![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
|
Genetik müdahale görmüş besinlerden uzak durun! Bilim insanlarının, bütün insanlığa, doğaya yaptıkları en büyük kötülüklerden biri olarak görüyorum canlıların genlerine müdahale etmeyi. GDO- Genetiği Değiştirilmiş Organizma, Frankeştayn veya transgenik denen tohumlar çok acıklı bir konu... İnsan eliyle canlıların geni birbirine aktarılıyor. Tavuktan bir gen alınıp fasulyeye aktarılabiliyor. Veya domatesten bir gen mısıra girebiliyor. Bilim insanlarının, büyük bir marifet gibi gördükleri bu aktarımların uzun vadeli etkileri araştırılmadan uygulanmaya başlandı. İnsanlara, hayvanlara, çevreye ne etkileri olduğunu bilmediğimiz transgenik tohumlar bilim-kurgu filmlerini anımsatıyor. ABD, Kanada ve Arjantin en büyük GDO üreticileri. GDO’lu tohumlardan en fazla üretilenleri mısır, soya fasulyesi ve pirinç. Bu ürünlerin üçü de “modern” gıda sanayinde bol miktarda kullanılıyor. İçinde soya yağı olmayan gofret, çikolatalı krema, hazır çorba, patates cipsi yok gibi. Mısır şekeri – Cargill fabrikasıyla gündeme gelen – nişasta bazlı sıvı şeker de neredeyse bütün şekerli gıdaların içinde. Gofretler, şekerlemeler, gazlı içecekler, mısır şekeri ile yapılıyor. Yani, bugün bir kola içtiyseniz, transgenik mısır şekeri yemiş olabilirsiniz. Çikolata yediyseniz transgenik soyanın yağını yemiş olabilirsiniz. Transgenik ürünlerin, günümüzde çoğalan alerjilerin sorumlusu olarak gösteriliyor. Hatta, kısırlığa, kansere sebep olduğunu söyleyen doktorlar da var. Her türlü transgenik yaratıktan uzak durmakta fayda var. Ne olur, ne olmaz, bizin genlerimiz de değişime uğramasın! http://beslenmebulteni.com/bes/index...102&Itemid=312 |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
|
Merhaba. Sn. denizakvaryumu, Uyarılarınız çok güzel. ancak atı alan Üsküdarı geçmiş tuzlaya varmış neredeyse. Peki, aldatıldık. Ama nasıl? Yıllar önce, hatırlayınız kanseri önlüyor dedikodusu ile hepimiz soya ürünleri peşine düşmüştük. Salatalarımızda soya ve mısır kullanmak bize o günlerde sağlık alameti gibi gelmişti. Çünkü işbilir basınımız ve medyamız yine yabancı mallarını halkımıza servis ediyordu. Bu bize ders olsun! Tarım Bakanlığımızın yapması gerekenleri yapmadığı bir ülkede, kanserden korunmak amacıyla, esas kansere yol açabilecek transgenik veya GDO'lu harhangi bir ürünü çocuklarımıza afiyetle yedirir, uluslararası gıda devlerine bu krizlerde ayakta durabilmelerini sağlayacak finansal kaynağı sağlamış olursunuz. Kendi çiftçimizin doğal hayvan gübresi ile ürettiği, bağışıklık sistemimizi ayakta tutabilecek ve sağlığımıza yarayacak ürünler de ya çöpe gider, ya da denize veya meclisin önüne dökülür. Marketler açılır da açılır, ne idüğü belli olmayan gıdalar halkımıza satılır da satılır. Peki bütün bunlar olurken Yetkililer ne yapar? Ceplerini doldurup, yangelir yatarlar. Saygılar |
|
|
|
![]() |
|
|