'Çaya şeker katmayın' deyince ilk tepki 'öyle çay mı içilir' oluyor. İnsanoğlu nelere alışıyor; ilk defa sigarayı ağza alıp nefesi içine çeken kişi veya rakıyı-birayı ilk kez içen biri, acı biberi ilk yiyen biri 'vay anasını be, ben bu zevklerden niye yıllardır mahrum kalmışım' diyor mu? Hemen ağzındakini çıkarıp, öksürüp hatta midesindekini çıkarıp 'nasıl içiyorsunuz/yiyorsunuz bu mereti' demiyorlar mı? Çaydaki şeker de böyle üç gün şekersiz için bakalım dördüncü gün ne olacak. Şekersiz içenlere bir sorun halinden memnun olmayan var mı?
Olayı bozan biziz aslında

Şeker insanoğlunun hayatında kaç yıldır var ki... 'Eskimo' larda kalp-damar hastalıkları yok seviyesindeymiş ve sebebini yedikleri balıklara bağlamışlar. E biz de yiyelim balık, niye kalp krizinden gidiyoruz genç yaşta. Meğer olay eskimoların balık yemesi değil o balığı 'çiğ' yemesiymiş

Aynı balığı biz yiyoruz ancak pişirirken 'omega'ları yitirdiğimiz için olumlu etkisi eskimolarınki gibi olmuyor. Sonuç; yaşasın 'suşi'...
(Not: eskimo-balık olayı bir arkadaş sohbetinde bahse konu olmuştur)