11-01-2011, 18:49 | #61 |
agaclar.net
|
Belirli aralarla aynı muhabbet... Ergene Nehri zehir saçıyor 10 Ocak 2011 Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, ''Araştırmacılar, Çorlu'da kanser sıklığının Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu, ilköğretim öğrencilerinde bile kanser görülmeye başlandığı uyarısında bulunuyor'' dedi. Prof. Dr. Yorulmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çerkezköy, Çorlu, Muratlı ve Lüleburgaz arasındaki 350 bin kişinin çalıştığı 1350 fabrikaya işaret ederek, Trakya'daki sanayi tesislerinin bölgedeki doğal yapıya verdiği tahribatın boyutlarını gözler önüne serdi. Bölgedeki sanayi tesislerinin uygun arıtma yapmadan doğaya bıraktıkları zehirli atıkların yanı sıra yerleşim birimlerinden akarsulara bırakılan kanalizasyon ve evsel atıklar ile tarımsal gübre ve ilaçların Trakya'yı saran Ergene Nehri'ni kirlettiği vurgulayan Prof. Dr. Yorulmaz, ''Ergene artık Trakya'ya hayat vermek yerine ölüm kusar hale geldi'' diye konuştu. Ergene Nehri'nden aldıkları örnekler ile çeşitli araştırmalar yaptıklarını bildiren Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, yapılan analizlerde nehir suyunda kurşun, civa, kadmiyum, kobalt, bakır gibi ağır metaller ve arsenik çıktığını ayrıca fosforlu-azotlu bileşikler ile solvent, asit, alkali ve boya gibi sayısız kimyasal maddeler tespit edildiğini bildirdi. Özellikle sonbahar döneminde etkili olan yağışlar ile Ergene Nehri'nin taşması sonucu Trakya bölgesindeki bir çok tarım arazisinin söz konusu atıklar nedeniyle zehirlendiğine vurgu yapan Prof. Dr. Yorulmaz, ''Bu zehirler yetiştirilen bitkiler aracılığıyla kademe kademe insanlara kadar ulaşmakta ve kanser, inme, karaciğer, böbrek, kalp yetmezliği gibi çok ciddi hastalıklarda artışa neden olmaktadır. Ayrıca Kuzey Ege'ye dökülen akarsular nedeniyle deniz canlıları da zehirlenmekte ve özellikle bu bölgedeki balıkları tüketen insanlar ciddi derecede etkilenmektedir.'' -''ERGENE VE ÇORLU'DA DOĞAL HAYAT BİTTİ''- Bir süre önce Trakya Üniversitesi'ndeki bilim adamları tarafından hazırlanan raporda Ergene ve Çorlu'daki nehirlerde doğal hayatın bittiğinin ortaya çıktığını anlatan Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, sözlerine şöyle devam etti: ''Raporda, evsel atıklar ve fabrikaların bir çoğunun atıklarını arıtmadan derelere akıtması nedeniyle, kimyasal ve biyolojik kirliliğin en üst düzeyde olduğu vurgulanıyor. Ayrıca bu akarsulardaki suların hiçbir amaçla kullanılmayacağı ve sağlık için tehlikeli bir kaynak olduğu belirtiliyor. Ergene Nehri'nin Türkiye'nin en kirli nehri olduğu ve içinde dördüncü sınıf su bulundurduğu bildirilmekte. İçindeki ağır metaller, bu suya temas eden ve içen hayvanlara, bitkilere ve insanlara geçmekte, insanlarda da kansere neden olmaktadır.'' Artık Ergene'de kirlilik nedeniyle binlerce dönüm arazide çeltik üretimi yapılamadığını aktaran Prof. Dr. Yorulmaz, ''Araştırmacılar, Çorlu'da kanser sıklığının Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu ve ilköğretim öğrencilerinde bile kanser görülmeye başlandığı uyarısında bulunuyor'' diye konuştu. Çevreyi kirleten tesislere fazlasıyla tolerans gösterildiğini öne süren Prof. Dr. Yorulmaz, daha fazla geç kalmadan mevzuatın gösterdiği yaptırımların uygulanması ve kurallara uyulması çağrısında bulundu. -ÇORLU HALKI SAĞLIĞINDAN ENDİŞELİ- Bölgedeki çevre kirliliği özellikle Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde etkisini gösteriyor. Çorlu Deresi'nin geçtiği ilçedeki Sağlık Mahallesi'nin muhtarı Ali Rıza Akpolat, etrafa yayılan kötü kokular ve kirlilikten şikayetçi. Son yıllarda bazı vatandaşların bölgede bulunan evlerini gerçek değerinin altında fiyatlarla satışa çıkararak ilçeyi terk etmeye çalıştığını anlatan Akpolat, sözlerine şöyle sürdürdü: ''Sağlık Mahallesi'nde 70 bin kişi yaşıyor. Mahallenin içinden geçen Çorlu Deresi'nde eskiden bir çok türde canlı yaşıyordu. Ancak Çerkezköy, Velimeşe ve Çorlu'da başlayan sanayileşme bu derenin hızla kirlenmesine neden oldu. Şimdi Çorlu Deresi'nde bırakın canlıların yaşamasını, etrafında oturan insanların sağlığı bile tehlikede. Dereye yakın yerlerde yaşayan insanların çocukları kirlilik nedeniyle sık sık hasta olmaya başladı. Mahalle halkı her gün bize gelerek durumu anlatıyor ve şikayet ediyorlar.'' Zaman |
11-01-2011, 20:33 | #62 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-11-2010
Şehir: İstanbul-Balıkesir
Mesajlar: 1,734
|
Yıllardır dillerde ama kimsenin umursadığı olmadığı için çözüme kavuşacağı yok. Ergene nehrinden akan suyla tarla sulaması yapılıyor. Özellikle kavun ve karpuz. Sulama yapılırken gözlerimle gördüğümde suyun oluşturduğu köpüğü hayal etmekte bile güçlük çekebilirsiniz |
08-03-2011, 14:12 | #63 |
agaclar.net
|
|
09-03-2011, 16:47 | #64 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 06-11-2005
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 5
|
Kirletenlerden merhamet dilenerek ergene temizlenmez. Üstelik kirletenler sadece fabrikalar değil. Bölge belediyeleri lağımlarını ergeneye boşaltıyor sonra çevre eylemlerine katılıp boy gösteriyor. Devlet görevlileri aynı şekilde yalan yanlış ÇED raporlarına onay verip fabrika izni veriyor sonra Çevre eylemlerine konuşup günah çıkartmaya çalışıyorlar. Bölge insanın hiçmi suçu yok, olmazmı?, gelene ağam, gidene paşam dediler senelerce, hatta kendi lahımlarını da tuvalet çukarlarından vidanjörlerle çekip ergeneye boşalattılar yıllarca. |
19-06-2012, 22:32 | #65 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Ergene için yürüyorlar Trakya Halk Komitesi üyesi bir grup, Ergene Nehri'nin kirliliğine dikkat çekmek amacıyla Uzunköprü'den Ankara'ya yürüyüş başlattı. Cumhuriyet Portal |
26-06-2012, 15:54 | #66 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-04-2007
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 130
|
Ergene nasıl kurtulur
|
27-06-2012, 00:33 | #67 | |
Ağaç Dostu
|
İzledimde bir karar alıcı çıkıp şu şu yapılacak şu şu uygulanacak gibi bir şey göremedim, sedece konuşuyoruz. Onu bende biliyorum tüm tesisler arıtmasını yapacak yapılması lazım diye, bırak cak'ı artık yap. Veysel eroğlundan bahsediliyor, cek çak. Alıntı:
|
|
05-07-2012, 17:34 | #68 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
Bu nehre 21. yy'da son derece tehlikeli endüstriyel atıksular dökülüyor. İnsanlar hasta oluyor. Yeraltı suları kirleniyor. Sebzeler meyveler bu sağlıksız sularla sulanıyor. Bu vatan hainliğine kim dur diyecek bu sorunun yanıtı bile yok. Bu nasıl memleket. İnsanlar artık bıçak kemiğe dayandı Ankaraya yürüyüşlere başladılar. Hala televizyonlarda açık oturumlar yapılıyor. ARTIK KONUŞMA DEĞİL BİRŞEYLER YAPMA ZAMANIDIR! BU KİRLENMEYİ KİM DURDURACAK? ERGENE KENARINDA HALA YENİ TESİSLER KURULUYOR. BUNLARA KİMLER NASIL RUHSAT VERİYOR? TRAKYA TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN BİR PARÇASI DEĞİL Mİ? |
|
06-07-2012, 16:53 | #69 |
Ağaç Dostu
|
Ya bazen hakikaten sinirlerim bozuluyor ve bazen arkadaşların da kalbini kırıyoruz, yahu konuşuyoruz da konuşuyoruz tabi ki bir şeyler konuşulur tartışılır ve doğruda buluşulur uygulayıcılar karar alıcılar da bunu uygular gecici çözümle değil kalıcı bir çözüm bulunur uygulanır, cek cak cek cak sonuç yine zehirleniyoruz. Efendim arıtma tesisi yapılmalı, tamam yapılmalıysa yap ama onu çalıştır, dünya kadar arıtma tesisi var, ya çalışmıyor ya yarı kapasiteyle çalışıyor, Neden, çünkü maliyetleri pahalı. Çalıştıramayacaksan niye yapıyorsun kardeşim, görümlük olsun diye mi? Günü kurtarmak için mi? Her şeye çözüm kolaylık bulunuyor buna bulunamıyor nedense. Maliyetleri niye pahalı, kullanılan elektiriği malzemesi girdileri (vs) yüksek maliyetli, Vergi alınmaz kullanılan malzeme maliyetine verilir ve o tesis çalıştırılır, çalıştırmayanı da yüksek para cezalarıyla yakarsın, yakman için bir sebebin olur. Senin girdilerin hem pahalı olacak hemde çalıştır diyeceksin alda sen çalıştır demezler mi adama Ya arkadaşlar kimse kusura bakmasın ama böyle yöneticilerle yetkililerle bu ülkede bir şey olmaz. Sevgili malinanın dediği gibi belirli aralıklarla aynı muhabbeti yaparız bir birimizin kalbini kırarız, başkada bir şey olmaz. |
02-02-2022, 18:51 | #70 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-02-2022
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 28
|
Konuyu Hortlatıyorum. Aradan 10 yıl daha geçti ama malesef hala değişen birşey yok sürekli simsiyah akıyor,iç içe yaşıyoruz ve bakmaya korkuyorum cidden. |
15-02-2022, 19:10 | #71 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-02-2022
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 28
|
Trakyanın çevre felaketi: Ergene nehri
Eskiden içerisinde 22 balık türü yaşayan,Yıldız Dağlarından pırıl pırıl akan,Trakya'ya can suyu veren 283 km uzunluğundaki Ergene Nehri,yaklaşık 30 yıldan beri sanayi tesisleri yüzünden simsiyah zehir akıyor.İçerisinde bakteri bile yaşamıyor.Çevresine kanser saçıyor ve ergeneye 1 km uzaklıkta oturuyorum ve yazları iğrenç kimyasal kokularına maruz kalıyoruz,camları kapıları kapatmak zorunda kalıyoruz.Ergene'nin suyunu içen anında ölür o kadar ciddiyim.Asla halı altına süpürülecek bir konu değil bu arkadaşlar ve bu konu en son 14 yıl önce açılmış bende hortlatmak istedim çünkü sanayi faaliyetleri o yıllara göre %500 arttı dolayısıyla kirlilik ve sağlık riskide arttı yani durum çok ciddi. Yaklaşık olarak tam 3409 tane sanayi tesisi var arkadaşlar ve çoğu yıllardan beri Trakya'nın yeraltı sularını kullanıp(%85 ini bitirdiler) her gün milyonlarca küp ton zehir su bu nehire veriliyor.Yapılan araştırmalara göre Ergene sularının içerisindeki tehlikeli ağır metaller olan kadminyum, kurşun, krom, çinko, siyanür(insanı anında öldürür), sülfat, bakır, demir, yağ, florür, fosfor gibi zehirli kimyasal maddeler geçtiği topraklar ve çevresine kanser ve ölüm tehdidi yaymaktadır. Neden kimse bir şey demiyor ? Neden yetkililer göz yumup bir çözüm telaşında değiller ? Çünkü kapitalist sistemin çarkı bu şekilde döner.Para kazanmak için her türlü rezilliği yapabilirsiniz ve başınızdaki yetkililer satılmış köpekse durumunuz vahim.İşte durum Trakya'da böyle.Kapitalist sisteme kurban gitmiş bir bölge. Para yüzünden insanlık kendi pisliğinde boğulacak.Kıyamet falan kopmayacak çünkü insan kendisi hazırlıyor kıyametini.Trakya'nın yeraltı suları %85 azaldı ve kirlendi artık kıtlığa doğru gidiyoruz cidden.Bu bölgenin her tarafında çevre felaketi var.Milyonlarca dekar orman arazisi yok edilip yabancı şirketler tarafından maden şirketi ocağı oldu İğneada taraflarında yani Trakyanın ciğerlerinde.Her yerde bi çevre felaketi var buranın |
15-02-2022, 19:41 | #72 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-02-2022
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 28
|
|
15-02-2022, 19:47 | #73 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-02-2022
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 28
|
|
15-02-2022, 19:53 | #74 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-02-2022
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 28
|
Bugün çektiğim fotoğraf.Dediğim gibi simsiyah akıyor |
23-02-2022, 20:34 | #75 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-02-2022
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 28
|
Kirlilik yüzünden sözde fabrikalara milyonlarca tl ceza kesildi,sözde kimisinin faaliyeti durduruldu ama size bir şey söyleyeyim bir şeyin olduğu yok.İsteyen istediği gibi zehirli atıklarını kimseye hesap vermeden salıyor.Bunlara kim izin veriyor? Böyle çevre katliamına,insan sağlığının ölümcül tehlikesine kim göz yumuyor? Yoksa başımızdaki satılmış köpekler bu para çarkının bir parçasımı? Cevabı basit: Tabikide evet Başımızdakiler düşman bize bu kadar basit bir olgu. Bu ülkede adalet,hukuk kavramı falan asla yok. İnsan para için bindiği dalı değil yediği kaba bile .... Durum böyle.Bencil kapitalist beyinlerin para ve rant hırsı bu. Aşırı doğa sever duygularım beni Ergene'yi kontrol etmek için nehrin dibine kadar götürdü ve korkunç bir görüntüyle karşılaştım çünkü yakından renginin bu kadar simsiyah olduğunu görmemiştim ve yaydığı iğrenç kimyasal kokusu başımı döndürmeye başladı ve koşarak kaçmaya başladım,kokuya dayanılması cidden imkansız arkadaşlar ve doğa 30 yıldan beri buna maruz kalıyor(!) pardon maruz kaldıttırılıyor olacak doğrusu. Renk o kadar koyu siyah ki artık ayna görevi yaparak gökyüzünü yansıtmaya başlamış sadece.Yanındaki kavaklar nasıl canlı kalabilmiş o kadar milyon küp ton kimyasala rağmen.. ona hayret ediyorum açıkçası. |
23-02-2022, 20:55 | #76 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-02-2022
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 28
|
Son 20 yılın hükümetinde 8 tane çevre bakanı değişti ama ortada hiçbir şey yok.Çevre bakanı değil çevre düşmanı bakanlığı olmalıydı isimleri.Özet olarak; Vurdumduymazlık,umursamazlık,göz ardı etme,normalleştirme,böyle bir vahşet yokmuş gibi göstermek.... Sağlık bakanlığının gizlediği kanser vakalarını saymıyorum bile. Edirne'de pirinç tarlalarının ergeneyle sulandığı pirinçlerin soframıza kadar gelip bizi de zehirlediği... İçme sularımıza bile karışan ağır metaller,kanserojen zehir maddeleri.... daha neler neler... saysak roman olur. Ha halkın suçu yokmu??? sonuna kadar var.Aslında başta suçlu olan halk çünkü hiçbir tepki,isyan,başkaldırı yapılmadı ciddi olarak. Kimseninde umurunda bile değil bu konu çünkü milletimiz KORKAK. Vatan sevgisi,doğa sevgisi,cumhuriyetin gücü hiçbir şey yok.Ne zaman bu konuyu açsam insanlar bana hemen:saçmalama,senmi değiştircen dünyayı düzen böyle vs söylemeye başlıyorlar.Bu hastalıklı bir bakış açısıdır ve bu yüzden insanlık kapitalizmin çöplüğünde çürümeye mahkumdur. |
|
|