Yine harika serimler güler hanim.

Sevgili Güler, favorilerim beyaz gaura ve beyaz gül açmış ki ne açmış.
Okadar uğraşmama rağmen bir türlü güllerime seninki gibi bir form veremiyorum.

Eteklerine kadar yapraklarla bezenmiş, üstü bol çiçekli güller sanırım yerli olanlarda olmuyor.
İthal güller daha bir şevkli gelişiyor, nedendir anlayabilmiş değilim.

Adalet abla ithaller de her zaman öyle acmiyor galiba sihir Güler ablada.

Beyaz gül müthiş haklısınız. Beyaz gaura da:) Ama en doğru olan sihir konusu;)

Desenize sihirbaz oldum çıktım. :p

Beyaz gül yerli gül ve yediveren. Üzerinde her daim çiçek oluyor. Ondan yaptığım her çelik de tuttu.
Hem Silivri'ye ektim hem de burada yedeği var. Etraftan isteyen arkadaşlara da 6-7 tane dağıttım.

Form vermek için de pek uğraşmıyorum.
Bitkinin karşısına geçin önce bir inceleyin. Sonra ilk sene bitkinin her tarafından güneş almasını sağlayacak şekilde budayın. Ortası da güneş alsın.
Daha sonraki budamalarda ortayı biraz uzun tutun, yan tarafları yuvarlamaya çalışın.
Belki size şaka gelecek ama onlarla bol bol konuşun, okşayın hatta avcunuza alıp öpün. Canlı değiller mi, hoşlarına gidiyor inanın.

Yeni açmaya başlayan bir goncayı görüp de ilân-ı aşk etmediğim yoktur.

Sulamayı ihmal etmeyin, sularken yapraklarını ıslatmayın ve suyu sadece köküne vermeyin.
Kökler toprak altında da yayılmışlardır, o yüzden geniş bir çevreyi sulayın.
Çiçeklenme döneminde iki defa gübre verirseniz iyi olur, ben 3 x 15 veriyorum.
Onu da tam köküne yakın değil, dairesel şekilde verin. Toprakla karıştırın ve sulayın.
İyice açmış çiçekleri kesmeye kıyamamazlık etmeyin ki daha çabuk çiçeklenmeye gitsinler.

Yaşlanmaya başlamış sarmaşık güllerinin gövdelerine (eğer göz patlatması olmuyorsa) incecik bir gazlı bez sararak ıslak tutuyorum. Bir defasında normal su ile daha sonraki sulamada içine yaprak gübresi katılmış su ile sulayarak kısa zamanda gövdeden göz patlamaları elde ediyorum. (İşte sihirbazlık bu :p )

Budama sırasında hep uzun bırakmayın ara sıra da gençleştirme budaması yaparak bitkinin taze sürgünler vermesini sağlayın.

Yine aklıma gelince yazarım, yaptığım sihirleri....:D :D

Ne sihirdir ne keramet, sevgili Güler'in uygulamasında marifet!

Çok güldüm ...:D :D :D

Güler'e güller ve gül(mek) yaraşır.
Allah hep güldürsün seni canım.

Sabahleyin nazlı kızım tek tük de olsa beyaz çiçeklerini göstermeye başladı. Baktı ki maviş ablaları yavaş yavaş gidiyorlar, " eh sıra bana geldi" dedi.

Ben de yerinden alıp, otların arasına oturttum, eteklerini yayarak sizin için poz verdirdim.

Maviş ablaları nereye gidiyor bilmiyorum ama beyaz kardeşlerinde gözüm var:D

Güler abla daha önce bahsettiysen de gözümden kacmis lavantalarini nasil buduyorsun? Benimkiler hep yerlere yayiliyor bir türlü dik durmuyor. Acaba kisa budasam faydasi olur mu?

Sevgili ciceksever70, lavantalarımın gövdeleri çok kalınlaşmış olanları ne kadar budasam da güzel bir görüntü vermediklerinden söküp yerlerine yenilerini ekiyorum.
Budamayı çiçeklenme bittikten sonra yap.

Yerlere yayılmaması için de ben 4-5 adet kazığı yarım daire şeklinde çakıyorum. Bu kazıklara birer karış ara ile üç sıra tel geçiriyorum.
Bu teller onların yerlere devrilmemesi için bir destek oluyor.

Tesekkür ederim Güler ablacigim. Bahcenin o kadar zor bicilen bir yerine dikmisim ki bir de aralara kazik caksam hic bicemeyecegim. Simdi güllerin bir sira önündeler acaba güllerin tam dibine alsam daha mi iyi olur diye düsünüyorum. Ilk üc yil herseyi diktik bu yaz da yapboz oynuyoruz iste. Sevgiler.

Sevgili Güler hanım, nerelerdesiniz? Buralar sizsiz olmuyor.

Bu hatayı hepimiz yaptık.

Dünya tatlıları torunlarım bende. İşleri hiç bitmiyor ki " Babaanne şunu da ekelim, babaanne şu çiçeği ben sulayayım mı?
Ellerinde hortumlar bütün gün bizleri de peşlerinden koşturuyorlar, havlu atmama az kaldı diyebilirim.
Allahtan ufaklık lütfedip de bütün işlerini dedesine yaptırıyor " Dede susadım, dede tuvaletim geldi, dede beni sen yatır." Bu arada ben yırtıyorum ama yine de koşuşturmaca bitmiyor.
Allah sağlık versin, çok tatlılar. İsteyenlere de nasip etsin.

Amin

İki gündür burada boğucu bir sıcak var. Nefes almak için evdeki klimaları devamlı çalıştırıyoruz.
Torunlar da bütün gün ellerinde hortumla hem oynuyorlar hem de serinliyorlar.

Üç-dört günde bir sulamaya çalıştığım çiçekler bile hergün gün su ister oldular.
Sıcaktan bahçeye çıkamıyorum, akşam üzeri niyetleniyorum bu sefer de sivri sineklerin hücumuna uğruyorum.
İyisi mi sabah erken saatler diyerek hem Oğuz hem de ben hortumlarla başladık sulamaya. Allahtan pek çok yerde damlalıklı hortum döşeli yoksa halimiz duman olacaktı.

Sabahın erken saatlerinde fotoğraf çekmeye de pek müsait değildi ama çiçeklerim bir başka güzeldi hemen fotoğrafladım.

Yeni yeni açmaya başlayan koyu pembe Liliumum kokusu müthiş. İnanın beyazları bastırdı. Çok yoğun kokuyor. Yanında pek fazla oturamıyorsunuz, fazla koku baş ağrısı yapıyor. Balkonda olması çok daha iyi. İçeri alırsanız kokuya dayanamazsınız.

Beyaz petunyalar duru güzelliğini sergilemeye devam ediyorlar.

Beyaz phlox da açmaya başladı.

Japon feneri ve üçüz çiçekleri de sıraya girdiler.

Gloriosa yeniden açmaya başladı.

Güller...

Bahçedeki bazı güllerde tozlaşmadan olacak herhalde, aynı dalda değişik güller oluyor.
Ziyaretimize geldiklerinde sındırgılı ve lilium da bir gülün yarısının sarı, yarısının pembe olduğunu fotoğraflamışlardı.

Bu gül de aynı, tek dal üzerinde üçlü gonca verdi. Ortadaki gonca pembe açtı her iki yanındakiler sap sarı gül açıyor.

Hemoracallislerin açmaları azaldı. Yine tek tük açıyorlar ama sıra bu zambaklarda.

Sevgili Güler hanım, çiçeklerinizin hepsi çok güzeller. Üçüz çiçeğiniz tüm güzelliğini sergilemiş.
Güneşte mi duruyor? Benimkiler gölge tarafta ve pek gelişmediler.
Sağlıkla ve sevdiklerinizle birlikte tadını çıkarırsınız inşallah. Sevgiler...

;)Sevgili Güler hanım,sayfanıza hiç yorum yazmasamda uzun zamandır büyük bir özenle takip ediyorum bahçenizi.Gül yetiştirme konusunda size hayranım.Keşke yakınlarda olsamda fırsatını bulup toplantılara katılabilsem.Cennetten bir parça olan bahçenizi görüp,gezinmeyi çok isterim.Gülleriniz her zamanki gibi çok güzeller.Aynı dalda iki ayrı renk açan gül çok dikkatimi çekti.Pembe açan yoğun kokulu Liliumunuzuda çok beğendim.Evin içine koysak kokudan durulmaz diyosunuz hıı.Çok ilginç ben şimdiye kadar hiç bu kadar yoğun kokan liliuma rastlamamıştım.

Saygılarımla,Selamlar.

Sevgili SDurul, sütleğenler güneşi severler. Seneye ekerken mutlaka çok güneş alan bir yere ekin.


Sevgili emreilhan, teşekkür ederim.
Casablanca türü olan Liliumlar çok kokar, bu pembedeki koku hakikaten çok yoğun. Yazdığım gibi kapalı mekânda dayanılabileceğini sanmıyorum.

İnşallah yolunuz bu taraflara düşer de hem tanışma fırsatını yakalarız hem de bahçemde size bir çay ikram ederim.

Haklısın...;);)

;)İnşallah Güler hanım.Olaki yolum oralara düşerse bu fırsatı yaratmak için elimden geleni yaparım.Teşekkürler.