![]() |
|
|
|
|
|
#1 | |
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,027
|
Alıntı:
Bir de bu ürün hakkında tüketicilerin gözüne baka baka litresi 290gr veya 315 gr demeyip doğruyu söyleseydiniz. |
|
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Sarıcan Hala Kaolin başlığında EM ile ve EM kullanıcıları ile uğraşıyorsunuz. El insaf! Size ben yanıt vermiyorum. Ama şirket yetkilileri eminim burayı okurlarsa yanıt vereceklerdir. Daha önce sizi ciddiye almadığımı söylemiştim. Sizi artık Allah'a havale ediyorum. Belki muhteviyatını Tanrı söyler size! Siz de bize aktarırsınız. Aslında çok merak ettiğinizi de sanmıyorum maksadınız nasıl etsem de Doğasever'i alt etsem. Doğasever, ne sizinle ne de başkalarıyla uğraşmayacak. Sevgilerimle. Düzenleyen Dogasever : 09-07-2011 saat 11:26 Neden: ek |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-03-2010
Şehir: Istanbul / Karamürsel
Mesajlar: 202
|
Sn.Sarıcan, Benim kimseden talimat aldığım filan yok, kendinizle karıştırmış olmayasınız. Bu ürünlerle hiçbir ilişkisi olmayan birinin EM 'in içindekileri sorgulaması taktire şayan bir şey tabi, bu konuda size katılıyorum, ama bunu tüm ürünler için yapmak gerekmez mi? Mesela yediğiniz ekmek, içtiğiniz su için bunu yapıyormusunuz? Bana sanki bunu sadece EM ürünleri için yapıyormuşsunuz izlenimi verdiniz. Bence sizin çelişkiniz zihniyetle filan değil , KENDİNİZLE. Sizin EM ürünleri ile ilgili bir kuyruk acınız var ama nedeni nedir bilmem. Sizin gibiler için harcayacak ne vaktim ne enerjim var. Allah selamet , akıl , izan nasıp eylesin diyorum. Forum üyelerinden de özür diliyorum vakitlerini aldığım için. Saygılarımla. |
|
|
|
|
|
#4 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
|
|
|
|
|
|
|
#5 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-02-2010
Şehir: TARSUS
Mesajlar: 174
|
Sevgili DOĞASEVER, Biz sizi "EMEKTAR" olarak tekrar bekleriz. Saygılarımla,KAYASTOP. |
|
|
|
|
|
#6 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
Başka var mı karnında ağrısı olan? Düzenleyen Dogasever : 09-07-2011 saat 12:55 Neden: ek |
|
|
|
|
|
|
#7 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
yadırgadıklarıma devam 1
Alıntı:
dün sizle yazıştık ve bir çok konuda paylaşım yaptık. Madem itiraf edim özür diliyorsunuz ve de bunun gerekçesini yazıyorsunuz Bence çok net ve saygın bir yaklaşım Ancak neden karın ağrısı gibi alt düzey bir yorum ile bitiriyorsunuz. Ne gerek var ki? |
|
|
|
|
|
|
#8 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Soilless Hiç konuyla ilgisi olmayan bir yerde durup dururken aylarca veya yıllarca önce olan ve kapalı bölümde tartışılmış bir konu sizin de önününüze durup dururken tekrar getirilseydi, inanın bana siz çok daha sert tepki verirdiniz. Ben karın ağrısı demişim sadece... Bunu ilgisi olmayan kimse üzerine almaz zaten. Sözüm meclisten dışarı. Saygılar. |
|
|
|
|
|
#9 | |
|
agaclar.net
|
Alıntı:
Temizlik mi yapayım tekrar? Çok istiyorsanız buraya buyurun: Ergene Nehrinin temizliği Muratlı kolu üzerinde başladı |
|
|
|
|
|
|
#10 | |||
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,027
|
Ensar bey, bravo. Ben o kadar araştırmadıydım. Don Alusi'ye kadar yazmışsınız, ne güzel. Benim bildiğim sunguard ABD'den ithal bir malzeme. Bir müşteri olarak elimde uzun bir süredir bu malzemenin spekleri var. Yani kimyasal ve fiziksel özellikleri. Bu gizli de değil, isteyen herkese gönderirler. Tarımda kullanılacak malzemenin OMRI olması değil uygun speklerde olmasıdır benim için önemli olan. OMRI mi diye sorgulayan da ben değildim, sizdiniz. Yazdığınız gibi, sunguard omri belgelidir diye üç yıldır söylemekte olduğum bir şey de yok. Alıntıladığınız satır da 2 Temmuz Tarihl şu mesaja aittir; Alıntı:
Buradaki satır ise, acemi_caylak sordu diye 2 temmuz 2011 günü ismi sorguladığımda omri'den gördüğüm kayıttır. Aynı firmadır ya da değildir ilgilenmedim. Türkiyedeki firma da benim malım omri listesindedir demiyor zaten. Burada bir hata varsa bana aittir. Firmanın web sitesi şuyu buyu ısrarla bana soruyorsunuz. Atladığınız bir şey var. Ben size sorabilirim, çünkü satın almış müşteriyim. Ama siz bana soramazsınız. İstiyorsanız, diğer satıcılardan sorarsınız, beni ilgilendirmez. Başından itibaren bu ürünün kullanılabilir sınıf bir malzeme olduğunun belgesi; ![]() budur. Zaten de mal meydanda. Öteki sorduğunuz; ![]() ![]() Müşterisine kendi malının durumunu söyleyebilmekten kaçınan bir satıcının, müşteriden, müşterinin beğendiklerinden bir diğer mala o mudur, bu mudur demesi de bir tuhaf. Böylelikle neyin üstü kapatılmaya çalışılıyor ki? Bir müşteri olarak sizin sattığınız malzeme nedir diye sordukça, müşteriye yanıt vermek yerine rakiptir diye bellediklerinizi müşteriye soruyorsunuz. Ürünün içeriğinden emin olduktan sonra daha ötesine para verip satın alan olarak ihtiyacım yok. Fakat siz hala bir açıklamada bulunmadınız, neden 315gr diye ilan ettiğiniz malınız 580 gr çıktı? Buna yanıt vermek için harcayacağınız vakti, size göre "rakibinizin ipliğini pazara çıkarmak için" harcamışsınız. Hoş, ona da itirazım yok, speklerde sahtekârlık olmadıkça beni çok ilgilendirir bir durum değil. Bu zamanı ucuz fiyatla iyi bir ürün çıkarmak için harcasaydınız daha iyi olmaz mıydı? İtirazım iki noktadadır. Birincisi satıcı sattığı ürünün özelliklerini müşteriyi yanıltıp alım tercihini etkileyecek şekilde beyanda bulunuyor mu? Bu önemli bir kusur. İkincisi, satılan ürünün özellikleri belirli içerik kıstaslarına uyuyor mu? Bu teknik bir konu. Ben ne bir liderim ne de bir guru'yum. Kral hiç değilim. Öyle bir şey de iddia etmedim. Belki sadece meraklı bir müşteriyim. İlan ettiğiniz özellikler buydu; Alıntı:
Sorduğum, bu özelliklerin hangilerinin doğru olduğu idi? Bir tanesinin çok büyük sapma ile doğru olmadığı meydanda idi. Siz ne yaptınız? Düzeltmek yerine bunun üstünü kapatmaya. Düzenleyen MeyveliTepe : 09-07-2011 saat 14:23 |
|||
|
|
|
|
|
#11 |
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,027
|
"Kuşak değişiyor. Gidiciyiz yakında. Gelenler umut dolu. Merdümgiriz değil artık, gelenler için" Bu sözün büyük bir yanlış anlaşılma ile bazılarında sevinç yarattığını görüyorum. Epey uğurlama meraklısı çıktı, sağ olsunlar, gittiğimiz yerde helalleşiriz belki ![]() |
|
|
|
|
|
#12 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn MeyveliTepe Allah gecinden versin. Daha yapacak çok şey var. Düzenleyen Dogasever : 09-07-2011 saat 14:33 Neden: ek link |
|
|
|
|
|
#13 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
Ensar bey zaten telefonda görüşüyorduk ama madem burada da sormuşsunuz bende açıklayayım. Öncelikle bir kaç ismi bir arada yazarak kutuplaşma yaratmıyormuyuz ? Ben bulunduğum yerdeyim, burdan da böyle gözüküyor, kendi adıma, kendi doğrularımı yazıyorum. Eğer bir yerde olmam gerekiyorsa, orası doğal yetiştiricinin, köylünün , üreticinin yanındayım, dolayısıyla evsafı en iyi olan ürünü, en uygun fiyata temin edilmesinin yanındayım. Önceki yıllarda sizler de, bizler de Sunguard kaolini kullanıp, fiyatı dışında memnun da kalmıştık. Doğrusu ben sunguard kaolini, sun-guard la aynı sanıyordum. Şaşırdım mı ? evet şaşırdım. Araştırmalarınız için kutluyorum. Firma yetkilisi içeriği hakkında doğru beyanda bulunduğunu ve arkasında olduğunu, Amerikadan ithal ettiğini, sorsaydınız Sunguard ve sun-guard ın iki farklı ürün olduğunu, hiç bir zaman omri listesinde olduğunu söylemediğini,fakat kimsenin de bunları sormadığını belirtiyor. Dolayısıyla bu hepimizin kendi yanılgısı oldu. Keşke farklı bir isimde olsaydı. Ürünün kendi sitesinde, başka bir ürün için var olan literatürü kullanması ise, daha önce atıfta bulunulan ürünlere yapılan iddaların aynısı, bu durumda bu ürünüde kapsar. Sunguard şu an için kullandığım kendini kanıtlamış tek ürün. Tavsiye ederim. Aynı şekilde diğer ürünlerinde başarılı olması en büyük temennimiz. Öyle olmasaydı bahçemizde diğerlerine de şans vermezdik. Sun-guardın ülkemize kazandırılmasını canı gönülden destekliyorum. Sun shaderin sonuçlarını aldıktan sonra buna karar versek daha iyi olmaz mı? belkide gerek kalmayacak. ![]() Şaka bir kenara Surround, sun-guard ı kim ithal ederse, üstelik uygun fiyata ellerine sağlık, alkışlarım. |
|
|
|
|
|
#14 | ||
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
Bu sayfalardaki tartışma alıntı yaptığım 196 nolu mesajınızda özellikle "bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ( Sun Shader) ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur." cümleniz üzerine benim sizi ikaz etmemle başlamıştı. Şimdi sizin Sunguard' ın sadece isim benzerliğinden ibaret olduğunu bilmiyordum. Bende yeni öğrendim demeniz pek inandırıcı gelmiyor. Çünki bu kadar literatür karıştıran birinin bu ayrıntıyı atlaması mümkün değil. Hatta tüm ısrarlı sorularıma rağmen birde üstüne üstüne üstlük OMRI belgesi ısrarınız işin tuzu biberi olmuştur. Ne gerek vardı bunca tartışmaya? Değdi mi sizce? Çünki buradaki anafikir Sun Shader isminin Sun Guard' a benzeşim sağlayarak bir pazarlama taktiği geliştirildiği yolundaydı. Hatta üstüne üstlük birde literatür olarakta hazır lop olarak bu literatürden faydalanacaktı. Bu hiçte etik değildi sizce. Ama gelin görün ki sizin favoriniz olan Sun Guard isim benzeştirmesi de yapmamış, nerede ise aynısını kullanmış, hecelere bölerek. Sun Shader ismi bu benzeşim yanında çok basit kalmış. Umarım bu kadar hengameden herkes kendisi için gerekli dersi çıkarmıştır. |
||
|
|
|
|
|
#15 | |||
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,027
|
Papa Newyork'a gider, büyük bir olay olduğu için bütün basın oradadır. Bir gazeteci "Newyork'daki genelevler hakkında ne düşünüyorsunuz diye sorar. Papa şaşırarak "Newyork'da genelevler var mı" diye sorar. Ertesi gün manşetlerde: "Şok!! Papa Newyork'a gelir gelmez genelevleri sordu" yazar. Alıntı:
Alıntı:
Burada bahsedilen M97+M3 formülasyonu ticari marka olarak Surround'dır. Sunguard isimli ürün ise analiz raporunda da görüldüğü üzere M97'yi birebir karşılayan bir malzemedir. Yani yazdığım üzere M97 formülasyonu için oluşmuş literatüre dayanmaya hakkı vardır. Bu formülasyonu tutturan her ürünün mevcut literatür ile ilişkilendirilmeye hakkı vardır. Alakasız olan ürünlerin yoktur. Onlar kendi literatürünü oluşturmalı. Yazılı olan budur. |
|||
|
|
|
|
|
#16 | |
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Belki ilk okuduğunuzda anlayamamışsınızdır, Sn. Ensar' a gelen e-mail' i bir daha okuyun ve forumda İngilizce bilmeyen arkadaşlar için tercüme edin. Ya da algılaması düzgün bir arkadaş tercüme etsin. Ben artık sizinle tartışmaktan sıkıldım. Kimin kötü niyetli olduğuna bırakalım forumdaki insanlar kara versin. |
|
|
|
|
|
|
#17 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Dünkü mesajlarımdan da net anlaşılmıştır ki ben yerli üretimin yanındayım. Neden? 1- Teknolojinin ve bilgi paylaşımının bu kadar hızlı geliştiği çalışma hayatımın 22 yılı içerisinde şunun farkına vardım. Dün ulaşılamayan gibi görünen bugün çok rahat ulaşılabiliyor 2-katma değeri yüksek herhangi bir ürünün üretilebilmesi ve geliştirilebilmesi artık hallince kolay 3-Ülkemin insanı madenden çıkarıp, maden tesislerinde işleyip, katma değeri yüksek bir ürün pazarlama şansı var. Teknolojik yatırım olarak kendi ülkemin mühendislerinin ve uzmanlarının 20 yıl önce neler yapamadığını ve 10 - 5 yıl önce neler yapabildiğine örnekler verebilirim. 4- Hiç bir ülke sadece başka ülke yapsın ben satın alayım deme lüksüne sahip değil. Neden benim ülkem katma değerden yararlanmasın ki? İster yerli ham hammaddeyi alır işler satar , ister yabancı ülkeden hammadeyi alır işler satar. Önemli olan katma değeri üretebilmek. Kim katma değeri üretmek istemez? 5- İthal de olabilir rekabetçi ise ama neden yerli de olmasın ki rekbaetçi ise 6- Hangi ürün ilk çıktığından itibaren gelişmemiş ki? Neden AR-GE var ki o zaman 7- Münazara bence hep gelişmenin katalizörüdür. History of civilization dersini nereden, nereye, nasıl gelmişiz diye okuduk. Münazara da olacak, muhalefette olacak ki gelişim devam etsin. 8- hiç kimse hele ki teknnolojinin, sermayenin, bilgi paylaşımının bu kadar iç içe geçtiği bir dünyada bence hiç kimse kesin nokta koyamaz, silemez, çıkaramaz, 9- Bu noktada BENCE Sn Meyvelitepe de Sn Acemi Çaylak da Sn Ensar da bize katkılarına devam etmeli, edeceklerine de inanıyorum. Saygılarımla |
|
|
|
|
|
#18 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Alıntı:
|
|
|
|
|
|
|
#19 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Soilles Söylediklerinizin altına ben de imza atarım. Ama burada bir tesisin kurulup kurulmamasını belirleyecek en önemli unsur, enerji maliyeti olacaktır sanırım. Enerji maliyetinin yüksek olduğu ülkemizde, yoğun enerji kullanımına dayalı bir teknolojik yatırım nasıl yapılabilir diye düşünmeden de edemiyorum. Bazı ülkelerde enerji maliyeti çok düşük ve hammadde de var. Onlarla rekabet etmek mümkün olamayabilir. selamlar. |
|
|
|
|
|
#20 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Alıntı:
Bu konuda teredütünüz net ve maliyet kar hesabınız kesinse bunu konuşalım. bence daha yararlı olur. katma değer üretiminde çare tükenmez ) yeter ki isteyelim. |
|
|
|
|
|
|
#21 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Dediğiniz doğru ve siz yatırımı yaparsınız ve belirli bir satış fiyatı belirlersiniz ama enerjinin maliyetinin çok düşük olduğu ve hammaddenin de bol bulunduğu bir ülkeden bir ürün gelir ve sizin fiyatınızın çok altında piyasaya girerse ne olacak? Bu tür ürünlerde, bir firma genellikle tek bir ürün üretmez. Bakarsanız, kaolin üreten firmalar genellikle başka mineraller de üretmektedir. Siz bir tek kaolin üreterek onlarla baş edebilir misiniz? Çok zor... Gerekirse, kaolinden birkaç yıl zarar eder ve sizi batırabilirler. Acı ama maalesef böyle... Benim nacizane düşüncem, eğer çok güçlü değilseniz, güçlü global rakiplerin olduğu bir piyasaya hiç girmeyin. Düzenleyen Dogasever : 10-07-2011 saat 01:39 Neden: ek |
|
|
|
|
|
#22 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Merdümgiriz'den (insanlardan nefret edenmiş) sonra artık ne diyeceğim bilmiyorum. Ya sizin asılsız suçlamalarınızdan insanları kim koruyacak? Çamur at izi kalsın! Bugün daha önce SunShader satın alan müşterilerin bir kısımını aradım. Ürün için yorumlarını istedim. Çoğunluk memnundu ve aradığımız için sevindiler. Ancak 2 kişi "kanserojen olabileceği için kullanmadık" dedi. İşte beni yaralayanda bu. Ya beni sizden kim koruyacak? Bilirsiniz, Hitlerin propagandacısı Göbels yalan propaganda ile milyonlarca yahudiyi fırınlara göndermişti. Göbels'in yalanlarına o dönemde korkudan kimse sesini çıkarmamıştı. Ama bu yalan milyonlarca yahudinin hayatına mal oldu. Sn. Sabry, kanserojen olmadığını söyledi. Bunu kim takar ki? Kanserojen mesajı hala sitede duruyor. U.S. Public Health Service, National Toxicology Program (Amerikan Halk Sağlığı Servisi, Ulusal Zehir Programı) sürekli güncel listeler yayımlıyor. Report on Carcinogens (Kanserojenler hakkında rapor) listesinde Kaolin yok. Merak edenler listeyi indirip, kaolin diye aratabilirler. Ancak Sabry ve benim "kanserojen değildir" dememiz yetiyor mu? Bu 2 müşteriyi kim ikna edecek? Bu çamuru kim temizleyecek? Sevgili Kaptan, sana da bir soru? Bu konuda senle bile yaklaşık bir saatlik telefon görüşmesi yapmıştım. İkna edememiştim. Bunu bilmek için kimya ya da fizik profesörü mü olmak gerekiyordu? Hani sitemim şu! "Şu ellerin taşı bana hiç değmez, ille dostun bir tek gülü yaralar beni." Bütün süreci, hatta içine ne katılacağı bile, sizle gerek yüz yüze gerekse telefonda tartışılan bir ürünün kanserojen olduğu söylendiğinde, net bir tavır beklerdim. |
|
|
|
|
|
#23 | ||
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,027
|
Alıntı:
Ne burada, ne başka bir yerde hiç kimse kaolin kanserojendir demedi. Alıntı:
Yani sizin bilmeden büyük bir memnuniyetle alıntı yaptığınız P.Harben, ham kaolinden silika kristallerinin ayrıştırılmış olması gerektiğini söylüyor. Ben değil. Size sordum, bu ayrıştırılma sizin ürünününüzde yapılmışmıdır diye, yanıt vermediniz, aksine zararı yoktur gibi bir şeyler söylediniz. Kaolinin, kullanmak isteyen insanlar tarafından yanlış anlaşılması en istemediğim bir şey. Bu konuda bu kadar yazmamın, ısrar etmemin sebebi de bu. Yoksa bana ne. Şimdi bakalım, bu yanlış anlaşılmaya kim sebep oluyor? P.Harben mi, ben mi, siz mi? |
||
|
|
|
|
|
#24 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
İlgili üyelerin yorumlarından Kanserojen konusunu halletmiştik sanıyordum. hala mı teredüt var Sn Acemi Usta? |
|
|
|
|
|
#25 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Bu yazım biraz duygusal olacak. Başından beri SunShader'in geliştirilmesinde UBYİ üyelerinin bir kısmı bulundular. Bir çok içerik onlarla paylaşıldı. Halil Bey'in deyimiyle "bilmek yetmiyordu yapmak gerekiyordu". Ancak Nasreddin Hoca'nın fil hikayesindeki gibi yarı yolda bırakıldık. Yine de yılmak yok. Sevgili Halil Önen'in şu sözleri kaolin başlığında söylenmese de bir gerçekliği ifade ediyordu. Alıntı:
Oysa yapmak gerekiyor. Yollara düşüp çiftçilere anlatmak gerekiyor. Uygulama ile göstermek gerekiyor. Kısaca Halep ordaysa arşın burada. Bundan sonra sadece teknik konularda zaman zaman yazarım. İşin ticari ve hukuksal boyutu ile ilgili yazışmalar Ensar tarafından götürülecek. Benim başından beri iddia ettiğim tezler aşağıdaydı. Kısa bir özet ve parçacık büyüklüğü ile ilgili yazım aşağıdadır. 1- Sadece kaolin değil, bütün inert tozlar (kaolin, kalsiyum karbonat, kalsiyum hidroksit, isli silis, diyatomit vb.) kullanılabilir. Hatta köyümüzdeki "havara taşı"nı çekiçle ezip harman savurur gibi savurup ince parçacıkları bir bezin üstünde toplayıp sonra üzümlerine serpeleyen cingöz dede gibi. Hani bu ürün kanserojen falanda değildir. Pekmez yapımında kullanılır. Hepsinin farklı seviyede ultraviyole ve infrared ışınları yansıtma özelliği vardır ve böcek engelleyiciliğe gelince, en iyisi diyatomittir. Bu cümleden, piyasada seramik sektöründe kullanılan kaolinlerin kullanılabileceği gibi sonuç çıkmasın. Çünkü onların parçacık yapısı çok büyük ve ilaç pompalarını tıkayabilir. Üstelik büyük parçacıklar yaprakta tutunamayıp yerçekimi ile yere düşerler. Öncelikle fitotoksisite testi yaptıktan sonra, çok ince öğütülen her türlü inert tozu kullanabilirsiniz. Örneğin biz ürünü geliştirmek adına, yaklaşık 50 dönüm uygulama alanında bir düzineye yakın farklı karışımı deniyoruz. 2- Kaolin literatüre sadece Engelhard ile girmemiştir. Nitekim SUN-GUARD Chemical Company, 51 yıldır Kaliforniya'da kaolin üretiyor ve bu kaolin rüştünü ispatlamış bir ürün. Patent kurumu bile yanlış yaptığını anlamış ve daha sonra çıkan ürünlere izin vermiş. Ancak, hata yaptım diyemeyerek konuyu ortada bırakmıştır. 2- Sadece kalsine değil, her türlü kaolin kullanılabilir. Örneğin Cocoon. Hem de çakma değil, halis muhlis OMRI sertifikası var. Bu cümle yanlış anlaşılmasın. SunShader kalsine kaolin içeren bir üründür. Bu vurgu sadece "kalsine olmak zorunda değil" üzerine. 3- Kaolin kanserojen değildir. 4- Parçacık büyüklüğüne gelince, bu fotosentezle değil, parçacığın uygulandığı madde üzerinde tutunması ile ilgilidir. Örneğin 5.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 0.8 birim ise, 2.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 1.0 birimdir. Buna literatürde "tenacity coeffcient" denir. Parçacık boyutuyla ilgili ayrıntılı bilgi aşağıdadır. Parçacık Büyüklüğü ve Tarımda Kullanılan Kaolin Israrla tarımda kullanılan kaolinin, parçacık boyutunun 2 µ’dan düşük olması gerektiği iddia ediliyor. Oysa büyük kaolin üreticileri farklı düşünüyor. Önce dünyanın en büyük kaolin üreticisi IMERYS’in tarımsal uygulamalarda kullanılan Polestar 200P ürününün özelliklerine bakalım. Dikkat edilirse parçacık boyutunun 10 µ’dan fazla olduğu bölüm maksimum %12. Yani %88’i 10 µ’dan düşük. Bu demektir ki 10 µ’dan küçük olan ürünler kullanılabilir. Şimdide dünyanın en büyük ölçüm firması, Agilent Technologies’in “Particle Sizing of Kaolin Clays” (Kaolin Killerinin Parçacık Büyüklüğü) adlı dökümanına bakalım. Bu dökümandan aşağıdaki slaytları olduğu gibi alıyorum. Slayt 1: Bu slaytın çevirisi aşağıdaki gibidir. Organik Yetiştiricilik . Kaolin killeri insektisit gibi kullanılabilir: - Onlar meyvenin yüzeyinde toz bir film sağlayarak böceklerin meyve yüzeyinde yaşamasını zorlaştırır. Kaolin organiktir ve meyve yenildiğinde insan için zehirli ve zararlı değildir. - Meyve üzerinde oluşan koruyucu kaplama, meyveye yüksek ısı ve sıcaklıklara karşı esneklik (dayanıklılık) sağlar. Slayt 2: ![]() Bu slaytın çevirisi ise aşağıdaki gibidir. Kaolinlerin parçacık boyutuna göre sınıflandırması: Kaolin killeri geniş bir aralıkta parçacık büyüklüğüne sahiptir. Ultra ince – Yüksek beyazlık ve pigment performası. 100 nanometreden küçük. İnce – Kozmetikler içinde kullanılır. Donukluk ve tutunma gücü arasında iyi bir denge sağlar. 1 mikrondan küçük. Orta – Küçük ve büyük parçacıklar arasında bir denge sağlar. Kozmetikler için güzel bir astar oluşturur. 10 mikrondan küçük. İri – Düşük yağ emiciliği ile yüksek katı içerikli malzeme ihtiyaçlarında önemlidir. 10 mikrondan büyük. Slayt 3: ![]() 3. Slaytın çevirisi de aşağıdadır. Parçacık büyüklüğü kritik bir role sahiptir. Tarımsal uygulamalarda, boşlukları azaltabilmek için çeşitli sınıflardan karışımlar kullanılarak komple bir kaplama sağlanır. Büyük kümelenmeler, boşluklara neden olabilir ve yüzey kaplama etkisi daha az etkili olur. Kozmetik uygulamalarında, orta büyüklükteki parçacıklar tercih edilir. Büyük parçacıklı kümelenmeler, ürünün etkisi ve kaplamasında problemlere neden olur. Not: Bir sonraki yazım, uygulama oranları ve uygulama aletlerinin performansı ile ilgili olacak. Çünkü bugüne kadar 1000 dönüm üzerinde alanın uygulamasında bulundum. Uygulama yapılan aletlerin ayarı parçacık boyutundan çok daha önemli. Üstelik işin birde ticari yönü var. %5 + %2.5 + %2.5'lik 3 kere uygulama mı Yoksa %3 + %3 2 kere uygulama mı yeterli? Bunun çiftçiye maliyeti nedir? Kaolin kimyasallara alternatif olabilir mi? Düzenleyen acemi_caylak : 10-07-2011 saat 14:23 |
|
|
|
|
|
|
#26 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-12-2010
Şehir: İstanbul, Çanakkale, İzmir
Mesajlar: 646
|
Alıntı:
Teknik anlamda her türlü tartışmayı sağlıklı buluyorum. Diğer tüm üyelerden de bu başlık altında sadece teknik tartışmaları yürütmelerini kendi adıma rica ediyorum. Mesajınızın yukarıda alıntıladığım kısmını açıkçası ben çok anlayamadım. 5.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 1, 2.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 0.8 birimdir demişsiniz. Bunun biz son kullanıcılar (sokaktaki vatandaş) açısından pratik sonucu nedir? Bu, 2.5 mikronluk parçacıkların 0.8 birimi tutunabiliyorsa 5 mikronluk parçacıkların 1 birimi tutunabiliyor anlamına mı geliyor? Yoksa tam tersi mi yoksa ben tamamen yanlış mı anlıyorum ? Yani parçacık büyüklükleri biraz fazla olmasının tutunma açısından doğru orantısal bir negatif etkisi yoktur, daha çok logaritmik bir oranla mı gider demek istiyorsunuz? Biraz daha açabilir misiniz bu kısmı? Teşekkürler |
|
|
|
|
|
|
#27 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Alıntı:
Soruyu sorduğunuz için teşekkürler. Soru sayesinde, değerleri ters yazdığımı fark ettim. Bu katsayı, daha çok fungusitlerin yapraklara tutunması veya yapışması ile ilgili kullanılıyor. Bende biyolojik fungusitleri araştırırken karşılaşmıştım. Buna yapışma ya da tutunma katsayısı deniyor. İlaç uygulandıktan sonra, çeşitli testler yapılıyor. Örneğin 10 mm yağışta ne kadarı yıkandı, şiddetli yağmurda ne kadarı yıkandı gibi ölçümler yapılıyor ve buradan hesaplanıyor. Tıpkı sürtünme katsayısı gibi bir şey. Cam yüzeyde daha kolay kayarsınız, ama halı üzerinde daha zor kayarsınız. Yani ikisininde sürtünme katsayısı farklıdır. Parça küçüldükçe tutunma katsayısı yükseliyor. Ancak sizinde belirttiğiniz gibi, bu doğru orantılı olarak değişmiyor. Örneğin tam hesaplanmış bir değeri vereyim. Parçacık boyutu: 5.55 mikron ise tutunma katsayısı 0.37'dir. Parçacık boyut: 2.64 mikron ise tutunma katsayısı 0.45'dir. Dikkat ederseniz, parçacık boyutu arasında 5.55/2.64=2.10 gibi fark var. Ancak tutunma katsayısı arasında 0.45/0.37= 1.21 gibi fark var. Yani parçacık boyutları arasında 2 katına yakın bir fark varken, tutunma katsayıları arasında sadece 0.21 birim fark var. |
|
|
|
|
|
|
#28 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
![]() |
|
|
|
|
|
|
#29 | ||||
|
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,027
|
Alıntı:
İtiraf edeyim, şimdi anlıyorum bilmediğiniz bir işe giriştiğinizi. Doğru bir sonuç da çıkabilirdi bu girişimden. Ama çıkmadı. İnanıyorum ki, eski acemi_caylak ne yapar eder, okur, sorar, doğrusunu öğrenirdi. "Bilmek yetmiyor, yapmak gerekiyor" doğru bir laf. Fakat ön koşulu bilmekten geçiyor. Hele ki yapmaya soyunuyorsan herkeslerden çok bilmek zorundasın. Sonra mahçup olmak var. Yapayım derken, yapamayıp, pestisit kumpanyasından kurtulsun denilen çiftçiyi hepten bu kumpanyanın kucağına atmak, ucuz sandığın şeyi pahalı satar duruma düşmek de var. Bunca yazışmadan sonra bile iki konuda yanıt yok. 1. Neden ürününüz o kadar ağır olduğu halde hafifmiş gibi gösterdiniz? Hata mıydı, gözden mi kaçmıştı? Baskı altında kalıp öyle söylemek mecburiyetinde mi kalmıştınız? Müşteriyi bilerek mi yanıltmak istediniz? Hangisi? Yok mu bir özürünüz, açıklamanız? Günlerdir yazılan şeyler hep bunun etrafında. Niye bu direnç? Belki de önemsiz bir ayrıntı diye düşündünüz. Bu da yapmaya çalıştığınız şeyi bilmediğinizi gösteriyor ki yazık. Oysa kaliteden fiyatın yorumuna kadar bir çok şeyi belirliyor. Dolgu kalitesi bir malzeme kullanmak yerine pigment kalitesi bir malzemeye yönelseydiniz doğruyu bulacaktınız oysa. Kâr marjı bir kaç puan düşük olurdu hepsi hepsi. Ama çiftçi de kazanırdı bu işten ve zehir endüstrisine karşı iyi bir direnç noktası olurdu. 2. Neden, durup dururken olması gereken parçacık boyutu hakkında ARS bilim adamlarının söylemedikleri şeyi söylemiş gibi gösterdiniz? Hiç bir şekilde %50'si 2 mikron altında olsun yeter dememişlerdi. Ama sizin ürününüze öyle dediniz diye öyle aksettirdiniz. Bunun için de bir açıklamanız yok. Artık kaynaklar ortada, burada yazmayan bir sürü insan da okuyabiliyor o makaleleri. Beni geçelim, onlar nezdinde ne durumdasınız, farkında mısınız? Bakın #219 nolu mesajınızda; "Cutting sunburn-related crop losses in half and increasing packout by 10 percent to 15 percent more than pays for the material and application, he says" sözünü "Güneş yanığı kaynaklı kayıplar yarı oranında azalır ve elde edilen paketlenebilir ürün miktarı, materyale ve uygulamasına ödenen paradan %10-15 daha fazladır. " diye anlayıp çevirmişsiniz. ARS bilim adamlarının yazılarında "50" gibi bir laf olsa yine böyle yanlış anlaşıldı diyeceğim ama o da yok. Şimdi biraz da; Parçacık Büyüklüğü ve Tarımda Kullanılan Kaolin başlığının altındakilere bakalım. IMERYS'nin Polestar 200P ürününü örnek vererek, 10 µ ölçülü kaolinin tarımda kullanmak için yeterli olduğunu belirtmişsiniz. (Böylece ARS bilim adamlarının yanıldığını belirtmek istiyorsunuz). Peki, neymiş bu Polestar 200p, biraz bakmadan önce, yukarıda alıntıladığınız tabloda bir noktaya dikkat çekelim. Aerated Powder Density : 330kg/m3 deniyor. Yani 330gr/litre, 580 değil. Şayet bu ürün gerçekten tarımda kullanılan bir ürün olsaydı ilgilenmeden geçmezdim. Şimdi ürüne bakalım; Alıntı:
Bir de buna bakalım; In Agricultural applications employ a mixture of grades to provide a complete coating that reduces voids. Large aggregates can cause voids in the surface coating making it less effective Tarım uygulamalarında boşlukları azaltmak için farklı derecelerin karışımları kullanılır. Büyük kümelenmeler yüzey kaplamasında boşluklara sebep olarak etkisini azaltır. Yani büyük kümelenmeler olmamalıdır diyor. Buradaki farklı derecelerden kasıt 2 mikrondan büyük, 10 mikronluk parçacıklar değil. 2 mikron altı malzemelerde önemli bir oranda 1 mikron altı parçacık bulunur. Ortalaması da 1.4 mikron civarında olarak bildiriliyor. Burada aynı sunumda atladığınız bir slide var. Alıntı:
Alıntı:
|
||||
|
|
|
|
|
#30 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
Lütfen yanlış anladımsa düzeltiniz. |
|
|
|
|
![]() |
|
|