agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Hayvanlar > Yabani Hayvanlar > Yabani Hayvanlar / Genel
(https)




Beğeni Düzeni59Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 02-09-2009, 23:21   #1
Ağaç Dostu
 
berduray's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-04-2007
Şehir: bodrum
Mesajlar: 3,153
Galeri: 72
Çok üzücü bir son...mermiden kime ne hayır gelmiş ki icad edildiğinden beri...

Hele otokontrolden aciz yaratıkların eline geçerse, seyreyleyin felaketi...

berduray Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2009, 01:45   #2
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 02-09-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 27
Avcılar bütün hayvanları kaçarken arkadan vururlar. Böyle vurmak zorundadırlar çünkü her yabani hayvan insandan kaçar. Eğer tetik çekmeden o hayvanla göz göze gelseler ve o hayvanın gözündeki korkuyu görseler çoğu tetik çekemez. Tetik çekebilecek olanlar sadece yukarıda anlatılan köpeğini vuran avcı ve onun gibi vicdansız, acımasız olanlardır.

Bizim ülkemizde avcıların çoğu köpeği tüfek, bıçak, çizme, araba gibi bir av aracı olarak görür ve köpek sevmezler. Esasında bizim milletimizin çoğu köpek sevmez, hayvan sevmez. Özellikle köpek Anadoluda sevilmez ve bir ihtiyaç varsa bakılır, bekcilik, avcılık gibi..

Bizim ülkemizde yaban hayatı idaresi de yokdur, avcı eğitimi de yokdur. Göstermelik avcılık belgesi vermek için bir kurs açılmışdır ve Avrupa ülkelerindeki uygulamalarıyla karşılaştırıldığında son derece komik, yetersiz, saçma sapan bir uygulamadır. Dolayısı ile bizim avcımız cahildir, hem de zır cahil. Türkiye’de yapılan avcılık ile Avrupa’da yapılan avcılık çok farklıdır. Avrupa’da avcılık yaban hayatı idaresinin bir parçasıdır. Avrupa’nın avcısı son derece eğitimli ve kalitelidir. Kıyaslama yapılınca zaten Türkiye’de yapılana avcılık denmez.

Bizde herşey göstermelik yapılır. Bilimsel dayanakları yokdur. Yapanın da bilgisi yokdur.
Yapılanı izleyenin de. Avcılar, çevreciler çıkar ormana göçmen av hayvanlarına ağır kış koşullarında yemleme yaparak medyada taraftar toplamaya çalışırlar ama bu davranışlarıyla o hayvanlara ne kadar zarar verdiklerini bilmezler. Göçmen hayvanları yemlemek demek zayıf olanların hayatta kalmasını sağlayarak hastalıklı ve zayıf genlerin sürü içinde devamını sağlamak ve ilerleyen nesillerde o nesli bozmak demekdir. Doğa kurduğu düzende zayıf bireylerin ölmesini ve bu zayıflıkların gelecek nesillere taşınmamasını sağlar. Zayıfların ölmesi ağır doğa şartları ve avcılar (insan ve yırtıcı hayvanlar) sayesinde olur. Avcı (insan ve yırtıcı hayvanlar) doğanın bir parçasıdır ve üzerlerine düşen görevleri yapmalıdırlar.

pozitifköpek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2009, 02:36   #3
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,671
Galeri: 32
"Avrupaî avcılık" hakkında

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi pozitifköpek Mesajı Göster
Avcılar bütün hayvanları kaçarken arkadan vururlar. Böyle vurmak zorundadırlar çünkü her yabani hayvan insandan kaçar. Eğer tetik çekmeden o hayvanla göz göze gelseler ve o hayvanın gözündeki korkuyu görseler çoğu tetik çekemez. Tetik çekebilecek olanlar sadece yukarıda anlatılan köpeğini vuran avcı ve onun gibi vicdansız, acımasız olanlardır.

Bizim ülkemizde avcıların çoğu köpeği tüfek, bıçak, çizme, araba gibi bir av aracı olarak görür ve köpek sevmezler. Esasında bizim milletimizin çoğu köpek sevmez, hayvan sevmez. Özellikle köpek Anadoluda sevilmez ve bir ihtiyaç varsa bakılır, bekcilik, avcılık gibi..

Bizim ülkemizde yaban hayatı idaresi de yokdur, avcı eğitimi de yokdur. Göstermelik avcılık belgesi vermek için bir kurs açılmışdır ve Avrupa ülkelerindeki uygulamalarıyla karşılaştırıldığında son derece komik, yetersiz, saçma sapan bir uygulamadır. Dolayısı ile bizim avcımız cahildir, hem de zır cahil. Türkiye’de yapılan avcılık ile Avrupa’da yapılan avcılık çok farklıdır. Avrupa’da avcılık yaban hayatı idaresinin bir parçasıdır. Avrupa’nın avcısı son derece eğitimli ve kalitelidir. Kıyaslama yapılınca zaten Türkiye’de yapılana avcılık denmez.

Bizde herşey göstermelik yapılır. Bilimsel dayanakları yokdur. Yapanın da bilgisi yokdur.
Yapılanı izleyenin de. Avcılar, çevreciler çıkar ormana göçmen av hayvanlarına ağır kış koşullarında yemleme yaparak medyada taraftar toplamaya çalışırlar ama bu davranışlarıyla o hayvanlara ne kadar zarar verdiklerini bilmezler. Göçmen hayvanları yemlemek demek zayıf olanların hayatta kalmasını sağlayarak hastalıklı ve zayıf genlerin sürü içinde devamını sağlamak ve ilerleyen nesillerde o nesli bozmak demekdir. Doğa kurduğu düzende zayıf bireylerin ölmesini ve bu zayıflıkların gelecek nesillere taşınmamasını sağlar. Zayıfların ölmesi ağır doğa şartları ve avcılar (insan ve yırtıcı hayvanlar) sayesinde olur. Avcı (insan ve yırtıcı hayvanlar) doğanın bir parçasıdır ve üzerlerine düşen görevleri yapmalıdırlar.
Biraz ağır olmamış mı?

Hele Avrupaî avcılar konusunda Kosova ve Bosna katliamlarında, bilimsel, bilimsel, programlı çocuk, kadın, yetişkin demeden insan avlanmasına çanak tutmalarını ve seyretmelerini de dahil ediyor musunuz?

Özeleştiriye evet ama bu kadar toptancı bir şekilde olması haksızlık değil mi? Avrupalı avcılar dünyanın en çok ve en acımasız soykırımcılarıdır. Tüm kıtalardaki, bir çok türün yokolması onların sayesinde oldu. Üstelik sayıca başka kıtaların küsuru kadar olmalarına rağmen.

'Kış şartlarında hayvan besleyen avcı ve çevreciler' konusunda ise aynı düşünüyorum, bilindik tatlı su çevreciliği.


gece
bakalım sıra 'atları da vururlar'a da gelecek mi diye düşünen forum kişisi!

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2009, 13:20   #4
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 02-09-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 27
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi gece Mesajı Göster
Biraz ağır olmamış mı?

Hele Avrupaî avcılar konusunda Kosova ve Bosna katliamlarında, bilimsel, bilimsel, programlı çocuk, kadın, yetişkin demeden insan avlanmasına çanak tutmalarını ve seyretmelerini de dahil ediyor musunuz?

Özeleştiriye evet ama bu kadar toptancı bir şekilde olması haksızlık değil mi? Avrupalı avcılar dünyanın en çok ve en acımasız soykırımcılarıdır. Tüm kıtalardaki, bir çok türün yokolması onların sayesinde oldu. Üstelik sayıca başka kıtaların küsuru kadar olmalarına rağmen.

'Kış şartlarında hayvan besleyen avcı ve çevreciler' konusunda ise aynı düşünüyorum, bilindik tatlı su çevreciliği.


gece
bakalım sıra 'atları da vururlar'a da gelecek mi diye düşünen forum kişisi!
30 senedir avcılık yapamaktayım. Türkiye'de doğa can çekişiyor. Avcılık artık benim için sadece merada köpek gezdirmek oldu hiçbir ava silah atmak insanın içinden gelmiyor. Avrupa'da durum böyle değil. Hiçbir av hayvanın nesli tükenmiş durumda da değil. Edirne'yi geçtiğiniz an avın içine düşersiniz. Yollarda geyikler, karacalar önünüze fırlar, ördekler, kuğular, kazlar şehirlerin içlerine kadar girer, şehrin göbeğinde havuzlarda, göletlerde, kanallarda yüzerler. Köylerde gezerken etrafdan uçan sülünleri görürsünüz. Bunların hiçbirini Türkiye'de göremezsiniz. Avrupa'da hiçbir av hayvanının nesli tükenmemişdir. Ama bizde sülün kalmamışdır. Avcı ve devlet el birliğiyle bu memleketin yaban hayatını hızla bitirmeye çalışmakdadırlar. Ortalıkda ne yaptığını bilmeyen, sadece duygularıyla hareket eden, bilgiden yoksun fikir sahibi çevreciler boşa kürek çekmekde, yaban hayatı için hiç kimse kılını dahi kıpırdatmamakdadır. Herkesin fikri vardır ama bilgisi yokdur.

Avrupa'lının Bosna, Kosava katliamına dur demesi veya dememesi onların doğayı koruyup korumamalarının veya nasıl koruduklarının bir göstergesi olabilirmi? Biz Türkler bu toprakları nasıl aldık? Biz gelmeden önce buraları boşmuydu? Biz geldik ve onlara lütfen buradan gidermisiniz biz buraya yerleşeceğiz mi dedik.

Bosna'da yapılanları görünce bu insanlara barbar dememek nasıl elde değilse, bizim milletimizin hayvanlara ve doğaya yaptığı işkenceyi görünce de bize barbar dememek elde değildir. Hayvan ve doğa katliamı ile ilgili haberleri bir araştırın, sopalarla dövülerek öldürülen ayı yavruları, bağlanıp, kesilen, kurşunlanan kurtlar, çöp kamyonlarında ezilen sokak köpekleri ve daha niceleri.
Hitlerin esir kamplarından daha kötü durumdaki sokak hayvanı barınakları, sokaklarda sefil olmuş o kadar sokak hayvanı. Hadi hayvanı geçin sefil halde yaşayan sokak çocukları, tinerciler, köylerde yalın ayak gezen, eğitim alamayan çocuklar, hayvan gibi satılan 12-13 yaşında kız çocukları, töre diye kendi akrabalarını katleden insanlar vs vs. Bu manzaraları hangi Avrupa ülkesinde görüyorsunuz?
Mutlaka her ülkede hayvanlara eziyet eden, sevmeyen hasta ruhlu insanlar vardır ama bu kadar çok olurmu? Bir millet top yekün bu kadar hayvan düşmanı olurmu? Bir millet bu kadar vurdum duymaz, bana neci, duyarsız, cahil, bencil olurmu? Olur ****** işte bizim ülkemiz gibi eğitimsiz, kanunları çalışmayan ülkelerde olur.

Bir araştırma yapın, istatistik çıkarın bakın bakalım hangi avcıda yaşlı köpek vardır. Belki yüzde 1dir. Hiçbir avcı yaşlı köpeğe bakmaz, ya merada bırakır, ya da merada onu vurur, ya da birine verir. Kendi köpeğini vuran avcı çokdur. 30 yıllık avcılık hayatımda çok görmüşümdür. Avcının köpeğine yaptığı eziyetin haddi hesabı yokdur. Doğumuna 3-5 gün kalmış köpeğini ava götürenimi istersin, süt emziren köpeği yavrularından ayırıp ava götürenimi istersin, bıçakla kuyruğunu kesip kızgın yağa batıranınımı istersin, avı yiyor diye ağzına çamur, toprak dolduranınımı istersin, eğitiyorum diye ölene kadar döveninimi istersin, silah sesinden korkuyor diye köpeği bağlayıp kulağının dibinde silah atanınımı istersin. Ne tür eziyet istersen bulabilirsin. Ben köpeğine iyi davranan avcıyı bu memleketde bir elin parmakları kadar az sayıda gördüm. Senelerce yurt dışında kaldım fakat orada da kötü davrananları bir elin parmakları kadar az sayıda gördüm.

pozitifköpek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2009, 17:20   #5
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-05-2008
Şehir: Afyonkarahisar
Mesajlar: 132
Gümüş'ün Başına Gelenler:

Pozitifköpek'in yazdıklarını okuyunca bir an çocukluğuma gittim. Küçükken eniştemin Gümüş adında bir av köpeği vardı. Bu bizim oralarda "çakır" denilen cinsten dişi bir köpekti. Gümüş galiba her yıl, altı yedi kadar yavru doğururdu. Enişte bunlardan bir ikisini verebilirse arkadaşlarına verir, veremediklerini bir poşete koyup uzak bir yere atardı. Bir keresinde de poşetteki enikleri silahla vurduğunu duymuştum. Av köpeklerinin hayat standardı da galiba kovaladıkları avlardan çok yüksek değil

omereser Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2009, 18:23   #6
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,671
Galeri: 32
Karamsarlık, genelleme ve tepki döngüsü

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi pozitifköpek Mesajı Göster
30 senedir avcılık yapamaktayım. Türkiye'de doğa can çekişiyor. Avcılık artık benim için sadece merada köpek gezdirmek oldu hiçbir ava silah atmak insanın içinden gelmiyor. Avrupa'da durum böyle değil. Hiçbir av hayvanın nesli tükenmiş durumda da değil.
...
Avrupa'da hiçbir av hayvanının nesli tükenmemişdir. Ama bizde sülün kalmamışdır. Avcı ve devlet el birliğiyle bu memleketin yaban hayatını hızla bitirmeye çalışmakdadırlar. Ortalıkda ne yaptığını bilmeyen, sadece duygularıyla hareket eden, bilgiden yoksun fikir sahibi çevreciler boşa kürek çekmekde, yaban hayatı için hiç kimse kılını dahi kıpırdatmamakdadır. Herkesin fikri vardır ama bilgisi yokdur.
Bu listedekileri sanırım biz Türkler, bir zahmet gidip tükettik. Zaten Afrikalı ve Asyalı avcılar da tüm dünyayı gezip, türleri yoketme derdindeler, hele Hintlilerin hiçbir canlıya acıdıkları yok. Hatta birçok canlı türünü çevreci ve etyemezler tüketmiştir, evet evet kesin onlardır!

Çoğunluk itibariyle söyledikleriniz doğru ama genellediğiniz kadar da değil. 'Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp' ise onun için buradayız.

Alıntı:
Avrupa'lının Bosna, Kosava katliamına dur demesi veya dememesi onların doğayı koruyup korumamalarının veya nasıl koruduklarının bir göstergesi olabilirmi?
"Avrupalıların katliama dur demesi"ni bekleyen kim, ben soykırımı teşviklerini, zevkle seyretmelerini ve ikiyüzlülüklerini kasdetmiştim. Zaten dünya savaşlarını da çıkaranlar da Aztekler, Maya'lardır kesin. Yoksa Avrupalılar çok barışçı insanlar, hiç kötülük nedir bilmezler, doğayı da sever korurlar.

Alıntı:
Biz Türkler bu toprakları nasıl aldık? Biz gelmeden önce buraları boşmuydu? Biz geldik ve onlara lütfen buradan gidermisiniz biz buraya yerleşeceğiz mi dedik.
Biz bu toprakları mertçe savaşarak aldık, gençlerimizin yaşlılarımızın kanı, canı karşılığı aldık. Namertçe kadın, çocuk öldürmedik. Hepsini de kılıçla almadık, kendi katılan da çok oldu. Bedelini ödeyen gelir bizden de alır, rayici bellidir. Aldığımızdan azına verecek değiliz ya!
Alıntı:
Bosna'da yapılanları görünce bu insanlara barbar dememek nasıl elde değilse, bizim milletimizin hayvanlara ve doğaya yaptığı işkenceyi görünce de bize barbar dememek elde değildir. Hayvan ve doğa katliamı ile ilgili haberleri bir araştırın, sopalarla dövülerek öldürülen ayı yavruları, bağlanıp, kesilen, kurşunlanan kurtlar, çöp kamyonlarında ezilen sokak köpekleri ve daha niceleri.
Hitlerin esir kamplarından daha kötü durumdaki sokak hayvanı barınakları, sokaklarda sefil olmuş o kadar sokak hayvanı. Hadi hayvanı geçin sefil halde yaşayan sokak çocukları, tinerciler, köylerde yalın ayak gezen, eğitim alamayan çocuklar, hayvan gibi satılan 12-13 yaşında kız çocukları, töre diye kendi akrabalarını katleden insanlar vs vs. Bu manzaraları hangi Avrupa ülkesinde görüyorsunuz?
Aristokrat Avrupa ülkelerinin elit semtlerine odaklanırsanız göremeyebilirsiniz ancak Avrupalıların elinin değdiği ülkeleri (sömürgeler) de gezmeden bu soruya cevap verme taraftarı değilim.

Alıntı:
Mutlaka her ülkede hayvanlara eziyet eden, sevmeyen hasta ruhlu insanlar vardır ama bu kadar çok olurmu? Bir millet top yekün bu kadar hayvan düşmanı olurmu? Bir millet bu kadar vurdum duymaz, bana neci, duyarsız, cahil, bencil olurmu? Olur ****** işte bizim ülkemiz gibi eğitimsiz, kanunları çalışmayan ülkelerde olur.

Bir araştırma yapın, istatistik çıkarın bakın bakalım hangi avcıda yaşlı köpek vardır. Belki yüzde 1dir. Hiçbir avcı yaşlı köpeğe bakmaz, ya merada bırakır, ya da merada onu vurur, ya da birine verir. Kendi köpeğini vuran avcı çokdur. 30 yıllık avcılık hayatımda çok görmüşümdür. Avcının köpeğine yaptığı eziyetin haddi hesabı yokdur. Doğumuna 3-5 gün kalmış köpeğini ava götürenimi istersin, süt emziren köpeği yavrularından ayırıp ava götürenimi istersin, bıçakla kuyruğunu kesip kızgın yağa batıranınımı istersin, avı yiyor diye ağzına çamur, toprak dolduranınımı istersin, eğitiyorum diye ölene kadar döveninimi istersin, silah sesinden korkuyor diye köpeği bağlayıp kulağının dibinde silah atanınımı istersin. Ne tür eziyet istersen bulabilirsin. Ben köpeğine iyi davranan avcıyı bu memleketde bir elin parmakları kadar az sayıda gördüm. Senelerce yurt dışında kaldım fakat orada da kötü davrananları bir elin parmakları kadar az sayıda gördüm.
Yazdıklarınızı okuyunca 30 yıl boyunca yaşayıp da yazmadığınız diğerlerini de düşününce, tahmin etmek zor değil, anlıyorum, anlıyoruz ama kompleks kime ne kazandırmış ki!

Avrupa gibi temellerini başkalarının kanı ve gözyaşı üzerine kuran bir uygarlığı bu kadar abartmayın bence.


gece
'bu da dahil bütün genellemeler yanlıştır' diyen forum kişisi.

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2009, 21:28   #7
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,671
Galeri: 32
Av partisi

Konu avcılık olunca, yaşanan, tanık olunanlar kana bulanmış gerçekler olunca, haliyla, şiddetli kıtalararası gidiş gelişler, karamsar, kastı aşan eleştiriler de olabiliyor.

Dikkat edilirse bakış açısı farklı olsa da, ana düşünce (yaşama saygı, doğa ve hayvan sevgisi) ortak paydamız.

Sadece pozitifköpek için demiyorum, avcılığı çok sevip, en üst basamağa ulaşmak isteyen de, "avcılığı da avcıları da sevmeyen" de, beceriksizliğini şiddetle örtmeye yönelen akrabası ile yakınlığını protokole mahkum eden hassoman da, yıllarca tüfek ve köpekle dolaşıp, av olarak ait olduğu toplumu, üyelerini hedef alan pozitifköpek de uzak değil, yakınlar. Belki de sadece doğasever bir sitenin üyeleri olmalarından dolayı, ama durum bu.

Evet gerçekler bu kadar kana bulanınca arınmak da o kadar kolay olmuyor, temizlenmekse şart. Yani sorunun mu, çözümün mü tarafı olacağımızın netleşmesi ve bu yolda, küçük de olsa, elimizden gelen az şey de olsa, bir şeyler yapılması şart.

Doğaseverler olarak ortak paydada bile buluşup anlaşamazsak, herkesin şikayet ettiği, gerçek zararı veren, gerçekten eli kanlı, can alıcıların (dinamitle, elektrikle hayvan öldürenler) yaptıklarında bizim de payımız olmuyor mu, katkımız tepkisiz kalmaktan ibaret olsa da.

Avcılık zaaf mıydı, eski bir takım yaşanmışlıklar mıydı, nerede kalmıştık!


gece

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2009, 22:15   #8
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 02-09-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 27
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi gece Mesajı Göster
Avcılık zaaf mıydı, eski bir takım yaşanmışlıklar mıydı, nerede kalmıştık!
gece
Av hasatdır.

Hasatı her sene kaldırabilmeniz için her sene üretmeniz, ekmeniz gerekir.

Üretim olmazsa, koruma olmazsa hasatda olmaz.

pozitifköpek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2009, 02:58   #9
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi pozitifköpek Mesajı Göster
Avcılar bütün hayvanları kaçarken arkadan vururlar. Böyle vurmak zorundadırlar çünkü her yabani hayvan insandan kaçar. Eğer tetik çekmeden o hayvanla göz göze gelseler ve o hayvanın gözündeki korkuyu görseler çoğu tetik çekemez. Tetik çekebilecek olanlar sadece yukarıda anlatılan köpeğini vuran avcı ve onun gibi vicdansız, acımasız olanlardır.

Bizim ülkemizde avcıların çoğu köpeği tüfek, bıçak, çizme, araba gibi bir av aracı olarak görür ve köpek sevmezler. Esasında bizim milletimizin çoğu köpek sevmez, hayvan sevmez. Özellikle köpek Anadoluda sevilmez ve bir ihtiyaç varsa bakılır, bekcilik, avcılık gibi..

Bizim ülkemizde yaban hayatı idaresi de yokdur, avcı eğitimi de yokdur. Göstermelik avcılık belgesi vermek için bir kurs açılmışdır ve Avrupa ülkelerindeki uygulamalarıyla karşılaştırıldığında son derece komik, yetersiz, saçma sapan bir uygulamadır. Dolayısı ile bizim avcımız cahildir, hem de zır cahil. Türkiye’de yapılan avcılık ile Avrupa’da yapılan avcılık çok farklıdır. Avrupa’da avcılık yaban hayatı idaresinin bir parçasıdır. Avrupa’nın avcısı son derece eğitimli ve kalitelidir. Kıyaslama yapılınca zaten Türkiye’de yapılana avcılık denmez.

Bizde herşey göstermelik yapılır. Bilimsel dayanakları yokdur. Yapanın da bilgisi yokdur.
Yapılanı izleyenin de. Avcılar, çevreciler çıkar ormana göçmen av hayvanlarına ağır kış koşullarında yemleme yaparak medyada taraftar toplamaya çalışırlar ama bu davranışlarıyla o hayvanlara ne kadar zarar verdiklerini bilmezler. Göçmen hayvanları yemlemek demek zayıf olanların hayatta kalmasını sağlayarak hastalıklı ve zayıf genlerin sürü içinde devamını sağlamak ve ilerleyen nesillerde o nesli bozmak demekdir. Doğa kurduğu düzende zayıf bireylerin ölmesini ve bu zayıflıkların gelecek nesillere taşınmamasını sağlar. Zayıfların ölmesi ağır doğa şartları ve avcılar (insan ve yırtıcı hayvanlar) sayesinde olur. Avcı (insan ve yırtıcı hayvanlar) doğanın bir parçasıdır ve üzerlerine düşen görevleri yapmalıdırlar.
GÖĞÜSLERİMİZDE UMUDUN ÇARPRAZ FİŞEKLERİ

Umutsuzluğa düşmedik hiçbir zaman
yenildiğimiz oldu, ama umutsuzluğa düşmedik,
bir daha ağarmıyacakmış gibi çöken karanlık
doldurmadı değil günlerimizi,
bir daha ter dökmeyecekmiş gibi çekilen kan
korkutmadı değil korkuttu elbet
teslim olacağımızdan da korktuk, öleceğimizden de...

Ama umutsuzluk
_sonu gelmiş de hani dünyanın
hiçbir şey kalmamış gibi tutunacak
boşluğa değer ya insanın elleri_

düşmedik ona, yalnız olmadık yani, çaresiz olmadık.

Kavradık nerden geldiğini çünkü umudumuzun,
şafağını savunmak olduğunu kavradık geceye karşı;

ne bizimle başladı, ne kesilip kalacak bizden sonra

kavradık durdurulmaz yapan nedir bu akışı,

ve sıradan bir er olduğumuz halde bu kavgada

boyun eğmiyorsak önünde koskoca bir ordunun

DOĞRULADIĞI İÇİN BİZİ YAŞAMIN HER DAKİKASI.

Kemal özer

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2009, 01:46   #10
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,671
Galeri: 32
Delikli demir

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi berduray Mesajı Göster
Çok üzücü bir son...mermiden kime ne hayır gelmiş ki icad edildiğinden beri...

Hele otokontrolden aciz yaratıkların eline geçerse, seyreyleyin felaketi...
Evet üzücü, 14 bin yıldır bizimle yaşayan, bizi ailesi bilmiş köpeklere, hem de kendi köpeğine bunu yapana ben 'avcı' demem, diyemem, 'atıcı' o. Hem de attığını vuramadığı gibi köpeğini bilerek ve isteyerek vuran ve dahası, eşyalarını taşıyan yakını, genç yaştaki görgü tanığını da vurmakla tehdit edebilecek kadar kontrolden çıkmış bir 'atıcı' hem de.

Sanırım avcıların trajedisi de bu; çoklukla kim atıcı, kim bohçacı, kim öğrenci avcı, kim serhat avcısı, kim sportmen avcı ayırdedilemesi.

Bizim kültürümüzde hayvanlara tekme atmak kabul edilemez(di). Biz öyle öğrendik, atıcımız o noktada da çuvallamış ki gerçekten yazık.

Ancak berduray da öyle bir cümle etmiş ("mermiden kime hayır gelmiş ki icad edildiğinden beri") ki insan ne yani "delikli demir icad oldu..." mu demek istiyorsun, diye düşünmeden edemiyor.

Kızmayın hemen, latife ediyorum. Sohbet güzel gidiyor, okuyor, takip ediyoruz belli olsun diye dostların peşinden dalıverdim avlağa. Alınganlık olsun istemem.

Rastgele.


gece
gençliğinde müsabık boksa başlamasına "ramak kalmış" forum kişisi!

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-09-2009, 23:25   #11
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
SİLAH (Hayır mı? Şer mi?

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi berduray Mesajı Göster
...mermiden kime ne hayır gelmiş ki .
Hoş geldiniz Sn.Berduray, sizi bekliyordum, şu yukarıdaki yazınızdan dolayı.

Uçana kaçana atan bir avcı olduğumu bile bile gelmişsiniz ve '' burada kaldım'' demişsiniz.

Ben sizi ürkütmesini iyi bilirim.

Ne demişsiniz efendim, mermi...yani silah...(yani tüfek, avcı için).

Hadi diyelim ki, bilim ve teknolojinin ürünü olan silah 'hayır'ın eline değil de 'şer' in eline düşmüş olsun ve otokontrolden çıkmış, otomatiği atmış olsun, ve hatta ipin ucu dünyanın öbür ucunda 'şer'in elinde olsun, nasıl bir gümbütü seyredilir bir bakalım.

Şimdi burada kast edilen mermi yani silah, bir magandanın elinde ise sonuna kadar karşıyımdır ve kesinlikle üstüme alınmam.

Zaten sokakta, çarşıda, pazarda kahvede belinde tüfek ile bir avcı göremezsiniz. Onu ava gider ya da gelirken görürsünüz ki tüfeği kılfında omuzunda asılı, başı önde bir az mahçup görürsünüz.

Burada kast edilen mermi yani silah, ŞAVAŞ ise, ve bu iki büyük paylaşım savaşı ise elbette insana hayır değil şer getirmiştir ki tüm haksız savaşlara karşıdır bu yürek.

Burada kast edilen mermi yani silah SAVAŞ ise ve bu 'HAKLI' bir savaş ise; ve VATAN ise söz konusu olan; ve orduları dağıtılmış, tersanelerine girilmiş ise; işte o zaman hayır mı şer dinlemem alırım elime mermimi, tüfeğimi, gerisi zaten teferruattır...

Yaşanmışlığımız vardır zaten yakın tarihimizde, Maraş'ın KAHRAMAN lığında, Antep' in GAZİ liğinde, Ege' nin KIZAN lığında EFE liğinde...

Ve 60 bin avcı da mücahit değil midir 'O' zaman...

Bilirim, tanırım sizi, bunu kast etmezsiniz, benim gibi yaparsınız sizde, bizde, hepimizde...

İşte o zaman mermi yani SİLAH şer değil, hayır getirmez mi?

Saygılar/rastgele

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 06:51.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025