Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi zegabon
Tohumculuk Kanunu iki yıldır yürülükte. Acaba iki yılda iddia edildiği gibi ülke tohumculuğu yabancı tekellere mi devredildi? Yine iddia edildiği gibi ülkemizde GDO'lar serbest mi bırakıldı? Ülkemizde kanser yapan tohumlar sebebiyle ölen kaç kişi var?
|
Arkadaşımızın sorusuna yanıt vermek istiyorum;
Nihai hedef kamuyu tamamen tohum işinden çekip bu işin şirketlere devridir,yani yapılan "özelliştirmeler"in, "şirketleştirmeler"in başka bir versiyonudur bu iş.Ayrıca çiftçinin tohum alma,saklama,değiş-tokuş ve satma olanaklarının da durdurulması hedeflenmektedir.
Tohum işi direkt olarak "yabancı tekellere devr"edilmeyecek, "Tohumcular birliği"ne devredilecektir.Tohumcular birliği ise aralarında Monsanto,Syngenta,Bayer gibi ulusötesi firmaları,yerli tohum şirketlerini,yabancı şirketlerin TRdeki mümessillerini de içeren geniş yelpazedeki Tohum Endüstrisi Derneği üyelerini kapsamaktadır.
GDO'ları serbest bırakma işini Tohumculuk Kanununa sokamamışlardır.Bu nedenle GDOlu tohumların yasal olarak TR ye sokulması ekilip dikilmesi hala parantez içinde "yasak" tır.Ama bunların yemlik **** yağlık **** hazır gıdalar olarak TRye girişlerini kontrol eden mevzuat/mekanizma olmadığı için GDOların TRye serbestçe girdiği doğrudur ve hatta yasal olmayan yollardan tohum olarak girdiği ve ekilip dikildiklerine dair duyumlar vardır.
Bu yıl içinde adı sıkça duyulmakta olan "Adana Çiftçiler Birliği" isimli bir örgüt kurulmuştur.ABD tarafından finanse ve yöneltilmekte olduğu konusunda şaibeler bulunan bu örgütün yöneticileri çeşitli TVlarda,gazetelerde "bizler de ABD çiftçileri ile rekabet etmek istiyoruz bizler de GDOlu tohum ekmek istiyoruz" şeklinde beyanlarda bulunmaktadırlar.
Geçtiğimiz hafta Sabancı Üniversitesinde bir grup GDOcu bilim insani ! nın katılımı ile gerçekleştirilen GDO Sempozyumunda bu örgüt üyeleri de aynı taleplerini dile getirmişlerdir.
GDO_SA sempozyumunun bu yıl düzenlenen III.sü ,diğer sempozyumlardan farklı olarak GDO karşıtlarını aşağılayıcı ,alay edici ve saldırgan bir üslüpla gerçekleştirilmiş, fakat panele katılan GDOya Hayır Platformu temsilcilerinden hakettikleri cevapları almışlardır.Yani özetle GDOların serbest bırakılmaları ile ilgili çalışmalar, tohumculuk kanunu ile başlatılmış, bazı üniversite hocalarının ve sözüm ona çiftçilerin destekleri ve talepleriyle bu olay yasallaştırılma sürecine sokulmaya çalışılmaktadır.
Ülkemizde kanser yapan tohumlardan ölen kaç kişi var sorusunu ise Çernobil patladıktan sonra ağırlıklı olarak Karadeniz bölgemizde kaç kişi ölmüştür şeklinde bir soruyla yanıtlamak lazım.Çernobil patlamasından 3-5 hafta **** 3-5 ay/yıl sonra radyasyon deneniyle ölen hastaya rastlanmadığı halde ,aradan 20 yıl geçtikten sonra Karadeniz bölgesinde kanser patlaması yaşandığını inkar edebilecek kimse var mıdır?
GDOlu ürünlerin tüketilmesiyle ilgili olarak bunlardan direkt zarar gören, kanser olan **** ölen insana rastlanmamış olması onların "güvenilir" olduklarını ispatlamaz. Burada mısır ya da domates ya da başka bir meyve ya da sebzenin içine aktarılmış olan ve o sebze ve meyvenin doğasında olmayan şeylerin onların gen yapılarına eklendiğini söylüyoruz.
Gen yapısı değiştilmiş, içine toksin üreten bakterinin geni aşılanmış bir mısırı ,normal bir "mısır" olarak addedebilir misiniz? Bu artık mısır değil başka bir "şey"dir. Bu başka şeyin ,insan ya da hayvan tarafından yendiğinde zaman içinde neleri tetikleyeceğini kimse bilmiyor ki.Bu ürünleri üretenler bile bilmiyorlar.
En çok GDOlu ürünün üretildiği ve dolayısıyla tüketildiği ABD de artan kanser vakaları ve çığ gibi büyüyen obesitenin bu ürünlerden kaynaklanmadığının ispatını şimdiye kadar yapan olmamıştır.
Bilemiyorum yanıtlarım sizi tatmin etti mi ama daha detaylı bilgi isterseniz devam edebilirim,
saygılar,