Arkadaşlar bence bu konu kapanmıştır. Sn Nevsune'nin dediği gibi, herkes istediği sözcüğü kullanabilir. Benim eski sözcükleri kullananlara herhangi bir sözüm yok zaten. Herkes doğal olarak istediği sözcüğü kullanabilir. Buna kimse karışamaz. Önemli olan anlaşılır olabilmek ve yazım kurallarına uymaktır. Tüm bunların dışında bir de dilin gelişimi söz konusudur. Bunu da kimse engelleyemez. Örneğin, bilgisayar sözcüğü tutmuştur. Kompüter diyenler zamanla azalacaktır. Bu çok doğaldır. Nasıl suyun akışını tersine çeviremezseniz, bu gerçeği de değiştiremezsiniz. Bu konuda Meyvelitepe'nin aşağıdaki mesajı son derece açık bir şekilde her şeyi anlatıyor:
"Dil" öyle bir şey ki, onu belirleyen tarihsel, kültürel ve ekonomik koşullardır. Kendi mecrasında akmak zorunda olan, önüne set çekilemez bir su gibidir. Bu akışa müdahale, ancak tarihe, kültüre ve ekonomiye, yani dilin mecrasına müdahale ile olur. Herhangi bir zaman kesitinde de yeknesaklığı yoktur. Bireyden bireye, kesimden kesime değişir.
Benim kabul edemediğim yeni sözcükler yerine eskilerinin kullanılmasının önerilmesidir. Hatta istenmesidir. Yeni olanlar her zaman doğru da değildir. Örneğin, bilgisayar bence aslında doğru değildir. Çünkü bilgi sayılmaz! Ama bu sözcük halk tarafından benimsenmiştir. O yüzden, doğru da olsa yanlış da olsa kabul edeceğiz. Çünkü yine de birşey ifade ediyor. Kompüter, hiçbir şey ifade etmiyor (Türkçe anlam olarak!).
Mesleğim gereği, ben de başkalarının çevirilerini düzeltiyorum ve kesinlikle
misal, tabiat, şart, ihtiyaç, kriter, minimum, ebeveyn, prensip, konsept, vb. kullananların bu sözcüklerini
örnek, doğa, koşul, gereksinim, ölçüt, en az, ana baba, ilke, kavram, vb. ile değiştirmiyorum. Çünkü yazdıkları sözcüklerin hepsi doğrudur ve benimsenmiştir. Bizlere düşen bu sözcükleri olduğu gibi kabul etmektir. Bu sözcükler zaman içinde ayıklanacak bazıları ise unutulacaktır. İnsanlara bunları kullanın demek baskı kurmak anlamına gelir ki buna da ilke olarak hepimiz karşıyız. Bırakın hepsi halkın eleğinden geçsin.
Zaten bir dilin zenginliği sadece yabancı dillerden alınan sözcüklerin azlığı ya da çokluğu ile ölçülmemelidir. Diğer önemli bir nokta, alınan yabancı sözcüğün o dilin dilbilgisi kurallarına uydurulup uydurulamamasıdır. Türkçe işte bu konuda mükemmeldir. Hangi sözcüğü alırsanız alın, Türkçe'nin yapısına uymaktadır (Doğal olarak uymayan bazı sözcükler de olabilir). Türkçe'nin eklerini yabancı sözcüklere de fazla zorlanmadan uydurabiliriz.