01-06-2009, 02:27 | #151 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Bir Lithops
Türk filmlerinde anneler kötü yazgılı kızlarını oturtup dizidibine de saçlarını okşar ya, " ah benim kadersiz evladıııım" diye. Artık sözü edilen kızın başına ne geldiyse... İşte benim 'Bir Lithops'umu alıp ellerime sevesim gelir: " ah benim şekilsiz kızım" diyerek. Hayır hayır bu bölümü baştan çekmeliyiz!!! Böyle bakmıyorum ben ona! Bu yavrumu yurtta görenler cismi gözleriyle bakanlar yani, tiksindiler ondan. 'Bu bu neye benziyooo' diye ürktüler nerdeyse... Kuzguna yavrusunun göründüğü gibi alıverdim bir hışımda ellerinden. Ya bebeğime güzel şeyler söyleyiniz yahut kuzum sonsuza kadar susunuz! Gelenimiz gidenimiz çok oldu bu hafta. O gelenler bizim olmasalar da bir ayak uğrayıverdiler işte bize de. Sağ olmalılar nezaketen, sağ olsunlar. Ama ilk önce tuhaf bakışlar birbirlerine sonra bütün bakışlar benim üzerimde. Dudak kenarına yapışmış iğreti bi kıvrım. Üzüldüler kanımca çiçek derdine bu genç yaşta tutulduğum için. 'Atlatır atlatır daha genç' dedi biri içinden, 'çaresi yokmuş diye duymuştum bu hastalığın, can çıkana kadar çıkmazmış bu illet' diye söyledi belki de diğeri diğerine gözleriyle. Öteki 'bulaşıcı mıdır' telaşına düşüp yaklaşmadı bile. Hiçbir şeye benzetemeyen de oldu, hiç benzemediği şeylere benzetenler de. Mesela kimi beyine benzetti kimi üzerine oturduğu yumuşak ete. Biri bedenin en zirvesindeyken diğeri en aşağıya en yakın yerde. Tezattı benzerlikler. Halbuki hepsi edebi sanatları çok iyi bilirlerdi belki hiç hayal etmediğim şeylere benzeteceklerdi, diye umdum-du. Umudum, duma duma dum! E teşbihte hata olmazdı amma, hata teşbihe çalışmaktaydı belki de. İyice ilginçleşmeye başlamışken bu illabirşeyebenzetmekistemeler, Lamba Cini ortaya çıksa da üç dilek dilesem istedim: Bir, onları götür ıssız bir çöle bırak. İki, beni ve Bir Lithops'umu götür ıssız aynı çöle bırak. Bakalım orda kim kimi birşeylere benzetmeye çalışıyor. Bakalım o zaman o iklimde tuhaf görünen hangimiz oluyor. Ve üç, tüm bunlardan sonra hepimizi götür ıssız hayatlarımıza geri bırak. (Teşekkür ederiz, seni de yorduk sevgili Lamba Cini. Alaaddin'e selam söyle) Kimi böbreğe benzetti kimi yüreğe... Hoş, yüreğe benzeten arkadaşın ne güzel bir kalbi vardı kocaman bedeninde. Ondan başka bir organ beklenemezdi. O hep yüreklere bakardı zaten. İçinde kalp taşıyan her insan onca kıymetliydi. Öyle gerçekten... Kimliksizlik tartışmalarından sonra şekilsizlik tartışmasını mı yapacaktık şimdi de? Canım Bİr Lithops'um ben seni tüm formlara aykırısın diye seviyorum. Hiçbir şey gibi olmadığın için seviyorum. Onların her şeyi bir şeylere benzeterek algılama şekillerinden uzak tutuyorum seni, korkma. Sen farklısın ve ben seni bu yüzden seviyorum. Dikenlerin yok diye üzülme senin de bir gün çiçeklerin olacak.. Biri solacak ötekisi doğacak... Üzülme sen. Bakma onlara. Onlar kendilerince benzetme çabası içine girseler de "hayır, o Bir Lithops" diye ismini verdim hep. Ordaydın ya, duydun ya. Hala mı yüzün asık? Gül gayrı! Gülünce gözlerinin kısıldığını biliyorum. Çevresindeki o kocaman çakıl taşlarını mı merak ettiniz? Bu onun sınavı. Güneşi daha yakından görmek/hissetmek istiyorsa biraz çabalamalı. Hep daha yukarıları hedeflemeli. Kendinden büyük olan ona şimdi kaya gibi görünen, gözünde büyüyen o çakıl taşlarını aşmalı, büyümeli büyümeli; Sonra izin var, nereye isterse gitsin. İsterse gidip Merkür'e yerleşsin... Söylememe gerek yok ama, birgün geri dönme ihtimaline karşı bugün aştığı çakıl taşlarını yanında götürmeli.... Ki odamızın yolunu bulabilsin..... |
01-06-2009, 02:29 | #152 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Öyküsüzlükten kendi öykümü yazdım. Yaptığınızı beğendiniz mi?! ) |
02-06-2009, 01:36 | #154 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Sayın M.Sema beğendirebildiğim için çok mutlu oldum. Teşekkür ederim. Ve Sayın Kartalpin, öykülerini hayranlıkla hatta büyük iştahla okuduğum sizin, benim bu öykümsü yazımı beğenmeniz ve beğeninizi bu kadar güzel kelimlelerle ifade etmeniz beni ayrıca mutlu etti. Kendimle gurur duydum, küçücük miniminnacık naçizane... Bir Lithops, niye gece gece ışıltılar saçtığımı merak edip sordu, anlattım. En çok sizin kendisiyle ilgili yazacağınız öykünüzü merak etti. Ve hoş bir müzik de eklemenizi rica ediyor, zira benim zevksizliğimden kulakları paslanmışmış. Düzenleyen 4.tekilkişi : 02-06-2009 saat 01:52 Neden: zaman eki düzeltmesi |
03-06-2009, 00:55 | #155 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Hikaye içinde hikayeler... Muhteşem sahneler yarattılar zihin perdemizde. Teşekkürler Sayın Kartalpin. Ve dikkat etmediğiniz halinizle bile çok dikkatli olduğunuzu söylemek isterim imla konusunda Bu sayfalarda hiçkimse edebiyatçı değil, herkes kaktüslerin Leyla'sı Mecnun'u.. Evinizde size eşlik eden diğer şekilsizleri ve sizin gözünüzden onların hikayelerini dinlemek yine yine ve yine çok güzel. Lithopslarınız da çok güzeller gerçekten.. Bir Lithops'a not: Çabuk büyü lütfen |
09-06-2009, 01:33 | #156 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Sayın Kartalpin, Bugün Feridüddin Attar'ın Mantık'ut-Tayr'ını andım. Daha çok bilinen adı ile Simurg'un hikayesi. Hemen aklıma siz geldiniz. Bir Vahdet-i Vücud anlatımı. Tıpkı kaktüsleriniz ve siz gibi... Onlar sizden bir parçalar gibi. Her biri ayrı bir güzel ama aslında hepsi de siz! Gerçi onlar mı sizin parçalarınız yoksa yoksa siz mi onlarda vücud buluyorsunuz ayırmak mümkün değil. Yekpare biçimde ayrılmaz bir vücud... Hadi lütfen, diğer kaktüslerinizle tanışmak istiyoruz... Biraz sabırsız olabiliriz, sizin zamanınızın olup olmadığını düşünemeden sizden öykü ısrarımız oluyor... Kusrumuza bakmayın, ama alıştırdınız bir kere. Alışmak dedik ya, 21 günde insan beyni otomatik olarak 20 gün boyunca yapılan şeye adapte olup onu tekrarlıyormuş. Bir alışkanlık edinmek için 21 gün boyunca aynı "şey"i tekrar etmek gerekli ve yeterliymiş. Sizin öykülerinizi 21 gün olarak değil de (çünkü dayananılmıyo devamını okuyuveriyoruz hemen) 21 öykü olarak ele alsak.. Aynı işlemi 21 kere yapmak... "Beyincim" bunu da alışıklık olarak algılar heralde. Ki 50. öykünüzü paylaşmış bulunuyorsunuz. 21 çarpı 2, iki kere alışkanlık demek ) E bu kadar müptela var açık ve gizli. Bize bir iyiliğiniz dokunsun artık... |
10-06-2009, 11:42 | #157 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
O sözcüklere dokunmak istedim, belki bana da aşka dair birşeyler söyler... Selim Amca'nızla tanışmış olmaktan mutluluk duyduk. Ve adını kaktüsünüze veren has Selim Amca'ya da rahmet dileyelim.. Çok teşekkür ederiz, Sayın Kartalpin. (Umarım ısrarımı hoş görmüşsünüzdür. Ve aslında ruhunuz da arınmış olmuyor mu? Hayatın yorduğu hislerinizi dinlendirmez mi kaktüs dostlarınız?) Sevgiyle kalın.. Düzenleyen 4.tekilkişi : 12-06-2009 saat 01:23 |
14-06-2009, 21:07 | #159 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-10-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 379
|
Teşekürler
Güzel olan sizlerin ruhu, onlar sadece bir ayna) Ruhunuza teşekkür ederim |
20-06-2009, 22:32 | #160 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
O benim ahtapot sevgilim. O benim yeşil kollu prensim. Titanopsisim... Sanki bütün çiçekler dişi fakat o erkek. Hepsini kızlarım kızlarım diye severken, içimdeki annelik genlerinin etkisi olsa gerek, bu yavrumun cinsiyetini ayrı tutuyorum gayri ihtiyari. Sanırım beni yanıltan ya da şaşırtan mı demeliyim, onun o ahtapot kolları. Birsürü kolları ile sevgili olur, hep daha çok daha çok sarılan bir sevgili. (Keşke sevgililerin de o kadar çok kolu olsa ) Beni sarıp sarmaladığını hayal ederim bazen, bir dost gibi bir sarılması ile bütün dertleri alıp götüren. Gerçi dostlarımız uzakta olduğu için beni yine Titanopsisim kucaklar, herkes için herkesin yerine sarılır bana. Yani ben öyle duyumsarım, onu yaşarım.. Bazen de onunla dans ederim, o benim kavalyem olur. Ben papatya gibi esmer ve ince, onun ruhu ezilir beni görünce... Yeşil.. Yaş-ıl. Yaş, diri, bünyesinde yaşam belirtisi taşıyan anlamında. İşte o yaşıl kollarıyla benim yaşamımı renklendirenlerden birisi artık. Kendinde biriktirdiği tüm yaşam enerjisini bir küçük korkak dokunuşumla bana veriyor. Canlanıveriyorum ben de. Cana geliyorum, tekrar hayat buluyorum. Pütürlü elleri vardır. Sanki nasır tutmuşlardır, büyümeye çapalamaktan... (Çaba toprağı işlemektir bir nevi.) O elleriyle tutar ellerimi, kutu kutu pense oynarız bir başımıza, aç kapıyı bezirgan başı oynarız: Bir sıçan iki sıçan üçüncüyü ararız. Sayın Kartalpin'i ortamıza alıp soralım, kapı hakkı ne alırsın ne verirsin? Sırtındaki yadigar olsun. (Belki bir isim bırakır Titanopsis'e?) |
22-06-2009, 22:02 | #162 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba , Uzun süredir sizlerden ve kaktüslerimden uzaktaydım .Yakın bir zamanda yine burada dostlarımız ile birlikte olmayı diliyorum. Sayın 4.tekil kişi sizde iyiki katıldınız aramıza tebrik ederim. Her daim sizi sımsıkı sarsın tüm dostlarınız... Sayın kartalpin' in çiçek veren tüm dostlarıda mükemmel görünüyorlar... Sevgiler... |
23-06-2009, 20:44 | #163 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Kartalpin, sizin o güzel kaktüslerinizi ve bir o kadar güzel olan yazılarınızı çok geç farkettim... Doğrusu kendi adıma çok üzüldüm. Her şeyin çok yüzeysel olduğu ve yaşandığı bir dönemde inceliklerin ve derinliğin tadını özlemişiz. Ya da kendi adıma özlemişim demeliyim... Yazılarınızı ve kaktüslerinizi bekliyorum. Hayatımızın anlamını yitirmeyeceğimiz, huzurlu günler dilerim... Düzenleyen Nejla K. : 23-06-2009 saat 21:17 |
23-06-2009, 22:55 | #166 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Kartalpin, önce kararınıza çok üzüldüğümü belirteyim. Hikayelerinizi ve kaktüslerinizi paylaştığnız bu sayfa benim için forumun en güzel bölümü idi. Bu kararı almanıza neden olan olayı merak ettim. Sanki bir kırgınlık var gibi. Sebep olan şey her neyse düzelmesini umuyor ve sizi tekrar bu sayfada kaktüs dostlarınızla ve hikayelerinizle görmek istiyorum Sevgiler... |
23-06-2009, 23:08 | #167 |
Ağaç Dostu
|
Tam sizin kaktüslerinizi ve yazılarınızı farketmişken, gidecek olmanıza üzüldüm. Arzu Hanımın dediği gibi bir kırgınlık olmadığını umuyorum. Kararınıza saygı duyuyorum ama kalmanızı içtenlikle dilerim... |
29-06-2009, 02:07 | #170 |
Ağaç Dostu
|
Aslında vaktin artık bedenime yavaşla dediği bir zamanda dostlarını kaktüsleriyle yad eden onlarla yaşatan bir sayfanın yeni bir mesajla en üst sıralara çıktığını görünce refleksle ve heyecanla açmıştım sayfayı yepyeni bir dostun hikayesini ya da gönül bahçesinde yerini almış bir dostun çiçek açtığı haberini alacağımı düşünmüştüm görür görmez... Affınıza sığınarak hiç tanımadığınız bir dost olarak belki hakkınız olmadığını düşünüyorum bizi dostlarınızdan ve de kaktüslerinizden mahrum bırakmaya. Ve en çok da dostlarınıza, sonra o rengini özenle koruyan içinizdeki " Ben " e bunu yapmamalısınız... Burada bizler ne çok dersler aldık yazdıklarınızdan haberiniz olmadan... Sessiz sedasız okuduk ve inandık size... Geri dönmeniz ve dostlarınızı anmanız dileğiyle tekrar kaktüslerinizle... |
30-06-2009, 21:39 | #171 |
Ağaç Dostu.
|
büyük bir hüzün kapladı içimi.ortada hiç bir sorun yokken ayrılmanız inanın bir dost olarak çok etkiledi. Umarım herhangi bir problem varsa dahi en kısa zamanda çözüme kavuşması ve aramıza geri dönmenizi sabırsızlıkla bekliyecekler arasındayım. her şey gönlünüzce olsun.sevgili kartalpin dostum.saygılar |
03-07-2009, 11:58 | #173 |
Kaybettik
|
Hikayelerinizi okuyorum ve kaktüslere bakıyorum. Kuşkusuz onlar kaktüslerinizle özdeşleştirdiğiniz sizin hikayeleriniz. Aynı kaktüsün bende olup olmaması o kadar önemli değil ama bende varsa onunda bir hikayesi vardır. Hikayelerinizde geriye dönüyor insan. Kendi hikayelerine. Yürek çarpıntısı oluyor kimi, kimi yürek acısı. belleğinizmi konuşan, yüreğinizdenmi geliyor sesler önemi yok aslında bir fısıltı suskunluğunuz kimsenin duymadığı. "Gitme" dediğini duyduğunuzda geri dönmeyeceğiniz. Aynı sayfaya iki kez yazamıyor değil mi insan. Bir kez atmışsa adımını yarına. Ben dün değilim. Yarında benim ellerim desede zaman Bana kaktüslerimle konuştuğum zamanları hatırlattınız. "Gidiyorum" deyişinizin ardından yarım kalmış hikayenin ortasında gibiyim. Dilerim bir gün yine kaktüslerinizi paylaşırsınız hikayelerinizde. Ya da hikayeleriniz kaktüs olur gelirler bize kimbilir. |
03-07-2009, 13:10 | #174 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Sevgideğer Kartalpin de artık uzaktaki dostlara karıştı. (Hasretle anıyoruz artık. Anlamaya çalışıyoruz gidişini.) Hani hep aklımızda olan ama aramadığımız ama yine de aklımızda olan her zaman ya da zaman zaman yanımızda duyumsadığımız dostlarımız gibi. Çatkapı gelip sürpriz yaparlar diye umduğumuz, bir telefon sesine hasret kaldığımız dostlar gibi... Gün gelir bu hasreti hisseder ve geri döner. Umduğum bu...... |
10-10-2009, 15:40 | #175 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2007
Şehir: sakarya
Mesajlar: 167
|
her birine bir hikaye
hemen hemen her gün bir kaktüsümün hikayesini palaşmak istiyorum. Sitedeki bir arkadaşımızdan özendim bende kaktüslerimin hepsine bir hikaye uydurdum ve hikayelerine göre isim verdim şimdi sizlerle palaşmak istedim umarım beğenirsiniz. Bu kaktüsümün adı halacık halacık; Çok yıllar önce küçük yaşda zorla evlendirilip gurbete gelin giden halacık. Yıllarca sevdiklerinden ailesinden uzak gurbet ellerde yaşayan halacık. Evlendikden bir kaç yıl sonra eşi bir rahatsızlık geçirmiş belden altı tutmaz olmuş tekelekli sandelyede yaşamaya başlamış halacıkda vefasız edemez ya eşine en iyi şekilde bakmaya başlamış yıllarca sırtında taşımış eşini. Gurbette kimi kimsesi yok bir eşi bir kendi eee eşi de engelli artık doktora gitcek yardım edeni yok ikinci kattan alır sırtına eşini indirir aşağıya gezmek ister eşi alır sırtına indirir aşağıya koyar tekerlekli sandelyesine gezdirir. Ama uzun yıllar bu sırtında taşımalar halacığın kamburunu çıkarır ama umursamaz önemli değildir eşi mutlu olsun yeter. Evladı olmamışdır ama o kadar sevgi doludur yüreği ki kocaman olur gövdesinden taşar yüreciği. Yanlızdır hasret çeker özlem çeker bir çok acı çeker her açı bir iğne olur batar ama kimseye söylemez dert yanıp kimseyi üzmek istemez her sorulduğunda iyidir. Yıllar uçup gitmiş her geçen yıl gövdesinden büyük olan yüreğine bir iğne batırıp belini büküp geçmiştir. Artık eşide vefat etmiş yanlız kalmıştır. Ne yapsın gurbette döner sılaya döner ama bırakalı en az 30 yıl geçmiştir hiç bıraktıkları yerinde aynı kalırmı? Yeni iğneler batar yüreğine hastalıklar atlatır tek istediği eşinin yanına gömülmektir. Çünkü yıllar önce istemeden evlendiği eş onun hayatta gerçek dostuymuş gerçek ailesi olmuş herşeyi olmuş anlar. Mekanı cennet olsun. |
10-10-2009, 15:53 | #176 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2007
Şehir: sakarya
Mesajlar: 167
|
Tahsin ağa; Bir zamanların kocaman Tahsin ağası genç dinamik çalışkan. Bir yerleden duyar Almanya işçi alımı yaparmış koşar gider başvuru yapar kabul edilir gider gurbete çalışır. Öyle çalışırki herkez sever onu da çalışmasınıda. Evlenir çoluk çocuğa karışır. Eşini çocuklarını alamaz yanına kendi orada çocukları burada içi rahat değildir minik evlatlarından eşinden uzak kalmaya ama ekmek parası bekler emekli olsun dönsün sılaya. çocuklar büyür onlar çalışan babalarına pek acımaz hayta olur çıkarlar. Tahsin ağa ağır şartlarda çalışır yemez içmez evlatlarına para yollar evletleri kumarhaneye koşar. Bir çok borç yaparlar Tahsin ağa öder. Yine yaparlar Tahsin ağa yine öder aman evlatlarıma zarar vermesin borçluları aman der. Emekli olur gelir çeker evlatlarını artık yeter hepinizi büyüttüm evlendirdim yıllarca çalıştım borçlarınızı ödedim artık akıllanın der. Ama ne fayda evletlar kumarın tadını almışlar. Vazgeçirmek için uğraşır didinir ama artık gücü kalmaz hastadır kanser yavaş yavaş bütün vücüduna yayılmıştır. Kendini hiç üşünmemişdir ki başdan tedavi olsun. Evletlarını beslerken kendini beslememişdir. Artık üzülmüştür evletlar toplanmıştır Tahsin ağanın etrafına sıkı sıkı yapışmışlardır Tahsin ağaya ama ne fayda artık çok hastadır rengi solmaya ve zayıflamaya başlamıştır. Şimdi sarılsa evlatlar ne fayda ana direk hasta oldukdan sonra. Acil şifalar. |
10-10-2009, 23:59 | #178 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2007
Şehir: sakarya
Mesajlar: 167
|
Alıntı:
bende sizin hikayelerinize özenip kendi kaktüslerime hikayeler ürettim sizin hikayeleriniz çok hoşuma gitmişti ilhamı sizden aldım asıl ben teşekkür ederim size ve devamını bekliyorum |
|
11-10-2009, 00:57 | #179 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 10-10-2009
Şehir: Almanya
Mesajlar: 4
|
Merhaba, bende diger arkadaslar gibi büyük bir sevk ile takipteyim Kaktüsümün ismi Gülibik onu cok seviyorum nedendir bilmem onu kendime benzetiyor ve yakin hissediyorum yeni üye oldugumdan resim yükleyip sizlerle tanistirma imkanim su an yok, malesef |
|
|