agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Hayvanlar > Yabani Hayvanlar > Yabani Hayvanlar / Genel
(https)




Beğeni Düzeni59Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 03-09-2009, 07:31   #1
Ağaç Dostu
 
cello's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-09-2006
Şehir: iSTANBUL
Mesajlar: 298
Galeri: 1
Köpeğine silah sıkan bu adama avcı da demem, atıcı da hayvan demek isterim ama hayvanlara ayıp olur. Köpek avı oyun olarak görür. Sahibini hafta boyunca beklemiştir ve o gün eğlence günüdür. Köpek avda falsolu hareket ediyor bile olsa hatalı olan yetiştiricidir. Eğer av köpeğinizi döverseniz küser ve bir daha av yapmaz. (Yanılmıyorsam Kurzhaar hariç)

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hassoman Mesajı Göster
NOT: Bir ara neden olta balıkçılığını da bıraktığımı anlatırım...
Merakla bekliyor olacağım.

cello Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-09-2009, 22:44   #2
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
Alıntı:
Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi hassoman Mesajı Göster
NOT: Bir ara neden olta balıkçılığını da bıraktığımı anlatırım...
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi cello Mesajı Göster
"....." Merakla bekliyor olacağım.
Bu anım ilki kadar dramatik değil şükür...
Yazları deniz işcisi bir arkadaşımla balığa çıkarız. Pancar motorlu bir teknesi var. Paragate (parakete diyen de var paragat diyen de) avına çıkardık.
Bilmeyenler için söyleyeyim yüzlerce metre uzunluğunda ara ara şamandıralar bağlanmış (küçük su kabakları) olan bir misinanın üzerinde yüzlerce balık iğnesi bulunur. Misina bir sepetin içine dolaşmayacak şekilde konur, iğnelerde sepete tutturulur... Elbette iğnelerin hepsine yem koymak başlı başına bir iştir. Onları tek tek sepete yerleştirmek, teknenin arkasından denize salmak, sonra onları denizden çekerek balıkları toplamak (bu arada bol miktarda deniz yıldızı, ekonomik olmayan balıklar çıkar) sonra o yüzlerce metre uzunluğundaki misinayı dolaştırmadan, iğneler oranıza buranıza batmadan toplamak başlıca bir iştir... Ne yapalım ki arkadaşım benim tayfalığımı beğeniyor, o kadar heveslisi olmasına rağmen ille de benimle çıkıyor-du. Ben pek istekli olmuyordum. Çünkü sabah daha deniz ısınmadan denizden sülüne toplamak, toplanan sülüneyi kabuklarından ayırıp, iğnelere uygun yem olarak kesmek, yemleri bir taraftan iğnelere koyarken bir taraftan sepete yerleştirmek akşamın geç saatlerine kadar sürüyordu. Sonra gece yarısı denize açılıp, paragateyi denize sermek, sona denizde demir atıp bir kaç saat kestirdikten sonra paragateyi denizden toplamak gerçekten çok zorlu bir iş geliyordu bana... Bu işin tek zevkli yanı gecenin bir yarısı, parkama sarınıp o serinlikte gökteki yıldızları seyretmek olurdu. Arkadaşım ise horul horul uyurdu.

Neyse bir gece paragateyi denizden yine ben çekiyorum...
Derken iri bir çupra geldi. Tekneye kepçeyle aldım. İğneyi ağzından çıkarırken çırpınmaya başladı. O anda hava kesesi mi patladı ne bana 'Ah!..' der gibi geldi. Yani acı bir çığlık... O anda düşündüm. Bu balık dile gelseydi, bana , "Amca elini ayağını öpeyim bana kıyma... Beni denizimden ayırma..." diye yalvarsaydı ne yapardım? Bu balığın tek suçu konuşamaması mıydı?

İşte bu nedenle o günden beri olta balıkçılığı da yapmıyorum...
Evet, bu belki size tuhaf gelebilir, gerçekten artık balık tutamıyorum...


Düzenleyen hassoman : 04-09-2009 saat 23:33 Neden: kelime düzeltme
hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 13:58.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025