Sn. Yücel Özlem,
Üç haftadır öyle şeyler okuyup araştırdım ki inanamazsınız.
Ayrıca fikir aldığım avukatlar da bu konuda pek hukuğa güvenemiyorlar.
İşte bu bilgilerin ısığında emsal karar aramak için Yargıtay Kararlarını araştırınca ve 20, Hukuk dairesinin kararlarını görünce o hisse kapıldım.
Esasında madalyonun öteki tarafı da ayrı bir felaket. Ormanlar sahiden yağmalanıyor.Bütün çabalarına rağmen görevliler bu yağmanın önüne geçemiyorlar.
Ben Şişi de şu anda Beytem Han'ın (Günay'ın) olduğu yerde 1963 de uçurtma uçuruyordum.Her yer dutluktu. 1972 de Erenköy Kız Lisesi ile bizim evimizin arasında bildiğin orman vardı. Küçük Çamlıca da şimdi villaların yükseldiği her yer alabildiğine ağaçlarla kaplıydı. Boğaz vapurlarına bindiğinizde karşı yakada ağaçların içinde evler tek tek sayılırdı. Levent ile Şişli arası, da ağaçlıktı.
Ben böyle bir şehirde doğdum ve büyüdüm.Her yer istila edildi diye kalkıp Çanakkalede, ıssız bir köye kaçtım.Şu başıma gelen işe bakın.
Bana yine moral verdiniz. Kazanırız inşallah, ama yine de bu iş bende belirgin bir strese neden oldu.
Belki paranoyaklığım o yüzden.
Saygılar.
Not: Ağaçların yaşı hakkında bir bilgi edinemediğim gibi, Orman bu konuda hiç bir bilgi vermiyor.
Yeni bir gelişme, Tarlanın URGAN kaydını buldum.
|