03-11-2010, 08:52 | #1381 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 28-09-2008
Şehir: Izmir ve cevresi
Mesajlar: 115
|
Alıntı:
Sagolun varolun... http://www.forumpaylas.net/ziraat-ta...ygulamasi.html |
|
09-11-2010, 20:39 | #1382 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 11-09-2010
Şehir: izmir
Mesajlar: 54
|
iyi günler birşey öğrenmek istiyorum;20 yıl üzerinde iyi bakımlı bir edremit ve trilye ağacı ne kadar ürün verir acaba..saygılar |
18-11-2010, 15:47 | #1383 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 11-09-2010
Şehir: izmir
Mesajlar: 54
|
evde veya küçük bir yerde zeytinyağı elde etmek için kullanabilecek bir makina varmıdır?kullanıp kalitesi hakkında bilgisi olan varmı?3-4 ton zeytini fabrikada değilde kendimiz yağını çıkarabilrmiyiz?saygılar |
20-11-2010, 23:21 | #1384 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Periyodiside önemli. Yani varlı_ yok yılı bizde daha şiddetli. 20 yaşında iyi bakımlı bir edremit _ var yılında_ bence 40 .. 50 kğ/ ağaç verebilir. Ortalama... Gemlik ise her yıl verimlidir. Bu da değişebilir... Ağacın iyi bakımı kadar, iklim şartları, toprak yapısı da verimi etkiler. Sizin elinizde değildir. Karadeniz bölgesinde türkiye ortalaması 7.. 8 kğ/ağaçtır. Ayrıca kültürel uygulamalar da verimi belirler. Örneğin, var yılında erken hasat periyodisiteyi azaltır. Erken hasat çiçek oluşumunu ve sürgün gelişimini _ gelecek yıl için_ teşvik eder. Geç hasatta periyodisite şiddetli olur. İspanya ve İtalya gibi zeytin üretiçisi ülkelerde, aile tipi kontinü yaygındır. Aileler küçük kontinülerle kendi yağlarını kendileri çıkarır. Fazlalağını satar. Eski usul yağ çıkarma ekonomik değildir. Çocukluğumdan bilirim...Zahmetlidir. |
|
24-11-2010, 02:34 | #1385 | |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 24-11-2010
Şehir: ankara
Mesajlar: 8
|
Alıntı:
http://www.toreci.com.tr/bitkisel_ya...e/OliveOil.htm |
|
24-11-2010, 09:56 | #1386 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 11-09-2010
Şehir: izmir
Mesajlar: 54
|
iyi günler.cevaplar için sağolun.geçengün zeytin araştırma enstitüsüne gttm.2 kitap aldım okumaya başladım.ayrıca toprak ve yaprak analizi için nasıl alınır önemi nedir onları öğrendim.sanırım yavaş yavaş bişeyler öğrenmeye başlıcam ama burada okuduklarım bana cesaret ve güç veriyor teşekkür ediyorum.saygılar.. |
30-11-2010, 11:40 | #1387 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 28-09-2008
Şehir: Izmir ve cevresi
Mesajlar: 115
|
Dostlar, merhaba. 300 zeytin agacim var. Bu sene farkina vardik`ki, bende ve cevredeki herkes de, tavsan yüregi, manzanilla, gibi 35-40 agacim trilya (gemlik) degilmis. Tavsan yüregi neyse ama manzanillanin alicisi yok. En azindan Dikili bölgesinde istenmiyen ürün. Ben bu kis agaclari asilamak istiyorum. Gövdeye degil, gövde den cikan 5-6 dal baslangiclarina göz asisi yapmayi düsündüm. Mevsim olarak subat ve mart 15`e kadar bosum. Bu zaman dilimi asi yapmamda bir mahsur varmi? Veya en iyisi hangi asiyi yapmaliyim? Asidan sonra 1 sene hic dal kesmeyi dusunmuyorum. 2 inci sene yarsini keserek 3 senede agaclarimi trilye`ye döndürürüm düsüncesi normalmidir? Katkida bulunacak herkese simdiden tesekkürler... |
01-12-2010, 10:43 | #1388 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-03-2010
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 627
|
Bir soruda benden... Bu bayram trakya gezimizde çanakkaleden bir abimin zeytin bahçesinden zeytin toplarken aynı zamanda 3-5 yaşlı aşılı zeytin ağaçlarından da 5-6 tane çelik aldım (üzerlerinde hala yaprakları var ) bu yaprakların yarısnı koparıp zeytinleri önceden ıslattığım toprağa batırdım üzerlerinide sera misali poşet torba ile (delikleri var) örttüm haftada bir toprağı ıslatıyorum.. soru-1;bu çeliklerin tutma şansı varmı? soru-2;tutan çelikler aşılı zeytin kadar zeytin verirlermi? şimdiden cevplayan **** yorum yapan dostlarıma teşekkürler... |
02-12-2010, 19:39 | #1389 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 03-01-2008
Şehir: Karamürsel / KOCAELİ
Mesajlar: 13
|
[QUOTE=interbekir;721073]Dostlar, merhaba. 300 zeytin agacim var. Bu sene farkina vardik`ki, bende ve cevredeki herkes de, tavsan yüregi, manzanilla, gibi 35-40 agacim trilya (gemlik) degilmis. Tavsan yüregi neyse ama manzanillanin alicisi yok. En azindan Dikili bölgesinde istenmiyen ürün. Ben bu kis agaclari asilamak istiyorum. Gövdeye degil, gövde den cikan 5-6 dal baslangiclarina göz asisi yapmayi düsündüm. Mevsim olarak subat ve mart 15`e kadar bosum. Bu zaman dilimi asi yapmamda bir mahsur varmi? Veya en iyisi hangi asiyi yapmaliyim? Aşılama 15 Nisan ile 15 Mayıs gibi yapılır.Sıcak bölgelerde nisan a kaydırılmalı,Çoban aşısı yapmanız daha uygun olur. |
03-12-2010, 15:11 | #1390 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 03-12-2010
Şehir: denizli
Mesajlar: 5
|
merhabalar bana dedemden ortalama 30 dönum arsa kaldı şimdi dıyecegım sukı ben zeytın dıkerek degerlendırmek ıstıyorum köyun rakımı 700 yakınında adı guzel barajı ve buyuk menderes geçmekde ama buyuk menderes cok fazla yakın degl burada zeytın ıyı olurmu ve ne tur dıkmemı önerırsınız zeytını ayrıca 5 er metre ara ıle dıkmeyı dusunuyoruz sızce uygun olurmu ? |
03-12-2010, 22:23 | #1391 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-03-2010
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 627
|
Selamlar Mustafa... Ben böle sorulara pek karışmam fakat naçizane sana bir arkadaş tavsiyesi... 30 dönüm az yer değil iyi bir toprak analizi,iyi bir çeşit ve iyi bir bakımla mükemmel bir tesis kurabilirsin kendin ekmek yersin hatta 15 -20 yıl sonra senden sonrakine çokda güzel bir miraz bırakmış olurusn ... ha şimdi diyeceğim şuki ****** burdan üstatlardan arkadaşlardan fikir al ,fakat hiçbiri senin toprağını arazi yapını bilmez o yüzden madem denizlidesin bi hafta içi izmire git bornovada ege üniversitesinin hemen yanında zeytin araştırma geliştirm enstitüsü var ordan yetkililere danış çekinme sonuna kadar seninle ilgileneceklerdir...hatta giderken yanında birde toprak örneği götür orada **** bornova araştırma ve kontrol merkezinde tahlili yaptırabilirisn toprak analizine göre sana en uygun türü söyleyeceklerdir... saygılarımla |
03-12-2010, 22:40 | #1392 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 03-12-2010
Şehir: denizli
Mesajlar: 5
|
önerını dusunecegım tesekur ederm suan ögrencıyım pek fazla ılgılenemıyorum ama bu yaza kalmaz dıkecegım zeytın mutlaka |
06-12-2010, 01:05 | #1393 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 06-12-2010
Şehir: Aydın
Mesajlar: 5
|
Merhabalar. Ben de Aydın'da zeytin işine yeni başlayacağım. Silkeleme ve çırpma makinelerini kullanan arkadaşlara birşey danışmak istiyorum. Aydın'daki dağlık bölgelerdeki ağaçların bu tip makinelerle zor silkelendiğini duydum. Meyveler tam dökülmüyor, dallarda kalanlar oluyormuş. Kullanan birini kardeşim seyretmiş. Acaba bunu kullanan kişiler; 1- Vuruş gücü düşük makina kullanmış olabilirler mi? 2- Yoksa dağlık yöredeki, eski ağaçlar doğası gereği zor mu silkeleniyor? Eğer zor silkelenmesi sözkonusu ise aklıma şu yöntem geliyor. Önce silkeleme makinası ile olduğu kadar silkeleme yapılır. Uçlarda kalan, dökülmeyen meyveler ise taraklı çırpma makinasi düşürülür. Siz ne dersiniz? |
21-12-2010, 18:47 | #1394 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-03-2010
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 627
|
Alıntı:
Selam Dostlar... Bir zeytin üstadı bana cevap yazabilirmi ...yoksa amerikayı yeniden keşfedicem... |
|
21-12-2010, 21:13 | #1395 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Sn. seyyah53, Damızlık ağaçdan bir yıllık ve odunlaşmış genç sürgünler, 20_30cm lik kesilir torf ve perlit gibi karışımlara dikilir. Köklendiriciler kullanılır. Bir yıl sonra şaşırtılır. Sonraki yıllar _fidanlar_ toprağa dikilir. Köklendirici kullanmazsanız çelik üretimi _ özellikle zeytinde_ çok fire verir. Çelik alma ilkbahar ve sonbahar da, iki kez alınabilir. Yaprakları dipten kesilir. (Aşılama işleminde yaprakların 1/3 ü belki yarısı kesilir) Ağaçlardan alınan sürgünlerden üretilen _ çekirdekten üretilene göre_ fidanlar daha erken üretime yatar. Sizin yöntemle tutma şansı yok gibi. ( tutarsa beni utandırır) Şöyle yapsanız tutardı. Zeytin ağacının kökünün toprakla birleştiği yerden, yumrunun (buralarda bu yumruğa 'tosbağa' denir) üzerinden küçük bir balta ile ; _ya da çektiğinizde ayrılır ve yanak oluşturur_ sürgün alırsanız tutar. Genelde yumru aşının üzerinde oluştuğundan alınan sürgün aşı istemez. Yumrunun altında, yani aşının altında olan sürgünler Ege de bazı yerlerde 'kelemçe' buralarda ' piç' denir. O aşı öncesi zeytindir, delicedir. Verimsizdir. Kelemçe ya da piçlerden de _ kökten ayırma şeklinde_ alınan çelikler bir yerde köklendirilir ve aşılanır. Bu durmda köklendiricilere pek gerek kalmaz. En iyi ve erken verime yatma yöntemi delicenin aşılanmasıdır. Deliceden aşılanan zeytin susuzluğa dayanıklı olur. |
|
21-12-2010, 21:49 | #1396 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-03-2010
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 627
|
Selam Halil Abi.. Bende tam senin sayfasını okudum bitirdim ...baktım sen burayı cevaplamıssın ...yanıtın için çok tşekkürler... |
22-12-2010, 10:04 | #1397 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 15-12-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 28
|
Herkese selam, Üç sene önce Manavgat'ta başlayan oya ve palmiye yetiştirme girişimlerimize bu sene Aydın Söke'de zeytincilik ile devam etmeye karar verdik. 5 ay önce inşaatına başladığımız ekolojik sistem zeytinyağı fabrikamız bu sezona yetişti ve zeytin kabulune başladık. 40 dönüm kadar da bir zeytin bahçesi de alarak aynı zamanda yetiştirici olmanın da heyecanı içindeyiz. Bulunduğumuz yörede çiftçinin en büyük sıkıntısı hasat maliyeti. Çiftçinin toplam maliyetin neredeyse % 50-60'ı hasat maliyeti.Halen daha en yaygın hasat sırık ile yapılan maalesef ve periodisite çok belirgin. Çiftçi ekonomik olarak zayıf olduğu için az sayıda işçi ile ürününü uzun bir sürede toplamakta ve zeytin fabrikaya geldiğinde ürünün büyük kısma 6-7 gün önce toplanmış ve çuvallarda ezilip kalitesi düşmüş durumda. Hala daha dip zeytinini, o gün topladığı taze zeytine karıştırıp o şekilde sıktırmaya çalışanlar çok. Hal böyle olunca zeytinyağının asitliği de yüksek olmakta ve ekonomik değeri düşmekte. Çiftçimiz kaliteden çok yağın miktarı ile ilgileniyor. Sırf kaliteli yağ üretebilmek için biz fabrika olarak makinalı hasat, nakliye gibi işleri maliyetine üstlendik, en geç 6-8 saat içinde dalından makineye ulaştırıyoruz, 27-30 derecede sıkım yapıyoruz ve sonuçlar mükemmel. Hasat için bulabildiğimiz en son teknoloji hasat makineleri kulanmaktayız. Kaliteye önem vermezsek ne iç ne de dış pazarda söz sahibi olamayız diye düşünüyorum. herkese iyi hasatlar. Bu arada zeytin yetiştiricilerimizden B5a kullanan arkadaşlar var mı? Sonuçları nasıl? |
03-01-2011, 09:29 | #1398 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 19-02-2008
Şehir: osmaniye
Mesajlar: 84
|
zeytin budaması
iyi günler zeytin budaması adresine gönderdiğim resimlereki budamalar nasıl olmuş? |
03-01-2011, 09:34 | #1399 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 19-02-2008
Şehir: osmaniye
Mesajlar: 84
|
iyi günler. bu resimlerdeki budamalar hakkında ne düşünüyorsunuz? |
03-01-2011, 13:50 | #1400 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 01-10-2007
Şehir: Antalya
Mesajlar: 23
|
Genetik sahiplenme
Dünyada tarım alanında gidişe bakıldığında tohumların genetik analizleri, dayanıklı, daha verimli türler üretmek adına ilerleme göstermekte. Ülkemizde bu konuda ortaya çıkmış çok çalışma olmasa da, ithalatın getirdiği baskı ve devletin yönlendirmesi ile bir çok çiftçi genetik olarak düzeltmeler yapılmış tohumlar kullanmakta. Genetiği ile oynanmış tohum üretiminde her ne kadar İsrail'in adı çok geçse de, Fransa bu alanda öncü durumda. Amerika'da hibrid mısır tohumu dışında mısır ekmek bile yasak. Yani atadan kalma yöntemle yetiştirdiğiniz mısırın bir kısmını seneye tekrar ekmek için ayırma gibi bir yöntem kalmadı. Bu konuyu çok bilmeyen bazı mısır yetiştiricilerden, geçen yıl aldıkları mısır çok güzel olduğundan tekrar tohumu ektiklerinde koçanların boş veya seyrek çıkması ile ilgili şikayetler duyuyorum. Yine İsrail üzerine yapılan bir spekülasyonda, ülkemiz genelindeki zeytin türlerinin gen analizlerini kayda almaya çalıştıklarını duyuyorum. Aklıma buna bağlı olarak bir soru geldi: Acaba kendi türlerimizin genetik açılımlarının patentini kişi bazında satın alabilir miyiz? Ülkemizde bulunan zeytin türlerinin genetik anlamda sahiplenmesini nasıl yapabiliriz? Yani ileride başka ülkeler "Tamam, bunlar sizde yetişen türlerdir, ancak genetik sahiplenmesi bizde, dolayısı ile bu gen üzerinde hızlı büyüme, ağaç başına alınan zeytin miktarında artış, vb düzenlemeleri olan fidanları biz satacağız, devletiniz de bize izin verdi. Hatta yeni dikimlerde bu fidanları almak zorundasınız" diyebilirler mi? Konu hakkındaki fikirleriniz merak ediyorum. Dr.Behlül BAYDAR |
03-01-2011, 15:08 | #1401 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
Sn Zeytunsever Sanırım Trilye cinsi, iyi bakmışsınız, gelişmeleri iyi gözüküyor. Ben biraz daha yukarıdan taçlandırmayı tercih ediyorum. Ağaçlarınız henüz çok genç dolayısıyla kış öncesi, kasım ayında budanması biraz riskli. |
04-01-2011, 09:24 | #1402 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 19-02-2008
Şehir: osmaniye
Mesajlar: 84
|
Alıntı:
|
|
04-01-2011, 09:46 | #1403 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 19-02-2008
Şehir: osmaniye
Mesajlar: 84
|
iyi günler. bu sene şubat ayında ağaçların gövdelerinde resimdeki gibi çatlamalar oluştu. sizce bunun sebebi nedir? bu durumda ne yapmamız lazım? |
04-01-2011, 11:37 | #1404 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
(Aradan bir yıl geçmiş, sorun çözülmüş görünüyor.) Hastalık kapmasın diye bakırlı ilaç kullanılır. Bordo bulamacı gibi... Bordo bulamacı belki bir iki derece soğuğa dayanıklılığı arttırır. Ama soğuk vurmasına engel olamaz. Soğuk vurduğunda dallar, nisan, mayıs aylarına kadar beklenir. Ağaçlara su yürüdüğünde vuruk etkisi _ genelde kalkar_ gözlenir ve kuruyan dallar budanır, ilaçlanır. Ağaçların dibine malç yapılırsa soğuk vuruğu etkisi azalır. Don olacağı gece _ bilinirse_ ağaçlara su spreylenir. Saman yakılır, dumanı kuruma sağlar. Yine don olacağı _ bilirse_ kaolin atılır. Zeytin ağaçlarının kışın en soğuk rüzgarının aldığı yöne yaprağını dökmeyen sıra ağaçları dikilerek koruma sağlanır. |
|
04-01-2011, 11:48 | #1405 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
Sn Zeytunsever Budama esnasında testerenin başka bir dala zarar vermesi kesinlikle doğru değil, Halil beyin belirttiği ardıç katranından sürün. Budamacılar bahçe sahiplerinin etraflarında dolaşmasını pek sevmezler. Bordo bulamacının dondan koruduğuna dair yaygın bir inanış var fakat bunu doğrulayan hiç bir literatüre rastlamadım. Donlardan sonra zarar gören ağaçlara bordo bulamacı, daha doğrusu bakırlı sistemik bir ilaç uygulanmasında fayda var. (biz lubicuper i tercih ediyoruz) Ağaçlarınızdaki yarılmalar normal değil, dondandan sonramı ortaya çıktı? aynı şekilde ardıç katranı sürün. |
04-01-2011, 12:44 | #1406 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
|
|
04-01-2011, 12:56 | #1407 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Sn Zeytunsever, zeytinlerde ki durum don zararı, arkadaşlar güzelce açıklamışlar bende bir şeyler ekliyeyim, Tabi soru cevap şeklinde olsaydı daha iyi olurdu. Bölgeniz sanırım soğuk olarak -7 veya altına düşüyor. Asıl sorum bahçeniniz toprak yapısı veya bahçenize bu çatlamalar olmadan önceki sonbaharda sürüm çapalama yapıp yeri kabarttınızmı? Ve o yıl ki yağış miktarı nasıldı? Resimdeki alka alka lekeler kuruma belirtileri hatta oradaki küçük çatlamalar bir önceki yılın don çatlamaları, alka alka lekeler bana kök sistemindeki bir rahatsızlığı var gibime geldi. Arazinizi üstte yazdığım gibi işleyip kabarttıysanız kışında çokça yağış aldıysa donla birlikte kılcal göklerin çürümesinden meydana gelen bir rahatsızlık gibime geldi. Ayrıca sulamalarınızı ne zamana kadar yaptınız gibi bir çok neden var. Tüm gözlem ve bilgilere siz sahipsiniz. |
05-01-2011, 07:47 | #1408 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 19-02-2008
Şehir: osmaniye
Mesajlar: 84
|
Alıntı:
|
|
05-01-2011, 13:57 | #1409 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Sonbaharda toprak işlemesi yaptınızmı? ve o yıl ki yağış neydi? Toprağınız nasıl bir toprak, traktörle içene girdiğinizi söylüyorsunuz, yeri tabanlaştırmış olabilirsiniz, sonbaharda sürüm yaptıysanız toprağın altı taban üstü sürülmüş yağan yağmurları sürülü toprak emecek toprağın altı taban olmasından akıp gitmesi toprağın kuruması uzun zaman alacak, bu kaba çabur içerisinde olan kılcal köklerin çürümesine neden olacak. Bunlar tabi ki, karşıdan bir tahmin, onun için diyorum ki, O sezon neler yaptınız bunu en iyi bilen sizsiniz. Yaptıklarınızı bir düşünün hatayı da bulacaksınız. Buna benzer olayı ben de yaşadım, başıma geldiği için yazıyorum. Sıkılmazsanız anlatayım; Sanırım zeytinler üçüncü yılındaydılar, ve üçüncü yılına kadar aralarını traktörle işliyor kaz ayağı çektirerek ot mücalesi yapıyordum, her traktörle girişimde ya bir dalını kırıyor ya da bir yerlere zarar yapıyorlar. O neden le çapa makinesi almaya karar verdim ve aldım. Meraklıyız hevesliyiz ya bahçeyi temiz tutacağım bir tane ot bırakmayacağım, ben o sene çapa makinesiyle yeri öyle bir işledimki 30-40cm toprağı bulgur gibi yaptım, ve kış geldi o yılda öylesine yağışlı gitti ki havalar, haftada bir yağmur, havalar bir kaç gün açmıştı bahçeye gittim bahçe dize kadar batıyordu. Uzatmayayım yaz geldi, sanırım nisan mayıs aylarıydı, gövdelerdeki kuruma ve lekeler dikkatimi çekti, (Sizinki gibi) Ağaçların üzerlerine bakıyorum yapraklarında bir bozulma yok, fakat bu gövdelerinde oluşanın sebebini bulmalıydım, Ziraat mühendisi arkadaşımı alıp geldim, bu nedir dedim? öyle baktı böyle baktı, vallah nebileyim ya hiç bir şey anlayamadım. Eniştem, ziraat mühendisi onu da aldım gittim, ondan da ona benzer bir cevap alınca öfkeyle ulan sizi mühendis yapanı da sizide .. bir güzel fırçaladım. Sonra bir arkadaşım, sen edremit zeytincilik araştırmaya bir sor dedi, sordum hiçbir netice yok. İzmir zeytincilik araştırmaya günlerce uğraşlardan sonra ulaştım, Durumu anlatıyorum ya böyle bir şey literatürlerde yok diyorlar, son baharda yaprak analizlerini getir analizlerini yapalım diyorlar. Ben sonbahara kadar bekliyemem ki, kafayı bozacağım, o gece sabaha kadar uyuyamadım düşündüm. Ama yanlışı bulmuştum, güzel bir uykudan sonra rahatlamıştım. Üstte yazdığım gibi "kışın bahçeye gittiğimde dize kadar batıyordu", Bu çamurun içinde duran üst saçak kılcal kökler ne olur çürür, çürürse ne olur, Ağacı besleyemez iletişimi sağlayamaz iletişimi sağlayan ne kabuk. Evet benim sorunum bu. Şimdi ne yapmalıydım. Havaların ısınmasıyla toprak iyice kuruduktan sonra biz burada tekli patlatma deriz toprağa 80-100 cm giren arkasında topuzu olan bir aletle yanlamasına enlemesine boylamasına bahçenin tabanını oynattık, bir sonraki kış gittiğimde bahçede neredeyse terlikle gez. Ve sorun bitmişti ağaçlar kendilerini toparladılar, bir daha da sonbaharda derin sürümler yapmadım, öyle bir şeylede karşılaşmadım. |
|
05-01-2011, 15:49 | #1410 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 19-02-2008
Şehir: osmaniye
Mesajlar: 84
|
Alıntı:
|
|
Etiketler |
ağaç, gübre, zeytin, zeytin gübreleme |
|
|