26-05-2017, 13:40 | #871 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-04-2015
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 292
|
Yine hepsi birbirinden güzel |
27-05-2017, 17:52 | #872 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Pembiş menekşemi annem bana getireli neredeyse 2 yıl olacak. Geçen bahar ben çiçeklerini görmeyi ümit ederken, ısrarla yaprak aralarından yavrulamayı tercih etmişti ve şu an sayabildiğim kadarıyla aynı saksıda 3 menekşe oldular. Artık çiçekten yana umudumu kesmiştim aslında ama az önce gördüm ki sonunda tomurcuklanmaya başlamış, ilk çiçeklerini açacak kısmetse Mor menekşem de yanıbaşındaki bu pembiş arkadaşa baka baka huy değiştirdi, o da yavruladı ve şu an aynı saksıda 2 bitki haline geldi ama pembiş gibi uzun süre güzel tomurcuklarından mahrum bırakmadı neyse ki... Selen atlasım ilk kez çiçeklenecek, heyecanla bekliyorum ama maalesef henüz küçük olan 5 tomurcuğunu döktü, sağlam 3 tomurcuğumuz kaldı sadece... Buna da şükür diyorum, inşallah bu üç tomurcuk bari sağlıkla gelişip açabilir, tomurcuk kaybedince çok üzülüyorum Hanımelim perişan haline rağmen çiçeklenmeye devam ediyor, şuraya bir avuç mis kokulu hanımeli bırakayım da sayfama bahar kokusu bulaşsın Bizi hiç çiçeksiz bırakmayan ve seyrine doyamadığımız E.milii'nin fotoğrafını epeydir paylaşmamıştım, maşallahımız var Köksüz spathi. ne yazık ki öldü ama şükür ki diğer yavru -henüz yeni yaprak çıkarmaya, yani gelişme göstermeye başlamamış olsa da- gayet canlı, bebek anthurium ise şu sıralar yeni yaprak çıkarıyor, Prensesim (Epiphyllum oxypetalum) de tomurcuklanmaya başladı Bu güzel gelişmelerin yanında tatsız bir şey de oldu: Ebruli menekşem dipten çürümüş, bugün fark ettim ve hemen kurtarabildiğim pek minik kısımlarını çelikledim, umarım hayata tutunabilir... |
28-05-2017, 19:45 | #874 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Aynen bence de açsın artık O ufaklığın tomurcuğu maalesef düştü canım, artık kısmetse seneye... |
05-06-2017, 15:05 | #875 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Selen atlasımın ilk tomurcukları 18 şubattan beri büyüyor, ayıptır söylemesi üç buçuk aydır ben bu tomurcukların çiçek açmasını bekliyorum Sonunda ilk iki tomurcuk renklerini göstermeye başladı, bu aşamaya kadar geldiklerine göre artık açılma işini çok uzatmazlar diye umuyorum |
06-06-2017, 17:03 | #877 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Öyle sanıyorum ki sarı gelinler bu gece arz-ı endam edecekler, tomurcuklar iyice şişti, uzun bekleyişin sonunda kavuşacağız inşallah |
06-06-2017, 23:38 | #879 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Sonunda sarı gelinlerimize kavuştuk Oldum olası atlas çiçeklerine hayranımdır ama sarı rengin bir çiçeğe bu kadar yakışabileceğini tahayyül edemezdim... Akşam saatlerinde çiçeklerimiz aralanmaya başladı. İlk iş olarak eğilip kokladım ama hiç koku alamadım, 'herhalde aklımda yanlış kalmış kokulu olduğu' diye düşündüm. Fakat gece olunca çiçekler tamamen açıldı ve hafif bir koku duymaya başladım. Koku sürekli duyulmuyor, belirli aralıklarla salınıyor ve çok hafif, rendelenmiş limon/portakal kabuğu kokusu. Kokusunu çok beğendiğimizi söyleyemem ama çiçeğin görüntüsüne bayıldık Hem bu eşsiz güzellik gözlerimizin önünde olsun hem de ara ara saldığı kokusunu duyabilelim diye, eşimin isteği üzerine çiçekleri kesip yanımıza aldık. Çiçekleri kesmeyi pek tasvip etmesem de sefasını süremeden balkonda kendi kendilerine geçip gitmelerini göze alamadık işte... |
06-06-2017, 23:43 | #880 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-05-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 9,354
|
Maşallaah, çok güzel açmış sevgili A-NOMAD ve sarısı da çok güzelmiş. Emeklerine sağlık. |
17-06-2017, 13:18 | #881 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Sonunda pembiş menekşem ilk çiçeğini gösterdi, bütün çiçeklerini açınca pembe-mor çok güzel görünecekler Bebek anthurium ve spathiphyllum yapraklanıyor, daha büyüyüp kocaman olacaklar da çiçek bekleyeceğiz, herhalde bir sene sonra falan... |
17-06-2017, 14:16 | #882 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Fotoğraf çekmeye başlamışken devam edeyim dedim... Ayşecik ve yanındaki yavrusu (Senecio rowleyanus) doya doya boncuklarını sergiliyor, ben de zevkle seyrediyorum. Boncuk demişken, tespih otumuz (Coix lacryma) da atlattığı badirelerden sonra boncuk üretimine kaldığı yerden devam ediyor. Yıldız hanım (Stapelia grandiflora) sonunda tomurcuklanmaya başladı, mis kokulu () çiçeklerine kavuşmak için sabırsızlanıyorum. Prensesim (Epiphyllum oxypetalum) tomurcukta ama fotoğraflama sebebim bu değil, hanfendi artık bana tepeden bakıyor çünkü yeni sürgünleriyle boyu 190 cm.yi geçti maşallah... |
24-06-2017, 12:36 | #883 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Eskiden, yani ailemle yaşıyorken arefe günleri mutlaka banyo yapardık. ''Arefe suyu şifalıdır'' derdi 'rahmetli' demeye henüz alışamadığım (bu bayram O'nsuz ilk bayramımız olacak ) canım babaannem... Hala bu alışkanlığımı sürdürürüm ve arefe suyunun şifasına da inanırım, hurafeperest olduğum doğrudur. Bugün arefe suyuyla kaktüslerim hariç (onları güneş çekilince yıkayıp sulayacağım) bütün bitkilerimi yıkadım ve azar azar da suladım, şifa olsun kızlarıma Bu sene böcek sayısında inanılmaz bir artış olduğunu gözlemledim, ilk kez bitkilerimden birine siyah yaprak bitleri musallat oldu Şükür ki ev yapımı ilaçlar yardımıma koştu da bitlerden çabucak kurtulabildim. Sıvı sabun+sarımsak+sıvı yağ+su karışımı kesin çözüm oldu, bu badireyi de atlattık. Umarım tekrar böyle bir sorunla karşılaşmam, fazlasıyla rahatsız edici bir durummuş... Aklınızda bulunsun, umarım yaşamazsınız ama eğer yaprak bitleriyle (ya da başka bitki zararlılarıyla) karşılaşırsanız gönül rahatlığıyla ev yapımı ilaçlardan faydalanabilirsiniz. Pembiş menekşem -uzun zamandır beklediğim- çiçeklenmesini sürdürüyor, beklettiğine değdi. Şuraya bir tutam pembe ve mor koyup kenara çekileyim, herkese iyi bayramlar... |
24-06-2017, 13:43 | #884 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 11-02-2015
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 1,536
|
Menekşelerin maşallahı var dik dik bakmadım bilerek bir şey olmasın diye ^^ |
01-07-2017, 13:53 | #885 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Sıcaklarla başımız fena halde dertte ama şükür ki kızlarımın bu durumdan pek şikayetleri yok. Gerçi bayram tatilinden döndüğümüzde yılbaşılarımın ve bebek atlaslarımın bazılarını epey hırpalanmış halde buldum ve yeniden çeliklemek zorunda kaldım lakin ölmediler ya buna da şükür... Bu sabah sıcaktan fenalık geçirerek uyandığımızda eşim, yatak odasında ikamet eden mavi kelebek çiçeği (Clerodendrum ugandense) saksımızı işaret ederek 'bunlar bu sıcağa nasıl dayanıyorlar ya, neden hiç sızlanmıyorlar' diye bir feryat koyverdi, adamcağız nasıl bunaldıysa yazık Aslında sadece birkaç gün evden uzaktık ama döndüğümüzde tomurcukları epey gelişmiş halde bulduk maşallah, gözümüzün önündeyken ne kadar hızlı büyüdüklerini fark edemiyormuşuz demek ki... Biz yokken Yıldız (Stapelia grandiflora) tomurcuklarının birini kocaman yapmış! Prensesim (Epiphyllum oxypetalum) sezon açılışını dört çiçekle yapmaya hazırlanıyor, o da yokluğumuzda tomurcuklarını hızla büyütmüş hatta hafiften kıvrılmaya dahi başlamışlar Bebek anthurium ve spathiphyllum birlikte tatlı tatlı büyüyorlar, onlara baktıkça büyüdüklerini ve çiçeklendiklerini hayal etmekten kendimi alamıyorum Alıntı:
|
|
05-07-2017, 14:48 | #886 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Yıldız'ın (Stapelia grandiflora) en büyük tomurcuğu yarın ya da sonraki sabah açacağa benziyor Prensesim (Epiphyllum oxypetalum) üç tomurcuğunu bu gece açacak, biri ise yarın geceye kalmış görünüyor... Son sürgünleriyle boyu ikibuçuk metreyi geçip balkon tavanına değmeye başlamıştı. Bu haliyle hem tomurcuklarını beslemekte hem de dengede durmakta zorlandığını fark edince hemen o büyük sürgünleri budadım ama müdahalede geç kaldığım için maalesef epey tomurcuk kaybettik artı bu tomurcuklar da biraz küçük kaldı, yeterince iyi gelişemediler, yine de çok güzeller Benim kızçem ne zaman çiçek açmaya yeltense istisnasız rüzgar coşuyor, rüzgarı cezbeden bir tarafı var, artık bundan eminim Günlerce sıcaktan yandık, esmiyor diye inledik, bunaldık, fenalıklar geçirdik, yaprak kıpırdamadı ama bugün Prensesim gelin olacak ya rüzgar bir coştu ki sormayın! Karşılıklı pencere bile açamıyoruz, o derece kuvvetli! (Fotoğrafta göreceksiniz, penceredeki sinekliğimiz bile rüzgardan az evvel patladı ) Tamam serinledik, rahatladık, ferahladık şükür ama belli ki Prensesim'e rüzgarda savrulmadan, şöyle sakin bir gecede rahat rahat çiçek açmak nasip olmayacak. O gelinliklerin etekleri illa uçuşacak yani Düğünümüze bekleriz efendim |
05-07-2017, 23:16 | #887 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Akşam saatlerinde çiçekler usulca aralanmaya ve büyüleyici kokularını duyurmaya başladı, bu kokuyu öyle özlemişim ki... Gece olup gelinler sahneye çıktığında, her ne kadar yine gözü dönmüş rüzgarla (kıskanıyor mudur nedir gelinlerimi ) boğuşmak zorunda kalsak da bol parfümlü ve seyrine doyulmaz bir şölen başladı, şükür kavuşturana Gözlerimizin gördüğü güzelliği -gerek rüzgarın engellemeleri, gerekse içerinin aydınlatması nedeniyle- fotoğrafa bir türlü yansıtamasam da çekebildiğim en iyi fotoğrafı burada paylaşmak istiyorum. Daha karanlıkta ve kuytuda kaldığı için alt taraftaki çiçeği, yanındaki tomurcukla birlikte çok daha net fotoğraflayabildim. Gece yarısına kadar dişimizi sıktıktan sonra 'artık yeter bu işkence' diyerek (çünkü balkona çıkıp oturmak rüzgar yüzünden mümkün değildi, haliyle çiçekleri ne doya doya koklayabiliyor ne de seyredebiliyorduk, birkaç dakikada bir balkona çıkıp biraz seyredip-koklayıp içeri dönüyorduk ) çiçekleri kesip yanımıza aldık Ben yine iki bardağı iç içe geçirerek bir vazo yaptım ama çiçeklerimizin boynu baston gibi kıvrık olduğundan bir türlü yerleştiremedim. Nasıl etmeli diye düşünürken gözüm avizeye takıldı, tam üç çiçeği geçirebilecek kadar uygun yeri olduğunu görünce hemen yerleştirdim! Sonuç: Bir gecelik de olsa, harika görünen ve sürekli parfüm kokusu yayan canlı bir avizemiz oldu |
06-07-2017, 14:58 | #889 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Çok teşekkür ederim, beğenmenize sevindim Gönül isterdi ki çiçekleri kesmek zorunda kalmayalım ama sefasını sürebilmek için başka çaremiz yoktu. |
07-07-2017, 13:52 | #890 | |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 04-06-2012
Şehir: Bursa
Mesajlar: 26
|
Alıntı:
|
|
07-07-2017, 14:30 | #891 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Alıntı:
Toprak karışımınızın gözenekli ve geçirgen olması önemli, artı bu bitki düzenli sulanmayı seviyor. Düzenli sulama derken 'ne olursa olsun haftada bir, bir bardak su verilecek' şeklinde değil, toprağının yaklaşık üçte biri kurudukça saksı toprağının tümünü ıslatacak miktarda su verilecek ve bu rutin aksatılmayacak. Yani 'toprak iyice kurudu ama birkaç gün geç sulayıvereyim' ya da tam tersi, 'toprağı da daha nemli ama elime suyu almışken sulayıvereyim' derseniz büyük olasılıkla bitkinizi kaybedersiniz. Bir diğer konu besin takviyesi, gelişme dönemlerinde birkaç sulamada bir besin takviyesine ihtiyaç duyuyorlar. Takviye etmezseniz ölmezler ama cılız ve gösterişsiz kalırlar, artı olarak soğuk mevsimde açacakları çiçekleri oluşturamazlar. Kısa bir özet geçtikten sonra şimdi hızlıca toparlayacağım Bu söylediklerimin hepsi gelişme dönemleri için geçerli, yani ilkbahar ve sonbahar. Yaz mevsiminde bitkiniz uyuyacak, hiç gelişme göstermeyecektir. Yaz dinlenmesi sonbahara kadar sürer ve bu dönemde sulamayı minimum miktar+sıklığa indirmeniz, besin takviyesini ise tamamen kesmeniz gerekiyor. Yaz, dinlenme dönemi olduğundan çelik köklendirmek için uygun değildir. Yazın köklendirmeye çalıştığınız çelikler -siz ne yaparsanız yapın- zerre kadar gelişme göstermeyecek ve sizi sinir edecektir ama aynı çelikler (eğer öldürmemeyi başardıysanız) sonbaharda coşkuyla gelişip sizi şaşırtabilirler. O çelikleri yaz mevsiminde bol bol sularsanız, çok yüksek ihtimalle öleceklerdir. Bitkinizi direkt güneşten alın. Toprağı kurumadan su vermeyin, su verdiğinizde de azıcık sulayın yani sadece köklere 'yok demeyecek kadar' su ulaşsın. Sonbahara kadar sabredin, nasıl coşkuyla uyandığını görüp sevineceksiniz |
|
07-07-2017, 17:16 | #892 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Önceki senelerde olduğu gibi, Yıldız'ın (Stapelia grandiflora) çiçeğini sabah uyandığımda açılmış halde bulacağımı sanıyordum ama bu sefer -yine sabah saatlerinde açılmaya başlamasına rağmen- 'tam açık' hale gelmesi neredeyse akşamı buldu. Bütün süreci sabırsızlıkla takip ettim Önce, balon gibi şişen kocaman tomurcuk yarıldı... Sonra taç yapraklar birer birer açılmaya başladı... Davetkar kokusu sayesinde henüz tam açılamadan bile yoğun ziyaretçi akınına uğramıştık ki çiçek açıldığında sinekler tam manasıyla hücum ettiler, hatta bir ara 'Allah Allah' nidalarını bile duyar gibi oldum Bu parlak arkadaşı da iş üstünde yakaladım ama hiç istifini bozmadı pişkin şey Nihayetinde üstümüzde bir sürü sinek larvası (hatta sinek) bile olsa güzeliz nazik burnunuzu yaklaştırmadığınız sürece tabii ki... |
11-07-2017, 19:03 | #894 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Şu mesajımda boncuklarının nasıl göründüğünü paylaşmış olduğum tespih otumdan (Coix lacryma) epeydir bahsetmemiştim. Kendisi balkonda maruz kaldığı ilk fırtınada oldukça yıpranmıştı, yaprakları parçalandı ve pek çok boncuğunu kaybetti ama maşallah bunlara rağmen dimdik ayakta O kötü deneyimden sonra o da (balkonun diğer sakinleri gibi) balkonun huyunu-suyunu öğrenmeye başlamış olacak ki hızla ortama adapte olmaya başladı. O zamandan beri yapraklarını eskisi gibi ince-uzun değil, daha kısa ve geniş olarak şekillendiriyor. Bu önlem sayesinde artık fırtınalarda hasar görmüyor, doğa resmen mucizelerle dolu Ona hazırladığım 10 litrelik pet şişeden yapılma saksı dar geliyor ama buna rağmen azimle yavrulayarak çoğaldı, eminim yeri müsait olsaydı orada küçük bir orman oluşacaktı Bu arada başlarda sayıp durduğum o yeşil boncuklar meğer tam manasıyla boncuk değillermiş, şu sıralar içlerinden böyle yeşil oluşumlar çıkıyor: Sonra o oluşumlar uzayıp püskül şeklinde, fotoğraftaki gibi çiçek açıyorlar: Yani aslında henüz hiç boncuğumuz yokmuş, inşallah ileride olacak Şöyle bir de boydan görüntüsünü paylaşayım ki adaptasyon olayını abartmadığımı siz de görün. Şuraya da henüz balkon şartlarına adapte olmadan önceki halinin bir görüntüsünü bırakıyorum, karşılaştırma açısından lazım olacak |
11-07-2017, 23:27 | #895 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-05-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 9,354
|
Sevgili A-NOMAD bu güzeli ilk sende gördüm ve ilk gördüğümde mısır sanmış idim. Maşallah çok güzel boncukların olacak inşallah!.. Emeklerine sağlık. |
12-07-2017, 15:37 | #896 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Alıntı:
Sevgili YeniGine, şimdi paylaşacağım olaya senin için gidecek eminim ama ben sinirden gülme krizine girdim bilesin Bilenler bilir, yıllardır kumru denen kuşlarla başım derttedir. Hatta kendilerinden bahsederken genellikle 'sapık' yakıştırmasını kullanırım ve illa ki birileri itiraz eder. O itiraz edenlere bir selam çakarak, bugün yaşadığım saçma olayı anlatmak istiyorum... Balkonuma (daha doğrusu balkondaki bitkilerime) günde birkaç kez kumru sortisine alışığım. Her ne kadar akıllarını bizim balkondan alamasalar da pencerenin arkasında görünmemden bile ürküp hızla kaçarlar genelde, o yüzden her seferinde balkona çıkmam gerekmez. Birkaç kez gelirler, korkutulup kaçırılırlar ve uzun aralıklarla bir-iki deneme daha yapıp hala benim orada olduğumu görünce -en azından o gün için- balkonumdan ümidi keserler. Lakin bugün sabahtan beri -gözü dönmüş şekilde- balkona sorti yapıp durdular, öyle ki kaçırmak için her seferinde pencereye yaklaşıp el-kol sallamaktan yoruldum. Hatta bir ara 'sıcak bunların da başına vurdu galiba, iyice azıttılar' diye bile düşündüm Neyse, bu ısrarları biraz fazla uzayınca 'neden bugün iyice kafayı taktılar buraya acep' diyerek balkona çıktığımda gördüğüm manzarayı anlamlandırabilmek için biraz zamana ihtiyaç duydum. Öylece kaldım bir süre, sonra jeton tıngır mıngır yuvarlanarak düşüverdi! Meğer bu sapıklar benim atlas saksılarımdan birine yuva yapmaya çalışır dururlarmış Yaprakların birbirine yakın olduğu bir noktayı gözlerine kestirip başlamışlar dal, ot vs. koyma çalışmalarına... Belli ki öyle 5-10 denemede falan da oturtamamışlar zira yerlere saçılmış bir sürü dal ve kuru ot parçası vardı. Hal böyle olunca, akılsız başın cezasını kanatlar çekmiş ve birçok kez malzeme taşımak zorunda kalmışlar Sapıklar işte! Yuva yapma konusunda muhtemelen yeryüzünün en beceriksiz canlıları olmalarına rağmen nasıl bu kadar çoğalabiliyorlar bilmiyorum. Allah muhafaza, demek biraz becerikli olsalar dünyayı ele geçireceklerdi! Muhitin tek yeşil alanı bizim balkon olsa neyse ama etrafımız yeşillik, bir sürü ağaç var. Benim atlasıma (üstelik beni pencerede sık sık görüp her seferinde ödünüz patladığı halde) bu kadar kafayı takmak nedendir? İşte beni sinirden gülme krizine sokan o yuvanın üstten görüntüsü: Bu da atlas saksıma karşıdan bakış, bu fotoğrafta yuvanın saçmalığı daha net görülüyor: Siz söyleyin haksız mıyım, sapık değil mi şimdi bunlar? |
|
12-07-2017, 23:36 | #897 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-05-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 9,354
|
Kıyamam yaaaa!.. Evet kumruların akıllı olmadığı söylenir. Halbuki saksının sağ tarafında boş toprak alan varmış; oraya koysalarmış ya getirdikleri çöpleri. Ne güzel iki tane yavru kumrun olurdu halbuki A_NOMAD'cım. Çoğalmalarına gelince; bizim burada azaldılar. 2-3 senedir benim balkona da gelmiyorlar artık. Sapıklar işte!.. |
12-07-2017, 23:41 | #898 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Ya evet, ne güzel (!) olurdu sorma Beni öyle bezdirdiler ki cidden imkan olsa hepsini toplayıp senin oralara gönderirdim hiç üşenmeden ama çaresiz balkon savunmasına devam edeceğiz... |
13-07-2017, 01:39 | #899 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-09-2015
Şehir: Ankara
Mesajlar: 706
|
kumrular bence çok özel canlılar. ankarada çok azlar neredeyse hiç görmüyorum. ama kumru olmayınca rahatmıyım? hayır. karga gelir soğanlarımı çıkarır. serçeler gelir boş saksımda kum banyosu yapıp heryeri toprak yapar. eğitimsiz güvercinler tuvalet neresi bilmez. kumruların özel bir yanı tek eşli olmaları. böyle karı koca gezerler genelde bildiğim kadarıyla eşlerden biri ölünce başka bir eş seçmezler insanların aksine! ) yavrular sanırım hızlı büyüyorlar ve eş seçimi için uğraşılan bir yuva olmadığı için ihtiyacı kadar yapıp geçiyor işte |
13-07-2017, 02:27 | #900 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
|
Alıntı:
Haklısınız, 'özenmeye ne gerek var, beğenen beğenmiş nasılsa' mantığıyla hareket ediyor olmalılar Sızlanıp duruyorum ama aslında kuşlar açısından çok şanslıyız, kumrular dışındaki kuşcanlarımız pek akıllı, pek terbiyeliler maşallah Hemen balkonumuzun karşısında kalabalık bir güvercin sürüsü yaşıyor, daha bir kez bile yan gözle bakmadılar saksılarıma ki bilirsiniz (güvercinlerle tanışıklığınız olduğuna göre bu özelliklerini de mutlaka fark etmişsinizdir) güvercinler kumrulardan daha ayarsızdır, totolarıyla dağ devirirler Çok sayıda kargamız var, inanmayacaksınız ama en akıllıları da onlar, gerçi bir keresinde nefislerine yenilip koca koca atlas çeliklerimi -daldırdığım topraktan sökerek- çalmışlardı ama tek vukuatları o oldu. Hele serçeler, öyle ürkekler ki su içmek için geldiklerinde bile (bakmayın kumrulara kızdığıma, evin diğer cephesinde-pencere önünde her daim dolu bir su kabı bulundururum kuşlar için) resmen panik atak geçiriyor gariplerim. Mahallenin telaşe müdürleri Hasılı, ben kumrulara alıştım aslında ama bugünkü hamleleri ezberimi bozduğu için paylaşmak istedim. Atlas yapraklarına yuva yapmak nedir yahu |
|
|
|