Bahçedeki Osmanlı Çilekleri yavaş yavaş olmaya başladı. Bu gün biraz toplayıp miss kokularını doya doya içime çektim sonra da zevkle yedim.

Osmanlı çileklerini diğer çileklerden ayıran belirgin bir özelliği harika kokularıdır. Bir çay tabağına koyduğunuz beş-on çilek mutfağınızı mis gibi koku ile kaplar.
Mis gibi kokuları yüzünden genelde reçel olarak tüketilir, çok dayanıklı olmadığından toplandıktan kısa bir müddet içinde tüketilmelidir.
Çilekleri bol bol sularsanız ebatları da büyük olur.
Osmanlı çilekleri diğer çilekler gibi kıpkırmızı olmaz, pembe beyaz görünümündedirler. Osmanlı çileğini tanımayanlar sanırlar ki bu çilekler henüz olmamış, ham koparılmış.

Son zamanlarda çarşıda -pazarda satılan çileklerle mukayese bile etmeyiz biz(eşim ve ben), çocuklar da geldiklerinde hemen çileklerin arasına dalar ellerindeki sepetlerine toplarlar.

Evde bulunan diğer çilekle osmanlı çileğini beraberce mukayese edelim istedim.

İlk fotoğraf bahçeden topladığım osmanlılardan (daha yeni ürün, gün geçtikçe biraz daha irileşecektir)

İkincisi pazardan aldığım çilek (türü varsa da ben bilmiyorum)

Üçüncü fotoğraf her iki çileği de ortadan kestim

Dördüncü fotoğraf osmanlı çileğinin içi; beyaz ve çok lezzetli.

Bu gün clematisleri paylaşayım, yarın birkaç tane gül fotoğrafı yüklerim.

Bu sene bahçedeki gülleri budarken gençleştirme budaması yapmadım; biraz daha yüksek budadım.
Belki de o yüzden güller daha iri oldu.
Bahçenin her tarafı güllerle dolu, etraf mis gibi gül kokuyor.
Güllü kameriye, balkonun sağı ve solu sarmaşık güllerle kaplandı, görsellik çok güzel.
Dile kolay 250 kök gül, açmış durumda.
Bir kısmını paylaşayım.

Güllü kameriyenin bir bölümü clematislerle kaplı, bir bölümü kokulu güllerle

Salonun balkona bakan pencere önlerine begonya saksılarını koymak, balkon kenarına sarkan petunyaları asmak hoşuma gidiyor. Her sene çiçekleri alır ve saksıları hazırlarım.

Balkonumuz büyük, sağ ve sol köşelerinde de kokulu sarmaşık gülleri var. Biri pembe diğeri kaysı renginde.
Güller arasında salıncaklara uzanmak, mis kokular içinde sessizlik ve bülbülleri dinlemek çok hoş.

Güller arasında salıncaklara uzanmak, mis kokular içinde sessizlik ve bülbülleri dinlemek çok hoş.

Sevgili cumhur sen hiç bu salıncakta bir kedeh rakı alıp bülbüllerin sesini dinledin mi?

Abi dinlemediysen sen yaşamıyorsun :D

Eklenti 648893

İki gündür aralıklarla ama oldukça kuvvetli yağış var Manyas'da. Yağmur durduğunda da hava kapalı ve soğuk.
Bu gün yağış kesildiğinde bahçedeki soğanlı bitki saksılarını balkona taşıdım aksi takdirde soğanları çürüyecek.
Bahçeye çıkmışken erik ağacını ve çilekleri ziyaret etmezsem olmaz. Erikleri ceplerime doldurdum ama çilekleri koyamadım. Biraz toplarken yedim birazını da eve getirdim.

Yağmur gülleri sarsmış ama clematisler coşkulu, hele balkon kenarındakiler adeta yarış halindeler.

Güllü kameriyeyi de saranlar keyifli.

Amaryllis'lerin çoğu tomurcukta tek tük açanlar olmuş.

Balkon kenarı clematisler

Kameriyeyi saranlar

Yağmur sonrası güller

Amaryllis'ler

Geçen hafta kızım iş seyahati için Çin'e gitmişti. Gittiği bir fabrikanın bahçesinde çiçekli bir ağaç görmüş, çok hoşuna gitmiş bana da whatsapp tan fotoğrafını gönderdi " anne çiçekleri harika kokuyor, adını sordum ama bilmiyorlarmış bu ağaç 100 senedir burada" dediler.
" Bir hafta sonra yine o fabrikaya gideceğim adını öğreneceğim " dedi.

Sonra adını öğrenmiş " anne adı Osmanthus'muş" dedi ve gelirken de üç tane çelik getirmiş.
" Kızım Osmanthus burada da var, hatta bizim bahçede de vardı ama gübre getiren bir traktörün azizliğine uğradı, ezildi" dedim.

Getirdiği çelikler enteresan geldi; dal çapları 3-4 cm çapında. Boyları da 40cm kadardı. Hemen ikiye böldüm ve söğütten hazırladığım köklendirme suyuna batırdım. Bu akşam bekleyecek yarın saksılara ekilecek.

Toprak ve yanık gübre karışımı + dere kumu + torf + perlit'e biraz da fungasit ilave ederek toprakları da hazırladım.

Çeliklerde çok miktarda göz var, bizde yetişen Osmanthuslarda bu kadar göz var mıydı unuttum.

Kız çok arzu etti diye işe koyuldum umarım başarırım. Başaramazsam kapısını çalacağım dostlar; sayın Orhan Özbilgiç ve KAPTANzst olacaklar. :D :D

Çelikler

Güler Ablacım; çok çok emin olmamakla birlikte ben PLUMERİA bitkisine benzettim.

Pek bir fikrim yok benim de sevgili sakdag, o yüzden sevgili Orhan Özbilgiç ve KAPTANzst'e sordum.

Pek bir fikrim yok benim de sevgili sakdag, o yüzden sevgili Orhan Özbilgiç ve KAPTANzst'e sordum.

Zafer İnandıklı'da da vardı plumeria.

Sevgili Zeki Yağlı'nın kulakları çınlasın

Şakayık açtı ama yağmurdan başını kaldıramıyor bir türlü

Doludizgin gelenler var....

Gövde yapısına ve kesim yerlerine baktığımızda pulmeria ile büyük benzerlik arzediyor.
Osmanthus'u yakından görmediğim için mukayese yapamıyorum.

Dörtlü güzel açtı ama sırasını bekleyenler de var

Zarif güzel

Açıp geçenlerin yerine hemen yenileri açıyor....

Yeni açan Amaryllisler

Güler Ablacım benimde plumeria çiçeğim var ve bu çelikler aynısı.Çelikten çok kolay ürüyor.Gece ile gündüz ısı farkı çok olduğundan çeliklere sera yapmak daha iyi olur. Gerçi senin elinden tutmayan bitki varmıdır bilmiyorum ya.

Sevgili Zehra evin, açıklaman için çok teşekkür ederim.

Bende şu an her iksi de yok, o yüzden nedir bir fikir yürütemiyorum, arkadaşlar fikir beyan ederlerse, yetiştirilmesi hakkında bilgi verirlerse çok mutlu olacağım.

Sevgili zehra evin, balkonumun en sevdiğim köşesinin fotoğrafını güzel ilgin için sana gönderiyorum. Bilmiyorum clematis sever misin? Bu sabah çektim.