![]() |
|
|
|||||||
![]() |
|
|
|
Dış Bağlantılar | Konu Araçları | Mod Seç |
|
|
|
|
#1 | ||
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
Alıntı:
Alıntı:
![]() Alışkanlıkları değiştirmek için kafaya koymak, bunları uygulamak ve etraftan destek görmek lazım. Haftasonları kahvaltı sofrasında hanım gevrek, kız açma, oğlan da çıtır çıtır boyoz yerken ve size gülücükler eşliğinde bakarken tabağın içindeki çökelek en tazesinden, zeytinyağı en soğuk sıkmasından domates te bahçedeki @birnefestoprak ın 'italian heirloom' undan olsa dahi mideye indiğinde alt taraf sesini çıkarmasa da beyin yanına birşeyler daha gelsin istiyorlar. Kişilerin yaşı, metabolizmaları kilo açısından ele alırsak oldukça etkili oluyor. 'Su içsem yarıyor' kısmen doğru, 40 yaşından sonra metabolizma yavaş çalışıyor, hareket nispeten düşüyor ve alışkanlıklar aynı kalsa da dahi istemeden kilo alabiliyorsunuz. Yani üç dört ayda verdiğiniz kiloları bir kaç ayda geri alabiliyorsunuz ancak metabolizmadaki bozulma (tahlillerdeki kötüleşme) zaman alıyor. Bir bayan vardı yaşı 40 a yakın, yıllardır 'kilo alamıyorum, ben ne zaman 60 kiloyu geçecem' derdi her geldiğinde. Ben de '40 ından sonra alırsınız' demişim bir keresinde. Geçen geldi 70 kilo olmuş, böyle demiştiniz dedi. İyi dedim muradına ermişsin ![]() Varsa bencileyin 'fazla kilolu' dan 'obez' sınıfına geçmek üzere olan, gelelim dolduruşa başlayalım pazartesi maça. |
||
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
@ hosseda; 'domuzdan ne kopardık kar' diye düşünelim. Bu yazılar sayesinde çayımı şekersiz içiyorum veya her öğünde sadece iki dilim ekmek yiyorum deseler fena mı olur. Her kalktığınız sabah 'yine mi tereyağlı yumurta' deyip bunun derdine düşüyorsanız bu iş yürümez, psikolojik olarak bozulursunuz zaten Öğle yemeğini yerken akşam ne yiyeceğinin muhabbetini yapan toplumun üyeleri olarak bu bize zulümdür. Bunları bir yaşam tarzı olarak kabul etmeliyiz, her yeni gün bize ızdırap verecekse olayı devam ettiremeyiz, ettirmemeliyiz zaten. Ev yapımı sirke getirdi biri, sabahları yarım çay bardağı onu içiyorum. Yanında varsa kendi yaptığım yoğurttan bir kase, veya büyükçe bir elma kabuklarıyla veya uğraşırsam bir yumurta üzeri peynirli, hiç bir şey yoksa kuru üzüm-fıstık fındık benim kahvaltım. Ve bunları yerken gerçekten seviyorum. Yaz sonunda da devam edecektim olaya da tazesiydi, kurusuydu, turşusuydu acı biberler beni mahvetti Yemeğin yanında bir iki dilim ince de olsa ekmek istiyor insan. |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 28-02-2015
Şehir: BURSA
Mesajlar: 1,294
|
un ve şekeri bırakınca ilkin kilo verdim fakat şimdi veremiyorum. aynı kiloya takılıp kaldım. zayıflayamasamda en azından sağlığım yerinde. |
|
|
|
|
|
#4 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
% 10 kiloyu vermesi zor olmuyor, ondan sonra ek önlemler gerekli. Daha sıkı diyet, daha az yemek ve mutlaka düzenli egzersiz. |
|
|
|
|
|
#5 |
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,024
|
Bu niye? Yani kilo bakımından soruyorum. |
|
|
|
|
|
#6 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 28-02-2015
Şehir: BURSA
Mesajlar: 1,294
|
ekmek yerine fermente edilmiş baklagilleri tüketin. |
|
|
|
|
|
#7 |
|
Ağaç Dostu
|
"Zamanı geldiğinde zararlı şeyleri yiyen de ölüyor yemeyen de ölüyor" diye düşünmeyin. Kaliteli bir şekilde yaşamak/yaşlanmak varken neden yaşlılığınızı şeker, tansiyon, kalp vb. hastalıklarıyla geçiresiniz ki? |
|
|
|
|
|
#8 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
Alıntı:
Ölümlerin çoğu kalp damar hastalıkları yüzünden olur. Vücudumuzki damarları bahçe hortumuna benzetirim ben. Hortumu işiniz bittiğinde güzelce toplar serin kuru karanlık bir yere kor, bahçeyi sularken ucunu sıkıştırmazsanız ömrü daha uzun olur. Tansiyon suyun hortuma yaptığı basınç gibi kanın damarlara yaptığı basıncı gösterir. Ne kadar düşük olursa (rahatsızlık verecek şekilde düşüklüğü hariç) bir insanın kalp damar hastalıklarından ölme riski o kadar düşük olur. Bahçede kendi haline bırakılan hortuma güneşin yaptığı olumsuz etkiyi de şeker hastalığının damarlara, sinirlere yaptığı etkiye benzetebiliriz. Tansiyon ve şeker damar - sinirleri bozarak özellikle göz, böbrek, kalp, beyin gibi hayati ve ince damarlı organlarda geri dönüşümsüz hasarlara sebep olabilir. Tabi bahçedeki hortumun cinside önemli. Ne kadar dikkat ederseniz edin hortumunuz birinci kalite malzemeden yapılmamış, çıkma kalitesiz plastikten merdiven altında imal edilmiş ise ömrü diğerlerine göre oldukça az olacaktır. Bunu insanoğluna uyarlarsak işin içine 'kalıtım' giriyor. Anne babası dedeleri 90-100 yaşında ölmüş birinin 30 yaşında kalp krizinden ölme riski oldukça düşüktür. Sonuçta önemli olan şuna inanarak yaşamak ve davranmaktır; insan vücuduna yapılan hiç bir yatırım boşa değildir. |
|
|
|
|
|
|
#9 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
Al bakalım az önce NTV de söyledi; sentetik tatlandırıcılar zayıflamayı engelliyormuş. |
|
|
|
|
|
#10 |
|
Ağaç Dostu
|
Şeker hastalığı yüzünden annemin damarları incelmiş. Tehlikeli olduğundan kalp ameliyatı yapamadılar, 70 yaşında vefat etti. Son 10 yılını hastaneye gidip gelerek geçirdi. Babam da kalp ve tansiyon hastalığı yüzünden vefat etti. Her ne kadar kalıtsal olsa da yiyeceklerime dikkat ederek bazı hastalıklardan uzak durabileceğimi düşünüyorum. Sağlıklı beslenmek için yaşlanmayı beklemeyin. Kaliteli yaşayın. Farkı göreceksiniz. |
|
|
|
|
|
#11 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
Alıntı:
Kalıtım, cinsiyet, kilo, boy, çevre ve yaşam şartları, alışkanlıklar (sigara, alkol vb.), egzersiz, beslenme alışkanlıkları vs. vs. insan yaşamındaki risk oranlarını belirler. Elimizden geldiğince bu riskleri azaltmalıyız ki pek çoğu elimizde. Ayrıca günümüzün şartlarını teknik açıdan değil 40-50, 20 sene öncesiyle dahi kıyaslayamayız. Diğer illeri bilmiyorum (muhtemelen aile hekimliği ile oralarda da uygulama aynıdır) ama İzmir de 20 yıl önce hastanelerde zor yapılabilen pek çok önemli tahlil en uç aile sağlığı merkezlerinde dahi merkeze gönderilerek ücretsiz yapılabiliyor. Kalp krizi geçiren adam İzmir in en uç ilçesinden helikopterle eskiye göre çok kısa sürede merkeze ulaştırılabiliyor. Evlerde şeker ölçüm cihazları, tansiyon ölçüm cihazları eksik değil. Yani istenirse erken teşhise erişim kolay artık. Dolayısıyla Allah rahmet eylesin, anne babanızın yaşam sürelerine epey bir zaman daha ekleyebilirsiniz. ![]() |
|
|
|
|
|
|
#12 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-08-2013
Şehir: Samsun
Mesajlar: 656
|
Sayın TCM kiloyu doğal yoldan hızlı vermenin zararı varmıdır?Biliyorsunuz ki hareketsiz olan ve dengesiz beslenen birisi,spora başlar ve dengeli beslenmeye başlarsa,ilk aylarda çok hızlı kilo verir.Durum böyle olunca da etrafındakilerden hızlı kilo vermek iyi değil diye tepki alır.Ne yani kilo vermeye odaklanmışken aman biraz daha yiyeyim,yavaş zayıflıyayım mı diyeceğiz? Kendimden örnek vereyim,1.70 boyundayım,kilom 94 dü.İlk iki ayın sonunda 15 kilo verdim.Sonra 1 aydan fazla almam gerektiği kadar kalori aldım belkide biraz daha fazla.Artık kilom artmıyordu tekrar diyete başladım iki haftada 3 kilo daha verdim.Bunları doktora gitmeden ve spor salonuna gitmeden yaptım,ama çok fazla araştırıyorum,emin olun çok sağlıklı da besleniyorum.Daha öncede kilo vermeyi denemiştim gene ilk aylarda hızlı vermiştim.Biliyorum sürekli kilo alıp vermek iyi değil,o yüzden bu sefer yaşam tarzımı komple değiştirdim.Şu anda 75 kiloyum ve 70 e kadar devam edeceğim. İlk iki ayın sonunda kayınpederimin arkadaşı sağlıkçıymış ona demişki hızlı kilo vermek uyuyan kanser hücrelerini uyandırır.Şimdi kiloyla uğraşırken birde kayınpederle uğraşıyorum.Bu kanser hücreleri ben çorabımı iki elle giyecek kadar eyilemezken uyuyorlardı da şimdi fit bir vücuda sahip olunca mı uyanıyorlar?Belkide doğruluk payı vardır bilmiyorum. Ben yaşam tarzımı deyişmeye temmuz un ikinci haftasında karar verdim,ramazan bayramıydı herkes çok kilolusun bu yaşta iyi değil diyordu,şimdi o kişiler çok zayıflamışsın bu kadar yeter diyor,bunun verdiği haz bile insana yetiyor emin olun,hayat artık her yönüyle daha güzel.Sirke,turşu,yoğurt forumlarında beni bol bol görmeniz mümkün,çünkü doğal beslenme gerçekten çok önemli,sporda bir o kadar. Size böyle bir konu açtığınız için ayrıca teşekkür ediyorum. |
|
|
|
|
|
#13 |
|
Ağaç Dostu
|
Sn. erkanbey; Arkadaşımız bilimsel olarak bu işin nasıl olduğu ile açıklamayı yapar. Ancak benim bildiğim gözlemlediğim şeyi anlatmaya çalışayım. Ne kadar hızlı kilo verirseniz o kadar hızlı kilo alırsınız. Ani kilo almak gibi hızlı kilo vermek de iyi değil. Vücudun uzun yıllar alıştığı bir kilosu var. Kendini ona göre ayarlamış. Siz aniden kilo verince bir anda sanki panikleme gibi kendini o kiloya çıkarmaya çalışıyor. En ufak bir kaçamakta bile hemen rezervleri doldurmaya başlıyor. Hatta yediğiniz yemekleri daha verimli kullanıp eski kilosuna ulaşmaya hatta geçmeye çalışıyor. Bu nedenle 15 kğ veren bir kişi daha sonra kilo vermesi durup belirli bir süre sonra daha fazla kilo alıyor. En ideal zayıflama belirli bir miktar kilo verince o kiloyu en az altı ay muhafaza etmek. Daha sonra yeniden kilo vererek vücut dengesinin yeniden o kiloya ulaşmasını sağlamak. Hareket etmeyi, sağlıklı beslenmeyi unutmamak gerekiyor. Arkadaşım şekerden dolayı hızlı bir kilo verdi. Daha sonra devamını getirdi. Ancak vücudunun dengesi bozuldu. Sanki on yaş daha ihtiyar hale geldi. Aradan kaç yıl geçti. Biraz kilo almış durumda. Ancak yüz ve vücudundaki defermasyon yeni gitti. |
|
|
|
|
|
#14 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
@ erkanbey, iki ayda % 15 i geçkin kilo kaybınız olmuş. Bu çok normal değil, aile hekiminize gidip ayrıntılı bir tahlil istemenizde fayda var. Sorun olduğunu sanmıyorum ancak sağlık konu olunca 'kötüyü' düşünüp tedbiri elden bırakmamak lazım. Kısa zamanda hızlı kilo kaybı normal bir vücutta yağların değil kasların kaybedilmesine neden olur. Bu durumda kas kaybıyla birlikte metabolizma hızı azalacak, kandaki zarar lı maddeler ve bunların temizlenmesi zorlaşacak, bunu sağlayan böbrek -karaciğer başta olmak üzere vücut zorlanacak. Bu sebeple hızlı kilo verenlerde istenmeyen dış görüntü oluşuyor. İlave sorunlar yoksa geri dönüş oluyor tabi. Güzel olan, pek çok şeyde olduğu gibi sürecin yavaş ilerlemesi. Güveçte yapılan yemek gibi @ Muda nın dediği gibi geri dönüş te çıkış gibi hızlı oluyor.Hızlı kilo vermenin olumsuzlukları mutlaka var ancak kanseri tetiklemesi çok mantıklı gelmedi bana. |
|
|
|
|
|
#15 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-08-2013
Şehir: Samsun
Mesajlar: 656
|
Kanser kısmı banada mantıklı gelmemişti.Hızlı kilo kaybının iyi birşey olduğunu söylemek mantıklı değil tabi ki fakat kilo vermeden önceki halime oranla (sağlıklıda beslendiğim için)çok daha rahatım.Aslında ilk 15 kiloyu verdikten sonra,birkaç yıldır devam eden bir miğde rahatsızlığım vardı onun için doktora gitmiştim.Üst batın diyorlar sanırım,ciğer,dalak,böbrek ne varsa ultrasonla bakıldı her şey normal gözüküyor. Bu ani kilo kaybının belirtileri illede ultrasonla görünecek diye bir iddam da yok aslında. Ne kadar iyi olmasada hızlı bir şekilde verdim ama geri alımına izin vermeyeceğim o yüzden içim rahat.Oluşan ufak tefek hasarlarıda yaşam tarzımı düzelttiğim için ve yaptığım sporlar sayesinde düzelteceğime inanıyorum. Teşekkürler... |
|
|
|
|
|
#16 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
40 yaşında bayan, sadece 13 gün arayla yapılan iki tahlil sonucu; pirinç ve şeker tamamen diyetten çıkarılmış, ekmek ise her öğünde bir kaç dilim kepek-çavdar ekmeği olarak devam edilmiş. ![]() |
|
|
|
|
|
#17 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-11-2016
Şehir: Regensburg, Ankara, Bergama
Mesajlar: 496
|
Alıntı:
Hadi çocukları hariç tuttuk diyelim ama evdeki yetişkinlerden en az birinin daha desteği şart bence.Bu arada sizin maç nasıl gidiyor ![]() |
|
|
|
|
|
|
#18 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
Alıntı:
|
|
|
|
|
|
|
#19 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-11-2016
Şehir: Regensburg, Ankara, Bergama
Mesajlar: 496
|
Altı aydır sessiz olan konuyu hortlatma konusunda biraz tereddütlerim vardı ama sanırım isabet olmuş ![]() Ben varım, kurallar nedir? |
|
|
|
|
|
#20 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
Alıntı:
Bugün sabah ramazan ile birlikte başladım, mümkün olduğunca unlu gıdaları, şekeri-pirinci çıkarıyorum ancak tüketirsem de ne kadar tükettiğimi yazayım. Benim 100,6 kg. |
|
|
|
|
|
|
#21 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-05-2016
Şehir: Tralleis
Mesajlar: 653
|
1.80 77kg 31 yaş erkek olarak kilomu 75 civarında tutmak için beyaz ekmek yemiyorum, kepekli ve ya tahıllı ekmek ile beslenme yaklaşık 2,5 yıllık süreç. (evlilik) Yaptığım hiçbir diyet olmadı bunca zaman. Sadece çayımda ki şekeri sıfırlamak için dün akşam, bugün öğlen ve şimdi sizin yazdıklarınız farklı farklı ortamlarda arka arkaya denk gelince sanırım artık şekeri bırakmanın da vakti geldi. (herhangi bir sağlık sorunum yok çok şükür) Birden kesmek mi mantıklı yoksa 2den 1e düşüp sonra sıfırlamak mı? Deneyimleyen biri yardımcı olursa sevinirim. |
|
|
|
|
|
#22 | ||
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Alıntı:
![]() Staj yaptığım birimin hocasının zulmü yüzünden çayımızı, şekerimizi saklamak zorunda kalmıştık. Çay sorun değildi ama şekeri saklamak fazlasıyla zordu zira biz hangi gizli bölmeye şekeri saklasak, hocanın jurnalcileri olduklarından emin olduğumuz karıncalar hemen oraya akın ediyorlardı. Akın etsinlerdi, sorun değildi ama bu karınca vatandaşlar duvar tarafından gizli bölmedeki şekere doğru çift şeritli karayolu oluşturduklarından bizim hoca her seferinde karıncaları takip ederek şıp diye şeker zulamızı buluveriyordu ![]() Birim olarak baktık bu iş böyle olmayacak, ya sıcak içeceklerden ya da şekerden vazgeçmek durumundayız 'bir deneyelim bakalım şekersiz içilebiliyor mu bu meretler' diyerek ilk denemeyi yaptık (ki şans bu ya bütün birim bol şeker sevenlerden oluşmuştu) ve içemedik ![]() Sonra meyve çaylarından şeftalinin şekersiz de gayet lezzetli olduğunu fark edince hemen -aroması, şeker tadına olan isteğimizi tatmin edebilir diyerek- bergamot aromalı çaylardan aldık, sonuç öyle başarılı oldu ki o günden sonra bahsettiğim ekibin tamamı hayatından (daha doğrusu sıcak içeceklerden) şekeri tamamen çıkardı. Konuyu çok uzattığımın farkındayım ama eğer siz de şekersiz içmekte zorlanıyorsanız ilk etapta aromalı çayları denemenizi öneririm, sonrasında normal çaya geçiş çok kolay oluyor. Şekeri kademeli düşürmeye gerek de kalmıyor, direkt kesebiliyorsunuz ![]() Alıntı:
Kaldı ki -haydi tek farkın beslenme alışkanlıkları olduğunu varsayalım ve tüketilen balık miktarı arasındaki farkı da aklımıza getirmeyelim- ağırlıklı olarak denizden beslendikleri doğru olsa da sonuçta sadece balık tüketmiyorlar, mesela fok da yiyorlar; belki kalp sağlıklarının sebebi foklardır, olamaz mı? ![]() Ayrıca çiğ balıktaki parazitler konusu da var ki yoruldum, o konuya bari burnumu sokmayayım... ![]() Düzenleyen A_NOMAD : 27-05-2017 saat 00:52 Neden: İlave |
||
|
|
|
|
|
#23 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
Alıntı:
Eskimo lara gidersek, artık soğuk mu, fok mu, balık mı neyse dış etkenler ve sürekli sağlam insanların bir biriyle evlenmeleri sonucu kalp-damar hastalığına yakalanma riski çok düşük bireyler dünyaya gelebilir. Eskimo gibi yaşayamayacağımıza, duştan çıkmayacağımıza göre eti Vedat Milor gibi az pişirerek yemek mantıklı olacaktır ![]() |
|
|
|
|
|
|
#24 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Ohooo, o kadar az pişmiş eti yiyebilsem ben hiç gocunmaz direkt hayvanı dişlerdim, ne gerek var oncacık pişirmek için ekstra gaz neyin harcamaya, kap kirletmeye... ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
|
|
|
|
#25 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 3,893
|
'Çaya şeker katmayın' deyince ilk tepki 'öyle çay mı içilir' oluyor. İnsanoğlu nelere alışıyor; ilk defa sigarayı ağza alıp nefesi içine çeken kişi veya rakıyı-birayı ilk kez içen biri, acı biberi ilk yiyen biri 'vay anasını be, ben bu zevklerden niye yıllardır mahrum kalmışım' diyor mu? Hemen ağzındakini çıkarıp, öksürüp hatta midesindekini çıkarıp 'nasıl içiyorsunuz/yiyorsunuz bu mereti' demiyorlar mı? Çaydaki şeker de böyle üç gün şekersiz için bakalım dördüncü gün ne olacak. Şekersiz içenlere bir sorun halinden memnun olmayan var mı? Olayı bozan biziz aslında Şeker insanoğlunun hayatında kaç yıldır var ki... 'Eskimo' larda kalp-damar hastalıkları yok seviyesindeymiş ve sebebini yedikleri balıklara bağlamışlar. E biz de yiyelim balık, niye kalp krizinden gidiyoruz genç yaşta. Meğer olay eskimoların balık yemesi değil o balığı 'çiğ' yemesiymiş Aynı balığı biz yiyoruz ancak pişirirken 'omega'ları yitirdiğimiz için olumlu etkisi eskimolarınki gibi olmuyor. Sonuç; yaşasın 'suşi'... (Not: eskimo-balık olayı bir arkadaş sohbetinde bahse konu olmuştur) |
|
|
|
|
|
#26 |
|
Ağaç Dostu
|
Sohbete bende katılayım : Son bir ayda 3 kg kadar kilomda azalma oldu. Herhangi bir özel çabam olmadı. Nasıl veriyorsun diye soruluyor net cevap veremiyorum ama bildiğim şu; akşam yemekten sonra yatıncaya kadar meyveye abur cubura saldırı kendiliğinden yok oldu. Ne oldu da ben vücudumun kontrolsuz meyve talebini sona erdirdim bilmiyorum ( bir seferde kiloya yakın mandalini tüketirdim belki de onun vakti geçti ben de kurtuluşa erdim). Belki de insanın ruhsal durumuyla alakalı bu yeme içmedeki aşırıya kaçmalar. Öğünlerde, ekmek tüketiminde hiç bir kısıtlama yapmadım, sağlığımla alakalı bir sıkıntım da yok. Çaya atılan şekerden vazgeçme sürecinde önce tek şekere düştüm çok kısa süre sonra yarım yeter oldu akabinde şekersiz içmeye başladım ama çok nadirde olsa bazen tek şeker attığım oluyor. |
|
|
|
|
|
#27 |
|
Ağaç Dostu
|
Bizim evde eşim az şekerli çay içerdi. Çocuklara ise küçüklüklerinden itibaren çaylarına şeker koydurmadı. (İyi de yaptı.) Uzun süredir onu da kullanmıyor. Biz küçüklüğümüzden şekerli çay içtiğimiz için biraz da alışkanlık ve tat olarak bize zor geliyor. Şimdi biraz biraz şekeri azalttım. Ancak büyük su bardağına iki küp şeker koyduğum bitki çaylarında tek şeker koyduğum halde evdeki şekeri sürekli ben bitiriyorum. ![]() Arada misafir de olmasa yandık. O kadar çay ve bitki çayı içince akşama kadar içtiğimiz şeker oldukça fazla oluyor. Arada çaktırmadan şekersiz içmeye çalışıyorum. Üzüm, incir, kayısı gibi kuru meyvelerle en kolay şekilde şekersiz çay içilebiliyor. Bal, reçel, pekmez gibi tatlı gıdalar ile de rahat bir şekilde şekersiz çay içilebiliyor. Taze çay artık şekersiz içmeye az da olsa başladım. Umarım devamı gelir. |
|
|
|
|
|
#28 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-05-2016
Şehir: Tralleis
Mesajlar: 653
|
dipnot: cumartesi gününden beri 2 şeker attığım çay bardağıma artık şeker atmıyorum. |
|
|
|
|
|
#29 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-03-2010
Şehir: kırşehir
Mesajlar: 392
|
7 aydan fazla olmuş son mesajdan bu yana ama konuyu yukarılara çıkaralım.TCM hocamın belirttiği gibi aslolan yaşam alışkanlığında değişiklik yapmak. İnsanlar nelere alışamıyor şekersiz unsuz da yaşanır gerçekten kafada oturtulmuşsa 'sağlıklı' beslenme hiç de zor olmuyor. Her akşam çaydanlığı hazırlarken domates biber yıkayıp koyuyoruz sabah kim kalkarsa çayı demliyor zeytin peynir bol biber domates (1 aydır farkettik ki ekmeği de unutuyoruz kahvaltıda) Her hafta pazar alışverişinde listeyi yapıp ona göre alışveriş yapıp ona göre yemek pişiriyoruz.Çorba çoğunlukla oluyor salata mutlaka her öğünde. Galiba Mart'ın ilk haftası başladık beslenme düzenlemesine eşim 35 kg verdi (yaklaşık 5 ayda sonrasında sabitlendi) ben 15 kg (ikindi kahvesinin yancı! etkisi) ben hala veriyorum. Hem pratik gözlemim hem teorik bilgim (ben de hekimim) olarak şunu net söyleyebilirim yaşam değişikliği olmazsa kilo verilmez daha doğrusu sağlık geri gelmez.Verilir alınır. Ara öğünler bizi kısıtlıyor hafif aç kalmak iyidir. kabonhidrat ağırlıklı beslenme bizi uıyuşturuyor hem beynimizi hem vücudumuzu. Sebze özellikle salata varsa daha zor acıkılır daha dinç olunur ve çok yeseniz bile yemekten sonra buraların tabiriyle 'yal basmaz' . Protein çok önemli proteinsiz doyulmaz hangisi olursa olsun bitkisel hayvansal mutlaka protein olmalı. Düzenli listeli alışveriş yapılınca çok daha ucuza geliyor onu da ilave edeyim. |
|
|
|
|
|
#30 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-03-2010
Şehir: kırşehir
Mesajlar: 392
|
Bir de sağlık açısından tecrübelerimi aktarayım. Benim tüm ailede sülalemde şeker hastası olan yok. Bende gebelik şekeri çıkmıştı doğumdan sonra düzeldi ama tabi risk devam ediyor. Eşimde kolesterol (trigliserit 400'ün üzerindeydi) şeker çok yüksekti HbA1c 7.7 karaciğer yağlanması vardı. O durumda diyabet kolesterol ve tansiyon teşhisi konabilirdi. Endokrinoloji uzmanıyla pazarlık yaptı ben bu değerleri toparlarım diye hocamızda önerilerde bulundu ve ekledi daha çok gençsiniz ne var ölürüm diye düşünmeyin geri kalan ömrünüzü hastalıklarla ilaçlarla geçirmek var dedi. Eve geldik ve sağlıklı beslenmeye başladık. Yukarıdaki mesajda söylemediğim küçük bir ayrıntı yürüyüş eşim her gün günde 1 saat yürüdü. Ben her gün 4 kez 12-15 dk yürüdüm(işe yürüyerek gidip geldim). 1 ay olmadan benim açlık ataklarım elim ayağım titredi içim ezildi'lerim bitti 1 ay sonraki kan değeri eşimin tamamen normale dönmüştü HbA1c 5.9 Açlık Kan şekeri 89 kolesterol profilinin tümü normale döndü. Son söz kilo veriş hızımızdaki fark cinsiyete bağlı olabilir sonuçta erkek fizyolojisi biraz daha avantaj sağlıyor, ben bölerek ancak yürüyebildim çünkü spor imkanım yoktu, bir küçücük fark da o çok dikkat etti ben bir kahve yanı çikolata misafirlikte kek börek v.s. (az da olsa ) yedim ve o az da olsa yediklerim hemen ardında 'içim kazındı' olarak döndü hiç sekmedi. Kötü karbonhidrat varsa insülin direnci vardır. Son 2: Şimdi ben kendimle gurur duyuyorum 10 yaş gençleştin dediklerinde ![]() Eşim de sinir oluyor aman sen niye zayıfladın bir dikkat et sağlığına kötüledin diyenlere ![]() |
|
|
|
![]() |
| Konu Araçları | |
| Mod Seç | |
|
|