agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Orman, Ormancılık, Orman Yangınları, Ağaçlandırma
(https)




Beğeni Düzeni14Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 31-07-2007, 11:53   #1
Ağaç Dostu.
 
MSaygin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2006
Şehir: Adana
Mesajlar: 1,794
Galeri: 36
Özel mülkiyet alanlarının orman kategorisine sokulması

merhaba,

Özel mülkiyetteki alanların orman kategorisine sokularak istimlak edilmesi ile ilgili yasal mevzuat konusunda bilgisi olan var mı?

Bizim yaylada gözlemlediğim bir konu, belli yaşa gelmiş ağaçların, ya da belli bir sıklığa ulaşmış ağaçlık bölümlerin, yaygın deyimle "orman yazılır, elimizden çıkar" korkusuyla kesilmesi ya da seyrekleştirilmesi.

Daha önce bu yönde uygulamaların olduğu söyleniyor ve bu yönde yerleşmiş bir korku var.Bana çok mantıklı gelmiyor ve konuşmalarımızda aksi yönde telkinde bulunmaya çalışıyorum insanlara ama konunun yasal yönü hakkında bilgi verebilecek biri varsa memnun olurum.

Teşekkürler

MSaygin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2007, 13:24   #2
-
 
Giriş Tarihi: 08-03-2007
Şehir: -
Mesajlar: 95
Merhaba,
Acaba sizin yaylada bahsettiğiniz yerler orman arazisi içerisinde olan ve aslında orman olarak kabul edilen ancak zamanla ağaçsızlaş-mış/-tırılmış bölümler mi ? yoksa köylünün tapusuna sahip olduğu özel mülkü mü ? özel şartlarla belirlenen muhafaza ormanı vs .. vasfı bulunan yerler mi ? benzeri sorular, bunları bilmeden verilecek cevaplar yanıltıcı olabilir.
Bu bilgilere sahip olursak size doğru şekilde yardımcı olabilecek daha fazla sayıda site üyeleri olacaktır.

nartsawa Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2007, 13:49   #3
Ağaç Dostu.
 
MSaygin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2006
Şehir: Adana
Mesajlar: 1,794
Galeri: 36
merhaba,

Bahsettiğim alanlar, köylünün ya da yaylacıların tapusuna sahip olduğu özel mülkleri.Yalnız bu alandaki, mahalledeki bazı parsellerin zamanında tapusu verilmiş, bazı parseller ise orman olarak yazılmış. Diyelim ki benim 3 dönüm tapulu arazim var, sonra 2 dönüm orman alanı, daha sonra bir başkasının 3 dönüm tapulu arazisi var.Orman ve mülkler iç içe.

MSaygin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2007, 15:08   #4
-
 
Giriş Tarihi: 08-03-2007
Şehir: -
Mesajlar: 95
Bu durumda da tapusu olanlar için ayrı tapusu olmayanlar için de ayrı durumlar sözkonusu olacaktır.Siz bilgileri verdikçe durumlara göre cevaplarımız daha doğru yönde ilerleyecek sanırım.

nartsawa Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2007, 17:08   #5
Ağaç Dostu.
 
MSaygin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2006
Şehir: Adana
Mesajlar: 1,794
Galeri: 36
merhaba,

Yanlış ifade ettim düzeltiyorum, orman yazılan alanlar zaten orman, oralarda yerleşim yok.Benim sorum tapusu olanları kapsıyor.

Çok karıştırmadan sorayım, benim tapulu 5 dönüm yerim var diyelim, ve bunun köşesinde 1 dönüm kadar yeri ağaçlandırdım, bu ağaçlar büyüdü 30 yaşına geldi ve orada 1 dönümlük küçük bir ağaçlık oluştu.Bu tapulu alanımın yeni bir düzenleme ile orman yazıp, tapu düzeltmesi yapabilir mi devlet? Komşular arasında böyle uygulamalar yapıldığına dair konuşmalar oluyor, onu düzeltmek istiyorum.

MSaygin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-08-2007, 23:17   #6
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,115
Galeri: 137
Sayın MSaygin, Şimdi sizin sorunuzu, bildiğim ve anladığımca yanıtlamaya çalışayım.

1-Bölgede orman kadastrosu yapılmış. Orman sınırları belirlenmiş.

2-Arazi kadastrosu yapılmış özel mülkiyet sınırları belirlenmiş.

3-Burada mülkiyeti bana ait beş dönüm, elli dönüm veya beş yüz dönüm arazi var.

4-Bu arazinin bir kısmını veya tamamını ağaçlandırdım. Veya sadece korudum. Kendiliğinden ağaçlandı.

Bu arazide, ne sıklıta olursa olsun ağaç büyüdü diye, benim özel mülkiyetimdeki arazinin orman rejimine dahil edilmesi söz konusu değildir. Yani ağaçlandırıldı, diye kimse bu araziyi benim elimden alamaz.

Bu konuyu bölgedeki orman idaresinden de sorabilirsiniz. Bilgi edinme servislerinden yararlanabilirsiniz. Hatta uygun (yangın vb. dertlerİ olmadığı) bir zamanda, konuyu tartışabileceğiniz bir toplantıda, ilgililer sizi aydınlatmaktan memnun olacaklardır.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-08-2007, 08:21   #7
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Bizim köyde işler şu şekilde işliyor;

Bir köylünün bir miktar tarlası var. Tapusu kendi üzerine. Uzun zamandır tarla işlenmediği için meşelik, fındıklık vs olmuş. Hatta o kadar büyümüş ki ağaçlar, artık odun olarak ticari bir değeri var. Bu durumda orman bölge müdürlüğüne baş vurarak, gerekli yazışmaları yaptıktan sonra, bu ağaçları kesmek ve nakliyesi için izin alınıyor.

Bir başka örnek ise, vakti zamanında, orman olan bölge, temizlenmesi koşulu ile köylülere hibe yoluyla verilmiş. Fakat köylünün bir kısmı bu arazileri temizlememiş. Temizleyenler bahis konusu yerleri tarla olarak kullanırken, temizlenmeyen yerler yeninden orman arazisi olarak tahsis edilmiş. Bu durumda yeri olan bazı köylülerin, arazilerin yeniden kendilerine verilmesi için açtıkları davalar hali hazırda sürüyor.

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-11-2007, 10:45   #8
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Özel arazide çam ağaçları olursa

Merhaba,
Çanakkale,Bayramiç te tarlam olduğundan daha önce bahsetmiştim.

Dün,Bayramiç Asliye Hukuk Mahkemesinden Hazineye izafeten Bayramiç Malmüdürlüğü nün tarafımıza Tapu iptali ve Tescili davası açıldığını bildiren bir yazı aldım. Kısaca anlatayım. Yargıtay 20, Hukuk dairesi 12,07,1993 gün ve 1992/11625 esas 1993/6200 karar sayılı içtihatında soyle bir karar vermiş.

Alıntı:
"Kesinleşmiş tahdit sınırları dışında kalmış olsa dahi,eylemli durumda orman niteliğini koruması halinde taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğinin kabulu gerekir."
Özeti,arazimizde çam ağaçları bulunduğundan,Devlet arazimizi elimizden almaya çalışıyor.

Arazimizdeki çam ağaçlarını kesmemekle ne büyük hata yaptığımızı anladım.
Bu ne demek, bu şu demek, hemen elinize kazma kürek balta alıp arazinizdeki çam ağaçlarını kesin demek.Yoksa başınıza bela olur,arazinize devlet el koyar demek. Bu karara rağmen Hadi gelin insanlara ağaç ve orman sevgisi aşılayın bakalım.

İnsanları baştan ağaçlara düşman eden bir zihniyetle ağaç dik,orman yetiştir diyorsun niye ileride devlet arazisi sayıp elinden almak için mi ? İşte biz ağaçlarını ve ormanlarını bu zihniyetle korumaya çalışan bir ülkeyiz onun için de asla ormanlarımız gelişmeyecek.

Bahçesindeki,tarlasındaki ağacın büyümesine izin verenlerin,bir gün devlet eliyle cezalandırıldıklarını ve ellerinden arazilerinin alındığına şahit olanlar ağaç dikebilirler mi?

Evet,dikebilirler ben yanlış uygulanan kanunlara ve Orman Bakanlığına rağmen fidan dikmeye devam ediyorum.

İsterse assınlar ağaç dikmekten de asla vazgeçmeyeceğim.
Saygılar,


Düzenleyen Oğuz Karsan : 22-11-2008 saat 00:10
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-11-2007, 11:28   #9
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Ağaç Dikmek Cesaret Ister

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi tuncayyayla Mesajı Göster
Hep konuşuruz, öyle olur böyle olur deriz. Sizler ve ben çevrenin neresindeyiz?
Merhaba,Tuncay Yayla,Aslında Çevre biziz.Ve çevreyi biz varedip şekillendiriyoruz.Devlete ve Orman Bakanlığına rağmen.

Ağaç dikmek cesaret ister.Bizim Ülkemizde Sahiden öyle.Aşağıda yazdıklarım arazisine çam dikmek isteyenler tarafından dikkatle okunsun hatta başka boyutlarıyla da araştırılsın.İster bilgi deyin ister kara mizah.

Yargıtay 20, Hukuk dairesi 12,07,1993 gün ve 1992/11625 esas 1993/6200 karar sayılı içtihatında soyle demiş
"Kesinleşmiş tahdit sınırları dışında kalmış olsa dahi,eylemli durumda orman niteliğini koruması halinde taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğinin kabulu gerekir."

Yani yargıtay diyor ki:Ağaç dikerken dikkatli olun devlet arazinize diktiğiniz ağaçlar yüzünden,bir gün arazinizi elinizden alabilir. Bu yalnış bir devlet politikası ve görüşüdür diyorum.

Komşusunun arazisindeki ağaçları yüzünden,devletin arazisine el koyduğunu gören hiç bir insan bir daha fidan dikmez sanırım.

Haydi ağaç dikmeye. Yanlış uygulanan kanunlara ve Orman Bakanlığına rağmen
Saygılar.


Düzenleyen Oğuz Karsan : 22-11-2008 saat 00:00
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-11-2007, 12:39   #10
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba,Ben Oğuz Karsan.
Dergiye belki yazı yazabilirim.Ayrıca şu an içinde bulunduğum durum diğer arkadaşlar için de belki aydınlatıcı olabilir.

Çanakkale,Bayramiç de tarlam var diye başlayayım sözüme.Ve oraya devamlı ağaç dikerim .Ama tarlamın içinde daha önceden var olan ağaçları da budar bakımını da yaparım.Uzaktan bakıldığında orman sanırsın.Bu güne kadar,Aşağı yukarı 1500 adet kadar Ceviz,Fıstık Çamı ve İncir fidanı diktim.

Ama Dün,Bayramiç Asliye Hukuk Mahkemesinden,Hazineye izafeten Bayramiç Malmüdürlüğü nün tarafımıza Tapu iptali ve Tescili davası açıldığını bildiren bir yazı aldım.

Kısaca anlatmaya çalışacağım. Yargıtay 20, Hukuk dairesi 12,07,1993 gün ve 1992/11625 esas 1993/6200 karar sayılı içtihatında soyle demiş

"Kesinleşmiş tahdit sınırları dışında kalmış olsa dahi,eylemli durumda orman niteliğini koruması halinde taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğinin kabulu gerekir."

Yazıyı aldığımdan beri bir sürü kanun okudum ve bir sürü not aldım ,bazı kişilere danıştım.Şu sonuca vardım: Bizim Devletimiz ORMANLARIN sevgi ve bilinçle değil, aksine ŞİDDET VE YASAKLARLA KORUNACAĞINA İNANIYOR. Orman Bakanlığı nın Yapılanması da aynı şekilde.

Ve malesef 21,yüzyılda ormanları korumak adına Yargıtayca alınan karar bakınız.Zihniyet aynı.Yassak hemşerim.Peki yetkililer şunu neden düşünmüyor.Bir sürü ülkede artık ormanları halk koruyor.Kanada da ve İskandinav ülkelerinde devletin payı iyice azalmasına rağmen sahipli ormanlar gelişebiliyor,çoğalıyor.Demek ki Bizde bir hata olduğu malum.

Konu biraz dağıldı ama anlatmak istediğim.Ormanla problem yaşayanların işine yarayacak bilgiler buldum.Ve gerektiğinde paylaşabilirim.

Bizim gibi doğaseverlere düşen görev ise Devlete ve Orman Bakanlığına rağmen ağaç dikmek, ilkel orman kanunları ile mücadeleye devam etmek.Çünkü bu Ülke sadece bürokratların ve yöneticilerin değil,yapılan yalnışlıklardan biz de sorumluyuz.Ormanlarımızın durumu zaten herşeyi gözler önüne seriyor
Burası bizim de Vatanımız,Toprağımız,Ormanımız,Ağacımız,Böceğimiz, Kuşumuz,.
Saygılar.


Düzenleyen Oğuz Karsan : 25-11-2007 saat 13:22
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-11-2007, 13:12   #11
Ağaç Dostu
 
sezinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-11-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,969
Galeri: 28
Ağaçların yaşları önemli burda. Yaşları fazla ise dava açılması normal. Bu bir çok kez yaşanmıştır.

Bir yerde orman sınırlaması yapılırken arazinin fiili durumunun yanında geçmişteki durumuna da bakılır. Bir yer geçmişte orman ise buraları yine orman sayılır. Geçmişte orman olup olmadığını anlamak için de 1946-1947 yıllarında çekilen hava fotoğrafları ve bunlara göre 1957 ve daha sonra 1977 yılında hazırlanan memleket haritalarından faydalanılır. Bu haritalara göre yeşil alan içinde kalırsa geçmişte de orman niteliği taşıdığına kanaat getirilir hele orman alanı ile bütünlük sağlıyorsa ve tapu iptal davası açılabilir.
Sizin yeriniz de büyük ihtimalle orman alanına sınırdır. Orman tahdidi yapılırken bu görevlilerin dikkatinden kaçmış olabilir. Gözden kaçmış olsa dahi bu o arazinin orman alanı dışına çıkarılacağı anlamına gelmez.

Davanızda size yardımcı olması açısından söylüyorum arazinin bulunduğu yerde yaşayan oradaki toprağın geçmişte işlendiğine şahit olmuş yaşlı bilirkişileri şahit olarak gösterin. Bir de eğer geçmişte belediyeye orası için vergi ödenmişse kayıtlardan çıkarttırın. Şansınız çok düşük ama deneyin.

sezinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-11-2007, 13:58   #12
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi GERCEKKADER Mesajı Göster
Sevgili Arkadaşlar Insanlari Bir Ağaç Dikmeye Nasil Teşvik Edbiliriz
Bunu Hiç Düşündükmü?
Diyeceksiniz şimdi!
Bu Kadar Işin Gücün Arasinda Bunumu Düşüneceğiz Değil mi?
Sayın,Gerçekkader,
Seçtiğiniz konu tam benim anlatmak isteyeceklerime uygun düşüyor.

Dün Çanakkale de bulunan tarlam ile ilgili Bayramiç Asliye Hukuk Hakimliğinden Hazineye izafeten Bayramiç Malmüdürlüğü nden tarlamdaki ağaçlar ile ilgili tapu iptali davası açıldığını öğrendim. Sebebi ise arazimdeki çam ağaçlarıymış.

Yargıtay 20,Hukuk dairesi 12,07,1993 gün ve 1992/11625 esas 1993/6200 sayılı kararında demiş ki. "KESİNLEŞMİŞ TAHDİT SINIRLARI DIŞINDA KALMIŞ OLSA DAHİ,EYLEMLİ DURUMUNDA HALEN ORMAN NİTELİĞİNİ KORUMASI HALİNDE TAŞINMAZIN ,DEVLETİN HÜKÜM VE TASARRUFU ALTINDAKİ YERLERDEN SAYILDIĞINDAN VE ÖZEL MÜLKİYETE KONU EDİLEMEYECEĞİNİN KABULÜ GEREKİR.

Peki bu kararları verenler ormanları korumak istemiyorlar mı? Hayır
Bu kararları verenler eğer ormanları bol olan ülkelere baksalar ve neden bu ülkelerin ormanları bizden daha çok acaba diye kendilerine sorsalar ve araştırsalar,tabi ki böyle bir karar vermezler.Veremezler.Çünkü işte Basit istatistikler

*Türkiye 1980'de en çok ormanı olan 33.ülkeydi.1990'da 55.sıraya düştü. *Türkiye dünyada ormanlarını en hızlı tüketen 2.ülkedir.(1,ülke:İran)
Peki ormanlarını geliştirip çoğaltabilen ülkeler hangileri ?İskandinav ülkeleri ve tabi ki Kanada.
Neden,çünkü oralarda ormanları devlet korumuyor.Sahipleri koruyor.Yani o ülkenin insanları koruyor Devletin ormanlardaki payı yok denecek kadar az.
Biz ne yapıyoruz.İnsanlarımızı ormana düşman ediyoruz.

1936 da 1956 da koyduğumuz kanunlarla ormanı sahiplerinden korumaya çalışıyoruz.Peki sonuç 1936 dan ve 1957 den beri FİYASKO
Ormanlarımız bütün korumacı kanunlara ve önlemlere rağmen çoğalamıyor.
Aksine azalıyor.Ama yalnışlara devam ediyoruz.

Yetkililerden kimse de yahu diğer ülkeler ne yapıp ormanlarını koruyup çoğaltabiliyorlar diye merak etmiyor.Ve hala koltuklarında oturmaya devam ediyorlar.

Ülkemize ve Ormanlarımıza verdikleri zararlar saymakla bitmez.Yıllarca,Dedesinin tarlasına diktiği ağacı kestiği için köylümüzü mahkemelerde süründüren zihniyet,Boş ve bozuk orman alanlarına yeni fidanlar dikmek yerine ,lazım olduğunda 100 yıllık ağaçları sorgusuz sualsiz kesmiş ve bunu adet haline getirmiş orman işletme şeflikleri,çareyi kendini savunamayacak köylü vatandaşımızın tarlalarına dikmişlerdir.

Orman idaresinin deneyimli avukatlarının açtıkları tapu iptal davalarına zamanında cevap veremeyen veya karmaşık hukuk sistemimizin emrettiği zaman aşımını sürelerini kaçırdığı için gereken savunmayı yapamayıp arazisini kaybeden birsürü vatandaşımızdan bazıları malesef arazilerini kaybetmenin acısını savunmasız ağaçlardan ve tahrip ettiği ormandan çıkarma yoluna gitmişlerdir.
Bunun sorumlusu da zamanın akışına ayak uyduramadığı için ve ormanlarını geliştirip çoğaltabilen ülkelerden ders almamış, Nemelazımcı tavırla davranan ve hala koltuklarında nasıl oturdukları belirsiz basiretsiz yöneticilerdir.

bir doğasever olarak bu kişi ve zihniyetle mücadeleyi sürdüreceğime andiçerim

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-11-2007, 18:45   #13
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Galeri: 88
Aynı konuyu farklı başlıklar altında yazmamanız gerekiyor. Hepsini buraya topladım. Size cevap verecek olanlar yazdığınız tüm yerleri bulup aynı ayrı mı cevap verecek?

Ya da herbiri bir yere yazacak.

Aynı sorunu yaşayan kişi, hangisini nerede bulacak da yararlanacak?

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2007, 13:08   #14
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Galeri: 88
Bir üstteki yazıyı, Özel Ağaçlandırma, Hatıra ormanları, Özel ormanlar
bölümünden buraya taşıdım. Bakalım hangimiz daha önce pes edecek

Eski yazılarınızı da takip etmiyorsunuz gibi görünüyor. Etseydiniz, nerede benim yazılarım derdiniz. Ya da tümünü burada yazardınız...

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2007, 13:24   #15
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi malina Mesajı Göster
Aynı konuyu farklı başlıklar altında yazmamanız gerekiyor. Hepsini buraya topladım. Size cevap verecek olanlar yazdığınız tüm yerleri bulup aynı ayrı mı cevap verecek?

Ya da herbiri bir yere yazacak.

Aynı sorunu yaşayan kişi, hangisini nerede bulacak da yararlanacak?
Sevgili Malina,

Yazdıklarınız Doğru ,yazılarımın hepsi birbirine benziyor.Gereken yere yönlendirdiğiniz için teşekkür ederim.

Yazdıklarımın dağınıklığından ötürü özür dilerim.Sahiden de eski yazılarımı takip edemedim galiba. Heyecanıma verin.Nerede olduğumun farkına varmadan yazıp durdum.Pes ediyorum.Zamanla ustalaşacağımı umuyorum.

Selamlar,

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2007, 13:37   #16
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba
Sayın Yılmaz,

Dediklerinizi araştırdım.Çok doğru yazmışsınız.

Ama benim arazim tapulu,

Orman Bakanlığından güvenilir bir kişiye eski memleket haritası ve hava fotoğraflarına da baktırdım.Gerçi ormana bitişik ama hiç bir zaman orman olmamış ve orman sayılmamış.

Ayrıca orman kadastrosu da geçmiş ve itiraz süreleri hem benim hem de orman için son bulmuş.

Zaten bütün bu sinirim ve heyecanım bu yüzden

Yazılarımdaki üslubumdan dolayı da ayrıca özür dilerim.

Saygılar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2007, 15:12   #17
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,115
Galeri: 137
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan Mesajı Göster

Ayrıca orman kadastrosu da geçmiş ve itiraz süreleri hem benim hem de orman için son bulmuş.

Zaten bütün bu sinirim ve heyecanım bu yüzden

Yazılarımdaki üslubumdan dolayı da ayrıca özür dilerim.

Saygılar.
Sayın Oğuz Karsan Hocam merhabalar. Önce geçmiş olsun diyeyim. Bu sıkıntıyı atlatabileceğinizi umuyorum. Özür dilemenize gerek yok. Yazılarınızda beğenmediğiniz tarafları altındaki "düzelt" düğmesini kullanarak düzeltebilirsiniz.

Yazılarınızı ben bir feryat olarak algılıyorum. Eldeki verilere bakınca bir çok şey gibi, ormanlarımızın yönetiminde de eksiklerimiz olduğu apaçık ortada. Ancak anladığım kadarı ile bu davayı orman idaresi açmamış. Şimdi neler yapılabilir ona bakalım. Emekli olmazdan önce, konu ile ilgili bir alanda çalıştım. Belki katkıda bulunabilirim.

Konu ile ilgili, katkıda bulunabilmek adına, benim de sorularım olacak. Ama, bir dizi soru sormak yerine size tebliğ edilen dava dilekçesinin bir örneğini görebilirsem konuyu dah iyi kavrayabilirim. Buraya, alıntı olarak yazabilir misiniz?

Böylece başkaları da belki katkı sağlayabilir.

Kolay gelsin. Sevgiler.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2007, 20:40   #18
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Sayın Yücel Özlem,
Sıkıntımı paylaşıp ilgilendiğin için sağol.

Benim durumum biraz karışık. Sanki bilmediğim bir şeyler dönüyor.

Araziyi almadan önce bitişiğindeki ormanı görmüştüm. Ve her medeni insan gibi tedirgin olmuş, orman şefliğine gidip danışmaya karar vermiştim. Arazinin çapı ve tapusuyla ilgili şefe müracaat etmiş, almayı düşündüğüm arazinin ormanla bir probleminin veya ilişkisinin olup olmadığını sormuştum.

Şef ise birkaç haritaya bakıp ormanla ilgili bir problemin olmadığını söylemişti. Tabii sözlü olarak.

Ben araziyi tel örgü ile çevirmeye başladığımda, bir orman görevlisi arazimin orman olduğunu ve çeviremeyeceğimi söylediğinde ise yine şefliğe gittim. Bu sefer aynı şef arazimin orman olduğunu söyledi. Ama bana bununla ilgili herhangi bir tutanak, harita veya belge göstermesini isteyince hemen kabalaştı.
Şefi her iki ziyaretim de de tesadüf yanımda şahitlerim vardı.

Bunun üzerine yaptığım incelemeden sonra, İstanbul,Maslak kadastro müdürlüğüne de gittim. Orada tapuma ve orman kadastrosunun geçip geçmediğine bakıp endişe etmememi söylediler. Çünkü arazimiz hem orman değilmiş, hem de orman kadastrosuna itiraz süreleri uzun zaman önce geçmiş.
Hatta bana yardımcı olan kişiler içinde ağaç olup olmaması belirleyici bir unsur değildir. Hiç ağaçsız yer orman olabilir, buna karşılık bir sürü ağacın olduğu arazi orman olmayabilir diye o günlerde aklıma hiç yatmayan bilgiler de vermişlerdi.

Bir süre sonra ağaçlarımın bakımlarını ve budama işlerini yapmak için ve geçen yıllardaki kar yağışında devrilen ağaçları ne yapacağımı sormak için yine şefliğe gittim.

Bize dava açacaklarını söylediklerinde bu sefer şüphelendim ve biraz daha yüksek mevkilerden araştırdım eski memleket haritalarını ve hava fotoğraflarını da temin ettim. Kağıt üzerinde durum lehime çıktı. Satın aldığım arazi hiçbir zaman orman olmamıştı. Bu iyi bir durumdu. Ama bu sefer de arazideki ağaçların, benim sandığım gibi yan taraftaki ormandan tohumlanma yoluyla oluşmadığını. Aksine orman şefliği tarafından dikim suretiyle oluşturulduğunu öğrendim.

Şimdi ayıkla pirincin taşını. Tahminime göre şeflik biz araziyi almadan önce oraya dikim yapmış, bir şekilde de itiraz sürelerini kaçırmışlar.

Demek ki yaptıkları yalnışlık sonucu vatandaşın tapulu arazisinde oluşturdukları ormana sahip çıkabilmenin çarelerini arayıp durdular. Kendileri de dava açamayacaklarını anlayınca. Durumu bir raporla Hazine'ye havale edip topu şimdilik Hazine'ye atmışlar.

Ama durum aydınlanınca herhalde birileri onlara bunun hesabını soracaktır.
Uzun bir açıklama oldu ama sanırım işin özeti bu.

Şimdi hala bayılmadıysanız, Bayramiç Asliye Hukuk Mahkemesinden gelen mektubun açıklamalar kısmındaki bilgileri aşağıya yazıyorum:

"İlçemiz,Söğütgediği Köyü,Ekşisu Mevkii 131 ada 2 parsel sayılı 21100 m2 miktarındaki taşınmaz; 3402 sayılı kanuna göre yapılan kadastro çalışmasında,tarla vasfı ile orman sayılmayan yer olarak sınırlandırılmışsa da ekli şeflik raporuna göre eylemli durumda ormandır."

"Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12,07,1993 gün ve 1992/11625 Esas 1993/6200 Karar sayılı içtihatında 'kesinleşmiş tahdit sınırları dışında kalmış olsa dahi eylemli durumda halen orman niteliğini koruması halinde taşınmazın,Devletin Hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğinin kabulü gerekir.Bu prosedür içinde Hazinenin dava hakkının varliğının kabulü zorunludur' Denmesi karşısında anılan parselin orman vasfı ile Hazine adına tescilinin sağlanması için bu davayı açmak zorunda kaldık."

"Hukuki Nedenler : Anayasa, Orman Kanunu, Kadastro Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Yargıtay Kararları."

"Kanıtlarımız : İnceleme Raporları, kroki, Orman İşletme Müdürlüğü yazısı."

Diye bitiyor.

Esasında özel meselelerimle böyle güzel bir forumu kirletmek istemezdim ama benim olayımdaki bilgilerden birileri dersler çıkarırsa onların da canı yanmaz. inşallah bir başkasının işine yarar.

Saygılar


Düzenleyen Yücel Özlem : 27-11-2007 saat 23:22 Neden: Noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakmak.
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2007, 23:01   #19
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,115
Galeri: 137
Sayın Oğuz Karsan, teşekkür ederim. Olayı çok iyi özetlemişsiniz.

Şimdi size gelen yazıda: "İlçemiz,Söğütgediği Köyü,Ekşisu Mevkii 131 ada 2 parsel sayılı 21100 m2 miktarındaki taşınmaz; 3402 sayılı kanuna göre yapılan kadastro çalışmasında, tarla vasfı ile orman sayılmayan yer olarak sınırlandırılmışsa da ekli şeflik raporuna göre eylemli durumda ormandır." denildiğine göre burada kadastro çalışması ne zaman yapılmış.

"Bunun üzerine yaptığım incelemeden sonra İstanbul, Maslak kadastro müdürlüğüne de gittim. Orada tapuma ve orman kadastrosunun geçip geçmediğine bakıp endişe etmememi söylediler. Çünkü arazimiz hem orman değilmiş, hem de orman kadastrosuna itiraz süreleri uzun zaman önce geçmiş."

"Hatta bana yardımcı olan kişiler içinde ağaç olup olmaması belirleyici bir unsur değildir. Hiç ağaçsız yer orman olabilir, buna karşılık bir sürü ağacın olduğu arazi orman olmayabilir diye o günlerde aklıma hiç yatmayan bilgiler de vermişlerdi." diyorsunuz. Aslında verilen bilgiler doğru.

Şimdi öğrenmek istediğim şu: 2402 saylı knuna göre yepılan kadastroya itiraz süreleri de geçmiş mi?

Bu sizin özel meseleniz olabilir. Ama ben meseleye bir örnek olay olarak bakıyorum. Burda çalışma esasımız bilgi paylaşımıdır. Bu nedenle, bu örnek olayı, siz sıkılmadığınız sürece burada konuşabiliriz, diye düşünüyorum.

Hele siz olayı, tam bir vukufla ve böyle teknik biçimde anlattıktan sonra mutlaka yararlananlar olacaktır. Bu arada ben de tüm çalışma hayatımı geçirdiğim bir işle ilgili sizin ve adaletin işine yarayacak bir katkıda bulunabilirsem sevinirim.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2007, 23:18   #20
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba,
Bu sene 50 yaşıma girdim. Bir çok konuyu eksik veya yalnış değerlendirdiğimin farkına vardım. Bana göre bizim ormanlarımızın gerçek ve en tehlikeli düşmanı yaprakları kemiren keçiler veya ağaçları yakmak için kesen orman köylümüz değilmiş.

Öncelikle Meyve bahçesi sahipleri ile, Zeytin ağacı sahiplerine veya arazilerini düzenli ekip biçemeyen kişilerin yanıtlaması gereken bir soru soruyorum. Arazilerinizi en az 5 en fazla 10 yıl kendi haline bırakırsak ne olur. Doğru dürüst bir düşünün ve yanıtlayın. Doğru tabi ki orman olur. Bu çok doğru. Peki şimdi bir soru daha; Madem ormanlar kendi başlarına bu kadar kolay gelişip serpilebiliyor, bizim ormanlarımız neden çoğalamıyor.

Cevap olarak, başta cahillik olmak üzere en az 15 sebep gösterebiliriz. Ama ilave sebepleri sıralamaya başlayınca en önemli sebebin aslında yalnış politikalar oluşturmak ve bunların zararlı olduğunu bile bile ısrarla uygulamak olduğu gerçeğinin hemen farkına varırsınız. Bir an kendinizi köylü vatandaşımızın yerine koyun.

Bir gün, Babanızdan, dedenizden kalan tarlanızda bir sebepten ötürü, yine babanızın veya dedenizin diktiği ağaçların bazılarını kesmeniz gerekirse ve bir nedenden ötürü kesmenize izin verilmezse. Ağaca olan sevginiz gelişebilir mi? Tabi ki hayır. İşte bu nedenden dolayı köylümüz ağacı sevmiyor. Adeta ağacı rakibi ve düşmanı olarak görüyor. En azından dikeceği fidan ileride başına bela olsun istemiyor.

Peki hem insanımızın hunharca ağaç katletmesini önleyip, hem de gerektiğinde ağacın ve ormanın nimetlerinden faydalanabileceği bir sistem neden olmasın. İşte gelin bunu araştıralım, fikir üretelim, kendimize emsal alabileceğimiz ülkeler bulalım. Hatta biz öyle bir sistem bulalım ki diğer ülkeler bizden örnek almaya uğraşsın.

Problemleri bir tarafa, getirileri diğer tarafa yazıp nasıl uzlaşabiliriz ona bakalım.

Bir yangın tehlikesinde orman köylümüz,Jandarma korkusu ile değil,Ormanı sahiplenerek koşsun.Ama gerektiği zaman kesilmesi veya budanması gereken ormandan payını,yakacağını da ormancının karşısında ezile büzüle değil,Dimdik alnı açık bir biçimde korkmadan alabilsin.
Kaçak kesim yapıp ormana %100 zarar vereceğine her sene yetiştirdiği ormanın % 10 unu alıp kışlık yakacağını karşılasın.Artanını satıp geliriyle yeni fidanlar diksin.Yıllardır kullandığı arazi orman ilan edildi diye ormana düşman olup zarar vermesin.
Ormancıyı görünce,içinden acaba geçen gün kaçak odun kestiğimi farketti mi ? diye düşüneceğine,kolkola girip ormandan daha fazla verim alabilmek için ortak projeleri konuşabilse,Yetkililer bugün yine nerede yangın çıkacak diye stresle bekleyeceklerine.
Organize edip köylüye havale ettikleri orman ihya ve bakım işlerinin artık sadece kontrolünü yapıp,artan zamanlarını,araştırma geliştirmeye ve fikir üretip hangi sahalarda uygulayabileceklerini düşünse.

Orman uzmanları Ülkemizin hangi bölgelerinde ne tür ormanlar oluşturulabilir diye tartişsalar.Kader kurbanı diye adlandırdığımız kişiler cezalarının belli sürelerinde ağaç dikseler.Büyütebildikleri ağaç adedine ve oluşturdukları ormanlar ile orantılı cezalarında indirime gidilse.

Mesela 5 sene cezası kalmış bir hükümlü,3 yıl içinde 5,000 ağaç dikerse,cezasında 3 yıl indirim yapılsa,Erozyon önleme ve Setleme çalışması yapan firmalara ssk indirimi yapılsa Türkiyemiz Çöl olur mu ? ? ?
Çok mu iyimserim ? Sahiden gerçekleşmesi imkansız düşler mi bu düşündüklerim.

Saygılar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-11-2007, 02:33   #21
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,115
Galeri: 137
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan
...Orman Kadastrosu 1992 yılında geçmiş.

3402 sayılı kadastro kanununa göre de itiraz etme süresinin geçtiğini söylediler.
3402 kanuna göre sürenin dolması da güzel. Ancak bu kesinleşme tarihini de öğrenmemizde yarar var.

Alıntı:
Bana yardımcı olmaya çalışan arkadaşlar, En çok şu ihtimali göz önünde bulundurdular. Eğer evvelden burası orman olsaymış, veya ormandan kazanılsaymış. O zaman işe orman karışır ve asla zamanaşımı şüresi olmazmış 100 yılda geçmiş olsa orman araziyi geri alırmış.

Ayrıca bir arkadaşımızın dediğine göre ormanın araziye ağaç diktiğinin ispatı bizim işimize yarayacakmış. Çünkü Hazineye yazdıkları ekli şeflik raporunda bahsettikleri eylemli durumun orman olma halini yasa dışı olarak kendileri yaratmış oluyormuş. Bu durum da bizim savunmamızı kolaylaştıracakmış.

Yani ormanın her ağaç diktiği tapulu yer orman sayılmazmış. Dikimin de yasal nedenlere dayanması gerekiyormuş.

Emsal karar bulmaya çalışıyorum. Bulamıyorum çünkü bu çok özel bir durum.
Şimdiye kadar insanlar ormandan ağaç keserek yer sahibi olmuşlar. Bu sefer, orman tapulu yere ağaç dikmek suretiyle el koyup ormana katmak istiyor...
Bu bilgiler de doğru. Bu dikim işlemini ne zaman yaptıkları da belli mi? Tarihi raporda belirtmiş olmalılar.

Doğru yolda olduğunuzu ve işi iyi takip ettiğinizi görüyorum. Tebrikler.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-11-2007, 23:29   #22
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Sayın Yücel Özlem.
Desteğiniz için teşekkür ederim. Oralarda bir yerde olduğunuzu bilmek bana sahiden güç veriyor.

Kadastronun kesinleşme tarihi 31,12.1992

Henüz, orman şefliği nin araziye Kızılağaçların dikimini hangi tarihte yaptığını gösteren belgelere ulaşamadım.

Orman şefliğinden ihtiyacınız olan belgeyi alabilmenin ne kadar zor olduğunu takdir edersiniz.

Zamanı gelmişken, Devlet Dairelerinde mağdur olanların kullanabileceği faydalı bir bilgi vereyim

Kanun Numarası : 4982 Kabul Tarihi: 9/10/2003

4982 sayılı bilgi ve belge edinme kanunu. Bu sayede herhangi bir sebepten ötürü, ulaşamadığım bilgi ve belgeleri elde edebileceğim.

Bu kanun sayesinde kanunda belirtilmiş bazı güvenliği ilgilendiren bilgi ve belgeler hariç, Devlet kurumlarına usulüne uygun dilekçe ile başvurduğunuzda
1 ay zarfında dilekçenizde belirttiğiniz bilgi ve belgeyi size iletmek durumundalar.

Daha önce de 4982 sayılı kanuna binaen bilgi ve belge istemiştim.İşe yaramıştı.

Selamlar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-11-2007, 00:13   #23
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,115
Galeri: 137
Bu gün bazı dostlarımı ziyaret ettim. Konuyu anlattım. Emsal karar araştıracaklar.


Bilgi Edinme Hakkı Kanunu

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-12-2007, 20:07   #24
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Sn Yücel Özlem.

Benim Orman ile olan derdime ilgi gösterdiğiniz için devamını yazmaya cesaret edebildim.

Bu hafta Bayramiç Orman İşletme Müdürlüğüne gidip konu ile ilgili bilgi almaya çalışınca, aşağıdaki bilgilere ulaştım.

Başlığında
T.C.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI
Orman Genel Müdürlüğü

yazılı 02,11,2007 tarih ve 4576 sayılı yazıyı aynen aşağıya alıyorum.

" İlgi yazınız ve eklerinin incelenmesinde, Çanakkale İli, Bayramiç İlçesi,
Söğütgediği Köyü, Ekşisu Mevkiindeki 131 ada 2 parsel sayılı taşınmazın eylemli durumda orman olduğu ancak kesinleşmiş orman kadastrosuna göre orman sayılmayan alan olarak tespit gördüğü ve şahıs adına olan tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini sağlamak amacıyla izlenecek yol hususunda talimat istediğiniz anlaşılmıştır.

Arazi inceleme raporunun tetkikinde,söz konusu taşınmazın 3402 sayılı yasaya göre,yapılıp kesinleşen kadastroda orman sayılmayan alan olarak sınırlandırıldığı ve tapuya tarla olarak tescil olunduğu, üç tarafının ormanla çevrili olduğu ve eylemli durumda orman niteliğinde olduğu belirtildiği görüldüğünden, orman sınırları dışında kalan taşınmazlar için idaremizin dava açma hakkı bulunmadığından,
Eylemli olarak orman olduğu belirtilen 131 ada 2 parsel taşınmaz ile ilgili tüm bilgi ve belgelerin ilgili Mal Müdürlüğüne intikali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescili için dava açtırılmasının sağlanmasını,
Yapılan iş ve işlemlerin sonucundan bilgi verilmesini rica ederim "

Diye, Genel Müdür adına atılmış bir genel Müdür yardımcısı imzasıyla bitiyor.

Demek ki, kızmakta haklıyım. Orman Genel Müdürlüğü bir taraftan arazinize ağaç dikin lafları ile halkı ağaçlandırmaya teşvik edip çam fidanları dağıtırken, diğer taraftan da orman sayılmayan alan olarak sınırlandırıldığı ve tapuya tarla olarak tescil olunduğu lafının üzerine basa basa , içinde ağaç bulunan arazileri orman ilan edip el koymaya çalışıyormuş.

Bunu yapmak için Sn.Genel Müdür Yrd.'sı nın imzasının bulunduğu yazılarında belirttiği gibi, gerektiğinde Orman İdaresinin dava açma hakkı bulunmasa bile, İçinde ağaç olduğundan Orman bahanesiyle vatandaşın arazisine el koyma işi Hazineye ihale edilebiliyor.

Peki böyle bir zihniyet varken insanlara ağaç sevgisi nasıl aşılanacak ve ağaç dikmeleri özendirilecek? söyler misiniz? İstediğiniz kadar özel orman yasaları çıkartın. Kimse inanmaz.Önce yanlış ve zararlı olan zihniyeti değiştirmeniz lazım.

Şimdi anladınız mı ? 1956 yılında çıkan yasaklarla dolu olan Orman Kanunumuza rağmen ormanlarımız neden gelişememiş. Çünkü ormanların gelişememesini sağlayan aynı yanlış zihniyet hala ormanların başında da ondan.

Peki ne olacak? Gerisi malum. Hukuka gerçekten inanmış bir hakime rastlasanız bile, Orman idaresi müdahil olarak Yargıtaya başvuruyor.Ve sonrası belli. .....Hukuk dairesindeki işlemin sonucu ise şimdiden belli. Yaşasın orman idaresi Yaşasın Hukuk, İçindeki ağaçlar yüzünden orman arazimize el koydu. Yaşasın haydi ağaç dikmeye . . .

Hadi bu gün Ankara da yapılan HUKUĞA SAYGI YÜRÜYÜŞÜNE.
HANGİ HUKUK A saygı.

Selamlar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-12-2007, 02:17   #25
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,115
Galeri: 137
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan Mesajı Göster
Sn Yücel Özlem.

Benim Orman ile olan derdime ilgi gösterdiğiniz için devamını yazmaya cesaret edebildim.
...

Sayın Oğuz Karsan, cesaret ne demek efendim. bildiklerimizi patylaşmak için buradayız. Benim inancıma göre bilgi de sevgi gibi paylaşıldıkça büyür.

Sizin davayı, "Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları" konusunda, "Özel arazide çam ağaçları olursa" başlığı altında konuşuyorduk. Belli konuları belli başlıklar altında konuşmaya özen gösteriyoruz ki, bizden sonra da konuyla ilgilenenler, benzer sorunlarla karşılaşanlar, bizim tecrübe ve birikimlerimizden yararlanabilsinler, bilgiye kolay ulaşabilsinler.

Ben, yine de olayın teknik tarafını ilgili bölüme bırakarak size cevap vermeye çalışacağım.

Doğru sonuca, doğru zamanda varabilmek için doğru bilgiye ihtiyaç vardır.

Ülkemizde ormanların mükemmel idare edildiğini, ağaçlandırma politika ve çalışmalarının eksiksiz olduğunu, adalet makinesinin kusursuz çalıştığını savunacak değilim. Hele kamu idarelerinin açtıkları bütün davaların yerli yerinde açılmış olduğunu savunmak imkânı hiç yoktur.

Bütün bu sistemleri işletenler insandır. İnsan da hata yapabilir. Eğer bu insanlar, doğru bilgi ve donanıma sahip değillerse, daha çok hata yapabilirler. Yeterli donanıma sahip olmayan insanlar eliyle işletilen, sistemlerin hata yapmıyor olması istisnadır.

Bütün bunlara rağmen, yine de hukuka inanmak istediğimi, belirtmeliyim. Karşılaştığınız olayda sizin durumunuzu anladığımı sanıyorum. Bu nedenle de kızmayı hiç tavsiye etmiyorum. Olayı, soğukkanlılıkla, sonuna kadar, hata yamadan takip etmeniz gerektiğini, düşünüyorum. Son karar kesinleşinceye kadar, davayı kaybetmiş olmayacağınızın bilincinde olmanızı tavsiye ediyorum.

Kolay gelsin diyorum.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-12-2007, 14:52   #26
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,115
Galeri: 137
Alıntı:
Kadastronun kesinleşme tarihi 31,12.1992
Sayın Oğuz Karsan, ben yine şu tarih üzerinde duracağım.
Bu nedenle 3402 sayılı KADASTRO KANUNU'nun ilgili maddelerini aşağıya alıyorum.

Buna bağlı olarak bazı sorularım olacak.

Alacağım cevaplara göre, size katkı sunmaya çalışacağım.


Alıntı:
KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ:

Madde 9 - Kadastro tutanağı düzenlendikten sonra kadastro ekibi çalışma alanında işlerini bitirinceye kadar tespitlere itiraz edilebilir.

İtiraz, kadastro teknisyenliğine veya kadastro müdürlüğüne yapılır. Bu durumda itirazla ilgili tutanak veya ekleri en geç on gün içinde kadastro komisyonuna intikal ettirilir.

İtiraz sadece uygulanan belgelerin geçerliliği hakkında yapılabilir. Bir belgeye dayanmayan itirazlar incelenmez.

İtiraz edenin ilan süresi içinde dava açma hakkı saklıdır.

KOMİSYON İNCELEMESİ:

Madde 10 - Komisyon kendisine intikal eden işlerle itirazlı tutanakları, intikal tarihinden itibaren en geç bir ay içinde veya gerekçe gösterilmek suretiyle kadastro ekibinin çalışma alanındaki faaliyetleri sona erinceye kadar incelemek zorundadır.

Bu incelemeler sonucunda eski tutanağın yerine kaim olmak üzere hak sahibini belirleyici yeni bir tutanak düzenlenir. Gerektiğinde bilirkişilerin ve muhtarın bilgilerinden yararlanılabilir.

Belgeye karşı şahit dinlenmez. Komisyon, tam üye sayısı ile toplanarak oy çokluğu ile tespit yapar, sonuç askı ilanı ile ilgililere duyurur.

Aynı kuvvet ve mahiyetteki belgelerin uygulanmasında sonuca varılamayan veya çözümü kanunlarla mahkemelerin takdirine bırakılan konular, kadastro komisyonu tarafından gerekçe gösterilmek suretiyle tutanak ve ekleri ile birlikte kadastro mahkemesine devredilir.

KADASTRO SONUÇLARININ İLANI:

Madde 11 - Kadastro müdürü, kadastro tutanaklarına göre yapılan tespitlere dayanarak, askı cetvellerini düzenler; bu cetvelleri ve pafta örneklerini, müdüriyette ve ayrıca muhtarın çalışma yerinde 30 gün süre ile ilan ettirir; itirazı olanların ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceklerini belirtir. Bu ilanda kadastro harçları da gösterilir.

Kadastro müdürü bu işlemleri, kadastro ekibinin çalışma alanındaki işini bitirdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde yapmak zorundadır.

Müdür, Genel Müdürlüğün iznini alarak, kadastrosu henüz tamamlanmayan çalışma alanlarında mahalle bucak merkezi ve köyde, bir ada veya mevkiden daha küçük olmamak üzere kadastro çalışmaları sonuçlanan taşınmaz mallara ait kısmi ilanı yukarıdaki esaslara göre yapabilir.

Bu Kanun gereğince yapılan ilanlar, ilgili gerçek kişilere, kamu ve özel hukuk tüzelkişilerine şahsen tebliğ edilmiş sayılır.

KADASTRO TUTANAKLARININ KESİNLEŞMESİ VE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE:

Madde 12 - 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir.

Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir.

Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.

Kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtları, işleme tabi kayıt niteliğini kaybederler. Bu kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamaz.

Kesinleşmemiş tutanaklar herhangi bir nedenle tapuya tescil edilmişse, iddia ve taşınmazın niteliğine bakılmaksızın, taşınmazı tescil tarihinden itibaren 20 yıl müddetle malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduranlar ile bunların akdi ve kanuni halefleri açılmış ve açılacak olan davalarda medeni kanunun tapuya itimat prensibinden yararlanırlar.
1-Yukarda, Yazıyı koyulaştırarak işaretlediğim. İki ayrı Paragraf var iki ayrı süre düzenlenmiş. Verdiğiniz tarihi ben, birinci paragrafta düzenlenen tutanakların kesinleşmesi olarak alıyorum. Doğru mu?

2-Arazi üzerindeki ağaçların yaşları nedir? "Eylemli orman denilen topluluk, aynı yaşlardaki, ya da çok farklı yaşlardaki ağaçlardan mı oluşuyor?

3-Ağaçlarınız kendiliğinden mi yetişmiş? İnsan eliyle mi dikilmiş?

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-12-2007, 23:34   #27
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Sn.Yücel Özlem

Önce verdiğiniz bilgiler için teşekkür edeyim.

Orman Kadastrosu 31,12,1992 de geçmiş

Birtakım yeni bilgiler var ama galiba yanlış yere yazdım. Herhalde size ulaştıramadım.

Davayı orman idaresi değil, Hazine açmış. Çünkü orman'ın itiraz hakkı yok muş Bayramiç Orman İşletme Müdürlüğünden aldığım bilgi bu .Ama başka evrak ve blgi vermeye yanaşmıyorlar. Ben de dileekçe ile bilgi istedim. Bu sefer de gizli bilgi veremeyiz diyorlar.

Sorularınızı cevaplayayım.

1- her iki itiraz süresi de geçmiş. Ama biliyorsunuz Hazine'nin açtığı davalar için farketmiyormuş.

2- Ağaçların yaşı herhalde 5 ile 15 yaş arasında olmalı. Boyları 50cm ile 100 cm olanlar da var 5-6-7 m ye varanlar var. Çapları ise 1-10-25 cm arası diye düşünüyorum. Bu bayramda ölçerim.

3- Ağaçların bir bölümü yandaki ormandan gelmiş gibi görünüyor. Ama yine de mesela 500 kadarı dikilmiş gibi duruyor.Zaten köylüler de dikim yapıldı diyorlar. Ama orman cevap bile vermiyor.

Selamlar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-12-2007, 00:02   #28
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Sn. MSaygin.

Benim orman ile başım belada.Bu işlerle ilgili mevzuat,Kanunlar ve yüzlerce Yargıtay kararları dahil olmak üzere bir haftada 2000 sayfa yazı okudum.1000' e yakın sayfasını dosyaladım.

Özetlersem : Orman olsun veya olmasın,Kadastro geçsin veya geçmesin,Zilliyet olsun,olmasın, Devlet tarafından Tapu düzenlenmiş olsun veya olmasın. Eğer işin mahkemeye düşerse, Okuduğum yüzlerce içtihat ve Yargıtay Kararına göre Olay galiba söyle gelişiyor ;

Sen haklılığını ispat etmek için ne kadar belge ve şahit bulursan bul. İstediğin kadar haklı ol. Hakimler karar verebilmek için, galiba bazıları hukuğa ters ve çelişkilerle dolu görünse bile, Yargıtay kararlarını yol gösterici olarak görmek zorunda kalıyorlar.Birinci aşamada Orman İdaresi veya Hazine, kararı temyiz ediyor. İkinci aşamada ise ....Hukuk dairesi işi bitiriyor.

Sanki tek kale maç. Hiç kazanan olmaz mı? Hiç mi kazanan olmamış.?

Bazı kararlarda o kadar ileri gidilmiş ki, Bir başka Mahkemenin yıllar önce köylü lehine vermiş olduğu kesin hüküme rağmen. Olayı tersine çevirebilmişler. İşte bunun adına da Hukuk deniyor.

Kanunları onlar koyuyor, İstedikleri yönde yorumluyorlar.

Bazı kişiler, Bazen hukuğu sadece yaptıkları hukuksuzluğa kılıf olarak kullanıyorlar.

Türkiye AİHM'de neden en büyük bedeli ödeyen ülke ? . . .

Saygılar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-12-2007, 08:56   #29
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,115
Galeri: 137
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan Mesajı Göster
...

Sanki tek kale maç. Hiç kazanan olmaz mı? Hiç mi kazanan olmamış.?
...
Sayın Oğuz Karsan, hiç öyle değil,

Orman İdaresi veya Hazine'nin taraf olduğu, bu tür davaların, ne kadarı bunlar lehine sonuçlanıyor? Bu konuda elimde şimdi kesin veriler yok. Ancak çalıştığım dönemlerden hatırlıyorum, kazandıkları davalar kaybettiklerinden çok fazla değil.

Hatta hatırladığım bazı olaylar var ki, Hazine'nin (yani hepimizin) hakkı, taraflı tanık ve bilirkişiler marifetiyle gaspedilimiştir. Hakim önüne gelen kanıtlarla bağlıdır.

Bildiğim kadarı ile; açılan davada emsal olan kararın ait olduğu dava konusu arazi eskiden beri eylemli ormandır. Orman olarak tespit ve sınırlandırılması yapılmak icabederken, bir şekilde, şahıslar lehine tespit ve sınırlandırılmıştır.

Şimdi, anladığım kadarı ile siz bu araziyi, kadastro geçtikten sonra aldınız. Muhtemelen evveliyatını da bilmiyorsunuz. Ya da size söylendiği kadarı ile biliyorsunuz.

Onu için size ağaçların yaşı vb. sorular yönelttim. Kadastro tutanağının düzenlendiği tarihten bu yana on beş sene geçmiş.

Diyelim ki; araziniz üzerinde çok sayıda yaşları onbeşten fazla (30-50) olan ağaç var. Bu yapı ile de orasının orman olması gerekirdi.

O zaman hakim, orman olması gereken bir arazinin bir ihmal, suistimal veya hata sonucu özel mülkiyete konu edildiğini düşünebilecektir. Kanaatimce de böyle düşünüp ona göre karar verilmesi gerekir.

Dediğiniz gibi ağaçların en yaşlısı onbeş yaşında, diğerleri de daha genç ise o zaman ağaçların kadastrodan sonra kendiliğinde çıkmış ya da dikilmiş olduğunun kabulü gerekir. Yani kadastro yapılırken bu arazi eylemli orman değildir. Şayet davacı, buranın daha önceden de orman olduğunu ispat edecek başka deliller sunamaz ise, bu durumda yargıç, sizin lehinize karar verecektir.

Hele bu ağaçları orman ağaçlandırması sırasında yanlışlıkla sizin yerinize dikmişlerse ve siz bunu ispat edebilirseniz bu davayı kazanmamanız için bir neden göremiyorum.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-12-2007, 20:32   #30
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Sn. Yücel Özlem,

Üç haftadır öyle şeyler okuyup araştırdım ki inanamazsınız.

Ayrıca fikir aldığım avukatlar da bu konuda pek hukuğa güvenemiyorlar.

İşte bu bilgilerin ısığında emsal karar aramak için Yargıtay Kararlarını araştırınca ve 20, Hukuk dairesinin kararlarını görünce o hisse kapıldım.

Esasında madalyonun öteki tarafı da ayrı bir felaket. Ormanlar sahiden yağmalanıyor.Bütün çabalarına rağmen görevliler bu yağmanın önüne geçemiyorlar.

Ben Şişi de şu anda Beytem Han'ın (Günay'ın) olduğu yerde 1963 de uçurtma uçuruyordum.Her yer dutluktu. 1972 de Erenköy Kız Lisesi ile bizim evimizin arasında bildiğin orman vardı. Küçük Çamlıca da şimdi villaların yükseldiği her yer alabildiğine ağaçlarla kaplıydı. Boğaz vapurlarına bindiğinizde karşı yakada ağaçların içinde evler tek tek sayılırdı. Levent ile Şişli arası, da ağaçlıktı.

Ben böyle bir şehirde doğdum ve büyüdüm.Her yer istila edildi diye kalkıp Çanakkalede, ıssız bir köye kaçtım.Şu başıma gelen işe bakın.

Bana yine moral verdiniz. Kazanırız inşallah, ama yine de bu iş bende belirgin bir strese neden oldu.

Belki paranoyaklığım o yüzden.

Saygılar.

Not: Ağaçların yaşı hakkında bir bilgi edinemediğim gibi, Orman bu konuda hiç bir bilgi vermiyor.
Yeni bir gelişme, Tarlanın URGAN kaydını buldum.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:23.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024