agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Beğeni Düzeni15Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 03-10-2008, 09:01   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
Merhabalar!

Yazılanları birer birer özümseyerek okudum. Okuduktan sonra anladımki bütün o olup bitenler sade vatandaş olarak bizlerin yani konuyla sadece bir tüketici olarak uzaktan ilgisi olanların bilmediğimiz çok şey var. Tohum ve tohumculuk konusunun ülkemizin kanayan yarası olduğunu biliyordum ancak bu kadarını beklemiyordum.

Bu sayfaya bilgilendirme ve aydınlatma yazıları ile katılan herkese sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Bu ülkenin yaşayan bir ferdi olarak durumun bu denli vahim olduğunun bu sabah farkına varmış oldum. Sizlerin sayesinde. Bu konuyu gündemde tutmak ve her zaman faydalı aydınlatıcı bilgilerle donatmak bir vataşdaşlı görevi bana göre. Karadeniz bölgesinde yaşananlarla ilgili müsade ederseniz bende yaşadığım bir olayı aktaracağım.

2003-2004 yıllarında memleketim olan Niksarda yaşadıklarım beni şaşkına çevirmişti.
Çoluk çocuk ve annem köydeyiz ve bir pazartesi günü kasabaya alış verişe gittik. Eksiklerimizi alacağız ya başladık alış verişe. O zamanlar henüz alış veriş merkezide yok doğru dürüst. Neyse eksiklerimizi aldık sıra geldi çay şekere. Anam oğlum çayı burdan almayalım çok pahalı ben satıcılardan alayım dedi ve yanımızdan ayrılıyor. Benim dikkatimi çekti bende gelmek istiyorum dedim bu satıcı kimmiş. Pazarın ortasına vatandaş el arabasını çekmiş çay satıyor paketli tıpkı çay kurun çayındaki paket renkleri ancak üzerindeki bir iki harfi değişik. Fiyat olarak yarı parasına adam peynir ekmek gibi satıyor. Başı kalabalık bütün köyden gelen insanımız başında tezgahın. Ben şaşkın şaşkın bakarken anam sıraya girmeye çalışıyor. Neyse girdim koluna aldım kenara. Ana sen bu çayların hangi çaylar olduğunu biliyormusun ? Cevap şu ucuzya oğlum. Neyse ayak üstü bunların Rusyadaki çernebilden sonra üretilen radyaslu çaylar olduğunu zor güç anlattım. Oğlum herkes alıyor bende çok aldım ne olacak bu işin sonu diye sorduğunda. Cevap vermekte ne kadar zorlandığımı siz tahmin edin. Neyse döndük geldik ve çayımızı hiç değilse Çaykurun paketlenmiş ağzı kapatılmış ve kontrollü düşündüğüm orjinal paketlerinden bir kaç adet alarak köye döndük.
Tüm bunları anlatmamdaki sebep gerçekten benim gözlemlediğim kendi köyüm dahil Karadenizin deniz görmeyen tarafında kanser vakaları o kadar çoğaldıki anlatılacak gibi değil. Deniz gören tarafını artık sizler düşünün.

Bunları buraya yazmak o kadar zorki ancak gerçekler bunlar ve kaçmamamız gerekiyor. Biz hala maç seyretmeye devam ediyoruz. Mücadele eden bilimsel anlamda destekleyen hatta sohbet anlamında olsun buraya yazı yazan herkese sonsuz teşekkürler.

Saygıyla.

Cemal Sansar/ Yalova.

cemal.S Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-12-2008, 18:16   #2
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Genetik müdahale görmüş besinlerden uzak durun!

Bilim insanlarının, bütün insanlığa, doğaya yaptıkları en büyük kötülüklerden biri olarak görüyorum canlıların genlerine müdahale etmeyi.

GDO- Genetiği Değiştirilmiş Organizma, Frankeştayn veya transgenik denen tohumlar çok acıklı bir konu... İnsan eliyle canlıların geni birbirine aktarılıyor. Tavuktan bir gen alınıp fasulyeye aktarılabiliyor. Veya domatesten bir gen mısıra girebiliyor. Bilim insanlarının, büyük bir marifet gibi gördükleri bu aktarımların uzun vadeli etkileri araştırılmadan uygulanmaya başlandı. İnsanlara, hayvanlara, çevreye ne etkileri olduğunu bilmediğimiz transgenik tohumlar bilim-kurgu filmlerini anımsatıyor.

ABD, Kanada ve Arjantin en büyük GDO üreticileri. GDO’lu tohumlardan en fazla üretilenleri mısır, soya fasulyesi ve pirinç. Bu ürünlerin üçü de “modern” gıda sanayinde bol miktarda kullanılıyor. İçinde soya yağı olmayan gofret, çikolatalı krema, hazır çorba, patates cipsi yok gibi. Mısır şekeri – Cargill fabrikasıyla gündeme gelen – nişasta bazlı sıvı şeker de neredeyse bütün şekerli gıdaların içinde. Gofretler, şekerlemeler, gazlı içecekler, mısır şekeri ile yapılıyor. Yani, bugün bir kola içtiyseniz, transgenik mısır şekeri yemiş olabilirsiniz. Çikolata yediyseniz transgenik soyanın yağını yemiş olabilirsiniz.

Transgenik ürünlerin, günümüzde çoğalan alerjilerin sorumlusu olarak gösteriliyor. Hatta, kısırlığa, kansere sebep olduğunu söyleyen doktorlar da var. Her türlü transgenik yaratıktan uzak durmakta fayda var. Ne olur, ne olmaz, bizin genlerimiz de değişime uğramasın!

http://beslenmebulteni.com/bes/index...102&Itemid=312

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-01-2009, 12:12   #3
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Sn. denizakvaryumu,

Uyarılarınız çok güzel. ancak atı alan Üsküdarı geçmiş tuzlaya varmış neredeyse. Peki, aldatıldık. Ama nasıl?

Yıllar önce, hatırlayınız kanseri önlüyor dedikodusu ile hepimiz soya ürünleri peşine düşmüştük. Salatalarımızda soya ve mısır kullanmak bize o günlerde sağlık alameti gibi gelmişti. Çünkü işbilir basınımız ve medyamız yine yabancı mallarını halkımıza servis ediyordu.

Bu bize ders olsun! Tarım Bakanlığımızın yapması gerekenleri yapmadığı bir ülkede, kanserden korunmak amacıyla, esas kansere yol açabilecek transgenik veya GDO'lu harhangi bir ürünü çocuklarımıza afiyetle yedirir, uluslararası gıda devlerine bu krizlerde ayakta durabilmelerini sağlayacak finansal kaynağı sağlamış olursunuz.

Kendi çiftçimizin doğal hayvan gübresi ile ürettiği, bağışıklık sistemimizi ayakta tutabilecek ve sağlığımıza yarayacak ürünler de ya çöpe gider, ya da denize veya meclisin önüne dökülür. Marketler açılır da açılır, ne idüğü belli olmayan gıdalar halkımıza satılır da satılır.

Peki bütün bunlar olurken Yetkililer ne yapar? Ceplerini doldurup, yangelir yatarlar.

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 14:34.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025