agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Orman, Ormancılık, Orman Yangınları, Ağaçlandırma
(https)




Beğeni Düzeni14Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 31-07-2007, 10:53   #1
Ağaç Dostu.
 
MSaygin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2006
Şehir: Adana
Mesajlar: 1,794
Galeri: 36
Özel mülkiyet alanlarının orman kategorisine sokulması

merhaba,

Özel mülkiyetteki alanların orman kategorisine sokularak istimlak edilmesi ile ilgili yasal mevzuat konusunda bilgisi olan var mı?

Bizim yaylada gözlemlediğim bir konu, belli yaşa gelmiş ağaçların, ya da belli bir sıklığa ulaşmış ağaçlık bölümlerin, yaygın deyimle "orman yazılır, elimizden çıkar" korkusuyla kesilmesi ya da seyrekleştirilmesi.

Daha önce bu yönde uygulamaların olduğu söyleniyor ve bu yönde yerleşmiş bir korku var.Bana çok mantıklı gelmiyor ve konuşmalarımızda aksi yönde telkinde bulunmaya çalışıyorum insanlara ama konunun yasal yönü hakkında bilgi verebilecek biri varsa memnun olurum.

Teşekkürler

MSaygin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2007, 12:24   #2
-
 
Giriş Tarihi: 08-03-2007
Şehir: -
Mesajlar: 95
Merhaba,
Acaba sizin yaylada bahsettiğiniz yerler orman arazisi içerisinde olan ve aslında orman olarak kabul edilen ancak zamanla ağaçsızlaş-mış/-tırılmış bölümler mi ? yoksa köylünün tapusuna sahip olduğu özel mülkü mü ? özel şartlarla belirlenen muhafaza ormanı vs .. vasfı bulunan yerler mi ? benzeri sorular, bunları bilmeden verilecek cevaplar yanıltıcı olabilir.
Bu bilgilere sahip olursak size doğru şekilde yardımcı olabilecek daha fazla sayıda site üyeleri olacaktır.

nartsawa Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2007, 12:49   #3
Ağaç Dostu.
 
MSaygin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2006
Şehir: Adana
Mesajlar: 1,794
Galeri: 36
merhaba,

Bahsettiğim alanlar, köylünün ya da yaylacıların tapusuna sahip olduğu özel mülkleri.Yalnız bu alandaki, mahalledeki bazı parsellerin zamanında tapusu verilmiş, bazı parseller ise orman olarak yazılmış. Diyelim ki benim 3 dönüm tapulu arazim var, sonra 2 dönüm orman alanı, daha sonra bir başkasının 3 dönüm tapulu arazisi var.Orman ve mülkler iç içe.

MSaygin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2007, 14:08   #4
-
 
Giriş Tarihi: 08-03-2007
Şehir: -
Mesajlar: 95
Bu durumda da tapusu olanlar için ayrı tapusu olmayanlar için de ayrı durumlar sözkonusu olacaktır.Siz bilgileri verdikçe durumlara göre cevaplarımız daha doğru yönde ilerleyecek sanırım.

nartsawa Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2007, 16:08   #5
Ağaç Dostu.
 
MSaygin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2006
Şehir: Adana
Mesajlar: 1,794
Galeri: 36
merhaba,

Yanlış ifade ettim düzeltiyorum, orman yazılan alanlar zaten orman, oralarda yerleşim yok.Benim sorum tapusu olanları kapsıyor.

Çok karıştırmadan sorayım, benim tapulu 5 dönüm yerim var diyelim, ve bunun köşesinde 1 dönüm kadar yeri ağaçlandırdım, bu ağaçlar büyüdü 30 yaşına geldi ve orada 1 dönümlük küçük bir ağaçlık oluştu.Bu tapulu alanımın yeni bir düzenleme ile orman yazıp, tapu düzeltmesi yapabilir mi devlet? Komşular arasında böyle uygulamalar yapıldığına dair konuşmalar oluyor, onu düzeltmek istiyorum.

MSaygin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-08-2007, 22:17   #6
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,116
Galeri: 137
Sayın MSaygin, Şimdi sizin sorunuzu, bildiğim ve anladığımca yanıtlamaya çalışayım.

1-Bölgede orman kadastrosu yapılmış. Orman sınırları belirlenmiş.

2-Arazi kadastrosu yapılmış özel mülkiyet sınırları belirlenmiş.

3-Burada mülkiyeti bana ait beş dönüm, elli dönüm veya beş yüz dönüm arazi var.

4-Bu arazinin bir kısmını veya tamamını ağaçlandırdım. Veya sadece korudum. Kendiliğinden ağaçlandı.

Bu arazide, ne sıklıta olursa olsun ağaç büyüdü diye, benim özel mülkiyetimdeki arazinin orman rejimine dahil edilmesi söz konusu değildir. Yani ağaçlandırıldı, diye kimse bu araziyi benim elimden alamaz.

Bu konuyu bölgedeki orman idaresinden de sorabilirsiniz. Bilgi edinme servislerinden yararlanabilirsiniz. Hatta uygun (yangın vb. dertlerİ olmadığı) bir zamanda, konuyu tartışabileceğiniz bir toplantıda, ilgililer sizi aydınlatmaktan memnun olacaklardır.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-04-2009, 08:33   #7
Ağaçsever
 
angel67's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-12-2008
Şehir: zonguldak
Mesajlar: 78
Sayın Yücel Özlem yalnış biliyorsunuz efendim.devlet 6831 sayılı orman kanununun 1 .maddesi gereğince orman yapar sakın ağaç ekmeyin arsanıza fındık defne hatta dikeni bile orman vasfına sokuyor bakın ben size bir usulsülük haberi yolluyayımda inceleyin orman hem tapulu alana dava açıyor hemde bilirkişisini kendi atayıp babamızı devlet kanadıyla dolandırıyor.eğer köktepe davasını incelerseniz ayrıcada turgut ve diğerleri a.i.h.m dosyasını devletin nasıl işgal ettiğini ve nasıl tazminata mahkum edildiğini görürsünüz ülkede bu şekilde bir çok mağdur edilmiş vatandaş vardır sizin dediğiniz şartlar hukuk devletinde geçerlidir buda avrupa gibi bu konularda demokrasiyi kendilerine benimsemiş halklarda geçerlidir bu bağsettikleriniz Türkiye için geçerli değildir. çünkü mülkiyet hakkını tanımayan bir hukuk sistemimiz mevcuttur bunun delilide 20 .hukuk dairesinin kararlarıdır incelerseniz görürsünüz SAYGILARIMLA....

http://video.turk.net/arama/izle/533...u---ZONGULDAK/

Bu altta verdiğim link STRASBOURG ta ki a.i.h.m de görülen orman davaları yani tapu iptal davası sonucunda Türkiyeye sunulan tazminat görüntüleridir.ilk fransızcadır ama ilerletirseniz türk davacı avukatlarının nasıl savunma yaptıklarını görürsünüz türkçedir ..

http://www.echr.coe.int/ECHR/EN/Head...080422-1/lang/

http://www.hurriyet.de/haberler/son-...-ahme-basvurdu


Düzenleyen angel67 : 04-04-2009 saat 09:00
angel67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-08-2007, 07:21   #8
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Bizim köyde işler şu şekilde işliyor;

Bir köylünün bir miktar tarlası var. Tapusu kendi üzerine. Uzun zamandır tarla işlenmediği için meşelik, fındıklık vs olmuş. Hatta o kadar büyümüş ki ağaçlar, artık odun olarak ticari bir değeri var. Bu durumda orman bölge müdürlüğüne baş vurarak, gerekli yazışmaları yaptıktan sonra, bu ağaçları kesmek ve nakliyesi için izin alınıyor.

Bir başka örnek ise, vakti zamanında, orman olan bölge, temizlenmesi koşulu ile köylülere hibe yoluyla verilmiş. Fakat köylünün bir kısmı bu arazileri temizlememiş. Temizleyenler bahis konusu yerleri tarla olarak kullanırken, temizlenmeyen yerler yeninden orman arazisi olarak tahsis edilmiş. Bu durumda yeri olan bazı köylülerin, arazilerin yeniden kendilerine verilmesi için açtıkları davalar hali hazırda sürüyor.

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-11-2007, 09:45   #9
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Özel arazide çam ağaçları olursa

Merhaba,
Çanakkale,Bayramiç te tarlam olduğundan daha önce bahsetmiştim.

Dün,Bayramiç Asliye Hukuk Mahkemesinden Hazineye izafeten Bayramiç Malmüdürlüğü nün tarafımıza Tapu iptali ve Tescili davası açıldığını bildiren bir yazı aldım. Kısaca anlatayım. Yargıtay 20, Hukuk dairesi 12,07,1993 gün ve 1992/11625 esas 1993/6200 karar sayılı içtihatında soyle bir karar vermiş.

Alıntı:
"Kesinleşmiş tahdit sınırları dışında kalmış olsa dahi,eylemli durumda orman niteliğini koruması halinde taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğinin kabulu gerekir."
Özeti,arazimizde çam ağaçları bulunduğundan,Devlet arazimizi elimizden almaya çalışıyor.

Arazimizdeki çam ağaçlarını kesmemekle ne büyük hata yaptığımızı anladım.
Bu ne demek, bu şu demek, hemen elinize kazma kürek balta alıp arazinizdeki çam ağaçlarını kesin demek.Yoksa başınıza bela olur,arazinize devlet el koyar demek. Bu karara rağmen Hadi gelin insanlara ağaç ve orman sevgisi aşılayın bakalım.

İnsanları baştan ağaçlara düşman eden bir zihniyetle ağaç dik,orman yetiştir diyorsun niye ileride devlet arazisi sayıp elinden almak için mi ? İşte biz ağaçlarını ve ormanlarını bu zihniyetle korumaya çalışan bir ülkeyiz onun için de asla ormanlarımız gelişmeyecek.

Bahçesindeki,tarlasındaki ağacın büyümesine izin verenlerin,bir gün devlet eliyle cezalandırıldıklarını ve ellerinden arazilerinin alındığına şahit olanlar ağaç dikebilirler mi?

Evet,dikebilirler ben yanlış uygulanan kanunlara ve Orman Bakanlığına rağmen fidan dikmeye devam ediyorum.

İsterse assınlar ağaç dikmekten de asla vazgeçmeyeceğim.
Saygılar,


Düzenleyen Oğuz Karsan : 21-11-2008 saat 23:10
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-11-2007, 12:12   #10
Ağaç Dostu
 
sezinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-11-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,969
Galeri: 28
Ağaçların yaşları önemli burda. Yaşları fazla ise dava açılması normal. Bu bir çok kez yaşanmıştır.

Bir yerde orman sınırlaması yapılırken arazinin fiili durumunun yanında geçmişteki durumuna da bakılır. Bir yer geçmişte orman ise buraları yine orman sayılır. Geçmişte orman olup olmadığını anlamak için de 1946-1947 yıllarında çekilen hava fotoğrafları ve bunlara göre 1957 ve daha sonra 1977 yılında hazırlanan memleket haritalarından faydalanılır. Bu haritalara göre yeşil alan içinde kalırsa geçmişte de orman niteliği taşıdığına kanaat getirilir hele orman alanı ile bütünlük sağlıyorsa ve tapu iptal davası açılabilir.
Sizin yeriniz de büyük ihtimalle orman alanına sınırdır. Orman tahdidi yapılırken bu görevlilerin dikkatinden kaçmış olabilir. Gözden kaçmış olsa dahi bu o arazinin orman alanı dışına çıkarılacağı anlamına gelmez.

Davanızda size yardımcı olması açısından söylüyorum arazinin bulunduğu yerde yaşayan oradaki toprağın geçmişte işlendiğine şahit olmuş yaşlı bilirkişileri şahit olarak gösterin. Bir de eğer geçmişte belediyeye orası için vergi ödenmişse kayıtlardan çıkarttırın. Şansınız çok düşük ama deneyin.

sezinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2007, 12:37   #11
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba
Sayın Yılmaz,

Dediklerinizi araştırdım.Çok doğru yazmışsınız.

Ama benim arazim tapulu,

Orman Bakanlığından güvenilir bir kişiye eski memleket haritası ve hava fotoğraflarına da baktırdım.Gerçi ormana bitişik ama hiç bir zaman orman olmamış ve orman sayılmamış.

Ayrıca orman kadastrosu da geçmiş ve itiraz süreleri hem benim hem de orman için son bulmuş.

Zaten bütün bu sinirim ve heyecanım bu yüzden

Yazılarımdaki üslubumdan dolayı da ayrıca özür dilerim.

Saygılar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2007, 14:12   #12
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,116
Galeri: 137
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan Mesajı Göster

Ayrıca orman kadastrosu da geçmiş ve itiraz süreleri hem benim hem de orman için son bulmuş.

Zaten bütün bu sinirim ve heyecanım bu yüzden

Yazılarımdaki üslubumdan dolayı da ayrıca özür dilerim.

Saygılar.
Sayın Oğuz Karsan Hocam merhabalar. Önce geçmiş olsun diyeyim. Bu sıkıntıyı atlatabileceğinizi umuyorum. Özür dilemenize gerek yok. Yazılarınızda beğenmediğiniz tarafları altındaki "düzelt" düğmesini kullanarak düzeltebilirsiniz.

Yazılarınızı ben bir feryat olarak algılıyorum. Eldeki verilere bakınca bir çok şey gibi, ormanlarımızın yönetiminde de eksiklerimiz olduğu apaçık ortada. Ancak anladığım kadarı ile bu davayı orman idaresi açmamış. Şimdi neler yapılabilir ona bakalım. Emekli olmazdan önce, konu ile ilgili bir alanda çalıştım. Belki katkıda bulunabilirim.

Konu ile ilgili, katkıda bulunabilmek adına, benim de sorularım olacak. Ama, bir dizi soru sormak yerine size tebliğ edilen dava dilekçesinin bir örneğini görebilirsem konuyu dah iyi kavrayabilirim. Buraya, alıntı olarak yazabilir misiniz?

Böylece başkaları da belki katkı sağlayabilir.

Kolay gelsin. Sevgiler.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-11-2007, 17:45   #13
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Aynı konuyu farklı başlıklar altında yazmamanız gerekiyor. Hepsini buraya topladım. Size cevap verecek olanlar yazdığınız tüm yerleri bulup aynı ayrı mı cevap verecek?

Ya da herbiri bir yere yazacak.

Aynı sorunu yaşayan kişi, hangisini nerede bulacak da yararlanacak?

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2007, 12:24   #14
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi malina Mesajı Göster
Aynı konuyu farklı başlıklar altında yazmamanız gerekiyor. Hepsini buraya topladım. Size cevap verecek olanlar yazdığınız tüm yerleri bulup aynı ayrı mı cevap verecek?

Ya da herbiri bir yere yazacak.

Aynı sorunu yaşayan kişi, hangisini nerede bulacak da yararlanacak?
Sevgili Malina,

Yazdıklarınız Doğru ,yazılarımın hepsi birbirine benziyor.Gereken yere yönlendirdiğiniz için teşekkür ederim.

Yazdıklarımın dağınıklığından ötürü özür dilerim.Sahiden de eski yazılarımı takip edemedim galiba. Heyecanıma verin.Nerede olduğumun farkına varmadan yazıp durdum.Pes ediyorum.Zamanla ustalaşacağımı umuyorum.

Selamlar,

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2007, 12:08   #15
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Bir üstteki yazıyı, Özel Ağaçlandırma, Hatıra ormanları, Özel ormanlar
bölümünden buraya taşıdım. Bakalım hangimiz daha önce pes edecek

Eski yazılarınızı da takip etmiyorsunuz gibi görünüyor. Etseydiniz, nerede benim yazılarım derdiniz. Ya da tümünü burada yazardınız...

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2007, 19:40   #16
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Sayın Yücel Özlem,
Sıkıntımı paylaşıp ilgilendiğin için sağol.

Benim durumum biraz karışık. Sanki bilmediğim bir şeyler dönüyor.

Araziyi almadan önce bitişiğindeki ormanı görmüştüm. Ve her medeni insan gibi tedirgin olmuş, orman şefliğine gidip danışmaya karar vermiştim. Arazinin çapı ve tapusuyla ilgili şefe müracaat etmiş, almayı düşündüğüm arazinin ormanla bir probleminin veya ilişkisinin olup olmadığını sormuştum.

Şef ise birkaç haritaya bakıp ormanla ilgili bir problemin olmadığını söylemişti. Tabii sözlü olarak.

Ben araziyi tel örgü ile çevirmeye başladığımda, bir orman görevlisi arazimin orman olduğunu ve çeviremeyeceğimi söylediğinde ise yine şefliğe gittim. Bu sefer aynı şef arazimin orman olduğunu söyledi. Ama bana bununla ilgili herhangi bir tutanak, harita veya belge göstermesini isteyince hemen kabalaştı.
Şefi her iki ziyaretim de de tesadüf yanımda şahitlerim vardı.

Bunun üzerine yaptığım incelemeden sonra, İstanbul,Maslak kadastro müdürlüğüne de gittim. Orada tapuma ve orman kadastrosunun geçip geçmediğine bakıp endişe etmememi söylediler. Çünkü arazimiz hem orman değilmiş, hem de orman kadastrosuna itiraz süreleri uzun zaman önce geçmiş.
Hatta bana yardımcı olan kişiler içinde ağaç olup olmaması belirleyici bir unsur değildir. Hiç ağaçsız yer orman olabilir, buna karşılık bir sürü ağacın olduğu arazi orman olmayabilir diye o günlerde aklıma hiç yatmayan bilgiler de vermişlerdi.

Bir süre sonra ağaçlarımın bakımlarını ve budama işlerini yapmak için ve geçen yıllardaki kar yağışında devrilen ağaçları ne yapacağımı sormak için yine şefliğe gittim.

Bize dava açacaklarını söylediklerinde bu sefer şüphelendim ve biraz daha yüksek mevkilerden araştırdım eski memleket haritalarını ve hava fotoğraflarını da temin ettim. Kağıt üzerinde durum lehime çıktı. Satın aldığım arazi hiçbir zaman orman olmamıştı. Bu iyi bir durumdu. Ama bu sefer de arazideki ağaçların, benim sandığım gibi yan taraftaki ormandan tohumlanma yoluyla oluşmadığını. Aksine orman şefliği tarafından dikim suretiyle oluşturulduğunu öğrendim.

Şimdi ayıkla pirincin taşını. Tahminime göre şeflik biz araziyi almadan önce oraya dikim yapmış, bir şekilde de itiraz sürelerini kaçırmışlar.

Demek ki yaptıkları yalnışlık sonucu vatandaşın tapulu arazisinde oluşturdukları ormana sahip çıkabilmenin çarelerini arayıp durdular. Kendileri de dava açamayacaklarını anlayınca. Durumu bir raporla Hazine'ye havale edip topu şimdilik Hazine'ye atmışlar.

Ama durum aydınlanınca herhalde birileri onlara bunun hesabını soracaktır.
Uzun bir açıklama oldu ama sanırım işin özeti bu.

Şimdi hala bayılmadıysanız, Bayramiç Asliye Hukuk Mahkemesinden gelen mektubun açıklamalar kısmındaki bilgileri aşağıya yazıyorum:

"İlçemiz,Söğütgediği Köyü,Ekşisu Mevkii 131 ada 2 parsel sayılı 21100 m2 miktarındaki taşınmaz; 3402 sayılı kanuna göre yapılan kadastro çalışmasında,tarla vasfı ile orman sayılmayan yer olarak sınırlandırılmışsa da ekli şeflik raporuna göre eylemli durumda ormandır."

"Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12,07,1993 gün ve 1992/11625 Esas 1993/6200 Karar sayılı içtihatında 'kesinleşmiş tahdit sınırları dışında kalmış olsa dahi eylemli durumda halen orman niteliğini koruması halinde taşınmazın,Devletin Hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğinin kabulü gerekir.Bu prosedür içinde Hazinenin dava hakkının varliğının kabulü zorunludur' Denmesi karşısında anılan parselin orman vasfı ile Hazine adına tescilinin sağlanması için bu davayı açmak zorunda kaldık."

"Hukuki Nedenler : Anayasa, Orman Kanunu, Kadastro Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Yargıtay Kararları."

"Kanıtlarımız : İnceleme Raporları, kroki, Orman İşletme Müdürlüğü yazısı."

Diye bitiyor.

Esasında özel meselelerimle böyle güzel bir forumu kirletmek istemezdim ama benim olayımdaki bilgilerden birileri dersler çıkarırsa onların da canı yanmaz. inşallah bir başkasının işine yarar.

Saygılar


Düzenleyen Yücel Özlem : 27-11-2007 saat 22:22 Neden: Noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakmak.
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2007, 22:01   #17
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,116
Galeri: 137
Sayın Oğuz Karsan, teşekkür ederim. Olayı çok iyi özetlemişsiniz.

Şimdi size gelen yazıda: "İlçemiz,Söğütgediği Köyü,Ekşisu Mevkii 131 ada 2 parsel sayılı 21100 m2 miktarındaki taşınmaz; 3402 sayılı kanuna göre yapılan kadastro çalışmasında, tarla vasfı ile orman sayılmayan yer olarak sınırlandırılmışsa da ekli şeflik raporuna göre eylemli durumda ormandır." denildiğine göre burada kadastro çalışması ne zaman yapılmış.

"Bunun üzerine yaptığım incelemeden sonra İstanbul, Maslak kadastro müdürlüğüne de gittim. Orada tapuma ve orman kadastrosunun geçip geçmediğine bakıp endişe etmememi söylediler. Çünkü arazimiz hem orman değilmiş, hem de orman kadastrosuna itiraz süreleri uzun zaman önce geçmiş."

"Hatta bana yardımcı olan kişiler içinde ağaç olup olmaması belirleyici bir unsur değildir. Hiç ağaçsız yer orman olabilir, buna karşılık bir sürü ağacın olduğu arazi orman olmayabilir diye o günlerde aklıma hiç yatmayan bilgiler de vermişlerdi." diyorsunuz. Aslında verilen bilgiler doğru.

Şimdi öğrenmek istediğim şu: 2402 saylı knuna göre yepılan kadastroya itiraz süreleri de geçmiş mi?

Bu sizin özel meseleniz olabilir. Ama ben meseleye bir örnek olay olarak bakıyorum. Burda çalışma esasımız bilgi paylaşımıdır. Bu nedenle, bu örnek olayı, siz sıkılmadığınız sürece burada konuşabiliriz, diye düşünüyorum.

Hele siz olayı, tam bir vukufla ve böyle teknik biçimde anlattıktan sonra mutlaka yararlananlar olacaktır. Bu arada ben de tüm çalışma hayatımı geçirdiğim bir işle ilgili sizin ve adaletin işine yarayacak bir katkıda bulunabilirsem sevinirim.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-11-2007, 01:33   #18
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,116
Galeri: 137
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan
...Orman Kadastrosu 1992 yılında geçmiş.

3402 sayılı kadastro kanununa göre de itiraz etme süresinin geçtiğini söylediler.
3402 kanuna göre sürenin dolması da güzel. Ancak bu kesinleşme tarihini de öğrenmemizde yarar var.

Alıntı:
Bana yardımcı olmaya çalışan arkadaşlar, En çok şu ihtimali göz önünde bulundurdular. Eğer evvelden burası orman olsaymış, veya ormandan kazanılsaymış. O zaman işe orman karışır ve asla zamanaşımı şüresi olmazmış 100 yılda geçmiş olsa orman araziyi geri alırmış.

Ayrıca bir arkadaşımızın dediğine göre ormanın araziye ağaç diktiğinin ispatı bizim işimize yarayacakmış. Çünkü Hazineye yazdıkları ekli şeflik raporunda bahsettikleri eylemli durumun orman olma halini yasa dışı olarak kendileri yaratmış oluyormuş. Bu durum da bizim savunmamızı kolaylaştıracakmış.

Yani ormanın her ağaç diktiği tapulu yer orman sayılmazmış. Dikimin de yasal nedenlere dayanması gerekiyormuş.

Emsal karar bulmaya çalışıyorum. Bulamıyorum çünkü bu çok özel bir durum.
Şimdiye kadar insanlar ormandan ağaç keserek yer sahibi olmuşlar. Bu sefer, orman tapulu yere ağaç dikmek suretiyle el koyup ormana katmak istiyor...
Bu bilgiler de doğru. Bu dikim işlemini ne zaman yaptıkları da belli mi? Tarihi raporda belirtmiş olmalılar.

Doğru yolda olduğunuzu ve işi iyi takip ettiğinizi görüyorum. Tebrikler.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2007, 22:18   #19
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba,
Bu sene 50 yaşıma girdim. Bir çok konuyu eksik veya yalnış değerlendirdiğimin farkına vardım. Bana göre bizim ormanlarımızın gerçek ve en tehlikeli düşmanı yaprakları kemiren keçiler veya ağaçları yakmak için kesen orman köylümüz değilmiş.

Öncelikle Meyve bahçesi sahipleri ile, Zeytin ağacı sahiplerine veya arazilerini düzenli ekip biçemeyen kişilerin yanıtlaması gereken bir soru soruyorum. Arazilerinizi en az 5 en fazla 10 yıl kendi haline bırakırsak ne olur. Doğru dürüst bir düşünün ve yanıtlayın. Doğru tabi ki orman olur. Bu çok doğru. Peki şimdi bir soru daha; Madem ormanlar kendi başlarına bu kadar kolay gelişip serpilebiliyor, bizim ormanlarımız neden çoğalamıyor.

Cevap olarak, başta cahillik olmak üzere en az 15 sebep gösterebiliriz. Ama ilave sebepleri sıralamaya başlayınca en önemli sebebin aslında yalnış politikalar oluşturmak ve bunların zararlı olduğunu bile bile ısrarla uygulamak olduğu gerçeğinin hemen farkına varırsınız. Bir an kendinizi köylü vatandaşımızın yerine koyun.

Bir gün, Babanızdan, dedenizden kalan tarlanızda bir sebepten ötürü, yine babanızın veya dedenizin diktiği ağaçların bazılarını kesmeniz gerekirse ve bir nedenden ötürü kesmenize izin verilmezse. Ağaca olan sevginiz gelişebilir mi? Tabi ki hayır. İşte bu nedenden dolayı köylümüz ağacı sevmiyor. Adeta ağacı rakibi ve düşmanı olarak görüyor. En azından dikeceği fidan ileride başına bela olsun istemiyor.

Peki hem insanımızın hunharca ağaç katletmesini önleyip, hem de gerektiğinde ağacın ve ormanın nimetlerinden faydalanabileceği bir sistem neden olmasın. İşte gelin bunu araştıralım, fikir üretelim, kendimize emsal alabileceğimiz ülkeler bulalım. Hatta biz öyle bir sistem bulalım ki diğer ülkeler bizden örnek almaya uğraşsın.

Problemleri bir tarafa, getirileri diğer tarafa yazıp nasıl uzlaşabiliriz ona bakalım.

Bir yangın tehlikesinde orman köylümüz,Jandarma korkusu ile değil,Ormanı sahiplenerek koşsun.Ama gerektiği zaman kesilmesi veya budanması gereken ormandan payını,yakacağını da ormancının karşısında ezile büzüle değil,Dimdik alnı açık bir biçimde korkmadan alabilsin.
Kaçak kesim yapıp ormana %100 zarar vereceğine her sene yetiştirdiği ormanın % 10 unu alıp kışlık yakacağını karşılasın.Artanını satıp geliriyle yeni fidanlar diksin.Yıllardır kullandığı arazi orman ilan edildi diye ormana düşman olup zarar vermesin.
Ormancıyı görünce,içinden acaba geçen gün kaçak odun kestiğimi farketti mi ? diye düşüneceğine,kolkola girip ormandan daha fazla verim alabilmek için ortak projeleri konuşabilse,Yetkililer bugün yine nerede yangın çıkacak diye stresle bekleyeceklerine.
Organize edip köylüye havale ettikleri orman ihya ve bakım işlerinin artık sadece kontrolünü yapıp,artan zamanlarını,araştırma geliştirmeye ve fikir üretip hangi sahalarda uygulayabileceklerini düşünse.

Orman uzmanları Ülkemizin hangi bölgelerinde ne tür ormanlar oluşturulabilir diye tartişsalar.Kader kurbanı diye adlandırdığımız kişiler cezalarının belli sürelerinde ağaç dikseler.Büyütebildikleri ağaç adedine ve oluşturdukları ormanlar ile orantılı cezalarında indirime gidilse.

Mesela 5 sene cezası kalmış bir hükümlü,3 yıl içinde 5,000 ağaç dikerse,cezasında 3 yıl indirim yapılsa,Erozyon önleme ve Setleme çalışması yapan firmalara ssk indirimi yapılsa Türkiyemiz Çöl olur mu ? ? ?
Çok mu iyimserim ? Sahiden gerçekleşmesi imkansız düşler mi bu düşündüklerim.

Saygılar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-11-2007, 22:29   #20
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Sayın Yücel Özlem.
Desteğiniz için teşekkür ederim. Oralarda bir yerde olduğunuzu bilmek bana sahiden güç veriyor.

Kadastronun kesinleşme tarihi 31,12.1992

Henüz, orman şefliği nin araziye Kızılağaçların dikimini hangi tarihte yaptığını gösteren belgelere ulaşamadım.

Orman şefliğinden ihtiyacınız olan belgeyi alabilmenin ne kadar zor olduğunu takdir edersiniz.

Zamanı gelmişken, Devlet Dairelerinde mağdur olanların kullanabileceği faydalı bir bilgi vereyim

Kanun Numarası : 4982 Kabul Tarihi: 9/10/2003

4982 sayılı bilgi ve belge edinme kanunu. Bu sayede herhangi bir sebepten ötürü, ulaşamadığım bilgi ve belgeleri elde edebileceğim.

Bu kanun sayesinde kanunda belirtilmiş bazı güvenliği ilgilendiren bilgi ve belgeler hariç, Devlet kurumlarına usulüne uygun dilekçe ile başvurduğunuzda
1 ay zarfında dilekçenizde belirttiğiniz bilgi ve belgeyi size iletmek durumundalar.

Daha önce de 4982 sayılı kanuna binaen bilgi ve belge istemiştim.İşe yaramıştı.

Selamlar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-11-2007, 23:13   #21
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,116
Galeri: 137
Bu gün bazı dostlarımı ziyaret ettim. Konuyu anlattım. Emsal karar araştıracaklar.


Bilgi Edinme Hakkı Kanunu

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-12-2007, 23:02   #22
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Sn. MSaygin.

Benim orman ile başım belada.Bu işlerle ilgili mevzuat,Kanunlar ve yüzlerce Yargıtay kararları dahil olmak üzere bir haftada 2000 sayfa yazı okudum.1000' e yakın sayfasını dosyaladım.

Özetlersem : Orman olsun veya olmasın,Kadastro geçsin veya geçmesin,Zilliyet olsun,olmasın, Devlet tarafından Tapu düzenlenmiş olsun veya olmasın. Eğer işin mahkemeye düşerse, Okuduğum yüzlerce içtihat ve Yargıtay Kararına göre Olay galiba söyle gelişiyor ;

Sen haklılığını ispat etmek için ne kadar belge ve şahit bulursan bul. İstediğin kadar haklı ol. Hakimler karar verebilmek için, galiba bazıları hukuğa ters ve çelişkilerle dolu görünse bile, Yargıtay kararlarını yol gösterici olarak görmek zorunda kalıyorlar.Birinci aşamada Orman İdaresi veya Hazine, kararı temyiz ediyor. İkinci aşamada ise ....Hukuk dairesi işi bitiriyor.

Sanki tek kale maç. Hiç kazanan olmaz mı? Hiç mi kazanan olmamış.?

Bazı kararlarda o kadar ileri gidilmiş ki, Bir başka Mahkemenin yıllar önce köylü lehine vermiş olduğu kesin hüküme rağmen. Olayı tersine çevirebilmişler. İşte bunun adına da Hukuk deniyor.

Kanunları onlar koyuyor, İstedikleri yönde yorumluyorlar.

Bazı kişiler, Bazen hukuğu sadece yaptıkları hukuksuzluğa kılıf olarak kullanıyorlar.

Türkiye AİHM'de neden en büyük bedeli ödeyen ülke ? . . .

Saygılar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-12-2007, 07:56   #23
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,116
Galeri: 137
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan Mesajı Göster
...

Sanki tek kale maç. Hiç kazanan olmaz mı? Hiç mi kazanan olmamış.?
...
Sayın Oğuz Karsan, hiç öyle değil,

Orman İdaresi veya Hazine'nin taraf olduğu, bu tür davaların, ne kadarı bunlar lehine sonuçlanıyor? Bu konuda elimde şimdi kesin veriler yok. Ancak çalıştığım dönemlerden hatırlıyorum, kazandıkları davalar kaybettiklerinden çok fazla değil.

Hatta hatırladığım bazı olaylar var ki, Hazine'nin (yani hepimizin) hakkı, taraflı tanık ve bilirkişiler marifetiyle gaspedilimiştir. Hakim önüne gelen kanıtlarla bağlıdır.

Bildiğim kadarı ile; açılan davada emsal olan kararın ait olduğu dava konusu arazi eskiden beri eylemli ormandır. Orman olarak tespit ve sınırlandırılması yapılmak icabederken, bir şekilde, şahıslar lehine tespit ve sınırlandırılmıştır.

Şimdi, anladığım kadarı ile siz bu araziyi, kadastro geçtikten sonra aldınız. Muhtemelen evveliyatını da bilmiyorsunuz. Ya da size söylendiği kadarı ile biliyorsunuz.

Onu için size ağaçların yaşı vb. sorular yönelttim. Kadastro tutanağının düzenlendiği tarihten bu yana on beş sene geçmiş.

Diyelim ki; araziniz üzerinde çok sayıda yaşları onbeşten fazla (30-50) olan ağaç var. Bu yapı ile de orasının orman olması gerekirdi.

O zaman hakim, orman olması gereken bir arazinin bir ihmal, suistimal veya hata sonucu özel mülkiyete konu edildiğini düşünebilecektir. Kanaatimce de böyle düşünüp ona göre karar verilmesi gerekir.

Dediğiniz gibi ağaçların en yaşlısı onbeş yaşında, diğerleri de daha genç ise o zaman ağaçların kadastrodan sonra kendiliğinde çıkmış ya da dikilmiş olduğunun kabulü gerekir. Yani kadastro yapılırken bu arazi eylemli orman değildir. Şayet davacı, buranın daha önceden de orman olduğunu ispat edecek başka deliller sunamaz ise, bu durumda yargıç, sizin lehinize karar verecektir.

Hele bu ağaçları orman ağaçlandırması sırasında yanlışlıkla sizin yerinize dikmişlerse ve siz bunu ispat edebilirseniz bu davayı kazanmamanız için bir neden göremiyorum.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2008, 12:15   #24
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 31-07-2008
Şehir: çanakkale
Mesajlar: 1
Türkiyede mülkiyet ihlallleri ve insan hakları mahkemesi

Türkiye de orman iddiası ile çok sayıda vatandaşımızın malına el konulduğu bir vakıadır. Bu işlemler yapılırken gerek kadastro, gerek orman kadastrosu ve gerekse yargılama safhalarında gerçek ve doğru belge ve bilgiler kullanılmamıştır. Yapılan hukuk dışı işlemler bazı vatandaşlarımızı fazlaca etkilemezken, bazıları tüm mal varlıklarını kaybetmekte, büyük felaketlere uğratılmaktadır. Bazı kişiler ise çok yaşlı olmalarına rağmen hapise atılmaktadır. Biz bu hususları İnsan Hakları Mahkemesinde açılan davalrda ihlal olduğunu dile getirdik ve duruşması nisanda yapıldı, karar çıktı. Yapılan uygulamalar Ek 1 protokol de belirtilen nülkiyet hakkına saygıyı ihlal etmektedir.
Ayrıca arazisi ellerinden alınanlar için haritaları bulabilecekleri yerleri belirteyim. Orman Genel Müdürlüğü 10 nolu bina bodrumundaki arşivle, harita genel komutanlığı teknik arşiv bürosunda doğru haritalar bulunmakta. Hala doğru belgeler ile mallarının elinden alındığına inanan kişiler varsa en basitinden Ankarada milli kütüphaneye gidip, kartografya bölümüne bir baksınlar, sonra diğer belgeleri araştırmaya başlasınlar. saygılarımla.


Düzenleyen Yücel Özlem : 12-12-2008 saat 21:38
mustafaöztok Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-12-2008, 10:54   #25
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Sn. mustafaöztok,

Alıntı:
Ayrıca arazisi ellerinden alınanlar için haritaları bulabilecekleri yerleri belirteyim. Orman Genel Müdürlüğü 10 nolu bina bodrumundaki arşivle, harita genel komutanlığı teknik arşiv bürosunda doğru haritalar bulunmakta. Hala doğru belgeler ile mallarının elinden alındığına inanan kişiler varsa en basitinden Ankarada milli kütüphaneye gidip, kartografya bölümüne bir baksınlar, sonra diğer belgeleri araştırmaya başlasınlar. saygılarımla

5 Aralık Cuma günü haritaları elde etmek için Ankaraya gittim. Önce Orman Bakanlığına, sonra Orman Genel Müdürlüğünün 10 no'lu binasına gittim. Ama harita arşivi birkaç sene önce 7 no'lu binaya taşınmış.

Haritaları göremeyeceğimi söyleyen yetkililerden bıkıp 2 No'lu binada bulunan Harita ve Fotoğrametri Md.lüğü arşivine gittim. Oradaki bey de beni kibarca ikna etti ve Amenajman Müdürlüğüne gönderdi.

Sayın H. O. bey beni hukuk bürosuna yönlendirdi ama oradan da bir sonuç alamadım. Herkes hatanın Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğünden kaynaklandığını söylüyor ama bir şey yapmıyordu.

Netice alamayacağımı anlayıp oradan ayrıldım.Haritaları İstanbuldan dilekçe ile istemeye karar verdim.

Bu arada Orman Bakanlığının ihtişamından gözüm kamaştı. Koca bir otel büyüklüğünde olan binaya bağlı on adet binadan oluşan kompleks. Genel Müdürlük arazisi de cabası. Binalarda yer kaplamaları granit, kapı pencere kaliteli ahşaptandı. Hiçbir eksiği olmayan lüks binaların tek eksiği çalışanlarının çalışmıyor olmaları.

Saygılar


Düzenleyen Oğuz Karsan : 11-01-2009 saat 17:49
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-12-2007, 19:32   #26
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Sn. Yücel Özlem,

Üç haftadır öyle şeyler okuyup araştırdım ki inanamazsınız.

Ayrıca fikir aldığım avukatlar da bu konuda pek hukuğa güvenemiyorlar.

İşte bu bilgilerin ısığında emsal karar aramak için Yargıtay Kararlarını araştırınca ve 20, Hukuk dairesinin kararlarını görünce o hisse kapıldım.

Esasında madalyonun öteki tarafı da ayrı bir felaket. Ormanlar sahiden yağmalanıyor.Bütün çabalarına rağmen görevliler bu yağmanın önüne geçemiyorlar.

Ben Şişi de şu anda Beytem Han'ın (Günay'ın) olduğu yerde 1963 de uçurtma uçuruyordum.Her yer dutluktu. 1972 de Erenköy Kız Lisesi ile bizim evimizin arasında bildiğin orman vardı. Küçük Çamlıca da şimdi villaların yükseldiği her yer alabildiğine ağaçlarla kaplıydı. Boğaz vapurlarına bindiğinizde karşı yakada ağaçların içinde evler tek tek sayılırdı. Levent ile Şişli arası, da ağaçlıktı.

Ben böyle bir şehirde doğdum ve büyüdüm.Her yer istila edildi diye kalkıp Çanakkalede, ıssız bir köye kaçtım.Şu başıma gelen işe bakın.

Bana yine moral verdiniz. Kazanırız inşallah, ama yine de bu iş bende belirgin bir strese neden oldu.

Belki paranoyaklığım o yüzden.

Saygılar.

Not: Ağaçların yaşı hakkında bir bilgi edinemediğim gibi, Orman bu konuda hiç bir bilgi vermiyor.
Yeni bir gelişme, Tarlanın URGAN kaydını buldum.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-12-2007, 21:50   #27
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,116
Galeri: 137
Sayın Oğuz Karsan,

Sizin yazılarınızdan şu anlaşılıyor:

"Bazı devlet memurları, yargıçlarla birlikte halkın arazisini haksız bir şekilde elinden alıp ormana katıyorlar. Sizi de aynı son bekliyor..."

Bunu yapabilirler mi? Neden yapsınlar?

Bu sorulara benim cevaplarım şöyle:

1-Yapamazlar. Yapamazalar çünkü;

görevleri gereği kamunun ve bireylerin hakkını eşit gözetmeleri gerekir.

Bu gereğe uymazlarsa görevlerinin hudutlarını çiğnemiş olurlar.

Bu durum kendileri için çeşitli yasal sıkıntılara neden olabilir.

zarar görenlerin öfkesini, husumetini, çekebilirler.

Zarar görenlerin zararından dolayı vicdani sorumluluk duyabilirler.

Başka şeyler de eklenebilir belki. Ancak bütün bunlara karşı kazanacakları hiç bir şey yoktur.

2-Birinci soruya verdiğim cevaplardan sonra, iki neden olabilir.

Ya size düşmanlıkları vardır. Ya da size zarar vermek isteyenler tarafından satın alınmışlardır. Bu iş ve işlemler, uzun bir süreç olduğuna göre, bu sürecin her safahasındaki görevliler için, böyle bir şeyi düşünmek mümkün olmasa gerek.

Ya da bu adamların ahmaktır. Sizin işinizle ilgileneceklerin hepsinin birden ahmak olmasını da pek ihtimal dahilinde göremiyorum.

Size söylenenler doğru ise, orman konulu davaların hepsini davayı açan Orman İdaresi veya Hazine kazanıyor.

Tüm yargıçların ve ve mahkemelerin haklı haksız bakmadan bunlar lehine karar verdiklerini söylemek ne akla ne de vicdana uyar. Zaten böyle bir şey oluyor da bu memlekette Baro, Hukukçular. Hukuk fakülteleri sesini çıkarmıyorsa siz de bırakın. Uğraşmayın...

Ben bu konuda yükselen bir ses duymadım. Konu ile az çok ilgili olmama rağmen, o tarz yaygın bir eleştiri olduğunu da bilmiyorum.

Ha, şunu da ilave etmeliyim. Ormanların talan edildiğine dair genel kabul haline gelen bilgi, giderek bazılarımızda inanç haline gelimiştir. İşte zorluklarınızdan birisi budur. Ancak her dava kendi şartları ile ve kendi delilleri çerçevesinde görülür.

Bütün bu söylediklerimden sonra, işinizi özellikle kendinizin, avukat tutsanız bile, dikkatle, bir şey atlamadan takip etmenizi öneriyorum.

Kötü bir talih eseri, "ahmak, cahil, yetersiz, vurdum duymaz, neme lazımcı, vurguncu" dan oluşan bir zincir size rastlayabilir. Sizin avukatınız da bu zincirde yerini, uygun bir sıfatla almış olabilir.

Bu konuştuğunuz sayın avukatların, ya fiyat artırmak ya da sizi kıramıyorlar ve işi almak da istemiyorlarsa, vazgeçirmek için, uğraşmakta olduklarını düşünüyorum.

Alıntı:
Yeni bir gelişme, Tarlanın URGAN kaydını buldum.
Diyorsunuz. "Urgan Kaydı" Deyimi genelde vergiye esas olmak üzere 1930 lu yıllarda yapılan bir çalışma sonunda düzenlenen kayıtlar için kullanılır. Ancak bazan, kadastro öncesi tapu kayıtları için de kullanıldığı olur.

Burada kasdettiğiniz kadastro öncesi tapu kaydı mı? Yoksa vergi kaydı mı? Kaydın tarihi ve kayıtta yazılı miktar nedir? Orada yazılı hudutları zemine uygulama konusunda bir sıkıntı var mıdır?

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-12-2007, 23:06   #28
Ağaçsever
 
estella's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-07-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 42
Galeri: 27
Bu konu geçen yıl geçmiş ama ben yeni gördüm.Anladığım kadarıyla Oğuz Bey'in yeri ormana dönüşünce Orman B.Elinizden alıyor.
Buna benzer bizim başımıza da geldi;dedemin yerini,kadastro geçerken,bilirkişi buranın sahibi öldü deyip,Ormana geçmesini sağlıyor.Biz bir süre sonra öğrendiğimiz zaman,itiraz süresi geçti diyorlar,(belki de geçmemişti).Burası biraz yamaç ve bir tane ağaç yoktu ,sonra ardıç kuşunun ektiği desem doğru olur,birkaç ardıç yetişti..Şimdi bu yer bir ay önce duydum birine satılmış.Ne kadar doğru bilmiyorum..

estella Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-12-2007, 12:19   #29
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Orman kadastro işlemlerinin hukuksal boyutu nasıl uygulanıyor.?

Sn. Yücel Özlem,

Sakin sakin oturup düşününce size hak veriyorum. Ama benim şu an muhatap olduğum olaylara siz muhatap olsanız. Siz de sağlıklı düşünemezsiniz.

Sizin söyledikleriniz normal durumlarda geçerli. Bu durum ise bana göre biraz karanlık. Zaten karanlık noktalar olmasa şimdiye kadar orman idaresinden mantıklı bir cevap alabilirdim.

Kaldı ki ne kadar düşündüysem, bu işte bir mantık bulamıyorum.
Madem ormandı, . Orman Kadastrosu geçerken neden burasını orman dışında bıraktı? Haydi gözden kaçtı diyelim.
Amenajman planlarında neden görünmedi?. Diyelim orada da gözden kaçtı.
Tapu dairesi buraya nasıl tapu tahsis etti?. Hadi oda gözden kaçtı,
Satışı sırasında neden kimse ses çıkarmadı ve başvurmama rağmen daha önce alırken neden müdahale edilmedi?.

Her işini 5 tane haritaya bakarak yapan orman idaresi böylesine bir yanlışı nasıl gözden kaçırır.

Ayrıca, Bu yanlışlıkları sadece bir kişinin yaptığını da düşünemeyiz.Her aşamada öüne gelen yanlış yapmış. Peki şimdi sadece neden bizden hesap soruluyor?

Orman idaresi bütün bu yanlışlıkları yapanları çağırıp nedir bu rezillik. Neden demiyor ? Ve sanki biz ormanı gaspetmişiz gibi davranıyor ?

Burası ormandır diyene kadar. Biz bir yanlışlık yapmışız demiyorlar ve her işi gizli yapıp bilgi bile vermiyorlar.

Şimdi evraklar,dosyalar bu yanlışlıkları yapan kişilerin önüne gelecek ve kişiler de yaptıkları bu yanlışlıkları ormanın ve kendi lehine bir şekilde düzeltecekler.Bütün haritalar ve gizli deyip kimseye göstermedikleri evraklar çekmecelerinde.Ayrıca Memurken yaptıkları hatayı şimdi daha üst makamlara geldiklerinden şimdi Müdür sıfatıyla daha kolay da düzeltebileceklerdir.
Korktuğum bu. Aşağıdaki yazının tümünü okumadan sakın olmaz öyle şey demeyin. Olmuş.
(Özveriyle çalıştiğini bildiğim ve çoğunlukta olmalarını temenni ettiğim bütün orman çalışanlarını tenzih ederim)ama bunları yazmak zorundayım. Bunlar ülkemizin gerçekleri.

Hem yanlışlığı yapan kendileri, hem bilgi vermiyorlar. Ben de Demek ki birşeyler dönüyor. Diye düşünüyorum. Acaba bu şekilde düşünmekte haksızmıyım?

Emsal karar ararken karşıma çıkan örnekler ise korkutucu. Biraz uzun ama nasıl karar verildiği hakkında aydınlatıcı. Mesela bir alıntı :

Bunun kanıtı Aralık 2004’te İzmir ...............Sulh Hukuk Mahkemesi Hakiminin odasında 3 hakim ve 2 öğretimüyesinin bulunduğu ortamda kadastro mahkemesi hakimi MB’nin “Hoca siz Kırıklar Köyünde haklıydınız. Ancak bizim öyle karar vermemiz gerekiyordu. Öyle karar verdik. Çünkü öyle karar vermezsek Türkiye’de ormankalmazsı” şeklindeki itirazıdır.

Bu paragrafın geri kalanı aşağıdadır.

Saygılarımla.


Page 5
Kundakçı 23 no2 lu tutanak, bu tahdidi karşılayan hava fotoğrafı, eski gizli memleket haritası (İzmir L 18 b-4 gizli paftası)bulunmamaktadır.Var olan sadece 1948 tahdit haritasının 1523-1530 tahdit hattıdır. Bu hat üzerinde tartışmalı 630 parselin yeri 1526-Ahmet Güleç olarak işaret edilmiş vaziyette ormana bu rasat noktasında sınır tarladır. Ancak davalı Orman idaresiAhmet güleç ismini silmeden bu noktadan oldukça uzağa ve sınır hattının ormandan tarafına (x → tartışmalı parselinbulunduğu yer) yazar ve mahkemeye ibraz eder.Hakim bir ağacın gölgesinde bekler tarlaya bile girmez. Bilirkişiler köy bilirkişisini de yanlarına alırlar. Ellerinde nebir belge ne de bir ölçüm cihazı vardır. Şerit metre bile kullanmazlar. Dolaşıp gelirler. Yukarıda yazılın keşfinyapılış koşullarının büyük çoğunluğu yapılmaz. Raporlarını yazarlar. Sınırlamaya itiraz davası açan kişi ormancı veharita teknisyeni bilirkişilerin müşterek raporlarına itiraz eder. İtirazları ve suistimal olarak gördüğü hususlaraşağıdadır.1. Bilirkişileri 1523-1530 orman snır hattının gerisinde ve 1526 Ahmet Güleç semt sınır noktasının oldukçauzağında orman idaresinin (X tartışmalı parselin bulunduğu yer) ibaresindeki (x) i daksille kapatıp ...... şeklineçevirirler. Fotokopisini raporlarına eklerler. Yaptıkları tahrifatı da olduğu gibi dosyada ve belgede bırakırlar.2. 2/B uygulamasında parselin yeri alt başlıklı kroki bilirkişilerce çizilmemiştir. Bu kroki 2000/3 E nolu davadosyasında yoktur. Bilirkişi dava dosyasında olmayan bu belgeyi orman idaresindeki kadastro komisyonundanalmıştır. Oysa krokinin bilirkişilerce bizzat çizilmesi kendi tespitlerinin eseri olması gerekirdi. Kroki 1998yılında yapılan 2/B işlemi orijinal krokisinin fotokopisidir (dava dosyasında yoktur).3. Bilirkişilerin 1948 yılında yapılan 1. Orman tahdit ve kadastrosuna ait 1525-1527 orman sınır hattını haritaya vekendi tespitine göre geçirmesi gerekirken dava dosyasında bulunmayan 1744 sayılı yasa uyarınca 1976 dayapılan ikinci orman kadastrosuna ait haritaya göre geçirmiştir. 1978 tarihli olan bu harita 1948deki durumuifade edemez. Bu haritanın 1948 de yapılan 1. Orman tahdidine ait olmadığı üzerindeki 2072-2073-2074-2075rakamlarının varlığından anlaşılmaktadır.Orman idaresinin yönlendirilmesine itibar etmişler. Yanlış belgeyi dayanak almışlardır. Yeminlerine ihanetetmişlerdir.

4. Dava konusu tapulu tartışmalı parselin tapulama harita plan örneği kadastro müdürlüğünce içi boş olarakgönderilir. Bilirkişiler Buca Kadastro müdürlüğünce gönderilen orijinal krokiyi 1999daki 2/B işleminde yapılanormana çekilen kısım, 2/B işlemine tabi kısım şeklinde üçe ayırıp yeşil ve kırmızıya boyamışlardır. Bununfotokopisininin aynısını bilirkişi raporunun eki olarak mahkemeye verirken boyadıkları bu belgeyi tahrifatlıolarak dosyaya geri koymuşlardır. Hakimi yanlış yönlendirmişlerdir. Bu bir başka suistimaldir.

5. Bunlar itiraz dilekçesinde mülk sahibince ortaya konulunca Ek raporlarında itiraf etmek durumunda kalmışlardır. Açık bir şekilde “biz daha iyi anlaşılsın diye yaptık “ şeklinde yazabilmişlerdir.

6. Bilirkişiler 1948 yılında yapılan 1. Orman tahdidine ilişkin belgeleri varmış gibi rapor tanzim etmişler yalansöylemişler, mahkemeyi yanıltmışlardır. İtirazlar üzerine “dosyadaki sarı zarf içinde vardır” demişlerdir.Oysa dava dosyasında böyle bir sarı zarf da yoktur. Bu suistimalleri yapan bilirkişilerin raporuna kadastromahkemesi hakimi bilerek itibar etmiş, vatandaşın sınırlamaya itiraz talebi ret edilmiştir.

Temyiz ve tashih-ikarar başvuruları da Yargıtay 20. Hukuk dairesinin F.A. başkanlığındaki heyeti tarafından ret edilmiştir. Hukuk,kadastro mahkemesi hakimi ve yargıtay 20. HD hakimlerince katledilmiştir.

Bunun kanıtı Aralık 2004’te İzmir ...............Sulh Hukuk Mahkemesi Hakiminin odasında 3 hakim ve 2 öğretimüyesinin bulunduğu ortamda kadastro mahkemesi hakimi MB’nin “Hoca siz Kırıklar Köyünde haklıydınız. Ancak bizim öyle karar vermemiz gerekiyordu. Öyle karar verdik. Çünkü öyle karar vermezsek Türkiye’de ormankalmazsı” şeklindeki itirazıdır.

Yüce Yargının hakimlerin çoğunun orman köylüsüne bakışı budur.Ayrıca köylü vatandaş yukarıdaki suiniyeti savcılığa bir dilekçe ile bildirip suç duyurusunda bulunur. Olay bir yıldanfazla hasır altı edilir. Müştekinin sorması üzerine soruşturmayı üstlenen Cumhuriyet Savcısı NTE müştekiyi çağırdığısırada AK’nın yanında ona “herşey açık olarak görülüyor, fazla irdelemeye gerek yok” demiştir.

Ancak bir süresonra takipsizlik kararı müştekiye tebliğ edilmiştir.Bunun üzerine müşteki İzmire Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesinde takipsizlik kararına itiraz eder. Ancak kesin delilolmadığı gerekçesi ile itirazı yine ret edilir. Soruyorum yukarıdaki açıklananlar belgeleri ile sunulduğu halde,bilirkişi kendi yazısı ile itiraf ettiği halde yargılanmaktan alıkonuluyor anlaşılmış değildir.Bugün orman köylüsü adalete güvenmemektedir. Halkoyu yoklamalarında güven düzeyi %4lere düşmüşse bundameslek sahiplerinin icraatlarının payı azımsanamaz.4.1.3 Yargılamanın YenilenmesiHukuk usulü muhakemeleri kanununun 445. maddesinde “katiyen verilen veya katiyet iktisap etmiş olan kararlarhakkında aşağıdaki sebeplere binaen iade-i muhakeme talep olunabilir” denilmektedir.

Bu hususlardan halledilirdi. Bir yerde yapılan 1., 2. ve diğer orman kadastrolarıverilerinin birbiri ile örtüşen yanı çok az ve anlaşılmaz. Bu gibi yanlışlılar Türkiyenin her tarafında var ama İzmir-Kırıklar Köyü şanslı zira her köyde bir Akif Hoca yok.Sonrasının takdirini kamuoyuna bırakıyorum.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-12-2007, 00:40   #30
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,116
Galeri: 137
Sayın Oğuz Karsan,

TÜRK MEDENÎ KANUNU'nun bir maddesini aşağıya alıyorum.

Alıntı:
Madde 1023- Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.
Bu madde sizi tarif ediyor. Siz tapu kütüğüne, iyiniyetle dayanarak bir arazi aldınız. Bu kanun maddesi de sizin korunacağınızı söylüyor. Sizi kim koruyacak? Tabii ki kanunları korumakla yükümlü olanlar.

Oysa sizin verdiğiniz örnekte bu yükümlülerden birisi, ya da birileri hakkı korumak yerine başka bir şeyi korumak iddiasındalar. Böyle bir şey olabilir mi? Elbette olabilir. Neden Olabilir diyorum? Bu soruya cevap vermeden, izninizle bir başka soru daha sorayım.

Bu, karşımızdaki olay nedir? Bir kural ihlalidir. Bizim ülkemizde kurallar ihlal edilir mi? Ne demek? Elbette edilir. Hatta, "Aslolan kuralları ihlal etmektir." diye düşünenlerimiz de epeyce vardır. Bazılarımız, kuralları ihlal etmeyen, edilmesine karşı çıkan, birilerini görünce rahatsız oluruz.

Bazılarımız hakkı çiğnerken, bazılarımız da bunlara alkış dahi tutarız.

Çok uzağa gitmeyelim. Bu gün kurban bayramı. Bir alıntı yapıyorum.
Alıntı:
-ATO'NUN HAZIRLADIĞI �TRAFİK TERÖRÜNÜN BAYRAM MESAİSİ� RAPORUNA GÖRE, SON 5 YILDA RAMAZAN VE KURBAN BAYRAMI TATİLLERİNDE MEYDANA GELEN 990 TRAFİK KAZASINDA TOPLAM 1398 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ, 2433 KİŞİ DE YARALANDI.
Bazıları, şans, talih, ecel gibi sorumlular bulsalar da gerçek şudur ki bu kazaların pek büyük bir çoğunluğu kural ihlallerinden kaynaklanmaktadır.

Fizik kurallarından tutunuz, trafik ve sağlık kurallarına kadar ihlal ettiğimiz kuralları bir saymaya kalksak ayrı bir küllüyat yaratırız.

Bu rakamlar, araştırmacının ulaşabildiği bazı kayıtlara geçenlerdir. Az ya da çok ulaşılamayan kayıtlar, kayda geçmeyen olaylar da mutlaka vardır.

Şimdi bu tablonun sizin tarlanızla ne ilgisi var? Şöyle bir ilgisi var: bu tablo ve sizin tarlanız aynı ülkede ve aynı hukuk düzeni içinde.

Bu kazaların akılla izahı ne kadar mümkün ise, sizin örnek verdiğiniz olayın izahı da o kadar mümkün.

Yine de ben bu kazaların azaltılabileceği, tapunun da güvenilir olabileceği bir ülkeyi yaratabileceğimizi düşünüyorum. Böyle düşünen başkalarının da olduğunu biliyorum.

Bu düşünceyle, sizin pes etmemenizi talep ediyorum. Mücadelenize katkı vermeye çalışıyorum.

Burada konu dışına taşmak istemiyorum. Ama sizin vediğiniz örneğe benzer pek çok örneği ben yaşayarak biliyorum. Buna rağmen sağlıklı düşünme yeteneğimi kaybetmemeye çalışıyorum. Bu, benim en önemli dayanağım. Bunu kaybedersem, geriye neyim kalır? Belki bir gün, sırası gelir de bunlardan bazılarını, sizlerle paylaşırım.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 04:24.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024