Yorgunluğu atmanın diğer bir güzel şekli de fotoğraf makinesini alıp, güzellikleri kaydettmek.

Mesela ben hala hiç yorulmadan açmaya devam eden sieboldii lerime hayranım. Koyu mavilerle beraber güzel bir görüntü sergiliyorlar balkonumun kenarında.

Kameriyedekiler de kendi hallerindeler

Hemerocallis ler de tek tük başladılar... Kenarları biyeli olan çok hoşuma gidiyor.

Sabah erken saatte çim biçildi, fıskıyelerle sulanıyor.

Balkon mis kokulara bürünüyor.
Bir yanda çiçek açmış ıhlamur ağacı, diğer köşede karanfil ve lillyumlar....

Stevya da büyümeye başladı...(artık şeker kullanmayız...:D)

Sizin bahçenizi her gördüğümde hem çok mutlu oluyorum, hem de çok mutsuz oluyorum. Mutlu oluyorum. Çünkü çok güzel bitkiler, çiçekler, meyveler görüyorum. Mutsuz oluyorum. Çünkü kendi bahçeme bu kadar özenle bakamıyorum. Tebrik ederim.

Sayın Poizer, mutlu olun, mutlu oldukça emin olun çok daha güzelini yaparsınız.
Bitkilerinize boş kaldıkça değil, vakit ayırın. Konuşun onlarla, sevginizi gösterin, size mutlaka cevap vereceklerdir.

Hemerocallislerin bir kısmı açıyor geçiyor ve ertesi gün yenileri açıyor. Bahçeye renk katıyorlar....

Kaynana topuzu açtı... ve hâlâ açacak tomurcuklar var.

Şekerpare kayısılar toplandı ve bitti şimdi sıra diğerlerinde...

Bir tür çok iri tadı da muhteşem. Çapını ölçtüm 21 cm geliyor.

Vişne ağacı bu sene az verdi dedik ama 31 kg vişne topladık. Üst dallarda toplayamadıklarımız var, onlar da kuşların payı.

Bir kısmı ile reçel yapıldı, tam üç posta.
Bir kısmı ile sorbe, bir kısmı komposto oldu. Büyük bir kısmı da vişne suyu oldu ve bu sıcaklarda buz gibi vişne suyu misafirlere bol bol ikram edildi.

Güler hanım harika bir bahçeniz var maşallah. Hayranlık duymamak elde değil. İzlerken bile terapi gibi. O kadar güzelliğin içinde yaşamak kimbilir ne kadar güzeldir ;) Sağlığınızla ve sevdikleriniz bu güzelliklerin içinde mutlu çiçekli birbirinden güzel günler diliyorum.

Teşekkür ederim sayın Zorlu, çok naziksiniz.

Yaz gelsin, gelsin derken, telaşlarıyla birlikte geldi. :) Biz de bu hafta vişnelerle uğraştık. Aynen, tepe dallar kaldı, biz bırakmayacağız ama. :)

Kayısılar nefis görünüyor, afiyetle tüketin.

Yine her şey çok güzel, huzur verici. Bu bahçeyi canlı görmezsem gözüm açık gidecek, bunu da bilmenizi isterim, Sevgili Güler hanım. :) Sevgiyle...

Sevgili S.Durul, beni biliyorsun-tanıyorsun samimi olduğuma da inanıyorsundur herhalde kapımız her daim açıktır, ne zaman arzu ederseniz bütün aile gelin. Çok sevinir ve mutlu oluruz.

Bu sene sieboldii saksıda çıkmadı. Çok üzüldüm. Bekliyorum köklerden sürer inşallah.

Sevgili Benol, sonbaharda senin için daldırma yapacaktım, biraz daha bekler misin? ;)

Dün Oğuz bahçeden iki sepet dolusu kayısı toplayıp gelmiş, onlar bana ben onlara bakakaldık.
Bir kilo kadarını ayırdım reçel için denemek istedim, kayısı reçeli daha evvel yapmamıştım.
İki kilo kadar ayırdım, taze taze yeriz diye düşündüm.
Beş kilosundan reçel yaparım.
Fazla olmuş olanlar da üç kiloya yakın geldi, onlardan da marmelat yaparım diye düşündüm.

Reçel denemem başarılı oldu ama kayısılar biraz dağıldı, o yüzden ayırdığım beş kilo kayısıyı daha az kaynatmam gerektiğini öğrendim.

Hava sıcak, mutfağa kapanıp kalmak niye dedim ve hemen sanayi tipi ocağı balkona taşıdım.
Çayımı da yanıma alıp geçtim tencerenin başına. Ohh mis gibi lillyumlar kokuyor, karşımda glayöller açmış, hafif bir esinti de var, böyle reçel yapmak dostlar başına. Etrafı seyrede seyrede reçelimi yaptım. Çok da güzel oldu.

Lillyumların kokuları her tarafa yayılıyor,hele balkon mis kokuyor. Bir saksı açıyor o geçerken diğer saksıdakiler başlıyor....

Glayölleri biraz daha derin dikmem gerekiyor, rüzgar bir kısmını yatırdı.

Eğer akşam üzeri rüzgar olmazsa Oğuz güllere yaprak gübresi atacak, gübreyi ben hazırlarım o da atar.
Sanırım 25 lt.depo ile 3 defada iş biter. O güllere yaprak gübresi atarken ben de hayli uzayan ve şekilsizleşen taflanları budarım.

Sevgili Güler hanım bu düzenli bahçeye can kurban nasılda her yere yetişip reçelde yapmışsınız afiyetle tüketin tüm ailenizlen beraber ne mutlu bize aramızda böyle tecrübeli ve azimli insanlar varken sizden çok şeyler öğreniyoruz Saygılarımla .

Biri şeker pare mi dedi, ;) bana mı öyle geldi :D

Yerim onları alimallah :D

Sevgili Lilium, şeker pareler nefisti, öyle tatlı öyle tatlıydı ki iki üç tane yesen için bayılırdı.
Ben iki tane yedikten sonra bir avuç ahududu yiyordum ki onun mayhoşluğu şeker parelerin tatlılığını gideriyordu.
Tüh yetişemedin, bilseydim ki seviyorsun seni arardım.

Güler hanım, kayısıların çekirdeklerini de mi reçele kattınız?

Hayır sevgili Dutlubahçe, onları ayırdım; tenis topu büyüklüğümde çamur toplar yapıp köyün muhtelif yerlerine atacağım, bakarsınız kışın yağmurların etkisi ile kayısı fidesi oluşurlar.

Reçelde kullandığım Datça çiğ bademi. Pilavda da kullanırım hoş oluyor.

Minik minik çiçekleri ama harika aroması ile yalancı melisa ( limon otu - Aloysia triphylla)
bahçeye her gelenin ilgisini çekiyor. Yapraklarını isteyen isteyene; kimisi çay gibi demliyor kimisi de benim gibi evde yapılan limonata içersine atıyor.
O yüzden bahçede iki kök var ama bir kök de her ihtimale karşı saksıda tutuyorum.