![]() |
|
![]() |
#151 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-02-2011
Şehir: Gebze-Kocaeli
Mesajlar: 61
|
birde buradan bakalım Alıntı:
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#152 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-02-2011
Şehir: Gebze-Kocaeli
Mesajlar: 61
|
ne zamandır bakıcam bakıcam diyordum,bu akşama kısmetmiş. dünya yıllık güneş hücresi üretim kapasitesi ne yazıkki çaresizliğimizi bir kez daha yüzümüze çarpıyor. #1 Q-CELLS SE Almanya merkezli Q-Cells firması solar hücre üreticileri arasındaki liderliğini 2007’nin ardından 2008’de de sürdürdü. Q-Cells 2008 yılında 581,6 MW solar hücre üretti. Bu rakam 2007’deki 389,2 MW’ın % 49 üzerinde. Firma 2009 projeksiyonları için rakam vermekten kaçınsa da, 800 – 1000 MW arasında solar hücre üretmesi beklenmekte. Kapasiteye gelince; bir çok firma piyasada modül aşırı arzı olduğu düşüncesiyle kapasite artışlarına ara verse de Q-Cells bu konuda da kendi rotasını çizmekte. Firma 2008 yılında merkez fabrikası Thalheim’in üretim kapasitesini 516 MW’tan 760 MW’a çıkarmıştı. Q-Cells şimdi Almanya dışında da bu miktar kadar üretim kapasitesine sahip olmanın yollarını ve imkanlarını aramakta. Thalheim’e bu sene 40 MW eklemenin yanında Malezya fabrikasını da açacaklar. Bu fabrikanın kapasitesi 520 MW olacak. Böylece 2009 sonunda Q-Cells’in solar hücre üretim kapasitesinin 1,32 MW olması planlanmakta. Kristal silikon için verilen bu rakamların yanı sıra, Q-Cells ince film üretiminde de büyük artışlar planlanmakta. #2 FIRST SOLAR Inc. 2008 yılında Q-Cells fırtınası şiddetli esse de, kadmiyum tellür (CdTe) üreticisi First Solar Inc’nin atağı da dikkat çekti. Sadece ince film üretimi yapan tek firma olarak 2007 yılında Top 10'da yer bulan firmanın atağı 2008 yılında daha da kuvvetlendi ve firma dünyanın en büyük solar hücre üreticileri listesinde ikinciliğe yükseldi. First Solar Inc 2008 yılında 504 MW üretim yaptı. Bu 2007 yılına göre % 152’lik bir artışa tekabül etmekte. Q-Cells’in liderliğine rağmen 2008 yılında pazar payını düşürdü, First Solar Inc ise pastadaki payını % 1,7 arttırarak % 6,4’e yükseltti. Photon’un tahminine göre firma 145 MW Ohio ABD’de, 192 MW Almanya’da, 192 MW da Malezya’daki fabrikalarında üretim yaptı. First Solar Inc 2009 yılında üretimini 2008 rakamının iki katına çıkartarak 1 GW’a yükseltmek istiyor. Firmanın 2009 yılı sonu kapasite hedefi olan 1,1 GW’ın hemen altında bulunan bu rakama ulaşması zor görünmekte. Fakat bu hedef gerçekleşirse (firma genelde kendi tahmini üretim rakamlarını aşmasıyla biliniyor) First Solar Inc 2009 yılı sonunda kendini listenin tepesinde bulabilir. Bu hedefin gerçekleştirilebilmesi biraz da firmanın imaj probleminin üstesinden gelebilmesine bağlı. Solar modülleri için geri dönüşüm programı başlatan firma, panellerinde toksik bir malzeme olan kadmiyum kullandığı için sadece çevrecilerin değil rekabet ettiği firmaların da suçlamalarına maruz kalmakta. Fakat kadmiyum sorunu dikkati başka yöne çekmek için kullanılan bir bahane gibi görünmekte. Çünkü, bu kimyasalın bir yangın durumunda bile çevreye yayılması tehlike sınırlarının aşılmasına sebep olmamaktadır. Uzun vadede daha tehditkar gibi görünen husus bu firmanın ürettiği panellerin diğer önemli bileşeni olan tellürün doğada çok fazla miktarda bulunmamasıdır. Aslında First Solar Inc firmasının güneş enerjisi solar PV piyasasına etkisi kimyasal olmaktan çok ekonomiktir. Firma 2008’in son çeyreğinde Watt başına 1 Dolar bariyerini aşağıya doğru kırarak 98 Cent’e ulaşan ilk firma olmuştur. Bu durum diğer firmaların da fiyat politikalarını gözden geçirmelerine yol açmaktadır. #3 SUNTECH POWER Co. Ltd. Çin’in en büyük solar hüre üreticisi Suntech Power Co.Ltd. sıralamada üçüncülükteki yerini 2088’de korudu. 497,5 MW yıllık üretimle First Solar Inc firmasının hemen altında kalan firma Sharp Corp.’u geçmeyi başardı. Suntech Power Co.Ltd.’in 2008 yılında yakaladığı % 48’lik büyüme First Solar Inc’nin büyüme rakamından biraz daha az. Bu büyüme rakamına rağmen üretiminin % 60’ı multi-kristal, % 40’ı da mono- kristal olan firmanın pazar payı 2008 yılında % 7,9’dan % 6,3’e geriledi. Ekonomik kriz Suntech Power Co.Ltd. yöneticilerini 2009 yılında daha muhafazakar olmaya yöneltmiş. 2009 yılının ilk ayında açıklanan 1 GW kapasite hedefinden vazgeçilmiş. Yeni hedefse 2009 toplam üretim rakamını % 60 artırarak 800 MW’a çıkartmak. Bu rakamın anlamı Suntech Power Co.Ltd. 2009 yılı sonunda en fazla solar hücre üreten firmalar arasında olmaya devam edecek. Fakat büyüme rakamlarının revize edilmesi firmanın 2010 yılındaki sıralamalarını etkileyebilir. #4 SHARP Corp 2009 yılında ürettiği 473 MW solar hücre, Japon Sharp Corp. firmasının sıralamada Suntech’in altında kalmasına yol açmış. 2007 yılında listenin zirvesindeki yerini 8 yıl sonra kaybeden firmanın, 2008 yılında da dördüncülüğe düşmesi eski ihtişamlı günlerin artık geride kaldığını göstermektedir. 2007 yılı üretimine göre gerçekleşen % 30’luk artış Top 10 listesindeki firmalar içinde en düşük rakam. Aslında üretim artışı firma için bir başarı göstergesi. Çünkü 2007 yılında üretim 2006 yılına göre % 16 azalarak 363 MW olmuştu. Sharp Corp. 2009 üretimi için bir tahminde bulunmasa da firmanın yıl sonu üretim rakamının 600 MW civarında olması beklenmektedir. Mono ve multi-kristal silisyum üretimini % 27 arttırarak 435 MW’a çıkartan firmanın Japonya Katsuragi fabrikasında gerçekleştirdiği amorf-silisyum / mikro-silisyum tandem hücre miktarı % 81 artışla 38 MW’tan 160 MW’ a yükselmiş. İnce film üretimindeki bu yükseliş firmanın bundan sonraki gideceği yönü göstermesi bakımından önemlidir. 2009 sonu ya da 2010 başında başlangıç kapasitesi 480 MW olacak daha sonra aşamalı olarak 1 GW kadar çıkarılacak bir ince film üretim tesisi Osaka’da kurulacak. İtalyan Enel SpA ve adı açıklanmayan bir Avrupa firmasıyla ortaklaşa İtalya’da kurulması beklenen bir ince film tesisinin de aynı kapasiteye sahip olması planlanmakta. Peki birden bire ortaya çıkan bu kadar büyük yatırım planlarının anlamı nedir? Bu faaliyetlerin, bir zamanlar çok popüler olan ve farklı bir versiyonunun önümüzdeki dönemlerde yeniden uygulamaya sokulması beklenen Japon teşvikleriyle ilgisi olduğu belirtilmekte. Tabi başka sebepler de olabilir; yıllarca solar hücre üreticileri sıralamasında birincilikte oturup, birden aşağılara düşmenin verdiği hırs gibi… #5 JA SOLAR Holdings Co.Ltd. Sıralamada Sharp ve bir altındaki üretici olan JA Solar arasında 170 MW’lık büyük bir fark var. Photon’un anketini yanıtlayan firma 2008 üretimini 300 MW olarak bildirdi. Bu rakamın % 90’lık kısmını mono-kristal solar hücreler oluşturmakta. Eğer bu yuvarlak rakam doğruysa JA Solar geçen seneye göre üretimini % 127 arttırarak % 3,8’lik pazar payına ulaştı. Firmanın 2008 sonu üretim kapasitesi ise 750 MW oldu. 2006 sonunda yirmibirinci, 2007 sonunda da onuncu sırada bulunan firma için 2008 yılı sonunda yakaladığı beşincilik büyük bir başarı sayılabilir. Bu sene için JA Solar 500 MW üretim planlamakta. Bu da geçen seneye göre % 67 değerinde bir yükseliş anlamına gelmekte. Yıl sonunda yakalanması planlanan üretim kapasitesi için de 800 MW – 1000 MW aralığı telaffuz edilmekte. #6 KYOCERA Corp Sharp’la beraber dünyanın en büyük solar hücre üreticileri listesine giren diğer Japon firması olan Kyocera Corp. da vatandaşı gibi sıralamada irtifa kaybetti. Her ne kadar 2007 yılına göre üretimini % 40 arttırıp 290 MW’a ulaşsa da Kyocera’nın solar hücre üretim bölümü 2008 yılı sonunda altıncılıkta kaldı. Firmanın Pazar payı ise % 3,7 olarak gerçekleşti. Kyocera bu sene, solar hücre üretimini geçen seneye göre % 38 arttırarak 400 MW’a ulaşmayı planlıyor. Bu rakamın rekabet ettiği firmaların hedeflerinin altında kalmasından dolayı 2009 yılında Kyocera birkaç basamak daha aşağıya kayacak gibi görünüyor. Kyocera’nın 360 MW’lık 2008 sonu kapasitesinin tamamını Shiga’da kurulu üretim tesisi sağlamakta. Firma yaptığı açıklamada Shiga’daki fabrikasında % 18,5 verim değerine sahip geri kontaklı solar hücre üretimi yapacağını belirtti. Herhangi bir kapasite değeri belirtmese de Kyocera 2012 yılında şimdiki fabrikasında 650 MW üretim planladığını açıkladı. Bu demek oluyor ki firma bir daha asla sıralamada ilk on içinde bulunamayacak. #7 YINGLI GREEN ENERGY Holding Co.Ltd. Kyocera’nın hemen arkasında ilk ondaki üçüncü Çin firması Yingli Green Energy 281.5 MW ve tamamı multi-kristal üretimiyle yer almakta. 2008 yılında üretimde yakaladığı % 93’lük çarpıcı yükseliş firmanın iki basmak yükselmesini ve % 3,6’lık pazar payı yakalamasını sağlamış. 400 MW multi-kristal üretim kapasitesinin 2008’de sadece üçte ikilik kısmından faydalanabilen firma 2009 için de iddialı bir hedef koyuyor ve üretim kapasitesini 600 MW’a çıkarmayı planlıyor. Firmanın 2009 yılı üretim hedefi de 550 – 600 MW arasında. #8 MOTECH Industries 2008’de üretimini % 54 arttırarak 272 MW’a çıkaran Tayvan’ın en büyük fotovoltaik üreticisi Motech Industries sıralamada iki basamak düşerek sekizincilikte kendisine yer bulabildi. Firmanın Tayvan’da ve Çin’de fabrikaları bulunmakta. Motech Industries Tayvan’daki fabrikasının kapasitesini 350 MW’tan 435 MW’a, toplam kapasiteyi de 555 MW’a çıkarmayı planlamakta. 2009 üretimin 360 MW’ı Taylan’da, 55 MW'ı Çin’de olmak üzere 415 MW’a ulaşması beklenmektedir. Motech Industries Güney Kore’nin DC Chemical firmasıyla 2016 yılına kadar geçerli olacak üç adet poli-silikon tedarik anlaşması imzaladı. #9 SUNPOWER Corp. Yüksek verimli solar hücreler konusunda öncü olan SunPower Corp. sıralamada ilk on içinde kendine yer bulabildi. Merkezi Kaliforniya’da, üretim tesisleri Filipinler’de bulunan ve kristal silisyum solar hücrelerde verim rekorunu elinde bulunduran firma 2008’de ürettiği 237 MW solar hücreyle dokuzuncu sırada yer aldı ve pazar payını % 3’e yükselti. Bu % 137’lik müthiş bir yükseliş anlamına geliyor. 2009 yılı üretim planı % 90 artışla 450 MW. Firma üretim kapasitesini de 414 MW’tan 574 MW’a çıkartmayı planlamakta. #10 SANYO ELECTRIC Co.Ltd. HIT (Heterojunction with intrinsic thin layer) solar hücrelerini geliştiren Japon elektronik firması Sanyo Electric 2008 yılında 215 MW solar hücre üretti. Bunun 5 MW’ı silisyum amorf (a-Si) ince film hücrelerden oluşmaktadır. 2008 yılında üretimini bir önceki yıla göre % 34 oranında arttırsa da firma sıralamada iki basamak düşüp kendine onunculukta yer bulmaktan kurtulamadı. Piyasada dolaşan haberlere göre rakip firması Panasonic Corp.'un Sanyo’nun tüm hisselerini satın almak için girişimleri başlamış durumda. Eğer bu gerçekleşirse, Sanyo Electric’in solar hücre üretim departmanı için olumlu sonuçlar doğurabilir. Çünkü nakit sıkıntısı nedeniyle firmanın hareket alanı oldukça kısıtlanmış durumda. Ayrıca bu satın alma sonunda yeni satış kanalları da yaratılabilir. Sanyo Electric 2009 yılı hedefleri için her hangi bir açıklamada bulunmadı, fakat tahminlere göre firmanın 300 MW solar hücre üretmesi beklenmekte. Yıl sonu kapasitesinin de 340 MW olarak gerçekleşeceği piyasa tarafından tahmin edilmekte. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#153 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 12-02-2010
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 47
|
Nedense heryerde, 1 reaktörden 1 yılda çıkan nükleer atığın çok ufak olduğunu, şöyle bir masa büyüklüğünde (!) olduğunu yazar da de en fazla reaktöre sahip Amerika'nın o bir masa büyüklüğünde atıkları neden bir yerlere sıkıştıramadığını yazmaz. Santrallerin devreye girmesiyle planlanan depolama alanın 3-5 milyar dolar gibi bir maliyetle 1980'lerde bitirilmesinin planlandığını, 2000'li yıllarda halen inşaata başlanmadan bu paranın bittiğini, toplam maliyetin 100 milyar doları aştığını ve en son yapımından da vazgeçildiğini yazmaz. Nükleer yanlılarının o atıkların ne olacağına dair hiç bir fikri de yoktur - hoş Amerikalıların da yok zaten- Herkes rüzgarın nükleere göre çok pahalı olduğunu düşünür de, Türkiye'de Rüzgar için "desteklenmiş" alım fiyatı garantisi 7.3cent iken nükleer santral için başlangıçta 18 cent alım garantisi verildiğini bilmez, bilse de hani nükleer daha ucuzdu nasıl oluyor da birim elektrik fiyatı daha yüksek oluyor diye sorgulamaz. İnsanlar bunları bilmez çünkü bunları duymaz, bir kısmını duysa da duyduklarına karşı da bazı düşünceler önceden önlem olarak verilmiştir. ( çevreciler Türkiyenin gelişmesini engellemeye çalışıyor gibi ) Çünkü nükleer yanlısı bilgiler, düşüncelerin yeri medyadır, TV'dir, gazetedir, oradaki köşe yazarıdır. Onlar da nükleer yanlısı düşünceleri yaymak için para alırlar. Yayın sektörüyle az çok haşır neşir olmuş herkes bilir 1 sayfa reklam alana yanında 1 sayfa haber/röportaj ( elbette sizin istediğiniz tonda ) bedava verilir. Köşe yazarları da neyin yazılıp neyin yazılamayacağını bilirler, bilmezlerse editör uyarır, anlamazsa kapıya koyar. 35krş'a gazete, bedavaya televizyon olamayacağına göre birilerinin para vermesi lazım. O birileri de büyük şirketlerdir. Büyük şirketler para kazanırlar ve bu parayı kazanmalarını sağlayacak kamuoyunu satın alırlar. Nükleer bu kapsamda gayet karlı bir iştir, tek reaktör dünyanın parası tutar, çivisi bile özeldir her şeyi dışarıdan gelir, çalıştırmak için uzman dışarıdan gelir, yakıt dışarıdan gelir. Velhasıl karlı bir iştir. Büyük şirket yöneticilerinin de baktıkları tek bir şey vardır, alt toplam yani yıl sonu kârı. Çernobilde ölen insanlar, patlama riski, radyasyon sızıntısı, atıkların ne olacağı hiç önemli değildir. Çünkü bunlar alt toplam da yer almaz. Mutasyonlu çocuklar, kirlenmiş topraklar bunlar da yoktur. Çünkü alt toplama etki etmez. Şimdi tabii bu işi şirketler kontrol etmeyecek bu devletin işi diyorsanız az gelişmiş ülkelerde bu tür işlerin nasıl yürüdüğünü direk bu işin içinde yıllarca çalışmış bir kişiden "Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" kitabında bulabilirsiniz. Nükleer iyidir, nükleer firmalarının parasıyla medyanın size "bedavaya" sunduğu haber, bilgi ve yorum gözlüğünden bakıyorsanız eğer... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#154 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-02-2011
Şehir: Gebze-Kocaeli
Mesajlar: 61
|
bu gün sabancı üniversitesinde 17:30 da nükleer enerji ile ilgili anlatım var,buyrun gelin dinleyelim. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#155 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-02-2011
Şehir: Gebze-Kocaeli
Mesajlar: 61
|
burada şunun yanlısı denmesini üzerime almıyorum. ben olsa olsa,türkiyenin sırtında kambur olarak duran,içinde bulunduğu enerji krizinin etkilerini azaltabilmek için (heryıl çığ gibi büyüyen)bu gün enerjisinin %75 ini dışarıdan almaması gerektiğinin yanlısı olabilirim. nükleer enerji göz ardı edilemez diyorum. Örneğin 1000 Megawat gücünde bir termik santralde 1 yılda -3,8x10-5 K cal/sn termik etki, 7500 ton Karbon monoksit; 450000 ton Kükürt dioksit, 3500 ton katı parçacıklar; 260000 ton Azot oksit; 2500 ton hidrokarbon; 55600 m3 kül dışarıya saçılmaktadır. KULLANMAK SAKINCALI !!! çogu karadeniz bölgesinde olan 2000 adet küçük hes in doğa tahribatı ortada. (bu hesler sadece 3000 mw üretim yapabilecek) KULLANMAK SAKINCALI !!! yukarıda yakın zamanda üretim kapasitesini verdiğim güneş panellerinin dünyadaki üretim kapasitesi Türkiye nin bile ihtiyacının yarısını karşılayabilecek miktarda.KEŞKE KULLANABİLSEK AMA NE UCUZ NEDE ÜRETİM MİKTARI YETERLİ !!!! sektörün içindekiler bilir ki artan talepler yüzünden rüzgar türbini üreticileri 5 10 yıl sonrası için teslimat tarihi vermekte.BUNUDA KEŞKE KULLANABİLSEK AMA ÜRETİMİ YETERSİZ OLMAKLA BERABER TÜRKİYEDE KURULABİLECEK TÜRBİN MİKTARIDA SINIRLI (10000 MW HİDRO SANTRALE EŞDEĞERDE 50000 MW RÜZGAR KURULU GÜCÜ) ŞİMDİ : benim çocuklarım büyüyor ve onların işe,eşe,eve sonuçta bizim olduğu kadar enerjiye ihtiyacı olacak. bu enerji gereksinimini nasıl sağlamayı düşünüyorsunuz ? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#156 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
|
Bunun yerine nasıl daha az enerji kullanılır düşünmek daha iyi değil mi? Umarım siz ve çocuklarınız, ya da onların çocukları yeni bir radyasyon kazasına maruz kalmazlar. Bir de buraya bakın, farklı öngörüler de var. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#157 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
"çogu karadeniz bölgesinde olan 2000 adet küçük hes in doğa tahribatı ortada." Aynı bölge bir kaç bin kilometre ileride olan kazadan ötürü nükleer kirlilik altında. "benim çocuklarım büyüyor ve onların işe,eşe,eve sonuçta bizim olduğu kadar enerjiye ihtiyacı olacak." Radyoaktif kirlenme altında büyüyen çocuklarınızın sağlık harcamaları enerji ihtiyacından daha yüksek bir maliyet gerektirecek. Malum yaaşadığınız il de nükleer serpintiden etkilendi. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#158 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-02-2011
Şehir: Gebze-Kocaeli
Mesajlar: 61
|
''Bunun yerine nasıl daha az enerji kullanılır düşünmek daha iyi değil mi?'' elbette daha iyi,ama açıkçası ben kimseden uygulanabilir,gerçekçi öneriler duyamıyorum ![]() ortada sadece olmazlar var. hertürlü kaynağı araştıralım,tartışalım,değerlendirelim ama gerçeklerden ve gerekliliklerden sapmayalım !!! ''Bir de buraya bakın, farklı öngörüler de var.'' keşke verdiğiniz kaynak türkçe olsaydı ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#159 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Atıklarını ne yapılacağına dair hiç kimsenin hiçbir fikri olmadığı nükler yolla enerji ürmetmenin neresinde gerçekçilik var. Sadece santrali kuracak ve bundan para kazanacaklar için bir gerçekçilik görüyorum ben. Hayret ettiğim de yaşadığı kent nükleer kirlenmeye uğraşmış birinin nükleer enerjiyi desteklemesi. Çocuklarınızın sadece orada yaşadığı için kansere yakalanma riski diğer illere göre ne kadar fazla hiç düşünüyor musunuz? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#160 | ||
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
|
Alıntı:
Geceleyin şehirde dolaştığınızda ne görüyorsunuz? Her taraf cıva buharlı sokak lambaları ile donatılmış, kocaman kocaman reklam panoları ışıl ışıl. Bunlar lazım mı? Hangi yaşamsal ihtiyacı karşılıyorlar? Bırakın geceyi, gündüz dolaşın ve dikkatli bakın etrafınıza, nerelerde göz göre hiç bir işe yaramayan enerji kullanılıyor. Gündüzleri güneş ışığı daha iyi kullanılamaz mıydı? Çok mu zenginiz, bu kadar çok enerjiyi bol bulamaç kullanmak için? Fabrikalara geçelim. Ne üretiyorlar? Üretilenlerin hangileri gerçek mânada gerekli? Yoksa gerekli olanlardan daha çok gereksiz, sırf ekonominin çarkları dönsün diye oluşturulmuş, yapılmış, bir üretim mi? Alıntı:
Oysa bir bilgi Türkçeye çevrilene kadar yüz tane yenisi üretiliyor. Toplumumuzun bunlardan 99 tanesini hiç bir zaman bilme şansı bile olmuyor. Bunun her saniye tekrarlandığını düşünün. Bana göre enerji krizinin bir sebebi de budur. Endişelerin, korkuların, gereksiz cesaretlerin, bize bir şey olmazların, biz en büyüğüz türünden duyguların, çok defa öküz altında buzağı aramaların ama burnumuzun önündeki koca öküzü de görememenin ve daha bir çok şeyin sebebi de bu ne yazık ki. Yanlış anlaşılmasın, bu sadece üzülesi bir durum. Kendi adıma, çok nadir durumlar dışında çeviri yapmıyorum. Çünkü bir şey çevirmek için harcanan zamanda beş yeni şey okuma imkanı olabiliyor. Uzun lafın kısası linkte, İngiliz Guardian yayın organının çevre ile ilgili bölümünde, Ray Kurzwail isimli birinin enerji konusundaki bir öngörüsü var. Bu şahıs, "the law of accelerating returns" denen bir teorinin sahibi olarak, geçmişte bilgisayarların bugün geldikleri durumu tam olarak tahmin edebilmiş biri. Diyor ki, 20 yıl içinde gereken enerjinin tamamı güneş enerjisinden elde edilebilecek. Bunun için çok mantıklı bir açıklama da yapıyor. Hatta ABD başkanı Obama'nın 2035 yılında, ABD'de kullanılan enerjinin %80'inin yenilenebilir kaynaklardan karşılanması planını da eleştiriyor ve bu planın olması gerekenden dört sonrasını hedeflediğini belirtiyor. Elbette, bu öngörüler (Obama'nınki de dahil), artan enerji ihtiyacını da hesaba katarak yapılıyor. Ve daha başka pek çok şey. Son bir kaç haftadır aklıma geldikçe Zambia denen ülke hakkında bilgi toplamaya çalışıyorum. Sebebi de 2001 yılında, o sıra gıda problemi yaşıyor olmalarına rağmen bedava GDO'lu Amerikan mısırını reddetmiş olmalarıydı. Detayına girmeyeceğim ama çok ilginç şeylere rastladım. ![]() Bu resim, Zambia'nın Kitwe isimli şehrinden bir mahalle. Her neyse, bu ülkenin 13,5 milyon nüfusu var. Çok zor koşullardan geçmişler. Hala da geçmişten ve çevreden gelen zor etkileri yaşıyorlar. Topu topu 9,75 milyar Kwh enerji üretimleri var ve bunun küçük bir kısmını da satabiliyorlar. Küba'yı kim bilmez. 110 bin km2 ile Türkiyenin yedide bir büyüklüğündeki adada 136 havaalanı var (bizden epey fazla). 8600km'lik demiryolu Türkiye ile eşit. Tükettiğinden daha fazla enerji üretiyor. (ülkelerin pek çok metrikleri için buraya bakabilirsiniz). ABD halen 3,8 trilyon Kwh elektrik tüketiyor. 2035 yılı için tüketim öngörüleri her neyse, bunun %80'ini yenilenebilir kaynaklardan karşılayacaklar. Bunun için yatırım bütçeleri $150milyar. Ellerindeki nükleer teknoloji ise kâr realizasyonu için bizim gibi yerlere satılacak ve kendi temiz enerji projelerini finanse edecekler. |
||
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#161 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Enerji konusu yerel olarak çözümlenmesi gereken bir konudur. Artık hemen hemen odunun, patatesin, makarna fabrikasının atığının suyunu sıksanız enerji üretmek mümkün iken, nükleer santrala (atıkları ve tehlikesi nedeniyle) HES'lere (doğa tahribatı nedeniyle) gerek yok. Güneş Enerjisi konusunda yukarda Meyvelitepe'nin söylediklerine katılmamak mükün değil. Bu bizzat takip etttiğim bir konu ve ABD'de bu konuda yapılan bir çalışmayı 2006 yılında okumuştum. Bu çalışma eğer ilerletilirse, ki şu anda gizli olarak devam edildiğini sanıyorum, güneş panelleri o kadar verimli hale gelecek ve ucuzlayak ki, birkaç metrekarelik bir panel bir evin tüm enerjisini karşılayabilecek. Bir otomobil sadece kaporta ve üstüne monte edilecek panellerle rahatlıkla bugünkü benzinli otomobillerin hızına ulaşabilecek. Yalnız her şeyin kar ile ölçüldüğü bugünün toplumunda bu gelişme pek çok çıkar çevresinin çarklarına da çomak sokacaktır. Asıl sorumuz insanlığın bu çevrelerden nasıl kurtulacağı ve bu güçlü çevrelerin engellemelerinden nasıl kurtulunması gerektiği sorusudur. Yukarda bahsi geçen buluş hakkında teknik bilgi: Güneş enerjisinin malzemesi önemlidir. Bu malzemede enerji bantları arasındaki boşluk sayısı güneş enerjisinin hangi dalga boylarından yaralanılabileceğini belirler. Basitçe ifade etmek gerekirse, enerji bantları arasında bir boşluk olan malzeme sadece güneşin belirli dalgaboylarındnsa yararlanılmasını sağlarken; iki boşluk varsa, farklı farklı dalgaboylarından yaralanılabileceği için verim daha yüksek olur. Bahsedilen buluşta, Alüminyum metali sadece yüzelsel olarak Fosfor ve Oksijen atomları ile çok az miktarlarda (ppm) alaşımlandırıldığında, enerji bantları arasında 3 boşluk oluşuyor ve bu malzemeden panel imal edildiğinde, güneşin 3 değişik dalga boyundan yararlanıldığı için güneş enerjisi verimi %60-70 lere kadar çıkıyor. Aynı çalışmada bunun %80'lere kadar çıkarılmasının mümkün olduğundan bahsediliyordu. Şu anda mevcut panellerin güneş enerjisi verimi en fazla %20 civarında. Asıl Türkiyede yapılması gereken, yasaları yenilenebilir enerji üretimini teşvik edecek şekilde düzenlemektir. Ama burada enerji miktarılarında alt sınırlamalar konulmamalıdır. Örneğin, atıklardan alkol üretmek isterseniz, en az yılda 1 milyon litre üreten bir entegre tesis kurmak zorundasınız! Neden senede yüzbin litre veya 50 bin litre üretime izin yok? Hele bir de satmaya kalkın, nelerle karşılaştığınızı görürsünüz! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#162 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-02-2011
Şehir: Gebze-Kocaeli
Mesajlar: 61
|
biz bu günden bahsetmeliyiz,bu gün olmazsa yarın da olamaz !!!!! aydınlatma degerleride gereğinden fazla büyütülüyor ! üretilen enerjinin konutlarda kullanım oranı1/3 konutlarda aydınlatma için kullanılan enerji tüketimin 1/4 ü yani tüm lambaları bırakın değiştirmeyi kapatsak,hiç yakmasak seneye bu günki seviyeye geleceğimiz açık....... 2000 yılı sayımına göre, toplam konut sayısı 16 235 830 olarak açıklanan [9] ülkemizde, her konutta sadece bir tek 100 W’lık akkor telli lamba yerine ışıksal eşdeğeri 20W’lık KFL kullanıldığında, günlük 4 saatlik kullanım süresi kabulü ile elde edilecek tasarruf, (100-20)W x 4 saat x 365 gün x 16 235 830 konut = 1896 GWh olarak hesaplanabilir. Bu değer Çatalağzı Termik Santrali’nin 2002 yılı brüt üretimine karşılık gelmektedir.(2x157 mw üretim kapasitesi var) kaldıki bugün tasarruflu ampuller oldukça yaygınlaşmış durumda ! Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2002 yılı raporuna göre 2000 yılında 1 kWh’lık enerji üretimi ile atmosfere yayılan CO2 emisyonu OECD ülkeleri için yaklaşık 500 gr, geçiş ekonomisine sahip ülkeler için ise 850 gr olarak verilmektedir [10]. Bu durumda ülkemizde elektrik enerjisi üretiminde 1896 GWh’lık tasarruf, 1.6 milyon ton CO2 gazının atmosfere yayılmasının önlenmesi anlamına da gelmektedir. burada benim,ne kadar tasarruf yaptığımı tartışmıyoruz.ama sordunuz madem, içmimar değilim ama 6 yıl önce evimi ben tasarladım.taban,tavan ve tüm dış duvarları etkin biçimde kendim iç izolasyon yaptım. tanışır tanışmaz(o dönem en verimlisiydi) cop değeri 3.5 olan 9000 btu klima ile 5 yıldır gül gibi ısınıyorum, kompakt florasanları 10 yıldan fazladır tuvalet ve balkonlarım dahil kullanıyorum, mikrodalga fırın kullanıyorum, evimin elektirik tesisatını kendim çektim ve bunu yaparken (o dönem hiç tecrübem olmamasına rağmen gelecekte kullanmayı tasarladığım için)her alıcı için 1 asıl 1 de yeşil hat oluşturdum.şimdilerde kısmi olarakta olsa rüzgar enerjisi kullanıyorum. her şeyden önemlisi verimli enerji kullanımı hakkında önüme gelen her platformda insanları bildiğim kadarıyla bilgilendirmeye çalışıyorum... 0 tecrübe 0 sermaye ile Türkiye'de (göreceli olarak) en iyi rüzgar türbinini üretmek için 3 yıllık çalışmalarım sonucunda seri üretim yapma aşamasına kadar geldim... daha fazlası için arama motorunuza memox enerji **** memox rüzgar yazmanız yeterli. http://www.facebook.com/home.php#!/p...?id=1051125523 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#163 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-02-2011
Şehir: Gebze-Kocaeli
Mesajlar: 61
|
netten alıntıdır, ben harfiyen uyguluyorum. İLK ÖNCE TASARRUF YAPMALI..... Elektrik faturasını düşürmenin yolları Elektrik faturanızın daha düşük gelmesini istiyorsanız bu tavsiyeleri uygulayın, faydasını göreceksiniz. # Fırınlar ve ocaklar Enerji Tasarrufu - Fırın ve Ocak Yiyecekleri düz tabanlı tencerelerde ve tepsilerde pişiriniz. Tepsiler fırına uygun olmalı. Yiyecekler çok küçük ve eğik tabanlı tepsilerde kısa sürede pişmez. # Mümkünse yiyecekleri mikro dalga fırınlarda pişiriniz. Aynı miktar yiyeceği pişirmek için mikro dalga fırın, klasik fırına göre % 66 daha az enerji tüketir. Mikro dalga fırın, zamanı ve enerjiyi korumak için tavsiye edilir. # Tencerenizin veya tepsinizin kapakları sıkıca kapalı ise pişirme tamamlanmadan iki-üç dakika önce fırınınızı veya ocağınızı kapatabilirsiniz. Mevcut ısı yemeğin pişmesi için yeterlidir. # Fırını ön ısıtıcıda çalıştırmayınız. Yani yemeği fırına koyduktan sonra ısıtıcıyı çalıştırınız. Yüksek sıcaklık gerektiren yiyecekler hariç fırında ön ısıtıcı programını kullanmayınız. # Yemek pişerken fırın kapağını gerekmediği sürece açmayınız. Her kapak açılışında sıcaklık 25 °C ile 30 °C birden düşer. # Yemek piştikten sonra fırının atık ısısını kullanabilirsiniz. Fırın ısıyı 15-30 dakika alıkoyar. Tatlıları, yemişleri, küçük ekmek parçalarını ısıtabilirsiniz. # Cam ve seramik kaplar, metal kaplardan daha uzun süre ısıyı alıkoyarlar. Cam veya seramik kaplar kullanıldığında kızartma ve pişirme sıcaklığını 15 °C düşürebilirsiniz. # Kapaksız kapta yemek pişirirken 3 kat daha fazla enerji tüketmek gerekir. # Enerji tasarrufu için fırın çalıştırıldığında iki veya üç tür yemeği aynı anda pişirmeniz tavsiye edilir. # Fırında veya ocakta yemek pişerken yiyeceğin piştiği kabın kapağı mutlaka sıkıca kapatılmalı. Isının ve nemin tencere veya tepsi içinde tutulması için kapaklar hava sızdırmaz olmalı. Bu durum yemeğin hızlı pişmesine neden olur. # Mikro dalga fırınlarda suyunuzu hemen kaynatabilir, bu su ile çayınızı ve çorbanızı hemen yapabilirsiniz. Böylece hem enerjiden hem de zamandan tasarruf edebilirsiniz. Yemek pişirmek için basınçlı tencereler ve mikro dalga fırınlar kullanınız. # Fırın içinde havanın rahatça hareket edebilmesi için fırın ile tepsi arasında 5 cm. boşluk bırakılmalı. Bu durum hem iyi bir hava sirkulasyonunu hem de yemeğin daha hızlı ve iyi pişmesini sağlar. 13. Fırınları odanızı ısıtmak için asla kullanmayınız. # Bu durum çok tehlikeli ve pahalıdır. # Sebzeli yemeği pişirirken az miktarda su kullanınız. Yüksek sıcaklıkta pişirmeye başlayınız. Buhar çıkmaya başladıktan sonra düşük sıcaklıkta pişiriniz. Böylece yiyecekler daha iyi ve hızlı pişer. Yüksek sıcaklıkta pişirme işlemine devam etmek, besin maddesinin yok olmasına neden olur. # Tüm tencerelerin, tepsilerin, tavaların ve çaydanlıkların tabanları düz olmalı. Alev tencere tabanına, tam olarak temas etmeli, kesinlikle tencere tabanını aşmamalı. Tencere, tava ve çaydanlık tabanının aşan her alev enerji israfıdır. # Düşük sıcaklık şartlarına fırını ayarlayarak, yiyeceği yavaş pişirerek enerji israfını önlemiş olursunuz. # Fırın satın alırken mutlaka hava sızdırmaz olan ve az enerji tüketenleri tercih ediniz. Isıtıcılar Enerji Tasarrufu - Isıtıcılar # Oturma odanızın sıcaklığının 20 °C, yatak odanızın sıcaklığının ise 17°C’den fazla olmasına müsaade etmeyiniz. Odada 1 °C’lik sıcaklık düşürme % 5’lik yakıt tasarrufuna neden olur. # Sadece kullandığınız odaları ısıtınız. # İhtiyacınız yoksa ısıtıcıyı açmayınız. Hafta sonları veya tatil günleri evinizden ayrılıyorsanız ısıtıcınızın veya radyatörünüzün vanasını kapatınız. Boş daireyi ısıtmak israftır. # Isıtıcınızın veya radyatörlerinizin önüne kesinlikle eşya koymayınız. Sıcak hava hareketini önlemeyiniz. Aksi durumda, ısınmak için daha fazla enerji harcarsınız. # Pencerelerinizden güneş çekildiği zaman ısının kaçmasını önlemek için perdelerinizi kapatınız. Kapalı ve uygun perdeler pencerelerden ısı kaybını %25 oranında önler. Perdeler radyatörlerin üzerini örtmemelidir. # Kış aylarında dış kapı ve pencereleri rastgele açmayınız. Dış kapı ve pencereleri açtığınız zaman hemen kapatmayı unutmayınız. # Kış aylarında pencereye güneş ışınları değdiği zaman perdeleri açınız. Bu durum güneş enerjisi ile evinizin ısınmasına yardımcı olur. Güneş çekildikten sonra perdeleri mutlaka kapatınız. # Radyatör bağlantı borularının su sızdırıp sızdırmadığını kontrol ediniz. Sızıntıları hemen tamir ediniz/ettiriniz. # Gündüzleri odanızı havalandırmak istediğinizde, tüm pencereleri aynı anda açınız. Odanızı yarım saat havalandırdıktan sonra pencereleri tekrar kapatınız. Bu esnada ısıtıcınızı mutlaka kapatınız. # Pencerelerinizin camlarını mutlaka çift cam yaptırınız. # Tüm dış kapı ve pencerelerinizi hava sızdırmaz hale getiriniz. Zira havayı ısıtmaya gücünüz yetmez. # Radyatörlerinizin arkasına yansıtıcı koyunuz. Böylece radyatör başına yılda 6 dolar kazanırsınız. Alüminyum kaplı yalıtım levhası ile bunu sağlamanız mümkündür. # Güneşli havalarda pencerelerinizi temizleyiniz. Bu durum evinizin ısınmasına yardımcı olur. # Evinizde ısıtıcınızı çalıştırmadığınız zaman baca damperini kapalı tutunuz. # Isıtıcılar evdeki enerjinin %45’ini tüketir. # Kış aylarında radyatörün üzerine mermer ve çamaşır gibi herhangi bir malzeme kesinlikle koymayınız. Radyatörün üzerinde çamaşır kurutmayınız. # Kış aylarında odalarda kesinlikle çamaşır kurutmayınız. Odalarınız buhar içindeki zararlı gazlarla dolar. Aydınlatma Enerji Tasarrufu - Aydınlatma # Kompakt floresan lambalar normal lambalardan 5 kat daha az enerji tüketirler ve 10 kat daha uzun ömürlüdürler. # Standart lambaların ömrü 750-900 saat (150 gün) iken, kompakt floresan lambaların ömrü 10.000 saat (2.000 gün)’ dür. # Enerji koruyucu lambalar satın alarak aydınlatma maliyetini %75 azaltabilirsiniz. # Yüksek fiyata satın aldığınız kompakt floresan lambaları iki yılda amorti edebilirsiniz. # Bir salon, iki oturma ve bir yatak odası, bir mutfak ve banyolu 100 m2’lik bir dairede günde 5 saat aydınlatma için normal lambalarla 3.250 W enerji tüketilirken kompakt floresan lambalarla sadece 650 W enerji tüketilir. # Normal lambalar enerjinin önemli miktarını aydınlatmada değil, ısınmada kullanır. # Kullanmadığınız odanızın lambalarını kapatınız. # Bina dışı aydınlatmayı sadece gerektiği zaman kullanınız. Otomatik olarak ışığı kapatan ve açan fotosel üniteler veya zaman ayarlayıcı kullanınız. # Daha büyük lambalar, daha fazla enerji üretmezlar. # Odadan ayrıldığınız zaman lambaları kapatınız. # Lambaların daha iyi çalışması için kuru bezle temizleyiniz. Kirli ve tozlu lambalar %25 daha fazla enerji tüketirler. # Bulanık görünüşlü kompakt floresan lamba kesinlikle kullanmayınız. # Gündüzleri mümkünse lambaları yakmayınız. Perdeleri açınız ve güneş ışığından faydalanınız. Su ısıtıcıları # Sıcak su tankına dokunduğunuzda bir sıcaklık hissediyorsanız termosifonunuzun çevresini yalıtınız/yalıttırınız. Böylece %10 enerji tasarrufu sağlamış olursunuz. Eski ısıtıcılarınız için bu elzemdir. # Sızıntıları tamir ediniz veya ettiriniz. Sıcak suyunuzda sızıntı yılda tonlarca suyun ve enerjinin israf edilmesi demektir. # Su ısıtıcınızı sıcak su kullanılan yere yakın kurunuz. Aksi durumda sıcak su istediğiniz yere gelinceye kadar bir miktar soğur. Isı kaybını azaltmak için sıcak su borularınızı yalıtınız. # Bulaşık yıkamak için 50 °C sıcaklık yeterlidir. # Mutfaktaki havalandırıcıları yalıtınız. # Yiyecekleri temizlerken ve kirli kapları çalkalarken sıcak su yerine soğuk su kullanınız. # Fazla miktarda enerji tüketen yalıtımsız eski su ısıtıcılarınızı iptal ediniz. Yüksek verimli, yalıtımlı su ısıtıcıları satın alınız. # Banyo yapmak yerine duş alınız. Böylece %30 daha az su kullanırsınız. Ayarlanabilir debili duş başlığı satın alınız. Bu duş başlığı dakikada en fazla 10-15 litre su tüketirken diğer başlıklar 25-30 litre su tüketir. Böylece 10 dakikalık banyo esnasında 100-150 litre sıcak su ve o oranda da enerjiyi tasarruf etmiş olursunuz. # Su ısıtıcısını kullanmadan önce dolu olup olmadığına bakınız. Boş veya yarı dolu iken çalıştırmanız ısıtıcınıza zarar verir. # Isıtıcınızda sıcaklık/basınç tahliye vanası olmalı. Bu vana evinizin ve ısıtıcınızın zarar görmesini önler. # Su ısıtıcınızın termostatını maksimum 50°C’ye ayarlayınız. Bu sıcaklık banyo ve mutfaktaki işler için uygundur. Çoğu insan 42°C sıcak su ile banyo yapmaktadır. # Su ısıtıcınızın dibinde zamanla tortu oluşur. Yılda bir veya iki defa 5 litre tortulu suyu dren ediniz. Su ısıtıcınızda kesinlikle sert su kullanmayınız. Bulaşık makineleri # Kısa süreli yıkama ve durulama özellikli bulaşık makinesi satın alınız. Yani daha az yıkama ve çalkalama süreli, daha az su ve elektrik enerjisi tüketen makineleri tercih ediniz. # Makineyi odaya yerleştirirken çevresinde en az 5 cm. boşluk kalmasına dikkat ediniz. Makinenin ısınmasından dolayı oluşan sıcak havanın kolayca dağılmasını sağlayınız. Aksi durumda daha fazla enerji harcanacaktır. # Bulaşıkları makineye koymadan önce soğuk suda çalkalayınız. # Makineyi yarı dolu veya aşırı dolu halde kesinlikle çalıştırmayınız. Ama mutlaka dolu halde iken çalıştırınız. Bulaşığınız makineyi doldurmuyorsa bekleyiniz. Çünkü yarı dolu halde kullansanız da aynı enerji, deterjan ve suyu tüketirsiniz. # Az kirli bulaşıklar için kısa veya ekonomik devirli, düşük sıcaklıklı programı kullanınız. # Yaz aylarında ısı ve nemi azaltmak için sabah veya akşam saatlerinde yıkama yapınız. # Bulaşıklar için maksimum 60 °C su sıcaklığı yeterlidir. # Makine çalışırken mümkünse banyo ve mutfakta aşırı su kullanmayınız. # Bulaşık makinesi satın alırken verimli ömür maliyetini mutlaka hesaplayınız. Çamaşır makineleri # Çamaşır makinesini kurduğunuz yerin çevresinde en az 5 cm. boşluk kalmasına dikkat ediniz. Çünkü makine çevresinde hava kolayca hareket edebilmelidir. # Makineyi tam dolu iken çalıştırınız. Fazla ve eksik çamaşırla yıkama yapmayınız. Eksik halde yıkama yaparken de aynı miktar enerji, deterjan ve su tüketirsiniz. # Çamaşırları yıkarken sıcak su yerine, ılık su kullanınız. Durulamayı ve çalkalamayı ise soğuk su ile yapınız. Elektrik enerjisinin %90’ı suyu ısıtma esnasında harcanır. 30-40 °C su sıcaklığı çamaşır için en uygun sıcaklıktır. # Çamaşırları sıcak veya çok sıcak sularla yıkamayınız. Bu durum çamaşırların yıpranmasına, tüylenmesine neden olur. # Çamaşırlar için doğru yıkama programı seçiniz. Çamaşırları aşırı kurutmayınız. Fazla harcanan enerji yanında aşırı kurutma elbiseyi tüylendirir ve yıpratır. # Makineniz için belirlenen deterjanları kullanınız. Aşırı köpüren deterjan kullanmayınız. Deterjan miktarına dikkat ediniz. Az veya fazla miktarda deterjan kullanımı verimsiz temizleme demektir. # Çamaşırlarınız çok kirli olduğu zaman ön yıkama programı kullanınız. # Daha az su, enerji ve deterjan harcayan makine satın alınız. # Her yıkamadan sonra kurutucudaki filtreyi temizleyiniz. # Durulama biter bitmez çamaşırları çıkarınız. Nemli havanın uzaklaşması için çamaşır yıkanan yerin iyi bir şekilde havalandırılmasına dikkat ediniz. # Soğuk suda temizleme yapan deterjanlar kullanınız. Böylece enerji tüketimini minimize edebilirsiniz. # Çamaşır makinesi satın alırken verimli ömür maliyetini mutlaka hesaplayınız. Buzdolabı ve derin dondurucular Enerji Tasarrufu - Buzdolabı ve Dondurucular # Evde tüketilen enerjinin % 15’i buzdolabının çalışması için tüketilir. # Dolabınızı, soba, radyatör, bulaşık makinesi ve ocak gibi ısıtıcı kaynaklardan uzak yere yerleştiriniz. Böylece enerji tüketimimizi % 10-15 azaltabilirsiniz. Dolabı mutfağın en soğuk yerine koyunuz. # Dolabın çevresinde havanın serbestçe hareket edebileceği yeterli aralık (5 cm. gibi) bırakılmalı. Aksi durumda hava serbestçe hareket etmediğinde enerji tüketimi iki veya üç kat artar. # Buzdolabı ve derin dondurucu satın alırken az enerji tüketenler satın alınmalı. # Buzdolabının sıcaklığını +5°C’de, derin dondurucunun sıcaklığını -18°C’de tutmak gerekli. Daha düşük sıcaklık enerji israfıdır. Dolabınız 5 yaşından büyükse daha düşük derecelerde çalışmaması için sıcaklığı termometre ile, yukarıdaki değerlere göre ayarlayabilirsiniz. # Yemeklerinizi dolaba koymadan önce oda sıcaklığına kadar soğutunuz. Sonra dolaba koyunuz. Böylece yemeği soğutmak için ilave enerji harcatmayınız. # Buzdolabının ve derin dondurucunun kapılarının hava sızdırmaz olmasına dikkat ediniz. Sızdırmazlık kontrolü için beyaz temiz bir kağıdı kapı contası ile dolap kabinesi arasına koyunuz ve dolap kapısını kapatınız. Eğer kağıt çok kolayca çekilebiliyorsa buzdolabınız veya derin dondurucunuz hava alıyor demektir. Contalarını mutlaka değiştirmeniz gerekir. # Derin dondurucuda buz kalınlığının 7 mm.’den fazla olmasına müsaade etmeyiniz. Dolaptaki buz otomatik olarak erimiyorsa yılda en az iki defa eritiniz. Böylece enerji israfını önlemiş olursunuz. # Dolabın altında veya arkasında bulunan bobinleri yılda iki defa temizleyiniz. Temizlemediğiniz zaman % 25 daha fazla enerji tüketerek ancak uygun sıcaklığı elde edebilirsiniz. # Dolabınıza koyduğunuz yiyeceğin üzerine kağıtla, alüminyumla veya plastikle mutlaka kapatınız. # Buzdolabınızı evinizin en sıcak yerine koyarsanız toplam enerji tüketiminiz % 25 artar. # Dolabınızın kapısını sık sık açmayınız. Açtığınız zaman da kısa süre açık tutunuz. Aksi durumda fazla enerji tüketimine neden olursunuz. # Dolaba kesinlikle aşırı yiyecek koymayınız. Dolapta hava serbestçe hareket edebilmeli. # Derin dondurucudan alacağınız bir kase içindeki buz parçasını dolabınızın ortasına koyunuz. Böylece 3-4 gün süre ile, % 5 daha az enerji harcamanız mümkündür. # Buzluktan çıkardığınız yiyeceği dolapta eritiniz. Bu durum dolabınızın soğuk kalmasına yardımcı olur. Böylece dolabınız daha az enerji harcar. # Dolabın verimli çalışma ömrü 20 yıldır. Eski dolaplar yeni dolapların iki katı enerji tüketirler. # Buzdolabı satın alırken verimli ömür maliyetini mutlaka hesaplayınız. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#164 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
|
Sn.memoxenerji, Görünüşe göre imkanlar çerçevesinde bireysel olarak yapabileceklerinizin çoğunu yapmışsınız. Dahası ötesine geçip yenilenebilir enerji üretmek, bunu bir iş kolu haline getirmek üzere de girişimlerde bulunmuşsunuz, para, zaman ve emek harcamışsınız. Bu konuda gelecek için ciddi planlarınız var. Demek ki, geleceğin yenilenebilir kaynaklarla üretilen enerjilerde olduğunu ve bu konudaki yatırım ve planlamalara hemen başlanmasını, hızlandırılmasını düşünüyorsunuz. Ben de öyle düşünüyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#165 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Bugünkü Milliyet'te bir haber. Aslında bu haber yayınlanmadan önce de ABD'de yosundan enerji üretildiği biliniyordu. Haberde genetiği değiştirilmiş bakteri kullanıldığı belirtiliyor. Aynı iş yosunlarla doğal bakteriler kullanılarak da yapılıyor. Bu şekilde enerji üreten tesisler var. Türkiye'de var mı bilmiyorum. http://www.milliyet.com.tr/ruya-gerc...50/default.htm Sn Memoenerji çalışmalarınız için tebrikler. Ben de peyniraltı sularından doğal bakterilerle biyoetanol üretiyorum. Enerji kullanımını azaltma ve yenilenebilir enerji konularında size katılıyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#166 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba. Enerji ihtiyacı sürekli artmasına rağmen, enerji tasarrufu yapmasını bilmiyoruz. Bazılarımız ise, enerji tasarrufu yapmak için çaba sarfetmiyor. Bu durumun kaçınılmaz sonucu enerji yaratmak zorundayız. Nükleer tehlikeli, HES'ler çevreye zarar veriyor, Termikler çevreyi kirletiyor, Petrol ve Doğalgaz ithal edildiği için dışa bağımlılık yaratıyor, Güneş enerjisi ve Rüzgar enerjisi yeterli gelemiyor. O zaman, buyursun enerji ihtiyacını karşı çıkanlar çözsünler. Gerçekçi olalım. Bize bütün enerjiler lazım. Sadece karşı çıkarak sorunlar çözülemez. Saygılar |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#167 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Enerjı tasarrufu şart! Yukarda Sn Memoxenerjinin belirttiği tasarrufları herkes yapmalı. Tabii herkes yapmalı yuvarlak bir laf. Lafla peynir gemisi yürümüyor. O zaman devlet politikası haline gelmelidir bu. Çocuklara ana okullarında, ana kucaklarında, ilkokullarda enerji tasarrufu öğretilmeli. Bu kampanyaları yapacak olan devlettir. Resmili kitaplar, bastırılmalı, her okula posterler, filmler. Ayrıca, okullarda enerji tasarrufu sağlayacak konuşma, tartışma, yarışma (sanatsal, öyküsel, teknik, vb...) mutlaka düzenlenmelidir. Çocuklar küçük yaştan itibaren enerji tüketimi ile çevre tahribatı arasındaki ilişkiyi çok iyi kavramalı, okullarda bu konu çok iyi kavratılmalıdır. Bu konunun, bireysel, sosyal, eğitimsel boyutları vardır. Hepsi birlikte ele alınmalıdır. Gelelim enerji üretimine, yerel olmasına gayret gösterilmelidir. TUBITAKta güneş panellerine ilişkin araştırma yapılıyor mu? Ben bilmiyorum. Yapılıyorsa biri bana söylesin. Bugün gelişmiş ülkelerde araştırma 2 yönde gidiyor: 1- Güneşten yararlanma veriminin artırılması 2- Üretim maliyetinin düşürülmesi Bu amaçla ince film teknolojisi ve ppm düzeylerinde yüzeysel alaşımlandırma kullanılıyor. Peki bu Türkiye'de yapılıyor mu? Halbuki ucuz paneller üretebilsek, yerel olarak kurabileceğimiz istasyonlarla enerji gereksiniminin büyük bir kısmını karşılarız. Atıklarımız, enerji demektir. Bugün atıklarımızdan ne kadar enerji üretiliyor? Çok çok az! Bunu artırabiliriz. Ama devlet bunu yapacak girişimcinin önünü açmalı. Engel olmamalı. Ayrıca, bakın biz fazla patates üretimimizi (yanlış tarım yüzünden toprakları hasta ettiğimiz için artık fazlasını değil yeterini bile yapamaz olduk!) yakıyoruz/yakıyorduk ya da gübre yapıyorduk. Halbuki, biyoetanol üretebilirdik/hala üretebiliriz. Sadece 4-5 şeker fabrikamızda bu olanak var ama şeker pancarı yetiştirilmesi sınırlı olduğu için bu olanak genişletilemiyor. Zaten genişletilse ne olur ki, yasaların değişmesi gerekiyor. Siz, mevcut yasalara göre en fazla benzine %2 etanol koyabiliyorsunuz. Halbuki bu oran AB'de yüzde 5 ve bu yıl %10'a çıkartılıyor. Mevcut arabalar %30'a kadar rahatlıkla etanol ile çalışabilir. Brezilya'da arabaların %80'i, %85 Etanol +%15 benzin ile çalışıyor. E orası Brezilya şeker kamışı çok diyebilirsiniz. Biz de yetişmiyor mu peki? Yetişiyor tabii ki. Ayrıca, şeker fabrikaları kurulurken, şeker kamışı yerine şeker pancarı tercih edildi. Neden? Türk çiftçisine ailece daha fazla iş çıksın diye. Halbuki şeker kamışı daha az emek yoğun bir ürün. Bir defa ektiniz mi yıllarca hasat edebiliyorsunuz. Ama şeker kamışı uygun görülmedi. Birileri görmedi. Bunu geçelim. Şimdi şeker kamışı ekebiliriz, tatlı patates yetiştirebiliriz. Milyonlarca hektar, devlet arazisi duruyor. Buralarda organik tarım yaparak şeker içeren ürünler üretip, sadece yakıtta değerlendirebiliriz. Rüzgar, güneş, biyoetanol, biyodizel, karışım yakıtlar, atıklardan üretilen enerji ve enerji tasarrufuyla, enerji sorununda epey yol alabileceğimizi sanıyorum. Bunları yapmadan, HES'ler, çevreci olmayan çözümlere gitmek bana doğru gelmiyor. Düzenleyen Dogasever : 07-03-2011 saat 14:01 Neden: ekleme |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#168 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
|
Alıntı:
Enerjiyi tasarruflu kullanmadıkça, bireysel ve toplumsal politikalar, kanunlar, yönetmelikler oluşturup bunları uygulamadıkça bu savurganlığa hiç bir enerji kaynağı yetmez. Her mahalleye bir nükleer santral bile kursak çözüm olmayacaktır. #156 ve #160 nolu mesajlarda söz ettim. Gelecek özellikle güneş olmak üzere, güneş ve rüzgar enerjisinde. Gelişmiş ülkeler de buna yatırım yapıyorlar, nükleere değil. Devletin rolü çok büyük. Teşvikler, teknoloji yatırımları vb. pek çok şeyle hem ekonomiye, hem topluma yön verebilir. Son yıllarda bizde de bir kaç kanun çıktı ama uygulaması yok. Başta kamuda harcanan enerji olmak üzere, bireylere kadar varan çok çeşitli tasarrufu ve enerjinin verimli kullanılmasını teşvik eden uygulamalar yapılabilir. Enerji zengini ülkeler bunu yıllardır yapıyor, her geçen gün de yeni teşvikler devreye alıyorlar. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#169 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
"Gerçekçi olalım. Bize bütün enerjiler lazım. Sadece karşı çıkarak sorunlar çözülemez." Bütünüyle hatalı bir bakış açısı. Kar maksimilazasyonu için global bir siyasetin ürünüdür bu görüş. Bize son derece tehlikel atıkları olan bir enerji üretimi hiç bir şekilde lazım değil. Temiz değil ucuz değil. Sadece santrali satanların kar elde dedeceği bir enerji üretimi. Petrolden daha dışa bağımlı, atıkları ne olacağı belirsiz birtehlikeli üretim biçimi. Hiç bir biçimde ihtiyacımız yok. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#170 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-06-2010
Şehir: Bulgaristan/Istanbul
Mesajlar: 225
|
yenilenebiliri enerji kaynaklarindan elde edilen enerjiyi tesvik icin devletler firmalara cok buyuk paralar verir. cunku bu paralari diger tuketicilerden yesil enerji adi altinda tuketicilerden alirlar. %7 civarinda. sonucta devlet 100lira tesvik verip 1000lira yesil enerji parasi topluyor,, ruzgar ve gunes enerji sistemleri yeterince verimli degil,, kurulan gunes enerji ve ruzgar enerji sistemleri emin olun kimse cebinden para verip kurmuyor.tesvik adi altinda devletin yani sizin paranizla kuruluyor,, devlet elektrigin mWh basina 1 birim paraya satarken gunes enerjisini 8 birim paraya tesvik amacli satin aliyor,, yani cepten yiyorsunuz,, yenilenebilir enerji kaynaklari tesisi kuran firmalar kendileri icin tesis kurmazlar,, en azindan ben gormedim,, cevre acisindan baktiginizda tamam, haklisiniz,, gunes ,ruzgar v.s. tesvik icin bu kadar para vermektense enerji tasarruflu cihazlarin vergilerini dusse,, eski cihazlari hurdaya cikarmak icin tesvik verse, cok daha akillica olur,, Ayrica yesil enerjiyi en cok tesvik eden ulkeler bu isin teknolojisini en cok satan devletler,, Bu ayrintilari eklemek istedim,, onumuzdeki yuzyil yesil enerji olmayacak,, yesil tasarruf yontemleri empoze edilmeli,, |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#171 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Aslında temel yanılgı endüstriyel üretimin zorunlu olduğu biçiminde. Bu da zaten global kar elde edenlerin halka yutturdukları bir afyon. Ne daha çok enerjiye ihtiyacımız var. Ne daha çok arabaya ihtiyacımız var. Ne de daha çok kar elde etmeleri için dah çok tüketim yapmaya ihtiyacımız var. Hele birileri kar eldeedecek diye düpedüz tehlikeli atık üreten işletmelere hiç ihtyacımız yok. Silahlanma için boşa harcanan parayla da pek çok sorunu kolayca çözülebilir sözgelimi. İnanılmaz paralar ödenerek hiç bir savaşta kullanılmadan eskiyen uçaklara da ihtiyacımız yok. O uçakların kullanılacağı varsayılan savaşlara da ihtiyacımız yok. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#172 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Kazanlık siz hangi ülkede yaşıyorsunuz? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#173 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
Temel sorun burada zaten. Bu sözünüzün altına herkes imza atacaktır. Bir insanın temel gereksinimlerini sağlamak için gerekli enerji miktarı çok azdır zaten. Ama yeni teknoloji ve albenili ürünlerle bu ihtiyaç sürekli artırılmakta. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#174 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Biz yenilenebilir enerjiyi tartışaduralım. Bu arada, büyük yatırımcılarımız termik santral için düğmeye bastılar bile: Oğul Unakıtan'ın santralına vize05/03/2011 10:45 Tarım Bakanlığı tarafından geçen hafta yayımlanan yönetmelik ile eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlunun ortağı olduğu A.B. Gıda Sanayii Ticaret AŞ'nin Bandırma'ya bağlı Dutliman Köyü merasında kurmak istediği 150 MW gücündeki ithal kömürle çalışacak konvansiyonel termik santralın önü açıldı. ANKARA - Radikal gazetesine konuşan Abdullah Unakıtan, “Şu an EPDK’ya lisans başvurumuz duruyor. Geri adım atmamıştık. İlk olarak 135 megavat ile başlayacağız. İzinler tamamlanırsa, kurulu gücünü yükselteceğiz” dedi. Yabancı ortak arıyoruz Santral yatırımı yapmak için yabancı ortak arayışında olduklarını dile getiren Unakıtan, “Eğer yabancı yatırımcı olursa yatırımımızı da arttırabiliriz. Finansman sıkıntısı var. ÇED raporu alamamıştık” diye konuştu. Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikte, “EPDK’nın talebi üzerine, 20 Şubat 2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, 18 Nisan 2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu ve 4 Aralık 2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu hükümlerine göre, petrol iletim faaliyetleri ile elektrik ve doğalgaz piyasası faaliyetleri için gerekli mera, yaylak ve kışlakların zorunlu hallerde, ilgili müdürlük veya genel müdürlükten yatırım projesi, gerekçeli rapor, lisans, talep edilen alanın 1/5000 ölçekli harita üzerine işlenmiş vaziyet planı, ÇED raporu gerektiren yatırımlar için ÇED raporu, komisyonca istenecek diğer bilgi ve belgelerle tahsis amacı değişikliği yapılabilir” denilmişti. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#175 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
TÜRKİYE'DE ELEKTRİK ÜRETİMİNDE KAYNAKLARIN PAYI Kaynak Üretim payı (yüzde) Doğalgaz 45 Hidroelektrik 22,9 Linyit 19,2 İthal kömür 6,7 Fuel oil 2,4 Rüzgar 1,3 Jeotermal 0,3 Diğer 2,2 Kaynak: EÜAŞ (2010 Eylül) AVRUPA'DAKİ DURUM: Eurostat tarafından açıklanan verilere göre 2008 yılında AB27’deki brüt enerji tüketimimin %10,3’ü yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerji oldu. Bu oran 2006 yılında %8,8, 2007 yılında ise %9,7 olarak gerçekleşmişti. 2009 yılında yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji konusundaki Yönetmelik bütün üye ülkeler için müstakil hedefler koyarak, AB’nin 2020 yılına gelindiğinde toplam enerji tüketiminin %20’sini yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerjiden gerçekleştirmesini hedefliyor. 2006 yılından 2008 yılına kadar bütün üye ülkeler toplam tüketimlerinde yenilenebilir enerjinin oranını artırmayı başardılar. Üye ülkeler arasında bu oranda en önemli artışlar Avusturya (%24,8’den %28,5’e), Estonya (%16,1’den %19,1’e), Romanya (%17,5’ten %20,4’e), Portekiz (%20,5’ten %23,2’ye) ve Slovakya’da (%6,2’den %8,4’e) yaşandı. 2008 yılı için ise toplam tüketimde yenilenebilir enerji oranının en yüksek olduğu ülkeler İsveç (%44,4), Finlandiya (%30,5), Letonya (%29,9), Avusturya (%28,5) ve Portekiz (%23,2) iken, en düşük olduğu ülkeler Malta (%0,2), Lüksemburg (%2,1), İngiltere (%2,2), Hollanda (%3,2) ve Belçika (%3,3) oldu. TEŞVİKLERDEKİ DURUM: Enerji Bakanlığı, 50 milyar dolarlık yenilenebilir enerji yatırımlarının rotasını çizecek yenilenebilir enerji kanun taslağına son noktayı koydu. Güneş enerjisine verilen teşvik 10 Euro centte kalırken, hidroelektrik ve rüzgâra 5,5, jeotermale 8, biyokütleye 14 cent teşvik verilecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yaklaşık 50 milyar doları bulması beklenen yenilenebilir enerji yatırımlarının rotasını belirleyecek Yenilenebilir Enerji Kanun Tasarısı'na son noktayı koydu. Bakanlık, yeni çalışmasıyla yerli ve yabancı yatırımcıların dört gözle beklediği "Yenilenebilir Enerji Yasa Tasarısı Taslağı"nı, sektörün de görüşlerini alarak tamamladı. Zaman'ın ulaştığı taslağa göre kilovatsaat başına güneş enerjisine 10 Euro cent, hidroelektrik ve rüzgâra 5,5, jeotermale 8, biyokütleye 14 cent teşvik verilecek. Bakanlığın hedeflerine göre 2020 yılına kadar 19 bin megavat rüzgâr, 13 bin megavat hidrolik ve bin megavat güneş yatırımı yapılması planlanıyor. Yatırım hedefi tutturulduğunda rüzgar için 22 milyar Euro, hidrolik için 15 milyar Euro, güneş için 15 milyar Euro yatırım yapılması gerekecek. Toplam rakam 50 milyar Euro'yu aşıyor. Yeni yasada en büyük sürpriz güneş enerjisi yatırımcısına geldi. Güneş enerjisi yatırımcıları yeni kanunda 24 Euro/cent teşvik bekliyordu. Ancak kanunda kilovatsaat başına verilecek alım garantisi 10 Euro/centte kaldı. Ayrıca rüzgara ilk taslakta 6,5 Euro cent/kWh teşvikinin de 5,5 cente çekilmesi rüzgar yatırımcıları için sürpriz oldu. 1 Kasım 2007 tarihinden bugüne kadar bekleyen rüzgâr yatırımcılarına verilen teşvik oranı ise değişmedi. Yatırımcıların en az 7 Euro/cent alım garantisi istedikleri rüzgâr enerjisi için verilen teşvik oranı geçmişte olduğu gibi 5,5 Euro/centte kaldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, konuyla ilgili daha önce yaptığı açıklamada, verdikleri teşviklerin yatırımlar için yeterli olacağını ifade ediyor. Bazı şirketler güneş için 24 Euro/cent teşvik isterken Enerji Bakanı Yıldız'ın bu konudaki görüşü şöyle: "Güneş için vereceğimiz teşvik, yatırımcıya mı, teknoloji tedarik edene mi yoksa vatandaşa mı gidecek buna bakmalıyız. Alım garantisi fiyatını buna bakarak değerlendirdik. Baktığımız zaman ülkemizde Avrupa'da güneşten elektrik üretilen birçok yerden daha verimli güneş var. Bunları dikkate almalıyız. Ancak vereceğimiz teşvik vatandaşa gidecek mi? Kanunda öngördüğümüz 12 dolar cent teşviğin yeterli olduğunu düşünüyoruz. Bu makul rakamı birileri düşük görse de bu gerçekleşebilir rakamdır." Almanya 800 saatlik güneş için 28 euro/cent teşvik veriyor. Türkiye, rüzgarda 1000 megawat’lık yatırımı ile övünürken rüzgar kalitesi Türkiye’den daha düşük olan İspanya 20 bin megawat’lık rüzgar enerjisini hayata geçirmiştir. Yunanistan rüzgar yatırımcısına 9 euro/cent ve 20 yıl alım garantisi vermektedir. Her konuda AB’yi örnek gösterenler neden bu fiyatları dikkate almazlar? KAYNAKLAR: http://www.guneshaber.net/haber/699-...ciyi-uzdu.html http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...leri-aciklandi |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#176 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Yukardaki mesajlarımdan görüleceği gibi:Yenilenebilir enerjinin en yüksek oranda kullanımda olduğu ülkelere bir bakınız: İsveç (%44,4), Finlandiya (%30,5), Letonya (%29,9), Avusturya (%28,5) Bu ülkelerde herhalde yıllık güneş saat miktarı Türkiyeden fazla değildir. Türkiye'nin yurdışından güneş enerjisi sistemleri satın almasını yurtdışına sermaye aktarımı anlamına geleceğini söyleyen Sn Enerji Bakanıyla aynı görüşteyim. Ancak Türkiye bugünden tezi yok kendi ulusal güneş enerjisi sanayini geliştirmelidir. Bu bir zorunluluktur. Peki bu konuda ne yapılıyor? Türkiye'nin hangi üniversitesinde ya da hangi araştırma kurumunda hangi tür PV güneş panelleri üzerine araştırma yapılıyor? Bugün güneş enerjisi panelleri tek kristal olmak zorunda değil. Çok kristal yapılı ince filmlerden oluşan paneller de var. Bunların maliyetleri düşük. Bunlar arşatırılıyor mu? Türkiye tüm enerjisini rahatlıkla yenilenebilir kaynaklardan sağlayabilir. Düzenleyen Dogasever : 07-03-2011 saat 18:58 Neden: ekleme |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#177 |
Ağaç Dostu
|
Tübitak Enerji Enstitüsü'nün kendi sayfasında tanıttığı projeler: http://www.mam.gov.tr/ee/index.html İTÜ Enerji Enstitüsü'nün araştırma grupları ve yürüttüğü projeleri de burada bulabilirsiniz: http://www.energy.itu.edu.tr/ |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#178 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Nariel Verdiğiniz birinci link TUBITAK'ın web sitesi. güneş panellerine ilişkin bir çalışma bir de paneller için boya çalışması var. Her ikisi de maalesef tozlu raflara kaldırılacak cşnsten çalışmalar. Aşağıya birini kopyaladım: EE - PROJELER Fotovoltaik Modül Üretim Hattı Oluşturulması Aralık 2007- Aralık 2008 -------------------------------------------------------------------------------- Proje kapsamında PV modül üretimlerinde kullanılan mevcut teknolojiler incelenmiş, farklı teknolojilerde üretim ve ölçümlerle birlikte, kalite kontrol safhalarında kullanılan yaklaşımlar için gerekli makine teçhizat ve insan kaynaklarının üretim kapasitesi ile ilişkilendirilerek karşılaştırılmalı olarak değerlendirilmesi ve raporlanması yapılmıştır. Projede: •Kurulu sistemler ve bu sistemleri üreten tedarikçi ve/veya alt tedarikçilerin, üreticilerin sistemleri incelenmiştir. •Proje ölçeğinin belirlenmesi ve detaylandırılması işi gerçekleştirilmiştir •Sistem bileşenleri ve alt bileşenleri kapasite ölçüsünde belirlenmiştir. •Üretim tesisi ve pilot ürünler incelenmiştir. •Projede elde edilen bilgi ve araştırma çıktıları derlenerek sonuç raporu oluşturulmuştur. Yani bu projede ne yapılmış şimdi: Mevcut sistemleri anlamaya çalışmışlar. Anladıklarını da, rapor haline getirip ciltleyip başucu dolabına koymuşlardır herhalde. Bu ülke insanları bilimsel arşatırma deyince artık somut şeyler görmek istiyor. Hani ürettiniz mi? panel nerede? Bu penellerle kaç güneş santrali kurdunuz? Hayır biz daha anlamaya çalışıyoruz. Adamlar ince film teknolojisine geçtiler. Biz daha tek kristallinin konfigürasyonunu çözmeye çalışıyoruz. Çözün bakalım. Bakın İspanya güneş enerjisini konsatre eden sistemler kurdu. Siteyi inceleyin görürsünüz: biz de onları dinliyoruz. Arkadaşlar, güneş bizde, malzemeler bizde, tüm metallerin hammaddeleri var. Yani, yumurta, un, su, şeker var, kap var kacak var, fırın var; mutfak da var ama aşçı nerede, plan nerede? Türk insanı artık konuşmacı paneli, seminer, rapor, makale görmek istemiyor. İCRAAT görmek istiyor. Gerisi boş. Gerçek bilimadamlarının çalışmaları dışında, bu çalışmaların çoğu maalesef makale yazma ya da gösteri yapma amaçlı. Var mı var türünden işler. Keşke yanılsam. Düzenleyen Dogasever : 07-03-2011 saat 19:56 Neden: ek |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#179 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
İTÜ Enerji Enstitüsü'nün araştırma grupları ve yürüttüğü projeler içinde de, güneş enerjisi panellerinin Türkiyede üretilmesi için hiçbir proje yok. Aslında ben linkte hiç doğru düzgün proje bulamadım. Linkteki projelere bakabilirsiniz. Eğer ben yanılıyorsam ve varsa, lütfen ilgili üniversite ve araştırma kurumlarından buraya yazarak açıklama yapabilirler. Bizler de son derece memnun oluruz. http://www.energy.itu.edu.tr/ Anlaşılan o ki ne Tübitak ne de benim de mezun olduğum Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden ITÜ enerji enstitüsü, yurdumuzda en çok bulunan ve bedava olan güneş için ucuz yerli panel üretilmesini ne bugün ne de gelecek için proje programlarına almamışlar. Başka üniverstilerde varsa lütfen bana bildiriniz. Buradan bu konuyu takibe devam edeceğim. Kendi güneş enerjisi PV panelini kendin yapmazsan, bu teknoloji çok pahalıya gelir ve zaten SAyın Enrji Bakanı da, bu enerjiyi desteklemediklerini sadece 10 Euro cent teşvik vererek belirtmiş yukarda. Alman hükümeti kendi yatırımcısına 28 Euro cent veriyor. Düzenleyen Dogasever : 07-03-2011 saat 23:26 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#180 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-06-2010
Şehir: Bulgaristan/Istanbul
Mesajlar: 225
|
ben Bulgaristan`da yasiyorum,, Otomasyon muhendisiyim,, su andada 1000kw`lik co-gen jenerator teklifi inceliyorum,, kisaca mesele dogayi korumak v.s. degil,, mesele PARA,, Kesinlikle Turkiye`nin para politikalarini destekliyorum,, sadece tasarruflu urunlerde siddetli tesvikler verilmesini bekliyorum,, Burda ve saydiginiz ulkelerde tesvik verilmesinin sebebi zaten teknolojileri satmalari,, ayrica tesvik paralari butun kullanicilardan yesil enerji adi altinda vatandasa fatura ediliyor, ev faturasinda bile %7 yesil enerji parasi oduyorsunuz,, bence mevcut durumda yenilenebilir enerji `ekmek yoksa pasta yesinler ``gibi,, su anki teknoloji ile lux. bilinen yontemlerle yatirimlar kendini 5- 10 yilda amorti ederken yenilenebilir enerji eger tesvik verilmez ise ancak 50 yilda amorti eder sanirim,, Daha onceki yorumada sonuna kadar katiliyorum,, daha fazla enerji uretmeye ihtiyacimiz yok,, daha fazla tasarrufa ihtiyacimiz var.. Klima parasina radyatorlu elektrik sobasi alan insanlar var. hala tungusten lamba kullanan evler var, 150hp ve uzeri araba motorlari var, oncelik bunlarda olmali. Yenilenebilir enerji icin AR-ge tesviklere evet, ama yatirimlar icin butun para bizim cebimizden cikacak,,Bugun bir evin ihtiyacini karsilayacak gunes ve ruzgar enerjili sistemlerin maaliyetini biliyor musunuz? kendi evinize bile kurmadiginiz sistemlerle bir sehri besleyecek sistemlere destek beklemek yanlis,, emin olun, ayni para tasarruf yontemlerine harcansa , mesela elektrikli radyatorler hurdaya cikarilip klima dagitilsa dogaya daha fazla katkida bulunursunuz,, |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|