View Full Version : Enzim (Enzyme)
Sayfalar :
1
[
2]
3
4
5
6
7
8
9
10
Ben soğuk odada tutuyorum hava çıkışı var. Ama ılık havada veya sıcak havada daha hızlı fermante olacağını zannediyorum.
Bugün iki kavanoz daha yaptım
Birisi karışık meyve kabuğu, diğeri turunçgil meyveleri kabuğu ile hazırlandı; birinin yoğurdu eksik, ona da yarın alınca ekleyeceğim.
Gaz çıkışı bendede çöp enzimde durmuş gibi ama üç ay dolsun diye bekliyorum. İçilebilir enzimde bidonu sallayınca gaz çıkışı yine oluyor. Nargilenin fokurdamasından anlıyorum. Çöp enzimde ise sadece U borudaki su dengesinde kavanoz içinde gaz basıncı olduğunu gözlemleyebiliyorum ama gaz çıkışı olsada ben göremiyorum.
Bu arada balonlu şişelerde üzüm suyundan yaptığım şarap deneyinde gaz çıkışı yavaşlamış olacak ki balonlar boynunu bükmüştü. Ölü mayalar şişenin tabanına çökelme yapmış, bir iki gün daha bekleyip başka bir şişeye sifon yaparak üsteki temiz sıvıyı boşaltacağım. Umarım güzel bir şarap olmuştur. Bakalım nasıl olacak?
Benim hazırladıklarımda eskide de yenide de dibe çökme var. Yoğurt çöküyor gibi.
Ben nargile sistemi için (bu konu geçti ama) eczaneden serum hortum seti aldım, hiç düzeneğe dokunmadan (değişiklik yapmadan) iğneyi bidon kapağına batırdım çevresine hava kaçağını önlemek için mum erittip birkaç damla sıvadım. Hortumun uzun fazlalığını bidona sarıp, gözlem için depo hazinesini suyla doldurup üst tarafa doğru bantladım. gayet pratik ve düzenli çalışıyor.
Fotoğraftan farketmiştim. Görevini yaptıktan sonra çokta güzel ve kolay bulunan bir çözüm olmuş. Önemli olan hava almasını engellemek. İğnenin takıldığı yerden ve iğneyi sapladığınız yerden hava almasını engelledinizse tamamdır. Güle güle kullanın. Bir an önce enzimleri denesek diyorum. Bakalım neler olacak?
http://www.hurriyet.com.tr/yasasinhayat/13695077.asp?mnID=13695077
Biz bu yaptığımız enzimlerin kimyasal veya biyolojik formüllerini nasıl bileceğiz?
Yeni yaptığım enzim bidonlarından henüz gaz çıkışı yok! Suyu diğer maddelere göre biraz fazla oldu, çok önemi var mı acaba?
Sn. Nariçi;
Su miktarının önemi şurada gizli sanırım. Fermentasyon işleminin etkinliği sıvı içindeki glikoz konsantrasyonu ile ilgili. Yani başka bir deyişle su içindeki şeker oranı ile ilgili. Şayet suyun fazla olduğunu düşünüyorsanız aynı oranda şeker miktarını da artırın. Gaz çıkışının hızlandığını hemen göreceksiniz. Karbondioksit gazı şekerin parçalanması reaksiyonundan çıkıyor.
Elde ettiğimiz enzimlerin kimyasal ve biyolojik formüllerinin o kadar önemi yok bence. Biz bir hedefe karşı enzim üretmiyoruz ki, o bu işi meslek olarak yapan uzmanların işi. Bizim amacımız kanser ilacını keşfetmek değilki. İçilebilir enzim olayı zaten sonradan çıktı. Biz enzimin bitki beslemede, temizlikte ve arıtmada kullanılabilirliğini küçük küçük deneylerle keşfetmeye çalışsak yeter bence.
İçilebilir enziminde lezzeti hoşumuza giderse doğal meyve suyu olarak kullanırız. Bu arada gözlemleyebildiğimiz etkilerini de gözlemlemeye çalışırız. Örneğin sindirime iyi geldi, gaz problemini giderdi vb. Daha fazlasını bu konu ile uğraşan uzmanlara danışarak, okuyarak ancak öğrenebiliriz.
Ben bugün sonradan yaptığım üzüm suyundan şarap deneyi ve yeni hava kilidi deneyini sonuçlandırdım. Şişelerdeki gaz çıkışı durduğu için balonlar boynunu bükmüştü. Ben 20 gün bekleyeceğim diye düşünürken takriben 10 gün içinde fermentasyon olayı bitti veya çok yavaşladı.
Bu yüzden tabana biriken ölü maya çökeltisini almamaya çalışarak akvaryum hortumu yardımı ile sifon yaparak şişelerdeki sıvıyı başka kaba transfer ettim. Şişeleri güzelce çalkalayıp temizledikten sonra süzülmüş sıvıyı tekrar kendi şişelerine aktararak ağzını mantar ve kendi şişe kapağı ile sıkıca kapattım.
Birazda böyle kendi gazı ile gazlanmasını istiyorum. Dayanamayıp tadına baktım, pek şarap kültürüm yok ama yinede içtiğim güzel şaraplara benziyordu. Çok hoşuma gitti, yalnız alkol oranı nedir bilemiyorum. Alkol oranını ölçmek için alkolimetre almak lazım, ya da kafa yapıp yapmadığını test etmek;)
Benim formülden maksadım ne yaptığımızın özelliğini öğrenebilmekti. Haklısınız tabi, biz amatör üreticiler olarak ancak izahatınız gibi öğreneceğiz.
Benimde yazdan kuruttuğum kuru üzümler var, onunla şarap denemesi yapmaya niyetim var.
Sn. Nariçi,
Çocukluğum aklıma geldi. Eskiden Sivas' ta üzüm denilince Besni üzümü akla gelirdi. Tadına doyum olmaz. Bu vesile ile Google' dan baktım, hiç dikkat etmemişim Gölbaşı' nın cennetten bir köşe olduğunu. Resimlerdeki bitki örtüsüne bakılırsa cennette yaşıyorsunuz. Göle yakınmısınız? Besni ile Gölbaşı arası kaç km? Gerçekten görülesi yerler. Yurdun her bir köşesi ayrı bir cennet. Keşke kıymetini bilebilsek.
Göle en yakın ev. 25 km. teşekkür ederim ama İstanbul boğaz çevresinin yanında lafı mı olur.
Enzim temelleri (medical)
http://www.youtube.com/watch?v=AFbPHlhI13g&feature=related
Narenciye kabukları ve greyfurt içi ile yaptığım düzenekte henüz bir fermantasyon yok.
Elma ve diğer meyve kabukları ile yaptığım düzenekte fermantasyon başladı.
http://www.youtube.com/watch?v=k0fd0qkN6_U&feature=related
Genel kullanım alanları videosu
http://www.youtube.com/watch?v=uwyo7OKesKQ&feature=related
zapatista70
08-02-2010, 22:36
arkadaşlar, bu enzim konusunu yeni keşfettim ve yaklaşık 2 saattir forumdaki tüm mesajları okudum. başım ağrıyor ama gerçekten büyük keyif aldım.yarın hemen enzim üretmeye başlayacağım. tüm bilgi verenlere çok teşekkür ederim.;)
sındırgılı
10-02-2010, 14:07
Sıcak ortama aldığımda eser miktarda gaz çıkışı oldu. Onuda, Sn. Sarıcan gibi hortumdaki su seviyesinden anladım.Yalnız, çözünenler suyu iyice bulanık hale getirdi. Mart ayının sonuna kadar içeride bakalım daha neler olacak? Ayrıca içilecek enzimdede aynı senaryo olursa ki olucak, bana itici göründü. Şarapta ve boza yapmada bu görüntüler olmamıştı. Sizlerde durumlar nasıl ?
Sn. Sındırgılı,
Gaz çıkışı bende de çok yavaşlamış, belkide durmuş durumda ama bulanıklık normal. Çünki bütün meyve özü suya geçiyor. Sonunda katı ile sıvıyı ayırmak için çok ince gözenekli bir malzeme ile süzmek gerekecek. Kutu meyva sularında bile, özellikle şeftalide su zaten kıvamlıdır, aynen öyle olacak bizim enzimlerde.
Marketteki üzüm suyundan yaptığım şarap denemesi gayet güzel, çok az maya kokusu geliyor. Bu ilk deneyimde belkide maya miktarını fazla yaptım. (1 Paket) Ama tadı ve alkol oranı güzel olmuş.
sındırgılı
10-02-2010, 17:21
Peki o zaman, robottan geçirip öyle işleme başlarsak (burdada hijyen önemli) süre kısalması olurmu ? Meyva suyu ımalatı (posadan) gibi. Aldığınız üzüm suyunada belki raf ömürünü arttırıcılar katıldığı için tadı farklı gelebilir. Tabii bu kişisel görüşüm. Fakat iyi yoldayız. Hatırlarsanız pirinç suyunuda bir kenara koymuştuk . Ph'ı 6 gibi okuyorum. Onu nasıl değerlendirebiliriz ?
Sn. Sındırgılı,
Prinç suyu benimde bir kavanozda bekliyor, kompost yapacağım zaman ondanda şırınga ile alıp ilave ediyorum ama pH ına hiç bakmadım. Bence onda pH dan ziyade güzel bir mikroskop alıp bakterileri gözlemlemek lazım. Sonunda bir mikroskop almak vacip olacak bence.
Katı malzemeleri parçalayarak koymak fermentasyon sürecini etkiliyor herhalde. Bence denenebilir. Aldığım üzüm suyunda kutu üzerinde naturel yazsada, çekirdekleri ile birlikte sıkıldı desede mutlaka bir işlem görmüştür. Yalnız forumda bir arkadaş tabii üzüm suyunu plastik poşette satışa sunacağız (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=55542&postcount=17) diyordu. Istanbulda hangi noktada satıldığını bilsekte ondan alsak. Ama yinede denemeye değerdi. En azından ben yaptım diyebiliyorsunuz. Tadı da fena olmadı hani.
sındırgılı
10-02-2010, 23:52
Artık evde steril bir oda bulup, labr. kurmak gerekecek..Yalnız Atatürk Orman Çiftliğinin yeni bir dükkan açacağını güzergahımda görmüştüm.Ona bakayım..Belkide saf üzüm suyu bulabirirz...Ben yarın,ananas ve muzu robottan geçirip,pekmez ile denemeye başlıyorum.. 3 ay belki daha aza inebilir...Pirinç suyum öyle bekliyor..Kızıma sorsan bunlarla uğraşmayın diyor..Gerçek enzim öyle olmaz ..Bana bir sürü formüllerden bahsetti...Ama başım ağrıdı..
zapatista70
11-02-2010, 09:11
bence kızınız da bu konuda foruma birşeyler yazmalı. aslında forumun en başından beri işin bilimsel tarafı sorgulanıyor. bu konuda bilgisi olan arkadaşlar bazı değerlendirmelerde bulundular ve gerçekten faydalı oldu, ancak tam anlamıyla bilimsel olarak bu nedir, nerelerde kullanılırı bulamadık. edindiğimiz bilgiler bazı sitelere ve yurtdışı kaynaklara dayanıyor. bence kızınız bu konularda en bilgili kişi. hatta biraz daha araştırsa ve bizi de bilgilendirse çok iyi olur. şimdiden teşekkürler ve saygılar...
sındırgılı
11-02-2010, 09:56
Haklısınız, akşam anlıyabileceğimiz dilde anlatmasını rica ederim. :( Gençlerden, laf almak biraz zor. Bu sabah çöp enzimde, çıkan gazın hortumun içindeki suyu püskürttüğünü farkettim. Çok hafif pet şişeyi sıktığımda gaz çıkışı oldu. Fakat hortuma su dolmadı. Demekki gaz çıkışı devam ediyor. Aşağıda son hali :
Benim bazı videolardan izlediğim kadarı ile içecek enzim yapımında su koymuyorlar.
İster enzim yapmak için isterse kompost yapmak için mutfaktan çıkan evsel atıkları çıktığı anda hava almayacak şekilde muhafaza ederseniz biriktirme esmasında koku oluşmuyor. Bunun için yine en ideal ve ucuz araç yoğurt kovası. Nerde ise 15-20 gün hiç bozulmadan bekleyebiliyorlar. Sadece muz kabuğu biraz daha çabuk bozunuyor, bu yüzden onu pek katmıyorum.
124800
Daha sonra biriken bu atıkları blendere koyarken hiç bir kokuya muhatap olmadan temizce koyabiliyoruz.
124802
124801
Blenderde parçalanan atıkları birazda bastırarak aralarında hava kalmayacak şekilde fermentasyon kovasına dolduruyoruz.
124803
Sonra atıkların üzerine 1 kaşık kuru maya, 1 kaşık pekmez koyuyoruz.
124805
Daha sonra önceden bu iş için hazırladığımız kavanozlardan 1 kaşık prinç yıkama suyu ve 1 kaşık yoğurt suyundan ilave ediyoruz.
124806
124807
İşlemi biten kovanın kapağını sıkıca kapatarak raftaki yerine kaldırıyoruz.
124808
Her iki-üç günde bir alt taraftaki vana açılarak oluşan enzim şişeye alınıyor ve zaten 25-30 cc civarında çıkan bu sıvı enzim 1/100 sulandırılarak, yani üzeri 2,5 litreye tamamlanarak evdeki saksıların sulanmasında gönül rahatlığı ile kullanılabiliyor ya da diğer çöp enzimin kullanım yerlerinin kullanıldığı yerlerde kullanılabiliyor.
Fermentasyon işlemi gaz çıkışı duruncaya ve alt vanadan sıvı enzim gelmesi bitene kadar devam ediyor. Bu işlemin sonucunda da kova içindeki katı fermente atık daha önceki mesajlarda tarif ettiğim gibi evdeki saksı toprakları ile karıştırılarak, besin değeri azalmış yorgun toprağı tekrar organik maddece zenginleştirilmiş saksı toprağı haline getiriyoruz.
acemi_caylak
11-02-2010, 17:02
Sn. Sarıcan,
Yine çok güzel resimli bir anlatım yapmışsınız teşekkürler.
EMA ile yaptığınız enzimin fermentasyonu bitti mi? Hala gaz çıkışı var mı?
Burada hepimiz çeşitli maddelerle denemeler yapıyoruz. Ben dün laktik asit almıştım, benim şişelere biraz ekledim. Bakalım sonuç nasıl olacak?
Aslında aktifleşmiş EM (EMA) almak en ucuz çözüm gibi gözüküyor.
Sn. acemi_caylak,
Ben EMA hiç kullanmadım. Enzimi kahverengi şeker ile yapmıştım. İçilebilir enzimde gaz çıkışı hala devam ediyor ama çöp enzimde gaz çıkışı çok yavaşladı. Ama üç ay kadar beklemeyi düşünüyorum, elimde digital pH metre olmadığı için ölçüm yapamıyorum. Aslında en sağlıklısı sıvının pH' ına bakarak karar vermek.
Enzim bidonlarından (5 lt.) birini beş litrelik su peti ile değiştirdim. Diğerinin kapağı büyüktü, hava kaçırıyor şüphesi ile yaptım. Çünkü bidon içinde hava kabarcıkları yukarı doğru çıktığı halde su göstergesinden hava çıkmıyordu. Bakalım şimdi nasıl olacak.
Ancak tam oluşum başlamışken bu işlemin zararı olur mu?
Hiç bir zararının olacağını zannetmiyorum ama gaz çıkışını garanti etmek için bir miktar şeker ilave edin. Şişenin içinde oksijen kalmadıktan sonra hiç bir şey olmaz, kaldığı yerden devam eder.
acemi_caylak
11-02-2010, 20:58
Ph ölçer almak şart gibi oluyor. Gerçi bu enzim meselesi giderek maliyetli olmaya başladı. Internetten biraz baktım, aşağıdaki iki model fena gözükmüyor. Ancak fiyatlar 250 TL civarı.
Eutech pH Testr 30 ve Extech PH100.
Sayın Sarıcan, Benim kaygım da aktarma yaparken oksijen teması.
Sn. Nariçi,
Kısa süreli oksijen temasından bir şey olmaz.
acemi_caylak
12-02-2010, 20:13
Bugün Extech PH100 Ph ölçer aldım ve hemen ölçümlerimi yaptım.
1- Patates, havuç, elma, yonca yaprağı, kuşkonmaz ve diğer mutfak artıklarından oluşan birinci şişede ph seviyesi 2.64. Bu şişe bir ay önce hazırlandı.
2- Sadece yonca yapraklarından oluşan şişede Ph seviyesi 2.77. Bu şişe 15 gün önce hazırlandı.
3- Sadece suyu sıkılmış nar çekirdeklerinden oluşan 3. şişeyi geçen pazar günü yapmıştım. Bu şişede Ph seviyesi 3.87.
İlk iki şişeye 4 gün önce yarım çay bardağı laktik asit eklemiştim. Sanırım bu yüzden ph seviyeleri çok asidik çıktı.
Nar çekirdeklerinden oluşan şişeye hiç laktik asit katmamıştım. Ya bu yüzden ya da henüz 1 haftalık olduğu için Ph seviyesi daha yüksek olmuş olabilir.
Bundan sonra haftada bir Ph seviyesini ölçeceğim. Bakalım nasıl bir değişiklik olacak?
sındırgılı
12-02-2010, 21:01
Eser miktarda, co2 gazı çıkışı devam ediyor..Fakat içeridekiler çözünmüş vaziyette.....27 martı bekliyorum.Evde kullanmaktan ziyade, bizim kadıköyün kokusu ile meşhur kurbağalıdereye dökmeyi düşünüyorum.
Sn. acemi_caylak,
Aldığınız pH metrenin kalibrasyonu tamam mıdır? Değerler bana biraz düşük gibi geldi. Şimdi tam hatırlayamıyorum ama fermentasyon işlemi bitiminde pH 3,5-4 gibi olması gerekir diye hatırlıyorum. pH metre ile birlikte kalibrasyon kitide aldınız mı? Size kaça mal oldu?
MeyveliTepe
12-02-2010, 21:40
Sn.Acemiçaylak, ekledim dediğiniz laktik asit tam olarak nedir? Yani saf laktik asit mi, laktik asit içeren yoğurt suyu benzeri bir şey mi? Saf laktik asitin PH'ı 2.2 civarındadır. Yarım çay bardağı bundan eklediğinizde, büyük bir orandır ve sıvının PH'ını 2.5 civarına düşürür. Yoğurt suyu gibi bir şey ise PH 3.5-4 civarındadır ve bu denli bir PH düşüşüne sebep olmaz.
PH ölçerin elektrodunu kurutmadığınız sürece size kalibrasyon dahi yapmadan yıllarca hizmet eder. Güle güle kullanın. Zaten söylemişlerdir, kullandıkran sonra musluk suyu ile yıkayarak nötralize edin, kapağının içini de ıslatıp suyunu silkeledikten sonra sıkıca kapatın, elektrod böylece kurumaz.
acemi_caylak
13-02-2010, 03:38
Sn. acemi_caylak,
Aldığınız pH metrenin kalibrasyonu tamam mıdır? Değerler bana biraz düşük gibi geldi. Şimdi tam hatırlayamıyorum ama fermentasyon işlemi bitiminde pH 3,5-4 gibi olması gerekir diye hatırlıyorum. pH metre ile birlikte kalibrasyon kitide aldınız mı? Size kaça mal oldu?
Sn. Sarıcan,
Kullanmadan önce, kalibrasyon çözeltisi (2 adet almıştım, 1 adet Ph'i 4 olan, 1 adet Ph'i 7 olan) ile kalibre ettim. Değerlerden eminim. Çünkü sadece bunları değil, evde laktik asit vardı onuda ölçtüm. Ph 2.1 çıktı.
Ph Meter'i 180 TL' ye, 2 adet kalibrasyon sıvısını 15 TL' ye Karaköy'den aldım.
acemi_caylak
13-02-2010, 03:59
Sn.Acemiçaylak, ekledim dediğiniz laktik asit tam olarak nedir? Yani saf laktik asit mi, laktik asit içeren yoğurt suyu benzeri bir şey mi? Saf laktik asitin PH'ı 2.2 civarındadır. Yarım çay bardağı bundan eklediğinizde, büyük bir orandır ve sıvının PH'ını 2.5 civarına düşürür. Yoğurt suyu gibi bir şey ise PH 3.5-4 civarındadır ve bu denli bir PH düşüşüne sebep olmaz.
PH ölçerin elektrodunu kurutmadığınız sürece size kalibrasyon dahi yapmadan yıllarca hizmet eder. Güle güle kullanın. Zaten söylemişlerdir, kullandıkran sonra musluk suyu ile yıkayarak nötralize edin, kapağının içini de ıslatıp suyunu silkeledikten sonra sıkıca kapatın, elektrod böylece kurumaz.
Sn. Meyvelitepe,
Laktik asit, saf laktik asit. Hammadeler.com'dan sipariş etmiştim, sarımtrak bir rengi var. (Laktik asit almamda sizin zeytin yapım tecrübeleriniz etkili oldu. Yoğurt suyu ile Ph'i fazla düşüremedim. Bu yüzden laktik asit kullandım demiştiniz.) Ayrıca dün onunda Ph'ini ölçtüm. Ph 2.1 di. Ama 7 litrelik enzimi nasıl 2.64'e kadar düşürdü anlamadım. Orantıya vursak olmuyor. Gerçi burada normal orantı yerine logaritmik olarak bir hesap yapmak lazım, ama enzimdeki ilk değeri bilmediğimiz için şimdilik bundan sonraki gelişmeleri izleyerek göreceğiz.
Aslında ben nar suyunda da düşük bekliyordum. Çünkü narın kendisi ekşi zaten. Ama demek ki pekmezi katınca yükseliyor.
Kullandıktan sonra normal su ile nötralize edilmesi gerktiğini biliyordum. Ayrıca İngilizce kullanım kılavuzunda, kapağın içindeki süngeri Ph 4 çözeltisi ile ıslatmamız gerektiğini söylüyordu. Ama sizin yöntem daha pratik oldu benim için, teşekkürler.
karaselvi
13-02-2010, 08:33
Konuya ilgiliyim ama çok sık takip edemiyorum. em konusundaki deneyi şeffaf poşette yapmaya çalışmıştım. Şimdi ısı sorunu var. Yazın daha ayrıntılı deneyeceğim öğrendiklerimi. Birde ben bir fikir vereyim. Esmer şeker aramak yerine neden karışıma pancar parçaları atmıyorsunuz. En doğalı o çünkü hemde çok ucuz olur. kolay gelsin.
Isı önemli olsa da engel olmuyor herhalde ki sıfır civarında bile fermantasyon devam ediyor.
Ama 7 litrelik enzimi nasıl 2.64'e kadar düşürdü anlamadım. Orantıya vursak olmuyor. Gerçi burada normal orantı yerine logaritmik olarak bir hesap yapmak lazım, ama enzimdeki ilk değeri bilmediğimiz için şimdilik bundan sonraki gelişmeleri izleyerek göreceğiz.
Sn. acemi_caylak,
pH düzenlemeleri yaparken damlalıkla asit damlatılır, siz bardakla boşalttım diyorsunuz. Bunun için sıvının tamamını bozmamak için sıvıdan bilinen bir ölçekte numune alınır ve önce bu numune sıvı üzerinde pH kaça ayarlanmak isteniliyorsa, onu ayarlamak için damla damla asit ilave edilerek ölçümler yapılır.
İstenilen pH derecesi kaç damlada yakalandı ise ona göre büyük hacimdeki sıvıya, örnek sıvıya damlatılan miktarın katı kadar asit damlatılarak işlem sonuçlandırılır. Hatta yine de hata yapmamak için büyük hacime asit damlatma işi de iki veya daha fazla kademede yapılıp ara ölçümler yapılır.
Kontrolsüz asit ilavelerinde sıvıyı tekrar geri döndüremeyecek kadar asidik yapabilirsiniz ve sizinki de sanki böyle olmuş gibi. Sizin şimdi pH' ı yükseltmeniz gerekir diye düşünüyorum ama nasıl yaparsınız bilemiyorum.
Dogasever
13-02-2010, 14:31
Konuya ilgiliyim ama çok sık takip edemiyorum. em konusundaki deneyi şeffaf poşette yapmaya çalışmıştım. Şimdi ısı sorunu var. Yazın daha ayrıntılı deneyeceğim öğrendiklerimi. Birde ben bir fikir vereyim. Esmer şeker aramak yerine neden karışıma pancar parçaları atmıyorsunuz. En doğalı o çünkü hemde çok ucuz olur. kolay gelsin.
Pancar parçaları atmak da iyi bir fikir olabilir.
Dogasever
13-02-2010, 14:35
Isı önemli olsa da engel olmuyor herhalde ki sıfır civarında bile fermantasyon devam ediyor.
Doğrudur Sn nariçi,
Aslında organik maddenin fotosentez yaparken güneşten alarak CH2O şeklinde depoladığı enerji, fermantasyon sırasında açığa çıkar ancak bu enerji çözeltiyi ısıtmaya yetmez çünkü mikroorganizmalar tarafından hücre sentezinde kullanılır. O yüzden ve mikroorganizmaların da etkkinliğini artırmak için tüm işlemin ılık bir ortamda olmasında fayda vardır. Hakim olan organizmaların türlerine göre ılık ortamın sıcaklığı değişir ama ortalama olarak 25 - 30 derece dersek hata yapmış olmayız.
Konuya ilgiliyim ama çok sık takip edemiyorum. em konusundaki deneyi şeffaf poşette yapmaya çalışmıştım. Şimdi ısı sorunu var. Yazın daha ayrıntılı deneyeceğim öğrendiklerimi. Birde ben bir fikir vereyim. Esmer şeker aramak yerine neden karışıma pancar parçaları atmıyorsunuz. En doğalı o çünkü hemde çok ucuz olur. kolay gelsin.
Sn. Karaselvi,
Enzim yaparken karışıma pancar parçalarıda ilave edebilirsiniz buna bir diyeceğim yok ama esmer şeker yerine atmak pek uygun olmasa gerek.
Çünki burada ki amaç bir kibrit çakmak gibi bir şey, yoksa meyvelerin hepsinin içinde oranları değişik olmakla birlikte şeker yani glikoz mevcuttur. Fermentasyon işlemini tetikleyebilmek için glikozun en konsantre şekilde bulunduğu melas, pekmez veye esmer şeker 1/10 oranında baştan ilave ediliyor.
Bir gram şeker kaç gram pancardan elde ediliyor ve ne gibi işlemlerden geçiyor, önce onu düşünmek lazım. Sizin söylediğiniz çay içerken şeker yerine pancar kullanamayız mı gibi bir şey olmuş. Uzun süren fermentasyon işlemi sırasında elbette pancarın içinde bulunan şeker oranı fermentasyon sürecini etkiler ama olayı başlatmaya yeter mi bilemem.
Şarap yaparken bile sıkılmış üzüm suyunun içine şarap mayası ile birlikte bir miktarda şeker ilave ediliyor. Bu işlem sadece süreci başlatmak için herhalde. Yoksa üzüm suyunun içinde de şeker var.
Dogasever
13-02-2010, 15:22
Isı önemli olsa da engel olmuyor herhalde ki sıfır civarında bile fermantasyon devam ediyor.
Doğrudur Sn nariçi,
Aslında organik maddenin fotosentez yaparken güneşten alarak CH2O şeklinde depoladığı enerji, fermantasyon sırasında açığa çıkar ancak bu enerji çözeltiyi ısıtmaya yetmez çünkü mikroorganizmalar tarafından hüçre sentezinde kullanılır. O yüzden ve mikroorganizmaların da etkkinliğini artırmak için tüm işlemin ılık bir ortamda olmasında fayda vardır. Hakim olan organizmaların türlerine göre ılık ortamın sıcaklığı değişir ama ortalama olarak 25 - 30 derece dersek hata yapmış olmayız.
Dogasever
13-02-2010, 15:24
Sn. Karaselvi,
Enzim yaparken karışıma pancar parçalarıda ilave edebilirsiniz buna bir diyeceğim yok ama esmer şeker yerine atmak pek uygun olmasa gerek.
Çünki burada ki amaç bir kibrit çakmak gibi bir şey, yoksa meyvelerin hepsinin içinde oranları değişik olmakla birlikte şeker yani glikoz mevcuttur. Fermentasyon işlemini tetikleyebilmek için glikozun en konsantre şekilde bulunduğu melas, pekmez veye esmer şeker 1/10 oranında baştan ilave ediliyor.
Bir gram şeker kaç gram pancardan elde ediliyor ve ne gibi işlemlerden geçiyor, önce onu düşünmek lazım. Sizin söylediğiniz çay içerken şeker yerine pancar kullanamayız mı gibi bir şey olmuş. Uzun süren fermentasyon işlemi sırasında elbette pancarın içinde bulunan şeker oranı fermentasyon sürecini etkiler ama olayı başlatmaya yeter mi bilemem.
Şarap yaparken bile sıkılmış üzüm suyunun içine şarap mayası ile birlikte bir miktarda şeker ilave ediliyor. Bu işlem sadece süreci başlatmak için herhalde. Yoksa üzüm suyunun içinde de şeker var.
Melas ya da esmer şekerin yerine değil ama birlikte atılabilir.
MeyveliTepe
13-02-2010, 20:47
Sn. Meyvelitepe,
Laktik asit, saf laktik asit. Hammadeler.com'dan sipariş etmiştim, sarımtrak bir rengi var. (Laktik asit almamda sizin zeytin yapım tecrübeleriniz etkili oldu. Yoğurt suyu ile Ph'i fazla düşüremedim. Bu yüzden laktik asit kullandım demiştiniz.) Ayrıca dün onunda Ph'ini ölçtüm. Ph 2.1 di. Ama 7 litrelik enzimi nasıl 2.64'e kadar düşürdü anlamadım. Orantıya vursak olmuyor. Gerçi burada normal orantı yerine logaritmik olarak bir hesap yapmak lazım, ama enzimdeki ilk değeri bilmediğimiz için şimdilik bundan sonraki gelişmeleri izleyerek göreceğiz.
Şimdi anlaşıldı :) Etki doğru orantılı olmuyor. Yarım çay bardağı laktik asiti 100 litre salamura suyuna koyuyorum PH 4'ün altına geliyor.
Melas ya da esmer şekerin yerine değil ama birlikte atılabilir.
292 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=578410&postcount=292) nolu cevabınıza iyi bir açıklama olmuş, teşekkür ederim.
acemi_caylak
13-02-2010, 21:51
Amaç burada Ph 4-4.5 arası bir enzim elde etmek olduğuna göre, demekki işe diğer maddeleri (laktik asit) fazla karıştırmadan sadece pekmez ile aşılamak yeterli gözüküyor. Daha önceki mesajımda söylediğim gibi sanırım sadece EMA kullanmak daha doğru bir çözüm. Hem de daha ucuz. Ben iki şişeye de bir kilodan fazla pekmez ekledim. Pekmezin kilosu 8 TL olduğuna göre EMA daha ucuza geliyor.
Bugün Ph seviyesi düşük iki şişeninde kapağını açıp biraz kokladım genzimi yakacak kadar bir asit kokusunu hissettim. Bunun üzerine her şişeye bir su bardağı kadar pekmez ekledim. Henüz Ph ölçmedim. Biraz daha bekleyeceğim. Eğer Ph düşmezse bu iki şişeyi kaybettik demektir. Çünkü bu kadar asidik ortamda bırakalım yararlı bakterileri, sanırım zararlı bakteriler bile yaşayamaz.
MeyveliTepe
13-02-2010, 22:08
Öyle düşünmeyin bence. Bu kadar asitik bir sıvıda patojen barınamaz. Bu sıvıları yaptığınız diğer enzimlerde asitlik düzenleyici olarak kullanabilirsiniz.
acemi_caylak
13-02-2010, 22:21
Öyle düşünmeyin bence. Bu kadar asitik bir sıvıda patojen barınamaz. Bu sıvıları yaptığınız diğer enzimlerde asitlik düzenleyici olarak kullanabilirsiniz.
Sn. Meyvelitepe,
Çok güzel bir öneride bulundunuz. İnanın, Ph yükselmezse bu iki şişeyi ne yaparım diye kara kara düşünüyordum.
Hatta Ph seviyesini bile moralim bozulmasın diye ölçmedim:)
Dogasever
14-02-2010, 11:16
Sn Acemi Çaylak
Umutsuzluğa kapılmanıza gerek yok. Yararlı mikroorganizmalar öyle kolay kolay ölmezler. Örneğin, bizim kullandığımız EM'nin içinde bazen pH 2,5 değerine kadar inse bile yaşıyorlar. Yalnız deneylerinizde Nar suyu kullanmanızı ben pek tavsiye etmem çünkü nar suyunda değişik tür yararlı mikroorganizmalar pek üremiyorlar. İçinde antimikrobiyal bir bileşik olduğunu zannediyorum. Sizin de önerdiğiniz gibi, yapılan ev yapımı bu enzim çözeltilerine arkadaşların çok az dahi olsa, EMA koymalarını yine tavsiye edeceğim. En azından elde edilen enzimlerin çeşitliliği artacak ve ph daha düzenli hale gelecektir. (Eğer EMA koyarsanız, aynımiktarda melas veya pekmez koymayı da unutmayınız!). Ama tabii ki herkesin kendi bileceği bir iş. EMA'sız da nasıl olacağı ve bitkiler üzerindeki etkileri mutlaka denenmelidir. Kolay gelsin.
Youtube'da ki videolarda yapılan enzim çalışmalarında kahverengi şeker dışında birşey koymuyorlar. Su dahi koymuyorlar.
Ben pekmez ve yoğurt suyu koydum, su ile yaptım. Bu enzim suyu içilebilir mi?
mayısgülü
16-02-2010, 16:57
enzimin içine yumurta kabuğu çekip koyabilirmiyim veya bulgur
Arkadaşlar, enzim bidonlarından biri hava çıkarmayı kesti. Bidon içe doğru çökme gösteriyor. Ben de hava çıkış deliklerini kapadım. Böylece bekleyecekmiyiz?
Sn. Nariçi,
pH ölçme imkanınız var mı? Benim sadece çilekten yaptığım içilebilir enzimde de gaz çıkışı bitmişti. Balonun söndüğünü görünce şişeyi boşalttım ve süzdüm.
pH ölçme imkanım olmadığı için damak testi yaptım. Sanki çilek likörü olmuş gibi ama kullandığım çilekler yoğun aromalı olmadığı için çilek kokusu ve tadı az geliyor. Biraz daha tatlı olsa likör olmuş diyeceğim.
Yarım bardak kadar içtim ama dokunur mu diye de tedirgin oldum.
Sayın Sarıcan, Böyle denemeler de üzerine bir iki kaşık yoğurt yesek zararsız olur diye düşünüyorum.
Gaz çıkışı bitince de 3 ay bekletmemiz gerekmiyor mu?
Bidon içe doğru daralır gibi oldu havası azaldı sanki. Ama suyu berraklaştı. posalar dibe çöktü. Diğer hava çıkışı devam edenlerde malzemeler üst tarafda duruyor.
Berraklaşma ve çökelmede olduysa işlem tamam gibi görünüyor. Bence tortuyu kabartmadan bir hortum yardımıyla sifon yaparak sıvıyı başka bir şişeye alın, kalan tortuyuda kompost oluşturmak için toprakla karıştırın. Bunların hepsi deney. deneye deneye öğreneceğiz. Olmazsa bir sürede süzülmüş sıvıyı kullanmayıp bekletirsiniz.
sındırgılı
18-02-2010, 20:15
Bende, hepsinde 3 ayı bekleyeceğim. Bakalım ne olacak?
acemi_caylak
19-02-2010, 05:41
Bende 3 ay beklemeyi düşünüyorum. Ph seviyeleri düşük olan şişelerde berraklaşma arttı. Zaman geçtikçe mi berraklaştığı veya ph seviyesi düşük olduğu için mi berraklıştığı konusunda şimdilik fikrim yok. Bu hafta sonu yeniden Ph ölçümlerini yapacağım.
acemi_caylak
21-02-2010, 19:50
Bu arada kompost oluşum süreci tamamlanmamış olsada 10 gündür bekleyen şişeden (havuç, elma ve yonca yaprakları ile yapmıştım) yarım çay bardağı kadarını 2 litre su ile karıştırıp cumartesi günü evdeki limon ağacına verdim. Şimdilik bir olumsuz etkisi gözükmüyor.
Bu mesajın tarihi 18 Ocak. Tam 1 ay olmuş. Yaklaşık 15 gün önce bu seferde hem mandalina hemde limona aynı oranda vermiştim. Limonda bir değişiklik yok. Yapraklar sanki biraz daha canlandı gibi ama belirgin değişiklik yok. Ancak mandalina da belirgin değişiklik var. Yapraklarının büyük çoğunluğu dökülmüştü. Ancak şimdi her tarafından yaprak veriyor ve 5-6 tane çiçek açtı.
Ayrıca geçen hafta ormadan menekşe toplamıştım. Onları küçük saksılara dikmiştim. İlk günler bir şey vermedim. Ancak menekşelerin hafiften solduğunu görünce çarşamba günü bir kapak kadarını 1 lt su ile karıştırarak menekşelere verdim. Menekşeler çoştular desem yeridir. Eğer bu coşmanın nedeni enzim ise, bence bütün sıvı gübrelerden daha etkili. 3 günde bu kadar hızlı etkisini beklemiyordum.
denizakvaryumu
21-02-2010, 19:55
Denemelerde kontrol saksısı da yer almalı .
Örneğin menekşelerde bir saksıya enzim kullanılmasa idi net bir fikir hemen oluşabilirdi.
Fermantasyonun durduğu bidonda bir kısım posa yukarı doğru hareket etti ve yeniden yavaş olarak başladı.
acemi_caylak
22-02-2010, 05:28
Denemelerde kontrol saksısı da yer almalı .
Örneğin menekşelerde bir saksıya enzim kullanılmasa idi net bir fikir hemen oluşabilirdi.
Sn. Denizakvaryumu,
Şimdilik bir kesinlik yok zaten. Belkide havalar güzel gittiği için mandalina çiçek açtı veya menekşeler kendini toparladı. Bence sizin dediğiniz gibi ortama bir kontrol saksısı da dahil ederek, süreci 2-3 ay izlemek gerekiyor. Çünkü kısa vadede neyin etkili olduğuna emin olamayız.
acemi_caylak
22-02-2010, 05:31
Fermantasyonun durduğu bidonda bir kısım posa yukarı doğru hareket etti ve yeniden yavaş olarak başladı.
Sn. Narici,
Yavaş olarak başladı derken gaz çıkışı mı yeniden başladı?
Benimkinde bir kısmı dibe çökmüş, bir kısmı en üstte, ortada ise berrak renge dönüşmüş sıvı var.
acemi_caylak
22-02-2010, 05:39
Bugün Extech PH100 Ph ölçer aldım ve hemen ölçümlerimi yaptım.
1- Patates, havuç, elma, yonca yaprağı, kuşkonmaz ve diğer mutfak artıklarından oluşan birinci şişede ph seviyesi 2.64. Bu şişe bir ay önce hazırlandı.
2- Sadece yonca yapraklarından oluşan şişede Ph seviyesi 2.77. Bu şişe 15 gün önce hazırlandı.
Dün akşam yaptığım ölçümlerde eski seviyesi 2.64 olan şişenin Ph seviyesi 2.82. Eski seviyesi 2.77 olan şişenin Ph seviyesi 2.87. Sanırım durum iyiye gidiyor.
Ayrıca limon ve mandalinaya her birinden yarım kapak kadar enzimi yaklaşık 1.5 lt su ile karıştırarak tekrar uyguladım.
Sn. acemicaylak,
Çöp enzim topraklı tarımda iyi sonuç verecek gibi ama topraksız tarımda pek faydalı olmayacak gibi.
Ben yoğurt kovasından yaptığım fermentasyon kabından elde ettiğim sıvıyı evdeki saksıların sulamasına kullanıyorum. Menekşe ve Mayer Limon çiçeğe durdu, diğer yeşil saksılarda yeni filizler canlandı.
Daha öncede denemiş olmama rağmen elde ettiğim bu olumlu sonuçlardan sonra aynı sulama suyundan topraksız tarımda yaptığım patetes saksısınıda suladım. Fakat yine aynı şey oldu, sıvı köklerin etrafında sümüksü bir birikim yaparak kökleri bloke etti ve düne kadar canlı fideler ölmek üzere. Bolca temiz su ile kökleri yıkadım ama kurtulmayacak gibi.
Bir şeyler öğreninceye kadar bayağı bir emeğide telef edeceğiz anlaşılan. Patateslerime üzüldüm dört aydır uğraşıyordum.
Sayın acemiçaylak, benimkiler de sizin tarifinize benziyor.
acemi_caylak
22-02-2010, 20:59
Bir şeyler öğreninceye kadar bayağı bir emeğide telef edeceğiz anlaşılan. Patateslerime üzüldüm dört aydır uğraşıyordum.
Sn. Sarıcan,
Gerçektende öğrenme aşamasındayız ve üzücü sonuçlarda olabiliyor. 4 aylık emeğin boşa gitmesine bende üzüldüm.
Ancak daha öncede tartışmıştık. Bu konuda fazla bilimsel bir çalışma yok. Mecburen bizde deneyerek öğreniyoruz.
Topraksız tarım konusunda hiç bir tecrübem yok. Ancak tahmin yürütürsek, birinci neden emzimdeki bakteriler, ikinci neden enzimin ph seviyesi topraksız tarımda olumsuzluğa neden oluyor olabilir.
Aslında bilimsel çalışma olmayışından dolayı, enzimin içinde tam olarak hangi bakteriler var bilmiyoruz. Laktik Asit bakterisi kesin vardır. Ama başka hangi canlı var bilmiyoruz. Daha önce şaka yollu söylediğiniz gibi iş mikroskop almaya varacak gibi.
Aslında çokta umutsuz olmamak lazım. Edindiğimiz tecrübelerde küçümsenecek türden değil. Şundan eminiz artık. Enzim topraklı tarımda işe yarıyor. Ama derecesi ne? Bundan sonraki aşama gözlemlerimizi kontrol gruplarıda oluşturarak kayıt altına almak ve enzim ne kadar etkili oluyor, hiç gübre kullanmadan sadece enzimle bitki besleyebilir miyiz bunu gözlemlemek olmalı bence.
Ayrıca sadece bir veya iki meyveyle yapılan içilebilir enzimi de, bir kaç meyve türüyle daha deneyerek işi ilerletmeliyiz bence. Bu konuda siz ilk adımı atmış oldunuz zaten. Bende sıkılmış nar çekirdeklerinden oluşan şişenin içine hiç bir şey katmadım. Daha şimdiden kokusu cezbedici gözüküyor. Bu gidişle en azından kendi likörümüzü ve şarabımızı üretebileceğiz gibi:) Bir adım ötesi düdüklü tencereye imbiği taktık mı rakı üretmek olur:)
acemi_caylak
02-03-2010, 04:08
Dün akşam yaptığım ölçümlerde eski seviyesi 2.64 olan şişenin Ph seviyesi 2.82. Eski seviyesi 2.77 olan şişenin Ph seviyesi 2.87. Sanırım durum iyiye gidiyor.
Ayrıca limon ve mandalinaya her birinden yarım kapak kadar enzimi yaklaşık 1.5 lt su ile karıştırarak tekrar uyguladım.
Ph seviyelerini dün yine kontrol ettim. Takibi kolay olsun diye aşagıdaki listeyi yaptım.
1. Şişe: 2.64 -> 2.82 -> 2.79 (Karışık malzemeden oluşuyor.)
2. Şişe: 2.77 -> 2.87 - > 2.94 (Sadece yonca yaprağı idi, sonradan elma ve patates eklendi.)
3. Şişe: 3.87 -> 3.33 (Sadece suyu sıkılımış nar çekirdeklerinden oluşuyor.)
Gördüğünüz gibi 2. şişede asit seviyesi düşüyor. Birinci şişede biraz yükselmiş. Nedenini bende çözemedim. Ancak ikisine de biraz pekmez, bir adet patates ve bir adet elma katmıştım. Bu ekleme işleminden sonra 2. şişede bariz bir gaz çıkışı başladı. Hatta bir akşam kapağı gevşeterek gazını almayı unutmuştum. Ertesi sabah şişenin kapağını gevşettiğimde kola, soda vb. gibi taştı.
Birinci şişede gaz çıkışı nerdeyse durmuş durumdaydı ve yeni eklemelerden sonra da bir hareket olmadı. Gaz çıkışı nerdeyse yok denecek kadar az.
Ancak sonradan kattığım elma ve patatesin rengi, tıpkı turşu suyuna meyve kattığınızda renginin değişmesi gibi değişmiş durumda. Sanrım bu şişeye biraz daha pekmez eklemekte yarar var gibi. Ancak şişede yer yok. Şişeyi bölmem gerekecek.
Bu arada mandalinada oldukça fazla tomurcuk oluştu ve yeni filizlenen yapraklar büyümeye başladı. Eski yaprakların hepsini kopardım. Sadece üzerinde yeni çıkan yaprakları bıraktım. Hem ağaç eski yapraklara güç harcamaz, hemde takibi kolay olur. Limonun yaprakları biraz daha yeşillendi ve küçük tomurcuklar oluşmaya başladı. Menekşeler canlılığını koruyor.
Cumartesi günü 3 saksıya orman sümbülü diktim, diktikten sonra sulandırılmış enzimi onlara da verdim. Şimdilik fazla değişiklik yok. Bu saksılardakiler kendilerini toparlayınca bir tanesine kontrol amaçlı olarak enzim vermeyeceğim. Şimdilik yerleri değiştiği için hızlı toparlasınlar diye üçüne birden verdim.
ssengoren
02-03-2010, 21:11
Sn Sarıcan ve konuya hakim diğer arkadaşlar;Ne yazıkki geçen hafta sonu farkettim enzim konusundaki bilgilendirme ve denemeleri.Meyveli tepenin sebze adalarını incelerken ''em'' konusundan hareketle sizleri okuma olanağını buldum.Gerek Meyveli tepe ve gerekse sizlere çok şeyler borçluyuz.Hepiniz sağolun varolun.Bende evimin çok mütevazi bahçesinde (30m2) yıllardır debelenip duruyorum.Sağdan soldan,eşten dostan edindiğimve doğal olduğunu umduğum sebze tohumları ile hiçbir kimyasal kullanmadan her geçen yıl eniyiyi kovalamaya çalışıyorum.Enzim konusunu konuyla ilgili-ilgisiz tüm arkadaşlarım ile paylaşıyorum.Birşekilde çoğunu etkiledim.İlk denemelerimi dün akşam yaptım.Deney tüplerim serum şişeleri ve 5 litrelik içme suyu petleri.Bu sabah gaz çıkışını görünce nasıl mutlu oldum bilemezsiniz.Bu hafta sonunda ise bahçede bulunan ısırgan,roka,tere,kuş otu ve turp yaprakları ile deneme yapacağım.Zeytinyağı fabrikası olan bir dostumlada fabrika bahçesindeki ''karasu deposu''nu enzimleyeceğiz 3-4 ay sonra.Göreceğimiz amatör sonuçları konuyu bilenlerin yönlendirmesi ile bölgemize faydalı hale getireceğimize inancım tam...En kısa zamanda görüntüleri aktaracağım...
Sn. ssengoren,
Aramıza hoş geldiniz. Özellikle sizin gibi uygulamaya yakın arkadaşların konuya dahil olması çok güzel. Enzim ve mutfaktaki organik atıkların oksijensiz ortamda kompostlaştırılması gerçekten ilginç bir konu. Hiç bir işe yaramasa bu organik atıkların belediye çöplüklerine gidip metan gazına dönüşmesini engellemiş oluyoruz.
Şunu hemen söyliyeyim ki balkondaki saksılarda yaptığım denemelerde ilk çiçeği, saksı toprağını yoğurt kabında fermente ettiğim organik atıklardan yaptığım kompostla terbiye ettiğim domatesler açtı. Kompost sıvısını sulandırarak uyguladığım menekşeler ve mayer limon çiçeklere boğuldu.
Basit bir kompost kovası ile bahçenizdeki toprağı organik maddece zenginleştirip toprağınızı daha verimli hale getirmeniz mümkün. Enzim konusunda henüz deney yapmadım, şu an enzimler hala oluşmaya devam etmekte. İlk deneyleri kompost kovasından aldığım çöp enzimle yaptım.
Ama benim asıl merak ettiğim enzimin kirli suları arıtmadaki etkisi. Burada uygulama imkanım yok, bu yüzden sizin karasu deposu arıtma deneyiminizi merakla bekleyeceğim. Deneylerinizi paylaşırsanız çok sevineceğim.
sındırgılı
02-03-2010, 21:50
Sevgili Hemşerim, Bende çöp enzimde oluşan materyalı ne yapacağımı düşünüyordum.İstersen sana gönderebilirim..Neredeyse 3 ay olacak..Belki, bu sayede olumlu neticelerini deneyimleyebiliriz..İçecek enzimde isede hala gaz çıkışı var..
Sn. Sarıcan,
Gerçektende öğrenme aşamasındayız ve üzücü sonuçlarda olabiliyor. 4 aylık emeğin boşa gitmesine bende üzüldüm.
Ancak daha öncede tartışmıştık. Bu konuda fazla bilimsel bir çalışma yok. Mecburen bizde deneyerek öğreniyoruz.
Topraksız tarım konusunda hiç bir tecrübem yok. Ancak tahmin yürütürsek, birinci neden emzimdeki bakteriler, ikinci neden enzimin ph seviyesi topraksız tarımda olumsuzluğa neden oluyor olabilir.
Aslında bilimsel çalışma olmayışından dolayı, enzimin içinde tam olarak hangi bakteriler var bilmiyoruz. Laktik Asit bakterisi kesin vardır. Ama başka hangi canlı var bilmiyoruz. Daha önce şaka yollu söylediğiniz gibi iş mikroskop almaya varacak gibi.
Aslında çokta umutsuz olmamak lazım. Edindiğimiz tecrübelerde küçümsenecek türden değil. Şundan eminiz artık. Enzim topraklı tarımda işe yarıyor. Ama derecesi ne? Bundan sonraki aşama gözlemlerimizi kontrol gruplarıda oluşturarak kayıt altına almak ve enzim ne kadar etkili oluyor, hiç gübre kullanmadan sadece enzimle bitki besleyebilir miyiz bunu gözlemlemek olmalı bence.
Ayrıca sadece bir veya iki meyveyle yapılan içilebilir enzimi de, bir kaç meyve türüyle daha deneyerek işi ilerletmeliyiz bence. Bu konuda siz ilk adımı atmış oldunuz zaten. Bende sıkılmış nar çekirdeklerinden oluşan şişenin içine hiç bir şey katmadım. Daha şimdiden kokusu cezbedici gözüküyor. Bu gidişle en azından kendi likörümüzü ve şarabımızı üretebileceğiz gibi:) Bir adım ötesi düdüklü tencereye imbiği taktık mı rakı üretmek olur:)
Sn. acemi_caylak,
Patatesler henüz ölmedi ama hala uğraşıyorum. Olayın bir çok boyutu var, hepsini bir araya getirmeye çalışıyorum ama ilk aklıma gelen sıvının jelleşmesini yarattığı etki idi. Saksıyı bolca su dökerek içindeki katı materyali ve kökleri yıkamaya çalıştım.
Bu arada farkettiğim başka bir şey daha oldu. Saksı 19 litrelik pet şişeden keserek yaptığım bir denemeydi. Şeffaf olduğu için güneş ışığı ile temas eden yüzeylerde yosun oluşumu da artmış vaziyette.
Saksının dibinde drenaj için 4 mm bir delik vardı. O da jelleşen sıvı ile perlit tanesinin birleşmesi ile hortumu tıkayıp drenajın durmasına sebep olmuş ve jelleşen sıvı inanılmaz bir kötü koku oluşturmuş. Sonra saksıyı yıkarken drene ettiğim sıvıyı klozete döktüğümde iki gün banyoya giremedik neredeyse. O kadar yıkamaya rağmen hala saksıda bir miktar koku var.
Fide patates fidesi olmasa saksıyı komple boşaltıp kökleri yıkayıp tekrar dolduracağım ama patateste karşıma nasıl bir tablo çıkacak bilemediğim için hala üzten bolca su dökerek yıkamaya çalışıyorum. Umarım kurtulur.
Sadece çilek' ten yaptığım enzim şişesini dayanamayıp sonlandırdım ve hergün bir fincan olmak kaydıyla bir hafta on gün içtim. Fazla içsem kafa yaparmıydı bilmiyorum ama likör gibi olmuştu.
Bu arada rakı zahmetli olduğu için ona başlamadım ama hazır üzüm sularından 3 şişe şarap yaptım. Bir şişesini abartmamak için kontrollü olarak tükettim. Kobay olarak kendimi kullanıyorum. Ben ölmezsem sizde yapıp içebilesiniz diye.
Enzim fermantasyonu 30 derece civarında olurken atık suların açık havadaki sıcaklık düzeyinde etkinliği devam ediyor mu?
sındırgılı
03-03-2010, 20:42
Bugün, çöp enzimini bitirdim. Süzgeçten geçirerek 1/500 oranında bir miktarını suyla karıştırarak bahçedeki bitkilere verdim. Şunu söyleyebilirim, dükkanın deposunda açınca çok güzel bir meyva buketi kokusu dükkana yayıldı..Hafif alkollu.. Aslında içinde pırasa,lahana,muz kabuğu,armut,elma kabukları vardı..Süzülen enzimi yarın Edremite göndereceğim.İçilecek enzimi de 15 gün sonra sonlandıracağım. Fakat çöp enzimi bu kadar güzel oluyorsa? Likör niyetine rahat rahat tüketilebilir..
acemi_caylak
03-03-2010, 20:47
Likör niyetine rahat rahat tüketilebilir..
Sn. Sarıcan, bizim için vefakar bir şekilde testleri başlattı. Sanırım bu gidişle hepimiz alkolik olacağız:)
sındırgılı
03-03-2010, 21:04
Yakında, İmbikleri hazırlarız :)
ssengoren
03-03-2010, 21:35
Sn Sındırgılı ilginize teşekkürederim.Dörtgözle emaneti bekliyorum.Öyle imrendirdinizki; içimden ''acaba bir yudumcuk içsem ne olur ''diye geçirmekteyim.Bende bu akşam eve gelir gelmez tatlı bir telaş ve heyecanla ikinci sebze enzimini yaptım.İçine roka-tere-ısırgan-turp yaprakları ve 100 gr kadar portakal kabuğu koydum.300 gr pekmez ve 10 gr ekmek mayası ekledim.2 saat geçti geçmedi gaz çıkışları süper...
İlk enzim denemesine 13 Ocak günü başlamıştım. En kısa zamanda Sayın Sarıcan'ın yaptığı gaz çıkışını düzenleyen sistemlerden berini yapacağım dediğim halde tembellik edip hala yapmadım.
Enzim işlemini evin içinde yapma izni alamadığımdan (emekli olduktan sonra bu hallere düştüm), bahçede içinde artezyen motorunun bulunduğu, odun ve bahçe malzemelerini koyduğumuz bir oda büyüklüğündeki yerde bu işlemi yapmağa çalışıyorum.
Bir ay müddetle 8 litrelik pet şişesinin kapağını hafifçe gevşetmem gaz çıkışını sağlamağa yetiyordu. 15 gün kadar önce gaz çıkışının azlığından süphelenerek şişenin içine 6-7 adet kahverengi şeker ile yarım su bardağı, kendi yapmış olduğumuz, turşunun suyundan koydum.
10 gün müddetle değişen bir şey olmadı. Havaların ısınmış olmasının etkisiyle mi nedir, 10. günün sabahında şişenin patlayacakmışçasına şiştiğini, tabanının yuvarlaklaştığını, hatta kapağının bile bombe yaparak yukarıya doğru kabardığını gördüm. Kapağı hafifçe gevşettiğimde adeta şampanya köpüğüne benzer köpük oluşuyor ve yukarıya doğru yükseliyordu. Enzimi taşırmadan gazını boşaltmam bir saatten fazla zamanımı aldı. Bütün gün boyunca ve gece yatıncaya kadar 1-2 saat ara ile gaz çıkışını sağladım. Her seferinde de şişe patlayacakmış gibi geriliyor ve hemen oluşan beyaz köpükler şişenin ağzına doğru yükseliyordu.
Bu durum üç gün devam etti. Şimdi duruldu ve normale döndü. Gün be gün gaz çıkışı azalıyor. Şişenin kapağını gevşettiğimde mis gibi bir koku etrafa yayılıyor. Limon çiçeğinin kokusuna benziyor. Rengi de güzel mi güzel. Açık kayısı suyuna benziyor. Hemen sulandırıp içesim geliyor, ama içindekilerin pazar yerinden topladığım meyve ve sebze atıkları olduğunu bildiğim için kendimi frenliyorum.
İlk fırsatta taze ve temiz meyvelerden içecek enzimi yapmam gerekiyor.
Sn. ssengoren,
Deneyler iyi gidiyor galiba ama biraz güldürdünüz beni. Ben enzim yaparken ekmek mayası kullanmamıştım. Çünki okuduğum tariflerde yoktu. Daha sonra şarap konusu ile karışınca işin içine ekmek mayası da girdi ve şarap yapımını da anlatırken yazmıştım. Ama neden olmasın roka-tere-ısırgan-turp şarabı niyetine içebilirsiniz ya da suladığınız bitkiler kafayı bulur biraz. Şaka bir tarafa iyi bir deneme olmuş, belki de maya da katmak lazım enzime. Deney sonuçlarını merakla bekliyorum. Yaz tatili için Altınoluk' a geçerken bakarsın uğrarız yanınıza.
acemi_caylak
04-03-2010, 04:59
Bence de enzime maya katarak deneme yapılması iyi olur. Bu denemelerin sonucunda bitkiler için, en iyi sıvı gübreye yakın bir gübre elde edeceğimize ben inanıyorum. (içilebilir enzimle ilgili denemeleri Sarıcan başarıyla yapıyor zaten)
Melas, laktik asit, ekmek mayası, bira mayası, mikoriza mantarı (ormanda bulunabilir, adamlar 1 gr için acaip fiyat istiyorlar), pirinç suyu, buğday kepeği, kefir vb. bütün yararlı bakteri içeren katkılar enzime katılabilir. Ayrıca sadece deniz yosunlarından (tuzu iyice yıkanmış) oluşan bir enzim yapılabilir alın size yeşil algli sıvı gübre.
Bu mayalandırıcıların hepsi bir işlemde kullanılmaz herhalde.
acemi_caylak
04-03-2010, 08:39
Bu mayalandırıcıların hepsi bir işlemde kullanılmaz herhalde.
Aslında bu size kalmış durumda. Buradaki bakterilerin hepsi yararlı bakteri sınıfına giren bakteriler. Birinin diğerini öldüreceğini sanmıyorum. Yalnız yukarıda da bir deneyimi aktarmıştım, laktik asiti çok az kullanmak gerekiyor.
Ben sadece pekmez ve yoğurt suyu kullanıyorum. Bazan yoğurt suyu olmayınca yoğurt koyuyorum. benim enzimlerin gaz çıkışı durdu. Üçünü süzdüm, bir tanesi duruyor.
acemi_caylak
04-03-2010, 10:06
Üçünü süzdüm, bir tanesi duruyor.
Sn. Nariçi,
Süzdüğünüz enzimleri bitkilerde kullandınız mı hiç?
Orantısız olarak suyla karıştırıp meyve fidanları toprağına döktüm, ama henüz yapraklanma olmadığından etkisini göremedim. Parfüm çiçeği saksısına da dökmüştüm ona biraz ağır gelmiş olmalı.
acemi_caylak
04-03-2010, 14:49
Bence en azından 1/100 oranında su ile karıştırmak gerekiyor. Çünkü emzimlerin asit seviyesi oldukça yüksek. Hele yoğurt suyunu fazla eklediyseniz, asit seviyesi daha da yüksek olur. Bu yüzden dikkat etmek gerekir. Ben bir şişe kapağını (1,5 litrelik su şişesi kapağı) 1 litre su ile karıştırıp veriyorum.
ssengoren
04-03-2010, 20:20
Sebze meyve artıkları yerine sadece çimlendirilmiş buğday kullansak farklı bir netice elde edermiyiz acaba?
acemi_caylak
05-03-2010, 04:07
Sebze meyve artıkları yerine sadece çimlendirilmiş buğday kullansak farklı bir netice elde edermiyiz acaba?
Bitkiler için besleyici bir sıvı elde edersiniz. Örneğin ben sadece bir şişeyi orman kıyısından topladığım yonca yaprakları ile yaptım.
sındırgılı
06-03-2010, 21:11
Ben bugün kivi ile yaptığım enzimi sonlandırdım. Önce ben içtim..Ne olur, ne olmaz diye :)
Tadı güzel gelince eşime verdim..O da beğendi..Artık sırada kaliteli üzümden şarap yapmak var..Sevgili Sarıcan, teşekkürler..Çöp enzimden çıkan enzimin bir kısmını 1/500 oranında sulandırıp,bahçede kapıcının hışmından kurtulan kadife çiçeklerine verdim.Onlar bana, sebze bahçelerinde lazım..Şu ana kadar bir olumsuzluk gözlemedim. Fakat diğer bitkilerime vermeyi göze alamadım..Posayıda, toprakla karıştırıp çürümesini bekleyeceğim..
Sn. Sındırgılı,
Afiyet olsun. Gerçekten ilginç ve güzel bir deney oldu benim içinde. Ama sağlık açısından bir yararı var mıdır? Onu da herbalistlere sormak lazım. Ben de çilekten yaptığım enzimi severek içtim. İlk yaptığım şarabı da içtim.
Yalnız bu son yaptığım şarap biraz bulanık gibi, henüz durulmadı. İlk yaptığım Rose şaraptan biraz daha koyu renkli ama çok berrak ve güzel bir şarap olmuştu. Bu biraz daha koyu ve kıvamlı.
Sanki fermentasyon erken sonuçlanmış gibi. Tadı fena değil ama berrak değil. Kuru mayayı ilk sefere oranla biraz daha az koymuştum belki ondan olabilir. Yeni bir deneyde maya miktarını biraz daha artıracağım. Bu işi deney yaparak öğreneceğiz.
Çöp enzim, topraklı saksılarda olumlu sonuç verdi. Kompost posası ile karıştırdığım saksıda bulunan redrobin domatesler çoştu. Diğer saksılardakine fark atarak ilk çiçeği o saksıdakiler açtı ve çok sayıda çiçeği var.
Enzim içilirken belli oran da suya katılacak mı, yoksa sek içilebilir mi?
sındırgılı
07-03-2010, 15:08
Ben, sek :) içtim...hafif alkollü ve güzeldi..
Bitkilere ağır (etken) olunca belki bize de dokunur diye düşündüm. Ben sadece tadına baktım.
Okuduğum siteyi şimdi tam hatırlayamıyorum ama zaten enzim öyle bardak bardak içilesi bir şey değil. İlaç niyetine yarım çay bardağı içseniz yeter.
http://kampungboycitygal.com/2008/06/making-your-own-fruits-enzyme/
Nerede okuduğumu araştırırken burada iki yemek kaşığı kadar içilmesi gerektiğini hatırladım. Fazla içmeye vücudu test ederek geçmek lazım ama sulandırmaya gerek yok. Bende çilek enzimini her sabah bir kahve fincanı kadar içerek bitirdim.
Böyle bir yer de var. Fakat net bir şey öğrenemedim.
http://www.hammaddeler.com/index.php?option=com_content&view=article&id=4238&Itemid=362
Enzim fermantasyonu durunca kapalı olarak ne kadar saklanabiliyor (bekleyebilir) acaba?
sındırgılı
16-03-2010, 19:49
Sn.Ssengoren, gönderdiğim enzimleri uygulama imkanı bulduysanız,sonuçları paylaşırsanız seviniriz..
ssengoren
16-03-2010, 21:48
Sn Sındırgılı
Mesleğimden ötürü ''mart ayı dert ayı'' mazeretine sığınıp sizden özür diliyorum.Emanetinizi aldım.İlginize çok teşekkürediyorum.13 Mart 2010 cumartesi günü fabrika bahçesinde 4 adet temiz 5 lt su pet şişesine zeytin karasularını koyduk.10-20-30-40 gram olmak üzere enzimleri ekledik.Uygulamayı haftadabir aynı oranlarda enzim katmak sureti ile 3-4 kez tekrarlayacağız.Koku ve görsel değişimleri takip edeceğiz.Bende sizler gibi merakla bekliyorum.
sındırgılı
16-03-2010, 22:04
Bu akşam, enzimden tekrar 1 likör kadehi içmek istedim.Fermentesi bitmiş gözüküyordu.Fakat, daha ekşi ve alkolü biraz daha keskin geldi..3 ayın dolmasına günler kaldı,ama durdukça içimi kötü hal alıyor..Ya biraz sulandırmak,ya da likör kadehinden daha küçük bir bardakta şifa niyetine içmeli..Öyle olursada bu şişe bitmez?? Ne yapmalı Sn.Sarıcan? Yine bitkileremi vereceğiz ?? 1 kg kivi 'den yapmıştım.. :)
Ya, ne desem bilmiyorum ki. Çilek enzimini biraz erken sonlandırmıştım onu günde bir kahve fincanı kadar içerek bitirmiştim. Şimdi diğer büyük damacananın bitmesini bekliyorum ama inan ben de senin gibi tereddüt içindeyim. Biraz önce evde üzüm suyundan yaptığım şaraptan bir fincan kadar içtim. Psikolojik midir? yoksa gerçekten çarpıyor mu bilemiyorum? Fincan biter bitmez içimde bir ısının yayıldığını hissediyorum. Bu yüzden fazla içmeye de korkuyorum. Marketten aldığım şarabı veya rakıyı içerken bu kadar tedirgin olmadım. Bence temkinli gitmek lazım. Gerçi vatan sağolsun diyoruz ama yine de pisi pisine gitmeyelim öyle değil mi? Bence günde bir fincan yeter.
Ben narenciye kabuklarından yaptığım enzimden iki akşam birer yemek kaşığı şalgam içine koyarak içtim. Sanki vücut ısısı yükseldi gibi buna hararet mi diyorsunuz. Çok berrak gözüküyorlar.
acemi_caylak
17-03-2010, 06:17
Ben sizler gibi içmeye cesaret edemedim daha. Ancak bu enzimin bitkilere çok faydalı olduğunu net olarak gözlemleyebiliyorum. Eskiden çok az veya hiç çiçek açmayan limonun her yerinden çiçek fışkırıyor. Ayrıca sürekli yeni filizler veriyor.
Yaprak bitinden kurtulana kadar hemen hemen bütün yapraklarını kaybettiğim (bazılarını da ben koparmıştım) mandalina ise bir sürü yeni yaprak ve çiçek tomurcuğu vermeye başladı.
Fazla söze gerek yok. Fotograflar burada. Limonun yanında gözüken menekşeleri güzel fotoğraflayamadım. Hafta sonu da onları fotoğraflarım.
130711
130712
130714
Bende diyorum bu çiçeklerin sebebi ne?
acemi_caylak
17-03-2010, 09:27
Bende diyorum bu çiçeklerin sebebi ne?
Sn. Sarıcan,
Sizinkide çok güzel çiçek açmış. Bizim enzimler boşa gitmiyor anlaşılan.
Bu arada enzimle ilgili okuduklarıma göre içilebilir enzimlerde süreyi daha kısa tutmak gerekiyor. Bir ay sonrasında tüketilebilir hale geliyormuş. Bu yüzden 3 ay beklemeye gerek yok. (Gerçi bazıları da 6 aydan bile sözediyor ama bana inandırıcı gelmedi. Adam ayrıntılı bilgi vermiyor ve workshop düzenliyormuş. Bunun reklamını yapıyor.)
Ayrıca bir kerede 30 ml' den fazla içilmemesi, yemeklerden önce ve su ile karıştırılmadan içilmesi gerektiği söyleniyor. (Su ile karıştırırsak etkisi azalıyormuş. Sadece mide problemi olanlar yemeklerden sonra su ile karıştırarak içebilirmiş.) İçmeninde bir kuralı varmış, ağzımıza aldıktan sonra bir süre dilimizin altında tutup yavaş yavaş içmeliymişiz.
Ne yapmalı Sn.Sarıcan? Yine bitkileremi vereceğiz ?? 1 kg kivi 'den yapmıştım.
Sn. Sındırgılı yapmş olduğunuz bütün enzimlere (eğer kullanmayacaksanız) ben talibim. Gaziantep'teki 12 dönümlük bağımızda seve seve kullanabilirim.
sındırgılı
17-03-2010, 10:56
Ooo, biz yani ben, sek likör içer gibi içtim.karaciğeri fazla zorladikki kaşıntı ve hararet yaptı.Diğer mango enziminide süre fazla uzamadan bitirmeli! Şayet içemezsem,size gönderebilirim.Neden olmasın? Dahala hafif te olsa kaşıntı devam ediyor. Biz, farkında olmadan atom yapmışız :)
sındırgılı
17-03-2010, 20:36
Pirinç ıslama suyuda öyle bekliyor. Anlaşılan, yazın Büyükadada perşembe günleri pazar kurulduğunda bisiklete atlayıp tüm döküntüleri toplayıp, evde kompost yapma işlemlerine başlamak gerekecek..Sayın doğasever'in kovalarıda yetmeyecek..Özel bir yer yapmalı..Sabahları, kahvaltıda kendimin yetiştirdiğim domates ve biberi dalından kopartıp yemek bize yeterli olmayacak..Ne olacak bu halimiz!!!..Zaten Sn.Meyvelitepe aklımıza Adacıkları soktu.Onları kestirdik,şimdi yavaş yavaş adaya götürmeye devam ediyoruz.Motor kaptanları bile bıyık altından bize gülüyor..''.Eskiden böyle şeylerle uğraşmazdı..Kafayımı yedi ne?'' diye mutlaka soruyordur..Gerçekten, kışın sadece kediler, yemeksiz kalmasın diye giderdim..Şimdi bitkilerim ne yapıyor diye gidiyorum. Sonumuzu pek hayırlı görmüyorum..Aslında, sorum askıda kaldı..Pirinç suyunu ne yapmalı? Kepekle veya eski gazetelerle mix yapıp kullanma olanağı varmı?
acemi_caylak
18-03-2010, 19:38
Pirinç suyunu ne yapmalı? Kepekle veya eski gazetelerle mix yapıp kullanma olanağı varmı?
Sn. Sındırgılı,
Pirinç suyunda fermentasyon bitti mi?
sındırgılı
18-03-2010, 20:43
3 ayı geçti, bitmiştir diye tahmin ediyorum..
Buldum arkadaşlar enzimin bir faydasını!
Barsak mide gazlarını gideriyor. Kendim kobay olarak kullandım ve gördüm. En çok gaz yapıcı yemek kuru fasulye onda da tam etkili.
sındırgılı
22-03-2010, 18:53
Sevgili Acemi Caylak, Ben bu enzimi bitiremeyeceğim.Kargo ile göndermek çok pahalıya geliyor..İstanbulda, tanıdığın veya sana ulaştırabilecek kimse varmı? Sevgiler..
Sn. Sındırgılı,
Enzim içmeye devam ediyor musunuz? Ben içtiğimde de hararet yapıyor. Çilekle yaptığımı bitirdim ama bu kokteyl olanı içmeye korkuyorum. Bir defa içtim, bende de hararet yaptı. Başka deneyen arkadaş oldu mu acaba? Sn. Nariçi gaz giderici etkisinden bahsetti ama bana yaptığı etki ile ben o özelliğine hiç bakamadım. Bende hararetle birlikte nefes darlığı gibi bir durum oluştu, allerjik bir reaksiyon mu oldu diye gözüm korktu.
acemi_caylak
23-03-2010, 06:22
Enzimin aslında zararı olmaması gerekir ama mikroskop olmayınca insan korkuyor. İçinde tam olarak hangi bakteriler olduğunu bilmiyoruz. Eğer aşağıdaki bakteriler varsa ki var olduğunu biliyoruz hiç bir zararı yok. Hatta yararı bile var. Ancak yinede emin olamıyor insan.
Burada bir noktanın altınıda çizmek gerekiyor. Okuduğum literatürlerde enzimler tedavi etmekten çok sindirim sistemi rahatsızlıklarında (Nariçi'nin dediği gibi gaza faydası var.) gastronomik floraları düzenleyici etkisi nedeniyle öneriliyor.
Aşağıda farklı farklı yerlerde sözedilen yararlı mikroorganizmaların (bakteriler, mayalar, küfler, aktinomisetler vs) listesi var. Ki bunların çoğunluğu tahmin ettiğim kadarıyla EM içerisinde de var. (Sn. Dogasever zaman zaman bu mikroorganizmalardan grup olarak sözediyor.) Enziminizde bu tür mikroorganizmalar olduğundan eminseniz seve seve içebilirsiniz. Ancak maalesef elimizde mikroskop yok. Hatta bazılarının tespiti için amatör mikroskoplar bile yetmeyecektir.
Lactobacillus Türleri
Lactobacillus Bulgaricus
Lactobacillus Cellebiosis
Lactobacillus Delbrueckii
Lactobacillus Lactis
Lactobacillus Acidophilus
Lactobacillus Reuteri
Lactobacillus Brevis
Lactobacillus Casei
Lactobacillus Curvatus
Lactobacillus Fermentum
Lactobacillus Plantarum
Lactobacillus Johnsonii
Lactobacillus Rhamnosus
Lactobacillus Helveticus
Lactobacillus Salivarius
Lactobacillus Gasseri
Lactobacillus GG
Lactobacillus Kefir
Lactobacillus Crispatus
Lactobacillus Amylovorus
Bifidobacterium Türleri
Bifidobacterium Adolescentis
Bifidobacterium Bifidum
Bifidobacterium Breve
Bifidobacterium Infantis
Bifidobacterium Longum
Bifidobacterium Thermophilum
Bifidobacterium Lactis
Bacillus Türleri
Bacillus Subtilis
Bacillus Pumilus
Bacillus Lentus
Bacillus Licheniformis
Bacillus Coagulans
Bacillus Cereus
Pediococcus Türleri
Pediococcus Cerevisiae
Pediococcus Acidilactici
Pediococcus Pentosaceus
Streptococcus Türleri
Streptococcus Cremoris
Streptococcus Thermophilus
Streptococcus Intermedius
Streptococcus Lactics
Streptococcus Diacetilactis
Bacteriodes Türleri
Bacteriodes Capillus
Bacteriodes Suis
Bacteriodes Ruminicola
Bacteriodes Amylophilus
Propionibacterium Türleri
Propionibacterium Shermanii,
Propionibacterium Freudenreichii
Leuconostoc Türleri
Leuconostoc Mesenteroides
Escherichia Türleri
Eschrichia Coli Nissle 1917
Küfler
Aspergillus Niger: Doğada saman ve çürüyen bitki artıklarında yaşarlar. A. Niger'in en önemli kullanımı sitrik asit üretimidir; bu organizma dünya çapındaki üretiminin %99'u olan yılda 4,5 milyon ton sitrik asitten sorumludur. A. Niger ayrıca hem kendisine hem başka organizmalara ait enzimlerin üretimi için kullanılır, bunlara örnek glikoz oksidaz ve tavuk yumurta lizozimidir.
Aspergillus Oryzae: Çin mutfağı ve Japon mutfaklarında kullanılan, soya fasulyesini fermente edip miso (fermente edilmiş bir Japon yiyeceği) ve soya sosu üreten bir mantardır. Mantar ayrıca her iki çeşit ülkenin kültüründe de pirinç, patates ve tahıllardaki nişastayı şekere dönüştürüp sake, şoçu ve huangjiu fermantasyonu için kullanılır. Japon mutfağında koji olarak adlandırılan mantar kültürünün hazırlanmasında pişmiş pirinç, arpa veya soya fasulysine A. Oryzae sporları serpilir. 3-4 gün boyunca %90-95 nem ve 42 °C'de bekletilir, düzenli aralıklarla karıştılır. Her bir pirinç tanesi böylece ince bir miselium tabakası ile kaplanır. Sporlar oluşmadan mantarın büyümesi durudurulur. Kojide çeşitli enzimler mevcuttur, bunların arasında amilaz, proteazlar, sulfatazlar, nükleazlar, fosfatazlar, transglikozidazlar ve diğerleri sayılabilir. Koji, sonra deniz tuzu ve soya fasulyesi ile karıştırılarak miso yapımında kullanılır.
Mayalar
Saccharomyces Cerevisiae (Ekmek mayası)
Candida Torulopsis
Saccharomyces Boulardii (ilaç yapımında kullanılır)
Saccharomyces Bayanus (şarap yapımında kullanılır)
Saccharomyces Uvarum (veya daha yaygın adıyla Saccharomyces Carlsbergensis olarak bilinir (bira içicileri Carlsbergensis adını iyi bilirler) ve biracılıkta alt fermentasyon mayası olarak kullanılır.)
Aslında bu bakteri işine mikrobiyal gübrelerle ilgili araştırma yaparken bulaştım. Üstteki organizmaların hepsinin açıklamasını yavaş yavaş (çünkü hepsini toparlamak oldukça zahmetli) yapacağım. (Şimdilik örnek olması ve sizlerinde ilgisini çekebilir diye sadece 2 adet küfün açıklamasını wikipedia'dan alarak ekledim.) Özellikle mikrobiyal gübre seçerken elimizde bir kılavuz olur.
Not: Sn. Sındırgılı ben İstanbul'da yaşıyorum ama İstanbul'da enzimi kullanacak bir bahçem yok. Ama sizin enzimlere pratik bir çözüm, size en yakın parktaki ağaçlara ve çiçeklere vermek bence iyi bir çözüm olacaktır.
sındırgılı
23-03-2010, 07:18
Peki o zaman, Büyükadadaki sebze bahçeme götürüyorum. Daha henüz erken olduğu için bir faaliyet yok ama Mayıs başı gibi kullanma ve deneme fırsatı olur..İnşallah olumlu neticeleri burada paylaşırım..ya da olumsuz?
acemi_caylak
23-03-2010, 08:19
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Vildan Sayın Vildan UYLAŞER tarafından yazılan BOZA MİKROFLORASINI OLUŞTURAN BAZI MİKROORGANİZMALAR VE PROBİYOTİK ETKİLERİ adlı makalede bozanın içeriğindeki mikroorganizmalar aşağıdaki gibi listelenmektedir. Üstteki listeye ne kadar da benziyor:)
"Bozanın fermentasyonunda etkin olan mikroorganizmaların taksonomisi ile ilgili bilgiler oldukça sınırlıdır. Hancıoğlu ve Karapınar (1997), Türkiye’de üretilen bozalarda laktik asit bakterilerinden
Leuconostoc Paramesenteroides (%25.6)
Lactobacillus Sanfrancisco (%21.9),
Leuconostoc Mesenteroides subsp. mesenteroides (%18.6),
Lactobacillus Coryniformis (%9.1)
Lactobacillus Confusus (%7.8)
Leuconostoc Mesnteroides subsp. Dextranicum (%7.3)
Lctobacillus Fermentum (%6.5)
Leuconostoc Oenos (%3.7);
mayalardan ise
Saccharomyces Uvarum (%83.0) ve
Saccharomyces Cerevisiae (%17.0)
olduğunu belirlemişlerdir.
Bulgaristan’da tüketime sunulan bozaların mikoflorasında dominant olarak,
Lactobacillus Plantarum (%24.0),
Lactobacillus Acidophilus (%23.0) ve
Lactobacillus Fermentum (%?)’un;
Lactobacillus Coprophilus (%11.0)
Lactobacillus Brevis (%15.0),
Leuconostoc Raffinolactis (%9.0)
Leuconostoc Mesenteroides’in de yer aldığı
belirtilmektedir.
Bulgar bozalarının maya florasını ise %47.0’sini Saccharomyces
Cerevisiae’nın oluşturulduğu ifade edilmektedir.
Bursa’da satılan bozaların maya florasını
Candida (%56.0)
Saccharomyces (%22.0)
Trichosporon (%12)
Torulospora (%4.0)
Rhodotorula (%2.0)
oluşturduğu tespit edilmiştir."
Ayrıca hocamız Probiyotikler konusunda şu görüşü dile getirmektedir.
"Gıda ve beslenme alanlarındaki son gelişmeler, gıda bileşenlerinin vücut fonksiyonlarının düzenlenmesinde önemli etkilerinin olduğunu göstermektedir. Bu bileşenlerin sağlığın iyileştirilmesi, bazı hastalık risklerinin azaltılması ve dolayısıyla yaşam kalitesinin arttırılmasına olan katkıları oldukça fazladır."
Sayın Sarıcan, greyfurt dilimleri ve portakal kabukları ile yaptığım enzim i yemeklerin sonunda bir iki kaşık ancak alıyorum gaz giderici etkisi kesin. Ancak hararet yapıyor, ama fazla değil, vücut ısınır gibi oluyor, rahatsız etmiyor. Diğer meyvelerden elme dilimleri ve kabuğu avakado kabuğu, mango kabuğu ayva dilimleri ile yaptığım enzimi pek denemedim. Bir defa iki kaşık kadar içtim onun bir etkisini henüz gözlemedim. Mide gazı oldu gibi ama o sırada asitli içecekte içmiştim.
acemi_caylak
23-03-2010, 08:47
Buda kefirin içeriğindeki mikroorganizmalar. Bilgiler Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Sayın Yrd. Doç. Dr. Göknur TERZİ'nin Kefirin Bileşimi ve Beslenme Açısından Önemi adlı makalesinden alınmıştır.
Laktobasiller
Lactobacillus Acidophilus
L.Delbrueckii subsp. bulgaricus
L. Helveticus
L.Lactis
L.Casei
L.Brevis
L.Buchneri
Koklar
Streptococcus Lactis
S.Lactis subsp. cremoris
S.Lactis subsp. diacetylactis
S.Durans
Leuconostoc Kefir
L.Mesenteroides
Asetik asit bakterileri
Acetobacter aceti
A.Rasens
Mayalar
Candida Kefir
C.Pseudotropicalis
C.Valida
Kluyveromyces Fragilis
K.Marxianus subsp. marxianus
K.Lactis
Mayalar
K.Bulgaricus
Saccharomyces Unisporus
S.Cerevisia
Candida Tenuis
Candida Kefir
Torulaspora Delbrueckii
Lökonostoklar
Leuconostoc mesenteroides subsp. dextranicum
Biz yaptığımız enzimlerin kimyasal biyolojik içeriğini bilmediğimiz veya ölçemediğimizden karşılaştırmak olanaksız.
acemi_caylak
23-03-2010, 13:02
Biz yaptığımız enzimlerin kimyasal biyolojik içeriğini bilmediğimiz veya ölçemediğimizden karşılaştırmak olanaksız.
Sn. Nariçi,
Bizim yaptığımız enzimlerde Laktik Asit ve Bifidobacterium türlerinin çoğu bulunmaktadır. Ayrıca mayalardan Saccharomyces Cerevisiae vb. vardır.
Bu konuda çalışma yapıyorum. Ancak yukarıda belirttiğim gibi biraz zaman alıyor. Kısa zamanda tamamlamaya çalışırım.
Bakteri adları ile internette arama yaparsanız üniversitelerin yapmış olduğu araştırmalara sizde ulaşabilirsiniz.
Sözünü ettiğimiz bakterilerin çoğu "probiyotik" olarak satılan içeceklerde de mevcut.
Ancak aklıma gelmişken bu içeceklerde de çok dikkatli olunması gerekiyor. Çünkü bunlarda bakterinin hangi şuşunun bulunduğu mutlaka beliritilmelidir.
Aşağıdaki linkte bununla ilgili açıklama vardır.
www.food-info.net/tr/ff/probiotics.htm
Burada belirtilidiği gibi, "Probiyotik bakteriler türe değil suşa bağımlıdır. Bir suş, bakteriyel bir türün üyesi olabilir. Aşağıdaki örnekteki gibi;
Bakteri grubu = Alman Arabası = Laktik asit bakterisi
Bakteri cinsi = Volkswagen = Lactobacillus
Bakteri türü = VW Golf = Lactobacillus acidophilus
Bakteri suşu = VW Golf 1,4 D = Lb. Acidophilus LC1
Herkes Volkswagen Golf 1,4 D'nin bir Volkswagen Golf 2.0i turbo'dan farklı karakteristik özelliği olduğunu bilir, ancak dış görünüşünden bunu anlayamaz. Aynı benzetme bakteriler için de geçerlidir. Dışarıdan hepsi aynı görünür; fakat biyolojik karakteristikler (arabadaki motor) farklıdır. Kısaca bir Probiyotik bakterinin sağlık üzerine yararlı etkisi sadece o suşa aittir, türe değil."
Bu konuda oldukça fazla kafa karışıklığı var. Aşağıdaki bölüme dikkat.
"Kandırmaca (aldatmaca), bir üreticinin kullandığı probiyotik bakteri ve etkileri hakkındaki bilgi ve materyalinin tamamıyla başka bir bakteriye ait olması veya hiç olmaması demektir.
Bir üreticinin gerekli bilgileri on-line olarak vermesi çok sık görülür. Lactobacillus casei içeren bir ürünü örnek verebiliriz. Çoğu zaman suş numaraları verilmeyecektir (verilmez). On-line bilgi veren site Lb.casei ve diğer laktik asit bakterileri hakkında genel bilgi içeren bir Link (bağlantı) verir ve göze gerçekten çok güzel görünür. Bütün bunlar mantıklı ve sıradan gelebilir, fakat bu olayı arabalara tercüme ettiğimizde durum değişir.
Bir galerinin Volkswagen Golf 2.0 D (Lb.casei ) sattığını düşünelim. Geri plandaki bilgilerine baktığımızda bütün Volkswagen Golflere (diğer Lb.casei suşları), diğer Volkswagen arabalara (diğer lactobacillus türleri), ve hatta bir BMW'ye (Bifidobacteriler) ait olan motor ve detayla ilgili bilgileri size gösterebilir. Ve karşımıza “Volkswagen Golf 2.0 D güzel bir arabadır, çünkü BMW çok iyi arabalar üretir.” sonucu çıkar.
Hiç kimse böyle bir galericiyi ciddiye almaz, fakat probiyotik ürünlerde kullanılan genel uygulama budur.
Buradaki eksikliğin asıl nedeni, çoğu şirketin bir probiyotik bakteri cinsi ve insan sağlığı üzerine etkileri üzerine yapılması zorunlu fakat çok pahalı olan klinik (teknik) testleri yaptırmamasından kaynaklanmaktadır. Kendi bakteri suşlarını satmak isteyen şirketler, diğer şirketlerin bilgilerini kullanıyorlar. Bu yüzden bu ürünlerin verimliliği tartışılır bir durumdadır."
Ben pekmez ve yoğurttan yapıyorum, maya kullanmıyorum. Gaziantep'de kahverengi şeker bulabilirmiyim bilmiyorum. Ekmek mayası da kullanmadım. Öncelikle yoğurt ve pekmezdeki bakterileri öğrenmek lazım!
acemi_caylak
23-03-2010, 17:26
Sn. Nariçi,
Enzim olayında pekmez, fermantasyon starter (başlatıcı) olarak değil, enzim oluşumu sırasında fazla sayıda üreyen mikroorganizmalara, besin sağlamak amacıyla kullanılıyor. Hatta pekmezin istenmeyen mikroorganizma türlerini enzime bulaştırmaması için mümkün olduğunca steril olmasında (70-80 °C’ ye kadar ısıtılarak sağlanır.) fayda vardır.
Yoğurdun kendiside bir fermantasyon ürünü olduğu için aşağıda yoğurt oluşumunu açıklayan güzel bir bilgi var. Yazının tamamını
http://guncel.tgv.org.tr/journal/24/pdf/270.pdf
linkinden okuyabilirsiniz.
Yoğurt içerisindeki temel iki bakteri Streptococcus thermophilus
ve Lactobacillus delbrueckii subsp. Bulgaricus bakterileridir.
Bu iki bakteri orta derecede asit oluştururlar ve fermantasyon (yoğurt oluşumu) sürecinde çoğalırlar. +4 ° C de yaklaşık 1 ay boyunca yoğurt içerisinde canlı kalırlar. Lactobacillus delbrueckii subsp. bulgaricus 10-30 mikron uzunluğunda 0,7-2 mikron kalınlığında, çubuk şeklinde gram pozitif bir bakteridir. Bu bakteriler 22-52,5 °C’ de, bazıları 60 °C’ de, optimum olarak ise 42-43 °C’de faaliyet gösterirler. 63 °C’de 30 dakika canlı kalabilir, 70 °C’ nin üstünde harap olurlar.
Yoğurtlardan elde edilen farklı Lactobacillus delbrueckii subsp. bulgaricus şuşlarının farklı asitlik meydana getirdiği (pH 6,45-5,8 arası) gösterilmiştir.
Bu bakteri ile fermantasyon sürecinde az miktarda ethanol, asetaldehid, aseton, butanon-2 ve çok az da asetoin üretilmektedir.
S. thermophilus gram pozitif, 0,7-0,9 mikron çapında yuvarlak bir bakteridir. Optimum olarak 37-42 °C’de faaliyet gösterirler (çoğalma vs). Bu bakteri 10 °C’de çoğalamaz. 63 °C’de 30 dakika ısıya dayanıklıdır. Bu bakterinin yol açtığı fermantasyon esnasında diasetil, asetaldehit, ethanol, aseton, butanonoz gibi uçucu aroma maddeleri ortaya çıkar.
Yoğurt üretimindeki en önemli biyoşimik (biyokimyasal) olay S. thermophilus ve Lactobacillus delbrueckii subsp. bulgaricus’un süt şekerinden (laktoz) laktik asit üretmesidir.
Bir molekül laktozdan iki molekül laktat oluşur. S. thermophilus, L-laktat, Lb. delbrueckii subsp. bulgaricus D-laktat uretir. L pozitif oran yoğurttaki laktik asidin %40-70’ini oluşturmaktadır. Laktik asit kazein micellerini (kazein; süt içinde baskın olan bir grup proteine verilen ad) destabilize ederek süt proteinlerinin koagüle olmasına neden olur. Böylece yoğurdun oluşması, jel formasyonuna geciş sağlanır. pH 5,1-5,2’de destabilizasyon başlar, pH 4,6 civarında sütün koagüle (pıhtılaşma) olması tamamlanır.
Çoğu yoğurtta nihai pH 4,2-4,4 arasındadır. Bazı yoğurtlarda üretim farklılığından nihai pH 4’ün altındadır. Laktik asit pH’ı düşürdüğü için istenmeyen mikroorganizmalar (patojen ve bozuşmaya neden olacak) ile kontaminasyonu da önler. Yoğurt üretiminde arzu edilen nihai pH’ya ulaşılınca koagüle olan süt ürünü süratle 4-10 °C’ de soğutulur, böylece fermantasyon olayı durdurulur.
Fermantasyon sürecini başlatan yoğurt bakterilerinin populasyonları fermantasyon sürecinde 100-10.000 kat artar. Süt yoğurda dönüştüğünde bakteri miktarı 109/ml’ye kadar ulaşabilir. Fermantasyon sonucunda nihai üründe-yoğurtta özel bir tat ve aroma oluşur.
Sayın acemi caylak, Geniş bilgi aktarımı ve aydınlatma için teşekkür ederim. Bu baktriler çoğalıyor da bunların işlevi, enzim içinde nedir. Yani fermantasyon bitince bakteriler maksimum seviyeyemi geliyor? İçildiği zaman bakterilerin yolculuğu vücutta nereye kadar devam ediyor. Kana karışıyor mu? Videonun birinde enzim kana karışıyor ve oksijen taşıyıcı olarak tanıtılıyordu. Enzim özet olarak bakterilerin yaptığı bir ürün değil mi?
Gerçekten güzel bilgiler. Antibiyotik kullandığım için zorunlu olarak bıraktım enzim içmeyi. Ama yinede denemeye devam edeceğim bu gidişle.
acemi_caylak
23-03-2010, 20:39
Sayın acemi caylak, Geniş bilgi aktarımı ve aydınlatma için teşekkür ederim. Bu baktriler çoğalıyor da bunların işlevi, enzim içinde nedir. Yani fermantasyon bitince bakteriler maksimum seviyeyemi geliyor? İçildiği zaman bakterilerin yolculuğu vücutta nereye kadar devam ediyor. Kana karışıyor mu? Videonun birinde enzim kana karışıyor ve oksijen taşıyıcı olarak tanıtılıyordu. Enzim özet olarak bakterilerin yaptığı bir ürün değil mi?
Sn. Nariçi,
Enzim elbbette ki bakterilerin yaptığı bir ürün ve içinde bu saydığımız bakeriler ile birlikte bunların sporları bulunuyor. Bolcada bunların ölüsü var:) Ancak yoğunluk daha çok mayalarda. "Ölüsü" derken korkmayın mayaların kurutulmuş yani ölmüş hali bitki ve hayvan kökenli protein kaynaklarına (et, süt vb.) alternatif protein kaynağı olarak düşünülüyor. Yoğurt yemekten, kefir, bira içmekten vb. kimse ölmemiş bugüne kadar.
Enzimi içince bu bakteriler sindirim sisteminde işlev görüyorlar. Enzim içindeki bileşenler sağlığın iyileştirilmesi, bazı hastalık risklerinin azaltılması ve dolayısıyla yaşam kalitesinin arttırılmasına katkıları oldukça fazla olan mikroorganizmalardır. Bunların bir kısmı insanda sindirim sisteminde bağırsak florasında ve kadın üreme organlarında zaten bulunmaktadır.
Diğer sorularınıza gelince, fermantasyon bitince bakteriler maksimum seviyeye gelmiyor. Aksine öldükleri için sayıları azalıyor. Aşağıda bizimde yapmış olduğumuz kesikli fermantasyonun aşamaları görülmektedir.
"Kesikli Fermantasyon: Kesikli fermantörler kapalı sistemler olarak düşünülebilir. Kesikli sistemlerde fermantasyon ortamı hazırlanır ve mikroorganizma aşılanır (laktik asit bakterisi ekleme). Sistemin pH, sıcaklık ve diğer değerleri ayarlandıktan sonra ortama yeni substrat veya mikroorganizma ilavesi olmaz. Fermantasyon, ortamdaki besin elementleri tükeninceye kadar veya çevresel koşullarda gözlemlenen değişikliklere göre sonlandırılır. Fermantasyon boyunca fermantöre oksijen, köpük önleyici ve pH ayarı için ilave edilen asit ve bazlar hariç herhangi bir madde ilave edilmez. (ticari sistemlerden söz ediyor)
Bu sistemlerin 4 temel fazı aşağıdaki gibidir.
131732
Lag Faz: Sterilize edilmiş büyüme ortamına aşı kültürünün ilavesinden hemen sonra lag faz boyunca mikroorganizma sayısında artış olmaz. Lag fazın uzunluğu veya kısalığı hücrelerin inokulum öncesi hangi fazda olduklarına bağlıdır. Hücrelerin inokulum ortamı ile fermantasyon ortamı arasında farklılığa göre de bu süre uzun veya kısa olabilir.
Log Faz: Lag fazın sonunda hücre yeni kültür ortamına adapte olmuş olarak hızla üremeye başlar. Hücre kütlesi bu aşamada hızla artar.
Durgun Faz: Bu fazda ortamdaki karbon kaynağı gibi kritik bir maddenin tükenmesi veya metabolik son ürünlerin birikmesi ile hücre kütlesindeki hızlı artış durmakta ve hücre durgun faza girmektedir. Bu fazda net büyüme gözlenmez, biyomas miktarı sabit kalır. Bu faz biyoteknolojide bazı ürünlerin eldesinde önemlidir. Çünkü sekonder (ikincil) metabolitlerin sentezi bu dönemde yapılmaktadır. Ör. Antibiyotikler.
Ölüm Fazı: Hücrenin enerji rezervlerinin tamamen tükendiği ve metabolik aktivitenin durduğu dönemdir. Ticari işlemlerde ölüm fazının hiçbir değeri yoktur. Bu aşamaya gelir gelmez fermantasyon kesilir."
Bizim enzimlerdeyse ölüm fazı tahmini olarak gaz çıkışının durduğu aşamadır.
Not: Yukarıda kırmızı tırnak içine alınmış bilgiler, Celal Bayar Üni. Gıda Müh. Bölümü Öğretim Üyesi Sayn Dr. Halil Tosun'un ders notlarından alınmıştır. Parantez içindeki açıklayıcı bilgiler bana aittir.
acemi_caylak
23-03-2010, 21:08
Gerçekten güzel bilgiler. Antibiyotik kullandığım için zorunlu olarak bıraktım enzim içmeyi. Ama yinede denemeye devam edeceğim bu gidişle.
Sn. Sarıcan,
Bizi enzim sevdasına siz bulaştırdınız zaten. Bu başlığın ilk yazılarında ne kadar çaba sarfettiğinizi biliyorum.
Aklıma gelmişken şu O3 meselesi ile ilgili başta kendi siteleri olmak üzere bir kaç yere mail attım, cevap veren olmadı.
Özellikle bu enzim konusunda, batılılar uzakdoğu ülkelerine yaptıkları seyahatler sırasında öğrendikleri 3-5 kelime bilgi kırıntısını pazarlamayı, çok güzel yapıyorlar. Adamın biri enzim için workshop düzenliyor. Klasik Amerikan mantığı. Konu dışı ama, leonardit ve klinoptilolitin de tarımda kullanımını Ruslardan öğrenmişler. Şimdi de başkalarına satıyorlar.
Bizde burada işin biyolojik ve kimyasal evrelerini çözmeye tırmalıyoruz.
hbayraktar
23-03-2010, 21:24
Merhaba,
PDA dan Meyvelitepeye, Meyvelitepe den buraya bir yol izledim, dün gece hiç uyumadan hem Meyvelitepe'nin blog yazılarını hemde forumun bu sayfasını hatmettim, hepinizin katılımıyla şahane bir birikim çıkmış ortaya, tek tek tebrik ederim.
Hergün meyve presinden gecirerek ictigim meyve-sebze karisiminin (havuc-lahana-elma-maydanoz-kereviz-pancar-ıspanak-enginar-ısırgan degisimli) posalarını kullanarak bende deneme yapmaya karar verdim, biraz biriktirerek ilk denememi cuma veya c.tesi gunu yapmayı planlıyorum, uykusuzlugun ve fazla bilginin :) verdigi bir kafa karışıklığım var. Niyetim bahcemizdeki kotu toprağı verimli hale getirerek 10 m2 de kendimiz icin birseyler üretir hale getirmek, umarım doğru bilgileri seçerek kullanıp güzel geri bildirimler verebilirim.
Sn. acemi_caylak,
Enzim konusuna en az benim kadar çaba sarfettin ve artık ben senin araştırmalarından feyz almaya başladım. O3 konusunda başından beri bir kopukluk var zaten. Bence organik atıkların çöplüğe gitmeyerek metan gazı oluşumunun miktarını azaltması, böylelikle ozon tabakasının korunması ve küresel ısınmaya negatif etkisi daha makul bir çözüm gibi geliyor. Çünki fermentasyon sırasında O3 oluşumunu gerçekleştirecek bir redoks denklemi yok gibi görünüyor.
Bitkiler üzerindeki olumlu etkisini ve toprağı organik maddece zengin hale getirmesini hep beraber deneylerle görüyoruz. Mayer limon, Red Robin domates ve evdeki topraklı saksılardaki çiçeklerde etkilerini gözlemlemeye çalışıyorum. İzlenimlerim hep olumlu ama henüz çevresel faktörlerle ve diğer kullanım alanları ile ilgili somut bir deneyim olmadı sayılır. Lavabo tıkanıklığı için denedim ama tam emin değilim.
İçilebilir enzim konusunda hala ümidim var. Çünki alternatif tıpta kimyasal ilaçlardan bitkisel ilaçlara doğru büyük bir dönüş var. Özellikle bugüne kadar faydalı bildiğimiz bütün geleneksel besinlerimizin hemen hemen tamamı mayalanma ve fermentasyon üzerine kurulu olduğu için fermentasyon metodu ile elde edilmiş her ürünün steril yapıldığı müddetçe insan sağlığına iyi geleceğine inanıyorum.
Kasım ayından bu tarafa fermentasyon ürünü olan kombu çayı da yapıp tüketiyorum. Enzime başlayınca biraz yavaşa aldım. Bu arada üç dört haftadır kefir yapıp içmeye başladım. Belki tesadüf olacak ama bu kış grip salgınından etkilenmediğimi düşünüyorum. Anlayacağınız fermente her ürüne varım. EM konusuna da EM-X Gold içilebilir enzimi yüzünden büyük ilgi duymuştum.
Pek de fena olmadı. Araştırmalar sonucu bir sürü bilgiye ulaştık. Hergün de yeni bir şeyler öğreniyoruz. Paylaşımların için teşekkür ediyorum. bu arada aramıza yeni katılan arkadaşımıza da hoş geldin diyeyim. Araştırmaya ve deneylere devam. Saygılar.
acemi_caylak
24-03-2010, 08:46
Merhaba,
Hergün meyve presinden gecirerek ictigim meyve-sebze karisiminin (havuc-lahana-elma-maydanoz-kereviz-pancar-ıspanak-enginar-ısırgan degisimli) posalarını kullanarak bende deneme yapmaya karar verdim, biraz biriktirerek ilk denememi cuma veya c.tesi gunu yapmayı planlıyorum, uykusuzlugun ve fazla bilginin :) verdigi bir kafa karışıklığım var. Niyetim bahcemizdeki kotu toprağı verimli hale getirerek 10 m2 de kendimiz icin birseyler üretir hale getirmek, umarım doğru bilgileri seçerek kullanıp güzel geri bildirimler verebilirim.
Sn. Hbayraktar,
Meyve posalarını bekletmeden fermantasyona alırsanız daha iyi olur. Çünkü bekleme sonucu ortamda çürükçül bakteriler gelişmeye başlayabiliyor. Bence önce az miktar ile başlayın. Daha sonra yenileri oluştukça ekleme yaparsınız. Ekleme işini sık aralıklarla yapmakta riskli. Çünkü fermantasyon başlatıldıktan sonra mümkün olduğunca hava almaması gerekiyor. Mümkünse küçük şişelerde yapmak daha iyi bir çözüm olacaktır.
Ayrıca sadece meyve posaları değil evinizden çıkan her türlü organik atığı kullanabilirsiniz.
Enzim denemesi (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=562736&postcount=190)ne 13 Ocak tarihinde başlamıştım. Dün gaz çıkışının nerede ise durma noktasına geldiğini görünce oluşumun PH değerini 3.5 olarak ölçtüm. Sanırım işlem bitti. Gayet güzel bir kokusu var.
Kobay olarak bir adet Dağ Çileğini, bir adet geçen yıl çelikten yetiştirdiğim Gülü, dört adet dün diktiğim Pepino çeliğini ve bir adet de ismini bilmediğim çiçeği seçtim. Sol ve sağ taraftaki bitkiler aynı anda dikildiler ve benzer şartlarda bulunuyorlar.
Resimlerden de anlaşılacağı üzere sol taraftaki Gül yeni yeni filizleniyor ve yakınında bulunan Erik ağacının gölgesinden etkileniyor, yine sol taraftaki Dağ Çileği daha sağlıksız. İsmini bilmediğim çiçek de sağlıksız, yapraklarının bir kısmı kurumuş.
Resimlerin sol tarafındakileri seyreltilmiş enzim ile, sağ tarafındakileri ise aynı miktarda normal su ile sulayacağım.
Enzime biraz haksızlık ettiğimin farkındayım ama ne yapalım enzim de çalışsın ve aradaki farkı kapatsın da görelim işlevini. :D
Enzimi 1/500 oranında seyreltmek için 5 litrelik bir pet şişe ile yola çıktım. İlk etapta seyrelttikten sonra 7.1 çıkan PH değerini 6.5'e düşürmek için enzim ilave et, olmadı su ilave et, yine olmadı enzim, su, enzim, su derken benim eriyik 60 litreye çıktı. Yine de PH değerini düşüremedim. Şu anda 7.2. 60 litre suyun içerisinde 300 cl. enzim var. Oran 1/200 oluyor herhalde. Herhalde diyorum zira dünden beri kafam karma karışık oldu.
Belirli bir müddet sonra olumlu veya olumsuz neticelerini de burada yayınlayacağım.
kayastop
24-03-2010, 10:59
sa.sevgili kardeşim çok güzel bir paylaşım ahro.aeo.
kayastop
24-03-2010, 11:01
kardeşim resimlerinde arka planda zeytin var ilgimi çekti satlık mı ***.
kayastop
24-03-2010, 11:03
Sn. Sarıcan,
Bizi enzim sevdasına siz bulaştırdınız zaten. Bu başlığın ilk yazılarında ne kadar çaba sarfettiğinizi biliyorum.
Aklıma gelmişken şu O3 meselesi ile ilgili başta kendi siteleri olmak üzere bir kaç yere mail attım, cevap veren olmadı.
Özellikle bu enzim konusunda, batılılar uzakdoğu ülkelerine yaptıkları seyahatler sırasında öğrendikleri 3-5 kelime bilgi kırıntısını pazarlamayı, çok güzel yapıyorlar. Adamın biri enzim için workshop düzenliyor. Klasik Amerikan mantığı. Konu dışı ama, leonardit ve klinoptilolitin de tarımda kullanımını Ruslardan öğrenmişler. Şimdi de başkalarına satıyorlar.
Bizde burada işin biyolojik ve kimyasal evrelerini çözmeye tırmalıyoruz.
sa.kardeşim enzim gerçekten içinde barındırdığı mikroorganizmalar ile yaptığı işlevler tek kelimeyle mükemmel ALLAHU TEALA gerçekten herşeyi bizim için yaratmış.ALLAH emeğinizi daim eylesin.
kayastop
24-03-2010, 11:05
Peki o zaman, Büyükadadaki sebze bahçeme götürüyorum. Daha henüz erken olduğu için bir faaliyet yok ama Mayıs başı gibi kullanma ve deneme fırsatı olur..İnşallah olumlu neticeleri burada paylaşırım..ya da olumsuz?
sa. kardeşim bende ALLAH nasip ederse bu sene nuhut ve zeytinde kullanmak istiyorum .nş.
kayastop
24-03-2010, 11:07
Bu mayalandırıcıların hepsi bir işlemde kullanılmaz herhalde.
***. bana da öyle geliyor.
acemi_caylak
24-03-2010, 12:42
Belirli bir müddet sonra olumlu veya olumsuz neticelerini de burada yayınlayacağım.
Sn. İndomie her zamanki gibi özenli bir çalışma yapmışsınız. Enzimin bitkilerinize yararlı olacağını biliyorum. Oran 1/100' den daha derişik olmadığı sürece pek bir porblem olmuyor. Ancak sizin oran 5/100 olmuş.
Ben sizin kadar özenli değilim. 1 lt lik suya bazen 1 kapak dolusu (5 veya 8 lt lik pet şişelerin kapağı) ekliyorum ve limon ile mandalinaya veriyorum. Bugüne kadar zararını görmedim aksine çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Yaprak uygulamalarında biraz daha seyreltmekte yarar vardır diye düşünüyorum.
Not: Umarım bu mesajım Kayastop'un spam mesajları arasında kaybolup gitmez. Adam herkese bir yorumda bulunmuş.
Oran 1/100' den daha derişik olmadığı sürece pek bir porblem olmuyor. Ancak sizin oran 5/100 olmuş.
Teşekkürler Sayın acemi caylak,
Dilerim, biz enzim grubunun çabaları boşa gitmez de başarıya ulaşırız ve çok az bir masrafla bolca organik sıvı gübre sahibi oluruz. Herşeyden önce ne de olsa bizim imalatımız olacak.
Dedim ya dünden beri PH ayarlayacağım diye uğraşıp duruyorum. Elimde bol miktarda Nitrik Asit ve Limon Tuzu var. Fakat bunları katmadan sadece enzim miktarı ile oynayarak PH'yi düşürmeye çalıştım başaramadım. Bu yüzden kafam karma karışık.
Yüzde hesabını yanlış yapmış olabilirim ama, ben yeniden yaptığım hesapta 1/200 olarak buldum.
Bakkal hesabıyla 60 litrede 300 cl ise 1 litrede 5 cl. Yani 5/1000 = 0.5/100 = 1/200
Saygılar.
acemi_caylak
24-03-2010, 14:50
Bakkal hesabıyla 60 litrede 300 cl ise 1 litrede 5 cl. Yani 5/1000 = 0.5/100 = 1/200
Saygılar.
Yanlışlık bende, excele otomatik hesaplatınca böyle oluyor:) (Demekki excelin % fonksiyonunu daha dikkatli kullanmak gerekiyor.) Bakkal hesabı her zaman daha sağlam.
Büyük kavanozda evdeki sebze ve meyve atıklarıyla, tarife (http://www.o3enzyme.com/enzymeproduction.htm) göre enzim denemesi yaptım. Esmer şekerle beraber bir miktar da pekmez, maya ve yoğurt suyu kullandım.
Balon fikrinden esinlenerek geniş kavanoz ağzına esneyebilecek lastik eldiven kullandım. İlk gün eldiven şişmeye başladı ama benim iğneyle delmeme fırsat kalmadan eldiven delindi, hemen yeni eldiven taktım. Sonraki günler eldivende şişme değil, tam tersine kavanoza doğru çekilme oldu. Tahminim delikler nedeniyle hava aldı ve bozuldu. Yaklaşık üç haftadır kavanozda duruyor, güzel kokmuyor, çok çok da kötü kokmuyor, bu durumda bitkilerde denemeden dökmemi mi tavsiye edersiniz?
acemi_caylak
24-03-2010, 14:59
Büyük kavanozda evdeki sebze ve meyve atıklarıyla, mesajlardaki tarife göre enzim denemesi yaptım. Balon fikrinden esinlenerek geniş kavanoz ağzına esneyebilecek lastik eldiven kullandım. İlk gün eldiven şişmeye başladı ama benim iğneyle delmeme fırsat kalmadan eldiven delindi, hemen yeni eldiven taktım. Sonraki günler eldivende şişme değil, tam tersine kavanoza doğru çekilme oldu. Tahminim delikler nedeniyle gereğinden fazla aldı ve bozuldu. Yaklaşık üç haftadır kavanozda duruyor, güzel kokmuyor, çok çok da kötü kokmuyor, bu durumda bitkilerde denemeden dökmemi mi tavsiye edersiniz?
Bence döküp çevreyi kirletmektense, içine ilk başta eklediğiniz oranda pekmez, birazda yoğurt suyu ekleyip ağzını hava almayacak şekilde kapatın gaz çıkışı yeniden başlayacaktır.
Teşekkürler Sn. Acemi_caylak, deneyip sonucu bildireceğim.
acemi_caylak
25-03-2010, 12:52
Enzim ile ilgili konuşurken, sürekli mikroorganizmalardan söz ediyoruz. Bu mikroorganizmaların en önemlilerinden birisi olan mayalarla ilgili aşağıda çeşitli kaynaklardan derlenmiş bilgiler bulunmaktadır. Ancak en fazla yararlanılan kaynak İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Topal Sarıkaya'nın Mikrobiyoloji dersinin notlarıdır.
Mayalar
İnsanın uygarlık yolundaki gelişiminden sözeden kaynakların hemen hepsinde, insanların çok hücreil hayvanları evcilleştirdikleri ve başka bir çok tahıl türünü ıslah etmelerinden sözeder. Oysa bunların yanında en az bunlar kadar önemli bir diğer evcilleştirme daha vardır.
En yaygın bilinen ve günlük olarak bir çok yerde kullanılan maya olan Saccharomyces cerevisiae ile insanoğlunun aslında mikroorganizmaları da evcilleşitirdiklerini söyleyebiliriz. Bu türün üzümün kabuğundan izole edildiği tahmin edilmektedir. Koyu kabuklu meyvelerin kabuklarındaki beyaz tabakanın bir bileşeni mayadır. Kabuktaki mumun içinde yer alır. Meyvelerde (örneğin üzüm, elma veya şeftalide) ve diğer bitki özsuyu sızmalarında bulunur. Bazı mayalar toprakta ve böceklerde bulunurlar.
132069
132070
Türkçe’ ye Farsça’dan giren “maya” sözcüğü ile tanımlanan Mayalar, Mantarlar Alemi’ nin üyesidirler. Ekmek kabartmak, alkollu içki fermantasyonu vb. amaçlarla kullanılırlar. Günümüzde mayalar geleneksel gıda fermentasyonunun dışında çok çeşitli alanlarda da kullanılmaktadır.
Özellikle genetik mühendisliğiyle birlikte, geliştirilmiş mayalar hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde kullanılan pek çok farmasötik (tedavide kullanılan ilaçlar) ajanın üretilmesinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Hatta yakıt pillerinin çalışmasında da kullanılmaktadırlar.
Genetik mühendisliği ile geliştirilmiş mayaların lignoselülozik (odunsu) atıkları substrat olarak kullanarak etanol üretmeleri yönünde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Etanol dışında mayaların ürettiği diğer biyoalkoller; gliserol (alkollü içecekler için aroma katıcı, nitrogliserin türevli patlatıcılar yapımında), ksilitol (şeker yerine diyabetik ürünlerin yapımında), sorbitol, arabinitol (düşük şeker içerikli gıdaların yapımında; ilaçların kaplanmasında yenilebilir kaplama maddesi olarak) kullanılmaktadır.
Etanolün yenilenebilir kaynaklardan mayalar kullanarak üretilmesi tüm dünyanın ilgisini çeken konulardan biridir. İlk üretim 1930’larda başlamıştır fakat petrol fiyatları düşürülünce teknoloji bırakılmıştır. 1970’deki petrol krizi ile birlikte yeniden gündeme gelmiştir. Brezilya, şeker kamışını ve melası substrat olarak kullanarak ürettiği petrolü yakıt amaçlı kullanmaktadır. Brezilya’da otomobillerin çoğu alkol veya alkol+benzin karışımı (gasohol) ile çalışmaktadır.
132071
Bu resim Doç. Dr. Mustafa Türker'in Maya Biyoteknolojisi ve Türkiye isimli sunumundan alınmıştır.
acemi_caylak
25-03-2010, 13:02
O halde bu kadar yararlı mikroorganizma olan mayalar nedir? Burada bir parantez açarak biyolojide sınıflandırmayı biraz açıklayalım. Biyolojide sınıflandırma, aşağıdaki sıralama şeklinde yapılıyor.
Alem - Örnek: Bitkiler Alemi
Şube (Bölüm) – Örnek: Kapalı Tohumlular
Sınıf – Örnek: İki Çenekliler
Takım - Örnek: Magnoliales
Familya (Aile) – Örnek: Manolyagiller
Cins – Örnek: Manolya
Tür – Örnek:Büyük Çiçekli Manolya
Mantarlar (Fungiler veya Funguslar) dediğimiz alem, hayvanlar ve bitkiler alemi dışında ayrı bir alem olarak tanımlanıyor. (Aslında Türkçede kimisi Funguslar, kimisi Mantarlar, kimisi Fungiler diye kullanıyor. Adlandırmada bir standart yok. Ancak kaynakları okudukça çeviriler bazen öyle kötüki hayret ediyorsunuz. Örneğin mycellium - miçelyum, soil structure - toprak strüktürü diye kullanılıyor. Bunları görünce, “Türkçe bu kadar kötü mü kullanılır” diyesi geliyor insanın.) Mantarlar alemi Ascomycota, Basidiomycota, Chytridiomycota, Deuteromycota, Glomeromycota ve Zygomycota bölümlerine ayrılıyor.
Çoğu maya Ascomycota bölümüne ait olmakla beraber bazıları Basidiomycota'ya aittirler. Örneğin en çok bilinen Saccharomyces cerevisiae aşağıdaki şekilde bir sınıflandırmanın ürünüdür.
Alem:Fungi
Bölüm: Ascomycota
Alt Bölüm: Saccharomycotina
Sınıf: Saccharomycetes
Takım: Saccharomycetales
Familya: Saccharomycetaceae
Cins: Saccharomyces
Tür: S. cerevisiae
Mayaların hepside yararlı diye bir genelleme yapılamaz. Mayalar toprak, hava ve sudan izole edilebilirler. Bazı mayalar ekstrem ortamlarda örneğin ozmofilik mayalar şeker bakımından zengin ortamlarda yaşayabilirler. Bu tür mayalar genellikle gıda bozucu olarak bilinir. Bunun dışında fırsatçı patojen olarak bazı maya türleride (örneğin Candida albicans) pek çok enfeksiyondan sorumludur. Candida albicans insanlarda kandidiyaz denilen enfeksiyona yol açar.
Maya türleri zorunlu aerobik veya fakültatif (istemli) anaerobik fizyolojiye sahip olabilirler. Zorunlu anaerobik maya türü bilinmemektedir. (Aerobik: Oksijenli solunum yapanlar anlamındadır. Zorunlu Aerobik denilmesinin nedeni kesinlikle anaerobik değildirler anlamındadır. Fakültatif anaerobik: Fakültatif deyimi hem anaerbik hemde aerobik solunum yapabilenler için kullanılıyor.) Maya hücreleri klorofil içermez ve zorunlu olarak kemoorganotrofiktirler. (Kemoorganotrofik mikroorganizmalar, organik maddeleri, ya aerobik ya da anaerobik solunumla ayrıştırarak yaşamaları için gerekli enerjiyi sağlarlar.) Mayalar üremek için organik karbona gereksinim duyarlar. Karbon metabolizmaları çok çeşitlidir. Örneğin basit şekerleri, polioller, organik ve yağ asitlerini, alifatik alkoller, hidrokarbonlar ve çeşitli heterosiklik ve polimerik bileşikleri karbon kaynağı olarak kullanabilirler.
Oksijen yokluğunda fermantatif mayalar enerji elde etmek için karbonhidratları karbon dioksit ve etanol (alkol) veya laktik asite dönüştürürler.
Alkol Fermantasyonu
Etanol fermantasyonu alkol ve ekmek yapımında kullanılır. Ekmek hamurunda bulunan maya hücreleri yeterince oksijen alamadıklarından bu yolla alkol ve karbon dioksit üretirler. Sıcaktan dolayı alkol buharlaşır, karbon dioksit ise hamur içinde kabarcıklar oluşturarak ekmeğin kabarmasını sağlar. Etanol fermantasyonu alkollü içeceklerin üretiminde de kullanılır. Oksijensiz kalan maya hücreleri nişastalı tohum veya sebzelerdeki (buğday, mısır, patates, arpa gibi) şekeri fermante ederek alkol açığa çıkmasına neden olurlar. Biracılık ve şarapçılıkta ortaya çıkan etanol şişelenir, ekmek yapımında ise etanol buharlaşır, açığa çıkan karbon dioksit ekmeği kabartır. (Eğer içki mayalanmanın belirli bir aşamasında şişelenirse, mayalanma sırasında açığa çıkan karbon dioksit gazı içeride kalır ve içkinin köpürmesini sağlar.) Glikoz fermantasyon reaksiyonu özetle şöyledir:
Glikoz → 2 Etil Alkol + 2 Karbon Dioksit + 2 Enerji
C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2 + 2ATP
Laktik Asit Fermantasyonu
Laktik asit fermantasyonu neolitik çağdan beri kullanılmıştır. Laktik asitin etkisiyle gıda asitlenir, bu da bozulmaya neden olacak mikroorganizmaların büyümesini engeller, hatta bu mikroorganizmaları öldürür. Bunun örnekleri sütün ekşimesinden elde edilen yoğurt, yayık ayranı, tuzsuz beyaz peynir sayılabilir. Alman lahana turşusu (sauerkraut), Korelilerin kimçisi ve diğer bazı başka turşu türleri de bu şekilde hazırlanır.
Glikoz → 2 Laktik Asit + 2 ATP
C6H12O6 → 2C3H3O6 + 2ATP
Yazın elde edilen yeşil otların kışa kadar dayanması için laktik asit fermantasyonuna tabi tutulması işlemine silaj denir. Yeşil otlar, silolara doldurularak veya plastikle örtülerek oksijenle teması kesilir. Bu ortamda büyüyen laktik asit bakterileri ortamı asitlendirerek silajın bozulmasına neden olabilecek diğer organizmaların büyümesine engel olurlar.
Mayaların Üremesi
Maya tomurcuklanma yoluyla eşeysiz olarak veya askospor oluşumu yoluyla eşeyli olarak ürer. Eşeysiz üremesinde ana hücreden bir tomurcuk büyür ve yetişkin boyuta ulaştığında şartlar uygunsa ana hücreden ayrılır. Az besinli ortamda eşeyli üreyebilen mayalar askopor oluştururlar. Tam bir üreme döngüsüne sahip olmayan mayalar Candida türünde sınıflandırılırlar.
acemi_caylak
25-03-2010, 13:11
Biyoteknolojik Öneme Sahip Bazı Mayalar
Axula adeninivorans: Nitrat ve aminleri asimile eder, 45 °C üzerinde üreyebilir, pek çok hidrolaz salgılayabilir.
Candida türleri: C. albicans hidrokarbonlardan aminopenisillanik asit ve B6 vitamin üretimi, C. boidinii NAD, FAD metil ketonlar ve sitrik asit üretimi, C. famata riboflavin, C. maltosa biyokütle proteini için yağ asiti ve alkan kullanımı, C. tropicalis triptofan, C. pelliculosa selülozik materyalden biyokütle proteini, C. utilis, pek çok ürün eldesi, ksilozda üreyebilme, klonlama teknolojisinde kullanım, C. shehatae ksiloz fermentasyonu
Hansenula polymorpha: Heterolog gen anlatımı için kullanılabilen metilotrofik maya.
Kluyveromyces marxianus ve K.lactis: Laktoz ve polyfruktosanı fermente eder. Doğal kakao fermentayonu. Pek çok enzim için kaynak olabilir, klonlama teknolojisinde kullanılabilir.
Pachysolen tannophilus: Bitki lignoselülozik hidrolizatlarından kaynaklı pentoz şekerlerinin fermentasyonu.
Phaffia rhodozyma ve Pichia türleri: Gıda boyası olan astaksantin pigment üretimi, P. guilliermondii riboflavin sentezi ve hidrokarbonlardan biomas protein eldesi, P. methanolica etanol biosensörü olarak kullanılan alkol oksidaz üretimi, P. pastoris metanolden biomas protein eldesi, heterolog gen anlatımı ve insan terapötik proteinlerini üretebilen metilotrofik maya.
Rhodosporidium toruloides: Fenilketanüri tedavisinde kullanılan PAL enzim kaynağı.
Saccharomyces türleri: S.cerevisiae klasik gıda fermentasyonu. Bira, şarap, ekmek, rom, cin yapımı. Yakıt, alkol, gliserol, invertaz ve hayvan besini kaynağı. Rekombinant DNA teknolojisiyle sayısız protein üretimi.
Saccharomycopsis türleri: S. fibuligera amilolitik maya
Schizosaccharomyce pombe: Geleneksel Afrika alkollü bira yapımı. Şarapların deasidifikasyonu. Yüksek etanol ozmotik tolerans, biyokütle protein eldesi, heterolog gen anlatımı ve mutagenez testlerinde kullanım.
Schwanniomyces türleri: S. castellii ve S. occidentalis amilolitik mayalar. Nişastanın ve inülinin etanole çevrimi ve heterolog gen anlatımında kullanılabilirler.
Trichosporon cutaneum: Fenol varlığına ilişkin bisensor olarak kullanılır.
Yarrowia lipolytica: Lipid ve hidrokarbonlardan biomas protein eldesi. Sitrik asit ve hücredışı enzim üretimi.
Zygosaccharomyces rouxii: Japon soya sosu karakteristik aromasını vermede kullanılan halofilik ve ozmotolerant maya türü.
Şimdilik bu kadar. Fırsat buldukça diğer mikroorganizmalar (bakteri ve küfler) ile bilgi ekleyeceğim.
Emeğine sağlık, güzel bir arşiv çıkıyor ortaya.
acemi_caylak
25-03-2010, 17:23
Emeğine sağlık, güzel bir arşiv çıkıyor ortaya.
Sn. Sarıcan, bir kaç arkadaşı daha enzim üretimine katabilirsek ne mutlu bize. En azından kimyasal gübrelerden kurtarmış oluruz.
Not: İlk mesajı gönderirken resimleri unutmuştum onlarıda ekledim.
Dogasever
25-03-2010, 19:51
Sn Acemiye bu hummalı bilgileri derlediği için teşekkürler. 391 nolu mesaja atıfta bulunarak, çeyrek su bardağı suya 2 yemek kaşığı un ekleyerek içine de 5*6 adet üzüm (organik üzüm olmalı) atarak, karanlık bir yerde ağzını delikli bir kapakla aralık bırakıp 3 *4 gün bırakın. Mayalar gelmeye başlayacaktır. Ekmeğinizi bu maya ve kepekli unla pişirirseniz, sağlığınız için çok faydalı olacaktır. Buna İngilizcede "Sourdough Bread" "Ekşi Ekmek" deniyor. Yani bakkaldan maya almanıza gerek yok.
Not: Mayanın yarısını kullanın diğer yarısınınüzerine bir kaşık daha un ve biraz daha su ilave ederek devam ettirin. Buzdolabında saklayabilirsiniz.
Dogasever
25-03-2010, 23:10
Sn Aceminin mesajindan alinti:Brezilya’da otomobillerin çoğu alkol veya alkol+benzin karışımı (gasohol) ile çalışmaktadır.
Brezilyada araclarin %90'i benzin+biyoetanol ile calismaktadir. Araclarda %85 e kadar biyoetanol kullanilabilir. Aracta tek modifiye edilecek sey motorun zaman ayaridir. Ancak %30'a kadar biyoetanol kullanilirsa, aracta hicbir degisiklige gerek yoktur. Avrupada, Amerikada biyoetanol tesvik edilmektedir. Turkiyede ancak benzinle %2'ye kadar karistirillirsa OTV"den muaf olmaktadir. Bu rakam en az %10 olmalidir. Ayrica, buraya kadar bahsi gecen biyoetanol tarimsal urunlerden uretilen biyoetanoldur. Atiksu ya da atiklardan elde edilen biyoyakitlar icin ise biyoyakitlar yonetmeliginde ayri bir madde olmalidir ve bu tur biyoyakitlar hangi oranda kullanilirsa kullanilsin tamami OTV'den muaf olmalidir!
zapatista70
26-03-2010, 00:53
anneannem de nohut ile maya yapardı. internette nasıl yapıldığı var. ekmeğin çok güzel tadı olur. tavsiye ederim. yaklaşık 2 sene önce kefir ile maya yapmayı denemiştim çok başarılı olamadım ama tekrar denemeye değer.
Biyoteknolojik Öneme Sahip Bazı Mayalar
Axula adeninivorans: Nitrat ve aminleri asimile eder, 45 °C üzerinde üreyebilir, pek çok hidrolaz salgılayabilir.
Candida türleri: C. albicans hidrokarbonlardan aminopenisillanik asit ve B6 vitamin üretimi, C. boidinii NAD, FAD metil ketonlar ve sitrik asit üretimi, C. famata riboflavin, C. maltosa biyokütle proteini için yağ asiti ve alkan kullanımı, C. tropicalis triptofan, C. pelliculosa selülozik materyalden biyokütle proteini, C. utilis, pek çok ürün eldesi, ksilozda üreyebilme, klonlama teknolojisinde kullanım, C. shehatae ksiloz fermentasyonu
Hansenula polymorpha: Heterolog gen anlatımı için kullanılabilen metilotrofik maya.
Kluyveromyces marxianus ve K.lactis: Laktoz ve polyfruktosanı fermente eder. Doğal kakao fermentayonu. Pek çok enzim için kaynak olabilir, klonlama teknolojisinde kullanılabilir.
Pachysolen tannophilus: Bitki lignoselülozik hidrolizatlarından kaynaklı pentoz şekerlerinin fermentasyonu.
Phaffia rhodozyma ve Pichia türleri: Gıda boyası olan astaksantin pigment üretimi, P. guilliermondii riboflavin sentezi ve hidrokarbonlardan biomas protein eldesi, P. methanolica etanol biosensörü olarak kullanılan alkol oksidaz üretimi, P. pastoris metanolden biomas protein eldesi, heterolog gen anlatımı ve insan terapötik proteinlerini üretebilen metilotrofik maya.
Rhodosporidium toruloides: Fenilketanüri tedavisinde kullanılan PAL enzim kaynağı.
Saccharomyces türleri: S.cerevisiae klasik gıda fermentasyonu. Bira, şarap, ekmek, rom, cin yapımı. Yakıt, alkol, gliserol, invertaz ve hayvan besini kaynağı. Rekombinant DNA teknolojisiyle sayısız protein üretimi.
Saccharomycopsis türleri: S. fibuligera amilolitik maya
Schizosaccharomyce pombe: Geleneksel Afrika alkollü bira yapımı. Şarapların deasidifikasyonu. Yüksek etanol ozmotik tolerans, biyokütle protein eldesi, heterolog gen anlatımı ve mutagenez testlerinde kullanım.
Schwanniomyces türleri: S. castellii ve S. occidentalis amilolitik mayalar. Nişastanın ve inülinin etanole çevrimi ve heterolog gen anlatımında kullanılabilirler.
Trichosporon cutaneum: Fenol varlığına ilişkin bisensor olarak kullanılır.
Yarrowia lipolytica: Lipid ve hidrokarbonlardan biomas protein eldesi. Sitrik asit ve hücredışı enzim üretimi.
Zygosaccharomyces rouxii: Japon soya sosu karakteristik aromasını vermede kullanılan halofilik ve ozmotolerant maya türü.
Şimdilik bu kadar. Fırsat buldukça diğer mikroorganizmalar (bakteri ve küfler) ile bilgi ekleyeceğim.
Arkadaşım acemi_caylak, yapmış olduğun bu değerli derleme çalışmalarınız farmantasyon başlğına büyük bir katkı sağlamaktadır, sizin bu çalışmalarınıza benimde gözlemlerimde sabit olmuş bilgiler mevcut bunları aşağıda linki verdiğim başlıkta açıkladım, senin bu samimi paylaşımlarına bir katkım olur dileklerimle sevgiyle kal.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=16717
acemi_caylak
26-03-2010, 10:28
Arkadaşlar iyi dilekleriniz için hepinize teşekkür ediyorum. Bu beni daha da teşvik edici oluyor.
Bütün arkadaşlar Sn. Dogasever'in anlattığına benzer güzel tecrübeler aktarırlarsa çok güzel bir arşiv çıkacak ortaya.
BioEthanol kullanımı ve Avrupadaki geleceği hakkında
http://www.biomatnet.org/publications/1993br.pdf
http://www.best-europe.org/
Dogasever
26-03-2010, 13:03
İlk defa burada açıklıyorum: Dereleri ve gölleri kirleten Peyniraltı Sularından Biyoetanol ve hayvan yemi üretiyorum. Bu teknolojiyi ülkemize kazandıracak kompakt cihazları üretebiliyorum. Buradan Türkiye'deki peynir üreticilerine ve Çevre Bakanlığı ve İl Çevre Müdürlükleri'ne seslenmek istiyorum: Biyolojik arıtma tesisi yaptırmayın ve bunu önermeyin. Hem paranızı boşa harcamış olursunuz hem de biyolojik arıtma tesisine sürekli masraf etmeniz gerekir. Evet, peyniraltı sularından biyoetanol üretiyorum. biyoetanolü satarak her gün 600 ABD Doları kazanabilirsiniz! (Türkiye'deki biyoetanol fiyatı: ~1 ABD Doları/litre) Örneğin günde 22 metreküp peyniraltı suyu çıkan bir peynir üretimhanesinde günde 600 litre biyoetanol üretebiliriz. (Bunu cihazı 16 saat çalıştırarak ve ek ekipman ilavesiyle 1200 litreye çıkartabilir!) İşletme maliyeti: ~0,10 ABD Doları/litre. İlk Yatırım maliyeti: 250.000 ABD Doları (Yaklaşık bir buçuk yıl içinde geri ödeniyor!). İster arabanıza koyun, ister rakınıza! Bu tesisi kurdurmak isteyen peynir üreticileri ya da yatırımcılar doğrudan benimle temasa geçebilirler. kayalci@hotmail.com
hbayraktar
26-03-2010, 13:46
Tekrar Merhaba,
Bugün ilk denememe başlıyorum, akıl karışıklığım uyumama rağmen devam etmekte, değişik oranlar, metodlar arasından Sn. Sarıcan'ın ilk yazılarında geçen formülasyonu uygulamaya karar verdim: 5 litrelik bir kapaklı kaba, 3 litre su, 300 gr harnup pekmezi ve 900 gr meyve ve sebze atığı ekleyeceğim. Sn. Sarıcan nazik karşılamanız için ayrıca teşekkür ederim.
Sn. acemi caylak, önerinize uyarak eski posaları attım bugün sıktıklarımla başlayıp, hergün ayrı şişelerde üretmeyi deneyeceğim. Katı peyve sıkacağından geçtikleri için neredeyse zar kıvamındalar sanırım enzimleşme süreci daha kısa olacak.
Bu arada bir şey daha danışmak isterim, alkali beslenmeye çalıştığım için elma sirkesi'nin ph düşürücü ve alkali özelliklerini biliyorum, bende bir ph metre yok, acaba bu karışıma elma sirkesi eklersek ph düşürücü etkisi olur mu, nitekim kimyasal atıkların bir kısmından korunabilmek adına yıkama sularımıza ekliyoruz elma sirkesini. Koyulmalıysa hangi aşamada koyulmalı, tüm işlemler bitip tüketileceği zaman mı? yoksa en başta mı? yorumu olanları okumak isterim.
Sevgiler.
acemi_caylak
26-03-2010, 14:36
Bu arada bir şey daha danışmak isterim, alkali beslenmeye çalıştığım için elma sirkesi'nin ph düşürücü ve alkali özelliklerini biliyorum, bende bir ph metre yok, acaba bu karışıma elma sirkesi eklersek ph düşürücü etkisi olur mu, nitekim kimyasal atıkların bir kısmından korunabilmek adına yıkama sularımıza ekliyoruz elma sirkesini. Koyulmalıysa hangi aşamada koyulmalı, tüm işlemler bitip tüketileceği zaman mı? yoksa en başta mı? yorumu olanları okumak isterim.
Sevgiler.
Sn. Hbayraktar, bir yanlış anlama olmasın, elma sirkesinin alkalik olması mümkün değildir. Evet ph seviyesini düşürür. Zaten ph seviyesini düşürdüğü için alkali değildir. Asidiktir.
Ayrıca enzimin kendisinin ph seviyesi ortamdaki laktik asitten dolayı zaten oldukça düşüktür. Benim evde yaptığım enzimlerde ph seviyesi hiç 3,5 üzerine çıkmadı. Bu yüzden dışarıdan asit eklemenize gerek yok.
hbayraktar
26-03-2010, 17:06
Vücudun alkali seviyesini düzenlediği için alkali olduğunu sanırdım, teşekkürler uyardığınız için, formülasyon konusunda başka bir öneriniz var mı?
Hazırlıklarımı yaptım, şimdi mutfağa gireceğim, buralarda akvaryuma rağbet yok sanırım, o yüzden akvaryum malzemeleri satan yer yok, infüzyon setiyle devam ediyorum :)
acemi_caylak
26-03-2010, 19:57
Vücudun alkali seviyesini düzenlediği için alkali olduğunu sanırdım, teşekkürler uyardığınız için, formülasyon konusunda başka bir öneriniz var mı?
Hazırlıklarımı yaptım, şimdi mutfağa gireceğim, buralarda akvaryuma rağbet yok sanırım, o yüzden akvaryum malzemeleri satan yer yok, infüzyon setiyle devam ediyorum :)
Sn. Bayraktar, Sarıcan'ın bu konunun ilk başlarında yazdığı formülü uygulamak en iyisi. Ayrıca akvaryum malzemesi ile uğraşmaktansa Sarıcan'ın sonradan eklediği balon metodu çok daha pratik.
Hava kontrolü için eczaneden alacağınız serum hortumu kullanışlı olacaktır. İğnesini enzim bidonu kapağına batırıp gösterge tüpünüde bidon çevresine su emdirerek bantladığınızda sorun çözülür. Fiyatıda çok ucuz olmalı ki bana ücretsiz verdiler.
hbayraktar
27-03-2010, 20:20
Dün 1,5 lt lik pet şişeye harnup pekmezi ile birlikte, posa (sanırım bu fazla geldi) ve su ekledim ölçmeden, delikleri açmayı beceremediğim için balon yöntemine döndüm, bugün kalktığımda merakla başına gittim fakat balonda bir şişme görünmüyordu.
Bunun üzerine bugün ölçmeye çalışarak yine 1,5 lt lik pet şişeye = 300 gr posa + 100 gr e.şeker + 1 lt su ile 2 şişe hazırlayarak şişe ağızlarına balon taktım. Şişeleri çalkalıyorum ara sıra, ev ortam sıcaklığı ort.22 C, henüz bir gelişme yok.
Sebze ve meyveler neredeyse püre kıvamında olduğu için fermantasyon anında bitmiş olabilir mi? :) şaka bir yana merakla bekliyorum.
acemi_caylak
27-03-2010, 21:38
Sebze ve meyveler neredeyse püre kıvamında olduğu için fermantasyon anında bitmiş olabilir mi? :) şaka bir yana merakla bekliyorum.
Sn. hbayraktar, bu mümkün degil. Mikroorganizmaların oluşması ve gelişmesi biraz zaman alıyor. Bu başlıkta bir kaç gün önce verdiğimiz enzim grafiğini inceleyeniz. Şu anda Lag Faz amasındasınız. Log faz aşamasında gaz çıkışı başlayacaktır.
Mikroorganizmalarınızın gelişmesini bekleyiniz:)
Başlamış olması gerekirdi. Meyvelerin püre şeklinde olmasının faydası bile var. Esmer şeker mi kullandınız. Çalkaladığınız zaman şeker hemen tepkime veriyor olması lazım. Ben çilek enzimini yaptığımda balon kısa sürede şişmişti. Acaba balon üzerindeki delikleri büyük mü deldiniz veya pet şişenin ağzına sıkı sıkıya geçmedi mi?
hbayraktar
28-03-2010, 12:35
Bu sabah durum:
26.03 şişesi: Balon şişmiş ve dışarı sıvı akıtmıştı, şişedeki posa ve sıvının bir miktarını başka bir yere aktararak üzerine esmer şeker ilavesi yapıp tekrar balonla kapattım, fakat bu sefer balonu 3 yerden iğneyle deldim, 1 saat sonra tekrar şişmeye başladı (demek ki şişeleri ağzına kadar doldurmamak gerekiyor)
27.03 şişeleri: Aynı anda hazırlandıkları halde farklı şişme oranları var, hassas tartım olmadığı için oranları göz kararı yapmıştım belki bu nedenle, belkide birine kesme şekerleri suda eriterek, diğerine ise bütün halinde koyduğumdan.
Sn. Sarıcan, gaz oluşumunu somut olarak görmek için balonları delmemiştim, 1,5 lt pet şişe ağzına standart balonlardan geçirdim, sıkı olduğunu tahmin ediyorum, fakat 26.03 şişesinin sıvıyı balondan dışarı akıtmış olması (balon kısmi doluydu) onu da düşündürdü.
2 si Cuma gününe kadar hergün 1 veya 2 şişe yapmayı düşünüyorum, denenmesini istediğiniz fikirler varsa seve seve uygulamaya çalışırım.
acemi_caylak
28-03-2010, 16:02
Bu sabah durum:
26.03 şişesi: Balon şişmiş ve dışarı sıvı akıtmıştı, şişedeki posa ve sıvının bir miktarını başka bir yere aktararak üzerine esmer şeker ilavesi yapıp tekrar balonla kapattım, fakat bu sefer balonu 3 yerden iğneyle deldim, 1 saat sonra tekrar şişmeye başladı (demek ki şişeleri ağzına kadar doldurmamak gerekiyor)
27.03 şişeleri: Aynı anda hazırlandıkları halde farklı şişme oranları var, hassas tartım olmadığı için oranları göz kararı yapmıştım belki bu nedenle, belkide birine kesme şekerleri suda eriterek, diğerine ise bütün halinde koyduğumdan.
Sn. Sarıcan, gaz oluşumunu somut olarak görmek için balonları delmemiştim, 1,5 lt pet şişe ağzına standart balonlardan geçirdim, sıkı olduğunu tahmin ediyorum, fakat 26.03 şişesinin sıvıyı balondan dışarı akıtmış olması (balon kısmi doluydu) onu da düşündürdü.
2 si Cuma gününe kadar hergün 1 veya 2 şişe yapmayı düşünüyorum, denenmesini istediğiniz fikirler varsa seve seve uygulamaya çalışırım.
Sn. Hbayraktar,
Enzim olayına gerçekten sıkı başladınız. Sizin gibi ilgili kişiler oldukça biz enzimden sonra, evde şarap (Sn. sarıcan şarabını içiyor bile), rakı, etanol vb. yeni şeyleri rahatlıkla deneyebiliriz.
Balondaki sıvı taşması gaz basıcının çok yüksek olmasından dolayı olabilir. Ayrıca sizin kendi kendinize keşfettiğiniz gibi şişede mutlaka bir miktar boş yer olmalı. Çünkü gaz basıncı küçümsüenecek bir olay değil. Cam şişeler daha sağlıklı olmasına rağmen cam şişelerde yapılmamasının nedeni şişeler patlayabileceği için. Çünkü cam plastik kadar esnek değil.
Aynı anda yapılan şişelerde süreç bazen birinde daha erken veya daha geç başlayabiliyor. Ayrıca gaz çıkışının başlangıcını etkileyen etmenlerden biriside meyvelerin cinsi. Şekerli meyveler daha erken başlıyor. Şeker oranı düştükçe gaz çıkış süreci uzuyor. Benim yonca yaprakları ile yaptığım iki şişeden birisinde 2. gün, diğerinde 4. gün ciddi anlamda gaz çıkışı başlamıştı.
Kolay gelsin.
acemi_caylak
04-04-2010, 21:44
Biyoetanol falan derken burayı unutmuşuz. Benim daha önce tomurcuklanmış halini eklediğim limon çiçeğe döndü. Balkona çıktığımda bir hahar havası ve iliklerime işleyen bir limon çiçeği kokusu karşılıyor beni.
Limonun verdiği mesaj şu. Bitkilerinize ve ağaçlarınıza kesinlikle kimyasal gübre kullanmayınız. Kendi sıvı gübrenizi kendiniz yapınız. Eğer kendi gübremi yapma olanağım yok, kim uğraşacak enzimle diyorsanız, buyrun aşağıdaki linke.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=3903
133924
133925
egetropical
04-04-2010, 22:44
Enzim tankını dayanamadım 10 gün önce açarak fidelerim, köpeğim ve kendimde denemeye başladım. fidelere haftada bir yapraktan veriyorum. köpeğimin içme suyuna ve ilaç makinası ile tüm tüylerini ıslatacak kadar sıkıyorum. kendim bir kaç kez yarım fincan içtim. içimi fena değil.
pepinolarda yaprak biti başlamıştı 4 gün arayla enzim ile ilaç uygulaması yaptım. enzim uygulamasında bir hafta önce neemzal uygulaması yapmıştım onunda etkisi olacak şu an hiç zararlı yok. yeni yaprak çıkarmaya başladılar.
Bir taraftan yeni sürgün, her sürgünde bir top çiçek. Eğer bütün bunları enzim yapıyorsa hiç bir gübreye ihtiyaç kalmayacak.
Halil Önen
04-04-2010, 23:38
Limonun verdiği mesaj şu.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=3903
133924
133925
Sn.acemi,
lideri kesmişsiniz. Belki bilerek yaptınız, fazla büyümesin diye. Ama bu sert budama fidanı durdurmuş. Artık yanlara daha çok büyüyecek.
İyi çiçek tutmuş iyi meyve bağlayacak gibi duruyor. Geçen yıl nasıldı? (Şimdi bide göze geliyo mu?, tüüü tüüü nazar deymez inşallah)
Saygılar
acemi_caylak
05-04-2010, 08:07
Sn.acemi,
lideri kesmişsiniz. Belki bilerek yaptınız, fazla büyümesin diye. Ama bu sert budama fidanı durdurmuş. Artık yanlara daha çok büyüyecek.
İyi çiçek tutmuş iyi meyve bağlayacak gibi duruyor. Geçen yıl nasıldı? (Şimdi bide göze geliyo mu?, tüüü tüüü nazar deymez inşallah)
Saygılar
Halil Bey,
Evet lideri kestim. Hatta ileride, yan dallar fazla büyürse onlarıda almak gerekecek. Aslında dışarıda yetiştirmek gerekir ama Ne yazkki İstanbul iklimi buna uygun değil. İçeri alıncada ağaç büyüdükçe yer kalmıyor. Sürekli budayacağız galiba. Veya bu gidişle bonsaici olacağız:)
Enzim etkisine gelince limon ne geçen yıl, nede önceki yıl bu kadar çiçek vermemişti. Enzimin biraz etkisi olmuştur diye düşünüyorum.
Enzimle ilgili bu yıl net sonuçlar alabiliriz. Ben şimdiden 6 şişeye çıkardım ve zeytinlerde deneyeceğim bu yıl. Sulama suyuna karıştırarak vereceğim. Zeytinlerde kayıt altına alarak deneme yaparız. Önce geçen yılki meyveli hallerini eklerim. Sonra bu yılkini beraber görürüz.
Ayrıca Ensar Bey ile 6. yıl toplantısında konuştuk, kendisi işyerinin bahçesinde deneme yapacak. Hatta Ensar Bey'in bizim gibi şişe ile uğraşmak yerine tank içerisinde üretme gibi yaratıcı çalışmaları var.
himmetvermez
05-04-2010, 09:12
Herkese iyi günler.Enzim olayını bende uygulamaya çalıştım.Mutfak atıkları(yeşilsoğan,portakal kabuğu,patates kabuğu vs.) .ekşi yoğurt.hamur mayası ve 3 lt.suyu 5 lt.lik pet şişede karıştırdım.Mutfak dolabının alt kısmında 10-15 gün süreyle her gün karıştırdım.Her gün gaz çıkışı oldu.Bazen az bazen çok.Daha sonra aldığım EMA dan 15-20 ml. katarak bir hafta daha gaz çıkışını gözlemledim.Son günlerde gaz çıkışı azaldı ve mutfak atıkları eriyerek suyun dibine battı.Buradan enzimin tamamlandığı sonucunu çıkardım ve süzdüm.Katı kısmını saksı toprağının içine karıştırdım.Kokusu ekşili turşulu soğanlı durumdaydı.
Şimdi sizlerden öğrenmek istediğim:enzimim uygun oldu mu? Bunu kullanırken 1/100 -1/200 su ile karıştırmalımıyım? Kullandığım EMA yeterli mi? Bu enzimi ne kadar zaman saklaya bilirim? Hemen kullanmam gerekiyormu? Tavuk gübresi ve mutfak atıklarından EMA da kullanarak gübre yapmak istiyorum.200 lt lik bidonda 1/2 kova mutfak atığı, 1 kova tavuk gübresi , 15-20 kova kuyu suyuna 1 lt.EMA uygulasam yeterli mi? 15 dekar ceviz bahçesi (aralık 2009 dikimi ) kurdum.Bu gübreyi orada kullanacağım.
Herkese kolay gelsin.
acemi_caylak
05-04-2010, 11:39
Sn. Hizmetvermez,
Gaz çıkışı durduysa yeterlidir diye düşünüyorum. Yalnız bir uyarıda bulunmak istiyorum. Hazır alınan ekmek mayası bu işler için uygun değil. Kendi mayanızı kendiniz yapınız. Bununla ilgili bu konunun 396 nolu mesajında Dogasever kısaca anlattı. Ayrıca aşağıdaki linkte ayrıntılı tarifi var.
http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=337837&postcount=8
Topraktan uygulamalarda 1/500 ve 1/1000 oranında su ile karıştırılması daha iyi olacaktır, çünkü önerilen dozlar bu şekilde.
Ben EMA ile hiç denemedim. EMA yı seyrelterek direk bitkilere uyguluyorum.
Ancak EMA zaten aktif edilmiş bir ürün. Enzim yaparken EM1 kullanmak gerekir. Yinede en net ve kesin cevabı Dogasever verecektir. Çünkü ürünün sahibi o.
Bu linkte sorunuzu sorabilirsiniz.
ttp://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=3903
Gübre ile deneme yapma fikri bence ilginç. Siz başlayın sonucu beraber değerlendiririz. Ben olsaydım, gübre ve mutfak atığını aynı oranda kullanırdım. Ayrıca Pekmez ve EM1'i aynı oranda karıştırırdım. EM1 oranı konusunda Sn. Dogasever yardımcı olacaktır.
Bence döküp çevreyi kirletmektense, içine ilk başta eklediğiniz oranda pekmez, birazda yoğurt suyu ekleyip ağzını hava almayacak şekilde kapatın gaz çıkışı yeniden başlayacaktır.
Tarif edildiği gibi yaptım. Şişeyi sıkıca kapayıp arada kontrol ettim, gaz çıkışı olmadı. Artık bakmaya korkar olmuştum ki bugün kontrol ettiğimde, yine gaz çıkışı olmadı, üstte beyaz bir küf tabakası var, kokusu eskisinden daha güzel. Dökmeye yine kıyamıyorum, az bir miktarını bir bitkide (Ağaç değil de mevsimlik fidede) denesem mi?
Sn. Kiraz,
Eğer küfler yeşil veya siyah değilse ve sıvıda kötü kokmuyorsa kullanabilirsiniz. Kokladığınızda şarap veya likör kokusu gibi alkollü bir koku olması lazım. Eğer kokuşmuş çöp kokusu gibi değilse bu kokuyu ayırt edebilirsiniz zaten. Eldivenden içeri oksijen almış herhalde. Yeni yapacağınızda ağzını balonla kapatacağınız bir şişede yaparsanız rahat edersiniz. Atıkları parçalayarak doldurmak kolaylığın yanında enzim oluşumu sırasında faydalıda oluyor. Bu yaptığınızı bitkiye verirken enaz 1:100 oranında sulandırarak vermeye dikkat edin. Yani 5 lilterik (5000 cc) suya en fazla 50 cc enzim (Takriben 1 Yemek kaşığı 10 cc) koyacak şekilde bir şırınga veya ölçekli bir kapla koyarsanız iyi olur.
acemi_caylak
05-04-2010, 20:51
Tarif edildiği gibi yaptım. Şişeyi sıkıca kapayıp arada kontrol ettim, gaz çıkışı olmadı. Artık bakmaya korkar olmuştum ki bugün kontrol ettiğimde, yine gaz çıkışı olmadı, üstte beyaz bir küf tabakası var, kokusu eskisinden daha güzel. Dökmeye yine kıyamıyorum, az bir miktarını bir bitkide (Ağaç değil de mevsimlik fidede) denesem mi?
Kiraz Hanım, küf dediğiniz hani şu sirke veya turşu üzerinde oluşan küflerden mi? Eğer onlardansa zararlı değildir. Bunlar çiçek mayaları dediğimiz mayalardır. Turşu veya sirke gibi içeceklerin yüzeyinde, yer yer beyaz adacıklar yaparak çoğalırlar. Bunlar sirke asitini su ve karbondioksite ayıran organizmalardır. Bu yüzden böyle bir sirkeden hayır gelmez. Sirke özelliği kaybolur. Ancak enzimde etkisi nasıl olur tam olarak bilmiyorum. Bence fazla çoğalmadan sizi bu enzimi bir güzelce süzün ve yeterince seyrelterek (1/500 oranında) bitkilere verin. Ne olduğunu birlikte görmüş oluruz.
Teşekkürler Sn. Acemi Çaylak, Sn. Sarıcan. Tarif ettiğiniz gibi beyaz adacıklar. En kısa zamanda bitkide deneyip sonucu paylaşacağım.
Sn. Sarıcan, kokusu güzel, küf de bayaz. Eldivenden hava almış, sanırım çıkan gazlar da eldivenin kolay delinmesine neden olmuş. Kapağın üzerine geçirdiğim eldiven gayet sağlam ama kapak yokken üç eldiven delinmişti.
sındırgılı
05-04-2010, 21:55
Keşke, toplantıdan önce konuşsaydık 1/2 litre kivi enziminden size verirdim.Sonuçları iki koldan görmüş olurduk..Ben biraz abartmışım..5 litreye yakın enzim oldu..
Teşekkürler Sn. Acemi Çaylak, Sn. Sarıcan. Tarif ettiğiniz gibi beyaz adacıklar. En kısa zamanda bitkide deneyip sonucu paylaşacağım.
Sn. Sarıcan, kokusu güzel, küf de bayaz. Eldivenden hava almış, sanırım çıkan gazlar da eldivenin kolay delinmesine neden olmuş. Kapağın üzerine geçirdiğim eldiven gayet sağlam ama kapak yokken üç eldiven delinmişti.
Enzim fermantasyon sürecinde serum hurtum setini kullanın. İğnesini kapağa batırın. Enjektör hazinesine de (damlama sifonu) su çekin enzim bidonu yüzeyine bandla tutturun.
Ben hergün su bardağında 2cm miktarı yemeklerden sonra içiyorum.
acemi_caylak
09-04-2010, 08:53
6. Yıl Toplantısına gittiğimiz gün evde kaloriferi açık bırakmışım. O gün havada çok sıcaktı. Akşamda eve biraz geç döndüm.
Suyu sıkılmış nar posasından oluşan enzimde normalde gaz çıkışı yaklaşık 20 gün önce durmuştu. Ancak o gün şişede patlayacak kadar gaz sıkışması vardı. Şişenin gazını alırken biraz taşma bile oldu tıpkı soda gibi.
Ne oluyor diye araştırırken, farkettimki bunun tek nedeni sıcaklık yükselmesi sonucu mayaların hızlı bir şekilde üremeye başlaması.
Mayalar en güzel 35-45 °C arasında ürüyorlar. Bizim enzimlerde gerçek anlamda maya oluşumu aslında yeni başlamıştı. Çünkü biz enzim olayına Aralık ve Ocak aylarında başladık ve evlerdeki sıcaklık seviyesi genelde 25 °C yi asmayan seviyeler. Bu yüzden mayalar üremedi. Bununla ilgili birde anekdot. Amarikaya ilk gidenler mayaları bozulmasın diye gece yatarken mayalarını kendi yataklarına alırlarmış.
Benim enzimin yüzeyi tıpkı ekşi hamurdaki gibi kabarcıklı ve vıcık vıcıktı.
Galiba bu işi başarıyoruz. Görüntüsü biraz çirkin olsada tadı ve kokusu çok hoştu. Şimdi dört gözle havaların ısınmasını bekliyorum.
Sn. Sındırgılı ben de çok yapmışım. Bütün bahçedeki bitkilere dağıtırsam bile zor bitecek, bir bitkide denemeden de diğerlerini riske atmak istemiyorum. Denediğim bitki şimdilik sağlam.
Kapağı kapalı, süzülmüş olarak bahçeye koydum. Şimdilik hava serin (12 dereceyi geçmiyor) kaç gün dayanır?
Sn. Nariçi, eldiven pratik gelmişti ama bundan sonra balon ya da hortumu deneyeceğim.
Sn. Acemi Çaylak, mesajınız üzerine bir kısım sıvıyı içeri alıp, biraz maya ilavesi ile sıcak ortamda bekleteceğim; daha önce beklettiğim ortamın ısısı, ev ısısından biraz daha düşüktü ve seramik zemine koymuştum.
acemi_caylak
09-04-2010, 11:07
Kapağı kapalı, süzülmüş olarak bahçeye koydum. Şimdilik hava serin (12 dereceyi geçmiyor) kaç gün dayanır?
Kiraz Hanım, bence güneş almadığı ve ağzı kapalı olduğu sürece 2-3 ay dayanır diye düşünüyorum. Sarıcan'ın ilk alıntı yaptığı linklerde adamlar raflara dizip saklıyorlardı.
sındırgılı
09-04-2010, 19:42
Daha Büyükadadaki sebze adacıklarını bitiremedim.Malum, hem iş, hem bahçe işleri birarada yürümüyor.Yarın, Atelyeye gidip geldikten sonra Hanımdan izin alabilirsem :) Adadaki işleri bitirmeye çalışacağım.Tabii bu arada enzimde gidecek.Toprak hazırlığı esnasında 1/500 oranında sulandırıp boş adacıkları sulayacağım.Evde, tatbik ettiğim kumkuat bariz bir şekilde gelişti.Fakat, iz elementlerde verdiğim için sağlıklı bir şey söyleyemiyorum..Bence faydası oldu diyebilirim..Sebze adalarındaki denemelerde daha iyi neticeler alabiliriz..Fakat onlardada yok yok..İz elementler,kemik tozu,yanmış keçi gübresi,leonardit... Beni bile toprağa soksalar, herhalde 20 yaş gençleşirim..:) Zaten bu kadar ilgiden sonra 3-5 domates ve biber alırsam,ben bu işi ebediyen bırakıyorum..
acemi_caylak
09-04-2010, 20:37
Daha Büyükadadaki sebze adacıklarını bitiremedim.Malum, hem iş, hem bahçe işleri birarada yürümüyor.Yarın, Atelyeye gidip geldikten sonra Hanımdan izin alabilirsem :) Adadaki işleri bitirmeye çalışacağım.Tabii bu arada enzimde gidecek.Toprak hazırlığı esnasında 1/500 oranında sulandırıp boş adacıkları sulayacağım.Evde, tatbik ettiğim kumkuat bariz bir şekilde gelişti.Fakat, iz elementlerde verdiğim için sağlıklı bir şey söyleyemiyorum..Bence faydası oldu diyebilirim..Sebze adalarındaki denemelerde daha iyi neticeler alabiliriz..Fakat onlardada yok yok..İz elementler,kemik tozu,yanmış keçi gübresi,leonardit... Beni bile toprağa soksalar, herhalde 20 yaş gençleşirim..:) Zaten bu kadar ilgiden sonra 3-5 domates ve biber alırsam,ben bu işi ebediyen bırakıyorum..
Sevgili Sındırgılı,
Gerçekten sende Meyvelitepe gibi bitki ne istiyorsa karıştırmışsın. Bence 3-5 değil çuvalla götüreceksin domates ve biberi. Hanımda o zaman daha fazla izin verir:)
Bu arada henüz bir şey ekmediysen, adacıklara 1/100 oranında bile verebilirsin.
Ayrıca madem bu kadar karıştırdın ve ciddiye alıyorsun işi, Mikrobiyoloji konusunda değindiğim gibi mavi-yeşil alg içeren yosunlardan da kullan derim.
Toprağının bereketi bol olsun.
Sevgiler.
sındırgılı
09-04-2010, 21:16
enzim kullandığım aynı sefalar (daha 10 ve 15 günlük),kumkuat,çelikten yetiştirdiğim güvey feneri ve kasasını parayla aldığım kadifeler. Hepsinde enzimimi uyguladım.Hiç bir sorunla karşılaşmadım.Hatta tohumdan çıkan acı biber,cherry domates ve jalepano fidelerinde yarın .1/600 oranında uygulama yapmak istiyorum.Sonuçları paylaşırım.
hbayraktar
20-04-2010, 13:37
Merhaba,
Uzun bir seyehat sonrası eve döndüm ve ilk iş enzim şişelerini kontrol ettim, çalkalama görevini ben yokken evdekilere yüklemiştim, ilk yapılanlar soldan sağa doğru daha yeni yapılanlar.
İlk iki şişede gaz çıkışı durmuş, bu akşam açıp durumlarını kontrol edeceğim. Resim web-cam ile çekildiği için belli olmuyor sanırım ama benim sebze-meyve püreleri neredeyse su ile bütünleşmiş, bakalım onları ince tülbentle süzebilecek miyim?
Sıvı alta inip gaz çıkışı nedeniyle olsa gerek tüm posalar yukarı çıkıp taşıyordu bu nedenle bu şişeleri devamlı alt üst etmek gerekti, bunun sonucunda balonların şişeyle birleşen yerleri epeyce erimiş ve aşınmış, umarım buradan hava aldığı için durmamıştır ilk iki şişedeki gaz çıkışı, akşam anlaşılacak.
acemi_caylak
20-04-2010, 15:00
Sn. Hbayraktar, bence şişeler iyi durumdaymış gibi gözüküyor. Balonlar söndüğüne göre işlem bitmiş gibi duruyor. Sanırım sıcak giden havalarında etkisiyle kısa zamanda gaz çıkışı tamamlanmış.
Rahatsız edici bir kokusu yoksa problem yok demektir.
hbayraktar
25-04-2010, 14:33
Sn. Acemi Çaylak her ne kadar bizim evin içişleri bakanı çöp kokuyor dese de, ben kokuyu turşu kokusuna benzettim, kuzguna yavrusu anka görünür misali olmasın da:)
Benim püreler tabii ki suyla epey kaynaşmış o nedenle 4 kat tülbentle 2 kez süzmeme ve artık tülbentte bir şey kalmamasına rağmen kalan sıvının rengi berrak değil, bu yüzden bir kaba alıp çökeltilerin dibe oturmasını bekledim bir kaç gündür, bu zaman zarfında üzerinde köpükler oluştu. Bu arada kavanozda ki enzim ilk 2 şişenin süzülmüş hali, açıkçası ben bu kadar çok enzim çıkacağını düşünmemiştim.
Sıvıyı fidelerde test etmeyi planlıyordum, ama hayatımda ilk defa sebzeyi tohumdan fide yaptığım için onlara kıyamadım ipek çiçeği tohumlarımı aynı şartları sağlamaya çalışarak 2 ayrı yere diktim, birinin can suyunu enzimden aldığım 1 çay kaşığına 300 cc su ekleyerek diğerini ise normal suyla yaptım, sulamalarına yanı şekilde devam edeceğim çıkan sonucu burada resimlerim yine.
Bu arada bu enzimi deneme sebebim olan bahçeciğimi yastıklara böldüm yürüyüş yollarını taşla dolduracağım, fideleri ekmeden önce bu testi başarıyla tamamlayıp toprağı enzim ve humik asitle zenginleştirmek istiyorum, yoksa geçen sene ektiğimiz hazır fideler gibi bunlarında sadece budamalarını yapıp domates çıkar diye bekleriz herhalde.
hbayraktar
25-04-2010, 14:42
Resmini de ekleyeyim
Sn. hbayraktar,
Bitkilerinizde seyrelterek gönül rahatlığı içinde kullanabilirsiniz. Faydasını gözle görülür şekilde farkedeceksiniz. Yalnız koku olayı çok önemli, eğer gerçekten çöp gibi kokuyorsa hava aldığı için bozulmuş olabilir. Normal kokusu alkollü içki gibi, genellikle likör vari kokuyor. Turşu kokusundan biraz daha farklı.
Gelişmeleri merakla bekliyoruz. Bu arada içilebilir enzimi kendi üzerimde deniyorum. Kobay olarak bilime adadım. Kolay gelsin.
sındırgılı
25-04-2010, 20:23
Sevgili Sarıcan.. Yanımıza organik ürünlerin satışını yapan bir dükkan açıldı.Bakalım saf üzüm suyu alabiirsem [bağ bozumu zamanı] şarapçılığa başlıyacağım..Bağları Bozcaada daymış..Bir bu eksik kalmıştı..Beğenmez isek sirkeye para vermemiş oluruz...
Beğenirsen de bir şişe şaraba tonlarca para bayılmamış olursun. Belki bizde sebepleniriz gelip geçtikçe. Ama Bozcaada da bağı olan insanın şarapevi de vardır herhalde. Üzüm suyu alıp sirke yapana kadar şarapta alabilirsin ama insanın kendi yaptığı şarap gibisi yok. İçerken bunu ben yaptım diyorsun.
sındırgılı
25-04-2010, 21:10
Aslında Bozcaada da yıllar öncesinden tanıdığım imalatçı vardı..Tatil dönüşü koli ile alıp yatırırdım.Hatta bir zamanlar 3 senelik kavım olmuştu.Herkes hayran kalmıştı..Daha sonra adreslerini kaybettim. Haklısın Kaliteli bir şarap artık çok pahalı olmaya başladı..
Yaptığım enzimden emin olmadığım için hâlâ her şeyde kullanamıyorum. Kokusu likör-alkol gibi değil, turşu gibi. Menekşelerde denedim, yaklaşık üç haftadır ölmediler:) Çiçek ya da yaprak gelişimleri benzer saksıyla (benzer saksıyı normal su ile suluyorum) aynı ama çiçek sapları biraz daha uzun oldu. Sıvının üzerindeki beyaz küf renk değiştirmedi, kokusu kafamı karıştırıyor ama menekşelerin gelişimi gerilemediğine göre diğer bitkilerde de deneyeceğim galiba.
acemi_caylak
27-04-2010, 08:54
Sn. Hbayraktar,
Resim eklemekle iyi yaptınız. Böylelikle diğer üyelere de örnek oluyor. Ayrıca fidelerde korkmadan deneyebilirsiniz. Ancak toprağınızda bol miktarda organik madde olmasında fayda var. Toprakta organik madde bol değilse humik asit veya enzim tek başına yeterli olmuyor. Çünkü enzim içindeki yararlı bakterilerin gelişebilmesi için besine gereksinimleri var. Hatta enzimin süzdüğünüz çöplerini de toprağa organik madde olarak katabilirsiniz. Bununla ilgili bu konunun ilk sayfalarında Sarıcan'ın saksıyı strech filmle kaplama gibi güzel bir örneği vardı.
Sn. Kiraz,
Bence seyrelttiğiniz sürece hiç bir problem olmuyor. Bu yüzden bitkilerinize korkmadan kullanabilirsiniz. Kökten kullanmakta bir sorun görmeyince, hafta sonu Antepfıstğı ve kiraz ağaçlarından 2-3 tanesinde bu kezde yapraktan kullandım. Ertesi sabah korka korka kontrol etmeye gittim. Ancak bir baktım yapraklar daha parlak duruyor. Ya da bana öyle geldi:)
Sn. Sındırgılı,
Bence ilaç ve kimyasal gübre görmemiş üzüm temin edebilirsen daha iyi olur. Mayamızı da kendimiz yaparız. Tamamen organik şarap elde ederiz.
Sn. Sarıcan,
Şu balon işi çok iyi oldu. Evden uzak kaldığım günlerde havasını nasıl alacağım diye düşünüyordum. Balon ilaç gibi geldi. Ayrıca senin içilebilir enzimle ilgili son gözlemlerini bekleriz.
Bu arada ben işi iyice ilerlettim. Toplam 9 şişe enzimim oldu. Mayıs ayında hepsini Antep'e götüreceğim.
Aşağıda Ocak ayında yapılmış ilk şişeler görünüyor. Bunlar oldukça karışık. Yonca yaprağı, çim, patates, havuç, elma, kuşburnu, maydanoz yaprağı vs.
139323
Bunlar ikinci grup şişeler. Şubat ayında yapıldı. Bunlarda oldukça karışık. Yonca yaprağı, orman toprağı, patates, havuç, elma, kuşburnu, maydanoz yaprağı vs. Resimler biraz kötü çıkmış.
139324
Bu iki balonlu şişe 3 Nisan'da yapıldı. Yonca, çim, havuç ve patates rendesinden oluşuyor.
139325
3 Nisan'da yapılan 3. şişe. Sadece bezelye kabukları ve havuç rendesinden oluşuyor. Gaz çıkışı ilk başlarda fazla olmadığı için balon takılmadı. ancak 1-2 gündür çok yoğun gaz çıkışı var. Kapakları gevşetirken dikkat edilmezse taşma yapıyor.
139326
Bunlarda içilebilir enzim sınıfından. Soldaki sıkılmış nar çekirdeklerinden Ocak ayında yapıldı. Sağdaki 1 hafta önce çilekten yapıldı. Nar çekirdeğinden yapılan şişede çok güzel bir koku var. Şişenin ağzını açınca taze ekmek gibi kokuyor.
139327
Ben bütün enzimlerde pekmez kullandım. Gördüğünüz bütün şişelerde 1 lt civarında pekmez kullandım. Ocak ayı ve Şubat ayında yapılanlarda yoğurt suyu ve gerçek laktik asit kullandım. Hatta konuyu tümüyle okuyanlar anımsayacaktır. Laktik asiti fazla kaçırdığım için süreç tamamen durmuştu. Ancak daha sonra tekrar pekmez, meyve ve sebze ilavesi ile süreci yeniden başlattım. Şu anda çok berrak renkleri var.
Diğer enzimlerde sadece pekmez kullandım. Dikkat ederseniz zaman geçtikçe renk koyulaşıyor ve berraklaşıyor. Tortu dibe çöküyor. Ayrıca ısı çok önemli. Isının 25°C' nin üzerinde olduğu zamanlarda süreç daha hızlı oluyor. Hatta enzim yaplırken 35-40°C arası ılık su kullanmak ve tıpkı yoğurt yapımında olduğu gibi battaniye türü kalın örtülerle sarmakta fayda var. Bundan sonra soğuk havada yaptığım enzimlerde bu yöntemi uygulayacağım.
Hafta sonu çocukluk anılarıma geri döndüm. Yaşlı bir teyzeden annemin yaptığı nişenin (bizim orada nişastaya nişe derler) tarifini aldım. Tamamen buğday fermentasyonuna dayanıyor. Buğday enzimi diyebiliriz. Burası yeri olmadığı için tarifini veremiyorum. Ancak enzime buğday, arpa ve yulaf katmakta da fayda var diye düşünüyorum. Böylelikle çok besleyici gübreler elde edebiliriz.
Şimdi üzüm mevsimini iple çekiyorum. Kendi mayamı kendim yaparak enzimlere mayada katacağım. Sizlerde kendi mayanızı yapabilirsiniz. Mikrobiyoloji ve Toprak başlığında (linki aşağıda) maya yapımı ile ilgili ayrıntılı anlatım var.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=20171
Not: Hafta sonu Ensar arkadaşımızdan Melas temin ettim. En kısa zamanda 1-2 şişede melası da deneyeceğim.
Sevgili Acemi,
Enzim fabrikası kurmuşsun. Bu arada nar enziminin 1 litresine talibim. Balon konusu gerçekten pratik bir çözüm ama 5 litrelik pet şişelerin ağzına takmak sorun olabiliyor. Benim balkonda sayılı bitkim olduğu için ilgim daha çok içilebilir enzime yöneldi.
Başlangıçta bir fincan enzim içtiğimde çarpılır gibi oluyordum ama şimdi alıştım herhalde pek etkilenmiyorum. İçilebilir enzimin etkileri konusunda konusunda konuşmak şimdilik pek erken ama çok olumlu etkilerinin olduğunu söyleyebilirim.
En azından meyva likörü kapsamında herkes tüketebilir. Şu an sadece tavsiye etmekle yetiniyorum. Kobay olarak kendi vücudumdaki değişiklikleri gözlemliyorum, belki ilerde onlarıda paylaşabilirim.
hbayraktar
27-04-2010, 23:49
Sn. Sarıcan,
Ne yazık ki koku bariz ekşimiş turşu kokusu, çöp kokusu değil gibi ama kesinlikle şarap kokusu da değil, sanırım 1,5 lt lik pet şişelere 300 gr değilde 150-200 gr gibi posa koymalıydım, benim posalar hep yukarı çıkıp balondan taşma eğilimine girdiler, çöp enzim de başarı kaydedebilirsem ben de içilebilir enzim için deneme yapmayı düşünüyorum, deneyimlerinizi bizle de paylaşınız lütfen.
Sn. Acemi Caylak,
Sebze bahçesini düzenlemek için harcadığım enerji-zaman'ı riske atmamak için hayvan gübresi haricinde Meyvelitepe formülü'nün ulaşabildiğim tüm adımlarını uygulamaya çalışıyorum. Enzimlerden kalan posaları iyice süzerek bir saksıya birer kat olmak üzere bahçe toprağı-enzim posası, 2 kat yapıp streç filmle ağzını kapattım, o da bir kenarda bekliyor.
Polyanna tarafım içeriğindeki bakterilerin turşu kokutan ama iyi niyetli bakteriler olduğuna inanmak eğiliminde ve ipek çiçeği testini beklemeden biri hariç boş sebze yastıklarında uygulamaya niyetliyim.
Yazılanların tümünden enzimlerin içerik+maya= kokuları arasında parallellik kuran mantığımın bir kısmı da polyannayı destekliyor (benimkiler esmer şekerle mayalandı, pancar-kereviz-patates-havuç-enginar-maydanoz-ıspanak posaları ağırlıklı bir içerik)
Sevgili Sarıcan ve tabiiki diğer enzimci dostlar.
Bunlarda bizim enzimler ve solucan sıvısı.140587
140588
140589
140590
140591
Solucan sıvısı beyaz plastik bidonda
10 litrelik pet şişelerde Erik, Elma, Muz,Salatalık,Kayısı,Dut ve üzüm pekmezli iksirler var.
5 litreliklerden biri aronia,bal,üzümpekmezi diğeri kivi bal,üzüm ve dut pekmezi iksir,
20 litrelik pet şişelerde taze yonca,kepek,üzüm cibresi,tesbih ağacı meyvesi ekstraktı,solucan sıvısı ve melas var.
Sevgiyle kalın
Dogasever
01-05-2010, 13:51
Sn Ensar
Tesbih ağacı meyvesi ekstraktını nereden buldunuz? Bizim de temin etmemiz mümkün mü? Ağacın yaprağı da olur! Selamlar
Sn Doğasever,
Tesbih ağaçlarım, ki yaklaşık 5 tane büyük 120 adet te 2 yaşlı fidanım , yeni yeni yapraklanıyor.
29 Mayıs Tekirdağ toplantısına katılacaksanız yaprakları kendiniz toplayabilirsiniz. Yok katılmıyacak iseniz kargo ile istediğiniz yere gönderirim.
Sevgiyle kalın
Dogasever
02-05-2010, 10:51
Cok tesekkurler Sn Ensari,
Toplantiya katılıp katılamayacağım belli olmaz. O yüzden siz yapraklar büyüyünce, aşağıdaki adrese Alper Alman adına küçük bir miktar gönderirseniz memnun olurum. Aklımda bir deney var. Başarılı olursa, sizden her sene ücretini ödeyerek almak isterim. Saygılar.
Adres:
EM Agriton Doğal Ürünler Mikroorganizma Üretim Pazarlama ve Ticaret LTD. ŞTİ.
Macun Mahallesi Anadolu Bulvarı ATB İş Merkezi I - Blok No: 246
Çamlıca - Yenimahalle - ANKARA
Tel : 0312 397 15 74
Fax : 0312 397 15 81
Gsm : 0532 404 00 77
: 0532 404 89 81
Sevgili Ensar,
Telekomun aziziliği yüzünden son gündür telefon hatlarında problem vardı. Son iki gündür de ineternetim tamamen gitti. Tesadüfen bugün başka bilgisayardan girdiğimde gördüm enzimlerini. Ne diyeyim bilmemki... İçilebilir olanların hepsinden tatmak isterim, şifa niyetine. Yalnız solucan sıvısı ve tesbih ağacı extraktı enzimi ne ola ki? Yenilir mi, içilir mi?
Sevgili Sarıcan,
Valla bu solucan sıvılı,kepekli.ve neemextractlı enzim denemesi anonim bir deneme. Senin de tahmin edebileceğin gibi önümüzdeki günlerde çok farklı denemeleri yaklaşık 1000 m*lik bir alanda deniyeceğiz.
Sevgili acemi çaylak ile 4x140 lt lik meyve parçaları ve yonca içeren melaslı iki adet te yine 140 litrelik çekirdekli cabarnet sauvignon küspesi vemrlas içeren enzimi serada oluşuma terk ettik. Sera sıcaklığı konusunda ne dersin ?
Şarap üreticisi bir arkadaşım mayalanma sırasında tankları soğutup mayalanma süresini uzattığını biliyorum.Yanlış hatırlamıyor isem 30 derecenin üzerinde sorun oluyordu. Yarın kendisinede soracağım.
Sevgiyle kalın
acemi_caylak
03-05-2010, 08:18
Sevgili Sarıcan,
Ensar'ın dediği gibi enzim yapma işinde bende vardım. Aslında bu tespih ağacı meselesi tamamen kendiliğinden gelişen bir süreç oldu. Geçen hafta Ensar'ın yanına uğramıştım. O hafta sonu Gaziantep'ten yeni dönmüştüm ve canım çok sıkkındı. Karagöz kurduna ne yapabilirim arayışı içerisindeydim. Bu düşüncemi Ensar ilede paylaştım.
Sevgili Ensar'da tohum olduğu için tespih ağacı tohumlarını suda eriterek 2 fıçı ilaç hazırlamıştı zaten. Bunun 10 lt kadarını karagöz kurdu için bende aldım. Daha sonra onları eve getirdim ve Antep'e gönderirken yolda geçen zaman içerisinde bozulmasın diye içerisine yine Enzar'dan aldığım melastan biraz kattım. Ertesi gün işe gittim. Akşam eve döndüğümde gidip otobüs firması ile gönderecektim.
Eve ulaştığımda birde ne göreyim bizim tespih ağacı ile melas karışımında güçlü bir fermentasyon başlamış ve oluşan gaz fıçıyı patlatacak hale gelmişti.
Bunun üzerine hem bitkiler için yararlı hem de koruma amaçlı bir enzimi nasıl yapabiliriz diye biraz düşündüm ve aklıma gelen aşağıdaki formülü Ensar ilede paylaştım.
1- Buğday, arpa veya pirinç kepeği: 1 kg
2- Cibre: 1 kg
3- Tespih agacı tohumu suyu:1 lt
4- Yonca veya çim:1 kg
5- Melas:1 lt
6- Sıvı hayvan gübresi (solucan sıvısı): 1 kg
7- Kuyu Suyu: 5 kg
Bütün malzemeleri Ensar hızlıca temin etti ve Cumartesi günü 2 adet 10 lt lik bidonlara enzimlerimizi kurduk. Malzemeler yukarıdaki miktarlardan biraz fazla olduğu için, söylenen oranlar tam tutmamış olabilir. Biz göz kararı 2 adet 10 lt lik bidona paylaştırdık. 2-3 saat sonra kontrol ettiğimizde doğru yolda olduğumuzu anladık. Gaz çıkışı başlamıştı ve solucan svısındaki gübre kokusundan eser kalmamıştı.
Yani sonuçta bizim enzimlerin bir yararını daha test edeceğiz. İçilebilir enzim ve sıvı gübre olayından sonra şimdide bitki koruma amaçlı kullanımı deneyeceğiz.
Bundan sonraki hedefim enzim içerisine ısırgan otu, taze ceviz yaprağı, incir yaprağı, krizantem, tütün vb. gibi organik tarımda koruma amaçlı kullanılan bitki özlerinin hepsinden bir nebze katarak hem yararlı hem de her mevsim bitki için koruyucu bir sıvı elde etmek. Sizlerinde katkısını bekliyorum.
Halil Önen
05-05-2010, 00:01
Bundan sonraki hedefim enzim içerisine ısırgan otu, taze ceviz yaprağı, incir yaprağı, krizantem, tütün vb. gibi organik tarımda koruma amaçlı kullanılan bitki özlerinin hepsinden bir nebze katarak hem yararlı hem de her mevsim bitki için koruyucu bir sıvı elde etmek. Sizlerinde katkısını bekliyorum.
İncir yaprağındaki süt _fazla_asidik değil mi?
Bu karışıma aloe vera da kullansak; diyecektim.
acemi_caylak
05-05-2010, 16:07
Halil Bey,
Aloe Vera'yı hiç duymadım. Ama şöyle bir fikir yürütülebilir. Örneğin fesleğen (reyhan), lavanta gibi kokusu keskin bitkilere pek böcek gelmiyor. Bunlar uzaklaştırıcı olarak,
neem ağacı, pelin, acı biber, pire otu vs. ise öldürücü olarak kullanılabilir diye düşünüyorum.
Ayrıca sizin köydeki yaşlılarda şu "karı koca ilacı" tabir edilen formüller vardır. Bence teyzeleri, nineleri bir yoklamakta fayda var.
Bu haftanın denemelerinden biri belli oldu NANE,ISIRGAN,SARMISAK karışımı. Eklememizin faydalı olacağını düşündüğünüz malzeme var ise iletin lütfen. Her öneri uygulanmaya çalışılacaktır.
Sevgiyle kalın
denizakvaryumu
05-05-2010, 20:55
Bugünlerde kolaylıkla bulunabilecek olan;
Fesleğen
kadife çiçeği yaprağı
ısırgan
sarımsak
karışımı süper olur.
Dogasever
05-05-2010, 21:39
Aşağıda resimlerini iliştirdiğim Karakafes otu (İngilizcesi "comfrey") Potasyum deposudur. Emzim ve kompostunuza rahatlıkla ilave edebilirsiniz. Çok kolay yetişir. Kök ya da tohumdan ekilebilir. Çiçekleri mavi açar. Resimleri, geçen gün yürüyüş yaparken, yol kenarından çektik. (Hanım çekti! (Foto İşleri Müdürü). Aslında bitkinin menşei Rusya ve "Russian Comfrey" de deniyor. Bahçelerinizde kolaylıkla yetiştirebilirsiniz.
EMA ile birlikte komposta konulunca harika sonuçlar veriyor!
141779
141780
acemi_caylak
07-05-2010, 06:32
Daha önce yoğurt gibi ısısını koruyarak deneme yapacağım demiştim. Aşağıda daha önce resmini eklediğim çilek enziminin üzerine, hafta sonu bir kilo daha çilek ve göz kararı biraz pekmezi sıcak su ile karıştırarak ekledim. Daha sonra tıpkı yoğurt gibi bir gece çevresini sarılı tuttum. Gazını almakta zorlanıyorum. En azından 5-6 kere kapağı gevşetip yeniden sıkılaştırıyorum. Yoksa hemen taşmaya başlıyor. Taşmadan ağzını kapttığım halinin resmi aşağıda.
Karşılaştırma açısıdan havuç ve bezelye yapraklarından diğer şişeyide ekledim. Gaz çıkışlarının nasıl olması gerektiğine dair güzel örnekler bence. Dikkat ederseniz havuç şişesinde gaz kabarcıkları daha büyük. Oysa çilek şişesinde çok daha sıkışmış kabarcıklar var.
142046
142045
yasarugur
06-06-2010, 11:08
Sn Sarıcan'ın açtığı bu başlıkta öğrendiğim yöntemle çilek enzimi yaptım, 5lt lik su bidonuna su doldurdum ,göz kararı az miktarda enzim ilave ettim, taze yoğurt almıştım onun suyundan yine göz kararı az miktarda ,6 yemek kaşığı da buğday kepeği ilave edip karışımı içinde mikro organizmalar üreyebilsin diye 24 saat beklettim,sonra gidip bahçemde bulunan biber,çilek ve kabak fidelerinin dibine azar azar paylaştırdım,bir yandan da inşallah kuvvetli gelip fideleri yakmaz diye düşünmedim değil hani,bakalım bundan sonra gidişat nasıl olacak, eğer sonuç iyi olursa tarlamdaki zeytinler için de aynı formülü yineliyeceğim,bekleyelim görelim bakalım...
Sn. yasarugur;
Bence 5 litrelik su bidonuna 50 cc lik şırınga ile ölçerek enzim ilavesi yapsaydınız 1/100 sulandırmış olurdunuz ve elinizde ölçülebilir bir formül olurdu. Göz kararı ilavelerde enzimi fazla kaçırma riskiniz her zaman var. Birde ikinci tekrarda ne yaptığınızdan emin olmak için tavsiyem şırınga ile ölçerek enzim ilavesi daha uygun olur.
yasarugur
10-06-2010, 07:26
Teşekkür ederim Sn. Sarıcan ,bu uygulamayla bahçemdeki uyuyan güzeller birden uyandı ,sanki enzimli karışım onlara "Hadi bakalım uyuyup durmayın ,uyanın çalışın,çiçek açın meyve verin!"demiş gibi yaprakları büyüdü,salatalık fideleri sırıklara tırmanışa geçti,biberler çiçeğe durdu.Şimdilik ilk denemede iyi gözlemlerim var, ikincisinde enzim dozunu ölçülü yaparım,daha iyi olacaktır mutlaka.
kayastop
11-06-2010, 12:09
enzim kovalarını nereden temin edebiliriz
kayastop
11-06-2010, 12:10
fiyatı ne kadardır
İki mesaj yukarda lavabonun içinde çekilmiş resimlerini görüyorsunuz. Markette içinde su dolu olarak satılıyor. Özel bir kovası yok, sudan ucuz.
yasarugur
17-06-2010, 16:03
Dün itibariyle evimin önündeki bir adet portakal ve bir adet greyfurt ağacım çözeltilmiş enzimden 1:100 oranında nasiplerini aldılar ,enzim stoğum bitti yenisini meyve karışımlarından yapacağım,öncekini çilekle yapmıştım,bu sefer bir kaç bidon yapıp mevsim boyunca yetercek bir stok oluşturmağa çalışacağım...
acemi_caylak
22-06-2010, 20:36
Sevgili Sarıcan,
Enzim konusunda bizim tarafta oldukça başarılı gelişmeler var. Bizim yaptığımız enzim ve piyasadaki 3 adet organik ve mikrobiyal olan gübrelerle yapmış olduğumuz karşılaştırmalı denemeleri Ensar yakında fotoğrafları ile yayınlayacak.
İçilebilir enzim konusuna gelince aronya, kayısı, erik, çilek karışımından olan enzim çok başarılı oldu. Kobay olarak kendimiz denemeye başladık. Ensar başkalarınada ikramlarını sürdürüyor. İçenler çok beğeniyorlar.
Ayrıca benim nar posası ve çilekle yaptığım enzimde çok başarılı. Her akşam bir bardak içiyorum. Kobay olarak tek değilsin yani. Sevgili Sındırgılı kurdeşen dökmeden içebilir.
İçmek için enzim yapan ve tadını şekerli sevenler bir ay sonra içmeye başlasınlar. Ancak 3-4 ay bekleyen şişelerde hiç şeker tadı almıyorsunuz.
Galiba biz bu işi başardık. Artık yaz günleri buz gibi enzimler masamızda her zaman olacak.
sındırgılı
22-06-2010, 21:20
Kulaklarim cinladi. Artik, enzimlerimi domatesler ve biberlerim kobay olarak kullaniyorlar.Domateslerim sira sira meyvaya yattilar. Kurdesenmi doktuler,orasi belli degil ama galiba arpalari fazla geldi.Sn.MeyveliTepenin domates agacini uzak ara gececekler gibi gorunuyor.Kargilarida 2,5 metreye cikardim? Boyle giderse onlarda yetmiyecek gibi gozukuyor.
(Sebze bahceleri hazirlama bolumune resimlerini ekledim)
SELÜLAZ
AMİLAZ
PROTEAZ
KSİLENAZ
LİPAZ
Ürettiğiniz enzimlerin hangi bölümde olduğunu sorabilirmiyim bir de Optimum fermantasyon şartlarını nasıl sağlıyorsunuz, nem içeriği %55 bunun için tabi nemlendirici de kullanılması gerekiyor 0,1 M sodyum fosfat tamponu dediğimiz ph dengesi 5.0 da tutmak en önemli etkenlerden biri bir de kullandığınız enzim grubunu aşılamak gerekiyor 1lt fermante kabında 2.5 ml ortam sıcaklığıda enzimler için fermantasyon süresinde 30 C olduğunuda göz önüne alırsak gerçekten bu sölediğiniz yöntemle enzim mi üretiyorsunuz yoksa besin maddesimi
anlayamadım.
Şimdiden teşekkür ederim
acemi_caylak
05-08-2010, 17:27
Sn. D.Ozan,
Burada yazan arkadaşların hiç birinin amacı söylediğiniz anlamda özel enzimleri ekstrakt etmek değil. En azından bunun için ellerinde yeterli donanım ve alet edavat yok. Basit fermentasyon yöntemiyle kendimizce bir şeyler yapıyoruz. Bunun adına ister enzim deyin, ister meyve suyu, ister likör deyin farketmiyor.
Optimum fermentasyon şartlarına gelince bununla ilgili önceki sayfalarda oldukça fazla bilgi var. Bu konuda sizinde bilgili olduğunuz anlaşılıyor. Sizde bildiklerinizi paylaşırsanız bizde yeni şeyler öğrenmiş oluruz.
Ayrıca yeni gelenler başlığında kısaca kendinizi tanıtırsanız daha iyi olur. Çünkü forumda böyle bir kural var.
Sayın acemi_caylak estagfurullah sadece merak ettim tabi bir de ben bütün sayfaları okumadan yorum yaptım kusura bakmayın. amilaz enzimleri hakkında bilgim var elimden geldiğince yazmaya çalışırım. Ben yukardaki yazıyı gerçekten şaşırdığım için yazdım yanlış anlaşıldıysam kusura bakmayın
sındırgılı
06-08-2010, 08:29
Bira imalati, maalesef basarili olamadi. (Ya, Adadaki nem oraninin yuksek olmasi ya da baska bir nedenden dolayi)
Simdi, az bucuk fermente olmus olan (kendini bira zanneden suyu) nasil degerlendirmeli?
Seyreltip, kobay olacak (gecmeye baslamis kirli hanim ciceklerinde) bitkilerde mi denemeli?
Ya da icine enzim, eksi yogurt katip fermenteye devam etmelimi?
Acemi ve Sarican ne dersin?
acemi_caylak
06-08-2010, 09:22
Sevgili Sındırgılı,
Hem bu haliyle seyrelterek hem de istersen baska malzemlerde katıp fermentasyona devam edebilirsin. Bu arada arpada dahil her türlü tahıl bitkiler için iyi bir besin kaynağı.
Senin bitkiler bayram ediyor bu yıl.
Sıvı gübre için oldukça bilgi sahibi oldum sayenizde. Herkese çok teşekkür ediyorum.
sındırgılı
26-09-2010, 20:40
Potasyum agirlikli enzim icin, muzdan baska ne kullanilabilir?
Gojiler icin gerekiyor.
Gerci, muz enzimi (hem de icilebilr) imalati basladi. Hatta gaz cikisi basladi bile;
egetropical
26-09-2010, 21:19
POTASYUMCA ZENGİN BESİNLER VE POTASYUM İÇERİKLERİ
Besin Miktar Potasyum içeriği(mg)
Antep fıstığı 100 gr 972
Badem 35 gr 220
Barbunya 100 gr 984
Bezelye 100 gr 895
Börülce 100 gr 1024
Ceviz 100 gr 450
Enginar 1 tane 360
Fındık 100 gr 704
Greyfurt 180 gr 320
Hurma 10 tane 520
İncir 1 büyük 130
Kavun 1 dilim 430
Kayısı 10 tane 340
Kuru fasulye 100 gr 1196
Kuru kayısı 100 gr 979
Kuru üzüm 100 gr 763
Mercimek-nohut 100 gr 800
Muz Orta boy 440
Nescafe 100 gr 3810
Patates cipsi 100 gr 1130
Pekmez 100 gr 405
Pestil 100 gr 1260
FOSFORCA ZENGİN BESİNLER VE POTASYUM İÇERİKLERİ
Besin Miktar Fosfor içeriği(mg)
Badem 100 gr 420
Baklagil 1kase 260
Ceviz 35 gr 160
Çikolata 35 gr 70
Dondurma 1 kase 150
Fındık 35 gr 110
Fıstık ezmesi 1 çay kaşığı 60
Karaciğer 100 gr 1380
Peynir 100 gr 420
Süt 1 bardak 230
sındırgılı
26-09-2010, 21:48
Tesekkurler, Sn.egetropical.
egetropical
26-09-2010, 21:50
potasyumlu yiyecekler hakkında burda geniş bir liste var.
http://www.ars.usda.gov/SP2UserFiles/Place/12354500/Data/SR22/nutrlist/sr22w306.pdf
diğer besin elemetleri
http://www.ars.usda.gov/Services/docs.htm?docid=18877
traslate ile çeviri
http://translate.google.com.tr/translate?hl=tr&sl=en&u=http://www.ars.usda.gov/Services/docs.htm%3Fdocid%3D18877&ei=FKafTMaQDYO-4gb33cjUDQ&sa=X&oi=translate&ct=result&resnum=1&ved=0CBgQ7gEwAA&prev=/search%3Fq%3Dhttp://www.ars.usda.gov/Services/docs.htm%253Fdocid%253D18877%26hl%3Dtr%26biw%3D134 5%26bih%3D396%26rlz%3D1R2ACAW_tr
acemi_caylak
27-09-2010, 08:23
Sevgili Sındırgılı,
Birde bu linke bakabilirsin. (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=681045&postcount=53)
Fırında kavrulmuş kavun ve portakal kabuğu da iyi sonuç verecektir. Ayrıca adalarda yosun boldur komposta katılacak yosun süper olur.
yasarugur
16-10-2010, 09:36
Sarıcan hocam, bu hafta sardalya aldım ,enzimi bir de balıklı hazırladım fermantasyona bıraktım,kök gelişimine yardımcı olsun diye baharda genç zeytin fidanlarına topraktan uygulayacağım.Ama kokusu daha ilk günden dayanılmazdı o yüzden evin terasına çıkardım,Biz şimdilik Aydın'da ikisi aktif ikisi de bahara hazırlanan dört kişi olduk enzim okulunda.Bir arkadaşıma öğretmiştim enzim yapımını , enzim uyguladığı bugüne kadar doğru dürüst meyve vermeyen mandalina ağacında haddinden fazla meyve olduğunu ve bunun için sevindiğini söyledi ,ayrıca enzim uygulanan saksılardaki süs biberi verimi de annesini hayrete düşürmüş,kısaca sonuç olumlu, biz burada giderek çoğalıyoruz,deneyimilerimizi de paylaşmağa devam edeceğiz .Enzimle ağaç beslemeğe başlayacak olan arkadaşlarımızın birisi kendi içgüdülerine uyarak bahçesine Fukuoka ustanın yöntemini uyguluyormuş ,sadece yabani ot mücadelesi yapıp bahçeyi kendi halinde bırakıyor ,yani bahçede herşey doğal kendi halinde.
Sevgili yasarugur,
Başarı haberlerinizi aldıkça inanın çok mutlu oluyorum. Hele birde bu başarılarınızı arkadaşlarınızla paylaşıp fayda zincirini genişletmeniz beni daha da sevindiriyor. Benim bahçem yok, balkonda da artık uygulama yapmaktan yoruldum. Ben kıvılcımı çaktım, bayrağı taşıyacak ve bu işi tarlada bahçede uygulayacak sizin gibi işleyebilecek toprağı veya ağacı olan arkadaşlar. Bundan sonra benim için en büyük zevk sizlerden gelecek güzel haberlerdir.
Benim enzim konusuna ilk girişteki amacım, toprakla ve bitkilerle uğraşan insanımıza içeriğini bilmediği bir takım parayla satılan gübreler yerine, hemen elinin altındaki malzemelerle uygulayabileceği, hatta günlük tükettiği gıda artıklarını çöp olmaktan çıkarıp faydaya dönüştürebileceği bir sistemi anlatabilmekti. Bir iki saksı bitkisi dışında yaptığım enzimi fiili olarak uygulama imkanım olmadığı için sizden gelecek geri beslemeler benim için çok önemli idi. Boş yere uykusuz geceler geçirmemişim diye şimdi daha bir seviniyorum.
Bitkileri beslerken faydalı olabileceğini balkondaki saksılarda bende farketmiştim ama asıl merak ettiğim üretilen çöp enzimlerin kirli su veya atıkları arıtma veya parçalayarak temizlenmesini sağlamaya da uygun mudur? Eğer deneme imkanınız olursa yaptığınız enzimlerden çevrenizde olan kirli ortamlara ilk başlangıçta anlatılan şekilde uygulamalar yaparsanız memnun olurum.
Balık enziminin de bitki beslemede çok faydalı olacağını hisseder gibiyim. Fermentasyon esnasında nargile sistemi uyguluyormusunuz yoksa bidonun ağzını sıkıca kapatıp, arasıra gaz tahliyesi için gevşetiyormusunuz. Kokuşma olmadıktan sonra pis koku olmaması lazım. Büyük bir ihtimalle hava aldırmışsınız. Sisteminizi bir daha gözden geçirin derim. Resimleyebilirseniz daha iyi olur.
Başarılarınızın devamını diliyorum ve elde ettiğiniz başarıları paylaşmanızı merakla bekliyorum. Saygılar.
yasarugur
17-10-2010, 12:56
Nargile sistemi uyguluyorum ,balığa hava aldırmadan hemen enzimi hazırladım ama sardalya zaten kendine özgü kokusu olan bir balık malum ,yeni gelişmeler bahara doğru olacak, enzimleri fidanlara rahat verebileyim diye bahçenin yüksek bir yerine 15 tonluk depo yaptıracağım ,orada enzimleri suya karıştırıp sonra fidanları besleyeceğim,kirli ortamlarda değil ama bu sabah köpeğimiz( kızlarımın kedisini kıskandığı için olacak) merdivene çişini yapmış ,yoğun bir çiş kokusu vardı,peçeteyle çişi sildim ve orayı daha önce yaptığım çilek enzimi ile sildim hiç koku kalmadı,bunu denedim şimdilik.
Balık enzimini ben de denedim. Temizlediğim balık atıklarından yaptım. Pet şişede ağzı sıkıca kapalı, her gün çalkaladım ve kapağı hafif gevşeterek gaz çıkışını sağladım. Yaklaşık 1 ay sonra koku yok oldu.
Yüzey de köpüklenme de oluştu. Bir fırsatını bulup sizin için resimleyeceğim.
yasarugur
20-10-2010, 12:02
Sn.Sarıcan hocam,bu enzim bugün tam bir haftalık ,pazardan aldığım üzüm pekmeziyle yaptım ,1 kg kadar bütün sardalya ve ayrıca temizlediğimiz 1 kg kadar da sardalya kafaları vardı içinde ,bir haftalık fermantasyon sonucunda gördüğünüz gibi ne bütün balıklardan ne de diğerlerinden kalıntı yok,damacananın dibinde sadece pullar var ,bakalım süre tamamlanınca ne olacak?
Sn.Sarıcan hocam,bu enzim bugün tam bir haftalık ,pazardan aldığım üzüm pekmeziyle yaptım ,1 kg kadar bütün sardalya ve ayrıca temizlediğimiz 1 kg kadar da sardalya kafaları vardı içinde ,bir haftalık fermantasyon sonucunda gördüğünüz gibi ne bütün balıklardan ne de diğerlerinden kalıntı yok,damacananın dibinde sadece pullar var ,bakalım süre tamamlanınca ne olacak?
ben antalya demrede 3dönüm serada salatalık üretiyorum. ve gecelerdir gözlerim pc de çakılıp kaldı. sizin değerli bilgilerinizden bende yararlanmak istiyorum.
sorum hazırladığımız bu iksir 3 ayda tamamlanıyor sanırım,peki tamamlandıktan sora nekadardaha bozulmadan kalıyor. epeymiktarda hazırlayacağım 8500 kök saltalık serama, bilgileriniz için sonsuz minnettarlarımı sunarım yolumuz açık olsun
yasarugur
22-11-2010, 18:50
Sn ozay57,sorularınıza Sarıcan hocam daha doğru yanıt verecektir, benim deneyimlerimde çilekle yaptığım enzimi birkaç kez topraktan 500 e 1 ve yapraktan aynı oranda uyguladım ,evimin bahçesinde iki portakal ,bir limon ve bir greyfurt ağacım var, meyvelerden bazılarını kopardığımda dikkatimi çeken bir iki özelliğini söyleyeyim,kabukları ince,meyve formları çok düzgün ,tadı da çok güzel, bu günlerde fermente büyükbaş hayvan gübresi ile beraber enzimi karıştırıp uygulayacağım,o da gelecek yıl için sonucunu alacağım bir uygulama olacak,balıkla yaptığım enzimi ise bu yıl nisan ayında diktiğim zeytin fidanlarına köklenmelerinde yardımcı olsun diye uygulayacağım,saygılar
Sevgili yasarugur,
Başarı haberlerinizi aldıkça inanın çok mutlu oluyorum. Hele birde bu başarılarınızı arkadaşlarınızla paylaşıp fayda zincirini genişletmeniz beni daha da sevindiriyor. Benim bahçem yok, balkonda da artık uygulama yapmaktan yoruldum. Ben kıvılcımı çaktım, bayrağı taşıyacak ve bu işi tarlada bahçede uygulayacak sizin gibi işleyebilecek toprağı veya ağacı olan arkadaşlar. Bundan sonra benim için en büyük zevk sizlerden gelecek güzel haberlerdir.
Benim enzim konusuna ilk girişteki amacım, toprakla ve bitkilerle uğraşan insanımıza içeriğini bilmediği bir takım parayla satılan gübreler yerine, hemen elinin altındaki malzemelerle uygulayabileceği, hatta günlük tükettiği gıda artıklarını çöp olmaktan çıkarıp faydaya dönüştürebileceği bir sistemi anlatabilmekti. Bir iki saksı bitkisi dışında yaptığım enzimi fiili olarak uygulama imkanım olmadığı için sizden gelecek geri beslemeler benim için çok önemli idi. Boş yere uykusuz geceler geçirmemişim diye şimdi daha bir seviniyorum.
Bitkileri beslerken faydalı olabileceğini balkondaki saksılarda bende farketmiştim ama asıl merak ettiğim üretilen çöp enzimlerin kirli su veya atıkları arıtma veya parçalayarak temizlenmesini sağlamaya da uygun mudur? Eğer deneme imkanınız olursa yaptığınız enzimlerden çevrenizde olan kirli ortamlara ilk başlangıçta anlatılan şekilde uygulamalar yaparsanız memnun olurum.
Balık enziminin de bitki beslemede çok faydalı olacağını hisseder gibiyim. Fermentasyon esnasında nargile sistemi uyguluyormusunuz yoksa bidonun ağzını sıkıca kapatıp, arasıra gaz tahliyesi için gevşetiyormusunuz. Kokuşma olmadıktan sonra pis koku olmaması lazım. Büyük bir ihtimalle hava aldırmışsınız. Sisteminizi bir daha gözden geçirin derim. Resimleyebilirseniz daha iyi olur.
Başarılarınızın devamını diliyorum ve elde ettiğiniz başarıları paylaşmanızı merakla bekliyorum. Saygılar.
ben antalya demrede 3dönüm serada salatalık üretiyorum. ve gecelerdir gözlerim pc de çakılıp kaldı. sizin değerli bilgilerinizden bende yararlanmak istiyorum.
sorum hazırladığımız bu iksir 3 ayda tamamlanıyor sanırım,peki tamamlandıktan sora nekadardaha bozulmadan kalıyor. epeymiktarda hazırlayacağım 8500 kök saltalık serama, bilgileriniz için sonsuz minnettarlarımı sunarım yolumuz açık olsun
Sn ozay57,sorularınıza Sarıcan hocam daha doğru yanıt verecektir, benim deneyimlerimde çilekle yaptığım enzimi birkaç kez topraktan 500 e 1 ve yapraktan aynı oranda uyguladım ,evimin bahçesinde iki portakal ,bir limon ve bir greyfurt ağacım var, meyvelerden bazılarını kopardığımda dikkatimi çeken bir iki özelliğini söyleyeyim,kabukları ince,meyve formları çok düzgün ,tadı da çok güzel, bu günlerde fermente büyükbaş hayvan gübresi ile beraber enzimi karıştırıp uygulayacağım,o da gelecek yıl için sonucunu alacağım bir uygulama olacak,balıkla yaptığım enzimi ise bu yıl nisan ayında diktiğim zeytin fidanlarına köklenmelerinde yardımcı olsun diye uygulayacağım,saygılar
sayın yasarugur ilginize ve alakanıza sonsuz teşekkürederim. eğer yazışmalarımda hatamvarsa çok özürdilerim şimdiden
Sevgili arkadaşlar,
Gelen sorulara bazan cevap yazmakta tereddüt ediyorum. Ben uygulayıp, tecrübe etmeden yazmayı pek sevmiyorum.
Raf ömrü süresine gelince ilk yazdığım mesajlarda üretilen enzimlerin çok miktarda şişelenip satış için raflara konulduğuna bakılırsa epey uzun dayanım süresi olması lazım. Ben olaya şöyle bakıyorum, önce uygulama yapıp enzimi üretmek lazım. Sonra onun rengi ve kokusu ile işlemin doğru veya bozuk gittiğini yaşayarak öğreniyorsunuz.
Ben bu konuyu ilk açarken yaptığım çöp enzimide, içilebilir enzimide hala saklıyorum. 15-20 gün önce şişelediğim içilebilir enzimden yarım bardak kadar içtim. Kokusu aynı duruyordu, sanki sadece alkol oranı biraz daha azalmış gibi geldi. Çöp enzimi ise en son eylül ayında evde büyük bir saksımın toprağını zenginleştirmek için kullandım ve daha sonrada domates ve biber tohumu ektim. Biberler şu anda sağlıklı olarak büyüyorlar.
Saksıda bitki yokken uyguladım ve bir aya yakın bekledim. Bu arada toprağın üstünde enzimin toprağı etkilediğinin belirtisi olarak üzerinde beyaz pamukçuk oluştu. Toprağı tekrar karıştırdıktan sonra domates ve biber tohumu ektim. Domates fideleri çimlendikten sonra onları topraksız tarım için yaptığım akan su kültürüne taşıdım. Biber fideleri hala sağlıklı olarak büyümelerine devam etmekteler.
Çöp enzimi kullanırken dikkat edilecek en önemli husus sulandırma miktarına dikkat etmek ve tarifte belirtilen ölçülere sadık kalmak. Eğer az sulandırılarak kullanılırsa toprağın pH dengesini çok etkilediği için bitkilerin ölmesine neden olabilir. Ben ilk deneyimimde böyle bir olumsuzluk yaşamıştım.
Enzimini üretin, mümkün olduğunca ışık almayacak bir ortamda saklayın. Kullanacağınız zaman kokusunda, renginde bir değişiklik yoksa, üzerinde siyah veya koyu renkli, pis kokan bir küf oluşmamışsa gönül rahatlığı içinde belirtilen sulandırma ölçülerine uyarak kullanın.
En büyük yol gösterici sizlerin deneylerinizden elde ettiğiniz sonuçlar olacaktır. Lütfen onlarıda uygulamadan olumlu veya olumsuz sonuç aldığınızda paylaşın. Saygılar...
yasarugur
29-11-2010, 18:32
Bugün, enzimli suyun solucanlar tarafındanda tercih edildiğini okudum, bu sayede toprakta çoğalırlarsa gübresinden istifade edeceğim demektir,sevdim bu işi ne yalan söyleyeyim.
Geçen hafta basılan bir haber. Sizler için saklamıştım. Bu metodunda kısa sürede yayılıp gelişmesi dileğiyle. Bu haberde anlatılanlar size bir şeyler anımsatıyor mu?
Bugün, enzimli suyun solucanlar tarafındanda tercih edildiğini okudum, bu sayede toprakta çoğalırlarsa gübresinden istifade edeceğim demektir,sevdim bu işi ne yalan söyleyeyim.
Solucanlar asidik ortamlarda yaşamları durmakta ve gerilemektedirler, genelde enzim oluşumları fermantasyona bağlı olduğundan enzimlerin ph ları 6.5 üstü olması gerekmektedir bu noktanın bilinmesi gereklidir.
yasarugur
30-11-2010, 10:19
Sn epsody,1:500 ya da 1:1000 oranında uygulanan enzimin solucanlara zararlı olacağını sanmıyorum, zaten benim enzimle suladığım yerlerde yaşamlarını sürdürüyorlar ,çok yoğun kullanıldığında dediğiniz olabilir belki,ben de solucanların toprak için çok faydalı olduklarının bilincindeyim,yazılarınızı bu siteden takip ediyorum.
acemi_caylak
30-11-2010, 13:18
Raf ömrü süresine gelince ilk yazdığım mesajlarda üretilen enzimlerin çok miktarda şişelenip satış için raflara konulduğuna bakılırsa epey uzun dayanım süresi olması lazım. Ben olaya şöyle bakıyorum, önce uygulama yapıp enzimi üretmek lazım. Sonra onun rengi ve kokusu ile işlemin doğru veya bozuk gittiğini yaşayarak öğreniyorsunuz.
Aslında Sarıcan'ın kendi gözlemlerine işin mikrobiyolojisi açısından bakacak olursak, bütün sır, laktik asit bakterileri, asetik asit bakterileri ve mayalarda yatmaktadır. Mayalarla ilgili oldukça fazla açıklama olduğu için fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Ancak laktik asit bakterilerine ve işlevlerine kısaca değinmekte fayda var.
Laktik asit bakterileri taksonomik sınıfllandırmada sadece bir aileye üye olmayıp, birden fazla aileye ait olan çeşitli türlerden oluşur. Bunları belirleyen temel özellik, son ürün olarak glikozdan laktik asit üeretmeleridir. Laktik asit bakterileri, üzüm, şıra, şarap ve birada bolca bulunurlar. Bozulmamış bir üzüm salkımında gram başına 103 cfu’dan daha fazla laktik asit bakterisi bulunur. (cfu: coloni forming unit, diğer deyimiyle koloni sayısı. Bakterileri tek tek saymak mümkün olmadığı için pratikte böyle bir sayım metodu geliştirilmiş.)
Çünkü üzümün pH seviyesi 3.0-3,5 arasındadır ve böylesine asidik ortamda ancak bu pH seviyelerine dayanıklı laktik asit bakterileri yaşayabilir. Yine bu pH seviyelerini maya ve asetik asit bakterileride tolere edebilirler. Ayrıca ethanol konsantrasyonu % 4 vol üzerine çıktığında 90 çeşit maya, bazı laktobasili türleri, Acetobacter (asetik asit bakterisi) ve Gluconobacter bu ortamda yaşayabilirler. (Ancak ethanol oranının %8 üzerine çıkması durumunda laktik asit türlerinin çoğu bu konsantrasyona dayanamaz. Fakat Oenococcus oeni %14 seviyesine, Lb. brevis, Lb. fructivorans and Lb. hilgardii türleri %20 seviyesine kadar rahatlıkla dayanırlar.) Ayrıca laktik asit bakterileri yüksek tuz konsantrasyonlarına da dayanıklıdırlar. (%6.5 NaCl; %18 NaCl)
Glukoz ve polisakkaritler bu canlılar tarafından karbon ve enerji kaynağı olarak kullanılır. Glukoz pürivik asite, pürivik asit ise asetat ve ethanola çevrilir (Lactobacilli casei). Enzime melas ya da şeker katmamızın temel nedeni budur. Enzimin içerisinde zaten bulunan bu bakterilerin gelişimini hızlandırmak. Doğal olarak her canlı ancak besin bulduğu ortamda yaşamını sürdürebilir. Ortamdaki besin bittiğinde ölüm kaçınılmazdır. Bu yüzden gaz çıkışı durur.
Laktik asit bakterileri 15 – 45 °C arasındaki sıcaklığı tolere edebilirler. Ancak en iyi geliştikleri ortam sıcaklığı 20 – 37 °C arasıdır. Şarap için en iyi sıcaklık bu yüzden 20 °C’dir. Fermentasyonun ilk günlerinde çok hızlı bir gelişim olur ve ortamdaki laktik asit bakterisi oranı 10.000 – 100.000 cfu/ml seviyelerine kadar ulaşır. Bu aşamaya malolactic fermentasyon aşması denir ve malolactic aşamadan sonra malic asit aşaması başlar. Bu aşamada ortamdaki bakteri sayısı 10.000.000-100.000.000 cfu/ml seviyelerine kadar çıkar.
Yine bu türlerin çoğu anaerobik ortamda yaşamaya toleranslıdırlar. Aslında bu bakteriler sadece asit üretmeyip, ayrıca karbon dioksit, hidrojen peroksit, pyroglutamic asit, diasetil ve bakteriyosinler üretirler. Bütün bu ürünler ortamdaki zararlı mikroorganizmaları baskı altına alır ve yiyeceklerin bozulmasını önlerler.
Laktik asit bakterilerinin bir kısmı asetik asit üretimine katılsalarda, esas olarak asetik asit üretiminden asetik asit bakterileri sorumludur. Ortama hava verilmesi durumunda devreye asetik asit bakterileri girer ve ortamdaki alkolü oksijen varlığında asetik asite çevirebilirler. Asetik asit mayaları baskı altına alır ve alkol üretimini durdurur.
Yani sonuçta oluşan enzim laktik asit, asetik asit, alkol yoğunlukta olmak üzere bir çok asitten oluşur. Bu yüzden hava almadığı sürece bozunma olmaz.
Not: Umarım fazla karışık olmamıştır. Oldukça basite indirgemeye çalıştım. Kimyasal formülleri vermedim.
Selahattin Yılmaz
30-11-2010, 15:04
Okuya okuya başlığın 14. sayfasına kadar gelebildim, bu başlığı yeterince takip edemedim ama kırık ayağım bana çok şey kaybettirmiş. Doğrusu oldukçada bilgilendim ve hatta kendi enzimimi dahi üretebileceğimi düşünüyorum. Hatta dikkatimi çeken ve benimde söyleyeceğim bir şey olarak enzimin üretim tekniği halk arasında imam şarabı/köy şarabı denilen bir yöntemle üretiliyor olması.
Neyse, benim de olaya bir katkım olsun diye içilebilir olarak üretilmiş bir enzimde ya da tarımsal amaçlı üretilmiş enzim de olabilir (analiz yaparken burada tatmak isteyenlerde olabilir diye önceliği içilebilire vermek isterim) bana gönderilecek yarım litre veya bir litre enzimde resmi bir sonuç olmasada alkol tayini, pH, tat, renk gibi laboratuvarda yapılabilecek kit gerektirmeyen analizleri TSE ve 17025 standartlarında yaptırarak bu başlığı takip edenlerin bilgilerine sunma olanağım var. Ayrıca burada söylenebilecek veya merak edilen analizleri kit gerektirmediği takdirde çalıştığım birimde işinin ustası ve meraklı mesai arkadaşlarımdan rica ederek yaptırma şansım var ancak o zamanda daha fazla enzim gerekiyor.
Aslında Sarıcan'ın kendi gözlemlerine işin mikrobiyolojisi açısından bakacak olursak, bütün sır, laktik asit bakterileri, asetik asit bakterileri ve mayalarda yatmaktadır. Mayalarla ilgili oldukça fazla açıklama olduğu için fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Ancak laktik asit bakterilerine ve işlevlerine kısaca değinmekte fayda var.
Laktik asit bakterileri taksonomik sınıfllandırmada sadece bir aileye üye olmayıp, birden fazla aileye ait olan çeşitli türlerden oluşur. Bunları belirleyen temel özellik, son ürün olarak glikozdan laktik asit üeretmeleridir. Laktik asit bakterileri, üzüm, şıra, şarap ve birada bolca bulunurlar. Bozulmamış bir üzüm salkımında gram başına 103 cfu’dan daha fazla laktik asit bakterisi bulunur. (cfu: coloni forming unit, diğer deyimiyle koloni sayısı. Bakterileri tek tek saymak mümkün olmadığı için pratikte böyle bir sayım metodu geliştirilmiş.)
Çünkü üzümün pH seviyesi 3.0-3,5 arasındadır ve böylesine asidik ortamda ancak bu pH seviyelerine dayanıklı laktik asit bakterileri yaşayabilir. Yine bu pH seviyelerini maya ve asetik asit bakterileride tolere edebilirler. Ayrıca ethanol konsantrasyonu % 4 vol üzerine çıktığında 90 çeşit maya, bazı laktobasili türleri, Acetobacter (asetik asit bakterisi) ve Gluconobacter bu ortamda yaşayabilirler. (Ancak ethanol oranının %8 üzerine çıkması durumunda laktik asit türlerinin çoğu bu konsantrasyona dayanamaz. Fakat Oenococcus oeni %14 seviyesine, Lb. brevis, Lb. fructivorans and Lb. hilgardii türleri %20 seviyesine kadar rahatlıkla dayanırlar.) Ayrıca laktik asit bakterileri yüksek tuz konsantrasyonlarına da dayanıklıdırlar. (%6.5 NaCl; %18 NaCl)
Glukoz ve polisakkaritler bu canlılar tarafından karbon ve enerji kaynağı olarak kullanılır. Glukoz pürivik asite, pürivik asit ise asetat ve ethanola çevrilir (Lactobacilli casei). Enzime melas ya da şeker katmamızın temel nedeni budur. Enzimin içerisinde zaten bulunan bu bakterilerin gelişimini hızlandırmak. Doğal olarak her canlı ancak besin bulduğu ortamda yaşamını sürdürebilir. Ortamdaki besin bittiğinde ölüm kaçınılmazdır. Bu yüzden gaz çıkışı durur.
Laktik asit bakterileri 15 – 45 °C arasındaki sıcaklığı tolere edebilirler. Ancak en iyi geliştikleri ortam sıcaklığı 20 – 37 °C arasıdır. Şarap için en iyi sıcaklık bu yüzden 20 °C’dir. Fermentasyonun ilk günlerinde çok hızlı bir gelişim olur ve ortamdaki laktik asit bakterisi oranı 10.000 – 100.000 cfu/ml seviyelerine kadar ulaşır. Bu aşamaya malolactic fermentasyon aşması denir ve malolactic aşamadan sonra malic asit aşaması başlar. Bu aşamada ortamdaki bakteri sayısı 10.000.000-100.000.000 cfu/ml seviyelerine kadar çıkar.
Yine bu türlerin çoğu anaerobik ortamda yaşamaya toleranslıdırlar. Aslında bu bakteriler sadece asit üretmeyip, ayrıca karbon dioksit, hidrojen peroksit, pyroglutamic asit, diasetil ve bakteriyosinler üretirler. Bütün bu ürünler ortamdaki zararlı mikroorganizmaları baskı altına alır ve yiyeceklerin bozulmasını önlerler.
Laktik asit bakterilerinin bir kısmı asetik asit üretimine katılsalarda, esas olarak asetik asit üretiminden asetik asit bakterileri sorumludur. Ortama hava verilmesi durumunda devreye asetik asit bakterileri girer ve ortamdaki alkolü oksijen varlığında asetik asite çevirebilirler. Asetik asit mayaları baskı altına alır ve alkol üretimini durdurur.
Yani sonuçta oluşan enzim laktik asit, asetik asit, alkol yoğunlukta olmak üzere bir çok asitten oluşur. Bu yüzden hava almadığı sürece bozunma olmaz.
Not: Umarım fazla karışık olmamıştır. Oldukça basite indirgemeye çalıştım. Kimyasal formülleri vermedim.
verdiğiniz bilgilere olan minnettarımı dilegetirmekiçin söz bulamıyorum bulsam buraya sığmaz sonsuz teşekkürler.
ben 3000mt karelik serada, salatalık üreticisi olarak, öğrenmek istediğim bişeydaha laktik asit elde etmekiçin pirnçsuyu kulanarak yaptığımızmı daha iyi,yoksa ekşimiş ayran kullanmamızmı çokteşekkürler
acemi_caylak
01-12-2010, 13:35
Sn. Ozay57,
Pirinç suyu ve süt ile yapılanda daha çok laktik asit bakterisi vardır. Direk uygulamayınız, mutlaka sulandırınız. Ancak sulandırdıktan sonra kullanacağınız çözeltinin pH seviyesini mutlaka ölçünüz. pH 7 seviyesine gelene kadar sulandırmak gerekir.
Sn. Ozay57,
Pirinç suyu ve süt ile yapılanda daha çok laktik asit bakterisi vardır. Direk uygulamayınız, mutlaka sulandırınız. Ancak sulandırdıktan sonra kullanacağınız çözeltinin pH seviyesini mutlaka ölçünüz. pH 7 seviyesine gelene kadar sulandırmak gerekir.
peki sebzemde kullanmak için nasılbi uygulama yapmam gerekir. yani başlıca kullana bileceğim faydaları nelerdir.vehangi uygulamalarda kullana bilirim ? sonsuz teşekkürler ederim değeribiçilmez ilgi ve alakanıza
acemi_caylak
03-12-2010, 06:14
Sn. Ozay57,
Sarıcan'ın daha bu konunun ilk mesajlarında enzimlerin nerede ve nasıl kullanılacağına dair ayrıntılı açıklaması var. Bence konuyu baştan okursanız bu sorularınızın bütün yanıtlarını bulacaksınız.
Okuya okuya başlığın 14. sayfasına kadar gelebildim, bu başlığı yeterince takip edemedim ama kırık ayağım bana çok şey kaybettirmiş. Doğrusu oldukçada bilgilendim ve hatta kendi enzimimi dahi üretebileceğimi düşünüyorum. Hatta dikkatimi çeken ve benimde söyleyeceğim bir şey olarak enzimin üretim tekniği halk arasında imam şarabı/köy şarabı denilen bir yöntemle üretiliyor olması.
Neyse, benim de olaya bir katkım olsun diye içilebilir olarak üretilmiş bir enzimde ya da tarımsal amaçlı üretilmiş enzim de olabilir (analiz yaparken burada tatmak isteyenlerde olabilir diye önceliği içilebilire vermek isterim) bana gönderilecek yarım litre veya bir litre enzimde resmi bir sonuç olmasada alkol tayini, pH, tat, renk gibi laboratuvarda yapılabilecek kit gerektirmeyen analizleri TSE ve 17025 standartlarında yaptırarak bu başlığı takip edenlerin bilgilerine sunma olanağım var. Ayrıca burada söylenebilecek veya merak edilen analizleri kit gerektirmediği takdirde çalıştığım birimde işinin ustası ve meraklı mesai arkadaşlarımdan rica ederek yaptırma şansım var ancak o zamanda daha fazla enzim gerekiyor.
Selahattin Bey,
Sizin bu konuya katkınız olacağı çok açık, özellikle yapılan analizler, bağlı olduğu standartlar ve bu analizlerin yaptırılabileceği labaratuarlar ve kit gerektiren analizlerin mahiyeti ve maliyeti konusunda bilgiler verirseniz memnun oluruz.
Enzimlerin içinde gerek bizim dışardan ilave edebileceğimiz, gerekse işin doğası gereği enzim içinde kendiliğinden üreyebilen bakteriler ve bunların analizlerle miktarları ve cinslerinin labaratuarda nasıl tesbit edildiği konusunda bildiklerinizi paylaşırsanız seviniriz.
Kendi enzimini kendisi üreten arkadaşlar, karıştırdıkları malzemeleri en azından biraz daha bilinçli olarak, belirli miktarlarda karıştırarak hazırlarlar ve başarı şansları daha yüksek olur.
Saygılar...
Agaclar.net' le tanıştığımdan beri bir yığın dost ve arkadaş edindim. Kimi zaman sanal ortamda üzüldüğüm anlarda oldu. Özellikle Enzim başlığını böyle bir sürecin sonucunda açmaya karar vermiştim ve başlangıçta çokta yorulmuş ve uykusuz kalmıştım.
Ama geçen hafta bir arkadaşımızdan aldığım mesaj bütün üzüntü ve yorgunluğumu aldı götürdü. Kendisinin affına sığınarak mesajını ve gönderdiği hediyesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sn Sarıcan hocam,bana adresinizi yazarsanız size birkaç portakal ,greyfurt ve limon göndermek isterim,siz bize enzimi öğrettiniz,bir de enzimle beslenmiş fidanların meyvelerinin tadına bakın isterim,böylece enzim konusunu somutlaştırmış oluruz.Saygılarımla. Yaşar Uğur
Sevgili Yaşar,
Çok teşekkür ederim. Beni duygulandırdın. Ben paylaştığım tüm bilgileri hiç bir karşılık beklemeden, ülkemizde bilinçli üretim yapılsın, yabancı ülkelerin ne olduğu belli olmayan kimyasallarına bir yığın para ödemeyelim diye çabalamaktan başka bir şey değildi. Hele bir de bu bilgilerin sizin gibi araştırmaya meraklı arkadaşlar tarafından uygulanıp başarı elde edildikçe, sizden gelen güzel haberler benim için en güzel hediye idi.
Yine de ince davranışınız için teşekkür ediyorum.
Bugünde kargodan içi Greyfut, Portakal ve Limon dolu bir koli aldım. Onların da resmini çektim, sizlerle paylaşmak istiyorum. Sadece tatları değil, görüntüleri de çok güzel. Özellikle portakalın kokusu ve tadı nefisti.
Fakat her şeyden öte benim için gerçekten anlamı çok büyüktü. 24.Aralık.2009' da açtığım bu başlık tam bir yıl sonra ilk meyvasını verdi ve ben bu meyvadan tatmak güzelliğine eriştim.
Daha da önemlisi kadirşinas bir dost edindim. Kendisine buradan tekrar teşekkür ediyorum. Umarım her şey gönlünce olur.
Sevgili yasarugur,
Bu arada aklıma gelmişken, bu meyvaları daha önceki yıllarda yetiştirip tattığına göre bu seneki ürünlerde farkettiğin farklılıkları en güzel sen açıklayabilirsin. Bizim marketten alıp yediğimiz meyvalarla bunları kıyaslamak pek sağlıklı olmaz. Üretici gözüyle yaşadığın gelişmeleri (verim, şekil, hastalık, kabuk, tat, koku vb.) forumdaki arkadaşlarla paylaşırsan memnun olurum.
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.