12-12-2010, 18:48 | #181 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Alıntı:
Alıntıladığınız yazımın tamamı konuya dahil olanlarca yeterince açık. Kamuoyundan kasıt agaclar.net'in kendisidir, üyeler değil. Bir çevre çalışması olacaksa agaclar.net kendi çatısı altında üyelerini örgütleyerek yapabilir. Firmalar ile iş birliği yapmasına gerek olmadığı kanaatindeyim. Kişisel düşüncem; Konu çevre ise firmalarla iş olmaz. Kirleten de onlardır, kirlilikten nemalananlarda. |
|
13-12-2010, 19:41 | #182 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
Alıntı:
|
|
13-12-2010, 21:04 | #183 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 19-10-2010
Şehir: tekirdağ
Mesajlar: 31
|
Cuma günü biyoloji öğretmenlerimden biri ile aramızda dere hakkında küçük bir konuşma geçti. Dereye verilen bakterilerden O da haberdar. Dereye zehir salınımı kesilmeden tam arıtma olamayacığını düşündüğümü söylediğimde, dereyi kirleten firmalara kaymakam tarafından çok büyük para cezaları verildiğini söyledi. Ne derece caydırıcı olur orası tartışılır tabii. Arıtma tesisi kurmak cezaları ödemekten masraflı olacağı için cezaları ödeyip kirletmeye devam ederler gibime geliyor Düzenleyen gündöndü : 23-12-2010 saat 16:52 Neden: Bilgi düzeltildi |
13-12-2010, 23:20 | #184 | |||||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Sayın Meyvelitepe, Son sözlerimin arkasındayım. Konuya taraf olanlarca gayet açık ve netti. Taraf olmayanların da anlaması için daha da açık ve detaylı yazıyorum. Alıntı:
Bu önermeyi aşağıda kısaca özetlemeye çalıştığım hepimizin malumu olan yaşananlardan çıkarıyorum. Ergene Nehrinin, Muratlı kolu üzerindeki temizleme çalışmaları konuya taraf olanlarca bilindiği gibi Ağaçlar net ile söz konusu firma arasında ki görüşmeler ile başlamış ve sayın Malina'nın da virgülüne dokunmadan aynen alıntıladığım yazısında ki sonuca varmıştır. Alıntı:
Ardından her nasılsa firma yoluna devam etmiş ve aşağıda yine virgülüne dokunmadan alıntıladığım sonuç çıkmıştır. Alıntı:
Nasıl oldu ise firma agaclar.net ile bir yerlerde bıraktığı işbirliğine rağmen agaclar.net'ten aldığı rüzgar ile yoluna devam etmiş ve işveren pozisyonunda olanlardan biri olan Sayın Muratlı Kaymakamı Yakup Tat'ın bu tepkiyi vermesine neden olmuştur. Arada konuya taraf olan üyeler ile firma arasındaki tartışmalar hatta üyelerin kendi arasındaki tartışmalar konunun önemsiz detaylarıdır. Bu iki alıntı firmanın iş yapma tarzı ve varılan sonucu özetliyor. Sayın Gece'nin de belirtiği gibi firmalar para kazanmak üzere kurulur ve yüzü tatlı para her şeye kadirdir. Bu, bu kadar gerçek iken nasıl olur da çevre kirliliği gibi hem teknik hem de etik acıdan son derece karmaşık konuda, bir firma ile doğa dostu bir platform yan yana gelebilir. Çevrenin, amacı para kazanmak olan firmalar ile kirletildiği açık. Kirletileni temizlemek için de yine amacı para kazanmak olan firmalar kurulduğu daha da açık. Bu kurulan firmalar belki de sizin hoşunuza giden biyolojik çalışmalar yapmış olabilirler. Yaptıkları çalışmalar size sempatik gelebilir. Alıntı:
Alıntı:
Ne diyordum. Sağduyu ve basitlik. Yaşantımızdan neler eksiltebiliriz. Nasıl daha basit olabiliriz. Mesela siz EM olmadan da nasıl tarım yapabilirsiniz. Ta Ankaradan geliyor ve taşınması esaslı bir karbon salınımı... Bence bu ihtiyaç listenizden çıkarılabilecek bir şey. Toprakda yüksek bir organik düzey tutturmak hayatın gerçek hedefi olmasa gerek. Doğanın o kadar da yüksek beklentiler içinde olduğunu sanmıyorum. Bitkiler basit canlılar ve çok verim amaçlamazsak bizden çok şey istemezler. Saygılar Düzenleyen bayindirmevki : 13-12-2010 saat 23:27 Neden: imla |
|||||
14-12-2010, 13:06 | #186 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
- Ortada kirli bir dere var. İnsanlar kirletmiş. - Temizlenmesini istiyoruz. - Temizlerken kurum ve firmalardan uzak durulacak, hiç bir ürün kullanılmayacak. - ağaçlar.net organize ederek üyelerden gelen güç ile yapmış olacak. - Üyeler bir araya toplanmayacak, dere kıyısına gidilip bağırış olmayacak, kumanya zaten yasak. - Bunlar "olması gerekenler" olduğu için işin asıl fikri oluyor. Yalnız, sahibi olduğunuz bu fikir, "uzak duralım" dediklerinizi içeriyor ama bu derenin nasıl temizleneceği konusunda bir şey içermiyor. Sizden bu fikirin arkasındaki derenin temizlenmesi bilgisini de rica ediyoruz. |
|
15-12-2010, 02:21 | #187 | |||||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Sayın Meyvelitepe, Elinizde sağlam bir dayanak olduğuna inanarak "derenin temizliği" argümanına sarılıyorsunuz. Bu konu "Ergene Nehrinin temizliği Muratlı kolu üzerinde başladı" olarak açıldı. Dikkat ederseniz "temizliği başladı" yani bir işin başlamasından bahsediyor. Dereyi nasıl temizleyelim demiyor. O iş daha önceden tartışılmış biz üyelere de başlayan temizliği tartışmak kalmış. Yani işin kendisini. Doğal olarak da ilk baştan itibaren firmanın iş yapma tarzına kaydı ve bu güne kadar da devam etti. Sayın Tatoğlo'nun yazısı ile de kapandı. Kendisi, aşağıda ki alıntıda söğlediğiniz gibi bu konuda taraf olan kişidir. Alıntı:
Alıntı:
Sayın Malina konuyu canlardırmak için benim son noktayı koyan yazımı anlamından kopararak alıntılayınca buraya geldik. Sizce devam edelim mi? Bence hiç gerek yok. Firmalar para kazanmak amacı ile kurulsa da iş yapmanın yazısız etik kuralları vardır. Ve bir işte o kurallara uyulmadığında aşağıda alıntıladığım gibi sizin de endişe duyduğunuz noktaya gelinir. Alıntı:
Ve, "Aksi halde olumlu bir teknolojinin başarı sağlayamadığı yönünde bir şey ortaya çıkar ki, bu da iyi olmaz" endişeniz de yine "yüzü tatlı" para yüzünden gerçek oldu. Başkalarını bilmem ama ben artık EM sıcak bakmıyorum. Devam etmeye gerçekten gerek yok. Çevre gibi çok karmaşık bir konu firmalar ile yan yana çözümlenmez. Kimin çıkarının nerede başlayıp, kimin nerede bittiği belirsizdir. Saygılar Ha... Bu arada, Alıntı:
Ayrıca, Alıntı:
Yine saygılar. |
|||||
15-12-2010, 16:26 | #188 | ||
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
- Ortada kirli bir dere var. İnsanlar kirletmiş. - Temizlenmesini istiyoruz (!) - Temizlerken kurum ve firmalardan uzak durulacak, hiç bir ürün kullanılmayacak. - ağaçlar.net organize ederek üyelerden gelen güç ile yapmış olacak. - Üyeler bir araya toplanmayacak, dere kıyısına gidilip bağırış olmayacak, kumanya zaten yasak. - Bunlar "olması gerekenler" olduğu için işin asıl fikri oluyor. yazınızdan yeni eklediklerim: - para olmayacak (acı tatlı farketmez) - EM'ye sıcak bakmıyorsunuz, olmayacak (ürün olmayacağı için zaten yoktu) - dere zaten temizlenmese de olur (mu?) Bunu; Alıntı:
İçselleştirmişim de duygulanmışsınız gibi bir şey yazmışsınız. Nereden çıkardınız? Sadece sizin yazdıklarınızı alt alta yazmaya çalışıyorum, hepsi bu. En üstte alıntıladığım yazınızı görene kadar da bir şey yazasım yoktu. Yazıyı görünce, hah, sn.bayındırmevki bu işin nasıl yapılacağını biliyor, şimdi herkese anlatır öğreniriz diye düşündüm. Israrım ondan. Oysa sadece "o olmasın, bu olmasın, şu uzak dursun, filanca çok kötü vb."dan başka bir şey söylemediniz. Bahsettiğiniz başlık açık zaten, herkes de görüyor. Önerinizin arkasını getirin, eminim herkes dinlemeye can atıyor. Fakat lütfen ne olmayacağını değil de ne olacağını belirtin. Diğer eski mesajlarımı niye alıntıladınız, anlamadım. Malezyada örnekleri var, demişim, hesabı iyi yaptınız mı anlamında bir şeyler yazmışım vs. Yoksa ne dereyi bilirim, ne nasıl bir hesap yapıldığını, ne, yapılanın ne kadar işe yaradığını ve ölçümlerini. Blmediğim sonuç hakkında bilirmiş gibi yorum manasına gelecek tek bir sözüm de yoktur. |
||
15-12-2010, 17:35 | #189 | ||
agaclar.net
|
Alıntı:
Sorun yaratan firmalar ile, o sorunlara çözüm bulmak için kurulmuş firmaları aynı kefeye mi koyuyorsunuz? Umarım sadece Ergene'yi temizlemeye çalışan bu firmanın adını kullanmamak için, yanlış olduğunu bile bile böyle bir genelleme yapıyorsunuzdur. Tüm firmalar için böyle düşünüyorsanız durum anlaşılmaz ve vahim... Kirleten firmalar, temizlemek için de firma kurmuş gibi bir anlam çıkıyor... Çevre kirliliği yaratan firmalar (amacı para kazanmak) yüzünden hastalanan insanları iyileştirmek için kurulmuş hastaneler (amacı para kazanmak) için de aynı şeyi söylüyor duruma düşmüyor musunuz? Amacı para kazanmak olmayan tek ihtimal, devletin bu işe sahip çıkmasıdır. Alıntı:
Sık sık agaclar.net ile firma işbirliğinden söz ediyorsunuz, bunu da bir eleştiri olarak dile getiriyorsunuz. Gizli bir görüşme yapmışız Agaclar.net, üyeleriyle farklı konularda gizli(!) görüşmeler yapar Bitki veritabanı gizli örgütü vardır, anıt ağaçlar gizli örgütü vardır, kitap yazma gizli örgütü vardır, dergi gizli örgütü vardır, Doğa İçin Çal gizli örgütü vardır, temiz besin gizli örgütü vardır, nehirlerin temizlenmesi gizli örgütü vardır, eğitim çalışmaları gizli örgütü vardır, yarışmalar gizli örgütü vardır, programlama gizli örgütü vardır... Bu üyelerden bazılarının firma sahibi olması sadece rastlantıdır... |
||
15-12-2010, 22:17 | #190 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Sayın Malina, Derenin kirliliğinin yöre insanından çok yöreye dışardan gelen kuruluşlardan kaynaklandığı açık. Bu kuruluşlarda sevabına gelmediler. Geldikleri yerde var olan su, hava, atık bırakma olanakları, insan gibi çevresel kaynakları alabildiğine kullanmak ve kendilerine aktarıp kapital oluşturmak, kaynak birikimi sağlamak, para kazanmak için geldiler. Bunda anlaşılmayan ne? Bu gelenlerin oluşturduğu çevre kirliliğini temizlemek için de başka kuruluşlar oluşmuş ve bunlarda sevabına değil tabii ki yine kapital oluşturmak, kaynak birikimi sağlamak, para kazanmak için kurulmuşlar. Bunda da anlaşılmayan ne ki ikisini bir biri ile bağlıyorsunuz. Söz konusu firma kirletenlerin kurduğu bir işletmedir demiyorum. Bu anlamı nerden çıkarıyorsunuz. Belki olabilir. Benim bilgim yok. Bir bağlantı da kurduğum yok. Bir birinden bağımsız konular. Bende mantığınızı anlamadım. Olaylar ortada. Firmanın iş yapma şekli bizzat işi verenlerden biri tarafından eleştirilmiş. Benim genelleme yapıp yapmamam veya sizin hasta-hastane örneklerinizin bu gerçek ile ne ilgisi var. Gerçekten anlamadım!.. Ben sık sık agaclar.net ile firma işbirliğinden bahsetmiyorum. "Nerede kalmıştık" diyen sizsiniz. Buna gönderme yapıyorum. Sonda tartıştığımız konuyu başta tartışsaydık iyi olurdu diye kişisel görüşümü belirtiyorum. Bunu da yaptığım için suçlu isem pes... Örgüt, örgüt diye saydıklarınız ile de konuyu saptırmayın. Üyeler çocuk değil, anlayan anlıyor. Saydıklarınız herkesin bildiği alt gruplar. Söz konusu firma ise farklı bir kuruluş. Üyelerin firma sahibi olması kötü bir şey değildir ama iş bedeli karşılığı bir şey yaptırmaya gelince değişir. Mesela dedim; Belediye başkanı kayınçosuna iş verirse sorgularız da üyeler ile iş ilişkisi olunca sorgulanmasın mı? Saygılar. |
16-12-2010, 00:51 | #191 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Alıntı:
Gelin bu sorularınızı başka başlık altında irdeliyelim. Burda devam etmenin anlamı yok. Sizin de dediğiniz gibi "firma yok", "EM" yok. Üstelik para da yok. O halde niye bir firma ve EM' ın olduğu bu konu altında sürdürmekte ısrar ediyorsunuz?Baya sıkı para tartışmaları olmuşken. "Kirlenen dereler nasıl temizlenir" veya "Çevreyi kirletmeden kampanya yapmak" gibi bir başlık olsa ben de dahil çok fikir gelecektir. Sorularınız cevaplanacaktır. Hatta benim şu kumanya konusu üstüne güzel bir fikrim var. Saygılar. |
|
16-12-2010, 15:36 | #192 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
Başlık muratlı çayının temizlenmesi ile ilgili. Yani gayet uygun. Siz şu önerinizin arkasını getirin, altını doldurun, gidişata göre "Muratlı dışındaki kirli derelerin temizlenmesi" diye bir başlık açıp oraya taşırız. Benden size söz. "sözümün altını dolduracak durumum yok, ne varsa sadece onu eleştiririm" diyorsanız, öyle söyleyin, bir şey çıkacak diye uğraşıp durmayalım. |
|
16-12-2010, 18:09 | #193 | |
/
Giriş Tarihi: 28-05-2010
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 22
|
Sn Bayindirmevki'den alıntı: Alıntı:
Size bir tek soru sormak istiyorum. Neden şirketlere karşısınız? Hem Trakyada, hem Türkiyede hem de dünyada yasalara uyan ve hatta yasaların gerektirdiğinden çok daha fazla doğayı korumak için çaba sarfeden bir sürü şirket var. Siz bunları neden göz ardı ediyorsunuz. Hem sonra, bu şirketi neden bu kadar çok suçluyorsunuz? Benim izlenimim burada bir grup hurrraa diyerek bir şirkete yükleniyorlar. Bence bu çok yanlış. Herkes hata yapabilir. Sonra bence bu şirketin yaptıkları bence hata bile değildir. Başlarına bir sel felaketi gelmiş. Tanklardan biri dereye gitmiş. Bir diğer olay da da melas tankı patlamış. Siz bilmiyor musunuz, dünyanın en büyük şirketlerinden BP'nin okyanusta sondaj kuyusu patladı da milyonlarca ton ham petrol okyanusa aktı. BP firmasında çevre ve güvenlik en önemli konulardandır. Böyle olduğu halde demek ki kazalar yaşanabiliyor. Allah hepimizi kazalardan korusun! Allahtan şirketin sizin deyiminizle hata, benim deyimimle geçirdiği kazadan sonra bu durumda ERgeneyi kirleten herhangi bir şey söz konusu olmamış. Hem sonra bakın ben de EM kullanıcısıyım. Tuvaletlerde, banyoda, bahçede ve her yerde kullanıyorum. EM bir kere aktifleştikten sonra, soğukta bırakılırsa pH'sında biraz yükselme oluyor. Mesela 4,2 veya 4,3'e çıkabiliyor. Ben bu sayfaları okuyunca hayret ediyorum. Şirket sanki aktifleşmemiş EM uygulamış gibi bir suçlama var. Böyle bir şeyi neden yapsınlar ki? Aktifleştirmeden kullanınca daha mı az ürün kullanmış olacaklar. Hayır aksine daha fazla ürün kullanmış olacaklar. Hayır, böyle bir durum söz konusu değil çünkü ürün aktifleştirilince çoğalıyor! Ki zaten bu projede de gerektiğinden çok daha fazla ürün kullandıklarını biliyoruz. (Belki yapılan anlaşmada belirtilenden ne kadar fazla hiğbe ürün kullanıldığını Sn Tatoğlu açıklayabilir). Halbuki, tanklar dışarda soğukta bırakılmış. O yüzden, pH yeniden 0,2 veya 0,4 derece yükselmiş olabilir. Bazen benim de dışarıda bıraktığım EM aktifın pH'sı yükselebiliyor. Biraz ısıtınca tekrar ph düşüyor. Bu konularda en doğrusunu bence Sn Tatoğlu bilebilir. Buradan açıklama yapabilirse, memnun oluruz. Bu şirket çevre ve tarım ve hayvancılık konularında Türkiyede hiçbir firmanın yapamadığı birçok işi başarmışlardır. Bu şekilde zan altında bırakılmamalı ve haksız yere karalanmamalıdır. Uzaktan bildiğim kadarıyla bir şeyler yapmak ve yararlı olmak için gerçekten çok çaba sarfeden bir firma böyle basit şeylerden ötürü ayaklar altında çiğnenmemelidir. Sn Bayındırmevki, kirlenmiş bu derede oksijen tükenmiş yaşam bitmiştir. Hiçbir canlı kalmamış, dereyi doğal yoldan temizleyecek mikroorganizma yoktur. Siz EM kullanmadan, hiçbir firma bu işe el atmadan, sadece agaclarnet olarak bu dereyi nasıl temizleyeceğimizi açıklayın kafamıza yatarsa ben de sizlere destek vereyim. Düzenleyen Emektar : 05-01-2011 saat 12:16 Neden: yazım hatası |
|
19-12-2010, 18:21 | #194 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Sayın Emektar, Konuyu saptırmayın. Karşı olduğum şirketler değil agaclar.net’in onlarla ilişkisi. Şirketin başına gelen talihsizlik veya pH ile de bir ilgisi yok. Çevreyi fabrikaların kirlettiği açık. Bu konu başlığı altında kirliliğin insan kaynaklı değil fabrika kaynaklı olduğu, insan kaynaklı kirliliğin aslında tarıma faydalı olduğunun altı çizildi. BP konusunu da iyi takip etmediğiniz belli. Yanlış örnek verdiniz Tatoğluna gelince ne yapmıştır bu insan? Devletin katı çarkları arasından sıyrılarak kendini ortaya koyup bölge için bir şeyler yapmaya çalışmış, yine bu çarkların arasında sıkıştığı için başka bir şey yapamayınca yaşadığı hayal kırıklığını buradan dile getirmiştir. Elinde dava açmak gibi bir imkan olsaydı şüphesiz ki yapardı. Bölge insanı olarak kendisine ulaşıp olayı ve sorunuzun karşılığını birinci elden öğrenme imkanınız var. Bölgenizin bir yöneticisini anlayıp destekleyecek iken şu yazdıklarınıza bir bakıyor bir de nickinize bakıyorum şaşkınlık içinde kalıyorum. Yoksa siz Tekirdağlı değil misiniz? Sayın Meyvelitepe’nin sorusunu da karbon kopya yapıp vereceğim cevap aklınıza yatarsa destek vereceksiniz. “kafamıza yatarsa” mış. Çoğul konuşup tekil bitirdiğinizin farkında mısınız? Şimdi de ben hurraa diyen bir grupla mı karşı karşıyayım diye bir kuşkuya düşüyorum? Grubun kafasına yatarsa siz destekleyeceksiniz. Allah söyletti her halde. Siz önce yörenizin idarecilerine sahip çıkın, destek verin. |
19-12-2010, 19:21 | #195 | |||||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Alıntı:
Yazdıklarım açık. Şu ana kadar dediklerimin ana fikri hep aynı. agaclar.net’in firmalar ile ortak projeler yapmasını hoş görmüyorum. Sizi neyin uğraştırdığını da anlamadım. Konuyu yeniden sıralıyorum Ben ne demişim; Alıntı:
Demişim ki; Alıntı:
Siz bunlardan; Alıntı:
Ha... Alıntı:
Yok ben bunu demedim diyorsanız; Yerel bilinçlenme, Kapı-kapı çalışma. Kirleten kurumları afişe etme, ürünlerini kullanmama gibi öneriler ki bütün bunları kuşkusuz siz de düşünmüşsünüzdür Ben niye bunları yazmakla uğraşıyorum anlamadım. Dediklerimden bir soru çıkmıyor. Sadece olayların bir yorumunu yapmışım. Israrla sorduğunuz şeyler sizin çıkarımlarınız. Asıl bu olanlardan bir çıkarımda bulunması gereken agaclar.net; Bence bu olanlardan çıksa çıksa aşağıdaki başlık çıkıyor. agaclar.net firmalar ile ortak çalışmalar yapsın mı, yapmasın mı? Ben agaclar.net yönetiminin demokratlığına. Bu konuyu tartışmaya açacaklarına inanıyorum |
|||||
19-12-2010, 20:09 | #196 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Yazdıklarınız maalesef açık filan değil. Biraz dürüst olmak lazım. Sadece kendinizce eleştirilerde bulunuyorsunuz, sanki sizin bir öneriniz varmış gibi bir şeyler yazıyorsunuz. Nedir öneriniz, bu gibi durumlarda kirletilmiş bir dere sizce nasıl temizlenir diye soruyoruz, cevap yok. Onun yerine yine şu kötü, şu olmasın gibi bir şeyler yazıyorsunuz. Defalarca kere, peki ne öneriyorsun, ne yaplırsa böyle dereler temizlenir diye soruluyor, "ağaçlar.net firmalarla işbirliği yapsın mı yapmasın mı" gibi garip yanıtla kendinizce bağlıyorsunuz. Yokmu hiç pozitif bir düşünceniz? O zaman neden, sanki arkasından bir şey getirecekmişsiniz gibi "Bir çevre çalışması olacaksa agaclar.net kendi çatısı altında üyelerini örgütleyerek yapabilir" gibi bir laf ediyorsunuz? |
19-12-2010, 22:18 | #197 |
/
Giriş Tarihi: 28-05-2010
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 22
|
Meyvelitepe son derece hakli. Bir şey yapılmasın dediğiniz zaman onun yerine ne yapılacağını bleirtmeniz gerekir. Yoksa, gerisi laftır. Laf söyleyen milyonlarca insan var. Eğer bu işler sadece laf söylemekle olsaydı, yazın hemen hemen her hafta tüm Trakyada bir gösteri düzenlendi. Çocuklar kefen giyip derenin kenarına yattılar. Yanlış anlaşılmasın bunlar olmasın demiyorum. Bu gösteirler de olsun. Ama fiziksel anlamda çözümü sağlayacak olan bu gösteriler değil, atılacak somut adımlardır. Ben Sn Bayındırmevki'nin bazı sorularına yanıt vermek istemiyorum çünkü neden çoğul başlamışım da tekile dönüştürmüşüm falan gibi kelime oyunlarıyla uğraşacak değilim. Ayrıca, Sn Kaymakamı da hem tebrik ediyor hem de destekliyorum. Desteklemediğimi nereden çıkardınız. Burada bu tartışmaları yapıyorsak bugün, buna neden olan kişi Sn Kaymakamdır ve bir dereye bir taş atmıştır. Arkasının geleceğine inanıyorum. Kaymakam Beyi cesaretinden ötürü tebrik de ediyorum. Bu konuyu fazla deşmeye de gerek yok. Bence Kaymakam Bey doğrusunu yapmıştır. Benim söylemek istediğim ilgili firmaya da gereksiz yere aşırı eleştiri yapıldığıdır. Olaylar farklı gelişmiş olabilir. Bizler bilmiyoruz. Yürüttüğümüz fikirleri gerçek sanıyor olabiliriz. Belki de olaylar çok farklı gelişmiş de olabilir. Neyse bu konuyu da bırakalım. Sn Bayındırmevki ben Tekirdağlıyım ama 40 senedir Hollandada yaşıyorum. O derenin kirlenmesini ben de en az bu forumdaki herkes kadar istiyorum ancak lafla peynir gemisi yürümüyor. Bundan 40 sene önce Belçikada bir derenin nasıl temizlendiğine tanık oldum. Bir su firması dereye hem bakteri dozajladı hem pompalarla yapılan gölcüklerde suya hava basıldı hem de dere yatağı üzerinde taşlardan setler yapıldı. Taşlardan setleri, demir kafeslere almışlardı. Şimdi siz bunlar yapılsın mı diyorsunuz, yoksa yapılmasın dere kendi haline bırakılsın mı diyorsunuz. Ben size söyleyeyim, eğer bunlar yapılmaz ise, tüm fabrikaların atıksularının dereye deşarjı kesilse bile, derenin doğal olarak kendini ve çamurunu temizlemesi, herhalde 100 yıl alacaktır (Bunu ben söylemiyorum burada su arıtma konusunda uzman arkadaşlara sordum). Ayrıca, benim çok iyi bilmediğim bazı bileşiklerin parçalanmasının da çok uzun zaman alacağını söylediler. Bunlar yapılsın ama agaclar net bu işi firmalarla işbirliği yapmadan kendi kendine yapsın diyorsanız, o zaman yine bu imkansızdır derim. Çünkü o zaman pompaları da, bakterileri de, göllenmeleri, setleri, demiri, demir kafesleri hepsini hepsini agaclarnetin yapması gerekir. Sn Bayındırmevki, bugün yeryüzünde nefes almanın haricinde yapacağınız her türlü eylemde yolunuz firmalarla kesişir. Firma ya da şirketlerden bu kadar korkmayın. Şirket ingilizcede company demektir. Bunun asıl anlamı "eşlik eden" yani birliktelik demektir. Bazı kişiler iş yapmak ve para kazanmak için biraraya gelerek bir birliktelik oluşturmuşlardır. Bunu mikrodüzeyde yaparken, makro düzeyde de ekonominin iyi işlemesini sağlarlar. Fırıncı un alır ekmek yapar satar para kazanır. Fırıncı elbise alır, elbiseci kazanır. Elbiseci, bankadan kredi alır, bankacı kazanır. Bankacı araba alır, araba satan ve üreten şirket kazanır. Bu arada fırıncı, elbiseci, araba fabrikası işçi çalıştırır ve bu işçiler yaşamlarını kaznır geçimlerini temin ederler. Bu çark böyle işler. Bu işleri yapanların hepsi birer şirkettir. Bu şirketler de para kazanmak için kurulmuşlardır. Amam şirketler de her şeyde olabildiğince özgür değildir. Yasalarla bağlıdırlar. Şimdi agaclarnet bunlarla birlikte iş yapmamalı mı diyorsunuz. Agaclarnet bile para kazanır. Benim sizin ve diğer arkadaşların yazdığı yazıları okuyanlar çoğaldıkça tıklayanlar çoğaldıkça site reklam alır ve para kazanır. Bunun yanında toplumu bilinçlendirme gibi ulvi bir görev de üstlenmiştir tabii ki. Ben sizi anlamakta zorlanıyorum. O olmasın bu olmasın. Peki ne olsun? |
19-12-2010, 23:44 | #198 | ||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Sn. Emektar, Bu konuya yazmıyordum ancak saldırılarınız sürdüğü için yazmak zorunda kalıyorum. Önce bu sözler size ait. Alıntı:
Alıntı:
Tarihçeye bir bakacak olursak, derede kurbağalar fotoğrafı ile başlayan bir senaryoydu. Merak etmeyin bu fotoğrafı yazan gazeteyi de aradık ve gerçeklik payını sorduk. Haberi ajanstan aldık diye haberlerine sahip çıkma cesaretini dahi gösteremediler. Çünkü baştan sona düzmeceydi. Yani bu "hurracılar" olayın nasıl geliştiğini çok iyi biliyorlar. Ahkam kesmeyip, gerçeklerden yola çıkıyorlar. pH ve tankların sele kapılmasına gelince, bu firmanın bu işi bilmediğinin en iyi göstergesi. Hadi mikroorganizmalar dereyi temizleyecek diyelim, bir an için buna inandığımızı varsayalım. En azından bu mikroorganizmlarının güvenliğini sağlamayıda mı düşünmediler. BP örneğini veriyorsunuz. Problem burada başlıyor zaten. Dünyadaki bütün şirketler kar üzerine kuruludur. Ve bilumum çevre kirliliğinden bunlar sorumludur. BP'de işin başındaki mühendislerin uyarısını dikkate almadığı, sızıntıya müdahaleyi geciktirdiği için bu felaket oldu. (Ayrıntısını gazeteleri dikkatli incelerseniz bulursunuz. Yani iddia ettiğiniz BP için çevre ve güvenlik değil kar ön plandadır.) Tıpkı hızlı tren kazasında ve dere yatağına yapılan yapılarda selden onlarca kişinin ölmesi gibi. Siz bilimsel uyarıları dinlemeyip ince kar hesapları yaparsanız felaket kaçınılmaz olur. İşte bu noktada Bayindirmevki dediklerini tam anlatamamış olabilir. Şirketlerin amacı hep kısa günün karıdır. Yağmur ormanlarında kereste için ağaç kesen bir firmanın amacı kardır. Bugünden baktığınızda bu firma rasyonel bir iş yapıp para kazanıyordur. Ancak kesilen her ağaç Himalayalardaki ya da Gröndland'daki buzulların erimesini biraz daha hızlandırıyor. Yani bir yanda kar bir yanda insanlığın geleceği. İşte bu noktada ikisi arasında uzlaşmaz çelişkiler vardır. Siz hangi taraftasınız? Şu bakteri aşılama üzerine de bir kaç söz. Belçikalılar bakın doğrusunu yapmışlar. Ben değil siz söylüyorsunuz. Üstelik suya oksijende vermişler. Dereyi doğal yoldan temizleyecek mikroorganizma yoktur diyorsunuz. Hiç laf cambazlığı yapmadan, ben bir çocuk gibi somut akıl yürütüyorum. Yani kürenin dışından bakıyorum. EM içerisindeki bakteriler topraktan elde edilmiş bakteriler. (Sadece sayısı 80'mi değil mi orası karışık. Neyse bizi ilgilendiren bu değil.) Madem bu bakteriler topraktan elde edildiler. Doğal olarak Ergene Nehrin'de de varlardı. Çünkü bu bakterilerin bir kısmı aynı zamanda suda yaşayan bakteriler. Ya da dereye karışan yağmur suları ile çevredeki topraktan zaten taşınıyorlardır. Yani dere doğal yollardan zaten dozlanıyor. Ve toprağın bir gramında bu baktrilerden milyonlarca adet var. Eğer bu bakteriler suda üreme şansı bulurlarsa (yeterli besin ve oksijen) sizin aklınızın alamayacağı kadar hızlı çoğalırlar. (Bakteriler eşeysiz olarak ürer ve ortalama 20-30 dk'da bir bölünürler ve bu artış hızı geometrik olarak artmaya devam eder.) Ne zamanki ortamdaki besin ve oksijen bitince aynı hızda da ölürler. Yani topraktan karışan bakteriler dozlanan EM içerisindeki bakteri sayısına 1-2 gün içerisinde bilemediniz aynı gün içerisinde ulaşırlar. Ancak başından beri iddia edilen neydi? Derede canlı yaşam yoktu, bakteriler ölmüştü. Topraktan karışan bakteriler öldüğüne göre, dozlanan bakteriler daha mı dirençli ki ölmesin. Çünkü suya sürekli çok zehirli kimyasal atıklar karışıyor. İşte bu nedenle Ergene deresine uygulanacak en güzel çözüm, kimyasal atık deşarjını engellemek ve suya oksijen vermekten geçer. Gerisini zaten suda bulunan mikroorganizmalar doğal yollardan halleder. Aşağıdaki satırlar, Yıldız Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi, Gürdal Kanat tarafından Dünya Bankası Raporlarından aktarılıyor. "Enzim veya özel bakteri türü gibi sihirli teknolojilere inanılmamalı, çok iyi bir planlama yapılmalıdır." (Bu söyledikleri kompost için geçerli olsa da su arıtma içinde aynısı geçerli.) Bu durumda Ergene'de somut olarak fazla maliyete girmeden eğimin yüksek olduğu yerlerde bentler yapılr ve yerçekimi kuvvetinden yararlanılarak su yüksekten aşağıya doğru akıtılarak sudaki çözünmüş oksijen miktarı artırılır. Diğer çözümlerin hepside daha maliyetli olup küçük bir kasabanın tek başına altından kalkabileceği çözümler değildir. Bu başlıkta Sevgili Malina' nında ısrarla vurguladığı "hiç bir şey yapmayalım mı" diye serzenişine de işte somut yanıt. Yapılan yanlışı alkışlayacağınıza, (Ki bu durumda altyapı hazır olmadan hızlı tren seferlerini başlatanları savunanlardan hiç bir farkınız kalmaz.) basit ve uygulanabilir çözümlerin hayata geçirilmesine katkıda bulununuz. Sn Emektar, son bir sorum daha olacak. Hollanda'da EM'nin litresini kaça aldınız? Ben Almanya fiyatını biliyorum. Türkiye' dekinin 3 te biri. Oradaki fiyatıda siz açıklarsanız sevinirim. Düzenleyen acemi_caylak : 20-12-2010 saat 08:24 |
||
20-12-2010, 01:00 | #199 |
Ağaç Dostu
|
İşte bu nedenle Ergene deresine uygulanacak en güzel çözüm, kimyasal atık deşarjını engellemek ve suya oksijen vermekten geçer(acemi çaylak) Zaten atık deşarjı bir engellenebilse, proplemin % 90 ı hallolacak. Daha evvel paylaşmış olduğum fotoğraflarda da görmüş ve mesajlarımda okumuşsunuzdur. Yazın 10-15 metre genişlik ve 1-1,5 metre derinliğe çekilen nehir ilk taşkınlarda yer yer 4-5 km genişlik ve 4-5 metre derinliğe ulaşıyor. Tamamen temiz yağmur ve kar suyu geliyor. Atık deşarjı dursun, ilk taşkından sonra nehirde balık bolluğu olur. Ve de Ergene nehri için ciddi bir çalışma başlatılacak gibi. 450-500 milyon avro tutarında. Dilerim lafta kalmaz. |
20-12-2010, 02:28 | #200 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Alıntı:
Takılmışsınız. Dereyi nasıl temizleyelim, nasıl temizleyelim? Benden başı olmayan işin sonunu söylememi bekliyorsunuz. Önce agaclar.net, yok vazgeçtim siz. Çünkü olayı sahiplenmiş hep siz yazıyorsunuz. Bir öz eleştiri yapmanız gerekmez mi. Nerede hata yaptım da "Ergene Nehrinin temizliği Muratlı kolu üzerinde başladı" gibi masum bir başlık altında açılan konu bu düzeye geldi. Para kavgaları, kullanılan insanlar, verilen vaadler, tutulmayan sözler, eksik ve baştan savma yapılan işler, doğal afetleri ön görememek, insanları tehdit etmek, gönderilen malzemeyi takip etmemek. Hangi birini sayayım. İşi veren bile açık açık şikayet etmiş. Bu sorunları yaşatan firmayla irtibati ben mi kurdum? Yoksa agaçlar.net yok, yok hep siz benle muhatap olduğunuza göre, siz mi? Hiç öz eleştirinizi yapmadan. Bunların bir daha yaşanmaması için tedbirlerini tartışmadan. Öğle Ankarada bir firmanın uygulamasına katılıp da önlerine başka seçenek konmamış insanların yorumları ile değil gerçek bir beyin fırtınası ile tüm dünyanın uyguladığı seçenekleri tartışmadan. Dereyi nasıl kurtaralım? Olur; Ben söyleyeyim. Siz uygulayın. Derhal internet taramasına başlıyorum. Bir mikro mikrop bulur öneririm. Ne kadar demokratik olur! Önce öz eleştiri yapılsın. Karşı çıkanlar niye karşı çıkıyor diye suçlanacağına. Bu insanların karşı çıkmaları için gereken nedenlere niye sebep olduk diye düşünülsün. Soru sormaya ve yönetimin hoşlanmadığım işlerini eleştirmeye hakkım varken, bu hakkımı çarpıtıp, sanki dereyi benim cevabım kurtaracakmış gibi günlerdir sıkıştırıyorsunuz. Yok eleştiri yapıcı olmalıymış. Siz öyle yapıyorsunuz diye herkes de öğle yapmalı. Sanki yapıcı eleştirinin sonucu her zaman doğru çıkarmış gibi. Sizin için ağzımdan istediğiniz lafı almak dereden daha önemli oldu her halde. Konuyu çarpıtmayın. Bir forumun bir firma ile girdiği işbirliğinin sonuclarını tartışıyorum, Bundan çıkarttığım fikri söylüyorum, dereyi kurtarmayı değil. Önce bu tartışmayı bitirin. Dereye de sıra gelir. |
|
20-12-2010, 07:44 | #201 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Sevgili Bayindirmevki, Kullanılan dile biraz dikkat etsek. Kişileri incitmeyecek kelimeler seçsek daha doğru değil mi? |
20-12-2010, 11:54 | #202 | |||
agaclar.net
|
Alıntı:
Alıntı:
Dediklerimi anlayamadığınız türü cevaplar yazmışsınız. Demediğim şeyleri demişim gibi okursanız anlaşılmaz tabii... Yazılanlar yukarıda, tekrar okuyan anlar... Alıntı:
"Suya oksijen verme" Bunu belediye yapacak herhalde. Konusunda uzmanlaşmış bir firma olaya dahil olsa, para karşılığı bu işi yapacağı için baştan karşı olacaksınız demektir. Bu arada, belediyelerin bu tür temizlik için yaptığı harcamalar, başka firmaya para ödemezlerse "bedava" yapılıyor anlamına gelmiyor herhalde... acemi_caylak, Bayindirmevki'nin sorunu sadece kullandığı dil mi? Yukarıda yazdığım mantık hatalarını siz farketmiyor musunuz? |
|||
20-12-2010, 12:32 | #203 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Alıntı:
Agaclar.net'in bu yerel belediyeleri harekete geçirmesi için hangi olanakları var? İsterseniz bunu tartışalım. Mutlaka yapılacak bir şeyler vardır. Belki hemen bir sonuç alınamayabilir. Allianoi gibi başarısızda olunabilir. Ancak gerek merkezi yönetimler, gerekse yerel yönetimler üzerinde kamuoyu baskısı arttıkça daha dikkatli adım atmak zorunda kalırlar diye düşünüyorum. |
|
20-12-2010, 12:54 | #204 | ||||
/
Giriş Tarihi: 28-05-2010
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 22
|
Sn Acemi caylak Siz üzerinize neden alındınız? Ben ne size ne de başka birine saldırmıyorum. Ben barışcıl bir insanım öyle saldırıyla falan işim olmaz. Sadece sağduyulu yazı yazmaya ve herkesi mantıklı olmaya davet edebilirim. Çünkü bu konunun bu platformda mantık çerçevesini aştığını düşünüyorum. Verdiğim BP örneği bile saptırılıyor. Benim bu platformda karşı olduğum şey bazı kişilerin hayalperest düşünceleridir. Bugün dünyada kurulu bir kapitalist düzen var. Bu kapitalist düzene göre şirketler kurulur ve amaçları kar elde etmektir. Doğrudur ve böyle de olmalıdır. Ama çevreyi kirletmek değildir. Böyle de olmalıdır çünkü kar edemeyen firma gelecekte sürekliliğini sağlayacak artı değeri yaratamamış olur. Sürekli bazı kişiler bu cümleyi tekrarlayarak sanki kar etmek tüm kötülüklerin anasıymış gibi sunuyorlar. Benim karşı olduğum görüş budur. Ve lütfen elmayla armudu birbirine karıştırmayalım. “Kar elde etmek için her yol mübahtır” anlayışının tamamıyla karşısındayım. Aklı başında herkes buna karşıdır. Hiçbir mazeret böyle bir görüşü haklı kılamaz. Zaten firmaların hangi konularda faaliyet gösterecekleri, neyi yapıp neyi yapamayacakları, atıklarını nasıl ve hangi durumda nereye deşarj edebilecekleri, bu deşarj parametlerinin neler olacağı hep yasalarla belirlenmiştir. Bu yasalara uyulmaması durumunda verilecek cezalar da bellidir. Eğer cezalar az geliyorsa artırılmalıdır. Yasalara uyulması ayrı bir konudur. Yasalara uymayanlar suç işlemiş olurlar. Bazı arkadaşların çelişkileri tüm firmalar kar üzerine kuruludur öyleyse kirletirler mantığıdır. Bu doğru değildir. Suç işleyenlerle yasalara uyanları aynı kefeye koyamazsınız. Bugün Tekirdağda atıksu deşarjında yasalara uyan ve amacı kar elde etmek olan birçok tekstil firması biliyorum. Şimdi tüm tekstil firmaları kar etmek amacıyla kurulmuştur öyleyse çevreyi kirletir diyebilir miyiz? Bence diyemeyiz. İsterseniz bir örnek vereyim: Çorlu'da Can Tekstil. Türkiyede Çevre Yönetim Sistemi belgesini ilk alan firmadır. Çevreye zarar vermemek için canla başla çalışmaktadırlar. Ergeneyi de kirletmemektedirler. Kar da ediyorlar. Demek ki her kar eden çevreyi kirletmiyormuş. Sorumlu firmalar da var. Benim anlamadığım bazı kişilerin düz mantıkla tüm firmaları tüm kar amacı taşıyan birliktelikleri çevreyi kirleten olarak görmeleridir. Bu yanlıştır. Ayrıca, bazı firmalar çevreyi kaçınılmaz olarak kirlettikleri için (burada kaçınılmaz dememin sebebi karbondioksit salınımına neden olmalarıdır). Dünyanın başka yerlerindeki çevre projelerine mali açıdan destek olarak karbon hesaplarını dengelemektedirler. Yani bu firmalar da kar ettikleri halde balansa bakıldığında çevreyi kirletmemektedirler. Bunları görmezden mi geleceğiz? Ben “ahkam kesmiyorum” dünyadaki gerçek durumu anlatıyorum. Lütfen kar etme olayına takılıp kalmayalım. Herkes kar etmek zorundadır ama bunu yasalara uyarak yapmalıdır. Maalesef bugün yeryüzünde kar etmeden üretmeye insanların gereksinimlerini karşılamaya dayalı bir sistem yok. Varsa arkadaşlar belirtsinler lütfen. Bu konuyu kapatıyorum. Ayrıca firmaların her şeyi öngörmesi de mümkün olamayabilir. Eğer herkes her şeyi öngörebilseydi, dünyada kaza diye birşey hiç olmazdı! Öyleyse benim saptadığım 2 konu var: 1- Şirketlerin kar etmesi doğaldır. Yasalar çerçevesinde kar edilmelidir. Yasalara uymayan firmalar suç teşkil eder ve devletin kurumları tarafından cezalandırılır. (Örneğin, Amazon ormanlarını yasadışı yoldan kesip palmiye ağacı diken ya da marijuana yetiştiren firmaların cezalandırılması gibi). Bu 2 konu birbirine karıştırılmamalıdır. 2- Herşey önceden öngörülemeyebilir. (Örneğin sel, deprem, yangın, patlama). Ama yasalar çerçevesinde bu tür olaylara karşı önlemler alınır. Önlemler alınsa bile deprem, sel, yangın, patlama oluşabilir! Eğer bu 2 konuda hem fikirsek devam edebiliriz. Sizleri bilmem ama ben her olaya pozitif olarak bakma taraftarıyım. Aksi takdirde yaşam dayanılmaz bir işkence olurdu. Sn Acemi diyor ki: Alıntı:
ben Hollanda, Almanya ve Göney Afrika’da olmak üzere 3 EM Konferansına katıldım. Prof Teruo Higa’yı yakından tanıma fırsatı buldum ve EM’yi birinci ağızdan onun makalelerinden öğrendim. Kusuruma bakmayın ama bu yazdıklarınız tam olarak doğru değil. Bu sizin suçunuz değil tabii ki. Bilmiyor veya yanlış duymuş olabilirsiniz. Ben, dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım. Benim bildiğim kadarıyla EM sadece topraktan üretilmemiştir. Yerin ve okyanusların derinliklerindeki anaerobik ortamda yaşayan bazı yararlı mikroorganizmaları da içermektedir. EM, belirli oranlarda yararlı mikroorganizma türleri içerir. Anaerobik mikroorganizmalar EM’nin en önemli unsurlarıdır (Bunu söyleyen Higanın kendisidir). Gerisi zaten yine bleirli oranlarda mayalar ve laktik asit bakterileridir. Sizin toprak ve mikroorganizmalar konusunda uzman olduğunuzu biliyorum ancak EM’yi sadece toprak mikroorganizmalarıyla açıklamak biraz yanlış olur kanaatindeyim. Ayrıca, Ergene Nehri’nin yatağının dibi toksik çamurla ve patojenlerle doludur. Bu patojenlerin hakim olduğu bir ortamda kendiliğinden EM'nin oluşmasını (Eğer oluşursa tabii) birkaç yüzyıl beklemek gerekebilir. Bu kadar çok patojenin olduğu bir ortamda yararlı mikroorganizmanın kendiliğinden oluşmayacağını siz de tahmin edersiniz. Bildiğim kadarıyla, EM yerel yararlı imkroorganizmların artmasını ve fırsatçı mikroorganizmaların yararlı gibi davranmasını sağlar ancak artan yerel yararlı mikroorganizmalar EM’nin oluşmasını sağlamaz. Eğer sizin dediğiniz gibi, ortamda yeterince oksijen ve besin var olduğunda EM kendiliğinden oluşabilseydi, o zaman toprağa dışardan EM atmamıza gerek kalmaz, sadece hayvan gübresi vermemiz ve toprağı altüst etmemiz yeterli olurdu, değil mi? Hem EM sadece yararlı mikroorganizma değil, belirli oranlarda biraraya gelmiş yararlı mikroorganizmadır diye biliyorum. Eğer sadece yararlı mikroorganizma olsaydı ve oran önemli olmasaydı, melas ilave edilerek sürekli çoğaltılabilirdi. Böylece EM satan firma da iflas ederdi. Ama durumun böyle olmadığını biliyoruz. EM’yi ancak bir defa çoğaltabiliyorsunuz. Sürekli çoğaltmada mikroorganizmalar arasındaki oran bozuluyor ve aynı etkjyi göremiyorsunuz. Yanılıyor muyum? Alıntı:
Alıntı:
Kirletenlerin dayandıkları en büyük kirletme argümanı şuydu: Önce devlet temizlemek için bir şeyler yapsın. Bence Ergenenin temizliği için devlet tarafından birşeyler yapılmaya başlansa, belki bu kirletenleri de birşeyler yapmaya zorlayabilir. Ben bu yüzden ve EM’nin bu işi yapabileceğine inandığım için nehirdeki temizlik çalılşmalarını destekliyorum. Sizlerin görüşü farklı olabilir. Saygı duyarım. Alıntı:
Ergenenin tümü için, Sayın Cumhur’un bahsettiği 450 – 500 milyon Avro’luk çalışmayla karşılaştırılamayacak kadar ucuz olacağını tahmin ediyorum. Eğer firmayla diyalog yolları kapanmamış olsaydı, bu konu kendilerine danışılabilirdi. Haklarındaki bu kadar olumsuz yazıdan sonra (ki ben burada firmaya haksızlık edildiğini tekrarlamadan geçmeyeceğim) dönüp de agaclar.net platformundan tekrar iletişim kuracaklarını sanmıyorum. Ama ben de önyargılı konuşmamalıyım, bu kendi bilecekleri iştir. Sizler gibi karşı olanlar olduğu gibi, benim gibi destekleyenler de mevcut. İnşallah bu platforma geri dönerler çünkü EM’nin dünyada daha yapacağı çok şey olduğuna inanıyorum. Biraz fazla uzattım galiba kusuruma bakmayın. Hollanda da EM’yi ben dolaylı olarak acentadan alıyorum ve 30 Euro ödüyorum. Aktifleşmiş alırsam fiyatı 5 Euro. Düzenleyen Emektar : 20-12-2010 saat 15:53 |
||||
20-12-2010, 13:05 | #205 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Emektar, Bu satırları sizden alıntı. (Ergenenin tümü için, Sayın Cumhur’un bahsettiği 450 – 500 milyon Avro’luk çalışmayla karşılaştırılamayacak kadar ucuz olacağını tahmin ediyorum) Ben kısaca yazmıştım. Bu projede tüm ergeneyi kaplayan ve 3 ana bölümde toplama istasyonları kurulması, atıkların tümünün temizlenmesi ve su kalitesinin 4 ncü sınıftan 3ncü sınıfa yükseltimesi düşünülüyor. Aslında tüm bu yazışmalar, yürüyüşler, sivil toplum çalışmaları Ergene nehri'nin kurtarılması için ses getirdi diyebiliriz. Dilerim Ergene kurtulur. Hepimizin tek isteği bu. Selam ve saygılarımla. |
20-12-2010, 13:14 | #206 |
Ağaç Dostu
|
Ergene Nehri`nin kirlilik sorunu çözülecek Trakya`nın en büyük çevre sorunu haline gelen Ergene Nehri`nin dördüncü sınıf olan su kalitesi, 3 yılda üçüncü sınıf, 5 ila 10 yılda ikinci sınıf olacak. Trakya`nın en büyük çevre sorunu haline gelen Ergene Nehri`nin dördüncü sınıf olan su kalitesi, 3 yılda üçüncü sınıf, 5 ila 10 yılda ikinci sınıf olacak. Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, üniversite ve çevre danışmanlık firması işbirliği ile Ergene Nehri için ``Meriç-Ergene Havzası Endüstriyel Atıksu Yönetimi Ana Plan Çalışması`` başlıklı proje hazırlatıldığı belirtildi. Proje ile Ergene Nehri`nin kirlilik sorununun ortadan kaldırılacağı, ayrıca Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne`yi kapsayan bölgenin atık su arıtımı sorununun çözüleceği ifade edildi. Proje kapsamında hazırlanan alternatiflerden hangilerinin kullanılacağı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünce karara bağlanacağına dikkat çekilen açıklamada, projenin öngörülerinden bazıları şöyle sıralandı: ``-Tüm Ergene Nehri ve kollarında, halen dördüncü sınıf olan su kalitesi 3 yılda üçüncü sınıf, 5 ila 10 yılda ikinci sınıfa ulaşacak. Böylece içme suyundan sonraki en iyi kalite suya kavuşulacak. -Endüstriyel atık sular mümkün mertebe toplanarak ortak ileri arıtma tesislerinde arıtılacak. -Havzadaki yerleşimlerin evsel atık su arıtma tesisleri belediyeler tarafından en kısa sürede tamamlanacak. -Seçilecek alternatife göre 285 ila 410 milyon avro tutarında çevresel yatırım yapılacak. -Kurulacak atık su tesislerinde arıtılacak sular 1,5 kilometrelik bir tünelle Marmara Havzası`nda kurulacak hidroelektrik santralinde kullanılacak. Böylece yatırım maliyetlerinin bir bölümünün karşılanması için finansman yaratılacak. Ayrıca arıtılmış atık su Marmara Denizi dibine deşarj edilecek. Bu işlem ile Ergene`ye atık su dahi deşarj edilmezken, arıtılmış olduğu ve deniz dibine deşarj edileceği için Marmara Denizi`ne de zarar verilmeyecek. -Finansal kaynak olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kredileri, Çevre ve Orman Bakanlığı fonları, kamu-özel sektör işbirliği, Hazine ve özkaynaklardan yararlanılacak. -Atık su deşarjına karşı güçlü bir izleme-denetim sistemi kurulurken, caydırıcı cezalar uygulanacak |
20-12-2010, 13:41 | #207 |
/
Giriş Tarihi: 28-05-2010
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 22
|
Sn Cumhur Haber için çok teşekkürler. Nihayet Ergeneye atıksu deşarjı durdurulacak demektir. İnşallah bunlar yapılır. Bunlarla birlikte, dere yatağındaki birikmiş çamurların ortadan kaldırılması için yapılacak Bokashi + EM çalışması hem koku sorununu hem de toksik çamur sorununu tamamen ortadan kaldıracaktır. Nehre atıksu deşarjı da kesileceği için sorun yok demektir. İnşallah bu nehir kurtarılacak gibi görünüyor sonunda. Tekrar teşekkürler. |
20-12-2010, 13:49 | #208 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
Bence en büyük dayanakları "Önce devlet temizlemek için bir şeyler yapsın" değil. Devlet nasıl olsa ses çıkarmıyor, doğru düzgün yaptırım uygulamıyor; neden daha fazla yatırım, yapıp kirletmemeye çalışayım ki? |
|
20-12-2010, 13:53 | #209 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Sn. Emektar, Siz Dogasever misiniz? Diliniz ve kullandığınız cümeleler neredeyse bire bir aynı. Umarım yanılıyorumdur. |
20-12-2010, 14:02 | #210 |
/
Giriş Tarihi: 28-05-2010
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 22
|
Sn Acemi Çaylak, Doğasever'in yazılarını ve bloglarını okudum. Kitabını da okudum ama kendisini kişisel olarak tanımam. İnsanların hitap tarzları birbirlerine benzeyebilir. Doğasever, fikirlerine katıldığım ve takdir ettiğim bir arkadaştır. İyi niyetle çevreyle ilgili pek çok şey yapmaya çalıştığını biliyorum ve duyuyorum. Sizin de pek çok fikirlerinize katılıyorum ve sizin de iyi niyetli olduğunuzu düşünüyorum. |
|
|