Malkarada da10-15 gündür 2gunde bir yağmur yağıyor

Merhabalar Sevgili Güler Hanım ve tüm forum üyeleri...Bu denli yararlı ve faydalı bir formu saygı sevgi çerçevesinde yürüten herkese; bilgilerini, deneyimlerini,emeğini paylaşan herkese teşekkürler...sizleri tanımakta biraz geç kalmakla birlikte inşallah sizlerden edindiğim tüyolarla bişeyler yapabilirim bende....

Sevgili Güler Hanım; elinize, yüreğinize sağlık....

Teşekkür ederim, sevgili deniz&ece.

Büyük torun ziyaretimize geldi üç gün kaldı, her gün yağmur yağdı ama yine de biz çok güzel vakit geçirdik.

Dün onu yolcu ettik, yaşı daha küçük araba kullanamıyor o yüzden beraberinde pek fazla bir şey gönderemesek de yine bir şeyler yollayabildik.

Sarmalık yaprak topladık, kurutulmuş naneler paketlendi, körpe körpe kaşık marulları temizlendi, salatalık, dut, ahududu ve olmuş vişnelerden toplandı.

Güler hanım merhabalar.

Belki haddime değil ama Orta Anadolu'da vişne ağacı 3 yaşından sonra pek sulanmaz. Çubuk İlçemiz Vişnesi ile de meşhurdur. Ovasında sebze, kıraç ve susuz arazilerinde vişne yetiştirilir.

Bu da, ağacın ihtiyaç duyduğu duyduğu az miktarda ki suyun, yağışlarla karşılanamadığı kurak geçen yaz aylarında; ancak Mayıs sonu ve Haziran ortalarında yetişkin vişne ağaçlarına bir belki en fazla iki kere sulama yaptırılır. Sulama da kesinlikle kök boğazından uzak alanlardan yapılır.

Manyas ikliminde, vişne ağacı için düşündüğünüz sulama, umarım ağacınıza zarar vermez.

Sevgili s.serdar, hiç bilmiyordum verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.
O zaman vişneyi es geçer diğerlerine yönelirim.
Tekrar teşekkür ederim.

Peki diyorlar ki; vişneye su verirsen meyveleri daha iri olur, o zaman bu doğru bir yaklaşım değil. Mine Hanıma danışalım.

Benim bahçemde çilekler var. Onları her zaman sulayamadığım için genellikle küçük ve tatlı bir aromaya sahipler. Komşumda da aynı çileklerden var. Ancak onun çilekleri daha iri. Sulamasını ve gübrelemesini iyi yapıyor. Biraz eskidiği zaman yerlerini değiştiriyor. Ancak onun çilekleri ilk çıktıklarında tatlı oluyor. Sonraki çıkımlarda benim çilekler kadar tatlı olmuyorlar. Bende yoz vişneler var. Küçük fakat aromalılar. Ben ne kadar bakım yapmaya çalışsam da kaç yıldır çok fazla bir meyve yiyemedik. Geçtiğimiz yıl yaptırdığım setlerde daha güzel bir ortama kavuştular. Budamalar ve geçtiğimiz yıl iyi beslenmeleri ile daha fazla sürgün ve meyve gözü ürettiler. Bu yıl biraz da yağmurların sayesinde oldukça fazla bir meyve tutumu var. Onlar vişnenin atası oldukları halde susuzluğa dayanamıyorlar. Bir süre sonra kuruyup yerine yenileri çıkıyor. Damlama sulama yaptığım yerde aynı kökten çıkan yoz vişne nerede ise ölüyordu. Biraz budaması yapıldı. Damlama sulama ile mecburen sulanıyor. Ölmek üzere olan çalı formunda iken şu anda ağaç formunu aldı. Kiraz aşılasam mı diye düşünüyorum şimdi. Nasıl olsa oldukça fazla yer kaplamaya başladı.

Kurak yerde vişne yetişiyor. Daha koyu, aromalı ve tatlı (vişne için mümkün olduğunca ) oluyor. Aynı vişneyi suladığımız zaman çok daha fazla ve büyük olur. Tabi ki daha ekşi.

Burada napolyon kirazının en ünlü olarak yetiştirilen yerden bir kişi ile konuşurken çiçek zamanı kirazlarını suladığını söylemişti. O zaman bana garip gelmişti. Çiçek zamanı sulandığı zaman ağaç strese girmeden daha fazla ve sağlıklı meyve tutumu yapıyormuş. Tabi ki sulanmayan yerde daha küçük ve az meyve tutumu olur.

Asma sulanmaz derler. Asmanın ihtiyacı olduğu zaman su ve gübre verildiği zaman meyve tutumu, büyüklüğü ve miktarı her zaman daha iyi olmakta. Zamanında verilen su her zaman daha kaliteli meyve yapar.

Burada vişne, kiraz anacı olarak idris kullanılmata. Onun bile çeşidi varmış. Kurak topraklarda yaşayabilen çok sulu yerde ise ölen bir anaç. Bir arkadaşımın taban suyu yüksek olan yerde diktiği nerede ise bütün kirazlar belirli bir süre sonra kuruyup öldüler. Daha sonra bir başka kişi orada fidan yaptı. Muhtemelen kuş kirazı denilen anaç kullandığı için dikilen kirazlar halen yaşıyorlar. Bu durum toprak, anaç, yıllık alınan yağış miktarı, vs. faktörlere bağlı bir durum.

Bu yıl bir arkadaşın teşviki ile zor da olsa bir kısım fidanlar aldım. içlerinde yeni geldiği söylenen farklı bir vişne cinsi de var. Birkaç yıl içinde ne cins vişne olduğu, benim toprakta olup olmayacağını gözlemleyebileceğiz. Arkadaşın bahçesinde olan vişnelerden bir tanesinin meyveleri daha iri ve tatlı. Biraz da anaç ve üst aşı farkı da etken oluyor.
Sulama durumu var ise ihtiyaç duyduklarında sulamak her zaman iyidir.

Hasada yakın verilen suyun meyvede çatlama yapabildiğini ve meyvenin raf ömrünü azaltır diye biliyorum.

Pazar günü torunu yolcu ederken ona iki kg. kadar framboğaz vermiştik. Pazartesi toplamadık bu gün biraz güneşi görünce yine pıtır pıtır döktü.

900 - 1000 gr. kadar gün aşırı toplar olduk.

Ihlamur iyice çiçeklendi, ben pek yakınlarına sokulmasam da çocuklara göndereceklerimiz toplanıp kurumaya serildi.

Kahvaltı sonrası saat 08.00 gibi balkona çıktım. Yapılacak bir sürü iş var... nereden başlayayım diye düşünürken birdenbire balkonumu çok sevdiğimi düşündüm.

Sağıma baktım soluma baktım sonra da gidip salıncağa oturdum.
Balkonum 18 m boyunda yani büyük sayılır. Pencere önlerinde, balkon kenarında asılı irili ufaklı 55 adet saksı var. Hepsinin sulamaları ve bakımları yapılacak, balkon yıkanacak.

Pencere önünde begonyalar, askıda petunyalar, menekşeler

Kenarda lisiler (3 uzun büyük saksıda), sardunyalar, amaryllisler

Kaktüsler, atlaslar...

Lilyumlar, clematisler...

Hepsinin sulamaları, bakımları yapıldı. Tam üç saat sürdü.
Sonra balkon güzelce yıkandı...
Bundan sonrası keyif zamanı; sebilde soğuk-sıcak su hazır, nescafe ve bardaklar da.(isteyene)
Hemen yanımdaki ocakta çayım da demli (bana ve benim gibi çaycılara)
Yoruldun mu... uzanacağın salıncaklar seni bekler.
Yok, siteye mi girmek istiyordun... laptop da masa üstünde, gir agaclar.net'e paylaş fotoğraflarını.

Sessizlik çok güzel, çimi sulayan fıskıyelerden çıkan su seslerine kuş sesleri eşlik ediyor.

Böyle balkon sevilmez mi a dostlar?

Sevilmez mi güler hanım tanrı size sağlık versin size keyfini sürün

Ellerinize sağlık abla süper olmuş

İyi dilekleriniz için teşekkür ederim yelizkahraman.

Senin o sihirli ellerin, o yüreğindeki sevgi var ya Güler Ablacığım! İşte her şeyi güzelleştiren o hünerli eller... İyi ki varsınız... Sizi çok seviyorum!

Teşekkür ederim sevgili loveforlife, gönül isterdi ki balkon salıncağının tekine şu kırık bacağınla bir uzan ben de sana çayını vereyim. Biraz olsun dinlen, huzuru hisset, sorunlarından uzaklaş. Sen bu huzuru bulmayı hak ediyorsun.
Ben de seni çok seviyorum.

Bu sabah şekerpareler toplandı, sanırım biraz geç kalmışız bazılarında çatlamalar olmuş ama tatları harika.

Çocuklara kargo hazırlandı, kayısı, vişne ve taze ıhlamurlar postalanacak.

Uzun uzun mesaj yazmıştım, yazdığım mesaj zaman aşımına uğramış. :)

Sevgili Güler Hanım, meyvelerdeki çatlamalara aşırı yağmurlar sebep oluyormuş. Bizim kirazlarda ve eriklerde de aynı durum söz konusu.

Her şey o kadar tertipli, temiz ve huzur verici ki, ben de orada olmak istedim. :)

Yağmurun çatlamalara sebebiyet verdiğini biliyorum, bizde kiraz da erikler de erken oldu, paçayı kurtardık....;)

Gelsene beraberce buluruz huzuru, çok sevinirim.

Sabah bahçe sulamasına başladım, üç saatte 3/4 hortumla ancak arka bahçedeki güllerin ve hemerocallis, glayöllerin sulaması bitti.

Biraz ara vermek için navelelerimi alıp salıncağa geçtim. Bir saat kadar dinleneyim sonra güllü kameriye ve yürüme yolundaki güllere geçeceğim. 3-4 saatte o sürerse bugünlük paydos derim, ama arada yarım saat çay molası veririm öğle yemeği yemedim.

Bahçede iki vişne ağacı var, kuytuda olanın meyveleri olgunlaşmış, onları toplayıp çocuklara gönderdik.
Büyük ağacın meyveleri daha tam olgunlaşmadı, olanları da gelip gittikçe ben avuç avuç toplayıp yiyorum.

Sıra sıra dizilişleri çok güzel.

Elma ağaçlarında ve armutlarda seyreltme yapıldı

Sabah saat 06.00, attım kendimi bahçeye. Sabah serinliğinde ne yaparsam kâr kârdır diye.

Önce bir kaç kare fotoğraf çektim, sonra başladım deli pösteki sayar gibi su otlarını yolmaya hem de tek tek.

Bahçenin bir kaç yerinde aşırı ayrık otları var. Senelerce uğraştım, yoldum, dibindeki taşları çıkardım, öldürücü ot ilacı attım ama nafile kökünü kurutamadım.

Baktım baş edemiyorum siyah naylon kaplamaya karar verdim. Çok da iyi yapmışım.

Nasıl yaptığımı anlatayım.

O alanın otlarını alabildiğimce alarak toprağı tırmıkla düzleştirdim.
Siyah naylonu boydan boya serdim. Yağmur sularının toprağa geçmesi için bir kaç yerini 3 cm kadar + işareti gibi kestim.
Sonra bu naylonun üzerini bol bol çakıl taşları ile kapattım.
Naylonun altında güneş görmeyen ayrıklar yüzeye çıkamıyor, uzasalar da yapraklanmıyorlar.

Birkaç senedir siyah naylon bulamıyoruz, ben de evvelce almış olduğumuz mavi naylonları sermeye başladım, nasıl olsa üstü çakıl taşı ile kaplanıyor.

Taşlar arasından çıkan bu su otları, çimin sulanması esnasında fıskıyelerden etrafa dağılan sular yüzünden, bir de naylon üzerinde yaptığım + işaretli kesiklerden sızan suların da tesiri var.

Bir saatten fazla bir zaman su otu yoldum, iki büklüm belim ağrıdı ara verip başka işlere baktım örneğin açmış -dökülmüş gülleri temizledim.
Akşam üzeri de bir iki saat posteki sayarım, o alan biter.

Çakıllar arasından çıkan su otlarını yolmak çok kolay, taşları biraz aralayın, otu çekince kökünden geliyor.

Naylon altında kalan ayrıkların görünümü ve temizleyebildiğim alan.