Birkaç gündür ara sıra düşünüyorum da biz mi evimizdeki çiçeklere bakıyoruz, yoksa onlar mı bize bakıyor?
Evet yer temini ve beslenme bizden ama ne zaman hayattan bunalsak onlara sığınıyoruz, onlar da istisnasız her seferinde sıkıntımızı hafifletiyor, bir nevi 'başımızı koyacak/ağlayacak' omuz oluyorlar bize. En azından benim için durum bu...
Tespih otum (Coix lacryma) üçüncü boncuğunu da gösterdi, geriye kaldı 32 boncuk

Sonunda boncukların şu an neye benzediğini fotoğraflayabildim:
Selen atlasımın tomurcukları düşündüğümden daha yavaş büyüyorlar, en büyükleri henüz sadece bu kadar oldu:
Nakkaşım çiçek sayısını günden güne arttırıyor:
Şu an burada kuvvetli bir lodos fırtınası var (neyse ki balkon kuzeye baktığı için zarar vermiyor, bizim balkonun tek iyi özelliği de bu sanırım, diğer bütün rüzgarlardan dayak yiyebiliyor ama lodos vurmuyor) hava da kapalı. Haliyle ruhum sıkıldı, gözümün önünde kızlarımın yeşilliği olmasa ne yapardım bilemiyorum.
Bu arada yılbaşı çeliklerimin (Schlumbergera truncata) birkaç tanesi daha tomurcuklanmış, havalar uzun süre kapalı ve serin gidince hangi baharın geldiğini ayırt edemediler bu sene, gariplerim mevsimi sonbahar sanıyor olmalı
