![]() |
|
|
![]() |
#1 | ||
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,024
|
Alıntı:
Geceleyin şehirde dolaştığınızda ne görüyorsunuz? Her taraf cıva buharlı sokak lambaları ile donatılmış, kocaman kocaman reklam panoları ışıl ışıl. Bunlar lazım mı? Hangi yaşamsal ihtiyacı karşılıyorlar? Bırakın geceyi, gündüz dolaşın ve dikkatli bakın etrafınıza, nerelerde göz göre hiç bir işe yaramayan enerji kullanılıyor. Gündüzleri güneş ışığı daha iyi kullanılamaz mıydı? Çok mu zenginiz, bu kadar çok enerjiyi bol bulamaç kullanmak için? Fabrikalara geçelim. Ne üretiyorlar? Üretilenlerin hangileri gerçek mânada gerekli? Yoksa gerekli olanlardan daha çok gereksiz, sırf ekonominin çarkları dönsün diye oluşturulmuş, yapılmış, bir üretim mi? Alıntı:
Oysa bir bilgi Türkçeye çevrilene kadar yüz tane yenisi üretiliyor. Toplumumuzun bunlardan 99 tanesini hiç bir zaman bilme şansı bile olmuyor. Bunun her saniye tekrarlandığını düşünün. Bana göre enerji krizinin bir sebebi de budur. Endişelerin, korkuların, gereksiz cesaretlerin, bize bir şey olmazların, biz en büyüğüz türünden duyguların, çok defa öküz altında buzağı aramaların ama burnumuzun önündeki koca öküzü de görememenin ve daha bir çok şeyin sebebi de bu ne yazık ki. Yanlış anlaşılmasın, bu sadece üzülesi bir durum. Kendi adıma, çok nadir durumlar dışında çeviri yapmıyorum. Çünkü bir şey çevirmek için harcanan zamanda beş yeni şey okuma imkanı olabiliyor. Uzun lafın kısası linkte, İngiliz Guardian yayın organının çevre ile ilgili bölümünde, Ray Kurzwail isimli birinin enerji konusundaki bir öngörüsü var. Bu şahıs, "the law of accelerating returns" denen bir teorinin sahibi olarak, geçmişte bilgisayarların bugün geldikleri durumu tam olarak tahmin edebilmiş biri. Diyor ki, 20 yıl içinde gereken enerjinin tamamı güneş enerjisinden elde edilebilecek. Bunun için çok mantıklı bir açıklama da yapıyor. Hatta ABD başkanı Obama'nın 2035 yılında, ABD'de kullanılan enerjinin %80'inin yenilenebilir kaynaklardan karşılanması planını da eleştiriyor ve bu planın olması gerekenden dört sonrasını hedeflediğini belirtiyor. Elbette, bu öngörüler (Obama'nınki de dahil), artan enerji ihtiyacını da hesaba katarak yapılıyor. Ve daha başka pek çok şey. Son bir kaç haftadır aklıma geldikçe Zambia denen ülke hakkında bilgi toplamaya çalışıyorum. Sebebi de 2001 yılında, o sıra gıda problemi yaşıyor olmalarına rağmen bedava GDO'lu Amerikan mısırını reddetmiş olmalarıydı. Detayına girmeyeceğim ama çok ilginç şeylere rastladım. ![]() Bu resim, Zambia'nın Kitwe isimli şehrinden bir mahalle. Her neyse, bu ülkenin 13,5 milyon nüfusu var. Çok zor koşullardan geçmişler. Hala da geçmişten ve çevreden gelen zor etkileri yaşıyorlar. Topu topu 9,75 milyar Kwh enerji üretimleri var ve bunun küçük bir kısmını da satabiliyorlar. Küba'yı kim bilmez. 110 bin km2 ile Türkiyenin yedide bir büyüklüğündeki adada 136 havaalanı var (bizden epey fazla). 8600km'lik demiryolu Türkiye ile eşit. Tükettiğinden daha fazla enerji üretiyor. (ülkelerin pek çok metrikleri için buraya bakabilirsiniz). ABD halen 3,8 trilyon Kwh elektrik tüketiyor. 2035 yılı için tüketim öngörüleri her neyse, bunun %80'ini yenilenebilir kaynaklardan karşılayacaklar. Bunun için yatırım bütçeleri $150milyar. Ellerindeki nükleer teknoloji ise kâr realizasyonu için bizim gibi yerlere satılacak ve kendi temiz enerji projelerini finanse edecekler. |
||
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|