Doğru söylüyorsun sevgili Lilium, Oğuz İstyanbul'da 4-5 kg kadar almıştı da canı sıkılıyordu. Geldiğimizden beri 3 kg. verdi.

Yorucu işler yapmasını istemiyorum, ama 15 dakika çalışıp 10 dakika istirahat ediyorum diye beni pek dinlemiyor. Güneşten iyice yandı. (Tam da amele yanığı; yüzü boynu yarım kol, kısa kollu tshirt)

Güler Hanım gülleriniz yine harika. Çiminiz de çok güzel görünüyor nazar değmesin.:)

Kullandığınız gübre miktarı beni dehşete düşürdü.:eek: Ben 1-2 litre sıvı besin alıyorum bir yıl yetiyor. ;)

Güzel bahçenizin gizli kahramanı Oğuz Bey'e ve size kolaylıklar diliyorum. Sağlık ve huzurla bol çiçekli nice yıllara.

Gübreyi ben de korkarak kullaniyorum sevgili Zenfree ancak buradaki ciftcileri görseniz, her hafta römorklar dolusu gübreyi tarlalarina döküyorlar. Yetisen ürünleri gördükce cok da kötü olmasa diyorum ama ben yine de organik gübremle idare etmeye calisiyorum. Sevgiler.

Sevgili zenfree, inşallah bu sene gelirsin de kürek kürek gübreleri nasıl kullanıyoruz gözlerinle görürsün.

Hersene " ama bu sene geleceğim inşallah "diye beni hep atlattın. Bari bağ bozumuna gel de bol bol üzüm yeriz.


Sevgili ciceksever, bilirsin mutlaka; yanık hayvan gübresi toprağı çok güzel ıslah eder.
Bütün kışın yağmuru - karını yiğen gübre toprağı o kadar güzel hale getir ki kına gibi olur.

Ben, bahçeye gelen yanık gübreyi elettikten sonra elek üstünü hep sebze yetiştirdiğimiz kısma ve ağaçların altına kürek kürek attırırdım. Elek altını da depolar çiçeklerimde kullanırdım. Ama bu sene havalar o kadar kötü gitti ki pek çok şeyi yapamadık. Ancak vakit bulduk da gelen gübrenin bir kısmını daha elenmeden el arabası ile hemen sebze bölümüne atıp, çapa yapttık ki toprakla halleşsin. Şimdi de sebze ekilecek tarhları hazırladık. Biraz geçe kaldık ama dediğim gibi herşeyde geçikme oldu bu sene. Çiftçi bile daha çeltik tarlalarına suyu basamadı, oysa bu zamanda çeltikler 30-40 cm olmuş olurdu.

Neyse, hayırlısı Allahtan diyelim.

Güler ablacigim biliyorum ciftciler gübrelerini paylasamiyor bir türlü. Biraz ilerimizde bir ciftlik var parasiyla almak istedik de ciftci orali bile olmadi. Bizim yasadigimiz yer tarim bölgesi oldugu icin hepsinin topragi bol gübreyi ancak yetistiriyorlar. Ben sezon basinda yapi marketten hazir hayvan gübresi alip sebze bahcelerime atiyorum, sonra da organik gübre ile idare ediyorum. Bizim tüketimimiz sizin kadar bol olmadigindan yetiyor. Dagitacak komsu da yok herkes bahcesine bir seyler ekiyor. Inek koyun mu alip üst bahcede beslesem bilmem gübre toplamak icin:p. Bir o eksikti zaten.

AAA bak bu güzel fikir. Bir koyunun olsa sütünü alırsın, yoldaki misafire de lâzım olur. Taze taze yoğurt yaparsın, peynir yaparsın.

Çim makinesine ihtiyacın olmaz, maşallah gayet güzel biçiyorlar çimleri, otlarken.

Gübre ihtiyacın da ortadan kalkar, koyun gübresi çok besleyicidir, hatta bir miktarını satarak para da kazanabilirsin.

Yapağı da işe yarar, hatta yün eğirmesini biliyorsan yaşadın demektir, kazakların bedavaya gelir.... dermişim. :D :D :D

:D:p

Bende güzel güzel okuyorum. Hemen böğrüme oturttu lokmayı dermişimle :D

İlahi Güler hanım; Neşeniz daim olsun. Mesajlarınız hep gülümsetiyor beni. Ama bir tanesine koptum az önce gülerken. ( koptum da buluğ çağı çocuğu gibi oldu, kırıldım mı diyeyim bilemedim. ) Eşiniz için kısakollu tişört giymiş gibi amele yanığı demişsiniz ya. İşte daha bir saat önce bahçeden yağmur nedeni ile erken döndük. Eşimle konuşurken yüzyüze bakıp birden kahkayı patlattım. Hayatım ya, ben seni hiç böyle görmemiştim. Bu ne böyle kafayı, başka vücuda monte etmiş gibi. Çok kararmışsın, bu derece olduğunu farketmemiştim diye. Öylesine güldüm ki. Fena bozuldu. Şimdi sizin mesajı da okuyunca, bir daha kahkaha atıyorum, bu sefer duramıyorum. Arka koltukta bir bakış atıyor hala bozuk. tek kelime etmedi.

Yaa daha geçen gün kalem tutan ellerim şimdi ne oldu diye kendisi ile biraz buruk biraz alaycı konuşuyordu. Damarına mı bastım ne. Ne yapayım benzer konuyu okuyunca kendi halimize gülmeden edemedim.

Koşuşturmak, herşeyi yetiştirmek uğruna arapsaçı gibi karma karışık oldum. Zaman zaman bahçe sayfalarına bir bakıp, bir koşuyorum. Bahçeniz her zamanki gibi harika. Muhteşem çiçeklerinizi izlemek, hele mesajlarınızı okumak çok keyifli. İyi ki varsınız.

Ellerinize, yüreğinize sağlık. Tabii Oğuz bey'in hakkını yememek lazım. Hayranlıkla izliyoruz. maaşallah.

Sizi takipteyiz. Saygılar...

Güler hanım yine muhteşem kareler var bahçenizden. Güzelliklerle dolu sağlıklı bir yaz geçirmenizi dilerim.

Sevgili arkadaşlar, hepiniz sağ olun.

Yaptıklarımızı yazmak, sizlerin de güzel tepkilerinizi almak çok hoş.

Sevgili uzaylı, ben de sizin mesajlarınızı okurken hem samimi buluyor hem de keyifle okuyorum.
Bizler burada hep arkadaşız, belirli çerçeveler içinde tabii ki samimi duygularımızı anlatıyoruz. Kimseye ne hava atacak ne de gösteriş yapacak halimiz yok. Bizler buyuz işte, der gibi yazıyor, yazıyoruz. Başka türlüsü zaten sıkıcı olmaz mı?

İnşallah bahçeme gelirsiniz de güzellikleri beraberce seyreder, çaylarımızı yudumlarız.

İnanın samimiyetinizi ve yanlış anlamayacağınızı bildiğim için bu mesajı yazma cesareti buldum. Öyle her sayfaya yazamam biliyorum. Anlayabilmek için belli bir olgunluk, latife bilir olmak lazım. Ama biz o kadar mutluyuz ki. Kendimizi anlatmaya, size özenirken, aynı duygları artık biz de paylaşıyoruz diye yazmak istedim. Bizim için çok yeni deneyim bunlar. bugün böyle bir şey geçince başımızdan, üstüne de sizin doğallığınızda mesajı okuyunca eşime dönüp bir daha takıldım. Gülmem ondan.

Hava atmak haddimiz değil tabi. Hiç öyle bir niyetim olmaz. Ben olduğum gibiyim. Ama bazen bizim için bahçe hayalimiz ve aldığımız tepkileri anlatmak için bazı durumları anlatma ihtiyacı hissedip yazdım. yanlış anlayanlar olursa üzülürüm, bir daha detay vermem. Evet bizler buyuz. Hayalimizle uğraşmaktan o kadar mutluyuz ki, yeni tecrübe ettiğimiz acemiliklerimizle eğleniyoruz. İnanılmaz keyifli, bakmayın biz sadece kendimizle eğleniyoruz. Gerisi haddimize düşmez. Sadece tesadüfü paylaşmak istedim. Eğlenceli kısmı bu. Uğraşlar aynı olunca, birbirimize benziyoruz. Kocaman aile olduk hepimiz.

İnşallah bir gün bahçe ziyaretine gelebiliriz. Hatta Sayın SDurul'la hep beraber mi gitsek diye bir ara ikimiz de düşünmüştük. Bakalım nasip. Gelmeyi çok isterim. Valla çayı da çok severim. Ama o harikalar diyarında, çayı unuturum ben...

Sağlıcakla Kalın...

Benim de sizin samimiyetinizden zerre kadar kuşkum yok, paylaşımcılığınız da çok güzel, hoş. Zevkle okuyorum.
Böyle güzel dostlukların bu büyük ailede olması da bir o kadar sevindirici.

Her zaman beklerim, birkaç kişi değil, onlarca gelin. İnanın çok mutlu oluruz.

Sevgili Güler hanım, bahçenizin fotoğraflarını heyecanla bekliyor ve heyecanla izliyorum.Herşey ama herşey muhteşem.Gözümüzü gönlümüzü şenlendiriyorsunuz.Teşekkür ediyorum size.Siz ve ağaçlar netin diğer üyeleri bahçelerinin fotoğraflarını paylaşırken aynı zamanda fotoğraflara bakan bir çok kişiyi de mutlu ediyorsunuz:)

''inanın zaman zaman keşke benim bahçem de küçük, kutu gibi olsaydı dediğim oldu.Daha az yorulur, daha özenli yaparsınız.''

Gerçekten hakkınız var böyle söylemeye,hiç kolay değil.Hepsine ayrı özen gösterip bakım uygulamak.Üstelik yazılarınızı okurken ne kadar çok emek verdiğinizi görüyoruz,eşinizin ve sizin emeğinize sağlık.Cuma günleri işlerimi erken toparlayıp öğleden sonra eve gelirim ama bugün eşimin ofisine gittim.Küçük bir bahçesi var ofisin,evde tohumdan yeiştirdiğim fideleri dikmek için.Ne zamandır gözüme kestiriyordum,güzel bir bakım yaptım ama çok güzel oldu.4 saat(cik) çalıştım.Bahçeyi düzenlerken,otları yolarken,fideleri dikerken aklımdan sizin bahçeniz geçti.Küçücük bahçe bile bu kadar yorarken kimbilir siz ne kadar çok yoruluyorsunuz.Ama işin sonunda çayımı alıp oturup bahçeyi seyre daldığımda ki keyif anlatılmaz.Aklıma bile gelmedi yorgunluk falan.İnsan daha çok daha çok ilgilenmek istiyor.Sizin hissettiğiniz duygunun da tam olarak bu olduğunu tahmin etmemek mümkün değil.Hele o mis kokulu kameriye de çayınızı yudumlarken aldığınız keyif anlatılamaz sanırım.Bir de yanında Oğuz beyin kendi yetiştirdiği sebze ve meyleri yemek ayrı bir güzellik.
Sevdiklerinizle birlikte adınız gibi hep gülün kameriyanızda,evinizde,bahçenizde,bütün yaşamınızda:)

Sevgili loveflower, çok teşekkür ederim.
Güzel ve bir o kadar da içtenlikle yazdığınız mesaj beni de duygulandırdı, sağ olun.

İnşallah sizin de arzuladığınız gibi güzel bir bahçeniz olur, bütün sevdiklerinizle beraber sağlık ve huzur içinde, mutlulukla yaşarsınız.

Her zaman beklerim, özel bir davete hiç gerek yok, bahçem siz dostlarla beraber olunca daha da güzel oluyor.

Güler/bahçe'de sohpete katılmak.
 

Sevgili çiçeksever70, avrupada yaşıyarak görüyorsunuzki çiftçiler hayvan gübrelerine ne kadar değer vererek atık olmaktan kurtarıp artı değer elde ediyorlar, bizim buralardaki kırsal insanımızda bunun kıymetini bilmeden köy kenarlarındaki boşluklara bırakmaktalar.

Topraktan kaldırılan organik madde, ancak gübreyle karşılanabilir avrupalı çifti bilmektedir, bizim çiftçimiz ise ahırlardan çıkan hayvan gübrelerinin kıymetine değer vermeden atık durumuna getirip, parayla kimyasal gübre almakta üretim maliyetleri artıncada malını satamayıp zarar etmektedir.

Çiftçimizin düştüğü bu durum yürekler acısı olmaktadır, kırsalda organik madde atıkları dağlar oluşturmakta iken aynı zamanda çevre kirliliğide yaratmaktadır, sizinde avrupada yaşadığınızı düşünerek, bir öneri ile bu konudaki bilgilerimi paylaşarak, bahçenizde ot yaprak budama artıkları dalları hatta mutfağınızdan çıkan atıklarınızı bir kapta biriktirerek, marketlerden aldığınız organik gübreleride bu atıklara ilave ederek bir katalizör aktifleyici olarak organik gübrelerinizi çoğabilirsiniz.


Bahçenizin Atıklarınızı değerlendirirseniz hayvan besliyerek gübre üretmeniz gerekmiyecektir.

Sevgili Güler hanım, iyi dilekleriniz için teşekkür ederim.

Bilmezmiyim yüreğiniz o adar geniş ki tüm dostlara açık bahçeniz,yüreğiniz.Çok teşekkür ederim,ah keşke ben de çok sterim umarım bir gün kısmet olur.Hem sizinle tanışmak hem de bahçenizi görmek büyük keyif olurdu.

Sevgiyle kalın:)

Sevgili Epsody burada dogal tarima cok önem veriliyor o yüzden yerli ürünler ithal ürünlerden daha pahali. Insanlar kullanilabilecek tüm yemek artiklarindan kompost yapiyor. Ayrica ciftliklerde de yönetici olacak ciftcinin mutlaka bir ciftcilik yüksekokulundan diplomali olmasi gerekiyor yoksa isletme belgesi alamiyor. Hayvan satisi ve kesimi bile belirli sinirlar icinde. Kafaniza göre elinizdeki hayvani kesip satamiyorsunuz.
Ben de yukaridaki sakalasmalar bir yana kullanilabilecek tüm yemek, cay kahve artiklarini kullaniyorum. Kestigimiz otlari cim bicme makinesi oldukca kücük hale getirdiginden onlari da agac diplerine döküyoruz. Hemen eriyip topraga karisiyorlar. Topraga faydasi olabilecek malzemelerin cöpe gitmesine icim el vermiyor. Sevgiler.

(Güler abla sayfani isgal ettik kusura bakma.)

Valla onu bun bilmem!
Mayıs ayında en güzel bahçe sizinki.;)
Deyim yerindeyse; binbirçeşit çiçek. Özellikle gül görmek isteyenlere işte adres.

Elleriniz dert görmesin Güler Hanım, Oğuz Bey. Meyveleriyle, süs bitkileriyle ve en önemlisi peyzajıyla enfes bir mekan yaratmışsınız.
Sağlık ve mutluluk içinde, yıllarca tadını çıkarmanız dileğiyle..Sevgi ve selamlar.:)

Sevgili Orhan Özbilgiç, sağ olun ve teşekkür ederim ama inanın ben de sizlerin, diğer arkadaşların bahçelerini dolaştıkça o kadar güzel köşeler-detaylar buluyorum ki " oooo bu harika" diyorum kendi kendime.

Bahçemi seviyorum ve benim bahçem nasıl ki sizlere güzel geliyorsa ben eminim ki daha ne çok gizli güzel bahçeler vardır. Arkadaşlar bir " Haa gayret" deyip de paylaşsalar yeter ki.

Bugün saat 18.00 gibi Manyas'a geldik.
Arabayı otoparka park ettiğimde, sağdaki, soldaki güllerin açmış halleri o kadar güzeldi ki.
Beş gün içinde goncaların yarısı açmıştı neredeyse.

Mis kokuları her tarafa yayılmıştı, bir müddet öylece durdum. Derin, derin nefes alarak, kokuları ciğerlerime doldurdum adeta.
Bu arada Oğuz da arabayı boşaltmaya başlamıştı, bir yandan da sesleniyordu " bütün arabayı bana mı boşalttıracaksın, ceviz fidelerini nereye koyayım?"
Hemen yardımına koştum, getirdiklerimizi yerleştirir yerleştirmez ikimiz de bahçeye çıktık.
O, çileklerine bakmaya gitti, ben Clematis ve güllere.

Bol, bol fotoğraf çektim.

Güllü kameriyeyi yarın yerleştireceğim, masasını-banklarını koyacağım, çiçekleri düzelteceğim. Bundan böyle çaylarımızı orada içeriz. Güller açmış ve çok güzel kokuyorlar.

Kameriyenin, salkımsöğüt tarafındaki clematisler de sarmaya başladılar.
Bir yandan mis kokulu güller, diğer taraftan clematisler sarıyor.

Osiria açmaya başladı.

Bu İtalyan gülü nefis kokuyor.

Beyaz top gülden ürettiğim gül de çok güzel oldu. Üzerinde çok tomurcuk var.

muhteşem :)

Merhaba:) bahçeniz ve güller çok güzel, son resimdeki bitkinin ismini öğrenebilirmiyim

Yahu bu güzel kokular nerden geliyor diyordum, taaaa Gönen'e geldi bu güzel güllerin kokuları :) Manyas'taki cennet çoştu deseniz ya.