|
2 Eklenti(ler)
Sonunda pembiş menekşem ilk çiçeğini gösterdi, bütün çiçeklerini açınca pembe-mor çok güzel görünecekler ;)
Eklenti 651960 Bebek anthurium ve spathiphyllum yapraklanıyor, daha büyüyüp kocaman olacaklar da çiçek bekleyeceğiz, herhalde bir sene sonra falan... :rolleyes: Eklenti 651961 |
4 Eklenti(ler)
Fotoğraf çekmeye başlamışken devam edeyim dedim...
Ayşecik ve yanındaki yavrusu (Senecio rowleyanus) doya doya boncuklarını sergiliyor, ben de zevkle seyrediyorum. ;) Eklenti 651963 Boncuk demişken, tespih otumuz (Coix lacryma) da atlattığı badirelerden sonra boncuk üretimine kaldığı yerden devam ediyor. Eklenti 651964 Yıldız hanım (Stapelia grandiflora) sonunda tomurcuklanmaya başladı, mis kokulu (:D) çiçeklerine kavuşmak için sabırsızlanıyorum. Eklenti 651965 Prensesim (Epiphyllum oxypetalum) tomurcukta ama fotoğraflama sebebim bu değil, hanfendi artık bana tepeden bakıyor çünkü yeni sürgünleriyle boyu 190 cm.yi geçti maşallah... :rolleyes: Eklenti 651966 |
1 Eklenti(ler)
Eskiden, yani ailemle yaşıyorken arefe günleri mutlaka banyo yapardık. ''Arefe suyu şifalıdır'' derdi 'rahmetli' demeye henüz alışamadığım (bu bayram O'nsuz ilk bayramımız olacak :() canım babaannem... Hala bu alışkanlığımı sürdürürüm ve arefe suyunun şifasına da inanırım, hurafeperest olduğum doğrudur.
Bugün arefe suyuyla kaktüslerim hariç (onları güneş çekilince yıkayıp sulayacağım) bütün bitkilerimi yıkadım ve azar azar da suladım, şifa olsun kızlarıma ;) Bu sene böcek sayısında inanılmaz bir artış olduğunu gözlemledim, ilk kez bitkilerimden birine siyah yaprak bitleri musallat oldu :mad: Şükür ki ev yapımı ilaçlar yardımıma koştu da bitlerden çabucak kurtulabildim. Sıvı sabun+sarımsak+sıvı yağ+su karışımı kesin çözüm oldu, bu badireyi de atlattık. Umarım tekrar böyle bir sorunla karşılaşmam, fazlasıyla rahatsız edici bir durummuş... Aklınızda bulunsun, umarım yaşamazsınız ama eğer yaprak bitleriyle (ya da başka bitki zararlılarıyla) karşılaşırsanız gönül rahatlığıyla ev yapımı ilaçlardan faydalanabilirsiniz. Pembiş menekşem -uzun zamandır beklediğim- çiçeklenmesini sürdürüyor, beklettiğine değdi. Şuraya bir tutam pembe ve mor koyup kenara çekileyim, herkese iyi bayramlar... ;) Eklenti 652465 |
Menekşelerin maşallahı var dik dik bakmadım bilerek bir şey olmasın diye ^^
|
4 Eklenti(ler)
Sıcaklarla başımız fena halde dertte ama şükür ki kızlarımın bu durumdan pek şikayetleri yok.
Gerçi bayram tatilinden döndüğümüzde yılbaşılarımın ve bebek atlaslarımın bazılarını epey hırpalanmış halde buldum ve yeniden çeliklemek zorunda kaldım lakin ölmediler ya buna da şükür... Bu sabah sıcaktan fenalık geçirerek uyandığımızda eşim, yatak odasında ikamet eden mavi kelebek çiçeği (Clerodendrum ugandense) saksımızı işaret ederek 'bunlar bu sıcağa nasıl dayanıyorlar ya, neden hiç sızlanmıyorlar' diye bir feryat koyverdi, adamcağız nasıl bunaldıysa yazık :D Aslında sadece birkaç gün evden uzaktık ama döndüğümüzde tomurcukları epey gelişmiş halde bulduk maşallah, gözümüzün önündeyken ne kadar hızlı büyüdüklerini fark edemiyormuşuz demek ki... Biz yokken Yıldız (Stapelia grandiflora) tomurcuklarının birini kocaman yapmış! Eklenti 653045 Prensesim (Epiphyllum oxypetalum) sezon açılışını dört çiçekle yapmaya hazırlanıyor, o da yokluğumuzda tomurcuklarını hızla büyütmüş hatta hafiften kıvrılmaya dahi başlamışlar ;) Eklenti 653046 Bebek anthurium ve spathiphyllum birlikte tatlı tatlı büyüyorlar, onlara baktıkça büyüdüklerini ve çiçeklendiklerini hayal etmekten kendimi alamıyorum :rolleyes: Eklenti 653047 Alıntı:
Eklenti 653048 |
2 Eklenti(ler)
Yıldız'ın (Stapelia grandiflora) en büyük tomurcuğu yarın ya da sonraki sabah açacağa benziyor :rolleyes:
Eklenti 653271 Prensesim (Epiphyllum oxypetalum) üç tomurcuğunu bu gece açacak, biri ise yarın geceye kalmış görünüyor... Son sürgünleriyle boyu ikibuçuk metreyi geçip balkon tavanına değmeye başlamıştı. Bu haliyle hem tomurcuklarını beslemekte hem de dengede durmakta zorlandığını fark edince hemen o büyük sürgünleri budadım ama müdahalede geç kaldığım için maalesef epey tomurcuk kaybettik artı bu tomurcuklar da biraz küçük kaldı, yeterince iyi gelişemediler, yine de çok güzeller ;) Benim kızçem ne zaman çiçek açmaya yeltense istisnasız rüzgar coşuyor, rüzgarı cezbeden bir tarafı var, artık bundan eminim :D Günlerce sıcaktan yandık, esmiyor diye inledik, bunaldık, fenalıklar geçirdik, yaprak kıpırdamadı ama bugün Prensesim gelin olacak ya rüzgar bir coştu ki sormayın! Karşılıklı pencere bile açamıyoruz, o derece kuvvetli! (Fotoğrafta göreceksiniz, penceredeki sinekliğimiz bile rüzgardan az evvel patladı :mad:) Tamam serinledik, rahatladık, ferahladık şükür ama belli ki Prensesim'e rüzgarda savrulmadan, şöyle sakin bir gecede rahat rahat çiçek açmak nasip olmayacak. O gelinliklerin etekleri illa uçuşacak yani :D Düğünümüze bekleriz efendim ;) Eklenti 653272 |
5 Eklenti(ler)
Akşam saatlerinde çiçekler usulca aralanmaya ve büyüleyici kokularını duyurmaya başladı, bu kokuyu öyle özlemişim ki...
Eklenti 653290 Gece olup gelinler sahneye çıktığında, her ne kadar yine gözü dönmüş rüzgarla (kıskanıyor mudur nedir gelinlerimi :D) boğuşmak zorunda kalsak da bol parfümlü ve seyrine doyulmaz bir şölen başladı, şükür kavuşturana ;) Gözlerimizin gördüğü güzelliği -gerek rüzgarın engellemeleri, gerekse içerinin aydınlatması nedeniyle- fotoğrafa bir türlü yansıtamasam da çekebildiğim en iyi fotoğrafı burada paylaşmak istiyorum. Eklenti 653291 Daha karanlıkta ve kuytuda kaldığı için alt taraftaki çiçeği, yanındaki tomurcukla birlikte çok daha net fotoğraflayabildim. Eklenti 653292 Gece yarısına kadar dişimizi sıktıktan sonra 'artık yeter bu işkence' diyerek (çünkü balkona çıkıp oturmak rüzgar yüzünden mümkün değildi, haliyle çiçekleri ne doya doya koklayabiliyor ne de seyredebiliyorduk, birkaç dakikada bir balkona çıkıp biraz seyredip-koklayıp içeri dönüyorduk :mad::() çiçekleri kesip yanımıza aldık :rolleyes: Eklenti 653293 Ben yine iki bardağı iç içe geçirerek bir vazo yaptım ama çiçeklerimizin boynu baston gibi kıvrık olduğundan bir türlü yerleştiremedim. Nasıl etmeli diye düşünürken gözüm avizeye takıldı, tam üç çiçeği geçirebilecek kadar uygun yeri olduğunu görünce hemen yerleştirdim! Sonuç: Bir gecelik de olsa, harika görünen ve sürekli parfüm kokusu yayan canlı bir avizemiz oldu :D Eklenti 653294 |
Kızım aklınla bin yaşa çok güzel olmuş.
|
Alıntı:
Gönül isterdi ki çiçekleri kesmek zorunda kalmayalım ama sefasını sürebilmek için başka çaremiz yoktu. |
Alıntı:
|
Alıntı:
Toprak karışımınızın gözenekli ve geçirgen olması önemli, artı bu bitki düzenli sulanmayı seviyor. Düzenli sulama derken 'ne olursa olsun haftada bir, bir bardak su verilecek' şeklinde değil, toprağının yaklaşık üçte biri kurudukça saksı toprağının tümünü ıslatacak miktarda su verilecek ve bu rutin aksatılmayacak. Yani 'toprak iyice kurudu ama birkaç gün geç sulayıvereyim' ya da tam tersi, 'toprağı da daha nemli ama elime suyu almışken sulayıvereyim' derseniz büyük olasılıkla bitkinizi kaybedersiniz. Bir diğer konu besin takviyesi, gelişme dönemlerinde birkaç sulamada bir besin takviyesine ihtiyaç duyuyorlar. Takviye etmezseniz ölmezler ama cılız ve gösterişsiz kalırlar, artı olarak soğuk mevsimde açacakları çiçekleri oluşturamazlar. Kısa bir özet geçtikten sonra şimdi hızlıca toparlayacağım :D Bu söylediklerimin hepsi gelişme dönemleri için geçerli, yani ilkbahar ve sonbahar. Yaz mevsiminde bitkiniz uyuyacak, hiç gelişme göstermeyecektir. Yaz dinlenmesi sonbahara kadar sürer ve bu dönemde sulamayı minimum miktar+sıklığa indirmeniz, besin takviyesini ise tamamen kesmeniz gerekiyor. Yaz, dinlenme dönemi olduğundan çelik köklendirmek için uygun değildir. Yazın köklendirmeye çalıştığınız çelikler -siz ne yaparsanız yapın- zerre kadar gelişme göstermeyecek ve sizi sinir edecektir ama aynı çelikler (eğer öldürmemeyi başardıysanız) sonbaharda coşkuyla gelişip sizi şaşırtabilirler. O çelikleri yaz mevsiminde bol bol sularsanız, çok yüksek ihtimalle öleceklerdir. Bitkinizi direkt güneşten alın. Toprağı kurumadan su vermeyin, su verdiğinizde de azıcık sulayın yani sadece köklere 'yok demeyecek kadar' su ulaşsın. Sonbahara kadar sabredin, nasıl coşkuyla uyandığını görüp sevineceksiniz ;) |
3 Eklenti(ler)
Önceki senelerde olduğu gibi, Yıldız'ın (Stapelia grandiflora) çiçeğini sabah uyandığımda açılmış halde bulacağımı sanıyordum ama bu sefer -yine sabah saatlerinde açılmaya başlamasına rağmen- 'tam açık' hale gelmesi neredeyse akşamı buldu.
Bütün süreci sabırsızlıkla takip ettim :rolleyes: Önce, balon gibi şişen kocaman tomurcuk yarıldı... Eklenti 653419 Sonra taç yapraklar birer birer açılmaya başladı... Eklenti 653420 Davetkar kokusu sayesinde henüz tam açılamadan bile yoğun ziyaretçi akınına uğramıştık ki çiçek açıldığında sinekler tam manasıyla hücum ettiler, hatta bir ara 'Allah Allah' nidalarını bile duyar gibi oldum :D Bu parlak arkadaşı da iş üstünde yakaladım ama hiç istifini bozmadı pişkin şey :mad: Eklenti 653421 Nihayetinde üstümüzde bir sürü sinek larvası (hatta sinek) bile olsa güzeliz ;) nazik burnunuzu yaklaştırmadığınız sürece tabii ki... :D |
çok ilginç gerçekten sinekler resmen istila ediyorlar ve fena bir koku... canlı görünce hak verdim. ama her şeye rağmen çiçek devasa ve çok güzel. ellerinize sağlık
|
3 Eklenti(ler)
Şu mesajımda boncuklarının nasıl göründüğünü paylaşmış olduğum tespih otumdan (Coix lacryma) epeydir bahsetmemiştim.
Kendisi balkonda maruz kaldığı ilk fırtınada oldukça yıpranmıştı, yaprakları parçalandı ve pek çok boncuğunu kaybetti ama maşallah bunlara rağmen dimdik ayakta :cool: O kötü deneyimden sonra o da (balkonun diğer sakinleri gibi) balkonun huyunu-suyunu öğrenmeye başlamış olacak ki hızla ortama adapte olmaya başladı. O zamandan beri yapraklarını eskisi gibi ince-uzun değil, daha kısa ve geniş olarak şekillendiriyor. Bu önlem sayesinde artık fırtınalarda hasar görmüyor, doğa resmen mucizelerle dolu ;) Ona hazırladığım 10 litrelik pet şişeden yapılma saksı dar geliyor ama buna rağmen azimle yavrulayarak çoğaldı, eminim yeri müsait olsaydı orada küçük bir orman oluşacaktı :D Bu arada başlarda sayıp durduğum o yeşil boncuklar meğer tam manasıyla boncuk değillermiş, şu sıralar içlerinden böyle yeşil oluşumlar çıkıyor: Eklenti 653620 Sonra o oluşumlar uzayıp püskül şeklinde, fotoğraftaki gibi çiçek açıyorlar: Eklenti 653621 Yani aslında henüz hiç boncuğumuz yokmuş, inşallah ileride olacak :rolleyes: Şöyle bir de boydan görüntüsünü paylaşayım ki adaptasyon olayını abartmadığımı siz de görün. Eklenti 653622 Şuraya da henüz balkon şartlarına adapte olmadan önceki halinin bir görüntüsünü bırakıyorum, karşılaştırma açısından lazım olacak ;) |
Sevgili A-NOMAD bu güzeli ilk sende gördüm ve ilk gördüğümde mısır sanmış idim. Maşallah çok güzel boncukların olacak inşallah!.. Emeklerine sağlık.
|
2 Eklenti(ler)
Alıntı:
Sevgili YeniGine, şimdi paylaşacağım olaya senin için gidecek eminim ama ben sinirden gülme krizine girdim bilesin :D Bilenler bilir, yıllardır kumru denen kuşlarla başım derttedir. Hatta kendilerinden bahsederken genellikle 'sapık' yakıştırmasını kullanırım ve illa ki birileri itiraz eder. O itiraz edenlere bir selam çakarak, bugün yaşadığım saçma olayı anlatmak istiyorum... Balkonuma (daha doğrusu balkondaki bitkilerime) günde birkaç kez kumru sortisine alışığım. Her ne kadar akıllarını bizim balkondan alamasalar da pencerenin arkasında görünmemden bile ürküp hızla kaçarlar genelde, o yüzden her seferinde balkona çıkmam gerekmez. Birkaç kez gelirler, korkutulup kaçırılırlar ve uzun aralıklarla bir-iki deneme daha yapıp hala benim orada olduğumu görünce -en azından o gün için- balkonumdan ümidi keserler. Lakin bugün sabahtan beri -gözü dönmüş şekilde- balkona sorti yapıp durdular, öyle ki kaçırmak için her seferinde pencereye yaklaşıp el-kol sallamaktan yoruldum. Hatta bir ara 'sıcak bunların da başına vurdu galiba, iyice azıttılar' diye bile düşündüm :D Neyse, bu ısrarları biraz fazla uzayınca 'neden bugün iyice kafayı taktılar buraya acep' diyerek balkona çıktığımda gördüğüm manzarayı anlamlandırabilmek için biraz zamana ihtiyaç duydum. Öylece kaldım bir süre, sonra jeton tıngır mıngır yuvarlanarak düşüverdi! Meğer bu sapıklar benim atlas saksılarımdan birine yuva yapmaya çalışır dururlarmış :mad: Yaprakların birbirine yakın olduğu bir noktayı gözlerine kestirip başlamışlar dal, ot vs. koyma çalışmalarına... Belli ki öyle 5-10 denemede falan da oturtamamışlar zira yerlere saçılmış bir sürü dal ve kuru ot parçası vardı. Hal böyle olunca, akılsız başın cezasını kanatlar çekmiş ve birçok kez malzeme taşımak zorunda kalmışlar :D Sapıklar işte! Yuva yapma konusunda muhtemelen yeryüzünün en beceriksiz canlıları olmalarına rağmen nasıl bu kadar çoğalabiliyorlar bilmiyorum. Allah muhafaza, demek biraz becerikli olsalar dünyayı ele geçireceklerdi! Muhitin tek yeşil alanı bizim balkon olsa neyse ama etrafımız yeşillik, bir sürü ağaç var. Benim atlasıma (üstelik beni pencerede sık sık görüp her seferinde ödünüz patladığı halde) bu kadar kafayı takmak nedendir? İşte beni sinirden gülme krizine sokan o yuvanın üstten görüntüsü: Eklenti 653706 Bu da atlas saksıma karşıdan bakış, bu fotoğrafta yuvanın saçmalığı daha net görülüyor: Eklenti 653707 Siz söyleyin haksız mıyım, sapık değil mi şimdi bunlar? :mad: :D |
:D Kıyamam yaaaa!.. Evet kumruların akıllı olmadığı söylenir. Halbuki saksının sağ tarafında boş toprak alan varmış; oraya koysalarmış ya getirdikleri çöpleri. Ne güzel iki tane yavru kumrun olurdu halbuki A_NOMAD'cım. ;)
Çoğalmalarına gelince; bizim burada azaldılar. 2-3 senedir benim balkona da gelmiyorlar artık. :( Sapıklar işte!.. |
Alıntı:
Beni öyle bezdirdiler ki cidden imkan olsa hepsini toplayıp senin oralara gönderirdim hiç üşenmeden ama çaresiz balkon savunmasına devam edeceğiz... |
kumrular bence çok özel canlılar. ankarada çok azlar neredeyse hiç görmüyorum. ama kumru olmayınca rahatmıyım? hayır. karga gelir soğanlarımı çıkarır. serçeler gelir boş saksımda kum banyosu yapıp heryeri toprak yapar. eğitimsiz güvercinler tuvalet neresi bilmez.
kumruların özel bir yanı tek eşli olmaları. böyle karı koca gezerler genelde :) bildiğim kadarıyla eşlerden biri ölünce başka bir eş seçmezler insanların aksine! :)) yavrular sanırım hızlı büyüyorlar ve eş seçimi için uğraşılan bir yuva olmadığı için ihtiyacı kadar yapıp geçiyor işte :D |
Alıntı:
Haklısınız, 'özenmeye ne gerek var, beğenen beğenmiş nasılsa' mantığıyla hareket ediyor olmalılar :p Sızlanıp duruyorum ama aslında kuşlar açısından çok şanslıyız, kumrular dışındaki kuşcanlarımız pek akıllı, pek terbiyeliler maşallah ;) Hemen balkonumuzun karşısında kalabalık bir güvercin sürüsü yaşıyor, daha bir kez bile yan gözle bakmadılar saksılarıma ki bilirsiniz (güvercinlerle tanışıklığınız olduğuna göre bu özelliklerini de mutlaka fark etmişsinizdir) güvercinler kumrulardan daha ayarsızdır, totolarıyla dağ devirirler :D Çok sayıda kargamız var, inanmayacaksınız ama en akıllıları da onlar, gerçi bir keresinde nefislerine yenilip koca koca atlas çeliklerimi -daldırdığım topraktan sökerek- çalmışlardı ama tek vukuatları o oldu. Hele serçeler, öyle ürkekler ki su içmek için geldiklerinde bile (bakmayın kumrulara kızdığıma, evin diğer cephesinde-pencere önünde her daim dolu bir su kabı bulundururum kuşlar için) resmen panik atak geçiriyor gariplerim. Mahallenin telaşe müdürleri :p Hasılı, ben kumrulara alıştım aslında ama bugünkü hamleleri ezberimi bozduğu için paylaşmak istedim. Atlas yapraklarına yuva yapmak nedir yahu :D :D |
Tek çözüm solar kuş kovucu. Yoksa insan ruh hastası olur bunlarla. Biliyorsun aynı sıkıntı benim ön balkonda da var. Ben arkadaki minnak balkona taşıdım bitkileri ama balkon boş olsa da gelmeye devam ediyorlar. Gün boyu panjurları kapalı tutmak zorunda kalıyorum iki kuş için. İşte bu kumru denilen zalım ağaca değil betona tüneyen bir tuhaf kuş...
|
Alıntı:
O kuş kovucu sana şart çünkü sendekiler kumrulukta epey level atlamışlar, öyle 'kışt'tan-'pışt'tan anlamıyorlar. Bir gün salonunda ikisini karşılıklı oturmuş kahve içerken bulursan hiç şaşırma yani :D Omzuma, kafama neyin konmaya kalktılar ya! Hatırladıkça hala gülüyorum :D |
1 Eklenti(ler)
Açmaya devam ediyoruz, gerçi tam manasıyla sürpriz oldu benim için, birkaç gün sonra ancak açar diyordum... ;)
Eklenti 653892 |
1 Eklenti(ler)
|
4 Eklenti(ler)
Bir anda nasıl bu kadar büyüyebiliyorlar, hayret!
Bazen, ben arkamı dönünce parti veriyor ya da en azından kendi aralarında oyun oynuyor olabileceklerini düşünüyorum :D Zira bu büyüme hızı, resmen 'gözle görülebilecek düzeyde hareket' anlamına geliyor. Eklenti 654440 Bu gece çiçeklerimizin açılacağını sanıyorum, en kötü olasılıkla yarın gece... İlave: Yer işgal etmemek için bu mesaja ilave yapıyorum, evet bu gece açtılar :D Eklenti 654453 İki küçücük çiçek, yaşattıkları görsel şölen bir tarafa öyle yoğun kokuyorlar ki! Her seferinde hayran kalıyorum... Eklenti 654455 Bir gecelik gelin kokusu ama çok daha yoğun! Öyle ki saksı mutfak penceresinin dış tarafında (bir gecelik gelinimiz salondan balkona açılan pencerenin önünde olmasına rağmen böyle bir koku yoğunluğunu ancak 8 çiçek birden açtığında sağlayabilmişti) ve mutfakla salon arasında genişçe bir antre var, maşallah ta oradan bütün salonu dolduruyor kokusu... ;) Eklenti 654454 |
Çok büyük bir afet daha atlattık (yani hava biraz sakinleşti gibi, inşallah atlatmışızdır), benim devasa prensesim tam beş kere yere devrildi ama belirgin bir hasarı yok gibi çok şükür. Kaktüs saksım ise resmen göl oldu, küçük çelikler suyun üstünde yüzüyordu bir ara...
Yarın hava sakin olursa Prenses'in destekleri yenilenecek, kaktüs saksısının suyu drene edilecek, Prenses'in üstüne devrildiği atlas saksısındaki kırılanlar falan temizlenecek. Bu kadarına şükür, ne diyelim, doğa elbette kendisine edilenlerin hesabını soracak... |
Geçmiş olsun. Umarım çok fazla bir hasar meydana gelmemiştir.
|
Alıntı:
Bizde hasar yok çok şükür ama çevre binaların kiremitleri hatta koca koca çatıları gözümüzün önünde uçtu, dev boyutlu dolular park halindeki arabalara çokça hasar verdi, çevredeki ağaçlar bile paramparça oldu, çok korktuk :( Allah beterinden korusun... |
Büyük geçmiş olsun sevgili A-NOMAD, dün haberlerde izledim, dehşet bir durum umarım böyle bir şey yaşanmaz bir daha, hasar gören bitkileriniz en kısa zamanda toparlanırlar.
|
Alıntı:
Kaktüs saksısını epey toparladım, dün akşamki kadar olmasa da hala rüzgar kuvvetli (korkudan balkona çıkamıyorum çünkü akşam ben balkonda prensesimi ayakta tutmaya çalışırken üstümden kiremitler, koca koca çatı parçaları uçtu, ya kafama düşseydi demekten kendimi alamıyorum), rüzgarın şiddeti biraz hafifleyince balkona çıkıp prensesimin bütün desteklerini yenileyeceğim ve atlas saksısındaki hasarı değerlendirip müdahale edeceğim. Fırtınada Prenses bir türlü ayakta duramayınca onu pencereden uzattığım kalın bir iple içerideki kanepenin ayağına bağladım, ne kadar şiddetli olduğunu düşünün! Koca koca ağaçlar devrilmiş, biz yine ucuz atlattık çok şükür... *İlave: Bulduğum ilk fırsatta bismillah diyerek balkona çıktım ve ilk olarak eşimin yardımıyla prensesimin bütün desteklerini (emniyet kemeri niyetine yine içerideki kanepenin ayağına da bağladım, o bağı bir daha çözemem sanırım, bir daha devrilmesini göze alamam) yeniledim. Çok yoruldum ama değdi, nasıl rahatladım anlatamam... Buraya böyle yazınca çok kolay bir işlemmiş gibi duruyor lakin yaklaşık bir saat sürdü bunu yapmak, eşim yardım etmese hala uğraşıyor olurdum, sağ olsun ;) Ardından atlas saksılarımı kontrol ettim, neyse ki önemli bir hasar almamışlar. Kırılan birkaç dal ve yerinden sökülmüş birkaç çelik vardı, onları da toparladım hemen. Şimdi birer yorgunluk kahvesi içeceğiz, hak ettik sanırım :rolleyes: |
3 Eklenti(ler)
O korkunç afetten sonra yaralarımızı sardık ve yıkılmadık, ayaktayız hatta tekrar gelin olmak üzereyiz maşallah ;)
Eklenti 654624 Beni çok korkuttu ama şükürler olsun ki keyfi yerinde... Eklenti 654623 Sonunda mavi kelebeğim de (Clerodendrum ugandense) uzun bir hayata tutunma sürecinin ardından tomurcuklanmaya başladı, evimizde kelebeklerin uçuşmasını heyecan ve sabırsızlıkla bekliyoruz :rolleyes: Eklenti 654625 |
2 Eklenti(ler)
(Prensesim'in bu sezon beşinci çiçeklenmesi, aslında bu kez de buraya eklemeyecektim ama son atlattığımız badireden, fırtınada defalarca yere devrilmesinden sonra kazasız belasız çiçeklenebilmesi şerefine paylaşmak istedim...)
Dün akşam bakkala 'fırtına geliyor, bak bu gece olmazsa yarın öğleden sonra kopacak ve hatta yarın gece boyunca da devam edecek ama ertesi sabaha durulur' dedim. (Bizim bakkalı canımız sıkıldıkça oyuncak niyetine kullanırız böyle işleterek, pek sevmediğimiz bir şahıstır kendisi :D) Adam şaşkın şaşkın (dün ve önceki gün yaprak kıpırdamıyordu, haliyle fırtına iddiası pek tuhaf gelmiş olsa gerek) yüzüme bakarak 'hayırdır, müneccimliğe mi başladın' diye sorunca da 'martılar yüksek uçmaya başladı, oradan anladım' diye kıvırdım. :D Bugün öğleden sonra -tam söylediğim gibi- fırtına koptu, şu an da devam ediyor. :rolleyes: Nereden mi biliyordum? Çünkü dün akşama doğru, gelinlerimin bu gece açılacağı belli olmuştu ve benim gelinlerim ne zaman çiçek açacak olsa mutlaka fırtına kopar. (Rahmetli Kemal Sunal'ın Üç Kağıtçı filminde canlandırdığı 'Rıfkı' karakteri gibi oldu biraz :D) Şöyle sakin bir gecede gelinlik giymek kısmet olmadı hiç kızçeme... Uçuşan etekleriyle beşibiryerde gelinlerim: Eklenti 654801 Eklenti 654804 Bakkalı bugün görmedim, bakalım yarın bana 'ermiş' muamelesi yapacak mı? :D :D |
1 Eklenti(ler)
|
Masallah gelinlerine ne güzel gelinlik giymis.Darisi benimkinin basina.Koskoca esek kadar oldu bir gelinlik giyemedi ��
|
1 Eklenti(ler)
Aslında ne kadar çok benziyoruz, hepimiz dalımızdan kopup savrulduğumuzda/düştüğümüzde bir şekilde tutunup ayağa kalkmaya çalışıyoruz. Tomurcuk oluyor, çiçek açıyor, sonra soluyoruz ve çiçek açtığımız dönem (gençlik, güzellik) öyle kısa ki çabucak geçiveriyor.
Tüm güzelliğiyle açılmış çiçeği sevmek kolay, asıl mesele tomurcukları da solmuş çiçekleri de aynı iç titremesiyle sevebilmek... Koca bir ömür 'çiçek' olarak geçmiyor ne de olsa, değil mi? Eklenti 654883 |
hocam ne yaptınız, ne de güzel söylediniz...
hayat bu... |
5 Eklenti(ler)
Bebek flamingo (Anthurium) sakin sakin büyüyor, şimdiden dört yaprağımız oldu ;)
Eklenti 655414 Bebek yelken (Spathiphyllum) ise büyüme konusunda anthuriumdan daha hızlı çıktı, altıncı yaprağının ucunu da gösterdi maşallah ;) Eklenti 655415 Annemin hediyesi beyaz menekşem sanırım yerine alıştı artık. Kırılan bir yaprağını da yanına sokuşturuvermiştim, anaç yaprak kendinden emin bir şekilde ayağa kalkınca 'köklenmeye başlamış olsa gerek' diye düşündüm ama arkadaş köklenmekle kalmamış, yavrulamış bile! :cool: Eklenti 655416 Yıldız hanım (Stapelia grandiflora) bu sabah bir çiçek daha açtı, arkada Prenses'in (Epiphyllum oxypetalum) yarın gece açacak olan tomurcuğu ve henüz yaz dinlenmesinden uyanmamış olan Ayşecik ile yavrusu (Senecio rowleyanus) birlikte görülüyor... Yıldız'ın yanıbaşındaki kahverengi saksıda ise canım babaannemin mezarından alıp getirdiğim bir avuç toprak ve çocukluk yıllarımda bahçemize kendi elleriyle diktiği, en sevdiği renge sahip/en sevdiği çiçek olan göç çiğdemi (Sternbergia lutea) soğanlarından var. Şu an uykudalar, inşallah sonbaharda sarı sarı açtıklarında burada paylaşırım. Okumak isteyen olursa, babaannemin ardından yazdığım: Sarı Oyalı Yazma :( Eklenti 655417 Mavi kelebeğim (Clerodendrum ugandense) usulca tomurcuklarını büyütüyor, onun hiç acelesi yok ama ben sabırsızlanıyorum :rolleyes: Eklenti 655418 |
1 Eklenti(ler)
İsteklerini, rahatsızlıklarını anlamakta en zorlandığım (ama şu sıralar anlaşılamama konusunda mavi kelebeğim onu solladı maalesef) bitkiydi.
Başlarda ne çok tomurcuk kaybediyordu, kesin sulamasını yanlış yapıyorum diye düşünüyordum ama sorun sadece güneşmiş, meğer garibim güneşten rahatsız oluyormuş. Bunu keşfettikten sonra dahi onu -sabah güneşini kısa süre görebilen- balkonuma alırken çok tereddüt ettim, ya bu sefer de güneş az gelir ve çiçeklenemezse, dalları cılız cılız uzarsa diye... Oysa onun istediği tam olarak böyle bir yermiş! Çok sevdi, sevdikçe yayıldı, yayıldıkça çiçeklendi maşallah ;) Eklenti 655879 Darısı mavi kelebeğimin başına, onu da mı balkona çıkarsam acep? :mad: |
2 Eklenti(ler)
Arkadaş fotoğrafının çekilmesiyle gaza gelip çiçeğini açıverdi, şimdi bu kadar hevesle açmışken paylaşmamak olmaz :D
Eklenti 655887 Kapladığım alan boşa gitmesin, bebek menekşelerimin son durumunu da ekleyeyim şuraya, yeşil mantarlara benziyorlar, çok şekerler ;) Eklenti 655888 |
1 Eklenti(ler)
Artık emin oldum ki benim kızlar bugün sözleşmiş, kimden bahsetsem heyecanlanıp çiçek açıveriyor :D
Mavi kelebeğim bu saatte ilk çiçeğini açtı ;) Eklenti 655899 Fotoğrafta sağlıklı göründüğüne bakmayın, bu hizadan aşağıda yaprağı kalmadı, kelaynağa döndü kızçem :( |
| Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 12:59. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025