![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
|
Var olan şartlara göre, bademler gayet iyi durumdalar, diye düşünüyorum. Kutlarım. Badem dikmine devam etmenizi önereceğim. |
|
|
|
|
|
#2 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
|
Alıntı:
Sizinde Anadoluya, yeşile sevdalı olduğunuzu biliyorum. Karış karış o bölgeyi iklimini ağacını toprağını bildiğinizi tahmin ediyorum. Profesyonel anlamda yıllarca işin içinde yer aldığınızı da biliyorum. Yalovada katlama yaparak veya daha değişik metodlarla badem çimlendirip tüplesem Ürgüp cennetinde başarılı olurmu merak ettim. Tür seçiminde bademi önermeniz dikkatimi çekti. Tüplendirip göndereceğim bitki seçimi konusunda sizden ve diğer arkadaşlardan yardım istiyorum. Sizce mezarlık selvisi veya kara selvi diye adlandırdığımız bitki bu iklime uygunmudur. Saygıyla kalın. |
|
|
|
|
|
|
#3 | ||
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
Başka yerde üretilmiş fidanların mutlaka, az ya da çok bir uyum sorunu olacağını düşünüyorum. Karar verirken, yerinde üretim ile üretip nakletme arsında, olumlu ve olumsuz yönleri, karşılaştırmak gerekir. Sayın E®TY, sanıyorum uyum konusuna dikkati çekmek istemiş. Ben de katılıyorum. Ege ve Akdeniz'den gelen fidanlarda, bölgemizde uyum sorunu yaşndığı sıkça görülüyor. Bazan il kışta bitkiler kaybediliyor. Bazan da yıllarca, bitkiyi yaşatmaya uğraşılıyor. Sağlıklı olmayan bitkinin yaşatılması için, yapılan özel bakım, çoğu kez yeniden yetiştirmekten daha pahalıya mal oluyor. Bir çok olayda da bitki yine kaybediliyor. Son yıllarda badem yetiştiriciliğinde bir canlanma var gibi. Badem yetiştiricilerinden, sulu alanlarda, bitki kaybı düzeyinde bir uyum sorunu duymadım. Ancak sulama imkanı olmayan veya kısıtlı olan arazide, yerinde yetiştirilen fidanların daha iyi olduğunu biliyorum. Nakledilmiş fidanlar, ilk yıl sulanmaz ise bitki kayıpları olabiliyor. Karaselvinin bölgede yaşayabileceğini düşünüyorum. |
||
|
|
|
|
|
#4 |
|
Ağaç Dostu
|
Sayın E®TY: Verdiğiniz yanıtlar için sağolun. Çok araştırmama karşın bir türlü yanıtlarını bulamamıştım. Fidan ve ağaçların bulundukları alanın su tutma kapasitesini olumlu yönde artırdıkları anlaşılıyor. Kısacası: Ne kadar çok fidan - ağaç varsa; köklerin çapı ne kadar büyükse toprak o kadar fazla su tutuyor. Ağaç gövde ve yapraklarının da gölgelik - serinlik yaparak bu su tutma kapasitesini artırıcı bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Pek çok kıraç, çıplak yamaçta bir tek pınar olmamasına karşın; aynı tip ağaçlık bir yamaçta pınarların olması da sanırım bununla ilgili. Su tutma ve su geçirgenliği konusunda ise şunları söylemek isterim: Bizim burada özellikle üzüm bağları için söylenen bir söz vardır; " İki çapa bir yağmur eder." Burada bağınızı iki kez çapalamanızın su tutma kapasitesini artırdığını bu cümleyi duyan herkes anlayacaktır. Ancak " Nasıl ? " sorusu kesinlikle beynimizi meşgul edecektir. Bunun zerre haline gelen toprağın-kumun su tutan yüzeyi tam olarak yalıtması ve buharlaştırmayı azaltıcı etkisi nedeniyle olduğunu belirtmeniz iyi oldu. Çapalama işlemiyle fidan köklerindeki gereksiz bitkilerde öldürüldüğü için bu bitkilerin fidanımızın suyunu çalmaları da engellenmiş oluyor. Saygılar. Düzenleyen Tamtutulma : 06-09-2008 saat 09:18 Neden: yazım yanlışlarının düzeltilmesi |
|
|
|
![]() |
|
|