![]() |
|
|
![]() |
#1 |
Ağaç Dostu
|
İncilere gelince: "Çocuk deyip geçme" cümlesini hep doğru bir uyarı olarak görmüşümdür. İkinci sınıf okuttuğum bir dönemde, bir ögrencimi ödüllendirmek amacı ile okulun kütüphanasine göndermiştim. Beş dakika sonra koşarak sınıfa döndü. Kafası karışmış olmalı ki, heycan içinde bana şu açıklamayı yaptı. Cevap vermemi istedi. Öğretmenim, Siz, bizi ödüllendirmek için kütüphaneye gönderiyorsunuz. Orada, başka şubeden üç öğrenci var. Sınavdan düşük not aldıkları için, kütüphane cezası almışlar!..Yanlışı gözümün içine sokuyor. Ne yapabilirsin böyle bir durumda?.. Cezayı veren büyük, cezayı mantık dışı bulan ise çocuk. Sonra da bu çocuklar niye kitap okumuyor diyoruz? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-10-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,796
|
Ah öğretmenim, onlar öyle iyi görüyor ki... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#4 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-10-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 152
|
Üyeliğimi iptal olması için ne yapamam gerek . |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 |
Moderatör
|
Şimdi bu da nereden çıktı? İnanın sizleri anlamakta zorlanıyorum. Bu ne alınganlık sevgili şehnaz, ne oldu? Siz yaştaki bir kimsenin göstereceği davranış mı bu? Kusura bakmayın ama beni şaşırttınız! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#6 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-10-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,796
|
Gerçekten inanamıyorum ve üzülüyorum da! Arkadaşlar, biz burada birilerini ne yargılamaya ne de asıp kesmeye veya küçük düşürmeye çalışıyoruz. Yapmaya çalıştığımız şey, konuşma dilinde kullanabildiğimiz anlatımı etkinleştiren jest ve mimiklerin, yazı diline ancak noktalama işaretleriyle katılabildiğini anlatmaya çalışmak. Şaşırma, kızma, sevinme, üzülme, vs. gibi duygularımızı ses tonuyla bile ifade edebilirken yazı dilinde bunu ancak noktalama işaretlerinden yararlanarak başarabiliriz. Bu bize, düşüncelerimizi, duygularımızı doğru ve etkili ifade edebilme olanağını sunar. Bunun alınganlık göstermeye neden olacak bir yanını göremiyorum . Ama şunu anladımki; Mevlana' nın şu sözü hala güncelliğini korumakta: "Neyi, nasıl söylediğiniz önemlidir. Ama daha önemlisi, karşınızdakinin ne anladığıdır." |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#7 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-03-2011
Şehir: Houston
Mesajlar: 95
|
Merhaba
Peki benim gibi yurt disindan baglanan (tek tuk de olsa) arkadaslar icin ne yapiyorsunuz? Benim Turkce karakter kullanma imkanim maalesef yok sevgiler |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#8 |
Moderatör
|
Sevgili lalebruli, sizin gibi yurt dışından sitemize katılan pek çok arkadaşımız var. Tabii ki onlara ayrıcalık veriyoruz. Biz de biliyoruz ki Türkçe karakterler yok. Yani sizlerin ü, ö, ı, ş, ç vs. kullanamayacağınızı biliyoruz. Ama virgülden sonra bir boşluk bırakmak veya noktadan sonra da yine bir boşluk bırakarak yazınıza büyük harfle başlamanıza bir engel yok değil mi? (Örneğin; mesajınızda maalesef yok dedikten sonra nokta koymalısınız, alt satırdaki sevgiler kelimesinin de baş harfi büyük olmalıydı) |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#9 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-03-2011
Şehir: Houston
Mesajlar: 95
|
Maalesef o kadar detayli yazim kuralini takip edebilmem mumkun degil. 11 yilin sonunda kafamda Ingilizce'den Turkce'ye cevirken cok zorluk cekiyorum. Bir yandan forumdaki bahce terimlerinin Ingilizce'sine, obur yandan da Ingilizce terimlerin Turkce'sine bakarak (iki uc sayfayi ayni anda okuyarak) okudugumu anlamaya veya yazdigimin anlasilir olmasina ugrasiyorum. Dusuk cumle, anlami bozuk cumle, bir paragraflik cumle olmasin diye ugrasirken bir de noktalama ile ugrasarak cok basarili bir sonuc edinecegimi sanmiyorum. Sevgiler |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#10 | |
Moderatör
|
Alıntı:
Ben de biliyorum uzun seneler sonrası hele hiç Türkçe konuşma imkânı olmadığı durumda devrik cümlelerin kullanıldığını. Hatta ben, bildiğimiz AHMET adını telâffuz ederken EHMET dediğimde pek çok arkadaşım gülmüştü. Bizler sitemizdeki yazışmalarımızda bu çok basit olan ama okuduğumuzu anlamamızda büyük fayda sağlayan noktalama işaretlerine uymaya özen gösteriyoruz. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#11 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 12-08-2010
Şehir: Mersin
Mesajlar: 49
|
Sevgili Güler, İzninizle ufak bir animsatma yapacağım çünkü aynı konuya daha önce de dolaylı olarak değinilmişti(kim tarafından olduğunu anımsamıyorum). Devrik cümle,bir dili kullanım hatası değildir ve bütün dillerde çokça kullanılır(yabancı dil bildiğinizi tahmin ediyorum). Örneğin şiirlerde düz cümleye neredeyse hiç rastlanmaz. Umarım kızmadınız. Sevgiler,selamlar,sağlıkla kalın. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#12 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-03-2010
Şehir: Ukrayna
Mesajlar: 120
|
Alıntı:
Saygilarimla. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#13 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
Siz uğraşmaya üşeniyorsunuz diye, okuyanların tümü uğraşmak zorunda kalmasın değil mi? Anlaşılmazsanız, cevaplanmazsınız... |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#14 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 29-03-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 6
|
Kitap okumayla çözülebilir maalesef az okuyoruz |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#15 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 12-08-2010
Şehir: Mersin
Mesajlar: 49
|
Sevgili Lalebruli, Gördüğüm kadarıyla Türkçe'yi kullanım hatanız var(yanlış anlaşılmasın,Türkiye'de yaşayan,hatta görevi bu dili öğretmek olanlar bile çokça yapıyor), sakın buna izin vermeyin.Örn.:sonuç edinilmez, sonuç alınır ya da sonuca varılır. Noktalama işaretlerine gelince;Malina'nın dediği gibi... Bu işaretler bütün dillerde aynı anlamda kullanılır, ve kendimizi doğru ifade etmemize çok yardımcıdırlar ancak bir dili bilmek demek, o dilin inceliklerini bilerek doğru bir şekilde sözlü olarak ifade(konuşma) edebilmektir.Türkçe'yi kullanacağınız zaman lütfen Türkçe düşünmeye çalışın. Türkçe konuşma olanağımız yoksa dilimizde yazılmış ''kaliteli'' yazılı yayınları izlemekte yarar var. Uzun oldu, kusura bakmayınız lütfen.Bu yazılanlar,sizin üstünüzden birçok kişiye göndermedir.Düşüncelerimi açıklamak için siz bir gerekçe oldunuz. Sevgiler,selamlar,sağlıkla kalın. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#16 |
Moderatör
|
Sevgili Güzel Ülke'm, kızılacak bir şey yok ki, ayrıca devrik cümle kullanımının hata olduğunu nerede söyledim ben? Mesajlarımı okumuşsanız benim devrik cümleyi ne kadar çok kullandığımı görebilirsiniz. Benim değinmek istediğim daha ziyade noktalama işaretlerine uyulmasıydı. Eğer siz kızmazsanız, size hatırlatma yapayım; "Devrik cümle,bir dil... Sevgiler,selamlar,sağlıkla kalın." diye yazmışsınız, oysa virgüllerden sonra bir boşluk bırakmanız gerekiyordu. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, " (yabancı dil bildiğinizi tahmin ediyorum)." diye yazdığınız satırda da noktanın parantez yani ayraç içinde olması gerekiyordu. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#17 |
Ağaç Dostu
|
Yahu bu konunun buralara gelebildiğine hatta üzerinde defalarca tartıştığımız konunun kendi anadilimiz ve kuralları olduğuna inanamıyorum. Yani ilkokul çocuklarının dahi daha yazı yazmaya başlarken öğrendiği temel kavramlar... Ne midir? - (.) nokta işareti cümle sonuna konur. Ardından büyük harf ile başlar yeni kelime. - (.) nokta, (,) virgül gibi noktalama işaretlerinden sonra gelen kelimeye bir boşluk bırakılarak başlanır. Bunun sebebi kolay okuyabilmektir. Bundan başka sanırım birşey söylenmiyor. Bunu da yapmak pek zor değil. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#18 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 12-08-2010
Şehir: Mersin
Mesajlar: 49
|
Merhaba Güler hanım, '' Ben de biliyorum uzun seneler sonrası hele hiç Türkçe konuşma imkanı olmadığı durumda devrik cümlelerin kullanıldığını.'' Bu ifadeden öyle bir anlam çıkıyor. İmkan sözcüğünün 'a' sının üstünde sizinki gibi inceltme işareti olmalı ancak ben bilgisayar kullanma özürlüyüm,nasıl yapacağımı bilemedim. Orada noktanın parantez içinde olması gerekirdi evet.Siz yazınca farkettim ve kızdım kendime ancak aceleyle yazarken bu tür şeyler olabiliyor diğer bazı arkadaşların ifade ettikleri gibi... Virgülden, noktadan vb. sonra boşluğa dikkat ederim ama boşluksuz da yazdım baktım, hiç gözümü tırmalamadı. Aslında ben;giderek önem kazanan temel bir soruna değinmek istemiştim... Bazı arkadaşlar farklı gibi görünen konulara girilmesinden sıkıntı duyuyor gibiler ancak ben gerekli ve yararlı buluyorum. Kafamıza takılanları uygarca tartışabilmeliyiz. Selamlar. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#19 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-03-2010
Şehir: kırklareli
Mesajlar: 757
|
Sayın Güzel Ülke'm; Klavyede inceltme işareti oluşturmayı, anlatmaya çalışayım. Klavyede Ctrl'nin üzerinde büyük harf oluşturmada kullandığımız "ok işaretli" tuşu basılı tutup, 3 tuşuna bir kez vurulunca işlem tamamdır. Sonra istenen (a,e,ı,o,u) harfine vurduğumuzda; (â,ê,î,ô,û) harflerinden biri oluşuyor. Sağlıcakla kalın. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#20 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 12-08-2010
Şehir: Mersin
Mesajlar: 49
|
Sağolun.Aslında üst işaretleri çok kullanıyorum ama inceltmede çuvallamışım(sorun hizaya getirmek). İmkân. 'Olanak' tercihimdir. İyi geceler. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#21 |
agaclar.net
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#22 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 12-08-2010
Şehir: Mersin
Mesajlar: 49
|
Sağolun Malina, hepsini not aldım. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#23 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
http://www.nationalgeographic.com.tr...nu.aspx?Konu=1 National Geographic bile paragraf kullanmıyor; bu biçimde çok zor okunabileceklerini nasıl bilmiyor olabilirler? Ben boşuna mı "paragraf, paragraf" diye dolanıyorum yoksa ![]() Üç yıl önce bir sonbahar günüydü... Meşe, gürgen, kayın, kestane ve dişbudak ağaçlarıyla kaplı, nemli bir ormanda, sepetleri rengârenk mantarlarla dolu bir grubun fotoğrafını gördüğüm anı çok net hatırlıyorum. Mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Kimbilir hangi sağlam bitkiden örülmüş sepetlerinin içinde irili ufaklı, çeşit çeşit mantarın verdiği heyecanı hissedecek, mis gibi toprak-yosun kokusunu burnuma çekecek kadar içine almıştı bu fotoğraf beni. Bu masalsı görüntüde ben de yer almalıyım, diye geçirdim içimden. Ve kendimi bir anda Türkiye'deki mantar gezilerini araştırırken buldum. Türkiye'nin mantarları konusunda anlayabileceğim, popüler dille yazılmış kapsamlı bir kaynak bulamayacağımı düşünürken, arkadaşım Damien Dessane'nin yolladığı bir poster, mantar sevdamın seyrini değiştirdi. İsviçre'de mantar konusunda eğitim görmüş ve sertifika almış mantar uzmanı Jilber Barutçiyan, İstanbul'da "Mantarlar Hakkında Bilmedikleriniz" başlıklı bir seminer veriyor, ardından da seminere katılanları ormanda mantar toplamaya davet ediyordu. Damien'le konferans salonuna adeta uçtuk! Mantarlar hakkında şaşırtıcı bilgileri paylaştığı iki saatlik sunumunda, Jilber'in ağzından çıkan her kelimeyi kaydettim. Birkaç gün sonra, Belgrad Ormanı'nda yapılan mantar gezisindeydik. O günden beri ormana her gidişimde, benimkine benzer öyküler anlatabilecek yeni insanlarla tanışıyorum. Doğa korumacılar, gurmeler, eğitimciler, doktorlar... Jilber'in seminerlerinin başladığı 2008 sonbaharından bu yana Türkiye'deki mantar meraklılarının sayısı giderek artıyor. Bu anlamda 2008 yılı Türkiye'de mantar kültürünün yaygınlaşması açısından bir milat olarak kabul edilebilir. İsviçre Sağlık Bakanlığı'nın mantar uzmanı sertifikasına sahip Türkiye'deki tek uzman olan Jilber Barutçiyan, bugüne kadar adı çoğunlukla, yedikleri yüzünden hastanelik olan ya da ölen insanlarla anılan mantarın, itibarını yeniden kazandığını söylüyor. Zehirli mantarlar konusunda ülkemizde yayımlanan ilk kitap olan Türkiye'de Mantar Zehirlenmeleri ve Zehirli Mantarlar'ın yazarı Prof.Dr. Afife Mat, Barutçiyan'ın İsviçre'den Türkiye'ye dönmesiyle mantarlara yönelik ilgi ve bilginin arttığını söylüyor ve bu konudaki bilgilendirme çabalarını çok önemli buluyor. Jilber Barutçiyan her ne kadar Indiana Jones şapkasıyla dolaşsa ya da maceracı bir kişiliğe sahip olsa da, mantar söz konusu olduğunda kesinlikle risk almıyor. Türkiye'ye döndüğünde kendi deyimiyle "mantar konusunda pek çok yanlış yapıldığını ve bunun da pek çok insanın yaşamına mal olduğunu" fark ediyor ve seminerler düzenlemeye başlıyor. Mantar gezileri, özellikle şehirde yaşayanlar tarafından büyük ilgi görüyor ve mantar kültürü hızla yayılıyor. Mantar dostları çoğaldıkça bazı zehirli mantarların yenebilen mantarlarla benzerliği, hayvanların yediği her mantarı insanların da yiyemeyeceği, bayatlamış kültür mantarlarının en az doğadaki zehirli mantarlar kadar tehlikeli olabileceği gibi pek çok gerçek de açığa çıkıyor. Barutçiyan'ı Türkiye'ye döndüğünde en çok şaşırtan şeyse mantar çeşitliliği. "Burada bir saatte toplayabileceğiniz bir sepet dolusu imparator mantarı veya porçiniyi Fransa'daki bir mikolog ancak rüyasında görebilir" diyor ve ekliyor: "Mantar konusunda dünyanın en zengin ülkelerinden biriyiz ama henüz farkında değiliz." Mantarlar için "hem melek hem şeytan" ifadesini kullansak yeridir. Aralarında öldürücü olanlar da yaşam verenler de var. Bazıları halüsinasyonlar görmenize neden olarak sizi başka bir boyuta taşıyor, bazıları da muhteşem lezzetiyle kendinizden geçmenize yol açabiliyor! Şapkalı, şemsiye gibi, bazen eciş bücüş, bazen fırfırlı, bir borozanı ya da bir ciğeri andıran çok farklı şekil, renk ve kokudaki bu yaratıklar ne bitki ne de hayvan! Sporlarını atarak ürüyor ama fotosentez yapmıyorlar. Buna karşın örümcek ağı gibi, milimetrenin 200'de biri kalınlığındaki incecik ağlarıyla (misel) binlerce kilometrelik alana yayılabiliyor ve "meyve" veriyorlar. Bazı uzmanlar 1 m3 orman toprağında 400 bin km misel olabildiğini söylüyor. İçinden alyuvar bile geçemeyecek kadar ince misellerin bazıları yüzlerce kilometrekarelik bir alanı kaplayabiliyor. Yazının devamını National Geographic Türkiye'nin Nisan 2011 sayısında okuyabilirsiniz. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#25 | |
agaclar.net
|
Bu cümleyi anlamama yardımcı olacak arkadaşlar var mı? Alıntı:
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#26 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
|
Alıntı:
"Solucan salgıları mikrobiyal enzim içerir. Bu şifalı enzimler bitki köklerindeki hastalıkların engellenmesinde etkilidir. Solucanların bitki köklerinde sağlıklı koşullarda varlığı, bu değerli gübrenin üretilmesini sağlar, ki bu da başarılı bitki ve sebze yetiştirmenin bir nedenidir." Yazılmak istenen bu, ama yazılan değil. Yazılan, Türkçe sözcüklerin Türkçe olmayan bir dilde bilinemeyen bir düşünce silsilesinin ifadesi. Nereden anladın derseniz; Türkçenin dil oluşumlarında sağlıklı ifadelerden ileri gelen olguları beynimizin içindeki enzimlerin yarattığı uyum sağlamasıyla ortaya çıkan cümlelerin malum yollardan beslenme oluşumlarından sağlanan başarılardandır. Ne demişler, bir dil bilen bir kişi, iki dil bilen iki. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#28 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-03-2011
Şehir: KARABÜK
Mesajlar: 337
|
Gülmekten gözlerim sulandı. Şu solucanlı yazıyı okuyunca. Bu arada güzel tercüme sayın Meyveli Tepe.. Elimden geleni yapıyorum ama Türkçem çok iyi değildir. Malum özümüz Matematik Öğretmenliği.. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#29 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-02-2011
Şehir: kanada
Mesajlar: 364
|
Cok gereksiz seyler yazipta, sizi bunaltmak istemem. Sadece sunu yazmak istiyorum. Turkce'mizi dogru kullanmisim kullanmamisim bu siteye gelene kadar acikcasi benim icin pek onem teskil etmiyordu. Ama burda unutmaya yuz tutmus imla kurallarini tekrar hafizamda yerini almaya sebep olan sizlere tesekkuru borc bilirim. Dort dort'luk olmasamda, ' Ne yapayim ben boyleyim, beni de boyle kabul etsinler ' yerine, faydali bir durum karsisinda, kurallara uymanin artilari eksilerinden daha fazla oldugunu dusunursek, oyunu kurallarina gore oynamak en dogru karardir benim icin. Sonuc olarak, gerek bilgisayar olsun gerek el yazim olsun, artik imla kurallarina uyarak yazmaya calisiyorum. Ilk baslarda ' Amannn hadi canim burasi baska site, burda kurallara uymadan yaziyordun simdide yazabilirsin devam et ' diye mirildaniyordum ama baktim ki elim ile, dilim ayni frekansta degiller. Dilim oyle desede artik elim sizler sayesinde gercegin yolunda emin adimlarla yuruyor. Laf aramizda artik nihayet dilimde yola geldi ![]() Burada emegi gecen herkeze cok ama cok tesekkur ederim. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#30 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 17-04-2011
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5
|
Bu güzel sitenin değerli yöneticileri, sizlere bütün Türk dünyası adına teşekkür ediyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|