10-10-2011, 06:49 | #151 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Altı ayda bir birisi bonsi için ağaca işkence ediyorsunuz diye aynı mevzuyu çevirip çevirip başlıyor. Aynı cevapları vere vere bıktım. Nedense ülkemizde bilmediği konularda konuşmak bir entellektüel uğraşa dönüştü. Yediğiniz domateslerin seralarda gövdenin gideceği yönü şekillendirilimiş halde üretilmesi sizi ilgilendirmiyor. Tavukların size yumurta sağlaması için konuldukları kafesler de önemli değil. Meyve ve ağaçlarının biçimlendirilmesi de farketmiyor.. Ayağınızdaki pabucun bir hayvanın yüzülmüş derisi olması da önemsiz. Bütün meyve bahçelerinde ağaçlara benzer tekniklerle müdahele edilmesi sonradan aklınıza geldi diye ortadan kalkmıyor. Zaten bu da ne açlıkla ne de fiyatlarla açıklanır. Verimliliği sağlıyor. Bonsai ne işkencedir ne ağaç ecüş bücüştür sadece siz konuyu anlamamışsınız, hepsi budur. Hangi işkence gören bitki gelişiyor de bonsailer elli yüz beşyüz yıl canlı kalıyor. Topraksız ortamda çilek yetiştirme ne oluyor sizce, bitkiyi doğal şartlarından bir de toprağından ayırma. Katı ortamda domates yetiştirmeye ne dersiniz. O da bitkinin doğal şartlatını değiştirme değil mi? Saksılarda teraslarda domates yetiştirme sizce doğal mı? Mahlukat hiç değilse esprileri anlamayı deneyin. Onu da yapmayın bilmediğiniz konularda zikir sahibi olmadan fikir sahibi olma huyundan vazgeçin. İlk mesasjınızda sıraladığınız ürünler tarımsal ürünlerdir bunlar neden ve nerede kullanılıyor diye araştırın bu forum size yeterince bilgi sunacak. Akvaryum ve evde kanarya papağan vs besleme durumları da var, her seferinde aynı konuya bunları yaza yaza bıktım. Size göre doğada ne yetişiyorsa onu toplamak gerek ama en çok EC metre başlığıyla ilgilenmişsiniz doğal şartların yapay biçimde yaratıldığı ortmala. Bonsaiyi solluyor konu. |
10-10-2011, 07:00 | #152 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Evde çiçek yetiştirme konusu var. Sanırım saksıda çiçekleriniz yok sizin. Bitkileri doğal ortamlarından alıp saksılara sıkıştırmıyorsunuzdur. Doğal olmayan şartlar ayarlayıp domates salatalık da yetiştirmiyorsunuz. Doğada evrimle gelişen kimi organizmalar domatesinizin yaprağını kendi yaşamlarını sürdürmek için kullandıkları için bunu zarar olarak da değerlendirmiyor yaprağı da kesmiyorsunuz. Hele bunları topraksız şartlar gibi, doğaya aykırı yollarla yapmıyorsunuzdur. |
10-10-2011, 09:36 | #153 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-08-2011
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,536
|
Sayın Soilless; Siz dağ taş dolaştınız mı acaba ? Bakarak ama. Doğada milyonlarca ''Bonsai'' var. Yurdumuzda hem de. Bizim doğamız da ''Eciş Bücüş'' bitkiler yetiştiriyor yani. Siz Japonlarla sadece dolaşmışsınız. Tanıyamamışsınız, özümleyememişsiniz fikirlerini, amaçlarını, sabırlarını, ruhlarını. Dar alan şartlarından diye, kendinizce ''Eciş Bücüş'' bir muhakeme yapmışsınız. Acaba, o kadar savaşlardan/Yıkımdan sonra, hala her türlü atılım, yenilik.. vb. gibi ''eciş bücüş'' bilgi donanımları bu ''Bonsai'' yetiştirilmesi ruhundan kaynaklanmış olabilir mi? Araştırdınız mı? Japonları yeriyormusunuz. Veya onların ruhu ile olmasa dahi, çaba gösterme, gayret içinde olma, başarma duygusu tatma arzumuza gem mi vuracaksınız. Sizden ne yapmamız gerektiğini söyleyen talimatlarınızı bekliyoruz. Saygı duyalım ki, saygı duyulalım. Özür ve Saygılarımla lütfen. Düzenleyen mrduran : 10-10-2011 saat 09:44 Neden: imla ve yazılım |
10-10-2011, 20:14 | #154 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Mahlukat yorumu en çok ilgimi çekendi. Hayali kurulan biçimi vermek için iplerle sıkıştılarak, bir çok yeri kesilerek, sadece en farklı hayalci görüntüyü vermek için bu kadar müdahale ve de tüm bu müdahale sonucu hiç bir verim yok. Sadece ama sadece farklı bir hayalin canlıda yaratılması. BENCE halamın rahmetli eşi saygıdeğer eniştem. İlkokul mezunudur. Eski eğitim sistemiyle ilkokul 5 mezunu. Almanyada işçi 1982 kesin dönüş yaptı. Bu insan saz çalar, keman çalar (hiçbir kurs ve eğitimi olmadan) ve aynı el becerilerini ağaç oymacılığında da gösterir. Yetenek. Öğrenmekle olmaz. Cansız odunlara şekil veriridi. Hem de evi kirletmemek adına kah küçücük odada tüm odaya muşamba sererek kah banyoda küvetin içinde. bir çiftliğin tüm resminde görebileceğiniz ev, koyun, çoban, demlik, vs. veya bir manga asker ve atlı komutanları tüm arma ve askeri kıyafet ve çizmeleri ile o da bu günün değil 1900-1920 arası kıyafet. Bence hayal budur. Şekillendirme budur. Ha bunu herkes yapabilirmi? hayır. Ama bunu yapamıyorsam. Hayalim için bir canlıyı iple işkence etmeye hiç gönlüm razı değil. |
10-10-2011, 20:18 | #155 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Sn Memet Mahlukat espri değil. Mahlukat görüntünün beyinde algılanıp dile doğal ifadesi. Beyin gördüklerini, bildikleri ile karşılaştırır ve en uygun tanımlamayı yapar. bu tanımlama da anlıktır. Anı tutamazsanız beynin algılaması olan MAHLUKAT terimini yazar veya söylersiniz. |
10-10-2011, 20:51 | #156 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Alıntı:
Köpek evde karşıyım. Bahçede olmalı. Bahçede de 10 m2 lik alanda boynundan bağlı değil. Serbest. Sağladığın sığınma yerini korunaklı yerini yani kulubesini biliyorsa orda soğuktan korunacağını biliyorsa orda aç kalmadan beslenebileceğini, sıcak yaz günlerinde suyunu bulabileceğini biliyorsa ve de duygularıyla size bağlanabiliyorsa ben köpek yetiştirim. korurum beslerim. Zikir sahibi olmadan fikir sahibi olunamayacağını söylemişsiniz. OLUNUR. Göz görür beyin değerlendirir. Biraz sorgulayıp bu bonsai ne iş diye az bir teknik bilgi okuyunca. Beyin karar verir. zikir ve de fikir sahibi olmak için beyin algılaması yeterlidir. Sizin MAHLUKAT demeniz gibi |
|
10-10-2011, 20:56 | #157 |
Ağaç Dostu
|
Sayın soilles memet beyin yazdığı yazıda mahlukat kelimesini ben de espri olarak algıladım. Bizim yaramaz, bizim zibidi, bizim ... vs. tarzında giden bir tarzda. Zira bonsai ile uğraşanlar öyle sanıyorum ki yaptıkları işi ve uğraştıkları canlıları seviyorlar. Fakat ısrarla "Mahlukat" espri değil demektesiniz. İyi de söyleyen espri diyor, söylemeyip okuyan bir başkası espri olarak algılıyor. Siz algılamıyorsanız bunda memet'in kabahati nedir onu anlamadım İnsanlar -siz yapmayabilisiniz ama- sevdikleri sevimli buldukları nesnelere veya samimiyetinin ileri düzeyde olduğu arkadaşlarına/dostlarına belki tanımadığı birine söylese kötü anlaşılacak isimler takabilirler. Bu doğal bir durumdur. Zira bunu ben de yapıyorum. Öyle sanıyorum ki memet Bey'in yaptığı bu tarzda bir isim takmaydı. Zira komikti de. Size komik gelmemiş olabilir yine de olaya ağızdan kaçan bir sözcük, anlık düşünce yakıştırması yapmanız ilginç. Zira ben de böyle bir durum olmadığını düşünüyorum. Sizin bir şekilde bonsai yapımına ve yapımcılarına beslediğiniz öfkenin/nefretin algınıza yön verdiğini düşünüyorum. Düzenleyen DarkYES : 10-10-2011 saat 20:58 Neden: yazım yanlışı düzeltme |
10-10-2011, 21:16 | #158 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Alıntı:
Sn Memetin yetişdirği bonsailere komik veya takma isim olarak çok sevdiği için MAHLUKAT dedi. tamam(türkçe) ok(ingilizce) Ben yetiştime tarzının işkence olduğunu ve de bu nedenle bu yetiştirme tarzı ile yetiştirilen BONSAİ üretim tekniği sonucu tüm canlıların MAHLUKAT gibi göründüğünü BENCE yorumladım. Yorumlarken Sn memetin ifadelerini kullandım. O espri anlamında söylemiş olsun tamam ok yes(zibidi. kreta, vs) BENCE hakikaten MAHLUKAT. Beyin algılaması BENCE bu |
|
10-10-2011, 21:21 | #159 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Öfke nefret DEĞİL önceki mesajlarımda da anlatmaya çalıştığım kadarıyla yetiştirme yöntemini, ve sonucunu görünce beynimin net algılamasını ve de değerlendirmesini yazdım. İsterseniz yetiştirmeye devam edersiniz. Beni de sizi de alakadar etmez. Ben forum ortamında yorum yapıyorum. Ama zikirle ve fikirle. Bu noktada son söz. Görünen KÖY klavuz istemez. veya yabancıdan alıntı olsun KRAL çıplak. BENCE |
10-10-2011, 21:34 | #160 | ||
Ağaç Dostu
|
O zaman ben yanlış anlamışım. Memet espri yapmış ama bence bonsailer mahlukat olarak tanımlanacak hoş olmayan şeyler diyorsunuz. Peki o zaman diyecek bir şey yokmuş. #155 mesajda memet'in değil kendi mahlukatınızdan bahsediyormuşsunuz. Telleme ya da diğer işlemlemleri işkence olarak görmektesiniz. Öyle sanıyorum ki bonsai ile uğraşanlar bu ithamlarınıza karşı bir şeyler yazacaklardır. Fakat bakınız ben bonsai ile uğraşmayan birisi olarak; Alıntı:
Alıntı:
Doğal ortamında da bitkiler zorluklarla karşılaşıyorlar. Sıkıntı yaşamaları durumunda genellikle hayatlarını kaybediyor ya da yaralanıyorlar ve iyileşemeyen yaraları onları kurutuyor ya da öldürüyor. Diğer yandan doğada da bulundukları ortam sebebiyle bitkiler ilginç formlarda olabiliyor. Fakat bir yandan da yeşermeye ya da çiçeklenmeye devam ediyorlar. Öyle sanıyorum ki yaralansalar ya da yaşamlarına kast edecek bir duruma maruz kalsalar zaten yola devam edemezler. Bonsai için kullanılar tekniklerle verilen şekillerde de ağaçlar yaşamaya devam ediyorlar. Elbetteki bilinçsizce ve özensizce yapılan işlemler bitkilere zarar verebiliyor. Öyle sanıyorum ki böyle durumlarda bonsai ile uğraşanların yazdığı üzere, ağaçlarında kuruma ya da çürüme gibi sıkıntılar çıkıyor. Tıpkı doğada yetişen agaçlarda olduğu gibi. Ya da meyve bahçelerinde ağaç yetiştiren çiftçilerin yaşadığı gibi. Buradan hareketle de sağlıklı bir bonsai de aksine iyi bakım ve sağlık görüyorum ben. |
||
10-10-2011, 21:53 | #161 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Alıntı:
|
|
10-10-2011, 21:59 | #162 |
Ağaç Dostu
|
İŞKENCEYE uğrayan ve acı çeken ama onlara işkence eden bonsaicilere karşı koyamayan ağaçları savunanları ve bonsai ile uğraşanlara verip veriştirenleri de da en kısa sürede büyük katılımlı eylemleriyle alanlarda görmek istiyoruz )) |
10-10-2011, 22:14 | #163 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-08-2011
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,536
|
Alıntı:
Sayın Soilless: ÇoK Çok Özürler. af edin lütfen. Yukardaki mesajı yok sayın. Mümkünse tabii. Saygılarımla. Suçladığım şekilde, Bakmayıp sadece gören vede sobelenen bir ''Sazan'' |
|
10-10-2011, 22:20 | #164 | ||
Ağaç Dostu
|
Merhaba Sayın soilless bonsai başlıklarına hoş geldiniz. Bizleri işkenceci olarak görmeniz gerçekten üzücü. Alıntı:
Alıntı:
Verimli olması için illada midemizi doyuracak ürün mü almak lazım. Gözümüze güzel görünmesi ruhumuzun derinliklerine hitap etmesi doyurucu değilmidir. Siz mideniz için yapılabilir gördüğünüzü bizler de gözümüze ölünceye kadar güzel görünmesini isteyemezmiyiz. Ayrıca Tüm dünyanın yaşayan tek canlı sanat dalı olarak görüp kabul ettiği bir uğraşa Eciş Bücüş demeniz de hiç şık olmamış |
||
10-10-2011, 22:24 | #165 |
Ağaç Dostu
|
Bence hiç uğraşmayalım kim ne düşünürse düşünsün üstüne gidildikçe daha da geri tepiyor bu nu bu sanatı insan için de kavramalı kavrayamıyorsa kimse ona yardım edemez anlayamaz boşverelim üzmeyelim birbirimizi. |
10-10-2011, 22:43 | #166 |
Ağaç Dostu
|
Bir bonsai dostu olarak yıllardır İdeal bir Bonsai elde etmek için bir çok farklı teknikleri kullanarak bu hobi ya da sanat ile uğraşmaya çalışıyorum. Şu bir gerçektir ki Bonsai'nin binlerce yılık tarihi süreçin de özü budis rahiplerin kendi ruhsal disiplinleri ve doğaya olan saygının bir yansıması olan bonsaide doğanın dışında da insana saygıda vardır. Saygılar Düzenleyen bonsaisan : 11-10-2011 saat 23:06 |
10-10-2011, 22:48 | #167 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bu cümleyi algılayamadım bonsaisan. Kimler bir birine saygı duymuyorda bu cümleyi kullandınız gerçekten anlayamadım. Biraz açarmısınız. |
|
11-10-2011, 01:08 | #168 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-07-2009
Şehir: İstanbul, Sarıyer
Mesajlar: 505
|
Ağacı, doğayı, çevreyi sevmek ile bir insanı, bir köpeği ya da kanaryayı sevmeyi karıştırdıktan sonra başlıyor bence buradaki saçmalık. Hala ağaca işkence etmekten, ağacın canının yanmasından bahsediliyor. Bir sonraki aşama da ağacın haklarından bahsetmeye geliyor ki bunu da bir iki sayfa öncesinde tartıştık. Bir ağacın canı nasıl yanar? Bir ağaca nasıl işkence edersiniz? Gerçekten merak ediyorum çünkü bu düşünceye sahip birisi "canlı"yı nasıl algılıyor kestirebilmiş değilim. Zira bu anlayışla bir süre sonra acaba fitoplanktonların canı yanıyor mu diye düşünecek misiniz? Ağaçların canının yanması, işkenceye mağruz kalması gibi bir şey algılanamaz derecede saçmadır . Ha derseniz ki 100 yıl önce Jagadish Chandra Bose bitkilerin hisleri olduğunu söylemiştir (hatta böyle bir bilimsel çalışmadan bihaber olduğunuz düşüncesindeyim), bu yüzden bonsai disiplinindeki işlemler bitkilerin canını yakmaktadır... İşte o zaman gelin biyokimya konuşalım. Ha yok ben bitkilerin canını yaktığınızı düşünüyorum, o yüzden yapmayın diyorsanız zannetmiyorum ki burada kimse sizi kaile alsın. Lütfen siz de bir an durup, acaba "bitkilere işkence etmek diye bir şey var mı, olabilir mi?" diye bir düşünün. Sonra bonsaiye karşı içinizdeki o olumsuz düşünceyi doğru şekilde ifade edin. Misal, "bonsailerin şekilllerini üçgen yapmasanız daha şık olmaz mı? Benim görüşüme göre altıgen olsa daha gerçekçi, etkileyici ve doğa ile uyumlu bir sanat eseri oluşturulabilir" gibi akla mantığa uygun önermelerle gelin. |
11-10-2011, 13:55 | #169 |
Ağaç Dostu
|
Konu daha onceleri de gundeme geldi. simdi de dillendiriliyor, daha sonralari da karsimiza cikacak. Kimseye bonsaiyi zorla sevdirecek durumda degiliz, isteyen sever yapar istemeyen de uzak durur. Daha onceleri de, cok ornekler gostererek karsidakini ikna etmeye ugrastik ama Nuh Peygamber olmadi. Sayin soilless de bonsaiyi sevmiyenlerden birisi, ne soyleseniz ne yazsaniz onu ikna edemezsiniz hele de bu saatten sonra, bunca yazdiklarindan sonra, ama gercekten orta yerdeki "iskenceciler" suclamasi, bonsaicileri bonsai calismalarindan oturu birer iskenceci gormesi dusundurucu. Oysa bonsai tum dunyada ilgi goren ve severek sevgiyle, yapmaya calisilan bir sanat dali olarak gorulurken. Turkiyede kimilerince iskence yapildigi iddiasi otaya neden atilabiliyor? Bunu anlamis degilim. Iskence nerde BONSAI nerde, belki bonsaiye karsi olan bir onyargi, ilk anda dusundukleri o oluyor, onyargilardan insanlari vazgecirmek ise imkansiz gibi, ancak kisi kendisi isterse onyargisinin onune gecebilir onun yolu da ogrenmekten gecer. Bonsaicilere iskenceci diyenlere iskencenin ne oldugunu bilerek sadece gulumser ve yoluma devam ederim. Herhalde o da kendi yoluna gider!!! |
12-10-2011, 20:14 | #170 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Arkadaşlar bir anlaşılmazı düzeltmek istiyorum. Ben sizi suçlamıyorum ki!!! Yapmakta serbest olduğunuzu da söyledim. Hatta vurlumak için de büyük harf kullanarak BENCE dedim. 2. hatırlatma: Ben bonsaiyi merak ettim çeşitli kaynakalrdan nedir diye araştırdım. Telle iple bitkinin şekillendirilmesi uygulamasını görünce hiç haz etmedim. Bu nedenle bonsai konu başlığına girmedim yazmadım. İlgilendiğim konu başlığı temel konularda mikoriza başlığında Sn Memet bosai için mikoriza araştırması yaptığını ve de (ESPRİ, SEVGİ) belirtisi olarak MAHLUKAT adlandırmasını görünce dayanamadım. yanıtladım. Çünkü Sn Memetin MAHLUKAT espri veya sevimli adlandırması benim için gerçek olarak gördüğüm algılama ifadesi idi. |
12-10-2011, 20:18 | #171 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Alıntı:
Ben kendim de bazı konu başlıklarında yanlış anlık değerlendirmeler yaptım ve de özür diledim. Özür dilemekten hiç bir zaman gocunmadım. çünkü özür dilemek BENCE öğrenmek ile eşdeğer olarak değerlendiriyorum ve öğrendiğim için mutlu oluyorum küçülmüyorum. Samimiyetiniz için ben teşekkür ederim. Saygılarımla saygı ve sevgilerimle |
|
12-10-2011, 20:42 | #172 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Alıntı:
Ben Bir çok bayandan ister işe giden ister evkadını ve de hayli miktarda işinden başını kaldırabilen ve de çoğunlukla emekli erkek arkdaş, dost abiden şunu duydum ben çiçeklerimle ağaçlarımla konuşuyorum, onlara şarkı söylüyorum Ben bu insanlara 2-3 yıl boyunca sabırla SANAT için; şu şekli vermek istiyorsan ilk yıl şurasından başlayarak, çift dala şu şekilde tek yan dala bu şekilde sağdan aşağıya doğru tek dal vermek istiyorsan bu şekilde yok eğer oturaklı kalın gövdeli birkaç dal üzerine SANAT yapmak istiyorsan bu şekilde; TEL ile veya şu İP ile şu şekilde bağlayacaksın diyerek SANAT yapmalarını isteyemem. Çünkü bırak gübreyi, mikorizayı, kompostu, enzimi vs. onlar çicekleri ve ev ağaçları ile konuşuyorlar, şarkı söylüyorlar. Yani bunu hem kendi doğal psikolojik paylaşımları için yapıyorlar hem de bu yaptıklarının çiçekleri ve ağaçları çok olumlu etkilediğini söylüyorlar. Bu insanlara bonsai yetiştirme tarzını ve de canlı sanat yapmalarını söylemek o insanlara Hücrede filistin askısına alınmış insana mozart dinletmeye benzer. Tabii ki BENCE |
|
12-10-2011, 20:54 | #174 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Alıntı:
Siz de bir deneyin. Evinde balkonunda cam önünde bir çok çiçek yetiştiren bir insana onlardan birini alın ve de şöyle şekilledirin diye SANATI anlatın. O zaman benden ya da benim gibi buraya 6 ayda bir düşen iflah olmaz REDCİYİ karşınızda CANLI CANLI görürüsünüz. SANIRIM |
|
12-10-2011, 20:56 | #175 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Gülümsemek de bir başlangıç SN Tekin |
12-10-2011, 21:23 | #176 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Bundan yaklaşık 5-6 ay önce gazetede okuduğum bir haber vardı. (Önem itibariyle dikkate alınca) Bence Bilmem kaç sütuna bilmem kaç punto ile; Bitkiler konuşuyor haberi vardı. Haydaaa insanlar bitkilerle konuşuyor da bitkilerde mi kendi aralarında konuşuyorlar, dedim. Son zamanların yazarlarımızdan bizim bilmediğimiz ama çocuklarımıza kesin kalacak bir ifade geçti aklımdan. OHA OLDUM. Araştırmacı arkadaşlar işi gücü bırakmışlar araştırmışlar. (ilk başlığı görünce La fontenden masallar gibi geliyor) Araştırma sonucu; Aynı ortamda yaşayan bitkiler, kendilerine bir zararlı saldırısı olduğunda salgıladaıkları kimyasallarla diğer bitkileri uyarıyorlar. Bu kimyasal farkllılığın farkına varan diğer bitkiler de gerekli koruyucu kimyasal salgılarla kendilerini korumaya çalışıyorlar. Bu benim çok klasikleşen BENCELERİMDEN değil. Araştırma sonucu. Belki de Japon bilimadamları. ??? İsterseniz aynı dar güveç tavada iki japon akağacı yetiştirin. Birine bonsai uygulayın diğerine uygulamayın. Konuşmalar belki de doğrudur. Kimbilir. Araştırmacılar bunu söylüyor. Elçiye zeval olmaz. Bitki konuşmaları konusunda gazete reklamı yapmayalım. Google babaya yazın. yanıtını versin. Saygılarımla |
12-10-2011, 21:26 | #177 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Sn Tekin hala gülümsemeye devam ediyorsanız bu cidden iyi bir şey. Gülümsemek olumluluktur. Sonrasında kahkaha gelir ki. Hakikaten ciddi bir olumlu yorumun beynin mutluluk ifadesidir. Umarım kahkaha atarsınız |
12-10-2011, 21:39 | #178 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
[QUOTE=jeomeo;868615]Ağacı, doğayı, çevreyi sevmek ile bir insanı, bir köpeği ya da kanaryayı sevmeyi karıştırdıktan sonra başlıyor bence buradaki saçmalık. Hala ağaca işkence etmekten, ağacın canının yanmasından bahsediliyor. Bir sonraki aşama da ağacın haklarından bahsetmeye geliyor ki bunu da bir iki sayfa öncesinde tartıştık. Bir ağacın canı nasıl yanar? Bir ağaca nasıl işkence edersiniz? Gerçekten merak ediyorum Sn Jeomeo merak ettiğiniz konuyu aslında siz de biliyorsunuz. CANLI SANATIn uygulamasını sanırım biliyorsunuz. Hangi cins TELLE veya hangi cins İPLE sarmanız gerketiğini size anlatmadılar mı? Nasıl sarmanız, nereden geçirerek sarmanız, ne kadar sıkmanız, size anlatılmadı mı? Peki bu tel cinsi, bu ip cinsi, bunların geçeceği yer, bunların ne kadar sıkı bağlanacağı hatta nasıl bağlanacağı neden anlatılıyor. Bitkiyi şekillendirmek, bitkiyi Bitkini dallarında yara açmadan, bu yaradan dolayı bitkiyi kaybetmeden, kurutmadan şekillendirebilmek için değil mi? İşte bu uyarılar ve öneriler bitkinin canını yakmadan onu ÖLDÜRMEDEN SANATI yapmak için uyarılar. BENCE |
12-10-2011, 22:06 | #180 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Aslında keşke SN Memet sevecenlik ifadesi olarak mahlukat terimini Mikoriza başlığında kullanmasaydı da ben de görüp devamında bu yorumlarımı yapmam gerekmeseydi. Herkes bildiği, inandığı şeyi yapar bu yorumlarımı da okumak zorunda kalmazdı. Benim düşüncelerim de bende ve paylaştığım dostlarımda kalırdı. Ama hayat yaşanandır. Bu da yaşanmıştır. Uğraşlarınızda SİZCE başarılar. |
|
|