![]() |
|
![]() |
#151 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Elbette. Saygı ve hürmetlerimle |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#154 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 12-03-2009
Şehir: Konya /Çumra
Mesajlar: 786
|
Son eklediğiniz resimle mantara benzettim.Hastalıktan ziyade mantar gibi sanki... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#155 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Şu kadarı belirtiyimki Çok sert.Biçakla kesemiyorsun.Büyüyor.Çıktığı yerin yukarısını kurutuyor.Serpiçi olduğunu sanmıyorum.Çünkü yakınındaki ağaçlarda yok. Mantarlar var .Onlar ayrı ilerde inşallah fotoğraflarını ekliyeçeğim. Sayğılar. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#157 |
Ağaç Dostu
|
Bahçe sohbetleri Bahçede genelde ikindi üzeri komşulardan.veya kasabalılardan gelen olur çaylar içilirken veya bahçe gezilirken,benim elma erik şöyle iri ,domatesler otlu fasulyen iyi değil diye hararetli konuşmalar tartışmalar olur. Bunlar içerisinde bir tanesi varkı "ELMACI NECİP" lakaplı komşu. Bakmayın siz onun elmacı adıyla anıldığına,Yıllardır uğraşır.Tüccara bir kilo elma satamadı.Genelde meysuluk elma yetiştirir.Yok pahasına satar.Umut geleçek yıla kalır. Hoş sohbet bir vatandaş.Herkes eleştirir.Kimseye tebki vermez güler geçer. Ançak bir huyu varkı çene hiç kapanmaz,konuşurda konuşur.Varada konuşur,yokada konuşur.Bilir konuşur,bilmez konuşur.(GeneldeHuyunu suyunu bilmiyenler )Çok konuşuyorsun yeter gayrı dedinmi?yeni bir konuşma ortamına fırsat vermiş olursun.Başlar anlatmıya, Dünya kurulduğunda akıl bölüşülürken,ben geç kalmışım.Oraya vardığımda bana sordular? =Niye Geldin? dediler. Bende "Akıl almıya geldim,dedim. Akıl kalmadı bitti .Yalnız terekde bir az laf var,istersen onu alabilirsin dediler. Bende boş dönmemek için,mecburen o lafı aldım.Onun için çok konuşuyorum.der. Lafı bitirmeden karşı duvarın üstünden hanımı görünür. Ben sana demedimmi ? Biberi sula diye.Gülerek bize hanımdan dayak yemeden şu işi yapıyım diyerek yanımızdan uzaklaşır. (Çe........... kapanmayanların anısına) Düzenleyen hk50 : 19-01-2012 saat 12:25 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#158 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 06-10-2011
Şehir: samsun
Mesajlar: 1,021
|
Allah uzun ömür versin,Bahçeniz gibi sohbetinizde güzel.Güldürdünüz beni, temel fıkrası duruma tam uymuş.Evet elma ağacında ki oluşumu tanıyorum, ama onun hastalık olduğunu bilmiyordum.Çocukken onları ağaca tırmanırken ayağımıza basamak yapardık. Sevgiyle kalın. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#160 |
Ağaç Dostu
|
Bahçede bazanda şiirler okunur. Başta kavak yellerinin estiği günler hani ? Beklediğin nişanlar şerefler ünler hani ? Aradığın sevgili,şanlı düğünler hani? Selvi gibi ümitler,döndü birer iğdeye Geçti Borun pazarı,sür eşeğini Niğde. (Namdar Rahmi Karatay) Hikayesi ileriki günlerde Saygılarımla. Düzenleyen hk50 : 20-01-2012 saat 10:56 Neden: İlave yapma. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#161 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
Giriş Tarihi: 22-02-2010
Şehir: Ankara
Mesajlar: 186
|
Sayın hk50, hem sohbetiniz hem de şiir ve fıkranızla neşe getirdiniz. Sağlıcakla kalın. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#162 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-08-2011
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,536
|
Alıntı:
Evliya Çelebi- Malatya'da bir mesire yerinde sanki sizin bahçeyi görmüş gibi; ''...bu mesirenin her köşesinde gûna gûn sohbetler olunur.kimi mubâhese-i ilm eder, kimi edebiyat ve eş'ar okur, kimi meddah u kıssahanları dinler, kimi mukallid ve muhliklerle eğlenir...'' _ _ _ Sayın Elmacı Necip beye ithaf olunur; ALINTI; Selahattin Duman ..... 1840'ların İstanbulu'nda.. ....Tanzimat Fermanı ilân edilmiş, ilk kez Anayasa (Teşkilat-ı Esasiye) yapılmış.. Osmanlı bu Anayasa'ya göre yeni yeni kurumlaşıyor.. Modern hukuk mahkemelerinin kurulması da bu yıllarda ama bir yandan Şer'i Mahkemeler "geçiş süresi" icabı çalışmaya devam ediyor.. İşte Tıflı Hasan da böyle bir Şer'i Mahkeme'de mübaşirlik işi bulmuş.. Mahkemenin Kadısı ise yiyiciliği ile meşhur bir hortumcu.. Birgün yörenin zenginlerinden birinin mahkemeye işi düşmüş.. Kendisinden davacı olan ise fukaradan bir adam.. İkisi birden Kadı'nın huzuruna gelmişler.. Ağzı kalabalık olan zengin bir sürü laf cambazlığı ile kendini haklı göstermeye çalışmış.. Lafını bağlarken de "Kadı Efendi.. Benim haklılığımı gösteren tam kırk şahidim var.. Onları bir görün, kararınızı ona göre verin.." demiş.. Kadı bu "kırk şahit" mesajını saniyesinde almış.. "Hele bir de şahitleri görelim.." deyip davayı birkaç gün sonraya bırakmış.. Zengin adam o akşama doğru mahkemeye bir tepsi baklava göndermiş.. Tepsiyi teslim alan mübaşir Tıflı Hasan da emaneti doğruca Kadı'nın evine götürüp, karısına teslim etmiş.. Kadı Efendi akşam yemeğinin sonunda baklava tepsisine el atmış.. Bir baklavayı kaldırıp ağzına soktuğunda bakmış ki baklavadan boşalan yerde bir altın duruyor.. Oturmuş tek tek baklavaların altına sokulan altınları toplamış.. Saymış, tam otuz dokuz tane.. Birkaç gün sonra malûm davaya sıra gelmiş.. Kadı Efendi, zengin adama manâlı manâlı bakıp "Kırk şahit demiştin.. Ben otuz dokuz tanesiyle görüştüm.. Bu nasıl iş?" diye sormuş.. Zengin adam ise mahkemeye getirdiği şahitlerin tam kırk tane olduğuna yemin etmiş.. "Şahitleri mübaşirinize teslim etmiştim.." deyip topu Tıflı Hasan'a atmış. İfadeden belli ki Tıflı Hasan baklavayı eve götürürken dayanamayıp ağzına bir tane attı.. Atar atmaz da tepside açılan boşluktaki altını gördü, onu da cebe indirdi.. Kadı Efendi huzura çağırdığı Tıflı Hasan'a "Bak kırk şahidim vardı, diyor.. Doğru mu? sorusunu dayamış.. Durumun çakıldığını anlayan Tıflı Hasan kendine güvenen bir ifadeyle başını sallamış.. "Doğru Kadı Efendi. Lakin kırkıncı şahit pek hastaydı.. Merdiven çıkacak dermanı yoktu.. İfadesini aşağıda ben aldım.." _ _ _ Güzel sohbetlerinize devam lütfen. Sohbet arası zaten sebze/meyveler/meysu lar sizden. Türk masallarının sonunda, genellikle iyiler ödüllendirilir. Kırk gün, kırk gece düğün yapılır. Kötüler ise ya kırk katır ya da kırk satır cezasına çarptırılır. Varsın satamasın elmasını efendim, ödülü verdik biz. Saygılarımla lütfen. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#167 |
Ağaç Dostu
|
Bu bahçede ortalık kararınca (Gece olunca) Kirpi,sansar.gezmiye başlar.Sansar ağaçlara çıkar.Dallara tırmanarak çıkan sansar tam pencere önüne gelir içeriye bakarken bu ses nereden geliyor diye pencereyi açınça karşında hiç görmediğin bir yaratık.Feryat fiğan ,sansar aşağı kaçar,sen bağırarak ( korkudan rengin değişmiş soluk soluğa) öbür odaya. Düzenleyen hk50 : 22-01-2012 saat 09:58 Neden: kelime silme |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#171 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 06-10-2011
Şehir: samsun
Mesajlar: 1,021
|
Ne bereketli bir bahçedir bu maşallah, nazar değmesin inşallah. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#174 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-03-2010
Şehir: Rize
Mesajlar: 778
|
Emeklerine sağlık. Herşey çok güzel. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#176 |
Ağaç Dostu
|
Bu Bahçede ziyaretçi ağırlama. Yıl 1946 Amcam köy muhtarı (Dönemin köyde tek okur yazarı,Rüştiye ikinci sınıftan terk) Dönemin valisi ve il müdürleri köyleri gezmiye çıkarlar.İlk olarak nufus bakımından en kalabalık köye gelirler.Köy muhtarı ihtiyar heyeti ve köylü,Yazın akan ve kışın kesilen su kaynağının başında karşılarlar. Hemen Koçlar kesilir.Tandırlar (Ocak) yanar.Saçlar üzerine etler dizilir.Sofralar kurulur.Misafirler sofraya bağdaş kurup otururlar. Vali bey Muhtara,"Buyur sende otur" der. Muhtarda "Sağolun paşam,siz buyrun.Sizin yediğinizde bizim için" diyerek sofraya oturmaz. O köyün eksiklerini sığara paketinin arkasına yazan ilğililer orada ayrılırlar.Oradan 5 km uzaklıkda bulunan bizim köye gelirler.(Fotoğrafları izlenen bahçe o zaman bomboş bir tarla, tek katlı köy evi var) Halk karşılar.Buyrun buyrun efendiler kelimeleri binlerçe defa kullanılarak.Buradada yemek yeneçek. Amcamın hanımı üç adet köy (O zaman zaten şehir tavuğu yoktu ya) tavuğu kestirir.Birini haşlar,birini ağaç kömüründe ,birinide tereyağda kızartır.Odanın ortasına sofra serilir(Sanki masaları vardıda koymadılar) Sofranın üzerine sini (Sini yuvarlak 1 m çapında bakırdan yapılmış ve kalayla beyazlatılan köy mutfak eşyası) Tavuklar ayrı ayrı kaplar içinde servis edilir.ilave olarak Koyun yoğurdu.Haşlanmış yumurta.Bol miktarda Marul tere yeşil sogan. Herkese ikişer çay bardağı (Herkesde bulunmaz Topraktan yapılmış tesdi ve bardakların kullanıldığı devir) Birde büyük rakı. Vali bey Rakıyı görünçe tepki verir."Bu nedir,kim içeçek" der? Amcamda" Siz. Siz içmezseniz,ben ve müdür beylerin içerisinde içenlerle beraber içeçeğiz"diye cevap verinçe,O dönemde bir köy muhtarının cesaretine hayran kalan vali , "Ben Niğde de vali olduğum müddetçe sende bu köyün muhtarısın" der. Tabi istekleerden bir tanesi okul,Hemen karar verilir, oçevrede okul ilk defa bizim köye yapılır.Amcamda 12 sene muhtarlık yapar. Bunu duyan komşu köyün muhtarı "ula der.Ben Koç kestim.Valibeyi ağırlıyamadım.Mehmet ağa iki çülükle (Çülük çiv çivin büyüğü) ağırladı diye sağa sola sitem eder. Şayet bir gün frumtaşların yolu bu bahçeye düşerse ,önçeden ne imran edileçeğinin belli olmadığının( Elmanında) bilinmesi için not düştüm. Sayğılarımla. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#178 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 25-06-2010
Şehir: İzmir
Mesajlar: 2,129
|
Sayın hk50; Ne zamandır yazacağım, hep tam anlamıyla sayfaları okuyup öyle yazayım diyorum ama bir türlü tamamını okumak nasip olmadı. Maaşallah hızınıza da yetişilmiyor. İnceleyeyim derken, yenileri geliyor. Sizden tiyolar kapmak için, neye, nereye bakacağımı şaşırdım. ![]() Sayfanız hazine gibi olmuş. Pek çok tecrübe ve bizlerin de hayalini kurduğumuz pek çok şey var bahçenizde... Ne diyeyim? Şimdilik bu kadar yazıp, sizden çok şey öğreneceğimizi düşünerek, bu bereketli bahçenizde nazar değmesin, kolay gelsin diliyorum. Saygılar, sevgiler... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#179 |
Ağaç Dostu
|
Bu Bahçede kurumuş otlar arasında yürürken bir kedi fırlarsa korkmayın,o serce kuşu yakalayıp aç karnını doyurmaya çalışan bir canlı. Hemen sağında üst tarafda kayısı.Afiyet olsun. Biraz sabrederseniz on,onbeş gün kadar. Mis gibi kokan salatalığı koparabilirsiniz. Saygılar. Düzenleyen hk50 : 26-01-2012 saat 22:08 Neden: Kelime düzeltme |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#180 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Sn Uzaylı,Bahçeme Hoş geldiniz.Teşekkür ederim. Biliyorsunuzki bahçe deyinçe,akla güller çiçekler,çayırlar.Meyveler sebzeler gelirde,nasıl o hale geldiği düşünülmez.Neler neler çekildiği bilinmez.Kaç ağız dalaşı.Kaç yer beğenmeme. Bahçenin düşmanları,hırsızları kemirgenleri hatırlanmaz. Çalışmakdan dizlerinde derman kalmaz.Açlıkdan tansiyonun düşer,gözlerin kararırda işi bırakmazsın.Söylenen şarkılar,karga sesini bülbül sesi gibi dinlemeler. Şadece zeytinle kahvaltı olmuyaçağını,Peynir.suçuk.Bastırma.Recel Bal Tereyağ vede Patates kızartmasınında v.s v.s. olaçağını,seyrederken düşünmeyi.düşünürken hayaller kurmayı.Hayal kurarken çamurlu ellerle nasıl mutlu olunduğunu anlatmıya çalışdım.Anlatırken bahçe teçrübelerini arkadaşlarla paylaşmak istedim. Tekrar teşekkür ederken,yine bekler,saygılar sunarım. Düzenleyen hk50 : 24-01-2012 saat 20:09 |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|