini söylüyorsun. Benim yabancı dilim yok. Ne öğrendin? Varmı bizden saklanan bir sorunu, bir hastalığı, anlat bilgileneyim. Satır araların da ilginç şeyler söylesen de bana ne fayda. Bu durumda hedef ben iken, muhatabın ben olmuyorum.
Sayın bayındırmevki,
bodur zeytin için iyice düşünülmüş araştırılarak karar verilmiştir.
Bodur zeytini sadece perdelemek amacıyla dikmiyorum.
Ona zeytin muamelesi yapmazsam İspanyollar ne der. :)
10 dönüm arzide 7 m. ara ile 85 Ayvalık, 50 Gemlik ve 35 kadar da çeşitli meyve ağaçları dikmiştim.
Meyve ağaçlarının içine ve sınırlarına ayrıca Gemliklerin aralarına dikmeyi düşünüyorum. Bodur 7 m. arası dikimi kaldırır (ayvalıklar hariç) diye düşünüyorum.
Ayrıca Sn. zeytinci' nin budama tekniğini Gemliklerde deneyebilirim.
Saygılar
Halil Önen
15-02-2010, 23:12
Sn.Zeytinci,
Yazdıklarınız biraz ilginç.''Tek gövde üzerinde mono koni tac budaması''. Nasıl bir şey. Gemlik çeşiti kontrol altında tutularak küçük hacim sağlanıp sık dikim yapılabilir mi? Zeytin üstüne hiç tecrübem yok. Gözümde canlandıramıyorum. Görsel bilgileri nerde bulabilirim?
Projem sadece kişisel yağ ihtiyacımı karşılamak için arazimin ölü alanlarını değerlendirmek.
Bu hiç tartışılmış değildir.
Gemlik çeşidi sofralık, kaplık ya da yemeklik bir çeşittir. Onu meyvesinden (tanesinden) yararlanılır, yağından değil. Yağlık bir çeşit gibi (ayvalık, memeli) salatanın üzerine dökemezsin.
Tabii sızma ile de yemek yapamazsın. Ayıp olur.
Bu şuna benziyor.
Sultaniye yemeklik bir üzüm çeşididir. Kurutmalık değildir. Üretici satamadığında, elinde kaldığında kurutur. Ama şekeri az olduğu ve kabuğu kalın olduğu için makbul değildir, hemde kilo basmaz.
Sarı yuvarlak üzüm çeşidi kurutmalıktır. Ama aynı zamanda sofralık olarak da satılır. Kurutmalık olmasının sebebi içinde şekerinin Sultaniyeye göre fazla olması ve kilo basmasıdır.
Yani Gemlik ile Memeli ya da Ayvalık arasındaki yağ farkı
gibi. ( iyi benzetme yaptım mı? bilemedim)
Saygılar
bayindirmevki
15-02-2010, 23:36
Sn.Halil Önen,
Tarım işine gönülden girdimse de attığım adımlar akıl yoludur. Bir iş planı yaptım ve bu doğrultuda akıl ve sağduyu ile gideceğim. Şu an için aklın yolu Arbeguine diyor. Ama bu yurdun insanı arkadaşların da gönlünden geçip, aklında dillenenleri yabana atmıyorum.
Ben çit, çit derken anlaşılmayan bir şey olayda ki akıl. Hitabım size değildir, konuyu tam anlamayanlara. Söz konusu olan 32O mt uzunluğunda bir sınır boyu ve opsiyonu ile 550 mt olacak . Fidanlar sınır boyunca dikilecek ve ****** dışarı da taşacak. Burası normalde ölü alan. Hesap bilenler bu ölü alandan ne kadar ekonomik değer yaratacağımı hesaplasın. Eğer ben Arbeguine gibi dik ve toplu bir ağaç değil de bizim yerli çeşitlerden dikersem ağaç bahçenin içine taşacağı için amaçıma ulaşamam. Onun için tekrar diyorum bizim yerli çeşitler ile bu amaça ulaşabiliyorsam. Buyurun arkadaşlar.
Neyse Halil Bey, umarım yanlış hitap deyildir. Rumuzunuz ile isminiz aynı?
Şu Gemlik çeşitinde budama ile neler yapılabilir bakmak lazım. Arbeguine de beni iten tek şey fiyat. Yarım kilometrelik bir sıra da fiyatı da iyi analiz etmem lazım. Onun için Gemlik ne derece alternatif olur? Bir acabam olsun?
Araziniz az değil. Nasıl yorduğu tecrübe ile sabit. Hayırlı uğurlu olsun.
Saygılar
bayindirmevki
15-02-2010, 23:48
Halil bey,
Benim bu mesajlardan iyice kafam karışıyor.Doğrusu zeytinden anlamıyorum. Anladığım sadece iş yapmak. Gemliğin yağlık olarak çok kötülendiğini görüyorum. Ve tatmış da değilim. Evime giren yağ Çanakkale, Bayramiçten geliyor. Sanırsam yağlık çeşit. Zeytinde yağ benim için sofralık olmasından daha önemli.
bayindirmevki
16-02-2010, 00:26
SN.demirgonenc,
Romantik hitabımın hiç bir ard niyeti yoktur. Severek ve yazıya uyduğunu düşünerek kullandım. Bir zamanlar bende romantik duygular ile bu vatan ve insanları için iyi şeyler düşündüm. Sizin bu kelimeden çıkarttığınız, hiç aklıma gelmeyen onca yorumu gülümseyerek okuyorum. Yazmak güzel bir şey. Devam edin. Ama burda doğru olur mu bilmem? Konumuz zeytin!
Dediğiniz gibi mevcut duruma seyirci kalmamak lazım da ben artık yoruldum. Seyirci olmayı tercih ediyorum. Siz isterseniz devam edin. Benim derdim dikmek istediğim 320 metrelik zeytin sırası.
Tespitlerim tamamıyla deneyimimdir. Bir apartman çocuğu olarak hiç bilmediğim bir ortama girmiş. Onlarca dönüm arazi almış. Geçen yaz 15o ton domates üretmiş. Binlerce fidan dikimini yeni bitirmiş. Köyü, köylüyü, toprağı, üretmeyi yerinde yaşamış bir insanın deneyimi.
Bu yazılar iyice konu dışına kaydı. Derdiniz zeytin ise buyrun sohbet edelim. Yok toplumu kurtarmak ise, daha uygun bir başlık altına geçelim ki kendime otokontrol uygulamadan yazayım.
Saygılar
Halil Önen
16-02-2010, 00:45
Halil bey,
Benim bu mesajlardan iyice kafam karışıyor.Doğrusu zeytinden anlamıyorum. Anladığım sadece iş yapmak. Gemliğin yağlık olarak çok kötülendiğini görüyorum. Ve tatmış da değilim. Evime giren yağ Çanakkale, Bayramiçten geliyor. Sanırsam yağlık çeşit. Zeytinde yağ benim için sofralık olmasından daha önemli.
Buradan Gemliğin kötülenmesi anlamı çıkmamalı.
Adı üstünde Gemlik sofralıktır. Hemde harika bir sofralıktır.
İnce kabuğu, küçük çekirdeği bol etli yapısı ile Gemlik (Tirilye) yöresinin çok güzel bir çeşididir.
Bu zeytine teşvik verildi.
Ege'ye ve Akdeniz' e ve hatta Güney Doğuya dikildi.
Ama bu yörelerin sıcak iklime tepki olarak kalın kabuk geliştirdi.
Bu da Sn MeyveliTepe'nin Kaolin kili uygulaması, Sn ayhandukel (Ayhan kaptan) tarafından bu yörede uygulanarak ince kabuk oluşumu gözlendi.
Bu kalın kabuğa tuzun işlemesi de farklı oldu.
Bence Gemlik bu yörenin zeytiniydi. Oradan çıkmamalıydı.
Bu kimseye anlatılmadı. Heryıl ürün vermesinin cazibesiyle sanki yağlık gibi karşılandı buralarda. Dört ay sonra yağ nefasetini yitiriyor. Memeliye ya da Şakrana paçal yapılarak raf ömrü iki yıla çıkarılıyor. Bu da halkın bulduğu bir yöntem tabii... Yoksa Ayvalık yağı ile Gemlik yağını aynı fiata satamazsın. Buda işin başka başka bir yönü tabii...!!!
Saygılar
acemi_caylak
16-02-2010, 03:24
Bugün 200 bine ulaştığı söyleniyor bu ağaçların ve bulunduğu çevreye en iyi uyumu sağlıyor.
Sn. Halili Önen,
Sizin zeytin konusunda oldukça güzel tecrübeleriniz var. Hata buradaki diğer mesajlarınızda bu mesajınıza karşıt düşüncelerde var. Bu konuda bilimsel bir araştırma var mı? Uyum sağlayabildiğine, 5-10 yıllık denetimsiz bir üretimle karar verilemez diye düşünüyorum.
Örneğin Vertisilyum hastalığının bu tür ile birlikte Türkiye'ye girdiği söyleniyor. Bunun aksini ispat edebilecek bir çalışma var mı?
Yanlış anlaşılmasın karşı oluşum herşeyin yerlisi olsun şeklindeki kaba milliyetçi bir yaklaşımdan değil. Bir bölgede oluşan bitki florası milyonlarca yıllık evrimin ürünü olarak ortaya çıkmıştır ve o yöreye özgü türler, bu evrim sonucu, o koşullara uyum sağlamışlardır. Bu kadar kısa sürede, hele de ciddi bir gözlem olmadan yabancı türün o yöreye uyum sağlayıp sağlamadığına karar verilemez.
Bence bu türler yerli türlerle karıştırılmadan önce, deneme amaçlı kurulacak bahçelerde tamamen izole edilmiş şekilde yetiştirilmeliydi. Bu bahçelerde yapılacak uzun süreli gözlemlerden sonra iklime uygunluğu ve verimi hakkında karar verilmeliydi.
Size kendi deneyimi mi anlatayım. Atatürk barajından sonra Gaziantep'ten ötesinde Antepfıstığının kalitesinde düşme var. Verim azalıyor. Köylülerin gözlemi bu yönde. Bu konuda şimdilik ciddi bir araştırma yok. Ancak 10-20 yıl sonra geriye dönüp baktığımızda ekonomik ömrü 50-60 yıl olan bir baraj için neleri mahvettiğimizi anlayabileceğiz. Tıpkı 50 yıl sonra DDT'lerin zararını anladığımız gibi.
Bu yüzden çeşit seçerken, konuya birde bu açılardan bakılmasında yarar var diye düşünüyorum.
MeyveliTepe
16-02-2010, 09:10
sizin böyle düşünmenize anlam veremedim.
Halbuki 1984 yılında sonra Ege'de ve Akdeniz'de İspanyol Manzanilla çeşidi ithal edildi.
Bugün 200 bine ulaştığı söyleniyor bu ağaçların ve bulunduğu çevreye en iyi uyumu sağlıyor.
Manzanilla ile Ege ve Akdeniz sofralık zeytinciliğinin gelişmesinde yararlanılmıştır.
Buna rağmen Ege' de zeytin üretiminin kabaca % 80' i yağlık ve %20' si sofralıktır.
Ben bodur zeytin olan Arbequena' nın Ege ve Akdeniz yağlığına çeşitlilik katacağına inanıyorum.
Yoksa kimsenin Aliağa' nın Şakran' nını, Menemen' in Memeli' sini kazacağını ve yerine bodur zeytin dikeceğini sanmıyorum.
Ancak bodur zeytinin yeri dar olan ve zeytinyağını kendisi temin etmek isteyen insanlar için bir fırsat olabilir diye düşünüyorum.
Saksıda bile yetiştirilebilen bu zeytin çeşidi, yazlıkcıların dar ve küçük bahçelerinin, ya da emekli olmuş bir iki dönüm yeri olanlar için ideal diye düşünüyorum.
Saygılar
Halil bey, benim söylediğim geçen yıl bu sıralar yine bu başlıkta yerli ırkların, özellikle de gemlik çeşitinin sık dikilip uygun terbiye ile yetiştirilebileğinin tartışıldığını hatırlatmaktı. Bunun bonzai'si bile yapıldığına göre bana mantıksız gelmiyor, bunu söyledim. Ülkeye son yıllarda giren ispanyol çeşitlerinden bahçe kuran ya da kurma girişiminde olanlar olduğunu biliyoruz. Fakat henüz sonuç alan var mı bilmiyorum. Bu fidanlarla birlikte gelen bir hastalık, bir zaafiyet var mı onu da bilmiyorum. Fidan fiyatlarında bu kadar farklılıklar varsa, bu iş amatör değil de işletmeci olarak yapılacaksa, yapılacak yatırım geri döner mi bunu da hesaplamak gerek.
Buraya kadar tamamen mantıksal düşüncedir. Kendi adıma, kendimi bu konuda daha fazlası için fikir beyan edecek kadar bilgili görmüyorum.
Boşluklara, orjinaline uygun olduğunu düşündüğüm mantıkla diktiğim 10-15 zeytin fidanı dışında, bizim bahçedeki zeytin ve kestaneler için benim ağaçlarım demek haksızlık olur. Olsa olsa, ben onların şimdiki insanıyım.
Aşılar, ikiyüz yılı aşkın bir zaman önce Yunanistandan gelmiş. Sadece iki çeşit. Bu çeşitler başka hiç bir yerde yok. Tüm köy arazisine bakıyorum, her çeşit özel bir yere aşılanmış. kesinlikle rastgele değil. Bunun bir mantığı, hesabı olmalı. Bunu ne köyün şimdiki sakinleri ve onların yaşlıları biliyor, ne de ben anlayabildim. Onun için şuraya şu çeşiti dik, buraya bunu, ne desem uydurmuş olurum.
Haa, bana kalsa ölü bir alana, rüzgar kessin diye zeytin dikmem zaten. Dikeceksem başköşeye dikerim :)
Halil Önen
16-02-2010, 09:40
Sn. Halili Önen,
.. ..Bir bölgede oluşan bitki florası milyonlarca yıllık evrimin ürünü olarak ortaya çıkmıştır ve o yöreye özgü türler, bu evrim sonucu, o koşullara uyum sağlamışlardır. .
İşte bu Akdeniz havzasıdır. Zaten zeytin en iyi bu iklimde yetişir. İspanya' dan, İtalya' dan, Libya' dan, Yunanistan' dan Türkiye' nin kıyılarına kadar uzanan 4 bin yıllık bir geçmişi olan ölmez bir ağaçın yurdu.
İletilerimde bir çelişki olduğunu düşünmüyorum.
İspanyolların geliştirdiği budur zeytin, Akdeniz havzasının aynı paralelinde binyıllardır var olan deliceden elde edilmiştir. Daha önce dediğim gibi belki de bu Ak delicedir. Keşke biz bodurlaştırabilseydik.
Zeytin sisi ve yüksek nemi sevmez.
Bir arkadaş sormuştu çiğ zeytini olumsuz etkiler mi diye. Etkilemez dedim. Çünkü böyle lokal yerler (hüçre bölge) buralarda da var. Çiğin sisten ve yüksek nemden farklı bir durum olduğunu düşünüyorum. Yanılıyor da olabilirim.
Ancak unutulmaması gereken bir şey var.
Karadeniz bölgesinde yüksek nem ve sisten dolayı ki buranın yaşlı ve verimsiz çeşitlerinin yanına dikilen Ayvalık ve Gemlik gibi soğuğa dayanıklı diye getirilip dikilsede iyi sonuç alınamamştır.
Sonra unutulmaması gereken bir başka şey de, sis ve yüksek nem zeytin ağacının özellikle çiçeklenme döneminde en büyük düşmanıdır.
İleride ürün azlığı, tane bozukluğu ve ayrıca ağaçta çeşitli hastalıklara yol acabilir.
Bütün bunlar Akdeniz havzasında yaşanmaz.
(bu bilgiler Zeytincilik Araştırma Estitüsü kaynaklarında sabittir.)
Birde şu solgunluk hastalığını anlamış değilim.
Bu hastalık bir kök hastalığı değil midir? Ben solgunluk hastalığının zeytin ağaçlarının derin sürülmesi sonucu köklerinin zarar görmesi ve topraktaki zararlıların köke ve ağaca bir türlü zarar vermesinden kaynaklandığını düşünenlerdenim.
Tabii bu hastalık aşılı fidan yolu ile de taşınabilir.
Saygılar
Halil Önen
16-02-2010, 09:59
Aşılar, ikiyüz yılı aşkın bir zaman önce Yunanistandan gelmiş. Sadece iki çeşit. Bu çeşitler başka hiç bir yerde yok. Tüm köy arazisine bakıyorum, her çeşit özel bir yere aşılanmış. kesinlikle rastgele değil. Bunun bir mantığı, hesabı olmalı. Bunu ne köyün şimdiki sakinleri ve onların yaşlıları biliyor, ne de ben anlayabildim. Onun için şuraya şu çeşiti dik, buraya bunu, ne desem uydurmuş olurum.
Sn Meyvelitepe bu ağaçların çiçeklerinin döllenemsiyle ilgil olabilir.
Örneğin Ayvalık çeşidinin tozlarının Gemlik' in çiçeklerini döllemesi ve tanelerinin soğuğa karşı daha dayanıklı olmasını sağlaması yani çiçeklenme dönemi soğuk vurmasını engellemesi gibi bir durum olabilir.
Saygılar
Zeytinci
16-02-2010, 10:08
Arbequina;
1-Bu kültür çeşidi katalan (Barselona) bölgesinde yaygın. Marmara bölgesi ile aynı paralelde. İklim uygunluğu.
2-Yağı avrupa'da tüketiliyor. Reklamı avrupa üyesi ülkelerde yapılmış. İspanya avrupa üyesi. İhracat şansı var.
3-Bakım ve hasatı mekanize. Rekabetçi.
4- Sadece yağlık.
Sn. Bayındırmevki çit muamelesi de yapsa bu çeşidi dikmeli.:cool:
Gemlik;
1- Cüssesi büyük sayılmaz. Bodur şekilde yapılandırılabilir.
2- Sofralık kalitesi üstün. Yarın avrupanın/asyanın bunu beğenmeyeceğini kimse söyleyemez. Yağ kalitesi söylenenler doğru olsa da subjektif (kişiye göre). Yağda kalite toplama, işleme ve muhafazası ile de yakından ilgili. Bunu becerdiğimiz söylenemez.
3- Bodurlaştırırsan (bana göre bu yetiştiricisine bağlı) rekabetçi olur.
4- Hem sofralık hem de yağlık.
Pazarlaması çözülürse (Ülkemizin problemi) kim tutar seni Gemlik.
Biri bunu denemeli.:)
bayindirmevki
16-02-2010, 21:31
Hepinize merhaba,
Gün içi internet imkanım olmadığı için takip edemedim. Bayağı yazışmalar yapmışsınız. Alıntı yaparak yanıtlamak isterdim, beçeremedim. Gülmeyin. Bende bir garip kulum
Bana pek çevap düşmemiş. Sağolun, hepiniz zeytin üstüne var olan deneyim ve bilgilerinizi ortaya koymuşsunuz. Ki hazine değerinde bilgiler ediniyorum.
Bazı arkadaşların satır aralarına baktığımda da hala anlaşılamadığımı fark ediyorum.
''Haa, bana kalsa ölü bir alana, rüzgar kessin diye zeytin dikmem zaten. Dikeceksem başköşeye dikerim'' Bu cümlesi için Meyvelitepeye bir açıklama borcum düştüğünü tahmin ediyorum.
Sevgili Meyvelitepe, Ölü bir alanı ekonomik bir değere getirmek istememi zeytine saygısızlık addetmeyiniz. İnanınız ki sizin ağaçlarınıza duyduğunuz sevgiden farklı değil benim duygularım da. Baş köşeye dikeceğim zeytinlerim de olacak. Dikeceğim yer rüzgar altı olduğu için rüzgar kesmek gibi bir amacım da yok. Yanılmıyorsam o Halil beyin amacıydı. Soğuk kesmek için demişti.
Sevgili Zeytinci, Cit muamelesi yapsa da demeyin. Buraya zeytin ekmesem Leylandi gibi ekonomik getirisi olmayan bir ağaç eksem yazık olmaz mı? 320 mt uzunluk? Burda ki aklı yok saymayın. Gerçekten de dikmeliyim. Ama ne? Yaza yaza belli olacak.
Sn.Halil Önen ''Bence Gemlik bu yörenin zeytiniydi. Oradan çıkmamalıydı'' lafınıza katılıyorum. Gemliği kötülemek kastımda yoktur. Sizinde dediğiniz gibi yağının raf ömrü endişemdir. Sofralık zeytinin zahmetine girmek istemiyorum. Yağ eldesi tercihim.
Hepinize saygılar
demirgonenc
17-02-2010, 05:41
Arbequina, konusunun tartışılması devam ediyor gibi. Zeytinci'nin notlarındaki bazı bilgilere itirazım var. İspanyolların ve Amerikalıların sitelerinden mekanize hasada uygun olmadığını belirtir notları aktarmıştım. Kendileri bunun sorun olduğunu söylüyor. Bu zeytini üreterek pazar şansı bulamayız, çünkü zaten İspanyolların inanılmaz derece çok fazla ağaç ile pazarı ele geçirmiş durumda. Yağlık bir zeytin, tanesi küçük, sofralık olmadığını da kendileri söylüyor. Yağı içine taneleri ekleyerek bir türk "meze" yaratıyorlar. Tadına baktığımı hatırlıyorum. İspanya'da hangi restoranta gitsen bunu önüne koyarlar. Masanın değişmezidir, su getirir gibi getirirler. Demek ki ucuza mal ediliyor böyle sürekli ikram edildiğine göre. Keyifli bir yağ ama tadı o kadar da iyi değildi. Dikmek isteyen varsa dikebilir sonuçta. Bazen bu tür denemelerin ilginç ve şaşırtıcı sonuçları olur. Bu tür için değil ama böyle yurtdışından getirilen türlerin yaydığı hastalıklardan endişe edilebilir. 100, 200 adet dikmek sorun olmayabilir ancak ciddi olarak düşünenlerin İspanyolların başka neler yaptığına bakması gerekir. Sonuçta tartışma yağ, budama gibi bazı noktalara takılmış durumda. Gübresi nedir, hastalıkları nedir, bakılması lazım. Bir yerde okuduğum kadarıyla İspanya ciddi bir salgın geçirerek milyonlarca zeytin agacını yitirmiş. 20 30 yıl önce. Belki de bu nedenle deliceyi geliştirmiş olabilir. Dikmek isteyen dikebilir bana göre.
Zeytinci
17-02-2010, 14:25
Zeytinci'nin notlarındaki bazı bilgilere itirazım var. İspanyolların ve Amerikalıların sitelerinden mekanize hasada uygun olmadığını belirtir notları aktarmıştım.
Sn. Demirgonenc,
Bir de buraya www.olint.com bakınız. İşleme, ilaçlama,budama ve ürün toplama makina ile. Bu sebeple yağ'da rekabetçi. ;)
Nerede zeytinciliğe meraklı , yeni başlayacak birisini görsem ,ilk sorusu , arbequina oluyor.
Yani henüz kimse tarafından denenip yetkinliği ve verimliliği denenmemiş bir zeytin tipi, 3-5 dönüm yerler için düşünülüyor.
5-10 bin dönüm eğimsiz düz yeriniz olur , iki üç sene içerisinde Colossus gibi dev toplama ve budama aletlerine 100 binlerce euro verecek de paranız vardır ha o zaman araştırın arbequina yı.
Dikeceğiniz 100-200 ağaç . Ha ben gönüllü deney tahtası olurum dersiniz, o zaman eyvallah , biz de böylece sonuçları öğrenebiliriz sayenizde :)
demirgonenc
18-02-2010, 08:56
Sayın zeytinci,
Dediğiniz siteye baktım, muhtemelen İspanyolca ve bilmediğim için anlamadım. Ama anladığım tek şey, bir fidan üreticisine ait site olduğu. Bağımsız bir yorum olarak ele almak mümkün değil. Buradan yola çıkarak bir görüşe varmak yanıltıcı olabilir. Bu kadar yorum yapılıyor, sitede Arbequina zeytini diken birisi yok mu? Bazı yorumlarda bir şekilde güneyde bazı bölgelere getirilip dikildiği söyleniyor. Bu arkadaşlardan birisi foruma görüş belirtirse bu cins zeytinin ne olduğunu ilk elden anlamış olacağız. İnternette tanıtım amacıyla konulan bilgilerden bir tür hakkında fikir sahibi olmak yanıltıcı olabilir. Türkçe sitelerde de bazı bilgiler var, farklı ağaç türleri konusunda. Bunlara bakacak olursak herkes 3 yılda zengin olacak ve hemen ağaç dikmeli. Aslında site yönetimi, fidan üreticilerinin bu tür gizli reklamlarına karşı önlem almalı veya fidan satıcıları kendilerini tanıtarak yorum yazmalı. Bir önceki mesajımda yazmıştım. Komplo teorisi değil ama pazar rekabeti açısından, farklı ülkelerin rakip ülkelerdeki türleri bozmaya çalışması normaldir. Bu türün taşıdığı bir hastalıktan sözediliyor ve yine 1000 dönümlük (izmir Karaburun'da) bahçeye sahip bir arkadaşım bazı zeytin fideleri ile gelen hastalık riskinden sözettiği için dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum. 100 hektar veya 1000 dönüm araziye sahip birisinin görüşleri önemlidir. Bu türde böylemidir bilemem.
Zeytinci
18-02-2010, 09:41
Sayın zeytinci,
Dediğiniz siteye baktım, muhtemelen İspanyolca ve bilmediğim için anlamadım.
Sn. Demirgonenc,
Fotoğraflara bakmanız için o linki vermiştim.
Geleneksel olarak;
1- tane tane zeytin toplayıp,
2- budamak için günde 3-5 ağacı el emeği ile budayıp,
3- sırtta pompa ile ilaçlayıp,
4- 7'şer metre ara ile zeytin dikip,
5- 3'er 5'er yüz metrekare alanlara zeytin dikip,
6- kimi yerlerde at'la toprağı işleyip,
7- yağ işleme sırasında zeytini çürütüp,
8- yağın kalitesini hava teması ve ışık ile bozup,
nasıl rekabetçi olunur?
Boş verin Arbequinayı. O rüştünü ülkemizde ispat etsin. Biz aynı yolda yerli çeşitlerimizi ıslah edelim.:)
Verilen sitedeki firmanın Türkiyedeki distribütörü aşağıdaki linkte, burada bazı bilgileri Türkçe olarak da alabilirsiniz ancak firmanın kendi sayfası kadar detaylı değil.
Sn.Demirgönenç isterseniz, anasayfada sağ üst tarfta bayraklar var İspanyolca haricinde de dillerde sitedeki bilgileri okuyabiliyorsunuz.
http://www.agromillora.com.tr/
omer.tuncer
18-02-2010, 12:42
:) Ne çabuk oyuna geliyoruz çok uluslu tekellerin ve tarımda bağımlı olmanın veya yapmanın en kolay yolu size bol ürün bol kazanç garantilenmesi.
Ulusal çeşitlerin bitirilmesi ve sonunda çiftçinin tohum ekebilmek için altın fiyatına hatta altın fiyatınında üzerindeki rakamlara tohum satın almaya başlaması.
Arkadaşlar eğer gerek ekolojik gerekse biyolojik çeşitlere sahip çıkmazsak çok değil 5-6 yıl içinde tarım temelli bitiriliyor. Zaten bazı çeşitler örneğin buğday bitti. bunları üzüm, pamuk, şeker pancarı takip ediyor. Digerlerin bitirilmesine de çok kalmadı.
Öncelikle merhabalar bu forumda olmaktan çok mutluyum benim bir sorum olacak balkonumda kendiliğinden bir zeytin fidanı çıktı fotoğraflarını da ekledim yaklaşık 3 yıllık hiç ellemedim zeytini, şimdiye kadar aşı budama yapmadım, yardım ederseniz sevinirim. ne yapmalıyım yapabilirim şimdiden teşekkürler. Saygılar.(Bu arada zeytin bölümünün 8. sayfasına kadar okudum daha bitiremedim)
ercinsahin
18-02-2010, 15:08
Arkadaşlar merhaba. Ağaçlar.net forumunu severek takip ediyorum. Daha ziyade Ankara iklimine uygun ağaçların yetiştirilmesine yönelik konuları takip ediyorum.
Bugün işyerindeki arkadaşlarla Ayvalık zeytini sipariş etmeyi düşündük, internetten yaptığımız arama sonucunda daha ziyade fabrikasyon tarzı üretim yapan firmaların bilgilerini bulduk. Ancak biz kendi yetiştirdiği zeytini geleneksel usullerle hazırlayıp satışa sunan yerli halktan almanın daha uygun olacağını düşündük. Acaba bu konuda bana yardımcı olabilecek bir tanıdığınız var mıdır? Böyle bir üreticiye ulaşabileceğimiz bir telefon numarası verebilirseniz çok memnun olacağız.
Muhtemelen daha önceki sayfalarda bahsi geçmiştir ancak vakit sıkıntısı nedeniyle 41 sayfayı tek tek araştırma şansım olmadığı için buradan sormak istedim.
Hepinize iyi günler dilerim.
Melih Bakırlıoğlu
18-02-2010, 15:52
Sayın ercinsahin, Ayvalık cinsinden kastınız herhalde Edremit cinsi zeytin. Ben size yollayabilirim. Ne kadar istiyorsunuz. İki çeşidim var; yeşil (ekşili) ve siyah (yuvarlama-tuzlu) fakat çok yok. Her ikiside natureldir. Hoşçakalın
Melih Bakırlıoğlu
18-02-2010, 16:11
Benim bahçemde 10 kadar manzalin cinsi 50 yaş cıvarında ağacım dağınık olarak dikilmiş. Döllemeye pek fazla bir katkısı oldüğünü gözlemlemedim. Domat zeytin gibi işleniyor, etli ve yağlı bir zeytin. Geçen sene kırmasını yaptım yağı suyun yüzeyini kapladı ama lezzeti hoşuma gitmedi. bu sene yuvarlamasını yaptım, tatlanmasını bekliyorum. Evvelki sene çıkardığım yağın aroması çok iyiydi ama 2,5 asit çıktı.
Verimi bana göre iyi değil, hersene veriyor ama ağaç başı 25-75 kg arasında değişiyor.
Vertisilyum, bildiğim kadarı ile mantari bir hastalık. DErin sürümde hastalıklı ağaca değen ekipmanların diğer ağacın kökünüde yaralıyarak o ağaca taşımasını sağlıyor. Ayni işi aracıların bilerek veya bilmeyerek budama alaetleri ile diğer dallara taşıması, dökülen hasyalıklı yaprakların imha edilmemesi sonucu su veya ekipmanlar ile diğer ağaçlara bulaştıılması sonucu yayılıyor diye düşünüyorum.Hoşçakalın.
omer.tuncer
18-02-2010, 16:19
Öncelikle merhabalar bu forumda olmaktan çok mutluyum benim bir sorum olacak balkonumda kendiliğinden bir zeytin fidanı çıktı fotoğraflarını da ekledim yaklaşık 3 yıllık hiç ellemedim zeytini, şimdiye kadar aşı budama yapmadım, yardım ederseniz sevinirim. ne yapmalıyım yapabilirim şimdiden teşekkürler. Saygılar.(Bu arada zeytin bölümünün 8. sayfasına kadar okudum daha bitiremedim)
İlk olarak işini iyibilen bir aşıcı bulup fidanı aşılatman lazım. Aşı kaleminin cinsinide saksıda mı bakacaksın yoksa bahçeye mi ona karar vermelisin. Büyük ihtimalle sofralık bir cins seçmen lazım çünki bir ağacın zeytini sıktıracak yer bulamazsın.
teşekkür ederim sayın omer.tuncer sanırım bu aşamada yapılacak pek birşey yok. İzmir buca civarında aşı işinden anlayan varmıdır acaba sofralık bir türde aşılama yapmak iyi olacak sanırım. Yardım etmek isteyenlerden yardım bekliyorum teşekkürler.
bayindirmevki
18-02-2010, 21:35
sn.demirgonenc
Bir arkadaşınız; 1000 dönüm! Bazı zeytin fidanları ile gelen hastalıklar? 100 hektarlık bir adamı ciddiye almak lazım da hangi hastalıklar bilmiyorsunuz!
Ne duruyorsunuz. Sorun arkadaşınıza.
Anlatın bize bilimsel olarak.
Hangi çeşitler. Söz konusu hastalıkları nedir. Nasıl dikkatli olmak lazım? Siz diyorsunuz dikkat ama ben neye dikkat edeceğimi bilmiyorum.
Bilgi nerde?
demirgonenc
19-02-2010, 10:02
Sayın bayindirmevki;
Üstad, sizinle içerik ve üslup sorunu yaşıyoruz gibi. Böyle zorlayıcı tarzda soru sormanızdan hoşlanmıyorum. Mesajımda detaya girmememin nedeni, bir bilgi aktardığım için, bir söylentiye aracılık etmemek için gösterdiğim hassasiyet. Kendi tespitim olsa bunu söylerdim. Ayrıca neden bilimsel olarak anlatmak zorundayım onu da anlamadım. Size neye dikkat edeceğinizi de bildirmek zorunda değilim. Mesajımın sonunda söz konusu fidan türü için hastalığın söz konusu olup olmadığı bilmediğimi de ayrıca belirttim. Arkadaşımın sözünü ettiğim bahçesi İzmir Kuraburun'da 4 yaşında ağaçlardan oluşuyor. Kendisi bu konuda bilgi vermek ve almak merakında olsa herhalde girer buraya, aktarırdı. Siz sordunuz diye ona sorup aktarmak gibi bir görevim de yok. Söz konusu zeytin bahçesi İzmir Karaburun Salman köyünün yakınlarında. "Sorun", "anlatın" emir verici gibi ifadeleriniz tartışma üslubuna uygun değil. Fakat üslubunuz sizi bağlar. Sizin buradaki hangi mesajınız bilimsel onu da anlamadım. "Bilimsel" bilgi için bu işe yıllar vermek, akademik çalışma yapmak gerekli. Burası hakemli bilimsel dergi gibi oldu da benim mi haberim yok.? Fakat "emir" verdiğiniz için hemen görev başlayacağım, işimi gücünü bırakıp, çalışıyorum efendim. Bir başka arzunuz ve görevlendirmeniz varsa onu da çevremdeki insanlara dağıtayım onlarda boş durmasınlar çalışsınlar! Üstad, şu çit mi ne yapacaksınız yapın da hakikaten bu dertten kendinizi de beni de kurtarın.
bayindirmevki
19-02-2010, 22:32
sn.demirgonenc,
Üsdat olacak seviyeye geldim mi bilmiyorum? Bir sorun yaşadığımızı da sanmıyorum. Şu ana kadar bir şeyler anlatıp, anlatıp da net bir şeyler söylemez iken birden arkadaşınızdan bahsedince dikkatle okudum. Sonuç olarak sizin bu konuda bilgi alacak bir tanışınız var. Ve son açıklamanız ile öğreniyorum ki fidanları 4 yaşında Bu da en az 4 yıllık bir deneyim demek.
Peki siz bu durumda ne yapmışsınız?
Arkadaşınızdan referans vererek bazı fidanlar ile gelen hastalık riski için uyarıp dikkatli olunmasını tavsiye ediyor ve arkadaşınızın 100 hektar iş yaptığı için sözünü ciddiye almamız gerektiğini belirtiyorsunuz.
Bu dedikleriniz de bilgi nerede?
Muğlak ifadelerle bir şeyler anlatıyorsunuz ve sadece insanları korkutuyorsunuz. Benim böyle kaynağım olsa; Önce bir arar, konuyu enine boyuna sorar, Bir fikir sahibi olduktan sonra düşüncelerimi ortaya koyarım.
Bilimsellikten kastım budur.
Sizse benim bu gibi bir zorunluluğum yok diyorsunuz. O zaman niye bir şeyler anlatmaya çalışıyorsunuz. Sağlam bir kaynak ve sağlam bir bilgi ile fikrinizi sunmanın ne sakıncası var.
Eğer bir şey şöyledir, böyledir diyorsanız, ne, neden, niçin, nasıl, niye diye olayı sorgulasanız. Yazılarınızın yanıtları da içermesi gerekmez mi?
Üslüp, üslüp diye beni uyarıyorsunuz aslında size bu anlatmak istediklerimi vurucu üslüple yazmaktan başka bir şey yapmadım. Şimdi bir daha yazdıklarımı okursanız, başka gözle göreceğinizden eminim.
Benim yazdıklarımın bilimselliğine gelince; Hiç bir bilimsellik yok efendim. Bilimi geçin, bilgi bile yok.
Ben bir iş fikrini ortaya atmış ve malzeme ile ilgili fikir sormuşum.
Saygılar
bayindirmevki
19-02-2010, 22:53
sn.demirgonenc,
Ben yine söylüyorum. Bu sefer daha yumuşak ama aynı kesinlikle. Elinizde bir kaynak var. Ne duruyorsunuz? Arkadaşınızın 4 yıllık deneyimi hem sizin hem bu forumun üyeleri için bir bilgi kaynağı olabilir. Belki deneyiminin sonuçları ile yanlış bulduğunuz şeyleri daha net ifade edebilirsiniz.
Sorunuz.
Bu bir emir değil. Borç. Bu foruma ve üyelere. Bir şey biliyorsanız da söylemiyorsanız bir kaynağa ulaşabiliyorsanız da yapmıyorsanız benim tenkit ettiğiniz üslüpümden daha ayıp ediyorsunuz.
Saygılar
Mine Pakkaner
03-03-2010, 20:45
Bu konuda yazılan bazı mesajların üyelerin kafasını karıştırmaması için şu bilgileri not düşmek isterim.
Yabancı zeytin çeşitlerinin ülkemizde henüz adaptasyon, hastalık zaralı çalışmaları tam olarak tamamlanmış değil. Bu yüzden biz ziraatçiler kontrolsüzce dikiminin yayılmasından tedirginiz.
Ayrıca mevcut hastalıklara çeşitlerin hassas olma olasılığı var, bu da uzun vadede çiftçinin büyük zarar görmesi anlamına gelebilir. Örneğin manzanilla vertisilyuma hassas.
Bunların dışında ülkemizin yağ özelliklerinin korunmasını istiyoruz. Yabancı çeşitlerle bu özellik bozulacak. Gemlik bile yöresi dışında dikildiğinde farklı meyve yapıyorsa bu yabancı çeşitler nasıl bir adaptasyon gösterecek, çalışmalar uzun vadeli hangi sonuçları verecek bilmiyoruz. Kendi güzelim çeşitlerimiz varken yabancı çeşitlerin yaygınlaşmasını istemiyoruz.
Zeytin uzun vadeli bir yatırım, bu çeşidi beğenmedim, yağı da iyi değil, meyvesi de, hatta aslında bu bölgede, bu tip topraklarda sorun yaşıyor dediğinizde çok geç olur ve zaman, para, emek havaya savrulur.
Ancak tüm yabancı çeşitlerle birlikte hastalık geldiği de doğru değil. Henüz zeytinde böyle bir resmi bilgi yok. Muhtelif riskler var, tedirginlikler var ama hastalık zararlıdan ziyade yukarıda belirtiğim konu ile ilgili endişeler daha yoğun.
Ancak bu hastalıkzararlı gelmesi de yaşanmamış bir durum değil. Örneğin palmiye kırmızı böceği, ithal hurmalarla geldi, şimdi bütün Akdeniz, Ege perişan, heryerden tuzaklar sallanıyor.
Bu arada Sayın Bayındırmevki' nin hiçbir ticari kaygı gütmeden evinin bahçesinde çit bitkisi olarak bodur zeytin kullanmak istemesini çok normal görüyorum. Eğer başarırsa faydası da mevcut, rasyonel bit çit tesis etmiş olacak. Ki seçtiği çeşit buna müsait.
Bu arada elinizden makası bırakmazsanız ben gemlik çeşidinden de çit yapabilirsiniz diye düşünüyorum. Gemlik orta kuvvette bir ağaç meyveli dallarını sarkık büyütüyor. 20 m kadar bir şeritte deneyiniz, ne kaybedersiniz? Çalı şeklinde büyümesini sağlayın, dalları yana gidecek şekilde yönlendirin.
bayindirmevki
06-03-2010, 21:32
Teşekkürler Mine Hn,
Bu yazıyı niye yazdığınızı anlıyorum. Sizi zahmete soktum.
Yabancı çeşitlerde ısrarım yok. Web ortamında yerli çeşitlerde bodurlaştırma ile ilgili bir çalışma bulamadım.Yabancı kaynakların kendi çeşitleri için verdikleri bilgi ve görsel destekler gemlik zeytini için de olsaydı konuyu çoktan kapatmıştım.
Tarıma yabancı olsam da yazılanlarda pek kafa karışıklığım yok. Yabancı çeşitlerden bir hastalık bulaşmasına pek ihtimal vermiyorum. Nihayete zeytinin yetişme kuşağında bulunan bir ülkeyiz. Olsa, olsa topraklarımız da bulunan hastalıklara hassasdırlar.
Sizin de dediğiniz gibi, kendi güzelim çeşitlerimiz var iken yabancılar ile işim olmaz. Burda amaç çit olduğu ve amacıma uygun çeşit yabancı olduğu için ısrarcı oldum. Yoksa bir zeytin bahçesi kurmak istesem Edremit yağlıkdan şaşmam.
Saygılar.
Yabancı zeytin çeşitlerinin ülkemizde henüz adaptasyon, hastalık zaralı çalışmaları tam olarak tamamlanmış değil. Bu yüzden biz ziraatçiler kontrolsüzce dikiminin yayılmasından tedirginiz.
Ayrıca mevcut hastalıklara çeşitlerin hassas olma olasılığı var, bu da uzun vadede çiftçinin büyük zarar görmesi anlamına gelebilir. Örneğin manzanilla vertisilyuma hassas.
Bunların dışında ülkemizin yağ özelliklerinin korunmasını istiyoruz. Yabancı çeşitlerle bu özellik bozulacak. Gemlik bile yöresi dışında dikildiğinde farklı meyve yapıyorsa bu yabancı çeşitler nasıl bir adaptasyon gösterecek, çalışmalar uzun vadeli hangi sonuçları verecek bilmiyoruz. Kendi güzelim çeşitlerimiz varken yabancı çeşitlerin yaygınlaşmasını istemiyoruz.
Zeytin uzun vadeli bir yatırım, bu çeşidi beğenmedim, yağı da iyi değil, meyvesi de, hatta aslında bu bölgede, bu tip topraklarda sorun yaşıyor dediğinizde çok geç olur ve zaman, para, emek havaya savrulur.
Ancak tüm yabancı çeşitlerle birlikte hastalık geldiği de doğru değil. Henüz zeytinde böyle bir resmi bilgi yok. Muhtelif riskler var, tedirginlikler var ama hastalık zararlıdan ziyade yukarıda belirtiğim konu ile ilgili endişeler daha yoğun.
Ancak bu hastalıkzararlı gelmesi de yaşanmamış bir durum değil.
Sayın mine hanımın endişelerine tamamen katılıyorum son yıllarda zeytin fidanı dikmek için adeta insanlar yarışıyor bunun bir nedeni de gözlemlediğim kadarıyla trakyada üzüm üretici köylülerin artık üzüm ve tahıldan eskisi gibi üreticileri tatmin edici yaptıkları harcamaları karşılayan ücret alamıyorlar ürünler para etmiyor çiftçi perişan halde oyüzden yaşlı üzüm bağları sökülüp yerıne zeytin dikiliyor zeytinin getirisinin daha iyi olduğunu ve bağcılığın biraz daha uğraşlı ve masraflı olduğu için zeytin i tercih ediyorlar köylüye hak vermemek elde değil bugünkü ekonomik tablo ile değil köylü esnaf sanayici işveren herkes geçim sıkıntısı çekiyor ülkemizde maalesef herşeyde olduğu gibi tarımdada pilanlı bir şekilde bölgere göre yetişecek bitkilerin çeşitleri verimlerive bunların ekonomik getirisini planlayıp üreticileri bilgilendiren bir kurum yok varsada ben bilmiyorum konudan saptık ama genelde ülkenin ahvali bu şekilde konuya dönecek olursak yabancı menşeli zeytin fidanlarının ülkeye sokulması hastalık ve zararlı etkilerini getirir ve bizim damak tadımızın değişmesini istemem doğrusu şuanda bile 30 yıl öncesinin natural zeytinlerin selesini salamurasını nefis kekik kokulu biberiyeli sızma zeytin yağlarını aramıyormuyuz
şahsen ben o eski tatları arıyorum çünki oeski tatlarda insan emeğinin alın terinin katkısı vardı şimdi öylemi ya bas şartele 45 dakikada bir nöbet (350-500) kg arası zeytini eziyor parçalıyor rafine edip veriyor ama o alıştığımız eski tadı vermiyor
sağlıkla esen kalın
Bir arkadaşım Gemlik zeytinleri arasına tozlama amaçlı diktiği ayvalık zeytinlerinden hiç zeytin toplayamadığından bahsetti. Ağaçları 7-8 yaşlarında. Aynı bahçe de gemlik çeşidinden 4 yıldır zeytin topluyormuş. Bulunduğumuz yer yaklaşık 300 rakımlı. Bende Gemlik zeytinlerinin arasına tozlama amaçlı ayvalık çeşidi dikmiştim. Benim zeytinlerim 2 yaşında. Bunun üzerine yaptığım araştırmalarda, gemlik çeşidinin soğuklama ihtiyacının 600 saat, ayvalık çeşidinin ise 1000 saat olduğunu öğrendim. Bulunduğum yerin yıllık soğuklanma süresini tam olarak bilmiyorum; ama soğuklanma süresi bilinen komşu yerlere göre aşağı yukarı 900 saat diye tahmin ediyorum.
Ben de ayvalık çeşidinden bulunduğum yerde verim alınamama sebebini soğuklanma ihtiyacının karşılanamamasına bağladım. Büyük ihtimalle öyledir.
Bunun üzerine ayvalık çeşitlerini aşıyla gemlik çeşidine dönüştürmeyi düşünüyorum. Yalnız kafama takılan sorular var. Ayvalık çeşidine gemlik aşılanırsa, yine soğuklanma problemi ortaya çıkar mı? (Gemlik için soğuklanma süresi yeterli) Ya da başka bir sorunla karşılaşır mıyım? Bu konuda bilgi sahibi arkadaşların yardımını bekliyorum. Her şey gönlünüzce olsun.
Zeytinlibahçe
09-03-2010, 08:43
sn mvurucu selamlar
Aşılanırsa ne olur bilmiyorum,deneyen olduysa,bizimle paylaşırsa ögrenmiş oluruz,sonucta buldugu netice kendi yöresine ait olacak.Tek sorununuz soguklanma da olmayacagını düşünüyorum,her iki cins de sizin yöreye uygun degil, ****** hiç ürün almayacak degilsiniz ayvalık gemlige göre cok daha geç ürün verir,sorun bu cinslerin bulundugunuz yöreye uzun vadede nasıl tepki verecegi.
Bulundugunuz iklimde ilkbaharın cok kısa sürdüdünü biliyorum,çiçeklenme döneminde ani sıcaklık artışı agacların çiçeklerini,meyve tutumunu nasıl etkileyecek?
Ayvalık cinsi,bırakınız hatayı izmirin güneyi dahi körfez bölgesindeki kaliteyi yakalayamıyor.
Gemlik için durum daha da vahim son yılların modası,bölgeye bakılmaksızın teşvikler veriliyor,şimdiden size cok daha kalın kabuklu,daha az lezzetli,aroması farklı bir zeytin yetiştireceginizi söyleyebilirim,tüccar ****** sizin zeytininizide gelip alacak ama dörte/beşte bir fiyatına,sonrası mı? kendisi halis gemlik diye satacak,millette nerde kaldı o eski zeytinlerin tadı diyecek,zaten dogru dürüst salamura yapmasını da bilmiyoruz,zeytin diye tuz yediriyoruz,hiçdegilde kalitesiyle oynamayalım(sözüm size degil genel)
Bulundugunuz yörede (suriye-hatay) yüzyıllardır kendini kanıtlamış,iklimine
adapte olmuş o kadar kaliteli sofralık,yaglık zeytinler var ki bunları kaybetmememiz lazım
saygılarımla
selam arkadaşlar Sayın ayhan dukelin endişelerine katılıyorum yörelerimize has meyve ,sebze, zeytin gibi bize ait tatların kaybolup gitmemesi için elimizden geldğince muhafaza etmek durumundayız bunu da bilinçli bir şekilde çiftçilerimizle bilgilerimizi paylaşarak yardımlaşarak yapabiliriz esen kalın
Sn ayhandukel selamlar.
Öncelikle ilginize teşekkürler. Sizin de dediğiniz gibi, bizim yaşadığımız proplem, ayvalık çeşidinin geç verime yatmasından kaynaklanıyor da olabilir.
Bizim yöremizin yerli çeşidi olan halhalı zeytinidir. Bu zeytinin ve yöremizde yetişen diğer zeytinlerin yöremizdeki performansı gemlikle karşılaştırıldığında; gemlik, halhalı ve diğer çeşitlere göre açık ara öne çıkmaktadır. Halhalı zeytini bir yıl verir sonraki sene vermez, gemlik her yıl verir. Gemlikten dönüme 35-40 adet dikersin halhalı çeşidinden 20 adet. Gemlik zeytininin yağ oranı %25-30 arası halhalı zeytini %18-20 yağ verir.(Yağ verimleri yöreden yöreye değişebilir ama bizim yörede böyle. Halhalıdan bazı yörelerde %25 in üzerinde verim alındığını duyuyoruz) Gemlik çeşidinden bir kişi 100 kilonun üzerinde zeytin toplar, aynı kişi halhalıdan 50-60 kiloyu geçemez. Verim olarak gemlik çeşidi halhalıya göre çok daha verimli. Yağ kalitesi olarak gemlik çeşidi, halhalıdan daha kaliteli.(Bu kişiden kişiye belki değişir ama; bana göre gemlik daha hafif, acılık yok.)
Bütün bunların yanında bir kaç şey eklemem gerekebilir. Gemlik zeytinlerini suluyoruz. Senede 5-6 defa, halhalıyı sulamıyoruz. Gemlik çeşidinde halhalıya göre daha yoğun bir bakım uygulanıyor. Gemlik çeşidinde gövde ve dallarda galeri böceği ile yoğun bir mücadeleye giriyoruz, yoksa dallar kırılıyor, hatta bütün gövdesiyle zeytin yıkılıyor. Halhalıda bu sorun yok. Halhalıyı buduyoruz, sürüyoruz, topluyoruz.
Ama yinede gemlik öne çıkıyor.
Zeytinlibahçe
09-03-2010, 21:26
sn mvurucu selamlar
-anladigim kadariyla ayvalik tamamen bir hataydi
-gemlik ,ben her zaman bu cesidin sofralik olarak degerlendirilmesinden yanayim,yagida kotu sayilmaz fakat sofralik getirisi daha iyi
-halhaliya da gemlik de oldugu gibi bakim yapin derim bakalim netice ne olacak
-kiyaslama halhali cinsine gore yapildigi icin nispi sayilir,ornegin suriye/lubnan/israil de ki hemen hemen ayni iklim ozelliklerine sahip,illaki baska cesit arayislarina girilirse buralardaki cesitler denenebilir diye dusunuyorum,bu ulkelerde hic tahmin etmeyecegimiz kadar zeytin kulturu var,neredeyse tum eglence yerlerinde,barlarda bizdeki cerez yerine zeytin getirilir,lezzetlerini hala unutamiyorum.yag kalitesi de oldukca iyi,cinslerini gidersem arastiracagim.
-yinede gemlik den memnun oldugunuza sevimdim,hic degilse emekleriniz bosa gitmemis,ne emek verildigini iyi bilirim
saygilarimla
değerli büyüklerim, 25 dönüm arsam var, bu arsa antalya da olup ve rakım olarak yüksek 400 700 civarında olup cevresinde zeytin bahceleri vardır,arsa eğimli olup zeytin dikmeyi düşünüyorum, çevredeki zeytinliklere sorduğumda çakal zeytin aşısı ve fidancılardan alınmış olduğunu söylediler yani isimlerin bilmiyorlar, ben bu arsaya soğuk havaya dayanıklı hangi zeytin fidanını dikmeliyim.
ikinci sorum arsanın komşusu 4-2 ormandır çam ağaçları vardır zeytin fidanına zararı varmıdır şimdiden teşekür ederim
üçünçü sorum, devamlı ekin ekilmekte yani buğday tarlası, toprak yapısı biraz küçük taşlı, toprak zeytin fidanı için ph değeri kaç olması lazım. saygılar sunarım
Samsunlu55
10-03-2010, 11:13
Sn. womport, aramıza hoşgeldiniz. Sitede yazım kurallarına uyulması konusu önem verdiğimiz bir konudur. Tekrardan hoşgeldiniz...
sayın. samsunlu teşekür ederim ama, sorularıma yanıt bulamadım, doğrusu üzüldüm, acaba türkçeyimi iyi yazmıyorum, ben ilkokul mezunuyum yazabildiğim bu, yazım kurallarını biraz açabilirmisiniz, demek ki yazmakla değil okumakla bilgi edineceğiz, mine hanımın yazılarını okudum hakikaten güzel bilgiler edindim kendisine teşekür ederim saygılar sunarım
Samsunlu55
10-03-2010, 21:28
sayın. samsunlu teşekür ederim ama, sorularıma yanıt bulamadım, doğrusu üzüldüm, acaba türkçeyimi iyi yazmıyorum, ben ilkokul mezunuyum yazabildiğim bu, yazım kurallarını biraz açabilirmisiniz, demek ki yazmakla değil okumakla bilgi edineceğiz, mine hanımın yazılarını okudum hakikaten güzel bilgiler edindim kendisine teşekür ederim saygılar sunarım
Yazmayın demiyorum tabi ki yazacaksınız, üyeler yazacakki site gelişsin:) Türkçeyi çok güzel kullanıyorsunuz fakat demek istediğim cümleye başlarken büyük harfle başlamak, cümle sona erdiğinde nokta koymak, soru cümlesinin sonuna soru işareti koymak, özel isimlere büyük harfle başlamak gibi şeyler. Beni sakın yanlış anlamayın bu gibi uyarıları yeni üyelere hep yaparım çünkü yeni üyeyken aldığım uzaklaştırmayı başkalarıda almasın. (Benimkinin nedeni biraz farklıydı ama aynı hesaba geliyor:) Saygılarımla...
Halil Önen
10-03-2010, 21:45
değerli büyüklerim, 25 dönüm arsam var, bu arsa antalya da olup ve rakım olarak yüksek 400 700 civarında olup cevresinde zeytin bahceleri vardır
,arsa eğimli olup zeytin dikmeyi düşünüyorum,
çevredeki zeytinliklere sorduğumda çakal zeytin aşısı ve fidancılardan alınmış olduğunu söylediler yani isimlerin bilmiyorlar,
ben bu arsaya soğuk havaya dayanıklı hangi zeytin fidanını dikmeliyim.
Sn.womport,
tarlanız zeytin dikmeye uygun yani eğimli, Gemlik çeşidi pek soğuğa dayanmıyor.
O yöreye özgü yerli çeşit (çakal zeytin) denenmiş çeşit siz neden denemiyor sunuz?
Neden zeytin? daha iyi gelir getiren meyve ağaçları dikemez misiniz?
Örneğin, nar dikin. Ekşi nar. Hem suyu hem de ekşisi iyi pazar buluyor.
Böyle yerler için oldukca uygun. Bakımı az ve pek masraflı değil. Bi araştırın derim.
Halil Önen
10-03-2010, 21:48
ikinci sorum arsanın komşusu 4-2 ormandır çam ağaçları vardır zeytin fidanına zararı varmıdır şimdiden teşekür ederim
Etrafında ormanlık olası çok iyidir. Zeytinlere soğuk vurmasını önler.
Halil Önen
10-03-2010, 22:01
üçünçü sorum, devamlı ekin ekilmekte yani buğday tarlası, toprak yapısı biraz küçük taşlı, toprak zeytin fidanı için ph değeri kaç olması lazım. saygılar sunarım
25 dönüm araziniz var ve mutlaka toprak tahlili yaptırın.
Kuru tarımdan sulu tarıma geçeceksiniz, ağaç dikeceğiniz için pek önemi yoktur ama en azından fidanlarınızın diplerinde sulamadan dolayı toprak yüzeyinde tuzlanma olabilir.
Sulama için damlama sistemi düşünmelisiniz. Bu konuda teşvik veriliyor, araştırınız. İlçe tarıma sorunuz.
Unutmayın zeytin de su ister. Sularsanız iyi ürün alırsınız.
Artık toprak tahlili yaptırmazsanız gübre de alamıyorsunuz. Hem toprağınızı tanımış olursunuz. Bir şey ektiniz/diktiniz olmadı şuçlu toprağınız olmaz.
Sayın gba1976 ve Ssyın Halil Önen,
ben adanalıyım.adanada zeytin bahçesi kurmayı düşünüyorum kısmetse bu sene.ama hangi tür zeytin ekeyim karar veremedim.adanada en verimli zeytin ağacı bilginiz varsa benimle paylaşırsanız sevinirim.bir de bodur ağacını çok övüyorlar.4. senesinde tam verime ulaşıyormuş.bu konuda tavsiyeniz nedir acaba?
teşekkürler...
acemi_caylak
17-03-2010, 12:48
Sayın gba1976 ve Ssyın Halil Önen,
ben adanalıyım.adanada zeytin bahçesi kurmayı düşünüyorum kısmetse bu sene.ama hangi tür zeytin ekeyim karar veremedim.adanada en verimli zeytin ağacı bilginiz varsa benimle paylaşırsanız sevinirim.bir de bodur ağacını çok övüyorlar.4. senesinde tam verime ulaşıyormuş.bu konuda tavsiyeniz nedir acaba?
teşekkürler...
Sn. Mmtmam,
Adana'nın toprakları genelde verimlidir. Bu yüzden bahçenizin sulama imkanı varsa, zeytin dışında başka bir ürün seçerseniz daha ekonomik olur.
İlle de zeytin derseniz, Büyük Topak Ulak ve Tarsus Sarı Ulak gibi bölgeye uygun ürünleri seçmekte fayda vardır.
Ayrıca Mart ayı bitmeden dikerseniz iyi olur.
Zeytin fidanlarımın sürgünleri kuruyor. Bu konuda yardımcı olabilecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
acemi_caylak
17-03-2010, 16:21
Sn. Ggirgin,
Aşağıdaki başlıkta bu konuyla ilgili bilgiler bulabilirsiniz. Sizin zeytinler sanki soğuktan zarar görmüş gibi. Çünkü yapraklarda kahverengileşme var.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=597735#post597735
Sayın Acemi çaylak
Cevabınız için teşekkür ederim
Benim İzmir-Buca da 8 dönüm tarlam var. Buraya yıllardır gidip ilgilenmedik ancak artık ilgilenmeye karar verdik. Ceviz dikimi yapmak istiyorum.
Tarlama ekmeyi düşündüğüm ceviz konusunda tarım il müdürlüğünden yardım talep ettim ancak bir sonuca varamadık. Sertifikalı fidan desteğinde dönüm başına nakdi bi teşvik olduğu ve ziraat odasına kayıt olmam gerektiğini söylediler. Benim amacım para değil güzel ırk fidanlar almaktı. Oradan da bir sonuç alamadım ve bu konuda uzman olan Yalovadaki ceviz yetiştiricelerinden kargo yoluyla almayı düşünüyorum.
İzlediğim yol doğru mudur. Henüz resmi olarak birşey almadım. Önerileriniz olabilirse çok sevinirim.
İlgilerinize şimdiden teşekkür ederim.
Ceviz için Yalova Atatürk Araştırma Enstitusu ile görüşürseniz, sizi doğru bir şekilde aydınlatırlar. Her konuda.
Benim önerim
http://http://ceviz.ksu.edu.tr/bazi-yeni-ceviz-cesitleri/sutyemez-1/
ve Yalova-1 çeşidi. ( ikiside yaklaşık aynı büyüklükte. ama sütyemez daha verimli )
çeşidi muhteşem.
Zeytin fidanlarımın sürgünleri kuruyor. Bu konuda yardımcı olabilecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Sayın üye arkadaşlar aynı sorunla bende karşılaştım Şarköy ,müreftede , dondan dolayı etkilenen binlerce fidan ve yıllanmış ağaçlar var öyleki bazı ağaçların yarısı kurumuş diğer tarafı canlı kuruyan tarafın yaprakları tamamen dökülmüş fidanların alt kısımları canlı üst kısımları yapraklarını tamamen dökmüş bu ağaçların canladırılması için bilgisi tecrübesi olan arkadaşlar lütfen bilgilerini paylaşırlarsa çok memnun olurum nasıl bir yöntem uygulalamamız gerekir( budama ,ilaçlama) şarköyün en az 8 -10 köyü bu soğuk tan dondan etkilenmiş ve çifçilerimizi zor günler bekliyor esen ve mutlu kalın
sn acemi çaylak
zeytin dışında ne ekebilirim.sizin farklı tavsiyeniz varsa alabilir miyim?
Halil Önen
29-03-2010, 21:36
Sayın üye arkadaşlar aynı sorunla bende karşılaştım Şarköy ,müreftede , dondan dolayı etkilenen binlerce fidan ve yıllanmış ağaçlar var öyleki bazı ağaçların yarısı kurumuş diğer tarafı canlı kuruyan tarafın yaprakları tamamen dökülmüş fidanların alt kısımları canlı üst kısımları yapraklarını tamamen dökmüş bu ağaçların canladırılması için bilgisi tecrübesi olan arkadaşlar lütfen bilgilerini paylaşırlarsa çok memnun olurum nasıl bir yöntem uygulalamamız gerekir( budama ,ilaçlama) şarköyün en az 8 -10 köyü bu soğuk tan dondan etkilenmiş ve çifçilerimizi zor günler bekliyor esen ve mutlu kalın
Sn. okay-55,
zeytine soğuk vurduğunda yaprakların dökülmesinin pek önemi yok.
Genç ağaçların ya da sürgün uclarına soğuğun zarar vermesinin de o kadar önemi yok.
Ağaç bunları tamir eder. Kendisini hemen toparlar.
Soğuk eğer dalların kabuklarını çatlakmışsa _bunu görürsünüz_ o zaman tehlikelidir.
Kabuk çatlaması (yarılma) az soğuk vurduğunda ince (uc) dallarda olur.
Kalın dallarda çatlama nereye kadar gidiyor ve etkisi nasıl olur;
Nisan, mayıs gibi bekleyin, bir görün, zeytine su yürdüğünde gerçek zarar ortaya çıkacak.
Besleyemediği dallar kuruyacak.
Kurumanın son bulduğu yerlerden budama yapılır.
Budama sonrası_ çiçek üzeri değilse_ bordo bulamacı atılır. Bu dal kanseri için çok iyidir.
Kök bölgesine de sömüş kireç sürünüz.
O ölmez ağaçdır. Tekrar toparlıyacaktır. Ama siz yıl ve mahsül kaybedeceksiniz.
Aslında kış girmeden önce bordo bulamacı ve kireç sürmek soğuktan biraz koruyor ama; oralar için,
çözüm olarak antifriz görevi yapan ilaçlar kullanmak gerek.
Sayın halıl bey verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ederim yüreğime su serptiniz zeytin ağaçlarında ve fidanların kabuklarında çatlama falan görmedim sadece yapraklarını ve çok küçük filizlerinin kuruyup döküldüğünü gördüm on nisanda işim gereği tekrar şarköye gidicem o zaman daha detaylı kontrol ederim ve burada paylaşırım tekrar teşekkürler esen kalın
Zeytinlibahçe
02-04-2010, 06:08
ADMIN
evet o ölmez agactır,katılıyorum, tamamen yanmış bir zeytinligin nerdeyse tamamının iki sene sonra tekrar filizlendigini biliyorum,yakın bir komşumun evinin önünde kaldırıma yakın hernasılsa cıkmış gelip geçerken seyrettigim gelişmesini takip ettigim bir zeytin agacını kesip,kökünede tuz ruhu döktügünü duydugumda deliye dönmüştüm,şikayet ettim,bir yıl sonra tekrar filizlendi şimdi neredeyse kocaman bir agaç oldu,o gün bügündür
selamıda kestim,korkusunu agaca dokunamıyor artık
saygılarımla
acemi_caylak
02-04-2010, 08:28
sn acemi çaylak
zeytin dışında ne ekebilirim.sizin farklı tavsiyeniz varsa alabilir miyim?
Sn. mmtmam,
Ben olsam ceviz tercih ederdim. Ayrıca kiraz ve elma düşünülebilir.
Samsunlu55
02-04-2010, 23:40
Sn. mmtmam,
Ben olsam ceviz tercih ederdim. Ayrıca kiraz ve elma düşünülebilir.
Sn. mmtmam'ın arazisinin Adana'nın hangi kısmında olduğuna bağlı, soğuklama süresi yetersiz olabilir. Özellikle ceviz çok sıcaklardan zarar görebilir.
Çınarmunarı
04-04-2010, 16:21
Arkadaşlar bodur zeytinle ilgili yeni haberler aldım, paylaşmadan geçemiyeceğim...
Susurluk'ta bodur zeytini yaklaşık 3 yıl önce diken bir arkadaş ile yeni görüşme şansım oldu.Bu kışa kadar her şeyin yolunda gittiğini , güzel ürün almaya başladığını ama ocak ayındaki soğuklardan ciddi zararlandığını söyledi.Ben de benzer bir iklimde denemeyi düşünüyorum. Bu durum bodur zeytinin soğuklara diğer zeytinlere göre daha dayanıklı olduğu tezi ile ilgili soru işareti oluşturabilir mi?
Halil Önen
05-04-2010, 00:22
Bu durum bodur zeytinin soğuklara diğer zeytinlere göre daha dayanıklı olduğu tezi ile ilgili soru işareti oluşturabilir mi?
Oluşturamaz sn. sonnefer.
Tüm zeytin ağaçlarına, -7 derecede soğuk vurur. Bu genel kuraldır.
Bazen öğle olur ki -2 derecede memed ağanın Gemliklerine soğuk vurur, yan tarla komşusunda hiç bir şey yoktur. Hatta kendi tarlası içinde bazı ağaçlarına soğuk vurmuştur, bazılarında yoktur.
Bazen kocaman ovanın yarısına soğuk vurmuştur.
Her yöreye özgü ad verilir buna, biz ''eser'' deriz. Geçtiği yeri yakıp geçmiştir. Tabii sadece zeytin değildir.
Ne yapmalı;
kışa girmeden önce bordo bulamacı atılırsa bir nebze zararı azaltıyor. EMA' nın da soğuğun etkisini azalttığını duydum ama denemedim.
Saygılar
acemi_caylak
05-04-2010, 08:25
Bazen öğle olur ki -2 derecede memed ağanın Gemliklerine soğuk vurur, yan tarla komşusunda hiç bir şey yoktur. Hatta kendi tarlası içinde bazı ağaçlarına soğuk vurmuştur, bazılarında yoktur.
Bazen kocaman ovanın yarısına soğuk vurmuştur.
Her yöreye özgü ad verilir buna, biz ''eser'' deriz. Geçtiği yeri yakıp geçmiştir. Tabii sadece zeytin değildir.
Halil Bey çok önemli bir konuya değinmiş. Büyük çaplı yetiştiricilik hiç kolay değildir. Bir bakmışssınız kayısı ağaçlarınız tam çiçekteyken don vurgunu yemiş. O yıl hiç bir gelir olmayacak demektir bu. Bir yılın bütün emeği boşa gitmiştir. Hayvancılık yapıyorsunuzdur. Bir sabah kalkarsınız 5-6 hayvan boylu boyunca uzanmış yatıyor. Bu işe yeni başlayacak arkadaşlar bu riskleride göze alarak işe girişmeliler.
Sonuç olarak bitki yetiştirmek çok özenli olmayı gerektiren bir iştir. İşi olmayan bütün arkadaşların zamanlarının çoğunu (özellikle de bu mevsimde bütün zamanlarını) bahçelerinde geçirmelerinde yarar vardır. Zeytinlerin çiçeklenme dönemi yaklaşıyor. Onlardaki gelişimi gün be gün izlemek inanın çok zevklidir. Hele ilk siyahlaşmış zeytini dalında görmenin keyfine diyecek yoktur. Önce sadece bir iki ağaçta tek tük siyah vardır. Diğer ağaçlardakiler alacadır daha. Sonra bir bakmışsınız bütün ağaçlardaki zeytinler siyahlaşmaya başlamış. Sizde şaşırırsınız bu hızlı gelişime.
syıldıran
05-04-2010, 11:26
Oluşturamaz sn. sonnefer.
Tüm zeytin ağaçlarına, -7 derecede soğuk vurur. Bu genel kuraldır.
Bazen öğle olur ki -2 derecede memed ağanın Gemliklerine soğuk vurur, yan tarla komşusunda hiç bir şey yoktur. Hatta kendi tarlası içinde bazı ağaçlarına soğuk vurmuştur, bazılarında yoktur.
Bazen kocaman ovanın yarısına soğuk vurmuştur.
Her yöreye özgü ad verilir buna, biz ''eser'' deriz. Geçtiği yeri yakıp geçmiştir. Tabii sadece zeytin değildir.
Ne yapmalı;
kışa girmeden önce bordo bulamacı atılırsa bir nebze zararı azaltıyor. EMA' nın da soğuğun etkisini azalttığını duydum ama denemedim.
Saygılar
Sn. Halil bey ,
Zeytin cinslerinin soğuğa dayanımının hepsinin aynı olduğu konusundaki düşüncenize katılmıyorum. İzmir Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsünün Zeytin Çeşitleri Kitabını incelerseniz orada hangi cinslerin soğuğa dayanıksız , hangi cinslerin ise soğuğa dayanıklı olduğu belirtilmektedir. Selamlar . .
acemi_caylak
05-04-2010, 21:17
Arkadaşlar, içinizde hiç zeytin bahçesinde yeşil gübre olarak kullanılmak üzere sıra aralarına baklagil eken oldu mu? Olduysa deneyimlerini bizimle paylaşabilir mi?
Eğer deneme yapan yok ise bence bir an önce denemekte fayda var diye düşünüyorum. Baklagillerin köklerindeki nodozite denilen yumrucuklar içerisinde Rhizobium türü bakteriler yaşıyor ve bunlar havadaki serbest azotu bitkilerin alacağı biçime dönüştürüyorlar. Aşağıda baklagillerden kazanılan azot ile bu miktardaki azotu toprağa kazandırmak için kullanılması gereken Amonyum Sülfat miktarları tabloda gözüküyor. Baklagiller hem daha avantajlı hem de zehirsiz bir gübre.
Bitki Türü| Azot Miktarı (kg/da)| % 20’lik Amonyum Sülfat olarak(kg/da)
Yonca | 19,7| 97,5
Taşyoncaları| 11,6| 58,0
Ak üçgül | 16,6| 83,0
Soya Fasülyesi | 7| 35
Mercimek | 13 | 65
Fiğ | 10 | 50
Bezelye | 9 | 45
Zeytinlibahçe
05-04-2010, 22:17
Sn acemi caylak
selamlar
Kasim sonu asili fig, bakla,birazda yulafla beraber ekmistik, bir hafta once izgarayla bicip, capayla topraga karistirdik, cok da iyi oldu hem topragimizi kisin koruduk, hemde
azot sagladik.
Rhizobium bakterisini uretmek, devlete aslinda sattigi fiyatin uc katina geliyor,guzel bir hizmet,bilen yararlaniyor
saygilarimla
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.